#gereksiz bilgiler serisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
cildimde sevdiğim şeyler sivilcem çıktığında çabucak sönmesi ve iz kalmaması, lekeye meyilli olmaması. sevmediğim şeyler de cilt tipimin yağlı olması, gözeneklerimin olması galiba bu kadar
16 notes
·
View notes
Text
Sen hiç acı biber bulaşmış parmağını gözünü kaşımak için kullandın mı, ben kullandım tşk
13 notes
·
View notes
Text
Herkes matematik öğretmenidir
Naber la? Keşke ben de senin gibi "iyi" diyebilsem, ama diyemiyorum. Moralim çok bozuluyor yalan söyleyince. Bazıları yalan söyleyince kendini eleverir. Ben de öyleyim. Birilerine uzun uzun bir şeyler anlattığımda "anlamadım" derse ve ben ikinci defa anlatamazsam biliyor ki yalan. İşte bu da en gereksiz bilgiler dalından verdiğim sayısız örneğin meyvelerinden biriydi. Saygılar. Geçen yazıda "öncelikle şunu söyleyeyim... diye başlayan her cümle dayatmadır" demiştim ya şimdi o sözümü yalamadan öncelikle söylemek istediğim birkaç şey var. Onları söyledikten sonra bugünkü "anlamsız şeylerden mana çıkarma sanatı" ifa etmeye devam edeceğimden hiç şüpheniz olmasın. Ya bu cümleyi bitirirken blog için gün içinde tuttuğum nüshaların üzerine meyvesuyu döküldü. Hay sikeyim.
Okumaya çalışma, buraya zaten temize çekip yazıyorum onları. Bak da gör, senin için nelere katlanıyorum. (Bu gözüm bozuldu diyenlere ithafendi) Emeğe saygı çığırtkanlığı yapmayacam rahat ol. Çünkü emek sikinde değil biliyorum. (Hatırla bu sözü aşağıda) Moruk, öncelikle şunu söylemek istiyorum; senin kim olduğunu bilmiyorum, adını da bilmiyorum, cinsiyetini de, hatta neden okuduğunu da, benim hakkımda ne düşündüğünü de bilmiyorum, kısacası seni tanımıyorum. Ama varlığını biliyorum. Nasıl mı? Bu blogda yeni bir şey öğrendim. Yazdığım başlıkları kaç kişinin okuduğunu gösteren bir sayaç var paylaşmının olduğu e-mailde. Sayı azımsanacak derecede olmasa da beni başbakan yapmaya yetecek oy kadar yok. (Manyağın biri 300 kere girmiyorsa tabii. Hihih.) O nedenle eğer bu yazıyı okuyorsan elindeki silahı alnıma dayayıp beni sevdiğini söylemeni istiyorum. Çünkü ben seni seviyorum. Bu blogu hangi niyetle okursan oku cidden seviyorum seni. Düşmanım olmadığı (en azından ben bilmiyorum) için gönül rahatlığıyla "seni seviyorum" diyebiliyorum. Hiç okumadan küfür eden sığırdan, yazdıklarımı sonuna kadar okuyup içinden kaptığı şeylerle kendi de bir şeyler yazan insan evladı daha hayırlıdır. Çünkü yeni bir düşünce atabilir ortaya. Kutsal kitabı okuyup kendi düşüncesiyle ateizmi yaratan adan gibidir o, gözümde. Teşekkür ediyorum hepinize. Kaç kişiyseniz artık. Bu blogu açmamın sebebi "içimdeki pisliği dökmekti". Dökmek için de böyle bir yer lazımdı. Hem kaybolmssın, hem de düzgün olsun anafikriyle. Önce Yuja bana tumblr açtı. Orası ergence geldiği için blog aç dedim. Çünkü ben bilmiyordum blog açmayı. Yuja da orası html, veri tabanı ve komutlu çalışıyor falan deyince, hepimizin o "teknik cümle profesyonelliktir" düşüncesine ben de kapıldım ve merak edip açmayı denedim. En fazla açamam la diyerekten ve de aklımdan "çok kurcalarsan kafan karışır" cümlesini çıkarmadan. Açtım blogu. Bir baktım milyonlarca tema var, hemen en gösterişsiz olanını aldım ve siyah