#dosyalar
Explore tagged Tumblr posts
Text
sey ben yks gruplarindan hala cikmadim ve hicbi hocayla konusmami da silmedim bütün pdfler ve notlar da duruyor ve hala youtubeda yks kanallarina aboneyim 🤡
#bunlar bazıları bi kac grup daha var#dosyalar kısmı cevap anahtari dolu#silcem de niyeyse kiyamiyoeum#hele pdflere yok abi elim gitmiyo silmeye#sanki her an tekrar yksye hazirlanabilecekmis gibi hissediyorum#(ailem izin verse yapardim ehe) istedigim bölüm okey ama istedigim okul.. neyse hayaller baska bahara
0 notes
Text
KO-YARDİM - SİLVER
Koyardim.com'un Kocuce Pvp Sunucusu, rekabetçi ve ilgi çekici bir oyun deneyimi arayan Knight Online oyuncuları için popüler bir platformdur. Knight Online Pvp Sunucularının tanıtım sitesi olan Kocuce, üyelere sunucularını tanıtabilecekleri ücretsiz bir alan sunmaktadır. Sunucu, Türkiye'nin en kalabalık 83 lvl Pk Sunucusu olarak bilinen ve LogosWar 2023 kocuce oyuncularının bulunduğu v24xx platformunun bir parçasıdır. Kocuce Pvp Server, zorlu ve heyecan verici bir oyun deneyimi arayan oyuncular için mükemmel bir seçimdir. Kocuce Pvp server, onu diğer sunuculardan ayıran bir dizi benzersiz özellik ve yön sunar. Platform, forum, discord ve veritabanı, dosyalar, kaynak, src, editör, sorgu, kaynak kodu, lua, harita, v24xx, v1299, v20xx, ko-cuce dahil olmak üzere çeşitli kaynaklar sağlar. Ayrıca Kocuce Pvp Server, oyunculara birbirleriyle rekabet etme ve ödüller kazanma fırsatı sunan popüler bir etkinlik olan #DeathKO #v24xxLightFarm dahil olmak üzere çeşitli etkinlik ve aktiviteler sunmaktadır. Sunucu aynı zamanda oyun deneyimlerini geliştirmek isteyen oyunculara bilgi ve ipuçları da sağlıyor. Kocuce Pvp Sunucusunda oynamak Knight Online oyuncularına çeşitli avantajlar sunar. Platform, oyuna tutkuyla bağlı oyunculardan oluşan bir toplulukla zorlu ve ilgi çekici bir oyun deneyimi sunuyor. Ek olarak sunucu, oyun deneyimini geliştiren bir dizi kaynak ve etkinlik sunar. Ko server tanıtımı ve kocuce Pvp Sunucusu, rekabetçi ve heyecan verici bir oyun deneyimi arayan ve diğer Knight Online meraklılarıyla bağlantı kurmak isteyen oyuncular için mükemmel bir seçimdir.
446 notes
·
View notes
Text
Hosting Nedir ve Neden Önemlidir?
Bir web sitesi kurmayı mı planlıyorsunuz? O halde "hosting" terimiyle çok sık karşılaşacaksınız. Peki, hosting tam olarak nedir? Basitçe açıklamak gerekirse, hosting bir web sitesinin internet üzerinde barınmasını sağlayan hizmettir. Web sitenizdeki tüm dosyalar, görseller ve veriler bu sunucularda depolanır ve ziyaretçilerinizin siteye erişmesini sağlar. Düşünsenize, bir web siteniz var ama kimse erişemiyor! İşte hosting tam da bu noktada devreye giriyor ve sitenizi dünyaya açıyor.
42 notes
·
View notes
Text
Denklik sürecim aylardır devam ediyor biliyorsunuz. Ben nasıl olsa bu sene burda kalmaya karar verdiğim için çok üstüne düşmüyordum ama eğitim müşavirliğinin bana söylediği üniversitemin süreçte güçlük çıkardığı idi. Üniversiteden gelen maili bana ilettiler, adamlar klasik İngiliz netliğiyle 2018 öncesi mezunuysa şu adımlar izlenecek sonrası mezunuysa bu adımlar diye açık açık belirtmişler. Müşavirliğe adımlar izlendi mi dedim, evet ama okulunuz işlemiyor siz araya girerseniz belki süreç daha hızlı ilerler yoksa biz belgelere erişim geldiği gibi YÖKe iletiyoruz dediler.
Bunun üstüne üniversiteye mail attım, tahmin ettiğim üzere onlar da bana “biz kuruma atmaları gereken adımlar gönderdik, izlememişler o nedenle ilerlemedi süreç” demişler. Maili müşavirliğe iletip aradım, daha önce konuşmadığım bir hanımefendi açtı telefonu. Ben olabildiğince kibar ve suçlayıcı olmadan üniversitenin belirttiği adımların izlenip izlenmediğini sormaya çalıştım, kadın ne dese beğenirsiniz? Müşavirliklerde son aylarda çalışanlarla ilgili bir çalkantı varmış, birileri işten çıkmış, birileri gelmiş, dosyalar Londra müşavirliğinden Edinburgh’a sonra gerisingeri yollamış vs vs.. bu olaylardan ötürü uzamış olabilir diyor.
