#damarları açan besinler
Explore tagged Tumblr posts
Video
tumblr
BU 6 BESİN DAMARLARI TEMİZLİYOR! Dünya genelinde en çok görülen ve ölümle sonuçlanma riski bulunduran hastalıkların başında kalp ve damar rahatsızlıkları geliyor. ŞİMDİ SIRALAYACAĞIMIZ BESİNLER damar tıkanıklarına yol açan sorunları ortadan kaldırıyor ve damarları temizliyor. 1-ZEYTİNYAĞI: Zeytinyağı düzenli kullanımda kalp ve damar rahatsızlıkları ile karşılaşma riskini yüzde 50 oranında azaltıyor. 2- BADEM: Badem tekli doymamış yağ, lif ve antioksidan içerir ve böylece kan yollarını temizler. 3- TARÇIN: Tarçın kan şekerini dengeleme ve antioksidan deposu olma özelliğiyle damar yollarını temizliyor. 4- ZERDEÇAL: Zerdeçal damar içi yüzeyini döşeyen koruyucu “endotel” tabakasını tamir ederek damarları destekler. 5. SARIMSAK: İçeriğindeki sülfür kanda pıhtılaşmayı önlüyor. 6. CEVİZ: İçeriğindeki L arginin amino asidi kan damarlarının iç yüzeyinin pürüzsüz olmasına yardım eder.
#şifa#şifabul#şifa bul#sağlık#sağlık haberleri#sağlık bilgileri#faydalı bilgiler#damarları açan besinler#damar tıkanıklığı#damarları temizleme#damar açma#damarları temizleyen besinler#damarları temizleyen gıdalar
3 notes
·
View notes
Text
Kalp ya da Karaciğer Hastalığınızın Nedeni Çürük Dişler Olabilir
Tedavi edilmeyen çürükler zamanla ilerleyerek daha uzun süren kanal tedavilerine hatta diş kayıplarına yol açabiliyor. Bunun yanı sıra önemsenmeyen diş çürükleri; kalp-damar, mide, karaciğer ve böbrek gibi pek çok sistemik hastalığı tetikliyor. Ciddi hastalıklara bakteriyel zemin hazırlayan diş çürükleri yaşam kalitesini de ciddi oranda düşürüyor. Memorial Şişli Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Dt. Aslı Tapan, diş çürüklerinin sebep olduğu hastalıklar ve çürükten korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Pek çok hastalığı tetikliyor
Dişteki bir çürük sadece o dişi değil bütün vücudu etkilemektedir. Çürüğe neden olan bakteriler, önce ağızdaki diğer sağlıklı dişlere ardından tüm vücut sistemine bulaşabilir bir yapıdadır. Kalp-damar, mide, karaciğer ve böbrek gibi pek çok sistemik hastalığı tetiklediği gibi bu hastaların iyileşme süreçlerine de olumsuz etkisi olmaktadır. İyi temizlenmeyen bir ağızda oluşan ve çürüğe sebep olan bakteriler, grip, nezle, faranjit gibi pek çok enfeksiyon hastalığına yol açtığı gibi kan damarları vasıtasıyla kalp hastalıklarına da zemin hazırlamaktadır. Aynı zamanda ağız yoluyla mideye inerek mide duvarında da çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Diş çürüğü bakterileri böbreklere de taşınarak risk oluşturabilmektedir. Basit bir diş çürüğü çok kısa bir temizleme ve dolgu işlemi ile tedavi edilebilirken önemsenmeyerek sağlığı ciddi oranda tehdit eder hale gelebilmektedir.
Rutin kontrollerle önleminizi alın
Ağızda birçok bakteri türü vardır ve bu bakteriler diş üzerinde bakteri plağı denilen yapışkan bir tabaka oluşturmaktadır. Ağza giren yiyecek ve içeceklerle birlikte bakteriler asit üretir ve zamanla dişin koruyucu tabakasını tahrip eder. Bu asitler diş yüzeyinde mineral kaybına da yol açar. Müdahale edilmediğindeyse diş çürüklerinin oluşmasına neden olurlar. Çürüme önce minede başlar ve zamanla daha derine inerek pulpa yani dişin canlı dokusuna kadar gider. Başta önemsenmeyen bu durum ileride telafisi zor sonuçlara yol açabilir. Diş çürükleri genellikle dişlerde hassasiyet, siyahlaşma veya renk değiştirme ile kolay şekilde anlaşılabilirken bazı çürükler kendini belli etmeyebilir. Bu nedenle rutin yapılan diş muayeneleri önemlidir. Çürüyen dişlerde zamanla ağrı ve hassasiyet artar. Ağrılar, düzensiz aralıklarla kendini belli eder. Soğuk, sıcak, tatlı veya ekşi teması sırasında da ağrılar meydana gelebilmektedir.
Diş sağlığınız için bu hataları yapmayın
Dişlerin çürümesine yol açan hataların başında dişlerin temizliğinin doğru şekilde yapılmaması gelir. Dişleri en az 3 dakika günde 2 kere fırçalamak çürükleri önleme açısından önemlidir.
Yanlış beslenme de diş çürüklerine yol açabilmektedir. Şekerli besinler, asitli gıdaların sık sık tüketilmesi dişlerin çürümesini hızlandırır.
Ağız ve diş sağlığı için diş fırçalamak önemli ancak bunu yemeklerden en az 1 saat sonra uygulamak gerekmektedir. Yemeklerden ve asitli içeceklerden hemen sonra dişler fırçalanmamalıdır. Bu tür gıdalardan sonra yaklaşık bir saat diş minesi asit saldırısı altında olup minenin yumuşadığı ve hemen yapılan fırçalamanın diş yüzeyinden bir miktar madde kaldırdığı bilinmektedir.
Dişlerin gece yatmadan önce fırçalanmaması da diş çürüklerine zemin hazırlamaktadır.
Diş çürüklerine yol açan bir diğer sebep de diş temizliğinin sadece fırçalamaktan ibaret olduğunu sanmaktır. Diş çürükleri diş aralarında kalan yiyecek artıkları sebebiyle de oluşabilmektedir. Bunların temizlenmesi için diş ipi veya ara yüz fırça kullanımı rutin hale getirilmelidir.
Hamilelik döneminde dişlere iyi bakılsa da çürüyeceğine inanarak bakımı ihmal etmek önemli bir hatadır. Hamilelik öncesi mutlaka ağız ve diş sağlığı kontrolü sağlanmalıdır. Hamilelik döneminde yapılan önleyici tedaviler hamileliğin ağız ve diş sağlığı açısından daha rahat geçmesini sağlamaktadır.
Diş çürüklerinin genetik olduğunu düşünerek diş bakımının ihmal edilmesi de yapılan yanlışlar arasındadır. Diş çürükleri kişiye özel durumlar sonucu oluşan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir hastalıktır. Genetikle bağlantılı olsa da alınan önlemlerle çürükler engellenebilmektedir.
Diş taşı temizliğinin diş minesine zarar verdiği düşünülerek temizlikten kaçınmak da diş sağlığını olumsuz etkileyen bir hatadır. Doğru bir diş taşı temizliği minenin zedelenmesine sebep olmaz.
0 notes
Photo
Pırasanın faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara şifa olur?
Pırasa lif bakımından son derece zengin, önemli bir antioksidandır. Bünyesinde barındırdığı A vitamini, C vitamini, E vitamini, K vitamini, B3 (niyasin), B5 (pantotenik asit) ve B9 (folik asit) vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, fosfor ve sodyum gibi mineraller sayesinde metabolizma için önemlidir.
Soğana ve sarımsağa benzeyen yapısı ile çoğu kişi tarafından sıklıkla tüketilmeyen pırasa, aslında birbirinden farklı ve çok önemli özelliklere sahiptir. Pırasa yılın her mevsiminde yetişebilen allium familyasına ait genellikle yaprakları için üretilen ancak sapı da kullanılan bir bitkidir. Bazı ülkelerde tipik olarak yemek yanında çiğ olarak yaprakları yense de Çin dahil olmak üzere bazı ülkelerde de pişirilerek yenilmektedir ve yaprağı kadar sapı da değerlidir. Pırasanın ilk çıktığı zamanlar kısa bir sapı vardır, ancak çiçek açtığında genişler ve dallanır. Pırasa sarımsak ve soğan ile yakın akraba olmasından dolayı hafif bir soğan tadı mevcuttur. Her ne kadar insanlar için faydaları yüzünden tercih edilse de tüketim grafiği çok yüksek ve dünya üzerine en önemli besinler arasındaki yerini almıştır. Pırasa son derece ucuz olan, kolaylıkla yetişen ve son derece faydalı bir sebzedir ve insan sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Bunun yanında kozmetik endüstrisinde de kullanılan pırasa ilaç yapımında da etkili bir rolü vardır ve bu sektörlerde de yerini almıştır. Peki pırasanın faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara şifa olur? İşte pırasanın bilinmeyen özellikleri… PIRASANIN FAYDALARI NELERDİR?
– Antioksidan özelliği sayesinde kansere ve kronik rahatsızlıklara karşı koruyucudur. Özellikle prostat kanseri ve kolon kanseri gibi türlerinde fayda sağlar.
– Kolesterolü düşürür.
– İçerdiği K vitamini sayesinde kemik sağlığını korumada yardımcı olur.
– Damar sertliğini engeller, damar hastalıkları riskini azaltır. Kan dolaşımını düzenler.
– Lifli olduğundan bağırsak için faydalıdır. Kabızlık problemini önler.
– Etkili bir idrar söktürücüdür.
– Zengin demir içeriği sayesinde saç dökülmelerini engeller ve demir eksikliğine bağlı oluşan anemi gibi rahatsızlıklarda yardımcı olur.
– Solunum sistemi için de faydalıdır.
– Böbrekler ve karaciğer için de büyük fayda sağlar.
– Soğuk algınlığı, öksürük, grip, nezle, bronşit ve balgam gibi rahatsızlıkların önlenmesine, bu hastalıklardan korunmaya yardım eder.
– Kan dolaşımını düzenler.
– Kolesterolün dengelenmesine yardım eder.
– İştahın açılmasına yardım eder. Özellikle taze pırasa tüketirseniz, iştahınız açılır ve daha fazla yemek yeme isteği duyarsınız.
– İdrar söktürür.
– Sinüzit gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olur.
– Gut hastalığına karşı da faydalıdır.
– Bol miktarda omega 3 içermektedir. Bu sayede kolesterol, kalp – damar rahatsızlıklarını ve tansiyon sorunları dışında depresyon gibi rahatsızlıklara karşı da yardımcı olur.
– Solunum sistemi için yararlıdır. Grip, nezle, bronşit gibi solunum sistemi rahatsızlıklarında ve öksürük ve balgam gibi problemlerin önlenmesinde yardım eder.
– Hamile kadınların beslenme sürecinde önemli bir rol oynayan folik asit (B9 vitamini) bakımından zengindir.
– Kandaki şeker seviyesini düzenlemeye yardım eder. Damarlar: Damarları koruduğu pek çok araştırmayla belgelenen “kaempferol” adlı flavonid pırasada bol miktarda bulunur. Bu bileşen, damar astarlarını aşırı aktif oksijen moleküllerine ve tahribata yol açan diğer faktörlere karşı korur. Bazı çalışmalarda, “kaempferol”ün nitrik oksit üretimini arttırarak damaları rahatlattığı yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Pırasa bu özelliği ile yüksek tansiyonu düşürmek için tüketilebilecek sebzeler arasında yer almaktadır.
Folat: Pırasa, bioaktif bir folat olan “5-methyltetrahydrofolate” içerir. Özellikle gebelik döneminde öne çıkan bir vitamin olmasının yanı sıra folat, kalp ve damar hastalıklarının önünü açan “homosistein” adlı amino asidin seviyesinin düşmesine katkıda bulunur.
Antioksidan: Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlamaktadır.
Vitamin ve Mineraller: K, A, C, B6 vitamini, manganez ve demir mineralleri bakımından zengin olan pırasa vücudumuza enerji sağlamaktan, kemik ve doku gelişimine katkıda bulunmaya kadar pek çok işe yarar.
Kemik Sağlığı İçin Önemlidir: Kemik sağlığı ve kan akışının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan K vitamini pırasada bol miktarda bulunmaktadır. 100 gram pırasa neredeyse günlük K vitamini ihtiyacının yarısını karşılamaya yeter. K vitamini, kemik sağlığı için kritik bir öneme sahip olan “osteocalcin” adlı proteini aktive eder.
Göz Sağlığı: Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini oksidadif strese karşı korur. Amerikan Optometri Birliği pırasanın yanı sıra kale, ıspanak, bezelye ve brokoliyi, ilerleyen yaşa bağlı olarak görülen katarakt riskini azaltmak için tüketilmesi gereken gıdalar arasında gösteriyor.
PIRASANIN ZARARLARI NELERDİR?
– Fazla tüketilmesi sonucu hamilelerde yan etkilere sebep olabilir. Bu yüzden hamile kadınların tüm besinler için doktorlarına danışarak tüketmelerini öneririz.
– Fazla tüketimi alerjiye sebep olmaktadır.
– Gaz yapan bir sebze olması sebebiyle sindirim problemi bulunanların dikkatli tüketmeleri gerekmektedir. PIRASA NASIL MUHAFAZA EDİLMELİDİR?
