#imzaladı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Afganistan, 2025 için Özbekistan'dan Elektrik Satın Alma Sözleşmesi İmzaladı
1. Sözleşme Bilgisi Afganistan Elektrik Breşna Şerkati (DABS), 2025 yılı için Özbekistan’dan elektrik satın almak üzere bir sözleşme imzaladı. Anlaşma, DABS CEO’su Abdul Bari Omari’nin liderliğindeki bir heyetin Taşkent’e yaptığı ziyaret sonrasında gerçekleştirildi. DABS sözcüsü Hekmatullah Maiwandi, bu anlaşmanın Özbekistan elektrik sektöründen yetkililerle yapılan toplantılar sonucunda…
#2025#Afganistan#alma#ekonomi#elektrik#foto#haberler#için#imzaladı#Özbekistan&8217;dan#satın#sözleşmesi#tÜm
0 notes
Text
Air India, 800 adet LEAP motoru siparişini tamamladı ve hizmet anlaşması imzaladı
Air India, 800 adet LEAP motoru siparişini tamamladı ve hizmet anlaşması imzaladı
Air India, Şubat ayında duyurulan rekor bir siparişle 800’den fazla LEAP motoru için anlaşmayı tamamladı. Yeni hizmetler anlaşması, havayolunun tüm LEAP motorlu filosunu kapsayacak şekilde düzenlendi.
Air India, 210 adet Airbus A320/A321neo ve 190 adet Boeing 737 MAX ailesi uçağı için güç sağlayacak LEAP motorlarının siparişini tamamladı. Bu anlaşma Şubat ayında duyurulmuştu. İki şirket ayrıca havayolunun tüm LEAP motorlu filosunu kapsayacak çok yıllı bir hizmetler anlaşması da imzaladı.
Air India, 2002 yılından beri CFM müşterisi olup Airbus A320ceo uçaklarında CFM56-5B motorlarını kullanmaya başlamıştı. 2017 yılında, LEAP-1A motorlarıyla çalışan A320neo uçaklarını işletmeye başlayarak Hindistan’da LEAP-1A motorlu ilk operatör oldu. Şu anda filosunda 27 adet LEAP-1A motorlu A320neo ailesi uçağı bulunmaktadır.
Air India CEO ve Genel Müdürü Campbell Wilson şunları söyledi: “Gelecekteki gelişimimizde önemli bir rol oynayacak bu büyük anlaşmayı CFM ile kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. LEAP motorunun daha geniş ölçekte kullanılması ve hizmet anlaşmamız, çevresel etki ve işletme maliyeti açısından işletmemizi optimize etmemize ve müşterilerimize fayda sağlamamıza yardımcı olacaktır.”
CFM International CEO’su ve Başkanı Gaël Méheust ise şunları ekledi: “Air India’nın yeniden güveni, CFM tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Bu sipariş, Hindistan’daki varlığımızı güçlendirecek ve en yüksek CFM standartlarında güvenilirlik, verimlilik ve müşteri desteğiyle Air India’nın gelişimine daha fazla katkı sağlayacak.”
LEAP motor ailesi, ticari havacılık tarihinde en hızlı uçuş saatlerini biriktirerek 33 milyon motor uçuş saati ve 15 milyon uçuş döngüsüne ulaşmıştır.
LEAP motorları, önceki nesil motorlara kıyasla yüzde 15 ila 20 daha iyi yakıt tüketimi ve daha düşük CO2 emisyonu sağlamakla birlikte, önemli ölçüde daha düşük gürültü üretir. 2016 yılında hizmete girdiği tarihten bu yana LEAP motoru, müşterilerimizin aynı uçuşları önceki nesil motorlu uçaklarla gerçekleştirmelerine kıyasla 20 milyon ton CO2 tasarruf etmelerini sağlamıştır.
From left: Gaël Méheust, CFM International; Russell Stokes, GE Aerospace; Campbell Wilson, Air India; and Jean-Paul Alary, Safran Aircraft Engines
The post Air India, 800 adet LEAP motoru siparişini tamamladı ve hizmet anlaşması imzaladı first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/air-india-800-adet-leap-motoru-siparisini-tamamladi-ve-hizmet-anlasmasi-imzaladi/
#Air India#800 adet LEAP motoru siparişini tamamladı ve hizmet anlaşması imzaladı https://www.aeropo
0 notes
Text
"'İnsanlar YOKSULLUKTAN kıvranırken bu PAHALI ve LÜKS KİLİSELERDE DUA ETMEK İKİYÜZLÜLÜKTÜR "'dedi ve YAKILDI
John Hooper.