üzerine beyaz fontu yapıştırdım abisi. Bilerek veya isteyerek değil ha, sırf gösterişsiz olsun diye. Benim bilgisayarda göz yorulmasını engelleyici bir parlaklık kısıcı var. Onun sayesinde gözü yorduğunu fark etmedim. İyi ki de fark etmedim. Ben yazarken ruhumun ayarını bozuyorsam, sen de gözlerini feda edeceksin psikopat çocuk. Her neyse. Sadece kendine olan Arşiv bölümü haricinde de tek bir ekleme yapmadım. Çünkü bir şeyin her bokunu bilirsen "işin orospusu" olursun. Gerek yok. Yeni evliler gibi zamanla çözeceğiz birbirimizi. Daha yeni "blog ölçer"le tanıştım. Hayret ettim. Acaba bu sayılar ne işe yarıyor la diye sorarken aklıma geldi. Lütfen yan sekmede Demet Akalın'ın Evli Mutlu Çocuklu şarksını açar mısın Youtube'dan. Aç da sikeyim seni. Evet bu kadar lak lak yeter hanımevladı. Tekrar merhaba. Dayatmaları ve bildiğin doğruları unut. Sıfırdan başlıyoruz. En baştan keşfederek ve beynini kullanarak varacağız sonuca. Ben seninkini kullanmayacağım, çünkü pedofili değilim, çocukları kullanamam. Hehehe. İğrencim amına koyim ya. Buraya gelmenin sebebi vaat değil mi? Ama sana hiçbir vaat etmiyorum. Hatta "bu yazıyı okuma. Sana okuma dedim. Okursan her şey kötü olacak senin için..." gibi şeyler yazıp en alta da "bazen korkularının üzerine gitmelisin. Bu gün bunu öğrettim sana..." argümanlarıyla farkındalık da satmıyorum. E niye giriyorsun? Neden okudun buradakileri? Kendini rahatlatmak için mi? Niye abicim niye? Sebebi ne? Nietsche miyim lan ben! Siktir git. Not: kölelik, rant için satılan insanlıktan daha onurludur. Devam edelim... Ben buraya hep ağlayıp sızlıyorum, ama sana güçlü cümleler kurmaya çalışıyorum. Belki git intihar et diyorum sana, belki n'olur elimi tut diyorum. Ama asla ortasını söylemiyorum. Not 2: insanoğlu ya Nikola Tesla'dır, ya da Thomas Edison'dur. Ortası yok. Etliye sütlüye karışmam diyen ya orospu çocuğudur, ya da içten içe Edison'dur. Devam devam... Mevlana'ya son halife muamelesi yapmaktan farksızdır moruk okumadan birilerini eleştirmek. Tıpkı Tanrı'yı suçlamak için yarattıklarını eleştirirken kendini görmemesi gibi. Kendini gör, eğer halinden memnunsan ve bunun için şükretmiyorsan kimseyi eleştiremezsin. Şükreden insan da "kabullenme"yi bilir ve sesini çıkarmaz. Bu büyüklüğü de ne anlarsın, ne de okuduğun kitaplar sana anlatabilir. Not 3: din ile bilimi sürekli sikiştiren insanlar, ikisi hakkında da bir sik bilmez. Küçükken düşündüğüm şeylerden biri "Allah'ın bozuk verdiği insanları doktorlar düzeltebiliyor da, neden bizim bozduğumuz insanları O düzeltemiyor?" Sorusuydu. Bak cidden samimi bir soruydu benim için. Çünkü dişlerim yamuktu. Ortodonti'de yapılıyordu en bozuğu bile. Bacak mesela. Doğuştan yamuksa ortopedi bölümünde fizik tedavi yöntemiyle düzeltiliyordu. 