#didem soydan kim
Explore tagged Tumblr posts
dakikamagazin · 2 years ago
Link
Hala aşık olduğu kişi Can Bonomo mu? Didem Soydan sessizliğini bozdu
0 notes
hayatoykusu-blog · 8 years ago
Text
Didem Soydan Kimdir? I Hayat Öyküsü
Türkiye’nin en iyi mankenlerinden olan Didem Soydan, 1984 yılında İstanbul’da doğmuştur. Anne tarafı Bulgaristan ve Yunanistan göçmeni, babası ise Arnavutluk’tan göç etmiş bir ailenin çocuğudur. Üniversite yıllarında çalıştığı Diesel adlodacı Ümit Ünal tarafından modellik teklifi gelince... Kaynak: https://www.hayatoykusu.com/didem-soydan-kimdir/
0 notes
seslimeram · 6 years ago
Text
Çürüyoruz, Eksiliyoruz, Tükeniyoruz...
Tumblr media
Düzenin hemen hemen her durumda güncellediği, daha öncesi, daha evveli o yıkım halini bir kademe daha arttırdığı afaki bir sahadayız. Cerahat menzili tam teşekküllü bir “çukur” kılınmış bu yerde var edilen alenen vahşetli halin bir süreğen bahis olduğu meydandadır. Muktedirle avanesi hayatın berhava kılınmasındaki her eylemin altında imzası olanlardır. Yıldırı ol devletin tek istikameti olarak bu süreğen yıkım güzergahında varlığı kesintisiz kılınandır.
Çürüme öyle bir haldedir ki yayılan kokular, oluşturulan düzlemdeki karanlığın failliği fark ettirilmez. Bir buna çalışılır, bir tek böylesi bir halle hayat kuşatılır burada. Varlığı artık kesintisiz kılınanın verdiği yıkım vaat değildir. Hayat kuşatılabildikçe derine nüfuz ettirilen devletli aklı devamlılığa kavuşturuldukça, nutuklar atılırken yıkım bir süreğen yıkımı var eder. Memleket artık her yerde her şekilde karabasanın ta kendisidir.
Var edilen ülke hikaye değildir. Varlığı söz konusu olan şey “mübalağa” değildir. Varlığı kesintisiz kılınan bir tahayyül değildir. Düzenin var ettiği şey bariz bir tükeniş meselidir. Bir düzenekle hayatımıza zamklanan mesel çürümenin ta kendisidir. Cerahatli söylenceler ardılı sıra çıkagelen cürüm istençleri, linç tahayyülleri ve belki de hiçbir zaman olmadığı kadar açık aleni kırım çağrılarının ortasında, o terörist, bu terörist, şu terörist denilirken yaşam ihtimali enikonu daraltılmaktadır. Memleket artık her şekilde karanlığın varlığının tescil olunduğu bir yerdir.
Yalanların, riyanın ve kötülüğün birlikteliğine sahip çıkan, onunla birlikte bir dönüşümü var etmeye çalışan menzil bugün hakikattir. Kademe kademe arttırılan yıkımla birlikte bu sahadaki yaşama gailesi artık dikiş tutturulmayandır. Devlet teslimiyet istemektedir. Her gün bir başka yerde yıkımı ile gözdağı ile nefretiyle bunu bildirmektedir. Bir ülkede öteki namına hiçbir şey kalmasın, yaşamda tutunmasın diye muktedirin attığı adımlar vardığı yol ve aştığı eşikler hepimiz için gerilemenin, bastığımız toprağın da ayaklarımızın altından kayması demektir.
Berivan Altan’ın Mezopotamya Ajansı’ndaki haberidir: Silopi’de sabah okula giden 9 yaşındaki Ruken Elma’ya panzer çarptı. Ayağından yaralanan Elma, Silopi Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınırken annesi Fehime Elma, polislerden şikayetçi olduğunu söyledi. Bu sabah (12 Mart) erken saatlerde okula giden bir kız çocuğuna zırhlı araç çarptı. İpekyolu’nda zırhlı araç çarpması sonucunda yaralanan 9 yaşındaki Ruken Elma, Silopi Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan Elma’nın ayağında birkaç kırık olduğu ve Genel Cerrahi Servisi’nde yatırıldığı öğrenildi.