Üstelik kendisi bir papazdı ve din adamı kimliği ile bunları söyleyip kendi ölüm fermanını imzaladı.
25 notes
·
View notes
Text
Hayatımda beklediğim en iyi 4 saatti kesinlikle 3 kitap sınırı vardı arkadaşımla birlikte gittim 6 kitap imzalattım +1 hazırladığım afişi de imzaladı yehuuu çok mutluyumm 🎊✨️
#ng kabal#imza günü#foto#hepimiz gökyüzü olmak istedik#lordlar ve varisler#delilervecellatlar#ejderha ve yıldız#kırallar ve soytarılar#hgoi#efsaneler ve lanetler#00.00birisizidüşünüyor
7 notes
·
View notes
Text
Bugün olan bir anımı anlatmak istiyorum, benim için çok değerli ve içimde çiçekler açtıran, beni unutlandıran bir şey...
Bugün Filistin'de doğup büyümüş, üniversite için Türkiye'ye gelip burda kalmış bir abinin konferansına gittik arkadaşlarımla. Bu abimiz aynı zamanda Selahaddin Eyyubi'nin torunu.
2021 senesinin Ramazan ayında yine israilin yaptıkları sosyal medyada patlamıştı canlı yayın yapıyorlardı her akşam, annemle birlikte izliyorduk. Ben 8.sınıfa gidiyordum o zamanlar ve bir gün bir resim çizmiştim. Enkaz altında kalmış bir Filistinli kızı, Türk bir kız kurtarıyordu. Filistinlilerin cesaretli duruşundan dolayı onun baş ��rtüsünü turuncu, güven ve özgürlük anlamına gelen maviyi de Türk kızın baş örtüsüne boyamıştım.
Bugün konferanstan sonra yanına gidip anlattım ve imza atmasını rica ettim, imzaladı ve o kadar mutlu oldum ki. O resmi çizerken bırak imzalatmayı yüz yüze gelmek bile bir hayaldi benim için. Aynı davanın insanlarıyız, birlikte bir şeyler yaptığımızı hayal ederdim hep ama hayalde kalacağını bile bile. Ama büyüyünce şunu fark ettim; hayatta her şey gerçek olabilir, yeterki isteyip buna inanalım. Şimdi yine hayal kuruyorum, gelecekte özellikle iş hayatımda onlardan alıcağım tavsiyelerin hayalini. Bu hayali gerçekleştirmek benim elimde ve bu bir gün olucak inşallah.
4 notes
·
View notes
Text
kitap imzalattırdım çıkışta. önümdeki hanımefendi imzalatırken karşıdan bir bey bir şey söyledi, duyamadım. meğer abiyle önceden tanışıyorlarmış, abi de aa senin hanımın mı demek dedi. kitabı ikisi adına imzaladı. şöyle bir âh beee dedim içimden.. bir de hayırlı evlat duâsı istediler, büyükler de vardı herkes duâ etti. kaptınız duâyı helal olsun kız size diye sırtına pıt pıt yapmamak için kendimi zor tuttum. maşaAllah ya.
2 notes
·
View notes
Text
TBMM'de AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, teröre karşı ortak bildiri imzaladı. Bildiriyi CHP ve DEM Parti imzalamadı.
11 notes
·
View notes
Text
19. Yüzyıl'da Osmanlı'nın içine düştüğü durumu bir İngiliz tüccar şöyle ifade ediyordu:
“Osmanlı Devleti, adeta memleketin zararı pahasına 3-5 tefeci ve zenginleşen birkaç paşanın çıkarlarını korumak için varlığını sürdüren bir devlet konumuna gelmiştir.”
Osmanlı, İstanbul'a girişte Türklere vize uygularken, İstanbul'da rumlar,yahudiler ve ermeniler ticaret alanında köşe başlarını tutmuş Galata Esnafı olarak anılmaktaydı. Aynı Galata esnafı 1860'dan sonra ekonomisi batan Osmanlıya yüksek faiz ile borç verecekti.
