#gelecekte güven
Explore tagged Tumblr posts
Text
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nü Kutladı
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Kız Çocukları Günü’nü Kutladı Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nü özel bir etkinlikle kutladı. Bu önemli günde, ilçede yaşayan kız çocuklarıyla buluşarak onlarla birlikte pasta kesen Başkan Aydın, çocukların mutluluğunu paylaşmanın önemini vurguladı. Etkinlik, Sönmez İlkokulu ve Kükürtlü Sanayi ve Ticaret İlkokulu’nda…
#Ayça Azak Gündüz Bakımevi#çocukların mutluluğu#Dünya Kız Çocukları Günü#Eğitim#Erkan Aydın#Etkinlik#gelecekte güven#Kız Çocukları#osmangazi#Panorama 1326 Fetih Müzesi
0 notes
Text
Nerde O Eski Günler?
Zaman ne kadar hızlı geçiyor, değil mi? Eskiden, kış hazırlıkları denilince akla gelen ilk şey, çuvallarca alınan patatesler, soğanlar ve diğer kışlık ürünlerdi. O zamanlar, kışın ihtiyacımız olan her şeyi alırken büyük miktarlarla alırdık. Çünkü o ürünler dayanıklıydı; uzun süre saklanabilir, ailemizle paylaşabilir, gerektiğinde komşularımıza da verebilirdik.
Şimdi ise durum bambaşka. Artık alışveriş yaparken ürünleri tane almak durumundayız. Patatesin, soğanın, hatta elmanın bile çürümemesi için her birini tek tek seçiyor, günler içinde tüketmeye çalışıyoruz. O eski günlerde, kışlık ürünlerimizi bir kenara koyarken hissettiğimiz güven, yerini kaygılara bıraktı. Sebzelerimizin, meyvelerimizin ömrü kısaldı. Her markette, her dükkanda gözümüze çarpan taze ve canlı ürünler, birkaç gün içinde bozulmaya yüz tutuyor.
Peki, nereye gitti o eski günlerin bereketi? Dönüşüm süreci, tarımda kullanılan yöntemlerden, gıda işleme tekniklerine kadar pek çok faktörden etkileniyor. Ancak belki de en önemli etken, insanların bu işleyişe dair beklentileri ve tüketim alışkanlıkları. Hızla değişen yaşam tarzlarımız, gıda tedarik zincirini de etkileyerek, eski alışkanlıklarımızı sorgular hale getirdi.
Kış hazırlıklarımızın, aile sıcaklığının ve dostlukların simgesi olan o çuvalların yerini şimdi plastik poşetler aldı. Yaşadığımız bu değişim, bize yalnızca ürünlerin dayanıklılığını değil, aynı zamanda alışverişin tadını ve ruhunu da kaybettirdi. Geçmişin o samimi ve paylaşımcı ruhunu ararken, belki de yeniden bu değerlere dönmek, kış aylarında komşularla birlikte hazırlık yapmak ve ürünleri birlikte paylaşmak, unutulmaz anılar biriktirmek için bir fırsat olacaktır.
Belki de nerde o eski günler sorusunun yanıtı, yalnızca geçmişte değil, gelecekte de aradığımız bir özlemde yatıyor. O eski günlerin tadını ve bereketini yeniden yakalamak için yeniden bir araya gelmeli ve birlikte üretip tüketmeliyiz.
#iş#istanbul#türkiye#insan#hayat#işlergüçler#işhayatı#hayat işte#iyiniyet#bugündeböyle#bugununfotografi
12 notes
·
View notes
Text
Bugün olan bir anımı anlatmak istiyorum, benim için çok değerli ve içimde çiçekler açtıran, beni unutlandıran bir şey...
Bugün Filistin'de doğup büyümüş, üniversite için Türkiye'ye gelip burda kalmış bir abinin konferansına gittik arkadaşlarımla. Bu abimiz aynı zamanda Selahaddin Eyyubi'nin torunu.
2021 senesinin Ramazan ayında yine israilin yaptıkları sosyal medyada patlamıştı canlı yayın yapıyorlardı her akşam, annemle birlikte izliyorduk. Ben 8.sınıfa gidiyordum o zamanlar ve bir gün bir resim çizmiştim. Enkaz altında kalmış bir Filistinli kızı, Türk bir kız kurtarıyordu. Filistinlilerin cesaretli duruşundan dolayı onun baş örtüsünü turuncu, güven ve özgürlük anlamına gelen maviyi de Türk kızın baş örtüsüne boyamıştım.
Bugün konferanstan sonra yanına gidip anlattım ve imza atmasını rica ettim, imzaladı ve o kadar mutlu oldum ki. O resmi çizerken bırak imzalatmayı yüz yüze gelmek bile bir hayaldi benim için. Aynı davanın insanlarıyız, birlikte bir şeyler yaptığımızı hayal ederdim hep ama hayalde kalacağını bile bile. Ama büyüyünce şunu fark ettim; hayatta her şey gerçek olabilir, yeterki isteyip buna inanalım. Şimdi yine hayal kuruyorum, gelecekte özellikle iş hayatımda onlardan alıcağım tavsiyelerin hayalini. Bu hayali gerçekleştirmek benim elimde ve bu bir gün olucak inşallah.
4 notes
·
View notes
Text
Zihninizi Her Koşula Uyum Sağlayacak Şekilde Eğitin
Hayatta ne olursa olsun başımıza ne gelirse gelsin, sahip olduğumuz içsel güvene göre tüm bu olaylar karşısında nasıl tepki vereceğimizi biliriz.
Birkaç gün evvel iş yerinde iş arkadaşlarımdan biriyle yaşadığım olumsuz bir olayı hatırlıyorum. Başta sinirlendim, kendimi ifade etmekte zorlandığım için kendimi sıktım ve ağlamaya başladım. Çok kızmıştım ve aniden apar topar kalkıp gittim. Daha sonraları verdiğim bu tepkiyi düşündüğümde tam olarak umduğum ve kendimden beklediğim bir tepki değildi. Haklıydım ancak öfkemi bu denli yansıtmam günün sonunda beni haklıyken haksız duruma düşürebilirdi ve işleri daha da kötüleştirebilirdi.
Sorun şu ki, insanlar basit derecede sinir bozucu durumlar karşısında örneğin yavaş teknoloji, trafik sorunu ya da tişörtünüzü istemsizce kirleten martılar söz konusu olduğunda doğru tepkileri vermekte çok da zorlanmazlar (öfke problemi olanlar hariç, onları ve abartılı tepkilerini ayrı tutuyorum).
Peki ya, işler birazcık daha zorlaştığında? Beklenmedik bir şey olduğunda?
İşte tam da bu noktada nasıl tepki vereceğimize dair hiçbir fikrimiz yok. Yoğun stresle karşılaşıyoruz ve bu duyguyla baş edemiyoruz. Haliyle panikleyip hata yapıyoruz.
Şimdi fikir şu: Zihnimize senaryolar üzerinden tek tek nasıl tepki vereceğini öğretmek yerine, onu her duruma uyum sağlamak için öğretmeliyiz. Tıpkı Epiktetos'un da dediği gibi, eğer koşullar bizi senaryonun dışına çıkarırsa yeni bir yol/ilham aramak için çaresiz kalmayız.
Birisi bize her durumda tam olarak ne yapmamız gerektiğini gösterse iyi olurdu. Aslında düşününce hayatımızın büyük bir kısmını bunu yaparak geçiriyoruz: Buna hazırlanmak, buna çalışmak. Gelecekte ulaşmak istediğimiz konum için tasarruf yapmak veya bunu öngörmek. Ancak boksör Mike Tyson'ın da belirttiği gibi planlar yalnızca yüzünüze yumruk yiyene kadar sürer.
Stoacılar zannedildiği gibi her sonunun cevabını bilmezler ya da her beklenmedik durum için yeni bir plan oluşturmazlar. Tüm bunlara rağmen normal insanlardan farklı olarak bu evrede, endişesiz görünürler. Niçin? Çünkü şartlara uyum sağlayabileceklerine ve değişebileceklerine olan inançlarını asla yitirmezler. Talimat aramak yerine yaratıcılık, bağımsızlık, kendine güven ve problem çözme yeteneği gibi becerileri geliştirirler. Bu sayede hemen her durum karşısında katı değil ama dayanıklı olurlar. Bizler de kendi hayatlarımız için aynı öğretiyi uygulayabiliriz.
Bugün taktikten ziyade stratejiye odaklanacağız. Basitçe verilenden ziyade öğretilmenin, bir senaryoya bağlı kalmaktansa esnek olmanın daha iyi olduğunu kendimize gün içerisinde sıkça hatırlatacağız.
Zihninizi her duruma uyum sağlayabilecek şekilde eğitin. Bu muhtemelen kendiniz için yapabileceğiniz en iyi yatırımdır.
Sonuçta hayat tamamen sizin ondan ne anladığınızla ilgilidir. İyi eğitilmiş bir zihin, bundan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olacaktır.
