#dylan occoner
Explore tagged Tumblr posts
Text
Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tutuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum...
71 notes
·
View notes
Text
vazgeçmiyorum korkma. tökezleyerek de olsa sözümü tutuyorum. kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geriye dönüyorum. sadece bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
11 notes
·
View notes
Text
"Kapattığın kapıları bir daha açmamalısın Angie, üzerine kapanan kapıları da bir daha çalmamalısın."
"Sen hiçbir zaman kapıda kalmayacaksın. Ben kapıyı senin için her zaman açık bırakacağım."
Dylan OcConer seni bu kadar fazla sevmem bana da sürpriz oldu🥹❤️🩹
68 notes
·
View notes
Text
Güzel kızları herkes sever sevgili karanlık ama güzel kalpleri incitirler
36 notes
·
View notes
Text
Sevgili D, bugün yine terk edildim. Uzun zaman geçti biliyorum, alışmam gerektiğini biliyorum ama yine de canım ne zaman o kadar çok yansa hâlâ sen oradasın sanıyorum. Başımı kaldırıyorum, canım o kadar çok acıyor ki o an düşünemiyorum, sadece aklıma sen geliyorsun, gözlerim etrafta seni arıyor. Her defasında bulacağımı sanıyorum. İstediğim tek şey koşmak, koşup sana sarılmak. İyi hissetmeyi hatırlamak istiyorum. Ya da daha kötü hissetmeme yardım etmeni. Sadece tüm bunlarla baş edemiyorum ama bunu kimseye söyleyemem. Onların beni gördüğü gibi iyi olmalıyım ama iyi değilim. Birinin bunu görmesine ihtiyacım var. Sevildiğim bir ana ihtiyacım var. Sevildiğimi hatırladığım bir ana. Bunu ne zaman istesem aklımda sadece senin gözlerin beliriyor. Birbirimizi sevmek milyonda bir olan bir başarısızlıktı. Şimdi anlıyorum. Neden artık bir arada olamadığımızı. Havai fişekler gibi, bir anda büyük bir patlama ve parlama. Sonra sönüyor. Tehlikeli. Bir anda olan bir şey. Şimdi hatırlıyorum, o köprünün altında bir anda sevmeye başladığımızı birbirimizi. İşte bu yüzden yanlıştı. Benim o saatte o köprünün orada olmamam gerekiyordu. Senin o köprüde o çocuklar sana saldırdığında belki de ölmen gerekiyordu. Her şey yanlış ve bir anda başlamıştı. İlahi kuralları çiğnediğimize emindim. O gece orada bulunmak büyük bir günahtı. Hiç yaşanmaması gereken bir anda göz göze geldik, gökyüzüne fırlatılan bir havai fişek patladı ve biz birbirimizi sevdik.
Bana söylemiştin, bunun frenleri tutmayan bir arabanın içinde olmak demek olduğunu ve ben de buna bayılmıştım. Ben seni o arabanın içinden attım. Çünkü çarpacaktım. Frenleri tutmuyor dediğinde sana inanmıştım. Sağ çıkamayacağımı biliyordum. Frene basmayı denemedim. Çünkü sana inanmamak ölmekten daha korkutucuydu.
Sana ilk kez git dediğimde ve sen gittiğinde kalbimin nasıl lime lime olduğunu hatırlıyorum. İlk zamanlar kolaydı. Gün geçtikçe yokluğun ağırlaştı. Boşluk büyüdü. Sen gelmedin. Bir katil ortaya çıkana, sorgu yapılana ve sen çağrılana kadar, Gelmemeyi başardin. Dönmemeyi başardın. Ben olmadan da devam etmeyi başardin. Sadece, aynısını yapabilmek istiyorum. Benim de bir şansım olsun istiyorum.
İnsanlar bana neden bir arada olamayacağımızı soruyor. Onlara anlatamıyorum. Bunun sevmekle alakalı olmadığını. Bunun hiç olmaması gereken bir şey olduğunu anlatamıyorum. Birbirimizi sevmenin bir ölüyü sevmek demek olduğunu nasıl açıklayabilirim? Bana ortada bir ceset olmadığını söylerler ama ben onlara sevmeyi sürdürürsek ortada bir ceset olacağını söyleyemem. Çok fazla insan vardı D. Etrafımda her zaman çok fazla insan vardı. Hep kalabalıkta yenildim ama elimde hep bir kupa vardı. İnsanlar kazanmakla kaybetmek arasındaki benzerliği anlamadılar. Çok kalabalıklardı, beni sevebilecek onlarca insan vardı ama bunu sen seçtin ve şimdi de bir katil kollarını etrafıma dolamak istiyor.
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden, sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek.
Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tu tuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
45 notes
·
View notes
Text
Kapattığın kapıları bir daha açmamalısın Angie, üzerine kapanan kapıları bir daha çalmamalısın
48 notes
·
View notes
Text
Ansel büyürken ruhuna açılan yaraları fiziksel olanlarla kapatmaya başlayacağını bilmiyordu. Ama ne zaman canı yansa, kalbi kırılsa, ruhu incinse eline bir neşter almayı seviyordu. O zaman kontrolü yeniden kazanıp korkularından kurtulabiliyordu.