13-14 yaşlarında bunu düşünüyordum. Şimdi ise kafama kaval kemiğiyle vuruyorlar gibi hissediyorum. Ayrıca kalça kemiği betondan serttir. Teknik bilgi veriyorum ki cahil sanmayın. (Bknz. G.O.R.A) Not 4: 9000 serisi 9001 serisi kadar iyi değil kanka. (Bknz. Teknik bilgi) Eğleniyor musun kanka? Bak şimdi biraz daha güzel şeylerden konuşmayalım. Şimdi moruk, şu sanalda hümanist takılan insanlar bunu neden yapar ben de aynı cümlelerle açıklayayım sana biraz. Çöplerden malzeme çıkarıp satıp ekmek parasını çıkaran insanlar var ya, hiç onlarla konuştun mu? Ben konuştum. Hem de üç gün önce akşam balkonda elimde elmalı soda varken onu fark edip, bir tane de ona alıp karşıdaki durakta içip konuştuk. Acayip kafa adamdı. (Bunu, helal reyiz* adamsın başgan* gibi yarak kürek övgülerinle tatmin olmak için demiyorum. Ananı sikeyim öyle diyorsan.) Şimdi o amına koduğumun hümanistleri var ya, AVM'ye alınmayan inşaat işçisi için neredeyse kan davası güdeceklerdi hani. Şimdi git tarihini veya o işçinin adını sor bilen çıkarsa ben de götümü siktirecem amına koyim. Google'dan ayet indirip paylaşan orospu evlatları sana neyi söyleyebilir lan, dalyarak mısın? İşte bu kadarlar oğlum. "Kitaplardaki insanlar daha samimi yhaa" diyen at yarrakları, sana neyin cevabını verebilir lan? Egosunu ütülediklerim. Not 5: Aynı cümle olmadı lan tüh. Sen yine de ilk önce 2+2'den başla, sırasıyla Roma'yı kim yaktı, Vatan bizim neyimiz, son halife kim, İstanbul'u kim fethetti... tarzında sor. (Eğitim sistemini protesto etmek amaçlı yaptığı film serisi için Rıfat Ilgaz'ın toprağına kurban olayım.) Ya la ve yala ayrı anlamlara gelir. Tıpkı şöyle... gibi benzetmelerime kurban ol orospu çocuğu sen. Neyse devam... Bir benzetme yapacağım kardeşim iyi süzmeye çalış. Küçükken bir kayısı için kafamı yarmıştım. Kayısı ağacının dibinde olgun kayısılar vardı ama ben gözüme dalındaki kayısıyı kestirmiştim. Almak için ağaca çıkmam gerekyordu fakat tehlikeliydi. Yine de yaptım. Hepimiz yaparız zaten. Çıktım ve düştüm. Dedem geldi, yerlerde olmuşu varken niye çağla olanını yiyorsun evladım, diye sordu. Onu istiyorum dedim. Dedem de eline sopa alıp ağacın dalını eğdi ve onu bana verdi. İnamılmaz ekşiydi ve bir ısırık alıp önce kayısıyı fırlattım, sonra ağzımda kalan kısmını tükürdüm. Dedem haklıydı. Neden yanlış olanın peşine düştüğümü anladım tabii sonra. "Gösterişli" olduğu için. Hayatımız da böyle kuzen. Hep yanlışların peşindeyiz. Doğru olanı görmüyoruz, çünkü ilgimizi çekmiyor. Basit geliyor. Doğru demek basit ve anlaşılır demek. Herkes anlar, bazıları anladığını anlamak istemez. Anlıyor musun? İtinayla devam ediyoruz... Şimdi insanlar neden o AVM'deki olayı hatırlayamaz biliyor musun kardeşim? Çünkü işin içinde "kendisi" yokturdur. Bilirsin örneğim bitmez benim. Hepimizin işi gücü vardır. Ya da önceden çalıştığı yerler falan. Olmayanlar da iyi okusun, çalıştıklarında gereksiz hümanist olmasınlar. Hiç kimse işin içinde "kendisi" yoksa bir şeyi savumaz. Daha doğrusunu söyleyeyim "gerektiği" gibi savunmaz. Nefret ettiğin bir yerden çıkınca (kurtulunca) orada haksızlığa uğrayan insanlar için ne yaptın? He yarrağım, dernek açtın. Neyse. 2009-2011 yılları arasında askerdeydim. Orada herkes bir şeyleri düzeltmek için çırpınırken... şaka lan şaka, "torun" olduğu dönemlerde kendine yapıldığını düşündüğü haksızlığın tıpkısının aynısını "dede" olunca kendisi de yapar. Hepimiz yaptık ansını sikeyim. En fazla ne gelir elinden biliyor musun kardeşim? "Bizin bir piç dede vardı, çok orospu çocuğuydu yaa" dersin. Dilinden geliyormuş, elinden değil. En fazla bunu yaparsın. Ötesi yok. İşte o AVM'de olan haksızlığa da "yöneticileri