18.yüzyılda Osmanlı'da ciddi para sıkıntısı baş gösterdi. Öyle ki Osmanlı devlet adamları, 1784'te Fas'tan, 1789'da da Flemenk'ten borç istedi. Bu girişimler sonuçsuz kaldı. Osmanlı borç para bulamayınca, paradaki altın gümüş oranlarını azaltıp paranın (sikkenin) ayarını düşürdü.
Hatta paraları kırpmayı, parçalara bölmeyi bile denedi.
1808-1830 arasında altın sikkelerin biçim ve adı 35 kez, gümüş sikkelerin biçim ve adı 37 kez değişti. Para bulamayan Osmanlı piyasaya hem kâğıt para hem hazine bonosu yerine geçen “kaimeler” çıkardı.
Ancak para sorununa bir türlü çözüm bulunamadı. Bunun üzerine Osmanlı yabancı sermayeye kapılarını açtı: 1838'de Baltalimanı Ticaret Antlaşması'nı imzaladı. Yabancı tüccarlar için gümrükleri %5'e düşürdü. Böylece Türk pazarları yabancıların oldu.
Osmanlı, 1856'da (Islahat Fermanı'yla) yabancı sermaye yatırımlarına, 1867'de de yabancıya toprak satışına izin verdi.
18. Yy'dan itibaren para sıkıntısı çeken Osmanlı'nın imdadına Galata Bankerleri yetişti. 1848'de Galata Bankerlerinden J. Allen ve T. Baltazzi, Osmanlı'ya borç
vermek için, Osmanlı'nın himayesinde, İstanbul Bankası'nı (Banque de Constantiople) kurdular. Galata Bankerlerinin yüksek faizle Osmanlı'ya borç vererek çok kazandığını gören Batılı ülkeler de Osmanlı'ya borç vermenin yollarını aramaya başladılar.
1853 Kırım Savaşı'nda Osmanlı Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa'nın yanında yer aldı. Hem haraç vergisinin kaldırılması hem savaş masrafları, hazineyi fazlaca zorlayınca Osmanlı, 1854'te Avrupa'dan 3 milyon İngiliz lirası dış borç aldı. 33 yıl vadeli, %6 faizle alınan bu borca karşılık olarak Mısır'dan alınan yıllık vergi kaynak gösterildi.
Avrupa Osmanlı'ya borç verirken 5 kişilik bir gözetim/denetim komisyonu kurmayı şart koştu. (Komisyon 3 Osmanlı, 1 İngiliz ve 1 Fransız'dan oluşuyordu).
Avrupa, Osmanlı'ya borç vermek için 1855'te merkezi Londra'da Ottoman Bank'ı kurdu.
5 yıl içinde,
1859'da Osmanlı'nın dış borçları 13 milyon İngiliz lirasına, vadeli geri ödemeleri ise 20 milyon İngiliz lirasına yükseldi.
Osmanlı'ya borç veren ve Osmanlı maliyesini ele geçiren yabancıların baskısıyla 1863'te, adı Osmanlı, kendisi yabancı, Osmanlı Bankası kuruldu.
Bankayı İngiliz ve Fransızlardan oluşan iki kurul yönetecekti. Kuruluş amacı dış borçları ve faizlerini ödemekti.
Osmanlı Bankası, Osmanlı'ya faizle borç verecekti.
Masraflar düşüldüğünde Osmanlı'nın eline aldığı borcun ancak %60.4'ü geçiyordu.
Osmanlı % 5- 6 faizle aldığı borçları verimli kullanamadı. Borçlarla tüketim harcamaları karşılandı. Bazı yatırımlar yapıldı ve Boğaz'da gösterişli saraylar inşa edildi. Borçların çoğu faiz ödemelerine harcandı.
1854-1875 arasında Osmanlı toplamda 3 milyon frank borçlandı. Bir yıl içinde bu borcun onda birini ödemek zorundaydı. Ama ödeyemedi. Osmanlı, 1875'te borç ödemelerini yarıya indirdi, 1876'da da iflas etti.
Her sıkıştığında ilk önce Galata Bankerlerine giden Osmanlı, iflas edince de önce Galata Bankerlerine gitti.
Sarraflar olarak da bilinen Galata Bankerleri, Baltazzi, Lorando Tubini, Korpu,Kamondo, Zarifi, Ogenidi,
Fernandez, Köçeoğlu, Mısıroğlu gibi Levanten, Ermeni, Rum ve Yahudi bankerlerdi.