Hastane servisinde yatan 9 yaşındaki Elma’nın ailesi Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. Yaşanan olay hakkında bilgi veren Elma’nın annesi Fehime Elma, “Sabah 07.30 gibi kızımı okula gitmesi için hazırladıktan sonra evden gönderdim. Evden çıktıktan sonra cadde üzerine geçtiğinde karşıdan zırhlı aracın hızlıca geldiğini gördüm. Hatta ‘kızım gitti, kızım gitti’ diye bağırırken, panzer kızıma vurdu. 2-3 metre uzağa fırlattı. Ben koştum, yetişene kadar hastaneye kaldırdılar” dedi.
Panzerin her zaman caddeden hızlı geçtiğini söyleyen Elma, “Kimseyi görmüyor, önüne kim gelse vuruyor. Sabah olduğunu, çocukların okula gittiğini biliyorlar. Orada bir sürü çocuk vardı ve karşıdan karşıya geçiyorlardı. Benim çocuğuma vurmasa başkasına vuracaktı” diye konuştu. Doktorların kızını ameliyata alacağını aktaran anne Elma, “Kızımın ayağı 3-4 yerden kırılmış. Polislerden şikayetçiyim” diye belirtti. Çocuğun hastanedeki tedavisi devam ediyor.
Öte yandan çocuğun babası Süleyman Elma’nın DBP’li belediye tarafından engelli kotasından işe alındığı, kayyum atanmasıyla birlikte belediyeden ihraç edildiği öğrenildi.
3 Mayıs 2017 tarihinde Silopi’de evlerinde uyuyan Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşler yaşamını yitirmişti. Davası süren soruşturmada polis tutuksuz yargılanırken, son duruşma 20 saniye sürmüştü. Silopi ilçesinin Yeşiltepe mahallesinde 30 Kasım 2017 tarihinde, polisler tarafından “güvenlik” gerekçesiyle yolun ortasına konulan Road Blockere (Blok Bariyer) ayağı sıkışan 10 yaşındaki Çiğdem Başak yaralanmış, soruşturması takipsizlikle sonuçlanmıştı.  
Düzen denilenin yıkımı dokuz yaşındaki Ruken Elma’nın canına kastedebilecek gözü dönmüşlük ile çıkagelir. Cerahat yeknesak bir eylem kılınırken ol tehditlerin veçheleri her nasıl yaraya dönüşüyor bir tek örnek bunu bildirmektedir. Hayat sahiden -ucuz kılınandır. Hayat iş bu ahvalde mevzu dahi olunmayandır. Hayatın biricikliğinin üstü çizilmektedir. O terörist, bu terörist, şu terörist diye işaretleme hoyratılığı ile hayatı sakatlıyor muktedir. Bugün yaşadığımız yeni ülkenin istikameti bütün bu can kırıkları imaliyle / süreğen bir tahakkümle var edilmektedir. İyi de yol her nereyedir? İyi de böylesi bir hal ve toplam bir ülke midir?
Ruken Elma’ya platin takılır ve taburcu edilir. Elma’nın annesi Fehime Elma, durumu iyi olan kızının, gün içerisinde kaymakam ve polisler tarafından ziyaret edildiğini belirterek, "Polisler, polisin gözaltında olduğunu söyledi" bilgisini paylaştı. Silopi Kaymakam’ının ziyaret sırasında, “Kızımız iyileşsin sonra konuşuruz” dediğini kaydeden anne Elma, “Ben şikayetimden vazgeçmeyeceğim” diye ekler. Kademe kademe arttırılmak istenen ol yıkım karşısında bir başlarına insanlar ses eder. Sahne gerisinden seslenen devletlinin kız iyileşsin sonra konuşuruz meramı bile nasıl bir ortamda rehin edildiğimizi göstermekten öteye taşıyor.
Silopiya’dan bu taraflara ulaşalım: Evrensel Gazetesi'nden alıntılayalım: “Model Didem Soydan hakkında Cumartesi Anneleri’ne destek verdiği bir sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle “Terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla açılan soruşturmaya takipsizlik kararı verildi. Sabah’ın magazin eki Günaydın’ın manşete taşıdığı Dilek Yaman imzalı haberde, Soydan’ın “Bir terör örgütü mensubu ile annesinin fotoğrafını paylaştığı” iddia edildi. Öte yandan annesinden Didem Soydan'a destek geldi.”
Haberde “terör örgütü mensubu” olarak nitelenen kişi Gazi Katliamı sonrası Mart 1995’te gözaltına alınıp kaybedilen ve cansız bedeni mayıs 1995’te bulunan Hasan Ocak. Ocak’ın cansız bedeni bulunduktan sonra gözaltına alınmasının ardından işkenceyle katledildiği ortaya çıkmıştı. Sabah’ın haberinde “terör örgütü mensubunun annesi” olarak tanımlanan kişi ise 1995’ten bu yana oğlu için adalet arayan Cumartesi Annesi Emine Ocak.
