#ilkses
Explore tagged Tumblr posts
Text
FENERBAHÇE AŞKI
taşın da kalbi yoktur ama onu da bir yosun sarar” …aslında bir futbol takımını hiç karşılıksız sevebilecek kadar hep 13 yaşında kalabilmiş biz de; fenerbahçe’yi entel sanat galerisindeki bir resmi, nadide bir kaliteli şarabı sever gibi değil, her gün tartıştığın ağır depresif bunalımdaki arabesk sevgiliyi, okulda hep kavga edip 7 zayıf getiren hayta oğlunu ya da –belki en önemlisi- bütün umutsuzlukları, başarısızlıkları, para kazanamamışlıkları, tutmayan planlar, uymayan hesaplarıyla kendi hayatımızı, yani kendimizi, diyet dinlemeyen, spor nedir bilmeyen, ödemeleri hep 90+5’e bırakan kendimizi sever gibi, yüzyıllık yalnızlığımızı sever gibi seviyoruz. “5 istediler 6 attık, 10 istediler zaman yetmedi”
dünyadaki en güzel sevgidir, gerçek bir fenerbahçe'li bilir bu sevgiyi , maçlarda yaptığı tezahürat , yolda yürürken içinden söylediği fenerbahçe marşları , ya da boş vakitlerinde önünde bulunan boş kağıtlara hayalindeki 11'i yazmak…lise yıllarında okula gitmeyip maça gitmek olsa gerek bu sevgi, 2 hafta boyunca biriktirilen okul harçlıkları sayesinde alınan bilet ile bir galibiyet yaşamak olsa gerek…maç günü sadece 1 simit ile 8 saat geçirmek..şu anda bile bu satırları yazarken heyecanlanmak olsa gerek fenerbahçe sevgisi, içimde her gün artan ve kendini katlayan bir sevgidir fenerbahçe.
islam cupi'nin kaleminden şöyle anlatılır; türkiye'de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i…ler diye uğurlanmasına rağmen. fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz… "
Sevmek bir ömür
fenerbahçe pendikspora yenilirken de aşıktım, chealsea ile çeyrek final oynarken de. sen beni seviyorsun diye sevmiyorum seni. ya da katıksız aşk çocuğu değilim. sen ne yaparsan yap, ne söylersen söyle aşkıma çizik atamazsın. benim skorla işim yok. aşığım ben. böyle acılı fantezi bir durumdur benim aşklarım. sen sevmesen de sevdiğimi bil yeter diyecek kadar olmadım delikanlılığımdan ama özü budur işin. sen sövsen de, sen yersen de ya da sen mutlu etsen de, aşık olsan da konunun seninle ilgisi yok. herhangi birinin aptallığı ya da zekası, çekici bulup bulmamamla da alakası yok. bunun benimle de ilgisi yok. allah koydu gönlüme anlam vermem gerekmiyor o yüzden.
Hayattan bu rengi alın geri neyi kalır Kİ
AMAÇ TARAFTAR TARTIŞMASI AÇMAK DEĞİLDİR… BİR AŞKIN CANDAN DELİL BULMASIDIR
6 notes
·
View notes
Text
İlkses TV YouTube Fair-Play Programı 4.Sezon Bomba Gibi Başladı Şahin Ateşdağlı: Göztepe’nin 100.Yılında Şampiyon Olacağız!
İLKSES TV YouTube Kanalı Hüseyin Demir ile Fair Play 4.Sezon Bomba Gibi Başladı. Göztepe başantrenörü Şahin Ateşdağlı:“Göztepe Spor Kulübü, büyük bir camia olduğu için spor camiasında her zaman saygı duyulan bir spor kulübü olmuştur. Göztepe’nin şanlı tarihinde basketbol çok önemli bir ediniyor… 2000’li yıllarda Süper Lig’e çıktığımız kadroda yardımcı antrenör olarak henüz kariyerimin başında…
0 notes
Text
LACIVERT BUYU
FUTBOL'UN PSİKODİNAMİKLERİ
”Türkiye'de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, perakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Stadlar Türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen.
Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte,adı konamaz... "
İslam ÇUPİ, 19 Eylül 1985
“Hürriyet Gazetesi, Türkiye’de son dönem seçim araştırmalarının en başarılı ismi Adil Gür yönetimindeki A&G Araştırma Şirketi’ne oldukça kapsamlı ve ilginç sonuçlar elde edilen bir futbol araştırması yaptırdı. Ortaya en ateşli, en çok taraftara sahip, en çok kızılan, en çok para harcayan, en erkek taraftarı olan takımlar çıktı.
En çok taraftar yüzde 33.8 ile Galatasaray’ın. Ardından yüzde 26.6 ile Fenerbahçe geliyor. Beşiktaş 18.4 ile üçüncü. Yüzde 10.1 ile dördüncü Trabzonspor’u yüzde 2.9 oranla Bursaspor izliyor. En ateşli taraftar yüzde 44.8 ile Çarşı taraftarı. Bunu Fenerbahçe, Galatasaray ve Bursaspor takip ediyor. Takımına en bağlı taraftar Cimbombom’un. Aynı şekilde en sıkı seyirci ve izleyici kitlesi de sarı-kırmızılı. Futbol için en çok taraftarı bulunan Galatasaraylılar futbola en çok vakti de harcıyor. Ama iş paraya gelince cimriler. En az harcamayı onlar yapıyor. Fenerbahçe taraftarı spora en çok parayı harcıyor. “
“Türkiye'de Fenerbahçe Amerika'dır,öbür kulüpler bütün dünya...Bütün dünyada darbeler bir kelle düşürüp yerine başka kelle koyabilir, sosyalizm, komünizm beklenmeyen yumuşama resitalinin tuşlarına doğru parmak uzatabilir, utanç duvarı, özgürlük kuleleri, yıldızı tek ve kırmızı saraylar yerle bir edilebilir, dünya döner, yaşam bir başka biçimde çığlıklar atar sabahlara...Ama paranın tek sahibi giderse, hayat biter. O zaman dünya rekabeti değil, dünya mezarlığı kurulur bu yaşı başı belirsiz yuvarlak kürede...” İslam ÇUPİ, 05-09-2000
http://www.galatasaray.org/index.php
“Fenerbahçe büyükl��ğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte,adı konamaz... " İslam ÇUPİ
”According to Kant, the world outside ourselves causes only the matter of our sensation. Our brains order this matter and supply the concepts of which we understand experience”.
"Kant'a göre dışımızdaki dünya yalnızca duyumlarımızın maddesine neden olur. Beynimiz bu maddeyi düzenler ve deneyimden anladığımız kavramları sağlar." Systems Thinking, Systems Practice, Peter Checkland, Wiley
“Doğa yasalarını andıran ona sığmayan birtakım sanılardan oluşan çerçevelere paradigma denir.”
“Mayıs: Galatasaray, UEFA Kupası’nı kazandı 2000 yılı Mayıs ayında Galatasaray, UEFA kupasını kazanan ilk Türk takımı oldu.”
“Yalnız, aykırı tek bir örnekten ötürü paradigma yanlışlandı diye kenara bırakılamaz.”
