#buzul
Explore tagged Tumblr posts
Text
#çigi roman#buzul çağı#edebiyat#edebiyatın sokak köpekleri#inio asano#kafka asagiri#kitap#manga#sango harukava#solanin#türkçe#kitap önerileri#turkish#türkçe grafik roman#türkçe manga
13 notes
·
View notes
Text
Nesli Tükenen Kuzey Atlantik Buzul Balinası ve Yavrusu İlk Kez Görüntülendi
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), nesli kritik seviyede tehlike altında olan Kuzey Atlantik buzul balinası ve yavrusunun nadir görüntülerini kaydetti. Türün korunması için farkındalık çalışmaları yeniden gündeme geldi. Umut Veren Bir Keşif NOAA tarafından görüntülenen bu 12 yaşındaki Kuzey Atlantik buzul balinası ve ilk yavrusu, bilim dünyasında büyük bir umut yarattı. Bu kritik…
0 notes
Text
Doğaseverlerden 3 bin rakımdaki buzul gölüne ziyaret
Van’ın Çatak İlçesi’nde bulunan ve Kırabet Dağları’nda 3.000m rakımdaki bozulmamış doğasıyla öne çıkan Fatma Hatun Buzul Gölü, doğaseverlere keyifli dakikalar yaşatıyor. Vadi Doğa Sporları Kulübü üyesi doğa tutkunları, karlı suların oluşturduğu doğal güzellikteki gölü ziyaret ederek fotoğraf çektiriyor. 11.06.2023 16:07 Son güncelleme: 11.06.2023 16:07 Haber kaynağı: DHA
View On WordPress
0 notes
Text
Özünde buzul gizleyen bir kar tanesiyim, fark et beni...
Özgür Gümüşsoy...
#snowy#snow#sunrise#sunshine#sun#sky#trees#tree#forest#lake#pond#river#pics#art#landscape#scenery#nature#travel#amazing#aesthetic#beautiful photo#traveling#clouds#cloud#landscape photography#photography#nature photopragpy#şiir#edebiyat#winter
491 notes
·
View notes
Text
Mezopotamya’nın eşsiz şehri: Mardin 🧡
Binlerce yıllık geçmişi, taş işçiliğiyle büyüleyen evleri ve kültürel zenginlikleriyle Mardin; tarihi dokusu, dar sokakları ve taş evleriyle büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
Biz de “Mardin” denince ilk akla gelenleri derledik. ✨
Peki sen bu listeye neleri eklerdin? 🤔
🏞️ Kanada'nın Jasper Ulusal Parkı'nda yer alan Maligne Gölü, 22 km uzunluğuyla Kanada'nın en uzun buzul göllerinden biridir.
Doğal güzelliğiyle dikkat çeken göl, ortasında bulunan ve aynı zamanda simgesi olan Spirit Adası ile tanınır.
...............
"We have made the night and the day two signs. We have removed the sign of the night and made the sign of the day illuminating, so that you may seek bounty from your Lord and that you may know the number of years and the reckoning. We have made everything clear." Al-Isra' 12-The Holy Quran
#mardin#şehir#TRT#trt belgesel#fotoğraf#türkiye 🇹🇷#syria#free gaza#free palestine#sallallahu aleyhi ve sellem 🌹#allah#hz muhammed#iran#peygamber#nature#propaganda#asian#europe#america#africa#artrick#avustralya
93 notes
·
View notes
Text
Biz ki!
Aynı şiirde farklı satırlara konulmuş,
İki serseri virgül.
Biz ki!
Aynı savaşın farklı neferlerinde
şehit düşmüş kan ve gül.
Biz ki!
Yanan bir binanın farklı katlarında
Can veren ateş ve kül
Birimizin kaderiyken sönmek
Birimiz savrulup gidecek kadar özgür.
Biz ki
Yakıcı bir meltem ve
Ruhsuz bir buzul
Biz ki
Sadağında bekleyen ok
Ve namlusunu ansızın terk eden
Bir kurşun
Biz ki!
Su ve tuz
Bir dokunuş kadar yakınken
Serendip ve etiyopya kadar kadar uz
Hem yürünebilecek kadar düz
Hem de asla çıkılmayacak kadar bir dik yokuş
Biz ki
İsimlerimiz değişse de
Kaderinde bir araya gelmek bile olmayan
İki garip mahvoluş.
-Pembe Bir Krizantem
Okuyan her yüreğe ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. İyi akşamlar...
