#deri alerji sebepleri
Explore tagged Tumblr posts
piggysaurus · 5 years ago
Note
Kedimin çenesinin altındaki tüyler döküldü ve bazı siyahlıklar oluştu ve kedim durmadan kaşıyıp kanatıyor. Veteriner çene aknesi dedi ve bir tedavisi yokmuş. Senin bir önerin var mı piggy?
Nedenlerini irdelemek lazım. Stres, düşük bağışıklık sistemi, stres, mama kabı ve genel hijyen yetersizliği, plastik mama kabı kullanımı, yanlış mama, hormonlar, alerji, cilt hastalıkları gibi sebepleri olabiliyor.
Her gün önce ılık su ve pamukla sonra baticonla sil. Mama kapları plastikse çelikle/ seramikle değiştir. Düzenli olarak kapları sıcak su ve deterjanla temizle. Deri için besleyici damlalar var onları veterinerine danışabilirsin, mama ne kullanıyorsunuz bilmiyorum onu değiştirmek gerekebilir. Ev içi çevre zenginleştirmesi yapmak gerekebilir daha çok oyuncak ve oyun alanı. Bir iki tirmanabileceği boş raf tırmalama tahtası özel alan her kedinin ihtiyacı. Stres faktörlerini değerlendirmek ve azaltmak, kum temizliğine önem vermek gibi yapılabilir şeyler var. Gözlem ve veteriner hekim desteği önemli. Ve lütfen her çıkmazda kaldığınız konu için bir kaç veteriner hekimden fikir alın. Birinin fark etmediğini diğeri o tarz vakalarla daha çok karşılaşıyorsa fark edebilir hiç belli olmuyor. İnsanlarda nasıl alanına göre hekimler varsa ve her hekim her şeyi bilmiyorsa veteriner hekimler için de bu geçerli ve geçerli olmalı. Uzmanlık başka bir şey.
4 notes · View notes
i-mag-blr · 6 years ago
Text
DERİ ALERJİSİNİN NEDENLERİ, DERİDE ALERJİ SEBEPLERİ,
DERİ ALERJİSİNİN NEDENLERİ, DERİDE ALERJİ SEBEPLERİ,
Deri Alerjisinin Nedenleri
Derinize dokunan hemen her şey bir potansiyel alerjendir. Ama bazı maddelerin bir tepkiye yol açma olasılığı diğerlerin­den daha fazladır. Şimdi en çok karşılaşılan etmenleri özetle görelim.
Bitkiler
ABD’de yapılan araştırmalar birkaç bitkinin deri alerjilerine yol açma riskinin son derece yüksek olduğunu, toplam nüfusun yarısı ile dörtte üçü arasında değişen…
View On WordPress
0 notes
baknedio · 5 years ago
Text
Çocuklarda geçmeyen öksürüğün altında kalp hastalıkları çıkabilir
20 Kasım 2019, Çarşamba 09:34
İstanbul
Tumblr media
İSTANBUL, (DHA)- Çocuklarda öksürüğün birçok nedenle meydana gelebileceğini belirten Dr. Mine Başıbüyük “Öksürük kronikleştiğinde alerjik durumlar, reflü, kronik akciğer ve kalp hastalıkları, nörolojik rahatsızlıklar araştırılmalı” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Başıbüyük, öksürüğe neden olabilen sebepleri belirterek aileleri uyardı. Başıbüyük, öksürüğün akciğerleri koruyan ve temizleyen gerekli bir refleks olduğuna dikkati çekerek “Çocuklarda psikojenik durumlar, reflü, alerjik durumlar, baharatlı ve sert parçalı yiyecekler, geniz akıntısı, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, yabancı cisim aspirasyonları, kalp hastalıkları gibi birçok sebep öksürüğe yol açabilir. Aileden alınan ayrıntılı hikaye, fizik muayene ve gerekli görülen tetkikler ile öksürüğün sebebi ortaya çıkarılabilir” bilgisini verdi.
“UYKUDA DEVAM EDİYORSA DİKKAT”
Günde ortalama 10-11 kez öksürüğün normal olduğunu belirten Başıbüyük “Çocuklarda ani ortaya çıkan, morarmanın eşlik ettiği, hızlı nefes alıp verme, solunum sıkıntısı, balgamlı, havlar tarzda, egzersizle artan, sabah daha belirgin olan, uykuda kaybolmayan, ateş ve kilo kaybının eşlik ettiği öksürük durumunda mutlaka doktora başvurulmalı” ifadelerini kullandı.
“NÖROLOJİK RAHATSIZLIKLAR”
Başıbüyük, kısa süreli çok şiddetli olmayan öksürüklerin genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
“Öksürük dört haftadan uzun sürerse kronik öksürük olarak tanımlanır. Öksürük kronikleştiğinde alerjik durumlar, reflü, kronik akciğer ve kalp hastalıkları, nörolojik rahatsızlıklar araştırılmalı. Çocukların sigara maruziyeti de mutlaka sorgulanmalı. Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda öksürük sık görülür, astım ve kronik akciğer hastalıklarına yol açabileceği de akılda tutulmalı. Uykuda kaybolan, gürültülü ve garip öksürükler muayene ve tetkik sonuçları normalse psikojenik olabilir. Ateş ve kilo kaybının eşlik ettiği kronik öksürüklerde tüberküloz (verem) hastalığı kan, PPD deri testi ve akciğer filmi ile araştırılmalı.”
“BAL VE ZENCEFİL HERKES İÇİN FAYDALI DEĞİL”
Öksürük tedavisinde su tüketiminin önemine değinen Başıbüyük, şu tavsiyelerde bulundu: “Öksürüğün semptomatik tedavisinde su tüketimi artırılmalı, bir yaş üstü çocuklara bal verilebilir. Bal ve zencefil karışımı da alerjisi olmayan çocuklara verilebilir. Yine ıhlamur, adaçayı ve kekik gibi bitki çayları da öksürüğü rahatlatır. Balgamlı öksürükte bakteriyel enfeksiyon varlığında antibiyotik tedavisi, balgam sökücü ve hava yolları genişletici ilaçlar kullanılabilir. Astım ve bronşiolit gibi hava yollarını daraltan durumlarda hava yolu genişletici inhaler tedaviler fayda sağlar. Alerji saptanan hastalarda antihistaminik gibi alerji ilaçları kullanılabilir. Burun tıkanıklığı varsa deniz suyu ile burun temizliği yapılmalı. Sık geniz akıntısı olan çocuklarda geniz eti büyümesi olabileceği unutulmamalı ve kulak burun boğaz uzmanının kontrolü de istenmeli. Reflüsü olan çocuklarda gece beslenmesi uygun olmaz, anti reflü ve antiasit ilaçlar kullanılabilir. Reflüyü artıran kızartma, çok yağlı yiyecekler, çikolata ve çay çocuklara verilmemeli, beslendikten hemen sonra yatırılmamalı.”
  Kaynak: DHA
Bu Yazı Çocuklarda geçmeyen öksürüğün altında kalp hastalıkları çıkabilir adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/cocuklarda-gecmeyen-oksurugun-altinda-kalp-hastaliklari-cikabilir/
0 notes
fenrees · 4 years ago
Text
Histamin Nedir?
Histamin, vücutta faklı görevleri yerine getirmek için kullanılan, kılcal damarları beyaz kan hücreleri için daha geçirgen yapıya ulaştıran maddedir. Histamin, enfeksiyonlar ile mücadele etmeye yardımcı olur. Belirli yiyecekler ve içecekler histamin salgılanmasına yardımcı olurlar. Lokal bağışıklığı desteklemek, bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesinde rol oynamak gibi görevleri olan histamin, bir azot bileşiğidir.
Histamin Nerede Bulunur?
Histaminin bulunduğu yerler, vücutta yer alan mast hücreleri ve bazofiller adı verilen kan hücreleridir. Bu hücrelerde bol miktarda bulunan histamin ideal oranda salgılanması halinde damarların geçirgenliğinin sağlanması, enfeksiyonlar ile mücadale alanlarında faydalıdır. Salgılanma düzeyinin yükselişi ise yan etkileri beraberinde getirir.
Histaminin bulunduğu diğer bir alan ise meyve ve sebze çeşitleridir. Belirli meyve ve sebzeler, süt ürünleri vücutta histamin salgılanmasını yükseltirken, dorudan vücuda alınması konusunda da etkilidirler. Bu besinler belirli oranlarda tüketilmelidir.
Distopik ne demek? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Histamin Ne İşe Yarıyor?
Histaminin işlevi hakkında detaylar şu şekilde sıralanır:
Histamin, kılcal kan damarlarında geçirgenliği yükselterek geçirgenliği artırma,
Bronş ve bağırsakları büzüştürme,
Böbrek üstü, mide ve tükürük bezi salgılarının yükseltme,
Damarları genişletme işlemi ile tansiyonu düşürme,
Bu işlere yarayan histamin belirli insanlarda alerjiye sebep olur.
Histamin Alerjisi Nedir?
Histaminin alerjisi, bedendeki histaminin düzeyinin artması ardından meydana gelen sağlıksal problemdir. Histamin alerjisi toplumun % 2 ‘lik bir kesiminde rastlanan sağlıksal bir problemdir. Alerji problemi yaşayan bireylerin % 80’i ise kadın hastalardan oluşur. Bu alerji tipinde histamin içeriği yüksek gıdaların düzensiz ve yüksek oranda tüketilmesi ardından vücudun kaşınma ve mide bulantısı gibi standart dışı tepkiler verdiği gözlemlenir.
Histamin Ve Sigara İlişkisi Nedir?
Histamin, sigara bağlantısı, sigara kullanma alışkanlığının vücutta histamin dengesizliğine sebep olmasıdır. Yüksek oranda histamin barındıran besinlerin düzensiz tüketimi ile birlikte sigara tüketimine ağırlık veriliyor ise histamine karşı alerji oluşma riski altına girilir.
Histamin Alerjisinin Nedenleri Neler?
