#hadis usulü
Explore tagged Tumblr posts
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/fc4e0d01d17836b1db66310ce855fa16/cca237f5bbaf8ec4-5a/s540x810/15fd0a06519806ea35ecb1bf2d1292f655439a16.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7e412b53448492d350346f2916115df7/cca237f5bbaf8ec4-18/s540x810/82df028f66057f98219f8db04d9c99949bde4e97.jpg)
"Akıllı insan, en bereketli gününün, ilim ve fazilette mesafe kaydettiği gün olduğunu bilir."
[Bedreddin İbn Cemâa (ö. 733/1333), Tezkiretu'l-sâmi']
والعاقل يعلم ان ابرك الايام عليه يوم يزداد فيه فضيلة و علم يكسب
#ramazan ayı#ramadan mubarak#nüzhetün nazar#usulü hadis#sahur beklemece#bereketli sahurlar#ilim#hadis usulü#hadisişerif#müzakere#medrese dersleri
34 notes
·
View notes
Text
Bekaretimi , kocamin sikicicisi aldı,
Görücü usulü biri ile tanistirildim yaslarimiz 30 , konuşmaya basladik, ben 2 sene once nisanlanip 6 ay kadar nişanlı kalmistim, onun haricinde başka bir erkeklede görüşmem olmamisti, eskilerden konu acildikca , nisan attığım kişi ile yasadiklarimdanda bahsetmelere basladim , bana o guveni vermisti , anlatmak korkutmuyordu beni , özetle, bekaretimi vermek dışında, diger bir çok şeyi yasadigimdan bahsetmistim , yeni gorusmeye basladigim şimdiki kocam olan Bülent ile de sevismelere baslamistik, Bülent te farkli birşey ler vardi , sevismelerimiz devam ettikçe gotunu yalamami istiyordu , o yalamalar parmaklanma ostegine doğru ilerledi , sonrasinda konular konusulurken , kendisinin bisexual oldugundan , erkeklede ilişki yasadigindan bahsetti , ilk başta biraz tuafima gitsede anlamaya calistim, ve arada beni straponla sikermisin istegi kulağa çok hoş gelmişti, sevismelerimizde bazen rolleri değişip ben onu sikmeye basliyordum , sonrasinda bir erkek partneri oldugunu , bunu senden saklayamam , saklamak beni rahatsiz ediyor dedi, seninle sevismelere basladiktan sonra hic gorusmedim sevisme olarak ama onunlada sevismek istiyorum , seni aldatmis olmak istemedigimden bunu söylemek istedim dedi , 2 yildir görüştüğü evli bir erkekmis , konular konulari acarak gidiyordu ve olay grup sohbetlerine geldi , arada 3 lu buluşup sevisiyorduk , bu surecte tanisali 7-8 ay gecmisti artik evlilik hazirliklari iyice baslamisti, artık bekaretini verme zamani gelmedi mi ne dersin dedi , bende artik istiyordum , evet sanirim artik olabilir dedim , ve şok bir teklifle geldi , Bekaretini benim ellerimi tutup benim gozlerime bakarken , Serdar a vermek istermisin dedi , Bunca yıl boşuna mı bekareti takıntı yapmışım diye içerledim , ve büyük gün gelip catmisti , okadar sevismemize ragmen çok heyecanliydim , yasak aşklar mekanimiza gittik , ve sevismelere basladik , 3 lu biraz opusup koklastiktan sonra , nişanlım serdar a hadi geç otur , bizi izle , mustakbel karimin bekaretini alman için nisanlimin amini yalayip sana hazirlayacagim dedi , beni bi güzel yaladi , iyice sulanmistim , sonra geldi yanima ellerimden tutup gozlerime bakmaya basladi serdar usul usul yanasti , yarragini once bi kocamin agzina verdi , sonra amimin uzerinde surtturup soktu içime ben nisanlimin kollarinda bekaretimi bir baskasina veriyordum ......
27 notes
·
View notes
Note
Mezhepler niye var
Mezheplere inanmayan arkadaşımla konuştuğumda nasıl cevap vereceğimi bilemedim
Bir kişinin mezhepleri anlaması için hadisleri kabul edip, sahâbe döneminin fetvalarını iyi bilmelidir. Aksi takdirde mezhepler nasıl ortaya çıkmıştır anlaması mümkün değildir.
Ama şöyle diyebiliriz:
Bir mümine İslam şeriati ile amel etmek farzdır.
Şer'i hükümler, Müslümanın hayatını teşekkül ettiren küçük-büyük her şeyi kapsar. Küçük veya büyük her şeyin bir hükmü vardır. Hükümler de Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim, resülünün sünnetinden alınır.
Ehil olmayan bizler için, Kur'anı tefsir etmek, sahih sünnetle sahih olmayanı ayırmak, ayetlerden hadislerden akaidimize ve ibadetlerimize taalluk eden meseleleri, hükümleri çıkarmak kolay bir şey midir? Arapça bileceksin, arapça gramer bileceksin, kelam ilmini bileceksin, fıkıh ilmini bileceksin, hadis ilmini bileceksin, tefsir bileceksin, usulü hadis, usulü fıkıh bileceksin bileceksinde bileceksin...
Bunları bilmiyorsan o zaman günümüze ulaşan bütün alimlerin süzgecinden geçmiş onayını almış dört hak mezhepten birisine uyacaksın paşa paşa. Onlar bizzat Kur'an-ı Kerimin inişine şahit olan mesele mesele hükümlerin Allah tarafından Peygamberi ile dinimizin öğretildiği sahabeyi görmüş, sahabeyi görenleri görmüş ve onlardan ilimler almışlar, hadisleri öğrenmiş ve hükümleri yazmışlardır.
O arkadaşa sorun: İdrar mı daha pistir? Meni mi daha pistir?
İttifakla idrar daha pistir.
Peki Namaz Abdesti mi büyük abdestir? Yoksa Gusül abdesti mi? Gusül abdesti daha büyüktür çünkü Gusül aldığımızda namaz abdestli de sayılmış oluruz.
Eğer İmam-ı Azam Hazretleri ben mezhep kurdum diyip kafasına göre hüküm vermiş olsaydı:
Daha büyük pislik olan İdrardan sonra büyük abdesti emrederdi. Meniden sonra küçük abdesti emrederdi. Akla bu daha uykundu Ama o öyle yapmamış..