Ben denklik bekliyorum bunlar drama yaşıyormuş yahu. Neyse bu kadın bakacağını söyledi dosyama hadi bakalım umutlar yüksek.
22 notes
·
View notes
Text
Annem beni sabah namazına kaldırmaya gelmiş gece uyandırmaya çalışınca daha dosyalar gelecek dur demişim
🤨 Allah'ım bu gidişle uykuda sırlarımi dökmem İnşallah da dosya ne alaka anlamadım
#benim yazım#keşfet#uykum var#uykum geldi#uykucubirkaplumbaga#uykuhuzurverir#anılar#benim postlarım#türk postları#tumblr postları#postlarim#postlarım#sabah postu#unuttuğumetiketlerinhepsi
8 notes
·
View notes
Text
Sütlaç konulara hakim. Tüm dosyalar ondan soruluyor 😂
4 notes
·
View notes
Text
..Yoktu,
hiç olmadı hakikatin kimsesi
Herkes,
aklayıp dururken bir köşe başında herkesi
Kulaklarımda,
Tek bir suça ilişmeyen şehrin sağır sesi
Ne vakit bir çocuğa rastlasam, kabarıyor kafesimde dosyalar
Ağır ağır kararıyor sandukada kilitli dil
Cezam, dolacak gözler gibi değil..
Vazgeçemem içine çeken kokusundan beni
hiç bir kurak ölümün
Varamayan yolların yoldaşıdır kaderim
Gecenin titreyişinde görürüm hayalini sona eren bir hikayenin
İnkar saatleri geçti mi
yapayalnız inleyişleri uzaktan seyrederim
Dilim bir yılkı kısrak gibi sökünür
Kayıp ormanların kaçkını olur kederim
Şalkı yasak vurgun yıldızlarını
hakikatin kimsesizliğinde severim..
#şiir heryerde#şiirsokakta#tumblr şiir#kitap#kitaplar#şiir#şiirler#şiirheryerde#kendine yazar#kendi kalemimden#kendime düşünceler
6 notes
·
View notes
Text
ikinci yüzüm, sen gül biraz, ben ağlayacağım.
havadan sudan konuş kaygısız,
ben deli gibi âşık olacağım.
ikinci yüzüm, işine gücüne bak sen
ben şiir yazacağım.
dosyalar aç, tezkere yaz,
dostlara bile duyurmadan
ben öleceğim yine biraz.
23 notes
·
View notes
Text
Okuldaki kasaya flaşımı takmak zorundayım. Ve her seferinde flaşımda virüs var diye dosyaları siliyor ya. Bunu geri getirme bir şeysi yapıyorduk ama bulamıyorum. Unuttum çıldırwak. Mesajıma cevap vermiyor bu çocuk ya. Dosyalar gitti ya. Laptoplardan nefret ediyorum şu saniyede
16 notes
·
View notes
Text
Bilgisayar başı dersi yapmıyordum uzun zamandır. Oturunca da kalkamıyor ki insan o dosyalar çalışmalar, özlemler, anılar... dalıyor. Ders kaydını denedim bilgisayarda ama telefondan daha rahat geldi bana. Kulaklık almaya üşendim. Üşenmesem bence gayette güzel olabilirdi. Artık haftaya inşallah...
Eee ne diyorduk: Çalış. Çalışmak güzel terapidir.
Ya da şöyle söylüyoruz:
Bir şey yap. güzel olsun. çok mu zor? o vakit güzel bir şey söyle. dilin mi dönmüyor? güzel bir şey gör. veya, güzel bir şey yaz. beceremez misin? öyleyse güzel bir şeye başla. ama hep güzel olsun. çünkü "her insan ölecek yaşta."
geç kalmayasın.
.
10 notes
·
View notes
Text
Kağıttan dosyalar taşıyan bir omurga. İki büklüm, ezilmiş ve hiç doğrulamayacak. Hiç kaldıramayacak gibi boynunu. Kısık gözleri bir veri tabanını alt ederken. Ve sesi, hiç duymayacak gibi. Tanıyamayacak, bir yabancı.
2 notes
·
View notes
Text
Uzun bir aradan sonra işe döndüm. O kadar çok geriye dönük dosyaya bakmam lazım ki..bir sayfalık liste çıktı şimdiden.
S.ye dedim ki bu adamın dosyası neden 17 gündür taranmadı. Önce yeni geldi dedi sonra tarihe baktığımı görünce çok yoğunluk vardı dedi. Yetişemiyorum dedi.
