#giden-gelir-mi
Explore tagged Tumblr posts
irtahli-turan · 10 months ago
Text
Bir kadın çizeceksin
Onun gibi bırakıp gitmeyecek...
11 notes · View notes
arbrenu · 1 year ago
Text
Bir hayalin gerçekleşmesi çok az insanın başına gelebilecek bir fekakettir.
Düşünürken yüzünüzü ikiye ayıran o kocaman, içten gülümsemenin yavaş yavaş solması halidir.
Her şeye sahip olduğunuzu düşünürler.
Her şeye sahip olamazsınız.
Hiç kimse her şeye sahip değildir.
Gökyüzüne bakarken kulağınıza müzik dolması hali, güneşin ışıldaması ya da yıldızların parlaması, size başarabilirsin hissi veren tatlı bir rüzgar.
Bahar gibi bir koku derin derin içinize çektiğiniz.
Hala hayal kurabiliyorken böyle hissedersiniz.
Bunun mevsimle ilgisi yoktur, o his insana fırtına izlettirir omuzların diktir, yerle gök bir olur ama sen fırtınanın dizginlerini elinde tutuyorsun önemi olmaz.
Hayal kurabilmek böyle hissettirir.
Sonra bedeller ödemeye başlarsın, bu normal diye düşünürsün hiçbir yol bir de hayallere giden yol yıldız tozları ile kaplanmamıştır ki zaten.
Fedakarlıklar gelir ardından.
Evetler ve hayırlar konuşabildiğin tek kelimeler olur.
Evetler hep kendinden daha fazla vermen gereken anlar içindir.
Bir sen üşümeye başlarsın o mevsimde, üzerine bir kazak giyer devam edersin.
Hayırlar vazgeçtiklerin içindir.
Gidemediğin yerler, göremediğin insanlar, vakit ayırmadığın küçük anlar ve küçük mutluluklar.
Ellerin ve ayakların buz keser ama sorun değil, soğuğa alıştın.
Artık gülümsemediğini fark edeceksin.
Yatmak için uzandığında kıpır kıpır bir heyecanla düşler kuramadığını, yapman gereken bir yığın işi daha boşluklara sıkıştırmaya çalıştığını fark ettiğinde yüzündeki tüm kaslar artık gülümsememeye alışmıştı.
Yetişebileceğini düşündüğün anlar olacak ama hiçvir zaman sadece seninle ilgili olmayacak.
Çünkü bu dünyada her şey ekip işidir.
Kimse tek başına mahvetmez hayatını.
Bunun için bir ordu kalabalık bazen de bir avuç insan yeter.
Mevsimlerden bahar olacak, yaz kavuracak ama sen üşümeye devam edeceksin.
Sana yolu göstereceklerini mi sandın?
O gülümsemeyi ve minnetleri saklamalıydın.
Sana sadece eğerler verecekler.
Eğer bunu istiyorsan buna razı gelmelisin.
Eğer bunu istiyorsan önce bunun altından kalkmalısın.
Eğer kazanmak istiyorsan en çok benim cebimi doldurmalısın.
Eğer iyi olmak istiyorsan önce bana bunu kanıtlamalısın.
Yıldızların artık o kadar parlak ve çekici olmadığını mı düşünmeye başladın?
Karanlık hala o kadar yakınında değil halbuki.
Yol gözünde büyür, sapmadığın o sapaklarda kaçırdıkların paçalarına yapışır.
İnsan bir günde kaybetmez, kaybetmek disiplin gerektirir.
Kendinden çaldığın her “biraz daha zaman”da biraz daha kaybeder.
Zaman bir uzvunla bile ödeyemeyeceğin kadar pahalıdır.
Ama sen ne kolay verdin cebinde onca yıldır birikmiş taşlar gibi.
Kenarında ağlayıp durduğun denizlerin dibi zamanla mı dolu sandın?
Hayır, anladın ama çok yol aldın.
Buraya kadar geldim sonuna gitmeliyim dediğinde kaybetme işinde en iyilerinden biri oldun.
Boş yere mi yazıyor tabelalarda köprüden önceki son çıkış diye.
Geri dönemeyeceğin yerler vardı ve sen şimdi o çizgiyi de aştın.
Başardığın şeyler yok değil, bunca kayıba kimin olmazdı ki?
Ama gökyüzüne bakıp gülümseyerek hayal kurabilir misin şimdi?