Kadın mı daha güçlüdür? Erkek mi? Erkek daha güçlüdür yaratılış olarak değil mi?
Eğer İmam-ı Azam Hazretleri ben mezhep kurdum diyip kafasına göre hüküm vermiş olsaydı:
Mirasta güçsüz olan kadına 2 daha güçlü olan erkeğe ise 1 verirdi. Akla bu daha uykundu Ama o öyle yapmamış. Peygamberimizden, sahabe Efendimizlerimizden ne geldiyse bize ayet ve hadisler kaynağında en doğru haliyle aktarmıştır.
Mezhep büyüklerimiz biz mezhep kuruyoruz, bize tabi olun dememiştirler ayrıca. Hatta halk arasında İmam-ı Hanefî'ye nispetle Hanefî mezhebi, İmam-ı Şafî'ye nispetle Şafî mezhebi, Ahmet bin Hanbele nispetle Hanbeli mezhebi, Malik bin Enes'e nispetle de Malik'i mezhebi denmiş ve yayılmıştır. Bunun yanında bu müçtehit alimler bütün kaynakları tedvin edip fetvaları naklederken, mutlaka bütün alimlerin süzgecinden geçmiş, onayını almış ve kabul görmüştür. Üstelik sahâbe ve tabiin döneminde kimse bunları reddetmemiştir. Çünkü ayet ve hadiste geçenleri alan, sahâbe sözleri ile amel eden, müçtehit seviyesinde olup, çok ama çok üst düzey yetenekli insanlardı onlar...
Ancak bugün ise ayeti hareke olmadan yüzüne dahi okuyamayanlar, bu mezhepler nerden çıktı, biz kendimiz anlarız, bize kuran yeter gibi cahilâne tavırlar ve sözlerle, hem kendilerini aldatıyor, hem de ilimsiz insanları dalâlete saptırıyorlar. Üstelik bu kişiler itikadi veya ameli olup da alimler arasında görüş ayrılığı olmayan hususlarda bile, kişiyi dinden çıkaracak fetvalar veriyorlar. Bunu yaparken de hiçbir hadis veya sahâbe nakli almıyorlar ve ben bunu kurândan buldum diyorlar. Çok geçmiyor ki bir zaman sonra bazı fîkirlerinden ya dönüyorlar, veya bir başka fîkri bozuk çıkıp öbür fîkri bozuğu tekzip ediyor !!
Allah bizleri ehli sünnet olan, Allah ve Habibi'nin yolundan giden dört hak mezhepten ayırmasın. Böyle kardeşlere de acilen hidâyet nasip eylesin.
3 notes
·
View notes
Text
Geceleri yatamıyorum,sabahları uyanamıyorum. Uyanınca baş ağrım oluyor, tüm gün soda kahve içiyorum, beni yaşamda tutucak kadar yemek yiyip sadece bir su bardağı su içiyorum tüm gün sadece uzanıyorum bazen yatakta bazen koltukta çoğunlukla yerde, aşırı şuursuzca yaşamaya başladım şu sıralar aslında bakarsanız öyle büyük dertlerimde yok. Deprem yüzünden konteynerda yaşamaya başladım hala bir evim yok, üniversite sınavına hazırlanıyorum geçen sene puanı beğenmedim gitmedim salaklık ettim sanırım, ama olsun arada ederiz öyle şeyler, klâsik geçim derdi falan var iş arıyorum bulamıyorum anadolu mezunuyum, ben hem okuyup hemde çalışmadım ki nasıl tecrubeli alacaksın elemanı, sevgili desen o da yok bulamamaktan değil kaldıracak kafa olmamasından,buluşalım dese yemeğide alman usulü ödemek istese para yok hadi yemeği geçin beni arabayla almaya gelmese otobüs parası yok burdan koşarak merkeze gitmek nerden baksan iki saatten fazla sürer, yol sürer sürmesine de ilişki ne kadar sürer orasını hesaplayamadım. Tüm gün bekliyorum neyi bekliyorum bilmiyorum ama bekliyorum eros ok atar veya bereketli olsun diye mor tercih ettigim cüzdan para üretmeye baslar ya da ikide bir bitirmek için okumaya başladığım ama asla bitiremediğim o kitaplardan birilerinin sayfaları paraya dönüşür diye bekliyorum. Beklemek çare değil kalk koş diyorum kalkamıyorum kilodan değil ertelemekten. Peki o zaman koşma otur çalış diyorum kolum hareket etmiyor felç değilim tembelim. Önceden değildim böyle bilmem ne oldu bana fark ettim de baya şey olmuş bana ama ben ne olduğunu bilmiyorum çoğu şeyi bilmiyorum. Her şeyi bilmemekte bir hastalıkmı? eğer öyleyse bilmeme hastalığına da yakalanmışım.
1 note
·
View note
Text
kız kardeşimin sevdiği çocuğu dün babama görücü usulü diye söyledi annem, çünkü babamın bu tür konularda tepkisi biraz serttir. babam da ilk yok falan dedi ama şimdi araştırmaya başlamış çocuğu bakalım sonuç ne olacak heyecanlıyım. yakınlarda düğün var gibi. hadi hayırlısı.