Soydan, 28 Ağustos 2018 tarihli instagram paylaşımında “Canım anne ve senin gibi değerli anneler: Bu olanlar yüzünden sizden özür dilerim. Açıklama yapmaya, ağır neden ve sebepleri anlatmak bile gereksiz. Fotoğraf yeterli. Bir anne, evladını arıyor. Gözaltına alınmış ve kaybedilmiş evladını. Onların adı benim için sevginin, vazgeçmemenin, yüreğin, analığın sözlük karşılığıdır. Cumartesi anneleri özür diliyorum, bütün bu başınıza gelenler ve gördüğünüz muamele için özür diliyorum. Sizler çöp yığının üzerine düşen çiğ tanelerisiniz. Özür dilerim” demişti.
Sabah’ın haberinde Soydan’ın suçmuş gibi “Cumartesi Anneleri’ne destek vermesi” ve bunu “Emniyet güçlerinin tespit ettiği” ifadelerine yer verildi. Savcılığa suç duyurusunu Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün yaptığı belirtildi. Soruşturmayı tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Savcılığının Didem Soydan hakkında "söylenilen sözlerin propaganda kapsamında değerlendirilemeyeceği" gerekçesiyle takipsizlik kararı verdiği açıklandı.
Birbiri içerisine geçmiş, çetrefilli kılındıkça hayata dair ses vermenin, sözü savunma halinin imkansız / olasılıksız kılınmasının utanç vericiliği bir kez daha karşımıza çıkar. Devletlinin emir eri medya sayesinde her gün fişlenen insanlar arasında bu defa bir manken vardır. Bir insanın bu topraklarda olan bir acıya, onu var edenlerin gözlerinin içine baka baka seslenmesi ismi gazete olanı tetikçilik yapmaya iter. Neyse ki boşa çıkar onca tatava. Neresinden bakılırsa bakılsın, müşterekleri savunmanın imkansız kılınması halidir düşündürücü olan. Soydan sıradan bir insan olarak sınanmıştır, her birimizin kapısını yoklamak isteyen o devletli eliyle.  
Tumblr media
Didem Soydan’a karşı kullanılmış “terörist” yaftası, çizginin ötesine bu sınırın Kürdistan topraklarına vardığında bir başka dehşet verici hali günceller. Yıkım sıradana sınırsız bir biçimde takdim edilir. Gözdağı hep süreğendir. “AKP’ye oy verilmezse” köyü yakmakla tehdit eden komutan bu bahse en net örneği teşkil etmektedir. Haberi aktaralım: HDP Heyeti Mazıdağı, Savur ve Derik ilçelerinde seçim ziyaretleri yapmaktadır. Fersude’ye bağlanalım: “Mazıdağı ilçesine geçen HDP heyeti, burada polisler tarafından kent girişinde durduruldu. Konvoyda bulunan araçları arayacakları ve GBT kontrolü yapacaklarını belirten HDP’lilerle polisler arasında tartışma yaşandı. Yaşanan tartışmanın ardından polisler, araçların geçişine izin verirken, HDP’nin anons aracına “yasak yayın olduğu” iddiasıyla polislerce alıkonuldu. Ardından devam eden program kapsamında HDP heyeti, Mazıdağı’nın Karalanı (Miqar) ile karakol komutanı tarafından “AK Parti’ye en az 200-300 oy çıkmazsa ben bu köyü yakarım” sözleriyle tehdit ettiği Evciler (Qasrîk) kırsal mahallesine ziyaret gerçekleştirildi. Büyük bir ilgiyle HDP’lileri karşılayan köylüler, birlikte halaylar çekerek, sık sık farklı sloganlar attı. Köylüler, “Merak etmeyin bizim oyumuz bellidir” sözüyle HDP’lileri uğurladı.”
Yıkımın kötülükle bir biçimde kesiştirilen yolun ve dahası kırım halinin her nasıl güncel bir mesel kılındığı ortalığa serilir. Elbet ana akım medyada bu konuya / tehdide / yıldırıya yer yoktur. Elbet Kürd halkına reva görülen doğrudan “şiddet” bildirilmeyendir. Yıkım güncellenirken seçim arafına sıkıştırılmış cerahat artık ırkçılığın ötesine taşınandır. Kürd ve öteki addedilen tüm kimliklere karşı kurulan ayrımcılık bariz bir düş kırımı sahnesinin varlığı en sonunda bu tarz çıkışları var etmektedir.