Histamin alerjisi sebepleri şu şekilde sıralanır:
Histaminin dışarıdan yüksek randa alınması,
Histamini salgılamaya yardımcı besinlerin çok tüketilmesi halinde vücudun fazla histamin salgılamaya başlaması,
Vücutta histamin yıkım oranının azalması,
Bu sebeplere bağlı olarak alerjik sonuçlar gözlemlenir.
Merak edilen kolaj nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Histamin Alerjisinin Belirtileri Neler?
Histamin alerjisi semptomları şu şekilde sıralanır:
Deri üzerinde kaşıntılar,
Psörüazis ve egzama,
Ani başlayan ateş yükselmeleri,
Kadınlarda adet düzensizliklerinin başlaması,
Sürekli devam eden baş ağrıları,
Anksiyete,
Sürekli olarak düşük tansiyon problemi,
Kalp çarpıntısında yükselme,
Her hangi bir kronik rahatsızlıktan bağımsız karın ağrısı,
Mide bulantısı ve kusma,
Sürekli olarak burun akıntısı,
Kronik yorgunluk,
Reflü ve aşırı mide asidinin salgılanması,
Bu belirtilerin gözlemlenmesi ve histamin içeriği yüksek besinlerin devamlı tüketimi ardından alerjiler gözlemlenir.
Bu belirtiler haricinde histamin alerjisi tespit edilen kişilerde kronik yorgunluk problemi bulunur. Kişi yeterli uykuyu alsa dahi gün içinde kendini halsiz ve bir önceki gün yoğun tempoda çalışmış gibi hisseder.
Histamin Oranında Yükselişe Ne Sebep Olur?
Histamin oranında artışa neden olanlar şu şekilde sıralanır:
Derinin çok fazla güneş ışığına maruz kalması,
Kanda bağışıklık hücrelerinin düzensi uyarılması sonucu meydana gelen otoimmün rahatsızlıklar,
Tip 2 diyabet rajatsızlığı,
Bağırsaklarda geçirgen bağırsak sendromu hastalının bulunması,
Chorn hastalığının bağırsak hücrelerine komşu mast hücrelerini uyararak aşı histamin salgılatması,
Histamin düzeyi yüksek gıdaların tüketiminin mast hücreleri etkilemesi,
Bu sebeplere bağlı olarak vücudun salgıladığı histaminde yükseliş gözlemlenir.
Histamin Açısından Zengin Besinler Neler?
Histamin içeriğince zengin besinler şu şekilde sıralanır:
Yoğurt, peynir, kefir,
Fermente turşu,
Ekşi mayalı ürünler,
Kombu çay çeşidi,
Sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş et ürünleri,
Soya sosu ve miso,
Alkollü içeceklerde şarap ve bira gibi fermante çeşitler,
Boza,
Beklemiş tüm gıdalar,
Kuru meyve çeşitleri,
Avokada, domates, patlıcan,
Kabuklu deniz ürünleri,
Ketçap,
Balık ile yapılan konserveler,
Bu besinlerin tümü histamin açısından zengindir. Histaminin neden olduğu alerjik reaksiyonları yaşamamak için bu besinler belirli ölçülerde tüketilmeli ve her gün yüksek oranda beslenme alışkanlıklarına eklenmemelidir.
Histamin Salgılanmasına Neden Olan Besinler
Histamin salgılatan gıdalar şu şekilde sıralanırlar:
Muz ve çilek,
İnek sütü,
Baklagiller,
Baharatlar,
Kakao,
Kuruyemişler,
Gıdalarda yer alan besin boyaları,
Bu seçenekler ise histaminin vücut tarafından salgılanma oranını yükseltirler. Bu açıdan besinlerin her gün aralıksız şekilde tüketimi önerilmez. Aralıksız tüketim şeklinde vücutta yer alan histamin salgılama dengesi bozulur.
İnsanlar neden ot yemiyor? Hakkında detayları da inceleyebilirsiniz.
Düşük Histaminli Besinler Neler?
Düşük histaminli gıdalar şu şekilde sıralanır:
Taze et,
Pirinç,
Yumurta sarısı,
Çilek, muz, ananas, narenciye ürünleri hariç meyveler,
Ispanak, avokado, patlıcan, domates harici sebzeler,
Zeytinyağı ve zeytin,
Bu besinler histamin düzeyi düşük olan ve histamin alerjisi yaşanması halinde tüketimi tercih edilmesi gereken besinlerdir.
Histamin Baş Ağrısı Nedir?
Başta histamin ağrı, kronik baş ağrısı problemleri arasında en zorlayıcı olan ve ataklar ile meydana gelen ağrı çeşididir. Baş ağrısı tipleri arasında en az bilinene ve Dünyada 1.000 kişiden sadece 1’inde ortaya çıkan problemdir.
Histamin Baş Ağrısı Belirtileri Neler?
Histamin baş ağrısı semptomları şu şekilde sıralanır:
Bıçak saplanması ve yanma hissi ile başlayan ağrı,
Genellikle ağrının tek bir etrafında kümelenmesi,
Ağrının haftalarca sürmesi,
En az 15 dakika süren ve 1 saate kadar ulaşan ataklar şeklinde bıçak saplanma tipi ağrıların yaşanması,
Bir günün aynı saati hatta bir yılın aynı gününde ağrının ortaya çıkması,
Şiddetli ve haftalarca ağrı ile geçen süre ardından 1 aylık süre ile hiç ağrı hissetmeme,
Terleme ve deride döküntü problemlerinin başlaması,
Burun tıkanıklığı, göz kapağı düşüklü problemleri,
Göz çevresinde şişme,
Gün boyu devam eden huzursuzluk,
Bu gibi belirtilerin görülmesi halinde histamin baş ağrısından şüphelenilir.
Histamin Baş Ağrısı Ve Migran Farkı Nedir?
Histamin baş ağrısı, migren ayrılığı hakkında detaylar şöyledir:
Migren ağrılarında ışığa karşı yüksek hassasiyet ve mide bulantısı etkileri gözlemlenir.
Histamin ağrıda ise ışığa karşı hassasiyet bulunmaz.
Migren ağrıları yaşanırken karanlık bir odada dinlenmek ağrının hafifletilmesine olanak sağlar.
Histamin ağrının şiddeti oldukça yüksektir. Kişi böyle bir durumda uzanma pozisyonuna geçmekten rahatsızlık duyup, ağrıya dayanmak için huzursuz fiziksel hareketler gösterir.
Antihistaminikler Nedir?
Antihistaminikler, histamin alerjisini geçirmek amacı ile kullanılan ilaçlara verilen isimdir. Reçeteli ve reçetesiz satılan türleri bulunana bu ilaçlar, alerjinin yarattığı yan etkileri kontrol almakta kullanılırlar. Kızarıklık, kaşıntı, şişme gibi reaksiyonları ortadan kaldıran ilaçlardır. Uzaman hekime danışma ardından önerilen dozlarda kullanılmaları gerekir.
Antihistaminikler, bağışıklık sistemi hücreleri, kan damarlarındaki reseptörler üzerine yapışarak aşırı genişlemeyle sebep olan mast hücrelerinden salgılanan histamin maddesinin yarattı olumsuz durumlarda savaşmakta kullanılırlar.
Herkes için kötü olan alışkanlıklar bilgilerine yazımızdan ulaşabilirsiniz.
The post Histamin Nedir? appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/histamin-nedir/
0 notes
lala-rme · 5 years ago
Text
UYKU APNESİ: NEDENİ, BELİRTİLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Uyku Apnesi Nedir? Şehirlerin koşuşturmalı hayatında günümüz çağdaş insanoğlunun en fazlaca şikayetçi olduğu konulardan birisi de solunum yolu hastalıklarıdır. Bilhassa kalabalık şehirlerde vasıta egzozlarından yayılan gaz ve kapalı ortamlar, solunum yolu organlarımızı tehdit etmektedir. Hava kirliliği, toz ve çeşitli alerjenlerden dolayı meydana gelen uyku apnesi, kaliteli bir uyku döngüsünün en büyük düşmanlarından birisi olarak görülmektedir. Peki uyku apnesi niçin olur? Akut yada kısa süreli başımıza gelen uyku apnesi problemininin emareleri nedir? Uyku apnesi tedavisi var mıdır? Sizler için tüm bu soruları cevaplamaya çalıştık.
Uyku esnasında üst solunum yolunda oluşan çeşitli nedenlerle yaşanılan tıkanıklığa “uyku apnesi” adı verilir. Uyku apnesi, uyku sürecini bölen yegane sebeplerden birisidir. Bu sebeple bölünmüş bir uyku, kalitesi düşmüş bir uyku süreci anlamına gelir. Uykunuz bölündüğündeyse yataktan uykunuzu almış bir şekilde uyanamazsınız. Üstelik ne kadar süre uyuduğunuzun da önemi yoktur. Bu yüzden uyku apnesi, sanılandan fazlaca daha ciddi bir sıhhat problemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uyku Apnesi Sebepleri Uyku apnesi, yabancı kaynaklarda “sleep apnea” olarak geçmektedir. Yaygın bir uyku hastalığı olarak bilinse de uyku apnesi aslına bakarsak temel olarak solunum yolu ile ilgili bir hastalık olarak karşımıza çıkar. Aşırı kilo, hava kirliliği, sigara kullanımı ve çeşitli nörolojik rahatsızlıklarla ortaya çıkan uyku apnesi, her beş yetişkinden birisinin kesinlikle şikayetçi olduğu ciddi bir sıhhat problemi olarak karşımıza çıkar. Peki uyku apnesi hangi durumlarda tetiklenir?
Stres, malum bir uyku apnesi tetikleyicisidir. Uykunuzda kas yapınızın gevşemesi gerekir. Sadece strese bağlı kortizon hormonu, kasların gevşemesine olanak vermez. Bu da kasların yeteri kadar gevşemesini engeller. Elbet gevşemekte güçlük çeken bu kas grubuna gırtlağımızdaki ve göğüs bölgemizdeki kaslar da dahildir. Dil, boyun ve göğüs kaslarının yeterince gevşeyememesi uyku apnesinin bir numaralı nedenidir.
