Tumgik
#gürkaş
silviosoler · 6 months
Text
Lucas Martí agregó un nuevo lugar en las bateas, en la discoteca. Primero fue el asalto al regimiento de La Tablada, ahora Malvinas, "documentales musicales" los llama.
De su nuevo trabajo discografico "El sonido de lo que nadie quiere ver", Vol.2: Operación Algeciras (Malvinas) Vamos hablar largo y sin prisa.
2 AM
Somos Radio AM 530
https://am530somosradio.com/
malvinasargentinas
Tumblr media
0 notes
sakarya360 · 4 years
Text
KOVİD-19 HASTALARI YAŞADIKLARINI ANLATIYOR - "Kas ağrılarım o kadar çoktu ki kalp krizi geçirdiğimi düşündüm"
KOVİD-19 HASTALARI YAŞADIKLARINI ANLATIYOR – “Kas ağrılarım o kadar çoktu ki kalp krizi geçirdiğimi düşündüm”
TEKİRDAĞ (AA) – MESUT KARADUMAN – Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesinde görevli ebe Yurdagül Gürkaş, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenip görevinin başına dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Gürkaş, yaklaşık bir ay önce yaptırdığı Kovid-19 testinin pozitif olduğunu öğrenince evinde karantinaya alındı. Eşi ve çocuğuna hastalık bulaştırmamak için farklı bir odada izole olup ilaç…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberznet-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "İnme tedavisinde yeni yolla literatüre giren Türk doktor" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://www.haberz.net/inme-tedavisinde-yeni-yolla-literature-giren-turk-doktor/
0 notes
mehmetkali · 8 years
Text
‘Geleceğin Geleceği’ ile tanışmak ister misiniz? http://ift.tt/2kUw4sn
Tüm dünya insanlarının sürdürülebilir ve daha iyi bir gelecek için düşünmesi, üretmesi ve geleceğe odaklanması amacıyla tasarlanan 1 Mart Gelecek Günü’nde, Fütüristler Derneği ve World Future Society iş birliğiyle düzenlenen Gelecek Günü Konferansı’nda yakın geleceğe damgasını vuracak gelişmeler, fütürizm merceğiyle masaya yatırılacak.
‘Geleceğin Geleceği’ temasıyla gerçekleşecek Gelecek Günü Konferansı’nda sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
Tarih: 1 Mart 2017, Çarşamba
Yer: Yeditepe Üniversitesi – İnan Kıraç Konferans Salonu
Saat: 09.00 – 17.30
  Program
09:00 – 09:10 Açılış Konuşması / Eray Yüksek / Fütüristler Derneği Başkanı, Hikaye Anlatıcı, Stratejist, Dijital Dönüştürücü
09:10 – 09:20 Hoş Geldiniz Konuşması / Yeditepe Üniversitesi
09:20 – 09:40 Cem Tarık Yüksel / Unilever Körfez Ülkeleri Genel Müdürü
09:40 – 09:50 Dr. Mustafa Aykut / Turkcell Yönetim Kurulu ve CEO Danışmanı / Gelecekte İnsanlar ve Makineler Bütünleşecek
09:50 – 10:30 Genç Fütüristler Konuşuyor / Moderatör: Murat Şahin / Fütüristler Derneği Yüksek Danışma Kurulu Üyesi -Orijinal Şirketleri Kurucu Ortağı
10:30 – 11:20 Cristina Dolan / Global Head of Marketing -Trading Screen Alumna-Co-Founder, OneMain.com / Bitcoin, Blockchain and the Future of Trust
11:20 – 11:40 Sanem Oktar / Kagider Başkanı & Managing Partner at directComm
11:40 – 12:00 Cavit Yantaç / Microsoft Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı / Yeni Para Birimi: Veri.
12:00 – 12:20 Alphan Manas / Fütüristler Derneği Onursal Başkanı – Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı
12:20 – 12:40 Ufuk Tarhan / Fütüristler Derneği Yüksek Danışma Kurulu Üyesi-M-GEN Dijital Ajans Başkanı / T-İnsan
  13:40 – 14:20 Sarah Davanzo / Head of Quantum Foresight for Innovation at L’Oreal /The Future of Foresight: Trends
Shaping Foresight, Shaping the World
14:20 – 14:40 Alper Kılıç / Danfoss Strateji ve İş Geliştirme Mühendisi / Bir Genç Neden Fütürist Olmak İster?
