#caferi

[teneres]

Bizleri batıl ehlinden beri kılıp, kulu ve elçisi olan Muhammed Mustafa’nın izinden gidenlerden, razı olduğu sahabeleri örnek alıp, onlara tabi olmak nimetinden uzak tutmayan Allah’a hamd olsun.

Nice gafiller var ki, gerek iki ayaklı şeytanların sözleriyle, gerekse kendi heva ve heveslerini her şeyin üzerinde tutan kibirlerinden dolayı doğru yoldan sapmış, bidatlere ve küfür/şirk çukurlarına yuvarlandıkları halde kendilerini doğru yolda zanneder olmuştur.

İnsanları saptıran konulardan biri de ehli beyt ve tarihte yaşanan olaylardır. Ehli beyti katlettiler söylemi üzerinden, sanki ehli sünnet vel cemaatin hadis ve fıkıh kaynaklarında böyle bir emir varmış da, o yüzden bunlar yaşanmış, sanki ulemasından avamına her Sünni bu meselelerde Muaviye b. Ebi Süfyan ve oğlu Yezid’i haklı buluyormuş gibi propaganda yaparak, insanları doğru yoldan ayırıp kendi rezil ve şirk itikadlarına sürüklüyorlar.

Başka sefihler ise, bu tarihi olayları gösterip, sanki bizim ayrışma sebebimiz yaşanan olaylarmış, 1000 yıldır Ali mi haklı Muaviye mi haklı kavgası veriyormuşuz gibi lanse ederek, şirk çukuru olan Şiilerle kardeşlik naraları atıyorlar.

Hayır, ne dün Osmanlı uleması Alevilerin (Şiilerin) yemeği yenmez (müşriklerin kestiği et yenmez) , onlarla nikahlanılmaz (müşrik erkek ve kadınlarla evlenilmez) vb fetvalar verirken Emevi hanedanını tuttuğu için bu fetvaları verdi, ne de biz bugün bu kavgada taraf olarak Şiileri tekfir ediyoruz.

Onları tekfir ediyoruz çünkü onlar; Kuran’ın Ali radıyallahu anh’a gelirken, Cebrail aleyhisselâm tarafından yanlışlıkla Muhammed aleyhisselam’a getirildiğini söylüyorlar. Onlar kafirler çünkü elimizdeki mushafın eksik olduğunu Kuran’ın hakikatte 17.000 ayet olduğunu, bu doğru mushafın Fatıma annemizde olduğunu iddia ediyorlar. Onlar kafirler, çünkü Allah’ın Tevbe Suresi ve Fetih Suresinde razı olduğunu ayetle sabit kıldığı sahabeye kafir diyorlar. Allah’ın razı olduğundan razı olmayanlardan bizlerde razı değiliz.

Onlar müşrikler çünkü darda kaldıklarında ehli beyt imamlarını yardıma çağırırlar. Onların türbesine gidip debelenenlerin cennetlik olduğuna inanırlar.

Müşrikler çünkü meleklerin Ali radıyallahu anh’ın “nurundan” yaratıldığını iddia etmekteler. Müşrikler çünkü meleklerin Ali radıyallahu anh ve soyunu tesbih etmeden önce tesbih etmeyi bilmediklerini iddia etmekteler.

Bunların küfr, şirki ve bidati anlatılamayacak kadar çoktur. İş bu kitap Şiilerin, bizdeki Buhari, Müslim, Ebu Hanife, İmam Şafii gibi itibar ettikleri, fetvalarıyla amel ettikleri, sözleriyle itikad ettikleri kimselerin kitaplarına dayanarak yapılmış bir araştırmadır.

İyiyi bilmek yetmez. Birde şerri bilmek gerekir ki insan bilmediğinden sakınamaz malum.

[rayhaber]

Suriye'nin BRICS Üyelik Başvurusu ve Türkiye'nin Durumu

Suriye’nin BRICS Üyelik Başvurusu Suriye’nin Moskova Büyükelçisi Beşar Caferi, Suriye’nin BRICS’e katılmak için resmi bir başvuruda bulunduğunu duyurdu. Rusya’nın resmi haber ajansı TASS’a verdiği demeçte, “BRICS’e katılmakla büyük bir ilgi duyuyoruz. Örgüte katılmak için yazılı bir talep gönderdik” şeklinde ifade etti. Bu yıl BRICS’in dönem başkanlığını yürüten Rusya, 22-24 Ekim tarihleri…

[mirzablogg]

İmam Caferi Sadık (a.s) buyurdu ki:

-Baykuş güvercin gibi evcil bir kuştu ve insanların evinde yaşıyordu. Sofralarına konuyordu, onların yemeklerinden yiyordu.

