#günü gelir
Explore tagged Tumblr posts
Text
Günü gelir, seni de yakar bir söz ya da bir göz.
#aşk#aşk acısı#acı#spotify#alıntı#sudecidiestodie#sözler#şiir#edebiyat#şarkı#dedublüman#günü gelir#keşfet#postlarım#geceye not#blog yazısı
32 notes
·
View notes
Text
Günü gelir, seni de yakar bir söz ya da bir göz
Anlamadın
Bitiverir
Daha çok vakit varken, mümkünken
🖤🎼🎼🎶🎶... 🎧...
87 notes
·
View notes
Text
kaçamam ki kokusundan
#spotify#huzur#gece#yalnızlık#tek başıma#aşk#umutsuzluğun doruklarında#tek başına#biz bittik#aşk acıtır#günü gelir
5 notes
·
View notes
Text
3 notes
·
View notes
Text
bir gün için bir ömür ziyan oldum
0 notes
Text
Dedublüman
beni alsın yerlere vursun
soğuyana kadar içi, beni yorsun
kaçamam ki kokusundan
ne olursa olsun, dizinde son bulsun
0 notes
Text
Eylül Dolunayı: Kahve Festivali
Önceki haftanın en büyük sürprizi bir Instagram çekilişinden Eskişehir Kahve Festivali’ne kombine bilet kazanmam oldu. Herhalde bütün bir yıllık şansımı bu çekilişle harcamış oldum. Festivalinde ikinci gününde Dedublüman ve Yüksek Sadakat gruplarının sahne alacaklarını duyduğumda gitmek için heveslenmiştim. Ancak Merve’nin bir rahatsızlığı ve başka birkaç iş çıkınca pas geçmeye karar vermiştim.…
View On WordPress
#Belki#Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer#betül#Döneceksin Diye Söz Ver#Dedublüman#Depresyondayım#dilek#eskisehir.net#Eskişehir Kahve Festivali#Fikrimin İnce Gülü#Firuze#Gamzedeyim#Günü Gelir#Haydi Gel İçelim#Kafile#Kenan Vural#Kurukahveci Mehmet Efendi#Kutlu Özmakinacı#Mansur Ark#merve#Museum#mustafa#Mustafa Yavuz#Sakladığın Bir Şey Var#Sefa Deniz Alemdar#Uğur Onakut#Vecihi Hürkuş Havacılık Parkı#Velvele#Yüksek Sadakat#Şevkiye
0 notes
Text
bazı duyguları sakin ve dengeli yaşamayı öğrenmem lazım
#öyleyim#BEN ÇOK KUTUPLU Bİ İNSANIM GÜNÜ GELİR ASABIMI BOZARSINIZ YARGI MODU AÇILIR ALLAH ESİRGESİN ÇOK ZOR
3 notes
·
View notes
Text
Çok Hızlı! (2) (Orhan 36 Y., Bursa)
Sevgi'yi arabayla kaynanasının muhitine bırakırken, akşam mesaj yazmamamı, misafirinin geleceğini, bana cevap yazamayacağı için aklının kalacağını, benim de boşuna cevap bekleyeceğimi söylemişti. Eve gidip duş aldım. Votkayı arabada bırakmıştım, dolaptan Rakı çıkardım. Zaten pelte gibi olmuştum, iki kadeh içip yattım. Deliksiz bir uyku çektim.
Sabah duşumu alıp kahvaltımı yaptım, evden çıktım. Arabaya atladığım anda geldi ilk mesaj: "AKLIMDAYDIN :)" diye. Cevap yazdım, "Ben bugünün de dün gibi süper bitmesini istiyorum :)" diye. O da, "Kahve molasında görüşürüz :)" yazdı. Saat 10:00'da odasındaydım. Direkt sarıldım, dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Kollarımdan kurtulup elimi tuttu ve bayanlar tuvaletine doğru gittik. İçerde 4 tane tuvalet, bir de kova ve paspasları koydukları bir bölme daha vardı. O bölmeyi açtı, içeri girdik. Kapıyı kilitleyip, "Acele etmemiz lazım!" dedi. Hemen önlüğünü açtım, yüzünü duvara döndürüp ellerini duvara dayadım. Pantolonlarımızı dizlerimize indirdim. Götünün yanaklarına küçük sessiz iki tokat attım, her tokatta resmen tüm vücudu titredi. Külodunu kenara çekip, yarağımı amına soktum. "Ohhh!" diye bir ses çıktı ikimizden de, sessiz olmalıydık.