“KADIKÖY'DEKİ MAÇLAR
Fenerbahçe ile Galatasaray'ın Kadıköy'de yaptığı son 11 resmi maç şöyle:
Tarih Organizasyon Sonuç (FB-GS) ---------- -------------- ------------- 07.02.2001 Türkiye Kupası 4 – 4 06.05.2001 Lig 2 – 1 16.02.2002 Lig 1 – 0 06.11.2002 Lig 6 – 0 29.02.2004 Lig 2 – 1 22.05.2005 Lig 1 – 0 08.03.2006 Türkiye Kupası 2 – 1 22.04.2006 Lig 4 – 0 03.12.2006 Lig 2 – 1 08.12.2007 Lig 2 - 0
1. juninho fenerbahçe türkiyenin en büyük kulübü ve galatasarayayla kadiköyde yaptığı maçlara bakınca çoğunu fenerbahçe yenmiş yani bu haber fenerbahçe için çok önemli değil fenerbahçe her zaman galatasaraydan üztündür
http://magazinhaberi.com/magazin-haberleri/37961/buyu-bozuldu
http://yeni.beykent.edu.tr/WebProjects/Uploads/METIN%20INCEOGLU_Tutum-algi-iletisim.pdf
Üç büyük klübümüz arasında Fenerbahçe, medya ve kitle iletişim araçları arasında, uzun zamandan beri, yönetici, yazar, muhabir düzeyinde en çok temsile sahip olanıdır. Bu yüzden kitle iletişim araçları, gazete, televizyon, radyo ve dergilerin yayınlarında Fenerbahçe haberleri daha ağırlıklı yer tutar, Fenerbahçe daha başarılı ve büyük bir takım olarak tanıtılır. Sürekli olarak bu mesajlara (propagandalara) maruz kalan Fenerbahçe taraftarı, spor yazarı, yöneticisinin zihninde Fenerbahçe’nin gerçekten en büyük takım olduğuna ilişkin kalıplar, yargılar oluşur. Bu kalıp ve yargılar ise dış dünyadan gelen uyarılardan bağımsız bir algılama yaratarak bu büyüklük inancını ve kalıplarını besler. Üç büyük klüp arasında (bugüne kadar) sportif alandaki başarılar açısından büyük bir fark olmamasına rağmen Fenerbahçe camiasının üyeleri arasında kendilerinin en başarılı, en büyük, en çok taraftarı olan klüp olduğu inancı yaygındır.
Bu inancın oluşması ise mesleklerinin zirvesinde yer alan bazı Fenerbahçe taraftarlarının medya içinde önemli mevkilere tırmanması, kendi benliklerine ilişkin özgüven, başarı ve mükemmellik duygularıyla inançlarını seçtikleri varlıklara atfetmeleri, kendi benliklerinden pay alan kusursuz ve en büyük Fenerbahçe kalıbının oluşması, ellerindeki medya gücüyle bu doğrultuda yapılan yoğun bir “EN Büyük Fenerbahçe” bombardımanına girişmeleri ve Muzaffer Şerif’in grup içi uyum mekanizmalarına ilişkin deneylerinde elde ettiği bulgulara uygun olarak diğer Fenerbahçe taraftarlarının da grup içinde ağırlığı olan bu ağır abilerin oluşturduğu grup ortalamasına uymasıyla gerçekleşmiştir.
Bu süreç sonunda Fenerbahçe taraftarlarının zihinlerinde “Büyük Fenerbahçe” kalıbı oluşmuş, dış dünyadan alınan duyu verileri bu kalıbın süzgecinden geçtikten sonra bilince ulaşır hale gelmiş ve Fenerbahçe taraftarları, zihinlerinde bulunanı dış dünyada da bulur olmuşlardır. Zihinlerindeki kalıba uyan veriler abartılmış, uymayanlar ise ego ve savunma mekanizmalarıyla rasyonalizasyon süzgeçlerinden geçirilerek elenmiş, önemsiz hale getirilmiştir. Bu sanal büyüklük inancı fazlasıyla abartılmış, yazılara, tavırlara, davranışlara yansıyan kibir halesi yaygınlaşmıştır. Bu kabından taşan kibirli hal ve davranışlara karşı gösterilen tepkiler de yine aynı mekanizmalar sonucunda Fenerbahçe’nin büyüklüğü inancını beslemiş, Fenerbahçe camiasi, kendi kendini onaylayan, dış dünyadaki tepkileri de onaylama vesilesine dönüştüren kapalı bir inanç grubuna dönüşmüştür.
Oysa zihinlerdeki büyük Fenerbahçe ile fani dünyadaki kanlı canlı Fenerbahçe arasında dağlar kadar fark vardır. Zihinlerdeki Fenerbahçe’nin büyüklüğü camia mensuplarında beklentilerin de yüksek olması sonucunu doğurur. Beklentilerle doğru orantılı başarı olmadığı için de klüp yöneticileri, teknik direktörler, oyuncular sürekli değiştirilir. Sürekli transfer yapılır, sürekli hoca değiştirilir, sürekli yönetimler değişir. Bu yüzden, klüp yönetimine yıllarca kaos ve kargaşa hakim olmuştur.