S bizimle çalışmadan önce onun işini yapan K.vardı. Uyanık, pratik bir kişilik. Görevlerini hızla yapıyor sonra oturup öylece işten sıkılmış halde ekrana bakıyordu. Bir başak burcu kişisi. Belli bir iş tanımı istiyordu ve işten ayrıldı. Özel sektörde bu ne yazık ki zor.
K.dan önce M. vardı. O daha da hızlı. İşlerini bitirir ardından başka yapacağım iş var mı derdi. Anlattığımı hızlı anlar, hemen işe koyulurdu. Daha önceki çalıştığı yerde uzun saatler çalışırmış, çoğu zaman mesai yaparmış. Bizde çok rahat etmişti. Burcunu hatırlamıyorum. Vefat eden ilk çalışma arkadaşımdı. Rahmet olsun.
S. bunların içinde en masumu, işten kaçtığını görmedim. Sadece yavaş ve çok karışık çalışıyor. Masasında bekleyen dosyalar hep var. Bir terazi burcu kişisi. En ne yapacağını bilmeyen. Bunun bir nedeni de ilk iş deneyimi olmasıydı. Eskisinden daha iyi durumda tabii. Biraz da inatçı. Uyarıları tartışma pozisyonuna sokabilir, ben ise sadece çözüm bulmak için uyarı veririm.
Aynı işi farklı yorumlayan kişiler..bunları düşündüm işte.
Velhasıl çok işim var. Nereden başlasam bilmiyorum da. Geçmiş bitti deyip sadece bugünle ilgilensem rahat edemem. İzindeyken çok dosyanın işlemi havada kalmış. Takibi gerek.
Ben Zarife. Bir başak burcu kişisiyim.
2 notes
·
View notes
Text
Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Tumblr Live, ABD için masaüstünde kullanıma açılıyor! (Şimdilik sadece İngilizce.)
"Başka kişiler de bu [e-posta adresini] kullanarak beni bulabilsin" hesap ayarını ve bununla beraber "Takip edilenler" sayfasında birisini hesap e-postasından takip edebilme özelliğini kaldırdık (bu tarz bir takibe hesabın izin vermiş olması gerekiyordu, ki varsayılan olarak bu izin açıktı).
Masaüstünde anket sonuçlarında artık virgülden sonraki sayılar tek haneli.
Masaüstünde artık bir konuşmayı her durumda spam olarak rapor edebiliyorsun (yanıt vermiş olsan bile). İleti penceresinin üç nokta menüsünde artık hiç kaybolmayacak olan "Spam olarak işaretle" düğmesini bulabilirsin.
Telefon tarayıcılarından Tumblr'a giriyorsan, gezinti çekmecesindeki "Paleti değiştir" düğmesi artık Ayarlar alt menüsünde.
Masaüstünde gönderi yayımlayınca çıkan minik kutunun konfeti efektini kaldırdık. Bu konuda geri bildirim yollayan herkese teşekkürler.
Mobil tarayıcılarda, bulunduğun sayfa artık gezinti çekmecesinde parlak görünüyor.
🛠 Düzeltmeler
Zaten sürekli karşına çıkmakta olan bloglar, blog öneri motorumuzda bir süre devam eden bir hatadan dolayı sana tekrar tekrar öneriliyordu. Bu hatayı düzelttik, gıcır gıcır blog önerilerinin keyfini çıkar!
Masaüstü gönderi düzenleyicide, dosya boyutu sınırımızın teknik olarak altında olup sınıra çok yakın olan dosyalar yüklenemiyordu. Bu hatayı düzelttik.
Yine masaüstü gönderi düzenleyicide gönderi yazarken blog değiştirince, taslakları otomatik kaydetme özelliği gönderiyi bazen yanlış bloga kaydetmeye çalışıyordu. Bu hatayı düzelttik.
Masaüstünde blog ayarları sayfasının yüklenmemesine yol açan sorunu giderdik.
Bazı renk paletleri, blog önizlemesinde anket şıklarını görünmez yapıyordu. Bu hatayı giderdik.
Masaüstünde gelen kutusunu görüntülerken, ilgili gezinti simgesi parlak görünmüyordu. Bu sorunu düzelttik.
Mobil tarayıcılarda, gezinti çekmecesinde Reklamsız Gezintiye ait iki tane öğe bulunuyordu. Artık bir tane var, o da Ayarlar alt menüsünde.
Yanında tik bulunan blog adları, yerleştirilmiş gönderilerde tuhaf gözüküyordu. Bu sorun giderildi.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
Başka uygulamalardaki "Tumblr'da paylaş" seçeneğini kullanınca, paylaşmaya çalıştığın öğenin iOS uygulamasına aktarılmamasına yol açan hatadan daha önce bahsetmiştik. iOS uygulamasının bir sonraki sürümüyle (28.3) birlikte bu sorun düzeliyor.
🌱 Yakında sunulacaklar
Test ediyor olduğumuz yeni "Pano Sekmeleri yapılandırma" düğmesini iOS ve Android uygulamalarının sekme çubuğunda, tarayıcılarda ise panonun tepesinde görmüş olabilirsin. Bu değişiklik, sekme yapılandırma özelliğini Tumblr Labs'den alıp bu yeni yapılandırma görünümüne taşıyor ve ayrıca pano sekmelerinin sırasını değiştirmene olanak tanıyor.