İyi bir pırasanın koyu yeşil yaprakları ve beyaz bir alt kısmı olmalıdır. Dışını saran yapraklar veya beyaz kısmı üzerinde herhangi bir çürük, çatlak veya sarılaşma olmamalıdır. Pırasa yılın her ayı bulunabilir ancak en iyi zamanları sonbahardan, bahar aylarının başlangıcına kadar olan dönemdir.
Taze pırasa buzdolabında, yıkanmadan muhafaza edilmelidir. Bu şekilde tazeliğini 1 hafta-10 gün arasında koruyabilir. Bir poşette saklamak sebzenin nemini muhafaza etmesine yardımcı olur. Pişmiş pırasa ise oldukça kolay bozulur, bu nedenle buzdolabında dahi olsa 2 günden uzun süre saklanmamalıdır.
Pırasayı 2-3 dakika kaynattıktan sonra derin dondurucuya koyup 3 ay kadar muhafaza edebilirsiniz. Ancak bu yöntemi kullanırsanız, buzluktan çıkarıp pişirdiğinizde tadı ve dokusu bir miktar değişecektir. Sonuç olarak pırasa; içerdiği önemli vitamin, mineral ve antioksidanlar ile beslenme programınızda bulunması gereken, sağlığa faydaları ile öne çıkan bir sebzedir. Ayrıca soğan veya sarımsak yemeyi sevmiyorsanız aynı aileden olan pırasayı bunlara alternatif olarak tüketebilirsiniz. PIRASANIN BESİN DEĞERLERİ NEDİR?
100 gram çiğ pırasa;
– 54 kalori
– 18 mg sodyum
– 2 gr besin lifi
– 3 gr şeker
– 1484 IU A vitamini
– 10.7 mg C vitamini
– 0.8 mg E vitamini
– 41.8 mcg K vitamini
– 0.4 mg niasin
– 0.2 mg B6 vitamini
– 57 mcg folat
– 52.5 mg kalsiyum
– 1.9 mg demir
– 24.9 mg magnezyum
– 31.2 mg fosfor
– 160 mg potasyum
– 0.1 mg çinko
– 0.1 mg bakır
– 0.4 mg manganez
– 0.9 mcg selenyum içerir.
– Aynı miktarda çiğ pırasa aynı zamanda 88.1 mg omega 3, 59.6 mg omega 6 yağ asidi içermektedir.
Pırasanın faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara şifa olur?
0 notes
Text
Pürüzsüz bir cilt için bu besinleri tüketmelisiniz
Pürüzsüz bir cilt için bu besinleri tüketmelisiniz
Herkes pürüzsüz dinç bir cilt ister. Bunun için dağıtılmış yollar kullansak da en anlamlı etkenin yediklerimiz olduğunu biliyor musunuz? İşte pürüzsüz bir deri için tüketmeniz şart olan 8 beslenme.
Yeşil yapraklı sebzeler yaşlanmayı geciktiriyor Doğru beslenme metotları ile cildin gençliğini ve parlaklığını uzun yıllar savunabileceğini belirten
Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, pürüzsüz bir cilt için ehemmiyetli noktaları izah etti: “Yapılan çoğu araştırmada cilt kırışıklıklarının önlenmesi, cildin nem kazanması ve pürüzsüz kalması için A,E,C vitaminleri, selenyum, çinko gibi mineralleri taşıyan ve antioksidan özelliği olan besinlerin tüketilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Havuç, portakal, limon, çilek, kivi gibi meyveler; ıspanak, maydanoz, ısırgan gibi yeşil yapraklı sebzeler yaşlanmayı geciktirerek ciltte yumuşaklık ve pürüzsüzlük sağlar. Ceviz, badem, fındık gibi omega-3 kaynağı besinler muhtevanındaki yağ asidi doğruca cildin elastikiyetini arttırır ve yaşlanmayı geciktirir.” diye konuştu.
Pürüzsüz bir cilt için tüketilmesi şart olan 8 besin
1.Domates Domateste bolca bulunan likopen cilde en yardımcı besin unsurlarından biridir. Özellikle kuru ciltler için fazla pozitif tesiri vardır. Kuruluk ve kırışıklığa yol açan etkenlere karşı savunma sağlar.
2.Brokoli Muhtevanındaki alfa-lipoik asit doğru kollajen imalatını destekleyerek cildin elastikliğini arttırır. Cildi sıkılaştırarak kırışıklıkların en düşük düzeyde olmasını sağlar.
3.Yumurta Yumurta nitelikli protein kaynağıdır ve bağımsızlık köktenlerin hasar verdiği hücrelerin yenilenmesine asistan olur. Muhtevanındaki biyotin tamamiyle cilt kuruluğuna karşı savunucu tesir gösterir.
4.Üzüm çekirdeği Muhtevanındaki oligomerik proantosiyanidinler baştan sona cilt için anlamlı bir antioksidandır. Ciltteki damarları savunma, ciltte genç ve sıhhatli dış görünüş sağlama özellikleri vardır.
Bu yüzden çekirdekli kuru üzüm, siyah üzüm, pekmez gibi besinler cilde yararı olan besinlerdir.
5.Soğan ve sarımsak Bu iki besin muhtevanındaki sülfür bir uçtan bir uca hücre yenilenmesinde ve cilt sıkılaşmasında tesirli olan besinlerdir.
6.Hindistan cevizi yağı Muhtevanındaki E vitamini doğruca kırışıklıklara karşı cildi savunur, cildin yumuşak ve ıslak kalmasını sağlar.
7.Buğday rüşeymi Çinko minerali doğruca yeni cilt hücrelerinin imalatını sağlar ve cildi temizler. Egzamayı önlemeye yardımcı antienflamatuar özelliği de vardır.
Pürüzsüz bir cilt için bu besinleri tüketmelisiniz
0 notes
Link
Besinler, göz sağlığımız için önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru mu?.. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi.. 1. BALIKTAKİ OMEGA 3’Ü VÜCUT DAHA KOLAY KULLANIYOR Balık tüketimi ile alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3’ten zengin balıklar arasında ton balığı, somon, uskumru, ringa, alabalık ve sardunya yer alıyor. Balık yağı hapları da, balık tüketiminin yerine geçiyor. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.. 2. HAVUÇ, GÖZ SİNİRLERİNE İYİ GELİYOR Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina (sinir) tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. “Rod” ve “kon” ismi verilen bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyon görmez ve gece körlüğü oluşur. 3. ARPACIĞA SARIMSAK SÜRMEYİN, ILIK SU KOMPRESİ YAPIN Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan hastalıklar. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor. Ancak şalazyonda sadece tıkanıklık oluyor; arpacıkta ise tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu. Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomad ile yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli/kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil. Çayla kompres ise, çay yüzünden değil, sıcak etkisi ile arpacığa ve şalazyona iyi geliyor. Hiç çay kullanmadan, sadece sıcak su ile kompres yapın. 4. SALATALIK ŞİŞEN GÖZLERE İYİ GELİYOR Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi. Salatalık, cilde uygulandığında hafif “astringent” yani sıkılaştırıcı/büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında yarattığı soğutucu etkiyi sağlıyor. Salatalık hem içindeki “su tutucu etkiyi azaltan maddeler”, hem de “soğuk” etkisi ile göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini gerçekten azaltıyor. Ve eğer böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız, -salatalık alerjiniz olmadığı müddetçe-, göz sağlığınız açısından bir sakıncası yok.. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkin yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmak: Bunun için, buz veya eczaneden aldığınız soğutucu jel poşetlerini kullanabilirsiniz. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek göz altında biriken ödemin (şişliğin) azalmasını sağlıyor. Ama tabii göz altı torbaları çok belirginse, kalıcı çözüm ancak “blefaroplasti” denen operasyonla sağlanabiliyor. 5. BADEM YAĞI KİRPİKLERİ UZATMIYOR Badem yağı (“almond oil”) içerdiği antioksidanlar nedeni ile pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunuyor. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok. Kirpikleri gürleştirdiği bilinen tek madde, bazı göz tansiyonu ilaçlarının içinde bulunan “prostaglandin anologları”. Ama göz tansiyonu hastası değilseniz, sakın bu göz damlalarını kullanmayın çünkü kontrolsüz göz damlası kullanımının istenmeyen başka yan etkileri de var. 6. PARLAK GÖZLER İÇİN SAKIN LİMON SIKMAYIN Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz kızarır, yanar ve tahriş olur. 7. GÖZE ÖZEL VİTAMİN, SARI NOKTA HASTALIĞINA FAYDALI Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin hapları mevcut. Bu vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini %25 oranında azaltıyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, yaşlılıkta görme kaybına en sık yol açan hastalıklardan biri. Sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı etkiye sahip formulasyon şöyle: C vitamini 500 mg E vitamini 400 IU Beta-karoten 15 mg Çinko oksit 80 mg Kuprik oksit 2 mg Şimdilik herkese değil, sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor. 8. HAFTADA 2 BALIK, FINDIK, SEBZE-MEYVE GÖZLERE İYİ GELİR Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmak faydalı: 1. Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin. (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil.) 2.Bolca balık, meyve ve sebze tüketin. 3. Doymuş yağlar ve margarinden kaçının. 4. Kızartılmış besinlerden kaçının. Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada 2 porsiyon balık, fındık, sarı/turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı.. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
LADEN Funda | 0,5-1,5m | 6-10 Aylar | Ça,Ar,Ho,Na | Otu Laden, Laden gülü, Cistrose, Cistus incantus var. Tauricus L. Laden otu, Pembe Laden gülü Pamuk otu, Güneş gülü Karağan, Türk Laden gülü Karahan, Toros Laden gülü Karan, Buruşuk gül, Kırışık gül Familyası: Ladengillerden, Cistrosengewâchse, Cistaceae Drugları: Laden otu; Cistus herba Laden yağı; Cistrosenöl (Ladanumöl) Laden gülünün otu yani yaprak, çiçek, sürgün ve dalları çay, tentür, na-türel ilaç ve eter yağı elde etmek için kullanılır. laden eter yağına kısaca Laden yağı denir ve Laden yağı genellikle Beyaz Laden otundan elde edilir. Çay ve natürel ilaçlar Türk Laden otundan, tentürler ise Kanada Ladeninden yapılır. Giriş: Ladenin oldukça çok türü mevcuttur ve bunların vatanı Türki¬yenin Ege ve Akdeniz bölgesi olup buradan önce diğer Akdeniz ülkelerine sonra da Avrupa ve Amerikaya kadar çok geniş bir alana yayılmış¬tır. Laden türlerini kullanılış maksadına göre ikiye ayırabiliriz. Türkiye ve diğer Akdeniz ülkelerinde yetişen Ladenler Kanadada yetişen türden farklıdır. O nedenle Kanada Laden gülüne bu bölümün sonuna doğru değineceğiz. Türk Laden gülü (Toros Laden gülü) olarak ta blinen; Cistus incantus var.tairicus, Eğe Laden gülü; Cistus crecistus, Girit Laden gülü; Cistus villosus ssp.crticus, Beyaz Laden gülü; Cistus Ladeniferus, Kıvırcık Laden gülü; Cistus crispusu sayabiliriz. Bunlardan Mor çiçek açan Girit Laden gülü pek kullanılmaz. Bizi en çok ilgilendiren Türk Laden gülü, Ege Laden gülü, Beyaz Laden gülü ve Kanada Laden gülüdür. Botanik: Toros Laden gülü genellikle 50-100 cm boyunda, nadiren özel olarak yetiştirilirse 2 metreyi bulabilen bir fundadır. Geriden büyük bir çiçek demeti gibi görüne bitki daha sık çatallaşır ve çevresine yayılır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, kavşak gibi, üzeri hafif tüylü üst kısmı yeşilimsi boz veya açık yeşil, alt kısmı boz renkte, eliptik veya mızrak şeklinde uca doğru sivri, kenarları hafif dalgalı 1-3 cm eninde 2,5-5 cm uzunluğundadır. Çiçekleri açık pembe, pembe veya alımsı renkte, taç yaprakları 5 adet kalp veya yumurta şeklinde ve sanki elle alınıp buruşturulmuş gibi buruşuk veya kırışık bir şekildedir. Göbekte 50-80 arasında döllenme tozluğu bulunur ve döllenme tozlukları sarımsı esmer renkte ve de ortada bir topuzcuk şeklinde bir iğnesi bulunur. Tohumları bir küre şeklinde, üzeri tüylü içinde tohumları vardır. Yetiştirilmesi: Türkiyenin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yabani olarak yetişen Laden gülü, Türkiyenin diğer bölgelerinde de yetiştirilebilir. Fakat kışın donmaması için üzerinin çam dalları ile örtülmesi ge-rekmektedir. Hasat zamanı: Laden otu (yaprak, çiçek, gül, dal ve sürgünleri) Mayıs tan Ekime kadar toplanarak kurutulur ve nemden uzakta özel kaplarda muhafaza edilir. Birleşimi: Laden otunun birleşimindeki maddeler henüz yeterince incelenmemiştir. Ancak bazı bilinenler şunlardır; 1) Polyphenoller (Polifenoller), Flavron-3-oller, Flavonoitglikozitler 2) Eter yağ türevleri %1,5-5,5 arasında değişir ve en önemlileri; α-Pinen, β-Pinen, Camphen (Kamfen), Sabinen, Myrcen, Phellandren ve Limonen olup ana madde α ve β-Pinendir. 