Uyku apnesi sorununa yol açmış olduğu malum bir başka etmen de sigara kullanmaktır. Sigara kullanmıyor olabilirsiniz. Sadece sigara dumanına maruz kalanlar da uyku apnesi problemi ile karşı karşıyadır. Sigara dumanındaki zehirli kimyasallar çeşitli nedenlerle solunum yolunu tıkayabilir. Bu da uyku esnasında sizi nefessiz bırakarak uykunuzun bölünmesine niçin olur.
Alerjik Tepki Ve Aşırı kiloluluk Uyku Apnesi Sebebi Olabilir Toz, sigara dumanı, kirli hava, bakteri ve maytlar alerjik reaksiyona yol açarlar ve nefes borunuzun tıkanmasına niçin olabilirler. Maytlar, bilhassa yastıklar, halılar, şilte ve alez üstünde istemsiz olarak bulunan mikro organizmalardır. Bu mikro organizmalar, insanların kurumuş ve dökülen deri parçaları ile beslenirler. Steril ve temiz uyku elemanlarına haiz değilseniz bu tip mikro organizmalardan şikayetçi olmanız son aşama doğaldır. Yabancı kaynaklarda “mite” olarak da malum maytların, soluduğunuz havanın standardını düşürücü bir tesiri vardır. Kimi vakit alerjiye de niçin olabilen maytlar, alerji yöntemiyle solunum güçlüğü meydana getirir ve uykunuzun bölünmesine niçin olur. Aynı şekilde sigara dumanı ve toza karşı alerjiniz olması da solunum yollarınızın tıkanmasına niçin olacaktır. Eğer sık sık uyku apnesi şikayeti yaşıyor sadece bu rahatsızlığın nedenini bilmiyorsanız kim bilir bir alerji testi yaptırmanın zamanı gelmiş anlama gelir.
Peki aşırı kiloluluk ve uyku apnesi içinde iyi mi bir ilişki var? Yağlı boyun ve gerdan kısmı, bel bölgesindeki yağlar ve iç organ yağlanması yalnız vücudunuzu zorlamakla kalmaz. Fazla kilolar hem de rahat nefes almanızı da engellerler. Aşırı kilo; aşırı terleme ve uygunsuz ortopedik unsurların oluşmasına da niçin olur ve uyku sürecinizi baltalar. Obeziteye bağlı iç organ yağlanması tıkanmış damarlar ve iyi çalışamayan akciğer anlamına da gelir ki bunlar da uyku sürecinizi son aşama negatif bir halde etkisinde bırakır.
Menopoz, Genetik Etmenler, Down Sendromu Ve Uyku Apnesi Bilhassa bayanların hayatlarında maruz kaldıkları hormonal değişimler de uyku apnesi sebebi olarak görülebilir. Down sendromu, uyku apnesi rahatsızlığının nörolojik tarafıdır. Aynı şekilde kronik sinüzit, akut rinit ve bademcik benzer biçimde solunum yolu hastalıklarının da uyku apnesine niçin olduğu bilinmektedir. Peki uyku apnesi genetik midir? Maalesef evet. Eğer aile geçmişinizde uyku apnesinden yakınma eden ebeveyn ve akrabalarınız var ise, büyük olasılıkla sizler de uyku apnesi problemi ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
Down Sendromu, evlatların nefes alışverişlerini negatif yönde etkisinde bırakır. Beynin nefes alma reflekslerini denetim eden kısmında meydana gelen genetik hasar uyku apnesine yol açabilir. Kronik sinüzit (nezle) yada rinit benzer biçimde alerji temelli solunum yolu hastalıkları da uykunuzun bölünmesine niçin olabilir. Tüm bu unsurlara ek olarak hem de sırtüstü yatan biriyseniz kim bilir tercih ettiğiniz uyku pozisyonunu değiştirmenin vakti gelmiş anlama gelir.
Horlama Ve Uyku Apnesi Emareleri Uyku apnesini tanımak fazlaca zor değildir. Gece uyku esnasında nefessiz kalıyorsanız, nefessiz kaldığınız için uyanıyor ve uykunuz bölünüyorsa ve kalitesiz uyku sebebiyle yataktan uykulu – bitkin uyanıyorsanız büyük olasılıkla uyku apnesi problemi yaşıyorsunuz anlama gelir. Öksürük, ak ciğerden gelen hırıltı, gün içinde uyanıkken nefessiz kalma benzer biçimde problemler da uyku apnesi emareleri içinde yer alır. Eğer uyku apnesi şikayeti ile karşı karşıya olup olmadığınızı öğrenmek isterseniz bir nörolog, kulak – burun – boğaz doktoruna danışabilirsiniz. Aynı şekilde psikyatrik destek almak, alerji testi yaptırmak ve uyku merkezlerinde kendiniz için testler yaptırmak da uyku apnesi teşhisi için kafi olacaktır.
Horlamanın kaliteli uyku sürecini negatif etkilediğinden söz etmemize gerek yok. Horlama her ne kadar uykuya ilişkin bir mesele benzer biçimde görünse de aslına bakarsak bir solunum yolu problemidir. Buna ek olarak horlama şikayeti yaşayan pek fazlaca hastanın hem de uyku apnesi şikayeti ile karşılaşması rastlantı değildir. Horlama mevzusunda bir başka içeriğimizde daha detaylı bir şekilde değineceğiz. Çoğu zaman uykunun en mühim düşmanlarından birisi olan horlama, horlayan insanoğlu için de kalp krizi benzer biçimde ciddi hastalıkların sebebi olabilir.
Uyku Apnesi Tedavi Şekilleri Sırtüstü yatmayı alışkanlık haline getirdiyseniz bu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz gerekir. Bunun yanında alerji testi yaptırmak ve neye alerjiniz olup olmadığını öğrenmek, yatak örtüsü, yastıklar, yatak, alez ve şilteler benzer biçimde uyku elemanlarının temizliğine dikkat etmek, sigarayı bırakmak, kilo vermek ve alkol alışkanlığından caymak, tertipli spor yapmak uyku apnesinin önüne geçebilir. Eğer tüm bu önlemleri almaya elinizden geldiğince dikkat ediyor ve buna karşın uyku apnesi şikayetiyle karşı karşıya kalıyorsanız alanında uzman bir doktora görünmenizin zamanı gelmiş anlama gelir.
0 notes
nefiskektarifi-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Alopesi tıp dilinde saç kaybı anlamına gelmektedir. Alopesi areatada ise saçlarda aniden yuvarlak saçsız alanlar oluşturacak şekilde dökülme olmasıdır. Alopesi areata otoimmun bir hastalıkdır. Otoimmun hastalıklarda bilinmeyen br nedenle bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak görüp bu hücrelerle savaşmaya başlar. Bu durumda kıl kökleri etrafında bulunan lenfosit denen hücreler sitokin diye adlandırılan kimyasallar salgılarlar ve bu da saçlarda dökülmeye neden olur. Hastalığın yenilen gıdalarla bir ilişkisi yoktur. Diğer sağlık problemlerinde olduğu gibi hastalık stressli bir olaydan sonra başlayabilir, fakat bu olguların hepsinde yoktur. Alopesi areata belirgin bir rahatsızlık vermediği için, genellikle berberler tarafından saptanır. Saçın büyümesi durur ve kökünden ayrılır. Alpopesi areata üç evre gösterir. İlk olarak saçlar aniden dökülür, sonra dökülen alanda genişleme olur. Son olarak da saçlar başlangıçta renkleri beyaz veya gri olarak çıkmaya başlarlar. Bu ayları hatta yılları alabilir. Yeni kıllar çıkarken diğerleri dökülebilir. Etkilenen hastaların %5 ine kadar olanında tüm saçlar dökülebilir. Bu duruma alopesi totalis denilir ve çok uzun sürebilir. Hastaların %1 inden azında vücut kılları tamamiyle dökülür, bu durum alopesi ��niversalis olarak bilinir. TEDAVİ Yaygın saç kaybı durumunda güvenilir bir tedavi yöntemi yoktur. Kortizon içeren haplar, PUVA dediğimiz bir ışık tedavisi uygulanabilir. Fakat bu tedavilerin bir takım yan etkileri vardır. Hastalığın tedavisinde bir çok farklı alternetif yöntem kullanılır. Fakat bu tedavilerin sonuçları değişkendir. Bazı losyonların kullanılması bazı kişilerde saçların çıkmasına neden olmaktadır. Bu amaçla kortizonlu ilaçlar veya minoksidil ve tahriş edici bir ajan olan ditranol kullanılabilir Ne yazık ki hastalıkta kesin çözüm sağlayabilecek tedavi yoktur. Hastalık yavaş bir şekilde kendiliğinden iyileşebilir. Bazen yeni gelen saçlar beyaz veya gri renktedir, daha sonra orijinal renklerine dönerler. Saç kıran hakkında daha detaylı bilgi için doktorunuza başvurunuz. Saçkıran için bitkisel Tedavi * Saçkıran: Tedaviye hastalıklı yerdeki saçları traş etmekle başlanır. Saçlar haftada en az iki kere yıkanır. * Saçkıran için 6 bardak suya bir avuç kepek konur kaynatılır. Süzülür. Suyuna bir bardak taze sıkılmış limonsuyu konur saçlar yıkanır. * Saçkıran için Bir kahve fincanı yeni sıkılmış kuru soğan suyu ile bir çorba kaşığı zeytinyağı karıştırılır hasta yerlere sürülür. * Saçkıran için: 7 ceviz içi çıkarıp yıkayın ve ufalayın. Külün üzerine ceviz, bir tutam ezilmiş mazı, bir tatlı kaşığı toz çam sakızı, eritilmiş bal mumu, eritilmiş zift ve 2 çorba kaşığı zeytinyağı