#düğme
Explore tagged Tumblr posts
Text
Soesso - Düğme Üretimi ⭕️
· Gömlek Üretimi 👔 · Düğme Üretimi ⭕️ · Pantolon Üretimi 👖 · Dijital Pazarlama 📈 · Bilişim Hizmetleri 💻 . Tüm Siparişleriniz için: · İnternet Sitemiz: http://soesso.com/dugme-uretimi · Facebook: soessocom · Instagram: @soessocom · Twitter: soessocom
#düğme#düğmeüreticisi#düğmeler#gömlekdüğmesi#pantolondüğmesi#soesso#soessocom#düğmeüretim#tekstil#giyim
0 notes
Text
Otomatik düğme rivet çıtçıt kuşgözü çakma makinesi Kanmak makina imalatı 0212 519 53 89 0532 213 39 62 www.kanmak.com.tr
0 notes
Text
BEBEK PATİĞİ YAPIMI Crochet Baby Booties
Herkese merhabalar, bugün sizlerle örgüye yeni başlayanlarında rahatlıkla öreceği çok kolay bebek patik yapımını öğreneceğiz. Bu tarifle üç ayrı model de patik yapabileceksiniz. Ana kısmı ördükten sonra ister sade, ister ayıcıklı isterseniz de bantlı formunu tercih edebilirsiniz. .. Malzemeler; Alize baby best 3 numara şiş .. .. Tarif anlatım; Nihal ÖZSOY İnstagram adresi;…
View On WordPress
#bebek patiği#bebek patiği nasıl örülür#bebek patik modelleri#kolay patik yapımı#örgü bebek patiği#örgü patik#örgü patik modelleri#örgü patik yapılışı#Patik#patik modelleri#patik yapımı#pembe düğme
0 notes
Text
Çok Hızlı! (4) (Orhan 36 Y., Bursa)
Karımla bir anlaşma yapmıştık. İşe yeni girdiğim için iş arkadaşlarımla daha iyi kaynaşayım ve ekip içine kabul edileyim diye bir süre onlarla takılacaktım. O da zaten kızımızı büyütmekle meşguldü. Sülaledeki ilk torun olunca da, anası, babası, dedesi, ninesi hiç bitmiyor, sürekli birileri oluyordu etrafında, benim yokluğum şimdilik anlaşılmıyordu. O yüzden de rahattım.
Perşembe günü Sevgi'ye, "Ben rakı içerim bira değil, rakımı alır gelirim, siz ne istiyorsanız için!" dedim. Sevgi, "Rakı mezesi bilmem ki ben!" dedi. "Kolay!" dedim ve internetten birkaç meze tarifi çıkarıp verdim. "Birkaç şey de ben getiririm!" dedim. Cuma akşamı saat 20:00 gibi arabamı kapının önüne parkedip evlerindeydim. Sevgi yine o sarı elbiseyi giymiş, hem üstten hem de alttan birer düğmeyi açık bırakmıştı. Hafif makyaj yapmış, muhteşem görünüyordu. Dar elbise kalçalarına yapışmış, G-Stringini belli ediyor, göğüsleri birer füze gibi ileriyi gösteriyordu. Bacaklarına bebe yağı sürerken foto yollamıştı akşam üzeri, pırıl pırıl parlıyordu bacakları.
Kapıda karşılarken yanında Hikmet olmasa oracıkta saldırırdım. Hoşgeldin faslında gayet mesafeli tokalaştık. Yemek masasının üzerinde tariflerini verdiğim mezeler, ortada bütün bir tavuk, altında pilav vardı. Rakı kadehleri hazırlanmıştı. Dikkatimi çeken, 3 tane rakı bardağı, 3 tane de su bardağı vardı, demek ki onlar da rakı içecekti. İyi ki 100'lük almışım dedim içimden... Sohbet başladığında ilk yudumlarda Sevgi'nin de Hikmet'in de yüzleri buruşmuş, rakıya alışkın olmadıkları ortaya çıkmıştı. "Acı!" dedi Sevgi. Ben de, "Birkaç yudum sonra tatlılaşır!" dedim. Hikmet de, "Acı yoksa zevk yok :)" dedi. Adam Arap atı gibi sonradan açılmış, ama şimdi boylarca fark atmıştı :)
İlk yarım saatte ilk kadehler bitti. İlk saatin sonunda ben ve Hikmet üçüncü kadehleri bitirmiştik, Sevgi daha ikinci kadehteydi. Masaya otururken 'Orhan Bey' idim, ama bir saatte 'Orhancığım' olmuştum. Fabrikadan, havadan sudan konuşup gülüşüyorduk. Ama Sevgi birşeyler servis etmek, ya da mutfaktan birşeyler almaya her kalkışında sürekli kocasına da göstere göstere bana frikikler veriyordu. Ben bir şey bilmiyordum ya (Hikmete göre), o yüzden çaktırmadan kaçamak bakışlar atıyordum :) Yalnız hikmet'in şimdiden dili gevşemiş (4 birada sarhoş olan adam 3 kadeh domuz sıkısı rakıya iyi bile dayanmıştı), hareketleri rahatlamıştı.