#aşk şiirleri#ayrılık#tumblr şiir#virgülle ayrılmış#sözler#edebiyat#edebi cümleler#gif#fotography#tumblr postları#poets on tumblr#writers on tumblr
129 notes
·
View notes
Text
Bir yumak var avucumda, sarmaya çalıştığım sardıkça daha da sökülen bir yumak. O yumak öyle bir şey ki tam düzeliyor tekrar bir uçtan bozulmaya başlıyor. O senin, benim hayatım. Toplamaya çalıştıklarımız hep aynı yerden dağlıyor farkında mısınız? Belki de çabalamak bir işe yaramıyordu gerçekten belki de tüm sorun bendim, bizdik..
Severken sevilmeyi beklemektir aptallık, en çokta sırf sevdin diye güzelleşen buzul seni alttan alttan dondururken "sever bir gün" diye yola devam etmeye çalışmaktır aptallık.
Tekrarlanan döngüler, tekrarlanan olaylar, tekrarlanan ilişkiler yordu. Nefes almak isterken daha da yorulmak nedendi?
Bıktığım bu düzenden, bu insanlardan kaçarken yine hep onlara çıkıyordu yolum. Belki de kaçtığım şey bendim, ben en başından beri kendimden kaçıyordum..
#tumblrpost#beyaz leke#3391km#beyzaalkoc#keşfet#kırık kalpler#keşke mümkün olsa#sad post#tumblog#tugay demir çeviker#eftalya atalar#keşke böyle olmasaydı#keşke hiç büyümeseydik#keşfedilmemiş#spotify#siyahın buruk tebessümü
19 notes
·
View notes
Text
Derin öylesine derinki
Kayboluyor ruhum
Kendini bulmaktan aciz bedenim
Hasretin kuklası gülümseyerek kandırıyor beni
Özlemin kahkahası eritiyor buzul mavisi yüreğimi
Derin öylesine derinki
Gurbetin...
VE/FA
İyi Akşamlar 🙂
111 notes
·
View notes
Text
Dinleme ve anlama yeteneği çok değerlidir… Bir kez olsun, aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır. Bunlardan biri buzul, diğeri isterse atom çağında yaşamış olsun fark etmez.
-Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş zaman
27 notes
·
View notes
Text
Çizgi Roman Kırâathânesi XIV: Buzul Çağı, Edebiyatın Sokak Köpekleri, Solanin
Buzul Çağı – Nicolas de Crécy – Karakarga – 88 syf. Nicolas de Crécy ile Leon 2 sâyesinde tanışmıştım. Katmanlı çizimlerinin tekrar incelenmeyi hak edecek derecede güçlü ve başarılı olduğunu görmüştüm. Ancak îtiraf etmem gerekir ki kitabın postmodern bakış açısından ötürü epey yorulmuştum: İnsanın en nârin hislerinden biri olan umut, Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, şâşaalı düzen çürüyüp…
View On WordPress
#çigi roman#buzul çağı#edebiyat#edebiyatın sokak köpekleri#inio asano#kafka asagiri#kitap#manga#nicolas de Crécy#sango harukava#solanin#türkçe
13 notes
·
View notes
Text
hüzünle yazılmış bir şiir gibiyim bu aralar...
ya da hasret makamında bir şarkı.
belki de fırçası acıya banmış bir ressamın,
çizdiği bir resim gibiyim bu aralar,
sevincim yok, sevinesim yok.
gökyüzüm bulutlu, yağmurum biraz eksik kapasam perdelerini göz kapaklarımın
içimde değişmeyen bir mevsim...
yarım bırakılmış bir cümle gibiyim bu aralar
ya da kalemi kırılmış bir şairin elinde,
tamamlanmamış bir yarım söz...
anlatasım yok, anlayanım hiç yok
mutluluğun şarkısını unutmuş gibiyim bu aralar, melodim yok, mekanım yok...
köpüklerini kaybetmiş bir deniz gibiyim bu aralar,
kıyılarım yok, haberlerim yok...
tüm sermayesi kaybolmuş bir tüccar gibiyim bu aralar,
hislerim yok, halim yok, kalbim yok...
yarım yamalak bir hikayenin acı bir sonu gibiyim bu aralar,
yazanım yok, haritam eksik, kahramanım yok...
kıvrımlı bir yolun uçurumu gibiyim bu aralar, düşenim çok, gidenim yok, yürüyenim yok... hüzünle yükselmiş bir dağın zirvesi gibiyim bu aralar,
eteklerim buzul, sıcağım yok...
tek bir heceye derdini döken bir hatip gibiyim bu aralar,
başka sözüm yok, lisanım yok...
yani eksiğim bu aralar,
sevenim yok, sevdiğim yok...
sevgilim yok...