Fenerbahçe taraftarı, Fenerbahçe söz konusu olduğunda rüyalar aleminde uçuşa geçer, çünkü zihninde bir masal dünyası yaratmıştır. Bu masal dünyasının sırça köşkü ise kitle iletişim araçlarının yoğun bombardımanı sonucunda inşa edilmiştir. Aynı taraftar, gerçekliğin başka herhangi bir alanı söz konusu olduğunda her fani gibi, her fani kadar nesnel, tarafsız olabilmektedir.
Türk futbol dünyasının, yaklaşık yüz yıllık tarihinde, üç büyük klüp arasında maddi ve manevi açıdan büyük farklar olmamıştır. Buna karşılık Fenerbahçe’de, camia üyeleri arasında var olan yüksek beklentiler nedeniyle oluşan kaos, kargaşa ve istikrarsızlık diğer iki büyük klübe göre daha fazla yer tutmuştur. İmkanların eşit, yönetim ve istikrarsızlığın dengesiz olduğu bu koşullarda diğer iki büyük takımın Fenerbahçe’ye göre az da olsa daha başarılı olması gerekirken her üç klübün de başarı açısından kabaca aynı düzeylerde bulunması futbol dünyamızın loş kalmış köşelerinin ağırlıklı olarak sarı lacivert renklerle bezenmiş olmasıyla açıklanabilir ancak.
Fenerbahçe ve diğer iki büyük klüp arasındaki arzu, istek ve beklenti farkı klüplerin başarı çizgisinden de izlenebilir. Galatasaray ve Beşiktaş takımları 14-15 yıl gibi uzun süreler şampiyonluk hasreti çekmişken bu süre Fenerbahçe camiasında 5-6 yıldan öteye gitmemiştir. Beşiktaş ve Galatasaray takımları istikrarlı şampiyonluk serilerini daha kolay yakalarken, Fenerbahçe aynı istikrarı yakalayamamıştır. Beşiktaş ve Galatasaray daha huzurlu ve sakin yönetilirken Fenerbahçe bir türlü kargaşadan kurtulamamıştır.
Fenerbahçe taraftarlarının zihninde yaratılan büyük Fenerbahçe imgesinin altı yıllarca doldurulamamıştır. İslam Çupi’nin, “Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte,adı konamaz... " ibaresinde görüldüğü gibi zihinlerde ve gönüllerde olan büyüklük bir türlü tanımlanamamaktadır çünkü dış dünyada bu imgeye tekabül eden bir büyüklük bulunmamaktadır.
Galatasaray’ın 2000 yılının Mayıs ayında UEFA kupasını alması ise Fenerbahçe taraftarlarının gerçek dünyadaki sıradan Fenerbahçe gerçeği ile kendi zihinlerindeki büyük Fenerbahçe sanrısı arasında ördükleri kalın zırhta derin bir delik açarak büyük bir travmaya yol açmıştır. Zihinlerde ve gönüllerde Fenerbahçe en büyüktür ama dış dünyada büyüklüğün en somut göstergesi olan Avrupa başarılarında Galatasaray öndedir. Egoları sarsan, gururları ayaklar altına alan bu gerçeği silmenin yolu olan daha büyük bir başarıyı kısa vadede yakalamak ise hayaldir. Bu durumda zihinlerdeki büyük Fenerbahçe imgesini korumak için , dış dünyadaki büyüğü, en azından kendi evinde sürekli yenmek, yaraları sarmanın en kolay yolu haline gelir.
Yine futbol dünyamızın loş sarı lacivert köşelerinde kalan bir seri sonucunda bir Saraçoğlu efsanesi yaratılmıştır. Dış dünyada en başarılı, en büyük Galatasaray’dır, ama zihinlerdeki en büyük Fenerbahçe, en büyüğü sürekli yenmektedir. Yaralar sarılmış, ego tamir edilmiş, kırılan gurur ayağa kaldırılmıştır. Yaşar Kemal’in “Dağın öte Yüzü” üçlemesinde anlattığı yoksul ve çaresiz köylülerin yaşama tutunmak için ürettiği ermiş köylü Taşbaş efsanesi gibi Saraçoğlu Efsanesi yaratılmış ve ona tutunulmuştur.
