#dondurmacı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Havanın geç kararması gezerken güzel ama yaşarken yorucu sanki. Şu an yetiştirmeye çalıştığım proposaldan dolayı soğuk havalar (kazak giydim bisiklet sürerken) işime geliyor ama 23:30'da bile koyu laciverte dönmek için nazlanan bi gökyüzü var.
Sanırım yaz akşamı hissini özledim. Hava olması gerektiği (ya da alıştığımız) bi vakitte kararmış, dışarıda üşütmeyen bi serinlik var. Terası güneş batarken yıkamışsın ve şimdi çay içip bir şeyler izliyorsun, belki sevdiğin insanları misafir ediyorsun, ya da güzel bi buluşmadan şapşal bi tebessümle eve dönüyorsun yan bahçedeki hanımeli nasıl da güzel kokuyor.
#ya da proposaldan dolayı böyle hissediyorum#hava güzel olsa ve dondurmacı geç kapansa böyle hisseder miydim?#önümüzdeki haftalarda göreceğiz
20 notes
·
View notes
Text
sabah dişçi randevum vardı eve telli turna olarak geri döndüm 🤭 10 yıl önce taktırıp 3 yıl takıp düzelmeyişine sinirlenip (çünkü şeffaf braket kullanıyordum ve İzmir den gelince burdaki dr şeffaf braketlerle hiç bi ilerleme kaydedemedi) kendi istediğimle tedavi bitmeden çıkartmıştım. 2 arkadaşım tel taktırdı yakın zamanda. çektiğim acıları unutmuş olacağım ki dur bi görüşeyim diye gittiğim görüşmeden 3 gün sonra teli taktırdım. ama sadece üste istedim. aman gülünce zaten görünmüyor alt kısım 😂😂
velhasıl kelam yine işin başa düştüğü günlerden biri. yaz geldi malum kışlık lastikleri yazlık lastikle değiştirme zamanı. önce bi lastikçi buldum dişçi dönüşü. benimki kapandı bu kış 🥺 datlı bi amcam vardı dükkanı kapatıp gitmiş. neyse buldum bi tane, fiyat aldım, eve geldim. balkondaki lastikleri arabaya taşıdım. gittim ki sıra var. herkes bugün lastik değiştirmeye karar vermiş galiba. neyse beklerken ne yapsam diye etrafa bakınırken bi dondurmacı gördüm. anaaa hem ucuz hem güzeldi valla. Bi dahaki sefere eve de alırım diye düşündüm. lastikçi, lastiklerin iyi değil dedi. evet biliyorum dedim eski lastikçi amcam da bi yaz daha kullan sonra at demişti. yazlık lastik bakmam lazım yavaştan. Ne kadar erken alsam o kadar kâr. zaman geçtikçe pahalanıyor her şey.
Eve gelip bi salata yaptım bi parça da tavuk attım airfryer a. akşam yemeği işi de tamam böylece. sdsdsdd 😅 ay bu tellerle yemek yemenin komedisini unutmuşum. yemek bittikten sonra da bi süre yemeye devam ediyorsunuz 😂😂
neyse işte öyle bir şey. çenem düştü. akşama ders var bakalım tellerle fıtı fıtı nasıl anlatcam 😂 hadi bakalım hayırlısı
güzel günler dünya 🌷
5 notes
·
View notes
Text
Marketten aldığımız dondurmaları görüp dondurmacı üzülmesin diye binanın öbür tarafından yolu uzatıp giden cocuklardık biz ya...
3 notes
·
View notes
Text
Çocukluğunu yazın Mardin'de geçirenler bilir veya hatırlarmı veya veya hala var mı bilmiyorum.
Şimdi tam arpa,buğday,mercimek zamanıdır.Ekinler kaldırıldıktan sonra elekler ile çocuklar ekinlerin kaldırıldığı yere gider toprağa karışmış ekinleri elekler ile ayıklar çuvallara doldurur saklardı.
Herkesin beklediği tek şey vardı bisikleti ile köyleri dolaşan dondurmacı.
Yemin ediyorum ki kolay etmem o bisikletçilerin üzerinde bir tas buğdaya verilen dondurmanın tadını hala animsiyorum ve öyle güzelinide yemedim.
Nostaji falan yapmıyorum,yada iste yokluktu,imkanlar zordu cart curt.
O donturmaların tadını hiç bir zaman bir daha alamadım yediğim hiç bir dondurmada.
5 notes
·
View notes
Text
Mahalledeki dondurmacı abi evde bulduğu ne kadar meyve varsa süte karıştırıp dondurma yapıyor mucit amk bu adama ödül vermeleri lazım
4 notes
·
View notes
Text
ESKİDEN.....
*Çocuklar doğduğunda telefon başvurusu yapılırdı. (Telefon sırası 8-10 yılda gelirdi.)
* Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu.
* Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.
* Banyoda tuhaf bir soba vardı ve tuhaf bir yakacakla ısıtılırdı.
* Banyomuz kurnalıydı, hamam tasımız vardı.
* Naylon terlikler çıkmadan önce tuvalette takunya bulunur, ve herkesin ayağına olması için en büyük numara seçilirdi.
* Okul kapısında ayva, şam tatlısı,macun şeker,susamlı şeker,pamuk helva,kestane satılırdı.5 kuruşa ince bir dilim şam tatlısı,alırdık.
* Renkli patiskadan dikilme beli lastikli külotlarımız vardı. Artık yünlerden örülen fanilalara, nazardan korunmamız için muska takarlardı !!
* Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayramı beklemem söylenirdi.
