#daha öncekiler gibi
Explore tagged Tumblr posts
Text
#geçer geçer#daha öncekiler gibi#bu da geçer#neler neler geçmedi ki#yine düşer#deli divane gönlüm aşka#aşka#aşka vurgunum ben#sezen aksu#Spotify
0 notes
Text
youtube
şu geçen zamanda bu şarkılara takmış durumdayım , sizlerde dineliyin;)
#şarkı#softmusic#müzik#biraz duygulu#geçer geçer daha öncekiler gibi;)#playlist#spotify#youtube#tumblr#maralatmaca#kitap#yaralasar#ötanazi okulu#;)#Youtube
3 notes
·
View notes
Text
Ömür Ağacının Körpe Tohumu
Yuvarlandı,
Yuvarlandı,
Ve düştü...
Toprağa,
Suya,
Havaya,
Ateşe
Ve kalbe
Ömür ağacının körpe tohumu...
Böylece başladı,
Mevsimler.
Henüz icat olunmamışken
saatler...
Akıp durdu zaman
Doğumdan,
Ölüme doğru...
Önce filizlendi hayat,
Sonra boy verdi,
Düştüğü yerden.
Topraktan semaya doğru...
Uzadı da uzadı,
Nihayetinde
Tohumun kaderiydi büyümek...
Koca bir ağaç olmak!
Ve gölgesinde tüm insanlık.
Henüz yaprakları bile
Kendine yeterli gelmezken
Üstelik...
Fakat ne zamanı kabil gelirdi buna...
Ne de henüz tanışmadığı
Sert ve soluksuz mevsimleri,
Zira büyüdükçe
Anlayacaktı;
Çiceklenmek için
Ağır kışlar geçirmek
Gerektiğini...
Anlamıştı da!
Öncelerde zavallı bir tohum,
Şimdilerde heybetli dalları ile
Göğü kucaklayacak bir ihtişama
Erişmişken,
Anlamıştı...
Toprağa gömülen acıları,
Suya dökülen gözyaşlarını,
Havanın zehrini,
Ateşin yakıcı vehmini
Ve kalbin yıkamakla çıkmayan
İnatçı kirlerini...
Nefret gibi, riya gibi, zul gibi
Yaşadıkça anlıyordu artık
Bazı şeyleri,
Ömür ağacı olmak!
Ne de zor işti değil mi?
Geçiyordu zaman,
Tıpkı daha öncekiler gibi,
Döndükçe mevsimler,
Gücü azalıyodu
Ağacın...
Kalın dallarını,
Derinlere sarılmış güçlü köklerini
Bir bir kemiriyordu hayat,
Hele bir de yaz geldi mi?
Vay haline,
Kuruyan dallarına mı dert yansın?
Yoksa gün be gün eksilen
Vakt-i saatine mi?
Biliyordu artık ömür ağacı,
Ya bir densizin kıvılcımına
Kurban gidecekti!
Ya da çürüyecekti,
Toprağında can bulduğu
Bu tenha köşede,
Biliyordu artık...
Gidiciydi.
Ölümü beş geçeye kurulmuştu,
Tüm saatler...
Belki dönmek de,
Gelmek kadar önemli bir işti...
Ama şu hiç ölmeyecek gibi
Yaşamalar yok muydu?
Ömür ağacı da olsan
En çok o koyuyordu
Bu dünyadan
Bir rüzgar gibi esip gittiğine...
-PembeBirKrizantem
(Şiirle ilgili görüş ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen🌸🙏)
#şiirheryerde#şiirsokakta#tumblr şiir#şiirler#edebi yazılar#edebi cümleler#tumblr postları#virgülle ayrılmış#postlarım#poetry of tumblr#art#cottagecore#naturecore
173 notes
·
View notes
Text
Geçer, geçer daha öncekiler gibi buda geçer neler, neler geçmedi ki..
#siirsokagi#sozler#şiirler#umut bitti sigara ver#spotify#postlarım#günün alıntısı#günün yazısı#gecenin sözü#günün sözü#keşfet#edebiyat#sezenabla#sezen aksu#sezensarkisi#aşk acısı#şarkılardan alıntılar#alıntı#kitap kesitleri#kitap alıntısı#kitap alintisi#kitap alintilari#kitap alıntıları#kitaptankesitler#kitaptansözler#kitaptan alıntı#my post#tumblr postları#postlarim#gecenin şarkısı
148 notes
·
View notes
Text
Bu tariflerden hazırlayayım mı daha ya? Yoksa öncekiler gibi postlar mı gelsin sadece hatırlatma için? Bu arada suyunuzu içmeyi ve bir kap da dışarı bırakmayı unutmayıın.
