#bu da cuma duası olsun
Explore tagged Tumblr posts
yakazakalb · 4 months ago
Text
Allah'ım!
Kalbime çağ atlatacak şeylere ihtiyacım var. Yerinde saymaktan yoruldu.
Kalbimde yeni bir çığır aç!
.
53 notes · View notes
mcanylm34 · 1 year ago
Text
"BU CUMA DUÂ'MIZ BU SAPIKLARIN BELÂSINI BULMASI İÇİN OLSUN İNŞALLAH"
PEDOFİLİ DEYİP GEÇMEYİN!
Siirt'te 14 ve 15 yaşındaki kızlarına tecavüz eden ve 'ben senin babanım bunlar normal diyen bir baba.
Diyarbakır'da 9 yaşındaki kızına 1 ay boyunca tecavüz eden başka bir baba.
Antalya'da 4.5 yaşındaki kızına 1.5 yıl boyunca tecavüz eden, baba. Yine
Antalya'da kızına 14 yaşından 20 yaşına kadar tecavüz eden ve 3 çocuğu olan, baba.
Sinop'ta 11 yaşındaki kızına tecavüz eden ve iki çocuğu olan, başka bir baba.
Samsun'da 14 yaşındaki kızına tecavüz edip bir çocuğu olan, yine bir baba.
Aydın'da 14 yaşındaki kızına tecavüz edip bir çocuğu olan, bir baba.
Edirne'de 13 yaşındaki kızına tecavüz eden ve kızının doğurduğu çocuğa da daha sonra tecavüz eden, başka bir baba.
Bolu'da 16 yaşındaki kızına tecavüz eden, baba.
Antalya'da 13 ve 16 yaşındaki öz kızlarına tecavüz eden, bir baba.
Şanlıurfa'da kızına tecavüz eden savunmasında 'kızım zaten hayat kadınıydı' diyen, bir baba.
Kızına tecavüz eden 'babaya Neden yaptın' sorusuna 'bir yemek yapıldığı zaman tadına ilk siz bakmazmısınız?' diye cevap veren, başka bir baba. Ve bu şekilde sürüp giden babalar zinciri..
Ve bu nedenle bu haysiyetsiz sapıklara pedofoli kelimesini kullanmamalıyız. Çünkü pedofoli için hastalık deyip cezalarda indirime gidiliyor, ertelenmeler oluyor, ya da bu insanları tedaviye gönderdikten bir müddet sonra davalar düşüyor.
Pedofili bütün bunlara tepkisiz kalan toplum hastalığıdır ne yazık ki. Biz ne zaman duyarlı bir toplum oluruz işte o zaman güneş yeniden doğacak. Unutmayın onlar kadar bizlerde kokuşuyor çürüyoruz...
Tumblr media
Tumblr media
124 notes · View notes
sizenebayim · 9 months ago
Note
Merhaba herkes bir şey sormus. Bende bir kapınızı çalayım belki bir faydası olur dedim. Olmazsa da içimi döker bir hayır duası almış olurum belki. 😇
Evlenmek isteyen ama tam da bu konuda harekete geçemeyen birine ne tavsiyede bulunursunuz ?
Helale harama dikkat etmeye çalışan 4 yıldır da iyi rahat bir işe sahip olan bir kadınım. Ekonomik özgürlüğüm var bu nedenle bu detayı verdim. Huyum suyum da kötü değildir. Bolca okuyan ve kibar biriyim de. Evlilik için gücü yetenlerdenim ama nasip faktörü var tabi.
Velhasıl evlenmek istememe rağmen oldum olası bu evlilik görüşmelerine sıcak bakmıyordum. Ta geçen seneye kadar. Şu an 29 yaşındayım. Bu yaşımda sadece 2 evlilik görüşmesinde bulundum. Hata ettim galiba. Ama bu durumlara hep romantik ruhum izin vermedi. Şimdi de sanki doğru insanı bulamayacakmisim gibi hissediyorum.
Oysa o kadar ihtiyacım var ki helal dairede sevmeye sevilmeye. Bunu söylerken hep utanıyorum aslında ama durum bu. Ama beceriksizim galiba ben nasıl bu işler olur doğru nasıl bulunur hiç bilmiyorum. Yaşım da küçük değil ama sınav degil ki çalışayım moduna geldim. Bolca dua da ediyorum ama acaba bi şeyleri eksik mi yapıyorum diye düşünmekten de geri duramıyorum. Bana bir tavsiyeniz var mıdır acaba?
Selâmünaleyküm, Bayramınız mübarek olsun 🕊️
Bunlar ne güzel dertler, Allah haram peşinde koşanlardan değil de rızası için helal ile rızıklanmayı bekleyen kullarını biiznillah en güzelleriyle rızıklandırır. Bu tertemiz zümreden olmak da çok güzel.
Evlilik babında aracılık müessesini çok önemsiyorum. Bu işler biraz da boşlanmış gibi ama harama bulaşmak istemeyen, sağda solda aranmadan edeple bekleyip çekindiği için isteğini dile getiremeyen o kadar çok kaliteli insan var ki. Evlilik hususunda aracı olmak Rabbimizin ayetinde buyurduğu önerisi ve efendimiz aleyhisselam’ın sünnetlerindendir. Ama çoğumuz faziletinden habersisiz. Oysa buyruluyor ki ; “En üstün sadaka-i câriye, evliliğe vesîle olmaktır. Zîrâ onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten, vesîle olana da bir ecir vardır.”
En fazîletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik husûsunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)
Bu yüzden öncelikle yakın çevrenizi bu isteğinizden haberdar etmeniz de mühim. Anneniz ablanız arkadaşınız vesilesiyle de söyleyebilirsiniz. Bu asla utanılacak bir durum değil Allahın fıtratımıza koyduğu bir ihtiyaç bunu dillendirirken utanmayın bir ibadeti ister gibi isteyin söyleyin. Çünkü duanın yanında fiili destek olarak bunları da işlemek gerekiyor.
Mesele çok kişiyle görüşmek de değil bence, ben de evliliklikle ilgili her istek, durum ve talibi direk reddeden biriydim sonra kararımı değiştirdiğim anda evlilik niyetli ilk görüştüğüm kişiyle evlenmiş biriyim. Çünkü duamda andığım nerdeyse tüm detayların somut hali gibiydi 🙊
Her dua nasibe, her nasip de vaktine esirdir denildiği gibi bir de nasibin vakti vardır. Allah hayırla o vakte eriştirsin.
Dua için önerim ise kendim de ediyordum evlendikten sonra da hala devam ediyorum namazlardan sonra okumaya. Furkan suresi 74.ayet ve İbrahim suresi 40,41.ayet bunları ezberleyip düzenli olarak okursanız çok faydasını görürsünüz. Bir de her akşam cuma suresi okuyabilirseniz bu da çok güzel olur.
Bir diğer önerim de 21 taha suresi okumak. Bunun dışında bu maksatla ve niyetle sadakalar verip evlenenlere yardımcı olun. Hususen bu konuda anne duası da alın.
Sabır ve dua ile de beklemeye devam edin. Çünkü evlilik çok mühim ve sonraki hayatınızı şekillendiren bir mesele acele edip yanlış bir evlilik yapıp sıkıntısını çekeceğinize hayırlı bir evliliğin yolunu gözlemek çok daha hayırlı bir durumdur zannımca.
Olmazken hiç olmayacakmış gibi geliyor ama vakti geldiğinde de sular seller gibi kolaycacık akıp oluveriyor önceki beklemek sıkıntıları unutuluyor yaş yahut başka meseleler sizi korkutmasın hiçbir yere grç kaldığınız yok :) Allah tez vakitte hayır ve bereketle nasibinize kavuştursun sizi ve bu durumdaki tüm kardeşlerimizi. Yine bu durumdaki kardeşlerimizin evliliği için dualar edin devamlı ki melekler de aynını sizin için etsin ✨🌙🕊️
31 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 7 months ago
Text
Tumblr media
Arefe Gününün Fazileti Ve Arefe Gününde Yapılacak Ibadetler
Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor:
“Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. Arefe günü cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan daha faziletlidir (Hac da iken). Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de, Lailahe illallahu vahdehü la şerike lehu. (Allah birdir, O’ndan başka ilah yoktur. O`nun ortağı da yoktur.) sözüdür.” (Muvatta,Hacc 246)
Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor,
“Arefe gününe hürmet edin! Arefe Allah’ın kıymet verdiği bir gündür.”
“Arefe Günü oruç tutana, Adem aleyhisselamdan Sura üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.”"Arefe günü tutulan oruç, bin gün tutulan nafile oruca bedeldir.”