* Bayramlarda, kıyafetlerimiz ve yeni ayakkabılarımız başucumuzda dururdu.Bazılarımız koynuna alır, yatardı.
* Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırırlır, bize verilemezdi !! Biz ona o bize bakardık.
* İlkokulda sepet kadar kurdele takardık. Ne kadar kabarık ve büyük olursa o kadar makbuldü. 2 kafa gezerdik !!
* Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.
* Genellikle herkes pazar günleri yıkanırdı!! banyo kazanı merasimle yanar, banyolar yapılır çamaşırlar yıkanırdı.
* Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı.
* Sokaklardan, yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci , sülükçü(!!) geçerdi.
* 25 kuruşa Bisiklet kiralar, ''şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş'' diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık
* Herkesin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılınır, hayat geçirilirdi.
* Radyo en kıymetli eğlencemizdi. Orhan Boran ve Yuki kaçırılmazdı . Uğurlugil ailesindeki Arap Bacı'ya herkes hayrandik.
* İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram etmezdi.
Aşı oluncağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. Aids henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı.
* Okulda, Kürt ,Türk, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi.
Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak , geleneklerimize aykırıydı,ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.
* Misafirlikte ne kadar aç olursanız olun, ikram tabağındakileri bitirmek de ayıptı. Görgülüler bir lokma mutlaka bırakır, görgüsüzler hepsini yerdi.
* Dondurma mayıs sonunda çıkar, annem temmuza kadar izin vermezdi.
* Erkek çocuklar misket,kuka,bezden yapılmış topla futbol oynarlar;kızlar daha çok ip atlarlardı.
* Kız ve erkek çocukların en sevdiği oyun Saklambaç ve 7 adet kırık testi parçasının üst üste konularak önce topla yıkılıp sonra tekrar dizilmesi suretiyle oynanan Dalya diğer adıyla dombik oyunu idi.
* Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi.
* Külotlu çoraptan önce tüm kadınlar jartiyer kullanır, yaşlılar, baldırlarına lastik takardi.
* Fotoğraflarda gülmek laubalilikti. Pek çok kişinin düğün resimleri cenaze törenlerini andırırdı. Ağır, vakur ve ciddi olmak önemliydi.
* Anneler, vapurda, trende, otobüste rahatlıkla bebek emzirirlerdi.
* Çarşıda, pazarda anne ve babamızdan bir şey istemek ayıptı. Ancak sorulursa yanıtlardık. Canımız istediği halde çoğunlukla da red ederdik.
* Defter-kitap kaplama kağıtları ya kırmızı ya da mavi olurdu. * Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapar, undan yapılmış tutkalla yapıştırırdık.
* 'Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek ' bir teklif değil, bir kararın iletilmesi gibiydi. Bu soruya 'hayır' demek mümkün değildi, adetlerimize göre ayıptı. Önemli bir program varsa (bilet, başka ziyaret vs) derhal iptal edilir, aile telaş yumağına dönerdi...
(alınt)ESKİDEN.....
*Çocuklar doğduğunda telefon başvurusu yapılırdı. (Telefon sırası 8-10 yılda gelirdi.)
* Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu.
* Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.
* Banyoda tuhaf bir soba vardı ve tuhaf bir yakacakla ısıtılırdı.
* Banyomuz kurnalıydı, hamam tasımız vardı.
* Naylon terlikler çıkmadan önce tuvalette takunya bulunur, ve herkesin ayağına olması için en büyük numara seçilirdi.
* Okul kapısında ayva, şam tatlısı,macun şeker,susamlı şeker,pamuk helva,kestane satılırdı.5 kuruşa ince bir dilim şam tatlısı,alırdık.
* Renkli patiskadan dikilme beli lastikli külotlarımız vardı. Artık yünlerden örülen fanilalara, nazardan korunmamız için muska takarlardı !!
* Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayramı beklemem söylenirdi.
* Bayramlarda, kıyafetlerimiz ve yeni ayakkabılarımız başucumuzda dururdu.Bazılarımız koynuna alır, yatardı.
* Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırırlır, bize verilemezdi !! Biz ona o bize bakardık.
* İlkokulda sepet kadar kurdele takardık. Ne kadar kabarık ve büyük olursa o kadar makbuldü. 2 kafa gezerdik !!
* Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.
* Genellikle herkes pazar günleri yıkanırdı!! banyo kazanı merasimle yanar, banyolar yapılır çamaşırlar yıkanırdı.
* Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı.
* Sokaklardan, yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci , sülükçü(!!) geçerdi.
* 25 kuruşa Bisiklet kiralar, ''şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş'' diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık
* Herkesin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılınır, hayat geçirilirdi.
* Radyo en kıymetli eğlencemizdi. Orhan Boran ve Yuki kaçırılmazdı . Uğurlugil ailesindeki Arap Bacı'ya herkes hayrandik.
* İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram etmezdi.
Aşı oluncağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. Aids henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı.
* Okulda, Kürt ,Türk, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi.
Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak , geleneklerimize aykırıydı,ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.
* Misafirlikte ne kadar aç olursanız olun, ikram tabağındakileri bitirmek de ayıptı. Görgülüler bir lokma mutlaka bırakır, görgüsüzler hepsini yerdi.
* Dondurma mayıs sonunda çıkar, annem temmuza kadar izin vermezdi.
* Erkek çocuklar misket,kuka,bezden yapılmış topla futbol oynarlar;kızlar daha çok ip atlarlardı.
