#eşinden
Explore tagged Tumblr posts
Text
ENESİN KARDESİ DOĞMUS WEEEEEE
#she's my niece now#babasının ikinci eşinden oldu bu cocuk#enesle aralarında literally 22.5 yaş var korkunç jkdfhskdfgsdkgjd benim annemle bile aramda 19.5 yaş var amk 😭
10 notes
·
View notes
Text
EŞİNDEN GİZLİ UTANAN GAVATLAR DM GEL
#gavatkocalar#olgun bayan#olgun kadın#pasif#eşini paylaşan#türbanlı#femboy#gizli cekim#gizli çekimler#cucklife#cuckcold#cuckhubby
129 notes
·
View notes
Text
Nasıl Yani? (1) (Kerim 31 Y., İzmir)
İsmim Kerim. 31 yaşında, İzmir'in Torbalı ilçesinde yaşayan, 1.80 cm boyunda, 85 kiloda biriyim. Uzun yıllar özel şirketlerde çalıştıktan sonra, iktisat eğitimini aldığım iş üzerine kanalize oldum. Hem şirkette çalışıp, hem de yatırım danışmanlığı yapıp, son üç yılda kripto para borsası, İstanbul borsası, Dow Jones, Nikkei gibi borsaları takip ederek hatırı sayılır bir servet yaptım. Şirketten istifa edip, evime yakın bir büro tutup, düzenimi kurdum. Karıma, "Çalışma!" dememe rağmen, devlet memuru olduğu için işine devam etti. Oğlumuz ortaokula gidiyordu. Geceleri geç saatlere kadar dünya borsalarını izliyor, yatırımlar yapıyor, sonra da neredeyse borsa açılana dek uyuyor, ama muazzam kazanıyordum.
Bir sene sonra, karıma, bir müstakil ev yada villa yaptırmak istediğimi söylediğimde, işlerin o kadar iyi gittiğini bilmediğinden sapıttı. Yeniköy yolunda havuzlu bir villa yaptırıp taşındık. Sırf evden çıkmak için büroyu elimde tuttum. Bu arada karıma işe gidip gelsin diye sıfır bir araba alıp, kendime de son model bir arazi aracı aldım. Taşındıktan sanırım 2 hafta sonra bir Salı günü büronun zili çaldı. Oturduğum yerden kameralara baktım. Bu ani zenginleşme karşısında kanunsuz birilerinin haraç istemesini engellemek için apartman girişinden büronun her odasına kadar gizli kameralar döşetmiştim.
Laptop ekranından baktığımda, kafası önünde bir kadın vardı kapıda. Kim acaba deyip otomata bastım oturduğum yerden. İçeri girip, "Merhaba?" deyince tanıdım. Çıktığımız evin üst dairesinde oturan Elif'ti. "Hoşgeldin Elf!" dedim. Oturttum, soda ikram ettim, çayla falan uğraşamazdım. Sadece bir kez eşimle balkonda alkol alırken yukarıdan kafasını uzatıp, "Afiyet olsun!" dediğinde eşim davet etmiş, bir fabrikada bakım sorumlusu olduğunu öğrendiğim kocasıyla gelip birer kadeh şarap içip gitmişlerdi.
Kısa bir hoşbeşten sonra, Elif ağzındaki baklayı çıkardı, "Senin borsaya yatırım yaptığını duymuştum eşinden, benim biraz babamdan kalan param var, onları Cumhuriyet altını yaptım. Fakat uzun süredir yerinde sayıyor. Bozdurup Dolar aldım, sana versem benim için de yatırım yapar mısın?" dedi. Bugüne dek kimseye bunu yapmamıştım. Akrabalara, yakın arkadaşlara kendimce tüyolar verirdim, ama kimsenin parasını alıp o riske girmemiştim. Uzun süre gözlerim duvardaki dev ekranlarda, zaman zaman masadaki 3 adet (biri özel) laptopta, bu işin risklerini, bir gecede zengin olup bir gecede batanları, bu vebalin altına giremeyeceğimi anlattım.
İşte o an, kocasının kumar sorunu olduğunu, sürekli ganyan ve sayısal oynadığını, çok borçlarının olduğunu anlattı. Zaten taşınmadan önce birkaç kez postacının getirdiği icra tebligatlarına denk gelmiştim. Lanet olsun içimdeki insan sevgisine deyip, "Tamam, getir! Ama kazanç kadar kayıp ta olasılık, unutma!" diye de tembihledim. Gidip yarım saat sonra geldi ve 3.750 Doları masaya koyup, "Aslında 50 tane altın vardı, ama Mehmet'ten ancak bu kadar kaçırabildim, diğerlerini satıp satıp kumarda kaybetti!" dedi ağlamaklı bir sesle...
"Nasıl haber vereceğim sana?" dediğimde, telefon numarasını söyledi, "Whatsaptan yazarsın, olur mu?" diye. "Bak Elif, yarın öbürgün kocan duyar, görür, okur, ne deriz evdekilere?" dedim. "Ne yapalım, açıklarım o zaman gelirse, kötü bir şey yapmıyoruz ki Kerim! Ben sadece hayatımı kurtarmaya, çocuğuma gelecek sağlamaya çalışıyorum!" dedi...
Kadın şanslıydı. Yumurtaları ayrı sepete koyma yoluna gidip, Borsa ve kripto paraya yatırdığım parası, Cuma akşamı piyasaların kapanışında, dört kat değer kazandı. Mesaj attım, "Müsaitsen ara!" diye. İki dakika sonra arayıp, kısık sesle, "Mehmet gece vardiyasına gidecek, içerde uyuyor, ne oldu?" dedi. "Hiiiç, paran dörde katlandı, 15.625 Dolar oldu da onu söylemek istedim!" dedim. "Ciddi olamazsın, 3 günde mi?" dedi, ama sesi titriyordu. Kazanmanın verdiği zafer hissi ve adrenalin iyi bilirdim bu duyguyu...
Eve gittim. Karımla yedik içtik, sohbet, muhabbet, güzel bir sevişme sonrası çalışma odama geçtim. Elif'ten mesaj geldi. "Uyudun mu?" yazmış. Yarım saatten fazla yazıştık. En son Elif, "Hadi ben seni tutmayayım, sen paralarımıza para kat! Öptüm!" yazdı. "Ben de seni öptüm!" yazdım. "Pardon alışkanlık :)" yazdı. Ben de, "Herkesi öpüyor musun böyle :)" yazdım. "Aşk olsun, benden bekler misin?" yazdı. Ben de, "Haa, bana özel öpücükse sorun yok :)" yazdım. "Evet sana özeldi, iyi geceler :) yazdı. Ertesi gün 11:00'de uyandım. Kahvaltı vs. derken, karım oğlana kıyafet alacaklarını, baldızlarımla beraber Gaziemir'e AVM'ye gideceklerini söyledi ve "Beraber gidelim!" dedi. İşlerim olduğunu biliyordu. "Siz halledin!" dedim.
Saat 13:00 gibi Elif'ten mesaj geldi. "Büroda mısın?" diye. Cumartesileri gitmezdim, ama, "Geleceksen giderim!" yazdım. "Geleyim mi?" dedi. "Gel!" yazdım. Yarım saat sonra bürodaydım. Pastaneden birşeyler aldım, tatlı tuzlu. Çay makinasını çalıştırdım. Saat 14:00'de Elif geldi. Tarifim üzerine gidip iki çay koydu. Birşeyler atıştırdık. "Mehmet nerde?" dedim. "Sabah iş çıkışı ganyana gider. İddiasını, sayısalını, ganyanını oynar. 12:00 gibi eve gelir, yemek yer, yatar. Akşam 20:00 gibi uyanır. 23:00'e kadar küfrede küfrede sonuçlara bakar. Bazen üç beş kuruş kazanır havaya girer, ertesi gün iki katını kaybeder küfrede küfrede servise gider!" dedi.
"Eee, bu anlattığın sürelerde ne sana ne de oğluna ayırdığı bir zaman yok?" dedim. "3 yıl önce bu işe girmeden önce öyle değildi. Ama artık maalesef öyle!" dedi. "Ne olacak böyle?" dedim. "Bilmiyorum, ben de bıraktım artık ucunu!" dedi, sonra da, "Eee, ekranlar kapalı?" dedi. "Bugün borsa kapalı, Coinlerde de zaten herşey anlık, istediğimde bakarım, şimdi dikkatim sende! Amaaaaa..." dedim, Kripto para laptopuma bakıp, "Biz burda sohbet ederken 1.875 Dolar daha kazandın!" dedim. Elif, "NASIL YANİ? Ciddi misin?" deyip kalkıp masanın benden tarafına geldi. Ekranı görmek için masaya dirseklerini koyup çenesini avuçlarına koydu.
O an ekrandan ona portfoyünü anlatıyordum. Elimi beline koydum. Kafayı çevirip gülümseyerek bana baktı ben anlatmaya devam ederken. İnce yazlık rengarenk çiçeklerle dolu bol bir etek giymişti. Elimi eteğin altına sokup bacaklarından yukarıya doğru okşadım. "Yapma..." dedi, ama (Devam et!) der gibi. "Pardon!" deyip elimi çektim. Ama pozisyonunu bozmayıp, "Anlatsana biraz daha!" dedi. Anlatmaya başladım yine, ama içimden bir ses (Devam et!) diyordu. Kalçalarına ulaştığımda kalçası istemdışı titredi. Eteğini beline kadar sıyırıp, kalçalarını okşamaya başladım. Normal siyah bir külot vardı. Ben birkaç dakika hafif hafif okşadıktan sonra birden doğruldu ve "Yapma dedim sana!" deyip, çantasını kaptığı gibi kapıyı çarpıp gitti. Hiç endişelenmedim. Kimseye anlatamazdı nasılsa :)
Pazar günü ailemle Güzelbahçe'de muhteşem bir yemek yedik. Pazartesi piyasalar kötü açıldı. Ama yaptığım küçük hamlelerle kayıpları başka kanallarla kapatıp günlük harçlığımı kaptım :) Öğleden sonra saat 15:30 gibi kapının zili çaldı. Elif gelmişti. Açtım kapıyı. "Merhaba!" deyip şirinlik yapıyordu. Bu kez trip sırası bendeydi, "Bak, böyle habersiz gelme, bazen nadiren de olsa iş çıkışı karım uğruyor!" dedim. Suratını asıp, "İstemezsen bir daha gelmem! Mehmet 16:00 - 24:00 çalışıyor da, o servise çıkınca bir uğrayayım dedim!" dedi. "Öyle mi? Ne zaman istersen gel, ama habersiz gelme!" dedim, sonra da, "Bugün haberler kötü!" dedim. "Ciddi misin?" dedi. "Evet!" dedim. "Ne kadar kayıp var?" dedi. "Gel!" dedim. Gelip ekrana bakmaya başladı. Yine aynı pozisyondaydı, yine bol ince siyah fırfırlı bir etek giymişti diz hizasında.