Dört kişilik masada ben ve Hikmet karşılıklı otururken, Sevgi benim sağımda, ortamızda oturuyordu. Ama misafir olarak benle ilgilendiği için hafif bana dönük, kocası yan arkasında kalacak şekilde oturuyordu. Bir ara Hikmet'in sol elinin, Sevgi'nin de sağ elinin masanın altında olduğunu farkettim. Hareketlerden Hikmet'in Sevgi'nin bacağını okşadığını, Sevgi'nin de kocasının yarağını avuçladığını anladım...
Sevgi, "Ben soğuk su alayım!" diye kalktı masadan. Ardından Hikmet, "Abi ben de buz getireyim!" deyip mutfağa yollandı. Benim duymamı ister şekilde Sevgi'nin sesi geliyordu, "Offf yapma kocacığım, içerde Orhan duyacak!" diye. Hikmet'in de, "Çok fenayım, biraz sürteyim kız dur!" diyen kısık sesi geliyordu. Kikirdeşmeleri sürerken, mutfak kapısına gittim ve "Tuvalet nerede arkadaşlar?" dedim. İkisi de toparlandı, ama tam da değil :) Tuvalette 5 dakika oyalanıp çıktım, onlara zaman vermiştim. Kapı sesiyle toparlanmaya çalıştılar, ama Sevgi'nin elbise düğmesi hem alttan hem üstten birer tane daha açılmış, sadece göbek kısmında 2 düğme tutuyor, sağ göğsü sütyenden çıkık dışarıdaydı. Mutfak kapısına dayanıp, "Rakı fena azdırdı herhalde, ben sizi yalnız bırakayım da tadını çıkarın!" dedim gülerek.
Sevgi Hikmet'in elinden tutup bana doğru yürüdü. Diğer eliyle de benim elimi tutup, bizi yatak odasına götürdü. Biz karşılıklı dikilirken, Sevgi aramıza diz çöktü, fermuarlarımızı açıp yaraklarımızı dışarı çıkardı. İki eliyle iki yarağı sıvazlarken, kafasını kaldırıp, en sexy ve şuh haliyle, kocasına, "Aşkım beni birlikte siker misiniz?" dedi. Ben soran bir yüzle Hikmet'e baktım, Hikmet de gözlerine far tutulmuş tavşan gibi bana baktı, ama karısının yarağını sıvazlarken verdiği zevk sanırım herşeyi unutturdu, devam et der gibi gözlerini kapadı. Sevgi ayağa kalkıp, "İzin verdiğin için teşekkür ederim!" deyip kocasını dudaklarından öptü. Sonra da bana dönüp, "Orhancığım, kocamın izniyle beni sikmek ister misin?" deyip dudaklarıma yapıştı.
Dudaklarımız nefessiz birleşip, dillerimiz tanıdık hareketler yaparken, kalan 2 düğmesini de açtım, Hikmet de karısına arkadan yanaşıp elbiseyi çıkardı. Sevgi kalçalarını geri çıkarıp kocasının yarağını kalçaları arasına aldı. Benimle öpüşmeye devam ederken de eliyle yarağımı ve taşaklarımı okşamaya devam ediyordu. Uzanıp sütyenin kopçalarını açtım. Kollarından küçük hareketle düşürdüğünde sütyen aramızda yarağımı okşayan elinin üzerine düştü. Kocasını kalçasıyla itip domaldı ve kocasına, "Aşkım sok!" deyip, yarağımı ağzına aldı. Hikmet karısının külodunu yana çekip amcığına soktuğunda da, Sevgi benim yarağımı yalayıp yutmaya başladı. Pørnø filmde gördüğü gibi, hem yalayıp grıtlağına kadar alırken elleriyle de okşamaya devam etti...
