#işaret levhaları
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Hakikatin bile bayatına tahammül edilemez. Hakikat sürekli olarak kendini yeniler. İnsan bu yenilenmeyi doğru yoldan yapmazsa yaradılış onu zıt yoldan yapar. Tırmandığını unuttunsa öyle duracağına düş ve yeniden tırman; durmaktan daha iyi bu. Ot gibi varolacağına öl ve yeniden diril. "
22 notes
·
View notes
Text
Yoldaki İşaretler…
İşaret levhası, kendi dışındaki bir şeye işaret eder.
Trafikteki, işyerindeki işaret ve ikaz levhaları, bakıp seyredelim diye değil. Nerede olduğumuzu, nereye gittiğimizi bilelim, zarar görmeyelim diye. Dikkatli olalım, konumumuzu bilelim, kaybolmayalım diye.
Çiçekteki nakış, kırlangıçtaki sanat, ay güneş yıldızlar ve eldeki yüzdeki harikuladelik, birer dikkat levhası. Kendi dışındaki bir hakikate işaret eder. Nakkaşını, sanatkarını, ilmi her şeyi kuşatan Alîm, Kadir, Hakîm esmasıyla Allah'ı tanıtır.
Tabiattaki kanunların her biri; perde arkasındaki hikmet ve rahmet sahibi bir kanun koyucuya işaret eder.
Gökte bulut ve yeryüzü birer işaret levhasıdır. İkisi de cahil ve bilinçsiz. Birbirinden uzak ve farklı özellikteki varlıklar arasındaki yardımlaşma, birbirinin ihtiyacına cevap verme fiilleri, onları idare eden aynı Zatın bir olduğuna işaret eder.
Dikkatlice baktığımızda görebildiğimiz ibret levhası olan her şey; O’nun rahmetinin, cömertliğinin, ilminin, kudretinin, lütfunun sonsuzluğuna işaret eder.
Bir bilge “Ben size parmaklarımla güneşi gösteriyorum, siz parmağıma bakıyorsunuz” der.
İşaret eden parmağa bakıp, gösterdiği yere bakmamak, kayboluş veya dipsiz karanlıklara yuvarlanmak demek.
***
“Andolsun, bunu bir ibret levhası olarak bıraktık;
ibret alacak yok mu?
( Kamer, 54/ 15)
14 notes
·
View notes
Text
Bursa Osmangazi'den güvenli ulaşım çalışmaları
https://pazaryerigundem.com/haber/189068/bursa-osmangaziden-guvenli-ulasim-calismalari/
Bursa Osmangazi'den güvenli ulaşım çalışmaları
Bursa’da Osmangazi Belediyesi, Kükürtlü Caddesi’ndeki yıpranan trafik levhaları ve uyarı işaretlerini yeniledi.
BURSA (İGFA) – Ulaşım alanında yaptığı yatırımlar ile ilçenin yollarını daha konforlu hale getiren Osmangazi Belediyesi, bir yandan da yıpranan trafik bilgi ve işaret levhalarını yenileyerek yolları güvenli hale getiriyor.
Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı yol yapım ve onarım birimi ekipleri, ilçedeki yollarda can ve mal güvenliğini artırmak amacıyla Kükürtlü Caddesi’ndeki yıpranan yatay ve düşey trafik levhaları ve uyarı işaretlerini yeniledi. Işığın doğru bir şekilde geri yansıtılmasını sağlayan trafik levhaları ve uyarı işaretleri, özellikle havanın karardığı gece saatlerinde araç farı ile fark edilerek sürücüyü uyarırken, kaza oranlarını da minimum seviyeye düşürüyor.
Sürücülerin ve yayaların güvenli ulaşımı için özveriyle çalışan ekipler, başta okul önlerindeki ve bağlantı yollarındaki levhalar olmak üzere cadde üzerindeki ekonomik ömrünü tamamlamış trafik bilgi ve işaret levhalarının yerine reflektif malzemelerden yapılan uzun ömürlü levhaları monte etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
TRAFİK BİLGİ İŞARETLERİ
Trafik Bilgi İşaret Levhaları
- Trafik Tanzim İşaretleri Trafik bilgi işaretleri, sürücü ve yayalara yol ve yolun yakın çevresinde bulunan yerleşim yerleri ve hizmet birimleri hakkında bilgiler vermektedir. Read the full article
0 notes
Text
İş güvenliği, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak, iş kazalarını önlemek için alınan önlemler ve uygulamalardır.
İş yerinde çalışanların güvende olması, her şirketin en önemli önceliğidir. İş güvenliği, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla çeşitli önlemler ve uygulamalar dahilinde ger��ekleştirilen bir disiplindir. İş yerinde alınan iş güvenliği önlemleri, hem işverenin hem de çalışanların sorumluluğudur.
Bu önlemler arasında eğitimler, risk değerlendirmeleri, tehlike analizleri, yerinde denetimler ve iş güvenliği politikaları yer alır. İş yerlerinde doğru bir iş güvenliği kültürünün oluşturulması ve sürdürülmesi, iş kazalarının azalmasında büyük önem taşır.
İş güvenliği kapsamında kullanılan kişisel koruyucu ekipmanlar da oldukça önemlidir. İş ayakkabıları, iş eldivenleri, iş gözlükleri gibi ekipmanlar, çalışanların fiziksel zararlara karşı korunmasını sağlar. Ayrıca, iş yerinde kullanılan özel tasarlanmış iş kıyafetleri de çalışanları çeşitli tehlikelerden ve zararlı etkilerden korumak için kullanılır.
İş güvenliği aynı zamanda işaret levhalarıyla da desteklenir. İşaret levhaları, çalışanlara belirli bir tehlikeyi veya uyarıyı göstermek için kullanılan görsel işaretlerdir. Bu sayede çalışanlar, potansiyel tehlikeleri önceden fark edebilir ve önlem alabilir.
Unutmayın, iş güvenliği sadece kazaları önlemekle kalmaz, aynı zamanda çalışma ortamının verimli ve sağlıklı olmasını da sağlar. Herkesin, iş yerinde güvende hissetmesi için iş güvenliği önlemlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.