Resulullah (s.a.v) arefe akşamı ümmetinin affedilmesi için Allah’a dua etti. Duasına Yüce Allah (c.c.) “Muhakkak ki ben zalimden başkasına mağfiret ettim. Zalimden mazlumun hakkını alırım” diye buyurdu. Resulu Ekrem “Ey Rabbim,dilersen mazluma cennette mükafatını verir zalime de mağfiret edersin.” diye dua etti fakat Arafatta bu duasına Kabul edilmedi. Sabah vakti Müzdelifede aynı duayı tekrarladı. Bu defa duası kabul edildi. Resulullah memnuniyetinden sevincini belli ederek güldü. Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer (r.a), “Anam babam sana feda olsun, bu saatte siz gülmezdiniz, sizi güldüren nedir?” diye sordu. Resulullah (s.a.v) “Allahın düşmanı iblis, Allahü Teala’nın duamı kabul ederek ümmetimi affettiğini anlayınca toprağı alıp başına çalmaya ve vay bana helak oldum diye feryada başladı. İşte Şeytanın görmüş olduğum bu feryadı beni güldürdü” diye buyurdu.Resulullah (s.a.v) arefe gününde şeytanın durumunu şöyle anlattı:“Şeytan, arefe gününden daha çok küçülmüş, daha fazla hayırdan uzaklaşmış, daha ziyade hakir ve zelil, daha çok kinli ve öfkeli olarak başka hiçbir günde görülmemiştir. Bunun sebebi, Allah’ın bu günde rahmetinin inmesi ve büyük günahlardan vazgeçtiğini görmesinden başka bir şey değildir.” (Muvatta)
Arefe gününden üstün bir gün yoktur. O gün Allahü Teâlâ, yeryüzündekileri övüp göktekilere, “Ey gök ehli, kullarıma bakın, rahmetime kavuşmak ve azabımdan kaçmak için uzak yerlerden geldiler…” buyurur. Arefe günü Cehennemden o kadar çok kul azat edilir ki, başka günlerde bu kadar azat olmaz. Burada Hac yapmanın önemi belirtiliyor.
Arefe, Kurban Bayramından bir önceki güne denir. Hicrî takvime göre Zilhicce ayinin 9. günüdür. Arefe günü senede bir gündür. Halkımız Ramazan bayramından önceki günüde arefe günü olarak kabul etmiştir.
Arefe Günü Yapılması Gerekenler.
1. Arefe günü sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilir.Teşrik tekbiri “Allâhüekber, Allâhüekber, Lâilâhe illallâhü vallâhüekber, Allâhüekber ve lillâhi’l-hamd” demektir.Arefe günü sabah namazından başlayıp, Bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 23 vakitte, farz namazlardan sonra teşrik tekbiri getirmek vâciptir.
2. Arefe günü oruç tutulmalıdır.
3. Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir.4.Arefe günü çokça dua ve istiğfar edilmelidir.
5. Arefe günü çokça ihlas suresi okunmalıdır.
Arefe günü duaları ve zikirleri:
Arefe günü bu duaları ve zikirleri çokça okumalıyız.
1. Bismillahirrahmanirrahim.Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
2. La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey`in kadir.
3. Allahümme salli ala Muhammedin ve enzilhül muk`adel mükarrebe ındeke yevmel kıyameh.
4. La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hâyrû vehüve alâ külli şey’in kadîr.
Ayrıca Tevriye, arefe gününden bir önceki güne denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle, buyurmuştur:
“Tevriye günü oruç tutan ve günah söz söylemeyen Müslüman cennete girer.”
AREFE GÜN VE GECESI DUA:
Resûl-i Ekrem Efendimiz arife gecesinde şu duâyı okuyana Cenâb-ı Hak istediğini vereceğini beyân buyurmuştur.
Duâ şudur:
* “Sübhânellezi fi’s-semâvâti arşuhu. Sübhanellezi fi’n-nâri sultânühu. Sübhanellezi fi’l-kubûri kadâuhu. Sübhanellezi fi’l-hevâi rûhuhu. Sübhânellezi raa’s-semâe bigayri amedin. Sübhânellezi vadaa’l-arda. Sübhânellezi lâ melcee illâ ileyhi.”
İmam-ı Tirmizi, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in, “Duânın hayırlısı arife günü yapılan duâdır,” buyurarak Peygamberlerin arife günü duâsını şöyle okuduğunu haber verir:
* "Lâ ilâhe illâllahü hüve lehü’l-hamdü ve hüve alâ küli şey’in kadir."
Buhâri’de geçen bir hadisten öğrendiğimize göre arife günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur.
* “Allahümme’c’al fi kalbi nûran ve fi basari nûran. Allahümme’şrah li sadri ve yessir li emri...”
“Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Allah’ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver.”

Tumblr media
7 notes · View notes
ayten-ali · 2 years ago
Text
Tumblr media
“Beni Kovmaz Diye Kapına Geldim. Affı Boldur Diye Affına Geldim. Tuttum Günahımdan Yüzüme Perde. Kulluk Edemedim, Lütfuna Geldim.”
Ya RABBİ Kullarına Rahmetini Bolca Dağıtacağın, Lütfüna Mazhar Edeceğin, Duaları Kabul Etmek İçin Vesile Kılacağın Anlar, Aylar, Günler Geceler Yarattın. İşte O Mübarek Zamanlardan Birine Daha Kavuştuk. Şükürler Olsun. Ne Güzel Bir Akşam. Hem Regaip, Hem Cuma. Regaip Kandili Ve Cuma Akşamı Hürmetine ALLAH'IM! İki Kutlu Zamanı Bir Arada Yaşadığımız Bu Akşamda Dağıtacağın Her HAYIRDAN, İndireceğin Her Hidayet NURUNDAN, Yazacağın Her RAHMETTEN, Vereceğin Her RIZIKTAN, Defedeceğin Her ZARARDAN, Kaldıracağın Her BELADAN Ve Önleyeceğin Her FİTNEDEN Nasiplenen Kularından Eyle Bizi! Duası Ve Tevbesi Kabul Olmuş Kul Sevinci Yaşat Cümlemize. Ya RABBİ Bizi SENİN Yolundan Ayırma, Gaflete Düşürme, Hayatımızi Amelsiz, Ahretimizi Cennetsiz Bırakma! Razı Olacağın Yaşantıyı Ömrümüze Amel Eyle. Bizden Razı Ol ALLAH'IM. EFENDİMİZ Hz MUHAMMED'IN ﷺ Nurlu Caddelerinde Koştur Bizi. Ehlî Sunnet Vel Cemaat'i İlkemiz Eyle “Müminler Ancak Kardeştir” Düsturu İle Ümmeti Muhammedi Kardeş Olma Bilinciyle Ashabı Kiram Gibi Kenetle. Cumlemizi Sevdiklerine Yoldaş Eyle. SETTAR İsmimle Kusurlarımızı Ört. TEVVAB İsminle Günahlarımızı Bağışla. RAHMAN VE RAHİM İsminle İki Dünyamızı da Bize Hayırlı Kıl. CEMAL İsminle Cennette Cemalinle Müşerref Eyle. Salâvatlarımızı PEYGAMBER EFENDİMİZE ﷺ Ulaştırıp O'NU Bize Şefaatçi Kıl. Dualarımızı İbadetlerimizi Kabul Eyle ALLAH'IM. Âmin.
Yüce RABBİM Dualarınızı İbadetlerinizi Yüce Katında Kabul Ve Makbul Eylesin İNŞALLAH. Hayırlı Akşamlar, Nurlu Cumalar, Feyizli Kandiller. Cuma Akşamınız Ve #RegaipKandilinizMübarekOlsun
#LeyleiRegaip
#RegaipKandili
81 notes · View notes
aysimannsblog · 2 years ago
Text
Hediyemizdir herkese tanıdığınıza atabilirsiniz
100 bin hatim
100 bin yasin
100 bin mülk
100 bin nebe
100 bin fetih
100 bin vakıa
100 bin rahman
100 bin kafirun
100 bin muzemil
100 bin amenarasul
100 bin naziat
100 bin kalem
100 bin cuma
100 bin nuh
100 bin kıyamet
100 bin teğabun
100 bin haşr
100 bin taha
100 bin mümin
100 bin maun
100 bin secde
100 bin duhan
100 bin münafık
100 bin şura
100 bin meryem
100 bin nebi
100 bin mübin dua
100 bin sakine
100 bin leyl
100 bin şems
100 bin nariya
100 bin harş
100 bin muhammed
100 bin fil
100 bin duha
100 bin tebbet
100 bin kehf
100 bin alak
100 bin eliflam
100 bin mürselat
100 bin levenzelna
100 bin kureyş
100 bin fussilet
100 bin hümeze
100 bin tekasur
100 bin bakara
100 bin karia
100 bin adiyat
100 bin kadir
100 bin tin
100 bin kenzülarş
100 bin hucürat
100 bin fecr
100 bin ali imran
100 bin tahhiyat
100 bin furkan
100 bin necm
100 bin nuh
100 bin beyyine
100 bin şehidallahu
100 bin kalem
100 bin zilzal
100 bin abese
100 bin insan
100 bin beled
100 bin lokman
100 bin tekvin
100 bin hacet dua
100 bin ismi azam
100 bin mübin dua
100 bin imam azam
100 bin yasin dua
100 bin hatim duası
100 bin yunusun dua
100 bin hamd dua
100 bin muhafaza dua
100 bin fatiha
100 bin ihlas
100 bin ayetel kürsi
100 bin kevser
100 bin inşirah
100 bin asr
100 bin nasr
100 bin felak
100 bin nas
100 bin ettehiyyat
100 bin amentü
100 bin la yestevi
100 bin salavatı fatih
100 bin istiğfar
100 bin esmaül hüsna
100 bin subhanallah
Hibe ettim
bütün herkese hediyedir Allah kabul etsin sizde 3 ihlas 1 fatiha okuyup AMİN deyin bütün geçmişlerimize hastalarımıza derdi olanlara niyetlenip hediye edin ne kadar hediye o kadar cok dua demektir inşallah bu 100 binleri binlerden yukarı çıkacaktır hafızlık öğrencilerimizden gelmiştir paylaşalım daha da çoğalsın istedik.Rabbim okuyanlardan da okutanlardan da amin deyip paylaşanlardan da dünya ahiret razı olsun inşaallahurahman.
