Neden bilmiyorum, gerçekten birinin beni sevebileceğini düsünmüyorum. Kusurlarım var, takıntılıyım, travmalarım var, kimse için en değilim, yeterli değilim, sevilecek biri değilim, hatalarım var, aşamadığım sözler var, kaldıramadığım yükler var, çürüyen bir ruhum var. Kim niye sevsin beni...
ODTÜ çim amfide Deniz Göktaş gösterisi, kelime müzesi ziyareti, kitapçı gezmeleri, özhisar ayranlı sevdiğimiz burgerci, loving vincent’dan seneler sonra ilk sinema inside out 2, kahkahalı ve esintili yaz akşamları, balkon oturmaları, eurocup 2024 izlemeler, ailecek iki günlük tatil kaçamağı, yüzme yarışları, uzun uzun kahvaltılar, birkaç ziyaret, akşam yürüyüşleri, taşınma işleri için mutfak tasarımı seçimleri, birlikte hazırlanmış gün tabağı etkinlikleri…
Planlar böyleydi.
Bir haftadır yaşadığımız ise benimle başlayan korkunç bir hastalık…
Covid belki. Almanya’nın iğrenç trenlerinden kapıp getirdiğim bir virüs muhtemelen…
Herkesi sırayla evin bir odasında nakavt eden bir şey.. Korkunç…
“Ben gelemiyorum ama sen bi arkadaşınla git bari Deniz Göktaş’a” demiştim kardeşime. O akşam o da hastalandı.
Öyle hastalandı ki Almanya’ya dönmesi gereken tarihte dönemedi, uçakta olması gereken saatte hastaneydi.
İlaçlar, pastiller, bitki çayları, evde açılamayan damar yolları, mosmor kollar, evde açılabilen damar yolları, iğneler ve uykusuz geceler…
Asıl hastalığıma hastalık molası.. Neler yaşıyorum yarabbi? Bunca uzun süredir ilk kez ailecek toplanabilmişken bütün planlarımızın mahvoluşu..
Yılın ikinci yarısı ilk yarısından daha sağlıklı geçsin diye dua da etmiştim halbuki…
Bize kalan ise sonunda herkes biraz daha iyi hissettiğinde yapılmış iki saatlik bir kahvaltı ve sonrası vedalar..
Şimdi ise asıl gelme amacına yönelik tetkikler, hastane ziyaretleri zamanı.
Çok şaşkınım, nasıl böyle üst üste gelebiliyor her şey? Yine de buna şükür elbette. Böyle dedikçe de iyiye gitmiyor işler. Napıcağımı bilemiyorum artık.
Yoruldum. Çok yoruldum. Ama yine de aileyle olmak, farklı odalarda bile kalsak evde olmak çok güzel.
Sıcak su torbası derdine düştüğümü gören anneannem "gadasını aldığım dün çıplak ayak ile dolandın üşüttün diciydim de neyse dedim" dedi. Kafamı duvara vuracam simdi anneanne o kadar haklısın ki hassas olan vücuda mi kızayım kafamı duvara mı vurayım bilemiyorum
bizim eski kafede barmen kapali bir kiz vardi sevgilisi esat her gun bunun yanina geliyordu saatlerce oturup kizin cikis saatini bekleyip onu evine birakiyordu neyse bir gun kiz aldatti gibi bisey oldu baska biriyle flortlesiyor gibiydi cocuk buna ragmen onunla birlikte oldu affetti😔😔 bugun de az once asagidan bi ses geldi galiba yine ayni kizla bi sorun oldu cocugun yanindaki arkadaslari bunu pesinden gelip tutmaya calisti ama cocuk hala kopek gibi seviyorum ben bu kizi diye ilerledi yanisi kizlar seven erkek herseyi yapar ne olursa olsun ama uzuldum cocuga🤚🤚
Anamın tombik elleri, anneannemin bayram kömbesi kendine özel tarif hiçbir kömbe buna uymuyor. Bu güzel kombenin tabi çilesi de olacak. O sıra sabahtan beri ev işi artı 13 adet fırın tepsisi yıkayan Nur. Irgat oldum bugün ırgat.
Anneannem o sıra: Her işin yakışığı var Bennuse tezgahı gıyılı gıpılı çok güzel topluyor
tabiri caizse kopek gibi calistim gelen gecen elime kola tutusturmaya calisti bi de icmicem sagliksiz dedim abla elime zorla tutusturuyor ne istiyosun abla
bugün kadının teki gelmiş diyor ki, evlenmeyi düşünüyor musun, biri var görüşür müsün,, o kadar, nasıl biri olduğunu anlatmasını bekledim in midir cin midir kimdir .. söylemedi, sadece görüşür müsün, kimle görüşeyim ablacım söylesene....... bilmem ki falan dedim geveledim sonra ablam var zaten benim dedim