Rüzgar
3 notes
·
View notes
Text
Kuş Ölümleri
Gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın
karşılığı olmayan sorular düşüyor aklıma
ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte
soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi
Ellerin bir mecnun yurdu, upuzun bir sessizlik
birlikte okuduğumuz kitaplar kadar sımsıcak
Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin
her satırını çizip notlar düştük kıyılarına
Dünya upuzun bir çöl sanki, bir buzul kütlesi
karşılık bulamıyorsun aklıma düşen sorulara
ve düşüp duruyor kırlangıçlar, üşüyorum
bir yolcu hüznüyle geçip gidiyor ömrümüz
Sesine bir esmerlik düşüyor parçalanıyor yüzün
kayıp gidiyor parmaklarımın arasından
bir aşkı anlatmak için seçtiğim sözcükler
hep yanlış numaralar düşüyor telefonlarda
kaçırıyor korku bakışlarını eski tanıdıklar
Bir sen varsın kurtulursam bu aşkla kurtulurum
Gülüşü süt mavisi insanlar vardı/ nerede şimdi
çoğunun adını unuttum çoğunun kimliğinde kazınmış adresler
Nevin canına kıydı geçen gün, şiir gibi bir kızdı bilirsin
Öner enfaktüs geçirmiş içerde, kesik kesik öksürürdü eskiden
Ayşe ise acemi bir sokak yosması artık
Üşüyorum, ama sen anılarla sarma beni ve anlat yanlızlığımızı
- Ahmet Telli
5 notes
·
View notes
Text
Bir yıl daha bitiyor
İşte bu kadar duru,bu kadar yalın
bu kadar el değmemiş
sıradan bir gerçeği daha
kolları bağlı hayatımızın
bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri
her sonda her başlangıçta ve her defasında
alır gibi bir başkasını karşımıza
perdeler çekip,ışıklar söndürüp
oturup yatağın içine bir başımıza
sorgulamak kendimizi
öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi
öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz
karanlık günlerimizin kenar süslerini
biterken bir yılın son günleri
biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini
kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri...
Murathan Mungan...
HOŞ GELSİN 2025 🤗 🧡
Bereketle, Sevgiyle, Umutlarla Gelsin
Dertten Kederden Uzaklaştığınız
Her Şeyin Gönlünüzce Olduğu
Sımsıcak Sevgilerin Yüreğinizi Isıttığı
Çok Güzel Bir YIL Olsun İnşALLAH!
Tüm Güzellikler Sizinle Olsun..
Mutlu Yıllar 🧡
#happy new year#2025#new year#snow#house#sky#trees#tree#pics#art#landscape#scenery#nature#travel#amazing#aesthetic#beautiful photo#traveling#landscape photography#photography#nature photopragpy#şiir#edebiyat#hoşgeldin 2025#yeni yılınız kutlu olsun#yeni yıl#doğa#winter#manzara
142 notes
·
View notes
Text
Neandertaller Neden Yok Oldu - 11 Dakikada Gizemli Yok Oluşu Keşfedin...
Neandertaller neden yok oldu? Bu gizemli yok oluşu keşfedin. Buzul çağı ve rekabet teorileri. #Neandertal #ArkeolojikKeşif 🦴
https://okusana.org/neandertaller-neden-yok-oldu/
5 notes
·
View notes
Text
Buzul çağında tek ideoloji yaşamaktır yaşam şartları çok fazla ağırdı, bugün binlerce ideoloji var insanlığa hizmet edenini hiç görmedim bugünün ideolojileri sistemler adı altında başkasının yaşam kalitesi için bir başkalarını yok etmek veya köle yapmaktır insan insan olmayı su bitince öğrenecek.
16 notes
·
View notes
Text
pire.
m. ile oturuyoruz. bana hayal ettiği bir makineyi anlatıyor. bir “devridaim makinesi”, ama bu sefer gerçek bir makine. fizik yasalarıyla falan dalga geçmeyen, gerçekten çalışan bir makine. ilk enerjisi sağlandıktan sonra kendi kendine sonsuza dek çalışacak bir şey.
hava nemli. yüz yüze bakıyoruz fakat ikimizin de dikkati aramızda uçuşan minik bir meyve sineği ile sürekli dağılıyor. ağzımızdan çıkan ses dalgaları ile sarhoş olmuş halde yalpalayarak uçuyor ve herhangi bir yere varmak istiyor gibi gözükmüyor.