Ağzı dolu olmasına rağmen çıkardığı zevk sesleri adamı kendinden geçirmeye yetiyordu. Ahlar Ohlar hepimizin dudaklarından dökülürken, Sevgi, "Sikin kocalarım, ağzımı, amımı, götümü, tüm deliklerimi doldurun!" diye inliyor küçük çığlıklar atıyordu. Hikmet çoktan karısının amına boşalmıştı bile. (Ben evden çıktığımda bir adet daha önce de performans için denediğim ve müthiş verim aldığım bir bitkisel ilaçtan yutmuştum). Sevgi yarağımı bırakıp kocasına döndü ve yarağının ucundaki dölleri yalayıp, "Götüme sok o güzel yarağını Orhanım!" diye inledi. Hikmet'in gözler faltaşı gibi büyümüştü, karısının nasıl bu kadar açıldığına şaşırmıştı. Sevgi, "Ne oldu aşkım, kızlığımı sen bozdun, götümün kızlığımı da yeni kocam bozsun!" dedi. Sevgi, tüm ortama tek başına hakim olmuş, kendini kaptırmış ve bir şekilde yıllar sonra gelen bu hakimiyet hissinin tadını çıkarıyordu. Hikmet ise ona ayak uydurmaya çalışıyordu.
Götüne yarağımın kafasını sürtüp, sonra da sokmaya başladım. Daha yarrağımın kafasının yarısı girmeden, Sevgi yüzüne, sanki götten ilk kez alıyormuş acısını öyle bir yükledi ki, defalarca sikmemiş olsam ilk kez aldığını düşünecektim. Birkaç dakika sonra ise, sanki acısı geçmiş gibi, "Ohhh, çok güzelmiş götten sikilmek, bundan sonra hep sikin götümü ikiniz de!" dedi. Kocasının inmiş yarağını avuçlarının içinde kaldırmaya çalışırken, bana götünü kıvırıyor, "Daha derine, daha hızlı!" diye bağırıyordu. Epey bir siktikten sonra ben boşalmak üzereydim. "Offf çok dar götün var güzelim, bu götü ben mi açtım şimdi, harikaymış!" diye diye götüne boşalttım döllerimi. Bu arada Sevgi defalarca orgazm olmuş, "Bitirdiniz beni, harikasınız!" diye inliyordu.
Sonra yine aramıza girip ellerimizi tuttu ve "Aşklarıma mola şimdi, biraz daha içip sonra devam edeceğiz!" dedi. Hikmet'e baktım, karısının içinden çıkan bu yeni kadına itaat etmesinin kendine yepyeni zevkler yaşatacağını anladığından mı, yoksa şaşkınlığından mı, sessizce itaat eder durumdaydı. Bense misafirliğe gelip sürpriz yaşamış rolümü oynuyordum.
Masaya geçtiğimizde Sevgi kendi elleriyle rakılarımızı doldurup, sonra da dudaklarımıza birer öpücük kondurup yerine oturdu. Hikmet tüm olay boyunca ilk kez ağzını açıp, "Bu hayal ettiğimden öte, ama hayal edemeyeceğim kadar zevkliydi, karıcığım sende ne cevherler varmış!" dedi. Ben de, ikisinin de muhteşem olduğunu, bana harika anlar yaşattıklarını, buraya gelirken bunu değil düşünmek hayal bile edemeyeceğimi söyledim. Sevgi ikimize de gülümseyerek bakıp, masa üstünden ikimizin de elini tutup, bunu yaşayabilen nadir kadınlardan olduğu ve buna müsaade ettiği için, önce kocasına, sonra da onlara katıldığım için bana sonsuz teşekkür ettiğini söyledi.