* Kız ve erkek çocukların en sevdiği oyun Saklambaç ve 7 adet kırık testi parçasının üst üste konularak önce topla yıkılıp sonra tekrar dizilmesi suretiyle oynanan Dalya diğer adıyla dombik oyunu idi.
* Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi.
* Külotlu çoraptan önce tüm kadınlar jartiyer kullanır, yaşlılar, baldırlarına lastik takardi.
* Fotoğraflarda gülmek laubalilikti. Pek çok kişinin düğün resimleri cenaze törenlerini andırırdı. Ağır, vakur ve ciddi olmak önemliydi.
* Anneler, vapurda, trende, otobüste rahatlıkla bebek emzirirlerdi.
* Çarşıda, pazarda anne ve babamızdan bir şey istemek ayıptı. Ancak sorulursa yanıtlardık. Canımız istediği halde çoğunlukla da red ederdik.
* Defter-kitap kaplama kağıtları ya kırmızı ya da mavi olurdu. * Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapar, undan yapılmış tutkalla yapıştırırdık.
* 'Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek ' bir teklif değil, bir kararın iletilmesi gibiydi. Bu soruya 'hayır' demek mümkün değildi, adetlerimize göre ayıptı. Önemli bir program varsa (bilet, başka ziyaret vs) derhal iptal edilir, aile telaş yumağına dönerdi...
(alınt)
2 notes
·
View notes
Text
Oturuyorum yatağın üstünde.
Çocuk dondurmasını aldı içten sevinci ve uzun zaman sonra dondurmaya kavuşmanın heyecanıyla.
Geçmişe bakıyorum.
Yaladı çocuk yazın ilk dondurmasını.
Ağrıyan dişime rakı acılarıma şarap basıyorum ağır ağır.
Dondurma yere düştü, ilk dondurma, ilk kayıp oldu.
Kanayan yaranın irini içime akıyor da görmezden geliyor gözlerim.
Çocuk yere düşen dondurmanın başında dikildi gözleri doldu ağır ağır.
Rakı ağrımı kessin, şarap geçmişi unuttursun, kan ise aksın öylece istiyorum çok mu.
Ağladı çocuk, ağır yaşlar aktı gözlerinden.
Çok geliyor hepsi bünyeme, kaldıramıyorum ki bu kadarını.
Yaşlar dondurmaya damladı, sıvılaşışına karıştı da kimse o minik çocuğu bulup ona karışamadı.
Sanma sadece anılar ve dişlerim muzdarip bu durumdan, omuzlarım da sızlıyor, bacaklarım da titriyor, kollarım da üşüyor, o da, bu da, şu da acıyor.
Çeplerini karıştırdı çocuk geriye kalan boş ve tatsız külaha sıkıca tutunarak; para yoktu; yeniden gitse kaşları her daim çatık dondurmacı vermez dondurma, üstüne kızardı belki dalga geçerdi; sindi çocuk külaha, daha o yaşta içine girip kaybolmak istedi.
Ufalanıp küçük olasım geliyor da sanki o zaman daha kolaydı diye düşünüyorum; belki anılarımın getirdiği acılarım daha yoktu oluşmamıştı henüz ama yerine yalnızca kendini düşünen hiçbir zaman yanımızda olmayan fakat sorunları daima üstümüzde olan babam vardı, koşuşturması ve belalı insanları bitmeyen hayat vardı, işliyorlardı ilmek ilmek içime acıyı, belki 20lik diş ağrım yoktu ama yerine dökülen, kendi ellerimle soğukta gözlerim yaşlı titreyerek çekmek zorunda olduğum kanlı dişlerim vardı, belki şarap ve rakı yoktu, o zaman, doğru o zaman da hiçbir şey yoktu diyorum içimden.
Annesine koşmak istedi çocuk en doğal içgüdüsüyle, koşup da anne bir tane daha al demek istedi; yaşlar ardı ardına sıralandı, annesi ona başka harçlık yok, para yok evladım kirayı yatırmadım demişti ama; yaşlar hızlandı, çocuk annesine de gidemedi.
Sarılmanı istiyorum bana, çocukluğumu, gençliğimi, gelecekteki yaşlılığıma kadar al içimden istiyorum, tüm acıların yanında çocukluğumda acıyor benim demek istiyorum, bir parça anne merhameti, bir parça baba koruması bekliyorum işte.
Kimseye itiraf edemediği, henüz neresi olduğunu bile tam kestiremediği bir yer acıdı içinde çocuğun, keşke babam burada olsaydı dedi ama hiçbir zaman çağıramayacağını, çağırsa da nice geleceğim deyip gelmediği günlerde umutsuzlukla hayal kırıklığıyla uyuduğu gecelerin tekrarlanacağını kendi de biliyordu; baba lazımdı işte, annesine, kardeşine, evine, dondurmasına baba lazımdı da gelmiyordu babası temelli işte.
Gözlerim doluyor yine, yılların, senden adeta ustaca sakladığım gecelerin yaşları birikiyor yeniden ama akıtamıyorum ağlamayı hiç beceremediğim zamanlarda olduğu gibi; görüyorsun ya insan en çok bu zamanlarda özlüyor çocukluğunu en azından özgürce dizim acıdı, dondurmam düştü, uyku gelmedi, öcüler yatağıma geldi, karnım doymadı, oyuncağım kırıldı, annem ağladı, annem bu gece de ağladı diye ağlamayı; insan ne çok özlüyor.
Dondurma ucunda bekledi; yokuşun altına doğru akmaya başlamıştı, uzuncaydı yolu, çocuğun göz yaşlarını da peşine katmış gidiyorlardı çocuğun içinde acı bir sıcaklık bırakarak.