Acıyı, tedavi edebileceği başka bir acıyla iyileştiriyordu.
10 notes
·
View notes
Text
İkimizin de öğrenmesi gereken şeyler var ama birbirimizden değil. Çünkü sen bir konuda haklıydın, bazen yanlış kişi biz oluruz
12 notes
·
View notes
Text
Lütfen Tanrım, kötü biri olmama izin verme
26 notes
·
View notes
Text
Hayatınıza bazen bir insan girer ve o insanın ne olursa olsun hiçbir zaman bitmeyeceğini bilirsiniz. Bu geçecek bir şey değildir. Derideki bir yara gibidir. İyileştiğini sanabilirsiniz. Hiç iz kalmayabilir ama bazı zamanlar, durup dururken ve her şey yolundayken oranızın ağrıdığını hissedersiniz. Havalar çok soğuduğunda belki. Hatırlarsınız sonra. Nasıl hissettirdiğini. O kadar büyük ve yoğun bir şey hissettiğinizde bu bir gün sona ermez. Başkalarını sevseniz bile, başkaları ile çok mutlu olsanız bile ya da onunla olmak istemeseniz bile. Sadece geçmez işte. Bir kere bulaşmıştır. Bir yanınız onunla olan kötü anların çok farklı olabileceğini fark eder. Başka birisi gelir ve onunla kötü olan her şeyin iyi versiyonunu gösterir. Evet, dersiniz, yanlış olan oydu çünkü öyle olmasına, kötü olmasına gerek yoktu, başka bir seçenek vardı. Bambaşka bir yanınız da mutlu olduğunuz anlarda sadece bir saniye için düşünür, onunla bu anı yaşayabilir miydik, ya şimdi burada o olsaydı, bu anı onunla paylaşsaydım diye... O kadar hızlı olur ki artık bunu ezberden yaptığınızı anlardınız. Çünkü o kadar büyük bir yara iyileşmez. Sadece, bazen nerede olduğunu unutursunuz.
11 notes
·
View notes
Text
15 notes
·
View notes
Text
Çok basit, her şey sadece nasıl görümdüğünle ilgili. İyi görünürsen insanlar iyi olduğunu düşünür. Üzerine bir yara bandı yapıştır ve ne kadar acıdığını belli etme.
14 notes
·
View notes
Text
"Yüzüme kapıyı kapatma! Bana arkanı dönme. Sevdiğin birine arkanı dönmezsin. Biz bunu yapmayız. Birbirimize yapmayız.."
14 notes
·
View notes
Text
Sevgili D, bugün yine terk edildim. Uzun zaman geçti biliyorum, alışmam gerektiğini biliyorum ama yine de canım ne zaman o kadar çok yansa hala sen oradasın sanıyorum. başımı kaldırıyorum, canım o kadar çok acıyor ki o an düşünemiyorum, sadece aklıma sen geliyorsun, gözlerim etrafta seni arıyor. her defasında bulacağımı sanıyorum. istediğim tek şey koşmak, koşup sana sarılmak. İyi hissetmeyi hatırlamak istiyorum, ya da daha kötü hissetmeme yardım etmeni. sadece tüm bunlarla baş edemiyorum ama bunu kimseye söyleyemem. onların beni gördüğü gibi iyi olmalıyım ama iyi değilim. birinin bunu görmesine ihtiyacım var. sevildiğim bir ana ihtiyacım var, sevildiğimi hatırladığım bir ana. bunu ne zaman istesem aklımda sadece senin gözlerin beliriyor. birbirimizi sevmek milyonda bir olan bir başarısızlıktı. şimdi anlıyorum. neden artık bir arada olamadığımızı. havai fişekler gibi, bir anda büyük bir patlama ve parlama. sonra sönüyor. tehlikeli. bir anda olan bir şey. şimdi hatırlıyorum, o köprünün altında bir anda sevmeye başladığımızı birbirimizi. işte bu yüzden yanlıştı. benim o saatte o köprünün altında olmamam gerekiyordu. senin o köprüde o çocuklar sana saldırdığında belki de ölmen gerekiyordu. her şey yanlış ve bir anda başlamıştı. ilahi kuralları çiğnediğimize emindin. o gece orada bulunmak büyük bir günahtı. hiç yaşanmaması gereken bir anda göz göze geldik, gökyüzüne fırlatılan bir havai fişek patladı ve biz birbirimizi sevdik.
13 notes
·
View notes
Text
Ansel büyürken ruhuna açılan yaraları fiziksel olanlarla kapatmaya başlayacağını bilmiyordu. Ama ne zaman canı yansa, kalbi kırılsa, ruhu incinse eline bir neşter almayı seviyordu. O zaman kontrolü yeniden kazanıp korkularından kurtulabiliyordu.
Acıyı, tedavi edebileceği başka bir acıyla iyileştiriyordu.
6 notes
·
View notes