Planlama yapmak yüzümüze yumruk yiyene kadar harikadır veya arabamız bozulana kadar iş görüşmesine yetişmek için evden zamanında ayrılmak sorun olmaz. Şunu kabul etmek zorundayız. Hayatta hazırlanamayacağımız şeyler vardır. Bazen işler ters gider. Yüzümüze bir yumruk yer düşeriz veya arabamız bozulduğu için iş görüşmesini kaçırırız. Tekrar ediyorum, gerçek hayatta her şeye hazırlanamayız. Ve hazırlanmak zorunda da değiliz. Sorun değil, sonuçta olması gereken olması gerektiği gibi olacaktır. Ancak yapabileceğimiz bir şey var: Her spesifik duruma hazır olmasak da değişken durumlara uyum sağlamaya hazırlanabiliriz.
Hazırlanamayan Bir Şeye Nasıl Hazırlanılır?
Stoacılığın oyuna girdiği yer işte tam da burası. Yukarıda sizler için bir şey anlattım: Stoacılar her sorunun cevabını ya da her beklenmedik bir durum için bir plan bulmaya çalışmazlar. Bunun yerine, koşullara uyum sağlayabileceklerine ve değişebileceklerine dair içsel bir güvene sahiptirler. Bu yüzden belli başlı yetenekler geliştirirler. Bizler de aynısını yapabiliriz, peki nasıl?
Neyi Kontrol Edip Edemeyeceğinize Bakmalısınız
Bugün meydana gelen dış olayları kontrol edemeyiz. Bu korkutucu mu geldi? Biraz ama olaylara dair düşüncelerimizi kontrol edebildiğimizi gördüğümüz zaman daha dengeli oluyor. İyi mi kötü mü, adil mi haksız mı olduğuna siz karar verirsiniz. Durumu kontrol edemezsiniz ama onun hakkında ne düşündüğünüzü kontrol edersiniz. Bu konuda ne düşündüğünüzü ve ne yaptığınızı kontrol edebilirsiniz.
Bizim de burada yapmaya çalıştığımız şey aslında bu: Olacak her şeye iyi tepki vermeye kendimizi hazırlamak. Dış olayların hiçbir önemi yok. Önemli olan bizim bunlara yönelik yorumlarımız ve tepkilerimizdir.
Kötü durumların yaşanmasını hiç kimse istemez ancak bunlar kesinlikle olacak ve yaşandıkları zaman bizlerde uyandıracağı duygular da bunalmışlık, stres, öfke, sinir, incinmiş olmak gibi olumsuz duygular olacaktır. Ancak bu duyguların nedenleri hiçbir zaman dış olaylar değil, onlardan ne anladığımızdır. Birisi sizi hayal kırıklığına uğratamaz, iş sizi bunaltamaz; bunlar dış nesnelerdir ve zihninize erişimleri yoktur. Ne kadar gerçek olursa olsun hissettiğiniz duygular dışarıdan değil tam aksine içeriden gelir. Örneğin sinirlendiğiniz bir olayı yeni baştan düşünün. Öfke duyduğunuz şeyin nedeni karşınızdaki kişide değil, tamamen sizde.
Neden bizden çok daha büyük sebeplere ve güçlere kızma zahmetine gireriz ki? Neden olayları kişisel olarak algılıyoruz? Sonuçta dış olaylar, insanlar gibi duyarlı varlıklar değiller; bağırışlarımıza ve çığlıklarımıza yanıt veremezler. Bu nedenle, dışarıdan gelen bir olay karşısında sinirlenmek veya sevinmek gibi duyguları azaltın, hatta yapabiliyorsanız bırakın.
Sinirlenmek İşleri Daha da Kötü Hale Getirir
"Öfke ve kederin sonuçları, onların bizde uyandırdığı koşullardan daha zararlıdır!" der Marcus Aurelius.
Bir an için bunu düşünün. Çünkü neredeyse her gün, sinirlendiğimiz durumlar oluyor ve bunu değiştiremiyoruz. Zaten halihazırda olmuş olan bir şeye kızmak işe yaramayacaktır. Tam tersi, kendimizi kötü hissetmemize neden olacağı için işleri daha da kötüleştirecektir. Ayrıca kendimizi kurban gibi hissetmemize neden olur çünkü değiştiremeyeceğimiz bir şeye kızmak, gücümüzü adeta damarlarımızdan çeker alır. Bizi çaresiz bırakır. Çünkü eğer kontrol edemediğimiz dış olayların nasıl hissettiğimizi belirlemesine izin verirsek, o zaman hayatlarımız üzerinde de bizim değil, bu dış olaylar ve sonucunda ortaya çıkan kötü duygular hakim olur. Bunu yapmak yerine, yalnızca kontrol edebildiklerimize odaklanmalıyız.
Bir öfke krizinin yaklaştığını hissettiğinizde bu düşünceyi elinizin altında bulundurun; öfkelenmek yerine daha insani bir davranış olan nezaketi düşünmeye çalışın. Marcus Aurelius, "Gerçek bir erkek öfkeye ve hoşnutsuzluğa boyun eğmez ve böyle bir insan öfkeli ve şikayetçi olanın aksine güce, cesarete ve dayanıklılığa sahiptir. Bir insan sakin bir zihne ne kadar yaklaşırsa, güce de o kadar yaklaşır." der.
Güç, kendini tutma yeteneğidir. Asla sinirlenmeyen, sarsılmayan kişi olmaktır çünkü tutkuları tarafından kontrol edilmek yerine kişinin doğrudan tutkularını kontrol etmesidir. Ayrıca panik kadar, sakin kalmak da bulaşıcıdır.
Şunu bir düşünün, herkesin iş yerinde olmak istediği kişi tam olarak şöyle biridir: Herkese derin bir nefes almasını ve endişelenmemesi gerektiğini söyleyen, her durumda rahat davranın bir kişi. Kimse kışkırtıcı, paranoyak, endişeli veya mantıksız tavırlar sergileyen birine dönüşmeyi istemez.
Küçük Zorluklarla Nasıl Başa Çıktığınız, Her Şeylerle Nasıl Başa Çıkacağınızı Gösterir
Herhangi bir şeyi nasıl yaparsanız, diğer her şeyi de öyle yaparsınız. Bunun faydalı bir tavsiye olduğunu düşünüyorum. Çünkü küçük zorluklar karşısında sakin kalmak çok daha kolaydır.
Tren geciktiği zaman sakin olun. En sevdiğiniz bardak kırıldığında sakin olun. Cep telefonunuz düştüğünde sakin olun. Küçük olaylar karşısında sakin kalabildiğinizde, gerçek bir sıkıntıyla karşılaştığınız zaman sakin kalma şansınız daha yüksek olacaktır.
Kimse Kolay Olacağını Söylemedi
Bu sakin kalma işi kulağa çok kolay geliyor ama açıkçası öyle değil. Aslında zannettiğinizden de zor olabilir. Ve bunun hızlı bir çözümü de yok. Her şey güllük gülistanlık değil ve her gün güneş ışığını saçmıyor bizlere. Öyle de olmaması gerekiyor. Kimse hayatın kolay veya adil olacağını söylemiyor. Ama kendimizi tüm bu zorluklara hazırlayabiliriz. Zihnimizi her duruma uyum sağlayacak şekilde eğitebiliriz. En büyük engelleri bu şekilde aşabiliriz. Ancak uyarmak da gerekir: Önümüzde daha birçok engel var ve asla bitmeyecek.
Şimdi ilk adım olarak tek yapmanız gereken:
Sakin olmak.
Doğru şeyi yapmak.
Son bir alıntı:
"O halde kim yenilmez? Mantıklı tercihinin dışında hiçbir şeye üzülemeyen."
— Epiktetos
7 notes
·
View notes
Text
Online girişim kıyafet tasarımı 2025
2025 yılına yönelik bir online girişim için kıyafet tasarımı yapmak istiyorsanız, bu alanda hem yenilikçi hem de sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemek önemli olacak. Moda endüstrisi hızla değişiyor ve tüketiciler giderek daha bilinçli hale geliyor. Online kıyafet tasarımı ve satışıyla ilgili bazı stratejiler ve trendler şunlar olabilir:
Online kıyafet tasarımı yapmak ve başarılı bir online kıyafet markası oluşturmak için takip edebileceğiniz adımlar ve dijital platformlarda rekabet avantajı sağlamak için stratejiler aşağıda sıralanmıştır. Bu adımlar, işinizi kurarken hem yaratıcı hem de işlevsel bir temel oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
1. Pazar Araştırması ve Hedef Kitle Belirleme
Başarılı bir online kıyafet markası kurmak için öncelikle hedef kitlenizi doğru belirlemeniz gerekir.
Pazar Araştırması: Rakiplerinizi ve sektördeki trendleri inceleyin. Moda dünyasında hangi segmentlerin popüler olduğunu, hangi renklerin, stillerin ve malzemelerin tercih edildiğini öğrenin.
