#fahrettin altay
Explore tagged Tumblr posts
Photo
Fahrettin Altay İzmir'in Hatay ilçesinde yer alan Lg Fahrettin Altay Televizyon Servisi, bölgedeki televizyon kullanıcıları için güvenilir hizmet sunan öncü bir kuruluştur. Lg Fahrettin Altay Televizyon Servisi, uzun yıllardır sektördeki deneyimi ve uzman ekibiyle müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutmaktadır. Fahrettin Altay Lg Televizyon Servisi, kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetleriyle öne çıkarken, teknik destek ve tamir hizmetlerinde de profesyonel bir yaklaşım sergilemektedir. Fahrettin Altay Lg Televizyon Servisi, çeşitli marka ve modeldeki televizyonların tamir ve bakım işlemlerini titizlikle gerçekleştirerek müşterilerinin televizyon sorunlarına hızlı çözümler sunmaktadır. Lg Fahrettin Altay Televizyon Servisi, teknolojik gelişmelere hızla adapte olarak sürekli kendini yenilemekte ve müşterilerine en son çözümleri sunma konusunda öncü rol üstlenmektedir. Fahrettin Altay Lg Televizyon Servisi, profesyonel kadrosu ve geniş hizmet ağı ile İzmir'in Hatay ilçesinde televizyon tamir ve bakımı konusunda güvenilir bir adres olmaya devam etmektedir.
#izmir#Televizyon#Lg#Televizyon Servisi#Televizyon Tamiri#Televizyon Tamircisi#Fahrettin Altay Televizyon Tamircisi#Fahrettin Altay Televizyon Servisi#Fahrettin Altay Lg Televizyon Servisi#Fahrettin Altay Lg Televizyon Tamircisi#Lg Fahrettin Altay Televizyon Servisi#Lg Televizyon Servisi#Lg Servisi#Lg Servis#Lg Fahrettin Altay Servisleri#Lg Hatay Servisleri#Lg Hatay Fahrettin Altay Servisleri#Lg Hatay Fahrettin Altay Servisi#Lg Hatay Fahrettin Altay Televizyon Servisi
0 notes
Video
youtube
İzmir Fahrettin Altay Spotçu 0554 191 08 54 Fahrettin Altay 2.El Eşya Al...
#karabağlar #fahrettin #altay #spotçu #ikinci #el #eşya #alanlar #fahrettinaltayspotçu #fahrettinaltayikincieleşya
#youtube#karabağlar fahrettin altay spotçu ikinci el eşya alanlar fahrettinaltayspotçu fahrettinaltayikincieleşya
0 notes
Text
Kolektif – Yapay Zekâ (2023)
Yapay zekâ her geçen gün gelişiyor, hayatımızın her köşesine nüfuz ediyor. Özellikle akıllı telefonların kullanımı ile birlikte yapay zekâ uygulamaları da yaygınlaştı, öncesinde yapay zekâ ile hiç tanışmamış sıradan insanların bile yaşamlarında kendine yer buldu. Örneğin, sadece bir kez girdiği reklam duyurusunun içeriğini oluşturan ürün ile ilgili birçok duyuruyu yine isteği dışında peşi sıra…
View On WordPress
#2023#Ayşe Banu Karadağ#Bahattin Yalçınkaya#Banu Fulya Yıldırım#Berrin Küçükcan#Canan Ergün#Disiplinlerarası Yaklaşımlar#Fahrettin Özdemirci#Halise Şerefoğlu Henkoğlu#Mehmet Altay Ünal#Mehmet Oytun Cibaroğlu#Mehmet Torunlar#Muhammet Emin Gedikli#Nilüfer Alimen#Oğuzhan Serin#Senem Öner Bulut#Serkan Yıldırım#Türkay Henkoğlu#Tolga Çakmak#Vakıfbank Kültür Yayınları#Yapay Zekâ#Şahika Eroğlu
0 notes
Text
Fahrettin Altay Paşa'dan İlginç Bir Anı
youtube
Baskın...
7 notes
·
View notes
Text
Neden 30 değil de 29 Ekim ?
Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti?
İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere. “Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüfmüdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi” Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir. “Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlarmısın?.. Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti. Saray bu halden memnundu. Fakat ben bunu kabul edemezdim. Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım. Dünyada tek başımıza idik.Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu. Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı. Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik. İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır? Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur. Bütün Dünya buna şahit olmuştur. Daha da şahit olacakları vardır. Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir. Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve; ”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür” Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar. Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır” Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi. O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir. Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir. Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum.. Sizden bir gün öndeyim..Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir..