0 notes
Text
İş Güvenliğinde Tehlikeli Hareketler
Yaşanan iş kazaları ve iş cinayetleri, iş güvenliği sorumlularının özellikle “Tehlikeli Hareketler” üzerinde yoğunlaşmalarının gereğini açıkça göstermektedir Bir işletmede yürütülecek iş güvenliği çalışmalarında göz önünde tutulması ve dikkate alınması gereken kurallara iş güvenliği temel prensipleri denir. Bu prensipler bilimsel bir çalışma çerçevesinde yürütüldüğü takdirde istenilen sonuçlar elde edilebilir. Bu prensipler aşağıdaki bölümlerde anlatılmıştır. Tehlikeli Hareket ve Tehlikeli Durumların Önlenmesi
İş güvenliği ilmi, kazaların önlenmesi çalışmasında kaza zincirinin 3. halkası olan “Tehlikeli Hareket ve Tehlikeli Durumu” asli faaliyet alanı olarak benimser. Bu durum, kaza zincirinin en zayıf halkasıdır. Çünkü 1. ve 2. halkalar insan ve insanın doğası ile ilgili hususlardır ve iş güvenliği bilimince insan ile uğraşmanın etkili sonuçları olmayacağı kabul edilir. Bu nedenle iş güvenliği sorumlularının ilk yapacağı iş “Tehlikeli Hareket ve Tehlikeli Durumu” tespit ederek bunları ortadan kaldırılmasını sağlamak olmalıdır. İş Güvenliğinde Tehlikeli Hareketler İş Kazalarının 'i Tehlikeli Hareketlerden, % 10'u Tehlikeli Durumlardan, %2si Kaçınılmaz (Sebebi Bilinmeyen) Hareketlerden Kaynaklanmaktadır Bu prensip, iş güvenliği sorumlularının özellikle “Tehlikeli Hareketler” üzerinde yoğunlaşmalarının gereğini açıkça göstermektedir ; - İş ekipmanını, kullanılması konusunda eğitim almadan kullanmak - Araç ve ekipmanları imalatçı talimatları doğrultusunda kullanmamak, tehlikeli şekilde kullanmak, emniyetsiz taşıma, yükleme, istifleme yapmak - Acele etmek, tehlikeli yerlerden gitmek, gereksiz hızlı çalışmak - İkaz ve uyarılara uymamak - Hatalı pozisyonlar, emniyetsiz vaziyet alma - İşyeri ve iş disiplinine uymamak - İşin gerektirdiği Kişisel Koruyucu Donanımlar'ı (KKD) kullanmamak - Etrafta dikkatsiz dolaşmak - Başkalarını meşgul etmek - İşleri yasal mevzuatlar ve talimatlar doğrultusunda yapmamak - İş yerindeki tehlikeler hakkında bilgi sahibi olmamak - Gerekli emniyet tedbirlerini almadan çalışmak - Koruyucu emniyet donanımlarını kullanılmaz duruma sokmak - Şaşırma, kızgınlık, üzgünlük, telaş, şakalaşma vb - Tehlikeli yerlerde çalışmak, (askıdaki yükün altı, heyelan dibi vb) Tehlikeli Durumlar, Güvensiz Ortamlar - Arızalı ve bakımsız ekipmanlar ve binalar - Çalışma ortamının darlığı ve sıkışıklığı - Yetersiz uyarı ve ikazlar - İşe uygun eğitimli eleman çalıştırmama - Koruyucusuz ekipmanlar, uygun olmayan koruyucular - Yetersiz havalandırma - Yetersiz ya da fazla aydınlatma - Tehlikeli ortam (tozlu, gazlı, gürültülü vb.) - Düzensiz ortam - Kaygan veya düzgün olmayan zemin - Gerekli yerlerde ve merdivenlerde yetersiz korkuluklar - Kusurlu alet, makine ve teçhizat kullanımı - Emniyetsiz yöntem ve şartlar - Taşeron faaliyetleri Kaza Sonucu Meydana Gelebilecek Zararın Büyüklüğü Kestirilemez, Bu Tamamen Tesadüflere Bağlıdır Yapılan çalışmalar ile kazayı hafif atlatmak değil, kazayı meydana getiren sebeplerin ortadan kaldırılmasına işaret edilmektedir. Yapılan istatistikler kazaların % 50, sinin kolayca önlenebileceğini, % 48, inin ancak etüt ve metotlu bir çalışma ile önlenebileceğini, % 2, sinin de önlenmesinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Tehlikeli Hareketlerin Nedenleri İşçinin bünyeden ve yaradılışından gelen şahsi kusurları (dikkatsizlik, laubalilik, umursamazlık) bilgi ve ustalık yetersizliği, fiziki yetersizlik, uygunsuz mekanik şartlar ve fiziki çevre tehlikeli hareketlerin nedenleridir. Kazalardan Korunma Metotları Kazalardan korunma amaçlı yapılan çalışmalar dört grupta toplanabilir: Mühendislik ve Revizyon - Tehlikeli Durumların Bilinmesi, Tehlikelerin Tanımlanması - Tehlikeli Durumların Analizi, Risklerin Değerlendirilmesi - Tedbirlerin Alınması, Kontrol Tedbirlerinin Belirlenmesi - Tedbirlerin Uygulanması - Gerekli Kontrollerin Sağlanması İkna ve Teşvik - Eğitim ve Öğretim Çalışmaları - Çeşitli Yarışmaların Düzenlenmesi - İkaz Levhaları ve Afişler - Propaganda - Ödüllendirme/ Özendirme Ergonomiden Yararlanma Yapılacak işe uygun işçi temini ve çalışanları biyolojik özellikleri ile kabiliyetlerine göre, makine-tesis ve aletleri ergonomi biliminin gerekleri yerine getirilerek geliştirmelidir. Disiplin Kuralları İş güvenliğini sağlamada en son başvurulacak çözüm yolu disiplin tedbirlerine başvurulmasıdır. Kaza Önleme Tedbirleri Kazalardan Korunma Yöntemleri ile Üretim, Maliyet, Kalite Kontrolü Metotları Benzerlik ve Paralellik Arz Eder. İş güvenliğini sağlama metotları ile kalite ve verimlilik çalışmalarında kullanılan yöntemler arasında tam bir paralellik vardır (TS, İSO, EN 9001 1400 1800, OHSAS). İş Güvenliği ile İlgili Çalışmalara, Konulacak Kurallara ve Alınacak Tedbirlere Üst Düzey Yöneticiler Katılmalı ve Sorumluluğa Ortak Olmalıdır. İş Güvenliği çalışmaları, sadece işyerinde bu amaçla görevlendirilen personelin gayret ve çabaları ile sınırlı olmamalıdır. Özellikle üst düzey yöneticilerin İSG çalışmalarına ilgi duymaları ve destek olmaları, diğer çalışanların İSG çalışmalarına pozitif katkısını artıracağı gibi, üst düzey yöneticilerin kendi koydukları kurallara örnek teşkil edecek şekilde uymaları da teşvik edici bir neden olacaktır. Tekniker, Teknisyen, Nezaretçi, Çavuş, Ustabaşı ve Benzeri İlk Kademe Yöneticiler Kazalardan Korunmada En Önde Gelen Personeldir. İşyerinde işçiye en yakın ilk kontrol elemanının iş güvenliğini sağlama çalışmalarındaki önemi ile eğitim, ikna, teşvik ve disiplin çalışmalarının hangi seviyede yoğunlaştırılması gerektiğine işaret edilmektedir. İş Güvenliği Çalışmalarına Yön Veren İnsani Duyguların Yanında, İş Güvenliğinin Sağlanmasında İtici Rol Oynayan İki Mali Faktör Vardır. - Güvenli bir işletmede üretim artıp maliyet düşecektir - Kazalarda meydana gelen zarar, kazaları önlemek için yapılan ödemelerin çok daha fazlası olacaktır. Bu prensipler iş sağlığı ve iş güvenliğinin konusunu, çalışma alanını, konuya yaklaşma tarzını, kurallarını, çözüm yöntemlerini belirleyen temel kabullerdir.