işten almak lazım, imza toplayalım arkadaşlar, boykot edelim" der, hiçbir sikim yapmazsın. Not 6: hadi ya, Türkiye'ye geldi mi? (Anlarsan) Geri zekalı insan neden değişir biliyor musun? Etrafı için. O üstteki AVM olayı da "insanlar benim ne kadar duyarlı olduğumu görsün ve bilsin" amacı güder. Her cuma günü "cumaya gitmeyen erkek vurduruyordur" paylaşmı atan insanın, birer gün arayla "pembe pantolon giyen erkekle olmaz" ve "işçiler onurumuzdur" paylaşımı atmasını samimi buluyorsan yukarıda yazdıklarımı unut gitsin. Sonrasını da okuma zaten. Abi şu sanalda "doğru düzgün bilgi" dışında paylaşım yapmayın n'olur. "Kokun diyorum, cennete kanıttır" yazdığın kız/erkek için ertesi gün "orospu/çocuğu" yazmayı n'olur bırak. Lütfen. Kapanmayı "Allah'ın emri" deyip "moda" tutkusuyla yaşama. Makyaj malzemesinin adlarını ayetlerden çok bilip din çığırtkanlığı da yapma. Sen de her "kötülüğü" dine bağlama çocuğum. Mallaşma. "Sike sike" tabiri nedir biliyor musun kuzen? "Alternatif yok" demektir. Ama sen o kadar alternatif arasında gidip en saçma olanını seçer ve savunursan yozlaşmaya mahkumsun demektir. Hem de sike sike. Bunu neden söyledim biliyor musun? Artık çıkış yoluna doğru yürümekten vazgeçtim. Hem de "bile bile". Şöyle düşün, popüler bir dizide "asıl kahraman" ölürse dizi biter değil mi? Çünkü anlamı kalmaz. Ha işte, benim dizimin senaristi öldü lan. Yazan adamı öldürdüm ben. Kahramanını çarmıha gerdiler. Bir amacım yok artık. Süt dişin düşünce araya sokmaya çalıştığın dilin gibi soktular hayatıma benim. Ama buna rağmen sana inandığım doğruları söylüyorum. İçimden gelmeyen süslü cümleleri de yırtıp atıyorum, ki onlar bile sözde yazarım diye geçinen popüler gavatlardan çok daha iyiydiler. Başlığı neden "herkes matematik öğretmenidir" yaptığımı kısaca anlatmaya çalışıp, konuya bağlayıp, sona geleceğiz. Abi bu dünyada herkes matematik öğretmenidir, çünkü birbirlerine toplamayı, çıkarmayı, çarpmayı ve bölmeyi öğretirler. Önce sizi etrafına toplarlar, kendikerinde olanı çıkarıp size bölerler, sonra da kapıyı çarpıp giderler. Hayat hesap kitap işidir moruk. Hesapların uymazsa boşlukta kalırsın ve o boşluğu da daha büyük boşluk açması için kitabına uydurmaya çalışırsın. Her insan önce yamadır, boşluk doldudur. Sonra o boşluğa başkasını uydurmaya çalışır. En sonunda da aslında hiçbir boşluğun dolmayacağını bilir. (En azından nefes alırken) Çünkü boşluk dolarsa, Palahniuk'un Tıkanma kitabında bahsettiği "beklemek" eylemsizlik eylemi kalır geriye. O zaman da diri veya ölü olmanın hiçbir farkı yoktur. Zira kıyamet her türlü gelecek. Not 7: "doğru" insan; değişmek için bir şeyler yapmaz, değiştiğini fark ettiği için yapması gerekeni yapar. Kaygısı da bu yönde olur. O kadar darbeye rağmen hala doğru olanı yapmanın en mantıklı açıklaması nedir biliyor musun? Doğru bildiğini yaptığın için seni yanıltan insanlardan "doğru" sorumlu değildir. Doğru olan her yerde doğrudur. Savunman da bu yönde olmalı. Çünkü not 7'de bahsi geçen "değişim"in asıl sebebi doğruların sorgulanmasıdır. İnançsızlık "ispat" derdine neden düşer biliyor musun? Not 8: Yıkım Projesi'nin son kuralı; "soru sormamak" olan birinci kural, son kuralda da aynen geçerlidir. Bu kadar.