Hedef Kitle: Yaş, gelir seviyesi, yaşam tarzı, değerler gibi faktörlere göre bir hedef kitle belirleyin. Hedef kitlenizin ilgi alanlarını ve beklentilerini anlamak, tasarımlarınızı ve pazarlama stratejilerinizi şekillendirmenize yardımcı olacaktır.
2. Kendi Marka Kimliğinizi Oluşturun
Marka İsmi ve Logo Tasarımı: Marka isminiz, stilinizi ve hedef kitlenize hitap edecek şekilde seçilmelidir. Bir logo tasarımı da marka kimliğinizin en önemli unsurlarından biridir. Logo, markanızın hikayesini yansıtmaya ve hedef kitlenize güven duygusu aşılamaya yardımcı olacaktır.
Vizyon ve Misyon: Markanızın vizyonu (gelecekte ulaşmak istediği yer) ve misyonu (bu hedefe nasıl ulaşacağı) markanızın tüm iletişimini şekillendirir. Sürdürülebilirlik, özgünlük, yenilikçilik gibi değerlere odaklanabilirsiniz.
3. Tasarımlarınızı Geliştirin
Yaratıcı Süreç: Tasarımlarınızın, hedef kitlenizin ihtiyaç ve isteklerini karşılaması gerekir. Modern, trend odaklı, şık, pratik ya da minimal tasarımlar oluşturabilirsiniz.
Prototip ve Numune Üretimi: Online satışı kolaylaştıracak tasarımlar oluşturun. Ürünlerinizin numunelerini oluşturduktan sonra, üretim sürecine geçmeden önce bunları test edin.
Sürdürülebilirlik: Hem tasarımlarınızda hem de üretim süreçlerinizde çevre dostu malzemeler kullanmak, markanıza değer katacaktır.
4. E-Ticaret Platformu ve Web Sitesi Oluşturun
Kendi E-Ticaret Sitenizi Kurun: Shopify, WooCommerce, BigCommerce gibi platformlar üzerinden kolayca bir online mağaza kurabilirsiniz. Mobil uyumlu ve kullanıcı dostu bir site tasarımı, dönüşüm oranlarını artırabilir.
Web Sitesi Tasarımı: Sitenizin görsel olarak çekici olması çok önemlidir. Kullanıcıların hızlıca aradıklarını bulabilmesi için kategoriler, filtreleme ve arama özellikleri ekleyin.
Ödeme ve Güvenlik: Güvenli ödeme yöntemleri (kredi kartı, PayPal, Apple Pay vb.) ve SSL sertifikası ile kullanıcı güvenliğini sağlamak.
5. Üretim ve Tedarik Zinciri Kurulumu
Üretim Ortakları ve Tedarikçiler: Üretim süreci için güvenilir tedarikçiler seçin. Üretim, kalite kontrol, tedarik zinciri yönetimi gibi süreçlerin hepsini detaylı bir şekilde planlayın. Sürdürülebilir üretim yapan tedarikçilerle çalışmak, marka değeriniz açısından önemli olabilir.
Stok ve Envanter Yönetimi: Shopify gibi platformlar, envanter yönetimini kolaylaştırır. Stok seviyelerini ve siparişleri doğru takip etmek, hem müşteri memnuniyetini artırır hem de fazla stok riski oluşturmaz.
6. Pazarlama Stratejileri Oluşturun
SEO ve İçerik Pazarlama: Web siteniz için etkili bir SEO stratejisi oluşturun. Kıyafet tasarımı ile ilgili blog yazıları, rehberler veya video içerikler hazırlayarak kullanıcıların markanızı keşfetmesini sağlayabilirsiniz.
Sosyal Medya Pazarlaması: Instagram, TikTok, Pinterest gibi görsel odaklı sosyal medya platformlarında aktif olun. Moda markaları için sosyal medya, potansiyel müşterilere ulaşmanın önemli bir yolu. Düzenli olarak fotoğraf, video ve influencer içerikleri paylaşın.
Influencer ve İşbirlikleri: Moda influencer'ları ile işbirliği yaparak kitlenizi hızla büyütebilirsiniz. Ünlü stil sahiplerinin veya mikro-influencer'ların markanızla ilgili paylaşımlar yapması, güven oluşturur.
E-posta Pazarlama: Hedef kitlenize, kişiselleştirilmiş e-posta bültenleri göndererek yeni koleksiyonlar, indirimler ve özel teklifler hakkında bilgi verebilirsiniz.
7. Müşteri Deneyimi ve İade Politikaları
Müşteri Hizmetleri: Online mağazanızda müşteri destek hizmetlerine özen gösterin. Canlı sohbet, e-posta destek ve sosyal medya üzerinden hızlı geri dönüşler, müşteri memnuniyetini artıracaktır.
İade ve Değişim Politikası: Kolay ve açık bir iade politikasına sahip olmak, müşterilerinizin güvenini kazanır. Ayrıca, ücretsiz iade ve değişim gibi avantajlar sunmak, online alışveriş deneyimini daha cazip hale getirebilir.
8. Dijital Reklamlar ve Kampanyalar
Google Ads ve Facebook/Instagram Reklamları: E-ticaret dünyasında dijital reklamcılık çok etkili bir satış aracıdır. Hedef kitlenize özel reklamlar hazırlayarak marka bilinirliğinizi artırabilirsiniz.
Influencer Pazarlaması ve Sponsorlu İçerikler: Modayı yakından takip eden ve geniş takipçi kitlesine sahip influencer’larla işbirliği yaparak ürünlerinizi tanıtabilirsiniz.
Yarışmalar ve Hediye Çekilişleri: Sosyal medyada yarışmalar ve çekilişler düzenlemek, markanızın daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlar.
9. Veri Analizi ve İyileştirme
Web Analitiği: Google Analytics gibi araçlarla web sitenizin performansını takip edin. Hangi sayfaların daha fazla ziyaret edildiği, hangi ürünlerin daha fazla satıldığı gibi verilere odaklanarak pazarlama stratejilerinizi geliştirebilirsiniz.
Müşteri Geri Bildirimleri: Müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak tasarımlarınızı ve hizmetlerinizi sürekli iyileştirin. Sosyal medya yorumları ve anketler, müşterilerin ne istediğini anlamanızı sağlar.
10. Dijital Platformlarda Rekabet Avantajı Sağlama
Benzersiz Tasarımlar ve Niş Pazar: Özelleştirilmiş tasarımlar, sürdürülebilir üretim ve kaliteli malzemeler kullanmak, sizi rakiplerinizden ayırabilir. Ayrıca, belirli bir niş pazarına (örneğin, spor giyimi, vintage moda, plus-size tasarımlar) hitap etmek de sizi farklılaştırabilir.
Teknoloji Kullanımı: 3D tasarım yazılımları, AR (artırılmış gerçeklik) uygulamaları gibi teknolojilerle kullanıcı deneyimini geliştirerek rekabet avantajı sağlayabilirsiniz.
Kapsayıcılık ve Çeşitlilik: Farklı beden tiplerine, yaşlara, cinsiyetlere hitap eden kapsayıcı tasarımlar oluşturmak, geniş bir müşteri kitlesine ulaşmanızı sağlar.
Sonuç
Başarılı bir online kıyafet markası oluşturmak, iyi bir iş planı, doğru tasarımlar, etkili pazarlama ve müşteri odaklı bir yaklaşım gerektirir. Dijital platformlarda rekabet avantajı sağlamak için ise yenilikçi teknolojiler, sürdürülebilirlik ve kişiselleştirilmiş hizmetler gibi stratejilere odaklanmalısınız. Bu adımları takip ederek, markanızı oluşturabilir ve dijital dünyada başarılı bir moda girişimi başlatabilirsiniz.
2 notes
·
View notes
Text
Kendime not;
Bazen hiçbir şey başaramıyormuş gibi hissedebilirsin, bazen boşa uğraştığını düşünebilirsin, bazen bu uğraş yolunda bazı kişileri kaybedebilirsin, terk edilebilirsin, düşebilirsin ama düştüğün gibi de kalkabilmelisin. Ağlayabilirsin. Hayır ağlamak güçsüzlük değildir. Asıl güçlülük, ağladıktan sonra kalkmaktır. Seni anlamayabilirler, dalga geçebilirler, bir şey başaramayacağını söyleyebilirler ama onlar umurunda olmamalı çünkü onlar seni tanımıyorlar. Seni tanımak için uğraşmayan insanların fikirlerini umursama, duyma, görme.
Her şeyden önce kendini sev. Başkaları değil sen sev. Sen sevmezsen başkasının da sevmesini bekleme.
Sadece kendine güven. Başarabilirsin.
Ve bir gün başarırsam bu gönderiyi rb'lerim.
Gelecekte görüşürüz.