Şaka yaptığımı, küçük de olsa kazancı olduğunu söyledim. Bir elimle ekrandan gösterirken, diğer elimi yine etek altına kaydırdım. Kalçalarını okşayarak ekranda anlatıyordum. İki parmağımı amına doğru indirdim külodunun üstünden. Çok hafif bir, "Immmhhh!" çıktı dudaklarının arasından. Bir dakika kadar külot üstünden okşadıktan sonra parmaklarımla ağ kısmını yana çekip, parmaklarım tenine değdiğinde, parmaklarını prize sokmuş gibi titredi. Sırılsıklamdı amcığı, parmaklarımı hiç içine sokmadan sadece okşuyordum. Elif arada ekrandan birşey gösterip, "Bu ne? Şu ne?" diyordu dudaklarını ısırarak. Anlatıyordum kısaca.
Orta parmağımı amının içine kaydırdığımda gözlerini kapatmış, dudaklarını ısırıyor, burun deliklerinden derin derin soluyordu. Koltuğumu geriye doğru çekip tam arkasına getirdim, eğilip amcığına dilimi sürtüp içine kaydırdım dilimi, parmaklarımla am dudaklarını ayırıp, amını yalamaya başladım. Daha dilim girer girmez titreyerek kasılmaya, "Evet, evet, eveet!" diye inleyerek orgazm olmaya başladı. Hiç kesmeden yalayıp dilimle sikerek, akan am sularını içmeye devam ettim...
Öne çekilip eteğini indirdi ve "Kusura bakma çok doluydum!" dedi. "Önemi yok! Neden doluydun o kadar?" dedim. "Evelki gün kalçalarıma dokunduğun an ıslandım, o andan beri de hiç kurumadı desem yeri var!" dedi. Elinden tutup kucağıma oturttum. Dudaklarını dudaklarıma alıp, kıvırcık kendinden kızıl saçlarını koklayarak, eteğinin altından dizlerinden kalçalarına kadar okşamaya başladım. Tişörtünü çıkartıp, kulak memelerinden yanaklarından boynundan sütyenine kadar indim. Bacaklarını açtırıp, bu kez külodunun içine soktum elimi, amcığını parmaklamaya başladım. Kendi eliyle sütyenini çözdü ve çıkarıp attı. Göğüs uçlarını dilim ve dudaklarımla ezerken, kolumla belinden kavramıştım, iki parmağım amına yarak gibi girip çıkıyordu...
Elif göğüslerini avuçlayıp daha fazla ağzıma bastırarak, "Isır!" dedi. Uçlarından başlayıp altına kadar her santimine küçük ısırıklar atarken, yine kasılıp, "Evet, evet, eveet!" diye inleyerek amcığını parmaklarıma daha çok bastırıyordu. Kafasını geriye doğru atmış, "Ohhh, evet, ohhh, evet!" diyor, her ısırığımda sesi daha çok yükseliyordu. Ardı ardına orgazm oluyordu parmaklarımla...
Birkaç dakika boynuma yattı, boynumu öpüyordu küçük küçük. Ben parmaklarımı çekmemiştim, amı vıcık vıcıktı. Elif ayağa kalkıp eteğiyle külodunu çıkardı ve "Şimdi sikini içimde istiyorum!" dedi. Ben de kalkıp pantolonumu ve boxerimi çıkardım. Masaya ellerini dayayıp, sırtı bana dönük şekilde kucağıma oturdu. Hiç dokunmadan, götünü kıvıra kıvıra amına aldı yarağımı. "Ohhh, çok büyük, ohhh, çok kalın, doldurdun içimi!" diyor, masadan aldığı kuvvetle kalçaları kasıklarıma vura vura oturup kalkıyordu kucağımda...
Ellerimi öne uzatıp göğüslerini avuçladım. Isır dediğine göre acıdan hoşlanıyor, sert sikişmeyi seviyordu. Göğüs uçlarını parmaklarımla eziyor, çekiştiriyordum. "Ohhh, acıyor, ohhh!" diyerek daha hızlı oturup kalkmaya başladı. Bir elimi göğsünden çekip kalçalarını sertçe tokatlamaya başladım. Diğer elim göğüs ucunu koparacakmış gibi çekiştirirken, "Canımı yak, ohhh, canımı yak!" diye diye orgazm oluyordu. Kalçalarında elimin izi çıkmış, resmen parmak uçlarımın değdiği yerlere kan oturmuştu...
Sonunda ben de dayanamadım ve "Geliyorum!" dedim. Hemen yarağımdan inip, "Üzerine boşalacağın bir şey var mı?" dedi. Çekmecede, masanın tozunu silmek için falan bulundurduğum bir rulo kağıt havlu vardı, birkaç yaprak koparıp serdim bacaklarıma. Elif de yarağıma otuzbir çektirip kağıt havlunun üzerine boşalttı döllerimi. İkimiz de temizlendikten sonra kucağıma oturup, "Ben hayatım boyunca toplam bu kadar orgazm olmadım!" dedi ve beni öpücüklere boğdu.
Sonra, "Yakalanmadan gideyim mi ben?" dedi. Ona götünü gösterip, "Moraracak, nasıl açıklayacaksın kocana?" dedim. "Açıklamak zorunda değilim, 6 aydır eli elime değmedi!" dedi giyinirken. Giderken de, "Sabah 9:00'da oğlanı okuluna bırakıyorum, 9:30 gibi burda olurum, gelip sana Çay demlememi ister misin?" dedi. "Tamam!" dedim.
[Kerim]
182 notes
·
View notes
Text
Selam Hasan birçok kişinin söylediği gibi gerçekten çok güzel hikayeler paylaşıyorsunuz. Eğer kabul ederseniz bende sizlere başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. İsmim Sultan ilk eşinden boşandıktan sonra uzunca bir süre kimseyle gönül ilişkisine giremedim, kocam denen şerefsiz bana akla hayale gelmeyecek işkenceler yapmıştı.