Ama İmam Huseyin (a.s.) şehid edildikten sonra bu ümmete lanet okudu.

"Dedi ki vay olsun size. Lanet olsun size ki, Peygamberinizin (s.a.a.) evladını katlettiniz. Sizin eviniz oturmalı değil. Sizin sofranız konulmalı değil. Sizin ekmeğiniz yemeli değil."

İmam Hüseyin (a.s.) mateminden dolayı çekildi harabeye ve tekliğe.

Bütün peygamber lere verilen ilim

Ehlibeyt ve 12,imam a verilmiştir

Süleyman as kuşlar la konuşurdu

Baykuş'un öttüğü zaman tek zikri budur; Allah'ım İmam Hüseyin (a.s.) hakkını tanımayan O'nu Kerbela da şehit eden, şehit ettiren herkese lanet et.

[yazan-kalem-siyah06]

BEN TÜRK DEĞİLİM !..

BEN TÜRKÜM,BEN MÜSLÜMAN’IM !...

HEMEN BİR FERYAT,BEN TÜRK DEĞİLİM.

İYİ DE SEN KİMSİN ?

SEN BU TOPRAKLARDA DOĞMADIN MI,BU TOPRAKLARDA YAŞA-

MIYORMUSUN,

SEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI DEĞİLMİSİN ?

EVET !

E ! O ZAMAN TÜRKSÜN.

ÇÜNKÜ !

TÜRK BİR ETNİSİTENİN ADI DEĞİLDİR.TÜRK BİR MİLLETİN ADIDIR.

TÜRK MİLLET’TİR MİLLET .

SENİN ETNİSİTEN NE OLURSA OLSUN.AMA MİLET OLARAK TÜRK-

SÜN.HİÇ KİMSE SENİN ETNİSİTENİ RED ETMİYOR.BÖYLE BİR HAKKI-

DA YOK.NİYETİDE YOK.

SEN ONU KENDİ İÇİNDE YAŞA,YAŞAT.

ŞAYET TÜRK MİLLETİ BENİ ASİMİLE EDER DİYE BİR KORKUN VARSA?

BUNDAN HİÇ KORKMA.

ÇÜNKÜ TÜRK MİLLETİ KENDİSİ ASİMİLE OLUR.AMA ASİMİLE ETME-

Yİ BİLMEZ.ŞAYET BÖYLE BİR BECERİSİ VE NİYETİ OLSA İDİ :

BUGÜN DÜNYANIN ENAZ YARISI TÜRK OLUR,TÜRKÇE KONUŞUR,

O ZAMANDA SENİN GİBİ “ BEN TÜRK DEĞİLİM.” DİYE ÇATLAK BİR

SES ÇIKMAZDI.AKSİNE TÜRK MİLLETİ ASİMİLE ETMENİN AKSİNE

ÇOK YERDE KENDİSİ ASİMİLE OLMUŞTUR.

MESELA ;

SENİN GİBİ “BEN TÜRK DEĞİLİM.” DİYENLERİN DIŞINDAKİ BOYA-

YI KAZISAK ALTINDAN TÜRK ÇIKAR.BUNDAN HİÇ ŞÜPHENİZ OL-

MASIN.CESARETİNİZ VARSA KAZIYIN BAKIN ALTINDAN NE ÇIKA-

CAK.

BUGÜN DAHİ ; % 89.78 ‘İ TÜRK OLAN YURDUMDA % 10,22’LİK ETNİ-

SİTENİN İÇİNDEKİ SEN VE SİZLER,BİZİMLE AYNI EŞİT HAKLARA SA-

HİPSİNİZ,AMA BUDA YETMİYOR.NEREDE İSE KENDİNİZİ YURDUN

SAHİBİ İLAN EDECEKSİNİZ.

O ! RED ETTİĞİNİZ,HER FIRSATTA ARKASINDAN KUYUSUNU KAZDI-

ĞINIZ,İHANET ETTİĞİNİZ,TÜRK MİLLETİ OLMASA !

O SİZİN ARKANIZI SIVAZLAYANLARIN SİZİ SOKAK KÖPEĞİ GİBİ İT-

LAF EDECEĞİNİ BİLEMİYECEK KADAR KÖR VE CAHİLSİNİZ.