Sonra muzipçe gülümseyerek masanın altına kaydı, kocasıyla aramıza diz çöküp, kocasını ve benim yaraklarımıza uzanıp avuçlarının arasına aldı. Sonra da sırayla bir benim, bir kocasının yarağını yalamaya başladı. O an içimden geldi ve kadehimi Hikmet'e uzatıp, "Şerefe ortak!" dedim. Hikmet kadehini kaldırıp, "Halen şaşkınım!" deyip kadehini tokuşturdu. Sevgi masa altında yaraklarımızı emerken rakıları yudumladık. Hikmet biraz mayışmıştı, ortam adrenalin dolu olsa da, rakı çarpmıştı. Sevgi kocasının tekrar boşalması, benim yarağımın halen dimdik durması üzerine, masa altından çıktı. Yarı baygın bakan kocasına, "Aşkım yeni kocamla duş alabilir miyim?" diye sordu, boynunu büküp şımarık kız çocuğu edasıyla. Hikmet yarı kapalı gözleriyle kafasını emme basma tulumba gibi salladı :)
Sevgi'nin götünü avuçladım öpüşerek banyoya giderken. Hikmet, rakı kadehi elinde, yaşadıklarının şokundan olsa gerek, sandalyesinde kaykılmış, bize kadeh kaldırıyordu. Sevgi ile banyoya girip kapıyı arkamızdan kapatınca, Sevgi ağzını kapatarak güldü ve usulca, "Kocamın içinde emredilmesini seven biri varmış, yıllardır çözememişim!" dedi. Sonra ılık duşun altında heryerimi sabunlayıp öperek temizledi. Ben de aynısını ona yaptım. Birbirimizin vücudunu ilk kez bu kadar rahat ve yakalanma korkusu olmadan, rahatça okşuyor, emiyor, birbirimizi öpüyorduk. Sevgi'ye, "Şimdi rol yapmadan şu götünü bir kez daha sikeceğim yavrum!" dedim. "Sik aşkım, hangi deliğimi istersen sik, hepsi her zaman emrine amade, bundan önce de, bundan sonra da!" dedi.
Az sonra kapı açıldı, Hikmet içeri girdi. Klozete oturup bizi izlemeye başladı. Ben bu arada çoktan götünü doldurmuş pompalıyordum, sevgiden de zevk inlemeleri yükseliyordu. Bir ara Hikmet geveleyerek birşey söyledi, ben sikmeye devam ediyordum, ama anlamadık ve ne diyor diye ona baktık. Hikmet, "KISKANDIM!" dedi resmen zorlanarak. O an ben ne diyeceğimi bilemezken, Sevgi yine o yüzüne keskin ifadeyi yerleştirip, "Şimdi mi kıskandın, ben zevkten geberirken mi, kalk siktir git, yatak odasına yat, biz işimiz bitince geliriz!" dedi.
Ben şaşkınlıktan pompalamayı durdurup, kıyamet kopacak diye beklerken, Hikmet azar işitmiş çocuk gibi, "Peki karıcığım!" deyip banyodan çıktı. Beni bir korku sarmıştı, adam şimdi banyoya bıçakla dalarsa ne bok yerim diye kafamda plan yaparken, Sevgi'nin bir amına bir götüne sokar olmuştum. Kaç dakika oldu bilmiyorum, zevk aldığım da yoktu, kafamda plan kuruyor, bıçakla gelir saldırırsa, çamaşır makinasının üzerindeki deterjan paketini suratına çarparım diye taktik oluşturuyordum.
Sevgi'nin, "Aşkım, yeter ne olur, dağıldım, bittim yeter!" dediğini duydum. Yarağımdan kaçıyordu. Ben halen boşalmamıştım, çünkü artık zevk değil, Hikmet olay çıkaracak diye göt korkusu sarmıştı. Sevgi'in sözlerini yinelemesi üzerine kendime geldim. Kurulanıp, Sevgi önde ben arkasında, çıktık banyodan. Koridorda da, salondaki içki masasında da Hikmet yoktu. Yatak odasına gittik. Hikmet yatakta sızmıştı. Biz tekrar salona geçtik, Sevgi birer bira getirip açtı. Sevgi, "Ben 2 kadeh rakı içip üstüne bira içiyorum, ilk kez!" dedi. Ben de, "Bu akşam ilklerin gecesi, ilk kez 2 yarak aynı anda yedin!" dedim. "Evet!" dedi. Koltuğa yanyana oturmuştuk. Birbirimizi okşuyor, öpüşüyor, biralarımızı yudumlayıp sigara içiyorduk...
İçerden, Hikmet'in, "Sevgiiii!" diye seslendiğini duyduk. Sevgi kalkıp gittiğinde, ben de peşinden gittim, ne olur ne olmaz diye. Hikmet yatakta yarı açık gözlerle, "Ben size katılamadığım için kıskandım, rakı ve iki kez boşalmak hızımı kesti diye kendime kızdım, ondan dedim, aşkım, karıcığım affet beni!" diye geveliyordu, yarı sızmış yarı ayık :) Sevgi yine buyurgan bir sesle, "Uyu şimdi!" dedi. Adam anında sızdı.