Ankara da yakın akrabalarımız aracılığıyla benden 25 yaş büyük bir adamla evlendim adam ( Mustafa) çok iyi 3 kızı 1 oğlu var malı mülkü çok fazla maddi hiçbir sıkıntımız yoktu adamın siki hiç kalkmıyormuş evlendiğimiz gün anlamıştım . Aslına istemeye geldiklerinde kardeş kardeş yatarız demişti anlamamıştım.
Evlendik aradan 4 yıl geçti Mustafa nın yiğenlerinden Vedat ilk kez amcasını görmeye gelmişti çok yakışıklı karizmatik Hacettepe üniversitesi tıp fakültesinde doktorluk yapan biriydi Vedat hani şimdiki gençler diyor ya dibim düştü , gerçekten çok yakışıklıydı 4 kez evlenip boşanmış çocuksuz bir adamdı Vedat. Vedat gittikten sonra amcasına neden 4 kez evlenip boşandı diye sordum Mustafa şeyi çok kalın ve uzunmuş karıları dayanamamış o yüzden boşandılar dedi güldüm senden almış ona vermiş yaradan desene dedim Mustafa da güldü. O gece Vedat ı düşünerek kendimle oynadım . Aradan yine 3 4 ay geçmişti Vedat ın babası ile Mustafa mallarını ayırmak için bizi Çankaya daki evlerine davet etti akşam iş çıkışı Vedat bizi aldı evlerine götürdü aklıma geldi sürekli Vedat ın bacak arasına bakıyordum evde benden başka kadın yoktu eve gittiğimizde yemek hazırlamak için mutfağa gittim bazı şeyleri bulamayınca Vedat ı çağırıp soruyordum bir seferinde tam uzandım alamadım o sırada Vedat su almak için mutfağa gelmişti tam arkama geçti sırtıma yaslandı siki tam kalçalarımın arasına girdi hissediyordum kendimi kaybetmiştim off demişim ne oldu diye sordu çok güzel bir sikin var dedim yaaa dedi keşke amcanda da olsaydı seninki kadar olmasada dedim yokmu amcamın dedi yok biz kardeşiz dedim ufff olurmu öyle bir şey senin gibi güzel bir kadınla kardeş kardeş yatılır mı yaa dedi .
Mutfakta az konuştuk plan yaptık babasının ve amcasının suyuna uyku hapı koyup o gece sabaha kadar seks yapmaya karar verdik. Ben masayı hazırlamaya başladım Vedat uyku haplarını getirdi 1 er adet yeter dedi ama ben 3 er adet attım sularına yemek yendi tam çay servisi yapacağım sırada 2 kardeş uyumuştu Vedat battaniye getirdi üzerlerine örttüm birden arkama geçti sikini dayadı kalçama eteğimi belime doladı külotumun üzerinden okşamaya başladı yatak odasına gidelim dedim elimden tutup beni kendi yatak odasına götürdü evleneli 1 yıla yakın olmuştu daha önce de 5 yıl yani 6 yıldır hiçbir erkekle birlikte olmamıştım. Yatak odasına gider gitmez soyunduk siki hemen hemen 25 santim vardı baya da kalındı ağzım çok küçük dudaklarım da incedir varla yok arası dilimle yalamaya başladım Vedat da sanki ilk defa am görmüş aç köpekler gibi hemen amımı yalamaya başladı diliyle beni hemen boşalttı içimden akan zevk sularını hissediyordum hadi bitir işini sok şu amıma doyur beni dedim biraz daha emdi sonra memelerimi emmeye başladı dudaklarımız birleşmişti sikini amıma sürtüp çekildi tekrar dayadığında içime girmeye başladı sanki ilk defa sikiliyordum ilk kez amıma yarak giriyordu o derece harika bir seks oluyordu daha fazla dayanamadım ilk bosalmamı bağıra bağıra yaşadım,
Birer sigara yaktık sigaralar bittiğinde sarıldı kulağıma hiç götten yedin mi dedi daha önceki eşim zorla sikti alıştırdı dedim gerçekten götten sikilmeyi daha çok istiyorum artık nasıl alışkanlık yaptıysa yinede krem sürmesini istedim krem değil kaydırıcı jel var onu süreyim dedi bir güzel sürdü sonra beni yüzüstü yatırdı karın boşluğuma minder koydu bacaklarımı araladı arasına girdi ve yüklendi hepsini soktu içime git gel yapmaya başladı benim elimi tutup amıma götürdü okşa amını klitoristini dedi götüme pompalamaya devam etti. Hayatımda hiç bu kadar zevk alarak boşaldığı mı bilmiyorum. Hani o orgazm dediğiniz şeyi hiç yaşamamıştım bu sefer olmuştum .
O gece sabaha kadar seks yaptık ertesi gün sabah 10 gibi uyandım Vedat yoktu not bırakmış akşama gitmeyin yazmıştı. Mustafa ve abisi uyuyordu bende banyo yapıp masayı hazırlamaya başladım Vedat aradı amcama söyle gitmeyin dedi sürpriz yapacakmış . Onları zorda olsa kaldırdım kahvaltı yapıp bulaşıkları dizdikten sonra Mustafa beni alıp evimize götürdü.
Halen devam ediyoruz ama o gece yapacağı sürprizi yapamadı çok istedim ama sen kaybettin diyor başka hiçbir şey söylemiyor.
Umarım beğenirsiniz.
37 notes
·
View notes
Text
Egosu yüksek Türk Erkeği;
- Para kazanmaya başladıktan sonra yürüyüşü değişir.
- Annesinin "aslan oğlum" telkiniyle kendini aslan zanneder.
- Takım elbise giydiğinde bürokrat ya da iş adamı, spor giyince kendini Avrupalı zanneder.