ŞUNU HİÇ UNUTMAYIN Kİ SİZLER ! BİZ TÜRKÜZ DEDİĞİNİZ VE

TÜRK MİLLETİ VARSA VARSINIZ.BUNU SAKIN UNUTMAYIN …

YİNE !

BEN MÜSLÜMANIM !

HEMEN BİR FERYAT.HAYIR BEN MÜSLÜMANIM.O DEĞİL.

NİYE ?

E ! BEN SÜNNİ’YİM. O ! ŞİA – O! ALEVİ – O ! MALİKİ- O ! CAFERİ –

O ! ŞU- O ! BU .İYİ DE KARDEŞİM BEN MÜSLÜMANIM DEDİM.

SENİN GİBİ HİZİPÇİ DEĞİLİM. HİZİPÇİLİK YAPMIYORUM Kİ !

“ALLAH KATINDA DİN İSLAMDIR.”(Ali İmran -19)

KİŞİ ,İNANARAK ;

“ALLAH’TAN BAŞKA İLAH YOKTUR.HZ.MUHAMMED ONUN

KUL’U VE RESULÜDÜR.”DEDİĞİ AN .İSLAM’A GİRMİŞ.

MÜSLÜMAN OLMUŞTUR.ONLARIN İMANINI İSE ANCAK ALLAH

BİLİR BUNU YARGILAMAK SORGULAMAK KUL’A DÜŞMEZ.

KİŞİ BARIŞ VE ESENLİK İÇİN ALLAH’A TESLİM OLMUŞTUR.ONUN

KİTABI KUR’AN,PEYGAMBERİ HZ.MUHAMMEDDİR.

BUNLARIN DIŞINDAKİLER;

HİZİPTİR,TEFRİKA’DIR.ZÜBÜRDÜR,MİŞNA’DIR.ALAH BUNLAR-

LA İSLAMI BÖLENLERİ LANETLEMİŞTİR.

YANİ ;

TAKVA ALLAH İLE KUL ARASINDADIR.DURUM BÖYLEYKEN,

SANA NE OLUYORDA ? İNSANLARIN İMANINI,AMEL’İNİ YARGI-

LAMA,SORGULAMA VE ÖTELEME GİBİ İŞLERE BURNUNU SOKU-

YOR FESAT TOHUMLARI SAÇIYORSUN,İSLAMIN İÇİNE İSRAİLİYAT

FİTNESİNİ VE MUAVİYE ZEHİRİNİ AKITIYORSUN.

SEN KİMSİN ?ELİNDE İMAN ÖLÇER Mİ VAR? ALLAH PEYGAMBER-

LERİNE VERMEDİĞİ GÖREV VE YETKİYİ SİZE Mİ VERDİ?

YAPMAYA ÇALIŞTIĞINIZ İŞİN KORKUNÇ’LUĞUNU BİLMEYECEK

KADAR DE DİN CAHİLİ,AYNI ZAMANDA DİNDEN GEÇİNEN SEFİL

DİN TÜCCARISINIZ.ÇEKİN O PİS ELLERİNİZİ MİLLETİN İNANCINDAN!

SONSÖZ OLARAK GURURLA !

BEN TÜRKÜM VE MÜSLÜMAN’IM. DİYORUM.SİZ ? SİZ BİLİRSİNİZ …..

[etaali]

✨İmam Caferi Sadık’a (as), "Akik Vadisi’nde yalnızlığı mı seçtin?" diye sorulunca şöyle dedi: "Yalnızlığın tadına varsaydın, kendi varlığını bile yadırgardın.

✨Ve ardından ekledi; Yalnızlığın insana sağladığı en ufak fayda, başkalarına katlanma mecburiyetinden kurtulmaktır.

[spacecadetsystem]

Sign offs

🌙Marc -host he/him(25)

🖕🏻James -he/they(22)

🐍Steve -he/him(25)

🌸Lily -she/her(19)

💀Dare -it/it’s(??)

