#felsefe de istemiyorum
Explore tagged Tumblr posts
Text
İnanılmaz ağır reading slumpa girdim kitap okuyamıyorum
#okuyacak kitap bulamadığım için istemediğim kitaplara başlıyorum onları fa yarım bırakıyorum#ama istediğim türden kitabım yok#bilim istemiyorun#felsefe de istemiyorum#odysseia falan var#onlar çok bunaltır beni şu sıralar#fantastik kitaplarım var ama ayıptır söylemesi hepsi çöp#çöp olmayanları zaten okudum#başka bir fantastik serim var gerçi o çöp değil#ama#o da çok inanılmaz klişe
2 notes
·
View notes
Text
Bu yıl yeni bir coğrafyacı gelmiş. Keşke bizim de derse girseydi.
#enn nefret etttigim ders#isime yaramayacak derslerj gormek istemiyorum#ama tatih felsefe din edebiyat varsa#cografyada olsaymis#dersmize de o hoca gorseymis#keşke
0 notes
Note
ya nej ben arkadaş ortamında çok iyi bir dinleyici olamıyorum çünkü sürekli manitacılık muhabbetleri konuşuluyor ben de sıkılıyorum yani sohbete pek dahil olmuyorum. veyahut merak edip de sormuyorum şu şu nasıl oldu diye çünkü gerçekten asla ilgilenmedigim mevzular, merak eşiğim çok düşük o yüzden hayatlarına dair onlarla çok ilgileniyormuşum gibi bir vibeım yok. veya bir baska arkadasım sürekli ama sürekli dertlerinden veya manitasından bahsediyo yine yardımcı oluyorum tabii ama kırmak da istemiyorum bunu ona söyleyip bana dert yakınma diye. bir de şey var mesela arkadaşlarım yeni bir kıyafet alınca veya o gün bi kombin yapınca diger arkadaslarım sürekli birbirlerini övüyorlar aldıgı kıyafet veya yaptıgı kombin cok kotu olsa bile... ama ben mıç mıç övgüleri de sevmiyorum ki içimden gelirse ve begenmişsem üstündekilerini söylerim direkt zaten gocunmam iltifat etmek güzel bir sey ama diger arkadaslarım da sürekli birbirlerini övünce ve ben de böyle yapmayınca kendimi suçlu hissediyorum sanki ben böyle triplere giriyor da kıskanıyormuşum gibi. bu iş ne olacak böyle...
bir seyler konusabildigin ortak ilgi alanlarinin oldugu insanlarla donatman gerekiyor cevreni ya...
bi insanin hobisi ne bileyim meraki olmayinca bu sekil seylerden konusuyorlar. ben bilim/felsefe ve dark mizah seviyorum sohbette bazen de birbirlerine yaratici sorular sormak sariyor. boyle seyler geeklerden ve nerdlerden cikiyo. bn de o yuzden onlarla anlasabiliyorum galiba. ama sen kendine gore uyarlayabilirsin konuyu anladin iste. arthoesan o cevreden kitap kurduysan o cevreden dizi film oyun spor artik ilgi alanin neyse o cevreden insanlar toplarsan sarar her turlu
22 notes
·
View notes
Text
SESLİ DÜŞÜNCE
EROTİZM..
Konuşur gibi yazmak, düşünmeden yazmak, aklına geleni cart diye yazıvermek; cümlelerin tek filtresinin sarf edenin üslubu olması kadar güzel hissettiren bir şey yok. Can Yücelin mahkemede ‘’ bizim köyde göte göt derler’’ temalı savunmasının özüdür bu dediklerim. Fakat toplum olarak çok yorulduk be. Yani markette peynirin fiyatını düşürmeyecek her söz, zamansız söylenmiş gibi. Fakat bu zamansızlığı seviyorum. Zamansızlığa inanıyorum. Cümlelerin pişip dalında olgunlaşmasını beklemek, ‘’aha işte bu konunun sırası geldi’’ cümlesini kurmak için gün saymak manasız. Peyami Safa’nın bir sözü vardır; ‘’Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.’’ Aynı durum cümleler için de geçerli bence. O sebeple biraz erotizm konuşmak istiyorum. Eskiden erotizm biraz arayıp bulunabilen bir şeydi. Her anlamda araman gerekirdi. Saklanan bir şeydi. Gidip dergi aldığımı ve odamda sakladığım dönemleri hatırlıyorum. Erotik video furyasını da hatırlıyorum. Şimdi her şey porno! Komik bir anımdır; ‘’ Erotik video nedir soruma karş�� ‘’eeeee edepli porno işte oğlum ne olacak başka’’ diye cevap veren bir akrabam var. Komik olduğu kadar haklı olabilir! Çünkü yarı çıplak ve sakin bir algı koyuyordu ortaya.( aklıma Danimarkalı yönetmen Lars Fon Trier’in Nynmfomaniac filmi geldi izleyenler bilir Trier, tüm filmi seks bağımlısı Joe’nun kendisine yardım etmek amacıyla onu evine davet eden Seigman adlı bakir bir adama hayat hikayesini anlatması biçiminde kurgulamış.+18 sahnesi çok olduğu için sanki kimse bu işleri bilmiyormuş havasına girenler eleştirir ulan daha önce baldırı çıplak geziyordun tekstilin keşfiyle mi yoksa inançların kabulüyle mi ahlak-ahlaksızlık kavramlarını biliyorsun .. neyse konumuz bu değil ) Hatta biraz okumuş bir erotizm düşkünü, meseleyi ‘’erosçuluktan’’ alıp anam babam usulü felsefe de yapabilirdi. Daha çağrışımcı bir şeydi. Önceden bir neslin TV de öpüşme sahnesine baş çevirmesinin altında işte bu erotizm saklı bence. Çünkü erotizm seni kavram ve fantezi olarak bir noktaya getirir ve sonra efendi gibi geldiğin yolu geri yürütürdü! Şimdi herkes porno ile bir uçuruma çıkıp aşağı atlıyor.