1 note
·
View note
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/02fce6ca4909e0a0f8730abb24327bf8/1c5a6542bb0afc3f-17/s640x960/789b47afba1ac2263c2e49e870a143b3b291e37e.jpg)
Dünden beri aklıma geliyor kovalıyorum. Sabah oldu kahvaltı saati, okula hazırlık derken öğlen oldu çocukları bıraktıktan sonra aradım. Nasılsın demeden yanında olmayı yanımda olmanı çok isterdim dedim ağlamaya başladı. Anladım ağlamak için beni bekliyordu,lütfen ağla yas tutmayı hep erteledin şu an ağlamayı en çok sen hak ediyorsun demem gerekiyordu. Geceden uyanıktı, okulları orada tatil etmişler çocuklar evin içinde gözünün içine bakıyorlardı, kafası dağılsın diye ne TV yi ne telefonu eline alabiliyordu heryerde yıldönümü deprem haberleri, instagramda dramatize edilmiş insanın içine işleyecek müziklerle harmanlanmış videolar kol geziyordu, etkileşimden nemalanmak isteyenlerle unutmadık unutulduk diyenler birbiriyle yarışıyorlardı. Dedi ki paylaşım yapsam bir anlamı yok, paylaşmasam umursamıyor gibi mi görünürüm ne yapacağımı şaşırdım. Bazen sessiz kalmak bazen de ses çıkarmak bir tepkidir içinden nasıl geliyorsa öyle yapmalısın.. o kadar zor ki teselli etmek. Ben bile deprem ile ilgili hissettiklerimi henüz kağıda dökememişken ona geceden itibaren yaşadıklarını, korkularını, evden nasıl çıktığını, çocukları için nasıl şehirden çıktığını, seni nasıl bağrıma bastığımı, buradaki telaşını yaz dedim sonra al karşına bir bak sen ne yaşadın. Hep yüzleşmekten kaçtığı için yasını yaşayamadın çünkü geç karşıdan bir bak.. bunları söylerken aslında kaybettiklerinin karşısında birçok şey de kazandığından bahsetti, evet dedim bak evet bunları yazdıkça da göreceksin içinde başka güzel duyguları da bulacaksın, kendine bakacaksın, sonra seni yargısız ve rasyonel dinleyecek bir terapist buluruz yol almaya başlarsın dedim baktım gerçekten nefes almaya başladı çok rahatladım dedi. Peki ben bunları niye buraya yazıyorum depremle ilgili kilit bir yerim var orayı açmaya çalışıyorum. Benim de bir yaram var kabuk bağlamadı iyileşmek için süreci buraya yazmak gerekiyordu. Sonra ben burayı okuduğumda arkadaşıma söylemiş olsam da artık kendime de bişeyler söylemenin ve almanın yolunu bulabiliyorum. Sonra hadi ben kendime kahve yapıyorum senden de kahve fotoğrafı bekliyorum dedim. Bu benim kahvem, Hatay usulü böyle içilir. Dosta teselli olabilmek en azından depremi yaşamış birine, bir kişiye değebilmek kahvemin tadını öyle değiştirdi ki ben daha önce böyle bir şey içmedim. Keşke tüm Hatay benim evimin misafiri olsaydı orada yaşadığım 8 yıl hatırına hepsini bağrıma basabilseydim, ben hiç ev sahibi olmaya özenmedim ama keşke müstakil evlerim olsaydı yerleştirseydim, öyle güzel insanlardı ki gerçekten çok üzgünüm. Dile getiremediğim tüm acım için çok üzgünüm. İyi ki geldiniz siz yaşamadınız diyenlere çok kırgınım, iyi niyetle söylenmiş olduğunu biliyorum ama kırıldım. Manzarasına hayran olduğum, çocuklarımı ormanın yanında büyüttüğüm evim bir hafta önce yıkıldı diyorlar ki o kadar zayıftı ki diğer binalar üç dört gün ancak yıkılırken bir günde gitti. O hayran oldugum ama her pencereden denize baktığımda kalbimi saran o deprem korkusu bana nasip olmadı. Tüm arkadaşlarımı, komşularımı onları ağırlayabileyim diye önceden konyaya gönderilmiş gibi hissettim kendimi öyle teselli ettim. Her tatil olduğunda koşarak iskenderuna gittim sevdiklerimin toparlandığını ya da daha doğrusu çabalarını gördükçe iyi hissetmeye başladım. Ama Hatay bildiğiniz yok onu keşke görmeseydim hala anılarım gibi kalsaydı.. işte arkadaşımı teselli ederken yine yol kendime geldi bir şekilde depremi yazabilmiş oldum. Henüz deprem yaralarımı sarmadan diğer beni ağır yaralayan konuyu yazamam. Bir şekilde yine kendi motivasyonumu yüksek tutmak, günlük güzellemelerimle daha iyi olmak için yazmaya devam edeceğim.
1 note
·
View note
Text
Sarıhan İşkembe Menü Fiyatları
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/f613de22be47a61d9863149a897d53d8/f0fb869e2ec45e68-cc/s540x810/26a80233d2e0754818aaa90c8c56e998671f61d9.jpg)
İşkembenin öncü markalarından Sarıhan İşkembe, enfes lezzetlerine yer verdiği menüsünü ve fiyatlarını sizler için derledik. Sarıhan İşkembe Menü Fiyatları tüm detaylarıyla güncel olarak hazırlanmıştır. Sarıhan işkembe; kurmuş olduğu düzenle, kaliteli hizmeti, hijyeni ve güler yüzlü personeliyle siz değerli müşterilerine damak lezzetini en hassas bir şekilde sunmaktadır. Özel Günleriniz, Davetleriniz, İş Toplantılarınız vb organizasyonlarınız için 200 kişi kapasiteli salonunda hizmet vermektedir.