Eğitim ve Sonuç
İş sağlığı ve güvenliği sorumlularının bu durumları dikkate almalarının gerekliliği ortadadır. Hizmet içi kursları veya işbaşı eğitim v.b çalışmalar ile gerçekleşen kazalarla ilgili tehlikeli hareketler, detaylı bilgi verilmesiyle önceden tehlikelerin tanınmasının sağlanması aynı veya benzer hatalarla olacak kazaların önlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca tehlikeyi öngören çalışanın haber verme duyarlılığı kazandırılarak kaza önlemeyi sağlamak, işletmeyi ve çalışanları daha az kaza ile daha başarılı kılacağı kesindir. Read the full article
0 notes
Text
Trafik İşaret ve Anlamları
Trafik İşaret ve Anlamları yazımızda, trafik görevlisinin işaretleri, ışıklı trafik işaretleri , trafik işaret levhaları, yol çizgileri ve anlamları ile diğer işaretleme elemanları hakkında bilgilere yer verdik. Trafik işaretlerinin bu sıralaması aynı zamanda bunlara uymadaki öncelik sıralamasıdır. Sesli veya yazılı ışıklar; araç trafiğine göre yayaların hareketlerini düzenleyen ışıklar olup yayalara hitap eder. Read the full article
0 notes
Text
Halide Edip Adıvar / Büyük edebiyatlar büyük milletler gibi çeşitlilik içinde ahenge vasıl olanlardır
26 yaşındaki edebiyatçı Vedat Günyol, 1938 baharında Paris'te sürgünde bulunan Halide Edip Adıvar'ı ziyarete gider. Milli edebiyat akımının önemli temsilcilerinden 54 yaşındaki Adıvar'a edebiyat ve kültüre dair sorular yöneltir. “Siz beni bir üniversite profesörü gibi konuşturmak istiyorsunuz. Halbuki ben ömrünün sonuna kadar talebe zihniyeti taşıyacak olan derbeder bir fikir ve sanat adamıyım” diyen Adıvar yabancı edebiyat akımlarının rüzgarına kapılmış Türkiye'deki gençleri eleştirmekten de geri durmaz.
Türk edebiyatına en iyi romanlarını vermiş olan Halide Edip, şimdi de yurt dışından mecmualarımıza ara sıra yazdığı fıkralar ve yaptığı yeni neşriyatla yeni Türkiye'nin en güzel fikir ve sanat örneklerini de vermekte devam ediyor. Her şeyden evvel bir sanat ve fikir mecmuası olan Yücel, onun yeni sanat cereyanlarımız ve telâkkilerimiz hakkındaki düşüncelerini öğrenmeyi istiyordu. Arkadaşımız Vedat Günyol, kendisi ile Paris'te bir konuşma yapmıştır. Birçok noktalarında bizim görüşlerimizi hakkıyla tebarüz ettiren ve tecrübeli bir sanatkârın yeni nesle en candan tavsiyelerini ihtiva eden bu cevaplar, bir vakitler memleket münevverleri arasında açtığımız anketin biraz geç kalmış çok kıymetli bir karşılığı olarak da telâkki olunabilir.
Devlet güdümlü edebiyat
fabrika yapımı çömleğe benzer
Dünyanın son sanat telâkkileri ve bunlara taraftar olup olmadığınız? (Sanatın hizmete alınması, rejimlerin emrinde çalıştırılması sistemi).
- Sanatın telâkkilerinin başına son yerine muasır sıfatınızı koysanız daha iyi olur zannındayım. Çünkü bize yeni görünen telâkkiler başka isim ve kıyafetle sanatta hakim olmuş telâkkilerdir. Suallerinizde telâkkiler dedikten sonra bunlardan bir tanesi için, yani "sanatın hizmete alınması, rejimlerin emrinde çalıştırılması sistemi" hakkında fikrimi soruyorsunuz.
Rejim kelimesini iman yahut ideolojiye tebdil ederseniz taraftarım. Daha doğrusu aleyhtar değilim. Fakat bu yeni telakki değildir. Hıristiyan ideolojisini sanat ve fikriyatta hâkim kılan kuvvetli bir Garp devri olduğu gibi, İslamiyet, Budizm vesair din ideolojilerini Şark'ın sanatında ve fikir hayatında hâkim kılan devirler olmuştur. Onların yerini son zamanlarda birtakım siyasi ve iktisadi "izm"ler almıştır.
Herhangi "izm"in hedefi geniş mânası ile insaniyetin saadeti ise, tabiî olarak onun sanatta ve fikriyatta tesiri kuvvetli ve şamil (kapsayıcı) oluyor. Fakat herhangi "izm" bir tek sınıf yahut milleti bütün dünyanın sırtına bindirip alemi kendi hesabına istismar etmek, bütün mütefekkir ve sanatkârları seferber edip kendi türküsünü çağırtmak isterse, ona şiddetle aleyhtarım.
Sanatkâr kanaatten doğan bir imanla, herhangi mevzua ve fikre can verebilir. Bazen aleyhinde olduğum bir fikrin bile, bu şartla yarattığı sanat eserini lezzetle okuduğum vakidir.
Rejimin şu yahut bu ideolojiyi, teşvik ve himaye etmeleri de tabiîdir. Fakat teşvik inhisar şekline girerse, sanat ve fikriyat derhal fabrikadan çıkmış seri halinde çanak ve çömleğe benziyor. Bu zihniyetin hâkim olduğu yerde kuvvetli bir propaganda edebiyatı doğmuyor değil. Fakat bu, ne büyük mânası ile millî oluyor ne de beynelmilel bir mevki alıyor. Bunların ömrü umumiyetle duvar ilanları kadar kısa oluyor.