💎Clark Kent -he/him(32)

🛸 Poe Dameron -he/they(28)

🦾 Bucky Barnes -he/him(108)

🕸Peter Parker -he/they(19)

🌍 Bellamy Blake -he/him(15-18)

❄️ Leo Snart -he/they(33)

💣 Malcom Bright -he/him(27)

👑 Caspian -they/them(17)

💨 Kal-El -he/him(25)

🐺 TJ -whatever(16)

🦋 Wylan -any are fine(12-18)

Neal Cafery -he/they(26)

(Littles, Diddy, Clove, Sammy won’t be present on SM ever)

[mastercatmuezza]

Şiilerin Caferi Fıkhı Yalanı Dublaj 3498

[pazaryerigundem]

Sarıkamış Harekâtı'nın kahramanlık destanı Gölcük'te anlatıldı

https://pazaryerigundem.com/haber/195265/sarikamis-harekatinin-kahramanlik-destani-golcukte-anlatildi-2/

Sarıkamış Harekâtı'nın kahramanlık destanı Gölcük'te anlatıldı

Kocaeli’de Gölcük Belediyesi, Sarıkamış Harekâtı’nın 110. yılı münasebetiyle; Kervansaray Kültür Yapısı’nda “Tarihin En Soğuk Günü” konulu söyleşi düzenledi.

KOCAELİ (İGFA) –  Binlerce kahraman Türk askerinin şehit olduğu Sarıkamış Harekâtı’nın 110. yılı münasebetiyle; Gölcük Belediyesi tarafından Kervansaray Kültür Yapısı’nda, “Tarihin En Soğuk Günü” konulu söyleşi düzenlendi.

Binlerce kahraman askerin şehit olduğu harekâtın 110. yıl dönümünde, Prof. Dr. Bingür Sönmez ve Kurtuluş Savaşı’nın kahraman komutanlarından Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir’in katılımıyla düzenlenen söyleşide Sarıkamış Harekatı hakkında önemli bilgiler paylaşıldı.

Gölcük, çevre ilçe ve illerden katılımcıların yoğun ilgi gösterdikleri programa; Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti İlçe Başkanı Kemal Yavuz, İlçe Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert, Gaziler Derneği Gölcük Şubesi Başkanı Mehmet Aslan, Sarıkamış Kalkınma Vakfı Başkanı Oktay Yavlal, söyleşinin düzenlenmesinde büyük emeği olan Araştırmacı Yazar Volkan Aydemir ve vatandaşlar katıldı.

VATAN VE MUKADDESAT UĞRUNA CANLARINI FEDA ETTİLER

Programda söz alarak salonu dolduran tüm hemşehrilerine teşekkür ederek sözlerine başlayan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Devletlerin tarihinde büyük zaferler olduğu gibi mağlubiyetler de olur. Bu toprakları vatan haline getirirken verilen mücadele çerçevesinde çok sayıda şehit verdik. Bu toprağın bağrında sıra dağlar gibi duranlar bu toprakları vatan haline getirdiler. Sarıkamış Harekâtı büyük bir harekât. Şehidin sayısı bir olsa da bin olsa da aynı” dedi.

YETİMLERİN BABASI KAZIM KARABEKİR

Sarıkamış Harekatı söyleşisindeki konuşmasına Kazım Karabekir’in iyi bir asker olduğuna değinerek başlayan Timsal Karabekir, “Ben babamı dolu dolu 7 yıl gördüm. 7. Yaş günümde ani bir ölümle kaybettik. Babam bize çok şefkatli bir baba oldu. Ki bizden önceki 6 bin evladına da çok iyi bir baba olmuş. Bu baba olduğu dönemde gerçek bir evladı yok. Babam özellikle çocuklara kıyamıyor. İmanlı bir baba. Savaşmışız ama düşman evlatlarına bile kıyamıyor. Ermenilerin bıraktığı yetim evlatlara kucak açıyor. Özellikle kız çocuklarının okuması için elinizden geleni yapacaksınız dedi. Bu da bizde bir aile geleneği haline dönüştü” diye konuştu.

[erol25030]

Caferi din adamı_ Şii mollalar Kuran'ı ezbere bilmedikleri için halka na...