Sadece devlet adamları değil, son dönem Osmanlı padişahları;
V. Murat, Abdülaziz ve
II. Abdülhamit de Galata Bankerleriyle çok sıkı fıkıydı.
Galata Bankerleri, 1860'larda Galata'da “Komisyon Hanı” ve “Havyar Hanı” diye bilinen yerde Osmanlı'nın ilk borsasını kurdular. +++
Foto: Osmanlı tefecilerinden Zafiri-Osmanlı Bankası
2 notes
·
View notes
Text
Albert Einstein, Japonya'ya gitmişti. Otelde kalıyordu ve otel çalışanına bahşiş vermek istedi ancak, Japonya'da bahşiş kültürü yoktu. Bahşiş vermeyi bazen hakaret gibi kabul ederlerdi.
Emekçi de, "Bu işimin bir parçası,ben maaşımı alıyorum" dedi ve bahşişi kabul etmedi.
Einstein bunu bilmiyordu.
O günde Nobel ödülü alacağını öğrenmişti ve
görevliye, " Sevincimi paylaşmak istiyorum, bahşişi kabul etmiyorsunuz ama müsaade ederseniz size bir hatıra vereyim" dedi.
Otel odasındaki kağıt ve kalemi aldı bir not yazdı.
Albert Einstein diye imzaladı.
Japon emekçi bu notu ömr��nün sonuna kadar sakladı.
Öldükten sonra torunu, açık artırmaya çıkardı ve o notu 2017 yılında bir milyon 600 bin dolara sattı.
Einstein Tokyo Imperial Hotelinde, o kağıda şu cümleyi yazmıştı;
"Mütevazı bir hayat, şuursuz bir başarı peşinde koşulan huzursuz bir hayata göre daha çok mutluluk verir."
Bu cümleyi gerçekten anlamanın edebi, 1.600.000 dolardan daha yüksektir.
Mutluluk pazar da satılmıyor.
Belki iyi bir yatak satın alabilirsiniz ama, huzurlu bir uykuyu satın alamazsınız.
Belki en pahalı güzel bir ev satın alabilirsiniz ama, mutlu bir yuvayı satın alamazsınız.
Mark Twain'nın dediği gibi:
"İyi arkadaşlar, iyi kitaplar ve başını yastığa koyunca uyuyabilen rahat bir hayat, bir vicdan, işte ideal hayat."
8 notes
·
View notes
Text
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
Türkiye’nin en değerli markası Türk Hava Yolları, turizm sektörünün öncü markalarından Jolly ile online otel rezervasyonu hizmeti için iş birliği anlaşması imzaladı.
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
Havacılık sektörüne farklı bir bakış açısı sunacak olan bu iş birliği ile Türk Hava Yolları misafirleri, mobil uygulama ve web sitesi üzerinden yurt içi konaklamaları için 7 bini aşkın otel seçeneğine Jolly kalitesi ve güvencesi ile ulaşabilecek, aynı zamanda da konaklamalarından mil kazanacak. Ayrıca Türk Hava Yolları’nın Miles & Smiles yolcu programı kapsamındaki üyeler, bu rezervasyonlara ödenen her 1 Euro için 2 Mil ’in sahibi olacak. Kazanılan miller ise, konaklamanın tamamlanmasının ardından ilgili üyelerin mil bakiyelerine yansıtılacak.
İş birliği anlaşmasına ilişkin görüş bildiren Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi; ‘’Bayrak taşıyıcı olarak, kıtaları aşan başarılarımıza yaptığımız iş birliği anlaşmalarıyla katkı sunmaya devam ediyoruz. Misafirlerimizin seyahat deneyimini daha konforlu ve ayrıcalıklı hale getirmek için gayretle çalışıyor; hizmetlerimizi zenginleştirmeye özen gösteriyoruz. Bu iş birliğiyle, misafirlerimizin daha fazla noktaya daha kolay seyahat edebilmelerine imkân sağlamış olacağız.’’ dedi.
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar ise; “36 yıldır Türkiye’nin yerli ve milli bir markası olarak büyüyüp gelişirken, güçlü iş birliklerine de imza attık. Bu kapsamda ülkemizin gururu, Türkiye’nin en değerli markası Türk Hava Yolları ile bir iş birliğine imza atmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyoruz. Son yıllarda yaptığımız teknolojik yatırımlarla, global markalara verebileceğimiz hizmet ve kalite derecemizi yükseltirken; Türk Hava Yolları ile yaptığımız iş ortaklığıyla da bunu taçlandırmış olduk. Bu iş birliğini, Jolly markasının hem güvenilirliğini hem de gücünü ortaya koyması açısından önemli buluyoruz.” dedi.