13.06.2020
0 notes
Video
tumblr
Hangi Oral-B Diş Fırçasını almak mantıklı ? 2014 yılının Ağustos ayında ablam bana ilk elektrikli diş fırçamı hediye etti. O günden itibaren Oral-B'nin elektrikli diş fırçalarını ve yedek başlıklarını kullanıyorum. Kendi deneyimimden yola çıkarak hangi modelin size göre olduğunu anlatmaya çalışacağım ve diş fırçaları arasındaki temel farklardan bahsedeceğim. Öncelikle konuya elektrikli diş fırçası alınır mı sorusundan başlamak istiyorum. Klasik diş fırçalarından elektrikli diş fırçasına döndüğünüz zaman ilk önce kısa bir alışma dönemi geçiriyorsunuz. Diş fırçalama yönteminiz değişiyor. Bazı diş hekimlerine göre tamamen gereksiz ve hatta zararlı, bazılarına göre de gayet başarılı bulunuyor. Yani en azından sohbet edebildiğim diş hekimlerine göre. Kişisel deneyimim ise şu şekilde; İlk kez dişlerimi elektrikli bir diş fırçası ile fırçaladığımda daha önce dişlerimi hiç fırçalamamış gibi hissettim. Gerçekten işe yaradığını ve ağzımın daha temiz olduğunu düşündüm. Bu durum tamamen psikolojik mi bilmiyorum ama gerçekten işe yaradığını söyleyebilirim. Oral-B Pro 500 Bir elektrikli diş fırçası almaya karar verdiğinizde tercih edeceğiniz marka Oral-B olursa şüphesiz kafan��z karışacaktır. Çünkü bir sürü çeşidi var ve fiyatlar arasında uçurumlar var. İlk kullandığım diş fırçasından başlamak istiyorum. İlk kullandığım model giriş seviyesi sayılabilecek Oral-B Pro-Care 500 modeliydi. Ben bu yazıyı yazarken neredeyse 6. yılını dolduracak ve hala aktif olarak kullanılıyor. Bu modelde standart özellikler yer alıyor. Gövdesi su geçirmez, dişlerinizi fırçaladıktan sonra suyun altında yıkayabilirsiniz (ki bence mutlaka yıkayın), kablosuz olarak şarj oluyor ve zamanlayıcısı bulunuyor. Zamanlayıcı nedir ?, Ne işe yarıyor ? diye düşünüyorsanız hemen açıklayayım. Doktorlar dişlerimizi her gün günde en az iki kez, ve minimum iki dakika boyunca fırçalamamızı öneriyorlar. Diş fırçasının içindeki zamanlayıcı da her 30 saniyede bir titreyerek sizi uyarıyor. 2 dakikanın sonunda ise biraz daha fazla titreyerek, minimum süreyi dolduğunu belirtiyor. Açıkçası yeni modele geçene kadar hiç bu titreme ve zaman konusuna yoğunlaşmamıştım. Eğer sık seyahat eden veya seyahat ettiğiniz yerlere bu diş fırçasını götürmek isteyen biriyseniz mutlaka ama mutlaka bu modelden uzak durmalısınız. Çünkü kutusundan seyahat çantası çıkmıyor. Alt tarafı plastik bir seyahat çantası ne kadar önemli olabilir ki ? diye düşünmeyin. Bir poşete koyup taşıdığınız zaman diş fırçasının kıllarının yamulduğunu görebilirsiniz. Benim başıma çok gelen bir durumdu. Alternatif olarak diş fırçası başlıklarını sert bir cisim içinde taşıyabilir veya diş fırçası satın alırken doğrudan seyahat çantası olan modellere yönelebilirsiniz. İş işten geçti ben çoktan seyahat çantası olmayan bir model satın aldım diyorsanız da önerim Aliexpress olacaktır. "Oral B Toothbrush Cover" vb. alternatif aramalar ile işinize yarayabilecek bir seyahat çantası bulabilirsiniz. Bu diş fırçasındaki ikinci eksi şarj durumu göstergesi. Şarjınızın gerçekten yüzde kaç kaldığını veya ne kadar olduğunu anlayabilmeniz mümkün değil. Dişlerinizi fırçalarken bir anda şarjınız bitebiliyor. Evet genel olarak bir diş fırçasının şarjı 1 haftaya kadar (Pro 500 - 5 Güne kadar) dayanabiliyor ama takip etmesi zorlaşıyor. Devamlı şarjda tutabilirsiniz, bir