3) Reçineler, Taninler 4) Indometacin ve Phyenylbutazon içerir. Tesir şekli: Antimikozit (mantarları yok edici), antibakteriyel (bakterileri yok edici) iltihapları önleyici, damarları kuvvetlendirici, deri hastalıklarını iyileştiricidir. Araştırmalar: 1) Münster Üniversitesinin yaptığı araştırmalar sonucunda Laden otunun birleşimindeki Indometacin ve Phenylbutazon gibi iki madde bulunmuştur. Bu maddelerin bakterileri ve mantarları yok edici ve de ilti-hapları önleyici olduğu tespit edilmiştir. (PR.3.95.8) 2) Çocuk ve alerji uzmanı Prof. Dr. G.Wiese ve ekibi 95 çocuk üzerinde büyük bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmalarda Nörodermatitli (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu ekzema benzeri deri hastalığı) çocukların iltihaplı, kaşıntılı, ekzema benzeri derilerinin üzerine Laden çayı demi ile günde iki defa pansuman yapılmış ve günde bir bardak çay içerek 4 hafta süren bir tedavi sürmüştür. Tedavi süresi sonucunda has-talardan %70 oranında iyileşme görülmüştür ve de yan tesiri kim¬yasal ilaçlara (kortizon) göre hemen hemen yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. (Nhp.7.96.1069, Nhp.8.97.1312) 3) Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki bir grup ilim adamı Laden ot çayı ile yaptıkları bir tedavi denemesinde Laden in gastriti önlediği ve gastrite sebep olan Hericobakter ploriyi bu bitkinin birleşimindeki maddelerin öldürdüğü (zararsız hale getirdiği tespit edilmiştir. (Nhp.10.99.1597, ZP.3.98.137) 4) Almanyada Saarland Eyaleti Homburg Üniversitesi Ahremsberg şehrindeki Besin maddeleri araştırmaları LEFO-Enstitüsü ve Hamm şehrinden alerji uzmanı Prof.Dr. Günther Wiese tarafından yapılan araştırmalarda Laden otunun başta alerjik Nörodermatoz (besin alerjisi nedeniyle ortaya çıkan sulu, kabarcıklı, kaşıntılı ve alerjik ekzema), iltihaplı ekzema, akne ve bebeklerde kullanılan hazır bezin sebep olduğu deri hastalıklarına karşı etkili olduğunu belgelemiş¬lerdir. (Nhp.08.01.1216) 5) Deri hastalıkları Klinik şefi Dr.Wolfgang Hübschner hastalarını Laden otu çayı ve Laden çay demi kompresi ile Nörodermatoz, iltihaplı ekzema ve bebeklerdeki hazır bez deri hastalıklarını tedavi etmişler-dir. (Nhp.08.01.1216) 6) Kendi tecrübem:28 Mayıs-17 Haziran 2000 tarihleri arasında Antalyada izin yaparken 5-6 kilo Laden otu topladım ve kurutarak Al-manyaya getirdim. Et yediğim zaman kaşınıyordum (Nöroder¬matoz) ve ince kabuklu meyve yiyince ağzımın içi uyuşuyor, kamaşı¬yordu ve de gastritim vardı. Bu nedenle niyetim takriben 1 yıl Laden çayı içmekti fakat takriben iki ay (Temmuz-Ağustos 2000) kadar içtikten sonra cinsel olarak kendimi 20-25 yaşlarındaki dinamik bir genç gibi hissetmeye başladım. Önce neden olduğunu pek anlayama¬dım ve bunun geçici olduğunu zannettim fakat aşırı cinsel arzu günlük yaşamımı altüst etti ve sebebini araştırdığımda karşıma Laden otu çıktı. Çünkü ben son iki buçuk aydır günde 1-2 lt Laden çayı içiyordum. Şayet tek bir bayanla evli iseniz iki aydan fazla içmemenizi tavsiye ederim. Cinsel gücü arttırıcı kimyasal ilaç <<Viagra>>nın bilindiği gibi birçok yan tesiri vardır. Özellikle de yüksek tansiyon, kalp ve şeker hastalarının kullanması sakıncalıdır. Oysa Laden otunun herhangi bir yan tesiri (uyku rahatsızlıklarına sebep olur) olmadığı gibi cinsel organların faaliyetini ve hormonların etkinliğini arttırır. Laden otunun Çaksır kökü ve Kılıç otu ile karış¬tırı¬larak içilmesi daha etkili olur çünkü Laden otu organik fonksiyonları arttırırken, kılıç otu psikolojik olarak etki ederek insanın kendine güvenini arttırır. (Kılıç otuna bak). Bu arada et alerjisinden kurtul¬dum fakat meyve alerjisinden kurtulamadım. 24/05/2003de yoğurt, sebze ve meyve diyetine başladım.tanıdığım bir bayan 10 yıl önce bekarken 60 kilo alır ve evlenince ve iki çocuktan sonra 90 kgı bulmuştu. Son gördüğümde ise tekrar 60 kga inmişti. Bana akşam 5den sonra hayvansal besin (et, peynir, yumurta) yemediğini, alkol, siyah çay, kahve ve sigara içmediğini söyledi. 24/05/2003de sadece yoğurt, sebze ve meyve yemeye başladım ve hayvansal besinler, bakliyat, hamurlu yiyecekler ve tatlıları bıraktım ve de çok az bir kahve ve genellikle su ve şifalı bitki çayı içtim. İki hafta içinde 6 kilo verdim. En önemlisi artık ince kabuklu meyve yiyince rahatsız olmuyorum. Kullanılması: a) Araştırmalara göre Laden otu çayı ve Laden otu çayının demi ile yapılan kompres başta; bebeklerdeki hazır bezin sebep olduğu deri hastalıkları, pişikler, Nörodermatoz (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu, ekze¬ma gibi bir deri hastalığı yani besin alerjisine sebep olan alerjik deri iltihaplanması), ekzema ve gastrite karşı etkili olduğu görülmüştür. Nörodermatoz sinirsel ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkan deri iltihaplanması anlamına gelirse de bizim burada inceleme konusu olan alerjik Nörodermatozdur. Yani besin alerjisinin neden olduğu deri iltihaplanmasıdır. b) Halk arasında erkeklerdeki iktidarsızlık, kadınlardaki isteksizliğe, dep-resyon, korku, sinir zafiyeti, iyileşmeyen müzmin yaralar, cinsel uzuvlar, ağız içi, yutak, mide-bağırsak, deri ve tırnak mantarları ve lenf bezi rahatsızlıklarına karşı da kullanılmıştır. Şayet çok içildiğinde hararet yapar ise hakiki Adaçayı ile içilmelidir. Çayı: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış Laden otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml yaraların bu çay demi ile kompresi yapılır. Çay Harmanları; Nörodermatoza (besin alerjisine neden olan deri iltihaplanması) karşı çay; >20 gr Laden otu >20 gr Meşe kabuğu >20 gr Ayrık kökü >20 gr Hamamelis kabuğu ve yaprağı >10 gr Safur sapı >10 gr Papatya çiçeği >50 gr Çörek tohumu Şehvet uyarıcı çay (erkekler için); >30 gr Çakşır kökü >30 gr Laden otu >10 gr Ginseng kökü >10 gr Eğri kökü >10 gr Sater otu >20 gr Kılıç otu Şehvet arttırıcı çay (kadınlar için); >20 gr Laden otu >20 gr Hayıt tohumu >40 gr Çakşır kökü >20 gr Kılıç otu Ekstre: Laden otu Etanol/su karışımı ile ekstre yapılarak Laden ekstresi elde edilir. Bu ekstre başta cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır. Araştırmalar: Laden otunu (yaprak, çiçek, sürgün ve dalları) su buharı ile damıtılarak Laden eter yağı (Laden esansı=Laden hülasası) elde edilir. Bu eter yağı birinci kalite olup bir de Laden reçinesinden elde edilen ikinci kalite Laden esansı vardır. Eskiden Laden fundalıkları arasında yayılan keçilere yapışan Laden reçinesini taranır ve elde edilen reçineden Eter yağı elde etmek için destilasyonu yapılırdı. Bu usulün pek sağlıklı olmaması nedeniyle Laden reçinesi elde etmek için özel kayışlar yapılmış ve bu kayışlarla reçine toplanmıştır. Günümüzde kayışla reçine toplayanlar az da olsa mevcuttur. Laden esansları içinde Beyaz Ladenin esansı (eter yağı) en kalitelisi olduğundan bu konuya biraz sonra Beyaz Ladende değineceğiz. Yan tesirleri: Laden otu çayı uzun süre içilirse uyutmaz. Ayrıca Çörek otu tohumu alerjik hastalıklara daha etkilidir.
Funda | 1-3m | 6-10 Aylar | Otu ve Eter yağı B) Beyaz Laden gülü Neiβer Cistrose Cistus Ladeniferus Ladenler içinde boyu 3 metreyi bulan tek türdür ve yaprakları da büyük ve mızrak şeklindedir. Yapraklarının üst kısmı parlak koyu yeşil, alt kısmı donuk yeşil renktedir. Çiçekleri beyaz renkte, ortadaki döllenme tozluk¬ları sarı ve çiçekleri sürgünlerin tepesinde topluca bir aradadır. Bu türün de asıl vatanı Batı Anadolu olduğu ve zamanla diğer Akdeniz ülke¬lerine yayıldığıdır. Günümüzde daha çok Güney Fransa ve İspanyada yetiştiril-mekte ve otunun damıtılması (destilasyon) ile Eter yağı elde edil¬mektedir. En kaliteli Eter yağı bu türden elde edilir. Eter yağının (Uçucu yağ) birleşimindeki en önemli maddeler α- ve β- Pinen, Camphen, Sabinen, Myrcen, Phellandren, Limonen, Eucalyptel, Borneol ve Cymen dir. Bunlardan α-Pine %40-50 oranında teşkil eder. Beyaz Laden esansı (Eter yağı) başta diğer bitkilerin Eter yağları, yağları, bal, kaymak ve alkolle karıştırılarak kullanılır. Laden yağı (Eter yağı) başta; psikolojik rahatsızlıklara, birine karşı kırgınlık, soğuk davranma, depresyon, saldırganlık ve ruhi çöküntü ile erkeklerde cinsel güçsüzlük (iktidar¬sızlık), kadınlarda cinsel isteksizlik, virüs hastalıkları ve şişkinlik rahat¬sızlıklarına karşı kullanılır. C) Kanada Laden gülü Kanadische Cistrose Cistus canadensis Kanada Laden gülü diğerlerinden farklıdır bu nedenle eskiden Helianthemumgiller ailesinden sayılan bu bitki sonra Ladengiller (Cistaceae) ailesine alınmıştır. Çiçeklerinin taç yaprakları yumurta sarısı veya altın sarısı renkte, diğerlerinden farklı olarak kalınca ve buruşuk değildir. Bu tür sadece tentür yapımında kullanılır. Kullanılması: a) Homeopatide başta beze rahatsızlıkları (şişme, sertleşme, iltihap-lanma), kulak iltihaplanması, boğaz ve yutak iltihaplanması ve de hava cereyanına karşı aşırı duyarlılığa karşı kullanılır. Homeopatide: Bitki çiçek açmaya başladığı an yaprak, çiçek ve sürgünleri toplanarak ince kıyılır, bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500 ml alkol ilave edilir. Şişe gün ışığından uzakta muhafaza edilir, iki gün¬de bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopatide <<Cistus canadensis>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Kişi soğuğa karşı aşırı duyarlıdır. Soğuğu bütün vücudun da hisseder, içten titreme ve üşüme hisseder. Bu sıcak oda da dahi böyledir. Soğukta boğazındaki bezeler şişer ve sertleşir. Soğuk havada dışarıda veya evde şayet kapı ve pencere açık ise rüzgarın esmesinden hemen alınır. Soğuktan sinirlenir, ağrıları azar ve hatta soğuk nefes almasından bademcikleri şişer. Bu gibi hallerde K.Laden tentürü gerekir. D) Ege Laden gülü Ageishe Cistrose Cistus crecitus Ege Laden gülü 1-3 metre boyunda, çiçekleri pembe renkli, Türk Laden gülü gibi kırışık, göbekteki döllenme tozlukları altın sarısı renktedir. Yaprakları pürtüklü oval şeklinde, kenarları hafif kalkık ve hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil ve hafif tüylü, alt kısmı grimsi ve tüylüdür. Ege Laden gülü aynı Türk Laden gülü gibi kullanılır. Yan tesirleri: Biline bir yan tesiri yoktur fakat şayet çayı içilecekse aşırı miktarda içilmemelidir. İki aydan fazla süre ile içilirse baş ağrısı yapabilir. O zaman ya 10-15 gün ara verilmeli ya da 2-3 dilim Limon (kabuğu ile) katılarak içilmelidir. Limonlu Laden çayı baş ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı daha uygun olur. Laden otu çayı iki üç hafta sürekli içilirse uykuyu azaltır ve daha uzun süre içilirse uykuyu tamamen ortadan kaldırabilir. (4.04.01) Bu çayı Temmuz-Ağustos 2000 ve Mart-Nisan 2001 aylarında içerek tecrübe ettim.
Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
Besinler, göz sağlığımız için önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru mu?.. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi.. 1. BALIKTAKİ OMEGA 3’Ü VÜCUT DAHA KOLAY KULLANIYOR Balık tüketimi ile alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3’ten zengin balıklar arasında ton balığı, somon, uskumru, ringa, alabalık ve sardunya yer alıyor. Balık yağı hapları da, balık tüketiminin yerine geçiyor. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.. 2. HAVUÇ, GÖZ SİNİRLERİNE İYİ GELİYOR Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina (sinir) tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. “Rod” ve “kon” ismi verilen bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyon görmez ve gece körlüğü oluşur. 3. ARPACIĞA SARIMSAK SÜRMEYİN, ILIK SU KOMPRESİ YAPIN Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan hastalıklar. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor. Ancak şalazyonda sadece tıkanıklık oluyor; arpacıkta ise tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu. Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomad ile yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli/kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil. Çayla kompres ise, çay yüzünden değil, sıcak etkisi ile arpacığa ve şalazyona iyi geliyor. Hiç çay kullanmadan, sadece sıcak su ile kompres yapın. 4. SALATALIK ŞİŞEN GÖZLERE İYİ GELİYOR Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi. Salatalık, cilde uygulandığında hafif “astringent” yani sıkılaştırıcı/büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında yarattığı soğutucu etkiyi sağlıyor. Salatalık hem içindeki “su tutucu etkiyi azaltan maddeler”, hem de “soğuk” etkisi ile göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini gerçekten azaltıyor. Ve eğer böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız, -salatalık alerjiniz olmadığı müddetçe-, göz sağlığınız açısından bir sakıncası yok.. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkin yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmak: Bunun için, buz veya eczaneden aldığınız soğutucu jel poşetlerini kullanabilirsiniz. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek göz altında biriken ödemin (şişliğin) azalmasını sağlıyor. Ama tabii göz altı torbaları çok belirginse, kalıcı çözüm ancak “blefaroplasti” denen operasyonla sağlanabiliyor. 5. BADEM YAĞI KİRPİKLERİ UZATMIYOR Badem yağı (“almond oil”) içerdiği antioksidanlar nedeni ile pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunuyor. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok. Kirpikleri gürleştirdiği bilinen tek madde, bazı göz tansiyonu ilaçlarının içinde bulunan “prostaglandin anologları”. Ama göz tansiyonu hastası değilseniz, sakın bu göz damlalarını kullanmayın çünkü kontrolsüz göz damlası kullanımının istenmeyen başka yan etkileri de var. 6. PARLAK GÖZLER İÇİN SAKIN LİMON SIKMAYIN Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz kızarır, yanar ve tahriş olur. 7. GÖZE ÖZEL VİTAMİN, SARI NOKTA HASTALIĞINA FAYDALI Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin hapları mevcut. Bu vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini %25 oranında azaltıyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, yaşlılıkta görme kaybına en sık yol açan hastalıklardan biri. Sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı etkiye sahip formulasyon şöyle: C vitamini 500 mg E vitamini 400 IU Beta-karoten 15 mg Çinko oksit 80 mg Kuprik oksit 2 mg Şimdilik herkese değil, sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor. 8. HAFTADA 2 BALIK, FINDIK, SEBZE-MEYVE GÖZLERE İYİ GELİR Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmak faydalı: 1. Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin. (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil.) 2.Bolca balık, meyve ve sebze tüketin. 3. Doymuş yağlar ve margarinden kaçının. 4. Kızartılmış besinlerden kaçının. Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada 2 porsiyon balık, fındık, sarı/turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı.. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
LADEN Funda | 0,5-1,5m | 6-10 Aylar | Ça,Ar,Ho,Na | Otu Laden, Laden gülü, Cistrose, Cistus incantus var. Tauricus L. Laden otu, Pembe Laden gülü Pamuk otu, Güneş gülü Karağan, Türk Laden gülü Karahan, Toros Laden gülü Karan, Buruşuk gül, Kırışık gül Familyası: Ladengillerden, Cistrosengewâchse, Cistaceae Drugları: Laden otu; Cistus herba Laden yağı; Cistrosenöl (Ladanumöl) Laden gülünün otu yani yaprak, çiçek, sürgün ve dalları çay, tentür, na-türel ilaç ve eter yağı elde etmek için kullanılır. laden eter yağına kısaca Laden yağı denir ve Laden yağı genellikle Beyaz Laden otundan elde edilir. Çay ve natürel ilaçlar Türk Laden otundan, tentürler ise Kanada Ladeninden yapılır. Giriş: Ladenin oldukça çok türü mevcuttur ve bunların vatanı Türki¬yenin Ege ve Akdeniz bölgesi olup buradan önce diğer Akdeniz ülkelerine sonra da Avrupa ve Amerikaya kadar çok geniş bir alana yayılmış¬tır. Laden türlerini kullanılış maksadına göre ikiye ayırabiliriz. Türkiye ve diğer Akdeniz ülkelerinde yetişen Ladenler Kanadada yetişen türden farklıdır. O nedenle Kanada Laden gülüne bu bölümün sonuna doğru değineceğiz. Türk Laden gülü (Toros Laden gülü) olarak ta blinen; Cistus incantus var.tairicus, Eğe Laden gülü; Cistus crecistus, Girit Laden gülü; Cistus villosus ssp.crticus, Beyaz Laden gülü; Cistus Ladeniferus, Kıvırcık Laden gülü; Cistus crispusu sayabiliriz. Bunlardan Mor çiçek açan Girit Laden gülü pek kullanılmaz. Bizi en çok ilgilendiren Türk Laden gülü, Ege Laden gülü, Beyaz Laden gülü ve Kanada Laden gülüdür. Botanik: Toros Laden gülü genellikle 50-100 cm boyunda, nadiren özel olarak yetiştirilirse 2 metreyi bulabilen bir fundadır. Geriden büyük bir çiçek demeti gibi görüne bitki daha sık çatallaşır ve çevresine yayılır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, kavşak gibi, üzeri hafif tüylü üst kısmı yeşilimsi boz veya açık yeşil, alt kısmı boz renkte, eliptik veya mızrak şeklinde uca doğru sivri, kenarları hafif dalgalı 1-3 cm eninde 2,5-5 cm uzunluğundadır. Çiçekleri açık pembe, pembe veya alımsı renkte, taç yaprakları 5 adet kalp veya yumurta şeklinde ve sanki elle alınıp buruşturulmuş gibi buruşuk veya kırışık bir şekildedir. Göbekte 50-80 arasında döllenme tozluğu bulunur ve döllenme tozlukları sarımsı esmer renkte ve de ortada bir topuzcuk şeklinde bir iğnesi bulunur. Tohumları bir küre şeklinde, üzeri tüylü içinde tohumları vardır. Yetiştirilmesi: Türkiyenin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yabani olarak yetişen Laden gülü, Türkiyenin diğer bölgelerinde de yetiştirilebilir. Fakat kışın donmaması için üzerinin çam dalları ile örtülmesi ge-rekmektedir. Hasat zamanı: Laden otu (yaprak, çiçek, gül, dal ve sürgünleri) Mayıs tan Ekime kadar toplanarak kurutulur ve nemden uzakta özel kaplarda muhafaza edilir. Birleşimi: Laden otunun birleşimindeki maddeler henüz yeterince incelenmemiştir. Ancak bazı bilinenler şunlardır; 1) Polyphenoller (Polifenoller), Flavron-3-oller, Flavonoitglikozitler 2) Eter yağ türevleri %1,5-5,5 arasında değişir ve en önemlileri; α-Pinen, β-Pinen, Camphen (Kamfen), Sabinen, Myrcen, Phellandren ve Limonen olup ana madde α ve β-Pinendir. 3) Reçineler, Taninler 4) Indometacin ve Phyenylbutazon içerir. Tesir şekli: Antimikozit (mantarları yok edici), antibakteriyel (bakterileri yok edici) iltihapları önleyici, damarları kuvvetlendirici, deri hastalıklarını iyileştiricidir. Araştırmalar: 1) Münster Üniversitesinin yaptığı araştırmalar sonucunda Laden otunun birleşimindeki Indometacin ve Phenylbutazon gibi iki madde bulunmuştur. Bu maddelerin bakterileri ve mantarları yok edici ve de ilti-hapları önleyici olduğu tespit edilmiştir. (PR.3.95.8) 2) Çocuk ve alerji uzmanı Prof. Dr. G.Wiese ve ekibi 95 çocuk üzerinde büyük bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmalarda Nörodermatitli (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu ekzema benzeri deri hastalığı) çocukların iltihaplı, kaşıntılı, ekzema benzeri derilerinin üzerine Laden çayı demi ile günde iki defa pansuman yapılmış ve günde bir bardak çay içerek 4 hafta süren bir tedavi sürmüştür. Tedavi süresi sonucunda has-talardan %70 oranında iyileşme görülmüştür ve de yan tesiri kim¬yasal ilaçlara (kortizon) göre hemen hemen yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. (Nhp.7.96.1069, Nhp.8.97.1312) 3) Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki bir grup ilim adamı Laden ot çayı ile yaptıkları bir tedavi denemesinde Laden in gastriti önlediği ve gastrite sebep olan Hericobakter ploriyi bu bitkinin birleşimindeki maddelerin öldürdüğü (zararsız hale getirdiği tespit edilmiştir. (Nhp.10.99.1597, ZP.3.98.137) 4) Almanyada Saarland Eyaleti Homburg Üniversitesi Ahremsberg şehrindeki Besin maddeleri araştırmaları LEFO-Enstitüsü ve Hamm şehrinden alerji uzmanı Prof.Dr. Günther Wiese tarafından yapılan araştırmalarda Laden otunun başta alerjik Nörodermatoz (besin alerjisi nedeniyle ortaya çıkan sulu, kabarcıklı, kaşıntılı ve alerjik ekzema), iltihaplı ekzema, akne ve bebeklerde kullanılan hazır bezin sebep olduğu deri hastalıklarına karşı etkili olduğunu belgelemiş¬lerdir. (Nhp.08.01.1216) 5) Deri hastalıkları Klinik şefi Dr.Wolfgang Hübschner hastalarını Laden otu çayı ve Laden çay demi kompresi ile Nörodermatoz, iltihaplı ekzema ve bebeklerdeki hazır bez deri hastalıklarını tedavi etmişler-dir. (Nhp.08.01.1216) 6) Kendi tecrübem:28 Mayıs-17 Haziran 2000 tarihleri arasında Antalyada izin yaparken 5-6 kilo Laden otu topladım ve kurutarak Al-manyaya getirdim. Et yediğim zaman kaşınıyordum (Nöroder¬matoz) ve ince kabuklu meyve yiyince ağzımın içi uyuşuyor, kamaşı¬yordu ve de gastritim vardı. Bu nedenle niyetim takriben 1 yıl Laden çayı içmekti fakat takriben iki ay (Temmuz-Ağustos 2000) kadar içtikten sonra cinsel olarak kendimi 20-25 yaşlarındaki dinamik bir genç gibi hissetmeye başladım. Önce neden olduğunu pek anlayama¬dım ve bunun geçici olduğunu zannettim fakat aşırı cinsel arzu günlük yaşamımı altüst etti ve sebebini araştırdığımda karşıma Laden otu çıktı. Çünkü ben son iki buçuk aydır günde 1-2 lt Laden çayı içiyordum. Şayet tek bir bayanla evli iseniz iki aydan fazla içmemenizi tavsiye ederim. Cinsel gücü arttırıcı kimyasal ilaç <<Viagra>>nın bilindiği gibi birçok yan tesiri vardır. Özellikle de yüksek tansiyon, kalp ve şeker hastalarının kullanması sakıncalıdır. Oysa Laden otunun herhangi bir yan tesiri (uyku rahatsızlıklarına sebep olur) olmadığı gibi cinsel organların faaliyetini ve hormonların etkinliğini arttırır. Laden otunun Çaksır kökü ve Kılıç otu ile karış¬tırı¬larak içilmesi daha etkili olur çünkü Laden otu organik fonksiyonları arttırırken, kılıç otu psikolojik olarak etki ederek insanın kendine güvenini arttırır. (Kılıç otuna bak). Bu arada et alerjisinden kurtul¬dum fakat meyve alerjisinden kurtulamadım. 24/05/2003de yoğurt, sebze ve meyve diyetine başladım.tanıdığım bir bayan 10 yıl önce bekarken 60 kilo alır ve evlenince ve iki çocuktan sonra 90 kgı bulmuştu. Son gördüğümde ise tekrar 60 kga inmişti. Bana akşam 5den sonra hayvansal besin (et, peynir, yumurta) yemediğini, alkol, siyah çay, kahve ve sigara içmediğini söyledi. 24/05/2003de sadece yoğurt, sebze ve meyve yemeye başladım ve hayvansal besinler, bakliyat, hamurlu yiyecekler ve tatlıları bıraktım ve de çok az bir kahve ve genellikle su ve şifalı bitki çayı içtim. İki hafta içinde 6 kilo verdim. En önemlisi artık ince kabuklu meyve yiyince rahatsız olmuyorum. Kullanılması: a) Araştırmalara göre Laden otu çayı ve Laden otu çayının demi ile yapılan kompres başta; bebeklerdeki hazır bezin sebep olduğu deri hastalıkları, pişikler, Nörodermatoz (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu, ekze¬ma gibi bir deri hastalığı yani besin alerjisine sebep olan alerjik deri iltihaplanması), ekzema ve gastrite karşı etkili olduğu görülmüştür. Nörodermatoz sinirsel ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkan deri iltihaplanması anlamına gelirse de bizim burada inceleme konusu olan alerjik Nörodermatozdur. Yani besin alerjisinin neden olduğu deri iltihaplanmasıdır. b) Halk arasında erkeklerdeki iktidarsızlık, kadınlardaki isteksizliğe, dep-resyon, korku, sinir zafiyeti, iyileşmeyen müzmin yaralar, cinsel uzuvlar, ağız içi, yutak, mide-bağırsak, deri ve tırnak mantarları ve lenf bezi rahatsızlıklarına karşı da kullanılmıştır. Şayet çok içildiğinde hararet yapar ise hakiki Adaçayı ile içilmelidir. Çayı: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış Laden otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml yaraların bu çay demi ile kompresi yapılır. Çay Harmanları; Nörodermatoza (besin alerjisine neden olan deri iltihaplanması) karşı çay; >20 gr Laden otu >20 gr Meşe kabuğu >20 gr Ayrık kökü >20 gr Hamamelis kabuğu ve yaprağı >10 gr Safur sapı >10 gr Papatya çiçeği >50 gr Çörek tohumu Şehvet uyarıcı çay (erkekler için); >30 gr Çakşır kökü >30 gr Laden otu >10 gr Ginseng kökü >10 gr Eğri kökü >10 gr Sater otu >20 gr Kılıç otu Şehvet arttırıcı çay (kadınlar için); >20 gr Laden otu >20 gr Hayıt tohumu >40 gr Çakşır kökü >20 gr Kılıç otu Ekstre: Laden otu Etanol/su karışımı ile ekstre yapılarak Laden ekstresi elde edilir. Bu ekstre başta cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır. Araştırmalar: Laden otunu (yaprak, çiçek, sürgün ve dalları) su buharı ile damıtılarak Laden eter yağı (Laden esansı=Laden hülasası) elde edilir. Bu eter yağı birinci kalite olup bir de Laden reçinesinden elde edilen ikinci kalite Laden esansı vardır. Eskiden Laden fundalıkları arasında yayılan keçilere yapışan Laden reçinesini taranır ve elde edilen reçineden Eter yağı elde etmek için destilasyonu yapılırdı. Bu usulün pek sağlıklı olmaması nedeniyle Laden reçinesi elde etmek için özel kayışlar yapılmış ve bu kayışlarla reçine toplanmıştır. Günümüzde kayışla reçine toplayanlar az da olsa mevcuttur. Laden esansları içinde Beyaz Ladenin esansı (eter yağı) en kalitelisi olduğundan bu konuya biraz sonra Beyaz Ladende değineceğiz. Yan tesirleri: Laden otu çayı uzun süre içilirse uyutmaz. Ayrıca Çörek otu tohumu alerjik hastalıklara daha etkilidir.