Sarıhan İşkembe Menü Fiyatları
Sarıhan İşkembe Menüsünde, Çorbalar başta olmak üzere; - Ana yemek çeşitleri menüsü - Tavuk Menüsü - Et Menüsü - Makarna Menüsü - Pide Menüsü - Salata Menüsü - Aperatifler - Tatlı Menüsü Menüleri yer almaktadır. Hadi tüm detaylarla Sarıhan İşkembe Menü Fiyatları listesine bakalım. Çorbalar - İşkembe Çorbası 95.00 TL - Şirden Çorba 95.00 TL - Şirden Tuzlama 95.00 TL - Damar Tuzlama 150.00 TL - Boncuk Tuzlama 105.00 TL - Keseden Tuzlama 105.00 TL - Beyaz Şirden Tuzlama 135.00 TL - Dana Ayak Paça 120.00 TL - Beyran Çorbası 150.00 TL - Kelle Paça 140.00 TL - Kelle Paça Antep Usulü 145.00 TL - Kelle Paça Çürük 150.00 TL - Kuzu Ayak Paça 125.00 TL - Kuzu Paça Ayıklanmış 125.00 TL - Sarıhan Special 155.00 TL - Mercimek Süzme 53.00 TL - Tavuk Suyu 58.00 TL - Ezogelin 53.00 TL Sarıhan İşkembe Ana Yemekler Ana YemeklerFiyatlarıSarihan Kokoreç135.00 TLKokoreç Tandır135.00 TLSarıhan Ciğer135.00 TLYaprak Ciğer140.00 TLErişte Ciğer145.00 TLYarım Kelle135.00 TLTam Kelle250.00 TLAyıklanmamış Kelle190.00 TLKuzu Yürek140.00 TLBumbar Dolması125.00 TLŞirden dolması60.00 TLDil Söğüş125.00 TLBeyin Kavurma125.00 TLSarıhan İşkembe Ana yemekler Sarıhan İşkembe Tavuk Menüleri - Tavuk Kanat 135.00 TL - Tavuk Pirzola 140.00 TL - Tavuk Şiş 120.00 TL - Sebzeli Tavuk Biftek 135.00 TL - Tavuk Biftek 120.00 TL - Tavuk Sote 110.00 TL - Yarım Tavuk 95.00 TL - Kremalı Tavuk 155.00 TL - Köri Soslu Tavuk 155.00 TL - Fesleğen Soslu Tavuk 155.00 TL - Sebzeli Soya Soslu Tavuk 155.00 TL - Karışık Tavuk Izgara 230.00 TL
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/f5c07484892fd5f9a693c821ad81e169/f0fb869e2ec45e68-4f/s540x810/d7d11f2abf9e34fe56f50f493fae0054464f7389.jpg)
sarıhan işkembe Sarıhan İşkembe Et Menü Fiyatları Köfte155.00 TLKaşarlı Köfte165.00 TLSaç Kavurma210.00 TLÇoban Kavurma210.00 TLEt Sote210.00 TLKuzu Pirzola320.00 TLKuzu Şiş210.00 TLMeksika220.00 TLDana Biftek215.00 TLAdana Kebap160.00 TLUrfa Kebap160.00 TLDomatesli Kebap185.00 TLPatlıcanlı Kebap210.00 TLBeyti Sarma225.00 TLÇöp Şiş225.00 TLDana Ciğer Şiş210.00 TLKarışık Izgara340.00 TLKarışık Et Izgara590.00 TLSarıhan İşkembe Et Menü Fiyatları Sarıhan İşkembe Makarna Menü Fiyatları Mantı110.00 TLSpaghetti Bolonez: Kıymalı Domates Sosla Birlikte110.00 TLPenne Arabiata: Domatesli acı soslu özel peyniriyle birlikte100.00 TLTagliatelle: Ev yapımı makarna, mantar, tavuk, kremalı peynir sos ile110.00 TLSarıhan İşkembe Makarna Menü Fiyatları Sarıhan İşkembe Pide Fiyatları - Kavurmalı Kaşarlı Pide 150.00 TL - Kaşarlı 125.00 TL - Kıymalı Pide 125.00 TL - Kuşbaşılı Pide 150.00 TL - Bıçak Arası 150.00 TL - Karışık Pide 150.00 TL - Trabzon Peynirli Pidesi 110.00 TL - Lahmacun 40.00 TL Salata Menüsü - Sezar Salata 120.00 TL - Hellim Salata 115.00 TL - Beyin Salata 120.00 TL - Göbek Salata 80.00 TL - Söğüş Salata 60.00 TL - Çoban Salata 75.00 TL - Mevsim Salata 65.00 TL Aperatifler - Patates Kızartması 70.00 TL - Elma Dilim Patates 72.00 TL - Cacık 50.00 TL - Pirinç Pilavı 40.00 TL - Patlıcan Ezmesi 110.00 TL - Paçanga Böreği 70.00 TL - Kalem Böreği 55.00 TL - Kavurmalı Yumurta 110.00 TL - Menemen 75.00 TL - İçli Köfte 35.00 TL Tatlı Menüsü - Fırın Sütlaç 60.00 TL - Zerde 50.00 TL - Katmer 65.00 TL - Künefe 68.00 TL - İrmik Helvası Dondurmalı 68.00 TL - Bal Kabak Tatlısı (mevsiminde) 75.00 TL
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0f6bcdfd258766c88b79edc954503aad/f0fb869e2ec45e68-25/s540x810/04aa2605747d252e98e75ad55638f05adb1e0206.jpg)
saruhan çorba
Sarıhan İşkembe Hakkında
Fındıkzade'de bulunan Sarıhan işkembe; kurmuş olduğu düzenle, kaliteli hizmeti, hijyeni ve güler yüzlü personeliyle siz değerli müşterilerine damak lezzetini en hassas bir şekilde sunmaktadır. Özel Günleriniz, Davetleriniz, İş Toplantılarınız vb organizasyonlarınız için 200 kişi kapasiteli salonumuzda hizmet vermekteyiz.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/5b39b6badefac44564d7f580cf4cd69d/f0fb869e2ec45e68-8a/s540x810/b602b70cc3e466628e730c811e5a3479b804f122.jpg)
sarıhan zeytinburnu Şubesi Otopark Hizmeti, Bahçesi ve nezih ortamıyla siz değerli müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak için çalışıyoruz. Taze ve çok lezzetli menümüzde işkembe çorbası, tuzlama, şirden tuzlama, damar tuzlama, ayak paça, kelle paça, mercimek süzme, özel yapım Sarıhan Mantısı, kokoreç tandır, kokoreç tava, Baş Beyinli, Arnavut Ciğeri, Çevirme Tavuk ve Pilavın yanında çok özel Zerde ve Fırın Sütlacımızla yemeğinizin sonrasında da lezzet şölenini devam ettiriyoruz. Yılların deneyimini tatmak için sizleri her zaman Sarıhan'a bekliyoruz, dilerseniz bu deneyimimizi evinizde ya da işyerinizde de yaşayabilirsiniz. Tek yapmanız gereken sipariş hattımızdan bize ulaşmanız.
Sarıhan İletişim Bilgileri
Adres Kızılelma Caddesi No:45 Fındıkzade / İstanbul - (0212) 588 40 37 - (0212) 586 54 32 - (0537) 311 19 70 [email protected] 7 gün 24 Saat Hizmet vermektedirler/ Evlere ve işyerlerine paket servisleri mevcuttur.