@semaanrr @until-my-teeth-fell-out @eaupure @cokerkendegilmiydi @kingofthehell12 @mezarlikprensesi @kuy-tukose @21560072 @aydenizii @cucela @tomrisgibisi @kirazlik @didoretrosu @hosca-kalamam @yesilcicek @gokkusaginda @belkibirgunokursunsblog @coralinevuolemorire @herzamanbulutluu @mor-gabriel @bireylulhikayesis-blog @ladyvaletteentrone
27 notes
·
View notes
Text
Sezenin dediği gibi geçer daha öncekiler gibi demek istiyorum ama soruyorum sonra daha öncekilerin geçtiğine emin misin?
13 notes
·
View notes
Text
Dışarıdan nasıl gözüküyorum bilmiyorum. Belki çok güçlü, belki çok duygusal, çok agresif ve sinirli , bilmiyorum. Ama çok yoruldum. Yaşadıklarımın ağırlığını tek başıma kaldırmaya çalışmaktan çok yoruldum. Kimseden habersiz bir köşede kendi kendime yetmeye çalışmaktan çok yoruldum. İçime atmaktan çok yoruldum. Dönemiyorum geriye, yaptığım hataları düzeltemiyorum. Geleceğimi kurmak için çabalıyorum ama o kadar yorgunum ki ayakta duracak gücü kendimde bazen çok zor buluyorum. Küçücük yaşlarımdan beri kocaman bir kadın gibi düşünüyor olmanın ağırlığı var üstümde. Aldırış etmiyorum, atlatırım. Daha öncekiler gibi… Ve çok daha duygusuz. Kendi ellerimle hayatımdaki güzel bir çok şeye veda etmiş birisiyim. Belki bir gün kalan tek şey olunca kendime de veda ederim… 
27 notes
·
View notes
Text
Tuğkan diyor ya; “Geçer , daha öncekiler gibi. Bu da geçer. Neler neler geçmedi ki?”
42 notes
·
View notes
Text
Bu bi veda. Bu sana bi veda. Yılgın kelimelerimin bi işe yaramayacağı son anlar bunlar. Çünkü bu bi veda sana, çünkü bu bi veda bize. Yine bi akşam. Öncekiler gibi upuzun. Çok istedim. Sana dokunmayı çok istedim. Teninde kaybolmayı mutluluk kadar istedim. Seninle kaybolmayı uzun yolculuklar kadar istedim. Ellerim senden yeterince uzak. Biz yeterince uzağız. Bi daha hissedemeyeceğin sıcaklığım bu. Kendine inandırdığın şeylerin etkisiz gösterimi belki de. Bi daha dokunamayacağın ellerimdi bu veda sana. En gerçek sana inandım. Sen bana inanmadın. Benim gecemin en uzun karanlığında sen orada yoktun. Ben umutsuzken sen orada olmadın. Yalnız bırakılmanın bu pis hissi kaldı sadece içimde. Gelmene gerek yoktu. Geldin. Böyle olmasına da gerek yoktu. Ama oldu. Bu bi veda sana. Her şeyin aktığı ırmakta kaybolan yansımalar bunlar. Sana sarılmayı çok istedim. Sen orada yoktun. Olmaman gerektiğini düşündüğün için orada değildin. Seni yeniden tanıdım. Alışmam epey zaman aldı. Çok fazla su geçti düşüncelerimin üzerinden. Şimdi sakinim. Her şey sakin. Aynı şeyi düşünmüyoruz. Yanımda çok güzeldin. Özel olan ne varsa sen tamamlayabilirdin. Şimdi uzağız. Bi yol var ve o yol çoktan ikiye ayrıldı. Sonu olan her şeyden daha güzeldin. Sonsuza bile giderdim seninle. Sonsuza bile giderdim bizimle.Çünkü bu bi veda sana, çünkü bu bi veda bize. İçim bi uğur böceği kadar kaldı sonunda. Bu bi veda sana. İçimdeki çocuğun bi vedası. İçimdeki çocuğa bi veda. Eksik bi çocuğun tamamlandığı nokta değilsin sen. Bu bi veda sana. Bu bi veda inandığım hayata. Bu bi veda sevdiğim adama.
16 notes
·
View notes
Text
NASIL BAŞLADI-7
Akşam olunca babam geldi. Yemekler yenildi. Çaylar içildi. Televizyonun karşısına Fikret abiyle sohbete daldılar. Abim direk odasına geçti. Babam lafa girdi
-nasıl bizim kız sana iyi bakabildi mi
-Allah razı olsun ondan her şeyini verdi bana hiçbir eksiğimi boş bırakmadı
-iyi bari bş boka yaradı bizim kız desene diye güldü. Bugün Fikret abinin son günüydü yarın eve gidecekti içimde bir üzüntü yok değildi. Babam istemeden ben atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya gittim. Fikret abi de arkamdan geldi. Sarıldı sikini dayadı
-bu an bana tanıdık geliyor Gül
-evet abi öyle aynı şeyleri giydim o zamankiyle. Şöyle uzun uzun bana bakıp
-uf ne günlerdi be çok özleyeceğim
-niye öyle dedin ki Fikret abi
-e kızım askerden geldim babamın iş yerinde bana işte var bizimkiler de bana namuslu eli yüzü düzgün bir kız bulmuşlar. Yakında düğün olur evleniriz. Ama seni unutmam arada gelir sikerim öyle kolay kolay bırakmam seni. Bugün de seni son kez sikeyim de gözüm arkada kalmasın.