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde de takip etmek için diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
45 notes
·
View notes
Text
Meyus / Şadan
Ağustos ayına bir isim arıyorum. Lanet ay deyince biraz kırıcı oluyorum ağustosa karşı.. öyle de ince düşünceli bir adamım.
Meyus? Bence yakıştı. Kederli, karamsar bir ay.
Aslında cafcaflı bir ay, sıcaklar doruklarda, piknik deniz bisiklet. Ama bu sıcaklığa rağmen kederli.
Benim ağustosum meyus.
Yine böyle başladı.
Merkür retro da var. 4 eylüle kadar yaya nefes almak yok.
1- Canımın içi Galatasarayım beş yedi. Beş nedir be gardaşım. Gerçi bir sıfır yenilse de yine üzülecektim. Kaos da çıktı takımda. Canımın canı cancağzım güzel renklim üzülünce biz de üzülüyoruz. Kabul ediyorum fanatiğim. Futbolu çok seviyorum. Babamdan miras. 3 sene hariç (2014-2017) hayatımın her anında futbol var. Bu sene daha çok üzüleceğiz gibi, neyse ki mağlubiyeti kaldıracak kadar da yetişkinim. Çocukken kafaya takardım. Şimdi ki bebeler hatırlamaz harika oynayıp okochanın golüyle fenere yenildiğimiz bir maç vardı, 98di, 9 yaşındaki serconun travmasıdır o maç. :// futbolu çok seviyorum.
2- adam 3 milyon euroluk şirket kurmuş bana diyor ki sercocum senden kamu hizmeti bekliyorum. Şirketi ayıracağım, tasfiye ettireceğim, malları sattıracağım ve hatır için vekalet alacağım. 1 milyon euro vermen lazım abi. Puahahahahah. Zaten ticaretten nefret ediyorum. Neyse ki ticaret doktoru arkadaşım var.
3- annem ofise eski perdeleri takmış. Ofise obje falan almam lazım. Sevgili eşim ofisimi kıskanıyor. Neymiş ben serbest çalışıyormuşum. Ne var yani şortumla ofisimde takılıyorsam.
Koltuğa yatıp ayak uzatmak, işte bak hakimken de en sevdiğim şey buydu. Arkada vivaldi. Benim de tutkum bu.
Perdeleri acil yaptırmam gerek. En ucuzundan. Eniştecim hasta olduğu için sipariş veremedik. Çok acil acil.
Oğlum dedesi ve ananesiyle gezerken takılmak kolay tabi. Canım oğlum benim.
4- Uyku problemim başladı yine. Geceleri uyuyamıyorum. Lanet 10 ağustos geliyor çünkü. Lan defter nasıl bir travmadır bu. 8. Yıl oldu. O iki gün. Psikoloğa gitmeyeceğim. Problemlerimi kabullenmiyorum. Delilik alameti mi sence? Hanım arasıra kızıyor bana, herşeyi mantıkla çözdüğümü sanıyormuşum. Aptallığı sevmiyorum. Hayatın zorunluluklarından oluşan sınırlarım var, acı da çeksem canım da yansa o sınırlar içerisinde herşeyi çözüyorum. Çözmediğim anda mantıksız ve aptalca buluyorum. Dur bak defter, burası karışık. Kaçtığımız konular? Sınırlar nedir? Diş çarpması nedir? Anlık gelen kaybetmek hissi? Anksiyete mi? Kaygı. Herşeyi herkesi kaybetme korkusu. Ölüm? Para? Buralar çıkmaz sokak. Psikoloğa gitmeyeceğim. Galatasarayın çok acil yenmesi gerek hatayı.
ŞADANLAŞTIĞIM DAKİKALARDAYIZ.
Ama anlatmam gerekiyor. Defterimde yer sıkıntısı yok neyse ki.