Hangisi zor?
İşte yıldızlar böyle terk eder insanı.
Baksan gökyüzü hala mavi.
501 notes · View notes
sertsiken0606 · 7 months ago
Text
aslının aynısı 2
biri amımı sikerken diğeri götüme sokmaya başladı avukat hanımı sikende geldi ağzı boş kalmasın deyip ağzıma verdi diğer adamda avukat hanımı domaltıp kalçasına sert tokatlar atarak sikmeye başladı ben artık bitmiştim orgazm üzerine orgazm oluyordum amım götüm birde ağzım ilk defa aynı anda sikiliyordu ağzıma veren bu orgazm ı tattı artık hep sikeriz orospumuz avukat hanım bir tane daha bulur Handan Didem avukat ve bulacağı karıyla birlikte değişe değişe sikişiriz olmazmı avukat hanım dedi ben hallederim diye cevap verdi telefon çalmaya başladı amımı siken çıktı telefon u açtı konuştu kapatırken emredersiniz komutanım dedi belli ki askerdi elbiseleri alıp çıktı diğerleri de giyinmek için elbiselerini topladı biz avukat hanım ile kala kaldık beni ilk siken ilçe emniyet müdürüymüş diğerleri ilk telefon gelip giden jandarma komutanı patron dedikleri adam avukat hanımın eski kocasının ortağı diğer kişi işe ilçede bulunan mağazaların sahibiymiş avukat hanım banyo yapıp çıkalım dedi birlikte banyo yapıp çıktık arabada yarın da sikişmek istermisin diye sordu güldüm olur dedim sabah erkenden noteri aç çay demle saat 9 da ben gelir seni alırım dedi evime bıraktı kocam olacak şerefsize hiç bakmıyordum yemek söylemiş ben direkt olarak yatak odasına gittim yattım uyudum ertesi gün avukat hanım dediği gibi yaptım saat 9 da geldi bana Didem aslının aynısıdır kaşesini ve numaratörü al il merkezine git noterler Birliğinde Hasan Hüseyin bey gideceğin yeri sana tarif edecek dedi ben hazırlanırken avukat hanım ben de kaymakam ile görüşeceğim seni otogar a bırakayım dedi birlikte araca binip yola çıktık bu sefer başka bir eve gidiyorduk dün güzel sikiştin bugün de senden aynı performansı bekliyorum dedi çok lüks bir villanın bahçesine girdik tripleks bir villaydı içeri girdik kapıyı kapatınca avukat hanım kim var kim yok diye seslendi kimse ses vermedi mutfağa gidip 2 bira ve leblebi getirmiş ilk defa içecektim tadını hiç beğenmedim içmedim bir araç geldi park edip eve girdiler aman Allahım eşimin amcası ve amcasının kaynı kahraman bey di gelenler amca bey korkma kızım sen o salağa çok bile sadık kaldın merak etme artık biz seni doyururuz bol da para veririz dedi bu arada avukat hanım soyunmuş kahraman bey in sikini yalamaya başlamıştı amca ben diyebildim beni öyle bir öpmeye başladı ki ister istemez karşılık verdim ömrümde hiç bu kadar güzel öpüşen birini daha görmedim çok sevgilim oldu evlenmeden önce hepsiylede öpüştük seviştik ama arkadan ve ağzımdan başka bir yerimi siktirmeden kocamla evlendim Vedat bey derdim amca ya o zamana kadar Vedat beni ben Vedat ı soydum eğilip sikini ağzıma aldım kocamın sikinin yanında bu resmen kazma sapıydı rahat 25 cm vardı 69 pozisyonuna geçtik o kadar sevişmeyi iyi biliyordu ki diliyle beni orgazm etmeyi başardı. Didem şarıl şarıl akıyor kız suyun hiç mi sikmedi bu şerefsiz seni bu ne kız dedi doğruldum sikinin üzerine oturdum offf harika bir sikiş başlıyordu 10 15 dakika bu pozisyonda sikiştik sonra bir sandalya çekti oturdu beni sırtım yüzüne gelecek şekilde sikinin üzerine oturttu zıplamaya başladı bu arada kalçama tokat atıyordu canım yanıyordu ama zevk inlemelerim ve küfürlü konuşması beni daha çok sikilmek istiyordum 3 kez orgazm oldum kahraman bey benim önüme geldi sikini ağzıma verdi domaldım arkamdan Vedat bey önümde kaynı kahraman bey beni sikiyordu avukat hanım eğilip ellerini memelerime dilini amıma attı o zamana kadar tüm orgazmları bitirdim avukat hanımın emmeleri beni titreterek resmen bağırarak boşalmaya başladım . Avukat hanım altımdan çıktı telefon etti biz villadayız bekliyoruz dedi demek ki sikecek adamlar gelecekti Vedat amımdan çıktı götüme sokmaya başladı 3 dakika geçmeden götüme bütün döllerini boşalttı kahraman bey arkama geçti amımı yalamaya başladı o yaladıkça götümdeki döller amıma doğru akıyor o dölleride yalıyordu birden beni sikinin üzerine oturttu zıplamaya başladı bende tekrar zıplamaya başladım birden beni kucakladı oturttu sikinin üzerine bu sefer amım döllerle buluştu beni bıraktı kalktı altımdan avukat hanımı öpüp ben onlar gelmeden gideyim dedi giyinip çıktı
77 notes · View notes
ahzann · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hiç gelir mi bir daha? Giden gelir mi hiç!