İttire, kaktıra yaratılan Saraçoğlu efsanesi giderek kendine doğrulayan bir kehanete dönüşmüş, her iki camianın, oyuncusundan yöneticisine kadar bütün mensuplarının kendilerine biçilen rolleri kanıksamaları ve o rollere (gardiyan ve mahkum) uygun kişilik ve tavırlar sergilemesiyle sonuçlanmıştır. Böylece çok ciddi sonuçlara yol açabilecek bir travma hasarsız olarak atlatılmıştır.
Galatasaray’ın UEFA kupasını kazanması ise benzer tutum, davranış ve tepkilerin Galatasaray camiası mensuplarında da ortaya çıkmasıyla sonuçlanmış, taraftarların zihninde az da olsa maddi bir temeli olan “Büyük Galatasaray” imgesi doğmuştur. Fenerbahçe’nin yıllarca içinde kıvrandığı ortama bu defa Galatasaray yuvarlanmış, istikrarsızlık, sürekli transfer ve hoca değişiklikleri olağan uygulamalar haline gelmiştir. UEFA kupası yolunda, içine düşülen borç tuzağı, yükselen beklentilerle beslenen transferlere, istikrarsız yönetimlere yol açmış ve sonunda takımın ve klübün dibe vurmasıyla sonuçlanmıştır. UEFA kupasıyla başlayan ve Saraçoğlu efsanesiyle sonuçlanan travmanın nedeni olan dış dünyadaki “Büyük Galatasaray” imgesi yerle bir olmuş, Fenerbahçe’nin Aziz Yıldırım yönetimindeki uzun istikrarlı yönetiminde yapılan alt yapı hamleleri en azından futbol dışındaki dallarda meyvelerini vermeye başlamış, gerek Türkiye gerek Avrupa seviyesinde şampiyonluklar teker teker kayıtlara geçmeye başlamış, böylece “Büyük Fenerbahçe” imgesi yeniden kurulmuş, işlevini, var oluş nedenini yitiren Saraçoğlu efsanesinin Saraçoğlu’nun çimlerine gömülmesi bir çıkmayan kırmızı kart hatasına bakmıştır.
0 notes
Text
Amazon🔗İlkses gazetesi🔗Pinterest✔ Hollywood'ın senaryo gereği uzaya gönderdiği ilk Türk rahmetli aktör Muzaffer Tema beyefendidir (film olduğunun farkındayım film seti tabiiki de uzay değil)bana çok karizmatik gelir artık kendi ırkım Çerkez kökenli olmasından mı bilemem?1960 yapımı bilimkurgu ben pek beğenmem filmi ama dönemine göre iyi bir çalışma sayılır Usalı senaristler uzaya gidebilecek 12 ülke düşünmüşler bu Türkler de gider deyip Tema'ya doktor-Selim Hamid rolünü vermişler o isimden belli cıa'nin başımıza Osmanlıcılık diye bir belâ öreceği padişah isimleri neyse kendi teknolojimiz ve üretimimizle gidemedik 55 milyon dolar ödeyip uzaya turist gönderdik belki de bu bir özürdü Alper Gezeravcı'ya zira fetöcülük komplosuyla ordudan atıldı iftiraya kurban gitti direndi savaş verdi temize çıktı insanın kaderinde yazılı olanı hiçbir güç değiştiremez daha doğmadan alnına"UZAYA GİDECEK İLK TÜRK"yazısı kazınmış ve uzayda ilk sözleri ATATÜRKTEN ALINTI OLDU "İSTİKBÂL GÖKLERDEDİR" Gezeravcıyı İran asıllı Kürt kökenli astronota karşılattılar tesadüf demeyin cıa her taşın altından çıkar bunu nasıl okuyalım bölgede Usa;Türkiye ve İran üzerinden bir Kürt devleti mi kurduracak yoksa diğer astronotların kökenlerine bakıp mı karar verelim Danimarka/Rus/Usa/İtalyan/İsveç/İspanyol/Japon diğeri neydi işte yeni saçma bir dünya düzeni peşindeler mi? Tamam biliyorum Hindistan/Çin vs gittiler uzaya da ben şimdiki düzenden yola çıktım neyse arap yok Gezeravcı Yörük yani tam Anadolu Türkü bunu cıa'nin siyasal İslâm projesinden vazgeçtiği (fos çıktı ) artık deliktekileri mi çıkaracağı deliğe mi iteceği sorusuyla kafam doldu yoksa bu Türklerden kurtulamayacağız turist de olsa her yere gelecekler rol verelim geçmişine yandıklarıma mı dediler?????????(!!!!!!!!!!!)