Ama ağlayamıyor işte insan, rol yapıyor, içine atıyor, gizli köşelere çekiliyor yaşlar akıtmadan içine ağlayacak hale gelene kadar, içine akan hıçkırıklarda boğula boğula büyüyecek kadar.
Yaşlarını sildi çocuk birkaç yerine henüz mutlu mesut yerken bulaşmış çikolatalı parmaklarıyla, kendi kuruladı o minik gözlerini önceki, ondan önceki, ondan da çok önceki gece olduğu gibi.
Derin nefes alıyorum hafifleyen ağrılarıma.
Derin nefes aldı çocuk hıçkırıklarını yatıştırmak adına.
Kalkıp kendime gelme vakti, çok bile acı çektim diyorum.
Ağlamayıp eve gitme vakti, annem merak etmiştir dedi çocuk.
Kalkıyorum usulca arkamda kalan şişelere, ağrı kesicilere son kez bakarak.
Yürüdü çocuk usulca arkasında bıraktığı dağılmış, erimiş dondurmaya son kez veda ederek.
Yaşlarımı yutuyorum anılar aklıma geldikçe.
Yaşlarını yuttu çocuk dondurmayı gördükçe.
Kendime gelmeliyim.
Eve gitmeliydi.
Annem görürse üzülür, haber etmezsem korkar.
Annesi görürse üzülürdü, geç kalırsa korkardı.
Anne, diyorum, yazık oldu, yazık oldu paralara, göz yaşlarına, akıp giden düşüp beni terk eden dondurmalara.
Anne, dondurma dedi çocuk boynu bükük halde, devamını getiremedi.
Ben getiriyorum anne. Çok dondurma düşürdüm senden habersiz, çok acı altında kaldım, yandım, yıkıldım, acıdım. Çocuğa da, dondurmaya da yazık oldu anne.
7 notes
·
View notes
Text
2023/04/30 Saludamos a un primo que tiene una heladería en la plaza principal. Uno de los clientes se estaba dando un festín dentro de un cucurucho lleno de helado.
We greet a cousin who has an ice cream parlor in the main square. One of the customers was feasting inside a cone filled with ice cream.
Google Translation into French: Nous saluons un cousin qui tient un glacier sur la place principale. L'un des clients se régalait dans un cornet rempli de crème glacée.
Google translation into Italian: Salutiamo un cugino che gestisce una gelateria nella piazza principale. Uno dei clienti stava banchettando con un cono pieno di gelato.
Google Translation into Portuguese: Saudamos um primo que dirige uma sorveteria na praça principal. Um dos clientes estava se deliciando com uma casquinha cheia de sorvete.
Google Translation into German: Wir begrüßen einen Cousin, der auf dem Hauptplatz eine Eisdiele betreibt. Einer der Kunden genoss eine mit Eis gefüllte Waffel.
Google Translation into Albanisch: Përshëndesim një kushëri që drejton një sallon akulloresh në sheshin kryesor. Një nga klientët shijoi një kon të mbushur me akullore.
Google Translation into Armenian: Մենք ողջունում ենք զարմիկին, ով գլխավոր հրապարակում պաղպաղակի սրահ է վարում: Հաճախորդներից մեկը վայելել է պաղպաղակով լցված կոն։
Google Translation into Bulgarian: Поздравяваме братовчед, който държи салон за сладолед на главния площад. Един от клиентите се наслади на фунийка, пълна със сладолед.
Google Translation into Czech: Zdravíme se se sestřenicí, která provozuje zmrzlinu na hlavním náměstí. Jeden ze zákazníků si pochutnal na kornoutu naplněném zmrzlinou.
Google Translation into Croatian: Pozdravljamo rođaka koji drži slastičarnu na glavnom trgu. Jedan od kupaca uživao je u kornetu punjenom sladoledom.
Google Translation into Danish Vi hilser på en fætter, der driver en isbar på torvet. En af kunderne nød en kegle fyldt med is.
Google Translation into Slovak: Zdravíme sesternicu, ktorá prevádzkuje zmrzlináreň na hlavnom námestí. Jeden zo zákazníkov si pochutnal na kornútku naplnenom zmrzlinou.
Google Translation into Slovenian: Pozdravimo sestrično, ki vodi sladoledarno na glavnem trgu. Ena od strank je uživala v kornetu, polnjenem s sladoledom.
Google Translation into Estonian: Tervitame nõbu, kes peab peaväljakul jäätisekohvikut. Üks klientidest nautis jäätisega täidetud käbi.
Google Translation into Suomi: Tervehdimme serkkua, joka pitää jäätelöbaaria pääaukiolla. Yksi asiakkaista nautti jäätelöllä täytetystä kartiosta.
Google Translation into Georgian: ჩვენ მივესალმებით ბიძაშვილს, რომელიც ნაყინის სალონს აწარმოებს მთავარ მოედანზე. ერთ-ერთმა კლიენტმა ნაყინით სავსე გირჩა მიირთვა.
Google Translation into Greek: Χαιρετίζουμε έναν ξάδερφο που έχει παγωτατζίδικο στην κεντρική πλατε��α. Ένας από τους πελάτες απόλαυσε ένα χωνάκι γεμάτο με παγωτό.
Google Translation into Dutch: We begroeten een neef die een ijssalon runt op het centrale plein. Een van de klanten genoot van een hoorntje gevuld met ijs.
Google Translation into Norwegian: Vi hilser på en fetter som driver en isbar på hovedtorget. En av kundene koste seg med en kjegle fylt med is.