62 notes · View notes
sezginer35 · 24 days ago
Text
Bakın ne buldum .☕☕
Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:
"Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?"
1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:
1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar.
2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın!
Tumblr media
youtube
52 notes · View notes
1worldiklim · 9 months ago
Text
Tumblr media
Tam metroya bineceğim,
Bir tane yaşlı amca makinenin önünde
Panik yapmış dolduramıyor kartı.
Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya
"-hadi be n’apıyosun, flört mü ediyosun makinayla"
Tabi bunu duyunca delirdim.
N’apıyosunuz ya dedim
Gittim amcaya yardım ediyorum,
Canım amcam sen ne istiyorsun dedim,
Kartım yok dedi, doldurduk kartını dedim,
Al istediğin yere git bununla,
Hatta sen başvuru yap
Senin yaşına ücretsiz ulaşım dedim.
Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim.
Baktım amca orada bekliyor hala, ne oldu dedim.
Yavrum adres soracaktım beni azarlarlar diye soramadım,
Seni bekledim dedi.
Olur mu öyle şey amcam dedim,
Peki nereye gidecektin sen dedim.
Üsküdar Marmaray dedi.
Amca Kirazlıdayız, karşı tarafta o.
Nasıl buraya geldin uzak dedim.
Kafasını eğdi, dur dedim anlattım ona.
Burdan Yenikapıya git,
İrdan sarı çizgiyi takip et,
Marmaraya bin,
Ordan 2 durak sonra
Üsküdar Marmaraydasın dedim..
Baktım amca
Mahzun mahzun bakıyor,
Anlamamış durumu,
Tamam dedim amca gel gidiyoruz.
Atladık metroya gidiyoruz Üsküdara doğru, yolumuz var da var. Muhabbet olsun diye dedim “amca sen nerelisin”.
Ordu dedi.
Var mı fındık bahçesi filan dedim,
Dedi ki yavrum
Ben emekli ağır ceza hakimiyim.
Vayy be dedim içimden.
Onlarca kişiye müebbet dağıt,
40 yıl, 50 yıl hapis ver,
Sonra gel metroda kartı şaşır, ey insanoğlu...
Sonra, amca dedim
Ordu'dan İstanbula neyle geldin dedim,
Uçakla mı otobüsle mi?
Amca dedi ki, hatırlamıyorum...
Dedim amca valizler nerde?
3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı nerde? dedi....
O an anladım amca demans hastası,
Yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek.
Peki amca nereye dedim,
"OĞLUM BENİ, ÜSKÜDAR MARMARAY’DA BEKLİYOR" Dedi.
Neyse dedim telefon nerde dedim..
Nerde dedi, dedim iş sıkıntı,
Neyse indik Üsküdar Marmaraya.
Oturduk bekliyoruz gelen giden yok,
Dedim amca kimliği ver.
Baktım adına soyadına, sonra bir tanıdığı aradım.
Dedim böyle böyle kimdir
Bu yakını vs bir numara bulur musun?
Sağolsun yardımcı oldu.
Harbiden Orduluymuş,
Kızının numarası geldi,
Aradım dedim gece gece rahatsız ettim ama...