Baş Amir ne derse, her neyi hedef alıp söz eylerse, tüm o gerginlik siyaseti bir başka yerde, bir başka vakada bu çürümeyi tüm ol nefret halini günceller. Bir yaşatan vatan imi geriye bırakılmayandır. Biyopolitik cerahat, hayata kastın şekil, şemail, düzen, düzeneğini atfeden bunca açık bir biçimde işlenenlerin toplamasıdır. Yeni Türkiye o’dur. Yeni diye atfedilen mefhum tüm bu cerahatle hemhal güncelliği sağlanan, temelleri sağlamlaştırılan yerdir. İnsanların yaşamlarına karşı müdahaleyi kalıcılaştıran, ötekileştirmeyi süreğen kılan yer yeni midir, ülke midir, vatan mıdır?
Bir biçimlendirme hali olarak yıkımın var edildiği, mütemadiyen güncellendiği sahanın yaşatan değil tüketen / tükenen bir yer olması hakikattir. Cerahatin peşi sıra koştur koştur gidilirken vatan denilenin tanımı da kapsamı da kesintisiz törpülenmektedir. Biyopolitik dehşet halinin yeknesaklaştırıldığı bir sahnede kasıt insanadır, daima sıradanadır. Bugün bu ahvalin yenisi neden hala dünü bildiriyor bunun kanıtları şu yukarıdaki örneklerdedir. Yol nereye!
Yaşama düşürülen şerhler çoğaltıldıkça, edep / ahlak denilenin de aslında birer kamuflaj olduğu dökülür, saçılır. Onlara serbest olan başkalarına (ötekileştirilenlere) yasaklanır. Böylesinden bir ülke hali imal edilir. Her günü bir fasit döngü her anı yara bere var eden bir yer ülke halini nasıl muhafaza eder, edecektir! Halk TV’den aktaralım: “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'ezanı ıslıkladılar' yalanına ilişkin açıklamalarda bulundu. Soylu, kanlı Kahramanmaraş katliamına göndermede bulundu, “Beni ürkütür bu olaylar. Siz Kahramanmaraş olayının nasıl çıktığını biliyor musunuz? Ben Kahramanmaraş olaylarının, Çorum olaylarının nasıl çıktığını iyi okudum. Türkiye’de en kötü mesele, esas itibarıyla bizi korkutacak mesele, bizim fay hatlarımız üzerinden meselelerin tetiklenmesidir.” dedi.
Soylu, 'ezan yalanı' üzerinden kanlı katliamı hatırlattı Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar bunlar bizim fay hatlarımızdır ve bugüne kadar Batı bunu çok iyi kullandı. Allah muhafaza orada belli bir saatten sonra arkadaşlar bizi uyardılar, biz hemen süpürdük. ‘Şu anda alkol alınmaya başlandı. Bir bölüm böyle bir şey yapıyor, kontrolsüz bir şey olabilir’ deyince ‘Hemen gereğini yerine getirin’ dedik. Ezanın ıslıklanması gibi bir hadiseyi başka bir tarafa çekerlerse toplumsal kargaşayı, toplumsal çatışmayı önlemekte zorlanırız. Türkiye’de tek taraflı kimse bir şey yapamaz. Yani Gezi olayları gibi… Bizim böyle bir endişemiz yok. Hangi grup olursa olsun, Türkiye’de hiçbir şey yapamaz ama mesele, Allah muhafaza iki tarafın birbirine tahrikiyle meydana gelebilecek bir iş olursa bu güvenlik sorunu olarak bizi ciddi bir şekilde uğraştırır. Bu, tehlikeli bir iştir. Kim bunu yapıyorsa, kim buna adım atıyorsa bu akılsızlığından değildir. Bu, planlı, programlı… Nefreti, kini, oradaki pankartları gördünüz zaten hepsi iğrenç. Valiliğimiz gerekli soruşturmayı yapıyor.” değerlendirmesini yaptı.”
Varlığı artık kesintisiz kılınanın verdiği yıkım vaat değildir. Hayat kuşatılabildikçe derine nüfuz ettirilen devletli aklı devamlılığa kavuşturuldukça, nutuklar atılırken yıkım bir süreğen yıkımı var eder. Memleket artık her yerde her şekilde karabasanın ta kendisidir. Hikaye değildir anlattığımız ve bildirdiğimiz. Çürümenin kıyısına taşınıp, kötülüğün yüceltildiği, şiddetin şu seçim / sandık bahsi güncellenirken var edildiği yerde hayata ne kalacaktır. Hayatın bunca nobran bir halde yerle bir edildiği yerde insan mefhumunun akıbeti nedir? Bir zaman aralığında birkaç satır değil ömürlük bir sorgudur, nedir haliniz, nasıldır tahayyülünüz! Çürüyoruz, Eksiliyoruz, Tükeniyoruz... Hayat....