- Aynaya bakmadan kadınlara not verir. "Kadın dediğin" diye başladığı cümlenin sonunu "itaat etmeli" diye bitirir.
- Tek güç aldığı yer işidir.
- Duygusal sorunları çözemediği için ağlayan kadından, konuşmak isteyen, sorun anlatan kadından kaçar..
- Biraz para kazanıyor diye her kadını elde edeceğini zanneder.
- İşinden, parasından ve kendini övmekten başka anlatacağı bir şeyi yoktur.
- Saplantılı şekilde parti veya takımını savunur.
- Tatil denildiğinde aklına direkt memleketi gelir.
- Evlendiğinde eşinin annesi gibi davranmasını ister. Davrandığında ise "ben senin çocuğun değilim", ergen isyanı gösterir..
- Biraz havaya girince "yoğunum" sözü ile tüm sorumluluklarını öteler..
- Memleketine laf söyletmez, eşinin ailesine yakın olmayı da iç güveylik olarak algılar..
- Ev işi yapacaksam niye evlendim" der. Evliliği, "hizmet satın alımı" zanneder.
- Annesi için "öyle demek istemedi" diyerek sürekli bir savunma halindedir.
- Ayrılmayı ya da boşanmayı "ben kendime bakabilirim" ile bertaraf eder. Çünkü evliliği yemek + çamaşır ve ütü sanır.
- En büyük ekonomik yaratıcılığı, düğün altınlarını bozup araba almaktır.
- Arabanın beygirini yüksek, yakıt tüketimini düşük göstererek övünür.
- İlgi göstermeyi "kontrol altına alınma" olarak düşünür.
-Evlendikten sonra göbek yaptıysa eşi sorumlu, zayıfladıysa da yine eşi sorumludur.
- "Bakarız, hallederiz, olur" gibi 3 kelimeyle evliliği ömür boyu sorunsuz sürdüreceğini düşünür..
- Misafiri gelmeden önce haber vermeyi, eşinden izin almak zanneder.
- Sporda, siyasette, otomobilde ve çapkınlıkta uzmandır.
- Eve para getiriyorsa bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünür...
- Kadını kontrol etmezse kontrolden çıkacağını düşünür.
- Çevresine evdeki otoritesini gereksiz yere kanıtlamak için eşine ters davranır..
- 6 ay yaptığı askerliği 66 yıl anlatır.
- Yaparken ıstırap duyduğu askerliğini, anlatırken general rahatlığı ile gururla sunar.
- Et yemeği delikanlılıktan, sebzeyi lightten sayar.
- Kadınlara karşı "Tıbben teşhis edilememiş bir şişkin egosu" vardır.
- Asosyal bir bekarlığı olsa bile, evlilik korkusunu müthiş bir bekar hayatı varmış gibi kamufle eder.
- İletişiminin yetersiz kaldığı yerde,öfkeye başvurur.
- Trafikte en iyi şoför kendisidir.
- Ona göre kadınlara ehliyet verilmemelidir..
İşte böyle...
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/26f6d75259a5bceec0428a0c3a9adc52/cc44f335a274c63e-5e/s540x810/0b37bb2807be42d4661b501c06b3511985b56797.jpg)
Neyseki ben Türk değilim. Benim için geçerli değil yani:)
35 notes
·
View notes
Text
"Kadının güzellik istemesi hakkıdır. Hem güzellik kadının konumunun gereğidir hem de kadın güzelliğin gereği olacağı bir konunda yaratılmıştır. Şeriatımız, kadınların güzel kalmalarına yönelik taleplerine karşı bir yasak getirmemiştir. Var olan yasak, kadının güzelliğini ve kadınlığı gereği olan ziynetlerini eşi dışındakiler ile paylaşması üzerinedir. Bu çizgi yani kadının eşinden başkasının karşısında güzelliği ile bulunmaması çizgisi korunabiliyorsa kadının süslenmesine, güzelliğine katkı sağlamasına teşvik bulunduğunu da söyleyebiliriz."
23 notes
·
View notes
Text
Bi kadın olarak cidden Türkiye'de rahat yaşayamıyoruz..bende bi kadınım bende küçükken çok ağır tramvalar atlattım sadece cinsiyetim kadın olduğu için.Abi biz kadınlar olmasa erkekler bi ev bile temizleyemicek(herkes alınmasın).Şimdi kendi adıma konuşayım sen 13-14 yaşındaki bi çocuğa nasıl cinsel istek duyabilirsin..? Hadi beni geçtim ya 2 yaşındaki bebeğe nasıl tecavüz edebilirsin,8 yaşındaki çocuğu acımadan nasıl katledebilirsin.Siz bu kadar mı düştünüz!Rahat bırakın artık bizi.KADINLARI,ÇOCUKLARI,BEBEKLERİ RAHAT BIRAKIN YA!Adam gelmiş boşandığı eşini öldürüyor.Amına koduğumun çıkardığı seni eski eşinden ne istiyorsun sen?Biz rahatça dışarda gezemicekmiyiz ya!RAHAT RAHAT SOKAĞA BİLE ÇIKAMIYACAKMIYIZ...Allah bize bunları yaşatanların hepsine daha beterini yaşatsın..
31 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/685b35decd5e55b609ab6b6be64a068a/6e3f05a44ba3aa48-56/s540x810/1b176fd63acf11399c4aaf282fcd937bac6b0253.jpg)
اِحرِصْ عَلىٰ تَعليمِ زَوجَتكَ كَما تَحرِصُ علىٰ إطعَامِهَا!
Eşini yedirmek için çabaladığın gibi onun eğitimi için de çabala!
يَٓا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْليكُمْ نَارًا
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taş olan ateşten koruyun.”
| Tahrim, 6.