Tişörtünün altından ellerimi sokup göğüslerini avuçlarken öyle bir şehvet vardı ki aramızda, yanıyorduk resmen. Göğüslerinden çektiğim parmaklarımı ağzına uzattım, deli gibi emmeye başladı. Ben amına pompalamaya devam ettikçe taşaklarım amına götüne çarpıyor, 'Şlap, şlap!' sesleri çıkıyordu. O an daracık pembe göt deliği süper cezbediciydi. Sol elimi belinden çekip işaret parmağımı göt deliğine bastırdım. "Offf!" dedi, ama ilk boğuma kadar parmağım götüne girdiğinde amının suları bacaklarından akmaya, kasılarak orgazm olmaya başladı. Yakalanmamak için birkaç pompalamadan sonra ben geri çekilip beline ve kalçalarına boşalttım tüm döllerimi. Toparlanıp çıktık ayrı ayrı. Kadınlar Çay ocağının yanındaki tuvaletleri kullandıkları için bu tarafa çok sık gelmiyorlarmış, öyle söyledi odasında oturup nefeslenirken...
Haftanın kalan günleri sadece mesaj sohbetiyle geçti geceli gündüzlü. Bu arada o kadar çok şey öğrendik ki birbirimizle ilgili. Kocasının aslında seksi sevip yapmaya çalıştığını, ama ön yargılarından kurtulamadığını öğrendim. Mesela, adam eve pørnø CD getiriyor, ama yarağının emilmesini ve emildikten sonra karısının dudaklarını tiksinç görüyor, aynı şekilde karısının amını yalayıp sonrasında öpüşmeyi sevmiyormuş. O yüzden bunca yıllık evliliklerinde birer kez oral yapmışlardı. Oysa Sevgi her iki türlü oral seksten de (birer kez yapmalarına rağmen) müthiş zevk almıştı. Kocası eve bir kez çoklu (anal, oral, cuckload, swinger) CD getirmiş. Ama daha ikinci dakikada seyretmekten vazgeçip Sevgi'yi sikip boşalmış. Sevgi kocasının eve geç geldiği günlerde defalarca seyredip her seferinde de eliyle defalarca boşalmış. Bu arada ben de defalarca karımı amından ve götünden nasıl siktiğimi yazıyor, onu daha da azdırıyordum...
Perşembe gecesi gelen mesaj farklıydı, kocasının yarağını ağzına almak istediğini, ama kocasının öğürerek sikişi yarıda kestiğini yazdı. Delirmiştim ve daha çok ister olmuştum. Cuma günü eşimin ablası geldiği için oğlumla annesinde kalacağını yazdım. Fabrikada yakalanırız korkusuyla biraz mesafe koymuştuk aramıza. "Sen ne yapacaksın akşam?" diye sordu. "Oturur içerim, nasılsa yarın tatil!" dedim. "Kocam birahaneye gider her Cuma akşamı, sarhoş gelir!" dedi ve birahaneyi tarif etti.
Plan hazırdı. Akşam 20:30'da kocasının gittiği birahanedeydim. Masaların hepsinde birer, ikişer insan vardı. Kocasını önceden gördüğüm için masasına yanaştım, tek oturuyordu. Müsaade istedim, buyur etti. Bir bira ve ortaya meyve ve çerez söyledim. Tanıştık. "Hamit ben!" dedi, "Ben de Orhan!" dedim. Ne iş yaptığımı sordu, söyledim. Nerede çalıştığımı sordu, söyledim. "Aaa, karım da orda çalışıyor, ismi Sevgi!" dedi ve karısını tarif etti. Afallamış gibi yaptım ve "Sevgi hanım bizim odacı, çok hanımefendi, çok iyi, işini de iyi yapıyor!" dedim. Gevrekçe güldü ve "Sağolun!" dedi. Ben de karımın ailesi ile şehir dışına çıktığını, benim de en yakın birahaneye kapak attığımı söyledim. Bu arada Sevgi ile yazışıyorduk. Sevgi'ye, "Hikmet 4 bira içti!" yazdığımda, "Beşinciyi içerse pert!" yazdı...