[awesomeiskra]

SAFEVİ TÜRK DEVLETİ

              1501 ve 1736 yılları arasında bugünkü Azerbaycan, İran, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Türkiye’nin doğu kesiminde varlığını sürdürmüş, tarihte ilk kez Caferiliği resmî mezhep olarak kabul etmiş olan halkları yönetmiş ve Azerbaycan’ın varis olduğu hâkim hanedanın devletidir. ( Akkoyunlular önce Sünni sonra Caferi, Karakoyunlular da baştan beri Caferi idi) Continue…

[ferraguss]

"verdiği hasarın farkında olmayan insana neyi nasıl anlatacaksın. bir kere ben sana bunu nasıl yaptım diye, ben seni nasıl bu hale getirdim diye üzülmeyen, bir kere kaybetme korkusuyla eli ayağına dolanmayan insana neyi anlatacaksın." bir kaç gündür böyle düşünüyordum sonra imam-ı caferi sadık'ın şu sözü geldi aklıma; " kork o mahkemeden ki, hâkimin kendisi şahittir... " Allah hiç bir şeyden habersiz değil ki, o günüme de şahitti bu günüme de şahit. çektiğim acıya, uykusuz acıdan kkıvrandığım gecelere de. içimi yakan bu ateşe de, gözlerimden akan yaşa da. hasbünallahü ve nimel vekil, "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir"ali imran, 173

[bartholomaus]

Din punctul meu de vedere, Platoul Breite si rezervatia de stejari seculari de acolo, e cel mai frumos loc in care am fost pana acum.

Sa te plimbi printre cei 600 de stejari multiseculari (inclusiv “bunicul” de peste 800 de ani), raspanditi pe 130 de hectare si sa te gandesti la cate au fost martori, prin cate au trecut (unii au apucat si prima invazie mongola, pe vremea comunistilor, in anii 80, vrand sa faca aerodrom, au sapat santuri de desecare si au afectat grav ecosistemul, dupa comunisti asta e locul unde politicieni au vrut sa faca un parc tematic Dracula, 80% din stejari au fost incendiati de-a lungul timpului, unii se obstineaza sa traiasca ca prin minune si tot asa. Toata rautatea si prostia oamenilor s-a revarsat asupra lor si ei sunt tot acolo, martori tacuti ai istoriei), e o experienta care trebuie traita neaparat.

Orice profesor de istorie, biologie sau geografie, care nu se zbate sa duca elevii in excursie in locul asta, pierde o oportunitate uriasa de a tine cea mai frumoasa lectie a carierei.

Cand vizitati Sighisoara, nu uitati sa faceti o plimbare in rezervatia de stejari seculari de la Breite.

Unica in Europa, pasunea cu stejari se intinde pe 74 de hectare si cuprinde 500 de stejari cu varste cuprinse intre 200 si 800 de ani.

Cel mai batran exemplar, cel de aproximativ 800 de ani se afla acolo din secolul XIII (anii 1200).

De sute de ani, turisti din toate colturile lumii vin sa admire minunea asta pe care oamenii locului au stiut sa o pastreze si sa o ingrijeasca.

Desenul atasat arata modul de dezvoltare al radacinilor de stejar, ca sa intelegem mai bine rolul regelui padurilor.

Rezervatia se afla in sudul judetului Mures, in apropiere de limita cu judetul Sibiu.

Ca fapt divers, stejarul cel mai batran e de-o varsta Sighisoara. ---

Deasupra Gârbovei, in capatul vaii Dobârcii, pe versantul Dobârcean, ne clatim ochiul cu o pasune arhetipala, cu carpen si paltin.

Spre surprinderea si bucuria mea, carpenii, unii cu diametrul impresionant, par a fi trecut in vremurile de demult, prin taierea pe care o practicau sasii, taierea in scaun. Practic, se taiau pomii la o inaltime de circa 2 metri. Astfel se recolta lemnul dar nu se omora arborele pentru ca sasii stiau ca pasunile cu arbori nu numai ca sunt mult mai productive, ca permit vitelor sa stea la umbra si ca oricat de seceta ar fi, iarba e mai verde la umbra, dar si pentru rolul esential in fixarea solului si mentinerea panzei freatice.

Pasunea se invecineaza cu un corp de padure seculara (si multiseculara) de stejar, cu parcele exploatate dupa tehnicile “moderne”, adica la ras (in plin proces de regenerare).

Acum, n-am zis nimic despre speciile de carpen si artar (paltin) de pe pasune, pentru ca am niste nelamuriri. Oricum, absolut superbe exemplarele iar toaletarea facuta de capre e foarte eleganta.

Oricum, Valea Dobarcii, mai devreme sau mai tarziu, intr-o lume ideala, va trebui sa devina arie protejata. Cu uriasele beneficii pentru ambele sate, atit ca obiectiv turistic cat si pentru cercetare.

Nu stiu daca apuc io vremurile alea dar sper sa apuce copiii mei.

--

Se naste un nou “Trans”, Transapuseni mai exact. Ma rog, nu se naste, se asfalteaza. Peisajul e absolut superb.

