#ebu cehil
Explore tagged Tumblr posts
sebperest · 2 months ago
Text
Yaranın inkârı her yaradan daha büyük yaradır
'Delilleri küçümsemek' diye bir hastalığımız var arkadaşım. Acizliğimizden kaynaklanıyor. Çünkü ellerimiz pek küçük. Okyanussa çok büyük. Daha çoğuyla tanışmaya çalışırken bazılarını arkamızda bırakıyoruz. Evet. Acizliğimizin parçası bu. Hem de gereği. Okyanus tek seferde avuçlanmaz. Sığmaz. Bazen unutuyoruz. Bazen sıkılıyoruz. Bazen ilerliyoruz. Fakat bu durum yine de arkamızda bıraktığımıza saygısızlık etmemizi gerektirmez. Çünkü, birşeyi arkamızda bırakmamız, o şeyin değersiz olduğu anlamına gelmez. Öyle düşünmek kibirdir. Mütekebbir ahbabına teşekkürü unutandır. Kibrin doğasında nankörlük vardır. Ve kibir insanı hidayetten alıkoyar. Hem her vakit ele yeni bir burhan da geçmez. Hem bazen yenisi eskisinin yerini tutmaz. O halde eskilerin itibarını da sarsmamak gerekir. Terbiyesizliğin kimseye faydası yok. İlim yolunda yürüyene hiç yok.
Mürşidim, bu sadedde, Mesnevî-i Nuriye'sinde beyan buyuruyor ki: "İ'lem eyyühe'l-aziz! Bir burhanla elde edilen netice-i tevhidi bazı insanlar isti'zamla dar zihinlerine sıkıştıramazlar. Veya bozuk hayalleri tahammül edemez. Bu hale karşı o kat'î, sahih burhanı reddetmek üzere, 'Bu neticeyi, bu kadar azametiyle, şu burhan onu intaç edemez!' diye bahanelerle kabul etmez. O miskin bilmez mi ki neticenin kayyûmu imandır. Burhan ancak onu görmek için bir menfezdir. Veya bir süpürge gibi o neticeye konan vehimleri süpürür. Maahaza, burhan bir değildir, bin değildir, zerrât-ı âlem adedince burhanlar vardır."
Başlarken meseleyi yalnız 'acizliğe' bağladım. Eksik söylemiş oldum. Özür dilerim arkadaşım. Zira 'cahilliğin' de bu işte payı var. Hem de 'zalimliğin.' Zaten Furkan da öyle buyurmuyor mu? Yüklendiğimiz emanetin bedelidir sanki 'çok zalim' ve 'çok cahil' olmak. Var olduk, mahluk olduk, ben olduk, yara olduk. Olduğumuz şeyden ziyade olmadığımız şey olduk. Yani ki, olduğumuzdan haberdar olunca, olmadığımızdan da haberdar olduk. Yine demiyor mu: "Sıgar-ı nefis tekebbürün menbaıdır. Zaaf gururun madenidir. Acz muhalefetin menşeidir..." Demek, yaralarımızı avutmaya çalışırken düşüyoruz, diğer bazı yaralara. Sancılarını bastırmaya çalışırken uğruyoruz daha büyük ağrılara. Her sarhoşluğun öncesinde bir dert var. Fıtrî yaralarımızı kabullenmemek, kabulle güle çevirememek, daha büyük bereliyor benliğimizi. Yaranın inkârı her yaradan daha büyük yaradır.
Küçük olmasan büyüklenmeye çalışmayacaktın. Zaafların olmasa kurtulmak için aldanmayacaktın. Güç yetirebilsen aleyhlerine geçmeyecektin. İşte, emanetin omuzlarındaki ağırlığı, seni 'zalimlik' ve 'cahillik' yapmaya itiyor. 'Avuçlarım küçük' demiyorsun. 'Su bu kadarmış' demeyi seçiyorsun. Veyahut daha önce avuçladığın suları inkâra yelteniyorsun: "Onlar neydi ki canım? Hiç. Asıl su avuçlarıma son aldığımdır!" Halbuki hakikat okyanusunu avuçlayanlar bitmez. Sen de nihayet sahilde pek az kalacaklardan birisin. Sonrakilerin de o okyanusta hakları var. Ayrılmış payları var. Hakikatleri var. Delilleri var. Gelecekleri var. Görecekleri var. Şahit olduklarında yetinmek zorundasın. Belki gelenler şahitliklerinden fazlasını da bulacaklar. Allah'ın hidayet nehirleri sürekli akmadadır arkadaşım. Feyz okyanusları sürekli kaynamadadır. Hakkını al. Başkalarınınkini inkâr etme.