bu makine diyor, ilk enerjisi verildikten sonra sonsuza dek çalışabilecek, bu ilk enerji ise son anda söylenmekten vazgeçilmiş aşk sözlerinden, yapılmaktan vazgeçilmiş telefon aramalarından elde ediliyor. tahmin edebileceğinden daha yüksek bir enerjiden bahsediyoruz diyorum, makinenin infilak etmeyeceğinden emin misin?
yo diyor, üstelik bu tip şeyler günün birinde dünyada tümüyle yok olsa bile, şu alternatif enerji kaynaklarını da kullanacağım: büyüdüklerinde babalarına benzemekten korkan oğlan çocuklarının, annelerine benzemekten korkan kız çocuklarının korkularından ve büyüyüp de gerçekten benzediklerini farkettikleri andaki hayal kırıklıklarından. vay canına diyorum. bu fazladan enerjinin depolanması için de bir çözüm bulmalısın.
yan masadaki kız karşısındaki adama şöyle diyor: zeki olmalı. zeki ve kibar olanlar hoşuma gidiyor artık. ama bir de soğuk havalarda incecik kıyafetle oturanları seviyorum. kutup dairesi etrafında beraber hayatta kalacağı, ve yerlilerle iletişim kurabilecek bir sevgili hayal ediyor diyorum. onların yüzleri arasındaki meyve sineği bizimki kadar yalpalamıyor.
m. tuvaletten dönüyor. aynada kendime epey farklı gözüktüm, çok tuhaf diyor. var mı bugün bir tuhaflığım sence? yok diyorum, her zamanki haller. şu maskeyi takmaya neden devam ediyorsun diye soruyorum: hastalıkların varlığını reddedenler, hasta olmayı önemsemeyenler, ve hasta olmak istemeyenler var biliyorsun diyor. ama ben başka bir kabiledenim. yüzünün bilgisini saklayanlar.
ya sen? diyor. şu güneş gözlüğünü sürekli taşıyorsun ama hiç taktığını görmüyorum.
takmaya niyetleniyorum ama sonra yolda yürürken hiç tanımadığım insanlarla göz teması kurmanın muhteşem derecede olanaksız ama gündelik hayatta nasıl da kendiliğinden kolayca gerçekleşen bir şey olabildiğine şaşırıyor ve güneş gözlüğü takmanın şımarıkça olduğunu düşünüyorum diyorum. biz güneş gözlüğü takmayanlar siz maske takanlardan nefret etmenin kıyısında yaşıyoruz.
yandaki kızın karşısında oturan adama bakıyorum. devasa bir ağzı var. kocaman bir sakalı. ve kendisi de nasıl kocaman bir adam. vay canına diyorum. sizi- diyorum. yakın zamanda kutuplarda bulmamışlar mıydı? bir buzulun içinde donmuş haldeydiniz ve buzul eriyince hayata dönmüştünüz? gazetelerde okumuştuk. evet diyor adam, yeryüzünü ısıttığınız için teşekkür ederim. böylece burada sizinle yan yana içebiliyor ve zamanınızın gündelik zırvalarını dinleyebiliyorum.
m. ile aramızdaki meyve sineği yalpalayarak uçmaya devam ediyor. m. elini kaldırıyor, yakalayıp avucunda ezmeye niyetli. dur! diyorum. bu minik sinek birisinin hapiste delirmesini engellemiş olabilir. çocukken babamdan dinlediğim öyküyü anlatıyorum: ömür boyu hapis cezası almış bir adam, hücresinde bir pirenin onu ziyarete geldiğini fark eder, onunla konuşur, dertleşir ve zamanla dost olur. pire de onu eğlendirmek için dans eder, numaralar yapmayı öğrenir, ve türlü akrobasiler. yıllar geçer, adamın haksız yere hapse atıldığı ortaya çıkar, serbest kalır ve cebinde piresi ile bir bara gider. pireyi cebinden çıkarır, bar tezgahının üzerine koyar. pire, adam içkisini içerken dans etmeye başlar, numaralarını yapar, adam bu heyecanı paylaşmak ister, hey barmen! der, şuna bir bakar mısınız? ah! der barmen, çok özür dileriz, nereden gelmiş acaba.. , pireyi parmak uçlarıyla ezer, ufalar.
baban bunu sana neden anlatmış ki diye soruyor m., bilmiyorum... belki de anneme anlatıyordu, ben öyle dinlemiş olabilirim.. ya da, çocuğunun ileride yalpalayarak uçan bir meyve sineğinin hayatını kurtarmasını istemiş olabilir. (böyle şeyleri asla bilemeyiz.)
24 notes
·
View notes