Din pacate, deja sunt in constructie multe imobile, A-frame, cotet cu tabla “tip lindab”, cabana din bustean rotund, “vile” cu decorativa, orice numai casele tipice din caferi si “caciula” din fân nu. Alea sunt lasate in parasire si se descompun.

Cine vrea sa-si clateasca ochiul, sa o faca la anul ca pe urma, incet-incet, ajungem la balciul de la Balea Lac sau de pe Transalpina, intotdeauna in cele mai frumoase locuri ca doar acolo opreste turistul sa faca poze.

Asta ca tot se intreba lumea ce rol are prefectul pe lumea asta. Exact asta, sa incurajeze cocalareala.

-- De manual. Stanga, teren pasunat cu oi, dreapta, teren pasunat cu vaci. Gârbova, august 2023

Bine că n-au păscut și capre pe acolo! Arbuștii ăia nu ar mai fi existat. Nu prea înțeleg limita aia clară dintre zone. Ce anume ține oile sau vacile să între în cealaltă zonă? De aia pe vremuri se transhumau oile pe distanțe mari. Ca să pască în trecere. Îi ia un ciclu anual terenului să își revină după oi, dar își revine. Și eu am permis unui cioban să îmi tranziteze terenul ca să facă iarba să dispară, altfel ar trebui cosită. Dacă iarba apucă să crească mare oile nu o mai pot paște, trebuie "intrat" cu vacile. Iar pentru lăstăriș și "toaletare" arbori se acționează cu caprele! -- R>>Sunt si capre in partea cu oi, aia nu/s arbusti, sunt peri salbatici si daca te uiti atent vezi cum i-au “toaletat” caprele in partea de jos.

E un gard electric intre pasuni.

Diferenta de culoare vine exact de la ce-ai spus, oile cauta doar iarba proaspata si nu se ating de cea mare, vacile o pasc pe cea mare si ramane cea mica si verde. -- In fiecare an tot mai putine, din pacate.

Asa cum tratam natura, tratam si istoria. Cine crede ca turismul o sa se dezvolte numai din stranduri si tarabe cu gratare si gogosi, se insala.

Satele in care se pastreaza (si intretin) caracteristicile originale, unde natura nu-i sufocata de gunoi, au un viitor. --

The most underrated. Dragostea mea secreta, in Transilvania, e Podisul Tarnavelor. Poate pentru ca-mi aduce aminte de alte vremuri si locuri, poate pentru natura sau drumurile pustii sau poate pentru ca imi doresc sa-mi intiparesc bine in minte locurile astea cat timp mai arata asa.

Podisul Tarnavelor face parte din ariile aflate in pericol de desertificare din cauza modificarilor climatice.

Cert e ca nu ma mai satur sa o explorez. --

Spre bucuria mea, dupa ce au plecat utilajele, s-au intors prigoriile si chiar au inceput sa-si faca cuiburi noi.

Candva o sa fie atractie turistica, locul, ca indeplineste mai multe criterii:

- geologic, trovantii sunt formatiuni interesante, pentru iubitorii de stiri de tabloid, “singurele pietre care cresc”.

- belvedere cu priveliste asupra Garbovei si a vaii Garbovei

- zoologic, prigoriile, vulpile si iepurii

Deocamdata nu e. >>Erau și în Dobrogea extraordinar de multe, își făceau cuiburi în malurile de loess compactat dar de câțiva ani au dispărut pur și simplu. Cred că din cauza extinderii agriculturii. Nu prea mai sunt zone sălbatice iar terenurile agricole sunt tratate cu ierbicide, insecticide, pesticide și îngrășăminte ceea ce cred că a dus la extincția celor mai multe dintre insectele cu care se hrăneau prigoriile. Prin urmare au plecat undeva unde găsesc de mâncare, eu cam așa cred. Mâncare și liniște. >>>>

insectele si mai exact albinele si viespile sunt hrana favorita a prigoriilor.

In Baragan si Dobrogea, cu derogare, se folosesc pesticide care omoara tot, inclusiv albine. Dar sunt mai ieftine si asa a ales statul asta de specialisti sa protejeze fermierii. -------

In principiu o lectura usora ce incearca sa explice mai pe intelesul tuturor de ce si cum se face managementul de mediu in Romania.