Salona geçtik yine. Üçlü koltukta otururken biralarımızı yudumlayıp sigaralarımızı içerken (ilaç etkisini gösterdi), yarağımın taş gibi olduğunu gören Sevgi yarağımı amına alarak üzerine oturdu. Dudakları dudaklarımda, arada göğüslerini ağzıma verip, kucağımda zıplamaya başladı. Arada uzanıp sehpadan bira ve sigarasını alıp, sigaradan nefesler çekip, kerhane karıları gibi kucağımda zıplıyor, kalçalarını oynatıp harikalar yaratıyor, arada da birasından yudumlar alıp dudaklarını dudaklarıma hapsediyordu...
Gece saat 01.45'de kimseye görünmeden çıktım evlerinden.
[Orhan]
90 notes
·
View notes
Text
"Kız Kur'an kurslarında ilmihâl bilgisi kadar mutfak, terzilik, sağlık bilgisi de verilmelidir. Öbür türlüsüne kızlara mahsus Kur'an kurslarına ruhsat veren makamlar izin çıkarmamalıdırlar. Çünkü bu bir kız Kur'an kursudur. Bedelini Kur'an'ımızın ve dinimizin ödediği hatalar yapmamalıyız. Mü'min kızlar, bu ümmetin umududur. Kız çocuğu yetiştirmek ona elbette Allah'ı, ilmihâl bilgisini öğretmektir. Yani oruç nasıl tutacağı, abdest nasıl alacağı, namaz nasıl kılacağını öğretmektir. Hayatı öğretmek de kız çocuğu geliştirme mantığımızın içinde olmalıdır hayatı tanımalıdır kız çocukları. Bir baba, kız çocukları on yaşlarındayken hiçbir ihtiyacı olmadığı hâlde kız çocuğunu eline alıp gerekiyorsa annesiyle uçağa bindirerek herhangi bir vilayete götürüp aynı uçakla evine geri getirmelidir.
Neden?
Kız çocuğunun içinde yaşadığı hayatı tanıması için. Havaalanına girmek-çıkmak bir kültür olmuştur. Bu kültürü, evde kaşık tutmayı öğrettiğimiz gibi çocuğumuza öğretmeliyiz. Evlenir, acilen havaalanından bir yere gitmesi gerekir de o binaya girişte üstünün başının arandığını bilmezse bu ortada kalakalmasıdır. Havaalanı bir kültürdür, trene binip bir yerlere gitmenin de bir kültür olması gibi. Mutfak bir kültürdür, çamaşır bir kültürdür, sökük dikmek bir kültürdür. Her kadının terzi olması mümkün değildir, gerekli de değildir, israftır da ama düğme dikemeyen kadın da hangi çağda yaşamaktadır? Düğme dikmesini bilmez mi bir kadın?"
31 notes
·
View notes
Text
taşmaya parmak uçlarımdan, bazen kirpik diplerimden, sana saçlarından başlıyorum. dudakları soyuk soyuk içi esmer dışı kavruk kibritlerden bir ev yapıyorum. uçları ateşe tutuluyor ateşle tutuşuyor bir bir bense seni izliyorum, diri diri yanmak bir iskeleden sarkmak gibi izliyorum. - tanrı bellemiş gibi izliyorum üstelik, tanrı bellemiş gibi seviyorum ve parmak uçlarımda yürümeyi gömleğine fazladan düğme dikmeyi, belindeki gamzeyi, yüzündeki benleri kavgayı, gürültüyü, hatta hiç uyunmamış geceleri bekle, en çok seni, işte en çok seni öyle seviyorum. - taşmaya parmak uçlarımdan, sana bir bayram günü ceplerimde şekerlerle döndüğüm ev senmişsin gibi başlıyorum.
100 notes
·
View notes
Text
Bir saat önce gülümserken aniden kalbimde sancı hissetmem ile başladı her şey sadece bir saat içinde gelişti tüm savaş. Önce bir damla, sonra yüzlercesi. Her şey tek bir düşüncenin ardından gelişti. Keşke bir düğme olsa düşünceler canımızı yakmaya başladığında kapatabilsek.