3 notes
·
View notes
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Noel mesajı
https://pazaryerigundem.com/haber/197461/cumhurbaskani-erdogandan-noel-mesaji/
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Noel mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Noel Yortusu dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Noel Yortusu dolayısıyla yayımladığı mesajında, Hristiyanlık inancına mensup vatandaşları tebrik etti.
“İnsanlarımız arasında köken, ırk, dil, din ve mezhep ayrımı yapılmamasına medeniyetimiz tarihi boyunca olduğu gibi bugün de azami özen gösteriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayımladığı mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Tüm vatandaşlarımızın kendi kültür, din ve geleneklerini özgürce yaşayabilmeleri bizim için büyük önem arz etmektedir. Bu değerlerin hayata geçirilmesi neticesindedir ki coğrafyamız, öteden beri, çatışmadan, savaştan, zulümden ve baskıdan kaçan herkese korunaklı bir çatı, güvenli bir liman olmuştur. Ülkemiz, bölgesel çatışma ve istikrarsızlıkların ortasında, hangi dine, inanca, etnik kökene ve mezhebe mensup olursa olsun, tüm vatandaşlarının geleceklerinden emin olarak, barış, huzur ve güven içinde yaşadığı bir yerdir. Bugün olduğu gibi gelecekte de karşılıklı saygı doğrultusunda ülkemizdeki çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye, yarınlarımızı birlikte inşa etmeye devam edeceğiz. Başta Hristiyan vatandaşlarımız olmak üzere tüm Hristiyan aleminin Noel Yortusunu bir kez daha tebrik ediyor, kendilerine huzur, mutluluk ve esenlikler diliyorum”
0 notes
Text
Mesajlardan Gitar Tınılarına: Ayşe ve Hakan'ın Aşkı
Ayşe (19:00): Merhaba Hakan, sanırım seni yeni ekledim. Yanlış hatırlamıyorsam dün bir ortak arkadaşımız önerdi. Nasılsın?
Hakan (19:01): Merhaba Ayşe, evet sanırım Can’ın arkadaşıydın, değil mi? İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Profilinde gülerken çekilmiş çok sıcak bir fotoğrafını gördüm, o enerjiyi buraya da taşıyor gibisin.
Ayşe (19:03): Evet, Can benim çocukluk arkadaşım. Önerince ben de ekledim seni. Güzel sözlerin için teşekkür ederim. Şu an iyiyim, işten yeni çıktım, yorgun ama keyifliyim. Sen ne yapıyorsun bu akşam?
Hakan (19:04): Evdeyim aslında, sakin bir akşam geçirmeyi planlıyordum. Biraz gitar çalarım, belki bir film açarım. Senin akşam planların neler?
Ayşe (19:06): Ben de biraz kitap okumayı düşünüyordum. Son zamanlarda psikolojik gerilim romanlarına takıldım. Ama müzik dinlemek de güzel bir seçenek olabilir. Bu arada, gitar çaldığını söyledin, ne tarz müzikleri çalarsın?
Hakan (19:07): Genelde akustik, yumuşak tınılar hoşuma gidiyor. Türkçe popun eski şarkılarını yeniden yorumlamayı seviyorum. Arada da kendi küçük bestelerim oluyor, çok iddialı değil ama ruhumu dinlendiriyor. Sen ne tarz müzik dinlersin?
Ayşe (19:09): Benim müzik zevkim biraz karışık. Jazz, lo-fi, bazen klasik müzik bile dinlerim. Ama gitar sesi hep kalbime dokunur. Özellikle sahilde çalınan akustik bir gitar hayal ederim. Hafif bir rüzgar, dalga sesi, bir yandan da yumuşak bir melodi…
Hakan (19:11): Bahsettiğin sahne o kadar huzurlu ki, gözümde canlanınca bile içim ısındı. Belki bir gün o sahilde gerçekten gitar çalarım, sen de dinlersin. Sen sahilde vakit geçirmeyi sever misin?
Ayşe (19:12): Çok severim. Deniz sesi beni büyüler. Yaz akşamlarında yürüyüş yapar, bazen iskelenin ucunda oturup dalgalara bakarım. Yalnız bile olsam o anlarda kendimi kalabalık hissederim. Belki de doğa, en iyi dostlardan biri.
Hakan (19:14): Doğru söylüyorsun. Ben de doğayla bütünleşince ruhumun tazelendiğini hissederim. Bu arada, günlük hayatta neler yaparsın? İşinden bahsetmiştin, ne iş yapıyorsun?
Ayşe (19:16): Ben bir yayınevinde editörüm. Genelde romanları gözden geçiriyorum, bazen kapak tasarımı ya da metin redaksiyonu gibi işler de bana düşüyor. Kitapların arasında olmak bana huzur veriyor. Sen ne işle meşgulsün?
Hakan (19:17): Ne kadar keyifli bir iş! Ben ise bir yazılım firmasında proje yöneticisiyim. Masa başı ama yaratıcı yönü olan bir iş. Sorun çözmeyi, yeni fikirler üretmeyi seviyorum. Ama bazen çok yoğun oluyor, o yüzden boş vakitlerimde müziğe sığınıyorum.
Ayşe (19:19): Yoğunluk herkes için zor, müziğin böyle bir sığınak olması güzel. Ben de bazen çok sayfa okuyor, çok düzelti yapıyorum. Gözüm yorulunca kapatıyorum bilgisayarı, bir fincan kahve alıp balkona çıkıyorum. Küçük molalar şart.
Hakan (19:20): Kesinlikle. Peki, bir insanı tanımak için neler bilmek istersin? Mesela ben çocukluğundan, sevdiğin tatlardan, hayallerinden bahsetsem daha iyi tanır mısın beni?
Ayşe (19:22): Tam da istediğim şey bu aslında. Karakterinin özünü anlamak, geçmişinden bir parça dinlemek isterim. Çocukluğunda seni ne mutlu ederdi mesela?
Hakan (19:24): Çocukken dedemin köyündeki dere kenarında vakit geçirmeyi severdim. Küçük, yeşil bir vadi, tertemiz hava ve su sesi. Babam balık tutardı, ben de kedi gibi etrafta dolaşırdım. O masumiyet ve güven duygusunu özlüyorum. Senin çocukluğundan bir anı var mı, hala yüzünü gülümseten?
Ayşe (19:26): Annemle Pazar sabahları yaptığımız uzun kahvaltılar. Radyoda eski Türk sanat müziği şarkıları çalardı. Bol çay, sıcak poğaça, reçel, zeytin… Bir yandan annemle sohbet, bir yandan pencereden sızan güneş. Çocukluğumda huzur o sofradaydı. Şimdi bile hatırladığımda içimi ısıtır.
Hakan (19:28): Çok hoş, bunları duyunca sanki ben de o sofradaydım. Bence insanları birbirine yaklaştıran şey, böyle küçük ve değerli anılar. Şimdiye gelirsek, gelecek planların neler? Kendini ileride nerede görüyorsun?
Ayşe (19:30): Gelecekte küçük, sıcak bir ev hayal ediyorum. Kütüphanesi geniş, belki bir kö��ede senin gitarın gibi bir enstrüman, mutfağında mis kokular. İşimi seviyorum ama belki ileride kendi küçük kitabevimi açmak isterim. Sevdiğim kitapları, kahveyi ve insanları bir araya getiren bir yer. Ya senin hayallerin?
Hakan (19:32): Ben de sakin bir yaşam hayal ediyorum. Belki bir atölyem olur, yazılım işinin yanına bir de müzik stüdyosu kurarım. Küçük projeler geliştirir, akşamları ise verandada otururuz. Müzik, sohbet, belki bahçede birkaç ağaç… Kendimi böyle huzurlu bir gelecekte görüyorum.
Ayşe (19:34): Sanki hayallerimiz birbirini tamamlıyormuş gibi. Sakin, huzurlu, samimi bir yaşam arayışı… Bilmiyorum, belki de enerjilerimiz uyuştuğu için böyle hissediyorum. Hislerim bana bu sohbetin sıradan olmadığını söylüyor.
Hakan (19:36): Ben de aynı hissi paylaşıyorum. Konuştukça sanki bir yakınlık, bir sıcaklık oluşuyor aramızda. Daha dün tanışmış olmamıza rağmen, seni uzun zamandır tanıyormuş gibiyim. Sesini duymayı bile ister oldum, sadece yazışmak yetmiyor.
Ayşe (19:38): Aynen. Yazışmak güzel ama sesin tonunu duymak, gözlerinin içini görmek… Bazen kelimelerin ötesinde bir bağ kurmak istersin ya, işte onu arıyor gibi hissediyorum. Yanında olmak, belki aynı anda gülümsemek…
Hakan (19:39): Tam olarak! Biliyor musun, insan bazen bu kadar hızlı yakınlaşmaktan korkar. Ama ben korkmuyorum. İçimden diyorum ki, “Neden olmasın? Eğer bu gerçek bir hisse, kaçmak niye?” Sen ne düşünüyorsun?