Google Translation into Polish: Witamy kuzynkę, która prowadzi lodziarnię na Rynku Głównym. Jeden z klientów cieszył się wafelkiem wypełnionym lodami.
Google Translation into Romanian: Salutăm un văr care conduce o înghețată în piața principală. Unul dintre clienți a savurat un cornet umplut cu înghețată.
Google Translation into Russian: Мы приветствуем двоюродного брата, который держит кафе-мороженое на главной площади. Один из клиентов наслаждался рожком, наполненным мороженым.
Google Translation into Serbian: Поздрављамо рођака који држи сластичарницу на главном тргу. Један од купаца уживао је у корнету пуњеном сладоледом.
Google Translation into Swedish: Vi hälsar på en kusin som driver en glassbar på stora torget. En av kunderna njöt av en strut fylld med glass.
Google Translation into Turkish: Ana meydanda dondurmacı işleten bir kuzeni selamlıyoruz. Müşterilerden biri dondurma dolu bir külahın tadını çıkardı.
Google Translation into Ukrainian: Ми вітаємо двоюрідного брата, який тримає кафе-морозиво на головній площі. Один із клієнтів насолодився ріжком, наповненим морозивом.
Google Translation into Arabic: نحيي ابن عم يدير محل لبيع الآيس كريم في الساحة الرئيسية. استمتع أحد العملاء بقطعة مخروطية مليئة بالآيس كريم.
Google Translation into Bengali: আমরা একজন চাচাতো ভাইকে অভ্যর্থনা জানাই যিনি প্রধান চত্বরে একটি আইসক্রিম পার্লার চালান। একজন গ্রাহক আইসক্রিমে ভরা শঙ্কু উপভোগ করেছেন।
Google Translation into Simplified Chinese: 我们迎接一位在主广场经营冰淇淋店的堂兄。 其中一位顾客享用了一个装满冰淇淋的甜筒。
Google Translation into Korean: 중앙 광장에서 아이스크림 가게를 운영하는 사촌을 맞이합니다. 고객 중 한 명이 아이스크림으로 채워진 콘을 즐겼습니다.
Google Translation into Hebrew: אנחנו מברכים בן דוד שמנהל גלידריה בכיכר המרכזית. אחד הלקוחות נהנה מקונוס במילוי גלידה.
Google Translation into Hindi: हम एक चचेरे भाई का अभिवादन करते हैं जो मुख्य चौराहे पर आइसक्रीम पार्लर चलाता है। ग्राहकों में से एक ने आइसक्रीम से भरे कोन का आनंद लिया।
Google Translation into Indonesian: Kami menyapa sepupu yang menjalankan kedai es krim di alun-alun utama. Salah satu pelanggan menikmati cone berisi es krim.
Google Translation into Japanese: 私たちはメイン広場でアイスクリームパーラーを経営しているいとこに挨拶します。 顧客の一人はアイスクリームが入ったコーンを楽しんでいました。
Google Translation into Kyrgyz: Чоң аянтта балмуздак саткан бир тууган агабызды тосуп алабыз. Кардарлардын бири балмуздак толтурулган конусты жактырды.
Google Translation into Malay: Kami menyapa sepupu yang mengusahakan kedai aiskrim di dataran utama. Salah seorang pelanggan menikmati kon yang berisi aiskrim.
Google Translation into Mongolian: Бид төв талбай дээр зайрмагны газар ажиллуулдаг үеэл ахтай мэндчилж байна. Үйлчлүүлэгчдийн нэг нь зайрмаг дүүргэсэн боргоцойг таашаажээ.
Google Translation into Nepali: हामी मुख्य चोकमा आइसक्रिम पार्लर चलाउने चचेरे भाईलाई अभिवादन गर्छौं। एकजना ग्राहकले आइसक्रिमले भरिएको कोनको मजा लिए।
Google Translation into Panjabi: ਅਸੀਂ ਇੱਕ ਚਚੇਰੇ ਭਰਾ ਨੂੰ ਨਮਸਕਾਰ ਕਰਦੇ ਹਾਂ ਜੋ ਮੁੱਖ ਚੌਕ 'ਤੇ ਆਈਸਕ੍ਰੀਮ ਪਾਰਲਰ ਚਲਾਉਂਦਾ ਹੈ। ਗਾਹਕਾਂ ਵਿੱਚੋਂ ਇੱਕ ਨੇ ਆਈਸਕ੍ਰੀਮ ਨਾਲ ਭਰੇ ਕੋਨ ਦਾ ਆਨੰਦ ਮਾਣਿਆ।
Google Translation into Pashtun: موږ د تره زوی ته ښه راغلاست وایو چې په اصلي چوک کې د آیس کریم پارلر چلوي. یو پیرودونکي د آیس کریم څخه ډک شنک څخه خوند واخیست.
Google Translation into Persian: به پسر عمویی که در میدان اصلی یک بستنی فروشی دارد سلام می کنیم. یکی از مشتریان از یک مخروط پر از بستنی لذت برد.
Google Translation into Sundanese: Urang salam ka misan anu ngajalankeun hiji parlor és krim di alun-alun. Salah sahiji palanggan ngarasakeun congcot dieusi és krim.
Google Translation into Tagalog: Binabati namin ang isang pinsan na nagpapatakbo ng isang ice cream parlor sa main square. Ang isa sa mga customer ay nasiyahan sa isang cone na puno ng ice cream.