Daha lafımı bitirmeden
Üsküdar Marmarayda mısınız dedi evet dedim şaşırdım da tabi.
Dedi ki size eniştenin numarasını vericem onu arayın,
Aldım numarayı aradım enişteyi,
Dedim gece gece rahatsız ediyorum ama...
O da hemen Üsküdar Marmarayda mısınız dedi, evet dedim.
Ya herkes biliyor acaba ben mi bilmiyorum niye burdayız derken,
Neyse enişte geldi birazdan.
Gelir gelmez sarıldı bana,
Ben başladım azarlamaya
Demans hastası bu adam
Niye tek başına salıyorsunuz dışarı.
3 yaşında birini salmakla aynı şey!
Kim o oğlu da burada bekliyorum diyor amca
- Abi demans hastası,
Evet geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru.
Ama oğlu polisti.
3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde
"BABA ÜSKÜDAR MARMARAYDA SENİ BEKLİYORUM" demişti...
Her şeyi unuttu,
Onu unutmuyor,
Arada evden kaçıp buraya geliyor...
Dizlerimin bağı çözüldü.
Caktirmiyorum ama
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı
Hemencecik toparladım
Kaldım öylece,..
Neyse onlar gitti kafamda cümleler dolaşıyor.
Belki dedim oğlu gerçekten de
Oraya geliyor ama biz göremiyoruz.
Sonra konu üzerinde daha sonra düşündüm.
Demans hastalığı bizim de hastalığımız,
Toplum olarak geçmişimizi unuttuk
Sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden.
Kim olduğumuzu unuttuk...
Nereye gideceğimizi unuttuk..
56 notes · View notes
yasayanolulersarayi · 10 months ago
Text
giden gelir mi bilmem ama seven bekler
30 notes · View notes
kayanyildizmisali · 1 year ago
Text
"Giden geri gelir mi bilmem ama kalan eskisi gibi olmuyor hiç bir zaman."
23 notes · View notes
sade1-adam · 1 year ago
Text
Uykuların kaçar geceleri
bir türlü sabah olmayı bilmez
dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
ne çarşaf halden anlar, ne yastık
girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
onun unutamadığın hayali
sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
sevmek neymiş bir gün anlarsın
bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
vurursun başını soğuk taş duvarlara
büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
duyarsın
ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
sevmek neymiş bir gün anlarsın
bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
niçin yaratıldığını
bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini
boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
dolar gözlerin için burkulur
sevmek neymiş bir gün anlarsın
bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
sevilen gözlerin erişilmezliğini
o hiç beklenmeyen saat geldi mi
düşer saçların önüne ama bembeyaz
uzanır gökyüzüne ellerin
ama çaresiz
ama yorgun
ama bitkin
bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
sevmek neymiş bir gün anlarsın
bir gün anlarsın hayal kurmayı
beklemeyi
ümit etmeyi
bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
lanet edersin yaşadığına
maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
o zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Seslendiren : Selçuk Yöntem
27 notes · View notes
bendeliyimhanimefendi · 1 year ago
Text
Sana yazıkta bana değil mi?
Kaçıp giden hiç geri gelir mi?