5- bugün 9 ağustos. Tam 8 yıl önce salı gecesi bir yetkili demiş ki 600 küsur hakim savcı daha meslekten uzaklaştırıldı. Liste yok. O zamanlar meslekte çoğu insan istim üzerinde. Meslekten çıkarılmak değildi derdim, allah biliyor ya, insanlar öldürenlerle birlikte anılmak, hainlik ile yaftalanmak.. dünyanın en ağırı fiziki olarak cezaevinde yatmak değil, yaftalanmak, suçlu addedilmek. O zamanlar ayırt edemiyorum tabi. Uykusuz şekilde gittik mahkemede. 10 ağustosta, çarşamba günü sabah 10da uyap kesildi, gerekçe yazarken gitti uyap. Ben anladım bilgi işlemi aramadım. Ağlamadım çünkğ vücudumda ki ağırlık ağlamak ile boşalamazdı. Ancak ölüm alabilirdi bu ağırlığı. Ama yaşamak gerekiyor ölüm ağırlığını. Yaşamak. Arkadaşım aradı, uyap gitti dedi. Dedim allah sonumuzu hayretsin, onurumuzu korusun. Onur. (Hakimlik mesleğinde meslek onuru çoğu meslekten daha önemlidir. Bu meslek de budur. Avukatlık mesleğinin de onuru vardır misal, ama dar bir alanda değerlendirilmez. Hakimlik böyle değil işte. Meslek onuru diğer disiplin suçlarından öndedir. Falan falan.) Sonra bir emniyet mensubu geldi. Terörle mücadele ile tanışmış olduk. Odanız aranacak dedi. Benim odam bomboştu. Ben obje süs bitki sevmezdim. Sadece dosyalar bilgisayar yazıcı ve mesnevi vardı. Mesnevim orada kaldı. Mesnevide geçen hikayeler diye bir kitap. Ceketimi alıp giderim dedim. Puahahahah.
O kadar aklım yerimde değil ki siz kimsiniz de beni arayacaksınız diyemedim. Mahkemeden polis eşliğinde çıkarıldık. Bu zoruma gitti çok. Eve gittim. Yapayalnız. Hatırlıyorum nutella aldım kaşık kaşık yedim. Mutlu olalım diye. Nerde amk. Saat 14 gibi gözaltı kararı alındığını ntv altyazıdan öğrendim. Dedim bekleyeyim. Kaçacak halim yok. O. Amca kaçacaksan batuma götüreyim seni demiş. Dedim ne kaçacağım, ben suçsuzum. Gece 12de geldiler. Bir savcı bey 3 polis memuru. Asayiş şubeden. Evi aradılar. Aradılar da aramak denirse. 100 tane ayakkabı kutusu vardı misal, gece gece uğraşmak istemediler sanırım. Sağlık raporu, çağlayan.. ah ulan çağlayan. Hasır üzerinde uykusuz 2 gün. Bir ağırlık var, ölümle gidebilir. Silivride ilk kelepçe.
Silivride ilk uyuduğumda gördüğüm rüya ne peki? Yokuş ve kaybolmak. Beni. Kabus ikilim. Kabede hira dağında kaybolmuşum. Annemi bulamıyorum. Kimse yok. Ama kalabalık sesi geliyor. Bir kalabalık ama ben kaybolmuşum. Ağlıyorum. O zamanlar ağlayabiliyorum tabi. Umrede kaldığımız oteli görüyorum ama gidemiyorum. Dağ yokuşu var, inilecek patika öyle yokuş ki. Sesim kısılana kadar bağırıyorum. Kabeyi görüyorum oteli görüyorum ama inemiyorum. Terlemişim. Lanet ağustos. Silivrinin güneşi yakmış koğuşu, ıspanak kokuyor koğuş. Ne alaka. Sigara ve ıspanak.
Bak bende ilerleme var, bu yaşadığımı hiç anlatamadım 8 yıldır. Yaramız kabuk bağlamış mı şimdi?
Çok konuştum. 13 ağustos 2016yı anlatalım dedim beceremedim. Çok uzun oldu. Seneye ağustos nasıl geçecek bakalım. 2016 ağustosu unutarak geçsin.
Boşuna ağustosa meyus demiyoruz. Merkür retro da var. Ne lanet ay amk.
Vesselam.
1 note
·
View note
Text
Episode 1:Meet
10.07.2021
Liber Otel
Hana hızlı adımlarla Mujin'in odasına girdi.Sinirle masasına yaslanan adamın yanına gidip merakla ona baktı.
"Öğrenmiş mi?"
Mujin derin nefes alarak ona baktı ve başını olumlu anlamda salladı.
"En başından beri biliyormuş"
"Yani..bu da onun en başından beri bizim peşimizde olduğunu gösteriyor?"
"Evet...Küçük şeytan!"
Mujin elindeki viski bardağını sinirle duvara fırlattı.Cam parçalanma sesi ile irkilen Hana onun ellerinden tutup gözlerinin içine baktı.
"Sakinleşmen gerek.Böyle yaparak hiçbir şeyi düzeltemezsin"
Mujin onun ellerini hafifçe sıktı ve onunla göz teması kurdu.
"Ne yapacağını biliyorsun Hana"
"Hayır bilmiyorum canım"
Mujin bir eliyle onun yanağından hafifçe tutup saçını düzeltti.
"Jiwoo.Jiwoo'ya babasının katilinin o kız olduğunu söyleyeceksin"
Hana duyduğu şey ile kaşlarını çattı.
"Ne?"
"Beni duydun Nae Sarang* Jiwoo'ya söyle ve çabucak o kızdan kurtulalım.Başımıza bela açacak gibi görünüyor"
Hana başını olumsuz anlamda salladı.
"Olmaz Mujin.O kıza bunu yapamam o masum biri ve ben-"
Mujin daha fazla konuşmaması için dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu ve kadının yanağını okşadı.