14:40 – 15:00 Barış Gürkaş / Klinik Psikolog – Genç Fütürist Başkanlığı / Dijital Mutluluk
15:00 – 15:20 Dr. Özge Akbulut / Surgitate Kurucusu / Silikon-Temelli Kompozitlerle Cerrahi Simülasyon Modellerinin Tasarlanması
  15:40 – 16:00 Dr. Orhan Irmak / Orhan Irmak Tasarım
16:00 – 16:20 Vivi Soryano / insparkus Yönetim Kurulu Başkanı – Profesyonel Koç / Liderlik Geliştiricisi / Gelecekte İnsan
16:20 – 16:40 Emrah Kaya / Youth Holding / Future of Youth
16:40 – 17:20 Ali Kamil Uzun / Deloitte Advisor of B.O.D ve Hakan Erten / Deloitte Partner-Innovation Leader / Geleceğin Sertifikalı Fütüristleri
youtube
youtube
  from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2lhf37K via IFTTT
0 notes
mansetmalatya · 5 years
Text
MTÜ’de "Kriz Yönetiminde Kadın" konulu panel yapıldı
Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "Kriz Yönetiminde Kadın" konulu panel düzenlendi. MTÜ Battalgazi Yerleşkesindeki konferans salonunda gerçekleşen panele Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Rekabet Kurumu Üst Kurul Üyesi Ayşe Kardaş Ergezen ve  İç Mimarlar Odası Kadın Komisyonu Başkanı Hanze Gürkaş katıldı. Panele Vali Yardımcısı Güher Sinem Büyüknalçacı, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Selim Pilten, 7. Ana Jet Üs Komutanı Albay Hasan Hüseyin Kanbur, MTÜ Rektörü  Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut,  Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir,  İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Türkan Gümüşay,  kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, STK temsilcileri, akademik ve idari yöneticiler, öğretim üyeleri, öğrenciler katıldılar. Panel il Müftüsü Veysel Işıldar’ın şehitler için Kur’an-ı Kerim okuması ve dua yapması ile başladı. Rektör Prof. Dr. Karabulut, vatan savunması  şehitlerini rahmet ve şükranla anarak başladığı konuşmasında Kurtuluş Savaşı dönemi kahraman kadınları ile terörle mücadelede şehit düşen kadın  asker, öğretmen ve polisleri  ve gazileri de andı. -Hazırlıklar tamam, MTÜ, 3 fakülteye aynı anda bu yıl öğrenci alacak Rektör Prof. Dr. Karabulut üniversite çalışmaları hakkında bilgi vererek,  “Malatya Turgut Özal Üniversitesi, şehrimizin markasıdır, görünen yüzüdür. Kuruluş ve kurumsal çalışmalarımızı aynı anda yürütüyoruz.  1.5 yılda çok önemli mesafeler aldık.   Önümüzdeki eğitim yılında 3 yeni fakülte ve yaklaşık 15 yeni bölümü aynı anda faaliyete geçiriyoruz. Mühendislik ve Doğa Bilimleri,  İşletme ve Yönetim Bilimleri ile Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültelerimizin kuruluşları büyük oranda tamamlandı, öğrencilerimizi bekliyoruz.  Ülkemize hayırlı olsun.   Akademisyen sayımız, 120’den 190’a yaklaştı. Sadece İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesinin akademik kadrosu için 10 binin üzerinde akademisyene, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi için 4 bin 500 akademisyene,  “Malatya’ya gelin, birlikte çalışalım” mesajı gönderildi.   Türkiye’nin dört bir yanında çok olumlu dönüşler aldık. Ekibime, çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Sadece akademik çalışmayla kalmıyoruz, öğrencilerimizin istihdamlarına yönelik çalışmalarda yürütüyoruz.  Bu hafta Dünyanın ve Avrupa’nın en büyük turizm şirketlerinden TUI Grup ile  “Turizm sektöründe istihdam protokolünü” imzaladık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın YÖK ile yaptığı işbirliği kapsamında üniversite-özel sektör arasındaki ilk protokolü üniversite olarak biz yapmış olduk. Malatya’mıza ve bölgemize hayırlı olsun. Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin duvarları olmayan 4. nesil bir üniversitedir. Yani toplumla iç içe olan bir üniversiteyiz. Ülkemizde ve bölgemizde kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın artırılması, rekabet gücünün yükseltmesi öncelikli hedefimizdir. Bu kapsamda öğrencilerimizi bilgi, beceri, meslek ve  iş alışkanlıklarına sahip nitelikli insanlar olarak yetiştireceğiz.” -“Huzurlu bir dünya, mutlu bir kadın ile mümkündür” Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Kadının yüzü, çağın medeniyetinin yansımasıdır.  Kadının gözü, insanlığın geleceğini gösterir.  