problem olmaz deseler de benim gibi ara ara şarja takan bir insansanız şarj etme zamanlarını takip etmeniz gerekecek. Aşağıdaki tabloda hangi diş fırçasının şarjının ne kadar dayandığını görebilirsiniz. Model (Seri) Şarj Olma Süresi Nimh Pilli Modellerde (Günde iki kez ve iki dk fırçalandığında) Lityum (Li-lon) Modellerde (Günde iki kez ve iki dk fırçalandığında) Vitality 16 Saat 5 Güne Kadar - 500 16 Saat 5 Güne Kadar - 1000 22 Saat 7 Güne Kadar - 2000 22 Saat 7 Güne Kadar - 2 2000 15 Saat - 2 Haftadan Fazla 3000 22 Saat 7 Güne Kadar - 3 3000 15 Saat - 2 Haftadan Fazla 4000 22 Saat 7 Güne Kadar - 4 4000 15 Saat - 2 Haftadan Fazla 5000 22 Saat 7 Güne Kadar - 5 5000 15 Saat - 2 Haftadan Fazla 6000 22 Saat 7 Güne Kadar - 6 6000 15 Saat - 2 Haftadan Fazla 7000 22 Saat 10 Güne Kadar - 8000 Avrupa : 15 Saat, Diğer Ülkeler : 12 Saat - Avrupa : 2 Haftadan Fazla, Diğer Ülkeler : 12 Güne Kadar 9000 Avrupa : 15 Saat, Diğer Ülkeler : 12 Saat - Avrupa : 2 Haftadan Fazla, Diğer Ülkeler : 12 Güne Kadar * Bu bilgiler P&G'nin sitesinden alınmıştır. Bluetooth Teknolojisi ve Akıllı Modeller Oral-B Genius 8000 Teknoloji manyağı bir insan olduğum için, 2018 Yılının Eylül ayında Bluetooth teknolojine sahip Oral-B Genius 8000 modeline geçtim. 9000 ile 8000 arasında araştırma yaptım ve fiyatını da göz önünde bulundurarak tercihim 8000'den yana oldu. Öncelikle 500 serisi ile 8000 serisi arasında karşılaştırma yapmak gerekirse en önemli özelliğinin Bluetooth ile bağlanabilme olduğunu görüyoruz. İşin esprisi ne diye soracak olursanız, telefonunuza yüklediğiniz program ile diş fırçanızı senkronize edebiliyorsunuz. Bu sayede fırçalama sürelerinizi ekranda takip edebiliyorsunuz. Ayrıca programdaki bir mod sayesinde ağzınızı 4 bölüme bölerek, bütün bölümlerin eşit bir şekilde temizlenmesini sağlayan bir mod da bulunuyor. (Cep telefonunuzun ön kamerasını kullanarak). Diş fırçasında ayrıca 5 farklı fırçalama modu bulunuyor. Normal modda kullandığınız zaman herhangi bir ışık yanmıyor. Geri kalan 4 mod sırasıyla Pro, Hassas, Parlatıcı, Masaj olarak isimlendirilmiş. Modlar arasında geçiş yaptığınız zaman ilgili modun ışığı yanıyor. Genellikle normal modda fırçalıyorum. Modlar, başlık dönüş hızını değiştirmenizi sağlıyor. Pro modda başlık daha hızlı dönerken, hassas modda daha yavaş dönüyor. Masaj modunda titreşim veriyor vs. Diş fırçasının üst kısmında ışıklı bir bölüm var. Bu bölümün ışığını zevkinize göre değiştirebiliyorsunuz. Buradaki ışık süs için konulmamış. Dişlerinizi fırçalarken olması gerektiğinden daha fazla bir basınç uygularsanız sizi uyarmak için ışığın rengi kırmızıya dönüşüyor. Özellikle ilk başlarda alışana kadar gayet yararlı bir özellik. Alıştıktan sonra genellikle çok baskı uygulamadığınız için kırmızı rengi göremiyorsunuz. Bluetooth'lu modelin en önemli özelliği daha önce de belirttiğim gibi telefonla senkronize olabilmesi. Bazen telefonun şarjı olmadığı için, bazen de üşendiğim için dişlerimi fırçalarken telefonumu kullanmıyorum. Kendi hafızasında bilgileri tutuyor ve telefonunuza tekrar bağlandığınızda fırçalama seanslarınızı senkronize ediyor. Yukarıdaki Youtube videosunda programın eski versiyonunu görebilirsiniz. Aslında görsellik olarak çok bir fark yok. Program içerisinde devamlı iyileştirilmeler yapılıyor. 