Genç neslin eserlerinde his ve fikir yeniliği buluyor musunuz?
- Bugünkü nesli eskisinden daha geniş ve mütenevvi bir dünya harsı tesiri altında görüyorum. Eskiden bizde yalnız Fransız tesiri hâkimdi. Son yirmi senedir Rus, Alman, Amerikan hatta İngiliz tesiri çoğalıyor; Rusya, Almanya hatta Amerika'dan gelen cereyanların bazıları birbirine zıt ve sayısı fazla olduğu için, gençler umumiyetle intihap (seçme) hususunda biraz şaşırmış gibi görünüyorlar ve ekseriyetle "çabuk vasıl olmak" emeli onlara hiçbir cereyanı esaslı tetkike zaman vermiyor. Zaman ve çalışmak unsurlarını ihmal etmek, bugünkü edebiyata her zamandan fazla sathî bir sima vermiştir. Bununla beraber, son senelerde tebellür eden (beliren) birkaç kuvvetli unsur var ki bunları derin bir alâka ile takip ediyorum.
Edebiyatımızda birkaç klik var
Edebiyatımız yeni veche (yön) almış mıdır?
- Şimdiye kadar okuduğum yeni nesil yazıcıları bana, edebiyatımızın muayyen bir veche aldığını hissettirmiyor. Birkaç klik var, fakat ekseriyeti krizalit halinde. Fakat benim en büyük dileğim edebiyatımızın tek cephesi olmamasıdır. Büyük edebiyatlar büyük milletler gibi tenevvü (çeşitlilik) içinde ahenge vasıl olanlardır.
Gençlerin eserlerini takip imkânını buluyor musunuz?
- Şöhret almışlarını ailem gönderiyor. Bazen de kendileri gönderiyor. Elime geçenleri dikkatle okuyorum.
Bunlar içinde beğendikleriniz var mı?
- Var, biraz daha tetkikten sonra ileride onlardan Yedigün'de bahsedeceğim.
Edebiyata bir tez girmiş midir?
- Edebiyatımızda tez ve ütopyaya dair yaptığım araştırmalar henüz beni vazıh (belli) bir neticeye vardırmadığı için bu meseleden bahsedemem.
Beynelmilel bir edebiyata nasıl, hangi şartlar altında malik olabiliriz. Bu sahaya girebilmemiz için neler lazımdır?
- Siz beni bir üniversite profesörü gibi konuşturmak istiyorsunuz. Halbuki ben ömrünün sonuna kadar talebe zihniyeti taşıyacak olan derbeder bir fikir ve sanat adamıyım. Bu suallere dair hususi düşüncelerimi bile burada söylemek fazla yer alır. Mamafih bu mevzuu ileride münakaşa edeceğim.
Bugünün genç sanatkârlarından ne bekliyorsunuz?
- Genç meslektaşlara her şeyden evvel, beynelmilel edebiyatın nasıl ve hangi şerait (koşullar) altında doğduğunu tetkik etmelerini tavsiye edeceğim. Fakat yalnız kitaptan ve maziden değil. Büyük hars (kültür) memleketlerinde sanat ve fikriyata karşı alınan vaziyetleri göz önünde tutmalarını da ayrıca tavsiye edeceğim.
Memlekette büyük bir tercüme gayreti var. Bu hareketi nasıl karşılıyorsunuz?
- Bu da henüz hazırlamakta olduğum mevzular arasındadır. İleride bahsedeceğim.
Edebiyatımızın eski örnekleri
acilen yayımlanmalı yoksa unutulur
Yeni eserlerinizi eski eserlerinizden çok ayrı buluyoruz. Sanat telâkkilerinizde ne gibi değişiklikler olmuştur. Eserleriniz içinde en çok hangisi beğeniyorsunuz?
- Bu sualleri bana lütfen on sene sonra sorunuz.
Ciddi bir külliyatı âsar (eserler dizisi) nasıl hazırlanabilir?
-Bu sual muasır (çağdaş) yahut eski, yerli yahut ecnebi (yabancı) eserlere göre dört mühim kola ayrılabilir. Bunun muhtelif mekteplere ve kanaatlere mensup başlıca mütefekkir ve sanatkârlarımızdan müteşekkil bir heyete havale edilmesini faydalı bulurum. Bu heyette tercüme edilecek lisanların büyük ve klâsik eserlerini tespit için ecnebi mütehassısların (uzmanların) da bulunması iyi olur zannındayım. Yerli edebiyatın bilhassa eski tarafı beş on sene zarfında yapılması lâzımdır. Çünkü bir nesil daha geçerse, eski edebiyatımızın henüz tanınmamış büyük eserlerini anlayabilecek değil hatta okuyabilecek kimse kalmayacaktır.
(Vedat Günyol / Mart 1938 / Yücel Dergisi / Arşiv çalışması: Serhan Yedig / Dizgi, redaksiyon: Ferruh Yazıcı)
Gazeteci Nasıl Yetişir?
Bu da geçenlerde bana bırakılan anket sualleri arasında dikkatimi çeken ve üstünde durup düşünmek istediğim bir noktadır. Sual şu idi:
“Türk gazeteciliğinin tanınmış simaları hep meşrutiyet yetiştirmesidir. Cumhuriyet rejiminin gazetecilik sahasında adam yetiştirmemiş olmasının sebebi nedir?”
Meşrutiyetin başında gazetelere yazı yazmaya başlayanlar iyi bilirler ki o zamanda bazı kelimeleri değiştirmek şartiyle aynı suali sormak mümkündü. İyi hatırlarım meşrutiyetin başlarında herhangi baş makale, fıkra veya etüdün altındaki meşhur imzalar hep Abdülhamit devrinin yetiştirdiği adamların idi. Hatta gazetelerin edebi yazılarını yazanlar merhum Ahmet Rasim gibi hem içtimai hem de biraz mizahi zemane levhaları bırakanlar da gene onlardı. Gayet tabii olarak meşrutiyetten sonra da bunları takip eden veya kendi başlarına meydana çıkan imzalar da vardı. Gerçi bunların arasında o zaman öncü olacaklar yoktu fakat yıllar geçtikçe bunlar da yetiştiler. Cumhuriyet devrinde ön safta görünen, sevilen veya sevilmeyen fakat her halde memleketçe tanınmış gazeteciler sınıfına girdiler.