konur yoğrulur. Başı küllü su ile yıkayıp sonra hasta yere yapılan karışım sürülür. * Saçkıran için: Bir miktar taze ak kızıl ağaç yaprağı mikserden geçirilir. Bir tülbent yardımıyla suyu sıkılıp elde edilen öz suyu hastalıklı bölgeye sürülür. * Saçkıran için: Bir litre suyun içine toz haline getirilmiş bir avuç defne tohumunu içindeki su bitip lapa olana kadar kaynatın. Tülbenten süzün lapayı hastalıklı yere sürün. Halk arasında saçkıran veya kılkıran olarak bilinen Alopesi Areata hastalığı, herhangi bir belirti ortaya çıkmadan, saçlı deri, kaşlar, kirpikler, sakal bölgesi ve vücut kıllarının tüm vücutta belirgin bir şekilde dökülmesi hastalığıdır. Genellikle hastalık sıklıkla nükseder ve saçkıranın nasıl seyredeceği bilinmez. Bu yüzden hastaların yaşamlarını fizyolojik ve psikolojik açılardan olumsuz yönde etkileyebilir. Saçkıranın sebepleri genellikle stres, hücresel ve humoral bağışıklık, endokrin, bulaşıcı ve sinirsel etkenler ve genetik özelliklere bağlanmakla birlikte, hastalığın nedeni tam olarak bilinememektedir. Saçkıran Kimlerde Daha Sık Görülür? Saçkıran dünya çapında düşünüldüğünde bölgesel bir rahatsızlık değildir. Tüm dünyada sıklıkla görülür. Her bin kişiden birinde görülen hastalığın görülme oranı, hastanelerin dematoloji bölümlerine başvuran hastalar arasında %1-2 civarlarında seyretmektedir. Saçkıran cinsiyete bağlı bir hastalık değildir. Kadınlarda da, erkeklerde de görülme olasılığı aynıdır. Hastalık belirli bir yaş aralığına bağlı olmasa da, saçkıran hastalarının %60’ı, 20 yaşına erişmeden önce hastalığın ilk belirtileri ortaya çıkar. Saçkıran Hastalığının Nedenleri Nelerdir? Hastalıktaki saç dökülmesinin ana nedeni, hastanın bağışıklık sisteminin, hastanın kıl foliküllerini hastaya aitmiş gibi algılamaması, yabancı olarak tanıması ve reddetmesidir. Bununla beraber, hastanın neden sadece belirli bölgelerinde bu durumun baş gösterdiği ve dökülen kılların neden yeniden büyüyebildiği bilinmemektedir. Hastalığın bağışıklık sistemine bağlanması, akıllara, saçkıran hastalığı olan kişilerin diğer özbağışıklık hastalıklarına da sahip olma ihtimallerini getirebilir. Tiroid, şeker hastalığı, addison ve vitiligo gibi özbağışıklık rahatsızlıkları, saçkıran hastalarında, sağlıklı bir insana göre daha kolay gelişme oranına sahiptir. Saçkıran hastalığı bulaşıcı bir rahatsızlık değildir. Hastalık, vitamin eksikliğine veya beslenme bozukluğuna bağlanamaz. Ancak stres, derin üzüntü, gerilim, ayrılma ve kaza gibi olaylar hastalığı tetikleyebilir. Saçkıran Hastalığı için Uygulanan Genel Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Belirtmeliyiz ki, aşağıdaki yöntemler sadece bilgi almanız açısından verilmiştir. Tedaviler kesinlikle dermatolog bir doktor tarafından uygulanmalıdır. 1) Steroid krem ve saçlı deri uygulamaları: Günde iki kez kel alanlara sınırlı bir zaman için steroid krem sürülür. 2) Steroid tablet uygulaması: Yüksek dozda steroid tablet, saçın yeniden büyümesini sağlayabilir. Fakat geçici bir tedavidir. Tedaviye ara verildiğinde veya tedavi bırakıldığında saçkıran genellikle nükseder. 3) Lokal steroid enjeksiyonları uygulaması: Kafa derisinde ve kaşlarda uygulanmaktadır. Saç ve kaş kaybı küçük yamalar şeklinde olduğunda uygulanan en etkili tedavi yaklaşımı olduğu bir çok çevrede kabul görmektedir. 4) Ditranol krem uygulaması: Ditranol krem psoriasis adında, farklı bir deri hastalığında kullanılır. Deride irritasyona sebep olan krem, bazen kel alanlardaki saç büyümesini uyarabilir. 5) Kontakt duyarlandırıcı uygulaması: Hastada, kimyasal bir madde ile alerji oluşturmayı esas alır. Kel olan bölgeye bu kimyasalın çok düşük konsantrasyonu – genellikle haftada bir kez - uygulanır. Bu uygulama hafif derecede inflamasyonu devam ettirmek için yeterlidir. 6) Ultraviyole ışık uygulaması: Deri, alınan bir tablet veya uygulanan bir krem yoluyla ışığa hassas duruma getirilir. Sonra kel alanlar, birkaç ay boyunca, haftada iki veya üç kez, ultraviyole ışığa maruz bırakılır. 7) Minoksidil losyon uygulaması: Losyonun kel bölgelere uygulanması, saç büyümesi konusunda, bazı hastalara yardımcı olabiliecek niteliktedir. Minoksidil erkek ve kadınlardaki saç dökülmeleri konusunda FDA tarafından onaylı bir ilaçtır. Saç köklerine, bilinmeyen bir şekilde etki eden minoksidil, bazı hastlarda, cılızlaşmış saç köklerini canlandırır ve saçların tekrar kalınlaşmasını sağlar. Minoksidil’in satışı, Rogaine, Kirkland gibi markalar aracılığıyla yapılır.
Etiket Saç Dökülmesi şeker hastalığı kellik kıl folikülleri saç dökülmesi ve stres saçkıran saçkıran tedavi yöntemleri saçkıran tedavisi stres ve saç dökülmesi Saçkıran Hastalığı için Uygulanan Genel Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Saçkıran Hastalığının Nedenleri Nelerdir? Saçkıran Kimlerde Daha Sık Görülür?
Alopesi tıp dilinde saç kaybı anlamına gelmektedir. Alopesi areatada ise saçlarda aniden yuvarlak saçsız alanlar oluşturacak şekilde dökülme olmasıdır.>:)>>>>Sitemize "Saç Kıran Bitkisel Tedavisi" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz.Beğendiğiniz tarifi paylaşmayı unutmayın :) http://www.nefiskektarifleri.net/sac-kiran-bitkisel-tedavisi/
0 notes
sifalihersey-blog · 7 years ago
Text
Kaşıntıya İyi Gelen Bitkiler, doğal çözümler
Tumblr media
Sebepleri çok değişik olsa da bazen vücudumuzun bazı yerlerinde kaşıntı hissederiz ve bu hissi gidermek için kimi vakit çok şiddetli şekilde cildimizi tahrip ederiz. Cildimizde hissettiğimiz kaşıntı deriyi tahriş etmenin yanında aşırı rahatsız edici bir duruma da neden oluyor.Kaşıntı anlık bir polen, toz, rahatsız edici bir yüzeyle temas gibi sorunlardan kaynaklanabildiği gibi, Proo-RIE-tus olarak malum, kaşıntılı cilt, sedef hastalığı yada dermatit döküntü yada başka bir durumun sonucu da olabiliyor. Bunun yanında bilhassa kaşıntılı cilt, karaciğer hastalığı yada böbrek yetmezliği gibi bir hastalıkların da emaresi olabilir.Bu bağlamda ciltte hissedilen her kaşıntının altında ciddi bir sorun olduğu ya da kaşıntının basit, önemsiz bir durum olduğu gibi bir netice çıkarılamaz. Durumun neden kaynaklandığı ve ne kadar mühim olduğu mevzusunda informasyon sahibi olmak için doktora başvurmak gerekiyor. Dolayısıyla cilt ya da deride kızarıklık, şiş yada döküntü olduğunda, kaşınma hissi de geçmiyorsa doktora başvurmak önerilir. Şu sebeple bilhassa uzun vadeli ve kronik kaşıntıların tıbbi yöntemlerle tedavi edilmesi gerekir.
Tumblr media
Kaşıntının emareleri nedir?Daha çok kol yada bacak bölgelerinde, vücudun her yerinde ya da ufak bir kısmında bir kaşıma ihtiyacı ortaya çıkabilir. Kaşıntıya sebep olan etkenler çok çeşitli olmak suretiyle sebebi belirlenemeyen kaşıntılar da vardır. Derhal her anlık kaşınma hissini bir kaşıntı olarak adlandırmamak gerekir. Bu bakımdan kaşıntı emarelerini sıralayalım;Ciltte kızarıklık,Ciltte, deride kir, sivilce ve kabarıklık oluşması,Cildin kuruması ve çatlaması,Pul pul dökülen deri görüntüsü kaşıntı emareleri olabilir.Kimi vakit kaşıntı uzun sürebiliyor ve çok şiddetli olabiliyor. Bu durumda aşırı kaşıma sonucu da deriye zarar vermek, kanama, kızarıklık olabiliyor. Oldukça uzun devam eden ve devamlı sertliği artan kaşıntı durumlarda en doğru yol zaman kaybetmeden doktora başvurmaktır. Zira hem cilde zarar verebilir hem de bir enfeksiyon başlangıcı olabilir.Kaşıntının sebepleri nedir?Pek çok sağlık problemi ya da hastalık gibi kaşıntının da birçok sebebi olabilir. Kişinin iç organlardan birisinin rahatsızlığı, alerji ya da ciltte enfeksiyon olmak suretiyle yüzlerce kaşıntı sebebi olabilir. Zira vücudun her tarafını kaplayan en büyük organ deridir ve deride meydana gelen bu kaşıntı durumu uzmanlara gore 5 binden fazla sebepten kaynaklanıyor olabilir. Bu bakımdan en sık karşılaşılanları saymak kafi olabilir.