"Neticenin kayyûmu imandır..." Unutma bunu. Eğer bir delil sahibini mü'min etmişse işini yapmış demektir. Mü'min ediyorsa hâlâ işini yapıyordur hatta. İsterse yanlışlanıyor olsun. Yahut cazibesini kaybetsin. Veyahut yerine daha iyisi konulmuş bulunulsun. Müfessirlerin ayetlerin manalarını açıklarken/ispatlarken sevkettiklerine de böyle bak. Onları kendi zamanlarının şartlarıyla yargıla. O zamanlar söyledikleri o zamanın bilimleriydi. Lazım-ı mezhep mezhep değildir. Şimdinin bilimi başka şeyler söylüyor. Belki geleceğin bilimi de bugünü yalanlayacak. Nihayetinde bütün bu deliller imana ulaşmak için. Kabulüne lazım idrak genişliğine ulaşmak için. İçindeki dane-i hakikat uğruna olsun kimsenin deliline saygısızlık etme. Ahirzamandayız çünkü.
"Hürriyet tenkit vermiş, gururundan dalâlet çıkmış." Saygısızlık, Süleyman aleyhisselamın asâsını kemiren kurt gibi, kemiriyor gençlik asâsını. Salih seleflerimizin sözleri küçümseniyor. Delilleri beğenilmiyor. Usûlleri yadırganıyor. Ne yazık. O kartalların dedikodusu kargalara mı kaldı? Fakat öyle olur. Kartallar uçar. Kargalar ürür. Ahirzaman herkesin zihnine bir 'kusur arayıcı iblis' takıyor. Kendi mü'min ceddinin üzerine salıyor. Halbuki, zamanlarına yetişilseydi, şu gençlerin ilimleri onların tozu bile edemezdi. Sonra gelinmekle herşey bedavaya alındı. Vay. Şimdi emaneti taşıyanların yamalı omuzları da beğenilmiyor. Hayret ki hayret. Hayret, bin kere hayret, ne olduk böyle? Neticenin kayyumu imandı oysa. İman giderse hiçbir delilden o neticeyi bulamazsın ki. Sen, Ebu Cehil, Ay'ın yarılışını görmedi mi sanıyorsun? Gördü. Fakat netice delilin elinde değildi ki! Hidayet Allah'ın mülküdür. Dilediğine bağışlar. Ama korkmalıyız arkadaşım. Çünkü Allah mütekebbirin kalbinde kandil yakmaz.
0 notes
yakazakalb · 1 year ago
Text
Ebu Cehillerin en büyüğü bizim ülkemizde. Dışardakiler içerdekilerin ellerine su dökemez.
.
9 notes · View notes
otuzsekizinciparalel · 2 years ago
Text
Ebu Cehil: “Benim görüşüm: İçimizdeki her kabileden, güçlü, kuvvetli, özü gözü pek, şerefli, soylu birer delikanlı alalım. Sonra, onlardan her birine keskin birer kılıç verelim. Onlar gidip, ellerindeki kılıçlarla hepsi birden tek adamın vuruşu gibi vurup, onu öldürsünler! Böylece ondan kurtulalım, rahata kavuşalım! Delikanlılar bunu bu şekilde yapınca, onun kanı bütün kabilelere dağılmış, düşmüş olur! Abdi Menaf o��ulları ise, bütün kabilelerle savaşmaya güç yetiremezler, bizden diyet almaya razı olurlar. Biz de, Abdi Menaf oğullarına onun diyetini öderiz!” dedi.
Necidli şeyh: “İşte, yerinde söz bu adamın sözüdür! Bu öyle bir görüştür ki, ondan başka, yerinde bir görüş yoktur!” dedi.
Bunun üzerine, müşrikler Ebu Cehil’in görüşü üzerinde birleşmiş olarak dağıldılar. Beş kabileden hemen beş cellat seçilip, ellerine birer keskin kılıç verildi.