Amr b. Kays el-Mülâî dedi ki:
إِن الْمَرْأَة لتخاصم زَوجهَا يَوْم الْقِيَامَة عِنْد الله فَتَقول: إِنَّه كَانَ لَا يؤدبني، وَلَا يعلمني شَيْئاً، كَانَ يأتيني بِخبْز السُّوق.
“Kadın kıyamet günü Allâh katında eşinden şikayetçi olacak ve diyecek ki; o beni terbiye etmedi ve bana hiçbir şey de öğretmedi, bana ancak çarşıdan ekmek getirirdi.”
| Tefsîr'us Sem'ânî.
58 notes
·
View notes
Text
_BABANIN MUHTEŞEM NASİHATİ
Babası yeni evlenen oğlunun evine tebriğe gider...
Oturunca bir Beyaz Kâğıt, bir Kalem ve bir Silgi getirmesini istedi.
Genç: "Niçin?" dedi.
Baba: "Hele sen getir."..dedi.
Genç kalem ve kâğıdı getirdi..
Silgi bulamamıştı.
Babası: "Koş bir silgi satın alıver", dedi.
Oğlu epey şaşırmıştı, ama dışarı çıkdı, bir silgi satın alıp getirdi,
babasının yanına oturdu.
Babası: "Yaz," dedi.
Genç: "Ne yazayım?"
Baba: "İstediğini yaz."
Genç bir cümle yazdı.
Baba: "Şimdi onu sil."
Oğlu sildi.
Baba: "Bir cümle daha yaz."
Oğlu: "Allah aşkına baba, ne istiyorsun ki?"
Baba: "Yaz bir daha."
Oğlu yazdı.
Baba: "Sil," dedi.
Oğlu sildi.
Baba yine: "Yaz," dedi.
Oğlu: "Allah aşkına desene baba bi defa, ne bu?"
Baba: "Hele sen yaazz"
Oğlu yazdı.
Baba: "Sil," dedi.
Oğlu tekrar sildi..
Baba sordu: "Kâğıt hala beyaz mı?"
Oğlu: "Evet. Ama mesele nedir?"
Baba oğlunun omzuna vurdu ve:
"İşte evlilik de böyledir,
bir silgiye ihtiyacı vardır...
Evlilikte hanımından göreceğin ve hoşuna gitmeyecek bazı durumları silmek için bir silgi taşımalısın yanında...
Hanımın da öyle bir silgi taşımalı beraberinde, senden sadır olacak ve hoşuna gitmeyecek şeyleri silmek için.
Zira evlilik sayfası bir kaç gün içinde kapkara olacak...
Kadının huyu para yokken;
erkeğin huyu da para çokken anlaşılırmış.
Her halükârda sınavda olduğunu unutma..
Sınavı kaybedersen, iki cihanın da harap olur.
Eşinden sevgi ve saygı bekliyorsan;
Sen de ona göstereceksin.
Almadan vermek Allah'a aittir.
SİLGİ VE BİLGİ
Ikisi de 5 harftir.
Başlarındaki harfleri atarsak geriye "İlgi" kalır.
İlgi olmadan ne silgiye ne de bilgiye ulaşabilirsin..
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/4216122c27ae3446ec45873c31a837eb/d82d4cd208f4cbf1-9f/s540x810/d04ff75614cddd60f9b6f0a2098b210164a8d431.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7dc80ddbcfafb8005e81f6baf5bd6a42/d82d4cd208f4cbf1-9e/s540x810/c5996143135c732a42bf7fa39c634a4c0ac17556.jpg)
52 notes
·
View notes
Text
Eşinden sakındığın tebessümü, iltifatı, inceliği, kibarlığı, merhameti başkasına gösteriyorsan kaçınılmaz son yakındır...
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0c24ec64b0009611e849eb68138d94fe/94154efc42710340-3f/s540x810/3ddb884179a04a9895fc48d628ba6faddbc41a66.jpg)
18 notes
·
View notes
Text
YOK MU EŞİNDEN GİZLİ GAVATLAR
#gavatkocalar#olgun bayan#olgun kadın#pasif#eşini paylaşan#gay#gizli cekim#gizli çekimler#lgbtq#türbanlı
59 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/754819a13e92bf3e52863cbc27ee52af/b18208eeea519770-cd/s500x750/c536afaf8509153e862714d34d9e8d0f43d0adf0.webp)
Herkese merhaba .
Evli eşinden gizli evli çiftler ve bekarler takılmayı eğlenmeyi ve sıkıcı bı hayattan heyecan yaratmak isterseniz sohbet ve Real için yazabilirsiniz gizlikik şartıyla herkese iyi eğlenceler...