Tumblr media
Cilt kuruluğuCildimizin doğal dengesini koruyabilmesi için yeterince nemli, esnek olması gerekiyor. Yeterince su içmediğimizde, sıvı tüketmediğimizde, kimyasal içerikli ürünlerle cildi temizlediğimizde, yeterince sağlıklı nemlendiriciler kullanmadığımızda cildimiz kurur. Kuruyan cilt, genel anlamda parlak ve kırmızıdır. Bilhassa kış aylarında kapalı ortamlarda uzun saatler süresince kalmak, kalorifer, klima ve sobaların yakılmasıyla beraber ortamdaki havanın kuruması cildimizin de neminin azalmasına neden olur. Bu şekilde cilt kurumalarında kaşıntı, kızarıklık ve pul pul dökülme görülür.Cilt hastalıklarıKişinin cildinin kendine özgü özellikleri, genel sağlık durumu da kaşıntıyı tetikliyor olabilir. Bazı cilt hastalıkları deride kaşıntıya sebep olur. Bilhassa egzama, kurdeşen, suçiçeği gibi hastalıklar ciltte kaşıntıya neden olur.İç hastalıklarBazı kaşıntılar kişinin iç organlarındaki anomalilerden, rahatsızlıklardan meydana gelmektedir. Mesela lösemi, karaciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi iç hastalıkları ciltte kaşıntıya neden olabiliyor. Bunlara ek olarak; kanser, tiroit bezi hastalıkları başta olmak suretiyle pek çok iç hastalıklar kaşıntıya yol açabilir.Sinirsel bozukluklarPek çok şahıs “sinirden kaşınıyorum” ifadesini duymuştur ya da bizzat kendisi de yaşamıştır. Multipl skleroz, diyabet, sinir sıkışması ve zona (herpes zoster) gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar ciltte kaşıntıya neden olabiliyor ve o durum geçmeden kaşıntı da geçmiyor.Alerjiye ve tahrişe sebep olan faktörlerKimyasal maddelerin kullanıldığı temizlik malzemeleri, kozmetik ürünler, yünlü, tüylü giysiler ya da kullanılan vasıta gereçler, ilaçlar, bazı gıdalar ve bitkiler kişinin cildinde kaşıntıya neden olabiliyor. Bilhassa de daha duyarlı cilde haiz olan kişilerde alerjik astım hastalarında bu şekilde problemler sık sık görülüyor.Kaşıntıya hangi bitkiler iyi gelirKaşıntı gibi bir sorununuz olduğunda ilk olarak akla gelmesi ihtiyaç duyulan yöntem elbet ki doktora başvurmaktır. Doktorun yapacağı tetkikler ve testler yardımıyla kaşıntının sebebi belirlenecek ve ona gore bir tedavi uygulanacaktır. Sadece biz sizinle evde bulunan, neredeyse her mutfakta yer edinen doğal çözümler üstünde duralım.
Tumblr media
LimonLimon; antiseptik, anestetik, anti-enflamatuar ve anti-tahriş edici özelliklere haiz olan olağanüstü bir gıda maddesidir. Bununla beraber limon; sitrik asit ve asetik asit de içermekte, bundan dolayı da kaşıntı sorunları için doğal bir çözüm olabilmektedir. Bunun için limon suyunu bir pamuk yardımıyla cildin kaşınan bölgesine uygulayın. Sadece bu işlemi gece yatmadan ilkin hayata geçirmeye çalışın, şundan dolayı cildinize limon suyu sürdüğünüzde kesinlikle güneşe çıkmamalısınız. Aksi halde ciltte kir oluşabilir.Elma sirkesiTıpkı limon gibi antiseptik, anti-kaşıntı, antifungal özelliklerinden dolayı, kaşıntıdan kurtulmak için elma sirkesinden yararlanmak mümkündür. Sadece elma sirkesini cilde direkt olarak uygulamak yerine ılık banyo suyuna bir iki bardak elma sirkesi eklemek ve pamuk yardımıyla kaşıntı olan kısımlara uygulamak daha doğru olacaktır. Ya da elma sirkesi su ile inceltilip pamukla cilde sürülebilir.
Tumblr media
Yulaf ezmesiYulaf ezmesinin cildi rahatlatıcı, bir ferahlık verici tesiri vardır. Anti-tahriş, anti-inflamatuar ve yatıştırıcı özellikler içeren yulaf ezmesini kaşıntı şikayetlerinde cilde uygulamak önerilir. Bunun için küveti su doldurup suyun içine bir miktar yulaf ezmesi katmak ve bu suyun içinde ortalama otuz dakika kalmak önerilir. Sadece sıcak su kaşıntıyı artırıcı tesir yaptığından su sıcak değil ılık olmalıdır.Soğuk su ve buzCilt ve deride hissedilen kaşıntıları gidermek için soğuk su ve buz ergonomik ve etkili alternatiflerdir. Gözler de dahil olmak suretiyle vücudun derhal her bölgesinde meydana gelen kaşıntılarda o bölgeye soğuk su uygulamak, buz kompresi yapmak hem kaşıntıyı hem de kaşınmanın yol açmış olduğu sızıyı geçirir.
Tumblr media
KekikKaşıntı karşıtı bitkisel, doğal ürünlerden birisi de kesinlikle kekiktir. Şundan dolayı kekik; anestezik ve anti-inflamatuar özelliklere haiz olan timol adlı maddeyi bünyesinde bol miktarda barındırmaktadır. Kekiğin muhteviyatında bulunan timol, kaşınmaya sebep olan inflamasyonu azaltıcı tesir gösterir. Kaşıntı durumunda kekiğin yemeklerde kullanılarak tüketilmesi ya da kekik yağının inceltilerek kaşıntı olan bölgeye sürülmesi kaşıntıyı giderecektir.
Tumblr media
Nane yağıRuhsal, zihinsel ve fizyolojik olarak rahatlatıcı bir etkiye haiz olan nane yağı; anti-enflamatuar, antiseptik, analjezik ve dermatit özelliktedir. Bu bakımdan alerji, uyuz yada stresin neden olduğu kaşıntıyı rahatlatıcı ve tedavi edici tesir gösterir. Kaşıntılardan nane yağıyla kurtulmak için ılık su ile doldurulan küvete, birkaç damla nane yağı ekleyip bu suyun içinde ortalama otuz dakika kalmak önerilir.KarbonatKarbonatın kaşıntılı ve döküntülü deri tedavisinde etkili olduğu tüm dünyada malum bir gerçektir. Kaşıntı olan kısma bir tutam karbonat dökmek ya da banyo suyuna karbonat karıştırıp bu suyun içinde bir süre kalmak kaşıntıyı giderecektir. Read the full article
0 notes
blogcuturkcom-blog · 7 years ago
Text
Göz Altı Torbaları İçin Bitkisel Çözümler
Göz Altı Torbaları İçin Bitkisel Çözümler
Gözü çevreleyen cilt de göz kadar kırılgan ve incedir. Vücuttaki her hangi bir rahatsızlıktan ya da çevresel etkenlerden kolaylıkla etkilenebilir. Bu tesir sonucunda göz altı torbaları oluşur.
Göz Altı Torbaları Sebepleri
* Vücudun yaşlılık sürecinde olması * Deri hastalıkları * Gözyaşı bezlerinde bozukluk * Alerji * Göz enfeksiyonları * Uyku eksikliği * Yetersiz beslenme
Böylesine kırılgan bir…
View On WordPress
0 notes
saglikklubu-blog · 7 years ago
Text
Cilt Gözenekleri Neden Genişler? Nasıl Sıkılaştırabiliriz?
Çoğu insanın şikayetçi olduğu genişleyen gözenek görünümünün sebepleri ve tedavi yöntemleri hakkımda Dr. Dilek Şile Eren ile konuştuk.   Cildi alerji ve çevresel kirlilikten korumak için yağ üreterek salgılama görevi bulunan gözeneklerin, bu görevlerini yerine getirememe durumunda, yağların deri altına inerek kist oluşumuna ve deri altında enfeksiyonlara neden olduğunu belirten Dr. Eren, “Ayrıca,…
View On WordPress
0 notes
hakkindabilgi-blog · 8 years ago
Text
GÖĞÜS KAŞINTISI NEDEN OLUR?
Göğüs kaşıntısının vücudumuzda görülen diğer kaşıntılar gibi oluşmasının birden fazla nedeni olmaktadır. Bu rahatsız edici kaşıntının belli başlı nedenleri vardır. Bugün ki yazımızda kısaca göğüs kaşıntısı neden olur? sebepleri nelerdir? Onlara değineceğiz. Göğüs kaşıntısının görülen en büyük nedeni deterjan alerjisidir. Yıkanma esnasında tam olarak deterjandan arınmayan iç çamaşırları göğüste kaşınmaya neden olabilmektedir. Ayrıca içinde çok fazla naylon içeriği olan iç çamaşırları da göğüs kaşıntısına neden olmaktadır. Bu nedenle bu tür sıkıntı yaşayan kişiler naylon iç çamaşırlarından uzak durmalarında yarar vardır.
Tumblr media
Yine banyo esnasında kullanılan duş jelleri, vücut sabunları ve duş köpükleri gibi ürünler vücuda sürüldükten sonra eğer iyice durulama yapılmazsa kalan kimyasal ürün kalıntısı vücutta tepkimeye neden olur. Bunun sonucunda göğüste kaşınma meydana gelmektedir. Bu yüzden banyo sırasında içerisinde kimyasal barındıran bu ürünleri kullanıyorsanız banyodan çıkmadan önce bol suyla durulanmalı ondan sonra banyodan çıkmalısınız. Göğüste meydana gelen kaşıntının diğer bir nedeni de beslenmedir. Yediğimiz bazı besinler vücutta istenmeyen kaşıntılara sebebiyet verebilir. Bu kaşıntılar özellikle göğüs bölgesinde ve göğüs uçlarında daha yaygın olarak görülmektedir. Hele de herhangi bir alerji durumumuz var ise beslenmeye bağlı kaşıntı oranı daha da yüksek olacaktır. Alerji anlamında yüksek olan gıdalar arasında yumurta, bal, süt, çikolata, soğan ve zaman zaman kahve gibi yiyecekler ilk sıralarda yer almaktadır. Bunun dışında çilek, fındık ve fıstık gibi ürünler de zaman zaman kaşıntıya sebep olabilmektedir.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Besin alerjisi gibi kullanılan birtakım ilaçların yan etkisi olarak da vücudun kollar, karın gibi çeşitli yerlerinde ve göğüs bölgesinde kaşıntı görülür. Aynı şekilde karaciğer, böbrek yetmezliği gibi hastalıklarda vücutta kaşıntıya neden olur. Yine şeker hastalığı da kaşıntıya sebep olan hastalıklar arasındadır. Bu hastalıklar içinde yine lösemi hastalığı da kaşıntıya sebebiyet veren bir kan hastalığıdır. Bu hastalıkların dışında birtakım deri hastalıkları da göğüs kaşıntısına sebep olmaktadır. Bunlar arasında sedef hastalığı, mantar, egzama, suçiçeği ve kızamıkçık gibi hastalıklar kaşınma tarzı şikâyetler yaşanmasına neden olur. Bunların dışında stres ve vücudun bağışıklık sitemine bağlı bir takım hastalıklarda vücutta kaşıntıya neden olur. Vücudunuzdaki bu kaşıntılar basit bir sebepten olabileceği gibi çok ciddi rahatsızlıkların sonucunda da yaşanılabilir. Bu nedenle bu tür şikâyetler de mutlaka ihmal edilmeden doktora gidilmeli ve kaşıntının sebebi öğrenilmelidir.