Türk Hava Yolları misafirleri, web sitesinde yer alan Ek Hizmetler- Otel rezervasyonu sekmesinden veya https://turkishairlines.jollytur.com/ adresinden erişim sağlayarak, sunulan otel seçeneklerinden rezervasyonlarını gerçekleştirebilirler.
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
Türk Hava Yolları Hakkında:
1933 yılında 5 uçaktan oluşan mütevazı bir filo ile kurulan Star İttifakı üyesi Türk Hava Yolları, bugün 421 (yolcu ve kargo) uçaklık filosu ile 291 uluslararası, 53 yurtiçi olmak üzere dünyada 129 ülke ve 344 noktaya uçmaktadır. Türk Hava Yolları ile ilgili daha geniş bilgiye www.turkishairlines.com web adresinden veya Facebook, Twitter, Youtube, Linkedin ve Instagram sosyal medya hesapları üzerinden ulaşılabilir.
Star İttifakı Hakkında:
Türk Hava Yolları, ilk küresel havayolu ittifakı olarak 1997 yılında kurulan ve uluslararası ölçekte seyahat edenler için dünya genelinde benzersiz bir ulaşım hizmeti sağlayan Star İttifakı (Star Alliance)’na üye havayolu şirketidir. Kuruluşundan bu yana sürdürdüğü yolculuğunda İttifak, müşteri deneyimini iyileştirmeye odaklanarak en geniş ve en kapsamlı havayolu ağını sunmaktadır. Star İttifakı’na üye havayolu şirketleri;
Aegean Airlines, Air Canada, Air China, Air India, Air New Zealand, ANA, Asiana Airlines, Austrian, Avianca, Brussels Airlines, Copa Airlines, Croatia Airlines, EGYPTAIR, Ethiopian Airlines, EVA Air, LOT Polish Airlines, Lufthansa, Scandinavian Airlines, Shenzhen Airlines, Singapore Airlines, South African Airways, SWISS, TAP Air Portugal, THAI, Türk Hava Yolları ve United’dır. Star İttifakı hâlihazırda, 184 ülkedeki yaklaşık 1.200 havalimanına 10.000’den fazla günlük uçuş sunmaktadır. Bununla birlikte, Star Alliance Bağlantı Ortakları (Connecting Partners) olan Juneyao Airlines ve THAI Smile Airways tarafından başka bağlantılı uçuşlar da sunulmaktadır.
Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı
The post Türk Hava Yolları, Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/turk-hava-yollari-online-otel-rezervasyonu-al/
#Türk Hava Yolları#Online Otel Rezervasyonu Alanında Jolly ile İş Birliği Anlaşması İmzaladı https:/
0 notes
Text
AMPUL NİYE CUMHURİYETİ KUTLAMAZ
İngilizler sömürge işini iyi bilirler.
Zira bu konuda çok tecrübelilerdir.
Bir ülkeyi ele geçirmeden o ülkedeki
Din adamlarını kendilerine bağlarlar.
Dağıttıkları paranın hesabı olmazdı.
Halkın cahil olduğu ülkelerde din önemli bir araçtır.
İngilizlerin özellikle Mısır, Yemen ve Hindistan gibi
Müslüman sömürgelerinde önemli tecrübeleri vardır.
++
1918 yılı Kasım ayında İstanbul’u işgal edince,
İlk işleri İngiliz Muhipler Cemiyeti’ni kurdular.
İşin başına da bir Şeyhülislam’ın oğlunu getirdiler
Ama işi yöneten Hollanda Büyükelçiliği’nin kilisesinin papazıydı.
Bu cemiyetin üyelerinin büyük kısmı şeyhülislamlar ve imamlardı.
Hatta Anadolu’da çok yerde şubeler kurdular.
Şehirlerdeki valiler Muhipler Cemiyeti’nin o şehirdeki başkanıydı.
++
İngilizler, TBMM açıldığında Anadolu’da 60 isyan çıkarttılar.
Padişah İngilizlerin kuklasıydı.
Doğal olarak Anadolu Hükümeti padişahı ciddiye almıyordu.
