#hiç mi yok
Explore tagged Tumblr posts
aykoza · 2 years ago
Text
bi mucize olmuyorsa ben ders çalışmaya gideceğim
24 notes · View notes
insanzee · 2 months ago
Text
Evet suçluyum, sezen dinliyorum tutuklanmamı talep ediyorum.
🖤🥀🤍
23 notes · View notes
sarkisi-beyaz · 6 days ago
Text
there never seems to be enough time
to do the things you want to do
once you find them
i've looked around enough to know
that you're the one i want to go
through time with.
2 notes · View notes
otuzsekizinciparalel · 1 year ago
Text
Tumblr media
Ya Kahhar
11 notes · View notes
kimmkitsuragi · 1 year ago
Text
kk kazansa keşke ya
11 notes · View notes
kalopcia · 1 year ago
Text
anlam veremiyorum bazı şeylere
5 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
O zaman dörtlü gidelim senin yanından ayrılmadığın arkadaşın da gelsin
3 notes · View notes
bulutderler · 2 years ago
Text
Yaşıtlarımdan çok farklı bir hayatım var biraz da buna üzülücem bu akşam
#bakın sayıyorum#arkadaşlar desen yok#alışveriş gezip tozma desen yok#gideyim birisinde kalayım desen o da yok#üç beş farklı aktivite olsun şunu yapayım şuraya gideyim desen yok#saat 11 de dışarı çıkıyorlar arkadaşkarıyla#birbirlerinde kalıyorlar#nasıl sürekli beraber olabiliyorsunuz#kafeden kafeye geziyorlar#eğleniyorlar ya köpek gibi gezip tozuo eğleniyorlar#ilerde bu yaşlarına dönüp baktıklarında vay be şunu da yapmıştık ulan iyi ki yapmışız ne güzel günlerdi bak buraya da gitmiştik#faln dicekler#ama ben ne dicem HİİÇ EVDEYDİM İŞTE NAPİM YEMEK YAPTIM#ulan hangi yaşıtım kız hergün evde durup temizlik yapıp yemek yapıyor baksan bir elin parmağını geçmez#gerçekten yeter artık sonrs bana sen çocuk olmadın sen olgunsun bilmem ne diyorlar neden acaba#ben niye böyleyiö bir dönün bakın neden acaba#ben böyle üni hayatı görmedim bu arada 1 dönem bitti ulan insan bir kere kafeye bir yere gitmez mi#benim lise hayatım daha eğlenceliydi yemin ederim#bana hiç böyle anlatmadılar ben hiç böylr hayal etmedim#berbat ilerliyorum#gün gelecek her şey için çok geç olacak ben de dönüp baktığımda ciddi anlamda yok olmuş bir gençlik yaşlarımı görücem#kendime hiçbir şey katamadığım gibi bir çok şey de kaybettim ve kaybetmeye devam ediyorum#ben yazın spora başlicam şu kursa gidicem işe gircem şehir şehir gezcem diyorum bana sadece kafa sallayıp yaparsın diyorlar#şimdiye kadar önüme gelen her fırsatı değerlendiremedim hep bir engel yok yurtdışından halam gelmiş yok fındık varmış#noldu şimdş#geçip gitti bok gibi yıllar#geçen gün beni evin hemen dibindeki markete tek başıma gönderdiler diye sevindim#çünkü saat 20.30du ve ben buna SEVİNDİM#market dibimizde#anlatabiliyor muyum ne olduğunu
5 notes · View notes
onyedikursun · 26 days ago
Text
kimsenin mutluluğun da gözüm yok ama harbiden hiç mi hak etmiyorum ben acaba
894 notes · View notes
turkudostu61 · 2 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
emirkocturk · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Artık hiç kimseye süsleyecek rengarenk cümlelerim yok. zira güneşi mi söndüren her şeye içim ıssız bir orman artık..
Echo of my inner voice..