Google Translation into Thai: เราทักทายลูกพี่ลูกน้องที่ทำธุรกิจร้านไอศกรีมที่จัตุรัสหลัก ลูกค้าคนหนึ่งเพลิดเพลินกับไอศกรีมโคน
Google Translation into Urdu: ہم ایک کزن کو سلام کرتے ہیں جو مرکزی چوک پر آئس کریم پارلر چلاتا ہے۔ گاہکوں میں سے ایک نے آئس کریم سے بھرے شنک کا لطف اٹھایا۔
Google Translation into Uzbek: Biz asosiy maydonda muzqaymoq do‘konini boshqaradigan amakivachchamiz bilan salomlashamiz. Mijozlardan biri muzqaymoq bilan to'ldirilgan konusni yoqtirdi.
Google Translation into Vietnamese: Chúng tôi chào một người anh họ đang điều hành một tiệm kem ở quảng trường chính. Một trong những khách hàng thưởng thức một chiếc kem ốc quế.
#Tavira#Algarve#Portugal#Cousin#Owner#IceCream#Business#SayHello#Boy#Child#Cone#Filled#PolloNegroSkyWalker#TravelBlogger#Wanderlust#CoupleGoals#GoodVibes#Plushies#instaGood#Maharashtra#ペンギン
4 notes
·
View notes
Text
MEYVELİ BUZLU DONDURMALAR TESADÜFEN KEŞFEDİLDİ
Meyveli buzlu dondurmalar, 11 yaşındaki bir çocuk tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 1905 yılında Frank Epperson adlı bir çocuk, yanlışlıkla gazoz ve su dolu bir bardağı bir gece dışarıda bırakır.
Sabah uyandığında donmuş halde bulduğu bu karışımın çok lezzetli olduğunu fark eder. San Francisco'da yaz aylarında satmaya başladığı bu icat, bir süre sonra tüm dünyaya yayılır.
Dondurmanın Keşfi ve Tarihçesi
Dondurmanın tarihi, M.Ö. 4. yüzyıla dayanır. Boğazına düşkünlüğü ile tanınan Roma imparatoru Neron, gladyatör dövüşlerini seyrederken, kendisine lezzetli yiyecekler sunan çeşni başlarını ödüllendirirmiş. Çeşni başlarından biri, bir gün dağın zirvesinden topladığı karları bir kaba doldurmuş, üzerine bal ve çeşitli meyve parçaları dökerek, imparatora sunmuş. Neron, o güne kadar hiç tatmadığı bu yiyeceği çok sevmiş. Ertesi gün de köle ordusunu kar toplamaya göndermiş. Karın üzerine bal ve ezilmiş meyve döktürerek, tarihin ilk dondurmasını hazırlatmış.
Dondurmanın tarih içerisinde tüm dünyaya yayılması ise şöyledir:
1676 senesinde Paris’te 250’ye yakın dondurmacı olduğu bilinir.
1851’de Jacob Fussel, ABD’de dondurma yapıp satmaya başlamıştır.
13. yüzyılda Marco Polo Çinlilerin buz ve süt karışımını öğrenerek bu metodu Avrupa’ya götürmüştür. Zaman içinde buzlu tarifler ortaya çıkmış Fransız ve İtalyan restoranlarında çok ünlenmiştir.
Değişik maddelerle hazırlanan dondurmanın İtalyanlara özel ‘Semi-Freddo’ adında bir çeşidi vardır. Dondurma yapılırken karışım dondurulmadan önce içine kremalı bir bisküvi katılarak bu ünlü dondurma hazırlanır.
1900’dan sonra soğutucu makinelerin geliştirilmesiyle dondurma daha da yaygınlaşmıştır. Dondurmaya çıtır çıtır lezzet katan külah da ilk kez 1904’te Missouri Louis’de düzenlenen Dünya Fuarı’nda ortaya çıkmıştır.
2 notes
·
View notes
Text
Maraş Dondurmacısı Kiralama https://marasdondurmacisi.com #marasdondurmacisikiralama #kirala360 Maraş dondurmacı arabası kiralama insanoğlunun sabrı ve emeği ile elde edilen bir tattır. Kahramanmaraş'ın simgelerinden biri haline gelmiş olan maraş dondurmasının ilk yolculuğu Anadolu'nun dağlarının yamaçlarından ve vadilerinde el değmemiş kara meyve özlerini karıştırarak tatlandırılan Anadolu insanı ile başlar.Kahramanmaraş dondurmacı kiralama gibi bir geleneği vardır,
0 notes
Note
Bunların önüne mantık ve kendini koymayı öğrenmene çok sevindim. Zaten mantıken kendine iyi bakmaz ve önemsemezsen başkalarına da yardım edemezsin. Senin isteklerin karşılanacak ki dışardaki insanlara yönelebil. Bu demek değil ki hiçbir zaman fedakarlık yapmayalım, arada yapıcaz tabii olur o kadar. En iyi sen bilirsin kendini, Snorlax uykuya devam edebilir istediğin sürece. Kendini manipüle ediyo olabilirsin, infjler de manipülasyonda gayet iyi bence. Sence de öyle mi? Kendini istemsizce insanları manipüle ederken bulduğun oluyo mu? Evet bu arada normali fikir ayrılıklarını konuşmak ama aynı fikirde gibi davranmak daha kolay gelebiliyo insanlara. 3 yaşında çıldırtır mıydın herkesi shdjsbdj çok mu hareketli çocuktun? Ev hayalin çok sıcak hissettirdi. Sen dün ırmak kenarı yürüyüş dediğinden beri ırmak kenarında dondurma yiyerek yürüyüş istiyo bünyem ebxjebxj cevabın amasya olması bir ihtimal ama mezun olduktan sonra yaşamak istediğin bir şehir var mı?