Sarıhan İşkembe Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Sarıhan işkembe ne kadar? İşkembe Çorbası 37.00 TL Kelle Paça Çorbası 42.00 TL Kuzu Paça Çorbası 42.00 TL Şirden Tuzlama Çorbası 37.00 TL Beyran fiyatı ne kadar? Beyran Ortalama 45 TL'dir. Saruhan Çorba nereli? Adnan Sarıhan “Aslen Bayburt Sarıhan Köyü'ndenim. Dedem, babam orada hayvancılıkla iştigale ederlerdi. Ailece 1970'lerde önce İstanbul'a geldik. Ben 14-15 yaşımdaydım” diyor ve şöyle devam ediyor: “Babam aileye biraz küstü ve Almanya'ya gurbetçi gitti. En iyi işkembe hangisi? Genellikle dana işkembenin tüketilmesi önerilmektedir. İşkembe Düdüklüde kaç? İşkembe çorbası düdüklüde 45 dakika haşlandıktan sonra 10 dakika kaynatmak yeterli olacaktır. Bu durumda işkembe çorbası için toplamda 55 dakika pişirme süresi yeterli olacaktır İlgili Bağlantılar; Akdo Menü Fiyatları McDonald’s Menü Fiyatları Subway Menü Fiyatları Burger King Menü Fiyatları Ciğerci Bahattin Menü Fiyatları Migros Kurbanlık Fiyatları Tarım Kredi Kooperatifi Et Fiyatları Ciğerci Bahattin Menü Fiyatları A101 Kokoreç Fiyatları Read the full article
1 note
·
View note
Photo
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/d0e226caf02ad72228eaa4881b37eaaa/tumblr_okn6qrpToP1vfs4g1o1_540.jpg)
İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usûlü
42 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/bab69eb0742625b5a1e49b4a872fde60/3fc4fac0e0846861-cf/s540x810/dde3aafee66051a3fc19333312970511289e2913.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/a6ac6db8a177fea8ee8d463272a3c5df/3fc4fac0e0846861-88/s540x810/bf3f235b779e28601fea1b680b71065169f138d7.jpg)
Sahur beklemece:))
كلّما طلعنا علمً بدا علم آخر
Ne zaman ki bir dağa yükselecek olsak başka dağlar gözükür..
#dağ#derskeyfi#gece dersi#sahur beklemece#hayırlı sahurlar#nüzhetün nazar#hadis usulü#bereketli sahurlar#çayda sevdaya dahil#kadrajimdan#tumblr postları#10 posts#günün alıntısı#günden#kadrajım#günün sonu#gece#kadrajımdan
10 notes
·
View notes
Text
"Kitap ve Suyutî kelimeleri kadar birbirine uyumlu iki kelime bulmak zordur. Suyuti'nin ne kadar kitap okuduğu konusunda bir bilgi yoktur elimizde ama ne kadar kitap yazdığı konusunda ayrıntılı bilgiye sahibiz. Aşağıdaki bilgiler, Suyutî ve kitap kelimesinin nasıl bir okyanusa dönüştüğünü göstermektedir:
1194 konuda kitap yazmıştır. Yani yazdiğı kitaplar 1194 adettir. 331 kitabı basılıdır. 431 kitabı ise yazma nüsha olarak kütüphanelerdedir. 432 kitabı ise kayıptır. Kitap yazmaya 17 yaşında başlamıştır. Yazdığı kitaplar farklı alanlarda yazılmıştır: Farklı branșlarda yazdıkları dışında kendisine temel ilim dalı olarak belirlediği alanlarda yazdığı kitaplarının dağlımı şöyledir: Tefsir, 34 eser; Hadis, 202 eser; hadis kavramları, 24 eser; Fıkıh, 76 eser; Fikıh usulü ve Tasavvuf, 17; Arapça, 98 eser; Tarih, 28 eser."
23 notes
·
View notes
Text
Fethiyeli Yiğido
2022 Ağustos ortasında bir akşam Fethiye'deki Paspatur'dan geçerken tabelasını gördük önce. Önünden geçtik gittik çarşıyı gezdikten sonra sahilde bir cafede çay kahve içmek beklentisiyle. Önce güzel bir yürüyüş yaptık, biz yürüdükçe gece ilerledi. Dönüşte cafelerin bir bir kapandığını görünce yaşadık işte bazı hayalkırıklıkları; ama otele dönmeden önce o çay ille de içilecekti. O yüzden tekrar girdik Paspatur sokaklarına. En kötü, diyordum, bir esnafa soracağım nerede çay içebiliriz diye. Derken tekrar karşımıza çıktı Yiğido Cafe Ünal'ın Yeri.
Kırmızı levha tabelasına büyük puntolarla yazılmıştı bu isim. Küçücük bir çay ocağı olduğunu görebiliyordunuz. İçeride bir köşe duvar, bir tarafında Sivas Spor diğer tarafında Fethiye Spor futbol takımlarının fotoğrafları... ve bir kırmızı siyah Sivas Spor atkısı asılmıştı bir duvardan diğerine. Tezgahın arkasında genç bir çocuk, önündeki iskemlede ise orta yaşlarda bir abi. "Çayın var mı?" diyerek girdik muhabbete, insanların içinden ne hikayeler çıkabileceğini zaman zaman unuttuğumuz o anlardan birinde olduğumuzu fark etmeden. Yanımdaki arkadaşım Sivaslı olunca başlandı neresinden, içinden, kimlerdensin, şunlardanım muhabbetlerine. Öğrendik ki küçük oğluymuș içerideki genç çocuk bizim Ünal Abi'nin. Saat gecenin 11'iydi; ama sardı muhabbet hepimizi. Hadi madem, dedik, son bir Türk kahvesi içelim. O arada gözüm takıldı tebeşirle kara tahta levhaya yazılmış "tava dondurma" yazısına. Genç çocuk heveslendi. Abla, dedi, Tayland usulü bu taze dondurma. Dedim, nasıl öğrendin? Dedi, Youtube'da videolar izledik. Fethiye'de tekmiș, Türkiye'de ise tek tük. Meraktan bir hevesle girmişler bu işe; ama baba gururla gösteriyor sosyal medyadaki övgü dolu yorumları. Hadi, dedim, bana da yap bir dondurma. Çocuk tek tek meyveler koydu -25 derecelik metal tavasına. Üzerine salepli süt ekledi, başladı bir kokoreççi gibi meyveleri elindeki metal spatulalarla parçalamaya ve salepli süt karışımıyla karıştırmaya. Sivas'tan geleli daha 1 ay olmuştu. Çok hevesliydi umut ederek başladığı iş tuttuğu için.