2018 yılında kullanmaya başladığım zaman bir çok hatalar vardı. Şu anda daha kullanılabilir bir yapıda olsa da ufak hataları hala daha var. Umarım zamanla çok daha iyi bir hale gelir. Diş fırçası başlığı olarak CrossAction ve 3D White kullanıyorum. Sanırım en çok tercih edilen modeller bu iki model. Önerebileceğim bir model yok çünkü herkesin rahat ettiği başlık farklı oluyor. Bence bütün başlıkları denemeye çalışın ve sonunda size uygun olanların ekonomik paketlerini satın alın. Belki yukarıdaki tablo seçim yapmanızda biraz olsun size yardımcı olabilir. Diş fırçası içinse durum biraz daha farklı. Mesela ben 9000 modeli yerine 8000 modelini seçtim. Bugün olsa yine aynı seçimi yapardım. 9000 modelinin saklama kutusunu Powerbank olarak kullanabiliyorsunuz ve diş fırçanızı şarjda tutabiliyorsunuz. Yani 10 - 12 günden fazla seyahat ettiğim hiç olmadı. Benim için gereksiz bir özellik olduğu için tercih etmedim. Ek olarak Dil temizleme modu bulunuyor. Dişlerimi fırçaladıktan sonra, diş fırçasını kapatıp dilimi o şekilde fırçaladığım için o moda da ihtiyaç duymadım. 8000 serisinin kutusundan çıkan cama yapıştırma aparatı aslında sağlam ama benim telefonum ağır kalıyor sanırım (koruma kılıfı vs. de olunca), o yüzden düzgün bir şekilde kullanamadım. Diş fırçalarını koymaya yarayan ��nite çok kullanışlı. Bu ünite Aliexpress'de de satılıyor. Eğer elinizde yoksa kapaklı olan versiyonunu öneririm. Son çıkan 10000 ve 20000 serilerini kullanma şansım olmadı. Görebildiğim kadarıyla yapay zeka ekleyerek dişlerinizi ne şekilde fırçaladığınızı öğrenmeye yarayan bir mod bulunuyor. Ne kadar gerekli ve ne kadar kullanışlı tartışılır. 8900 serisi gibi seriler daha doğrusu paketler mevcut. İki tane 8000 serisi diş fırçası bulunuyor bu kutuların içerisinde. Ama iki tane taşıma çantası beklemeyin. Sadece 8000 serisinin kutusu + bir adet diş fırçası şeklinde düşünebilirsiniz. Eşinizle veya bir aile bireyinizle kullanmak istediğiniz zaman iyi bir seçim olabilir. Kız arkadaşıma hediye olarak Pro 750 modelini almıştım. Teknolojik zımbırtılar ile uğraşmak istemeyeceğini biliyordum. Seyahat çantasının olması önemliydi. İleride benim diş fırçamı beğenirse yeni modellere geçiş yapabiliriz. Bunu belirtmemin nedeni şu, Bluetooth teknolojisi ile telefonunuza bağlanıp diş fırçalamak sizi cezbetmiyorsa, daha uygun modellere göz atmanızı tavsiye ediyorum. Sonuçta kullanılan diş fırçası başlıkları aynı. Kullanmayacağınız bir özellik için fazla para vermeniz gereksiz. https://ift.tt/3dm1kHM
0 notes
Text
*benimle alakalı, gereksiz bilgiler serisi*
hıçkırık tuttu beni ya
9 notes
·
View notes
Text
İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme Kitabı pdf indir pdf indir
İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme Daha önce İngilizce KPDS Deneme Sınavları adını taşıyan kitap son YDS Formatına uygun biçimde 80 soruluk deneme sınavları kitapçıkları şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Daha fazla deneme çözmek isteyenler için, yazara ait 10 sınavlı bir deneme kitabı daha bulunmaktadır. (YDS Deneme Sınavları A serisi 10 Özgün Sınav) Bu deneme sınavı kitapçıklarında tüm soruların yazara ait olduğu özgün sorular bulunmaktadır. Çok kolaycı bir yaklaşım izleyerek ÖSYM’nin daha önce yaptığı sınav sorularına ayrıntılı cevap anahtarları yazarak 6 ayda hazırlanmış kitaplardan değildir. Pratik yapmak için gerçek sınavları çözmeyi