#CumhuriyetYüzYaşında
15 notes
·
View notes
Text
Herkesin attığı hikayeyi, mekanı, ortamı İzmir sanıyorum. Aa bak galiba Bornova, burası Alsancak, sanki Fahrettin Altay gibi ya, bak ben bu barda oturmuştum bira içmiştim diye diye kafayı yiyorum. Sanırım İzmir'i özlemişim...
2 notes
·
View notes
Text
inciraltı, balçova (içinden), fahrettin altay, sahil yolundan konak, gümrük, basmane, tepecik, gürçeşme, şirinyer, buca, kuruçeşme, tınaztepe orada meydanda bekle gelicem ben.
olm sen bildiğin otobüs güzergahı tarifi veriyorsun atsana konum bana?
ha bu yol da rahat 1 saat sürer o ayrı.
mal arkadaşının olması çok zor arkadaşlar
3 notes
·
View notes
Text
Neden 30 değil de
29 Ekim ?
Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti?
İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir.
Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere.
“Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüfmüdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi”
Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir.
“Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlarmısın?..Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.Saray bu halden memnundu.
Fakat ben bunu kabul edemezdim.
Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım.
Dünyada tek başımıza idik.
Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu.
Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı.
Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı.
Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik.
İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?
Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur.
Bütün Dünya buna şahit olmuştur.
Daha da şahit olacakları vardır.
Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir.
Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır.
Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve;
”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür”
Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar.
Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır”
Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi.
O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir.
Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir.
Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum.. Sizden bir gün öndeyim..
Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir..
4 notes
·
View notes
Text
En Eski Türk Topçu Alayının Marşını Yazan Adam: Muzaffer Tuğsavul 2
Bu hayat hikâyesinden sonra Muzaffer Tuğsavul’un modern Türk Ordusu’nun 1’nci Piyade Alayında görev yaptığı sırada alaya sancak verilmesine bakalım.
Ordu İç Hizmet Talimatnamesi’ne göre sancakların alaylarına Cumhurbaşkanı veya onun belirleyeceği vekili tarafından törenle verilmesi gerekmektedir. Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp, bu konuda ne yapılması gerektiğini Başbakanlığa bir yazı ile sormuştu. Başbakanlık da konuyu Cumhurbaşkanlığı Genel sekreterliğine iletmiş ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza (Soyak) Bey’in Başbakanlığa bildirdiği yazıda alaylara sancak verilmesi töreni için Orgeneral Fahrettin Altay’ın Atatürk adına görevlendirildiğini bildirilmişti.
Başbakanlık Müsteşarı da Alaylara sancak verilmesi törenlerine Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün Orgeneral Fahrettin (Altay)’ı görevlendirdiğini Milli Savunma Bakanlığı’na iletmişti. Bu çerçevede Cumhuriyet döneminde Latin Kökenli Türk Alfabesi’ne göre hazırlanan alay sancakları yapılan törenlerle alaylara verilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı Ordu Dairesi tarafından 1’nci Ordu Müfettişliği kuruluşundaki birliklere mensup alaylara sancak verilmeye başlanmıştı.
13 Temmuz 1937 tarihinde Davutpaşa Kışlası’nda sancak töreni yapılacaktı. Bu münasebetle törende bulunmak üzere köylerden binlerce köylü kışlaya gelmişti. Saat 11.00’de Orgeneral Fahrettin Altay, Tümgeneral Osman Tufan, General Cemil Cahit Toydemir kışlaya gelmişler ve kışla komutanı Albay Muzaffer Tuğsavul tarafından karşılanmışlardı.
Orgeneral Fahrettin Altay, askeri teftiş ettikten sonra Alay saflarının ortasında durmuş, bu sırada önde askeri bando olduğu halde, yağız bir ata binmiş, gürbüz bir erin taşımakta olduğu şanlı alay sancağı arkasından süngüleri parıldayan muhafızlar olduğu halde kışla kapısından çıkmış ve Orgeneral Fahrettin Altay önünde durmuştu. Orgeneral Fahrettin Altay alay sancağını almış ve “Topçu Alay Kumandanı Muzaffer Tuğsavul” diyerek alay komutanını çağırmıştı. Alayın başında bulunan komutan koşarak Orgeneralin karşısında selam durmuş ve Fahrettin Altay şunları söylemişti:
“Milletimizin timsali olan sancağı Büyük Önderimiz namına size vermekle bahtiyarım. Şanlı Alayınızın bu sancağın gölgesi altında çok büyük muzafferiyetler kazanacağına eminim. Yeter ki Büyük Atatürk başımızdan eksik olmasın. Milletin emanetini size teslim ediyorum.”