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Deri Hastalıkları Ve Tedavi Yolları Döküntü Deride geçici olarak ortaya çıkan oluşumlar ve renk değişiklikleri "döküntü" olarak bilinir. Döküntüler çeşitli biçimler alabilirler... Bir hastalığın başlangıcında ortaya çıkan döküntüye birincil döküntü denir. Hastalığın doğal seyri sırasında ya da tedaviye yanıt olarak görünüş ve özelliği değişir. Yeni döküntülere ya da ilk döküntünün görünümündeki bu değişmelerle aldığı yeni biçime ikincil döküntü adı verilir. Nedenleri Döküntüler çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir. Döküntü bedenin tümünü etkileyen bir durumun dış belirtisi olabilir. Ateşli hastalıklar duygusal rahatsızlıklar ya da alerji döküntü yapabilir. Ancak döküntüler "dermatit" denilen bir çeşit iltihap olan bir deri rahatsızlığının da belirtisi olabilir. Mantar hastalığı egzama ve isilik bu tür iltihaplardır. Belirtiler Birincil döküntülerin en yaygını doktorların "makül" dedikleri kırmızı lekeler ya da alanlardır. Sınırlı bir alanda derinin rengindeki herhangi bir anormal değişme "maküler döküntü" olarak nitelendirilir; kırmızılığın kendisine ise "eritem" adı verilir. Bazen kızamığın başlangıç evresinde olduğu gibi döküntüler birbirinden ayrı yüzlerce küçük lekeden oluşur. Bazen de lekeler büyüyüp birbirleriyle birleşir ve böylece büyük lekeler oluşur. Döküntünün üstüne parmakla bastırıldığında solmaz ama bazen geçici bir beyaz alan kalır. Bu tifo gibi birkaç hastalığın ayırt edici özelliği olduğundan teşhis için önemlidir. Tedavi Döküntülerde asıl nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Ancak kaşıntı çok rahatsızlık veriyorsa ucuz ve etkili kalamin merhemi kullanılabilir. Kalamin de yeterli olmazsa doktorantihistaminli tablet ya da şurup verebilir. Ancak her kaşıntıda antihistaminli kremler kullanılmamalıdır. Antihistaminin de alerjiye yol açabildiği ortaya çıkmıştır. Sivilce ya da püstüller patlarsa ya da ülserler varsa enfeksiyonu önlemek için mikrop öldürücü kremler ya da losyonlar gerekli olabilir. Tedaviye karşın geçmeyen yineleyen ya da belirgin bir neden yokken ortaya çıkan döküntüler ayrıntılı bir incelemeyi gerektirir. Testlerde nedenin ya da altta yatan bir hastalığın tanılanması mümkündür. Bu konuda önemli bir nokta da başkasına verilmiş olan ilacın döküntüler birbirine benzese de kullanılmamasıdır. Deri Döküntüsünün Sebepleri Deri döküntüleri yaygın görülür ve farklı sebeplerden kaynaklanabilir. Deri döküntülerinin çoğu tehlikeli değildir, kendi kendine iyileşebilirler. Hayatı tehdit eden deri döküntüleri nadir görülür ama bu tür döküntüler söz konusuysa mutlaka tespit edilmeli ve zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir. Döküntünün kendi kendine iyileşmemesi vakit kaybetmeden doktora gitmek için bir sebeptir. Kaynağına bağlı olarak çeşitli türde döküntüler bulunur. En yaygın döküntü türü çocuklarda görülen egzamadır. Bu döküntü türünün diğer adı atopik dermatittir. Egzama dirsek ve diz çevresindeki deride kuruluğa, çatlağa ve şişliğe neden olur. Daha ciddi egzama vakalarındaysa tüm vücutta kızarıklık, şişlik ve pullanmalar oluşur. Bazı döküntüler kimyasal, sabun ya da deterjan gibi maddelerle temasın yol açtığı tahrişten kaynaklanır. Kızarıklık, şişlik, kaşıntı görülür ve tahriş edici kontakt dermatit olarak adlandırılır. Güneş yanığı bile tahriş edici dermatit türü olabilir. Çünkü güneş yanığı kırmızıdır ve iyileşirken kaşıntıya neden olur. Alerjik kontakt dermatit, herhangi bir alerjenle temastan kaynaklanan deri döküntüsüdür. Alerjen lastik, saç boyası ya da bazı mücevherlerin içinde bulunan bir metal olan nikel gibi maddeler olabilir. Zehirli sarmaşık, meşe ağacı ve sunmakta bulunan bir yağ ya da uruşyol da bu tür döküntüye neden olur. Bazı deri döküntüleri bulaşıcı hastalık, alerjik reaksiyon, otoimmün hastalıklar, beslenme bozuklukları ve kanser gibi bir dizi rahatsızlıkla birlikte görülür. Çocuklar ve bebeklerde en yaygın tür pişiktir. Pişik sürekli bez kullanımı, derinin idrar ya da dışkıyla teması ve sürekli ıslaklıktan kaynaklanır. Bu döküntü türü bebek kremi ve çocuklar için özel olarak üretilmiş cilt bakım losyonları kullanımı, derinin temiz ve kuru tutulmasıyla kolayca kontrol edilebilir. Bebekte ya da çocuktaki döküntüyü kontrol altında tutulamıyorsa canının daha fazla yanmaması için bir an önce doktora götürülmelidir. Bütün deri döküntülerinin aynı olduğu düşünülmemelidir, her birinin kaynağı farklıdır ve farklı yöntemlerle tedavi edilirler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
bilmiyorsan-com · 8 years ago
Photo
Tumblr media
http://bilmiyorsan.com/gozaltindaki-koyu-renk-halkalardan-kurtulmanin-basit-bir-yolu/
Gözaltındaki Koyu Renk Halkalardan Kurtulmanın Basit Bir Yolu
Kadınların ve erkeklerin ortak sorunlarından birisi de gözaltındaki koyu renk halkalar. Az uykunun ve göz yorgunluğunun sonucu oluştuğu düşünülen siyah halkaların farklı sebepleri de olabiliyor.
Genetik
Alerji
Burun tıkanıklığı
Stres
Kansızlık
Fazla uyku
Egzama
Ağlamak
Fazla tuzlu beslenmek
Yaşlanma
Aşırı alkol tüketimi
Sigara
Güneş
Nadirde olsa karaciğer problemleri ve hipotiroidizm de siyah halkalara neden oluyor.
Gözaltındaki deri, diğer bölgelere göre çok daha ince ve daha hassastır. Bu yüzden gözaltı kozmetik ürünleri ayrıca satılır ve daha pahalıdır.
Evinizde hazırlayacağınız 5 dakikalık basit bir kür ile bir hafta içerisinde siyah halkalardan vaat eden kadına kulak verelim. İhtiyacınız olan şeyler; karbonat, su, kaşık ve bir kap.