haklısın, bir insan başkalarına yetebilmek için önce tam olmalı. öhm. öncelikle evet, infjler de çok manipülatif. bkz. (monster: johan liebert, hitler, hxh: lucifer... gibi) kendi adıma konuşacak olursam, insanları iyi analiz edebildiğim için güzel yönlendirmeler yapabiliyorum ama bu olayı sadece kendimi korumak için kullanıyorum. kontrolcülükte var tabi biraz. istemsizce yaparken bulduğum oluyor ama çoğunlukla alt bilincimde her şeyi kontrollü olarak gerçekleştiriyorum zaten. başkasına çok saçma gözüken bir hareketimin altında bundan uzun süre sonrası için gidişata göre önlem yatıyor mesela. yanıldığım zamanlar da bir elin parmağını geçmez. (aklıma uberkloz'un hayatımda sadece bir kere yanıldığımı sandım onda da yanılmışım sözü geliyor). fikirleri karakterimin nişanesi olarak gördüğüm için vatan savunur gibi savunuyorum ben genelde dklşsçsms evet hareketli bi çocukmuşum ama hareketten ziyade çok soru sorarmışım. (çocukluk anıları demişken 2 yaşında ailemi manipüle ettiğim bi olay geldi aklıma babamlar hala anlatır dlwşwçsdklw) yolun amasyaya düşerse ırmak kenarında içeri şehirin karşısında kaymak diye bi dondurmacı var (waffle kokusunu takip etsen de olur) mis gibi yeni pişmiş külahın içine dondurmaları doldurup veriyorlar ırmak kenarında gerçekten yiye yiye geziyoruz, oraya uğramadan gitme. kulağına da kulaklığı taktın mı, miss. şimdi benim de canım çekti özlemişim amasyayı. amasya olabilir, muğla olabilir, karadenizde herhangi bir şehir olabilir. yeşillik ve deniz neredeyse ordayım. amasyaya aşinayız tabi. oranın insanı da bi başka.
0 notes
Video
youtube
Elmalıya Vurgunum Aman - Mine Geçili ✩ Ritim Karaoke (Kanto Hicaz Majör ... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/9XPCGcm4bg4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Elmalıya Vurgunum Aman - Mine Geçili ✩ Ritim Karaoke (Kanto Hicaz Majör 4/4 Udi Hanende Nasib Hanım) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : ELMALIYA VURGUNUM AMAN SÖZ GÜFTE : UDİ HANENDE NASİB HANIM BESTE - MÜZİK : UDİ HANENDE NASİB HANIM USÜL : 4/4 SOFYAN C SEBARE MAKAM - DİZİ : HİCAZ - MAJÖR Elmalıya Vurgunum Aman Gözlerine Baygınam Aman Her Hali Hoşuma Gidiyor Aklımı Başımdan Alıyor Nakarat: Aman Canım Elmalı Gönlüm Sana Sevdalı Pek Hoşuma Gidiyor Seni Nasıl Ah Seni Nasıl Ah Seni Nasıl Seni Nasıl Yar Seni Nasıl Sarmalı Elmalının Cilvesine Nail Oldum Şivesine Pek Hoşuma Gidiyor Baygınım İşvesine Kanto, tuluat tiyatrosunda kadın bir sanatçı tarafından söylenen şarkı ve bu şarkı eşliğinde yapılan dans.[1] Kanto sözcüğü Türkçeye İtalyanca canto kantat (şarkı)[2] sözcüğünden geçmiştir.[1] Oldukça hareketli ve coşturucu bir şarkı ve dans türü olan kantonun en tanınmış siması Huysuz Virjin lakaplı Seyfi Dursunoğlu ve Nurhan Damcıoğlu'dur. Kanto ve Ünlü Kanto Sanatçıları Doğaçlama tiyatrolarda söylenen şarkıya kanto deniyor. Kelime kökeni İtalyanca canto/kantat kelimesine dayanıyor. Kantat, bir çalgı eşliğinde söylenen ve beraberinde dans edilen sözlü beste anlamına geliyor. Kanto da aynı şekilde bir kadın tarafından söylenen şarkı ve eşliğinde yapılan dansı içeriyor. Hareketli ve coşturucu bir yapısı olan bu dans ve ses performansı ülkemizde de oldukça seviliyor. Nurhan Damcıoğlu, Deniz Kızı Eftelya ve Huysuz Virjin bilinen ünlü kanto sanatçıları arasında. En sevilen kanto şarkılarına örnek olarak ise Yangın, Ben Kalender Meşrebim ve Bana Bir Koca Lazım gösterilebilir. Ramazan Gecelerinin Eğlencesi Kanto Tanzimat ile Osmanlı’da başlayan modernleşme ve yenileşme çalışmaları dönemin birçok alanına etki ettiği gibi kültür sanat camiasını da etkiliyor. Özellikle 19. yüzyılda birçok yabancı sanatçı İstanbul’da ağırlanıyor. İşte bu dönemde İstanbul’a gelen yeni türlerden biri de İtalyan sanatçıların icra ettiği kanto. Özellikle Galata ve Direklerarası mekanlarında yapılan kanto, genellikle Osmanlı’da yaşayan Ermeni ve Rum sanatçılar tarafından yapılıyordu. Galata’daki izleyici kitlesi zamanında gemiciler ve erkek ağırlıklı iken Direklerarası’ndaki seyirci kitlesi genelde ailelerden oluşuyordu. Galata’ya göre daha sakin bir ortam olan Direklerarası’nda kanto