Ölü denizde fikir kıyameti nasıl koptu?
Meşrutiyet yıllarının başında bugün de varid olabilecek bir sual sorulabilirdi? Acaba bu hakikat tecrübeli, muvafık veya muhalif taraftan kudretle kalem kullanan gazeteciler mutlakiyet devrinde neden iktidarlarını gösteremediler? Neden mutlakiyet devrinde gazeteler bu ayni adamlar elinde ölü bir deniz gibi hareketsiz uyurken birdenbire kasırgaya tutulmuş gibi dalgalandı, bir sürü zıt cereyanın kapıştığı bir fikir kıyameti halini aldı, o kadar ki gazete okuyucuları bunları herhangi bir romandan fazla bir merakla okudu?
Bunun cevabı şu olabilir:
Çünkü, mutlakiyet devrinde zararsız ve cansız, adeta arkadan harekete sevk edilen birer Robot manzarası gösteren bu adamlar hiç de göründükleri gibi değildiler. Mutlakiyet rejimleri hiçbir zaman bir insanın kendi başına bir kainat olduğunu düşünmemişti. Çünkü mutlakiyet devri bu sınıfın dünyadan haberi yok olduğuna, hudutların ötesinde bir Garb alemi hakkında bilgisi olmadığına inanırdı. Gerçi hariçle irtibatı hariçten haber alma, bugüne nisbeten çok müşküldü ve çok azdı, fakat ona rağmen gazetecilerin bilhassa gençlerinin bütün bu müşkülata rağmen hariçteki neşriyatı takip ettikleri, dünyayı zannedildiğinden çok fazla tanıdıkları muhakkaktı. Hatta bunlar sadece Serveti Fünun, Fecriâti Vesaire edebiyat mekteplerine dahil olmayanlar arasında da vardı. O kadar ki dillerine ve kalemlerine vurulan zincirlere rağmen fikirlerini padişaha dua, zemin ve zamana inkiyat ve ubudiyetin en üstesini gösteren yazılarının satırları arkasında okuyuculara işaret ve imalarla hakikat kaçakçılığı yapmağı da öğrenmişlerdi. Şurası her halde muhakkaktır ki onlar, gazeteciliğin teknik tarafını kendi devirlerinin çerçevesi içinde “a” dan “z”ye kadar öğrenmişlerdi.
Teknik ve fikir kaçakçılığıyla gazetecilik yapılamaz
Fakat nasıl teknik, yalnız fikir kaçakçılığı ile edebiyat yapılamazsa, gazetecilik de yapılamaz. Onun için asıl marifetlerinin canlı tarafını meşrutiyetin ilk yıllarında dillerinde ve kalemlerindeki köstekler kalktıktan sonra meydana çıkardılar. Çünkü meşrutiyetin ilk yılları hakikaten hür bir hava esti ve bu hava muvafık veya muhalif her yazı yazan, fikrini, hükümlerini serbes olarak ortaya atabildi.
Eğer muvafıklar bir nevi kudret mudilesine (kompleksine) kapılarak karşı tarafı ezmekte o kadar ileri gitmeselerdi, eğer muhalifler yeni zincirden kurtularak fikirlerini biraz ölçüye ve iç inzibatına tabi kılsalardı, belki hakiki demokrasinin siyasi kısmı bizde geniş adımlar atar, temelleri konmuş olurdu. Yalnız siyasi diyorum çünkü Türk cemiyeti içtimai bakımdan birçok demokratik imkana, hatta teşekküllere sahipti. Neden böyle olmadı? Bunun cevabını o devrin iç ve dış durumunu objektif bir şekilde, hiçbir şahsi iradeye başvurmadan yapacak olan istikbalin nesillerine bırakıyorum. Fakat iç-durumu meselesinde dün, bugün ve hattâ yarın için doğru olabilecek bir istitrat (benzetme) yapacağım:
Hürriyeti sevenler fedakarlık yapıp sesini yükseltmezse totaliter durum kalıcılık kazanır
İster kalem, ister hareket, ister teşekküller olsun uzunca bir zaman için kuvvetli bir baskı altında kaldıktan sonra ve maddi veya manevi, sırtları ağır bir yük altında işlemeğe alıştıktan sonra birdenbire bu yük veya baskı kalkarsa bir zaman için adımlarının, hareketlerinin temposu bozulur. Yeni bir hareket ve fikir iklimine kendilerini alıştırıncaya kadar bocalarlar. Bu her yerde, her şart altında vâkidir. Eğer, böyle bir cemaat içinde hürriyeti her şeyden fazla seven hür bir cemiyet kurmak için nefislerinden, ihtiraslarından fedakârlık edecekler sözlerini işittirebilirlerse, bu karışık ve bocalama devri çabuk geçer aksi takdirde hiçbir cemaatte az çok hürriyete, işbirliğine dayanan bir durum teessüs etmez. Baskı veya yük denilen mutlakiyet veya totaliter durum zümreden zümreye el değiştiren daimi bir vaziyet olur.
Meşrutiyetten sonraki yıllarda uzun durmayacağım. Derdimiz yalnız bir iç durumunun tanzimi ile bitecek halde değildi. Harb harbi takip etti. Nihayet Birinci Dünya Harbi sonrasındaki İstiklâl mücadelesi başladı. İstiklalsiz tam hürriyet olamayacağı için, istiklâl için çarpışan, kan akıtan bir millet, hürriyet üstünde pek duramaz. Evvela hürriyetin yatağı ve havası olan istiklali temin etmek lâzımdır. Demokrasi denilen nesnenin yaşayabilmesi için ancak istiklâl ile hürriyeti bir arada yaşatabilecek kudrette olması lâzımdır. Her halde herhangi döğüşmek ve mücadelede, ne çapta olursa olsun, intizam ve teşkilat şarttır, bu mücadele devam ettikçe ferdi hürriyetin tahdidi zaruridir.
Nihayet cumhuriyet rejimi geldi. Bunun gelebilmesi için birçok müesses kıymetlerin yıkılması lâzım geldi, yani bu da bir nevi mücadele halinde vâki oldu. Bunun hakkındaki hükmü de gene gelecek nesillerin daha ilmî, daha objektif -ve inşallah- daha istikrarlı görüşlerine ve tetkiklerine bırakalım. Fakat hakikat şudur ki Cumhuriyet rejimimiz totaliter bir sisteme dayandı ayni zamanda yapılan reformlar da bir “syncretism”e yani karmalığa bağlı bir ideoloji yarattı. Burada herşey tek şu tek ve bunun hudutları ve tasvibi haricine çıkamazdı, tabii bunun haricinde yazı yazmak da bahis mevzuu değildi. Bunun haricine, hatta rejimin kendi muvafakatiyle çıkıldığı, hürriyete veya demokrasiye doğru adımlar atıldığı zaman neticeleri birer facia oldu. O halde gazetecilik, tıpkı mutlakiyet ve meşrutiyetin harp yıllarında olduğu gibi teknik ve kabiliyetini muayyen bir havaya uydurmağa mecbur oldu.