56 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 2 years ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Sabah namazıyla başlanan, güneşle birlikte aydınlanan cuma günlerinin lezzeti bir başka. İçinde sanki farklı bir nur, bir giz var ki insanı tatlı tatlı ümitlendirip mest ediyor. Biz insanlara da o ânları dualarla ve muhtelif ibadetle süsleyip taçlandırmak kalıyor.
Bugünlerde kalbime hep aynı dualar geliyor.
Bir süredir isme özel dua ettiğim güzel insanların öncesinde gönül iklimimde bu dualar beliriyor. Ben de önceliği onlara veriyorum ki zaten her biri bunu apaçık hak ediyor.
İlki, "Peygamberlerimizin senden istediği her şeyi biz de senden istiyoruz.
Onların sana sığındığı her şeyden biz de sana sığınıyoruz," duası. Böyle kapsamlı, bu denli korunaklı bir duayı bizlere ilham ettiği için Allah'a hamd olsun.
Zira istesek, listelemekle bitmeyecek nice arzu var kalbimizde.
Sakınsak, kaçınacak ne çok şey. O nedenle, güzel önderlerimizin zaten kendi yaşamlarında tecrübe ettiklerine bakıp, onların dilediklerini dilemek en akıllıcası ve belki en pratik olanı.
Bir diğeri, "Senden gelecek her hayra muhtacım," duası ki bu güzel cümlenin yeri ayrı zira Yaradan'ın güzel kelamında geçiyor ve insana yine tastamam bir dua armağan ediyor. Güzel Rabbimizin bize ikramı olan ne çok şeye, hatta sayısız şeye ihtiyacımız var!.. Ve o öyle ihsan sahibi ki,
lütfediyor bize istemenin aklımızın ucundan bile geçmediği güzellikleri dahi... Elhamdülillah.
Gün içinde böyle güzel dua ilhamlarıyla kalbimizi paklıyor, şenlendiriyor, ferahlatıyor Allah.
Bugün bi' kulak verelim gönlümüze, ilham edilen güzellikleri dillendirelim de hem ruhumuz lezzet alsın, hem bedenimiz şifalansın.
Böylece tüm varlığımız nurlansın inşaallah.
Günümüzü bereketli, keyifli ve şükür dolu geçirmek duasıyla.
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
23 notes · View notes
baynet6262 · 4 months ago
Text
cuma duası
[19:31, 20.09.2024] Mustafa Balcı: “İlâhî! Sana karşı kim kendisini övebilir? ilâhî! Biliyoruz ki; kusurlarımız yüzünden ne huzûrunda mevkiimiz ne de Sen’den özür dilemeye yüzümüz kaldı! Fakat Sen keremlilerin en keremlisisin! İlâhî! Biz merhametine nâil olmaya lâyık değilsek te, merhametin bizlere de yetişir…. İlâhî! Bizlerin kusuru ne kadar büyük de olsa, Sen’in affının yanında küçük kalır! Sen bizleri bağışla ey kerem sâhibi Allâh’ımız, Bizleri dinden imandan mahrum bırakma Peygamberimizin sünnetinden uzaklaştırma, çocuklarımıza güç ve kuvvet ver ilimde tahsilde başarılı kıl ,namazı abdesti alanlardan eyle, duayı dilinde merhameti gönlünden, yardımseverliği cebinden çocuklarımızdan uzaklaştırma YA RABBİ, İnandık yaşadık yaşıyoruz, doğruluktan ayırma hata ve günahlarımızı bağışla ,bizi kötü ve çirkin ,günah ve haram olan dünya işlerinden uzaklaştır Ya Rabbii… Ailece milletçe ,toplumca,ümmetçe islamı yaşayalım ,aynı anda aynı dualar ile zalim ve katil İsrail ve amerikaya dua ederk Rabbimizin yardımı ile bu zülümle son bulur inşallah.. Rabbim senin mucizelerin dışında bir gücümüz kalmadı sen bilirsin çareyi geciktirme Ya Rabbiii ! Ey isteyenlerin ihtiyaçlarına sâhip ve mâlik olan Allâh’ım! Ey susmakta olanların içlerinden geçirdiklerini bilen Allâh’ım! Ey kendisinden başka yardım beklenecek başka Rab bulunmayan Allâh’ım! Ey dilekler çoğaldıkça cömertlik ve keremi artan; ihtiyaçlar çoğaldıkça fazl u ihsânı çoğalan Allâh’ım! Ey Allâh’ım! Sen her misâfiri ağırlarsın! Bizler de Sen’in misâfirleriniz! Bizleri Dünyada haktan ve sırat yolundan ayırma ki , ahir hayatımızda da sevdiklerimiz ile beraber cümle ümmeti Muhammed’ i cennetinde ağırla! Cumanız mübarek olsun. Allah Razı Olsun amin
0 notes
aksoyx80 · 2 years ago
Text
Uzun ama oku 2 dakikanı alıyor.
Kıyamet bunlar olacakmış Allah rızası icin 2 dakika ayırın.
MUTLAKA OKUYUN:
(Öyle Saçma mesajlardan değil)
Bir Cuma günü. Kuran okurken S.A.V
uykuya dalar
rüyasında
Peygamber Efendimiz
onun
karşısındadır ve ona
şunları
söyler:
Bir hafta Içinde 7000 insanın öleceğini, ama hiç birinin de gerçek bir Müslüman olmayacağını, Son zamanlarda pek çok kimsenin
Allah'ın (cc) istediği düzgün ve dürüst işler yapmadığını, bu zamanların kötü zamanlar olduğunu, Bu zamanda
evli kadın ve erkeklerin
eşlerine sadık kalmadıklarını,
genç kızların
erkekler gibi
her yere
girip-çıkıp
gezer
olduklarını,
edepli
giyinmediklerini,
Tüm gençlerin velilerine ve diğer insanlara
saygı
göstermediklerini,
Zenginlerin
fakirlerle
ilgilenmediklerini,
artık
sadaka ve
zekât
vermez olduklarını,
İnsanların namaz kılmadıklarını ve
oruç
tutmadıklarını,
oysa
Mahşer
Gününün
yaklaştığını,
Kısa bir
zaman
sonra
gökte sadece bir yıldız
kalacağını
ve
dua
kapılarının
kapanacağını,
Kur'an'daki
yazıların
silinerek
okunamaz
olacağını,
Güneş'in Dünya'ya çok yaklaşarak
tersten
doğup
batacağını...
Peygamber efendimiz (sav)
ayrıca şunları da
ekler:
'Her kim bunu okurken yanında başkaları varsa onların da
duyacağı
şekilde
açıktan okusun.
Bunu yapan kişiye
Cennet de bir yer
ayrılır
ve
her kim
bu mesaja inanmayacak olursa, ona da Cehennemden bir yer
ayrılır.
Rüyayı anlatan S.A.V. bunların doğru olduğuna inandırmak için
şu yemini etmiş:
'Bunlar doğru değilse,
gerçek bir Müslüman
gibi ölmeyeyim!'
Peygamber Efendimiz (sav)
yukarıdaki durum tespitinden
sonra aşağıdaki tavsiyelerde
bulunur:
Günde 5 defa namaz kılın,
Oruç tutun,
Hırsızlık yapmayın,
Fakirlere yardım edin.
Her kim bu mesaji 25 kişiye dağıtacak olursa,
Üç gün içerisinde
mükâfatlandırılacaktır.
Biri bunu yapmış ve çalıştığı firmadan
zam
almış.
biri inanmamış,
sevdiği zarar
görmüş,
bir başkası
yarın yaparım
demiş, fakat yapamayacak duruma düşmüş. ALLAH'ın adı geçiyor müslümansan 25 kişiye dağıt/ Dileğinizin gerçek olması için olmasa bile insanları imana davet etmek için imkanınız dahilinde ve sizlere kulfet olmayacak madur etmeyecek bir bıcımde dağıtıp paylaşın.
Okumadan içinden geçen en çok istediğin şeyi üç kez tekrarla ve sonra aşağıdaki yazıyı oku.
_*UNUTMA*_
önce çok istediğin üç şeyi tekrarla.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM''la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyül azim'' AMIN. Burda 7 kişi var.