İngilizler hemen bir fetva yayınlattılar.
Anadolu Hükümeti mensupları halifeye karşı gelmişlerdir.
Bunlar dinsizdir ve KATLİ VACİPTİR.
Arkasından da kukla bir mahkemeden idam cezaları çıktı.
Milli Mücadele’nin 37 mensubuna idam cezası verildi.
++
Osmanlı 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşmasını imzaladı.
Ama bu tür antlaşmalar meclis tarafından onaylanması gerekir.
İngilizler 16 Mart’ta Osmanlı Meclisi’ni kapatmışlardı.
Sevr Antlaşması’nı onaylatacak İstanbul’da meclis kalmamıştı.
İngilizler Sevr Antlaşması’nı TBMM onaylatmayı düşündüler.
Ankara’nın hoşuna gidecek kararlar aldılar.
Hemen idam cezalarını hemen affettiler.
Damat Ferit ve Şeyhülislam Mustafa Sabri bu karara karşı çıktılar.
Ama bir saat içinde İngilizler hükümeti görevden aldılar.
Mustafa Kemal Paşa bu işi anında reddetti.
++
Anadolu Hükümeti Milli Ordu için asker toplamaya başladı.
İngilizler hemen bir fetva yayınlattılar.
Halifenin ordusuna kurşun atan dinsizdir.
İşin mizah tarafı ortada halifenin ordusu yoktu.
Milli Mücadele’ye karşı savaşan zaten Yunan ordusuydu.
Dincilerin hiç biri askere gitmediler.
Bunların çocukları bugün İnönü Savaşları hiç olmadı diyenlerdir.
İngilizlerin bu algısı yüz yıldır silinmedi.
Vahdettin Köşkü’nden Cumhuriyet ordusu onun için selamlanır.
++
Günün sorusu:
Ülkedeki tarikatları bugüne kadar destekleyen,
Hangi ülkedir?
Turan Akıncı
3 notes
·
View notes
Text
ANMA:
BUGÜN 06 OCAK (1693)
OSMANLI TÜRK DEVLETİNİN
HAKANI/HÜKÜMDARI
IV. MEHMET (AVCI MEHMET) ‘İN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmed /Avcı Mehmed (2 Ocak 1642, İstanbul - 6 Ocak 1693, Edirne), 19. Osmanlı padişahı ve 98. İslam halifesidir. Sultan İbrahim'in Hatice Turhan Sultan'dan olan oğludur. Babasının tahttan indirilmesinin ardından 1648'de 6 yaşında tahta çıkan en genç padişah oldu. Ava düşkünlüğünden dolayı "avcı" lakabıyla anılmıştır. 39 yıllık saltanatıyla Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahıdır. Saltanatında Batı'da en geniş sınırlara ulaşılmıştır.
Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi. İnşaatı 60 yılda bitirilemeyen Yeni Cami ve Külliyesi tamamlandı. 1658-1680 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Hünkar Kasrı, Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı inşa edildi.
Yönetimi
1652 yılında malî durumu düzeltmesi için Tarhuncu Ahmet Paşa'yı sadrazam yaptı. Gereksiz giderleri azaltan ve tüm görevlilere vergi koyan sadrazam devletin gelirini artırdı. Ancak rakipleri tarafından padişahın gözünden düşürüldü ve öldürtüldü. Ardından gelen sadrazamlar devlet işlerinin daha da bozulmasına neden oldular. Askerin bir bölümüne ayarı bozuk para verilmesinden ve bir bölümüne ise hiç aylık verilmemesinden ötürü İstanbul'da ayaklanma çıktı. Ayaklananların padişaha verdikleri bir listedeki 30 devlet adamı ve saray ağası öldürtüldü ve cesetleri Sultanahmet Meydanı'nda bir çınar ağacına asıldı. Bu olaya Vaka-i Vakvakiye (Çınar olayı) denir.
1656 yılında Çanakkale boğazı önlerinde Venedik donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması ağır bir yenilgi aldı ve Bozcaada ile Limni Venediklilerin eline geçti, ayrıca Çanakkale Boğazı kontrol altına alındı. Bu durum İstanbul'da büyük paniğe yol açtı. Aynı yıl iç ve dış sorunlara çözüm bulmak üzere Turhan Sultan tarafından sadrazamlığa Köprülü Mehmet Paşa getirildi.