1939’da bu sert totaliter hava gevşedi. İkinci Dünya Harbi'nin Almanya aleyhine neticelenmesiyle âdeta eridi. Fakat bütün bu yıllarda acaba sırf meşrutiyetin tanınmış imzaları mı göründü?
Cumhuriyet'in ilk yıllarında meşrutiyetin aynı dönemine oranla daha çok gazeteci yetişti
Burada yukardaki sualin cevabını veriyorum:
Hayır! Gerçi cumhuriyetin ilk yıllarında, hatta bugün, hâlâ meşrutiyet yetiştirmesi hatırı sayılır bir çok gazeteci vardır. Fakat cumhuriyet devri de gazeteciliğe bir hayli yeni simalar ve imzalar kattı. Bu sonları arasında- meşrutiyetin ilk yıllarından daha geniş bir içtimai sahayı kavrayan- realist ve kıymetli insanlar vardır. Burada isim zikredecek değilim çünkü bu yeni gazetecileri avlamak istiyorum gibi bir mana çıkmasını istemem. Fakat bunların arasında, hatta bir kısmının yazıları kendi kanaatime muhalif ve bir hayli de şahsıma hücum etmiş olmalarına rağmen, onların arasında çok yetişkin ve yetişecek durumda olanlarını söylemek isterim. Diyebilirim ki, bugünkü cumhuriyet devrinde yazmağa başlamış olanlar arasında baş makaleci, fıkracı, mizahi veya ciddi mevzularda maharetle at oynatan cumhuriyet yetiştirmesi gazetecilerin sayısı, meşrutiyet devrinin başında meydana çıkan yenilerden daha çoktur.
Gazetecilik farklı fikirlerin barış içinde bir arada yaşadığı ortamda gelişebilir
Sözlerimi bitirirken, gazeteci yetiştirmek için âciz kanaatimce elzem olan unsurları sayacağım:
1- Gazetecilik, tıpkı edebiyat gibi evvelâ hür fakat istikrarlı ve birbirine fikir bakımından muarız olanların da sulh şartları içinde beraber yaşamağı öğrenmiş bir muhitte tekâmül edebilir.
2- Gazetecilik, tıpkı romancılık, şairlik ve sair edebiyat şubeleri, bilhassa hocalık gibi fıtrî bir istidattır. Ancak gazeteci doğan büyük bir gazeteci olabilir.
3-Gerçi bilhassa Amerika’da çok ilerlemiş gazetecilik mektebi vardır. Fakat en kodaman Amerikan gazetecileri dahi mutlak gazetecilik mektebi mahsulü değillerdir. Gazetecinin de herhangi meslek sahibi gibi hatta daha fazla okumağa, kendi memleketi içinde ve dünyadaki neşriyatı takibe ihtiyacı vardır. Fakat onun mektebi dünyanın kendisi, ders kitapları insanların kendileridir.
4. Bir tek müessesenin damı altında değil, fakat göklerin altında gazetecilik mektebi daima mevcuttur. Bu mektebin tahsil dereceleri sıra ile şunlardır: Sonsuz bir fikir tecessüsü, gördüğünü kavrayıp ölçüye vurabilecek kadar içtimai ve fikrî bir görgü ve bilgi …Ve bunların çerçevesi gazetecinin mahallesi, şehri, memleketi, dünyadaki bütün hayat cilveleridir. Ve bütün bunları tek tek ele alarak kavraması ve okuyucuya göstermesi demek artık mektebi bitirmiş, mesleğinin ehli olmağa başlamış olduğunu gösterir. Nihayet, bunları her hangi dilde, kısa veya uzun bir şekilde zevkle, merakla okutabilecek bir “metod” elde ettiği gün gazetecilik mesleğinin son basamaklarına varmış demektir.
(Halide Edip Adıvar / 27 Şubat 1947 / Akşam gazetesi / Arşiv çalışması: Serhan Yedig / Dizgi: Deniz Yetkin)
2 notes
·
View notes
Text
Dostlar bilmeli ki tüm tedbirlerimizle beraber, nihayetinde tevekkül evliyiz biz.
Biz biliriz ki; Var'dan da öte bir var vardır.
Tüm yaşamımız, insan olmaya doğru gayret hasılası... O uğurda yaşanan hayatın sonunda anlam buluyor yaşam serüvenimiz...
Ehl-i Beyt İmamları, hayatımızın işaret levhaları... Uyduğumuz, bağlı kaldığımız sürece doğru yolda ve doğru istikamet üzereyiz.
Bu musibet günlerinde, okuyanın Muhsin Feramend olduğunu tahmin ettiğim Ferec duası, bizim duamızdır. Bizim içindir. Dara düştüğümüz günlerde, darda kaldığımız zamanlarda, bir kul olarak, elimizden gelenlerin yapılmasıyla beraber o yüce yaradana sığınma iradesini de gösterme liyakâtidir.
Unutmamak gerekir ki; Dua, Müminin silahıdır!
Not: Duanın tercümesi;
“Allah'ım! Bela (ve imtihan) büyümüş, gizlilik (çaresizlik) açığa çıkmış, perdeler kalkmış, umutlar kesilmiş, yeryüzü daralmış, göğün rahmeti önlenmiş...
Ey Rabbim, yardım dilenilecek, kendisine şikayet götürülecek, zorlukta ve kolaylıkta dayanılacak olan sensin.
Allah'ım! Muhammed ve Al-î Muhammed'e rahmet eyle...
Onlar, itaati bizlere farz kıldığın ve bu vesileyle makamlarını bize tanıttığın emir sahipleridirler.
Öyleyse onların hakkı hürmetine, göz yumup açma veya daha kısa bir zamanda gam ve üzüntüyü bizden gider.
Ey Muhammed, Ey Ali; Ey Ali, Ey Muhammed! -Sorunumun çözümü için- bana destek olun çünkü siz yeterlisiniz; bana yardım edin çünkü siz yardım edensiniz.
Ey Mevlam, ey zamanın sahibi olan İmam!