1K notes · View notes
aasliy · 4 months ago
Text
hiç mi merakın yok böyle şeylere
Tumblr media
881 notes · View notes
kamtarir · 1 month ago
Text
Zaman vicdanın hiç mi yok senin biraz beklesene beni
184 notes · View notes
nesrin-c · 2 months ago
Text
Akşama yemeğim hazır. Pilav ve kurufasulye. Baran da, Umut da çok sever.
Haklısınız.
Kim onlar değil mi?
Baran eşim, Umut oğlum.
Umut sekiz yaşında. Canımın içi, kara gözlü, kıvırcık saçlı, susmak bilmeyen, yerinde duramayan bir çocuk. Hayatımın anlamı...
Geç evlendim ben.
Bizim buralarda alışık bir durum olmasa da, evlenmeden, çoluğa çocuğa karışmadan önce okulumu bitirmek istedim. Hep derim, kız çocukları okumalı, iyi yerlere gelmeli, erkeğin eline bakıp, şiddeti, eziyeti, yokluğu, kader deyip sineye çekmemeli.
Ailem itiraz etse de, inadımı kıramadılar. Laf aramızda, zaten oldum olası, burnumun dikine bir kızdım. Beni Kur'an kursuna yollarlardı, ben sokak aralarında kuşlarla beraber şarkılar söyler, boyumdan büyük hayaller kurardım. Akranlarım, eğlencelerde, doğum günlerinde, düğünlerde, konuşmaya bile çekinirken, ben en güzel elbiselerimi giyer, ter içinde kalana kadar güler, eğlenir, dans ederdim. Arada bir annem beni çekiştirip "Ah be kızım, bir parça hanım hanımcık ol!" dese de, olamazdım. Hanım hanımcık olanların düşleri yoktu, bilirdim.
Ellerime bakıyorum.
Bir zamanlar kınalar yaktığım ufacık ellerim yok artık.
Zaman bir nefeste geçiyor ve sanırım insanın önce elleri yaşlanıyor.
Sanki, bir zamanlar, şu sokaklarda koşuşturan, yaramazlık yapan, "Anne n'olur beş dakika daha oynanayım." diye ısrar eden çocuk ben değilmişim gibi.
Nerede şimdi, kırık aynasını eline alıp, saçlarını tarayan ve bir sürü pembe tokalar takan küçük kız?
Garip...
Dışarıda inceden bir Eylül yağmur var. Kasvetli havaya rağmen çocukların kahkahaları duyuluyor.
Aralarından Umut'un sesini ayırabiliyorum. En çok da onun sesi geliyor. Eşek herif!
Yine birazdan üstü başı toz toprak içinde gelecek eve, biliyorum. Nefes nefese ayakkabılarını bir kenara atıp, gözlerimin içine bakacak ve "Anne ben acıktım." diyecek. Sonra ben yine dayanamayıp, onu kollarımın arasına alıp, o kirli yanaklarını, gözlerini, saçlarını öpeceğim, boynunu koklayacağım.
Ah oğlum benim!
Ah Umut'um!
Sen niye hep dağ çiçekleri gibi kokuyorsun, her defasında başımı döndürüyorsun.
Anne olduğumdan beri daha kaygılı biri oldum çıktım. Sizde de öyle mi? Hani, Umut eve biraz geç kalsa ya da ne bileyim, camdan bakıp, yakınlarda göremesem, kalbim yaralı bir kuş gibi kanat çırpmaya başlar. "Ya başına bir şey geldiyse..."
Eşim Baran bu halime üzülür, "Yapma canım, kötüyü çağırma." der ama anneyim işte, ne yapayım.
Baran güzel bir adam. Okulun son yıllarında tanıdım onu. Önce arkadaş olduk. Baktık ki, çok iyi anlaşıyoruz, "hadi öyleyse evlenelim." dedik. Baran bana, kucak dolusu papatya ve Ahmet Arif şiiriyle evlenme teklif etti. Papatya, Ahmet Arif, Şiir, Baran, aşk...Kabul edilmez mi hiç!