-babam evde nasıl olacak ki o dedim babam bağırdı nerde kaldınız diye. Hazırladıklarımızı getirdik. Babam yine öküz gibi saldırdı. Ordan Fikret abi yine su istedi ne yapacağını anladım. Gittim mutfağa o dökmeden önce ben memelerimi amımı su ile ıslattım. Giydiklerim dapdardı. Su dökmemle meme uclarım ortaya çıktı. Amımın dudakları bile belli oluyordu. Suyu Fikret abiye getirdim. Üstümün ıslak olduğunu görünce suyu yarıda bırakıp sinsi sinsi güldü. Sonra
-amca müsaadenle Gül bacımın bana rövanş sözü vardı boyunun ölçüsünü bi alayım.
-amk koyayım bu seferde yenilirsen bir daha seni eve almam ha diyerek güldü babam. Ordan Fikret abi benle boğuşmaya başladı. Yine babamın arkasına geçtik. Babamda televizyonun karşısında televizyon izlemeye başladı yine. Fikret abi beni bu sefer direk devirdi ve üstüme çıktı. Sikini hızlı hızlı sürtüyordu. Suya attığım azdırıcı işe yaramıştı. Bakalım babam bu manzara karşısında da Fikret abiyi sevecek miydi. Beni sikip bozduktan sonra beni beğenmeyip namuslu kızla evlenecekti buna izin veremezdim. Fikret abi kudurmuş boğa gibi hırlıyordu. Ordan babam
-yavaş olun amk evi yıkacaksınız diye bağırdı. Fikret abiyi durdurana aşk olsun hayvan gibi abanıyordu. Daha ileri gitmesini bekliyordum oldu da. Azdırıcı baya kuvvetliydi herhalde taytımı ortadan ikiye ayırdı. Şimdi amım kabak gibi ortadaydı. O kadar sulanmıştı ki parıl parıl parlıyordu amım. Fikret abi bu manzaraya daha fazla dayanamayıp şortunun kenarından çıkardığı müptelası olduğum yarrağı löp diye amıma soktu. Ben bastım çığlığı. Babam arkasına dönünce şok geçirmişti. Ama Fikret abinin umrunda değildi beni sikmeye o koca yarrağını pompalamaya devam ediyordu.
-noluyon lan burda kızımı mı sikiyorsun olum sen
-bu orospu ayarttı beni Muhsin amca dayanamadım derken bile sikiyordu.
-ulan amk orospusu abinin başını mı yakacaksın sen ha. Babama inanamıyordum bu haldeyken bile onu savunuyor suçlu beni görüyordu. Ben tabi bağrıyorum hem acıdan hem zevkten.
-bağırma orospu komşular duyacak. Fikret olum sende çabuk bitir işini
-tamam Muhsin amca az kaldı. Diyerek popmalamaya devam ediyordu. Ama bu sefer öncekiler gibi değildi. Memelerimi sertçe emip ısırıyor bağırmıyım diye ağzımı kapatıp öyle sikiyordu. Babam odasına çekildi belli ki bu kadarını da beklemiyordu Fikret abiden. Fikret abinin canına minnet işine geldi. Beni kaldırıp havada sikmeye başladı. Ben artık acı ve zevkten ağlamaya başladım.
-Fikret abi nolur boşal dayanamıyorum.
-sus orospu hepsi senin başının altından çıktı dimi. 5 dk öyle siktikten sonra hönkürerek boşaldı. O anda babam içeri girdi oturun dedi yüksek sesle. İkimiz de hızlı hızlı nefes alıp veriyorduk. Babam söze girdi
-naptın olum sen
-Muhsin amca benim suçum yok bu orospu ayarttı beni. Beni hemen satmıştı piç.
-baba valla ben bir şey yapmadım. Yine yan oturmuş bacaklarımı kendime çekmiştim. O sulu amımdan Fikret abinin dölleri akıyordu. Babam onu görünce
-olum bari amına boşalmasaydın ya hamile kalırsa.
-tutamadım kendimi Muhsin amca hem sen bilirsin kaç aydır karı görmedim ben de erkeğim sonuçta dayamadım artık
-neyse bu aramızda kalsın. Kız 18 ine gelince evlenirsiniz çözülür. Ordan Fikret abi hemen atıldı
-amk ben evlenmem kızınla kim siktiyse o evlensin bak kanı da akmadı benim başıma kakamazsınız orospuyu. Fikret abiye inanamıyordum. Sanki beni siken beni bozan o değilmiş gibi konuşuyordu. Babam o zaman ilk defa amıma baktı ama biraz uzun baktı büyük ihtimalle görüntü cezbetmişti . Kan akmıyordu sadece Fikret abinin dölü akıyordu. Babam bir hışımla kalktı bana tokat attı.