Kadın; kız çocuk, eş ve anne olarak hayata tutunabiliyor ve geleceğe umutla bakabiliyorsa; insanlık mutludur.  Huzurlu bir dünya, mutlu bir kadın ile mümkündür.  Çünkü tüm insanlığın ilk öğretmeni olan kadın eliyle dünya şekilleniyor.  Büyük ve Güçlü Türkiye’de kadınların eli ile gerçekleşecektir. Yeni Türkiye’nin geleceğinde kadınlar her alanında önemli bir rol oynayacaktır. Çünkü artık Türkiye’de temel hak ve yükümlülükler açısından erkek ve kadın arasında herhangi bir ayrımcılığın olmaması gerektiği büyük oranda kabul görüyor.” İfadelerini kaydetti. -“Türk toplumu sahip olduğu özellikleri ile krizlere karşı avantajlı” Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz,  “Elbette ki başta doğal afet olmak üzere savaş, göç veya ekonomik kriz her an, her ülkenin başına gelebilir. Önemli olan önleyici tedbirler ve kriz olduğu anda bu süreci en etkin ve başarılı şekilde nasıl yönetiriz, buna odaklanmak ve başarmak. Bunlarla bizim yaşamaya alışık olmamız gerekiyor. Ben; Türk toplumu olarak burada çok avantajlı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü bizim esnek yapılanmamız,  şevkli hareketlerimiz, hızlı karar verebilme yeteneğimiz, toplumsal dayanışma ruhumuzun olması, geleneklerimiz, bizi güçlü tutan, ayakta tutan özelliklerimiz. O yüzden kriz dönemlerinde her zaman çok başarılı geçtiğimizi düşünüyorum. En son örneğini de Malatya ve Elazığ Depreminde yaşadık aslında. Zor bir süreç olmasına rağmen hem toplumumuzun duyarlığıyla hem büyük devletimizin muhteşem organizasyonuyla her şey hızla yönetildi.” diye konuştu. -“Kadının krizlerde toparlayıcı rolü ve daha bütünleyici bir bakış acısı var” Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz şu şekilde konuştu, “Her türlü krizin savaş olsun, göç olsun, doğal afet olsun, ekonomik kriz olsun veya sosyal bir problem olsun öncelikli mağduru kadınlar ve çocuklardır.  Gerçekten sorunların çözümcüsü, sürecin yöneticisi anneler, kadınlar bir sorunu zamanlamasıyla, şevkiyle isterlerse çok güzel yönetebiliyorlar. Allah’ın verdiği çok güzel ve kıymetli bir yetenek. Biz aile içindeki sorunları çözme yeteneğimizi toplumun diğer alanlarına da taşıyoruz. İş yaşamında da bu özellikler, bu yetenekler kendisini gösteriyor. Uluslararası çalışmalar var;  kadın yöneticisi en az yüzde 15 ve üzerinde kadın yöneticisi bulunan şirketler, yüzde 10’dan daha az kadın yöneticisi olan şirketlerin karlılık oranlarıyla karşılaştırıldığında 1.5 kat daha karlı. Yani diyoruz ki, daha çok kadın yöneticisiniz olursa, şirketinizde verimlilikte, karlılıkta artar. Amerika’da krizi girmiş iki büyük uluslararası şirket krizden çıkmak için ceo’larını değiştirdiler ve kadın atayarak kriz sürecini çok iyi yönettiler.  Kadınlar kazandıkları paranın yüzde90’ını aile, eğitim, sağlık ve toplum için harcıyorlar. Artık çağımızda kurum ve kuruşların, bu bir STK’da olabilir, bir üniversitede olabilir,  özel sektörde bir şirkette olabilir, devletin bir kurumu da olabilir, bilgi, deneyim, karar verme, analitik düşünme,  problem çözme ve inisiyatif alma çok kıymetli oluyor. Bu nitelikler kadının iş yaşamında karar verme konumunda daha çok değerlendirilmesine neden oluyor. Çünkü bunlar kadının güçlü ve ayırıcı özellikleri. Bu özelliklerde özellikle kriz yönetimlerinde çok gerekli olan özellikler. Çünkü kadın; süreç ve ilişki yönetmek üzerine başarılı olduğu için bir krizde en alttakini veya zincirin en zayıf halkasını gözeterek süreci yönettiği için daha toparlayıcı rolü ve daha bütünleyici bir bakış acısı var. “ -“Kadın yöneticiler krizlerde daha başarılı” Rekabet Kurumu Üst Kurul Üyesi Ayşe Kardaş Ergezen, “Birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilen krizlere toplumların en önemli savunması önceden hazırlıklı olmak ve dayanıklı olmaya çalışmaktır. Kriz yönetiminde iletişim çok önemlidir. İvedilikle harekete geçerken iletişim kanallarının doğru kullanılması, krizin ufak, önemsiz bir sorun olarak kalmasını sağlarken tam tersi bir durum ise krizi büyütebilir. Queen's Üniversitesinde yapılan bir araştırma kadın yöneticilerin kriz yönetiminde başarılı olduklarını ortaya çıkarmıştır. Kadınlar iletişime açık, duygularını daha rahat ifade edebildikleri için kriz durumunda güven ilişkisini kurabilmektedir. McKinsey şirketi tarafından 2009 yılında Avrupa’da bulunan şirketleri kapsayan araştırma raporunda kadın yönetici sayısı yüksek olan şirketlerin 2008 krizinden daha az etkilendiği belirtilmektedir.  