16 notes · View notes
kisa-hikayeler · 7 months ago
Text
Kocamı aldatacagimi hiç duşunmemistim
Kendi halinde bir ev hanimiyim,
Sosyal medya ile vs çok ta ilgim yoktur,
Hiç ismimin resmimin olmadigi bir tane hesabim vardi sadece , kitaplardan alintilar yapar , içimi döker, kimseyle özelden sohbet etmezdim, zaman icinde sevdigimi hosuma giden hesaplar oluştu tabiki, takip ettiklerim beni takip edenler, ozelde hiç konusmasakta paylasimlar altinda merhabalasip bir iki sohbet ettigimiz insanlar oluştu, arada özel e mesajlar gelsede çok nadir , bakmazdim... Bir gün bir mesaja baktim ... Bir konu uzerinden bir sohbete giriştik, 3 ay kadar zaman geçti, daha ne ben onun adini nede o benim adimi biliyordu hakkimizda hiç bir şey bilmiyorduk hatta kadin mi erkek mi o nu bile bilmiyoruz... Karsimdaki bu kisinin kim oldugunu merak etmeye başlar olmustum , derken bir birimizden bahsetmeye basladik , oda evliymis ... 1 sene kadar böyle konusmay devam ettik, o süreç içerisinde ikimizde okadar eksik kalan duygularimiz oldugunun farkina varmaya baslasakta, yinede mesafeli duruyorduk, bir gün buluşalım mi ben seni ykindan görmek istiyorum dedi, bu durum hiç te bana gore degildi, bu çok uygun olmaz sanki falan dedim... Biraz da kendimiz için birşeyler yapmayalim mi dedi, ve bulusma noktasinda anlastik... Gun geldi catti konuşup anlastik. İkimizede uzak bir semtte kararlastirip buluştuk, araba ile oraya geldi , çok heycanliydim , benim oldugum yerde durup arabadan indi elini uzatti merabalasmak icin bende uzattim, o esnada sarildi bana içim kipir kipir olmustu heycanim iyice artmisti , kapiyi aciverdi ve arabay bindim, bir buket papatya yaptirmis bana, sakin bas basa olacagimiz bir yere gidelim mi dedi olur dedim, bir eve gittik baş basaydik sohbet muhabbet derken olanlar oldu , ilk defa kocamdan başka biri ile olmustum, hem heycan hem utanç, hem pismanlik hem mutluluk butun duygular bir arada karma karisiktim... Sonra eve gectim, ertesi gun birdaha konusmaylim bu yaptigimiz yanlis dedim, bu süreçte düşünmeye başladım, bende istemistim çünkü bu durumu istemesem bulusmazdim, tamam bulustum ama sevişmek için bulusmadim ki derken, aslinda sevismeyi istedigimi farkettim... Nasıl mı... Farkinda olmadan .... 3 aydir yapmadigim ağda bakimimi bulusma gununden 2 gün önce yapmistim, kendime bile itiraf edemesemde aslinda ben o gün o buluşmaya sevişme ihtimalimizi düşünerek gitmişim, sonrasinda pismanliklarim bastirilip mutlu anlarin duygularini on plana cikartmaya basladikca tekrar konusmaya basladik... İlk 3 ay haftada 1 buluştuk sonralari ayda bir ikiye düşmüştü böyle böyle derken 1 sene kadar sürdü bu durum, artik yasagin heycani azalmis olsa gerek ki ufak ufak kopmaya basladik, kopsakta hala böyle aklima gelir arada ve bir yandan pismanligim diğer yndan mutluluğum gibi karmaş��k duygularimla gel gitler yasamaya baslarim, ama her ne olursa olsun , güzel zamanlardi...
7 notes · View notes
youdrewstarstomyscars · 7 months ago
Text
Ah, duyan, gören, bilen biri var mı? Giden geri gelir mi bi anlık? Ölüm benim dilimden anlar mı?
7 notes · View notes
besiktas77 · 1 year ago
Text
Tumblr media
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez,
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
Şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
Gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
Vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın.
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzeliğini
Boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
Seni sevdiğimi bir gün anlarsın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
"mutlu pazar lar" 🥀
25 notes · View notes
yuregindenyarali · 8 months ago
Text
giden geri gelir mi bi anlik
9 notes · View notes
kelimeatlasi · 21 days ago
Text
Gölge ve Işık
Hayat, bir gölge oyunundan farksızdır; bizler, bir ışık kaynağının önünde hareket eden siluetleriz. Gölgemiz, varlığımızın bir yansıması, fakat gerçek yüzümüzün sadece çarpık bir suretidir. Hepimiz çoğu zaman gölgelerimizi inceler, şekillerini düzeltmeye çalışırız. Ancak çok azımız, bu gölgelerin kaynağı olan ışığa bakmaya cesaret eder.
Peki, ışık nedir? Ve neden onu görmek yerine gölgelerde kaybolmayı tercih ederiz? İşığın ağırlığını taşıyamayacağımızı mı düşünüyoruz? Belki de gölgelerin konforlu ve tanıdık karanlığı, ışığın yakıcı gerçekliğinden daha az korkutucu gelir bize. Oysa ışık, her şeyi açığa çıkaran, maskeleri düşüren ve yalın gerçeği gözler önüne seren bir gerçektir. Gölgeler ise bu gerçeği saklayan birer perde.
Hayatın anlamı belki de ışıkla gölge arasındaki bu ince dengede saklıdır. Kendi gölgelerimizle barış yapmadan, ışığı aramamız imkansızdır. Gölgeler, özümüzdeki kırılganlığı, korkularımızı ve hatalarımızı yansıtır. Onlardan kaçmak yerine, onlara yakından bakmalı ve kendimizi tanımalıyız. Kendi gölgesine bakabilen biri, ışığa doğru ilk adımı atmış demektir.