Funda | 1-3m | 6-10 Aylar | Otu ve Eter yağı B) Beyaz Laden gülü Neiβer Cistrose Cistus Ladeniferus Ladenler içinde boyu 3 metreyi bulan tek türdür ve yaprakları da büyük ve mızrak şeklindedir. Yapraklarının üst kısmı parlak koyu yeşil, alt kısmı donuk yeşil renktedir. Çiçekleri beyaz renkte, ortadaki döllenme tozluk¬ları sarı ve çiçekleri sürgünlerin tepesinde topluca bir aradadır. Bu türün de asıl vatanı Batı Anadolu olduğu ve zamanla diğer Akdeniz ülke¬lerine yayıldığıdır. Günümüzde daha çok Güney Fransa ve İspanyada yetiştiril-mekte ve otunun damıtılması (destilasyon) ile Eter yağı elde edil¬mektedir. En kaliteli Eter yağı bu türden elde edilir. Eter yağının (Uçucu yağ) birleşimindeki en önemli maddeler α- ve β- Pinen, Camphen, Sabinen, Myrcen, Phellandren, Limonen, Eucalyptel, Borneol ve Cymen dir. Bunlardan α-Pine %40-50 oranında teşkil eder. Beyaz Laden esansı (Eter yağı) başta diğer bitkilerin Eter yağları, yağları, bal, kaymak ve alkolle karıştırılarak kullanılır. Laden yağı (Eter yağı) başta; psikolojik rahatsızlıklara, birine karşı kırgınlık, soğuk davranma, depresyon, saldırganlık ve ruhi çöküntü ile erkeklerde cinsel güçsüzlük (iktidar¬sızlık), kadınlarda cinsel isteksizlik, virüs hastalıkları ve şişkinlik rahat¬sızlıklarına karşı kullanılır. C) Kanada Laden gülü Kanadische Cistrose Cistus canadensis Kanada Laden gülü diğerlerinden farklıdır bu nedenle eskiden Helianthemumgiller ailesinden sayılan bu bitki sonra Ladengiller (Cistaceae) ailesine alınmıştır. Çiçeklerinin taç yaprakları yumurta sarısı veya altın sarısı renkte, diğerlerinden farklı olarak kalınca ve buruşuk değildir. Bu tür sadece tentür yapımında kullanılır. Kullanılması: a) Homeopatide başta beze rahatsızlıkları (şişme, sertleşme, iltihap-lanma), kulak iltihaplanması, boğaz ve yutak iltihaplanması ve de hava cereyanına karşı aşırı duyarlılığa karşı kullanılır. Homeopatide: Bitki çiçek açmaya başladığı an yaprak, çiçek ve sürgünleri toplanarak ince kıyılır, bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500 ml alkol ilave edilir. Şişe gün ışığından uzakta muhafaza edilir, iki gün¬de bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopatide <<Cistus canadensis>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Kişi soğuğa karşı aşırı duyarlıdır. Soğuğu bütün vücudun da hisseder, içten titreme ve üşüme hisseder. Bu sıcak oda da dahi böyledir. Soğukta boğazındaki bezeler şişer ve sertleşir. Soğuk havada dışarıda veya evde şayet kapı ve pencere açık ise rüzgarın esmesinden hemen alınır. Soğuktan sinirlenir, ağrıları azar ve hatta soğuk nefes almasından bademcikleri şişer. Bu gibi hallerde K.Laden tentürü gerekir. D) Ege Laden gülü Ageishe Cistrose Cistus crecitus Ege Laden gülü 1-3 metre boyunda, çiçekleri pembe renkli, Türk Laden gülü gibi kırışık, göbekteki döllenme tozlukları altın sarısı renktedir. Yaprakları pürtüklü oval şeklinde, kenarları hafif kalkık ve hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil ve hafif tüylü, alt kısmı grimsi ve tüylüdür. Ege Laden gülü aynı Türk Laden gülü gibi kullanılır. Yan tesirleri: Biline bir yan tesiri yoktur fakat şayet çayı içilecekse aşırı miktarda içilmemelidir. İki aydan fazla süre ile içilirse baş ağrısı yapabilir. O zaman ya 10-15 gün ara verilmeli ya da 2-3 dilim Limon (kabuğu ile) katılarak içilmelidir. Limonlu Laden çayı baş ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı daha uygun olur. Laden otu çayı iki üç hafta sürekli içilirse uykuyu azaltır ve daha uzun süre içilirse uykuyu tamamen ortadan kaldırabilir. (4.04.01) Bu çayı Temmuz-Ağustos 2000 ve Mart-Nisan 2001 aylarında içerek tecrübe ettim.
Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
LADEN Funda | 0,5-1,5m | 6-10 Aylar | Ça,Ar,Ho,Na | Otu Laden, Laden gülü, Cistrose, Cistus incantus var. Tauricus L. Laden otu, Pembe Laden gülü Pamuk otu, Güneş gülü Karağan, Türk Laden gülü Karahan, Toros Laden gülü Karan, Buruşuk gül, Kırışık gül Familyası: Ladengillerden, Cistrosengewâchse, Cistaceae Drugları: Laden otu; Cistus herba Laden yağı; Cistrosenöl (Ladanumöl) Laden gülünün otu yani yaprak, çiçek, sürgün ve dalları çay, tentür, na-türel ilaç ve eter yağı elde etmek için kullanılır. laden eter yağına kısaca Laden yağı denir ve Laden yağı genellikle Beyaz Laden otundan elde edilir. Çay ve natürel ilaçlar Türk Laden otundan, tentürler ise Kanada Ladeninden yapılır. Giriş: Ladenin oldukça çok türü mevcuttur ve bunların vatanı Türki¬yenin Ege ve Akdeniz bölgesi olup buradan önce diğer Akdeniz ülkelerine sonra da Avrupa ve Amerikaya kadar çok geniş bir alana yayılmış¬tır. Laden türlerini kullanılış maksadına göre ikiye ayırabiliriz. Türkiye ve diğer Akdeniz ülkelerinde yetişen Ladenler Kanadada yetişen türden farklıdır. O nedenle Kanada Laden gülüne bu bölümün sonuna doğru değineceğiz. Türk Laden gülü (Toros Laden gülü) olarak ta blinen; Cistus incantus var.tairicus, Eğe Laden gülü; Cistus crecistus, Girit Laden gülü; Cistus villosus ssp.crticus, Beyaz Laden gülü; Cistus Ladeniferus, Kıvırcık Laden gülü; Cistus crispusu sayabiliriz. Bunlardan Mor çiçek açan Girit Laden gülü pek kullanılmaz. Bizi en çok ilgilendiren Türk Laden gülü, Ege Laden gülü, Beyaz Laden gülü ve Kanada Laden gülüdür. Botanik: Toros Laden gülü genellikle 50-100 cm boyunda, nadiren özel olarak yeti��tirilirse 2 metreyi bulabilen bir fundadır. Geriden büyük bir çiçek demeti gibi görüne bitki daha sık çatallaşır ve çevresine yayılır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, kavşak gibi, üzeri hafif tüylü üst kısmı yeşilimsi boz veya açık yeşil, alt kısmı boz renkte, eliptik veya mızrak şeklinde uca doğru sivri, kenarları hafif dalgalı 1-3 cm eninde 2,5-5 cm uzunluğundadır. Çiçekleri açık pembe, pembe veya alımsı renkte, taç yaprakları 5 adet kalp veya yumurta şeklinde ve sanki elle alınıp buruşturulmuş gibi buruşuk veya kırışık bir şekildedir. Göbekte 50-80 arasında döllenme tozluğu bulunur ve döllenme tozlukları sarımsı esmer renkte ve de ortada bir topuzcuk şeklinde bir iğnesi bulunur. Tohumları bir küre şeklinde, üzeri tüylü içinde tohumları vardır. Yetiştirilmesi: Türkiyenin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yabani olarak yetişen Laden gülü, Türkiyenin diğer bölgelerinde de yetiştirilebilir. Fakat kışın donmaması için üzerinin çam dalları ile örtülmesi ge-rekmektedir. Hasat zamanı: Laden otu (yaprak, çiçek, gül, dal ve sürgünleri) Mayıs tan Ekime kadar toplanarak kurutulur ve nemden uzakta özel kaplarda muhafaza edilir. Birleşimi: Laden otunun birleşimindeki maddeler henüz yeterince incelenmemiştir. Ancak bazı bilinenler şunlardır; 1) Polyphenoller (Polifenoller), Flavron-3-oller, Flavonoitglikozitler 2) Eter yağ türevleri %1,5-5,5 arasında değişir ve en önemlileri; α-Pinen, β-Pinen, Camphen (Kamfen), Sabinen, Myrcen, Phellandren ve Limonen olup ana madde α ve β-Pinendir. 3) Reçineler, Taninler 4) Indometacin ve Phyenylbutazon içerir. Tesir şekli: Antimikozit (mantarları yok edici), antibakteriyel (bakterileri yok edici) iltihapları önleyici, damarları kuvvetlendirici, deri hastalıklarını iyileştiricidir. Araştırmalar: 1) Münster Üniversitesinin yaptığı araştırmalar sonucunda Laden otunun birleşimindeki Indometacin ve Phenylbutazon gibi iki madde bulunmuştur. Bu maddelerin bakterileri ve mantarları yok edici ve de ilti-hapları önleyici olduğu tespit edilmiştir. (PR.3.95.8) 2) Çocuk ve alerji uzmanı Prof. Dr. G.Wiese ve ekibi 95 çocuk üzerinde büyük bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmalarda Nörodermatitli (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu ekzema benzeri deri hastalığı) çocukların iltihaplı, kaşıntılı, ekzema benzeri derilerinin üzerine Laden çayı demi ile günde iki defa pansuman yapılmış ve günde bir bardak çay içerek 4 hafta süren bir tedavi sürmüştür. Tedavi süresi sonucunda has-talardan %70 oranında iyileşme görülmüştür ve de yan tesiri kim¬yasal ilaçlara (kortizon) göre hemen hemen yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. (Nhp.7.96.1069, Nhp.8.97.1312) 3) Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki bir grup ilim adamı Laden ot çayı ile yaptıkları bir tedavi denemesinde Laden in gastriti önlediği ve gastrite sebep olan Hericobakter ploriyi bu bitkinin birleşimindeki maddelerin öldürdüğü (zararsız hale getirdiği tespit edilmiştir. (Nhp.10.99.1597, ZP.3.98.137) 4) Almanyada Saarland Eyaleti Homburg Üniversitesi Ahremsberg şehrindeki Besin maddeleri araştırmaları LEFO-Enstitüsü ve Hamm şehrinden alerji uzmanı Prof.Dr. Günther Wiese tarafından yapılan araştırmalarda Laden otunun başta alerjik Nörodermatoz (besin alerjisi nedeniyle ortaya çıkan sulu, kabarcıklı, kaşıntılı ve alerjik ekzema), iltihaplı ekzema, akne ve bebeklerde