#hollandalı
Explore tagged Tumblr posts
Text
#haberola#red bull racing#oracle#red bull ring#pist#f1#formula1#avusturya gp#grand prix#hollandalı#pilot#max verstappen
1 note
·
View note
Text
Richard Wagner'in Uçan Hollandalı Operası İDOB'da Sahnelendi
Alman besteci Richard Wagner’in eserlerine hayranlık duyan sanatseverler, İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) tarafından sahnelenen “Uçan Hollandalı” operasıyla buluştu. Performans, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda gerçekleştirildi. Bu eser, Flaman kültüründe yer alan ve gemiciler arasında dilden dile aktarılarak efsaneye dönüşen, aynı adlı efsaneden ismini alıyor.…
#İDOB Orkestrası#İstanbul Devlet Opera ve Balesi#Atatürk Kültür Merkezi#denizci hikayesi#Opera#operanın tarihi#Richard Wagner#sahne performansı#sanat etkinlikleri#Uçan Hollandalı
0 notes
Text
Christiaan Huygens kimdir?
Christiaan Huygens kimdir? Christiaan Huygens (Christian Huyghens olarak da yazılır) (14 Nisan 1629-8 Temmuz 1695), 17. yüzyıldaki Bilimsel Devrim’in en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilen Hollandalı matematikçi, fizikçi, astronom, mühendis ve mucittir. Fizik alanında ışığın dalga teorisini bulmuş, cisimler üzerinde kuvvetlerin etkisini inceleyen dinamik bilimine özgün katkılarda…
View On WordPress
#astronom#Bilim İnsanı#Christiaan#Christiaan Huygens#Christian#Christian Huyghens#fizikci#Hollandalı bilim insanı#Hollandalı matematikçi#Huygens#Huyghens#Kartezyen#Kartezyen ilkeleri#matematikçi#mucit#MÜHENDİS#mühendis ve mucit
1 note
·
View note
Text
İKİ SEVGİLİ AŞIK GENÇLERİN GİZLİ İLETİŞİMİ ve KIZIN BABASININ UYANIKLIĞI......
Kabil'de kitap satan bir kız sevgilisinin geldiğini gördü, bu sırada babası da yanında duruyordu.
Kız sevgilisine "Alman yazar Yorg Daniel'in 'Baban evde mi?' kitabını almaya geldin galiba?"
Arkadaşı; "Hayır ben İngiliz yazarı Tomas Munis'in 'Seni nerede görebilirim?' kitabını almaya geldim."
Kız; "O kitap yok ama ABD' li yazar, Patrice Olfer' in 'Elma Ağaçlarının Altında' Kitabını önerebilirim."
Arkadaşı; "Çok güzel! Belçikalı yazar, Jean Barber'in' Beş Dakika Sonra Ararım' kitabını yarın getirebilir misin?
Kız; "Memnuniyetle.
-Ayrıca Fransız yazar, Mishel Daniel'in 'Asla Yalnız Bırakmam' kitabını da öneririm."
Bu konuşmadan sonra babası; "Bu kadar kitap çok değil mi, hepsini okuyor mu?"
Kız,
-"Evet baba, o çok zeki hepsini okuyor."
-"Benim çok güzel ve sevimli kızım öyleyse ona Hollandalı yazar, Frank Martiniz'in "Ben Gerizekalı Değilim" kitabını da öner onu da okusun, hatta kendin de oku...😁🤣🙈
42 notes
·
View notes
Text
Rajacenna van Dam , Rajacenna adıyla çalışan (d. 24 Ocak 1993), Hollandalı bir hiper gerçekçi kalem çizim sanatçısıdır.Her iki elini de kullanabilen ve aynı anda farklı portreler çizmek için her iki elini ve ayaklarını da kullandığı bilinen bir sanatçıdır.
26 notes
·
View notes
Text
27 Temmuz. Hollanda'da ilk polis şikayetimi yaptığım tarih oldu.
Tren istasyonundaki bisiklet parkından çıktım, birkaç dakika sonra yanımdan bir bisikletli geçti ve üstüme bir sıvı sıçradı. Bir yerden geliyor sandım önce ama baya rahatsız edici miktardaydı. Sonra onun arkasından gelen bir motorlu geçerken tekrar daha fazla miktarda fışkırtıldı. O zaman onların yaptığını anladım. Beni geçip gittiler ve ışıkta bekleyen iki yayanın üstüne daha sıktıklarını görünce emin oldum. Arkalarından bağırdım ama çoktan gitmişlerdi.