-ulan orospu kime siktirdin kendini He. Çocuğun başına mı yakacaksın. Niye ayartıyorsun çocuğu orospu mu olacaksın başımıza. Fikret abi araya girdi.
-tamam oldu bitti Muhsin amca cahilliğine ver yapmış bir hata.
-onu öldürecem bırak Fikret
-amca yapma etme ben kimseye bir şey demem. 18 e girince biriyle evlendirirsin konu kapanır elini kana bulama onun için.
Fikret abinin bu konuşmasıyla biraz da olsun sakinleşmişti babam.
-vay orospu git kendini siktir sonra bu adama çamur at He. Niyetin neydi senin He.
Ben ağlayarak odama çekildim. Sabaha kadar da çıkmadım. Sonra abim geldi bir de o dövdü beni. Ulan amk bir engel olamadın seni sikmesine orospu başımıza ne işler açtın diye bağırarak gitti. Sabah oldu herkes evden gitti. Ben oturup ağlamaya başladım. İlk hoşuma giden anlar şimdi hayatımı bok etmişti. Tam bunları düşünürken yine azmaya başladım. Fikret abi alıştırmıştı şimdi o da yoktu. Evden çıkmama da izin yoktu. Kara kara düşünmeye başladım.
122 notes
·
View notes
Text
Dışardan nasıl gözüküyorum
bilmiyorum.Belki çok güçlü, belki çok
duygusal, çok agresif ve sinirli. Bilmiyorum.
Ama çok yoruldum... yasadiklarimin agirligin tek basima kaldirmaya
çalismaktan çok yoruldum. Kimseden
habersiz bir kösede kendi kendime yetmeye çalismaktan çok yoruldum. Icime
atmaktan çok yoruldum. Dönemiyorum
geriye, yaptigim hatalar düzeltemiyorum.
Gelecegimi kurmak için çabalıyorum ama
o kadar yorgunum ki ayakta duracak gücü
kendimde bazen çok zor buluyorum.
Küçücük yaslarimdan beri kocaman bir
Adam gibi düsünüyor olmanin agirligi var
üstümde. Aldırış etmiyorum, atlatirim. Daha
öncekiler gibi... cok daha güçlü olurum ve
çok daha duygusuz. Kendi ellerimle hayatimdaki güzel birçok seye veda etmis
birisiyim, belki bir gün kalan tek sey olunca
kendime de ederim...
15 notes
·
View notes
Text
Tanıdığımı sandığım insanlarla
ilgili yaşadığım hayal kırıklıklarını sığdırabileceğim bir heybem yok.
Ve işte bu yüzden yüreğim tıklım tıklım yorgunluk dolu.!
_______________________
🥀🍂🍁💔
Geçer geçer diyor; Sezen Aksu 🐦
Daha öncekiler gibi bu da geçer neler neler geçmedi ki...
Ama unutulur mu?
4 notes
·
View notes
Text
"Yapraklar Yeniden Renk Değiştirdiğinde."
6. Bölüm "Üzüm Ustası!"
«Meyve Bahçesi»
Tsukasa: ... Tamam. O zaman, böcek spreyi kullandığınızdan emin olun...
Tsukasa: Hadi!! Üzüm toplama zamanı, ha-a-a-a-a-a-a-a-a-a!!
Tsukasa: Bu bahçedeki bütün üzümleri mümkün olduğunca toplamalıyız, rahatsızlık vermeden. Ve tadını çıkaralım!
Saki: YİPPEE!
Shizuku: İkiniz de ne kadar enerjik görünüyorsunuz.
Shiho: Enerjik değil, daha çok... Üzüm toplamaya aşırı heveslisiniz?
Shiho: Üzüm almak için markete gidebiliriz.
Saki: Hayır-hayır-hayır... Durum öyle değil, Shiho-chan!
Tsukasa: Evet. Sadece yemek değil, üzüm toplamanın anlamı daha derin!
Tsukasa: Hadi bakalım. Biz, üzüm toplamanın ustaları, size sırlarımızı göstereceğiz!
Shizuku: Üzüm toplamanın ustaları?
Tsukasa: Evet! Üzüm toplamak… Ellerimizle toplamak çok önemli!
Saki: Evet, evet!
Shiho: Ne saçma…
Tsukasa: İlk önce, çiftçiden, lezzetli üzüm salkımlarının nasıl olması gerektiğini öğreneceğiz! Sonra, onları gözlerimizle seçip toplayacağız!
Saki: Ve işte! O an "İşte burada!" diyorsun, onu topluyorsun, ve denediğinde gerçekten lezzetli olduğunu fark ediyorsun… Sonra o zaman gerçekten mutlu oluyorsun!
Saki: Yalnızca lezzetli değil, mutlu edici! İşte üzüm toplamanın güzelliği bu!
Shizuku: Hmmm… Anladım, sabırsızlıkla bekliyorum.
Shizuku: Ama nasıl bu kadar iyi biliyorsunuz üzüm toplamanın işini?