kullanılan hazır bezin sebep olduğu deri hastalıklarına karşı etkili olduğunu belgelemiş¬lerdir. (Nhp.08.01.1216) 5) Deri hastalıkları Klinik şefi Dr.Wolfgang Hübschner hastalarını Laden otu çayı ve Laden çay demi kompresi ile Nörodermatoz, iltihaplı ekzema ve bebeklerdeki hazır bez deri hastalıklarını tedavi etmişler-dir. (Nhp.08.01.1216) 6) Kendi tecrübem:28 Mayıs-17 Haziran 2000 tarihleri arasında Antalyada izin yaparken 5-6 kilo Laden otu topladım ve kurutarak Al-manyaya getirdim. Et yediğim zaman kaşınıyordum (Nöroder¬matoz) ve ince kabuklu meyve yiyince ağzımın içi uyuşuyor, kamaşı¬yordu ve de gastritim vardı. Bu nedenle niyetim takriben 1 yıl Laden çayı içmekti fakat takriben iki ay (Temmuz-Ağustos 2000) kadar içtikten sonra cinsel olarak kendimi 20-25 yaşlarındaki dinamik bir genç gibi hissetmeye başladım. Önce neden olduğunu pek anlayama¬dım ve bunun geçici olduğunu zannettim fakat aşırı cinsel arzu günlük yaşamımı altüst etti ve sebebini araştırdığımda karşıma Laden otu çıktı. Çünkü ben son iki buçuk aydır günde 1-2 lt Laden çayı içiyordum. Şayet tek bir bayanla evli iseniz iki aydan fazla içmemenizi tavsiye ederim. Cinsel gücü arttırıcı kimyasal ilaç <<Viagra>>nın bilindiği gibi birçok yan tesiri vardır. Özellikle de yüksek tansiyon, kalp ve şeker hastalarının kullanması sakıncalıdır. Oysa Laden otunun herhangi bir yan tesiri (uyku rahatsızlıklarına sebep olur) olmadığı gibi cinsel organların faaliyetini ve hormonların etkinliğini arttırır. Laden otunun Çaksır kökü ve Kılıç otu ile karış¬tırı¬larak içilmesi daha etkili olur çünkü Laden otu organik fonksiyonları arttırırken, kılıç otu psikolojik olarak etki ederek insanın kendine güvenini arttırır. (Kılıç otuna bak). Bu arada et alerjisinden kurtul¬dum fakat meyve alerjisinden kurtulamadım. 24/05/2003de yoğurt, sebze ve meyve diyetine başladım.tanıdığım bir bayan 10 yıl önce bekarken 60 kilo alır ve evlenince ve iki çocuktan sonra 90 kgı bulmuştu. Son gördüğümde ise tekrar 60 kga inmişti. Bana akşam 5den sonra hayvansal besin (et, peynir, yumurta) yemediğini, alkol, siyah çay, kahve ve sigara içmediğini söyledi. 24/05/2003de sadece yoğurt, sebze ve meyve yemeye başladım ve hayvansal besinler, bakliyat, hamurlu yiyecekler ve tatlıları bıraktım ve de çok az bir kahve ve genellikle su ve şifalı bitki çayı içtim. İki hafta içinde 6 kilo verdim. En önemlisi artık ince kabuklu meyve yiyince rahatsız olmuyorum. Kullanılması: a) Araştırmalara göre Laden otu çayı ve Laden otu çayının demi ile yapılan kompres başta; bebeklerdeki hazır bezin sebep olduğu deri hastalıkları, pişikler, Nörodermatoz (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu, ekze¬ma gibi bir deri hastalığı yani besin alerjisine sebep olan alerjik deri iltihaplanması), ekzema ve gastrite karşı etkili olduğu görülmüştür. Nörodermatoz sinirsel ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkan deri iltihaplanması anlamına gelirse de bizim burada inceleme konusu olan alerjik Nörodermatozdur. Yani besin alerjisinin neden olduğu deri iltihaplanmasıdır. b) Halk arasında erkeklerdeki iktidarsızlık, kadınlardaki isteksizliğe, dep-resyon, korku, sinir zafiyeti, iyileşmeyen müzmin yaralar, cinsel uzuvlar, ağız içi, yutak, mide-bağırsak, deri ve tırnak mantarları ve lenf bezi rahatsızlıklarına karşı da kullanılmıştır. Şayet çok içildiğinde hararet yapar ise hakiki Adaçayı ile içilmelidir. Çayı: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış Laden otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml yaraların bu çay demi ile kompresi yapılır. Çay Harmanları; Nörodermatoza (besin alerjisine neden olan deri iltihaplanması) karşı çay; >20 gr Laden otu >20 gr Meşe kabuğu >20 gr Ayrık kökü >20 gr Hamamelis kabuğu ve yaprağı >10 gr Safur sapı >10 gr Papatya çiçeği >50 gr Çörek tohumu Şehvet uyarıcı çay (erkekler için); >30 gr Çakşır kökü >30 gr Laden otu >10 gr Ginseng kökü >10 gr Eğri kökü >10 gr Sater otu >20 gr Kılıç otu Şehvet arttırıcı çay (kadınlar için); >20 gr Laden otu >20 gr Hayıt tohumu >40 gr Çakşır kökü >20 gr Kılıç otu Ekstre: Laden otu Etanol/su karışımı ile ekstre yapılarak Laden ekstresi elde edilir. Bu ekstre başta cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır. Araştırmalar: Laden otunu (yaprak, çiçek, sürgün ve dalları) su buharı ile damıtılarak Laden eter yağı (Laden esansı=Laden hülasası) elde edilir. Bu eter yağı birinci kalite olup bir de Laden reçinesinden elde edilen ikinci kalite Laden esansı vardır. Eskiden Laden fundalıkları arasında yayılan keçilere yapışan Laden reçinesini taranır ve elde edilen reçineden Eter yağı elde etmek için destilasyonu yapılırdı. Bu usulün pek sağlıklı olmaması nedeniyle Laden reçinesi elde etmek için özel kayışlar yapılmış ve bu kayışlarla reçine toplanmıştır. Günümüzde kayışla reçine toplayanlar az da olsa mevcuttur. Laden esansları içinde Beyaz Ladenin esansı (eter yağı) en kalitelisi olduğundan bu konuya biraz sonra Beyaz Ladende değineceğiz. Yan tesirleri: Laden otu çayı uzun süre içilirse uyutmaz. Ayrıca Çörek otu tohumu alerjik hastalıklara daha etkilidir.
Funda | 1-3m | 6-10 Aylar | Otu ve Eter yağı B) Beyaz Laden gülü Neiβer Cistrose Cistus Ladeniferus Ladenler içinde boyu 3 metreyi bulan tek türdür ve yaprakları da büyük ve mızrak şeklindedir. Yapraklarının üst kısmı parlak koyu yeşil, alt kısmı donuk yeşil renktedir. Çiçekleri beyaz renkte, ortadaki döllenme tozluk¬ları sarı ve çiçekleri sürgünlerin tepesinde topluca bir aradadır. Bu türün de asıl vatanı Batı Anadolu olduğu ve zamanla diğer Akdeniz ülke¬lerine yayıldığıdır. Günümüzde daha çok Güney Fransa ve İspanyada yetiştiril-mekte ve otunun damıtılması (destilasyon) ile Eter yağı elde edil¬mektedir. En kaliteli Eter yağı bu türden elde edilir. Eter yağının (Uçucu yağ) birleşimindeki en önemli maddeler α- ve β- Pinen, Camphen, Sabinen, Myrcen, Phellandren, Limonen, Eucalyptel, Borneol ve Cymen dir. Bunlardan α-Pine %40-50 oranında teşkil eder. Beyaz Laden esansı (Eter yağı) başta diğer bitkilerin Eter yağları, yağları, bal, kaymak ve alkolle karıştırılarak kullanılır. Laden yağı (Eter yağı) başta; psikolojik rahatsızlıklara, birine karşı kırgınlık, soğuk davranma, depresyon, saldırganlık ve ruhi çöküntü ile erkeklerde cinsel güçsüzlük (iktidar¬sızlık), kadınlarda cinsel isteksizlik, virüs hastalıkları ve şişkinlik rahat¬sızlıklarına karşı kullanılır. C) Kanada Laden gülü Kanadische Cistrose Cistus canadensis Kanada Laden gülü diğerlerinden farklıdır bu nedenle eskiden Helianthemumgiller ailesinden sayılan bu bitki sonra Ladengiller (Cistaceae) ailesine alınmıştır. Çiçeklerinin taç yaprakları yumurta sarısı veya altın sarısı renkte, diğerlerinden farklı olarak kalınca ve buruşuk değildir. Bu tür sadece tentür yapımında kullanılır. Kullanılması: a) Homeopatide başta beze rahatsızlıkları (şişme, sertleşme, iltihap-lanma), kulak iltihaplanması, boğaz ve yutak iltihaplanması ve de hava cereyanına karşı aşırı duyarlılığa karşı kullanılır. Homeopatide: Bitki çiçek açmaya başladığı an yaprak, çiçek ve sürgünleri toplanarak ince kıyılır, bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500 ml alkol ilave edilir. Şişe gün ışığından uzakta muhafaza edilir, iki gün¬de bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopatide <<Cistus canadensis>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Kişi soğuğa karşı aşırı duyarlıdır. Soğuğu bütün vücudun da hisseder, içten titreme ve üşüme hisseder. Bu sıcak oda da dahi böyledir. Soğukta boğazındaki bezeler şişer ve sertleşir. Soğuk havada dışarıda veya evde şayet kapı ve pencere açık ise rüzgarın esmesinden hemen alınır. Soğuktan sinirlenir, ağrıları azar ve hatta soğuk nefes almasından bademcikleri şişer. Bu gibi hallerde K.Laden tentürü gerekir. D) Ege Laden gülü Ageishe Cistrose Cistus crecitus Ege Laden gülü 1-3 metre boyunda, çiçekleri pembe renkli, Türk Laden gülü gibi kırışık, göbekteki döllenme tozlukları altın sarısı renktedir. Yaprakları pürtüklü oval şeklinde, kenarları hafif kalkık ve hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil ve hafif tüylü, alt kısmı grimsi ve tüylüdür. Ege Laden gülü aynı Türk Laden gülü gibi kullanılır. Yan tesirleri: Biline bir yan tesiri yoktur fakat şayet çayı içilecekse aşırı miktarda içilmemelidir. İki aydan fazla süre ile içilirse baş ağrısı yapabilir. O zaman ya 10-15 gün ara verilmeli ya da 2-3 dilim Limon (kabuğu ile) katılarak içilmelidir. Limonlu Laden çayı baş ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı daha uygun olur. Laden otu çayı iki üç hafta sürekli içilirse uykuyu azaltır ve daha uzun süre içilirse uykuyu tamamen ortadan kaldırabilir. (4.04.01) Bu çayı Temmuz-Ağustos 2000 ve Mart-Nisan 2001 aylarında içerek tecrübe ettim.
Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
LADEN Funda | 0,5-1,5m | 6-10 Aylar | Ça,Ar,Ho,Na | Otu Laden, Laden gülü, Cistrose, Cistus incantus var. Tauricus L. Laden otu, Pembe Laden gülü Pamuk otu, Güneş gülü Karağan, Türk Laden gülü Karahan, Toros Laden gülü Karan, Buruşuk gül, Kırışık gül Familyası: Ladengillerden, Cistrosengewâchse, Cistaceae Drugları: Laden otu; Cistus herba Laden yağı; Cistrosenöl (Ladanumöl) Laden gülünün otu yani yaprak, çiçek, sürgün ve dalları çay, tentür, na-türel ilaç ve eter yağı elde etmek için kullanılır. laden eter yağına kısaca Laden yağı denir ve Laden yağı genellikle Beyaz Laden otundan elde edilir. Çay ve natürel ilaçlar Türk Laden otundan, tentürler ise Kanada Ladeninden yapılır. Giriş: Ladenin oldukça çok türü mevcuttur ve bunların vatanı Türki¬yenin Ege ve Akdeniz bölgesi olup buradan önce diğer Akdeniz ülkelerine sonra da Avrupa ve Amerikaya kadar çok geniş bir alana yayılmış¬tır. Laden türlerini kullanılış maksadına göre ikiye ayırabiliriz. Türkiye ve diğer Akdeniz ülkelerinde yetişen Ladenler Kanadada yetişen türden farklıdır. O nedenle Kanada Laden gülüne bu bölümün sonuna doğru değineceğiz. Türk Laden gülü (Toros Laden gülü) olarak ta blinen; Cistus incantus var.tairicus, Eğe Laden gülü; Cistus crecistus, Girit Laden gülü; Cistus villosus ssp.crticus, Beyaz Laden gülü; Cistus Ladeniferus, Kıvırcık Laden gülü; Cistus crispusu sayabiliriz. Bunlardan Mor çiçek açan Girit Laden gülü pek kullanılmaz. Bizi en çok ilgilendiren Türk Laden gülü, Ege Laden gülü, Beyaz Laden gülü ve Kanada Laden gülüdür. Botanik: Toros Laden gülü genellikle 50-100 cm boyunda, nadiren özel olarak yetiştirilirse 2 metreyi bulabilen bir fundadır. Geriden büyük bir çiçek demeti gibi görüne bitki daha sık çatallaşır ve çevresine yayılır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz, kavşak gibi, üzeri hafif tüylü üst kısmı yeşilimsi boz veya açık yeşil, alt kısmı boz renkte, eliptik veya mızrak şeklinde uca doğru sivri, kenarları hafif dalgalı 1-3 cm eninde 2,5-5 cm uzunluğundadır. Çiçekleri açık pembe, pembe veya alımsı renkte, taç yaprakları 5 adet kalp veya yumurta şeklinde ve sanki elle alınıp buruşturulmuş gibi buruşuk veya kırışık bir şekildedir. Göbekte 50-80 arasında döllenme tozluğu bulunur ve döllenme tozlukları sarımsı esmer renkte ve de ortada bir topuzcuk şeklinde bir iğnesi bulunur. Tohumları bir küre şeklinde, üzeri tüylü içinde tohumları vardır. Yetiştirilmesi: Türkiyenin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yabani olarak yetişen Laden gülü, Türkiyenin diğer bölgelerinde de yetiştirilebilir. Fakat kışın donmaması için üzerinin çam dalları ile örtülmesi ge-rekmektedir. Hasat zamanı: Laden otu (yaprak, çiçek, gül, dal ve sürgünleri) Mayıs tan Ekime kadar toplanarak kurutulur ve nemden uzakta özel kaplarda muhafaza edilir. Birleşimi: Laden otunun birleşimindeki maddeler henüz yeterince incelenmemiştir. Ancak bazı bilinenler şunlardır; 1) Polyphenoller (Polifenoller), Flavron-3-oller, Flavonoitglikozitler 2) Eter yağ türevleri %1,5-5,5 arasında değişir ve en önemlileri; α-Pinen, β-Pinen, Camphen (Kamfen), Sabinen, Myrcen, Phellandren ve Limonen olup ana madde α ve β-Pinendir. 3) Reçineler, Taninler 4) Indometacin ve Phyenylbutazon içerir. Tesir şekli: Antimikozit (mantarları yok edici), antibakteriyel (bakterileri yok edici) iltihapları önleyici, damarları kuvvetlendirici, deri hastalıklarını iyileştiricidir. Araştırmalar: 1) Münster Üniversitesinin yaptığı araştırmalar sonucunda Laden otunun birleşimindeki Indometacin ve Phenylbutazon gibi iki madde bulunmuştur. Bu maddelerin bakterileri ve mantarları yok edici ve de ilti-hapları önleyici olduğu tespit edilmiştir. (PR.3.95.8) 2) Çocuk ve alerji uzmanı Prof. Dr. G.Wiese ve ekibi 95 çocuk üzerinde büyük bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmalarda Nörodermatitli (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu ekzema benzeri deri hastalığı) çocukların iltihaplı, kaşıntılı, ekzema benzeri derilerinin üzerine Laden çayı demi ile günde iki defa pansuman yapılmış ve günde bir bardak çay içerek 4 hafta süren bir tedavi sürmüştür. Tedavi süresi sonucunda has-talardan %70 oranında iyileşme görülmüştür ve de yan tesiri kim¬yasal ilaçlara (kortizon) göre hemen hemen yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. (Nhp.7.96.1069, Nhp.8.97.1312) 3) Eskişehir Anadolu Üniversitesindeki bir grup ilim adamı Laden ot çayı ile yaptıkları bir tedavi denemesinde Laden in gastriti önlediği ve gastrite sebep olan Hericobakter ploriyi bu bitkinin birleşimindeki maddelerin öldürdüğü (zararsız hale getirdiği tespit edilmiştir. (Nhp.10.99.1597, ZP.3.98.137) 4) Almanyada Saarland Eyaleti Homburg Üniversitesi Ahremsberg şehrindeki Besin maddeleri araştırmaları LEFO-Enstitüsü ve Hamm şehrinden alerji uzmanı Prof.Dr. Günther Wiese tarafından yapılan araştırmalarda Laden otunun başta alerjik Nörodermatoz (besin alerjisi nedeniyle ortaya çıkan sulu, kabarcıklı, kaşıntılı ve alerjik ekzema), iltihaplı ekzema, akne ve bebeklerde kullanılan hazır bezin sebep olduğu deri hastalıklarına karşı etkili olduğunu belgelemiş¬lerdir. (Nhp.08.01.1216) 5) Deri hastalıkları Klinik şefi Dr.Wolfgang Hübschner hastalarını Laden otu çayı ve Laden çay demi kompresi ile Nörodermatoz, iltihaplı ekzema ve bebeklerdeki hazır bez deri hastalıklarını tedavi etmişler-dir. (Nhp.08.01.1216) 6) Kendi tecrübem:28 Mayıs-17 Haziran 2000 tarihleri arasında Antalyada izin yaparken 5-6 kilo Laden otu topladım ve kurutarak Al-manyaya getirdim. Et yediğim zaman kaşınıyordum (Nöroder¬matoz) ve ince kabuklu meyve yiyince ağzımın içi uyuşuyor, kamaşı¬yordu ve de gastritim vardı. Bu nedenle niyetim takriben 1 yıl Laden çayı içmekti fakat takriben iki ay (Temmuz-Ağustos 2000) kadar içtikten sonra cinsel olarak kendimi 20-25 yaşlarındaki dinamik bir genç gibi hissetmeye başladım. Önce neden olduğunu pek anlayama¬dım ve bunun geçici olduğunu zannettim fakat aşırı cinsel arzu günlük yaşamımı altüst etti ve sebebini araştırdığımda karşıma Laden otu çıktı. Çünkü ben son iki buçuk aydır günde 1-2 lt Laden çayı içiyordum. Şayet tek bir bayanla evli iseniz iki aydan fazla içmemenizi tavsiye ederim. Cinsel gücü arttırıcı kimyasal ilaç <<Viagra>>nın bilindiği gibi birçok yan tesiri vardır. Özellikle de yüksek tansiyon, kalp ve şeker hastalarının kullanması sakıncalıdır. Oysa Laden otunun herhangi bir yan tesiri (uyku rahatsızlıklarına sebep olur) olmadığı gibi cinsel organların faaliyetini ve hormonların etkinliğini arttırır. Laden otunun Çaksır kökü ve Kılıç otu ile karış¬tırı¬larak içilmesi daha etkili olur çünkü Laden otu organik fonksiyonları arttırırken, kılıç otu psikolojik olarak etki ederek insanın kendine güvenini arttırır. (Kılıç otuna bak). Bu arada et alerjisinden kurtul¬dum fakat meyve alerjisinden kurtulamadım. 24/05/2003de yoğurt, sebze ve meyve diyetine başladım.tanıdığım bir bayan 10 yıl önce bekarken 60 kilo alır ve evlenince ve iki çocuktan sonra 90 kgı bulmuştu. Son gördüğümde ise tekrar 60 kga inmişti. Bana akşam 5den sonra hayvansal besin (et, peynir, yumurta) yemediğini, alkol, siyah çay, kahve ve sigara içmediğini söyledi. 24/05/2003de sadece yoğurt, sebze ve meyve yemeye başladım ve hayvansal besinler, bakliyat, hamurlu yiyecekler ve tatlıları bıraktım ve de çok az bir kahve ve genellikle su ve şifalı bitki çayı içtim. İki hafta içinde 6 kilo verdim. En önemlisi artık ince kabuklu meyve yiyince rahatsız olmuyorum. Kullanılması: a) Araştırmalara göre Laden otu çayı ve Laden otu çayının demi ile yapılan kompres başta; bebeklerdeki hazır bezin sebep olduğu deri hastalıkları, pişikler, Nörodermatoz (kaşıntılı, kabarcıklı, sulu, ekze¬ma gibi bir deri hastalığı yani besin alerjisine sebep olan alerjik deri iltihaplanması), ekzema ve gastrite karşı etkili olduğu görülmüştür. Nörodermatoz sinirsel ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkan deri iltihaplanması anlamına gelirse de bizim burada inceleme konusu olan alerjik Nörodermatozdur. Yani besin alerjisinin neden olduğu deri iltihaplanmasıdır. b) Halk arasında erkeklerdeki iktidarsızlık, kadınlardaki isteksizliğe, dep-resyon, korku, sinir zafiyeti, iyileşmeyen müzmin yaralar, cinsel uzuvlar, ağız içi, yutak, mide-bağırsak, deri ve tırnak mantarları ve lenf bezi rahatsızlıklarına karşı da kullanılmıştır. Şayet çok içildiğinde hararet yapar ise hakiki Adaçayı ile içilmelidir. Çayı: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış Laden otu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml yaraların bu çay demi ile kompresi yapılır. Çay Harmanları; Nörodermatoza (besin alerjisine neden olan deri iltihaplanması) karşı çay; >20 gr Laden otu >20 gr Meşe kabuğu >20 gr Ayrık kökü >20 gr Hamamelis kabuğu ve yaprağı >10 gr Safur sapı >10 gr Papatya çiçeği >50 gr Çörek tohumu Şehvet uyarıcı çay (erkekler için); >30 gr Çakşır kökü >30 gr Laden otu >10 gr Ginseng kökü >10 gr Eğri kökü >10 gr Sater otu >20 gr Kılıç otu Şehvet arttırıcı çay (kadınlar için); >20 gr Laden otu >20 gr Hayıt tohumu >40 gr Çakşır kökü >20 gr Kılıç otu Ekstre: Laden otu Etanol/su karışımı ile ekstre yapılarak Laden ekstresi elde edilir. Bu ekstre başta cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır. Araştırmalar: Laden otunu (yaprak, çiçek, sürgün ve dalları) su buharı ile damıtılarak Laden eter yağı (Laden esansı=Laden hülasası) elde edilir. Bu eter yağı birinci kalite olup bir de Laden reçinesinden elde edilen ikinci kalite Laden esansı vardır. Eskiden Laden fundalıkları arasında yayılan keçilere yapışan Laden reçinesini taranır ve elde edilen reçineden Eter yağı elde etmek için destilasyonu yapılırdı. Bu usulün pek sağlıklı olmaması nedeniyle Laden reçinesi elde etmek için özel kayışlar yapılmış ve bu kayışlarla reçine toplanmıştır. Günümüzde kayışla reçine toplayanlar az da olsa mevcuttur. Laden esansları içinde Beyaz Ladenin esansı (eter yağı) en kalitelisi olduğundan bu konuya biraz sonra Beyaz Ladende değineceğiz. Yan tesirleri: Laden otu çayı uzun süre içilirse uyutmaz. Ayrıca Çörek otu tohumu alerjik hastalıklara daha etkilidir.