HZ. Muhammedin ahlakı
HZ. Süleymanın saadeti
HZ. Eyübün sabrı
HZ. Yusufun güzelliği
HZ. Hamzanın cesareti
HZ. Alinin bilgisi ve 124 bin Peygamberin duası seninle olsun. Bu mesaj hacdan geliyor. 25 kişiye gönder, bu akşam mucizeyle karşılaşacaksınız. ALLAH rızası için dene. Allah rızası dediği için ihmal etme. Hiçbir zaman yanıltmaz İnşallah yarın güzel bir haber alırsın. Erteleme.
Ben yaptım.
Benim görevim bitti.🌹 ..Bu kalbi..
💞💞 💞💞
💞💞💞 💞💞💞
💞💞💞💞💞💞
💞💞💞💞
💞💞
💞
Hayatında önem Taşıyan Tüm Sevdiklerine Yolla ve Onlara...
İyi ki Varsınız de!! 🖤💜❤
Iyiki Varsın.❣ Eğer Beni de Seviyorsan Bana da Yolla.✨
1 note · View note
selmanar · 3 years ago
Text
Hediyemizdir paylaşabilirsiniz
100 bin hatim
100 bin yasin
100 bin mülk
100 bin nebe
100 bin fetih
100 bin vakıa
100 bin rahman
100 bin kafirun
100 bin muzemil
100 bin amenarasul
100 bin naziat
100 bin kalem
100 bin cuma
100 bin nuh
100 bin kıyamet
100 bin teğabun
100 bin haşr
100 bin taha
100 bin mümin
100 bin maun
100 bin secde
100 bin duhan
100 bin münafık
100 bin şura
100 bin meryem
100 bin nebi
100 bin mübin dua
100 bin sakine
100 bin leyl
100 bin şems
100 bin nariya
100 bin harş
100 bin muhammed
100 bin fil
100 bin duha
100 bin tebbet
100 bin kehf
100 bin alak
100 bin eliflam
100 bin mürselat
100 bin levenzelna
100 bin kureyş
100 bin fussilet
100 bin hümeze
100 bin tekasur
100 bin bakara
100 bin karia
100 bin adiyat
100 bin kadir
100 bin tin
100 bin kenzülarş
100 bin hucürat
100 bin fecr
100 bin ali imran
100 bin tahhiyat
100 bin furkan
100 bin necm
100 bin nuh
100 bin beyyine
100 bin şehidallahu
100 bin kalem
100 bin zilzal
100 bin abese
100 bin insan
100 bin beled
100 bin lokman
100 bin tekvin
100 bin hacet dua
100 bin ismi azam
100 bin mübin dua
100 bin imam azam
100 bin yasin dua
100 bin hatim duası
100 bin yunusun dua
100 bin hamd dua
100 bin muhafaza dua
100 bin fatiha
100 bin ihlas
100 bin ayetel kürsi
100 bin kevser
100 bin inşirah
100 bin asr
100 bin nasr
100 bin felak
100 bin nas
100 bin ettehiyyat
100 bin amentü
100 bin la yestevi
100 bin salavatı fatih
100 bin istiğfar
100 bin esmaül hüsna
100 bin subhanallah
Hibe ettim
bütün herkese hediyedir Allah kabul etsin sizde 3 ihlas 1 fatiha okuyup AMİN deyin bütün geçmişlerimize hastalarımıza derdi olanlara niyetlenip hediye edin ne kadar hediye o kadar cok dua demektir inşallah bu 100 binleri binlerden yukarı çıkacaktır hafızlık öğrencilerimizden gelmiştir paylaşalım daha da çoğalsın istedik.Rabbim okuyanlardan da okutanlardan da amin deyip paylaşanlardan da dünya ahiret razı olsun amin amin amin
6 notes · View notes
mehmtkara · 5 years ago
Text
Ya Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Amin! Hayırlı cumalar.
Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet dilerim. Allah'ım! Senden dinim, dünyam, aile fertlerim ve malım hakkında af ve afiyet dilerim. Allah'ım! Ayıplarımı ört, korkularımdan emin kıl... Hayırlı cumalar.
Allahım! Senden hayırlı olan işleri yapmayı, aklın ve dinin çirkin gördüğü şeyleri terk etmeyi ve fakirlerin sevgisini istiyorum. (Malik, Dua, No:508) Hayırlı cumalar.
Dünyada bir olan sende bin olsun, kainatta damla olan sende okyanus olsun. El açıp dua etiğin her şey bugün kabul olsun, amin! Hayırlı Cumalar dilerim.
Allah'ım! Akşama ulaştığımız gibi sabaha, sabah ulaştığımız gibi de akşama ulaşmayı nasip eyle. Sağlımızı koru ve hastalara şifa ver. Hayırlı bereketli cumalar dilerim.
Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı. (Müslim, Cum'a 17, 18) Cumanız mübarek olsun.
Allah'ım! Bana kendi sevgisini ve senin yanında sevgisi bana fayda verecek kimsenin sevgisini ver. (Tirmizî, Deavât,73.) Cumanız mübarek olsun.
Ey Rabbim! Evimizden bereketi, dilimizden duayı, kalbimizden senin ve Resulünün sevgisini eksik etme. Dualarımızı kabul, ömrümüzü nurlu kıl. Amin. Hayırlı cumalar.
Allah'ım! Sen affedicisin, Kerim'sin, affı seversin, beni affet. (Tirmizî, Deavât, 84.) Cumanız mübarek olsun. Hayırlı cumalar.
Allah'ım! Cehenneme götüren fitneden, cehennemin azabından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım. (Ebu Dâvûd, Vitr, 32.) Cumanız mübarek olsun.
Allah'ım! Geçmiş ve gelecek, gizli ve açık bütün günahlarımı bağışla! Benim ilâhım Sensin. Senden başka ilâh yoktur. (Buhârî, Tevhîd, 35) Hayırlı cumalar.
Allah'ım rızkımıza bolluk, kalbimize ferahlık, ömrümüze bereket ver! Amin. Cumanız mübarek olsun.
Güzellikler içinizi aydınlatsın, yüzünüzden ve yüreğinizden tebessüm eksilmesin. Rabbim, sevdiği kullarından eylesin sizleri ve tabi ki bizleri. Hayırlı cumalar dilerim.
'Ben, beni seven ümmetimi almadan cennete girmem' diyen Sevgilinin (s.a.s.) ümmeti olmanın hakkını verebilmek duası ile… Hayırlı cumalar dilerim.
Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun! Cumamız mübarek olsun.
Ömrümüzün hikayesini yazan en büyük ve en güzel yazıcı olan Rabbim, gönlünüzden geçen güzellikleri alnımıza kader diye yazsın! Amin. Hayırlı cumalar dilerim.
Allah'ım! Dillere destan, yüreklere ferahlık olan merhametin ile günahlarımızı affeyle. Amin! Tüm müslümanların cuması mübarek olsun. Hayırlı, bereketli, huzurlu ve sağlık dolu günler dilerim.
Ey Rabbim! Yalvarışım rahmetine güvenimden, her şey kudretinden, içimdeki kırık kalp Allah derken, rahmetini esirgeme üzerimizden! Amin. Cumanız mübarek olsun.
Ya Rabbi! Kıldığım namazı kabul eyle! Ahir ve akıbetimi hayır eyle. Son nefesimde Kelime-i tevhid söylememi nasib eyle. Ölmüşlerimi af ve mağfiret eyle. Duaların geri çevrilmeyeceği bu mübarek günde Rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri Rahmetinden mahrum bırakmasın hayırlı cumalar İnşaallah.
Allah'ım! Senden bu günün ve yarının bildiğim ve bilmediğim ne kadar hayır varsa hepsinden isterim. Senden cenneti ve cennete yaklaştıracak söz ve amelleri isterim. Cumanız mübarek olsun.
Bir gül kurur, kalpteki sevgi kurumaz. Yağan yağmur durur, gönüldeki fırtına durmaz. Her şey unutulur ama sevilen insanlar unutulmaz. Hayırlı, nurlu cumalar dilerim.
Allah'ım! Aklıma ilim ve hikmet; fikrime, feraset ve basiret; bedenime sıhhat ve afiyet; ruhuma da, tekamül ve metanet ihsan eyle. Amin! Cumanız mübarek olsun.
Ya Rabbi! Kıldığım namazı kabul eyle. Ahir ve akıbetimi hayır eyle. Son nefesimde Kelime-i Şehadet söylememi nasip eyle. Ölmüşlerimize af ve mağfiret eyle. Duaların geri çevrilmeyeceği bu mübarek günde Rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri rahmetinden mahrum bırakmasın İnşallah. Hayırlı cumalar.
3 notes · View notes
yakazakalb · 8 months ago
Text
Ey Allah’ım bizi boş işlerle uğraşmaktan sakındır ve bize eşyayı olduğu gibi göster. Gözlerimizi cehalet perdesinden kurtar ve bize eşyanın mâhiyetini göster. Bize olmayanı varmış gibi gösterme ve varlığın güzelliğini yokluk perdesiyle gizleme. Şu görünen âlemi, senin güzelliğini yansıtan bir ayna kıl. Bizi senden alıp götüren bir örtüye çevirme. Şu kâinatı bizim için cehalet ve körlük sebebi değil, bir bilgi ve ferâset kaynağı kıl. Senin cemâline olan uzaklığımız, kendi nefislerimizden kaynaklanır.