Köprülüler dönemi
Bucaş Antlaşması sonucu Osmanlı sınırları
IV. Mehmed ve Hatice Turhan Sultan'dan tam yetki alan Köprülü, İstanbul ve Anadolu'da güvenliği sağladı. Venediklileri yenilgiye uğratarak Bozcaada ve Limni'yi geri aldı. Ölümünden sonra yerine Fazıl Ahmet Paşa geldi. Fazıl Ahmet Paşa Avusturya'dan Uyvar Kalesini alıp Vasvar Antlaşması'nı imzaladı. Venediklilerden de Girit'teki Kandiye kalesini aldı ve 24 yıl süren Girit savaşına son verdi. IV. Mehmed sadrazam ile birlikte Lehistan seferine çıktı ve 1672 yılında Bucaş Antlaşması'nı imzaladıktan sonra Edirne'ye döndü. Lehistan'ın antlaşma şartlarına uymaması yüzünden ertesi yıl yeniden sefere çıkıldı ve savaş 1676 yılında son buldu. Aynı yıl Fazıl Ahmet Paşa ölünce IV. Mehmed sadrazamlığa Köprülü ailesinin yetiştirdiği Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı getirdi. IV. Mehmed sadrazamla birlikte Rusya'nın ele geçirdiği Çehrin kalesini geri almak için sefere çıktı. Kalenin alınmasının ardından 1678'de Edirne'ye döndü. 1681 yılında Ruslarla yirmi yıl süreli bir barış antlaşması yapıldı.
Yine bu dönemde Eylül 1675'te İngiltere ile imzalanan bir antlaşmayla, I. Elizabeth döneminden beri bu ülkeye tanınmış olan imtiyazlar sistemli bir şekilde özetlendi ve söz konusu imtiyazlar ve kapitülasyonların yürürlükte olduğu belirtildi.
İkinci Viyana kuşatması
Ana madde: İkinci Viyana Kuşatması
İkinci Viyana Kuşatması öncesi Osmanlı sınırları
IV. Mehmed döneminin en önemli olayıdır. IV. Mehmed'in sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ordu ile birlikte Viyana'ya kadar gitmiştir, kuşatma esnasında Belgrad'ta bulunan padişah kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İstanbul'a dönmüştür. 1683 yılında gerçekleşen kuşatma iki ay sürmüş, Tuna Nehri'nin kuzeyinden gelen düşman kuvvetleri yüzünden Osmanlı Ordusu iki ateş arasında kalıp, ağır kayıplar vererek Belgrad'a çekilmiştir. Yenilginin sorumlusu olarak görülen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Belgrad'ta idam edilmesi sonrasında Sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa getirilmiştir.
Kuşatma sonrası
Ana madde: Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları
Kuşatmanın ardından Avusturya, Lehistan ve Venedikliler birleşerek karşı saldırıya geçtiler. Bu dönemde Estergon, Peşte ve Budin kaybedildi. Venedikliler Ayamavra, Preveze, Mora ve Atina'yı ele geçirdiler. Ordu Mohaç Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğradı. Tüm bu gelişmeler IV. Mehmed'e karşı bir güvensizlik yarattı. Ordu ayaklanarak padişahın tahttan indirilmesini ve yerine kardeşi Şehzade Süleyman'ın geçmesini talep etti. Bu talep kabul gördü ve IV. Mehmed 1687'de tahttan inmek zorunda kaldı.
IV. Mehmed tahttan indirildikten sonra iki oğluyla birlikte Edirne Sarayı'na kapatıldı ve 10 Ocak 1693'de orada hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Eminönü'nde Yeni Cami Turhan Valide Türbesi'nde annesi Turhan Validenin yanına defnedildi.
2 notes
·
View notes
Link
0 notes
Text
OLAYIN ÖZETİ ŞU ⤵ :
Geçen seçimde İttifak yapmasa hainlikle itham edilecek olan Yeniden Refah, AKP ile şartlı ittifak yapmak durumunda kaldı. Şartlar milletin menfaatine 30 madde idi. Akp hepsini yerine getireceğine söz verip anlaşma imzaladı. O maddelerin hiç birini yerine getirmeyip , ahdini bozdu. Fatih Bey de ahidlerini yerine getirmezlerse ayrılırız dedi ve ayrıldı. Fakat Akp'nin asla güvenilmez olduğunu da bu vesileyle milletin ekseri de görmüş oldu. Bu arada Yeniden Refah da meclise girdi. Önümüzdeki seçimlerde artık ittifaksız, daha kuvvetli adımlarla yürüyecek inşaallah.