"Ben artık kalkayım!" dediğimde, Hikmet de hareketlendi. Hesabı ödedim. Teşekkür etti, beraber çıktık. Bana, "Eee gecenin devamı dedi?" dedi. Ben de, "3-4 bira alır evde devam ederim!" deyip tekel bayisine yöneldim. Saat 22:00'yi geçiyor olsa da halen gizli kapaklı satış vardı. "İçer misin, sana da alayım mı?" dedim. O ara telefonu çaldı, arayan Sevgi idi. Hikmet ona, "Orhan beyle tanıştım, beraber çalışıyormuşsunuz!" dedi. Ben bu arada 4 bira kendime alırken, Hikmet'e işaret edip, "Sevgi de içer mi?" diye sordum ve 4 bira daha söyleyip ayrı torbalara koydurdum. Hikmet telefonda, "İçer mi Sevgi de diye soruyor?" diye sordu. (Oysa biz çoktan yazışmıştık detayları). Dönüp hikmetin eline poşeti tutuştururken, Hikmet telefonda, "Tamam..." diyordu. Telefonu kapatınca, "Ne oldu?" dedim. Sevgi (Davet et adamı, bak bira almış, hesabını ödemiş, evde de yalnızmış, ayıp!) demiş. Hikmet bunu bana aktarınca, "Ya olmaz, sizi rahatsız etmeyeyim!" dedim. "Ne demek Orhan bey!" dedi, beni nerdeyse zorla evine götürdü.
Kapıyı çaldığında, açıldı. Sevgi'nin üzerinde tek parça önden düğmeli sarı bir elbise vardı, yakası oldukça açık, dizlerinin 4 parmak üstünde. Hikmet karısına, "Bak güzelim, sana iş arkadaşını getirdim!" dedi yarı dili dönmeyerek. Sevgi elini uzatıp, "Orhan bey hoşgeldiniz!" dediğinde yarağım elbiseden mi temastan mı dikildi anlamadım. Sevgi karşımıza, ben ve Hikmet üçlü koltuğa oturduk. Çerez tabakları ve biralar bardakta geldi. Sevgi eğilip kalktıkça götü, göğüsleri hep frikikti ve Hikmet sarhoştu, anlamasa da gözleri kayık, ama takipteydi. Yarım saat sonra birahanede içtiği 4 biranın üstüne, evde ikinci birayı bitiren Hikmet'in gözler iyice kaymaya, dili dönmemeye başladı. Koltukta kaykılmıştı, gözler kapanıyordu.
Sevgi bana bacaklarını açıp kapayarak içindeki G-Stringi gösteriyor, beni daha çok kıvrandıyordu. Önden düğmeli sarı elbisesinin altında sütyen olmadığını daha ilk anda anlamıştım zaten. Hikmet'in nefes alışları düzenleşip küçük horultular çıkarmaya başladığında, Sevgi kalkıp kocasını dürterek, "Git yerine yat!" dedi. Hikmet kalkıp bana baktı, ama gördüğüne dair en ufak bir ibare olmaksızın karısının kolunda yatak odasına gitti...