bitirmiş olanlar için düzey onlara denk öğretici ek bir soru bankasıdır. Bu kitap Yabancı Dil Seviye Tespit Sınavından (YDS) belli bir puanı almak zorunda olan ancak test çözerken yanlış yaptığı sorularda çaresiz kalanlar için doyurucu açıklamalar içermektedir. YDS deneme kitapçıklarını çözerken sözlük karıştırmak zorunda kalmayacaksınız. Çünkü, soru kökleri ve seçeneklerdeki sözcükler ile ilgili açıklamalar, soru çözümleri ve stratejilerinin bulunduğu bu kitapta verilmiştir. Bu bir öğreticiye bağlı kalmayı ve sözlük gereksinimini en aza indirecektir. Her bir deneme sınavına ait ayrıntılı çözüm bölümlerinde her bir soruyla ilgili bilgiler tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmekte olup bu açıklamalar soruları anlama konusunda tüm tereddütleri giderecek biçimde ayrıntılıdır. İleri düzeyde İngilizce bilenler bu kadar ayrıntılı cevap anahtarını gereksiz bulabilirler. Ancak bu bölümler her seviyedeki bireyin gereksinimine cevap verecek şekilde düşünülmüştür. Daha önce yapılan KPDS ve ÜDS sınavlarının YDS adı altında tek sınava dönüşmesiyle büyük sayıda ve her seviyeden aday aynı sınava girmek durumundadır. Bu ayrıntılı açıklama ve strateji kitabı hangi soruda hata yapacağımız belli olmadığından hata yaptıkça bakabileceğimiz bir referans kaynağı olarak tasarlanmıştır. Amaç her bir deneme sınavını yaptıktan sonra sözlük açmadan hatalarınızı kontrol etmek ve gereken sözcükleri öğrenmektir. Yanlış seçenekte öğrendiğiniz bir kalıp ya da sözcük başka bir soruda doğru cevabınız olabilir. Bu yüzden, çeldiriciler yeni kalıplar ve sözcükler öğretecek şekilde tasarlanmıştır. Hazırlanışı uzun bir süre alan bu kitabı bir ayda çözüp bir kenara koymamalısınız. Geçen sözcük ve sözcük öbeklerini ve dilbilgisi kalıplarını öğrenmelisiniz. Kitabın sonunda verilen ekler bölümündeki sözcük ve kalıp listelerini çalışmadan sınava girmeyiniz. Herhangi bir soru kökü ya da parçanın alındığı büyük bağlama (macro-context) ait sözcükler ve gerçekler şıklara yansıtılmış ve böylece kitap kullanıcısının karşısına çıkabilecek benzer başka soru ya da parçalara önceden hazırlanabilmesi amaçlanmıştır. Kitaptaki deneme sınavlarında hayatın her alanını yansıtan İngilizce orijinal metinlerden seçilmiş cümleler ve paragraflar soru kökü olarak düzenlenmiş ve gerçek YDS sınavlarının dilbilgisi ve sözcük kapsamını yansıtacak bağlam çeşitliliği sağlanmıştır. Dilbilgisine hakim olmayan adaylar için, kullanıcıyı orta seviyeden ileri seviyeye eriştirmeyi hedefleyen Türkçe anlatımlı ve bol alıştırmalı Bridge to Advanced Grammar of English isimli yazarın son kitabının çalışılması önerilir. Daha çok test çözmek için soru bankası niteliğindeki İngilizce Testler ve Sınav Rehberi adlı kitap önerilebilir. YDS ve LYS-5 sınavlarındaki paragraf düzeyindeki tüm soru tiplerinde tecrübe kazanmak için yazara ait klasikleşmiş Paragraph Studies isimli kitap önerilir. Tüm adayların çalışmalarının karşılıklarını almalarını dilerim.
M. Fatih Adıgüzel,
İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme Kitabı pdf indir pdf indir oku
#İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme kitabı pdf indir#İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme pdf oku#İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme ücretsiz indir#İngilizce YDS 7 Çözümlü Deneme ücretsiz pdf indir#KPDS-ÜDS-YDS-TOEFL
0 notes