1 note
·
View note
Text
Trump, Beklenen İmzayı Gerçekleştirdi! Üç Ülkeye Ek Vergi Uygulaması Başladı!
ABD Başkanı Donald Trump, beklenen bir kararnameyi nihayet imzaladı. Beyaz Saray, Trump’ın Kanada, Meksika ve Çin’den yapılan ithalatlara ek gümrük vergisi getiren bir kararnameyi onayladığını bildirdi. Bu karara göre, Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalatlara yüzde 25, Çin’den yapılan ithalatlara ise yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacak. Ancak, Kanada’dan ithal edilen enerji kaynaklarına…
0 notes
Text
Adana'da Topuk Kanı Almayan Aileye Dava Açıldı
Adana'da dünyaya gelen bebeklerinden topuk kanı aldırmayan Murat ve Seda Çakmak çifti hakkında dava açıldı. 2,5 aylık bebekleri için kayyum atanan baba Murat Çakmak, "Benim evladım belediye mi ki kayyum atandı?" diyerek isyan etti. Aile, 2,5 ay önce dünyaya gelen bebeklerine topuk kanı aldırmayı ve aşı olmayı reddetti. Hastaneden taburcu olduktan sonra, aile evrakları imzaladı ve durumu bağlı oldukları sağlık ocağına bildirdi. Sağlık ocağı ise bu durumu Sağlık Bakanlığı'na iletti. Bu süreç sonucunda, Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda, bebek M.T. için kayyum atanmasına karar verildi.
Baba Murat Çakmak'tan Tepki
Karara tepki gösteren baba Murat Çakmak, Türk Tabipler Birliği'ni suçlayarak şunları söyledi: “Benim bir evladım daha var. 4 sene önce o dünyaya geldiğinde de topuk kanı aldırmadım ama hiçbir sorun yaşamadım. Ben araştırdım ve topuk kanının alınmasının hiçbir mantığını bulamadım. Daha önce Kars’ta benzer bir durum bir ailenin başına gelmişti ve Türk Tabipler Birliği ortalığı karıştırmıştı. Mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar ve bizim gibi aileleri mağdur ediyorlar. Türk Tabipler Birliği kapatılsın. Topuktan kan alınması için topuğu deldiğiniz zaman enfeksiyon kapabilir ve bizler bundan endişe duyuyoruz. Aynı testleri tükürük ve idrar ile yapabilirler, öyle yapsınlar. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Türk Tabipler Birliği bir anlaşma halinde gibi insanlara saldırmaya başlamışlar. Ben topuk kanı aldırmadım diye bana terörist muamelesi yapıyorlar.”
“Benim Evladım Belediye mi?”
Murat Çakmak, duruma isyan ederek, “Benim evladım belediye mi ki kayyum atanıyor? Biz belediyelere kayyum atanır diye biliyoruz. Benim baktığım, hastaneye götürdüğüm, ilgilendiğim evladımın hakkını mahkemede amcası savunacak. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Ben tıbba asla karşı bir insan değilim. Benim 4 yaşındaki kızım doktor olmak istiyor ve ben onu destekliyorum.” ifadelerini kullandı.
Aile Avukatından Açıklama
Ailenin avukatı Bülent Şeker ise davayla ilgili olarak, “Müvekkil birinci çocuğu için topuk kanı vermedi ve hiçbir sorun olmadı. Ancak ikinci çocuğu için müvekkilimiz topuk kanı ve aşı reddi için yine dilekçe vermiş. Ondan sonra müvekkilin ifadesi alınmış ve kayyum atanmış. Bu süreçte bir tedbir kararı verilecek. Sağlıklı bir çocuk hakkında böyle bir karar verilemez. Bu topuk kanı testinde sayılan ve tespit edilen hastalıkların tedavi edileceği belirtilmiyor, sadece hastalıkların ilerlemesinin durdurulacağı ifade ediliyor. Müvekkilimiz de buna inanmıyor ve topuk kanı aldırmıyor.” şeklinde konuştu. Read the full article
#Adana#aile#Asi#çocuksağlığı#dava#kayyum#MuratÇakmak#sağlık#SedaÇakmak#topukkanı#TürkTabiplerBirliği
0 notes