Tsukasa: Aslında, küçükken, ailemizle üzüm toplamaya giderdik. O zamanlar birçok şey öğrendim.
Saki: Çok çabalarla!
Saki: Hatırlıyor musun, çok lezzetli üzümler vardı ama yüksekteydiler. Beni omuzlarına çıkarmıştın, birlikte üzüm toplamıştık!
Tsukasa: Evet. Yolda biraz sallanıyordum ama biz Saki'yle, lezzetli üzümleri toplamak için sıkıca tutunmuştuk…
Tsukasa: O zaman o kadar lezzetliydi ki, sanki dünyadan değildi. Birlikte koparmış olmamızın gururundan galiba!
Saki: Evet, evet! Başta sırt çantamıza doldurmak istiyorduk ama... Üzümü denedikten sonra zaten doymuştuk...
Saki: Geriye kalan zamanı sadece o üzümleri en değerli şey olarak tutarak geçirdik, ve böylece bitti.
Shiho: Haa...
Shizuku: Ne güzel bir hikaye, aranızdaki uyumu çok güzel gösteriyor.
Shiho: Ama sadece bundan dolayı kendini üzüm toplama ustası mı sayıyorsun?
Tsukasa: Ha-ha-ha! Küçük şeylere takılma!
Tsukasa: Hadi bakalım, size bütün sırlarımızı söyledim. Şimdi toplama işine başlayalım!
«Bir süre sonra»
Shiho: (Neyse… Hangi salkımı seçsem?)
Shiho: (Hatırlıyorum, çiftçi demişti ki, üzümlerin uçları iyi renklendiyse, bu onun yeterince besin aldığını gösteriyordur.)
Shiho: Bunlar fena görünmüyor. Hm, sapı nasıl keseyim...
Shizuku: Shi-chan, bu salkımı mı topluyorsun?
Shiho: Evet. Güzel rengi var, bunu alıyorum.
Shizuku: Tamam! Ama yanındaki salkım da galiba olgunlaşmış. Ben bunu alırım.
Shiho: Ah... Tsmam
Shiho: (Acaba, kız kardeşim doğru şekilde toplayabilecek mi? Bu işte pek yetenekli gibi görünmüyor...)
Shizuku: Hmmm… Sapı sıkıca tutmak gerek… İşte böyle…
Shiho: E...
Shiho: Hayret… Ne kadar kolayca topladın.
Shizuku: Teşekkürler. Belki profesyonel deneyimim yardımcı oluyordur. Çiftlikte çok yardımcı oldum, bana farklı işler vermişlerdi.
Shiho: Gerçekten...
Shiho: (Peki, önemli olan o salkımı toplamasıydı.)
Shiho: O zaman ben de… Dur, bir şey yanlış mı?
Shizuku: Ne oldu, Shi-chan?
Shiho: Bir türlü sapı kesemedim…
Shizuku: Aa… Belki sapı biraz kendine daha yakın tutmayı dene, o zaman makası daha rahat sıkabilirsin.
Shiho: Aa? E... Şu şekilde mi?
Shizuku: Evet. Öncekiler gibi kesmeyi dene.
Shiho: Tamam. Deneyeyim... Ah...
Shiho: Topladım.
Shizuku: Hıhı. Aferin, Shi-chan!
Shizuku: Bahçe makasını belli bir şekilde tutmak lazım. Görünüşe göre sana yardımcı oldular.
Shiho: Gerçekten… Teşekkür ederim, abla.
«Bir süre sonra»
Tsukasa: Bakın! Ben ve Saki birkaç salkım topladık! Sizde nasıl gidiyor?
Shizuku: Biz de şimdi bir tane topladık.
Saki: Haa! Üzümleriniz, Shizuku-senpai, ne kadar sulu ve lezzetl görünüyor i!
Tsukasa: Evet, doğru. Artık hepimiz topladık, hadi bakalım deneyelim!
Saki: Evet! Önce biraz suyla yıkayalım… Bir tanesini alıyorum… Shiho-chan, sen de hazır mısın?
Shiho: Hmmm.
Tsukasa: Tamam, o zaman…
Shiho, Shizuku, Tsukasa, Saki: "Afiyet olsun!" "Afiyet olsun!"
Shiho: (... Taze toplanmış üzüm ne kadar sulu…)
Saki: Mmmmm! Lezzetli, Shiho-chan!
Shiho: ... Evet, lezzetli.
Tsukasa: Ahh… Ne güzel bir görüntü!
Shiho: Ha?
Tsukasa: Üzüm yiyen, birbirine gülümseyen kız kardeşler! Bu anı yakalamak ve çerçeveye koyup duvara asmak istiyorum…
Shizuku: Katılıyorum… Shi-chan ve Saki-chan üzüm yerken gülümsüyorlar… Onlara sonsuza kadar bakmak istiyorum.
Shizuku: Evet! Eğer bolca üzüm toplar ve Shiho-chan ile Saki-chan’ı ikram edersek, bu görüntüyü sonsuza kadar izleyebiliriz!