(Bu sözlerimi herkesin anlamayacak olması güzel Geçen instagramda videolara bakıyorum. Alakalı alakasız bir sürü video. Kısmetse olurun yeni görüntüleri, canlı ahtapot yiyenler, acayip arabalar, düşmeler kalkmaklar derken; bir video çıktı ve altında şu yazıyor; ‘’Kırmızı noktaya odaklanın.’’ İyi güzel. Odaklanayım derken, videodaki kız bir anda göğüslerini açtı ve benim dikkatim dağıldı. Videoda ki çıkarım ne şimdi? izlediğim için Sapık(mı) olduğum mu? Bu resmen bir yayın tarafından taciz edilmek. Pornografiyi olağanlaştırmak. Erotizmin bir yeri ve zamanı vardı. Şimdi erotizm ve pornografi her yerde. Zamanlı zamansız bir yayın saldırısı altına tutulabilirsiniz. Şimdi buradan bu yayınların yayına maruz kalanlara karşı açılmış bir biyolojik savaş olduğunu,
bu yayınların çok fazla seyredilmesinin bilinçaltına zerk ettiklerinden filan bahsetmeyeceğim. Konuyu biraz daha inceltmek iyi olurdu ama konuşuyorum nihayetinde. Bu saatte sıkıcı tespitlerle yorulmak istemiyorum. Bu tek başına da değerlendirilmemeli bence. Yani salt porno değil mesele. Ya da porno kötüdür gibi bir slogan atmıyorum. O ayrı tartışma konusu. Konu teşhirin, ifşanın, hızın ve sürekli olumlanma ihtiyacının zihinde porno ile birleşmesi! **** TEKRAR ETMEM GEREKİRSE-> KİM NEYİ NASIL NE ŞEKİLDE YAYINLADIĞI HAKKINDA ÜZERİNE BİR KONUŞMA DEĞİLDİR BU YAZIM ÜSTELİK HADDİM DE DEĞİLDİR... İNANÇ BAKIMDAN DA HİÇ BAKMAM OLAYA****
Yani dinamitle tünel mi açıyorsun, gedik mi? Buna benzer bir şey bence. Bu konuyu biraz daha çiğnemek isterdim ama YAZARKEN AKLIMA BAŞKA KONULAR GELİYOR ÖRNEĞİN- AYIP NEDİR? KİMA VE NEYE GÖRE AYIPTIR? bakarsın sonra üzerine düşünür yazarım...
4 notes
·
View notes
Text
Yitik Aşk Ağıdı
✍🏻 Anıl Güven
https://www.gundemarsivi.com/yitik-ask-agidi/
“Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman, kendisini yalnız hisseder.”
Carl Gustav Jung
Bir zamanlar senin şah damarındaki mavinin içinde kırmızıydım. İçimi karartan bakışından sonraki söylemini anımsamak istemiyorum artık! diyorum kendi kendime ama…
Hayattan umudu kestiğim gecelerde her şeyden, herkesten uzaklaşıp anamın rahmine geri dönüp, uyumak istiyorum.
Ne uyarılmak engin bir düşte.
Ne de dalıp gitmek imgesel çöplüğün eteklerine…
Gökkuşağı yatılarından tanıdığım kadınlar inmesin önüme. Yaşayan dillerde ağıtsal bağ kurduğum kadınlara yönelen dokunma istencine özgü eylemlere tüm perdelerimi kapattım.
Niye mi?
Acıya doydum.
İçimde, tam şuramda, mide kapakçığının hemen altından yükselen ateşin yangınlarında zaten küllenmişim!
Yıllarca, yırtık akılla acıya dönüştürülen mutluluğun ardından koştum… Hayatım üzüntüden bayatladı. Kendi eksikliklerimi kabullendim.
Sen, eksiklerini bana yükledin.
Yüreğimin bir kıyısı sökülmüştü yok sayıldığımın ayırdına vardığımda!
Ailevi aşk: Öpüştükçe kirlenir! Tüm terbiyelerin sınırı maviden sonra güzelleşir. Terbiyesiz hali olmaktır kırmızı…
Ah İstanbul; bedeni diriyken toprak yapan Asithane!..
Çooook yorgunum.
Okuma odasında masanın üzerinde okuma üstüne okumasını yaptığım üç kitap durur: Emile Durkheim / İntihar, Davit Hume / İntihar Üzerine ve Diğer Denemeler, Karl Marx / İntihar Üzerine.
Arada üzerlerine çöken tozu alırım… Altı üstü çizili satırları yineden okurum!
Kendimi ve içinde yaşadığım dünyayı anlamak ve anlamlandırmak için Thales ile başlayan okuma yolculuğu bugüne dek süreğenliğinden hiçbir şey yitirmeden devam ediyor.
Ama anlağımda biriktirdiklerim sevide yok hükmüne geçiş yapıyor! Yaşanmışlıklar kemiriyor bedenimi. Çünkü aşklarımı kırık kıvamlı yaşadım… Bu olgudan kurtulmak için: Geçmişten sızanları arınsın diye ruhumu çamaşır suyuna yatırdım!
Bir gece, bir arkadaşımla telefonda sohbet ediyorduk. Bana dedi ki: “Yaş tuttuğunu söyler bütün kadınlar ölen, göçen, giden aşklar adına. Ben rastlamadım gözü yaş dolu olanına!”
Ardından da: “Unutma, Uzak Doğu‘da, yakın Batı’da, Anadolu’da tüm şiirler şarapla başlar kadınla biter. İlişkiler de masallar da böyle sonlanır.”
Balkona çıktım. Serin bir Atina gecesi, gökyüzü mavinin en koyusu… O gece, merhamet damarımı koparıp attım!
Dilimizin ucundaki ağrıyı boşaltacak çukur aramak için doğmadık sonuçta. Ama… Neyse! Gene de, içimi yakan ansımalara pike yapıyorum küf tutmasın diye.
Ara sıra kendimi sorguluyorum. Acaba, Kierkegaard ile başlayan varoluş üzerine düzgeci düşünme evresinin etkisi altında mıyım?