Bizi bizden kurtar Allah’ım, senin marifetine ulaştır…
50 notes · View notes
313-silistrevi · 5 years ago
Text
__İbretlik Bir Hikâye__
__ Salebe’nin Helak Olması __
Salabe b, Hâtibi’l-Ensari diye bir zat vardı. Peygamber Efendimiz'in Mescidine devam ederdi...
İbadet ve taate de öylesine hevesli ve meraklı idi ki, güneşte ısınmış kız­gın taşların ve toprağın üzerine çokça secde ettiği için alnı nasır tutmuş, nere­deyse devenin dizine dönmüştü...
Mescidde uzun uzun vakit geçiren Salabe daha sonraları aceleyle mescidden çıkmaya başlamıştı...👉
Bir gün Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Ey Salebe! Sana ne oluyor da münafıklar gibi aceleyle mescidi terk ediyor­sun?
Bunun üzerine Salebe dedi ki:
Ya Resûlullah! Öylesine yokluk ve fakirlik içindeyim ki, evimizde şu üze­rimde bulunan elbiseden başka elbise yoktur. Onun için bu elbiseyi hanımımla beraber giyiyoruz. Ben namazımı eda ettiğim gibi bir an önce eve gidiyorum ki, hanımıma elbiseyi vereyim de, o da vakit geçmeden namazını eda etsin. İşte acelem bundandır. Ne olur bizim için Hz.Allah’a dua etseniz de bize mal verse, böylece fakirlikten kurtulsak...👉
Salebe böyle deyince, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)  ona;
--Sana yazık olur ya Salabe, Çünkü şükrünü eda edebileceğin az mal, şük­rünü eda edemeyeceğin çok maldan daha hayırlıdır, buyurdu. Ama Salabe ıs­rar etti;
Ya Resûlullah! Bizim için dua buyursanız da Cenab-ı Hak bize ihsanda bu­lunsa.
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) tekrar, onu bu ısrarından vazgeçir­mek için:
Ya Salebe! Sen Allah’ın Resülü gibi olmak istemez misin? Nefsim kudret elinde otan Hz.Allah’a yemin ederim ki, altın ve gümüşle yüklü dağların Benimle gelmelerini istesem, elbette Benimle birlikte koşarlardı. (SubhanAllah) Ama Ben biliyorum ki, dünya ahrette nasibi olmayanların nasibidir....👉
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) böyle açık ve net bir şekilde bunları ifade etmesine rağmen, Salebe nedense anlamak istemedi,
Halbuki Allah’ın Resülü bir şey buyurduysa, elbette bunda büyük hikmetler vardı. Bir defa zenginlik isteğini söyledin, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) vazgeçmeni istedi. Hadi bir kere daha ısrar ettin, tekrar vazgeçmeni iste­di. Buna rağmen hala bu ısrar niye?..
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Peygamberlik ferasetiyle gördü ki mal-mülk, servet sana yaramayacak, o servet seni helak edecek. Şayet sana fayda getirecek olsaydı, hiç şüphe yok ki Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) dua ederdi...👉
Efendimizin böyle söylemesine rağmen Salebe ısrarında devam edip tekrar üsteledi;
Ya Resûlullah! Ne olur benim için dua buyur da, Hz.Allah bize ihsanda bulu­nup zenginlik versin. Seni Hak Peygamber olarak gönderen Cenab-ı Hak’ka ye­min ederim ki, beni mal-mülk ile rızıklandırmasını Hz.Allah’tan istersen, malımda hakkı olan hak sahiplerinin hakkını mutlaka ödeyeceğim, diye sözler verip ıs­rarına devam etti.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) ellerini açtı ve:
Ya Rabbî! Sen Salebeye ihsan eyle» diye üç defa dua buyurdular...👉
Peygamber Efendimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) duası bereketiyle» Mevla Teâlâ Salebeye mal ihsan etti. Salebe bir miktar koyun edindi. Onlar doğurdular» ar­dından diğerleri» derken koyunlar! çoğalmaya başladı. Hem de haşereler gibi ürüyorlardı, o kadar ürediler» o kadar çoğaldılar ki» Medine sokakları koyun sü­rüsüne dar gelmeye başladı, Oraları dar gelince bu sefer sürüsünü Medine va­disine indirdi. Böylece Mescidi Nebeviden de uzaklaşmak zorunda kaldı. Daha evvel beş vakit namazını Peygamber Efendimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) arkasında eda ederken, şimdi ancak öğle ve ikindi namazlarını eda edebiliyordu..👉
Peygamber Efendimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) duası bereketiyle Salebe’nin ma­lı gün be gün artıyordu. Allah Salebe’ye: “Yürü ya kulum” demişti bir kere, mal­lar mülkler davarlar sürüler her geçen gün çoğalıyordu. Artık öyle bir hat aldı ki dağ, taş hep onun davarlarıyla doldu, artık Medine vadisi de almıyordu Saha­benin sürüsünü. Böylece sürülerini başka vadilere götürmek zorunda kaldı.
Bundan böyle artık Cuma namazlarına da gelememeye başladı. Artık Mescid-i Nebeviden tamamen uzak kalmıştı. Salabe artık madden çok zengindi ama maalesef manen çok fakirleşmişti. Mescidi Nebevî’den ayrılmayan, o mescid kuşu yoktu artık…👉
Ne acıdır ki, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) hayattayken, Mescidi Nebevinin imamıyken, herkes Efendimizin arkasında namaz kılmak için can atıyorken o bundan mahrum oluyordu. Israrla istediği o servet, Salebeyi manen eritmeye başlamıştı. Ne Rasûlüllah’ı, ne de Sahabe-i kiramı görebiliyordu ar­tık… Ne sohbet dinleyebiliyor, ne de cemaate iştirak edebiliyordu, bu manevi atmosferden tamamen uzak kalmıştı.
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bir gün Salebeyi sordu. Âshab-ı ki­ram: Ya Resûlullah! Salebenin koyunlar! o kadar çoğaldı ki, Medine’nin vadileri onun sürüsünü almadığı için o da uzak vadilere çıktı, dediler...👉
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)
– Yazık! Salebeye çok yazık, buyurdular.
Tabi bu arada yeni yeni ayetler nazil oluyordu. Ashab-ı kiram bu ayeti keri­meleri işitir işitmez büyük bir aşk ve şevkle amel etmeye koyuluyorlardı. Ve ni­tekim malların zekatını vermekte alakalı şu ayet-i kerime nazil oldu:
“Onların mallarından bir ıskat al ki, onunla kendilerini temize çıkarmış, mallarına da bereket kazandırmış olasın.”  (Tevbe Suresi: 103.Ayeti Kerîme )..👉
Allah-u Teâlâ Hazretlerinden böyle bir emir gelince, Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) zekatların tahsili için bazılarını görevlendirdi ve bu ayet-i ke­rimeyi yazdırıp, müminlerden zekat almaları için etrafa gönderdi. Bu zekat tahsildarları nereye gittilerse memnuniyetle karşılandılar ve oranın halkı ze­katlarını seve seve takdim ettiler.
Dağların taşların bile almadığı kadar çok sürüleri olan Salebeye de uğradı­lar. Resûlüllah’ın yazdırmış olduğu, içinde Allah’ın farz kıldığı zekat ayeti de bu­lunan mektubu okuyarak bu durumu ona bildirdiler. Ve malının zekatını ver­mesini istediler...👉
Tabi ki bu haber Salebe’nin pek hoşuna gitmedi. Gecesini gündüzünü birbirine katmış ve bu kadar mal edinmişti, bu kadar malın kırkta biri kim bilir ne kadar çok tutacaktı. Bir çırpıda bunu vermek salebe’ye zor geldi. Peygamber Efendimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) sohbetlerinden , Ashab-ı kiramdan, cemaatten, o manevi atmosferden uzun süreden beri uzak kaldığı için, işin ciddiyetini pek kavrayamadı ve söylenmemesi gereken çok ağır bir söz sarfetti. Kendisine gelen Peygamber Efendimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) tahsildarlarına :
– Sizin bu istediğiniz cizyenin kardeşi, haraç gibi bir şey. Siz şimdi gidin de ben bunu iyice bir düşüneyim, dedi...👉
__Hey gidi Salebe neyi düşüneceksin?.._
Elinde avucunda hiçbir şey yokken, fakirlikten kıvranırken, bir elbiseyi eşin­le ortak kullanacak kadar yokluk içindeyken zengin olmak için Resülüllah’a yalvarmadın mı? Şayet Allah mal ihsan ederse; “malımda hakkı elan hak sahip­lerinin hakkını mutlaka Yereceğim’’ diye Allah’a ve Resülüllah’a söz vermedin mi?..
İşte şimdi Resûlüllah’ın duası bereketiyle servet sahibi oldun. Sürülerini dağlar taşlar almıyor, vadilere sığmıyor. Malının hesabını bilemeyecek kadar servete malik olmuşsun da, şimdi verdiğin sözü unutmuş ve düşüneyim diyor­sun. Allah vahiy göndermiş, Resûlüüah selam göndermiş, üstelik bir de elçi göndermiş ama sen hala düşünmekten bahsediyorsun. Hâlbuki sana düşen, “başım gözüm üstüne” deyip derhal malının zekatını ayırmak, fakirin hakkını vermektir...👉
Bu olay üzerine Salebe’nin içine düştüğü korkunç durumu beyan eden ayet­ler nazil oldu. Mevla Teâlâ şöyle buyuruyordu:
‘Onlardan (münafıklardan) kimi de, ‘eğer Allah lütuf ve kereminden ihsan ederse mutlaka zekatını vereceğiz ve gerçekten salih kimselerden olacağız’ di­ye Allah’a and içtiler. (Fakat) Allah (Celle celalühü) onlara lütfundan verince, onda cimrilik edip (Allah’ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler.” ( Tevbe suresi : 75, 76 Âyet i Kerîme )
Salebe’den eli boş dönen bu iki tahsildar Efendimiz (Salialtahü Aleyhi ve Selleml’in yanma geri dönünce, durumu anlatmak için daha ağızlarını bile aç­madan Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) iki defa:__Yazık! Salebeye çok yazık! buyurdular.__👉
Bu olayın vehametini anlayan Hz. Ömer ( radıyallahü anh ) derhal bineğine atladığı gibi uçarcasına Salebe’nin bulunduğu yere geldi. Onu buldu ve:
--Sana yazıklar olsun ey Salebe, helak oldun! Senin hakkında korkunç bir ayet nazil oldu! deyince, Salabe birden telaşlandı ve o anda aklı başına Zekatı vermemek bir yana, ne kadar ağır laflar söylemişti.
Salebe ne büyük bir hata yaptığını daha yeni yeni fark ediyordu. Hemen ma­lının zekatı ne kadar tutuyorsa, fazlasıyla ayırdı ve onlarla beraber yola koyuldu. Süratle Medine’ye varıp Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Selleml’in huzuruna çıktı. Özürler dileyip affın! talep ederek, getirdiği zekatı kabul buyur­masını istedi...👉
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) , Salabe’ye hiç beklemediği bir cevap ver­di ve buyurdu ki:
Cenab-î Hak, senden zekatı kabul etmememi emretti!...(SubhanAllah)
Resûlüllah onun zekatını almıyordu. Salebe hakikatten helak olmuştu. Bu cevap üzerine feryad edip dövünmeye, başına topraklar saçmaya başladı,
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) ömrü hayatında onun zekatını kabul et­medi. Efendimiz ahrete îrtihâl edince, Hz. Ebu Bekir ( Radıyallahü anh ) halife oldu. Bunun üzerine Salebe zekatın! Hz. Ebu Bekir’e ( radıyallahü anh ) getirdi, ama 0:
Allah’ın alma diye emir buyurduğu ve Resûlüllah’ın da almadığı bir zekatı Ben de almam! diyerek kabul etmedi...👉
Sonra Hz. Ömer {Radıyallahü anh) halife oldu. Onun hilafetinde de bir ümit­le geldi ve adeta bir servet derecesindeki zekatım takdim etti.
Ama Hz. Ömer’de ( radıyallahü anh ) bu zekatı kesinlikle kabul etmedi.
Ve Salebe Hz. Osman’nın ( radıyallahü anh ) hilafeti zamanında helak olup gitti,
Günümüzde de; “şayet zengin dursam şöyle hayır yapacağım, böyle infak edeceğim, faldr-fukaraya bol bol yardım edeceğim” diye Allah’a söz verip, servet sahibi olunca da sözlerini bozup vadinden cayanlar, bu günün Salebe’leri değil midir? Onun gibi helak olmaya­caklarına dair garantileri var mıdır?👉
Kimse malına güvenmesin. Karun malına güvendi malıyla battı. Saltanatına, mülküne güvenen Nemrut topal bir sivrisinekle helak ol­du. Makam ve mevkisine güvenen niceleri, çoktan toprak oldu da isimleri bile unutuldu.
Öyleyse mal-mülk ve serveti vereni, makam ve mevkiyi bahşede­ni yani Hz. Allah’ı sakın unutmayalım!..
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor;
“Allahın fazlından kendilerine verdiği şeye cimrilik edenler, onu kendilerine hayır sanmasınlar. Aksine bu kendileri için serdir. Onların cimrilik ettikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Al­lah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” ( Ali İmran suresi: 180 Ayeti Kerîm e )...
#islam #sahabe #zekat #ramazan #ibret #ehlisunnet
1 note · View note
belkidebirharfimben · 5 years ago
Text
Mekke'nin Fethi neden her sene noele denk geliyor?
Tedirginliğin şu kısmına katılıyorum: İslam kimlik kodları konusunda hassas bir dindir. Diğer dinlerle karışmamak noktasında hassasiyet gösterir. Bu eşikten bakıldığında ‘noel kutlamaları��� konusunda gösterilen tepkiler doğru tepkilerdir. Elhamdülillah. Hamiyet-i diniyeden gelen tepkilerdir. Ve hamiyet-i diniyesi ölmemişler dışında kimse bu tepkilerden rahatsız olmaz. Meselenin katılamadığım tarafıysa daha çok bu ‘tepkilerin gösteriliş tarzı’yla ilgili. Bu hususta bir kısım müslümanlarca sergilenen zaafın tekfir kapısı gibi kullanılması ne kadar doğru bilemiyorum. Fakat üzerinden Süfyan geçmiş bir toprak parçasında ehl-i imana kendi kodlarına dönebilmesi için biraz daha hoşgörü gösterilmesi gerektiği düşüncesindeyim. İtmekten ziyade tutmaya bakmalı. Bu insanların büyük bir kısmı dini eğitim almadan büyüdüler. Seküler eğiteçlerin/medyanın mutfağında pişirildiler. İçlerindeki İslam ateşi, bu topraklarda kaldığı kadarıyla kulaktan dolma, ebeveynlerinde kaldığı kadarıyla atalarından gelme. Belki bir pamuk ipliği kadar narinleşmiş. İncelmiştir. Kopabilir. Dikkatli olmalı. Tutmaya çalışmalı. "Yılbaşı kutlamak kafir olmaktır!" gibi sert çıkışlar yapınca bu insanlar dönüp müslüman olmayı mı, yoksa “Herçi bad abad!” deyip kafir olmayı mı seçerler, şüpheli. O yüzden eleştirilere empatinin/merhametin katık edilmesinin daha hikmetli olacağını düşünüyorum. Fakat bu da 'Hassasiyetimizi yitirelim, eriyelim, sesimizi çıkarmayalım!' tavrı değildir. İlla istikametli olan yol bulunur. Hadiste buyrulduğu gibi ‘nefret ettirmeyen, sevdiren’ bir ihtar şekli mutlaka vardır. Biraz daha kollandığında kendisini bize gösterir. Allah arayanını muvaffak eder. Yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle "Yılbaşı kutlamak neden İslam'a aykırı olsun ki? Sonuçta İsa aleyhisselamın doğumu. O da bizim peygamberimiz yahu!" diyenler gibi hafifmeşrep takılmıyorum. Çünkü biliyorum: İslam kodlarında hassas bir dindir. Selef-i salihînden tutun bugüne kadar, ulemanın, sembolik anlam içeren hususlarda "Öyle de güzel! Böyle de güzel!" demeyen; hatta Bediüzzaman, İskilipli Atıf Hoca vb. gibi mübarekleri şapka-sarık ikileminde türlü çilelere göğüs germek zorunda bırakan duruşları; bu işlerin o kadar da 'domates biber herkese gider' tarzda olmadığını, yani üzerimize ‘liberal rahatlığı’ gelmemesi gerektiğini göstermektir. Evet. "İslam hoşgörü dinidir!" deyu İslamlığı kuş eden tavırlardan ben de rahatsızım. Üstelik hoşgörü ancak üstün asta gösterdiği bir durumdur. Ast üste hoşgörü gösteriyorsa bunu zılletle ayırmak güçleşir. Anglikan Kilisesi'nin sorularına cevap verirken Bediüzzaman'ın hiddetini anlamaya çalışalım: "Bir zaman İngiliz devleti, İstanbul Boğazının toplarını tahrip ve İstanbul’u istilâ ettiği hengâmda, o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesinin Başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. Ben de o zaman Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyenin ��zâsıydım. Bana dediler: 'Bir cevap ver. Onlar, altı suallerine altı yüz kelimeyle cevap istiyorlar.' Ben dedim: 'Altı yüz kelimeyle değil, altı kelimeyle de değil, hattâ bir kelimeyle dahi değil, belki bir tükürükle cevap veriyorum. Çünkü, o devlet, işte görüyorsunuz, ayağını boğazımıza bastığı dakikada, onun papazı, mağrurâne üstümüzde sual sormasına karşı, yüzüne tükürmek lâzım geliyor. Tükürün o ehl-i zulmün o merhametsiz yüzüne!'" Şu an türlü finansal/teknik imkanlarıyla hegamonyasını neredeyse bütün dünyaya dayatmış ve epeyce kabul ettirmiş Batı'ya karşı hoşgörü, kılıcını çıkarmış düşmana, "Boynuma doğru vur da paşam kolun çok yorulmasın!" demek gibi birşeydir. Eskiler bir hassasiyet gösterdiyse biz üç göstermek zorundayız. Çünkü zaten fizikî, teknik veya kültürel işgalleriyle anamızı ağlatmış durumdalar. Mazlum zalime hoşgörü gösterir mi? Göstermemeliyiz. Bir de bu hoşgörü söyleminin ıskaladığı şöyle birşey var: İslam hiçbir zaman ucu sonuna kadar açık bir hoşgörü ile yaklaşmamıştır farklı din mensuplarına. Belirli kurallar, sınırlar ve uygulamalar vardır ki; eş-Şurutu'l-Ömeriyye'ye bakanlar bile bu sınırların keskinliğini görürler. Ebubekir Sifil Hoca bir yazısında şöyle der: "Sözgelimi: Müslümanların diğerleriyle 'içiçe' yaşadığını söylemek kocaman bir yalandır. Araya görünür-görünmez perdeler koymak, aynı coğrafyayı paylaşmakla birlikte kesinlikle 'içiçe' yaşamamak, Hz. Peygamber (s.a.v) döneminden itibaren Müslümanların değişmez uygulaması olmuştur. Herşeyden önce gayrimüslimlerin, Müslümanların dinî kimliklerine ve buna dayalı olarak gelişen kültürel hususiyetlerine dikkat etmesi, bu alanda onlara benzememesi temel ilkedir. Bilhassa 'şiar' özelliğindeki göstergeler titizlikle muhafaza edilir ve bu alanda bir 'karışma'ya asla izin verilmez. Gayrimüslimlerden istenen, 'kendileri olarak' var olmalarıdır; inançlarıyla, örf-adetleriyle, kılık-kıyafetleriyle..." Yılbaşı konusuna geri dönelim: Bu konuda gösterdiğimiz tepkilerde iğreti duran ikinci birşeyse miladi olarak aynı güne denk gelen Mekke'nin Fethi'ni kutlama formülüdür. Doğrusu bu formül bana çok ezik bir yöntem gibi geliyor. Zira, zaten o gün bir kutlama yapılması zorunluluğunu baştan kabul etmiş, hatta bu noktada mağlubiyet bayrağını sallamış gibi bir durum arzediliyor. "O çerez bir şekilde yenecek, kaçış yok, bari güzel bir niyetle yensin!" demenin başka şekli yani bir nevi. Bunun selef-i salihîn döneminden bugüne bir arkaplanı var mıdır bilemiyorum. Yani: Türkiye'de noel kutlanmaya başlayana kadar Mekke'nin Fethi'ni kutlamak kimsenin aklına gelmiş midir? Aleyhissalatuvesselam sene-i devriyelerinde birşeyler yapar mıydı? Sahabenin böyle bir âdeti var mıydı? Fıkıhta bir yeri var mıdır? Malumatım yok. Sadece 'duymadım ve okumadım' diyebilirim. Eğer varsa bana düşen çenemi kapamaktır. Fakat yoksa şunu hatırlamak gerek: Mesele, Miladi takvime göre noele, yine miladi takvime göre Mekke'nin Fethi'yle karşı koymak meselesi değildir. Mesele, zamanı ‘hicri’ yerine ‘miladi’ takvime göre tayin etme meselesidir ki, işte, İslam'ın kimlik kodları diyebileceğimiz şeair ile temas eden yanı da budur. Şunu kabul edelim: Zaman algımıza göre günlere, haftalara, aylara verdiğimiz değer de değişiyor. Bir anda olmuyor bu. Zamanla, nesil nesil, yavaş yavaş değişiyoruz. Misal: Zaten kendisi bir zaman ifadesi olan 'kurban bayramı'nı soruyor arkadaşınız: "Kurban bayramı ne zaman?" Acı birşeydir bu. Neden? Aslında sorduğu hicri takvime göre zaten belirli olan birşeyin miladi takvimde nereye isabet ettiğidir. Çünkü zaman algısı artık miladi takvime göre düzenlenmiş. Kodlanmıştır. Şekillenmiştir. Bunun nasıl feci birşey olduğunu anlatmak için şöyle bir karşı örnek vermek istiyorum: Bugün hiçbir genç "Çocuk bayramı ne zaman?" diye sorar mı? Sorsa buna gülünmez mi? İşte buna gülünüyor da "Kurban bayramı ne zaman?" diye soran gence gülünmüyor. Çünkü hakikaten biz de bilmiyoruz. Kurban bayramı bizim zamanımızda ne zamana isabet ediyor? Artık kurban bayramıyla aynı zaman diliminde değiliz ki. Hicri ayları sayamıyoruz bile. Bildiğimiz meşhur üçlü: Receb, Şaban ve Ramazan. Ondan sonra teklemeye başlıyoruz. Halbuki dini yönden anlam ifade eden bütün zamanlar bu takvime göre. Dini günlerden (sanki dini olmayan gün varmış gibi) iyice yaklaşıncaya kadar haberdar olamıyoruz. Çünkü onlar miladi takvimde yoklar. Bekleyemiyoruz onları. Elbette o kağıt tomarının bir yerinde bunlara dair küçük notlar da yeralıyor ama mevzu o değil. Mevzu artık zaman tayininin kafamızda farklı bir takvim üzerine kurgulanmış olması. Birisi size soruyor mesela: "Mübarek geceler neden gündüzden başlamıyor?" Bilmiyor ki hicri takvimde günler geceden başlar. Çünkü ay takvimidir. (Perşembe akşamına cuma akşamı diye ayrıca hürmet eden kaç mübarek ihtiyar kaldı aramızda?) Sonra "Hac bu yıl da kurban bayramına denk geldi!" diyen spikere gülüyoruz. Spikerin ne suçu var? Zaman algısını yerinden o mu oynattı? Bu konuda hepimiz kabulleniciyiz. Neden Türkçe ezan konusunda gösterilen tepki takvim konusunda gösterilmedi? Konuşmak lazım. Yarın için konuşmak lazım bunu. Çünkü hicri takvim de şeair-i İslamiyedendir. Bugün dinî cemaatler, vakıflar, gruplar, kurumlar dahi 'takvim sezonu' diye birşeye hazırlanıyorlar aylar önceden. Noele hazırlanmak değil bu. Ama aynı güne hazırlanmak. Dini mesajlar içeren miladi takvimler hazırlıyorlar. Hicri tarihler de var elbet bu takvimlerde, ama karınca duası gibi, küçük küçük. Eşiti bile değil miladi takvimin. Hangi kültürün hakim kültür olduğunu haber verir gibi. Dev puntolarla miladi, karınca duasıyla hicri... Noelin ülkemizde giderek daha çok kişi tarafından kutlanmasıyla bu olayın çok ilgisi var. Yani gözünün önünde hergün namaz vakitleri için baktığın takvimin sayfaları azalıyor. Hutbelerde geldiği duyrularak camilerde dahi miladi takvim satılıyor. Sen de, ben de, hatta Mekke'nin Fethi'ni kutlayan dindar delikanlı da bir şekilde yılbaşına doğru kodlanıyoruz ve yeni yılın yaklaşmakta olduğunu biliyoruz. Yılın ilk gününden beridir hem de. Şimdi bütün bunları görmezden gelip salt noeli kutlayana çatmak ne kadar isabetli olabilir? Hasılı: Mesele, evvelemirde o gece neyi kutladığımız değildir, bir yıldır neyi bekliyor olduğumuzdur. Noel olmadan Mekke'nin Fethi aklımıza gelmiyorsa bizim de "Hac bu yıl da kurban bayramına denk geldi!" diyen spikerden farkımız yok. Sana daha acayibini söyleyeyim: Mekke'nin Fethi bu sene de noele denk geldi.
8 notes · View notes
stamboga · 6 years ago
Text
TC Süleyman Tamboğa ALLAH için hiç kimseye lanet okumadım âmâ BABAsından hayr öğrenmeyen bir insanın evladı olunca o insanın benim babam olunca zaten kurtulamıyorum beladan daha LANET de biniyor üstüne KALBim daha beter ağrıyor hissediyor. 21 Mayıs 2017
��
Ana baba, evladına, evlat, ana babasına Lânet okumamalı , onların aleyhine beddua etmemelidir. “Lânet olsun” demek , kahrolsun , Allah’ın gazabı üzerine olsun demektir. Kim evladının veya akrabasının kötü olmasını , Allah’ın onu cezalandırmasını ister? Kızgınlıkla ana babaya Lânet okumak beddua etmek her şeyden önce kendisini dünyaya getirip , nice sıkıntılarla büyüten ana babaya saygısızlık olur, isyan olur. Cenab-ı Allah Kur’an da kendisine itaattan sonra ana babaya itaati emrediyor.Ayrıca ana babaya “öf!” bile denmemesini emrediyor.Evlat üzerinde ana baba birinci derecede hak sahibidir.