Ayşe (19:41): Katılıyorum. Bazen hayat sana beklenmedik anlarda fırsatlar sunar. Bu kadar içten, bu kadar sıcak bir bağı neden görmezden gelelim? Bence bunu denemeliyiz. Gerçek hayatta buluşup o hisleri paylaşmalıyız.
Hakan (19:43): O zaman ne dersin, bir buluşma ayarlayalım mı? Sahilde demiştik ya, belki hafta sonu akşam üzeri, güneşin batışına yakın, hafif bir esinti eşliğinde buluşabiliriz. Ben gitarımı getiririm, sen belki sevdiğin bir kitabın en güzel cümlesini. İkisini harmanlarız.
Ayşe (19:45): Muhteşem olur! Haftasonu cumartesi akşam üstü diyelim. Ben ince bir şalımı alırım, belki azıcık serinler. Yanımda sevdiğim bir kitabı da getiririm. Sen gitarını getirip birkaç nota çal, ben de sessizce dinleyeyim. Belki sonra kahve içeriz, sahil kenarında küçük bir kafede.
Hakan (19:47): Evet, önce sahilde buluşup biraz yürürüz. Sonra ben bir iki şarkı çalarım. Belki sen de biraz şarkı söylersin, ne dersin? Sesinin nasıl olduğunu merak ediyorum. Ardından da sıcacık bir kafede sohbetimize devam ederiz.
Ayşe (19:48): Sesim çok iddialı değil ama senin için mırıldanırım belki. Sen çalarken gözlerini kapatıp dinlerim, belki hafif bir gülümseme… Utangaç biriyim aslında ama sana karşı daha rahat hissediyorum, bu da ilginç.
Hakan (19:50): Bu rahatlık güzel bir işaret bence. Belki de ruhlarımız kolayca anlaşabiliyor. Utanma, ben de ilk kez birine gitar çalarken bu kadar heyecanlı olacağım. Ellerim titrer belki ama olsun, o heyecan da güzel.
Ayşe (19:52): Heyecan doğal bir his, bunu paylaşmak keyifli olacak. Peki, cumartesi saat yedi gibi diyelim mi? Güneş batarken orada oluruz, o turuncu ışık ikimize de iyi gelir.
Hakan (19:54): Harika bir zamanlama. Güneşin batışını birlikte izlemek bile güzel bir başlangıç olacak. O an belki kelimeler bile susar, sadece bakışırız. İçimde böyle romantik bir resim canlanıyor.
Ayşe (19:56): Beni de çok etkiledin, farkında mısın? Şimdiden kalbim hızlı atıyor. Yarın belki bir çiçek seçerim, buluşurken yanımda getiririm. Çiçekleri seviyorsan tabii.
Hakan (19:58): Çiçekleri kim sevmez! Ama sakın kendini yorma. Varlığın yeter. Ama bir çiçek getirirsen de bayılırım tabii. Belki ben de sana küçük bir sürpriz yaparım.
Ayşe (20:00): Ufak sürprizler, küçük jestler hep hoşuma gider. Ama dediğin gibi, asıl önemli olan birlikte geçirmek istediğimiz o zaman. Seni tanımak, gözlerine bakmak, kelimelerin ötesinde bir yakınlık kurmak istiyorum.
Hakan (20:02): Aynı hisler bende de var. Şu an bile gülümsüyorum. Hatta evdeki küçük defterime, “Hayat bazen seni beklenmedik bir sıcaklığa çeker” diye not aldım. Böyle ilham veriyorsun bana.
Ayşe (20:04): Ne kadar tatlısın. Ben de belki bu akşam kitabımı okurken sayfanın bir köşesine senin adını yazacağım. Hani çocukken defterlere kalp çizerdik ya, öyle saf bir heyecan içindeyim.
Hakan (20:06): Çocukken yaptığımız o masum şeyleri hatırlamak kalbimi daha da ısıtıyor. Belki bu, aradığımız o saflık ve samimiyet. Büyükler gibi karmaşık olmadan, içimizden geldiği gibi. Bu duyguyu çok sevdim.
Ayşe (20:08): Ben de. O zaman cumartesi buluşana kadar kendimize iyi bakalım. O günü hayal ederek uyuyacağım bu gece. Şimdiden içim kıpır kıpır.
Hakan (20:10): Ben de. O gün gelene kadar belki birkaç kez daha yazarız. Ama o an, yüz yüze geldiğimizde her şey daha anlamlı olacak. Zaman su gibi aksın, cumartesi bir an önce gelsin.
Ayşe (20:12): Aynen. O güne kadar güzel rüyalar, tatlı düşünceler bizimle olsun. Kendine iyi bak Hakan.
Hakan (20:13): Sen de kendine iyi bak Ayşe. Görüşmek üzere. Şimdiden sabırsızlanıyorum.
Ayşe (20:14): Ben de sabırsızlanıyorum. Görüşürüz. Sende sevdiğin kişi ile tanışmak istiyorsan tıkla
#Aşk#RomantikSohbet#SahildeBuluşma#GitarTınıları#Kitapseverler#İçtenlik#HuzurluAnlar#OrtakHobiler#SamimiBağ#BeklenmedikKarşılaşma
0 notes
Text
Suriye’deki Güç Dengeleri Önemli Ölçüde Etkilenebilir..
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Arslan, Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirerek, bölgedeki karmaşık durumun çok sayıda aktörün müdahil olması nedeniyle öngörülerde bulunmayı zorlaştırdığını ifade etti. Arslan'ın dikkat çektiği başlıca noktalar şunlar: İdlib ve HTŞ'nin Rolü - İdlib, yaklaşık 4 milyonluk nüfusuyla rejim muhaliflerinin yoğun olduğu bir bölge. Yönetimi, Ebu Muhammet Colani liderliğindeki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) tarafından sağlanıyor. - HTŞ, El Kaide kökenli bir örgüt olarak bilinse de ılımlı bir imaj çizmeye çalışıyor. Ancak ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail tarafından desteklendiği belirtiliyor. - Türkiye, HTŞ'yi terör örgütü olarak tanıyor. Buna rağmen, örgütün Halep'e yönelik hareketliliği ve Suriye Milli Ordusu (SMO) ile kısmi işbirliği dikkat çekiyor. Suriye Rejimi ve Destekçileri - Suriye rejimi, Halep'teki güçlerini güneye kaydırarak PYD/YPG'ye alan açtı. Bu durum, HTŞ'nin Halep'i ele geçirme çabalarını hızlandırdı. - Rusya ve İran, rejime koşulsuz destek açıklayarak, muhalif güçlere yönelik yoğun hava saldırılarının sinyalini verdi. - Esad yönetimi, zorunlu askerlik uygulamasıyla güç toplamaya çalışıyor. Türkiye’nin Rolü ve İddialar - Rusya ve İran, HTŞ ve SMO'nun harekâtlarının Türkiye'nin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini iddia ediyor. Türkiye ise PYD/YPG'nin Golan Tepelerine doğru ilerleme girişimlerini engelleme kararlılığını sürdürüyor. - Türkiye'nin, PYD/YPG'nin bulunduğu Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerine yönelik harekât gerçekleştirebileceği konuşuluyor. Gelecekte Ne Olabilir? - HTŞ ve SMO'nun hızlı ilerleyişi, "Suriye'de dengeler değişiyor mu?" sorusunu gündeme getirdi. Ancak, Rusya ve İran'ın rejime verdiği güçlü destek ve hava saldırıları, çatışmaların yeniden şiddetleneceğini işaret ediyor. - Bölgedeki güven eksikliği ve çelişkili çıkarlar, Astana sürecinin sona erdiğini veya mevcut gerçeklikler ışığında yeniden yapılandırılması gerektiğini gösteriyor. Bölgesel Çatışma İhtimali Arslan, bölgedeki aktörlerin ve gelişmelerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirterek, Halep ve çevresinde çatışmaların artabileceği, PYD/YPG'nin ise güneyde İsrail'le olası işbirliklerine yönelebileceğini ifade etti. Türkiye’nin bu süreçteki adımları, Suriye’deki güç dengelerini önemli ölçüde etkileyebilir. Read the full article
0 notes
Text
Hayati Bilgiler İçin İlk Yardım Eğitiminin Önemi
Günlük hayatta her birimiz, beklenmedik bir anda ilk yardıma ihtiyaç duyulabilecek bir durumla karşılaşabiliriz. Bu gibi anlarda doğru bir müdahale hayat kurtarabilir. Bu nedenle, güvenilir bir ilk yardım merkezi ile iletişime geçmek ve profesyonel eğitim almak, bireylerin ve toplumun güvenliği açısından son derece önemlidir. İlk yardım bilgisi sadece acil durumlarda doğru adımları atmamızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çevremizdeki kişilere de daha etkili destek olmamızı sağlar.