Arkamda duran huzursuzluk yığınına dönmeden, kendime tek buzlu bir viski doldurdum. İlk yudumda damağıma yapışan meşe aromasının keyfini çıkardım uzunca bir süre.
Köpeğim Oscar ile konuştum…
Ona dedim ki; düşünce tarihine yön veren birçok filozof kendi iradeleriyle yaşamlarına son verdiler: Seneca, Otto Weininger, Walter Benjamin, Gilles Deleuze… Bir gün ben de böyle bir eylemde bulunursam sen ne yapacaksın bu evde bensiz?
Gözlerini gözlerimin içine odakladı….
Sabahın ilk aydınlığının ardından güneş balkona yansırken sehpanın üzerinde içilmiş viskinin boş şişesi gülerek bana bakıyordu!
Artık yatağa uzanıp uyumam lazım…
Anıl Güven
Mart-Atina
#Aşk #Yalnızlık #Edebiyat #Felsefe #Deneme #İntihar #Yaşam #Sorgulama
1 note
·
View note
Text
Neden olduğumuz tüm hasarları düşünmek hem acı hem Tatlı
Çünkü ben en dibe batıyordum
En azından bunu seninle yapıyordum
Evet kırdığımız her şey ve neden olduğumuz tüm sorunlar
Ama senden nefret ettiğimi
Yüzümde bir gülümseme ile söylüyorum
“Çünkü ben en dibe batıyordum”
“Ama en azından bunu seninle yapıyordum” barıştın gördüm düşündüğüm gibi olmadı bana gelmedin sorun yok sen gelmeden de gayet iyiyim başkaları var başka arkadaşların görüyorum saçma nasıl bu kadar yakın oldun ben tek arkadaşındım senin nasıl bu hale geldik arkadaşın olması güzel hayallerimle ben kaldım sadece bence ben değer veriyorum en büyük sorunum bu bilmiyorum kimseye söylemem bu bilmiyorum işte kendimle çelişiyorum bir haraketini görüyorum iyi ki kurtulmuşum diyorum eski şeyler seni bana anımsatıyor hamburger veya felsefe dersi doğru ya hiç sevmezdin felsefe dersini ben aklına geliyor muyum acaba hiç gelmem ki çünkü sevdiğim şeyleri bile bilmiyorsun ben neyi severim ki ben senin aklına geleceğim ama asıl sorun şu bende neyi sevdiğimi bilmiyorum daha tam kendimi bulamadım sanırım elbet bir gün bulurum bulmakta istemiyorum fazla ben her yapıya girebilen bir insanım mutlu depresif üzgün eğlenceli enerjik sıkılgan hepsinde olabilirim bu ne demek oluyor umarım kafayı yemem bunları biri de okumaz umarım acilen buraya bir şifre bulmam lazım çünkü kendimle çelişiyorum farkında bile değilim ben kimim neden burdayım belirli bir amacım var mı bilmiyorum neler yaşadığımı ben biliyorum sen orda arkadaşlarınla eğlenirken ben burda kafayı yiyordum çevrim içi mi ne zaman bakacak mesajıma niye böyle cevap verdi nerde yanlış yaptım bunu böyle yapmasam böyle olmazdı rüyalarıma bile girmeye başlamıştı artık deliriyorum sandım galiba canım arkadaşım biri için tek ve özel olmak sonrasında sizi hayatından çıkarıp başka arkadaşlar edinmesi size biraz koyuyor sanırım benden başka kimse yoktu şimdi bir sürü kişi var belki yine beni onlara tercih edersin edersin gördüğüm kadarıyla onları daha çok seviyorsun ben kimim zaten doğum günümü bekliyorum hatırlamazsın biliyorum hiç kutlamadın biliyorum ama bekliyorum işte şaka gibi 3 senedir birlikteyiz arkadaşız ama bir kere bile bana iyi ki doğdun demedin ben senin doğum gününü ezbere bilirken ekran bulanıklaştı bunun olmaması lazımdı neyse artık kendime acı çektirmiyorum mutlusun ve benim en iğrendiğim haraketleri yapıyorsun bana yardımcı oluyorsun aşırı mutluyum bağlantını kesmen gereken insanlarla bağlantını kesmiyorsun sen bilirsin umarım bir şekilde üzülmezsin belki de ben abartıyorumdur bilmiyorum bu şarkı geçmişi anımsattı keşke geçmişte durabilseydik veya sizi hiç tanımasaydım daha eğlenceli ve güzel olurdu hayatım sanırım benim için bu saha iyiy olurdu.