Birkaç dakika sonra Sevgi tüm düğmelerini açmış, sexy elbisesi, sütyensiz göğüsleri ve siyah G-stringiyle salonun kapısında belirdi. Elimi uzattım (Gel!) işareti yaptım. Geldi, direkt yere oturup fermuarımı açtı, yarağımı ağzına aldı. Emmiyor adeta esir alıyordu diliyle. O kadar güzel yalıyordu ki dayanamadım, tüm akşam bu anları düşündüğümden olsa gerek döllerimi ağzına boşalttım. Elleri ile yarağımı kökünden tutup sağarak tüm döllerimi yuttu. Bu kez yer değiştirip, onu koltuğa oturttum. Dilimi amına soktum, sıra bendeydi. Bızırını dudaklarımın arasına alıp emiyor, sıkıştırıyordum. İki parmağımı amına soktum, dilimle parmaklarımdan kalan yerlere sürtüyor, amının suyunu yalıyordum. Kasıla kasıla orgazm oldu. Dudaklarımın ve parmaklarımın üzerine işiyor sandım bir an...
Kalkıp kocasını kontrol edip geri geldi. Bir bira açıp ikimizin bardaklarına bölüp verdi. "Nasıl aşkım, benim öküz içerde sızmışken, karısını ağzınla sikmek?" diye sordu. "Muhteşem amk, harikasın sen, bunu kırk yıl düşünsem akıl edemezdim!" dedim. Sevgi de, "Seyrettiğim pørnøda böyle bir sahne görmüştüm, ordan aklıma geldi. Hem korkudan, hem de zevkten ölecektim!" dedi. Koltukta kucağıma çektim. Yarağım yine taş gibiydi. Direk üzerine oturtup alttan pompalamaya başladım. Avuçladığım kalçalarını sıkıyor, okşuyor, dudaklarımı ve dişlerimi göğüslerine ve göğüs uçlarına geçiriyordum. Sürekli kalkıp oturarak daha sert daha tempolu sikişiyorduk. O an Hikmet kapıdan girse bile eminim umrumuzda olmazdı, duracak halde değildik...
Sürekli, "Sik aşkım, devam et!" diyerek beni gazlayan Sevgi'nin götüne orta parmağımın ikinci boğumuna kadar soktuğumdaki zevk seslerine kocası halen nasıl olurda uyanmaz ona şaşırıyordum. Sevgi kaçıncı kez orgazm oldu bilmiyorum, ama ben artık kendimi tutamıyordum. Dudaklarını dudaklarıma kapatıp delice kalkıp oturuyordu. Birden kasıldım ve içine fışkırmaya başladım. Sırılsıklam terlemiş, vıcık vıcık vücutlarımız sımsıkı birbirimizin kollarındaydık.
Saat 01:20 olmuş biz halen koltukta birbirimizle oynayıp bira yudumlarken yatakodasından sesler geldi. Sevgi toparlanıp kalktı, bakmaya gitti. Hikmet tuvalete kalkmıştı ama yatakta oturuyormuş. Sevgi onu tuvalete götürdü, sonra tekrar yatağına yatırdı. Adam külçe gibi uyuyordu. Bu arada ben de koridoru geçip yatakodasının önüne gittim. Sevgi'nin elinden tutup yatakodasına soktum. Kocası gök gürültüsü gibi horlarken onu makyaj aynasına dayadığı elleriyle domaltıp, amını arkadan parmaklamaya başladım. Üç parmağım içinde bir pørnø sitesinde gördüğüm hızlı parmak hareketini yapıyordum. Amının suları nasıl fışkırıyor, Sevgi bağırmamak için elini ısırıyordu.
O sularla sürekli göt deliğini ıslatıp, yarağımın kafasını bastırdım o pembe küçücük göt deliğine. Yarısına kadar girdiğimde Sevgi götünü çekmek ister gibi yaptı, canının yandığı belliydi, ama bunu da çok istiyordu. Daha ilk göt deliğini okşadı��ım sevişmede anlamıştım bunu. Köküne kadar soktum götüne yarağımı. Uzanıp sol elimle göğsünü avuçladım, sağ elimle de amını. Çok değil, bir dakika geçmeden Sevgi titreye titreye orgazm olurken, ben kafamı sağa çevirip Hikmet'e baktım. Hikmet horlarken, ben de iki adım ötesinde karısının götüne oluk oluk boşaldım.
Saat 02:30'da ayrılıp evime gittim.