Tıpkı hayalimdeki gibi bir evde oturuyorum.
Küçücük, mütevazi, duvarları mavi boyalı, bir köşesi kitaplarla dolu ve güllü dallı perdeleri olan bir ev. İnanın, sevgisiz insan sarayda da otursa, mutsuz olur. Çocukluk arkadaşımlarımdan biliyorum. Yarası çok olana, para merhem olmuyor.
Çok gevezelik ettim değil mi?
Ama ne yapayım, oldum olası konuşmayı seviyorum. Kimseyi bulamazsam, kendimle konuşuyorum. Gülmeyin ya! İnsanın kendi kendine konuşması kadar güzel bir şey yok dünyada. Deneyin, bana hak vereceksiniz.
Ha, bir de çok güzel türkü söylerim ben. Arkadaşlar falan bir araya geldiğimizde, ısrar ederler, "Hadi, bir tane söylemeden olmaz." derler.
Dost kırılır mı hiç!
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzelin derdi serimde tüter
Bu ayrılık bana (bize) ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize zulüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin’ yedim helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni...
Bu türküyü her söylediğimde, gözümden iki damla yaş gelir. Neden bilmem ama sadece iki damla yaş! Sanki bu türküde benden bir şeyler var. Sanki, beni incitmişler, canımı yakmışlar, kalbimi kırmışlar da, ben kimselere söyleyeyemişim gibi...
Duvardaki takvime gözüm takıldı şimdi.
8 Eylül 2051
Off! Ben ne vakit otuz beş yaşında koca bir kadın oldum!
Olsun, her yaşın kendine göre bir güzelliği var. İnşallah çocuklarımız da, otuzları, kırkları, elli, altmış, seksen hatta yüz yaşları görür.
Hah, kapı çaldı, nihayet benim eşek geldi.
Hadi bana müsade. Gideyim de yine bıktırana kadar onu öpüp koklayayım.......diye, bütün bunları yazmak isterdim ama yazamam. Çünkü ben sekiz yaşındayken öldürüldüm.
Ben Narin Güran.
Cesedi on dokuz gün sonra derede bulunan o elleri kınalı kız.
Büyüyemedim ben. Baran ile evlenemedim ve Umut'um hiç olmadı.
t a m e r d u r s u n
#tamerdursun #naringüran #hepimizincesedinideredebuldular
Tumblr media
160 notes · View notes
defnekalbim96 · 1 year ago
Text
Hepsini yaptım gibi daha fazlasını yapmaya calıstım ama olmadı yani buna da sükür gün gelicek öyle bi basıcaz ki üf yani
EVET BUGÜN NAPIYORUZ
Simdi soğuk kahve ve kurabiye yiyip dün yarım bıraktığım konu anlatımını bitiricem. sonra 2 kaynaktan da kalan soruları çözerim
Türkçe deneme 🙏🏻
Felsefe 2. fasikül
Ayt coğrafya türkiye ekonomisini bitiricem sorularını çözücem
Benim hocamdan tyt tarihi diğer kaynağımla eşitlicem
Okula giderken dinlemelik çalma listesi yapıcam
ÇEKMECEMİ DÜZENLEMEM LAZIM
Eğer vaktim kalırsa da film izlicem OH HADİ BAKİM
38 notes · View notes
arbrenu · 10 months ago
Text
Bir hayalin gerçekleşmesi çok az insanın başına gelebilecek bir fekakettir.
Düşünürken yüzünüzü ikiye ayıran o kocaman, içten gülümsemenin yavaş yavaş solması halidir.
Her şeye sahip olduğunuzu düşünürler.
Her şeye sahip olamazsınız.
Hiç kimse her şeye sahip değildir.
Gökyüzüne bakarken kulağınıza müzik dolması hali, güneşin ışıldaması ya da yıldızların parlaması, size başarabilirsin hissi veren tatlı bir rüzgar.
Bahar gibi bir koku derin derin içinize çektiğiniz.
Hala hayal kurabiliyorken böyle hissedersiniz.
Bunun mevsimle ilgisi yoktur, o his insana fırtına izlettirir omuzların diktir, yerle gök bir olur ama sen fırtınanın dizginlerini elinde tutuyorsun önemi olmaz.
Hayal kurabilmek böyle hissettirir.
Sonra bedeller ödemeye başlarsın, bu normal diye düşünürsün hiçbir yol bir de hayallere giden yol yıldız tozları ile kaplanmamıştır ki zaten.
Fedakarlıklar gelir ardından.
Evetler ve hayırlar konuşabildiğin tek kelimeler olur.
Evetler hep kendinden daha fazla vermen gereken anlar içindir.
Bir sen üşümeye başlarsın o mevsimde, üzerine bir kazak giyer devam edersin.
Hayırlar vazgeçtiklerin içindir.
Gidemediğin yerler, göremediğin insanlar, vakit ayırmadığın küçük anlar ve küçük mutluluklar.
Ellerin ve ayakların buz keser ama sorun değil, soğuğa alıştın.
Artık gülümsemediğini fark edeceksin.
Yatmak için uzandığında kıpır kıpır bir heyecanla düşler kuramadığını, yapman gereken bir yığın işi daha boşluklara sıkıştırmaya çalıştığını fark ettiğinde yüzündeki tüm kaslar artık gülümsememeye alışmıştı.
Yetişebileceğini düşündüğün anlar olacak ama hiçvir zaman sadece seninle ilgili olmayacak.
Çünkü bu dünyada her şey ekip işidir.
Kimse tek başına mahvetmez hayatını.
Bunun için bir ordu kalabalık bazen de bir avuç insan yeter.
Mevsimlerden bahar olacak, yaz kavuracak ama sen üşümeye devam edeceksin.
Sana yolu göstereceklerini mi sandın?
O gülümsemeyi ve minnetleri saklamalıydın.
Sana sadece eğerler verecekler.
Eğer bunu istiyorsan buna razı gelmelisin.
Eğer bunu istiyorsan önce bunun altından kalkmalısın.
Eğer kazanmak istiyorsan en çok benim cebimi doldurmalısın.
Eğer iyi olmak istiyorsan önce bana bunu kanıtlamalısın.
Yıldızların artık o kadar parlak ve çekici olmadığını mı düşünmeye başladın?
Karanlık hala o kadar yakınında değil halbuki.
Yol gözünde büyür, sapmadığın o sapaklarda kaçırdıkların paçalarına yapışır.
İnsan bir günde kaybetmez, kaybetmek disiplin gerektirir.
Kendinden çaldığın her “biraz daha zaman”da biraz daha kaybeder.
Zaman bir uzvunla bile ödeyemeyeceğin kadar pahalıdır.
Ama sen ne kolay verdin cebinde onca yıldır birikmiş taşlar gibi.
Kenarında ağlayıp durduğun denizlerin dibi zamanla mı dolu sandın?
Hayır, anladın ama çok yol aldın.
Buraya kadar geldim sonuna gitmeliyim dediğinde kaybetme işinde en iyilerinden biri oldun.
Boş yere mi yazıyor tabelalarda köprüden önceki son çıkış diye.
Geri dönemeyeceğin yerler vardı ve sen şimdi o çizgiyi de aştın.
Başardığın şeyler yok değil, bunca kayıba kimin olmazdı ki?
Ama gökyüzüne bakıp gülümseyerek hayal kurabilir misin şimdi?
Hangisi zor?
İşte yıldızlar böyle terk eder insanı.
Baksan gökyüzü hala mavi.
489 notes · View notes