"Hemen karar verme Hana.O kız senin sonun olabilir.Bugün eve git ve iyice düşün ama düşünürken bizi de göz önünde bulundur tamam mı?"
Hana yutkundu ve başını hafifçe olumlu anlamda salladı.Geri çekilip asansöre doğru yürürken Mujin konuştu.
"Hangi eve gideceksin?"
"Kendi evime Mujin"
İkisi de daha fazla bir şey söylemeden Hana asansöre bindi ve asansörün kapısı kapanana kadar nefesini tuttu.
Karakol
Kısa saçlı kız önündeki bilgisayara odaklanmışken masasına konulan kahve bardağı ile başını kaldırdı ve karşısında ona gülümseyen kızıl saçlı kadına baktı.
"Sabahtandır o bilgisayarın başındasın.Belki kahve içmek istersin diye düşündüm"
Jiwoo kahve bardağını eline alıp bir yudum aldı.
"Teşekkür ederim"
Jiyoo merakla ona baktı.
"Hyejin...bilgisayardan neye bakıyorsun sen?"
Jiwoo hızla baktığı dosyaları kapatıp ona baktı ve gülümsedi.
"Oh şey...hiçbir şey sadece...merak ettiğim birkaç şey vardı"
"Ne gibi?Biliyorsun bana da sorabilirsin sonuçta 4 yıldır buradayım"
Jiwoo ayağa kalkıp kahve bardağını eline aldı.
"Neden benimle bu kadar ilgileniyorsun Jiyoo?"
"Çünkü sen burada yenisin Hyejin.Yenilere her zaman yardım ederim"
Jiwoo onun yüz ifadesini inceledi ve derin nefes alıp başını salladı.
"Yoon Donghoon..."
Jiyoo duyduğu isim ile kalbinin sıkıştığını hissetti ve yüz ifadesini korumaya çalıştı.
"Ne olmuş ona?"
"Adam 5 yıl önce öldürülmüş ama ölümü kimsenin umrunda olmamış.Sence onu kim öldürdü?"
Jiyoo bakışlarını kaçırıp boğazını temizledi.
"Kimin öldürdüğü umrumda değil.Sonuçta o adam pisliğin tekiydi ve dünyadan bir pislik daha silinip gitti."
Jiyoo kendi masasına oturup önündeki dosyalar ile ilgilenmeye başladı.Dosyalar ile ilgilenirken konuştu.
"Ama bana sorarsan...onu Choi Mujin öldürttü."
Jiwoo kaşlarını çattı ve elindeki pet bardağı çöpe atıp iç çekti.
"Sanmıyorum.Choi Mujin birileri hata yapana kadar onu öldürmez"
"Belki de hata yapmıştır?"
Jiwoo göz devirip arkasını döndü.
"Belki de onu bir polis öldürmüştür?"
Jiyoo başını dosyalardan kaldırıp ona baktı.
"Neden bu adama o kadar taktın Hyejin?Tanıdığın biri miydi?"
Jiwoo başını olumsuz anlamda salladı
"Hayır.Sadece çok garip geldi bana.Her neyse ben biraz hava alacağım"
Jiwoo hızla çıktı ve kapının önünde dikilen Pildo'ya bakıp göz devirdi.Pildo onu umursamadan içeri girdi ve Jiyoo'ya bakıp gülümsedi.
"Hadi yemeğe gidelim"
"Olmaz Pildo işlerim var"
Pildo onun yanına gidip yanağına öpücük kondurdu ve kollarından tutup onu kaldırdı.
"Ben sana yardım ederim sonra Jiyoo.Hadi ama bir yemeği çok görme bana"
"Üzgünüm bebeğim ama önemli biri ile konuşmam gerek"
Pildo kaşlarını çattı
"Kimmiş o önemli biri?"
Jiyoo gülümseyip çantasını aldı ve onu öpüp geri çekildi.
"İşimize yarayacak birisi.Çok yakında kim olduğunu öğreneceksin."
Telefonunu eline alıp arama yapan Jiyoo arkasını dönüp Pildo'ya el salladı ve telefonla konuşarak çıktı.
Adliye
Yeni bir mahkemeden çıkan Eun Ae yorgunlukla kıyafetlerini düzeltti ve birden karşısında Taeju'yu görünce gülümseyip onun yanına gitti.
"Geldin"
"Bugün yoğun bir gün olacağını düşündüm o yüzden eve gidip yemek yapmakla uğraşma diye seni yemeğe çıkarmak istedim"
"Sen nereden..."
"Programına baktım.Bugün Bay Choi bana izin verdi ve ben de biricik sevgilimle günü geçireyim dedim"
Eun Ae onun elinden tutup kocaman gülümsedi.
"İyi yapmışsın.Zaten seni çok özlemiştim."
İkili el ele tutuşarak adliyeden çıktılar ve arabaya bindiler.Taeju arabayı sürerken Eun Ae'nin sorusu ile durakladı.