[Orhan]
185 notes
·
View notes
Text
Haberiniz var mı 14 şubat diye bir şey varmış
O gün yaklaştıkça karnıma ağrılar girer, hele 13 Şubat kıvranır dururum.
Çok kişiden duymuşunuzdur “Sevgi böyle bir günde ifade edilmez, özel günler alışveriş yaptırmak için bir bahanedir” diye birçoğuna bu sözler bahane gelir ama gerçekten öyledir.
Özel günlerden çok sıkılırım,sevgilim inanılmaz şeyler bekliyor gibime gelir karnım ağrır severken sevmiyor görünmekten korkarım.
Bayanlar çok hassastır doğum günü, Sevgililer günü gibi özel günlerde….
Bütün sene hiçbir neden yokken hediyeler alırsın, onu öpücüklere boğarsın, her halinle sevgini gösterirsin ama o gün öyle kalırsın, stres vardır üstünde çok şey yapmak istersin yapamazsın bir de günün sonunda sevseydin böyle olmazdı sen beni hiç sevmiyorsun gibi sözler duyarsın. Başta da söyledim korkuyorum işte böyle özel günlerde o gün hiç uyanmak istemiyorum, hasta olmak yataktan hiç kalkamamak ateşler içinde yanmak istiyorum.
En çok düşündüğümde bu günlerin takvimden tamamen silinmesi.
Bana yapmacık geliyor ben durup dururken hediye almayı televizyon izlerken hadi kalk yemek yiyelim deyip romantik geceleri seviyorum.
Durup dururken sevdiğimi öpmeyi ona, sarılmayı onla hayatı paylaşmayı seviyorum.
Böyle özel günlerde her şey yapmacık geliyor bana önce hediye alıyorsun sonra romantik olmasını istediğin ama asla olmayan bir akşam yemeği ve en son sinemada hiç keyif almadığın tıklım tıklım dolu bir salonda bir aşk filmi berbat bir gün kısaca…
Hayatı böyle zorla yaşamak öyle olması gerekiyor diye zorla uğraşmak zorla verilen öpücük, zorla aşk sözleri bana göre değil desem de sırf karşımdaki mutlu olsun, kendini özel hissetsin diye sevmesem de kutluyoruz mecbur.
Son olarak herkese sesleniyorum sevgimizi bir güne değil bir yıla yayalım, hediyeler alalım sevdiğimize özel olduğunu hissettirelim ama böyle belli tarihlerde değil gerçekten içimizden geldiğinde seven insan için her gün Sevgililer Günü.
Son olarak sevgililer gününe yakın strese girip yazamayacağımı düşünüp önceden yazdığım mektubumu paylaşmak istiyorum sevmesem de kutluyorum çünkü seni çok seviyorum.
Bazen camı açıp bağırmak istiyorum seni seviyorum diye, içimde öyle büyük ki sevgim boğmaya başladı artık beni hiç olmayacak yerlerde dışarıya çıkmak istiyor…
Bazen serserilik yapmak istiyorum her şeyi unutmak kuralsız yaşamak karşıma çıkan her duvara her şeye senin adını yazmak ve altına kocaman bir seni seviyorum…
Bazen diyorum kalabalıklara gireyim unuturum belki özlemim diner, ama gördüğüm herkes de seni görüyorum yaklaşıyorum daha ilk kelimede buz gibi oluyorum biliyorsun bana senden başkası haram…
Bazen sen yokken diye başlayan şiirler yazıyorum ama hep gözyaşıyla bitiyor şiirlerim senden bir saniye bile ayrı kalmak o kadar zor ki benim için…
Bazen her şeyi bırakıp gitmek geliyor o kadar bıkıyorum hayata dair her şeyden, sonra sen geliyorsun aklıma filmlerde olur ya ayağına beton bağlayıp atarlar denize kurtulma şansı yoktur sende öyle beni tutuyorsun bu dünyada benim yaşama nedenimsin…
Bazen öyle özlüyorum ki seni kuş olup uçasım geliyor her şeyi bırakmak hep yanında kalmak hiçbir şey düşünmemek istiyorum, ne ekmek istiyorum ne su biliyorum bana tek sen yetersin sevginle ısınırım aşkınla doyarım…
Bazen işlerim kötü gidiyor moralim bozuk, çok yorgun oluyorum, eve gideceğim yatacağım sabaha kadar uyuyacağım diyorum, eve geliyorum senin bembeyaz gülen yüzünü düşününce enerji doluyorum birden tüm moralsizliğim gidiyor hayata dönüyorum senin gül
yüzünle…
Bazen deniz kenarlarına gidiyorum engin maviliklere bakıp rahatlıyorum.