instagram
0 notes
Photo
İzmir'de günlük olarak yayınlanan İlkses Gazetesinin benimle yaptığı RÖPORTAJ... https://www.instagram.com/p/CHH_ISbAHsL/?igshid=dmrjws8jo38c
1 note
·
View note
Text
Onu nasıl unutamam ?
Bu yazımda sizlere aşkın beynimizi yıkayıp, gözümüzü kör etmesinden ve aşk acısı denilen şeyin birer ilüzyon olduğundan bahsedeceğim.Önce bir insan bir insandan neden ayrılamaz? Birinci sebep ondan daha iyi birisini bulamayacağı içindir.İkinci sebep onsuzluğa dayanamayacağı, o acıyla başedemiyeceğini düşündüğü içindir.Üçüncü sebep onu bir başkasına teslim etmemek, bunu düşündükçe bile kötü olduğu içindir.Dördüncü sebep ten teması evet onunla yaşadığı bu yakınlık çiftlerin birbirine yakınlığını arttırır heleki bu ilkse bir taraf için ayrılmak hiç kolay olmaz.Beşinci ise emek verdiği ilişkinin bozulmaması içindir.Altıncı sebep ailesiyle anlaşamayan biri sevgilisini ailesi gibi görür ve ayrılırsa kimsesiz kalacağını düşündüğü içindir.Yedinci, sekizinci...Diyerek gider.Bu sebepler seven taraf erkekte olsa kadında olsa ortaktır.Ama detayda kadınlara ve erkeklere ayrı sebepler sayabiliriz.Herneyse..Gördüğümüz üzere bütün sebepleri aslında biz ortaya çıkartıyoruz.Masumane duygularla sevenlere beyinleri bir oyun oynuyor.Yok öyle birşey arkadaş s*ktir et gitsin.Ondan daha iyileri girecek hayatına geniş düşün.Av mevsimi adlı filmde ne diyor bakış açını değiştir.Karşındaki yanlış yaptıysa yol ver gitsin.Unutma bir kere yapan hep yapar.Yok ben ona muhtacım diyorsan sen daha çok muhtaç olursun.Uykum geldi bunları unutma ve kendine gel.Detaylı yazımda görüşmek üzere.
icimdekibensen
#postlarım#antidepresan#anksiyete#ankara#siyah beyaz aşk#bipolar#aşk#aşık olmak#sözsokakta#sevimliucube#dokunmayanarsin#yitiriyoruz#birazparabirazsen#raziyeez#vodkaverinbana#hernameismazzy#karamellisurup#zihnimdesin#omzunevim#geceninbeklentisi#velevkirenkliyiz#solugumdasin#ahpiraye#kadehsenvegece#yalnzadam#bokmutluyuzaqq#rakiyaasikkadin#ucurumkenarindakikuller#whatsapp grubu#whatsapp grupları
16 notes
·
View notes
Text
62 yıllık avukat evinde ölü bulundu
62 yıllık avukat evinde ölü bulundu
62 yıllık avukat evinde ölü bulundu 62 yıllık avukat evinde ölü bulundu Antalya ’nın Finike ilçesinde avukatlık yapan 87 yaşındaki Selahattin Sözen evinde ölü bulundu. 62 yıllık avukat evinde ölü bulundu Antalya ’nın Finike ilçesinde avukatlık yapan 87 yaşındaki Selahattin Sözen evinde ölü bulundu. Edinilen bilgiye göre, Finike ilçesinde 62 yıldır serbest avukatlık yapan ve eşini 5 yıl önce…
View On WordPress
# güncel#AK Parti Malatya#ege#Gündem#Haber#Haber Malatya#habermalatya#ilkses#Kanal Malatya#Malatya#Malatya Haber#malatya hava durumu#malatyahaber
0 notes
Photo
Sitemize "DEAŞ'a darbe üstüne darbe!" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://www.haber4k.com/2017/01/deasa-darbe-ustune-darbe-h113237.html
0 notes
Text
Veli BEYSÜLEN: Para tuzağının adı sağlıkta dönüşüm!