O sırada Ünal Abiyle muhabbet sürüyordu. Tam bir Sivas aşığı olduğundan memleketinden bahsederken gözleri ışıl ışıldı. Sormuş bulunduk "Senin ne işin var peki Fethiye'de madem Sivas'ı bu kadar çok seviyordun da?" diye. Derin bir ah çekti ve dertlendi birden Ünal Abi... ve anlatmaya başladı Sivas'tan daha çok sevdiği tek şeyin peşinden Fethiye'ye geliş hikayesini. 30 yıl evli kalmıştı 14 yaşında tanıştığı ilk sevgilisiyle. Gencecik yaşta evlenmișlerdi kızın babasının rızasıyla. Sonrası işte, uzun bir evlilik hikayesi, kadın çocuklar yapmıştı; Ünal Abi de bazı hatalar ve haksızlıklar. Kadın yine de 30 yıl gık dememişti. Kadının ailesi çok uzun yıllardır Fethiye'de yaşıyordu. Senelerce eşi için ailesi ve akrabalarıyla görüșmemiști bile gönüllü olarak. Evinin yuvasının derdindeydi ve her ne yaparsa yapsın çok iyi bakmış ve davranmıştı Ünal Abi'ye. Ünal Abi ise zamanında Sivas'in en büyük kabzımallarındandı. O zamanlar para bok. Dedi, herkesi bozduğu gibi beni de bozdu para. Yanlışlar yaptım karıma, bilemedim kıymetini. Ben, dedi, ona çok yanlış yaptım, o ise hep bana baktı gözümü gözledi. Tüm çevresinden ailesinden kıskandım da sırf gönlümü kırmamak için hepsinden uzak durdu. Derken aradan 30 yıl geçti gitti. Kayınvalide vefat etti. Kayınpeder alzheimer hastası oldu. Karım ona bakmak için Fethiye'ye gelmek istedi. Kalktık geldik beraber. Geldik ki boşandı benden burada. Ne için geldik ne bulduk Fethiye'de; ama, dedi, "kısmet". 10 yıldır, dedi, onu bekliyorum beni affetsin diye ve ömrüm boyunca da onu hep bekleyeceğim.
Nuh diyor peygamber demiyormuș abla. Çocukları falan şaşkın babalarının bu aşkına; ama kadın inat etmiş bir kere ve de atmış bazı adımları ileri gitmiş dönemiyor sözünden de geri, affetmiyor ne yapsa Ünal Abiyi. Ünal Abi büyük bir boşluğa düşüyor bu durumun üstüne. Çok kötü bir haldeyken bir gün çevrede edindiği birkaç arkadaşı tutup kolundan atıyorlar Paspatur'daki caminin kapısından içeriye. Al, diyorlar, senin tek ilacın burada. Gözlerini açtığında caminin hocasıyla buluşuyor bakışları ilk ve tüm o yalnızlık, umutsuzluk ve hüsran içerisindeyken kendini buluyor inancında. Şimdilerde işinde gücünde, ibadetinde, bir de her gün yolunu uzatıp biricik sevdiğinin camının önünden sonsuz bir umutla geçmenin derdinde. Arada umutsuzluğa kapılsa hemen sığınağına koşuyor ve ona daha çok dua ediyor kalbini sevdiğinden hiç uzaklaştırmasın diye.
İşte böyle sıcak bir yaz akşamında sadece çay tiryakisi olduğumuz için gözleri ışıl ışıl parlayan o iki insanın küçücük cafesine tesadüfen girmemizle rastlaștık bu üzücü ama bir o kadar samimi hikayeyle. Birileri onu dinlesin istiyordu Ünal Abi, tek derdi buydu belki de. Birileri onu duysun, tüm dünya yaptığı hatalarından pişmanlığını bilsin, umudunu diri tutabilsin diye anlattı belki de. Ama benim tarafımda yüreğimin içi sızladı dinlerken. Umuduna umut katmak istedim, farkında olmadan ben hayata dair biraz daha umutlanırken. Ünal Abi o 2 çay 1 kahvelik kısa zaman diliminde vahiy gibi geldi bana. Pes etmemeyi ve hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamayı bana ve insanlara tembihleyen bir melek gibiydi adeta.
Umutla ve sevgiyle kal Ünal Abi, tanıştığımıza çok ama çok memnun oldum.
2 notes
·
View notes
Text
yarın hadis sınavı var. sorumlu olduğumuz kaynaklar
• el-edebû'l müfred
•hadis usulü
•hadis konusunda bilinmesi gereken 88 soru kitabından ilk 20 soru
•sahabiler
•ezberlenecek hadislerden ilk 20 hadis
•hadis metinlerinde geçen garip kelimeler
11 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/b4be923853f86e6cf9270dbb78e17443/5f3c3b17d69371b2-c6/s540x810/11bb92aaf0bd4357f5725ce47218f4fbbe4cd55c.jpg)
Nisa Suresi 65. Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.
Allah azze ve celle, gönderdiği elçisine itaati ve O'nun kararlarına teslim olmayı da farz kılmıştır. Geçmişten bu yana Haricisiyle, Mutezilesiyle, Batınisiyle, Mürciesiyle, Sufisiyle pek çok bozuk itikatlı güruh Rasulullah'ın bu konumunu ifrat ve tefrit yönünden istismar etmiş, ya O'nu Allah'ın önüne geçirmeye çalışmış yahutta sadece bir postacı gibi kendisine gelen ayetleri motomot okuyup gitti konumuna getirmiştir.
Oysa Kuran insan gibi konuşmaz. O'nun nasıl anlaşılacağı, günlük hayatta nasıl uygulanacağı soruları için bir örneklik gereklidir.
Günümüzde bu yukarıda saydığım bozuk itikad sahiplerinin her birinden bir parça alıp, en sonda üzerine Doğu'ya ilgi duyan ve yaptıkları tek şeyin Kuran ve Sünneti eleştirmek olduğu müsteşriklerden birşeyler ekleyen ve sözümona sadece Kuran'a davet eden bir güruh daha var. Eğer bu oryantalist kafirlerin kitaplarını okursanız, Türkiye'de ve başka yerlerde onlara tabi olan bu Kurancıların onlardan ne kadar etkilendiğini görebilirsiniz.
Yine bu kesimi Allah azze ve celle münafıklar olarak nitelemiştir, zira ayet şöyle der;
Nisa Suresi 61. Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resul'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.
İşte bu kitap, Allah azze ve celle'nin münafıklar olarak nitelediği kesimin saldırılarına ve iddialarına cevap için hazırlanmıştır. Rasulullah'n konumunu anlatan ayetlerden ve hadislerin nasıl tespit edildiğinden ve başka teknik konulardan (hadis ilmi usulü) özetle bahsettikten sonra, ateistlerin Kuran'a yaklaşması gibi hadislere yaklaşan bu inatçı münafık zındıkların dillerine doladıkları hadislere yer verilmiştir. Bu hadislerin sahih olup olmadığı, geçmişten beri nasıl anlaşıldığı, nasıl anlaşılması gerektiği gibi konularda derdi doğruyu bulmak olana yetecek kadar açıklamalar mevcuttur.
Okuyun/okutturun. Yarın kalbinize hangi fitnenin gireceğini, evinizden bir münafık çıkıp çıkmayacağını bilemezsiniz zira.
Hucurat Suresi 1-2. Ey iman edenler! Allah'ın ve Resûlünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.
Nahl Suresi 43-44. Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun. Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, KENDİLERİNE İNDİRİLENİ AÇIKLAMAN İÇİN ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik.
#islam#din#iman#allah#tevhid#hakikat#şeriat#tevhid ehli#hadis#sünnet#kitap#kitap tavsiyesi#kitap tavsiyeleri#kuran#kuranıkerim#kuranikerim#ehlisünnet#ehli sünnet vel cemaat#hadisiserif#hadisi şerif#islamiyet#ramazan#oruç#bayram
3 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/78265d6b59eb3c861373f2923958d02d/866622c55b7ff9eb-2e/s500x750/aaf3760acffd9054ce5796609398eb45f107a63c.jpg)
İmam Buhari gece uykudan uyanır, lambasını yakar, hatırına gelen faydalı bir şeyi yazardı. Hatta bir gecede yaklaşık yirmi defa kalktığı olurdu. İlahiyat 1. Sınıf öğrencisi Mert sabah namazına kalkmadığı halde hadis tenkiti yapıyor.
66 yaşında hapis cezası olarak kuyuya atılan ve 15 senelik bu zamanda ezberden öğrencilerine 30 ciltlik El Mebsut isimli fıkıh usulü kitabını yazdıran İmam Serahsi’ye, sehiv secdesi yapmayı bilmeyen İlahiyat 2.Sınıf öğrencisi Betül kafa tutuyor.
İlahiyat 4. Sınıf öğrencisi RumeysaNur'un okumaya vakit bulamadığı kitapları 40 yıl süren ilmî seyahatler esnasında toplayan 600.000 hadisi 16 yılda tasnif ederek 7275 sahih hadisi bize bırakan İmam Buhari RumeysaNur'un derin tenkitlerinden kurtulamıyor.
Muhammed İdris er-Razi, hadis için ilk çıktığı yolculuğu yedi sene sürdü. Yaya olarak yürüdüğü yollar bin fersah kadardı. İlahiyat 1. Sınıf öğrencisi Şeyma dolmuşla gidip geldiği fakülte yollarında Hadislerin sıhhat durumunu tartışıyor.
Abdullah ibni Mesud hadis rivayet ederken yüz şekli değiştiği, nefesi kesildiği, titrediği halde, ilahiyat 2. Sınıf öğrencisi Hasan Hadis okurken veya kendisine okunurken bacak bacak üstüne atıyor.
Adını bilmediği ama künyesiyle tanıdığı Ebû Hanife'nin binlerce talebesi olup,bunların kırk kadarı müctehid mertebesine ulaşmış olduğu halde bizim ilahiyat hazırlık talebesi Nisa Nur, İmam-ı Azam’ın içtihadlarına kafa tutuyor.
İslam'da 14 asırdır anlaşılmak için ilahiyat fakültelerinde zuhur edecek 20'li yaşlardaki Kuranı yüzünden okuyamayan bu müceddidleri bekliyordu zaten...
2 notes
·
View notes
Text
Kariyerle kafayı bozmuş, aşk hayatında da hiç yüzü gülmeyen 30 yaşında müzmin bekar kadınlar gibi oldum. Görücü usulü sonum gibi duruyor hadi hayırlısı
4 notes
·
View notes
Text
Meursault'la Konuşmalar 13
youtube
Yazarken bana eşlik ediyor 27. Benzer bir ruh hali fakat 27'yi çoktan geride bırakmış vaziyette.
Dün sabah nispeten erken uyandım, kahvaltı hazırlamak için kendimi ikna etmem 2 saat aldı ama olsun, hazırladım sonuçta. Boşver dedim kendime, bugün de yeşilliksiz olsun, özenmeyiver, yapmayıver. Ben ki yalnız kahvaltıların en güzelini hazırlardım kendime. Kahvaltıdan kalkmam kaçı buldu bilmiyorum. Kahvaltıyı uzatmak istediğimden değil yerimden kalkacak güç bulamadığımdan. Sonra kardeşim okuldan geliyorum dedi. Hadi dedim, çocuk ders çalışmaktan geliyor, kalk toparlan. Kalktım, güzel bir yemek yaptım, havuçlu, patlıcanlı kuşbaşı et. Yanına Jamie usulü fırın patates, tereyağını bol tuttum. Akşam sofrasını hazırlarken anneannemin koyma dememe rağmen valizime koyup taşıttığı -valizi küp gibi yapan- ayvaların dördünü ayırdım, tozu alerjimi tetiklediği halde yıkadım, soydum, temizledim. Serra çok sever çünkü ayva tatlısını. Tencereye önce kabuklar, bir nevi alt taban. Sonra biraz şeker, üstüne ayvalar, içlerine yarımşar kaşık şeker. En son bir avuç hibiskus ve bir keseye koyduğum ayva çekirdekleri. Tarçın ve karanfil yok, çünkü sevmem. Onun altını kıstım, dertlerimi de içine atıp kaynamaya bıraktım. Sofrayı kurdum, kaldırdım. Serra yemeklere bayıldı. Zihnimden plan yaptım: yarın kalan yemeğin yanına pilav yapmalı. Düz pilav. Serra düz pilav sever çünkü. O çalışmaya geçti ben oturdum tatlı için nar ayıkladım. Ellerim kıpkırmızı oldu. Sabaha kararacak diye endişe ettim kenarları, çünkü öyle olur. Akşamın kırmızısı sabahın karası demektir. Çayı demledim, tatlıyı hazırladım, odaya getirdim. Sıpsıkıcı bir soygun filmi izledik, ben bir yandan halletmem gereken birkaç işi hallettim bilgisayarda. Çay bitti, film bitti, olmayan şenlik dağıldı. Kalktım yatmaya hazırlandım, güya erken yatıyorum gibiydi baktım saat yine bir olmuş. Bir sağa bir sola döndüm, uyuyamadım. Binbir emekle ve günler geceler boyu uğraşmakla yarım yamalak oturttuğum uyku düzenimin tepetaklak oluşunu kabullendim. Sonra uyumuşum.