Aşırı sinirlendim. O sıvı saçıma ve şakağıma yüzüme geldi. Ve içeriği ne bilmiyoruz, idrar mı su mu başka bir şey mi??? Benim bu ülkede güvende hissetme hakkıma en ufak bir ihlalde bulunanı çıplak ellerimle boğabilirim. Şakaymış gençlermiş vs hiçbir şey kabul etmiyorum.
Eve gelince hemen polisi aradım ama acil hattan aramadığım için telefonda bekledim bir sürü. Beklerken durumu anlatan mail de yazdım.
Sonra kadın bir yetkiliyle konuştuk. Uzun uzun anlattım. Arada ben yükseldikçe beni sakinleştirdi sağolsun.
THEY ATTACKED ME WITH LIQUID, AND THE SUBSTANCE IS UNKNOWN!!! IS IT URINE, WATER OR A HARMFUL CHEMICAL?? I DONT KNOWW. I URGE YOU NOT TO ALLOW THESE PEOPLE TO TAKE AWAY MY RIGT TO FEEL SAFE IN THIS CITY diye biraz abartmış olabilirim ama olsundkdlddlld
Almanya'da sokakta video kayıtlarına ulaşmanız neredeyse imkansız, privacy privacy diye saçmalıyorlar. O yüzden buradq da polisin istasyon kayıtlarına ulaşma yetkisini sordum', yok dedi. Belediyeninmiş kayıtlar... Hayy privacy kadar başınıza taş düşsün. Privacy over security diye bir mantık nasıl kurulabilir ya?
Kadın bütün Hollandalı netliğiyle sorularıma cevap verdi, kamera kayıtlarına bakamıyoruz ve bulunmaları çok zor dedi. Adresimi falan aldı. Sonuçtan da beni haberdar etmeyeceklermişfkffklf.
Neyse duş aldım, sakinleştim ve şimdi belediyeye mail göndereceğim. En ufak bir rahatsız edilmeye dahi tahammülüm yok, evet.
Tüm bunları yaparken bi anda aklıma Engin Günçe'nin şiiri geldi, edebiyat çok tuhaf bi şey gerçekten.
"Poliste kaydım varmış hohho,
Poliste kaydı olmanın çiçeği"
Hollanda polislerinin muhteşem ingilizce becerilerine de şapka çıkartıyorum. Hiç tereddüt etmedim İngilizce konuşurken. İnsanın anlaşılmak diye bi ihtiyacının olduğunu ay başında Almanya'da feci şekilde idrak etmiştim.
Neyse... 50 dakika içinde yaşadığım duygular, öfkeyle başlayıp şimdi elimden geleni yapmış olmanın rahatlığı ve telefondaki "bi de bayıl istersen feriha" dedirtecek yükselmelerimin komikliğiyle son buldu.
44 notes
·
View notes
Text
Srebrenitsa Katliamı
11 Tem 1995 – 22 Tem 1995
Srebrenitsa Soykırımı, 1995 yılında Bosna-Hersek'te, Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana tanık olduğu en büyük vahşetlerden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu insanlık dışı olayda, 8.000'den fazla Boşnak sivil, sistematik biçimde katledilmiştir.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1995’te Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde katledilen Boşnakların anısına 11 Temmuz’u, “Soykırımı Düşünme ve Anma Günü” ilan etti.
*
Ölmek istiyordum, masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bize sığınan insanları koruyamadığımız için kendimi affetmiyorum”
Bosna’daki İnsanları Korumakla Görevlendirilmiş Hollandalı Bir Asker
***
“Soykırımın iki yüzü vardır. Birincisi soykırımı uygulamak diğeri
de soy kırım yapıldığını unutturmaktır...
BOSNA savaşını yaşamış BİJELJINALI BOŞNAK Yazar JUSUF TRBİÇ.
***
Ve unutmayacağız ...
11.Temmuz 1995
Unutma...
unutturma...
***
Kelebek...
Zarafet, narinlik. Özgürlük sembolü.
Mavi...
Denizin, gökyüzünün, sonsuzluğun rengi. Özgürlük sembolü.
Peki ya ikisi birleşince?
Kocaman bir acı "mavi kelebek"...
Mavi kelebekler Avrupa'nın orta yerinde, Bosna Hersek'te yaşanan bir katliamın simgesi...
"Bastığın yeri toprak deyip geçme" sözü bizlere tanıdık.
Durum Bosna'da da benzer.