İmdat, imdat, imdat,
bana (feryadıma) yetiş, bana (feryadıma) yetiş, bana (feryadıma) yetiş;
hemen, hemen, hemen,
acil, acil, acil;
Ey merhamet edenlerin en merhametlisi.
Hz. Muhammed'in ve onun tertemiz Ehl-i Beyt'inin hürmetine -onun (af) gelişini yakınlaştır."
youtube
2 notes
·
View notes
Text
Müzik dinlemek ?
Ve keza,
وَ عَلٰى سَمْعِهِم
"Kulakları üzerine de"
(mühürvurulmuştur.)
kelimesiyle, küfür sebebiyle kulağa ait pek büyük bir nimeti kaybettiklerine işaret edilmiştir. Hattâ kulaktaki zar, nur-u iman ile ışıklandığı zaman, kâinattan gelen manevî nidaları işitir. Lisan-ı hal ile yapılan zikirleri, tesbihatları fehmeder. Hattâ o nur-u iman sayesinde, rüzgârların terennümatını, bulutların na'ralarını, denizlerin dalgalarının nağamatını ve hâkeza yağmur, kuş ve saire gibi her nev'den Rabbanî kelâmları ve ulvî tesbihatı işitir. Sanki kâinat, İlahî bir musikî dairesidir. Türlü türlü âvâzlarla, çeşit çeşit terennümatla kalblere hüzünleri ve Rabbanî aşkları intıba' ettirmekle kalbleri, ruhları nuranî âlemlere götürür, pek garib misalî levhaları göstermekle, o ruhları ve kalbleri lezzetlere, zevklere garkeder. Fakat o kulak, küfür ile tıkandığı zaman, o leziz, manevî yüksek savtlardan mahrum kalır. Ve o lezzetleri îras eden âvâzlar, matem seslerine inkılab eder. Kalbde, o ulvî hüzünler yerine, ahbabın fıkdanıyla ebedî yetimlikler, mâlikin ademiyle nihayetsiz vahşetler ve sonsuz gurbetler hasıl olur.
Bu sırra binaendir ki, şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları îras eden sesler, helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevatı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.
Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(70)
37 notes
·
View notes
Text
Kocaeli'de yol kenarındaki otlar ve çalılar temizleniyor
https://pazaryerigundem.com/haber/181475/kocaelide-yol-kenarindaki-otlar-ve-calilar-temizleniyor/
Kocaeli'de yol kenarındaki otlar ve çalılar temizleniyor
Kocaeli Büyükşehir A Takımı, traktöre monte edilen aparatla tehlike oluşturacak şekilde yola taşan otları temizliyor, çalılıkların ve dikenli sarmaşıkları buduyor
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesince, kırsal bölgelerde hizmetlerin daha etkin ve hızlı sağlanabilmesi amacıyla çalışmalarını sürdüren A Takımı ekipleri, mahallelerdeki acil yapılması gereken sorunlara kısa sürede müdahale ederek, çözüme kavuşturuyor. Bu doğrultuda, yaz sezonuyla birlikte il genelindeki kırsal mahallelerde trafiği tehlikeye sokacak şekilde yola taşan çalılıkları ve dikenli sarmaşıkları temizliyor.
A TAKIMI HER YERDE
Tam donanımlı araç, gereç ve iş makineleriyle kırsal mahallelerin acil ihtiyaçlarını daha hızlı, pratik ve en ekonomik bir şekilde karşılayan A Takımı ekipleri, talepler doğrultusunda çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Kırsal Hizmetler Şube Müdürlüğü bünyesindeki A Takımı ekipleri, muhtarların, “Muhtar Aktif Sistemi” sistemi üzerinden gönderdiği talepleri kısa sürede yerine getirerek, yapılan hizmetlerle göz dolduruyor.
YOLLARDA TEMİZLİK ÇALIŞMASI
A Takımı ekipleri, il genelinde kırsal mahalleler başta olmak üzere üzeri toprak ve çalılıklarla kaplanarak tıkanan V kanallarını küçük ekskavatör kepçe ile açan ekipler, traktöre monte edilen aparat ile trafiği tehlikeye düşürecek şekilde yola taşan otları temizliyor, çalılıkların ve dikenli sarmaşıkların budama işlemini gerçekleştiriyor. Yollarda güvenlik önlemi alarak çalışmalarını yürüten ekipler, otların ve sarmaşıkların kapattığı işaret levhaları ile trafik tabelalarının önünü açarak, sürücülerin emniyet içinde seyahat etmesini sağlıyor. Çalışmaların, il genelinde yaz boyunca süreceği bildirildi. Mahalle muhtarları ve vatandaşlar, yapılan hizmetlerden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a ve A Takımı ekiplerine teşekkür etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Video
youtube
ibreler, trafik işaret levhaları, arabalar, nehir üstü çökmüş köprüler, sigara içmek, araba kazaları ve lastik yakma üzerine bir video. ama şarkı güzel.