Peygamber (as) şöyle buyurur: -“Büyük günahlardan biri kişinin ana babasına Lânet etmesidir.” Der. (Tecrid-i sarih Tercümesi:8/122) Dinimizde ana babaya isyan , yedi büyük günahtan biri olduğu bildirilmiştir. Evlat ana babasına beddua değil dua edecektir.Bu onun asli görevlerinden biridir. Peygamberimiz (sav) Cuma günü hutbe okurken üç defa “amin” demiştir. Cumadan sonra neden amin dediği sorulunca Allah Rasülü şu cevabı vermiştir: -Bana Cebrail (as) geldi . Ve dediki : 1-“Adını duyupta sana selavat getirmeyenin burnu sürtülsün” dedi. Ben “âmin” dedim. 2-“Ramazan’a erişipte kurtulamayanın burnu sürtülsün” dedi. Ben “âmin” dedim 3-“Ana babasının sağlığında yetişip de onların rızasını kazanamayanın, burnu sürtülsün” dedi. Ben “âmin” dedim der. (1.Canan Hadis Ans:14/542) Evlat varlık sebebi olan ana babasına karşı sorumludur.Onlara Lânet okumak, beddua etmek hayırlı evlat işi değildir.Allah korusun duanın kabul olduğu zamana rastlarda ana baba zarar görür. Ana babaya bu durumda beddua değil hayır dua edecek evlat yetiştirmek düşer. Ana baba da evladına Lânet okuyup beddua etmemelidir.Bazı ana babalar kahrol, Allah belanı versin, Lânet olsun, ölünü göreyim, gavurun çocuğu gibi ifadelerle çocoğun aleyhinde onun kötülüğünü istiyor.Kendide gavur olmayı rıza gösteriyor. Hanbeli Mezhebinin kurucu Ahmet Bin Hanbel’e bir baba oğlundan şikayet ediyor ve diyor ki: -Oğlum isyan ediyor, bana karşı geliyor.Hatta dövdüğü oluyor, ne yapayım? Ahmet Bin Hanbel babaya: -Sen oğluna hiç Lânet okudun mu ? Beddua ettin mi ? diye soruyor. Baba şu cevabı veriyor: -Oğlum kötü davrandıkça , bastım bedduayı “Lânet olsun!” dedim. Ahmet Bin Hanbel, babaya şunları söylüyor: -“Suç sende oğlunu sen kötü etmişsin onun kötü olmasını istemişsin.Allah da duanı kabul etmiş”.
Peygamberimizin bildirdiğine göreananın babanın duası red olmaz.Hayırlı evlat isteyen hayır dua etmelidir. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur: -“Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyin ki, duaların kabul olduğu saate rastlarsınız da bedduanız kabul olur.” (Riyaz üs-Salihin3/82) Evladının kötü olmasını isteyen ana baba önce kendini kötülemiş oluır, sonra da evladının kötü olmasına neden olmuş olur. Yapılan beddua , okunan Lânet evlatlar üzerinde olumsuz etkiler yapar. Evladın kötü olması , önce ana baba ya problem olur.Bu hal, iki tarafın da dünyasına ve ahiretine zarar verir. Unutulmamalıdır ki, evladına beddua eden, Lânet okuyan , ana baba hayat boyu gözyaşı dökecektir. Peygamber efendimiz , üç dua red olmaz : 1-Misafirin duası 2-Mazlumun duası 3-Ana babanın evladına duası buyurmuştur.Haksızda olsalar ananın, babanın bedduasında kaçınılmalıdır.Çünkü duaların kabul olduğu zamana rastlayabilir.Melekler yapılan dualara “amin” der. Hayatın bir çıkışı bir de inişi vardır.Çıkarken tutunduğumuz dalları keser gidersek inerken tutunacak dal bulamayız. Ana babanın bedduasını almaktan, Lânetinden uzak durmayan huzurlu bir hayat yaşayamaz. Mutsuz huzursuz kimseler için atalarımız:”Ana baba bedduası almış” derler. Ana baba dua ağacımızdır.Cenab-ı Allah’ın emrine göre; Ana babaya “öf!” bile denmeyecektir. Cenab-ı Allah onlar için şöyle dua etmemizi emrediyor: -“Rabbim! Hesap görülecek günde beni anamı, babamıve mü’minleri bağışla “ (İbrahim:41) Mü’minler hayırlı gün ve gecelerde, bir de çeşitli vesilelerle, selamlaşarak huzura ererler. Lânetleşerek de belaya uğrarlar.Rabbim Lânetcilerin Lânetinden korusun.
1 note · View note
falcibaba · 2 years ago
Text
Kocayı Kendine Bağlama Büyüleri
Tumblr media
Kocayı Kendine Bağlama Büyüleri
Eşlerin Kocayı Kendine Bağlama Büyüleri ve dualar ve eşlerini baştan çıkartmanın yolları tüm bayanların en büyük sıkıntılarından birisidir.
Tumblr media
Kocayı Kendine Bağlama Büyüleri Bu büyü çeşidinde en önemli olan durumlardan biri olan kocayı kendine bağlamak için ne yapılması gerektiğini veya neler yapılması gerektiğini bilmektir. Kocanızı kendinize bağlama duası erkekleri ya da bayanın size özü ile bağlı olması ve tüm istediklerinize karşılık vermesi için okunan dualardır. Kocanızı kendinize en etkili şekilde bağlamak ve asla ayrılmamak için vefk ismi verilen muskaya benzer işlemler de yapılabilir. Vefk işlemi son derece etkili ve güçlü dualarla kişiye özel olarak hazırlanan tılsımlardır.   Vefk dualarla birlikte yapıldığı için Allah’ın izni ile kesin etkili olmaktadır. Kocayı kendine bağlama büyüleri içerisinde tutma olasılığı en yüksek ve hatta kesin olan çalışmaların başındadır. İlim konusunda uzman ve bilir kimseler tarafından yapılan vefkler çoğunlukla olumlu sonuçlar vermektedir.
Tumblr media
kocayı kendine bağlamak için büyü Giden ya da eşini terk eden kocayı ve sevgiliyi geri getirmek için yapılan dualar olduğunu bilmektedir. Bayanlar bu duaların yardımıyla giden kocalarını ve sevgilisini geri getirmekte başarılı olmuşlardır. Gideni veya araları kötü olan sevgiliyi ya da kocayı geri getirmekte çok zaman etkili olsa da bazen bazı kişiler için sonuç hiç değişmemektedir. Duaları okuyan kişinin bu yöntemlere olan inancı ve de duaları doğru okuyamama gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlarda medyumlar tarafından yapılan kocayı bağlama büyüsü tercih edilmelidir. Kocayı bağlama büyüsü dualarının etkisi kısa sürede görülmesi mümkün değildir. Uzun süreli olarak özellikle Arabi ayının ilk iki cuma günlerinde mutlaka okunması gerekmektedir. Birçok hoca tarafından okunarak uygulanan duaların etkisi ilk olarak şöyle başlar. Büyü yapılan eşin yaptıran kişi bilinçaltına girerek geceleri sık bir şekilde rüyasında aşk ile büyü yaptıran kişiyi görür ve özlemi artar.
Kocayı Kendine Bağlama Büyülerinin Yapılışı
Eşini veya sevgilisini kendisine yeniden âşık olmasını, kendinden başka kimseyi görmemesini isteyen kişiler bu duayı okumalıdır. Eşleri veya sevgilileri her nerede olursa olsunlar size ne kara uzakta olursa olsun sizi aramasını ve düşünmesini sağlayan duadır. Okunacak olunan dua Ve elkaytü aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea ala aynî* Yühibbunehüm ke hubbillâh, vellezine amenî eşeddü hubben lillâh* Züyyine lînnâsi hubbüş şehevati minen “sizin adınız” nisâi vel benîne vel “ kocanızın veya sevgilinizin adı” kanâtiyril mükantarati minez-zehebi vel fiddati vel haylîl müsevve-meti vel en’âmi vel hars, zalike rnetaul hay-atid dünya, vallahü indehu husnül meâb* Kirâmen kâtibine ya’lemûne mâ tef-alûn* Allâhümmahrik ve heyyic kalbi ve akli fülan alâ hubbi fülan bil mehabbetil kaviyy-etî veşşedîdeti min ğayri mühletin bilâ ihtiyarin velev kâne fîhi hayran, bil aceli ve sür-ah* Bu duayı kişi bir hafta boyunca her gün yedi defa inançlı bir kalp ile okumalıdır. Okumaya devam eden kişi en kısa sürede sonucu görecektir. Eğer böyle bir büyüden şüpheleniyorsanız okumanız gerekne dua bu şekildedir.  Ayrıca kocayı kendine bağlamak konusunda hazırlanan kişiye özel vefk işlemi konusunda bilgi almak isterseniz; 0 546 484 31 66 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Benzer konu olan Bağlama Büyüsü Yapılışı konusuna göz atabilirsiniz. Read the full article
0 notes