Attığın her adımda bir toplu mezara rastlamak mümkün.
Bosna Savaşı'nda 312 bin kişi öldü.
35 bini küçücük çocuklardı.
Binlerce çocuk annesiz, babasız kaldı. Tarif edilemez acılar yaşadı.
50 bin kadın tecavüze uğradı.
Ruhunda tamir edilemez yaralar açıldı..
Ölenler toplu mezarlara gömüldü.
Sadece bugüne kadar 500'ün üzerinde toplu mezar ortaya çıkarıldı.
Bunların 300'ü mavi kelebeklerin yardımıyla oldu.
İşte bu yüzden de mavi kelebeklerin hikayesi bugüne kadar duyduğum en yürek yaralayıcı öykü...
Bosna Hersek'te bulunan toplu mezarların üzerinde mavi kelebeklerin uçtuğu farkedilmiş.
Bir, iki derken bunun tesadüf olmadığı anlaşılmış.
Durum biraz incelenince toplu mezarların olduğu yerlerde toprağın yapısının değiştiği, mezarların üzerinde farklı bitkiler oluştuğu belirlenmiş.
Bu koku da mavi kelebekleri çekiyormuş.
Birçok kişi için kocaman bir acı olan bu hikaye, Bosnalılar içinse bir umuttu.
Sevdiklerinin kemiklerini bulmak, sadece onlardan bir ize rastlamak isteyen binlerce kişi günlerce mavi kelebekleri izlemeye, onların peşinden gitmeye başladı.
Nice ömür mavi kelebeğin peşinde geçti...
Bugün işte bu acıların en büyüklerinden birinin yıldönümü.
(Damla Doğan)
Anılarına saygıyla...
Derleme: Semihat Karadağlı
27 notes
·
View notes
Text
Irkçılık bitmiyor maalesef. Hollanda'da, 82 yaşında Türk bir Teyze Hollandalı komşusu tarafından çok kötü darp edildi. Ve yine bir İslam okulunu yakmışlar bu hafta.
13 notes
·
View notes
Text
Dutch öğrenmek için takip ettiğim Hollandalı influenza ayak fotolarının vs satıldığı bir appin nasıl kullanıldığını anlattığı bir video çekmiş. Multilingual olacağız dünya vatandaşı olacağız derken geldiğim nokta an itibariyle epey ilginçleşti ben bir süre bu konuyu düşüneceğim hahahahahshdjdjdkffk
10 notes
·
View notes
Text
Uçan Hollandalı Operası İstanbul'da
Uçan Hollandalı Operası Uçan Hollandalı operası, ünlü besteci Richard Wagner tarafından yaratılmış bir başyapıttır. Bu etkileyici eser, Sebastian Welker rejisiyle, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverlerle buluşacak. İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) orkestrasını, deneyimli orkestra şefi İbrahim Yazıcı yönetecek. Eserin sahne tasarımında, Efter Tunç dekor…
#2023#İbrahim Yazıcı#İstanbul Devlet Opera ve Balesi#AKM#Opera#Richard Wagner#Sanat#Sebastian Welker#Uçan Hollandalı
0 notes
Text
Özgürlük Heykelinin yüzü.
Isabella Boyer'in hayatı heyecan verici bir roman gibi. Afrikalı bir pasta şefinin ve İngiliz bir annenin kızı olarak Paris'te doğdu. Isabella'nın özel bir güzelliği vardı ve 20 yaşında 50 yaşındaki dikiş makinesi üreticisi Isaac Singer ile evlendi. Singer'in ölümünden sonra Isabella ülkenin en zengin kadını oldu. Amerikan rüyasını somutlaştırdığı için Özgürlük Heykeli için model seçilmesi şaşırtıcı değil. Dul kalan Isabella dünyayı dolaştı ve Hollandalı kemancı Victor Robstett ile evlendi ve kontes oldu. Amerika ve Avrupa'da önemli bir figür oldu ve Fransız heykeltıraş Frédéric Bartholdi ile bir dünya etkinliğinde tanıştı. Güzelliği ve tarihinden etkilenen Bartholdi, yüzünü Özgürlük Heykeli için model olarak kullandı. Isabella üçüncü kez evlendi ve 1904 yılında 62 yaşında Paris'te öldü, ancak yüzü New York'ta özgürlüğü ve Amerikan gururunu simgeleyen ikonik heykelde yaşamaya devam ediyor.