özellikle Ramazan gecelerinin en sevilen eğlencesi olarak görülüyordu. Sevilen Ramazan eğlencesi kanto şarkıları arasında Sarı Liralar, Dondurmacı ve Değirmenci gibi parçalar bulunuyordu. Zamanla Anadolu’ya kadar taşan kanto, Cumhuriyet döneminden sonra yavaş yavaş nostaljik bir değer olarak görülmeye başlandı. Bununla birlikte 1950’lilerde halen popüler bir Ramazan eğlencesi olan performans, renkli televizyonlar ve ünlü kanto sanatçıları sayesinde bir süre daha ilgi görmeye devam etti. Ünlü Kanto Sanatçıları 1941 doğumlu Nurhan Damcıoğlu, kanto denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri. Küçük yaşlardan beri annesinin Devlet Tiyatroları’ndaki mesleğinin de etkisiyle tiyatro ve sahne sanatlarıyla içli dışlı büyüyen ünlü kanto sanatçısı kariyerini de bu yönde geliştirmiş. 9 yaşından beri tiyatro ve bale eğitimi alan Nurhan Damcıoğlu, ilk kanto şarkısını 1969 yılında seslendirdi. İsmail Dümbüllü, Sadri Alışık ve Ferhan Şensoy gibi ünlü isimlerin çalışmalarında yer alan sanatçı Almanya ve Hollanda gibi yabancı ülkelerde konserler verdi. 1992 yılında çıkardığı Tut Dedi Tuttu kaseti rap türünü televizyon denetiminden geçirmesi bakımında önem taşıyor. 2001 yılından beri İzmir’de yaşayan sanatçı halen kanto söylemeye devam ediyor. Huysuz Virjin sahne adıyla tanıdığımız Seyfi Dursunoğlu ise önemli ünlü kanto sanatçılarından biri. Uzun yıllar sürdürdüğü memur hayatına son vererek 1970 yılında küçük sahnelerde başladığı gösterileriyle ün kazanan Seyfi Dursunoğlu asıl çıkışını TRT kanalında katıldığı bir programla yaptı. Öztürk Serengil’in programında verdiği eğlenceli cevaplarla dikkat çeken Huysuz Virjin, sonrasında kendi programını da yaparak sevenleriyle ekranda buluştu. Mine Geçili Şarkıcı, Türk Sanat Müziği Sanatçısı, Müzisyen Doğum 1980 Amasya Eğitim İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Diğer İsimler Mine Geçili Bitmez Müzisyen, şarkıcı, Türk Sanat Müziği ses sanatçısı. 1980, Amasya doğumlu.
0 notes
Text
3 temmuz çarşamba.
şirince'ye ve efes antik kente gittik. iki yeri de çok sevdim. şirince'deki dondurmacı çocuk beni çinliye benzetti.... şirince çok huzurluydu (ama lütfen daracık sokaklara arabayla girmeyin!) efes'te olmanın garip bir havası, enerjisi var. gidilmesi gereken bir yer bence. 10/10 bir gündü 😌
0 notes
Text
Çılgın Dondurmacı nerede? Çılgın Dondurmacı Mehmet Dinç kimdir? Sosyal medya platformlarında Çılgın Dondurmacı olarak bilinen Mehmet Dinç kısa zamanda fenomen hale geldi. TikTok platformunda Çılgın Dondurmacı olarak içerikler üreten başarılı isim dansı ve şarkıları ile birçok kişinin ilgi odağı oldu. Shakle Habetek isimli şarkı ile müşterilerine eğlenceli anlar yaşatan başarılı isim bu anları videoya alıp sosyal medyada paylaşması ile geniş kitleler tarafında... https://www.begonya.com/cilgin-dondurmaci-mehmet-dinc-kimdir/?feed_id=184502&_unique_id=65c9e12049dcb
0 notes
Note
5 kız?
şaka şaka. ama insan merak etmiyor değil kaça gelince yetti beee dersin diye
Ben tek başıma kalırsam çıkmamayı tercih ediyorum. Erkek bir tane yeterli kızda sınır yok ya biz toplam on kişi yemeğe gidip eğlenip ordan dondurmacı derken yuruyus yapmış kişiyiz kafa dengi olduktan sonra mühim değil
0 notes
Text
Beşiktaş Tabelacı
Beşiktaş tabelacı arayışında olan kişiler işletmelerinin veya dükkanlarının ihtiyaç duymuş oldukları tabelaları tasarlatmak isterler. Dükkanlar; çiçekçi, dönerci, dondurmacı, eczacı veya elektrikçi gibi pek çok alanda hizmet verirler. Hizmet verilen bu alanlarla uyumlu olan tabela tasarımlarını seçilmesi sayesinde potansiyel müşterilerimizin dükkanınızı daha kolay şekilde bulabilmesini sağlayabilirsiniz. Beşiktaş tabelacı ihtiyacında olan kişiler almış oldukları hizmetler sayesinde dükkanları için en doğru tabela tasarımlarına kavuşabilirler. Dükkan ile uyumlu olan bu tabela tasarımları sayesinde dükkanın daha modern görünmesi sağlanabilir. Daha modern ve şık bir görünüme sahip olan dükkanlar ise daha fazla kişi tarafından dikkat çekmekte ve potansiyel müşteriler tarafından daha fazla ziyaret edilmektedir. Bu sayede de dükkanlar daha tanınır hale gelmektedir.
0 notes