1 note
·
View note
Text
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı hizmetine sunuldu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından D-130 Karayolu üzerinde yapılan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı, tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Kavşak düzenlemesi kapsamında sinyalizasyon, yol çizgileri, trafik işaret ve levhaları montajı da yapılarak kavşak kullanıma…
View On WordPress
0 notes
Text
İş Güvenliği İşaretleri
İş Güvenliği İşaretleri, 3 ana başlık altında incelenebilir; Yasaklayıcı işaretler, emredici işaretler ve uyarıcı işaretler. Bunların haricinde bir de ilkyardım ve yangın işaretleri mevcut. Bu işaretlerin hepsini sırasıyla inceleyelim İş Güvenliği İşaretleri nasıl olacak? 28762 sayılı Güvenlik İşaretleri yönetmeliğine göre tüm işaretlerin bir takım standartları mevcuttur. Sabit ve kalıcı işaret levhaları; yasaklamalar, uyarılar ve yapılması zorunlu işler ile acil kaçış yollarının ve ilk yardım bölümlerinin yerlerinin belirtilmesi ve tanınması için kullanılır. - Kırmızı renkli işaretler Yasak/tehlike alarmı ve yangınla mücadele için kullanılır. Dur, kapat, tahliye et gibi. - Sarı renkli işaretler Uyarı işaretleridir. Dikkatli ol, önlem al, kontrol et gibi. - Mavi renkli işaretler Zorunluluk işaretidir. Kişisel Koruyucu Donanım Kullan, Baret Tak, Edliven Giy gibi. - Yeşil renkli işaretler Acil çıkış ve ilkyardım işaretleridir. Çıkış yeri, kapılar,ekipman, tesisler gibi. Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz İş Güvenliği İşaretleri için önlemler; - Çok sayıda işaret birbirine çok yakın bir şekilde yerleştirilmez. - Karıştırılma ihtimali olan iki ışıklı işaret aynı anda kullanılmaz - Işıklı bir işaret bir diğer ışıklı işaretin çok yakınında kullanılmaz - Birden fazla sesli sinyal aynı anda kullanılmaz - İşaretlerin ya da sinyal aygıtlarının; uygun tasarımı, yeterli sayıda olması, uygun bir şekilde yerleştirilmesi, bakım ve onarımının iyi yapılması ve doğru çalışması önemlidir. - İşaretlerin ve sinyal aygıtlarının sayısı ve yerleştirileceği yerler, tehlikenin büyüklüğüne ve bunların uygulanacağı alana göre belirlenir. - Herhangi bir enerji ile çalışan işaretlerin, enerjinin kesilmesi ve tehlikenin başka bir şekilde önlenememesi durumunda, işaretlerin yedek enerji kaynağı ile derhal çalışması sağlanır. - Işıklı işaret ve/veya sesli sinyallerin çalışmaya başlaması, yapılacak işin veya hareketin başlayacağını belirtir. Yapılan iş veya hareket süresince ışıklı işaret veya sesli sinyal çalışmasına devam edecektir. Işıklı işaret ve sesli sinyal kullanılıp durmasından hemen sonra tekrar çalışabilir olmalı - Kişisel koruyucu kullanımından kaynaklanan hususlar da dahil olmak üzere, çalışanların görme ve işitmelerine engel olacak herhangi bir husus var ise; ilgili işaretlerin güçlendirilmesi veya değiştirilmesi için gerekli önlemler alınır. - İşaret levhaları kullanıldıkları ortama uygun, darbeye ve hava koşullarına dayanıklı malzemeden yapılmalıdır. - İşaret levhasının gösterdiği durum ortadan kalktığında, işaret levhası da kaldırılır. İŞ GÜVENLİĞİ İŞARETLERİ Yasaklayıcı İşaretleri Temel nitelikler – Daire biçiminde, – Beyaz zemin üzerine siyah piktogram, kırmızı çerçeve ve diyagonal çizgi (kırmızı kısımlar işaret alanının en az % 35’ini kapsayacaktır)
Sigara içmek ve açık alev kullanmak yasaktır
Yaya Giremez
Suyla Söndürmek Yasaktır
Yetkisiz Kimse Giremez
İş Makinası Giremez
Dokunma Ölüm Aylığına Hak Kazanma Koşulları Uyarı İşaretleri Temel nitelikler – Üçgen şeklinde – Sarı zemin üzerine siyah piktogram, siyah çerçeve (sarı kısımlar işaret alanının en az % 50’sini kapsayacaktır)
Parlayıcı Madde veya Yüksek Isı
Patlayıcı Madde
Toksik (Zehirli) Madde
Radyoaktif Madde
İş Makinası
Elektrik Tehlikesi
Tehlike İşareti
Lazer Işını
Oksitleyici Madde
iyonlaştırıcı madde
Kuvvetli Manyetik Alan
Engel İşareti
Düşme Tehlikesi
Biyolojik Risk
Düşük Sıcaklık
Zararlı ve Tahriş Edici Madde
Aşındırıcı Madde Emredici İşaretler Yüksekte Çalışma Eğitimi Verebilmek İçin Sertifika Gerekli mi? Temel nitelikler – Daire biçiminde, – Mavi zemin üzerine beyaz piktogram (mavi kısımlar işaret alanının en az ’sini kapsayacaktır)
Baret Tak
Maske Kullan
İş Ayakkabısı Giy
Yaya Yolunu Kullan
Koruyucu Elbise Giy
Yüz Siperi Kullan
Emniyet Kemeri Kullan
Kulak Koruyucu Tak
Genel emredici işaret (gerektiğinde başka işaretle birlikte kullanılacaktır) Mühendisler Elektrik ile İlgili Tesisatın Periyodik Kontrollerini Yapabilir mi? Acil Çıkış ve İlkyardım İşaretleri Temel nitelikler – Dikdörtgen veya kare biçiminde, – Yeşil zemin üzerine beyaz piktogram (yeşil kısımlar işaret alanının en az ’sini kapsayacaktır)
Yön İşaretleri
Yön İşaretleri
İlk Yardım işareti
Sedye
Güvenlik Duşu resmi
Göz Duşu
Acil telefon işareti İşverenin Onaylı Deftere Dair Yükümlülüğü Nedir?
Yangınla Mücadele İşaretleri Temel nitelikler – Dikdörtgen veya kare biçiminde, – Kırmızı zemin üzerine beyaz piktogram (kırmızı kısımlar işaret alanının en az % 50’sini kapsayacaktır)
Yangın Hortumu
Yangın Merdiveni
Yangın Söndürme Cihazı
Yön İşaretleri İş_Kazası Kapsamına Giren Durumlar Engeller ve Tehlikeli Yerlerde Kullanılan İşaretler 1.1. Engellere çarpma, düşme ya da nesnelerin düşme tehlikesinin bulunduğu yerler ile işletme tesisleri içinde çalışanların çalışmaları esnasında dolaştıkları bölgeler, birbirini takip eden sarı ve siyah ya da kırmızı ve beyaz renk şeritleriyle işaretlenir. 1.2. İşaretlerin boyutu, engelin ya da tehlikeli bölgenin büyüklüğü ile orantılı olur. 1.3. Sarı–siyah ya da kırmızı–beyaz şeritler yaklaşık olarak 45 derece açıyla ve aynı büyüklükte boyanır. 1.4. Örnek:
Tehlike İşaretleri
dikey manevra işaretleri
Yatay Manevara Hareketleri
manevra işaretleri Yazının tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır. Read the full article
0 notes
Text
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı hizmetine sunuldu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından D-130 Karayolu üzerinde yapılan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı, tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Kavşak düzenlemesi kapsamında sinyalizasyon, yol çizgileri, trafik işaret ve levhaları montajı da yapılarak kavşak kullanıma…
View On WordPress
0 notes
Text
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Karamürsel Tepeköy Kavşağı hizmete girdi
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı hizmetine sunuldu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından D-130 Karayolu üzerinde yapılan Karamürsel Tepeköy Eşdüzey Kavşağı, tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Kavşak düzenlemesi kapsamında sinyalizasyon, yol çizgileri, trafik işaret ve levhaları montajı da yapılarak kavşak kullanıma…
View On WordPress
0 notes