Düşün, bir gölge ancak bir engel ışığı kestiğinde oluşur. Yaşamında hangi engeller var? Seni ışığından koparan, sadece gölgelerle meşgul olmanı sağlayan o duvarlar neler? Belki de bu duvarlar, korkularının, başkalarının yargılarının veya kendi içindeki şüphelerin birer yansıması. Oysa ışık, bu engellerin ötesinde, sabırla seni bekliyor.
Unutma, gölgelerle savaşarak ışığa ulaşılmaz. Onları anlamalı, kabullenmeli ve aşmalısın. Gölgeler, senin yoldaşın; ama hedefin değil. Yolculuğun amacı, ışığa erişmek ve o ışıkta kendi gerçeğini bulmaktır.
Bir an dur ve kendine sor: Gölgelerin seni tutsak mı ediyor, yoksa ışığa giden yolda bir rehber mi? Belki de her gölge, kendi ışığını bulman için sana sunulmuş bir ipucudur.
Ve belki de en büyük aydınlık, en karanlık gölgelerin ardında gizlidir.
4 notes · View notes
herhangilerdenbiriyim · 1 month ago
Text
Hayatta her adım bir tercih, her tercih bir fedakarlık ve her fedakarlık bir vedadır aslında. İnsan, her ne kadar yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışsa da, bazen kelimeler yetersiz kalır; çünkü bazı vedalar, yalnızca yaşanarak anlaşılır. Fedakarlık… Bu kelimeyi ne kadar kolay söyleriz, değil mi? Ama içinde saklı olan anlam ne kadar da ağırdır. Birini mutlu etmek, bir hayali gerçekleştirmek ya da sadece bir yolu açmak için kendi isteklerimizden, mutluluğumuzdan ve bazen de kendimizden vazgeçeriz. Bir insanın yapabileceği en zor şeydir aslında: kendi elleriyle sahip olduklarını bırakmak. Çünkü her fedakarlık, bir parçanı geride bırakmak, bir özlemi büyütmek demektir. Vedalar ise bambaşkadır. Her vedanın bir hikâyesi vardır; kimi bir ömür sürer, kimi bir anda biter. Bazen bir insana veda edersiniz, bazen bir hayata, bazen de hayallerinize. Kimi zaman giden siz olursunuz, kimi zamansa geride kalan. Her iki durumda da acı aynıdır, çünkü bir veda, aslında içimizde kopan bir fırtınanın dışa yansımasıdır. Ama bazı vedalar, sadece kaybetmek değildir. Bazıları bir kavuşmanın başlangıcıdır. Bir dosttan ayrılırken hissettiğiniz özlem, yıllar sonra bir sarılmada erir. Uzaklara gitmek zorunda olduğunuzda geride bıraktığınız insanlar, dönüşünüzde size daha da yakın gelir. Bazen bir sevgiyi korumak için vazgeçmek gerekir; ama zaman geçtikçe anlarız ki o veda, o sevginin daha da büyümesini sağlamıştır. Yine de her veda kolay değildir. Kaybettiğimiz insanlar… Bir daha göremeyeceğimizi bildiğimiz o yüzler… Onlara veda etmek, aslında ruhumuzda derin bir yara açar. Ancak bazı vedalar, bizi başka bir yolculuğa hazırlar. Her kayıp, başka bir kazancın habercisi olabilir. Gözyaşları, yeni bir umudu büyütür bazen. Fedakarlıklar ve vedalar, bizi olgunlaştıran, hayata karşı duruşumuzu şekillendiren şeylerdir. Ama belki de onların en büyüleyici yanı, bizi kavuşmalara hazırlamasıdır. Çünkü bir insanı, bir anıyı ya da bir hayali kaybettiğinizde, içinizde büyüyen boşluk, aslında yeni bir hikâye için yer açıyordur. Bazı yollar ayrılmakla, bazı sevgiler ise yeniden birleşmekle anlam kazanır. Belki de hayatta en güzel kavuşmalar, en acı vedalardan sonra gelir. Ve her vedanın ardında, bir umut saklıdır: "Belki bir gün, yeniden…"
3 notes · View notes