Birçok kişi, ilk yardım konusunun sadece profesyonellerin işi olduğunu düşünse de, gerçek şu ki herkes temel ilk yardım bilgisini öğrenebilir ve öğrenmelidir. Bu noktada, ilk yardım kursu gibi programlar, katılımcılara uygulamalı ve teorik bilgiler sunarak hayati durumlarda soğukkanlı ve bilinçli bir şekilde hareket etme becerisi kazandırır. Eğitim sırasında kanama durdurma, temel yaşam desteği ve yaralanma durumlarında müdahale gibi kritik konular ele alınır.
İlk yardım eğitiminin bir diğer önemli avantajı, toplumda farkındalık yaratmasıdır. Her bireyin ilk yardım konusundaki temel bilgilere hakim olması, acil durumların daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. İşte tam bu noktada ilk yardım eğitimi devreye girer. Eğitim programları, hem bireysel becerilerin artırılmasını hem de iş yerleri gibi topluluklarda güvenli bir ortam oluşturulmasını hedefler. Ayrıca bu tür eğitimler, yönetmeliklere uygun bir şekilde tasarlandığından işletmeler için de yasal bir gerekliliği yerine getirme fırsatı sunar.
İlk yardım eğitiminin yalnızca acil durumlar için değil, aynı zamanda özgüven geliştirme açısından da faydalı olduğu unutulmamalıdır. İnsanlar, aldıkları eğitim sayesinde bir kriz anında ne yapacaklarını bilmenin rahatlığına kavuşur ve çevrelerindeki insanlara daha güven verici bir şekilde yaklaşır. Bunun yanı sıra, çocuklara ve gençlere bu bilgilerin erken yaşlarda öğretilmesi, gelecekte daha bilinçli bireyler yetişmesine katkıda bulunur.
İlk yardım bilgisi hayat kurtarır. İster bireysel ister kurumsal ihtiyaçlar için olsun, bir ilk yardım merkezi, kurs veya eğitim programına katılmak, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için büyük bir fark yaratabilir. Toplumsal dayanışmayı artıran ve hayat kurtarma becerilerini geliştiren bu tür eğitimlerin önemi yadsınamaz. Siz de bu konuda adım atarak çevrenize ve kendinize önemli bir yatırım yapabilirsiniz.
0 notes
Text
TRON (TRX) Fiyatında Tarihi Yükseliş: Justin Sun'ın Etkisi ve Geleceği
Kripto para piyasalarında boğa sezonları, yatırımcılar için heyecan verici bir dönemi işaret eder. Bu sezonların en dikkat çeken isimlerinden biri ise Justin Sun, TRON (TRX) kurucusu olarak sıkça gündeme gelmektedir. Son dönemde TRX fiyatı, Sun’ın “TRON yeni XRP’dir” açıklamasının ardından büyük bir yükseliş yaşadı ve tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşarak yatırımcıları sevindirdi. TRX fiyatı, son 24 saatte oranında bir artış göstererek yatırımcılara ciddi kazanç sağladı. Peki, TRON’un bu yükselişi nasıl gerçekleşti ve TRX için gelecekte neler bekleniyor? TRON (TRX) Yükselişi ve Yeni ATH Son günlerde, kripto para dünyasında eski coin'lerin yeniden canlandığına şahit oluyoruz. XRP, ADA, CRV, VET, ve XLM gibi coin'ler hızla değer kazandı ve bu coin'lere bugün TRON (TRX) da dahil oldu. Justin Sun'ın TRON ile ilgili yaptığı açıklamalar, yatırımcıları harekete geçirdi. Özellikle Sun’ın “TRX yeni XRP’dir” şeklindeki tweet’i, TRX fiyatında önemli bir artışa neden oldu. Bu tweet’in ardından TRX, hızla yükseldi ve son 24 saatte ’in üzerinde bir artış göstererek 0.44 dolar seviyesine ulaşarak tüm zamanların en yüksek (ATH) değerine erişti. XRP'nin son bir ayda yaşadığı 0'ün üzerinde değer artışı da göz önüne alındığında, TRX'in bu çıkışı, daha geniş bir piyasa hareketliliğiyle paralel bir etki yaratmış gibi görünüyor. Peki, TRX’in bu yükselişinin arkasındaki etkenler nelerdir? 2017 Boğa Sezonu ve Justin Sun'ın Rolü Kripto para dünyasında uzun süredir yatırım yapanlar, Justin Sun'ın 2017 yılındaki boğa sezonundaki etkisini unutamamıştır. O dönem, TRON'un fiyatı Justin Sun’ın yaptığı açıklamalarla ciddi şekilde yükselmişti. TRON, yaklaşık bir ay gibi kısa bir süre içinde on katı kadar değer kazanmış ve yatırımcılar ciddi kazançlar elde etmişti. O dönemde Sun, “açıklamanın açıklamasını” yaparak, TRON’un yükselişine öncülük etmişti. 2017’de yaşanan bu büyük yükseliş, TRON'un daha geniş bir kitle tarafından tanınmasını sağladı. Bugün de Sun’ın yaptığı açıklamalar ve TRX'in fiyatındaki artış, o dönemin izlerini taşıyor. TRON, her ne kadar o dönemde büyük bir ivme kazanmış olsa da, özellikle 2020 sonrasında toparlanarak hızla değer kazanmaya devam etti. Justin Sun’ın Son Açıklamaları: TRON ve MicroStrategy Son dönemde Justin Sun, sadece TRON ile ilgili açıklamalar yaparak değil, aynı zamanda sıra dışı yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz haftalarda "muzlu sanat eseri" alımı ve muz yemesi ile gündeme gelen Sun, bugün yaptığı açıklamada, TRON ile MicroStrategy'yi karşılaştırarak önemli bir çıkarımda bulundu. Sun, attığı tweet’te şu ifadeleri kullandı: “Teknoloji ve yenilik, günümüzün geçerli olmayan regülasyonlarını her zaman yener. Bunu MicroStrategy çok net bir şekilde gösterdi. Trump yönetimi altında ABD daha kripto yanlısı bir politika izleyecek. TRON’u, MicroStrategy’nin kripto versiyonu yapmaya ne dersiniz?” Bu açıklama, özellikle MicroStrategy'nin Bitcoin yatırımlarıyla tanınması ve şirketin kripto para sektöründeki güçlü duruşuyla ilişkilendiriliyor. Sun, TRON'un da MicroStrategy gibi bir yatırım stratejisi izleyerek daha büyük bir kripto odaklı yapı oluşturabileceğini belirtiyor. TRON ve Gelecek Perspektifi TRON, 2017’deki yüksek çıkışlarının ardından bir süredir piyasa içinde sağlam adımlar atarak büyümeye devam etti. TRON’un en önemli özelliklerinden biri, yüksek işlem hızları ve düşük maliyetlerle blockchain tabanlı projeler geliştirmesidir. Bu özellikleri, TRON'u, dijital varlık transferi ve merkeziyetsiz uygulamalar (DApp) geliştirilmesi için popüler bir platform haline getirmiştir. Bugün TRON (TRX), diğer altcoin’lerle birlikte değer kazanırken, Justin Sun'ın liderliği ve vizyonu da bu artışta önemli bir rol oynamaktadır. Sun’ın açıklamaları, yatırımcılara güven verirken, TRON'un gelecekte daha da büyüyeceğine dair umutları pekiştirmektedir. Sonuç: TRON (TRX) ve Kripto Para Piyasasının Evrimi TRON (TRX) son dönemde yaşadığı fiyat artışı ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Justin Sun, TRON’un değer kazanmasında büyük bir paya sahip olsa da, teknolojik altyapısı ve sunduğu çözümlerle TRON, gelecekte de önemli bir oyuncu olmaya devam edecek gibi görünüyor. Yatırımcılar için, TRX’in tarihi zirve seviyelerine ulaşması, TRON'un geleceği hakkında olumlu bir gösterge olabilir. Ancak kripto para piyasasının volatil yapısı göz önüne alındığında, yatırım yaparken dikkatli olmak ve riskleri göz önünde bulundurmak önemlidir. TRON (TRX), sadece Justin Sun'ın açıklamalarıyla değil, aynı zamanda blockchain teknolojisinin sunduğu avantajlarla da dikkat çekiyor. Eğer TRON, MicroStrategy gibi büyük kripto yatırımlarına yönelirse, hem fiyat hem de platform bazında ciddi bir büyüme yaşanabilir. Güncel son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için Kriptokritik.com‘u Twitter’da takip edin, Yaay’da takip edin, İnstagram’da takip edin, Tiktok‘ta takip edin, Facebook sayfamızı beğenin, Discord sunucumuza ve Telegram kanalımıza katılın! Read the full article
0 notes
Text
Bitcoin’in Sosyal Geleceği: Merkeziyetsizlik, Güven ve Toplumsal Dönüşüm
Bitcoin, sadece bir teknoloji ya da finansal araç değil, aynı zamanda toplumsal bir hareketin sembolüdür. Merkeziyetsizlik ilkesi, geleneksel güç yapılarının sorgulanmasını teşvik ediyor. Bu bağlamda Bitcoin’in sosyal etkisi, gelecekte nasıl bir dünya yaratacağımıza dair önemli ipuçları sunuyor.