Tarih geçemeye de karar verdim bunları yazdığım tarihi bilmiyorum ama şuanın tarihini atacağım 20 haziran 2023
0 notes
Text
Mezun oldum :)
buralara uğramayalı ne çok zaman geçmiş üzerinden. Bu bir miktar iyi bir şey. geçen zamanımdan, kendimden memnunum demektir. şöyle bir düşünüyorum da gerçekten iyi hissediyorum. son yazımdan sonra stresten dökülen saçlarımı kurtarmak için bir girişimde bulundum ve sanırım saçlarımla aramdaki bağı iyileştirdim. elimden geldiğince en güzel bakımları yapıyorum ve birbirimizi iyi hissediyoruz. Saç bakımına başladıktan sonra gıda takviyesine de başladım. 1 ay omega3 kullandım iki aya yakın çinko. ve başıma gelene inanamıyorum. tırnaklarım, saçlarım, cildim ve ruh sağlığım çok çok iyi durumda. hiçbir yere hiçbir etkinliğe katılmak istemezdim ta ki çinko alana kadar. çinko almaya başladıktan sonra uyku düzenim oluşmaya başladı. oldukça erken saatlerde uykum geliyor ve sabah çok erken saatlerde kalkıyor oldum. o sıralar ramazan bayramıydı ve seneler seneler sonra babaanneme bayramlaşmaya gittim hem de gerçekten isteyerek. ilk başta yine gitmek istemedim içimde tanımlayamadığım dirençler vardı. sonra sabah oradaydık, akşam da döndük. evin atmosferi gerçekten bayram havası oldu. halamlar ve kuzenlerim de oradaydı. dedem gerçekten yaş almıştı ve onu öyle görmek beni çok hüzünlendirdi. bayramdan sonra iki haftayı bulan kaos dolu seçim günleri vardı ve finallerimiz de böylelikle bundan etkilendi. sakız gibi uzadı, bizler süründük derken üç dersimin de hepsini yüksek notlarla geçtim. yine direnç gösterebileceğim bir şey vardı ki o da mezuniyet törenine katılmak. geçen sene katılmamıştım ve bu sene mezun olsam bile gitmem diyordum. ama gıda takviyesinden sonra ruh halim öyle bir düzene girdi ki kalktım törene adımı yazdırdım ailemi ve anneannemleri törene davet ettim. çok güzel spor bir kıyafetle törene katıldım. yalnızdım ama orada dönem arkadaşlarımla hemen kaynaştım. arkadaşlarım beni kendi aralarında felsefe profösörü ilan etmiş. haha :D fotoğraflar çekildik, paylaştık, birbirimizi ekledik gerçekten tazelenmiş gibiydim. artık mezunum. hemen iş başvurusunda bulunsam da görüşmeye çağırılacağımdan pek umudum yok. olsun. bunun yerine kendime yeni bir yol haritası çizmem gerekecek. ales/yds ayrıca kpss/alan çalışmam gerekebilir. bir de bu yaz formasyon eğitimi de almak istiyorum. Neden tek bir tanesiyle idare etmiyorum çünkü akademiden kopmak istemiyorum. final haftama yakın bir tarihte hayatıma biri girdi. her şey çok yeni. her şey tam anlamıyla sürpriz. zaman, Allah'ın kaderi işleyişi bize neyin nasıl bir şeye evrileceğini gösterecek. bu kişiye kapılarımı açmak ve ben de onun kapılarının aralığından içeri girmek istedim.
0 notes
Photo
Hiçbir şey yapmak istemiyorum... Ama hiçbir şey yapmak istemediğim için de kendime kızıyorum. Kendime kızdığım için şevkim daha da kırılıyor ve daha çok kızıyorum. Patates çuvalı gibi kendimi yere atmak, öylece mal mal tavana bakmak istiyorum. Ve yapıyorum. Omzum acıyor kendimi biraz sert attığım için. Lakin önemsemiyorum. Yattığım yerden; "Bak gördün mü, isteyince oluyormuş!" diyorum kendim kendime. Ama bunu duymazdan geliyorum. Çünkü hiçbir şey duymak istemiyorum. Düşünüyorum... Acıktığım için bir şeyler yapmalıyım fakat diyorum ya; hiçbir şey yapmak istemiyorum. Guruldayan midemin sesi kulağımı tırmalıyor. Bu yüzden zar zor da olsa kalkıyorum mutfağa gitmek üzere. Gidip makarna suyu koyuyorum ocağa. Öyle sos mos istemiyorum. Dümdüz yiyeceğim, olacak bitecek. Çünkü uğraşmak istemiyorum. Zeytinyağı neyime yetmiyor? Su beş dakikada kaynar. Sekiz dakikada da makarna haşlanır. Bir iki dakika da midemle buluşması sürse; yaklaşık onbeş dakikaya ben sağ, midem tok! Boş boş beklemek istemiyorum, bu yüzden biraz telefona bakınıyorum. Dalmışım... (Devamı yorum bölümünde 😉) ☆*:•.☆ ☆.•:*´ `*:•.☆ ☆.•:*´ `*:•.☆ #yazar #writer #iklimdora #zaman #kırkındansonranet #hayat #insan #edebiyat #kooplog #psikoloji #sorgulamak #felsefe #depresyon #kendinisev #depress #human #loveyourself #bookstagramtürkiye ☆*:•.☆ ☆.•:*´`*:•.☆ ☆.•:*´`*:•.☆ https://www.instagram.com/p/CoQW7udtOhK/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#yazar#writer#iklimdora#zaman#kırkındansonranet#hayat#insan#edebiyat#kooplog#psikoloji#sorgulamak#felsefe#depresyon#kendinisev#depress#human#loveyourself#bookstagramtürkiye
1 note
·
View note
Text
23 geliyor 1 saat sonra fln
Umarım uyuyarak girerim öncelikle.
23 bence benim senem olucak şuana kadar ki en verimli, en eglenceli senem olucağına inanıyorum. Çünkü yaşım bence en liseli olduğum yaş olucak 11. Sınıfı falan görücem bu senede, eşit agırlık sınıfı merak ediyorum nasıl geçiçek. Daha fazla kitap okurum diye düşünüyorum farklı tarzlara yelken açıcağım felsefe, mitoloji, fantastik kurgu, tarih, sanat belki biraz da dinler. Daha fazla bakımlı olucağım kesinlikle bu konudaki cahilliğimi atlatmak üzereyim. Kendime bakıcam, okuyacağım, izleyeceğim, araştıracağım, mutlu olmak için çabalayacagım, daha az buhranlara girmeye çalışıcagım. Umutsuzluğa tabikide kapılıcagım ama o dönem geçicek ve arkama baktığım zaman arkamda koca bir umutsuzluğun olduğunu görmek beni hoşnut etmicek. Her şeye rağmen mutlu olan insanlar var ve ben her şeye rağmen olmasada mutlu olan insanlardan olmak istiyorum. Biliyorum Ben, özgür olmak istiyorsun, sığamıyorsun, zorlanıyorsun ve artık bitsin istiyorsun ama bitiyor hani hiç ummadığın bir zamanda birşey oluyor en azından olması gerekiyor. Kimse anlamıyor ama anlayacak birileri var uzaklarda ve oraya gitmen için senin, seni anlamayanlara karşı onları anlıyormuşsun gibi davranman gerekiyor, tahammül etmen.
Neyse mutluyum şuanda ve ergenlik sorunlarımı açmaya gerek yok.
Şuan kısmetse olur devrindeyiz 16.bölüm fln oldu daha Tugçe gitti, Aybüke Tolga, Cansel Oğulcan, Yaren Erhan çift bide tabi herkesin best çifti Yeliz ve Erol berkcan güven beyzayla biz diyip sinirlendiriyormuş beyzayı _ al bu bilgiyi naparsan yap_ (popiler cümle!)
Okulda şuan bir hırsızlık dönemi var Nuh galiba ama kapatmayı düşünüyorum çünkü ugraşmak istemiyorum artık almıştır şeyini, şeyini işte anlarsin ya.
Sonracıgıma şu jbl 🎧 almak istiyom para biriktircem inş bu sene alırım
And this is New year Will be that so great I Will be happy and I hope Will ı speaking, writing and reading english
Ve umarım yanlış yaptığım yerleri gülerek yaa yanlış yazmış, ne demek istedin yani şimdi, o öyle mi yazılır gibisinden şeyler söylüyorsundur.
Buarada seneye sezinin yeni kitabı çıkıcak bence al ama sen bilirsin tabi onun yerine 101 Budizm'i ya da 101 Etik'i de alabilirsin
Kesinlikle ama kesinlikle tiyatroya gidiyorsun bak arkadaşım yok diyordun oyuzden gitmiyordun ama şimdi no no no eger bu sene bir kere bile tiyatroya gitmezsen herşey biter.
Sonra illegal hayatlara gidiyorsun itiraz istemiyorum ocakdaydı eger bunu aralıkta okuyorsan gittin dime?... bende öyle düşünmüştüm. Ve bu sene sinemaya bol bol gidiyorsun.
Neyse 42 geçiyor uyicam ve bir senedir uyuyam şeysi yapicam hani komik olmayanından
buarada umarım ajandayı kullanmışsındır kullancaksındır kullayaduruyorsundur kullanırsın kullan
0 notes
Text
Mesela herkes saaaadece kendi bölümünü ilgilendiren dersler görse ne olur haaa ne olur? Hix bir şey, müthiş olur. Her gün evimize öğle 12de gideriz. Fıstık gibi hayat. Dunyadaki diğer bok sistemi eleştiren adidır ulan. Bu kalksın yemin başka şey istemiyorum ha. Yaaaav bana getir fizik kimya biyoloji mat. Yeter bitti bu kadar. Felsefe resim din beden müzik tarih edebiyat boşşşşşşş. Haftada 3,4 gün okula gelirdik 12de eve giderdik. Bak kurana da basarım ki hix bir öğrenci bunu reddetmez ya. Hem illa ders çalışacak olan varsa evdeki 8 saat çalışma okulda hix bir şey öğrenilemeyen eve gelmeden çoookkk daha iyidir yav. Okulda bsiey öğreniyoruz ki. Yani biz dinlemiyoruz. O da bizim hatamız. Yani amaa YANİİI AMAAA ODAK SÜRESİ DIYE BİR ŞEY VAR AMAA DEĞIL Mİİİ!! Yine bizim hatamız değil. Kurban olasınız bize. Neyse şuan siz tireklerin hatasından bahsediyoruz. Ne diyordum iste sınav günü sınıfta iki ayın konusunu bitirmeye calsiiyoeuz ya. Böyle bsiey olamaz ya. Yeter artık haftanın beş günü okula gelmek nedir. 8 saat ders nedir 10 saat okulda kalmak nedir. Ailemden çok okuldaki tirrekleei görmem nedir. Buna cidden kimse yok demz ha. Okula bayılan inek de buna evet der. Yeter ya sıkıldım ya. Yeter valla yeter. Uykum geliyor uykum.
0 notes
Text
“Hayat beni sıkıyor... Her şey beni sıkıyor. İş, işçiler, aile, arkadaşlar... Hele kızlar... Hepsi beni sıkıyor... Hem de kusturacak kadar...
Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!.. Milyonlarca senelik dünyada en eski şey yirmi bin yaşında... Bu bile biraz palavralı bir rakam. Geçen gün bizim felsefe hocasıyla konuşuyordum. Lafı gayet ciddi tarafından açtım ve ‘hikmeti vücudumuz’u araştırmaya çalıştım. Dünyaya ne halt etmeye geldiğimiz sualine o da cevap veremedi. Yaratmak zevkinden, hayatın bizatihi bir hikmet olduğu hakikatinden dem vurdu, fakat çürük. Ne yaratacaksın? Yaratmak yoktan var etmektir. En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı olmaktan ileri geçemez. Yaratmak istediğimiz şey de bu mevcut malları şeklini değiştirerek piyasaya sürmekten ibaret. Bu gülünç iş bir insanı nasıl tatmin eder bilmiyorum. Bize ziyasını beş bin senede gönderen yıldızlar varken, en kabadayısı elli sene sonra kütüphanelerde çürüyecek ve nihayet beş yüz sene sonra adı unutulacak eserler yazarak ebedi olma ya çalışmak, yahut üç bin sene sonra, kolsuz bacaksız, bir müzede teşhir edilsin diye, ömrünü çamur yoğurmak ve mermere kalem savurmakla geçirmek bana pek akıllı işi gibi gelmiyor.
Bana öyle geliyor ki, hakikaten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek. Bak, bunu yapabiliriz ve ancak bu takdirde irademizi tam bir şey yapmakta kullanmış oluruz. Ben ne diye bu işi yapmıyorum diyeceksin! Demin söyledim ya, müthiş bir gevşeklik içindeyim. Üşeniyorum. Atalet kanunu icabı sürüklenip gidiyorum..."