Veli BEYSÜLEN: Para tuzağının adı sağlıkta dönüşüm!
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM! Veli BEYSÜLEN yazdı: Birkaç gün önce dostum, Enfeksiyon Hastalıkları ve Kinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Torun’un İLKSES TV kanalında sunuculuğunu yaptığı “SAĞLIK HAKTIR” programında, konuğu İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak ile yakında açılması planlanan İzmir Şehir Hastanesini konuşup, şehir hastaneleri projesi ve iktidarın genel sağlık…
View On WordPress
0 notes
Text
Buca en önemli simgesi Tarihi Forbes Köşkü Yağmalanıyor.
Hırsızların yeni adresi olan köşkün çatısındaki kurşun levhalar çalındı ve mermer korkulukların bir kısmı kırılarak paramparça edildi. İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in ; Buca’nın en eski levanten yapılarından asırlık Forbes Köşkü, ilgisizlik ve bakımsızlığın son kurbanı oldu. Kentin en önemli tarihi yapılarından birinin bakımsızlık sebebiyle harabeye dönmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Buca Kent Konseyi Başkanı Cem Unutmuş, “Buca’nın tarihi açısından çok önemli ve dünyaca tanınan Forbes Ailesi’nin geçmişte oturduğu bir köşk. Neredeyse 23 yıl olmuş restorasyon başlayalı. Köşkün şu an kapıları, pencereleri açık. Camları kırılmış, isteyen içeriye girebiliyor. Ne kadar kötü bir restorasyon işlemi yapıldığı da görülüyor. Taş bir yapının nasıl olur da betonarme bir şekilde aslına uygun olmadan restore edilmeye çalışılır? Buna da hangi kurum onay verip, denetleyip, takip ettiyse bunlar ayrı soru işaretleri. Buca’nın en ünik yapıları arasında bulunuyor. Birçok filmde ve dizide de kesitleri yer alıyor. Köşkün içine girdiğimizde elektrik kablolarının çalındığını, döşemelerin kaldırılmaya çalışıldığını, kurşun kaplı çatının hırsızların hedefi haline geldiğini, demir parmaklıkların da aynı şekilde çalındığını gördük. Son 1-2 yıldır bu tahribat çok hızlandı. Yapının her şeyi paramparça edilmiş şekilde. Üst kata çıkış merdivenleri tahta suntalarla tutturulmuş, kapıların arkasına tahta dayayıp kapatılmaya çalışılıyor. Güvenlik kamerası yok. Etrafını tel örgüyle kapatıp girişin yasak olduğunu bildiren tabelaya rastlayamıyorsunuz. Herkes elini kolunu sallayarak girebiliyor. Bölgeye gelen insanlar otoparkmış gibi araçlarını önüne park ediyor. Bu, Buca’nın tarihi değerlerinin yok olup gitmesi noktasında bir özet gibi. En önemli, en ünik yapının bu hale dönüştürülmesi bir utanç vesikası” dedi. Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi alanı içindeki tarihi Forbes Köşkü 'nün yok edildiğini dile getiren Unutmuş, “Mıssir Köşkü’nün de önceden bakanlığa ait olduğunu sonradan ise müftülüğe devredildiğini öğrendik. Kısa bir süre önce oranında bahçe parmaklıklarının çalınmasının ardından 1 ay sonra içinde de yangın çıkarıldı. Bahçe parmaklıkları gündüz saatlerinde araçların yanaştırılarak kesilip götürüldüğünü duyduk. Söz konusu alan Buca Karakolu’na 100-200 metre uzaklıkta. Yani gündüz gözüyle bunlar yapılabiliyor. Bu gibi köşklerin içine girip her şeyini çalıp çırpabiliyorlar. Buca’da son 2 yıldır