25 notes
·
View notes
Text
Panama'da Kaybolan İki Arkadaşın Gizemli Hikayesi
Panama ormanlarında kaybolan iki Hollandalı kızın hikayesi. Telefonlarında bulunan kanıtlar gizemi derinleştiriyor. #KayıpHikayesi #GizemliOlay 🕵️♀️
6 notes
·
View notes
Text
Dün bir pazar ne kadar dolu ve eğlenceli olabilirse o kadardı diyeceğim bir gün oldu. Tüm sosyalleşme ve sanat ihtiyacımı karşıladım şükür.
En yakın arkadaşlarımdan birine sabah uzun kahvaltıya gittik. Güneş yerinde her şey yolundaydı. Kahvaltı faslımız bitip kahvelere geçerken canım arkadaşım bir sergiden bahsetti. Son birkaç haftadır tiyatro, sergi, sinema artık sanata dair bir yerde bulunmazsam öleceğim hastalığı ile mücadele ederken, sergi kelimesini duymakla Gökhan'ın fikrini bile merak etmeden gidiyoruz dedim. Sergi Cermodern'de bulunan Zamansız 7 Büyük Günah sergisi. Neyse buraya sonra değineceğim.
Sergi öncesine de bir piknik havası sıkıştırmasak mı diyerek kahveleri tatlıları ve Uno muzu kapıp kendimizi su kenarı yeşillik bir yere attık. Keyifler gıcır.
Sonrasında Cermodern'in yolunu tuttuk. Cermodern deyince aklıma geldi. Bu isim İngilizce bir alt yapıya mı sahip yoksa bildiğin Türkçe mi diye git geller yaşadık. Zira 'sörnmodern' şeklinde telafuz edenler hiç de az değil çevremde. Bilen bilir Cermodern eskiden lokomotifleri bakım yeriymiş. Canım arkadaşımın aydınlatmasıyla cerr kelimesinin de Arapça kökenli çekmek manasına gelen bir kelime olduğunu öğrendik. Lokomotifleri buraya çekiyorlar ya o hesap. Velhasıl anam babam Cermodernmiş buranın ismi.
Sergiye gelecek olursak 'Zamansız 7 Büyük Günah' sergisi Hieronymus Bosch(Hollandalı ressam 15.yy) un Dünyevi Zevkler Bahçesi tablosundan yola çıkılarak 7 büyük günahın dijital bir sergiye dönüştürülmüş haliymiş. Enteresan ve deneysel bulduğum kısım serginin son bölümünde bu günahların ölümsüzlüğünü ispatlamak istercesine Bosch tarzı ve konu öğretilmiş bir yapay zekanın sunduğu görselleri de izleyecek olmamız oldu.
Serginin seansları var. Yaklaşık 45 dk. sürüyor. Ben gayet beğendim. Beni etkileyen en önemli kısım Bosch'un 15.yy da yaşayan bir ressam olmasına rağmen döneminin çok ötesinde bir eser yapmış olması oldu. Bu konuda epey büyük bir şaşkınlık yaşadım. Yapay zeka görsellerini kimi beğendik kimi eleştirdik. Beni içten içe rahatsız eden insan olmayan bir olgunun sanat dahi üretebilir olması sorgusu oldu. Bilemiyorum altan, zaman neler gösterecek.
Sergiden sonra kahve ve yemek faslı ile günü noktalayacağız sanılmasın. Vedalaşmak yerine bizim eve birlikte geçmeye karar verdik. Beyleri ps başına bırakıp mutfak dertleşmesi sohbeti yapmak bana çok iyi geldi.
Bu dolu pazar için üç kişiye de kucak dolusu sevgiler.
4 notes
·
View notes
Text
The Garden of Delights (Dünyevi Zevkler Bahçesi) - Hieronymus Bosch (1504
Tablonun sol panelinde cennet, orta kısmında dünyevi zevkler ve sağ panelinde cehennem tasvir edilmektedir. Hollandalı ressam Hieronymus Bosch'un eseridir ve Madrid'deki Prado müzesinde sergilenmektedir.
Sanatçı bu eserinde bütün kuralları yıkarcasına resmettiği çıplak insanların keyifli anlarını, fantastik bir öykü içinde verir. Tabloda, bir yanda dünya nimetlerinden zevk alan insanlar, diğer yanda günahları yüzünden cezalandırılanlar dikkat çeker. Tablo aynı zamanda Orta Çağ insanında hakim olan karabasan ve ölüm düşüncesine de vurgu yapmaktadır.
4 notes
·
View notes