Bazen de ormana gidiyor kuş sesleri akan dere ile huzur buluyorum…
Ama bir tanem hiçbir şey ne senin kadar mutlu edebiliyor ne de senin kadar huzur dolduruyor içimi…
Bazen öyle yakıyor ki yokluğun yaşamak istemiyorum dursun artık kalbim diyorum ama biliyorum kalbim senin kalbine bağlı, seninki durmadan durmayacak…
Bazen ne olmasa yaşayamam diye düşünüyorum aklıma birçok şey geliyor zor olsa da her şeye dayanırım diyorum ama sensizliğe sen olmadan bir hayata asla dayanamam biliyorum…
Bazen sensiz alışverişe çıkıyorum elma alıyorum güzel yanakların aklıma geliyor özlüyorum, zeytin alıyorum o güzel gözlerin geliyor aklıma özlüyorum, kiraz alıyorum o bal dudakların aklıma geliyor özlüyorum anlıyorum ki bu dünyadaki güzel olan her şey seni hatırlatıyor bana ben yine özlüyorum…
Bazen bir kelebek görüyorum sen geliyorsun hemen aklıma en çok seni kelebeğe benzetiyorum sende kelebek gibi güzel, zarif ve de onun gibi bir doğa harikasısın…
Bazen kelimeler kifayetsiz kalsa da nadirde olsa sana duygularımı anlatabiliyorum
Bazen değil HER ZAMAN içimdeki seni çok ama çok seviyorum
184 notes
·
View notes
Text
Arkadaşımın türbanlı karisi
Surekli gorustugum bi arkadasim , esiylede gorustugum o derece yakiniz , çok defa evlerinde bile kalmisimdir , Uzun zamandir arkadasimin karisinin bana ilgisinin oldugunun farkindayim, ama hep mesafemi korudum , bazen acaba arkadasimda istiyormu gibide aklima geldi ama yinede mesafeli durdum , arkadasim yakin zamanda iş degistirmisti guvenlik olarak işe baslamisti bazen gece bazen gunduz calisiyordu , arkadasimin eşi ceyda bir gun aksam 9 gibi beni aradi naber napiyorsun bu aralar gorunmuyorsun gel bi ara oturalim falan dedi , olur tabi neden olmasin dedim , hayat işte iş güç kosturmaca dedim, yarin aksam gelsene dedi , sedat in doğum günü ona supriz yapariz , tamam olur dedim , sen sedata birsey belli etme ama dedi , tamam dedim, telefonu kapattiktan sonra aklima takildi , sedat in dogum gununu tam hatirlamiyordum ama sanki bu zamanda degildi , bende sedati aradim , naber napiyorsun gorusemiyoruz gibi , napim isteyim eleman eksikligi var bu hafta full geceye yazdilar beni akşam 8 sabah 8 isteyim , evede gecip yatiyorum yorgun oluyorum zaten dedi , bi ara bisa dusunce goruselim dedim , kapattik telefonu , sedat yarın akşam evde olamayacakti , ceyda belliki iyice niyeti bozmustu , bende madem öyle ne olacaksa olsun dedim , bi gun sonra aksam ceydalara gittim , turbanli kapali haliyle kapiyi acti iceri aldi beni , hoş geldin diyip sarildi, hoş bulduk dedim , evde kimse yoktu , sedat nerde dedim , gelir birazdan ben onu bi bahaneyle disari cikarttim , supriz olsun istiyorum diye dedi , eminmisin sedatin gelecegine dedim , gelmezse biz seninle kutlama yapariz olmaz mi dedi turbanini cikartip saclarini savurdu , gel konusalim mi biraz seninle dedim , konusmaya gerek var mi anladigini dusunuyorum bir çok şeyi dedi , anladim ama bu nekadar doğru dedim, illa