Shiho: Abla, ne diyorsun…
Tsukasa: Harika bir fikir, Shizuku!
Tsukasa: Hadi bakalım, o zaman en tatlı ve en lezzetli üzümleri getirelim! Hadi gidelim!
Shizuku: Evet!
Shiho: Haaa…
Saki: Ehhh, nereye gittiler…
???: <Ha-ha! Shiho'nun kız kardeşi ve Saki'nin abisi ne kadar enerjikmiş~☆>
Rin: <Merhaba! Cebinden göz attım da, üzüm toplarken çok eğleniyor gibisiniz!>
Saki: Aa, Rin-chan, tam zamanında geldin! Seni çağırmak istiyordum.
Saki: Dinle, dinle, çok fazla üzüm topladık, böylece Sekai'deki herkes tadabilir! İşte, bak!
Rin: <Vay! Bu kadar üzümü gerçekten yiyebilir miyiz?!>
Shiho: Hmm, tümünü taşıyacağımızı sanmıyorum… Ama sonra yediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Saki: Evet! Neden bir dahaki sefere Sekai'de bir üzüm partisi yapmıyoruz?
Rin: <Bu harika olur~��� Eğlence komitesinin bir üyesi olarak gerçek bir parti düzenlerim>
Rin: <Bu arada, Hono-chan ile birlikte üzüm parfe, üzüm keki, üzüm suyu yapabiliriz...>
Rin: <Ve sonra sınıfı üzümle süsleyebiliriz!?>
Shiho: Üzümle süslemek... Bu biraz fazla değil mi?
Rin: <Haha! Sadece bir fikir♪>
Saki: Üzüm partisi… O zaman daha fazla üzüm toplamamız gerek!
Shiho: E, daha fazla mı toplamak istiyorsun?
Saki: Tabii! Eğer parti yapacaksak, çok üzüm toplamamız lazım!
Saki: Hem... Kardeşlerimize karşı kaybetmek istemeyiz!
Saki: Kim en lezzetli üzümü toplarsa, o kazanır!
Shiho: Hmmm…
Shiho: Eğer bu bir yarışma ise, geri çekilmem.
Rin: <Ooo, Shiho-chan da kararlı!>
Saki: Fufufu. Kesinlikle en lezzetli üzümü toplayacağım!
2 notes
·
View notes
Text
Geçer geçer daha öncekiler gibi bu da geçer neler neler geçmedi ki.
2 notes
·
View notes
Text
ÖLÜM (HASAN-I BASRİ)(ZÜHD)
1- Mübarek ibnu Fudale'den (rh) rivayet edildiğine göre. Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi: "Şu kalpleri Allah'ı anmakla parlatınız (cilālayınız).
Çünkü onların paslanmaları hızlıdır. Şu nefislerin gemlerini çekiniz.
Çünkü onlar, arzularına (şiddetle ve) çok meylederler. Nefis ancak, kötü bir amaca istek duyar. Şüphesiz siz, götürdüğü her yere gitmekte ona itaat ederseniz, size bir şey kalmaz."
2- Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi: "Sizden öncekiler, abdest bozmaya gittiklerinde, her biri, taharetsiz olarak Allah'ın emrinin kendisine gelmesinden korkarak yanına su alır, ihtiyacı için bir tarafa yönelir, ihtiyacını def ettikten sonra abdestini alırdı."
3- Ca'fer bin Hayyan'dan (rh) rivayet edildiğine göre, Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi: "Müslüman, karnını tıka basa doldurmaz, vasiyetini de yanından ayırmaz."
4- Mübarek bin Fudale'den (rh) rivayet edildiğine göre, Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi: "Ölüm, dünyanın öyle bir belası- dır ki, akıl sahibi hiç kimse ölümü hatırladığı için sevinç du- yamaz."
5- Salih bin Rüstem'den (rh) rivayet edildiğine göre, Ha- san-ı Basri (rh) şöyle dedi: "İnsanların çokluğuna bakıp aldanmayan kimseye Allah rahmet etsin.
Ey Ademoğlu, şüphesiz yalnız olarak ölecek, yalnız olarak kabre girecek, yalnız olarak haşredilecek, yalnız olarak hesaba çekileceksin.
Ey Ademoğlu, sen (cisimden ibaret değil) bir manasın, (yeryüzünde) kastedilen sensin."
SAYFA18 Zühd/Hasan-1 Basri
6- Haşim'den (rh) rivayet edildiğine göre, Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi:
"Kul, ölümü hatırlamayı arttırırsa, bunun faydasını) amellerinde görür.
Emeli uzun olan kul da mutlaka bu kötülüğü amellerinde görür."
7- Said bin Amir, dedesi Esma bin Abd'dan rivayet ettiğine göre, Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi: "Müslümanlardan birine, kardeşlerinden birisinin ölüm haberi geldi.
Bunun üzerine: "Biz O'nun için yaratıldık ve yine O'na döneceğiz, yakında biz de o yolun yolcusuyuz." der.
Bunun üzerine Allah da onun çabasını ve çalışmasını arttırır; Allah'ın takdir etmiş olduğu bir süre daha (hayatta) kalır.
Sonra bir başka kardeşinin ölüm haberi (kendisine) gelir ve yine: "Biz O'nun için yaratıldık ve yine O'na döneceğiz, yakında biz de o yolun yolcusuyuz." der.
Allah onun çabasını ve çalışmasını (bir kat daha) arttırır.
(Ravi) Der ki: "Hasan (rh), bu sözleri Allah'a yemin olsun ki, güzel bir şekilde ölünceye kadar tekrarladı."
8- Hişâm'dan (rh) rivayet edildiğine göre, Hasan-1 Basri (rh) şöyle dedi: "Bir adam, hasta olan kardeşini ziyaret eder, ancak onun ölümüyle karşılaşır.
Bu sırada, ölümün zorluğunu(n) ve acısının ne demek olduğunu) görür. Ardından evine döner, ev halkı yemeğini getirir. (Gördüklerinden sonra)
"Siz yeyin!" der.
"Ey falan, yemen lazım!" derler.
Adam tekrar: "Siz yeyin! Allah'a yemin olsun, öyle bir ölüm gördüm ki, ona hazırlanmam için sürekli iyi amelde bulunmam lazım." der.
9- İbni Avn'dan (rh) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ebu Said el-Hasen bin Ebi'l-Hasen bu şekilde konuşur, ardından dua ederdi.
Duasının sonunda: "Allahım, ölüm anında bize rahat, huzur ve afiyet ver!" derdi.
SAYFA19 Zühd/Hasan-1 Basri
10- Rivayet edildiğine göre, Hasan (rh), bir cenazede yaşlı bir adam gördü.
Cenazenin defnedilmesinden sonra, Hasan (rh), adama:
"Ey ihtiyar! Rabbin adına soruyorum:
Sence bu ölü, dünyaya tekrar dönmek, salih amellerini arttırmak ve
aşağılık günahlarından dolayı Allah'tan bağışlanmayı ister mi, ne dersin?" dedi.
Bunun üzerine yaşlı adam:
"Allah'a yemin ederim ki, evet (ister)!" dedi.
Hasan (rh):
"O halde bize ne oluyor ki, bu ölü gibi olmuyoruz!" dedi, sonra döndü.
Giderken şöyle diyordu:
"Hangi öğüt!
Kalplerde hayat olsaydı, ne faydalı olurdu!
Oysa çağrılanlarda hayat yok!"
11-Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi: "Ölümün varılacak yer, kıyametin buluşma zamanı ve Cebbâr olan Allah'ın huzurunda durmanın (kaçınılmaz bir şekilde) gerçekleşeceğini bilen kimseye, dünyada uzun süre yaşamak hüzün verir, onun rağbeti salih amel işlemektir."
12- Hasan (rh), bir hastayı ziyaret etti.
Ancak onu ölüm döşeğinde buldu.
Ölümün hasta üzerinde bıraktığı değişikliği ve şiddeti gördü.
Evine döndüğünde, ona yemesi için yemek getirdiler. Bunun üzerine Hasan (rh): "Yemek ve içecek sizin olsun. Çünkü ben, kaçınılmaz olan ölümü gördüm.
Ölümle karşılaşıncaya kadar amel işleyeceğim." dedi. Günlerce yemek konusunda kendisine engel olmaya çalıştı.
Sonunda biraz sakinleşti de yemeye başladı.
13- Hasan (rh) şöyle derdi:
"Ey Allah'ın kulları!
Şüphesiz Yüce Allah, ölüm dışında amelleriniz için bir mühlet vermedi.
O halde amel işlemeye devam edin; çünkü Aziz ve Yüce olan Allah: "Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (15/Hicr, 99) buyuruyor.
14- "Ey insanlar,
Allah'a yemin olsun ki, az bir vaktiniz kaldı.
Ölüm tepenizde,
cehennem de önünüzde!"
SAYFA20 Zühd/Hasan-1 Basri
15- Hasan (rh), bir cenaze namazına katıldı.
(Namazdan sonra şöyle dedi:) "Ey insanlar!
Bugün olduğu gibi amel işleyin.
Çünkü "(Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir. Rasûlü de.
Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir." (9/Tevbe, 94)
16- Hasan (rh) şöyle derdi:
"Ey Ademoğlu, şüphesiz yalnız olarak ölecek,
yalnız olarak haşredilecek, yalnız olarak hesaba çekileceksin.
Ey Ademoğlu,
eğer bütün insanlar Allah'a itaat etse ve sen de isyanda bulunsan, onların itaati sana fayda vermez.
Eğer bütün insanlar Allah'a isyanda bulunsalar ve sen de itaatte bulunsan, onların günahları sana zarar vermez.
Ey Ademoğlu,
günahın senin günahındır.
Günah, senin etin ve kanındır.
Eğer günahından kurtulursan, etin ve kanın da kurtulur.
Eğer kurtulmazsan, o günah sönmeyen bir ateş, çürümeyen bir ceset ve ölmeyen bir nefis olur."
17- Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi:
"Kim ansızın ölmez.
ancak aniden hastalanırsa, Rabbiyle bir an önce birlikte olmaktan korksun."
18- Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi: "Şu üç şey olmasaydı, ademoğlu başını eğmezdi:
Ölüm,
hastalık
ve fakirlik.
İnsanoğlu bunları atlatınca, yerinde durmaz."
19- Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi: "Ademoğlu, üç şey arasındadır:
Başına gelen imtihan,
tükenen nimet
ve yok eden ölüm."
20- Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi: "Ademoğlunun hayatı üçe bölünmüştür. İmtihan, iyilik ve ölüm,"
SAYFA21 Zühd/Hasan-1 Basri
21-Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi:
"Ademoğluna, imtihan, iyilik ve ölüm arzedilir.
Sonra çığlık atar, ağlar ve:
"Ey Rabbimiz!
Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver.
Bizi cehennem azabından koru!" (2/Bakara, 201) der.
22- Hasan-ı Basri'den (rh) rivayet edildiğine göre.
Ebu Derda (ra) şöyle buyurdu: "Ademoğlu, Allah'ı görüyormuşçasına ona ibadet et ve kendini ölüme hazırla! Mazlumun duasından da kaçın!"
23- Cerir bin Hazīm'den (rh) rivayet edildiğine göre,
Hasan-ı Basri (rh) şöyle dedi:
"Ben öyle topluluklara ulaştım ki, dünya onlardan birine helal olarak sunulurdu da, onu bırakır ve:
"Allah'a yemin olsun ki, elime geçtiği zaman, bundan dolayı ne olacağını bilemem." derdi.
24- Yahya bin Muhtar'dan (rh) rivayet edildiğine göre, Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi: "Vallahi (ashabın) karşılığında Cennet istedikleri şey, nefislerinde (içlerinde) büyümedi, onları ateş korkusu ağlattı."
25- İbni Sebih'ten (rh) rivayet edildiğine göre.
Hasan- Basri (rh) şöyle derdi: "Mü'min, Allah'ın buyruklarını olduğu gibi kabul edendir.
Mü'min, amelini en güzel biçimde yapar.
Allah'tan en çok korkan odur. Dağlar kadar mal infak etse, yine de kendinden emin olmaz.
Korkar ve kurtulamayacağını düşünerek Allah'a ümit ve endişe dolu yalvarışını artırır
ve: "Kurtulamayacağım." der.
Münafik ise,
"İnsanların çoğu bunu yapıyor.
Allah beni de affedecektir.
Hem benim bir sorumluluğum yok." der ve amel işlemeyi unutur.
Böylelikle Allah'a dair boş kuruntulara saplanır."
SAYFA22 Zühd/Hasan-1 Basri
26- Hasan-ı Basri (rh): "Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Allah'ın affina güvendirerek şeytan sizi ayartmasın." (31/Lokman, 33) âyetini okuduğu zaman: "Bunu kim söyledi?" diye sorar, sonra da:
"Onu yaratan: çünkü onu en iyi bilen O'dur." derdi.
27- Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi: "Dünyanın meşgul edici şeylerinden sakınınız. Şüphesiz onun meşgul edici şeyleri çoktur.
Bir adam kendine bir meşguliyet kapısı açtığında, muhakkak bu kapı ona on tane daha meşguliyet kapısı açmaya sebep olur."
28- Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi: "(Dünya için)
Ey Habis!
Her ağacından yedik, sonucunu acı bulduk!"
29- Süfyan (rh) Hasan-ı Basri'nin (rh) şöyle dediğini işitmiştir:
"(Allah) bir kimseye ancak (Allah'a karşı) kibirlenmesi, gaflete düşmesi için malı geniş olarak vermiştir.
" Yine Hasan-1 Basri (rh) şöyle derdi: "(Elindekini) İyi kullanan, muhtaç olmadı (fakirleşmedi)."
30- Hasan'dan (rh) rivayet edildiğine göre, Übeyy bin Ka'b (ra) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah-u Teâlâ, ademoğlunun yiyeceği için dünyayı örnek verdi.
Yiyeceğin tuzu da, kokusu da odur."
31-Hasan-ı Basri den (rh) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasûlullah (sav) peşpeşe üç hadis buyurdu:
1- Medine yollarından birinde bir çöplüğe rastladı ve:
"Kim dünyanın her şeyine bakmaktan hoşlanırsa, şu çöplüğe baksın!" buyurdu.
2- Sonra: "Eğer dünya Allah katında bir sineğin kanadına eş bir değerde olsaydı,
käfire ondan hiçbir şey vermezdi." buyurdu.
3- Sonra ölümü, onun üzüntüsünü, sıkıntısını ve insanı āciz bırakmasından bahsetti:
"(Ölüm) üçyüz kılıç darbesiyle vurulmak gibidir." buyurdu."
#Zühd
#Hasanı #Basri
2 notes
·
View notes