Raporda neden kadın yöneticiler şirketlerde daha başarılıdır diye bakıldığında çalışanların kişisel gelişimine önem vermeleri, iletişime açık olmaları, rol model olmaları gibi özelliklerin ön plana çıktığı görülmüştür. IMF eski başkanı ve şuan Avrupa Merkez Bankası Başkanı olan Lagarde, 2008 krizine neden olan “Lehman Brothers şirketi Lehman Sisters olsaydı bu kriz yaşanmazdı” ifadesini birçok kez dile getirmiştir. IMF tarafından yapılan birçok araştırmada yönetim kurullarında kadın yönetici olan şirketlerin daha dengeli bir gelişim sergilediği, krizlere daha hazırlıklı olduğu ortaya çıkmıştır. Kriz yönetiminde en önemli unsur olan krizin belirtilerini fark etme kadınların önsezileri ile mümkün olabilmektedir. Hollanda da yapılan bir araştırma kriz yönetiminde kadınların erkeklere gore başarılı olduğunu göstermektedir. Bu başarıda kadınların her zaman iletişime açık olması ve ön sezilerini doğru kullanmalarının etkisi olduğu ifade edilmektedir. -“Kadın liderler ekip çalışmasına önem veriyor”  Ergezen şu şekilde konuştu, “Great Place to Work Enstitüsü de 25 yıldır tüm dünyada gerçekleştirdiği çalışmalar ışığında, kadınların profesyonel yaşama önemli bir artı değer kattıklarını savunmaktadır.  Kadınların özellikle kriz dönemlerinde sergiledikleri başarı şirketlerin kar oranlarını arttırmaktadır. Enstitünün çalışma raporlarına göre, kadın liderler, problemlerin üstesinden gelme ve karar süreçlerinde, çalışanları sürece dahil ediyor ve ekip çalışmasına daha çok önem veriyor. 2012 yılında McKinsey’nin hazırladığı Organizational Health Index araştırmasında Fortune 500 listesine giren kurumlar içinde, yönetim kurulunda daha çok kadın yönetici bulunan şirketlerin satış gelirleri anlamında yüzde 16, yatırım karlılığı anlamında ise yüzde 26 daha yüksek performans gösterdiklerine işaret etmiştir. İnsani krizlerde, kadınlar ahlaki değerleriyle, vicdanlarıyla çözüme yönelik adım atmaktadır. Ülkemizde yapılan yardım faaliyetlerinin uluslararası alanda da fark edilmiş ve Sayın Emine Erdoğan’a Londra’da Birleşmiş Milletler ve İngiltere tarafından desteklenen Dünya İnsaniyet Forumu'nca "Changemaker" ödülü verilmiştir.” -MTÜ’de Kadın ve Aile Çalışmaları Merkezi Malatya Turgut Özal Üniversitesi Genel Sekreteri ve Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Özlem Altuntaş, “Turgut Özal Üniversitesi, henüz 1 yıllık kuruluş sürecini yürütürken, kurmuş olduğu 10 araştırma merkezinden birisisi de Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’dir. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 8 Ekim 2019 tarihinde kurulmuştur.  Rektörümüz Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyoruz. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin amacı;  kadının eğitim, ekonomik, sosyal, hukuk ve sağlık alanlarında yaşadığı sorunlara ilişkin bilimsel araştırmaları yürütmek, kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmek ve farkındalık oluşturmak, yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi için sosyal, ekonomik ve siyasal alanda stratejiler geliştirmek ve uygulamak; mevcut sorunlara çözüm önerileri geliştirmek için proje, kongre, sempozyumları organize etmek ve Üniversite ile toplum arasında iletişimi sağlamaktır. Merkez olarak; Kadının ekonomik sorunlarını azaltmak için istihdamı artıracak, girişimciliği özendirecek, sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak mesleki bilgi, yetenek ve becerileri geliştirmeye yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz.” ifadelerini kaydetti. -“Elimin hamuruyla şantiye de de olacağım, her yerde olacağım” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İç Mimarlar Odası Kadın Komisyonu Başkanı Hanze Gürkaş, “Daha iyi bir gelecek Kadınla olacak. Krizi aşmak için daha iyi bir geleceğe ulaşmak için mücadele vermeliyiz. Ekonomik krizimiz var, doğal afetlerle gelen krizimiz var, küresel krizlerimiz var, psikolojik ve sosyolojik krizlerde yaşıyoruz, bireysel, kişisel krizlerde yaşıyoruz. Krizleri say say bitiremeyiz, ama krizlere sebep olan belki de şu kelimeyi de irdelemeliyiz,  sorun, sorunu çözemediğimiz noktada krize ulaşıyoruz. Krize gelemeden önce sorunlarımızı tartışıp, önlemlerimizi biraz daha kati noktada alırsak belki krize gitmeden önleyeceğiz. Her mesleğin kendi önemi var , kendi güzelliği var. Kadın noktasına baktığımız noktada İnşaat Mühendisi dedik, İç Mimar dedik, Mimar dedik, TMMOB  24 tane meslek odasından oluşuyor. Bu 24 odanın toplam üye sayısı 580 bin, bunun 150 kadarı kadın.  Kriz noktasında kadınların çözümü farklıdır. Emin olun iş hayatında da kadınların çözümleri farklı. Kadın mühendisler için  ‘Şantiyede ne işi var’ diyorlar.  Elinin ojesiyle, elinin hamuruyla şantiyenin içinde’ olacağız. Çünkü üniversite sınavına girerken ben kadın yada erkek olarak tercih yapmıyorum, ‘İnşaat Mühendisliği kadın almaz’ denilmiyor bize, dolayısıyla ben işimi doğru yaptığım noktada şantiyede de varım, beyin gücümü kullanıyorum çünkü cinsiyetimi değil, atölyede de varım, akademisyen olarak üniversitelerde de varım, her yerde olmalıyım.” şeklinde konuştu. Panelde Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli  kadın jandarma astsubay tarafından deprem sürecinde Malatya’da yürütülen çalışmaların ve vatandaşlara  yönelik yardımları kapsayan bir video gösterimi de yer aldı. Panelde ayrıca MTÜ Öğretim Üyelerince  hazırlanan resim ve seramik sergisi de düzenlendi. Read the full article
0 notes
aga-reklam-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Gürkaş Yapı Market cephe giydirme #cephe #giydirme #tabela #grafik #kartvizit #logo #kurumsal #grafiktasarim #matbaa #display #promosyon #vektör #Illustrator #tasarım #reklamajansı #demir #Reklam #demirreklam #türkiye #sakarya #kaynarca #sakarya @reklam_demir (DEMİR Reklam)
0 notes
Text
Toplum ve Bilim Sayı: 131
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Sınırlar ve Türkiye’de Sınır Çalışmaları Latife Akyüz – Seda Altuğ – H. Pınar Şenoğuz Bu sayıda… Karine Bennafla – Josieh Heyman – Thomas Wilson – Willem van Schendel Sınırı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi Sarah Green Sınır araştırmaları: Alanla ilgili bazı düşünceler Zeynep Kaşlı Kimine duvar kimine komşu kapısı: Türkiye-Yunanistan sınırının seçici geçirgenliği Gerda Heck Transit göçten ticarete: Türkiye’deki Kongolu göçmenlerin yaşam koşulları ve gündelik stratejileri Latife Akyüz Liminal alanlar olarak sınırlar: Türkiye-Gürcistan sınırında ekonomik yaşam ve etnik kimliklerin sınır deneyimleri H. Pınar Şenoğuz Ahlaki ekonominin sınırları: Kilis’in kayıtdışı ekonomisi ve yeni zenginleri Fırat Bozçalı Hukuki-Maddi bir kategori olarak sınır: Türkiye-İran sınırında kaçakçılık, mahkeme süreçleri ve sınırın ‘resmî’ temsilleri Ömer Özcan Yüksekova’da sınır deneyimleri: Bir sınır kaçakçılığı hikâyesi ve barış süreci Emrah Yıldız Kaçak pazarlar, tutuk(lu) hareketlilikler: Antep’in İran Pazarı, kaçağın emeği ve sınırötesiliği üzerine bir deneme Ali Saltan Nehrin Öteki Yakası: Yerevan’ın ışıkları ve Bagaran’da bir ka-dın Ezgi Tuncer Gürkaş Belirsizlik mıntıkası ya da daimi istisna hali olarak sınır: Güneydoğu kampı içinde Mardin-Kızıltepe ikiz kampları Umut Azak Muhafazakâr milliyetçiliğin bitmeyen davası: Mahzun mabed Ayasofya ABSTRACTS (İngilizce özetler)
Toplum ve Bilim Sayı: 131
0 notes
saltprogramlar · 7 years
Text
Arşivden çıktı: Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Bürokratı Olarak Ziya Kocainan ve Olağan Teknokratik Dili
Tayfun Gürkaş
Tumblr media
Öğrencilik yıllarında Ziya Kocainan SALT Araştırma, Said Bey Arşivi
Fotoğraf, mektup, teknik rapor, kartvizit, noter kayıtları ve gazete kupürleri ile Almanca ve Osmanlıca yazışmalar... Orta sınıfa mensup bir Osmanlı bürokratı olan Said Bey’in (Tez) arşivinden çıkanlar, çeşitli dönem ve kişiler üzerine araştırma yapmanın yanı sıra, bir ailenin üç kuşaklık sosyal topoğrafyasının izini sürmeyi mümkün kılıyor. Aynı zamanda adına arşiv denilen o korkutucu dev üzerine yeniden düşünmek için de bir imkân sağlıyor.
Arşivdeki belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla, Said Bey’in damadı Ali Ziya Kocainan 1881 doğumlu. Ziya Bey, 1906’da Hendese-i Mülkiye’den birincilikle mezun olmasının ardından defterhane ve Devlet Demir Yolları gibi kurumlarda mühendislik yaptı; İstanbul Evkaf İdaresi Baş Mimarı ve İstanbul Belediyesi İmar Müdürü olarak çalıştı. Celal Esad Arseven’in başkanı olduğu Kadıköy Halkevi’nin Mimarlık Şubesini yönetti. Bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’nin geçirdiği dönüşümlerin canlı tanığı oldu. Mezun olduğu okulunda, 1906’dan emekliye ayrıldığı 1945’e kadar inşaat bilgisi, tasarı geometri ve mimarlık tarihi dersleri verdi. Mimar Kemaleddin’in hem öğrencisi hem iş arkadaşı olan Kocainan, Clemens Holzmeister tarafından tasarlanan ve yapımı 1934’te tamamlanan Nafia Vekaleti binasının müteahhitliğini üstlendi.1
Tumblr media
Ziya Kocainan’ın kısa biyografisi SALT Araştırma, Said Bey Arşivi
Kocainan’ı, bütün bu hareketli yaşam hikâyesinin yanı sıra, 1939 tarihli Mimar Sinan ve XX. Asır Mimarisi (Kısa Bir Tetkik) 2 adlı kitabından tanıyoruz. Türkiye mimarlık tarihinde örneklerine sıkça rastladığımız türde bir asr-ı saadet karşılaştırması içeren kitap, dönemin mimarlığına dair yaklaşım önerileri de getiriyor. Ancak, bu incelemeyi kültürel milliyetçi bir dil üzerinden yapmak yerine teknik ve bürokratik rasyonalite bakış açısıyla kurarak benzerlerinden ayrılıyor. Bir erken Cumhuriyet dönemi teknokratının diliyle yazılmış bu yayının bir başka örneğiyse Kocainan’ın, bahsi geçen belgeden anlaşıldığı kadarıyla, o dönemde üyesi olduğu İller Bankası İdari Meclisi’ne yazdığı ön rapor. Zorunluluk gereği hazırlanmış teknik bir döküman ile mimarlık tarihi üzerine yazılmış bir kitap başta karşılaştırılamaz gibi dursa da kullanılan dildeki ortaklaşma bir hayli ilgi çekici. Örneğin, raporun ilk paragrafındaki “[...] mevcut teknik teşkilatın bankanın mali kabiliyeti nispetinde en verimli, en ekonomik ve en rasionel inkişaf ettirilmesi” cümlesiyle, ilerleyen sayfalarda imar faaliyetleri alanında kurulması gerektiğine inandığı birimler üzerine kaleme aldığı “Teknik zihniyeti henüz memleket içine nüfuz etmediği memleketimiz mıntıkalarında sırf imarla alakadar böyle teknik teşkilatın bulunması ayrıca büyük faideler yaratacağına eminim” ifadesinin izini kitabında da sürmek mümkün.3
Tumblr media
Ziya Kocainan’ın İller Bankası İdare Meclisi’ne hazırladığı raporun ilk sayfası SALT Araştırma, Said Bey Arşivi
İki bölümden oluşan kitabı mimarlık tarihi açısından ilginç kılan, 11 sayfalık ikinci kısmı. Burada Kocainan, Mimar Sinan tarafından tasarlanan Süleymaniye ve Selimiye camilerinden söz ediyor. O dönemde Batı’daki hâkim mimarlık anlayışının aksine Mimar Sinan’ın yapılarındaki rasyonel yaklaşıma vurgu yapılıyor. Söz konusu bölümde “rationel” kelimesini tam 12 kez kullanan Kocainan, önerdiği mühendislik çözümlerinden aldığı mimari kararlara kadar işlerini rasyonel bir edimle gerçekle��tiren Mimar Sinan ile Türk mimarlığının ayırt edici özelliğini bu yaklaşımın belirlediğine inanıyor. Buna göre, rasyonalite yüklerin dağılımından kapı ve pencere oluşumlarına, son cemaat yerinden manzara kullanımına kadar her noktada ünlü mimarın pratiğinin merkezinde yer alıyor. Tüm bunlardan hareketle Kocainan’ın Mimar Sinan’ı âdeta kendi çağdaşı gibi gördüğü çıkarımını yapmak mümkün. Başka bir ifadeyle Kocainan, Mimar Sinan’ın mimarlık ve mekân ile kendisi gibi neden-sonuç çıkarımları temelinde bir ilişki kurduğunu düşünüyor.
Türkiye’de özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren görmeye başladığımız ve çoğunlukla bir kimlik anlatısına dönüşen teknik/bürokratik dil, bilen bir özne varsayar. Bu hikâyenin öznesi de Ziya Kocainan. Bu metinlerde, sadece yönetiminden sorumlu olduğu toprakları değil tüm dünyayı teknik bir yaklaşımla değerlendiren, sayısal haritalara döken, toplumdan özerkleşmiş ve her türlü ideolojiden arınmış göründüğü için tartışılamaz kabul edilen bürokratik dil yeniden üretiliyor. Ancak, başlangıçta bilen bir özne varsayan bu dil ile uygulamaları, sonrasında bu öznelerin kendisini de devlet çarkının sıradan bir dişlisine çeviriyor. Kendi kendini yeniden üreten devasa bir makineye…
Tumblr media
Ziya Kocainan’ın Nafia Vekaleti Binası’nın inşaatını eksiksiz tamamladığına dair noter onaylı belge SALT Araştırma, Said Bey Arşivi
Kocainan’ın emekliliğine yakın döneme tarihlenen yukarıdaki belgenin de4 gösterdiği üzere üretimin dişlisi hâline gelen bu özneler kendi elleriyle yarattıkları bu makineden kurtulmak için de en az başlangıçtaki kadar çaba harcamak zorunda kalıyor. Bu bağlamda, Kocainan’ın ailesi ve çalıştığı kurumlar ile kurduğu ilişkiler Cumhuriyet dönemi anlatılarında eksik olan ve görünürlük kazanmamış bir yere, kamusal alanın tam aksine konumlandırılmış özel alana ışık tutma imkânı da taşıyor.