konusturucan beni dedi , dur otur ozaman buraya , ses etme ve dinle dedi , sedat i aradi hoporlorde , benim için birazdan gelecegimi soyledi , bak eminsin dimi kocacigim yaticam en yakin arkadadinin altina dedi , evet aşkım eminim senin daha mutlu olman beni de mutlu eder , o biraz uzak durur belki ama sen ateşli cazibenle ikna edersin onu bi kere bi baslasin devami gelir zaten dedi tamam askim diyip telefonu kapatti ceyda , telefonu kapattigi gibi yapistim ceydaya salonda kanepede bi guzel siktim sonra yatak odasina gectik evire cevire ordada siktim , o gece sabaha kadar siktim , ve artik her firsatta sikiyorum ceydayi , serdar benim onun bildigini bilmiyorum saniyor , ama ceyda bana yatakta kocasina bizimle olanlari anlattigini , serdarin bu durumdan çok memnun oldugunu surekli anlatiyor bana, hatta bazen benim yanimda dollenmis vucudunu kocasina gonderiyor sanki benden gizli gonderiyormus gibi ...
60 notes
·
View notes
Text
Allah'a yalvarıp istediğiniz insanlara günü gelir küfür eder olursunuz,kendinizi gözyaşlarınızla bulursunuz.
158 notes
·
View notes
Text
Merhaba arkadaşlar ben Talat aslen Tekirdağ Çorlu nüfusuna kayıtlıyım ama hiç görmedim babamın mesleği yüzünden Ankara dan öteye gidemedik babam çok namuslu görünen şerefsizin önde gideniydi rüşvetsiz asla iş yapmayan tam bir haramzadeydi. Çoğu hakkını helal etmemiştir eminim. Ben 24 yaşıma gelene kadar babamdan korkuma sevmediğim şeyleri yapmak zorunda kaldım. Aslında tıp okumak istiyordum babam askeriyeye gideceksin dedi kuleli askeri lisesinden mezun oldum. Dediğim gibi babam öldükten sonra kendi hayatımı yaşamaya başladım şuan 39 yaşımdayım sarı kıvırcık saçlı mavi gözlü 190 boyunda oldukça yakışıklı bir erkeğim. Hiç evlenmedim babam her gece annemi acımadan bağırta bağırta sikerdi annem hemen hemen her sabah yorgun bitkin bir şekilde bize yemek hazırlardı 3 erkek 2 kız kardeşiz. Sizlere anlatacağım hikaye başımdan geçeli tahmini 6 yıl oldu kuleli den bir arkadaşımla Afyonkarahisar da karşılaştık hoş sohbet ettik evlerimiz çok yakınmış telefon numarasını aldım bende verdim o Antalya ya tatile bende Didim e gitmek için yola çıktım. Tatilin son günü biz dönüyoruz mahallede buluşalım diye mesaj attı tamam deyip bende arabama binip Ankara ya doğru yola çıktım yine Afyonkarahisar da karşılaştık hoş sohbet ettik karısı geldi ufff ömrümde gördüğüm en güzel kadındı eşim Serpil dedi tanıttı beni gözümü Serpil den alamıyordum aralarında bana bakıp gülüyorlardı dostum Ankara ya kadar peşimden ayrılma Ankara da sana birşey anlatacağım dedi yola çıktık peş peşe gidiyorduk Ankara ya gelir gelmez ne anlatacaksın dedim bizim evde konuşalım mı dedi tamam dedim evlerine gittim 4 yıldır sikim kalkmıyor kanka Serpil ayrılmak istiyor ben Serpilsiz yapamam seni Afyonda görünce aklıma geleni Serpil e anlattım kabul etti sözünü kestim ben ne yapabilirim dedim Serpil i sikmeni istiyorum ayrıca sana 200 dolar vereceğim dedi ilk şaşkınlığı