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019
Görseller : Photos Taken From Marseille(s) & Post Series By Yusuf SEVİNÇLİ 
0 notes
radyobalfm · 5 years ago
Text
Didem Soydan: Çok hoşlandığım bir evlat var
Ünlü model, ‘Hoşlandığım bir evlat var’ diyerek açıklama yaptı. Soydan’ın yaptığı açıklamalardan sonra hoşlandığı kişinin kim olduğu merak konusu oldu. Ünlü model son olarak Selami Şahin’in oğlu Başkan Şahin ile aşk yaşamıştı. Ama ikili, geçtiğimiz aylarda yollarını ayırmıştı.
Heyecanlanmayı seviyorum
Soydan, “İlk buluşma öncesi gerginlik olur mu?” sorusuna,“Aslında ben date’e çıkıyorsam ki sık…
View On WordPress
0 notes
kadinlarlailgili · 5 years ago
Text
Didem Soydan: Çok hoşlandığım bir evlat var
Ünlü model, ‘Hoşlandığım bir evlat var’ diyerek açıklama yaptı. Soydan’ın yaptığı açıklamalardan sonra hoşlandığı kişinin kim olduğu merak konusu oldu. Ünlü model son olarak Selami Şahin’in oğlu Önder Şahin ile aşk yaşamıştı. Ama ikili, geçtiğimiz aylarda yollarını ayırmıştı.
Heyecanlanmayı seviyorum
Soydan, “İlk buluşma öncesi gerginlik olur mu?” sorusuna,“Aslında ben date’e çıkıyorsam ki sık…
View On WordPress
0 notes
kimin-sevgilisi-blog · 8 years ago
Text
Didem Hanım’ın hayat, iş ve aşk ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruları beraber cevaplıyoruz .
Didem Soydan 1984 Istanbul doğumlu Bulgar ve Yunan Göçmeni bir ailenin kızıdır üniversite yıllarında çalıştığı bir mode evinde patronu tarafından keşfedilir . Bu gelişmeden hemen 1 ay sonra “La Russie” adlı defilede yerini alır . Defilede bir çok modacı ve fotoğrafçı tarafından fark edilir ve hayatının dönüm noktası olur .
#gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 25%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Didem Soydan
Didem Soydan ve Can Bonomo
Didem Soydan
2004 yılında 20 yaşındayken podyuma ilk kez “La Russie” defilesinde çıkmıştır .Model 1.76 boyunda Koç burcudur ve burcunun tüm özelliklerini taşımaktadır . Ayrıca modellikten sonra bir çok diziden rol teklifide almıştır şunlar sırayla şöyledir .
Star TV : Aramızda Kalsın ve ATV : Uçurum bu iki dizi onun sadece model olmadığını ayrıca iyide bir aktör olduğunu göstermiştir bizlere .
Bu arada unutmadık Didem Soydan başarılı sanatçı Can Bonomo ile Birliktedir ilişkileri biraz çalkantılı geçsede çift birbirlerini çok sevmekte .
Didem Soydan Didem Hanım'ın hayat, iş ve aşk ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruları beraber cevaplıyoruz . Didem Soydan 1984 Istanbul doğumlu Bulgar ve Yunan Göçmeni bir ailenin kızıdır üniversite yıllarında çalıştığı bir mode evinde patronu tarafından keşfedilir .
0 notes
radyobalfm · 5 years ago
Text
Didem Soydan: Çok hoşlandığım bir evlat var
Ünlü model, ‘Hoşlandığım bir evlat var’ diyerek açıklama yaptı. Soydan’ın yaptığı açıklamalardan sonra hoşlandığı kişinin kim olduğu merak konusu oldu. Ünlü model son olarak Selami Şahin’in oğlu Başkan Şahin ile aşk yaşamıştı. Ama ikili, geçtiğimiz aylarda yollarını ayırmıştı.
Heyecanlanmayı seviyorum
Soydan, “İlk buluşma öncesi gerginlik olur mu?” sorusuna,“Aslında ben date’e çıkıyorsam ki sık…
View On WordPress
0 notes