SALT Araştırma, Said Bey Arşivi, AFMSBKDOC008↩
Ziya Kocainan, Mimar Sinan ve XX. Asır Mimarisi (Kısa Bir Tetkik), İstanbul: Kenan Basımevi, 1939↩
SALT Araştırma, Said Bey Arşivi, AFMSBKDOC041↩
SALT Araştırma, Said Bey Arşivi, AFMSBKDOC036↩
0 notes
ebookindiroku-blog · 7 years
Text
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Ebook
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Sınırlar ve Türkiye’de Sınır Çalışmaları Latife Akyüz – Seda Altuğ – H. Pınar Şenoğuz Bu sayıda… Karine Bennafla – Josieh Heyman – Thomas Wilson – Willem van Schendel Sınırı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi Sarah Green Sınır araştırmaları: Alanla ilgili bazı düşünceler Zeynep Kaşlı Kimine duvar kimine komşu kapısı: Türkiye-Yunanistan sınırının seçici geçirgenliği Gerda Heck Transit göçten ticarete: Türkiye’deki Kongolu göçmenlerin yaşam koşulları ve gündelik stratejileri Latife Akyüz Liminal alanlar olarak sınırlar: Türkiye-Gürcistan sınırında ekonomik yaşam ve etnik kimliklerin sınır deneyimleri H. Pınar Şenoğuz Ahlaki ekonominin sınırları: Kilis’in kayıtdışı ekonomisi ve yeni zenginleri Fırat Bozçalı Hukuki-Maddi bir kategori olarak sınır: Türkiye-İran sınırında kaçakçılık, mahkeme süreçleri ve sınırın ‘resmî’ temsilleri Ömer Özcan Yüksekova’da sınır deneyimleri: Bir sınır kaçakçılığı hikâyesi ve barış süreci Emrah Yıldız Kaçak pazarlar, tutuk(lu) hareketlilikler: Antep’in İran Pazarı, kaçağın emeği ve sınırötesiliği üzerine bir deneme Ali Saltan Nehrin Öteki Yakası: Yerevan’ın ışıkları ve Bagaran’da bir ka-dın Ezgi Tuncer Gürkaş Belirsizlik mıntıkası ya da daimi istisna hali olarak sınır: Güneydoğu kampı içinde Mardin-Kızıltepe ikiz kampları Umut Azak Muhafazakâr milliyetçiliğin bitmeyen davası: Mahzun mabed Ayasofya ABSTRACTS (İngilizce özetler)
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Ebook
0 notes
pdfindiroku-blog · 7 years
Text
Toplum ve Bilim Sayı: 131
Toplum ve Bilim Sayı: 131
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Sınırlar ve Türkiye’de Sınır Çalışmaları Latife Akyüz – Seda Altuğ – H. Pınar Şenoğuz Bu sayıda… Karine Bennafla – Josieh Heyman – Thomas Wilson – Willem van Schendel Sınırı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi Sarah Green Sınır araştırmaları: Alanla ilgili bazı düşünceler Zeynep Kaşlı Kimine duvar kimine komşu kapısı: Türkiye-Yunanistan sınırının seçici geçirgenliği Gerda Heck Transit göçten ticarete: Türkiye’deki Kongolu göçmenlerin yaşam koşulları ve gündelik stratejileri Latife Akyüz Liminal alanlar olarak sınırlar: Türkiye-Gürcistan sınırında ekonomik yaşam ve etnik kimliklerin sınır deneyimleri H. Pınar Şenoğuz Ahlaki ekonominin sınırları: Kilis’in kayıtdışı ekonomisi ve yeni zenginleri Fırat Bozçalı Hukuki-Maddi bir kategori olarak sınır: Türkiye-İran sınırında kaçakçılık, mahkeme süreçleri ve sınırın ‘resmî’ temsilleri Ömer Özcan Yüksekova’da sınır deneyimleri: Bir sınır kaçakçılığı hikâyesi ve barış süreci Emrah Yıldız Kaçak pazarlar, tutuk(lu) hareketlilikler: Antep’in İran Pazarı, kaçağın emeği ve sınırötesiliği üzerine bir deneme Ali Saltan Nehrin Öteki Yakası: Yerevan’ın ışıkları ve Bagaran’da bir ka-dın Ezgi Tuncer Gürkaş Belirsizlik mıntıkası ya da daimi istisna hali olarak sınır: Güneydoğu kampı içinde Mardin-Kızıltepe ikiz kampları Umut Azak Muhafazakâr milliyetçiliğin bitmeyen davası: Mahzun mabed Ayasofya ABSTRACTS (İngilizce özetler)
Toplum ve Bilim Sayı: 131
0 notes
fhcam · 7 years
Text
Karamsarsan, harekete geç!