https://www.youtube.com/watch?v=0B4YXQPz8Mg
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Histamin; midedeki halicobaker pylori, bağırsaklardaki bakteriler ve mantarlar tarafından üretilir ve besinlerle alınır vede vücut kendi üretir. Vücudun kendi üretiği histaminde problem olmaz, çünkü vücudun ihtiyacı olduğundan beyin gerekli yerlere gerekli uyarılarda bulunur ve histamin ana hücreler (mastcell) tarafından üretilir ve serbest bırakılır. Fakat bakteri ve mantarlar tarafından üretilen histamin beynin konturolu dışında olduğundan onu elimine edecek DAO da üretilmediğinden birçok problem ortaya çıkar. Bu nedenle mide ve bağırsaklarda problem varsa mutlaka tedavisi gerekir, ihmali çok ağır hastalıklara sebep olur. Histamin hücreleri, damarları ve bronşları genişletir. Hücrelerin genişlemesi hücre mebranından giriş ve çıkışları artırır. Hücrelere girmemesi gereken çiçek tozları (pollen) hüçreleri zorlar. Hücre kendini korumak için mebranını sertleştirmek zorunda kalır ve böylece hücrelere vitamin, mineral ve enzimlerin girişi azalır. Hücrelere girişi yeniden sağlamak için hücre büyümek ve genişlemek zorunda kalır. Böylece bronşlar genişler ve sıkışma olur karında sertleşme şişme olur. Buda nefes darlığı astım, mide ve bağırsakalarda şişme ve hazımsızlık, deri hastalıkları, gözlerde kızarıklı ve burunda akıntı vb?, rahatsızlıklar olur. İntoleranz: Belli bir madde veya ilaça karşı vücudun bazı nahoş belirtilerle reaksiyon göstermesi halidir. Kokusuz ve tatsız olan histamin birçok besinde farklı oranlarda bulunmaktadır. Ve bu histamin insaların büyük bir kısmında problemlere sebep olur. Günümüzde çok modern tıbba ragmen histamin milyonlarca insanlarda rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Bu rahatsızlıkların başında: Mide-bağırsak problemleri, kandolaşımı anormalikleri, migren, astım, baharnezlesi, allerji, besinallerjisi, deri hastalıkları ve daha bir düzine hastalığı sayabiliriz.  Diaminoksidaz (DAO) eziminin yetersizliği nedeniyle histaminlar elimine edilmez ve böylece Histamin-Intoleranzı (istenmeyen oranda histamin fazlalığı oluşur) ortaya çıkar. Histamin kimyasal bir madde olup hemen hemen bütün besinlerde bulunur. Bu madde biyojen aminlar grubuna dahildir. Vücudun bütün hücrelerinde bulunur ve gerektiğinde gerekli yerlere dökülür. Özeliklede peynir, et ve et mamüleri, şarap, kola, fanta ve çikolatada çok histamin bulunur.  Histamin çok içeren besinler: Alerji hastaları iyi bilirki histamin allerjinin oluşmasına ana taşıyıcı maddedir (mediator). Histamin-İntoleranz allerjimidir? Diye yapılan bir dizi araştırmada allerji olmadığı tesbitedilmiştir. İşte problem burada başlamaktadır. Bir düzina araştırma sonunda Histamin-İntoleranz allerjiye sebep olmdığı tesbitedilmiştir. Fakat birçok kronik hastalığıa sebebi olduğu tesbitedilmiştir. Özeliklede besinallerjisi, baharalerjisi, astım, nefes darlığı, migren, başağarısı ve mide-bağırsak rahatsızlıklarına sebep olmaktadır. Histamin bir çok hastalığın tetikleyicisidir. Histamin-İntoleranz ve sonuçları: Histamin büyük oranda alındığında büyük problemler yaparken, HİT hastalarında (histamin-intoleranz) mikro gram dahi hayati tehikeye neden olur. Sebep olabileciği rahatsızlıkların başında: Sindirim sisteminde anormalikler, ishal, kramplar veya şişkinlik, ve aynı şekilde migren, hemen hemen astımın oluş sebepleri arasında % 15 le hit gelir, Ayrıca deride kaşıntı, kızarıklık, kalp çarpıntısı ve psikolojik rahatsızlıkları sayabiliriz. Histamin tabii allerjinin oluşmasında ana etkendir.  Histamin-İntoleranz tam anlamı ile ne demektir? Histamin-İntoleranz hastalığı genç yaşlarda yavaş yavaş fark edilmeden ilerler. Histamin nedeniyle birçok hastalık ortaya çıkar. Bu histaminin besinlerlere alınması veya mevcut diaminoksidaz anziminin yetersizliği nedeniyle üretilen histaminin elimine edilememesi olabilir. Sebep aşırı histaminli besinlerden tüketmek veya mide ve bağırsaklardaki iltihaplı hastalıklar nedeniyle bu histamini elimine edecek diaminoksidaz (DAO) enziminin salğılanamaması veya gastrite (mide mukazasınındaki iltihapalanamya) sebep olan halicobacter pylori (bu bakteride histamin salğılar) veya bağırsak mantarlarının (bağırsak mantarları sayısız toksik maddeler üretir histaminde bunlardan biridir) salğıladığı histamin olsun.  HİT hastaları çok veya aşırı histamin içeren besinmaddleri (peynir sucuk, salam ve sosis vb.,) aldıklarında vücutlarında çok çok farkılı samptomlar görülür. Neden birinde böyle rahatszılıklar görülürken diğerinde diğer türlü rahatszılıklar görülmektedir. Bir çok kişide mide-bağırsak rahatsızlıkları yanında akçiğer, sinus, deri ve beyinde de semtomlara sebep olabilir. Rahatsızlıklar kişiden kişiye farklılık gösterir.  Histamin-Intoleranz hangi rahatsızlıklara sebep olur. Besinalerjisi, bahar nezlesi, bronşial astım Mide-Bağırsak raahtszılıkları Başağrısı ve Migren Deride kızarıklık ve kabarcıklar Öksürük ve Astım Ateş basması Nezle ve burun akıntısı Adet anormalikleri Alçak tansiyon Kalp ritim bozukluğu  Rahatsızlık nasıl oluşur? 1. Sağlıklı insanda histamin diaminoksidaz (DAO) tarafından yokedilir. B6-Vitamini ve C-Vitamini HİT hastalarında yetersiz olduğundan DAO enzimi oluşmaz. 2. Diaminoksidaz enzimi ince bağırsak tarafından salğılanır. İnce bağırsaklardaki iltihap ve yaralar nedeniyle yeterince DAO salğılanamaz ve böylece histamin fazlalığı ortaya çıkar.  3. Aşırı histamin içeren besinlerin yenmesi ile histamin oranı vücutta artar, bu besinlerin başında peynir, et ve et mamüleri vs gelir. 4. Midede gastrit ve ülsere sebep olan halicobakter pylori varsa bu bakteri toksik maddeler üretir ve bunlardan biride histamindir.  5. Kalın Bağırsaklarda mantar varsa bu mantarlarda toksik maddeler üretir ve bunların başında histamin gelir.  DAO enziminin yeniden salğılanabilmesi mide ve bağırsakalarda problem varsa bunun mutlak suretle tedavi edilmesi gerek. Bağırsaklardaki mantarlar veya midedeki bakteri aşırı histamin salğılar. İnce bağırsaklarda yeterince DAO üretemiyorsa histamin artar ve problem başlar. DAO yetersizliğine C-Vitamini ve B6-Vitamin yetersizliği veya bağırsakalar iltihaplı veya ülserli olursa enterit, kolit, morbus kron gibi sebep olur. Çünkü DAO?nun oluşması bu iki vitamine bağlıdır. Mide ve bağırsaklarda tahribat varsa yeterince B6-Vitamini oluşmaz vede C-Vitamini absorbe edilemz. Yani kördüğüşün döner durur. Bu nednele öncelikle mide ve bağırsakların tedavi edilmesi gerek bu hiç ihmal edilemez. Bununda tek çaresi Gökçek Toniktir. Gökçek Tonik mide ve bağırsaklardaki problemler için en ideal ve doğal çözümdür. Artı Gökçek İksir de alınırsa buda bağışıklık sistemini güçlendirir vede vücuttaki artık maddeleri (curuf) atarak sağlığımıza kavuşturur. Gökçek İksir ve Gökçek Tonik bir birini tamamlar.  Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
  Civan Perçemi’ nin yörelere göre değişik, halk arasında değişik anılan birden çok adı bulunur. Bu adlarından bazıları şöyledir; kandil çiçeği, Akbaşlı, Bin bir yaprak otu, Barsaman otudur. Civan Perçemi uzun yıllar dayanan otsu bitkilerdendir. Boyu 1 metreyi bulabilir, kimi zaman daha da uzayabilir. Bahar mevsiminde kahverengi köklerinden ilk olarak rozet şeklinde yaprakları daha sonrada daire şeklinde olan içinde özü bulunan, sağlam dik uzayan sapları çıkar, üzerleri yetiştiği yükseklik ile orantılı az kıllı ya da çok kıllı olur. Çiçeğinin rengi genellikle beyaz yada pembedir. Mayıs ayından Ekim ayına kadar açarlar. Bir arada iken şemsiyeye benzer görünümleri vardır. Tohumları ise uzu, gümüşümsü gri olur. Avrupa’ nın tamamında, Amerika’ da ve yurdumuzda yetişmektedir. Civan Perçemi’ nin çok fazla akrabası bulunmaktadır ve dünyanın tamamına yayılmış durumdadır. Tarih içerisinde yapraklarını çorbalar ve salatalarda kullanmışlardır. Civan Perçemi’ nin Yararları (Faydaları) Soğuk algınlarının tedavisi için kullanılır Civan Perçemi. Civan Perçemi yara tedavilerinde de fayda sağlayan bir bitkidir. Bağırsakta meydana gelen gazları yok etmeye faydası vardır Civan Perçeminin. Civan perçemi yüksek tansiyon şikayeti olanlara da çok faydalıdır çünkü iyi bir tansiyon düşürücüdür. Sindirim zorluğu çekenler içinde faydalı olan Civan Perçemi sindirim kolaylatıcıdır. Basur rahatsızlığı olanlar kullanmalıdır Civan Perçemini. Civan Perçemi bayanların adet sancılarını giderir, kanamanın gelmesini sağlar. Aynı zamanda güzel bir idrar söktürücü ödem attırıcıdır Civan Perçemi. Civan Perçemi saçlara iyi geldiği gibi sivilceleri de iyileştirici etkiye sahiptir. Civan Perçemi’ nin Zararları Genelde tavsiyenin dışında aşırı ölçülerde kullanılmadığı sürece Civan Perçeminin bir yan tesirine rastlanmamıştır. Kimi bünyelerde alerji yapabilir, Vücutta deri döküntüleri oluşabilir. Alerji sebepleri kokusundan, çayından ya da suyundan dolayı olabilir yada bitkinin direkt vücutla temasından gerçekleşebilir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Deri Hastalıkları Ve Tedavi Yolları Döküntü Deride geçici olarak ortaya çıkan oluşumlar ve renk değişiklikleri "döküntü" olarak bilinir. Döküntüler çeşitli biçimler alabilirler... Bir hastalığın başlangıcında ortaya çıkan döküntüye birincil döküntü denir. Hastalığın doğal seyri sırasında ya da tedaviye yanıt olarak görünüş ve özelliği değişir. Yeni döküntülere ya