Pe scurt, desi exista metode precise, ministerul mediului ia de buna doar numaratoarea facuta de asociatiile de vanatoare(ca la prosti) dupa care, desi se cheama minister al mediului, alege cea mai simpla(si cea mai proasta) metoda de management, adica aloca cote de vanatoare tocmai celor care au numarat ursii si au zis ca-s prea multi.

La asta, ca sa avem si sprijinul opiniei publice adaugam:

- obisnuitul ursilor cu hrana pusa de om in anumite locuri

- hranirea lor in apropierea asezarilor

- mesajele Ro-Alert care sa induca impresie si panica

- raspandirea prin mass-media a cat mai multor reportaje senzationale

Asta ca sa nu credem ca doar propaganda rusa si conspiratiile manipuleaza opinia publica, o fac si reprezentantii statului, din interese meschine sau de grup, in nici un caz in interesul public. Getting the numbers right to better protect the brown bear in Romania WWF PANDA. -----

Apoldul de Sus, Großpold, unul dintre, daca nu cel mai frumos si bine conservat sat din Transilvania.

Cred ca administrativ tine de Miercurea Sibiului si stiu ca in Miercurea primaria e foarte strica in privinta urbanismului si conservarii patrimoniului.

Ce il face special e faptul ca e unul dintre cele trei sate in care etnici austriaci au fost deportati din motive religioase in secolul XVIII si si-au pus amprenta atat asupra culturii cat si arhitecturii. Landlerii.

Exista si un muzeu care merita vizitat. In Miercurea Sibiului tocmai s-a incheiat restaurarea bisericii fortificate si se va deschide publicului cat de curand.

Merita vizitate ambele localitati, abia asa o sa ne dam seama, trecand prin multe altele, cum am reusit in cateva zeci de ani sa distrugem sau sa uratim un patrimoniu de cateva(multe) sute de ani. >===>>==>>

Comentariile ne arata cat amar de drum mai avem de parcurs pana sa intelegem ceva din lumea in care traim.

Marele pacat e ca atunci cand o sa intelegem, o sa fie prea tarziu si Romania o sa fie un desert acoperit de asazise “case moderne”, fara suflet si fara istorie.

Strada asta din Aciliu e o bijuterie iar oamenii de pe strada aia, români si sasi, isi iubesc satul, strada si traditia.

Cumva sunt gelos ca au ajuns si altii pe strada aia, o tineam cumva doar pentru sufletele noastre si ale apropiatilor nostri.

La fel ca unele parti din Amnas, satul alaturat si unit de Aciliu printr-un drum de vis peste deal, prin padure si pasuni. --

Apoldul de Sus (Großpold), unul din satele noastre preferate pentru plimbare si admirat case. Ce-l face deosebit? Faptul ca e unul din cele trei sate in care au fost deportati, in secolul XVIII, din ordinul Imparatesei, etnici austrieci, asanumitii “landleri”.

Statuia din zidul gardului ce inconjoara Biserica Evanghelica, scoala veche si casa parohiala ne intriga si nu reusim sa aflam mare lucru despre ea.

Daca ar fi sa speculez si sa-mi las imaginatia (bolnava) sa zburde, i-as lega originile de perioada Romana, avand in vedere vestigiile(doua “villa” adica ferme ale colonistilor romani, un castru si altele), dar probabil ca originile sunt de prin secolul XIII.

Bonus cateva fatade din Apoldul de Sus, nici pe departe cele mai frumoase, doar ca astea ne-au iesit in cale la ultima plimbare.

Apoldul de Sus tine de oraselul Miercurea Sibiului, la fel de frumos si plin de istorie, meritul primariei din Miercurea e ca a impus reguli stricte de pastrare a arhitecturii originale, a culorilor, a tiglei, etc.

Cu siguranta viitorul, atat turistic cat si valoarea fondului imobiliar o sa-i rasplateasca pe locuitorii care au inteles ca daca nu-ti bati joc de istorie, poti trai bine-mersi de pe urma ei, din turism.

Se renoveaza foarte frumos multe case, se respecta arhitectura, materialele si culorile originale, o sa fie o perla peste cativa ani. Se vede deja din pretul imobilelor scoase la vânzare.

-----

Cand treci muntele dinspre Jina si incepi sa cobori spre Dobra si Sugag, pe marginea drumului se afla o cariera de piatra.