Her insanın zaman zaman hissettiği depresif duygu durumun uzun sürmesi tehlike sinyali olarak yorumlanmalı. Psikolog Barış Gürkaş’a göre ara sıra hissedilen depresif duygular önemsenmeyebilir ancak bu durum uzadıkça riskli bir hal alır. Gürkaş, birkaç hafta üst üste hissedilen keyifsizlik, isteksizlik, karamsarlık ve hayattan zevk alamama durumunun önemsenmesi gerektiğini söylüyor. Gürkaş,…
View On WordPress
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Kitabı pdf indir pdf indir
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Sınırlar ve Türkiye’de Sınır Çalışmaları Latife Akyüz – Seda Altuğ – H. Pınar Şenoğuz Bu sayıda… Karine Bennafla – Josieh Heyman – Thomas Wilson – Willem van Schendel Sınırı tartışmak: Yuvarlak masa söyleşisi Sarah Green Sınır araştırmaları: Alanla ilgili bazı düşünceler Zeynep Kaşlı Kimine duvar kimine komşu kapısı: Türkiye-Yunanistan sınırının seçici geçirgenliği Gerda Heck Transit göçten ticarete: Türkiye’deki Kongolu göçmenlerin yaşam koşulları ve gündelik stratejileri Latife Akyüz Liminal alanlar olarak sınırlar: Türkiye-Gürcistan sınırında ekonomik yaşam ve etnik kimliklerin sınır deneyimleri H. Pınar Şenoğuz Ahlaki ekonominin sınırları: Kilis’in kayıtdışı ekonomisi ve yeni zenginleri Fırat Bozçalı Hukuki-Maddi bir kategori olarak sınır: Türkiye-İran sınırında kaçakçılık, mahkeme süreçleri ve sınırın ‘resmî’ temsilleri Ömer Özcan Yüksekova’da sınır deneyimleri: Bir sınır kaçakçılığı hikâyesi ve barış süreci Emrah Yıldız Kaçak pazarlar, tutuk(lu) hareketlilikler: Antep’in İran Pazarı, kaçağın emeği ve sınırötesiliği üzerine bir deneme Ali Saltan Nehrin Öteki Yakası: Yerevan’ın ışıkları ve Bagaran’da bir ka-dın Ezgi Tuncer Gürkaş Belirsizlik mıntıkası ya da daimi istisna hali olarak sınır: Güneydoğu kampı içinde Mardin-Kızıltepe ikiz kampları Umut Azak Muhafazakâr milliyetçiliğin bitmeyen davası: Mahzun mabed Ayasofya ABSTRACTS (İngilizce özetler)
Toplum ve Bilim Sayı: 131 Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
casabali45-blog · 7 years
Text
Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu irtibat Bürosu tarafından geleneksel hale getirdiği iftar yemeği programı Gamalı Köftecisi’nde gerçekleştirildi. Düzenlenen iftar yemeği şehit aileleri ve Gazileri bir araya getirdi.
Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu irtibat Büro sorumlusu Gazi Üsteğmen Turgut GÜRKAŞ katılımlarından dolayı herkese teşekkür etti.
Gürkaş “böylesine anlamlı mübarek bir ay ve günde bir arada olmaktan dolayı çok mutluyuz. Sizlerin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Bu millet şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlığını asla unutmayacaktır. Tüm Aziz Şehitlerimizi Rahmetle,  Kahraman Gazilerimizi de minnetle anıyoruz” dedi.
#gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
ŞEHİT YAKINI VE GAZİLER İFTAR YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİ - Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu irtibat Bürosu tarafından geleneksel hale getirdiği iftar yemeği programı Gamalı Köftecisi'nde gerçekleştirildi.
0 notes
korkutkalkan · 7 years
Text
Başkalarını suçlamayı bırakmanın 4 yolu
Başkalarını suçlamayı bırakmanın 4 yolu
Hepimizin sürekli başkalarını suçlayan ve başkalarının yanlış olduğunu söyleyerek kendini haklı çıkarmaya çalışan insanlarla muhatap olduğunu dile getiren Psikolog Barış Gürkaş, “Bu tarz insanlar genellikle sorumluluğun bir kısmını paylaştıklarını kabul etmeye korkarlar ve olan kötü bir şeyin suçu başka birine yüklendiği zaman rahat hissederler. Bazen başkalarını suçlama davranışı aslında bir…
View On WordPress
0 notes
aga-reklam-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Gürkaş Yapı Market cephe giydirme #cephe #giydirme #tabela #grafik #kartvizit #logo #kurumsal #grafiktasarim #matbaa #display #promosyon #vektör #Illustrator #tasarım #reklamajansı #demir #Reklam #demirreklam #türkiye #sakarya #kaynarca #sakarya @reklam_demir (DEMİR Reklam)
0 notes
casabali45-blog · 7 years
Text
Şehit P.Uzm.Çvş. İlter’in İsmi Derbent’te Park’ta Yaşayacak
Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde, Belediye Başkanlığının gerçekleştirdiği Nisan ayı olağan meclis toplantısında, Derbent Mahallesi düzalan meydanında bulunan çocuk oyun alanına Şehit Mustafa İlter’in isminin verilmesi karara bağlandı.
Alınan karar sonrası, Türkiye Harp Malülü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu İrtibat Büro Sorumlusu (Başkan) Gazi Üsteğmen Turgut Gürkaş yaptığı…
View On WordPress
0 notes