39 notes
·
View notes
Text
Işığı düşünmeden kapatırsan,
KARANLIKTA,
Çok düğme ararsın..!!
Biz o bam teline basarız'da,
Tel incinir....
Biz incitmeyi sevmeyiz..!!
36 notes
·
View notes
Text
Asansörlerde ''Kapıyı Kapat'' düğmesi bulunur. Bu düğmeye bastığınızda kapının daha hızlı kapandığını ve dolayısıyla varmak istediğiniz kata daha hızlı ulaştığınızı düşünürsünüz. Lakin bu düğmeye basmanız bir şeyi değiştirmez. Gideceğiniz kata, düğmeye basmadan önce varacağınız hız ve sürede ulaşırsınız. Bu düğme, bir şekilde asansör seyahatinde katılımcı gibi hissetmenizi sağlayan sahte bir düğmedir. Bu örnek, sahte katılıma verilebilecek en iyi örneklerden biri. İnsanlık, sistemin ilerleme stratejisini ve açıklarını bilmek istemiyor. Bununla ilgilenmiyor. Sahte katılımcı olmak konusunda eğilim gösteriyor. Elbette Yenidoğan Çetesi gibi kriminal bir yapının varlığını bildiğimi iddia etmiyorum. Lakin sistemin bu ve benzeri yapılara açık hedef olduğunu ortaya koymak istiyorum.
Modern tıbbın, insan sağlığına olan organize kötülüğünün ardında bir beceriksizliğin değil de organizasyonunun yattığını söylüyorum. Eğitim sisteminin ki bu sistem çatı kanun ve programlarla hazırlanmış bir sistemdir; eğitmediğini, aksine cahil bıraktığını, insanlara sistemin çarklarının dönmesine yetecek kadar yeterlilik kazandırdığını söylüyorum. Medyanın ileten bir araç olmadığını, aksine manipülasyon aparatı olduğunu söylüyorum. Medya gerektiğinde bilgiyi hap, gerektiğinde hapı toz yapar.
Sistem böyle ilerliyor! Dünya sağlık örgütü, dünyanın en güçlü iktidar alanlarından birini gasp etmiş bir örgüttür. Hastalığın tanımı ve tedavisinin ne olduğunu belirlemiştir. Bir belirlenim ilaç tüketimini arttırma yoluyla bir ekonomi yaratılmasını amaçlamıştır. Bizim ülkemizdeki çetenin, global ve daha profesyonel araç ve iletişim metotlarıyla organize olmuş hali! Şimdi Yenidoğan Çetesi ile karşılaştık. Şaşırıyoruz. Kahrediyoruz. Küfür ediyoruz. Bela okuyoruz. Lakin bunların hepsi bir iki hafta daha devam eder ve sistem kendini pansuman ederek varlığını sürdürür. Matrix filminde bir sahne vardır.
Neo: Gözlerim neden acıyor?
Morpheus: Çünkü onları daha önce hiç kullanmadın
Gözleriniz acımadığı sürece, hiçbir şey değişmeyecek.
16 notes
·
View notes
Text
Ben gökyüzüne gidiyorum. O ufacık yıldızlardan birkaç tane koparıp, ceketime düğme yapmak istiyorum.✨️
73 notes
·
View notes
Text
Soesso - Düğme Üretimi ⭕️
· Gömlek Üretimi 👔 · Düğme Üretimi ⭕️ · Pantolon Üretimi 👖 · Dijital Pazarlama 📈 · Bilişim Hizmetleri 💻 . Tüm Siparişleriniz için: · İnternet Sitemiz: http://soesso.com/dugme-uretimi · Facebook: soessocom · Instagram: @soessocom · Twitter: soessocom
#düğme#düğmeüreticisi#düğmeler#gömlekdüğmesi#pantolondüğmesi#soesso#soessocom#düğmeüretim#tekstil#giyim
0 notes
Text
Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Öyle çok sordunuz ki biz de Tumblr olarak içerik önerilerini neye göre yaptığımızı detaylı bir şekilde açıkladık.
Reklamsız Gezinti aboneliği olan herkes için Tumblr Patio'yu (İng.) kullanıma açtık.
Gönderinin üç nokta menüsüne eklediğimiz "Önceki RB'yi görüntüle" tüm iOS kullanıcılarının kullanımına sunuldu.