Funda | 1-3m | 6-10 Aylar | Otu ve Eter yağı B) Beyaz Laden gülü Neiβer Cistrose Cistus Ladeniferus Ladenler içinde boyu 3 metreyi bulan tek türdür ve yaprakları da büyük ve mızrak şeklindedir. Yapraklarının üst kısmı parlak koyu yeşil, alt kısmı donuk yeşil renktedir. Çiçekleri beyaz renkte, ortadaki döllenme tozluk¬ları sarı ve çiçekleri sürgünlerin tepesinde topluca bir aradadır. Bu türün de asıl vatanı Batı Anadolu olduğu ve zamanla diğer Akdeniz ülke¬lerine yayıldığıdır. Günümüzde daha çok Güney Fransa ve İspanyada yetiştiril-mekte ve otunun damıtılması (destilasyon) ile Eter yağı elde edil¬mektedir. En kaliteli Eter yağı bu türden elde edilir. Eter yağının (Uçucu yağ) birleşimindeki en önemli maddeler α- ve β- Pinen, Camphen, Sabinen, Myrcen, Phellandren, Limonen, Eucalyptel, Borneol ve Cymen dir. Bunlardan α-Pine %40-50 oranında teşkil eder. Beyaz Laden esansı (Eter yağı) başta diğer bitkilerin Eter yağları, yağları, bal, kaymak ve alkolle karıştırılarak kullanılır. Laden yağı (Eter yağı) başta; psikolojik rahatsızlıklara, birine karşı kırgınlık, soğuk davranma, depresyon, saldırganlık ve ruhi çöküntü ile erkeklerde cinsel güçsüzlük (iktidar¬sızlık), kadınlarda cinsel isteksizlik, virüs hastalıkları ve şişkinlik rahat¬sızlıklarına karşı kullanılır. C) Kanada Laden gülü Kanadische Cistrose Cistus canadensis Kanada Laden gülü diğerlerinden farklıdır bu nedenle eskiden Helianthemumgiller ailesinden sayılan bu bitki sonra Ladengiller (Cistaceae) ailesine alınmıştır. Çiçeklerinin taç yaprakları yumurta sarısı veya altın sarısı renkte, diğerlerinden farklı olarak kalınca ve buruşuk değildir. Bu tür sadece tentür yapımında kullanılır. Kullanılması: a) Homeopatide başta beze rahatsızlıkları (şişme, sertleşme, iltihap-lanma), kulak iltihaplanması, boğaz ve yutak iltihaplanması ve de hava cereyanına karşı aşırı duyarlılığa karşı kullanılır. Homeopatide: Bitki çiçek açmaya başladığı an yaprak, çiçek ve sürgünleri toplanarak ince kıyılır, bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500 ml alkol ilave edilir. Şişe gün ışığından uzakta muhafaza edilir, iki gün¬de bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopatide <<Cistus canadensis>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Kişi soğuğa karşı aşırı duyarlıdır. Soğuğu bütün vücudun da hisseder, içten titreme ve üşüme hisseder. Bu sıcak oda da dahi böyledir. Soğukta boğazındaki bezeler şişer ve sertleşir. Soğuk havada dışarıda veya evde şayet kapı ve pencere açık ise rüzgarın esmesinden hemen alınır. Soğuktan sinirlenir, ağrıları azar ve hatta soğuk nefes almasından bademcikleri şişer. Bu gibi hallerde K.Laden tentürü gerekir. D) Ege Laden gülü Ageishe Cistrose Cistus crecitus Ege Laden gülü 1-3 metre boyunda, çiçekleri pembe renkli, Türk Laden gülü gibi kırışık, göbekteki döllenme tozlukları altın sarısı renktedir. Yaprakları pürtüklü oval şeklinde, kenarları hafif kalkık ve hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil ve hafif tüylü, alt kısmı grimsi ve tüylüdür. Ege Laden gülü aynı Türk Laden gülü gibi kullanılır. Yan tesirleri: Biline bir yan tesiri yoktur fakat şayet çayı içilecekse aşırı miktarda içilmemelidir. İki aydan fazla süre ile içilirse baş ağrısı yapabilir. O zaman ya 10-15 gün ara verilmeli ya da 2-3 dilim Limon (kabuğu ile) katılarak içilmelidir. Limonlu Laden çayı baş ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı daha uygun olur. Laden otu çayı iki üç hafta sürekli içilirse uykuyu azaltır ve daha uzun süre içilirse uykuyu tamamen ortadan kaldırabilir. (4.04.01) Bu çayı Temmuz-Ağustos 2000 ve Mart-Nisan 2001 aylarında içerek tecrübe ettim.
Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
Besinler, göz sağlığımız için önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru mu?.. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi.. 1. BALIKTAKİ OMEGA 3’Ü VÜCUT DAHA KOLAY KULLANIYOR Balık tüketimi ile alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3’ten zengin balıklar arasında ton balığı, somon, uskumru, ringa, alabalık ve sardunya yer alıyor. Balık yağı hapları da, balık tüketiminin yerine geçiyor. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.. 2. HAVUÇ, GÖZ SİNİRLERİNE İYİ GELİYOR Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina (sinir) tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. “Rod” ve “kon” ismi verilen bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyon görmez ve gece körlüğü oluşur. 3. ARPACIĞA SARIMSAK SÜRMEYİN, ILIK SU KOMPRESİ YAPIN Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan hastalıklar. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor. Ancak şalazyonda sadece tıkanıklık oluyor; arpacıkta ise tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu. Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomad ile yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli/kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil. Çayla kompres ise, çay yüzünden değil, sıcak etkisi ile arpacığa ve şalazyona iyi geliyor. Hiç çay kullanmadan, sadece sıcak su ile kompres yapın. 4. SALATALIK ŞİŞEN GÖZLERE İYİ GELİYOR Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi. Salatalık, cilde uygulandığında hafif “astringent” yani sıkılaştırıcı/büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında yarattığı soğutucu etkiyi sağlıyor. Salatalık hem içindeki “su tutucu etkiyi azaltan maddeler”, hem de “soğuk” etkisi ile göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini gerçekten azaltıyor. Ve eğer böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız, -salatalık alerjiniz olmadığı müddetçe-, göz sağlığınız açısından bir sakıncası yok.. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkin yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmak: Bunun için, buz veya eczaneden aldığınız soğutucu jel poşetlerini kullanabilirsiniz. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek göz altında biriken ödemin (şişliğin) azalmasını sağlıyor. Ama tabii göz altı torbaları çok belirginse, kalıcı çözüm ancak “blefaroplasti” denen operasyonla sağlanabiliyor. 5. BADEM YAĞI KİRPİKLERİ UZATMIYOR Badem yağı (“almond oil”) içerdiği antioksidanlar nedeni ile pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunuyor. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok. Kirpikleri gürleştirdiği bilinen tek madde, bazı göz tansiyonu ilaçlarının içinde bulunan “prostaglandin anologları”. Ama göz tansiyonu hastası değilseniz, sakın bu göz damlalarını kullanmayın çünkü kontrolsüz göz damlası kullanımının istenmeyen başka yan etkileri de var. 6. PARLAK GÖZLER İÇİN SAKIN LİMON SIKMAYIN Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz kızarır, yanar ve tahriş olur. 7. GÖZE ÖZEL VİTAMİN, SARI NOKTA HASTALIĞINA FAYDALI Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin hapları mevcut. Bu vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini %25 oranında azaltıyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, yaşlılıkta görme kaybına en sık yol açan hastalıklardan biri. Sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı etkiye sahip formulasyon şöyle: C vitamini 500 mg E vitamini 400 IU Beta-karoten 15 mg Çinko oksit 80 mg Kuprik oksit 2 mg Şimdilik herkese değil, sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor. 8. HAFTADA 2 BALIK, FINDIK, SEBZE-MEYVE GÖZLERE İYİ GELİR Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmak faydalı: 1. Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin. (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil.) 2.Bolca balık, meyve ve sebze tüketin. 3. Doymuş yağlar ve margarinden kaçının. 4. Kızartılmış besinlerden kaçının. Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada 2 porsiyon balık, fındık, sarı/turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı.. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
Besinler, göz sağlığımız için önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru mu?.. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi.. 1. BALIKTAKİ OMEGA 3’Ü VÜCUT DAHA KOLAY KULLANIYOR Balık tüketimi ile alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3’ten zengin balıklar arasında ton balığı, somon, uskumru, ringa, alabalık ve sardunya yer alıyor. Balık yağı hapları da, balık tüketiminin yerine geçiyor. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.. 2. HAVUÇ, GÖZ SİNİRLERİNE İYİ GELİYOR Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina (sinir) tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. “Rod” ve “kon” ismi verilen bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyon görmez ve gece körlüğü oluşur. 3. ARPACIĞA SARIMSAK SÜRMEYİN, ILIK SU KOMPRESİ YAPIN Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan hastalıklar. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor. Ancak şalazyonda sadece tıkanıklık oluyor; arpacıkta ise tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu. Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomad ile yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli/kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil. Çayla kompres ise, çay yüzünden değil, sıcak etkisi ile arpacığa ve şalazyona iyi geliyor. Hiç çay kullanmadan, sadece sıcak su ile kompres yapın. 4. SALATALIK ŞİŞEN GÖZLERE İYİ GELİYOR Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi. Salatalık, cilde uygulandığında hafif “astringent” yani sıkılaştırıcı/büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında yarattığı soğutucu etkiyi sağlıyor. Salatalık hem içindeki “su tutucu etkiyi azaltan maddeler”, hem de “soğuk” etkisi ile göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini gerçekten azaltıyor. Ve eğer böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız, -salatalık alerjiniz olmadığı müddetçe-, göz sağlığınız açısından bir sakıncası yok.. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkin yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmak: Bunun için, buz veya eczaneden aldığınız soğutucu jel poşetlerini kullanabilirsiniz. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek göz altında biriken ödemin (şişliğin) azalmasını sağlıyor. Ama tabii göz altı torbaları çok belirginse, kalıcı çözüm ancak “blefaroplasti” denen operasyonla sağlanabiliyor. 5. BADEM YAĞI KİRPİKLERİ UZATMIYOR Badem yağı (“almond oil”) içerdiği antioksidanlar nedeni ile pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunuyor. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok. Kirpikleri gürleştirdiği bilinen tek madde, bazı göz tansiyonu ilaçlarının içinde bulunan “prostaglandin anologları”. Ama göz tansiyonu hastası değilseniz, sakın bu göz damlalarını kullanmayın çünkü kontrolsüz göz damlası kullanımının istenmeyen başka yan etkileri de var. 6. PARLAK GÖZLER İÇİN SAKIN LİMON SIKMAYIN Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz kızarır, yanar ve tahriş olur. 7. GÖZE ÖZEL VİTAMİN, SARI NOKTA HASTALIĞINA FAYDALI Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin hapları mevcut. Bu vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini %25 oranında azaltıyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, yaşlılıkta görme kaybına en sık yol açan hastalıklardan biri. Sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı etkiye sahip formulasyon şöyle: C vitamini 500 mg E vitamini 400 IU Beta-karoten 15 mg Çinko oksit 80 mg Kuprik oksit 2 mg Şimdilik herkese değil, sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor. 8. HAFTADA 2 BALIK, FINDIK, SEBZE-MEYVE GÖZLERE İYİ GELİR Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmak faydalı: 1. Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin. (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil.) 2.Bolca balık, meyve ve sebze tüketin. 3. Doymuş yağlar ve margarinden kaçının. 4. Kızartılmış besinlerden kaçının. Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada 2 porsiyon balık, fındık, sarı/turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı.. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
Besinler, göz sağlığımız için önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru mu?.. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi.. 1. BALIKTAKİ OMEGA 3’Ü VÜCUT DAHA KOLAY KULLANIYOR Balık tüketimi ile alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3’ten zengin balıklar arasında ton balığı, somon, uskumru, ringa, alabalık ve sardunya yer alıyor. Balık yağı hapları da, balık tüketiminin yerine geçiyor. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.. 2. HAVUÇ, GÖZ SİNİRLERİNE İYİ GELİYOR Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina (sinir) tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. “Rod” ve “kon” ismi verilen bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyon görmez ve gece körlüğü oluşur. 3. ARPACIĞA SARIMSAK SÜRMEYİN, ILIK SU KOMPRESİ YAPIN Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan hastalıklar. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor. Ancak şalazyonda sadece tıkanıklık oluyor; arpacıkta ise tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu. Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomad ile yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli/kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil. Çayla kompres ise, çay yüzünden değil, sıcak etkisi ile arpacığa ve şalazyona iyi geliyor. Hiç çay kullanmadan, sadece sıcak su ile kompres yapın. 4. SALATALIK ŞİŞEN GÖZLERE İYİ GELİYOR Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi. Salatalık, cilde uygulandığında hafif “astringent” yani sıkılaştırıcı/büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında yarattığı soğutucu etkiyi sağlıyor. Salatalık hem içindeki “su tutucu etkiyi azaltan maddeler”, hem de “soğuk” etkisi ile göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini gerçekten azaltıyor. Ve eğer böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız, -salatalık alerjiniz olmadığı müddetçe-, göz sağlığınız açısından bir sakıncası yok.. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkin yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmak: Bunun için, buz veya eczaneden aldığınız soğutucu jel poşetlerini kullanabilirsiniz. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek göz altında biriken ödemin (şişliğin) azalmasını sağlıyor. Ama tabii göz altı torbaları çok belirginse, kalıcı çözüm ancak “blefaroplasti” denen operasyonla sağlanabiliyor. 5. BADEM YAĞI KİRPİKLERİ UZATMIYOR Badem yağı (“almond oil”) içerdiği antioksidanlar nedeni ile pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunuyor. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok. Kirpikleri gürleştirdiği bilinen tek madde, bazı göz tansiyonu ilaçlarının içinde bulunan “prostaglandin anologları”. Ama göz tansiyonu hastası değilseniz, sakın bu göz damlalarını kullanmayın çünkü kontrolsüz göz damlası kullanımının istenmeyen başka yan etkileri de var. 6. PARLAK GÖZLER İÇİN SAKIN LİMON SIKMAYIN Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz kızarır, yanar ve tahriş olur. 7. GÖZE ÖZEL VİTAMİN, SARI NOKTA HASTALIĞINA FAYDALI Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin hapları mevcut. Bu vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini %25 oranında azaltıyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, yaşlılıkta görme kaybına en sık yol açan hastalıklardan biri. Sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı etkiye sahip formulasyon şöyle: C vitamini 500 mg E vitamini 400 IU Beta-karoten 15 mg Çinko oksit 80 mg Kuprik oksit 2 mg Şimdilik herkese değil, sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor. 8. HAFTADA 2 BALIK, FINDIK, SEBZE-MEYVE GÖZLERE İYİ GELİR Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmak faydalı: 1. Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin. (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil.) 2.Bolca balık, meyve ve sebze tüketin. 3. Doymuş yağlar ve margarinden kaçının. 4. Kızartılmış besinlerden kaçının. Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada 2 porsiyon balık, fındık, sarı/turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı.. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes