#düzelmeye çalışıyor
Explore tagged Tumblr posts
veradansatirlar · 10 months ago
Text
Yarın 6 Şubat. Depremi yaşamayanların tek bir gün hatırlayacakları ama daha sonra unutacakları , biz depremzedelerin ömürleri boyunca unutamayacakları gün. Unutamıyoruz. Bazılarımız vefat etti o gün, bazılarımız doğup büyüdüğü şehirleri terk etmek zorunda kaldı, bazılarımız şehirlerimizde o günün aynısını yaşaya yaşaya nefes almaya çalışıyor. Ben Malatya’da yaşıyorum. Şu geçen 1 yıl içinde Malatya’da düzelmeye karşı tek bir hamle yapılmadı, aksine çok daha kötü bir yere dönüştü. Biz bu 1 yılda yaşanan depremlerle, şehrimizin toparlanmamış hali ile hep aynı günü yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Televizyonda , internette gösterilen ve dinletilen her acının 10 katını yaşadık. 4:17’de başlayan o sarsıntı hiç bitmedi. Kıyamet sandık ve yaşadığımız her gün ruhumuzun kıyameti oldu. Şimdi yarın tüm Türkiye bizler için dua edecek , bazıları üzerimizden edebiyat kasacak. Bizler ise atlatamadığımız travmalarımız ile yaşamaya çalışacağız. Evet atlatamadık. Her yerde o güne ait paylaşımlar var. Şahsen her gördüğümde, izlediğimde sanki yine aynı hatta daha büyük bir depremi yaşayacakmış gibi hissediyorum, korkuyorum. Anlatıldığı kadar kolay değil. İnanın ki hiç kolay değil.
16 notes · View notes
yanlizlarperisi · 1 year ago
Text
Bu kalp bitmiş durumda, müziği duyduğunda düzelmeye çalışıyor
Zaman durmuş gibi, bu ilk ölümüm olmalı her zaman korktuğum
Kalp atışları kulağımda yankılanıyor
Kaçmaya çalışıyor ama boğazıma geri dönüyor
Artık hiçbir şarkı beni etkilemiyor,sessizce ağlıyorum
2 notes · View notes
kendimezraporu · 6 months ago
Text
Annemin yokluğunu hala hazmedemiyorum. Kalbim parçalanıyor. Öfkem hiç bitmiyor. Kendime olan öfkem o kadar büyük ki, kaldıramıyorum bazen. Konuşacak kimsem yok, nişanlım annemle ilgili konuşmamdan hoşlanmıyor. Tek bir arkadaşım bile yok yakınımda. Nişanlım bayramda ailesiyle memleketine gidiyor. Ablam eşiyle tatile, kardeşim ise bir süreliğine şehir dışına taşındı. Bayramda yapayalnızım. Bayramını kutlayıp elini öpebileceğim kimse yok.
Annemle bayramlarımızı hatırladım. Ben her bayram erkenden uyanıp börekler poğaçalar hazırlar kahvaltıya herkesi beklerdim. Annem de benim heyecanımla mutlu olurdu. Sonra babam namazdan gelir kimsenin yüzüne bakmaz huzursuz ederdi. Olmazsa hakaret eder, kavga çıkarırdı. O kadar üzülürdüm ki bayram boyunca bitmesi için uyurdum. Şimdi ise sadece babamla ben varız.
Babam korkunç birine dönüştü yeniden. Sürekli hakaret, aşağılama. El kaldırmaya kalkmaya kadar gitti. Kaldıramıyorum artık. Allahım her şey için teşekkür ederim şükürler olsun ama yaşamak artık bana çok ağır geliyor.
15 Haziran itibariyle işten ayrılıyorum. Yöneticilerimden biri işten ayrılacağımı öğrendikten sonra herkesin içinde ben senin patronunum gidene kadar sana huzur vermem tarzı iğrenç bir konuşma yaptı. Altta kalmadım kısmen ama hala orada çalışıyor olmak midemi bulandırıyor.
Check up yaptırdım. Mememde bir kist çıktı. Hormonal bozukluklarım varmış. Bir de bunların yanında stres nedeniyle kadın hastalıklarım oluşmuş. Dışarıdan bakan biri der ki bu kızın dünya umrunda değil. Ama gerçekte olan ise ben dünyanın umrunda değilim. Bir ablam kardeşim önemsiyor ama keşke önemsemeseler. Ablam hamile kardeşim zaten dünyanın en hassas insanı. Ben olmasam diye düşünüyorum, ne kadar üzüleceklerini biliyorum içim parçalanıyor. Gerçi ben neyi becerdim ki bunu becereyim...
İşten ayrılmaya yakın bu psikolojiye girmemeliydim. Şimdi evde tek başıma haftalarca kendime sadece eziyet olacağım.
Teyzemle nişanımdan beri görüşmüyoruz. Nişanlımla aramızı bozmak için kayınvalideme gidip beni kötülemiş. Üstüne nişanımda huzursuzluk çıkardı vesaire derken bende limiti doldu. Bende benim bile limitim çok az iken ona çok fazla şans verdim.
Neyse. İyi değilim. Yakın zamanda düzelmeye çalışacağım. Umarım düzelirim...
0 notes
ruzgaress1 · 2 years ago
Text
Hatayli olmaktan da memnunum yani bişeyler düzelmeye düzeltilmeye çalışıyor yani keşke bu kadar kayıp vermeseydik. Bu kadar yakınımı kuzenlerimi kaybetmeseydim aklıma geldikçe ağlıyorum
1 note · View note
httpsmelx · 3 years ago
Text
#iki gün önce keşfettim bu şarkıyı hoşuma gitti o yüzden sizle de paylaşmak istedim#umarım gününüz kötü geçmemiştir. geçtiyse de yarın kötü geçmez umarım#bugün güven üzerine bir podcast dinledim aslında daha önce dinlemiştim ama o zamandan bu yana birçok şey değişti bu yüzden tekrar dinledim#o zamanlar sadece başkasının yaşadığı şeyler gözüyle bakıyordum ama hepsini yaşamış ve mahvolmuşum elifden sonra#anlayacağınız bugün de saatlerce elifi düşündüm. düşünmek yorunca da tokyo ghoul bitirdim#ikinci sezonunu işte#bir de konuşma bozukluklarıyla alakalı bir podcast dinledim. asıl teması kekemelik ve pelteklikmiş. diksiyon için dinlemiştim. olsun#eğer bir gün kekemesi ve/veya peltekliği olan bir arkadaşım olursa ona karşı nasıl davranmam gerektiği hakkında bilgilendim#bugün annem yemekten sonra azcık konuşalım mı dedi ben de tekrar oturdum yerime#babam dün bir psikoloğun narsizimle alakalı videosunu dinliyormuş annem de kulak misafiri olmuş. bende de babamda da olduğunu düşünüyormuş#sen de dinle o psikoloğun videolarını dedi işte. sonra bugün dinlediğim podcast ve elif üzerinden konuştum. bana etkilerinden bahsettim.#bir ara ağlayacak gibi oldum hatta. destek almak istediğimi söyledim annem de yakın zamanda randevu alırız psikologdan dedi#umarım ertelemeyiz. o zamana kadar bir şeyler için çabalamaya devam edeceğim#babanneme de anlatmış herhalde. babamın da benim de depresif oluşumuz hakkında#levi'ı seviyordum o sırada. bu kedi iyi geldi çocuklara dedi annem. onayladım ben de#ama kedi bile bir yere kadar unutturuyor.#sıkıntılı bir aileyiz. hepimizin ayrı ayrı sorunları var ve destek çıkacağımıza kendi içimizde boğulmayı seçiyoruz#zaten yeterince derdi var onunda gibisinden#babamın bir şeyler izlemesi beni mutlu etti#düzelmeye çalışıyor#daha farklı eskisine göre#hala depresyonda tüm günü televizyon başında geçiyor ama kolay kolay sinirlenip sinirini de bizden çıkarmıyor ve şiddeti bıraktı#umarım böyle devam eder. düzeleceğine inanıyorum demek istiyorum ama ciddi bir konuşmaya girmek istemiyorum da..#her neyse#bunları neden anlattım ki#:') iyi geceler#umarım şarkıyı seversiniz#uyumadıysanız bir tane daha önereyim?
7 notes · View notes
sessiizliginsesii · 2 years ago
Text
"Bu kalp artık bitmiş durumda.
Müziği duydugunda, düzelmeye çalışıyor."
~Black Swan
18 notes · View notes
winterr-flower · 3 years ago
Text
Tumblr media
Bu kalp artık bitmiş durumda
Müziği duyduğunda düzelmeye çalışıyor🖤
17 notes · View notes
iamiz · 4 years ago
Text
"Bu kalp artık bitmiş durumda Müziği duyduğunda düzelmeye çalışıyor Kalp atışları kulağımda yankılanıyor Kaçmaya çalışıyor ama boğazıma geri dönüyor Ama hiçbir şarkı beni etkilemiyor Sessiz bir şekilde ağlıyorum O ışıklı okyanus tamamen sessizliğe gömüldü O dolanıp duran ayaklarım izler bırakıyor Bütün bu gürültü ve ses kesildi Şimdi öldürüyor beni Öldürüyor beni, duyuyor musun ? Yavaşça transa giriyor gibi batıyorum Mücadele ediyorum ama her yer okyanusun dibi Her an sonsuzluğa dönüşüyor"
1 note · View note
normalolmakacidir · 3 years ago
Note
Bilmiyorum en son gözlerin için acile gittiğini söyledin sonra cevap vermedin ben yazınca
Hayatım kaymış olduğu içindir daha düzelmeye çalışıyor gözlerim
0 notes
mercutiora · 3 years ago
Text
Dün gece uyumadan önce aklıma bir şey takıldı, kardeşim yanımda ağlıyordu çünkü, henüz 11 yaşında geceleri ağlayarak uyumaya başlamış, benden daha erken. Kalkıp nedenini soramadım, ağlama diyemedim, hiçbir şey yapamamadim. Bana yapılmamıştı çünkü, ne dersem bi yere varamayacağimi düşündüm, her türlü onun aklına kazanacaktı bu an biliyorum, kötü etkilenmesinden korktum, ne yapacağımı bilemedigimden yanlış bi şey yapmaktan korktum, ne iyi gelir bilmiyorum çünkü.
Düşündüm sadece, uzun zamandır yani yaklaşık bi 7 8 yıldır sebepli veya sebepsiz düzenli olarak ağlıyorum, bazen sarsıcı olabiliyor, nefes alamadığım ya da sonunda ölüyorum diyebileceğim kadar kriz geçirdiğim zamanlarım da oluyor, alıştım buna ana konumuz bu değil. Bakıyorum da geçmişe, her zaman bi son nokta olacağını dusunmusum, demek istediğim hep bi "şu olsun mutlu olurum"larla dolu ama asla elindekiyle mutlu olamayan ve sırf bazı tuhaf saçma takıntıları yüzünden memnuniyetsiz bol depresif bi hayat surmusum. Ne yaptığımın, kendime ne yasattigimin farkındayım az çok, çözmeyi denedim mi, evet onu da denedim. Olmuyor. Alıştım. Düşündüren de bu işte. Alışmak.
Şu an nasılsa 5 yıl sonra da 10 yıl sonra da, yaşarsam tabii, hayatım öyle olacakmış gibi geldi bi an. Her yıl 12 ayın bir tanesinde 1 gün bile olsa mutlaka düzeltmek için bir adım atmisimdir. Attığım adımlar çoğalarak beni tekmeleriyle yere sermese ilerleme kaydedebilirdim belki ama görüyorum iste. Ben önceden nasılsam şimdi de oyum. Ne kadar değişmeye, düzelmeye çalışsam da olmuyor. O temeli sokup atamıyor veya duzeltemiyorum. Onun üzerine kurmaya çalışıyor aradaki pürüzleri duzeltmeye calisiyorum ama asla kaynağa inip elle tutulur bi başarıyla kendime dönemiyorum. Bu da beni sürekli denemeye itiyor, devamında da kendimle savaş başlıyor, dinmeyen bir savaş.
Böyle olmak istemiyorum, hayatımı mahvetmek istemiyorum, mutluluğu sevgiyi geçtim artık, kendimle doğru düzgün yaşayabilmek istiyorum.
İşin canimi sıkan tarafı da bu duruma alışmak işte. Ne kadar istesem de alışkanlığım boş ver diyor, ne olacak böyle de yaşanır diyor, sen zaten busun degisemezsin diyor.
Hem kendim için hem de kardeşim için, ne yapacağım bilmiyorum.
Bazı insanlar bu şekilde yaşamaya mahkum ve biz de onlardan biri miyiz, yoksa bi şekilde bunu kırabilir miyim bilmiyorum.
0 notes
merissstuff · 5 years ago
Text
Hayır,düzelmeye çalışıyor.
ne yoluna giriyor hayatım, ne de rayından çıkıyor. bu belirsizlik canımı çok sıkıyor.
2K notes · View notes
havahaber · 5 years ago
Text
İstanbul Havalimanı'nda rüzgar sorunu yok verimlilik yüzde 98!
Türkiye’nin en önemli ve belki de en çok konuşulan projelerinden biri hiç kuşkusuz İstanbul Havalimanı. Nisan 2019’da Atatürk Havalimanı hizmete kapatılırken, İstanbul Havalimanı hizmete açıldı. Ancak projenin başından bu yana gündeme getirilen tartışmalar halen sıcaklığını koruyor. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan İstanbul Havalimanı’nı işleten İGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu’ya göre yeni havalimanında rüzgârdan kaynaklı bir risk bulunmuyor. Samsunlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önerdiği Atatürk ve İstanbul havalimanlarının birlikte kullanılması önerisini “Mümkün ama verimsiz” diye reddediyor. Havalimanı içinde yürüme ve uçağın pist başına kadarki taksi süresinin uzun olduğunu kabul eden Samsunlu, yeni pist açıldığında bu sürenin yarı yarıya ineceğini savunuyor. İşte İstanbul Havalimanı’na ilişkin sıcak tartışma konuları ve akıllardaki sorulara Samsunlu’nun verdiği yanıtlar. İstanbul Havalimanı’na (İST) rüzgârdan ötürü Karadeniz üzerinden inilemediği söyleniyor. Bu doğru mudur? Bizim pistlerimiz Marmara ile Karadeniz arasında dik uzanıyor. İnişlerimizin yüzde 85’i Marmara üzerinden ve uçağın burnu Karadeniz’e bakacak şekilde oluyor. Ağırlıklı rüzgâr kuzeyden estiği için bu yönden iniyoruz. Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu, pist yapıldıktan sonra kendisinden rüzgârlara ilişkin rapor istendiğini söyledi. İstediniz mi? Olduysa 2015’te olmuştur. Görüş istemişizdir. Ondan da, birkaç profesörden de… Pist yapıldıktan sonra mı? Sonra değil. Çünkü bizim pistlerimiz 2017-2018 yılından sonra biti. Planlanmasından sonra, demiştir. İnşaata Kasım 2015’te başladık. Pistler rüzgâr hesaplanmadan mı yapıldı? Pistlerin yerleştirilmesinde global kriter, pistleri uçakların yüzde 95 oranında kullanımını sağlayacak yönde yapılması. Biz bunu yaptık. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) onayladı ve bize havalimanı sertifikası verildi. Bizde pistlerin kullanım oranı yüzde 97. Aksi takdirde, uluslararası havayolları gelmez. Çünkü gelirse sigorta karşılamaz. Diyor ki Kadıoğlu, “Biraz daha kuzeydoğuya doğru yapmaları lazım.” Tamam da herkesin bir görüşü var. Bizde şu an verimlilik yüzde 97-98 seviyesinde. Geçen haftalarda İST’nin dünyada en çok gecikme yaşanan beş havalimanından biri olduğu ifade edildi. Bu doğru mu? Doğru. Burada doğayla iş yapıyoruz. O üç gün İstanbul’un hali neydi? Çok büyük bir rüzgâr vardı. Bu rüzgârdan dolayı uçaklarda gecikmeler oldu. Ama iki gün önce de Barcelona’da benzer bir hava vardı. Onlarca uçuş iptal edildi. Neden Atatürk Havalimanı’na (AHL) iniliyor da İST’ye inilemiyor? Öyle bir şey yok. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in AHL’ye inme sebebi, devlet konukevinin orada olması. Aynı gün buraya 1200 uçak inip kalktı. Hiçbir saatte kapanmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir önerisi var: “AHL’yi kapatmayalım. İGA’ya verelim. Birlikte kullanılsın” diyor. Ne dersiniz? Biz bunu istemeyiz. Neden? Verimli bir operasyon olmaz. AHL’deki pistle bizdeki iki pist aynı hizadalar. Bendeki uçak kalktığı zaman, 7-8 mil sonra AHL’nin üstündeyim. AHL’deki hareketi durdurmanız lazım. Ne uçak kalkabilir, ne uçak inebilir. İnerken AHL’nin üzerinden geçmek zorundayım. New Yok’ta John F. Kennedy Havalimanı yakınında Newark Havalimanı var… Pistlerin yönünü gördünüz mü? Yok, görmedim… Cevap bu. Pistlerin yönü önemli. Deniliyor ki, “Londra’da 6, New York’ta 4 tane havalimanı var.” Tokyo’da, Pekin’de, Şangay’da 2 tane, Delhi’de bir tane var.Londra’daki 6 havalimanında toplam 6-7 pist var. Bizde? İST’de 4 tane var, artı bir geliyor. Sabiha Gökçen’de bir var, artı bir daha geliyor. AHL’de ise 2 tane. AHL’siz pist sayımız Londra’daki ile aynı. AHL’yi organize edemez misiniz? Teknik olarak mümkün değil mi? Mümkün ama verimsiz. En verimlisi ise bir havalimanında operasyonu yönetebilmek. AHL ile İST’nin aynı hava sahasında çalışması mümkün ama müthiş verimsiz. Yolcular İST’de uçağın bulunduğu kapıya kadar 20-25 dakika yürüyor. Niye bu kadar uzak? İST’nin büyüklüğü AHL’nin üç katı. Onun için yürüme alanları uzuyor. İç hatlarda bu bir kilometre, dış hatlarda 1300-1350 metre. Bunun sebebi, ticari ve operasyonel katkılar. Yarın bunun yüzde 50 fazlası trafik gelse de bu çatı altında dönecek. İkinci terminal açsak da operasyonun kalbi burası kalacak. İnsanlar Hollanda, İngiltere ve Pekin’deki havalimanlaında ne kadar yürüyor? Buralarda yürünmüyor belki ama yürüyen merdivenle dört kat aşağıya inip bağlantı metrosuna biniyor, terminale geçiyorsunuz. Terminalde dört kat yukarıya çıkıp pasaport noktasına geliyorsunuz. Süre olarak İST’nin kısa olduğunu düşünüyorum. Çünkü indi bindi yok. En uzun mesafe 10 dakikadar. HEDEFLER NEDEN TUTMADI 2020 için ne kadar yolcu öngörüyorsunuz? 75 milyon civarında. Rapor en kötümser senaryoda bile 80 milyon diyor. Sizin sitenizdeki rapora göre havalimanı hiçbir veriyi tutturamıyor. 2016’da darbe oldu. Turizm etkileniyor. Bir sene kaybediyorsunuz. 2017’de hafif toparlıyorsunuz. 2018’de düzelmeye başlıyorsunuz. Bu kayıp için benim yapabileceğim hiçbir şey yok. Şu an İST’de kaç kişi çalışıyor? 60 bin kişi. Halbuki rapora göre 2019’da öngördüğünüz istihdam 76 bin. İsmail Bey, talep ne kadar gelirse arz o kadar büyür. Kadri bey ben sitenizdeki rapordan söz ediyorum… Hedeflerin tutmamasını savunacak tarafımız yok. Ama şu da var: Proje doğru olduğu için bu rakamlara yaklaşacağız. Belki bire bir tutturamayabiliriz. Çünkü arkadan geliyoruz. Türkiye 2016 gibi bir dönem yaşamazsa bu rakamlara yaklaşırız. Beş yıl içinde yıllık 100 milyon yolcuyu geçeceğiz. DARBE GİRİŞİMİ HEDEFLERİMİZİ ETKİLEDİ Geçen yıl kaç yolcu İST’yi kullandı? Dokuz ayda 52.5 milyon. İGA’nın internet sitesinde yer alan, EDAM’ın hazırladığı ‘İstanbul Havalimanı Ekonomik Etki Analizi’ raporuna göre 2019’da en kötümser senaryoya göre İST’teki yolcu miktarı 75 milyon olarak öngörülmüş. O rapor 2016 yılında yazıldı. En iyimser senaryoya göre 80, en kötümser senaryoya göre 75 milyon. Sizler en kötümser senaryonun da altında yolcu uçurmuşsunuz. 2016’da ne oldu? Tek cevabım bu. Biz bu rakamların gerisinde kaldık. Çünkü 2016’da ekonomik kriz yaşandı ve darbe girişimi oldu. Türkiye hala orada kaybettiği hacmi geri kazanmaya çalışıyor. Son açıklamanızda devlete 22 milyon Euro verdiğinizi açıkladınız. Oysa bildiğim kadarıyla devlete olan ilk iki yıllık borcunuz ertelendi. Yanlış mı biliyorum? Bakın, devlet 12 yıl boyunca bize 6.3 milyar Euro yolcudan elde edilecek gelir garantisi veriyor. Buna ne dahil biliyor musunuz? Örneğin, İstanbul-Münih uçarsanız, bundan 20 Euro alıyoruz. İstanbul-Pekin uçacaksanız 5 Euro alıyoruz. İstanbul-İzmir? İç hatlardan 3 Euro alırız. 6.3 milyar Euro’luk garanti karşılığında biz devlete 12 yılda 11 milyar Euro’ya yakın para ödeyeceğiz imtiyaz bedeli olarak. Mesela bu yıl bize verilen garanti 240 milyar Euro idi. Ancak daha fazla yolcu geldiği için 262 milyon Euro gelir elde ettik. Aradaki 22 milyon Euro farkı devlete ödeyeceğiz. Diyorlardı ya hani devlet kasasından para verecek. Böyle bir şey yok. Biz her sene garantinin üstünde kalacağız. Beklentimiz bu. Zaten tersi bir şey olursa proje de Türkiye de sıkıntıda demektir. RÜZGAR GÜLLERİNİ ÇOK PAHALIYA ALDIK Bölgede 12 rüzgârgülü var. Neden rüzgârgülleri vaktiyle kaldırılmadı? Duyduğum kadarıyla bunları satın almışsınız. Rüzgârgülleri ne zaman risk oluşturur biliyor musunuz? Uçaklarınızın kaçış rotasında durursa. Şu an pistlerimize aynı anda uçak bile inse doğuya doğu kaçabiliyorlar. Uçakların rüzgârgüllerinin bulunduğu batı yönünde dönme ihtiyaçları yok. Operasyonel risk olmadığını gördüğümüz için bunlar çalışırken açmamıza izin verildi. En geç nisan ayı içinde kaldıracağız. Neden havalimanı açılmadan önce alınmadı bunlar? Ancak anlaşabildik. Benim gördüğüm en pahalı yatırımdır bu. Satıcı elimizi bildiği için sıkıştırdı. Birazcık da geç kaldık, ondan dolayı. Çok para mı aldılar sizden? Çok para aldılar. En pahalı alımdır bu. ATATÜRK BUNLARIN ÖTESİNDEDİR Vatandaşların bir kısmı buranın adı Atatürk olsun istiyor. Ne dersiniz? Türkiye’yi birleştiren iki Mustafa var. Bunlar ortak değer. Bir havalimanında Atatürk’ün isminin olması ya da olmaması bence çok önemli değildir. Atatürk bundan ötesidir. 126 ÜLKEDEN YOLCU GELİYOR Şunu anlıyorum: Siz havalimanını yerli değil, yabancı yolcuya göre aktarma üssü olarak planlamışsınız. Belli ölçüde doğru söylediğiniz. Burası bir aktarma havalimanı. İstanbul’dan İzmir’e gitmek isteyen bir vatandaş olarak benim günahım ne? İsmail Bey’in 1-2 yıl sonraki tercihlerine göre burası kurulmadı, bunu kabul ediyorum. Biz aynı çatı altında 50-100 yıl kullanıma uygun bir sistem yarattık. Bir fark yaratmak istedik. Dubai ile Frankfurt ile nasıl fark yaratacağım. Benim farkım bu. İST’ye 126 ülkeden insan geliyor. Bize en yakın ülke Fransa’dır ve sayısı 90’dır. Bizdeki yolcunun 13 milyonu transfer. İstanbul ile ilgisi yok. Burada 30-40’tan fazla Türk markasını görüyorlar, Türk insanına dokunuyorlar. İST aktarma üssü kalsın. Yerli yolcu AHL’yi kullansın. Bu mümkün değil mi? Filoyu nasıl yöneteceksiniz? İç hattan gelip dışa hata giden transferi nasıl yöneteceksiniz? Verimsizlik ortaya çıkar. İki havalimanındaki operasyon yükünü nasıl kaldıracaksınız? Bu mümkün değil. BORÇ ÖDEMESİNDE JEST YAPILDI MI Devlete vereceğiniz kira ne kadar? Devlete 11 yıl boyunca her yıl 1 milyar Euro ödeyeceğiz. İlk iki yılda ayrı ayrı 350 milyon Euro, kalan iki ayrı 650 milyon Euro’yu ise faiziyle birlikte 24 ve 25. yılda ödeyeceğiz. Neden böyle bir karar alındı? Sözleşmedeki hakkımızı kullanarak devlete gittik ve dedik ki, biz aldığımız zaman zemin analizi yapılmamıştı. Planlanandan daha fazla yatırım mecburiyeti çıktığı için, borcumuzu faiziyle beraber ödeme imkanı verin. METRO SENE SONUNDA AÇILIYOR Metro hala tamamlanmadı. Metrosuz havalimanı eksik değil midir? Eksik bir havalimanıdır. Neden eksik açtınız? Metrosu yok diye de havalimanın açılmaması makul değil. Alternatif ulaşım opsiyonlarını koyduğumuz için açtık. Hiçbir toplu ulaşım aracı olmasaydı yüzde yüz size hak verirdim. Bazı otobüs hatları iptal edilmiş. Belli bir maliyet ve kârlılığa göre bazı hatlar lüks otobüsten İETT’ye geçti, doğru. 18 hatla başladılar. Şu an 13 hatta devam ediyorlar. Oralara İBB sefer koydu. Ben de isterdim, metro olmasını. Evet, eksiklik. Bu sene sonunda açacağız. BU MANTIĞI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL DHMİ, 2018’de Kanal İstanbul Projesi için yazdığı görüşünde, yeni havalimanındaki bir pistin projeden etkilendiğini yazdı. Yazıdan haberdar mısınız? Haberdarım. Yazının arkasındaki mantıktan haberdar değilim. Bu kadar güçlü teknik ve inşaat tecrübesi olan bir ülkede, Kanal İstanbul yapılırsa oradan taşan suyun havalimanının bir pistini etkilenmesi ihtimalini DHMİ’ye sormak lazım. Ben olacağını zannetmiyorum. Herhalde tsunami olacağını düşünmüyorlar. Zaten öyle bir risk olursa projelerde değişiklikler yapılabilir. UÇAKLARIN TAKSİ SÜRESİ ABD’DEN DAHA AŞAĞIDA Uçağın pist başına gelmek için geçirdiği taksi süresi uzun değil mi? Bu kadar büyük havalimanında taksi süresinin AHL’den fazla olmasından daha doğal bir şey olamaz. Ne kadar fazla dersiniz, 4-5 dakika. Bizdeki ortalama; gidişte 23, gelişte 14 dakika. 7 dakikası da var, 37 dakikası da. ABD’deki bütün havalimanlarından aşağıdayız. Londra’dan bir iki dakika yukarıdayız en fazla. Doğudaki pistimiz bitince taksi süresi düşecek. Neden doğu pistinin açılması beklenmedi? Açsaydık, inşaat yaparken uçaklar inecek, kalkacaktı. Çıkan bütün toz duman uçağa risk yaratacaktı. Pisti haziranda açacağız. Taksi yaparken bu kadar çok viraj ve rampa olması normal midir? Yüzde 1’den azdır bizim eğiminiz. Bu eğim coğrafi nedenlerden mi? Bir: Drenaj. Suyun akışı. İki: rüzgârın hızına göre pistin bunu kaldırması. Üçüncü de geliş gidişteki iniş hızlarına göre esneyebilirsiniz. Bu da dünyada konmuş bir standarttır. Bizim havalimanımızda eğim vardır, doğru. Ama hissetmeniz mümkün değildir. (hürriyet Read the full article
0 notes
haneny0-blog · 6 years ago
Text
Şaşılık Ameliyatı
Şaşılık Ameliyatı
Günümüzde pek çok kişi şaşılık problemiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bunun neticesinde de tedavi amaçlı şaşılık ameliyatı süreci hakkında bilgi sahibi olmak istiyor. Eğer sizler de şaşılık ameliyatı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız yazıyı okumaya devam edebilirsiniz.
Tumblr media
Şaşılık Nedir?
Şaşılık her iki gözün de birbiriyle olan paralellik özelliğini yitirmesine denir. Bir gözün içerisinde altı tane göz dışı kas mevcuttur. Bu kasların birinde ya da daha çoğunda kuvvet eksikliği- fazlalığı olması durumunda gözlerde kayma meydana gelebilir. Bunun için de gözün biri düz bir şekilde bakarken diğer göz de içe, dışa, yukarı ya da aşağı bakabilir. Kimi zaman bu kayma her iki gözde görülebilir. Bazı tür şaşılık sorunları kırma kusuruna bağlı bir şekilde meydana gelir.
üKişi gözlük kullanmaya başlayınca bu durum düzelmeye başlar. Böyle olan şaşılıklarda gözlük yeterli olduğu için şaşılık ameliyatı işlemine gerek duyulmaz. Başta ağrı, çift görme ve göz sulanması gibi belirtiler de görülebilir. Eğer sizde de böyle bir rahatsızlık belirtisi varsa ilk önce bir doktora teşhis koydurmalı ve şaşılık ameliyatı hakkında bilgi alabilirsiniz.
Tumblr media
Uzman Kadro
Sağlık en önemli şeylerden biridir. Bunun için de kişiler kendi sağlığını emanet edecek güvenilir bir yer bulmak isterler. Bunun için de şaşılık ameliyatı ya da diğer rahatsızlıklar için gözünüzün arkada kalmayacağı bir kadro ile çalışan sağlık kuruluşu, uzman ve kendi alanlarında profesyonel olan kişilerle çalışıyor. Bu sayede de süreç sonunda hastalarda meydana gelen şaşılık gibi durumlar doğru tedavi ya da doğru şaşılık ameliyatı ile kolayca ortadan kaldırılabiliyor.
Tedavi Süreci
Eğer çocuk ya da erişkin bir kişide şaşılık sorunu mevcutsa ve bu durum gözlük kullanarak geçmiyorsa, şaşılık ameliyatı uygulanması gerekir. Çünkü şaşılık ameliyatı pek çok şaşılık türünde genel olarak bakıldığında daha iyi bir sonuç getirir. Genel anestezi altında yapılan şaşılık ameliyatı ortalama olarak yarım saat kadar sürer. Ameliyat ardından hastanın gözünde görünen bir dikiş bulunmayacağından dolayı şaşılık ameliyatı sonrasında meydana gelecek ağrı ve acı gibi durumlar çok daha az olacaktır.
youtube
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Modern yaşam koşulları geliştikçe bilim dünyası da birlikteinde gelen hastalıklara çare bulmak için Aralıksız çalışıyor. Amerika ve Almanya'da yapılan 4 bilimsel çalışma sonucunu İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt ve Köln Üniversitesi Biokimya- Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan belirtti. Araştırma sonuçlarına göre yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı. 5. Ulusal Osteoporoz Kongresi'nde toplum arasında kireçlenme tıp dünyasında Osteoatrit olarak adlandırılan hastalık için 500 uzman biraraya geldi. Kongrede ağrısız bir yaşam için bilim dünyasında yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt kireçlenmenin bir yaşlılık hastalığı olmadığını söyleyerek şu şekilde devam etti: "Eklemler vücuttan daha önce yaşlanır. Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı 65 yaş üstü olarak tanımlıyor. KİREÇLENME YAŞLI HASTALIĞI DEĞİLDİR Bu nedenle kireçlenme-osteoartrit aslında yaşlılık hastalığı değildir. Kireçlenme 50 yaş üstü kişilerde sık sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Eklemler daha erken yaşlandığı için kişide kas-iskelet sistemi bilhassa de eklem ve çevresindeki yumUşak doku ağrıları gelişir. 'Dizim çok ağrıyor, çömelirken, merdiven çıkarken zorlanıyorum. Namaz kılamıyorum. Bel-boyun tutukluğu, dirsek-el bileğimde ağrı var...' gibi şikayetler ve eklem ya da sabah tutukluğu ileri evrelerde ise hareket kısıtlılığı oluşur. Bu aşamada ilk önce yapılması gereken yaşam tarzını değiştirmek, ekleme binen yükü azaltmak, sağlıklı beslenmektir. Böylece hastalığın ilerlemesi önlenir." AĞRISIZ YAŞAMIN SIRRI YUMURTA KABUĞU ZARINDA SAKLI "Kireçlenmeye yönelik ilaçlar 50-60 yaş üstü kişilerin kullandığı diğer ilaçlarla etkileşim yapıp, mide ve bağırsakta emilimi azaltabilir. Bu nedenle Nutrasetik adı verilen bitkisel ilaçlara dönüldü. Amerika'da 2009 yılında tamamlanan ağrı ve tedaviye yönelik bilimsel çalışmada yumurta kabuğu zarının eklem aşınmalarındaki tedavi edici etkisi tesadüfen ortaya çıktı. En son 2014 yılında Almanya'da tamamlanan dördüncü çalışmada yumurta kabuğu zarından elde edilen desteğin vücuttaki kireçlenmeyi hem tedavi ettiği hem de ağrıyı giderdiğine karar verildi. Yumurta kabuğu zarının içindeki değişik moleküllerin yalnızca kireçlenmedeki ağrıyı gidermediği ilaveten tedavi edici özelliği olduğu saptandı. Tüm bu bilimsel çalışmalar bize ağrısız yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi. Hastalığın başlangıcında kişi şayet yaşam tarzını değiştirir, kilo verir, doğru beslenir, spor yapar, eklem yumUşak dokuyu kuvvetlendirirse hastalık ilerlemez olduğu seviyede kalır." CEM AYDOĞAN: İLK TEDAVİ YÖNTEMİ KİLO VERMEKTİR Köln Üniversitesi Biokimya ve Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan kireçlenme hastalığında ilk yapılması gerekenin kilo vermek olduğunu ifade etti. Tedavi ile yalnız hastalığın durdurulabileceğini sözlerine ekleyen Dr. Cem Aydoğan sözlerine şu şekilde devam etti: "Kireçlenme kıkırdakların zaman içinde aşınmasından ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Değişik dereceleri vardır. Derecesine makul olarak tedavi uygulanır. Birinci derecede ağrılar günlük hayatı etkilemediği için kişi hekime başvurmaz. SABAH AĞRISI GÜN İÇİNDE GEÇER Sabah hissettiği ağrı gün içinde geçer. Ağrılar çoğaldığı zaman sabah tutukluluğu, diz ya da kalçada hareket kısıtlılığı gözlenir. Merdiven çıkarken, eğilirken, düzelmeye veya kalkmaya çalışırken zorluk varsa artık hastalık üçüncü dereceye gelmiştir. Kişi artık kireçlenme hastasıdır. Hasta ikinci ya da üçüncü derecede tutukluk ya da sancı çoğaldığı zaman hekime müracaatr. İlk tedavi tekniği genellikle kilo vermektir. Kıkırdaklarda aşınma olduğu için ağrıdan kurtulmak mümkün olsa dahi eski hale dönüş olası değildir. Halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan osteoartrit genelde orta yaş üstü (50 yaşın üzerinde) kadınlarda görülen bir hastalıktır. NELER YAPILMALI? Hastalığın gelişimini hızlandıran etkenler: Kilonun fazla olması, Hareket azlığı, İlaçların yan etkilerine dikkat! Ağrıyı tetikleyen nedenler genellikle kıkırdakların aşınmasıdır. Hastalığın üçüncü evresinde ilaç tedavi başlar. Verilen ilaçlarda amaç ağrıyı azaltmaya yöneliktir. Hastalığın dördüncü evresinde artık ameliyat ile tedavisi uygulanmak zorundadır. Verilen ilaçların yan etkileri olabilir. Bu etkiler mide bağırsaklarda kendini hissettirir. Bu açıdan bilim dünyası değişik alternatifler aramaya çalıştı. Amerika'da yapılan bir çalışmada tesadüfen yumurta kabuğu zarının kıkırdaktaki sancıya ve tutukluğa iyi geldiği keşfedildi. Amerika ve Almanya'da başta olmak suretiyle toplam 4 bilimsel çalışma yapıldıktan sonra yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı." Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Modern yaşam koşulları geliştikçe bilim dünyası da birlikteinde gelen hastalıklara çare bulmak için Aralıksız çalışıyor. Amerika ve Almanya'da yapılan 4 bilimsel çalışma sonucunu İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt ve Köln Üniversitesi Biokimya- Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan belirtti. Araştırma sonuçlarına göre yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı. 5. Ulusal Osteoporoz Kongresi'nde toplum arasında kireçlenme tıp dünyasında Osteoatrit olarak adlandırılan hastalık için 500 uzman biraraya geldi. Kongrede ağrısız bir yaşam için bilim dünyasında yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt kireçlenmenin bir yaşlılık hastalığı olmadığını söyleyerek şu şekilde devam etti: "Eklemler vücuttan daha önce yaşlanır. Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı 65 yaş üstü olarak tanımlıyor. KİREÇLENME YAŞLI HASTALIĞI DEĞİLDİR Bu nedenle kireçlenme-osteoartrit aslında yaşlılık hastalığı değildir. Kireçlenme 50 yaş üstü kişilerde sık sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Eklemler daha erken yaşlandığı için kişide kas-iskelet sistemi bilhassa de eklem ve çevresindeki yumUşak doku ağrıları gelişir. 'Dizim çok ağrıyor, çömelirken, merdiven çıkarken zorlanıyorum. Namaz kılamıyorum. Bel-boyun tutukluğu, dirsek-el bileğimde ağrı var...' gibi şikayetler ve eklem ya da sabah tutukluğu ileri evrelerde ise hareket kısıtlılığı oluşur. Bu aşamada ilk önce yapılması gereken yaşam tarzını değiştirmek, ekleme binen yükü azaltmak, sağlıklı beslenmektir. Böylece hastalığın ilerlemesi önlenir." AĞRISIZ YAŞAMIN SIRRI YUMURTA KABUĞU ZARINDA SAKLI "Kireçlenmeye yönelik ilaçlar 50-60 yaş üstü kişilerin kullandığı diğer ilaçlarla etkileşim yapıp, mide ve bağırsakta emilimi azaltabilir. Bu nedenle Nutrasetik adı verilen bitkisel ilaçlara dönüldü. Amerika'da 2009 yılında tamamlanan ağrı ve tedaviye yönelik bilimsel çalışmada yumurta kabuğu zarının eklem aşınmalarındaki tedavi edici etkisi tesadüfen ortaya çıktı. En son 2014 yılında Almanya'da tamamlanan dördüncü çalışmada yumurta kabuğu zarından elde edilen desteğin vücuttaki kireçlenmeyi hem tedavi ettiği hem de ağrıyı giderdiğine karar verildi. Yumurta kabuğu zarının içindeki değişik moleküllerin yalnızca kireçlenmedeki ağrıyı gidermediği ilaveten tedavi edici özelliği olduğu saptandı. Tüm bu bilimsel çalışmalar bize ağrısız yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi. Hastalığın başlangıcında kişi şayet yaşam tarzını değiştirir, kilo verir, doğru beslenir, spor yapar, eklem yumUşak dokuyu kuvvetlendirirse hastalık ilerlemez olduğu seviyede kalır." CEM AYDOĞAN: İLK TEDAVİ YÖNTEMİ KİLO VERMEKTİR Köln Üniversitesi Biokimya ve Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan kireçlenme hastalığında ilk yapılması gerekenin kilo vermek olduğunu ifade etti. Tedavi ile yalnız hastalığın durdurulabileceğini sözlerine ekleyen Dr. Cem Aydoğan sözlerine şu şekilde devam etti: "Kireçlenme kıkırdakların zaman içinde aşınmasından ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Değişik dereceleri vardır. Derecesine makul olarak tedavi uygulanır. Birinci derecede ağrılar günlük hayatı etkilemediği için kişi hekime başvurmaz. SABAH AĞRISI GÜN İÇİNDE GEÇER Sabah hissettiği ağrı gün içinde geçer. Ağrılar çoğaldığı zaman sabah tutukluluğu, diz ya da kalçada hareket kısıtlılığı gözlenir. Merdiven çıkarken, eğilirken, düzelmeye veya kalkmaya çalışırken zorluk varsa artık hastalık üçüncü dereceye gelmiştir. Kişi artık kireçlenme hastasıdır. Hasta ikinci ya da üçüncü derecede tutukluk ya da sancı çoğaldığı zaman hekime müracaatr. İlk tedavi tekniği genellikle kilo vermektir. Kıkırdaklarda aşınma olduğu için ağrıdan kurtulmak mümkün olsa dahi eski hale dönüş olası değildir. Halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan osteoartrit genelde orta yaş üstü (50 yaşın üzerinde) kadınlarda görülen bir hastalıktır. NELER YAPILMALI? Hastalığın gelişimini hızlandıran etkenler: Kilonun fazla olması, Hareket azlığı, İlaçların yan etkilerine dikkat! Ağrıyı tetikleyen nedenler genellikle kıkırdakların aşınmasıdır. Hastalığın üçüncü evresinde ilaç tedavi başlar. Verilen ilaçlarda amaç ağrıyı azaltmaya yöneliktir. Hastalığın dördüncü evresinde artık ameliyat ile tedavisi uygulanmak zorundadır. Verilen ilaçların yan etkileri olabilir. Bu etkiler mide bağırsaklarda kendini hissettirir. Bu açıdan bilim dünyası değişik alternatifler aramaya çalıştı. Amerika'da yapılan bir çalışmada tesadüfen yumurta kabuğu zarının kıkırdaktaki sancıya ve tutukluğa iyi geldiği keşfedildi. Amerika ve Almanya'da başta olmak suretiyle toplam 4 bilimsel çalışma yapıldıktan sonra yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı." Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Modern yaşam koşulları geliştikçe bilim dünyası da birlikteinde gelen hastalıklara çare bulmak için Aralıksız çalışıyor. Amerika ve Almanya'da yapılan 4 bilimsel çalışma sonucunu İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt ve Köln Üniversitesi Biokimya- Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan belirtti. Araştırma sonuçlarına göre yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı. 5. Ulusal Osteoporoz Kongresi'nde toplum arasında kireçlenme tıp dünyasında Osteoatrit olarak adlandırılan hastalık için 500 uzman biraraya geldi. Kongrede ağrısız bir yaşam için bilim dünyasında yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Fatma Nurten Eskiyurt kireçlenmenin bir yaşlılık hastalığı olmadığını söyleyerek şu şekilde devam etti: "Eklemler vücuttan daha önce yaşlanır. Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı 65 yaş üstü olarak tanımlıyor. KİREÇLENME YAŞLI HASTALIĞI DEĞİLDİR Bu nedenle kireçlenme-osteoartrit aslında yaşlılık hastalığı değildir. Kireçlenme 50 yaş üstü kişilerde sık sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Eklemler daha erken yaşlandığı için kişide kas-iskelet sistemi bilhassa de eklem ve çevresindeki yumUşak doku ağrıları gelişir. 'Dizim çok ağrıyor, çömelirken, merdiven çıkarken zorlanıyorum. Namaz kılamıyorum. Bel-boyun tutukluğu, dirsek-el bileğimde ağrı var...' gibi şikayetler ve eklem ya da sabah tutukluğu ileri evrelerde ise hareket kısıtlılığı oluşur. Bu aşamada ilk önce yapılması gereken yaşam tarzını değiştirmek, ekleme binen yükü azaltmak, sağlıklı beslenmektir. Böylece hastalığın ilerlemesi önlenir." AĞRISIZ YAŞAMIN SIRRI YUMURTA KABUĞU ZARINDA SAKLI "Kireçlenmeye yönelik ilaçlar 50-60 yaş üstü kişilerin kullandığı diğer ilaçlarla etkileşim yapıp, mide ve bağırsakta emilimi azaltabilir. Bu nedenle Nutrasetik adı verilen bitkisel ilaçlara dönüldü. Amerika'da 2009 yılında tamamlanan ağrı ve tedaviye yönelik bilimsel çalışmada yumurta kabuğu zarının eklem aşınmalarındaki tedavi edici etkisi tesadüfen ortaya çıktı. En son 2014 yılında Almanya'da tamamlanan dördüncü çalışmada yumurta kabuğu zarından elde edilen desteğin vücuttaki kireçlenmeyi hem tedavi ettiği hem de ağrıyı giderdiğine karar verildi. Yumurta kabuğu zarının içindeki değişik moleküllerin yalnızca kireçlenmedeki ağrıyı gidermediği ilaveten tedavi edici özelliği olduğu saptandı. Tüm bu bilimsel çalışmalar bize ağrısız yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi. Hastalığın başlangıcında kişi şayet yaşam tarzını değiştirir, kilo verir, doğru beslenir, spor yapar, eklem yumUşak dokuyu kuvvetlendirirse hastalık ilerlemez olduğu seviyede kalır." CEM AYDOĞAN: İLK TEDAVİ YÖNTEMİ KİLO VERMEKTİR Köln Üniversitesi Biokimya ve Endokronoloji Uzmanı Dr. Cem Aydoğan kireçlenme hastalığında ilk yapılması gerekenin kilo vermek olduğunu ifade etti. Tedavi ile yalnız hastalığın durdurulabileceğini sözlerine ekleyen Dr. Cem Aydoğan sözlerine şu şekilde devam etti: "Kireçlenme kıkırdakların zaman içinde aşınmasından ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Değişik dereceleri vardır. Derecesine makul olarak tedavi uygulanır. Birinci derecede ağrılar günlük hayatı etkilemediği için kişi hekime başvurmaz. SABAH AĞRISI GÜN İÇİNDE GEÇER Sabah hissettiği ağrı gün içinde geçer. Ağrılar çoğaldığı zaman sabah tutukluluğu, diz ya da kalçada hareket kısıtlılığı gözlenir. Merdiven çıkarken, eğilirken, düzelmeye veya kalkmaya çalışırken zorluk varsa artık hastalık üçüncü dereceye gelmiştir. Kişi artık kireçlenme hastasıdır. Hasta ikinci ya da üçüncü derecede tutukluk ya da sancı çoğaldığı zaman hekime müracaatr. İlk tedavi tekniği genellikle kilo vermektir. Kıkırdaklarda aşınma olduğu için ağrıdan kurtulmak mümkün olsa dahi eski hale dönüş olası değildir. Halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan osteoartrit genelde orta yaş üstü (50 yaşın üzerinde) kadınlarda görülen bir hastalıktır. NELER YAPILMALI? Hastalığın gelişimini hızlandıran etkenler: Kilonun fazla olması, Hareket azlığı, İlaçların yan etkilerine dikkat! Ağrıyı tetikleyen nedenler genellikle kıkırdakların aşınmasıdır. Hastalığın üçüncü evresinde ilaç tedavi başlar. Verilen ilaçlarda amaç ağrıyı azaltmaya yöneliktir. Hastalığın dördüncü evresinde artık ameliyat ile tedavisi uygulanmak zorundadır. Verilen ilaçların yan etkileri olabilir. Bu etkiler mide bağırsaklarda kendini hissettirir. Bu açıdan bilim dünyası değişik alternatifler aramaya çalıştı. Amerika'da yapılan bir çalışmada tesadüfen yumurta kabuğu zarının kıkırdaktaki sancıya ve tutukluğa iyi geldiği keşfedildi. Amerika ve Almanya'da başta olmak suretiyle toplam 4 bilimsel çalışma yapıldıktan sonra yumurta kabuğu zarındaki değişik proteinlerin ağrıyı 7 ve 10 gün arasında yüzde 40 oranında azalttığı saptandı." Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes