#buzul
Explore tagged Tumblr posts
Text
#çigi roman#buzul çağı#edebiyat#edebiyatın sokak köpekleri#inio asano#kafka asagiri#kitap#manga#sango harukava#solanin#türkçe#kitap önerileri#turkish#türkçe grafik roman#türkçe manga
13 notes
·
View notes
Text
Doğaseverlerden 3 bin rakımdaki buzul gölüne ziyaret
Van’ın Çatak İlçesi’nde bulunan ve Kırabet Dağları’nda 3.000m rakımdaki bozulmamış doğasıyla öne çıkan Fatma Hatun Buzul Gölü, doğaseverlere keyifli dakikalar yaşatıyor. Vadi Doğa Sporları Kulübü üyesi doğa tutkunları, karlı suların oluşturduğu doğal güzellikteki gölü ziyaret ederek fotoğraf çektiriyor. 11.06.2023 16:07 Son güncelleme: 11.06.2023 16:07 Haber kaynağı: DHA
View On WordPress
0 notes
Text
Biz ki!
Aynı şiirde farklı satırlara konulmuş,
İki serseri virgül.
Biz ki!
Aynı savaşın farklı neferlerinde
şehit düşmüş kan ve gül.
Biz ki!
Yanan bir binanın farklı katlarında
Can veren ateş ve kül
Birimizin kaderiyken sönmek
Birimiz savrulup gidecek kadar özgür.
Biz ki
Yakıcı bir meltem ve
Ruhsuz bir buzul
Biz ki
Sadağında bekleyen ok
Ve namlusunu ansızın terk eden
Bir kurşun
Biz ki!
Su ve tuz
Bir dokunuş kadar yakınken
Serendip ve etiyopya kadar kadar uz
Hem yürünebilecek kadar düz
Hem de asla çıkılmayacak kadar bir dik yokuş
Biz ki
İsimlerimiz değişse de
Kaderinde bir araya gelmek bile olmayan
İki garip mahvoluş.
-Pembe Bir Krizantem
Okuyan her yüreğe ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. İyi akşamlar...
#aşk şiirleri#ayrılık#tumblr şiir#virgülle ayrılmış#sözler#edebiyat#edebi cümleler#gif#fotography#tumblr postları#poets on tumblr#writers on tumblr
129 notes
·
View notes
Text
Bir yumak var avucumda, sarmaya çalıştığım sardıkça daha da sökülen bir yumak. O yumak öyle bir şey ki tam düzeliyor tekrar bir uçtan bozulmaya başlıyor. O senin, benim hayatım. Toplamaya çalıştıklarımız hep aynı yerden dağlıyor farkında mısınız? Belki de çabalamak bir işe yaramıyordu gerçekten belki de tüm sorun bendim, bizdik..
Severken sevilmeyi beklemektir aptallık, en çokta sırf sevdin diye güzelleşen buzul seni alttan alttan dondururken "sever bir gün" diye yola devam etmeye çalışmaktır aptallık.
Tekrarlanan döngüler, tekrarlanan olaylar, tekrarlanan ilişkiler yordu. Nefes almak isterken daha da yorulmak nedendi?
Bıktığım bu düzenden, bu insanlardan kaçarken yine hep onlara çıkıyordu yolum. Belki de kaçtığım şey bendim, ben en başından beri kendimden kaçıyordum..
#tumblrpost#beyaz leke#3391km#beyzaalkoc#keşfet#kırık kalpler#keşke mümkün olsa#sad post#tumblog#tugay demir çeviker#eftalya atalar#keşke böyle olmasaydı#keşke hiç büyümeseydik#keşfedilmemiş#spotify#siyahın buruk tebessümü
19 notes
·
View notes
Text
Derin öylesine derinki
Kayboluyor ruhum
Kendini bulmaktan aciz bedenim
Hasretin kuklası gülümseyerek kandırıyor beni
Özlemin kahkahası eritiyor buzul mavisi yüreğimi
Derin öylesine derinki
Gurbetin...
VE/FA
İyi Akşamlar 🙂
111 notes
·
View notes
Text
Dinleme ve anlama yeteneği çok değerlidir… Bir kez olsun, aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır. Bunlardan biri buzul, diğeri isterse atom çağında yaşamış olsun fark etmez.
-Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş zaman
27 notes
·
View notes
Text
Ülkemiz yemyeşil ormanlara, muhteşem sahillere, benzersiz doğal oluşumlara ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte Türkiye'de son derece nadir hatta eşi benzeri olmayan doğal yapılar da var. Her ne kadar fazla bilinmese de onlardan en ünlü ve en şaşırtıcı olanı Konya il sınırları içerisinde yer alan Karapınar Çölü.
🔸Karapınar Çölü, şehir merkezine yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Karapınar ilçesinde bulunuyor. Konya Havzası’ndaki en kurak yerlerden biri olan Karapınar aynı zamanda ülkemizin en az yağış alan noktası konumunda. Türkiye’nin tek çölü ünvanına sahip olan Karapınar, yüzyıllar süren volkanik faaliyetlerin bulunduğu bir coğrafya üzerinde yer alıyor.
🔸Karapınar Çölü’nü oluşturan temel şey, uzun zaman önce bölgede yer alan buzul gölleri. Eski bir göl tabanı olan Karapınar bölgesindeki topraklar, yıllar süren kuraklık ve rüzgar erozyonu nedeniyle çöl haline gelmiş durumda. Çölleşmeden yaklaşık 103 bin hektarlık bir alan etkileniyor.
🔸Karapınar aynı zamanda rüzgâr erozyonuna karşı etkin bir mücadelenin yürütüldüğü bir alan. 1950’lı yılların sonunda, Karapınar’ın çölleşmesini önlemek adına rüzgâr erozyonuna karşı başlatılan mücadele, bugün çölde yeşil arazilerin ve kullanılabilir tarım alanlarının ortaya çıkmasına katkı sağladı. Öyle ki Karapınar yeryüzündeki en yeşil çöllerden biri olarak kabul ediliyor
Kaynak: Instagram/@listelist
.......
Türkiye 🇹🇷
Our country is home to lush forests, magnificent beaches and unique natural formations. However, there are also extremely rare and even unique natural structures in Turkey. Although it is not well known, the most famous and surprising one is the Karapınar Desert, located within the borders of Konya province.
🔸Karapınar Desert is located in Karapınar district, approximately 100 kilometers away from the city center. Karapınar, one of the driest places in the Konya Basin, is also the point with the least rainfall in our country. Karapınar, which has the title of Turkey's only desert, is located on a geography where volcanic activities lasted for centuries.
🔸The main thing that makes up the Karapınar Desert is the glacial lakes that were in the region a long time ago. The lands in the Karapınar region, an ancient lake bottom, have become desert due to years of drought and wind erosion. An area of approximately 103 thousand hectares is affected by desertification.
🔸Karapınar is also an area where an effective fight against wind erosion is carried out. The fight against wind erosion launched at the end of the 1950s in order to prevent the desertification of Karapınar contributed to the emergence of green lands and usable agricultural areas in the desert today. So much so that Karapınar is considered one of the greenest deserts on earth.
Kaynak: Instagram/@listelist
#desert#çöl#Karapınar çölü#konya#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa
34 notes
·
View notes
Text
hüzünle yazılmış bir şiir gibiyim bu aralar...
ya da hasret makamında bir şarkı.
belki de fırçası acıya banmış bir ressamın,
çizdiği bir resim gibiyim bu aralar,
sevincim yok, sevinesim yok.
gökyüzüm bulutlu, yağmurum biraz eksik kapasam perdelerini göz kapaklarımın
içimde değişmeyen bir mevsim...
yarım bırakılmış bir cümle gibiyim bu aralar
ya da kalemi kırılmış bir şairin elinde,
tamamlanmamış bir yarım söz...
anlatasım yok, anlayanım hiç yok
mutluluğun şarkısını unutmuş gibiyim bu aralar, melodim yok, mekanım yok...
köpüklerini kaybetmiş bir deniz gibiyim bu aralar,
kıyılarım yok, haberlerim yok...
tüm sermayesi kaybolmuş bir tüccar gibiyim bu aralar,
hislerim yok, halim yok, kalbim yok...
yarım yamalak bir hikayenin acı bir sonu gibiyim bu aralar,
yazanım yok, haritam eksik, kahramanım yok...
kıvrımlı bir yolun uçurumu gibiyim bu aralar, düşenim çok, gidenim yok, yürüyenim yok... hüzünle yükselmiş bir dağın zirvesi gibiyim bu aralar,
eteklerim buzul, sıcağım yok...
tek bir heceye derdini döken bir hatip gibiyim bu aralar,
başka sözüm yok, lisanım yok...
yani eksiğim bu aralar,
sevenim yok, sevdiğim yok...
sevgilim yok...
Rüzgar
3 notes
·
View notes
Text
Çizgi Roman Kırâathânesi XIV: Buzul Çağı, Edebiyatın Sokak Köpekleri, Solanin
Buzul Çağı – Nicolas de Crécy – Karakarga – 88 syf. Nicolas de Crécy ile Leon 2 sâyesinde tanışmıştım. Katmanlı çizimlerinin tekrar incelenmeyi hak edecek derecede güçlü ve başarılı olduğunu görmüştüm. Ancak îtiraf etmem gerekir ki kitabın postmodern bakış açısından ötürü epey yorulmuştum: İnsanın en nârin hislerinden biri olan umut, Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, şâşaalı düzen çürüyüp…
View On WordPress
#çigi roman#buzul çağı#edebiyat#edebiyatın sokak köpekleri#inio asano#kafka asagiri#kitap#manga#nicolas de Crécy#sango harukava#solanin#türkçe
13 notes
·
View notes
Text
Kuş Ölümleri
Gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın
karşılığı olmayan sorular düşüyor aklıma
ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte
soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi
Ellerin bir mecnun yurdu, upuzun bir sessizlik
birlikte okuduğumuz kitaplar kadar sımsıcak
Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin
her satırını çizip notlar düştük kıyılarına
Dünya upuzun bir çöl sanki, bir buzul kütlesi
karşılık bulamıyorsun aklıma düşen sorulara
ve düşüp duruyor kırlangıçlar, üşüyorum
bir yolcu hüznüyle geçip gidiyor ömrümüz
Sesine bir esmerlik düşüyor parçalanıyor yüzün
kayıp gidiyor parmaklarımın arasından
bir aşkı anlatmak için seçtiğim sözcükler
hep yanlış numaralar düşüyor telefonlarda
kaçırıyor korku bakışlarını eski tanıdıklar
Bir sen varsın kurtulursam bu aşkla kurtulurum
Gülüşü süt mavisi insanlar vardı/ nerede şimdi
çoğunun adını unuttum çoğunun kimliğinde kazınmış adresler
Nevin canına kıydı geçen gün, şiir gibi bir kızdı bilirsin
Öner enfaktüs geçirmiş içerde, kesik kesik öksürürdü eskiden
Ayşe ise acemi bir sokak yosması artık
Üşüyorum, ama sen anılarla sarma beni ve anlat yanlızlığımızı
- Ahmet Telli
4 notes
·
View notes
Text
Neandertaller Neden Yok Oldu - 11 Dakikada Gizemli Yok Oluşu Keşfedin...
Neandertaller neden yok oldu? Bu gizemli yok oluşu keşfedin. Buzul çağı ve rekabet teorileri. #Neandertal #ArkeolojikKeşif 🦴
https://okusana.org/neandertaller-neden-yok-oldu/
5 notes
·
View notes
Text
Buzul çağında tek ideoloji yaşamaktır yaşam şartları çok fazla ağırdı, bugün binlerce ideoloji var insanlığa hizmet edenini hiç görmedim bugünün ideolojileri sistemler adı altında başkasının yaşam kalitesi için bir başkalarını yok etmek veya köle yapmaktır insan insan olmayı su bitince öğrenecek.
16 notes
·
View notes
Text
pire.
m. ile oturuyoruz. bana hayal ettiği bir makineyi anlatıyor. bir “devridaim makinesi”, ama bu sefer gerçek bir makine. fizik yasalarıyla falan dalga geçmeyen, gerçekten çalışan bir makine. ilk enerjisi sağlandıktan sonra kendi kendine sonsuza dek çalışacak bir şey.
hava nemli. yüz yüze bakıyoruz fakat ikimizin de dikkati aramızda uçuşan minik bir meyve sineği ile sürekli dağılıyor. ağzımızdan çıkan ses dalgaları ile sarhoş olmuş halde yalpalayarak uçuyor ve herhangi bir yere varmak istiyor gibi gözükmüyor.
bu makine diyor, ilk enerjisi verildikten sonra sonsuza dek çalışabilecek, bu ilk enerji ise son anda söylenmekten vazgeçilmiş aşk sözlerinden, yapılmaktan vazgeçilmiş telefon aramalarından elde ediliyor. tahmin edebileceğinden daha yüksek bir enerjiden bahsediyoruz diyorum, makinenin infilak etmeyeceğinden emin misin?
yo diyor, üstelik bu tip şeyler günün birinde dünyada tümüyle yok olsa bile, şu alternatif enerji kaynaklarını da kullanacağım: büyüdüklerinde babalarına benzemekten korkan oğlan çocuklarının, annelerine benzemekten korkan kız çocuklarının korkularından ve büyüyüp de gerçekten benzediklerini farkettikleri andaki hayal kırıklıklarından. vay canına diyorum. bu fazladan enerjinin depolanması için de bir çözüm bulmalısın.
yan masadaki kız karşısındaki adama ��öyle diyor: zeki olmalı. zeki ve kibar olanlar hoşuma gidiyor artık. ama bir de soğuk havalarda incecik kıyafetle oturanları seviyorum. kutup dairesi etrafında beraber hayatta kalacağı, ve yerlilerle iletişim kurabilecek bir sevgili hayal ediyor diyorum. onların yüzleri arasındaki meyve sineği bizimki kadar yalpalamıyor.
m. tuvaletten dönüyor. aynada kendime epey farklı gözüktüm, çok tuhaf diyor. var mı bugün bir tuhaflığım sence? yok diyorum, her zamanki haller. şu maskeyi takmaya neden devam ediyorsun diye soruyorum: hastalıkların varlığını reddedenler, hasta olmayı önemsemeyenler, ve hasta olmak istemeyenler var biliyorsun diyor. ama ben başka bir kabiledenim. yüzünün bilgisini saklayanlar.
ya sen? diyor. şu güneş gözlüğünü sürekli taşıyorsun ama hiç taktığını görmüyorum.
takmaya niyetleniyorum ama sonra yolda yürürken hiç tanımadığım insanlarla göz teması kurmanın muhteşem derecede olanaksız ama gündelik hayatta nasıl da kendiliğinden kolayca gerçekleşen bir şey olabildiğine şaşırıyor ve güneş gözlüğü takmanın şımarıkça olduğunu düşünüyorum diyorum. biz güneş gözlüğü takmayanlar siz maske takanlardan nefret etmenin kıyısında yaşıyoruz.
yandaki kızın karşısında oturan adama bakıyorum. devasa bir ağzı var. kocaman bir sakalı. ve kendisi de nasıl kocaman bir adam. vay canına diyorum. sizi- diyorum. yakın zamanda kutuplarda bulmamışlar mıydı? bir buzulun içinde donmuş haldeydiniz ve buzul eriyince hayata dönmüştünüz? gazetelerde okumuştuk. evet diyor adam, yeryüzünü ısıttığınız için teşekkür ederim. böylece burada sizinle yan yana içebiliyor ve zamanınızın gündelik zırvalarını dinleyebiliyorum.
m. ile aramızdaki meyve sineği yalpalayarak uçmaya devam ediyor. m. elini kaldırıyor, yakalayıp avucunda ezmeye niyetli. dur! diyorum. bu minik sinek birisinin hapiste delirmesini engellemiş olabilir. çocukken babamdan dinlediğim ��yküyü anlatıyorum: öm��r boyu hapis cezası almış bir adam, hücresinde bir pirenin onu ziyarete geldiğini fark eder, onunla konuşur, dertleşir ve zamanla dost olur. pire de onu eğlendirmek için dans eder, numaralar yapmayı öğrenir, ve türlü akrobasiler. yıllar geçer, adamın haksız yere hapse atıldığı ortaya çıkar, serbest kalır ve cebinde piresi ile bir bara gider. pireyi cebinden çıkarır, bar tezgahının üzerine koyar. pire, adam içkisini içerken dans etmeye başlar, numaralarını yapar, adam bu heyecanı paylaşmak ister, hey barmen! der, şuna bir bakar mısınız? ah! der barmen, çok özür dileriz, nereden gelmiş acaba.. , pireyi parmak uçlarıyla ezer, ufalar.
baban bunu sana neden anlatmış ki diye soruyor m., bilmiyorum... belki de anneme anlatıyordu, ben öyle dinlemiş olabilirim.. ya da, çocuğunun ileride yalpalayarak uçan bir meyve sineğinin hayatını kurtarmasını istemiş olabilir. (böyle şeyleri asla bilemeyiz.)
24 notes
·
View notes
Text
Nedir bu "kültür çorbası"? Duyuyor musun Oğuz Atay! Çınar elli, kızdı mı kezzap gibi bakan, oysa iri çağla gözlü, kapılardan sığmaz güzel adamım! O zamanlar, pek ayırdında değildin sanırım "tutunamadığının".
Vüs'at O. Bener, Buzul Çağının Virüsü
2 notes
·
View notes
Text
GLACİER EXPRESS
Glacier Express belkide İsviçre’deki panoramik trenlerin en ünlüsüdür. “Dünyanın en yavaş ekspresi” olan ve MGB ile RhB şirketleri tarafından ortak olarak işletilen bu tren, Matterhorn’un eteklerindeki Zermatt’tan başlayarak Brig, Andermatt, Oberalppass, Chur, ve Albula Demiryolu üzerinden geçerek Graubünden’deki St. Moritz’e ulaşır. Modern panoramik vagonlarla İsviçre’nin nefes kesici buzul, dağ ve nehir manzaralarının keyfini çıkartabilirsiniz. Restoran vagonunda taze olarak hazırlanan yemekler koltuğunuzda servis edilir. Glacier Express’in haricinde rota üzerindeki her noktada hizmet veren ve rezervasyon gerektirmeyen saatlik bölgesel trenler de mevcuttur.
Glacier Express trenlerinde klimalı ve büyük panoramik pencereli modern vagonlar vardır. Arkanıza yaslanıp rahatlayabilir ve restorandaki taze yemekler eşliğinde nefes kesici manzaranın keyfini sürebilirsiniz. Trenlere standart ulusal veya uluslararası biletlerle binilebilir ancak koltuk rezervasyonu yapmak zorunludur. Rezervasyonu direkt olarak istasyonlardan veya RhB’nin internet sitesinden online olarak yapabilirsiniz. Interrail pass biletinizle RhB tarafından işletilen Disentis/Mustér ile St Moritz arasında seyahat edebilirsiniz. Hattın MGB tarafından işletilen bölümü için ayrı bilet satın almanız gerekir. Genç Pass bileti sahipleri MGB şirketinin biletlerini %50 indirimli alabilir. Eurail ve Swiss Pass biletleri ise tüm rota üzerinde geçerlidir ve sadece ücretli rezervasyon olan durumlarda ekstra ücret ödemeniz gerekir.
Glacier Express haricinde hattın tüm bölümlerinde hizmet veren ve rezervasyon gerektirmeyen standart trenler de bulunmaktadır. Bu trenlerde Glacier Express trenlerinin sabit pencerelerinden farklı olarak açılabilir camlı standart vagonlar vardır. Eğer bu bölgesel trenlerle seyahat etmek istiyorsanız Brig, Andermatt, Disentis/Mustér, Reichenau-Tamins veya Chur’da tren değiştirebilirsiniz.
14 notes
·
View notes