Merkeziyetsizlik ve Özgürlük
Bitcoin, hükümetler, bankalar ve diğer merkezi otoritelerden bağımsız bir sistem sunuyor. Bu, bireylerin kendi paraları üzerinde tam kontrol sahibi olmasını sağlıyor. Ancak bu durum, devletlerin Bitcoin üzerindeki kontrol çabalarını da beraberinde getiriyor. Çin’in Bitcoin madenciliğine karşı aldığı sert önlemler, bu çatışmanın bir örneği.
Finansal Okuryazarlık ve Toplum
Bitcoin’in yaygınlaşmasıyla birlikte finansal okuryazarlık da artıyor. İnsanlar, para kavramını, enflasyonu ve değer saklamayı daha iyi anlamaya başlıyor. Bu durum, bireylerin finansal kararlarında daha bilinçli olmalarına olanak tanıyor. Ancak, dolandırıcılık ve bilgi eksikliği gibi riskler de hâlâ varlığını sürdürüyor.
Toplumsal Dönüşüm
Bitcoin, toplumsal eşitsizlikleri azaltma potansiyeline sahip. Özellikle otoriter rejimlerde yaşayan insanlar, Bitcoin sayesinde finansal özgürlüklerini koruyabilir. Ayrıca, diasporadaki bireylerin düşük maliyetli sınır ötesi para transferleri yapabilmesi, bu teknolojinin gerçek dünyadaki faydalarını ortaya koyuyor.
0 notes
Text
Giriş: Bilgi Kirliliği Çağında Doğru Haberin Önemi
Dijital çağda bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Ancak bu kolaylık, bilgi kirliliği ve yanıltıcı haberlerin yayılmasına da zemin hazırlıyor. Yanıltıcı bilgilerle dolu bu bilgi denizinde doğru ve tarafsız habere ulaşmak büyük bir ihtiyaç haline geldi. İşte bu noktada Objektif Ajans devreye giriyor; tarafsızlık ilkesine sadık kalarak, doğru bilgiyi en hızlı ve güvenilir şekilde sizlere ulaştırıyoruz.
Objektif Ajans: Tarafsız Haberciliğin Öncüsü
Gerçek Haber, Tarafsız Anlayış
Objektif Ajans, yalnızca doğru bilgi sunma hedefiyle yola çıkmış bir haber ajansıdır. Günümüz dünyasında haberlerin hızla yayılması önemli, fakat bu hıza yetişmek uğruna doğruluktan ödün vermemek daha da önemli. Biz, haberlerimizi yayımlamadan önce titiz bir doğrulama sürecinden geçirir ve okuyucularımıza gerçekleri tüm açıklığıyla sunarız.
Olaylara Objektif Bir Bakış Açısı
Habercilikte güvenilirlik, ancak tarafsızlıkla sağlanabilir. Objektif Ajans, hiçbir siyasi ya da ekonomik çıkarın etkisi altında kalmadan haber yapar. Olayları farklı açılardan ele alır, tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirir ve en doğru bilgiyi sunar. Böylece siz de olayları geniş bir perspektiften değerlendirebilirsiniz.
Objektif Ajans’ın Habercilik Anlayışı
Doğruluk ve Güvenilirlik
Haberciliğin en temel ilkesi doğruluk ve güvenilirliktir. Objektif Ajans olarak, olayları ve bilgileri tüm yönleriyle araştırır, doğruluğunu teyit eder ve ardından okuyucularımıza sunarız. Bizim için hız kadar güven de önemlidir.
Tarafsızlık ve Objektiflik
Objektif Ajans, adından da anlaşılacağı gibi olaylara objektif bir açıdan bakar. Tarafsız habercilik anlayışımız sayesinde, okuyucularımıza her zaman dengeli ve doğru bilgiyi ulaştırırız. Bu ilkemiz, bizleri diğer haber kaynaklarından ayıran en önemli özelliğimizdir.
Geniş Kapsamlı Haber Kategorileri
Objektif Ajans, haberleri sadece bir alana odaklanmaz. Güncel gelişmeleri geniş bir yelpazede ele alır ve farklı kategorilerde sizlerle buluşturur. İşte bazı öne çıkan haber kategorilerimiz:
Siyaset ve Gündem
Ülke ve dünya siyasetindeki gelişmeleri yakından takip edin. Siyasi olayları tarafsız bir şekilde analiz eden Objektif Ajans, gündemdeki en sıcak gelişmeleri doğru ve hızlı bir şekilde sizlere ulaştırır.
Ekonomi ve İş Dünyası
Ekonomik gelişmeler, döviz kurları, yatırım fırsatları ve finans dünyasıyla ilgili en güncel haberleri takip edin. Objektif Ajans, ekonomi haberlerini sade ve anlaşılır bir dille sizlere sunar.
Teknoloji ve Bilim
Teknolojik yenilikler, bilimsel gelişmeler ve dijital dönüşümle ilgili en son haberleri Objektif Ajans ile keşfedin. Teknoloji dünyasında olup biten her şeyi tarafsız bir bakış açısıyla sizlere ulaştırırız.
Sağlık ve Yaşam
Sağlık alanındaki yenilikler, sağlıklı yaşam önerileri, bilimsel araştırmalar ve tıp dünyasındaki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olun. Objektif Ajans, sağlıkla ilgili en doğru bilgiyi sizlere sunar.
Kültür, Sanat ve Eğlence
Kültürel etkinliklerden müzik festivallerine, film yorumlarından sanat dünyasındaki gelişmelere kadar geniş bir içerik yelpazesi. Objektif Ajans, hayatın her alanına dokunan haberleri tarafsız bir şekilde sizlerle buluşturur.
Objektif Ajans ile Güncel ve Güvenilir Bilgiye Ulaşın
Doğru Bilgiye Hızlı Erişim
Yanıltıcı haberler, özellikle sosyal medya üzerinde hızla yayılıyor. Objektif Ajans, bu bilgi kirliliğine karşı durarak sizlere doğru ve hızlı bilgi sunar. Haberlerimizi her zaman güvenilir kaynaklardan alır ve doğruluğunu titizlikle kontrol ederiz.
Etkileşim ve Okuyucu Geri Bildirimleri
Okuyucularımızın görüş ve önerileri bizim için çok değerli. Objektif Ajans olarak sizlerden gelen geri bildirimlere önem veriyor, içeriklerimizi sürekli geliştiriyoruz. Sosyal medya hesaplarımızı takip ederek haberlere kolayca ulaşabilir, yorumlarınızla görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.
Gelecek Hedeflerimiz: Daha İleriye, Daha Doğruya
Objektif Ajans, gelecekte de haberciliğin lideri olmayı hedefliyor. Tarafsız ve doğru habercilik anlayışımızı sürdürerek, daha fazla kişiye ulaşmak ve okuyucularımıza her zaman en doğru bilgiyi sunmak için çalışıyoruz. Teknolojiyi kullanarak haberleri daha hızlı, daha erişilebilir ve daha güvenilir hale getirmeyi planlıyoruz.
Sonuç: Objektif Habercilik İçin Doğru Adres
Dünya hızlı değişiyor ve her gün yeni gelişmelerle karşılaşıyoruz. Bu gelişmeleri doğru anlamak ve doğru değerlendirmek için güvenilir bir haber kaynağına ihtiyaç var. Objektif Ajans, tarafsız ve doğru habercilik ilkesiyle her zaman yanınızda. Gündemi takip etmek, olayları doğru bir perspektiften görmek ve güvenilir bilgiye ulaşmak için Objektif Ajans’ı tercih edin.
Doğru, tarafsız ve güvenilir habercilik: Objektif Ajans!
0 notes
Text
Dusler Evi Anaokulu ile Aydinlik Bir Gelecege
Çocuklarınızın hayal dünyasını zenginleştiren, onları güvenle geleceğe hazırlayan ve sosyal becerilerini geliştiren bir anaokulu arıyorsanız, Düşler Evi Anaokulu tam size göre! İstanbul’un en merkezi bölgelerinde hizmet veren Düşler Evi, Üsküdar anaokulu, Kadıköy anaokulu ve Koşuyolu anaokulu gibi seçenekler ile ailelere ve çocuklara yüksek kaliteli bir eğitim deneyimi sunuyor. Çocuk gelişimi ve eğitimi alanında uzman öğretmenler tarafından hazırlanan programlarımız, her çocuğun bireysel gelişimine odaklanır. Düşler Evi Anaokulu olarak temel hedefimiz, çocukların hem akademik hem de sosyal becerilerini destekleyen, yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştiren bir eğitim anlayışını benimsemektir. Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu gibi bölgeler sunduğu hizmetlerle çocuklara kaliteli eğitim sunarken, ailelere de güven dolu bir ortam sağlıyor. Üsküdar anaokulu hizmetleri, çocuklara doğa ile iç içe bir öğrenme deneyimi sunar. Okulumuzun geniş bahçesi ve açık hava aktiviteleri sayesinde çocuklar, doğayı keşfederken motor becerilerini geliştirir. Üsküdar gibi merkezi bir lokasyonda, güvenli ve sıcak bir öğrenme ortamı sağlayarak çocukların kendilerini özgürce ifade etmelerine olanak tanıyoruz.