"Bay Choi henüz öğrenmedi mi?"
"Hayır ama er geç öğrenecek ve onu kendi elleriyle öldürecek"
"O zaman biz de öğrenmemesi için elimizden geleni yapalım Taeju"
Taeju başını olumsuz anlamda salladı.
"Olmaz Eun Ae.Ona ihanet edemem."
Eun Ae sinirle ona bakarken telefonunun çalmasıyla çantasını karıştırdı ve hızla telefonu bulup arayana baktı.
"Efendim?Ne oldu?Oh tamam hemen geliyorum"
Eun Ae telefonu kapatınca Taeju ona baktı.
"Ne oldu?"
"Gitmem gerek Taeju.Yemeğe sonra gideriz olur mu?"
"Tabii ki sorun yok.Seni gideceğin yere götüreyim mi?"
"Hayır gerek yok ben kendim giderim.Sen beni şurada indir"
Taeju arabayı durdurdu ve Eun Ae onu öpüp arabadan indi.Arabadan iner inmez hızlı bir şekilde ters yöne doğru yürümeye başladı.Taeju neler olduğunu bilmiyordu ama sonunun kötü biteceğine emindi.
Dongcheon Binası
Ringde dövüşen erkekleri izleyen genç kızın gözü sadece bir kişinin üstündeydi.Genç adam oldukça iyi dövüşüyor,kısa sürede rakiplerini etkisiz hâle getiriyordu.Mi Yoon dayanamayıp ayağa kalktı ve ringdeki diğer adamlara baktı.
"Çıkın"
Adamlar ona hemen itaat edip ringi terk ettiler.Mi Yoon Him Chan'a bakıp gülümsedi ve ringe çıktı.Üzerindeki eteği düzeltti ve onu izleyen adama baktı.
"Var mısın?"
Adam gülüp ona yaklaştı.
"Sana hayır demek mümkün mü?"
Mi Yoon sırıttı ve adam onu izlemeye dalmışken adamın yüzüne sert bir yumruk indirdi.Him Chan yumruğun etkisiyle geriye doğru sendeledi.
"Dikkatin çok çabuk dağılıyor"
Him Chan hızla ona yumruk atmayı denedi fakat Mi Yoon onun kolundan tutup ters çevirdi.
"Gerçekten Him Chan benimle böyle mi dövüşeceksin?"
Adam acıyla inlerken kızın bacağına çelme taktı ve kızı yere düşürdü.Kızın üzerine eğilip yüzüne bir yumruk attı.
"Sana kıyamayacağımı mı düşündün güzelim?"
Mi Yoon gülerek adamın saçından tuttu ve adamı kendisine doğru çevirip yer değiştirdi.Şimdi kız adamın üstündeydi.Üst üste defalarca adamı yumrukladı ve ayağa kalktığı sırada Him Chan kızın ayağından tutup yanına çekti.Şimdi Mi Yoon ile Him Chan yan yana uzanıyordu.Kız kıkırdayıp ona baktı.
"Beni hafife almamalıydın"
"Seni hiçbir zaman hafife almadım"
Him Chan doğrulup kızın üzerine eğildi ve yüzündeki bir tutam saçı düzeltip dudaklarına baktı.Mi Yoon boğazını temizledi
"Öpersen kusarım"
Him Chan hızla ayağa kalktığında ne olduğunu anlamayan Mi Yoon duyduğu ses ile olduğu yerde uzanmaya devam etti.
"Mi Yoon sana ne demiştim ben?"
Mujin bir eli cebinde ringin dışında durmuş ona bakıyordu.
"Sadece izle demiştin baba"
"Ayağa kalk"
Mi Yoon göz devirerek ayağa kalktı ve ringin dışında duran babasının yanına gitti.
"Bir daha buraya gelmeyeceksin.Duydun mu beni?"
"Nereye gideceğimi sana soracak değilim baba"
Mujin sinir ile güldü.
"Küstahlığı bırak.Üstünü değiştir.Bir yere gitmen lazım"
"Nereye?"
"Sorgulamadan önce dediklerimi yap"
Mujin ayrılmadan önce ringde durup onları izleyen Him Chan ile göz göze geldi ve parmağını uyarır bir şekilde salladı.
"Sakın bir daha kızıma ellerini sürme."
Mujin ayrılınca Mi Yoon ona bakıp gülümsedi.
"Babamı takma sen hep böyle şakalar yapar"
Mi Yoon Him Chan cevap veremeden hızla oradan ayrıldı.
Hana'nın Evi
Eun Ae ile oturan Hana ona baktı.
"Geldiğin için teşekkür ederim"
"Teşekkür etmene gerek yok"
Hana sıkıntıyla iç çekti.
"Jiwoo'ya her şeyi anlatacağım."
"Ne?"
"Onu aradım bile.Şu an yolda"
Eun Ae hızla ayağa kalkıp öfkeyle ona baktı.
"Aman tanrım...sen kafayı mı yedin?!Peki beni neden çağırdın??"