Merita oprit putin ca o cariera e ca o felie de tort si poti, in acelasi timp, sa inveti si ceva geologie si geomorfologie urmarind stratele contorsionate si sa-ti aduci aminte cum s-au format muntii de incretire dar si o lectie de ecologie cand vezi cat de fragil e echilibrul naturii, cat de subtire e stratul vegetal si cum, totusi, pe un strat fertil de numai 30-40 de centimetri, s-au dezvoltat pasuni, tufarisuri si paduri.

Opriti si aratati-le copiilor ce sacrificii face natura pentru bunastarea oamenilor, invatati-i ca, pentru fiecare casa, drum, pavela pe care calca, a fost smulsa o bucata dintr-o stanca de undeva. Dispar munti care sunt transformati in ciment sau alte materiale, dispar albii de rau pe sute de km pentru obtinerea de balastru, dispar paduri intregi ca sa ne incalzim si sa ne facem case si mobila. Macar sa avem grija sa nu risipim si sa nu ne batem joc de resurse, ca atunci cand indindem copita, definitiv, sa o facem cu gandul ca am lasat ceva copiilor si nepotilor. --

Ce ma fascineaza in Transilvania e cat de repede se schimba totul in cateva zeci de kilometri.

Arhitectura, peisaje, culori si mirosuri, pâna si materialele de constructie si gardurile difera radical.

Cand mergi de-a lungul Muresului, dinspre Alba Iulia spre Geoagiu, treci prin Blandiana (de unde urci pe forestiere pana la niste catune pierdute in munte, cu doar cativa locuitori, Racatau, Poieni, Ibru), Bacainti (de unde urci sustinut spre Ceru-Bacainti, Cucuta, Bolovanesti, Grosi, cu casele rasfirate fiecare pe cate un deal, cu privelisti care-ti taie rasuflarea), ca sa ajungi apoi in Geoagiu de unde o cotesti spre Geoagiu-Bai cu biserica rotunda, cea mai veche din Romania si poti continua si trece muntii spre Zlatna si cvadrilaterul aurifer.

Garduri joase din piatra cioplita, suri si case din acelasi material, pajisti si rauri care curg vioi si mai presus de toate o curatenie absolut exemplara. N-am văzut pet in nici in rau, n-am vazut nici un fel de gunoi, nimic.

[wordsofmyheartandsoul]

To my dearest, Wherever you are, I am sending you love. I hope to share the same belief to you that this is something you'll pass, much like how it has been in the last few years. Much of your worry can never be greater than the person that you are! the courage and the work. No mountain can ever shame you. No disappointment can ever come to what lies in the next few weeks and months to come in your life. Whatever happens, you'd continue living the life you want for yourself still. I pray for such life for you, and if it happens, I'd run into that cafery. I have and will always be proud of you. I hope something good comes in your day every day. I love you today, tonight, tomorrow. Forever. I love you. I love you. I love you.

September 16, 2023 04:03

[mirzablogg]

HER HACCA GİDEN HACI DEĞİLDİR- DEHŞETLİ HADİS

Ebu Basir dedi ki: İmam Ebu Abdillah Caferi Sadık aleyhisselamın huzuruna vardım ve arz ettim: Sana feda olayım bizim, bize muhalif olanlara karşı üstünlüğümüz nedir? Vallahi ben onlardan birini aklı çok rahat, geçimi çok geniş, hali çok iyi olarak görüyorum. Mekkenin içinde kum ve ufak çakılları bulunan geniş ve büyük dere varana kadar bana cevap vermedi ve Kabe'de Tavaf Yapan Allaha doğru haykıran insanları gördüm. İmam aleyhisselam şöyle buyurdu: Ya Ebu Muhammed! Ne kadar çok gürültü ve böğürme var ve ne kadar da az hacı var. Muhammed sallallahu aleyhi ve alihiyi nubuvvetle gönderip onun ruhunu acilen cennete götürene and olsun Allah sadece has olarak senden ve sana benzeyenlerden kabul eder. Ve elini yüzüme sürdü. İmam aleyhisselam şöyle buyurdu: Ya Ebu Basir! Bak! Bir baktım ki köpekten, domuzdan ve eşekten yaratıklarla baş başa kaldım. Sadece birkaç adam vardı.

Cemalettin Yaldır

[etaali]

✨Sapkın inanç sahipleri, çocuklarınızı ele geçirmeden önce biz Ehlibeytin sözünü onlara anlatın.

İmam Caferi Sadık (as)🌹

📚El kafi C.6 syf. 47

[mastercatmuezza]

Şiilerin Caferi Fıkhı Yalanı Dublaj 3498