Yüce Allah, Peygamberimiz Aleyhisselama, Kureyş müşrikleri tarafından hazırlanan suikastı da, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle açıklar: “Hani, bir zamanlar o küfredenler seni tutup bağlamaları, yahut öldürmeleri, ya da (yurdundan) zorla sürüp çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı kurarlarken, Allah da onun karşılığını yapıyordu. Allah tuzak kuranlara mukabele edenlerin hayırlısıdır.”
Asım Köksal - Hz. Muhammed ve İslamiyet
9 notes · View notes
sumeyyeberraa · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Herkesin kulağı imanına ayarlıdır. Hiç kimse imanından fazla duyamaz! Ebu cehil yanı başında duymadı RASULULLAHI..!
271 notes · View notes
bugle-m · 2 days ago
Text
Tumblr media
Ebu cehil kuduruyordur sayenizde bu kafirlikler benim aklıma nasıl gelmedi diye.
72 notes · View notes
rikkat-i-kalp · 21 days ago
Text
Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Mülk Sûresi/12.Ayet
Tumblr media
Allah rolleri dağıtmaz,tanıtır
İsteyen Ebu Cehil olur,
İsteyen Ebu Bekir���
Her imkân bir imtihandır.
Her imtihan da bir imkân✓
Tumblr media
70 notes · View notes
bikahvem · 3 months ago
Text
Tumblr media
"Aşk mı..?
Bazen kokuyu yanında ki Ebu Cehil duymaz da..
Yemen illerinde ki Veysel Karani duyar,
işte bu..! "
Hayırlı akşamlar
Bi ◎⃝☕❀ ◉❤️🤍
80 notes · View notes
kafkaslordu · 21 days ago
Text
Olum şaka maka insan deli gibi seviliyor aq bize gelince de Ebu Cehil muamelesi yapılıyor
31 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 9 months ago
Text
Bu ümmetin koca yürekli, yüreği iman dolu kadınları böyle bir celâdete sahipti. Şimdi bu ümmetin kadınlarını güzellik merkezlerinde ömür tüketen, hedefsiz bir hayatla zaman dolduran, lüks kafelerde içtiği çayı başkalarına göstermekle duygularını tatmin edebilen, emperyalizmin finansörü bir kahve markasında yudumladığı kahvesiyle entelektüel olduğunu sanan bir sığlığa mahkûm ettiler. Ne hale getirdiler kızlarımızı, kadınlarımızı...
Oysa Ümmü Umâre'yi anlatmamız; tanıtmamız lazımdı bu asrın hanımlarına. Kızlarımızı tehdit eden bu manevi yok oluşun iksiriydi Ümmü Umâre'nin hayatı ve duruşu... Yiğitliğin cinsiyetle olmayacağının en net göstergesiydi mücadele dolu hayatları
Ömer Faruk Korkmaz, Ebu Cehil Çağında Muhammedi Kız Olmak
69 notes · View notes
4709j047 · 1 year ago
Text
olum sizi ebu cehil mi yestisdirdi aq ne bu haller la
215 notes · View notes
birazfazla · 5 months ago
Text
Allah rolleri dağıtmaz,
Tanıtır;
İsteyen ebu cehil olur ,
İsteyen Ebu Bekir ..
38 notes · View notes
ay-simay · 2 months ago
Text
Tumblr media
Seneryo yazıldı
Roller tanıtıldı
Kimisi Ebu Cehil olmak istedi
Kimisi Ebu Bekir...
...
Günaydın 🌦️güzel sabahlar... 🍂☕
...
43 notes · View notes
sayendeyirmiki · 2 years ago
Text
firavun mu büyüttü sizi ebu cehil mi yedirdi hades mi koynunda uyuttu sizi niye bu kadar kırıcısınız
401 notes · View notes
karadenizli-bey · 1 year ago
Text
kızların gece duygusallığı saati var aldanmayın gündüz yine ebu cehile dönüşüyorlar
118 notes · View notes
1integral · 4 months ago
Text
yani Allahım bazı kullarını cehennem de kesmez öyle bir ebu cehiller ki bunların daha ağır bir yerde yargılanması lazım
16 notes · View notes
mormezarlik · 20 days ago
Text
benim şerefsizlik seviyem.Siz alışmışsınız tabi böyle güzel güzel cilveli cilveli konuşan kızlara,ben size ebu cehil gibi davranınca şaşırdınız tabi
Tumblr media
14 notes · View notes