40 notes
·
View notes
Text
Nikahını kıydığım gelin hanıma sordum:Mehir olarak eşinden istediğin şey nedir?10 gram altın, dedi.Bu benim daha önce hiç duymadığım bir rakamdı. Çok hoşuma gitmekle beraber bir miktar da şaşırmıştım. Sordum o şaşkınlıkla.Az değil mi?Neye göre az, dedi.Ne bileyim, şimdiye kadar bir çok nikah kıydım ama böyle düşük rakam söyleyene hiç denk gelmedim, dedim.Evet, etrafta çok farklı rakamların telaffuz edildiğini biliyorum. Ama bunların yanında benim bildiğim bir şey daha var. Hani Peygamberimiz (s.a.v); "Nikahın en hayırlısı kolay ve külfetsiz olanıdır." buyurmuyor mu? Benim ölçüm bu. Başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmez, dedi (Şaşkınlığıma bir de hayranlığım eklenmişti.)Geleceğe dair bir kaygın yok mu? Elinde bir sağlamlık olsa fena mı olur, diye sordum mahsustan.Hocam, benim eşim sağlam olsun. O sağlam olmadıktan sonra bu tür şeylerin bana göre hiçbir kıymeti yoktur. Ben Allah'a güveniyorum. Benim tevekkülüm O'na dır.Ben eşime de güveniyorum. Ben eşimi mağazadan kıyafet alır gibi seçmedim çünkü. Öyle bir takım yaldızlı sözlerine kanarak "tamam, kabulümsün" de demedim.Soyunu sopunu biliyorum. Nasıl bir ailede büyüdüğünü biliyorum. Dahası bu işe bir başıma da karar vermedim. Büyüklerimin görüşlerinden, tecrübelerinden ve tavsiyelerinden de yararlandım, dedi...Şu an çocuklarını evlendirmek isteyip de uygun aday bulamayan velilerin "keşke, böyle bir gelin de bize denk gelse" diye iç geçirdiklerini tahmin edebiliyorum.Fakat bu arzu ve beklenti içerisinde olanlara şunu hatırlatmak isterim.Bu bilinçte çocuklar istemekle olmuyor, yetiştirmekle oluyor.Bu kalitede çocuklar 'çocuktur, çok da üzerine gitmemek lazım' demekle olmuyor.Bu tür çocuklar emek istiyorlar, sabır istiyorlar ve en önemlisi de dertli bir yürek istiyorlar.
8 notes
·
View notes
Text
BOŞANMAK
Ben 20 yıldır eşinden ayrılmış bir bayanım.
Neden mi ayrıldım?
İşte sorun burada...
Ben bunu ne eşime, ne aileme 20 yıldır anlatamadım.
Sanılıyor ki boşanmak için dayak yemem lazım.
Kafam gözüm yarılmalı elim kolum kırılmalı.
Yanda aç kalmalıyım, açıkta kalmalıyım
üstüm başım perişan olmalı.
Aldatılmalıyım, ortada kalmalıyım.
Bende öyle değildi...
Ben babasız büyüdüm.
Annemi gördüm.
Bizi nasıl baktı büyüttü, nelerle baş etmek zorunda kaldı.
Bir evin hem anası, hem babası nasıl olunur ondan öğrendim ben.
Evliliğimin 8. yılında farkettiğim şey ben de annem gibiydim.
Bir evin hem erkeği hem kadını. Oysa evlilik müştereklikti.
Bunu eşimle konuştuğumda kızdı dalga geçti, anlamadı.
Ona göre o görevlerini eksiksiz yapıyordu, ben de yapmalıydım.
İşte burada benim için uykusuz geceler başladı.
İlk düşündüğüm, madem bu kadar şeyi tek başıma yapıyorum, o zaman benim bir erkeğe ihtiyacım yok dedim.
Bu da eşime olan saygımı kaybetmeme sebep oldu.
Saymadığınız birisini sevemiyorsunuz.
Bambaşka biri oluverdim.
Bir yere mi gitmek istiyorum, gidiyorum.
Bir şey mi almak istiyorum, alıyorum.
Konuşmak mı istiyorum, konuşuyorum.
Bunun için kimseden izin istemiyorum.
Bu eşimi deli ediyor.
Ona göre ona sormalı, izin istemeliyim.
Doğrusu bence de bu, ama bir kadın her şeyi tek başına yapıyorsa bunları da yapabilir.
İşe gidip geliyorum.
Gecenin bir köründe metrolarda, otübüslerde sarhoşlarla baş etmek zorunda kalıyorum.
Eve geliyorum yemek bulaşık tam bitiyor,
bir de kocanın keyfi.
Kadınım ya!
Ama yan komşumda bir akşam 10’a kadar oturamıyorum çünkü kocası var, ama metro otübüs duraklarında elin serhoşlarıyla oturabilir, yolculuk yapabilirim.
Evde aynı filmi bile birlikte bakamıyoruz.
Aynı şarkıyı birlikte söyleyemiyoruz.
Ya biz dans bile edemiyoruz.
Ya belimi incitiyor, ya ayağıma basıyor.
Ya da sadece sağa sola dönüp duruyoruz.
Az kıvırsam sen dansöz müsün?
Gülsen o ne o***pu musun?
Ciddi olsan kadın kadın değil, 12 ayak buzdolabı.
Ulan ben ne olacağımı şaştım.
Eşimin istediği gibi olayım yuvamda huzur olsun derken bir de baktım ben yittim.
Öyle ruhsuz kişiliksiz bir ucube oldum çıktım.
Hayır dedim, ben ben olmalıyım.
Ben oldum ama eşim beni istemedi.
Ben de onun istediği gibi olamadım.
O da benim istediğim gibi olamadı.
Boşandık...
Şimdi ben kötü müyüm?
Ya da eşim mi kötüydü?
Boşanmak için birinin kötü mü olması gerekiyor?
Ya da evlilik için iyimi olmak gerekiyor?
Hani uyum?
Hani paylaşmak?
İnsanlar vardır balık ruhlu maviyi sever,
derinliği sever, sessizliği sakinliği sever...
İnsanlar vardır kartal ruhlu, uçmayı sever, yüksekliği sever, gücü sever...
İnsanlar vardır kurt gibi sürüyü sever, geceyi sever...
İnsanlar vardır her biri bir başka renk,
bir başka şarkı, nota...
Düşünsenize kalabalığı ve şamatayı seven biriyle sesizliği yalnızlığı suskunluğu seven nasıl bir araya gelir, nasıl mutlu olur?
Eş demek bir ömür demek, bir hayat birlikte yürümek demek.
Yanlış insanla doğru yolda gidilmez.
Şimdi dönüp geriye baktığımda bir suçlu aramıyorum, kimseye kızgın ya da kırgın değilim.