"Çünkü Jiwoo'ya gerçekleri anlatırken o gerçekleri bizzat yaşayan biri yanımda olmalıydı.Sevgili abim asla gelmezdi ve Mujin'e ihanet etmez.Ama sen öyle değilsin Eun Ae"
Eun Ae onun yanına oturdu.
"Emin misin?Bak eğer anlatırsan biliyorsun kim olursan ol Mujin seni yaşatmaz"
"Biliyorum"
"O zaman nede-"
Eun Ae'nin konuşması zil sesiyle bölündü.Hana hızla ayağa kalkıp kapının önünde durdu ve derin nefes alıp kapıyı açtı.Jiwoo'yu görmesi ile gülümsedi ve içeriyi işaret etti.Jiwoo ona hafifçe gülümseyip içeri geçti ve Eun Ae'ye bakıp kaşlarını çattı.Eun Ae ayağa kalkıp gülümsedi.
"Gelsene Jiwoo.Biz de seni bekliyorduk"
Jiwoo sessice tekli koltuğa oturdu ve konuşmalarını bekledi.Sessizliği bozan Hana oldu.
"Jiwoo...babanı kimin öldürdüğünü biliyorum ve o kişiyi çok yakından tanıyorsun"
"Ne?Kim?"
Eun Ae ve Hana birbirlerine baktılar.Bir anda kapının açılma sesi gelince Hana hızla ayağa kalktı.Mi Yoon ona bakıp gülümsedi.
"Merhaba cici anniş"
"Mi Yoon?Sen nasıl girdin eve ve..ve burada ne işin var?"
"Babamda anahtar vardı ve babam gönderdi."
Jiwoo daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı.
"Babamı kim öldürdü?!!"
Eun Ae oturduğu yerden ona baktı.
"Bak Jiwoo baban bir haindi"
"Ne haini?"
Kapı üst üste sert bir şekilde çalınca herkes birbirine bakarken Hana kapıyı açtı.
"Yoon Jiyoo?"
"Jung Hana"
Jiyoo sinir bozucu bir şekilde gülümsedi.Hana Jiwoo'nun içeride olduğunu hatırlayınce sertçe yutkundu.Eğer Jiyoo içeri girip Jiwoo'yu görürse kesinlikle onun Mujin için çalıştığını anlardı.Jiyoo onun yanından geçip içeriye girdi ve gördüğü kişi ile donakaldı.
Nae Sarang:Aşkım
Jiyoo'nun Jiwoo'ya Hyejin demesinin sebebi Jiwoo'nun polislik için kimlik değiştirerek adını Oh Hyejin olarak değiştirmesi
Dongcheon Mujin'in başında olduğu uyuşturucu çetesinin ismi
2 notes
·
View notes
Text
DIKKAT Toryum ve uçak kazası: Bir suikast mı? Prof.Dr. Engin Arık, altı meslektaşı ile birlikte Isparta’da çok önemli bir bilimsel toplantıya katılmak üzere yola çıkmıştı. Kazadan sonra suikast olasılığı ortaya atıldı, herhangi bir sonuç çıkmadı ama hâl�� gündemde... Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, 2 Eylül 2022 günü “Kayıp dört ‘sır’ dosya” başlıklı müthiş bir yazı yayımladı. Kendisini kutlarım. Yazı, tanıklı ve yaşanmış bir olaya dayanıyor. Bu ilginç ve çarpıcı yazının tamamını bulup okumayı size bırakıyorum. Ben ayrıntıya girmeden kısaca özetleyeceğim: Yıl 2008, günlerden 5 Temmuz. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, birkaç kişiyle birlikte Ergenekon soruşturması kapsamında nöbetçi mahkemeye sevk ediliyor ve tutuklanıyor ancak avukatının itirazı üzerine 14 Temmuz günü serbest bırakılıyor. Ama Aytunç Erkin, ilgilendiği “mafya ve devlet mekanizması”nı görüşmek üzere bu yakınlarda ATO Başkanı Sinan Aygün’e telefon ediyor. Sinan Aygün, ATO’nun hazırladığı raporlar hakkında konuşurken şu bilgiyi veriyor: “2008’de gözaltına alındığımda ATO’daki 125 klasöre de el konuldu... Bu klasörlerden 121’ini geri verdiler. Ancak dört tanesini geri alamadım. Başvuru yapmama, istememe rağmen alamadım.” Geri alamadığı dosyalar petrol, altın, bor ve toryum dosyaları imiş. === yukaridaki yazinin tamami 23.09.2022 tarihli Cumhuriyet gazetesinden alintidir=== Tabi harita okumanın dışında, bazı sözlerin anlamını da iyi okumamız gerek! Sakin sakin ve bir çırpıda söylenen bu sözlerin, tarihi bir değerlendirmenin çok ötesinde anlamlar taşıdığına inanıyorum. Bu sözler, fikir enjektesidir!
4 notes
·
View notes