1 note
·
View note
Text
Kimya çalışıcam ardından kitap listesi yaparım,dizi izlerim,kitap okurum, matematik de çalışsam bir de felsefe ödevi yapmam lazım
#felsefe görmek istemiyorum#müzik ve beden dersi de görmek istemiyorum#bu derslerin zorunlu olması çok saçma#ve hafta da 6 ders yabancı dil de görmek istemiyorum
0 notes
Text
Olum köpeklerdi, yobazlardı ama bu Fetö yine de nispeten zeki adamlardan oluşuyordu, dershane sınavlarında derece yapan çocukları falan devşiriyorlardı. Bu davarlar tarafından onlarca yıl sömürülmek epey onur kırıcıydı ama en azından “Abi arkalarında Amerika var, zeki adamları yerleştirmişler kadrolara” diye kendimizi teselli ederek gururumuzun aldığı darbeyi biraz yumuşatabiliyorduk. FAKAT MENZİL TARİKATI TARAFINDAN SÖMÜRÜLMEK NEDİR AMINA KODUMUN YERİNDE YA?
Olum ben ortalama IQ’su zeki bir gorilden düşük olan primatlar tarikatı tarafından sömürülmek istemiyorum. Bunlar şeyhlerinin osuruğunda rahmet olduğuna inanan adamlar. Şeyhleri yanlarında ABOUBAKARRRRR diye osuruyor, bunlar da şifa bulmak için “hmmmmppppfss” diye o osuruğu içlerine çekiyor. Olum Allah kitap aşkına bizi Illuminati yönetsin, Amerika sömürsün, Mossad bu işe el atsın ama değmesin mabedimin göğsüne şempanze eli. Bu kadarını kabullenemem. Çin sömürsün lan beni. Valla bak ben tarihteki en şerefsiz Türk olmayı ve kadim düşmanımız Çin mandası altına girmeyi kabul ediyorum. Varsın bizi yarasa siken komünist barbarlar sömürsün. Ama Menzil sömürmesin. Ya Akp’ye ve onun yakalı tişörtlü dayı ordusuna bile razıyım. Valla siz sömürün beni ama Menzil sömürmesin, ben de insan evladıyım, benim de bir kabullenebilme eşiğim var. Neredesiniz ey amına kodumun zararlı cemiyetleri, neredesin İngiliz Muhipleri Cemiyeti, medet ya Wilson Prensipleri Cemiyeti, yardım edin.
Bakın siz olayın ciddiyetini anlamamış gibi görünüyorsunuz, açıklayayım. Bu Menzil Köyü’nde sudan karaya geçiş 50 yıl önce başladı. Bazılarının sırtında hala yüzgeç ve pullar var, evrim henüz o kadarını törpüleyememiş. Bu adamlar iki ayak üstünde yürümeye 10 yıl önce başladılar. Bunlar köyde dört ayak üstünde yürürken gavs hazretlerinin bitmeyen mercimek çorbası kazanına uzanamıyorlardı. Derken içlerinden birkaçı iki ayak üzerinde durabilmeyi başarıp karınlarını doyurdu, dört ayaklılar ise doğal seleksiyonla elendi. O sayede bugün iki ayak üstünde durabilen Menzil Köyü popülasyonu oluştu. Bugün bile hala 10 dakika ayakta durunca “off çok yoruldum” deyip dört ayak üstünde dinleniyorlar. Kas ve iskelet yapısı tam oturmamış yani. Hatta akraba evliliği de yaygın olduğu için aralarında zehirli olan, trake solunumu yapan, kunduz gibi baraj yapabilen türleri var. Nasıl yaptın lan o barajı diye soruyorsun, bir cevap veremiyor, çünkü bilgiyle değil içgüdüyle yapıyor. Hatta şu büyük sırrı da ilk kez burada açıklayayım, gavslarının penguen gibi körelmiş kanatları var ve müritleri o yüzden bu adamın uçabildiğine inanıyor.
Efendiler, dostlar, Atinalılar; bu artık insanlığın emperyalizme, cehalete veya bilumum soyut kavramlara karşı savaşı değildir. Bu, insanların orklara karşı savaşıdır. Düşmanı asla hafife almayın. Zira aralarında alet kullanmayı becerebilenler olduğunu biliyoruz. Hatta tunçtan kesici alet yapabiliyor, iyi derecede mızrak kullanabiliyorlar. Henüz bilim ve felsefe yapamıyor olsalar da mağaralara çizdikleri inek resimlerinden sanatta ne kadar ileri bir toplum olduklarını görüyoruz. Eğer siz de bu adamlar tarafından sömürülmeyi reddediyorsanız, az önce kurmuş olduğum Homo Sapiens Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne üye olunuz. Ne mutlu homo sapiens’im diyene!
Cemre Demirel
5 notes
·
View notes
Text
Belki anlatmisimdir sınıfta bir çocuk var ,Atakan . Psikoloji , felsefe ve bunun gibi sorgulanmaya dair her şeyi çok seviyor. Araştırmak, bilgi edinmek vesaire vesaire baya ilgi alanı. Sınıfta genelde ciddiye alınmıyor. Bazen benim de ciddiye almadığım zamanlar oluyor ama fikirlerini savunduğu zamanlar değil ,ufak tefek garip hareketler sergilediği zaman. Onun dışında genel dünya görüşleri ve hayata karşı bir takım çıkarımları benimkilerle çok uyuyor. Beden dersinde çoğunluk voleybol ya da basketbol oynarken tribünde oturan birkaç kişi var ve Atakan da benim gibi onlardan biri . Bugün tribünde kitap okuyodum ne alakaysa. Sonra yanıma Ömer geldi. Havadan sudan konuştuk , önümüzde Atakan oturuyordu ve ona laf attı. Sonra biz bir aşağı indik ve üçümüz sohbet etmeye başladık. Bir buçuk ders kadar üçümüz sohbet ettikten sonra Ömer yanımızdan gitti . Sonra biz ayaküstü bir sohbete başladık. Cidden kelimelerini çok özenle seçiyor konuşurken ve diksiyonu da genel olarak iyi. En azından kelime telaffuzu iyi . Bazı konularda çok kibirli bir yaklaşım sergiliyor ama en nihayetinde bilmeyip de konuşanlardan değil. Bilip de konuşuyor,garip ama kibrini bilgisiyle doğrulayabilecek türden biri. Neyse işte baya bir konuştuk. Bana sence mükemmeliyet nedir diye sordu. Çok fazla emin olduğum bir cevabım yoktu ve bunu anlayışla karşılayacak biri olduğu için bir fikrim olmadığını söyledim . Ona ne düşündüğünü söyledim. Tam hatırlayamıyorum cevabı ama ilk söylediğinde mantıklı gelmişti. Aslında durduğu kadar soğuk biri olmadığını farkettim. Isındım ona karşı. Farkettirmiyor ama arkadaş canlısı bir insan . Ya da üç beş kişiye böyle . Ardından konu psikolojik hastalıklara geldi . Aslında bu konu biraz garip ama benim biriyle konuşurken çok fazla gerilmem ve konuya odaklanamamamdan açıldı. Ve ne yalan söyleyeyim tavırları ile çok güven verici bir insan. Bunu yanlış anlamayın. Arkadaş anlamında diyorum . Kendimden bahsetmeyecektim ama obsesif kompulsif bozukluk hakkında neler bilip bilmediğini sordum. Klasik "takıntı" açıklamasını yaptı işte zaten bunun dışında bir şey değil bu okb. Onun da ufak tefek takıntıları olduğundan bahsetti . Ona kanım ısındığı için güvendim - biraz hızlı güvenen biriyim ama gidip birine anlatsa bile bana zararı dokunmayacak bir şey - ve tatildeki kısa psikolog anımı ve sonrasında yaşananları anlattım. Kendi isteğimle psikologa gitmeme çok şaşırdı. Çok normal karşıladı bunların hepsini,garip bir tepkisi olmadı. Ailemin bana nasıl bir şekilde yaklaştığını sordu. Annemin bu konuda daha anlayışlı olduğundan ama yine de ikisinin de ilaç tedavisine başlamamı istemediğinden bahsettim. Şey dedi sana verebileceğim en büyük tavsiye kendi yoluna bakman ve ailene her şeyi anlatmaman. Biraz haklı sanırım. Ailem benim hakkımda bir takım şeylere karışıyorsa buna hep ben izin verdiğim için oldu. Ailemle arama mesafe koymak istemiyorum ama sanırım artık bir sınır olmalı çünkü aşılan her bir sınır beni germekten okb derecemin artmasından başka hiçbir boka yaramıyor.
#teşekkürler atakan#bazi şeylerin aklima yatmasını sağladın bir yerde#yaptığım sayılı kaliteli sohbetlerdendi
2 notes
·
View notes
Text
Aklımı ve Ahlakımı Yitirdim
✍🏻 Anıl Güven
https://www.gundemarsivi.com/aklimi-ve-ahlakimi-yitirdim/
“Ancak her şeyini kaybettikten sonra canının istediğini yapmakta özgür olursun.“
Chuck Palahnuik
Ben (M. Faucault tanımıyla özne olarak okuyunuz.) çok erken yaşlarda aklımı ve ahlakımı yitirdim.
Postmodernizmin atası Friedrich Nietzsche‘in önemli izdaşı James Joyce’nin Ulysses adlı romanını,Theodore Zeldin’in İnsanlığın Mahrem Tarihi, M. Foucault‘ın Cinselliğin Tarihi, Marquis de Sade‘in başta Yatak Odasında Felsefe ve diğer tüm yapıtlarını okuyunca; yıllardan bu yana kanıksana gelen okur-eser ilişkisinin dışına çıktım.
Küçücük bir aklım vardı, benim çok ayırdında olamadığım koşuşa başladı…
Platon’daki gibi ezeli ve ebedi olanın mı ardındayız? Yoksa çuvallamaya adanmış adımların adamı mıyız ?
Ya da Leibniz penceresinden sahaya inerek: Tanrı günah işleyen bir Adem yaratmadı! Adem’i yarattı ama içinde günah işleyeceği bir dünyayı da yarattı.
Kafa karıştırmak için elime kalemi, önüme defteri almadım. Bugün kendimle ve yitirdiklerimle yüzleşmeye başladım.
Batı toplumunda yerleşik bir algı vardır: “Doğu penisiyle Batı aklıyla düşünür.”
Tantra Sex Uzak Doğu’nun, İslam coğrafyası PEDOFİLİ ilişki sayrılığına tutulmuş… Batı çok mu arı? Antik Dönem Filozofları da oğlan tutkunu…
Özcesi: ”Hayat acı dolu bir labirenttir.” der Schoppeauer.
Sıradan insanlara önerilen Din!
Seçkinler için Felsefe…
Aristoteles‘in kısacık vurgusu ile bakarsak: ”İnsan merak eden bir varlıktır.” Oldu baba!
Tamam da bendeki bu merak yüzünden acı çekiyorum.
Düşüncelerim imgesel uzamda uçuşuyor! Anlağımı yıkamam gerekiyor.
Önce bir şişe kırmızı şarap açmalıyım.
Yeni Dünya Düzeni beni eziyor. İtaat toplumu bireyi olmak istemiyorum. Başkaldıran bir yapım var. 17 Yaşımda Kuran’ı ve Tevrat’ı Türkçe çevirilerden okudum. Birkaç gün sonra dini bir kenara bıraktım. Tanrıyı terk ettim…
20 Yaşıma erdiğimde Marksist klasiklerin tamamını bitirdim!
Ama içimdeki boşluğu bu okumalarla da dolduramadım… Sonsuz bir aydınlığa uzanmak isterken uykularım paramparça oldu…
En iyi arkadaşım A.J.P. Taylor: ”Uyumluluk size sakin bir yaşam sağlayabilir. Hatta size bir Üniversite kürsüsü bile getirebilir. Ancak tarihteki tüm değişimler, tüm ilerlemeler uyumsuzlardan gelir. Eğer sorun çıkaranlar olmasaydı, muhalifler olmadaydı hala mağaralarda yaşıyor olurduk.”
Bulunduğum yerde bir nesne değil bir özne olmak istenciyle baktım çevrene. İşte tam da bu yüzden uyumsuzum, çıkıntı yanım aşırı.
Hoş karşılayın, aklımı yitirdiğimi başlangıçta imlemiştim anımsayınız.
Ahlakımı niye mi yitirdim?