Kadıköy, İstanbul’un en canlı ve kültürel açıdan zengin semtlerinden biri olarak bilinir. Kadıköy anaokulu hizmetlerimiz ise bu dinamizmi çocuklar için eğlenceli ve öğretici bir ortam haline getirir. Sanat, müzik ve drama gibi yaratıcı derslerle çocukların hayal gücünü genişletiyor, her çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca, sosyal beceriler kazanmaları ve sorumluluk bilinci geliştirmeleri için çocuklara grup çalışmaları ve iş birliği odaklı projeler sunuyoruz. Koşuyolu anaokulu, çocukların güvenli bir ortamda eğlenerek öğrenmelerini sağlayan programlar sunar. Çocuklara bireysel ilgi gösterilen sınıflarımızda, her öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik eğitim veriyoruz. Modern eğitim materyalleri ve oyun tabanlı öğrenme yöntemlerimizle çocukların keşfetme ve öğrenme isteklerini en üst düzeye çıkarıyoruz. Ailelerle sürekli iletişimde kalarak, çocukların gelişim süreçlerini yakından takip ediyoruz.
Düşler Evi Anaokulu, İstanbul’un Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu bölgelerinde verdiğiniz anaokulu hizmetleriyle her çocuğa kaliteli eğitim fırsatları sunar. Güvenli, samimi ve donanımlı ortamlarımızda, çocuklar hem eğlenir hem de öğrenir. Eğitim anlayışımızda sevgi, saygı ve sorumluluk kavramları ön planda tutulur, böylece çocuklar gelecekte karşılaşacakları zorluklara hazırlıklı olur. Eğer siz de çocuklarınızın sevgi dolu, güvenli ve eğitici bir ortamda büyümesini istiyorsanız www.duslerevi.k12.tr ziyaret edebilir ve hemen iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
Text
Dusler Evi Anaokulu ile Aydinlik Bir Gelecege
Çocuklarınızın hayal dünyasını zenginleştiren, onları güvenle geleceğe hazırlayan ve sosyal becerilerini geliştiren bir anaokulu arıyorsanız, Düşler Evi Anaokulu tam size göre! İstanbul’un en merkezi bölgelerinde hizmet veren Düşler Evi, Üsküdar anaokulu, Kadıköy anaokulu ve Koşuyolu anaokulu gibi seçenekler ile ailelere ve çocuklara yüksek kaliteli bir eğitim deneyimi sunuyor. Çocuk gelişimi ve eğitimi alanında uzman öğretmenler tarafından hazırlanan programlarımız, her çocuğun bireysel gelişimine odaklanır. Düşler Evi Anaokulu olarak temel hedefimiz, çocukların hem akademik hem de sosyal becerilerini destekleyen, yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştiren bir eğitim anlayışını benimsemektir. Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu gibi bölgeler sunduğu hizmetlerle çocuklara kaliteli eğitim sunarken, ailelere de güven dolu bir ortam sağlıyor. Üsküdar anaokulu hizmetleri, çocuklara doğa ile iç içe bir öğrenme deneyimi sunar. Okulumuzun geniş bahçesi ve açık hava aktiviteleri sayesinde çocuklar, doğayı keşfederken motor becerilerini geliştirir. Üsküdar gibi merkezi bir lokasyonda, güvenli ve sıcak bir öğrenme ortamı sağlayarak çocukların kendilerini özgürce ifade etmelerine olanak tanıyoruz.
Kadıköy, İstanbul’un en canlı ve kültürel açıdan zengin semtlerinden biri olarak bilinir. Kadıköy anaokulu hizmetlerimiz ise bu dinamizmi çocuklar için eğlenceli ve öğretici bir ortam haline getirir. Sanat, müzik ve drama gibi yaratıcı derslerle çocukların hayal gücünü genişletiyor, her çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca, sosyal beceriler kazanmaları ve sorumluluk bilinci geliştirmeleri için çocuklara grup çalışmaları ve iş birliği odaklı projeler sunuyoruz. Koşuyolu anaokulu, çocukların güvenli bir ortamda eğlenerek öğrenmelerini sağlayan programlar sunar. Çocuklara bireysel ilgi gösterilen sınıflarımızda, her öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik eğitim veriyoruz. Modern eğitim materyalleri ve oyun tabanlı öğrenme yöntemlerimizle çocukların keşfetme ve öğrenme isteklerini en üst düzeye çıkarıyoruz. Ailelerle sürekli iletişimde kalarak, çocukların gelişim süreçlerini yakından takip ediyoruz.
Düşler Evi Anaokulu, İstanbul’un Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu bölgelerinde verdiğiniz anaokulu hizmetleriyle her çocuğa kaliteli eğitim fırsatları sunar. Güvenli, samimi ve donanımlı ortamlarımızda, çocuklar hem eğlenir hem de öğrenir. Eğitim anlayışımızda sevgi, saygı ve sorumluluk kavramları ön planda tutulur, böylece çocuklar gelecekte karşılaşacakları zorluklara hazırlıklı olur. Eğer siz de çocuklarınızın sevgi dolu, güvenli ve eğitici bir ortamda büyümesini istiyorsanız www.duslerevi.k12.tr ziyaret edebilir ve hemen iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
Text
Dusler Evi Anaokulu ile Aydinlik Bir Gelecege
Çocuklarınızın hayal dünyasını zenginleştiren, onları güvenle geleceğe hazırlayan ve sosyal becerilerini geliştiren bir anaokulu arıyorsanız, Düşler Evi Anaokulu tam size göre! İstanbul’un en merkezi bölgelerinde hizmet veren Düşler Evi, Üsküdar anaokulu, Kadıköy anaokulu ve Koşuyolu anaokulu gibi seçenekler ile ailelere ve çocuklara yüksek kaliteli bir eğitim deneyimi sunuyor. Çocuk gelişimi ve eğitimi alanında uzman öğretmenler tarafından hazırlanan programlarımız, her çocuğun bireysel gelişimine odaklanır. Düşler Evi Anaokulu olarak temel hedefimiz, çocukların hem akademik hem de sosyal becerilerini destekleyen, yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştiren bir eğitim anlayışını benimsemektir. Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu gibi bölgeler sunduğu hizmetlerle çocuklara kaliteli eğitim sunarken, ailelere de güven dolu bir ortam sağlıyor. Üsküdar anaokulu hizmetleri, çocuklara doğa ile iç içe bir öğrenme deneyimi sunar. Okulumuzun geniş bahçesi ve açık hava aktiviteleri sayesinde çocuklar, doğayı keşfederken motor becerilerini geliştirir. Üsküdar gibi merkezi bir lokasyonda, güvenli ve sıcak bir öğrenme ortamı sağlayarak çocukların kendilerini özgürce ifade etmelerine olanak tanıyoruz.
Kadıköy, İstanbul’un en canlı ve kültürel açıdan zengin semtlerinden biri olarak bilinir. Kadıköy anaokulu hizmetlerimiz ise bu dinamizmi çocuklar için eğlenceli ve öğretici bir ortam haline getirir. Sanat, müzik ve drama gibi yaratıcı derslerle çocukların hayal gücünü genişletiyor, her çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca, sosyal beceriler kazanmaları ve sorumluluk bilinci geliştirmeleri için çocuklara grup çalışmaları ve iş birliği odaklı projeler sunuyoruz. Koşuyolu anaokulu, çocukların güvenli bir ortamda eğlenerek öğrenmelerini sağlayan programlar sunar. Çocuklara bireysel ilgi gösterilen sınıflarımızda, her öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik eğitim veriyoruz. Modern eğitim materyalleri ve oyun tabanlı öğrenme yöntemlerimizle çocukların keşfetme ve öğrenme isteklerini en üst düzeye çıkarıyoruz. Ailelerle sürekli iletişimde kalarak, çocukların gelişim süreçlerini yakından takip ediyoruz.
Düşler Evi Anaokulu, İstanbul’un Üsküdar, Kadıköy ve Koşuyolu bölgelerinde verdiğiniz anaokulu hizmetleriyle her çocuğa kaliteli eğitim fırsatları sunar. Güvenli, samimi ve donanımlı ortamlarımızda, çocuklar hem eğlenir hem de öğrenir. Eğitim anlayışımızda sevgi, saygı ve sorumluluk kavramları ön planda tutulur, böylece çocuklar gelecekte karşılaşacakları zorluklara hazırlıklı olur. Eğer siz de çocuklarınızın sevgi dolu, güvenli ve eğitici bir ortamda büyümesini istiyorsanız www.duslerevi.k12.tr ziyaret edebilir ve hemen iletişime geçebilirsiniz.
0 notes