Sabah kalktım. Yine aynı döngü. Kahvaltı sofrasından dışarıda saati bitmeden halletmem gereken bir iş için kalktım, dışarı çıkınca böyle bir şeylere hevesleniyorum gibi oldu, sonra baktım yine kendimi kandırıyormuşum. Kendime tatlı aldım, eve döndüm mutfak masasında yedim. Hiç tadını almadım galiba. Yemek için yedim. Serra'nın gelişini ayaklanmak için kullanayım diye mesaj attım, geliyorum dediğinde ağırdan aldım. Ayaklarım yere doğru asılıyor çünkü, paçalarıma bir şey bağlı, dibe çekiyor beni. Sonra kalktım ama. kalktım yerimden. Direndim içimde kalan küçük parçayla. Ona tavada börek yaptım beş dakikada. O çok beğendi, ben beğenmedim. Beğenecek bir yer bulamıyorum içimde. Yemeğin yanına pilav yaptım, bir de domates çorbasıyla salata. Çocuk yemekte pilav var diye akşama kadar bunu beklemiş, pilav sevmeyen ablanın pilav sevdalısı kardeşi. Yemek sofrasını kurdum, sonra nasıl olduğunu hatırlamadığım bir ara topladım, çay koydum. Yanına kuruyemiş. Farkına varmadan çokça çay içtim, dedem aradı bir ara. Unutmaları çok sıklaştı, bizi hatırlayamayacak noktaya gelirse diye çok üzülüyorum, inşallah o raddeye gelmez. İkide bir İstanbul'u çok özledim diyor bana, şöyle gidecekmiş Eminönüne, oradan sırtını verip Mercan'dan yukarı çıkacakmış. Kırk yıllık konfeksiyoncu edası canlanıyor bunu söylerken. İçim çok acıyor.
Çaydan sonra tam iki saat anlamsızca boş oturduktan sonra saat on ikiyi çeyrek geçe kalktım, bulaşık makinesini boşalttım, kirlileri yerleştirdim, yemekleri boşalttım, dolabı yerleştirdim. Hafta boyunca boşalan ve kimse tarafından içleri çırpılıp yerine yerleştirilmeyen ekmek poşetlerini çırptım, masa örtülerini çırptım, ekmekleri sardıkları kağıtları katladım, çekmeceye dizdim, dünden kalan ayva tatlısı tenceresinin içindeki iki ayvayı bir kaba aldım, kalan kıvamlı suya biraz su ekledim, yarım elma. Kaynattım güzelce. Süzdüm koydum bir kavanoza. Bir dar günün sofra eşlikçisi olur. Posaları da atmadım. Blenderla geçip ezme yaparım belki, bilmiyorum. Yeni açtığımız kahve paketi vakumluydu, kavanoza boşalttım. Fırın tepsilerini yerleştirdim, meyveleri kontrol ettim çürük var mı diye, yok. Sonra gözüm mutfak masasına takıldı. İki yıldır toplasan beş kere kullanılmamış olan katı meyve sıkacağına baktım. Toz tutmak ve yer işgal etmek dışında bir vasfı yok gibiydi. benim gibi yani biraz. Onu aldım, buzdolabının üstünde lifti olmayan dolaba yerleştirdim. Kapağı başımla tuttuğum için başım çok ağrıdı, belki bunu neden daha önce yapmadım ki diye hayıflanmam da etkilemiştir biraz. Masanın üstü boşaldı. Zihnimdeki sonsuz listeden bir madde daha silindi. Bir haftadır yerleştirmediğim için camın önünde duran paketleri yerleştirirken ve örtüleri çırparken normal insanların nasıl aniden sigaraya başladığını anladım. İnsan kendini bir çaresizliğin içinde bulduğunda ve konuşamayacak kadar tükendiğinde ağzını kapatacak bir şey arıyor, onu konuşturmayacak ama boş da durdurmayacak bir şey. Bu kadar alerjik bir bünyem olmasa ben de dener miydim diye düşündüm. Bunca yıl aklımın ucundan bile geçmeyen bir şey, soru olarak geldi. Sonra düşündüm, ben onun yerine ağzımı doldurmak için yemek yiyorum zaten. Taşlar yerine oturdu. Kavanozlar yerleşti, mutfak masasında kırmızı pötikare örtü. Cam da açıktı ama bir ara Serra gelip söylenerek kapattı. Kendini bazen annem sanıyor galiba, zatürre olmaya mı çalışıyorsun deyip gitti. Drama seviyor çocuk. Hiçbir şey olmaya çalışmıyorum aslında. Yaşadığımı hatırlatsın diye rüzgar yüzüme değsin istiyorum. Rüzgar yüzüme değsin.
İnsanlar depresyonun insanı yataktan çıkarmayan, bazen tuvalete gitmekten bile alıkoyan bir şey olduğunu söylüyor. Öyle değil, ben size söyleyeyim. Ya da onu yapma lüksü olanlar için öyledir belki bilmiyorum. Camı açtım, perdeyi çektim. İçimi konuşmadan dökmem gerekiyordu, buraya döktüm. Bitti mi, bitmedi. Olsun. Bugün de geçti.
5 notes
·
View notes