yangınların, şaibeli yıkımların olduğunu görüyoruz. Burada düğmeye basıldı. Sistematik bir şekilde birçok yapıya zarar veriliyor. Üzülüyoruz. Biz nasıl koruyabiliriz, nereye kadar gücümüz yeter... Eski yapıların envanter kaydının tutulması için bir çalışma başlattık. Bu işin temel altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Teknik yazılım geliştirildi, projelendirme aşamasındayız. Yapının kaydını girdiğinizde teknik özelliklerini görebileceksiniz. Bu projeye kim katkı koymak isterse iş birliğine açığız. Hep birlikte burada böyle bir koruma kalkanı oluşturmak zorundayız. Bu bizim tarihi görevimiz” ifadelerini kullandı.
Read the full article
0 notes
Text
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Ahmet Aydın, İlkses TV’de İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Erdal Erek’in sunduğu “Siyaset Kulisi” programına konuk oldu. Erek’in sorularını yanıtlayan Aydın, Seferihisar’da gerçekleştirilen devlet yatırımlarından, devam eden projelerden ve teşkilat çalışmalarından bahsetti. İlkses TV ekranlarında yayınlanan “Siyaset Kulisi” Programında Erdal Erek’in…
View On WordPress
0 notes
Text
Bengisu Avcı: Limitler sadece zihnimizde
İlkses TV YouTube Kanalı Yayınlanan Fair-Play Programı Bu Hafta Milli Sporcusu Bengisu Avcı Konuk Oldu. Milli Sporcusu Bengisu Avcı:”Hiçbir zaman pes etmeyin! Limitler sadece zihnimizde… Her gün daha fazlasını başarabilirsiniz” ”Oceans Seven (7 okyanus) için çıktığım yol, uzun ve zorlu bir yolculuk… Parkurun 4’ünü tamamladım. Önümüzdeki dönemlerde diğer 2 parkura hazırlanıyorum. Yaklaşık 6 yıldır…
View On WordPress
0 notes
Text
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Ahmet Aydın, İlkses TV’de İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Erdal Erek’in sunduğu “Siyaset Kulisi” programına konuk oldu. Erek’in sorularını yanıtlayan Aydın, Seferihisar’da gerçekleştirilen devlet yatırımlarından, devam eden projelerden ve teşkilat çalışmalarından bahsetti. İlkses TV ekranlarında yayınlanan “Siyaset Kulisi” Programında Erdal Erek’in…
View On WordPress
0 notes
Text
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Ahmet Aydın, İlkses TV’de İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Erdal Erek’in sunduğu “Siyaset Kulisi” programına konuk oldu. Erek’in sorularını yanıtlayan Aydın, Seferihisar’da gerçekleştirilen devlet yatırımlarından, devam eden projelerden ve teşkilat çalışmalarından bahsetti. İlkses TV ekranlarında yayınlanan “Siyaset Kulisi” Programında Erdal Erek’in…
View On WordPress
0 notes
Text
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
Başkan Aydın, Seferihisar’ı yatırımlarla kuşattık
AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Ahmet Aydın, İlkses TV’de İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Erdal Erek’in sunduğu “Siyaset Kulisi” programına konuk oldu. Erek’in sorularını yanıtlayan Aydın, Seferihisar’da gerçekleştirilen devlet yatırımlarından, devam eden projelerden ve teşkilat çalışmalarından bahsetti. İlkses TV ekranlarında yayınlanan “Siyaset Kulisi” Programında Erdal Erek’in…
View On WordPress
0 notes