Biz sadece farklı insanlardık.
Hem de çok farklı.
Bunu söylediğimde sen kocanı hala seviyorsun belki bir gün gene barışırsınız diyorlar.
Gülüyorum...
Evet kızgın değilim, ama bu onu seviyorum demek değildir.
Ben kendimi seviyorum.
Kendime olan saygımı korumaya çalışıyorum.
Sevgi geçmişin acıları ile değil geleceğe
olan umut ve güvenle yaşar.
Bu gün bakıyorumda evlilikler hala aynı
temeller üzerine kuruluyor.
Ve aynı yanlışlardan dolayı yürümüyor.
Beyler, Hanımlar...
Artık 21 yüzyılda yaşıyoruz.
Kimse kimseye ne muhtaç, ne köle.
Hayat yolunuzu çizin ve çizdiğiniz yola girenlerle devam edin.
Başka yoldakilere göz atmayın, yolundan etmeye kalkmayın.
Bir gün, bilemedin üç beş gün gider o yolu sizinle, sonra sıkılır kendi yoluna döner.
Hanımlar hiç kimse sizi doyurmak, taşımak korumak kollamak zorunda değil.
Bundan vazgeçin artık.
Kocam değil mi? mecbur demeyi bırakın artık.
Beyler hiç bir kadın sizin özel zevklerinizin hizmetçisi egolarınızın hamalı değil.
Karım değil mi görevi, yapacak! ayaklarını bırakın artık.
Önce insan olarak sayın birbirinizi.
Sevgi zaten saygıyla gelir.
Sahip değil yoldaş olun.
Hepinize iyi günde, kötü günde bir ömür mutluluklar diler sevgi ve saygılarımı sunarım.!
Güzide Güleç
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/71f8698741647220bed9c63f9e659061/b7064284ed7ac162-91/s540x810/927964387fdcc3a7bdb190c13ecad3f890a9ed70.jpg)
42 notes
·
View notes
Text
Sohbet🌹🌹🌹
Peçeli ayşe hocamızının cuma mescidindeki sohbetinden yazıyorum, hocamız diyorki, çağlayanda bir yere düzenli olarak sohbete başladım, her gitmemde sohbete gelenlerden bir hanım sohbet boyunca ağlıyordu, bir defasında kendisiyle görüşmek istedim, ona neden ağladığını sordum, bana dediki, hocam ben ağlamayım da kim ağlasın, iki kızım var ikiside kominist oldu onlara üzülüyorum ağlıyorum ne olur bana dua edin, bende o hanıma teheccüt kılıyormusun diye sordum, kılıyorum dedi. O zaman senin işin kolay dedim. Her gece teheccüt namazını kıldıktan sonra 41 fatiha okuyup, ‘Allah’ım okumuş olduğum şu fatihalar hürmetine kızlarıma hidayet nasip eyle’ diye dua edip kızlarının üzerine okuduğun fatihaları üfle..
Sonrasında o hanım bu fatihaları okumaya başlar, tam 7 yıl sonra bir gün ayşe hocamızın kapısını çalar. Yine ağlıyodur, fakat bu sefer mutluluktan ağladığını söyler hocamıza. Çünkü iki kızıda dönüş yapmıştır kapanmışlardır, o hanım kızlarınıda yanında hocamıza getirmiş, ve kızlarının medresede okumak istediğini söylemiştir, ayşe hocamız kızları bir medreseye yerleştirir orada ilimlerini tamamlarlar, sonra Edendi hz. ne bir hayırsever beş katlı bir medrese hediye eder, ayşe hocamızda aracı olarak ilimlerini tamamlayan bu iki kızı idareci olarak bu medresede görevlendirir orada idareci olurlar, 60 tanede talebe verirler..
Daha sonra da efendi hz. ile aynı soy ismi taşıyan (yani akrabalarından biri) birine evlilik için kız bakılıyormuş ayşe hocamıza gelip sormuşlar, hocamızda bu iki kızdan birine vesile olmuş, evlenmişler.
7 yıl ağlayarak Allah’a yalvaran annenin duâsının neticesinde iki kız kardeşte hidayet bulmuşlar idareci hoca olup yıllarca talebeler hocalar yetiştirmişler birisi efendi hz nin akrabalarından biriyle evlenmiş..o anne için ne büyük saadet..
Hocamız yine eşi sürekli alkol alan başka bir hanıma teheccütten sonra sabah namazına kadar okunan 41 fatiha terkibini söylemiş, oda okumaya başlamış 2 yada 3 yıl içinde dedi, o adamda dönüş yapmış içkiye tövbe etmiş şu anda cübbe şalvar sakal kisveye girmiş tarikat dersi almış, hatta hanımı beni bile geçti diyormuş eşi için, aileye de huzur gelmiş tabiki..
Ayşe hocamız buyurduki, eşinden, evladından, gelininden, kayınvalidesinden, kimden dertliyseniz sıkıntınız varsa hidayetini istiyorsanız bu terkibi yapın Allah’a yalvarın, okuduktan sonra üflemesi mümkün olmayanlar gıyabında dua ederler..
( becerebildiğim kadarıyla anlatılanları aklımda toparlayıp yazmaya çalıştım, belki eşinden evladından sıkıntısı olan birileri vardır faydalansınlar istedim, ayrıca hocamız bu fatihalara özellikle 70 gün devam edilmesini söylemişti, ama tabi netice alana kadar okunması en güzeli )
7 notes
·
View notes
Text
ben şeyi söylemeyi unutmuşum. birkaç gün önce, Manisa'da eşinden boşanmak isteyen bir kadın EŞİ tarafından boğularak öldürüldü. Allah rahmet eylesin.
14 notes
·
View notes