atana kadar ses çıkarmadan bekledim . Dostum Serpil gibi güzel bir kadını sikmek benim için bir şeref ne parası dedim Serpil odaya girdi ne oldu konuştunuz mu ? evet aşkım kabul etti istediğin zaman emrine amade dedi Serpil yanıma gelip kucağıma oturdu öpüşmeye başladık o kadar ateşli öpüşüyordu ki bacak aramdaki 20 lik bazuka şahlanmıştı Serpil in hissetmemesi imkansızdı . Bir taraftan öpüşmeye devam ederken ayağa kaldırdı yatak odasına doğru soyunarak öpüşerek gitmeye başladık üzerimizde kalan son bez parçalarını çıkarttığımızda yatakta 69 pozisyonuna geçmiştik öyle bir ağzına aldı ki ilk dil darbelerinde boşalacağım sandım bende pürüzsüz ter temiz amına yumuldum sanki bakire amı yalıyordum birden ters döndük ben alta geçtim amını daha rahat emiyordum bu pozisyonda normalde hiçbir kadının göt deliğini emmem koku hissederim ama Serpilin harika bir göt deliği vardı hem amını hem götünü yalıyor şelale gibi akan sularını büyük bir iştahla yalayıp yutuyordum Serpil doğruldu salonda duran kocasına seslendi gel buraya pezevenk gel de karına yardım et 4 yıldır yarak girmeyen amıma arkadaşın girecek tut sikini gitmesine yardımcı ol dedi gelmiş tutmuş Serpil in amına dayayıp üzerine oturtmuştu Serpil genç kız edasıyla yavaş yavaş oturmaya başladı bu arada kocasına bak güzeller güzeli karını arkadaşın sikiyor birazdan sikemediğin götümün bekaretini arkadaşına vereceğim boynuzlu ipne pezevenk diyordu . Yavaş yavaş hızlanmaya başladığında tuhaf tuhaf sesler çıkarmaya başladı meğer orgazm oluyormuş birden üzerime yığıldı yanıma uzandı benim ki zevk sularıyla parlıyordu arkadaşım yanımıza geldi 2 3 kez karısının amını emdi bırak beni yalamayı pezevenk karın için kalkan yarağı em hazır et senin gözünün önünde götüme girecek hazırla yarağı çabuk dedi birden sikimi ağzına aldı ufff o kadar güzel yalıyordu ki beni o kadar kadın emdi hiç arkadaşım kadar güzel sakso çeken olmamıştı Serpil sırtı bana dönük kalktı elinde krem vardı kocasına uzattı biraz karısının göt deliğine biraz benim yarağıma sürdü Serpil in göt deliğine hizaladı Serpil ile öpüşmeye başladı Serpil çok ağır hareketlerle oturmaya başladı işini iyi biliyordu o kadar ağır girdi ki belki komple girmesi 20 dakika sürdü ama girmişti devamı 2 de
61 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar 1 ve 8 Ağustos tarihleri arasında Eyyâm-ı Bahur günleridir.
Yakıcı bunaltıcı bir sıcak anlamına gelir.
Bugünler arasında, ıslak el yüzle Güneş'e çıkmayın.
Güneş'te kalmış su ile el yüz yıkamayın.
Havuzlara Denizlere girmeyin.
Güneş'lenmeyin!
Yarı gölgeli yarı Güneş'li yerlerde durmayın.
Daima gölgelerde kalmaya dikkat edin.
Büyüklerim derdi ki, bu 8 gün içinde saati günü belli olmayan bunaltıcı bir esinti olurmuş eğer eliniz yüzünüz vücudunuz ıslaksa o anda vücudunuzda ellerinizde vücudunuzda geçmeyen kahverengi kocaman lekeler oluşurmuş. Sanırım adı "Vitiligo"
Aman canım hiçbir şey olmaz demeyin Ya olursa?! 🤔
54 notes
·
View notes