Herkese açık blogundaki içeriğin üçüncü taraflarla paylaşılmasını engelleyebilmen için yeni bir düğme ekledik. Ayrıca hangi içeriğin kullanılabileceği konusunda maksimum söz sahibi olabilmen için ortaklarımızla çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
Ekibimiz Tumblr deneyimini genel anlamda daha verimli bir hale getirmeye çalışıyor; bu dönemde Changes blogunda (İng.) haftada sadece bir kere değişiklikler listesi yayımlayacağız.
🛠 Düzeltmeler
22 Şubat tarihinde popüler etiketlerin güncellenmesinde bir duraklama yaşandı; bir sonraki hafta bu sorunu çözdük.
Tumblr Patio'da yer alan Etkinlik sütununu yenilediğinde artık Okunmamış öğeler doğru biçimde Okunmuş olarak işaretlenecek.
Bir gönderiye ait not silindiğinde bundan böyle Etkinlikler kısmından da kaldırılacak.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
Blog dışa aktarım işlemleri, beklenenden daha uzun sürüyor. Durumun farkındayız ve işlemi hızlandırmaya çalışıyoruz.
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde takip etmek istersen diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
Tumblr'a doğrudan maddi destek olmak ister misin? O zaman TumblrMarket'e yeni gelen Destekçi rozeti seni bekliyor!
17 notes
·
View notes
Text
Otobüse binince olmayan anksiyetem nüksediyor. Allahtan düğme diye bişi icat etmişler. Yoksa şöfor durana kadar hayata inecek var diyemem
10 notes
·
View notes
Text
Günaydın.
"Geçmişte yaşadığınız kırgınlıkları affedin, öfkeyi unutun ve yaşamınıza devam edin" derler.
Sanki insanın ruhunda bir düğme varmış gibi, bir dokunuşla her şeyi sıfırlayabilirsin.
Saçmalık.
Kimse bu kadar kolay unutamaz ve unutmamalı da.
Kırgınlıklar, yaşanan haksızlıklar, söylenmemiş sözler…
Hepsi insanın içinde bir köşede durur, yok saymaya çalışsan da bir noktada çıkar, kendini hatırlatır.
Affetmek, unutmak değil; bilakis hatırlamak gerekir.
Kimi affettiğini, neden affettiğini, neyi tekrarlamaman gerektiğini…
Eğer geçmişi unutturursan, insanlar aynı hataları yapmaya devam eder.
Sana yapılanları unuttukça, tekrarlanmasına izin verirsin.
Aynı insanlar, aynı sahnelerde tekrar tekrar karşına çıkarlar.
Öfke…
Bunu hep kötülediler, değil mi?
"Öfke kötü bir şeydir," dediler.
Ama öfke, bazen insanın en net pusulasıdır.
İnsanı ayakta tutan, harekete geçiren bir dürtüdür. Yeter ki dozunu iyi ayarla.
Tıpkı bir ilaç gibi.
Azı faydasız, fazlası zehir.
Ama doğru miktarda aldığında, seni iyileştiren, kendini savunmanı sağlayan bir kalkan gibidir öfke. Öfkeyi kontrol edebilirsen, onu bir silaha değil, bir güce dönüştürebilirsin.
Öfkeyi unutmak gerekmez, onu beslemek de gerekmez.
Sadece doğru yerde kullanmak gerekir.
Çünkü bazen öfke, sınırlarını koruman için gereklidir.
Bazen de yeniden başlamak için, güçlenmen için. Unutma, öfkeyi bastırmak değil, onu anlamak ve yönetmek önemlidir.
Çünkü affetmek bazen öfkenin bitmesine değil, ona kılavuz olmasına bağlıdır.
Geçmişi hatırla, öfkeni tanı.
Tekrar aynı şeyleri yaşamamak için bu iki şeyi yanından ayırma.
Ve bunu bir kenara not et kafanın içinde: sevgi sadece çocukları iyileştirir..
6 notes
·
View notes
Text
Şu bekarlık sultanlık diyenleri görsem yaş meşe odunuyla kovalaycam😠 saatlerdir çamaşır yıka kurut, ütü yap (en sinir bozucu olan da ütü) düğme dik, sökük dik, bulaşık yıka derken daha yeni oturdum. Ama bi salata yapmışım ki bunu yiyene kara da ölüm yok he😊 şimdi bi yorgunluk kahvesi içerim ardından alkol faslı başlar😊
36 notes
·
View notes