Alay sancağı Albay Muzaffer Tuğsavul’a teslim edilmiş ve Tuğsavul da şunları söylemişti:
“Bugün Alayımızın unutulmayacak, şerefli ve şanlı bir günüdür. Bütün milletlerin gözünü kamaştıran Ulu Önderimizin kahraman alayımıza büyük komutanımız eliyle bu sancağı tevdi ediyor. Bu sancağın Alayımıza verilişini tespit eden bu dakikalar asırlarca sonra bile büyük bir kuvvet kaynağı olacaktır. Nerede yurdumuza yan bakacak bir göz olursa, nerede karşımıza çıkacak bir düşman bulunursa son canlı mahlûkumuz kalmayıncaya kadar bu sancağı düşmana bırakmayacağız. 1’nci Alay, Ordunun 1’nci Alayı olduğunu geçmişte olduğu gibi gelecekte de gösterecektir. Bilhassa Atası’nın verdiği sancağı hiçbir zaman bırakmayacaktır.”
Bu sözlerden sonra İstiklal Marşı çalınmış ve askerler tarafından 1’nci Alay Marşı dinlendikten sonra resmigeçit yapılmış ve misafirler Davutpaşa Kışlası’nı gezdikten sonra öğle yemeğine alıkonulmuştu. 1’nci Alay Marşı’nı Alay Komutanı Muzaffer Tuğsavul yazmıştı. Marşın beş-altı mısrası şöyleydi:
“İnönü Dağları’nda biz şimşekler yarattık, / Yıldırımlar saçarak kanı gövdeye kattık, Gökler gibi gürledik, aslan gibi kükredik, / Çek tetiği gürlesin şanlı sesi topların, Altı üstüne gelsin düşman gibi toprağın.”
Muzaffer Tuğsavul, 30 Ağustos 1939’da Çanakkale Topçu Komutanlığı’na atandıktan sonra bu görevini 17 Mart 1940 tarihine kadar sürdürmüştü. Sözkonusu tarihte Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı görevini yürüten Korgeneral Ali Rıza Artunkal, 8’nci Kolordu Komutanlığına terfi ederek Çanakkale’den ayrılmış ve Tuğgeneral Muzaffer Tuğsavul Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı olmuştu. Vali Atıf Ulusoğlu ve Muzaffer Tuğsavul 28 Nisan 1940 günü Karacaviran Köyü’nde çevre köyler Kemel, Özbek ve Işıklar halkının da katılımıyla halkevi tarafından düzenlenen köy toplantısına katılmış ve burada yaptığı konuşmada halkın milli duygularını coşturan bir konuşma yapmıştı.
Muzaffer Tuğsavul, 1941 yılı 30 Ağustosunda terfi ederek Çanakkale’den ayrılırken, İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından her dakika düşman taarruzunu beklendiği Çanakkale’de, Çanakkalelilerin yanında onları savunmak için bulunmuş ve Çanakkale halkının moralini yüksek tutmak için çaba sarf etmişti. Doğal olarak Çanakkaleliler de bunu unutmamışlar ve Muzaffer Tuğsavul’un 1952 yılında ölümünden sonra onu gelecek kuşakların da unutmaması için bir caddeye ismini vermişler ve sevgilerini göstermişlerdi.
6 notes
·
View notes
Photo
Mersin / ATATÜRK ve LATİFE HANIM ve Fahrettin Altay Paşa MERSİN Artezyen’de / 1925
2 notes
·
View notes
Text
Karabağlar’da Aqua Yaşam Yüzme Havuzu açıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/173718/karabaglarda-aqua-yasam-yuzme-havuzu-acildi/
Karabağlar’da Aqua Yaşam Yüzme Havuzu açıldı
Karabağlar Belediyesi’nin uygun fiyat ve nitelikli hizmet veren Aqua Yaşam Yüzme Havuzları ve kafeteryası, bu yıl kapılarını 19 Mayıs���ta ziyaretçilerine açtı. Sadece geçen yıl 60 bin kişinin yararlandığı tesisin, bu sezon da yoğun ilgi görmesi bekleniyor.
İZMİR (İGFA) – Merkezi bir konumda bulunması ve sunduğu olanaklarla dikkat çeken Aqua Yaşam Yüzme Havuzları, ziyaretçi sayısını artırmaya devam ediyor. Sıcak yaz günlerinde vatandaşların uygun fiyatlarla serinlemesini ve dinlenmesini sağlayan tesis, Uzundere Rekreasyon Alanı’nda yer alıyor.
GÜVENLİK VE SAĞLIK İÇİN ÖNLEMLER ALINDI
Vatandaşların güvenliği ve sağlığı için her türlü önlemin alındığı tesiste, çeşitli büyüklüklerde yüzme havuzları, çocuk oyun havuzu ve kaydıraklar bulunuyor. Kafeteryada gözleme, ızgara, makarna, salata çeşitleri, serpme kahvaltı, sıcak ve soğuk içecekler sunuluyor. Ayrıca havuz bölümüne bağlantısı olan Gemi Restoran da hizmet veriyor.
“GENÇLERİMİZİ VE ÇOCUKLARIMIZI SPORTİF VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLERLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, 19 Mayıs’ta yeni sezonunu açan Aqua Yaşam Havuzları’nın yoğun ilgi görmesini beklediklerini vurgulayarak, “Uygun fiyatıyla hemşerilerimizin erişiminin kolay olduğu tesisimizde vatandaşlarımızı ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağız. Karabağlar’da gençlerimizi ve çocuklarımızı sportif ve kültürel etkinliklerle buluşturmaya devam edeceğiz. Tüm konuklarımızın aileleriyle birlikte keyifli saatler geçirmelerini diliyorum” dedi.
AQUA YAŞAM YÜZME HAVUZU’NA ULAŞIM NASIL?
Aqua Yaşam Yüzme Havuzu’na ulaşımıyla ilgili otobüs ve dolmuş hatları aşağıdaki şekildedir;
OTOBÜS HATLARI:
1-) Hat No: 193 – YURTOĞLU – KONAK
GÜZERGAH: CENNETÇEŞME-BOZYAKA – EŞREFPAŞA
2-) Hat No: 524 – CENNETÇEŞME-ÜÇYOL METRO GÜZERGAH: YURTOĞLU – ESKİİZMİR CAD.-SAİM ÇIKRIKÇI CAD.
3-) Hat No: 873 – YENİTEPE EVLERİ – FAHRETTİN ALTAY AKTARMA GÜZERGAH: YURTOĞLU- UZUNDERE REK. ALANI – ÇEVRE YOLU
4-) Hat No: 877 – UZUNDERE TOPLU KONUTLARI – GAZİEMİR SEMT GARAJI GÜZERGAH: CENNETÇEŞME-ESKİ İZMİR CAD.-ÇEVRE YOLU
5-)Hat No: 23 – UZUNDERE – KONAK
GÜZERGAH: ESKİİZMİR CAD.-EŞREFPAŞA-VARYANT
6-) Hat No: 523 – UZUNDERE – ÜÇYOL METRO
GÜZERGAH : İHSAN ALYANAK BUL. – ATATÜRK EĞİT. VE ARAŞ. HAST.
7-) Hat No: 516 – YENİTEPE EVLERİ – GAZİEMİR SEMT GARAJI
GÜZERGAH: UZUNDERE – AKTEPE
DOLMUŞ HATLARI:
1-) Uzundere -Işıkkkent
2-) Toki-Kadifekale
3-) Yeşilyurt-Eşrefpaşa
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Narlıdere Metrosu 15 Nisan’a kadar ücretsiz
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 24 Şubat’ta hizmete aldığı Fahrettin Altay-Narlıdere Metrosu 15 Nisan tarihine kadar ücretsiz yolcu taşıyacak. Hattın son durağı Kaymakamlık İstasyonu ise önümüzdeki günlerde hizmet vermeye başlayacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in göreve başladığında yüzde 12 seviyesinde olan Fahrettin Altay ile Narlıdere’yi bağlayan Narlıdere Metrosu, 24…
View On WordPress
0 notes
Link
#karabağlar #fahrettin #altay #spotçu #ikinci #el #eşya #alanlar#fahrettinaltayspotçu #fahrettinaltayikincieleşya
0 notes
Link
0 notes
Text
🇹🇷🙋♂️
😱TARİHİ ÇOK İLGİNÇ
BİR OLAY ANLATACAĞIM..
🤔Tarih 30 Ağustos 1968. Afyon Lisesi öğretmeni
👨🏫Sabri Tanrıkut, öğretmen arkadaşlarıyla törene katıldı.
👮♂️Konuşmacılardan birisi kurtuluş savaşımızın süvari kolordu komutanı
👮♂️Fahrettin Altay Paşa’ydı.
👮♂️Bir albay, Paşa’nın koluna girdi.
👮♂️Kürsüye çıkmasına yardımcı oldu.
👮♂️ Konuşma süresince de elinde bir şemsiye ile O’nu güneşten korudu.
👮♂️ Fahrettin Altay Paşa konuşmasına şöyle başladı:
🇹🇷👮♂️🤔
“Bana Mustafa Kemal’i anlatır mısınız? dediler.
Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim.
Ancak anlatımım kısa olacak. Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım.
🇹🇷Bu şekilde Mustafa Kemal’i anlatmış olacağım.”
🇹🇷👮♂️EMRİNİ BEKLİYORDUK
Paşanın, Mustafa Kemal’i nasıl anlatacağını herkes merak etti.
Önündeki bardaktan bir yudum su içti ve konuşmasını, sonradan avukatlığa başlayan Sabri Tanrıkut’un tuttuğu nota göre şöyle sürdürdü:
🇹🇷👮♂️“Planlandığı şekilde 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.00’te başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben ve diğer komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe’deydik.
🇹🇷👮♂️Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı. Bu bir baskındı. (20) dakika sürdü.
🇹🇷👮♂️ Ardından ‘Tahrip’ atışları yapıldı. Bu da 10 dakika devam etti.
🇹🇷👮♂️Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı.
🇹🇷👮♂️ Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal’in emrini bekliyorduk.
🇹🇷👮♂️ Sonuçta, Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük.
🇹🇷👮♂️😱⁉️
“FIRSATI KAÇIRIYORSUN KEMAL”
Mustafa Kemal’e yöneldik.
O’nun taarruz ve takip emrini bekliyorduk.
🇹🇷👮♂️ Ne ki
O, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu.
🇹🇷👮♂️Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu.
🇹🇷👮♂️😱‘Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz enirini ver’ dedi.
🇹🇷👮♂️ Mustafa Kemal:
‘Dur Abi’ diye cevap verdi.
🇹🇷👮♂️ Bir süre sonra Fevzi Çakmak, ‘Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek,
emrini ver artık’ diye ısrarda bulundu.
🇹🇷👮♂️🤔Mustafa Kemal, yine ‘Dur abi’ dedi.
🇹🇷👮♂️ Bir süre daha geçti. Fevzi Çakmak bu kez
👮♂️🤷♂️‘Allah aşkına Kemal ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık’ diye sesini yükseltti.
🇹🇷👮♂️🤔 Mustafa Kemal yine ‘Dur Abi’ dediği sırada beklenmedik bir olay meydana geldi.
🇹🇷👮♂️🤔😱⁉️
İŞTE, MUSTAFA KEMAL...
😱😡Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı.
😱🤔😡⁉️ Mustafa Kemal’in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı.
😱😡 Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombalarını yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı.
🇹🇷👮♂️🤔Mustafa Kemal’in öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti.
🇹🇷👮♂️😱Taarruzda ısrar eden.
🇹🇷👮♂️❤️🕊️ Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal’e sarıldı.
🇹🇷🤷♂️👮♂️ ‘Seni bize Allah mı gönderdi Kemal?’ dedi.
🤔⁉️ Müteakiben süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık.
Alt kademelere ilettik. Sonucu biliyorsunuz.
🇹🇷👮♂️🤔 Bana ‘Mustafa Kemal’i anlat’ dediler. İşte Mustafa Kemal budur”
Dedi
🇹🇷👮♂️Bir albayın yardımıyla kürsüden indi.
(Ağabeyim Sayın
🙇���♂️Baykal KARACA'dan alıntıdır.)
👩🦳Tansel GEYİK
16 Aralık 2023
Sizde paylaşın.
(Alıntıdır.)
🇹🇷🙋♂️👏🇹🇷👏🇹🇷❤️🕊️🌿
Atatürk'e Laf Uzatanlar, Özellikle Sizler Okuyun... Koyun Olup, Melemeyin !🫵🏻
3 notes
·
View notes
Link
0 notes