Buraya bir çatal koyalım; kimsenin fuckbodysi falan değilim. Yaşamımın hiçbir evresinde de fuckwomanım da olmadı.
Arzu duyma halinde niyetsel eylemde bulunurum. Ama benim burada sözcük yığını içinde anlatmak istediğim tümceyi Ludwig Feuerbach özetlemiş: ”Ahlakın dine bağlı olduğu ve adaletin ulu bir yetkiye bağımlı hale getirildiği yerde en ahlaksız, en adaletsiz, en kepaze şeyler meşrulaştırılabilir ve yerleştirilebilir.”
Kişi geleceğini özgür ve mutlu olarak yaşamak istencindeyse Sokrates’in tanımına göre ayağa kalkmalı: ”Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar.”
İtaatsizlik halini sürdürdüğün kadar özgürsün. Dince tanımlanmış ahlak anlayışını yıkarsan toplumda eşitliği var edersin.
Hayatınızda hiçbir dayatmayı alımlamayın. Kendi adıma: Ortak akıl pazarının alıcısı değilim. Bundan dolayı da terbiyesiz olmayı-kalmayı benimsedim.
Niyet-Arzu ortaklığını bir diğer yazımda dillendireceğim.
Anıl Güven, Atina
#AnılGuven #GundemArsivi #Felsefe #Sorgulama #Ahlak #Akıl #Din #Toplum #FelsefiSözler #Aforizmalar #OkuduklarımdanAnladığım #ÖzgürDüşünce #Cinsellik #Dayatmalar
0 notes
Text
Ne bok yiyim ben?
Kendi hayatıma odaklanmak istemiyorum çünkü ne bok yicem ben aq?
Ha?
Neden?
Ben kendi hayatımı düzenlemek istemiyorum. Hakkım olsa ölene kadar yatarım. Millet beni pof poflasın. Neden bir bok yapayım ki?
Bu kadar net. Bu kadar.
İstemiyorum yaşamak. İntihar bazında değil.
Bir işe girip salak saçma çalışmak İSTEMİYORUM. ÜÇ kuruş için post modern fahişe olmak İSTEMİYORUM. Birinin işini onun için yapmak İSTEMİYORUM.
Sadece sabah akşam SEVİLMEK ve beni sevmeyen herkesin ACI ÇEKTİĞİNİ GÖRMEK İSTİYORUM.
O olmuşum.
Çalıştık ettik ne bok oldu. Noldu?
Ne oldu amık ne oldu?
Bu mu?
Çalışmasaydık keşke. Hep yatsaydık. Bu kadar.
Yakışıklıda değilim artık.
Böyle. Bok gibi kayıp gitti her şey.
Şuna bak! İstediğim şey, güzelce yatıp dinlenmek, iki eğlenmek. O bile çok. Sikiyim.
Sanat, felsefe anlayan isteyen yok. Millet amcık peşinde.
E NAPİYİM BEN? BÖYLE BİR DÜNYADA NAPİYİM?
HA AQ? OBVİOUS CASE İ İNSANARA EÖEÖEÖE DİYE Mİ SATİYİM.
Ne yani?
Napiyim?
dünya bok ben napiyim.
Kendimi uyuşturmadan ne bok yiyim. Ha hobi dediğim her bokun 0 değer ettiği bir dünyada ne bok yiyim ben?
SANKİ ELİMDEN BİR BOK GELİYOR. SİKERİM AQ.
SANKİ BİZE VERDİLER BİR BOK BİZ HAYIR DEDİK.
Geberiyim de herkes rahatlasın aq. Süslü pastalar, eöeöeö arkadaşlıklar, sikim soniklik devam etsin. Ben öliyim. Daha mantıklı dimi sayın orospu çocukları?
Tüm silahşörlerin köpek olduğu dünyada tek ben kalmışım. Bana da boyun eğ diyorlar. Şaka gibi. Ne bok yiyim ben ha?
Ben pişmanım. Keşke önceden yatsaydım. Erken yatsaydım uyanmasaydım. Hep gece geç yatan biri oldum. Böyle oldum.
Koca bir saçmalık aq. Gerçekten. Sosyal olmak da. İnsanları sevmek de. Önemsemek de. Beş paralık insanların beş dakika vermek. E kimse kalmadı?
Saçma sapan işlerden vaz geç, geç geç, çok geçtik, zamanı aştık.
Rahatımız battı, aksiyeteden kendimizi boğduk. Hiç rahat etmedik, gerçek hayatla.
Konuşursan giderler, sansür yersin yada iki üç hap. Sen zaten delisin. Boşver, insan takliti yap. Sen gerçek değilsin.
Toplum dışı, ofsayt. En kötüsü, yedek klübesinden bile tersim.
Büyüdüm ama, keşke hep 21 kalsaydım. Belki de o falcıya demek istediğim, keşke ölseydim idi. Çok bir şey kaçırmamışım. Ben 2-buçuk sene yaşadım. Yaşamasaydım da olurdu. Ben ölseydim de aynı olurdu. Keşke ölseydim hatta. 1 sene sinir hastası, 1 sene kırık, 1 senede boş yaşadım. Olmasa da olurdu. Yaşamasaydım da olurdu.
Ben yaşamasamda olurdu. Keşke kendim gibi birini tanısam. Onu kopyalasam. Kendi kendime yol açmak zor, nereye gidiyoruz belli değil. Bir yerlere gittiğimiz kesin ama yol kapalı gibi. Atlıyoruz bariyerlerden ama çok karanlık, kimse yok. Evrensel bir yalnızlıkla bağrıyoruz, NERDEYİZ. NEREYE. NE. NEREEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE.
NERESİ BURASI. BİLMİYORUM. ışıktan çok uzak. Keşke benim gibi bir tane insanla tanışıp gece gündüz konuşsak. Farkı severim ama, artık şu nokta da, bana benzeyen 1 insan lazım. Ve o nerede, bilmiyorum.
Bok vardı sanki yaşadık.
Ne bok yiyim ben?
2 notes
·
View notes