da ilk döküntünün görünümündeki bu değişmelerle aldığı yeni biçime ikincil döküntü adı verilir. Nedenleri Döküntüler çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir. Döküntü bedenin tümünü etkileyen bir durumun dış belirtisi olabilir. Ateşli hastalıklar duygusal rahatsızlıklar ya da alerji döküntü yapabilir. Ancak döküntüler "dermatit" denilen bir çeşit iltihap olan bir deri rahatsızlığının da belirtisi olabilir. Mantar hastalığı egzama ve isilik bu tür iltihaplardır. Belirtiler Birincil döküntülerin en yaygını doktorların "makül" dedikleri kırmızı lekeler ya da alanlardır. Sınırlı bir alanda derinin rengindeki herhangi bir anormal değişme "maküler döküntü" olarak nitelendirilir; kırmızılığın kendisine ise "eritem" adı verilir. Bazen kızamığın başlangıç evresinde olduğu gibi döküntüler birbirinden ayrı yüzlerce küçük lekeden oluşur. Bazen de lekeler büyüyüp birbirleriyle birleşir ve böylece büyük lekeler oluşur. Döküntünün üstüne parmakla bastırıldığında solmaz ama bazen geçici bir beyaz alan kalır. Bu tifo gibi birkaç hastalığın ayırt edici özelliği olduğundan teşhis için önemlidir. Tedavi Döküntülerde asıl nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Ancak kaşıntı çok rahatsızlık veriyorsa ucuz ve etkili kalamin merhemi kullanılabilir. Kalamin de yeterli olmazsa doktorantihistaminli tablet ya da şurup verebilir. Ancak her kaşıntıda antihistaminli kremler kullanılmamalıdır. Antihistaminin de alerjiye yol açabildiği ortaya çıkmıştır. Sivilce ya da püstüller patlarsa ya da ülserler varsa enfeksiyonu önlemek için mikrop öldürücü kremler ya da losyonlar gerekli olabilir. Tedaviye karşın geçmeyen yineleyen ya da belirgin bir neden yokken ortaya çıkan döküntüler ayrıntılı bir incelemeyi gerektirir. Testlerde nedenin ya da altta yatan bir hastalığın tanılanması mümkündür. Bu konuda önemli bir nokta da başkasına verilmiş olan ilacın döküntüler birbirine benzese de kullanılmamasıdır. Deri Döküntüsünün Sebepleri Deri döküntüleri yaygın görülür ve farklı sebeplerden kaynaklanabilir. Deri döküntülerinin çoğu tehlikeli değildir, kendi kendine iyileşebilirler. Hayatı tehdit eden deri döküntüleri nadir görülür ama bu tür döküntüler söz konusuysa mutlaka tespit edilmeli ve zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir. Döküntünün kendi kendine iyileşmemesi vakit kaybetmeden doktora gitmek için bir sebeptir. Kaynağına bağlı olarak çeşitli türde döküntüler bulunur. En yaygın döküntü türü çocuklarda görülen egzamadır. Bu döküntü türünün diğer adı atopik dermatittir. Egzama dirsek ve diz çevresindeki deride kuruluğa, çatlağa ve şişliğe neden olur. Daha ciddi egzama vakalarındaysa tüm vücutta kızarıklık, şişlik ve pullanmalar oluşur. Bazı döküntüler kimyasal, sabun ya da deterjan gibi maddelerle temasın yol açtığı tahrişten kaynaklanır. Kızarıklık, şişlik, kaşıntı görülür ve tahriş edici kontakt dermatit olarak adlandırılır. Güneş yanığı bile tahriş edici dermatit türü olabilir. Çünkü güneş yanığı kırmızıdır ve iyileşirken kaşıntıya neden olur. Alerjik kontakt dermatit, herhangi bir alerjenle temastan kaynaklanan deri döküntüsüdür. Alerjen lastik, saç boyası ya da bazı mücevherlerin içinde bulunan bir metal olan nikel gibi maddeler olabilir. Zehirli sarmaşık, meşe ağacı ve sunmakta bulunan bir yağ ya da uruşyol da bu tür döküntüye neden olur. Bazı deri döküntüleri bulaşıcı hastalık, alerjik reaksiyon, otoimmün hastalıklar, beslenme bozuklukları ve kanser gibi bir dizi rahatsızlıkla birlikte görülür. Çocuklar ve bebeklerde en yaygın tür pişiktir. Pişik sürekli bez kullanımı, derinin idrar ya da dışkıyla teması ve sürekli ıslaklıktan kaynaklanır. Bu döküntü türü bebek kremi ve çocuklar için özel olarak üretilmiş cilt bakım losyonları kullanımı, derinin temiz ve kuru tutulmasıyla kolayca kontrol edilebilir. Bebekte ya da çocuktaki döküntüyü kontrol altında tutulamıyorsa canının daha fazla yanmaması için bir an önce doktora götürülmelidir. Bütün deri döküntülerinin aynı olduğu düşünülmemelidir, her birinin kaynağı farklıdır ve farklı yöntemlerle tedavi edilirler. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
ÜRTİKER (Urticaria) deride oluşan, etrafı kızarıklıkla ile çevrili, ortası beyazımsı,büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen, çeşitli şekillerde olabilen, kaşıntılı ve ödemli (şiş ) plaklardır. Halk arasında “kurdeşen” veya “dabaz” olarak adlandırılır. Dabaz denmesinin sebebi ısırgan otu dalamış gibi derinin kızarıp kabarmasındandır. Kurdeşen aynı ısırgan dalamış gibi kaşıntı yapar. Dudaklarda, göz kapaklarında, genital bölgede ya da vücudun herhangi bir yerinde ödem (şişlik) şeklinde ortaya çıkan şekline ise ANJİOÖDEM adı verilir. Vücudun bazen şurasında bazen burasında önce kaşıntı sonra kabarcıklar oluşur ve 5-20 dakika sonra yok olur. Ve sonra başka yerde yeniden ortaya çıkar. Bazen de kabarcıklar toplu halde bir arada kümeler oluşturur. Kurdeşen ve Soğuklar: Kurdeşen nöbetleri değişik şekilde ortaya çıkar. Bazen günlerce sürdüğü gibi birkaç gün sonra aniden de kaybolabilir. Şayet kurdeşen 6 haftadan fazla sürerse kronik bir rahatsızlıktan basedebiliriz. Rahatsızlık 6 haftadan uzun sürerse çok detaylı teşhisler yapılmalıdır. Öncelikle hastanın neden, niçin, ne zaman ve nasıl rahatsızlandığı araştırılmalıdır. Ne soğuk, nede sıcak gibi sebebi bilinemeyen etkenler kurdeşeni azdırabilir. Bazıları bu nedenle bu hastalığa kış hastalığı ve bazıları da soğuk hastalığı derler. Aslında rahatsızlığın soğukla sıcakla ilgisi yoktur. Kurdeşenin Sebepleri: Kurdeşeni alerjenler (alerjiye sebep olan etkenler) ve psödoalerjenler (sahte alerjenler) ana faktörlerdir. Alerjenler besin maddeleri, ilaçlar, çiçek tozları (polen), un vs yi sayabiliriz. Besin maddelerinden: Kereviz, ince kabuklu meyveler, fındık, ceviz vs. İlaçlar özeliklede penisilin, çiçek tosu (polen) ve unla temas alerjiyi tetikler. Psödoalerjenlere örnek olarak besin maddelerinden çilek, yemek yağları ve ilaçlardan röntgen de kulanılan maddeleri sayabiliriz. Alerjenler: Alerjenler direkt olarak immunglobulin E (İgE) oranını etkiler bu nedenle teşhisi kolaydır. Psödoalerjenler ise İgE oranını etkilemez. Bu nedenle de anlaşılması sordu. Rahatsızlığın sebebi farklı olsa da ortaya çıkışı aynıdır. Sigara, stres ve her türlü enfeksiyon tetikleyicidir. Sarılık, bağırsaklarda tenya, bağırsak bakteri ve mantarları, midede ki halikobakter pylori kurdeşene sebep olabilir. Bağırsak bakteri ve mantarlarının veya halikobakter pylorinin üretmiş olduğu toksik maddeler bağırsaklar tarafından absorbe edilir. Kana geçen toksik maddeler deride kurdeşene sebep olur. Yaz aylarında terleme nedeniyle derideki toksik maddeler dışarı atılır. Sonbahar ve kış aylarında ise terleme olmadığından toksik maddeler deri içinde kalır ve kurdeşen tekrar ortaya çıkar. Bazı uzmanlar bunun kış veya soğuk hastalığı demelerinin sebebi budur. Hastalığın teşhisi: Hastalığın nedeninin teşhis edilememesinin sebebi bağırsaklardaki bakteri ve mantarların çok yavaş ama sürekli olarak üretmiş oldukları toksik maddelerin kana karıştıktan sonra yavaş yavaş deride yoğunlaşmasıdır. Böbreküstü beseleri kortizon sağlılar ve mastcellein olarak adlandırdığımız an hücrelerde histamin sağlılar. Yani vücudun üretmiş olduğu kortizon ve histamin de oran olarak her zaman bir denge vardır. Bağırsaklardaki bakteri ve mantarların veya midede ki halikobakter pylorinin üretmiş olduğu toksik maddelerden biride histamindir. Bakteri ve mantarların üretmiş olduğu fazladan histamin vücutta fazladan histamin fazlalığı demektir. Vücuttaki fazla histamin damar, broş ve hücreleri sıkar ve sertleştirir. Sertleşen hücre mebranı nedeniyle hücrelere yeterince besleyici madde gitmez. Hücrelerin beyne açız diye sinyal göndermeleri üzerine hücrelere büyümeleri emredilir. Hücreler büyür, fakat hücre membranı çok sert olduğundan içeri geçmemesi gereken maddelerin içeri geçmesine engel olamadığından hücreler bu sefer alerjenlere karşı aşırı tepki gösterir ve alerji ortaya çıkar.  Hastalığın Tedavi: Vücuttaki histamin oranının yükselmesi alerjiye sebep olur. Histaminin dengelenmesi için ya antihistaminik ilçalar verilir veya kortizonlu ilaçlar verilir. Antihistaminik vede kortizonlu (kortikoidler) ilaçların yantesirleri o kadar çoktur ki bunu saymakla bitiremeyiz. Antihistaminik ve kortikoid ilaçlarla tedavi tek tek sivri sinek öldürmek gibidir. Gökçek Tonik ve Gökçek İksirle ise vücuttaki her türlü mikrobun yayılmasında rol oynayan merkez bağırsaklardır. Bağırsaklarda normal olarak 100 trilyon bakteri vardır ve bunların % 98-99’u faydalıdır. Antibiyotikler veya bağırsak enfeksiyonu nedeniyle faydalı bakteriler azalır, zararlı bakteriler ve mantarlar çoğalır. Zararlı bakteri ve mantarların üretiği toksik maddeler kana geçer ve karaciğer bu toksik maddeleri yok etmek için aşırı oranda B-Vitaminleri harcar. Vitamin ve mineral yetersizliği enzim ve protein yetersizliğine sebep olur. Vücut kendini yeniliyemediğinden bağışıklık sitemi zayıflarken bakteri, virüs ve mantarlar azar. Bakteri, mantar ve virüsler karşı en etkili ürün Gökçek İksir ve Gökçek Toniktir.  Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğalt��r, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.  Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes