#bu arada ben burada kaldım amk
Explore tagged Tumblr posts
mezarlikprensesi · 22 days ago
Text
bizim ona bağlılık <3
Tumblr media
kız şehir değiştirip taşınacak ama keremin doğmasını bekliyoruz
1 note · View note
icimdekituhafseyler · 6 years ago
Text
13 Şubat Çarşamba 2019 
15.23
Pazartesi günü istanbuldan döndük 4-5 gündür oradaydık. esrayla brilikte.
annemle hala görüşmedim 2 gün oldu. evde oturuyorum bomboş. yine kendimi boşa aldım.
istanbul nasıldı?
doğru düzgün gezemedik hep esranın istediği yerlere gittik. nişantaşında bomboş 1 gün geçirdik mesela. cihangir ve perayı gezmek güzeldi. sadece 2 müzeye gideibldik. pera ve istanbul modern sanat müzeleri. geceleri geç yatıp sabahları uyanamadık
ha asıl gidiş maceramızı anlatayım. sabah belko ile havalimanına geçecektik ama evden geç çıktık üstüne o gün normal trafikten daha yoğun bir yol durumu olduğu için servisi kaçırdık. taksiyle devam ettik. 
havalimanına gayet iyi bir saatte ulaştık ancak esra hemen kapıdan geçmek istemediği için terasta bikaç sigara içmesini bekledim. esra acayip oyalanıyor zaten her yerde. kızın çişini yapıp çıkması bile bakın abartmıyorum 5-10 dakika arası sürüyor. büyük tuvaleti yaklaşık 30 dakika. neyse
saat yaklaşınca ikinci kontrolden geçip kapımıza gidecektik ve güvenlik kontrolünde benim tokam ya da botum öttüğü için soyunup birkaç kere geçmek zorunda kaldım. burda bitmesini umarken el bagajımdaki manikür setinin makasına taktılar ve bavulu açıp onu çıkartmamı istediler. lanet olsun. tüm bunları atlattıktan sonra 116 numaralı gate’in kapısı açılmadı panik halinde geri döndük görevli bulmak için vs. derkennn kapıdan geçtiğimizde uçak kapatılmıştı. hahaahahha. bavullarımız çoktan uçakta, biz camdan baıyoruz uçağa. panik halinde birilerine ulaşmaya çalışıyoruz telefonda sonra israilli 3 kişi daha geldi onlarla aynı durumdaydık. yolcu gitmezse bagaj da gitmez kuralı gereği bagajlarımızı uçaktan çıkartacaklarını söylediler. uçak 450 yolculu bu arada. neyse o gün şansımıza denk geldi ki bir sonraki uçuşa bedava bilet verdiler bize. vermeselerdi gidemiyorduk yani.
pekiii uçaktan indik dertler bitti mi? havataşla taksime ulaştıktan sonra uzun süre taksi aradık benim 2 bavulum vardı ve ölüyrdum taşırken. sonunda bindiğimiz taksi de bizi yarı yolda indirdi. hahaahahaha. o hayvan gibi bavullarla, iğne atsan düşmeyecek kalabalıkta otele gitmeye çalıştık. ben tabi isyanlardayım. tesadüfen bi esnaf abi bize çay ikram etti ayakta sokak kenarında onları içerken lafladık keyiflendim biraz. biz gidene kadar saat akşama yaklaştığı için o gün hiçbir yeri gezemedik gece akaretlere gitmek dışında.
Daha önce letroll’den bahsetmiş miydim hatırlamıyorum, olayı anlatmadan önce kısaca kim olduğuna değineyim. internette bir chat sitesi üzerinden iletişim kurmaya başladığımız, tahminen benden 10-12 yaş büyük bir adam. hoşlanmıştım ben ondan, sonra geçti o hoşlantım falan filan derken yine de onunla tek gecelik bir şey yaşama planımız vardı, çünkü bana çekici geliyordu herif. neyse bir gece “yine” esrayı kırmamak için dorock xl diye bir mekandaki partiye katıldık. sadece esra ve ben varız. ortam bana hiç hitap etmezken esra delice eğlendiğini söylüyor. şimdi tarif ediyorum size ortamı, bangır bangır müzik, sıcak, sıkışık, ayakta dans etmeye çalışıyorsunuz. neyse ama sorun çıkmasın diye ayak uydurup dans ettim ben de. bi ara kenarda yere oturdum esra çantasını bana verip dans etmeye devam etti, orada bir adamla muhabbet kurduk vs. oturmadan önce dans ederken de 2 çocukla kesiştim birisi tanıştı benimle ama çok da umrumda olmadığı için kaybettim bi daha da bulmadım. hoş çocuktu. istanbul bu açıdan egomu biraz tatmin etti, hiç duymadığım kadar iltifat aldım hiç beğenilmediğim kadar beğenildim. yalan, sahte ya da değil. tanımadığım insanlar tarafından böyle şeyler duymak mutlu etti beni.
esra yorulduktan sonra aşağıya inip oturmaya karar verdik. letrollü arayacaktım ben de, o gelip tanışacaktı, sonra esrayı odaya bırakıp biz gece takılmaya devam edecektik. vestiyer sırasında esra iki kişiyle tanıştı bizim yaşımızda iki çocuk, güler yüzlü ve eğlencelilerdi. arakdaşımın flörtü gelecek benimle oturur musunuz demiş onlar da kabul etmişler. 4ümüz indik letroll de kapıya geldi. adam sokapın bağında beklediği içeri meyletmediği için çağırmak da aklıma gelmedi açıkcası o an. bu arada o gelmeden önce esra sövüyo sayıyo gelmesin bilmem ne dalga geçiyolar. zaten esra günlerdir onun suratına maruz kalmak istemiyorum falan diyordu. ben de akıl edemedim çağırmadım adamı içeri. benim mallığımdan kaynaklı sıkıntı oldu orda. ben esrayı diğer çocuklara emanet edip letrolle çıkış yaptım. ama çocukları gözüm tutmasa ve esra sıkılıyo olsa asla yapmazdım bunu. neyse
letrollün boyu kısaydı, kafası da vücuduna göre kocaman gibi geldi bana. sanırım hayal kırıklığına uğradım ilk gördüğüm anda bilmiyorum. adamın anlattığı bütün karizması o kadar kız kaldırmaları sevişmeleri 0′landı gözümde. kendime de bir güven geldi heralde çok kasılmadım en azından. açım dedim önce bana bi çorbacı bulduk sonra uzun uzun yürüdük. güvenmediğimi söyledim, tamam biraz daha vakit geçirelim güvenirsin dedi. tabiiki güvenmeyecektim. sahile indik bankta oturduk lafladık biraz. güvenmem için soyadını soruyordum ama gizliyordu hep, kimliğini çıkartıp gösterdi hahahaha. bulamazsın internette dedi, harbiden de bulamadım. içime sinmediği için uzun uzun yürüdük, istiyosan git dedim kaç kere, seninle gelmeyeceğim yatmak istemiyorum dedim. bi süre bunları konuştuk ikna etmeye çalıştı beni ama edemeyeceğini anlayınca ara sokaklardan birine dalıp müzik çalan bi mekanda oturmaya başladık. 90′lar türkçe melankolik şarkılar çalıyordu arada eşlik ediyoruz bira içiyoruz falan. eski karısı ve sevgilisinin fotoğraflarını gösterdi zaten birbirimizi duyamadığımız için çok muhabbet etmedik. ara ara esra gel burası çok eğlenceli vs diye mesaj atıyordu ben de cevap veriyordum ama gitmek istemediğim için gitmedim
sonra sıkıldım kalkıp biraz daha yürümek istediğim sırada esra yine yazdı herkes gidiyo nerdesiniz diye tamam geliyoruz şimdi dedim. napıyosanız yapın amk yazdı bana. bu mesajdan 6 dakika sonra onun olduğu mekanın önündeydim. aradım geldim nerdesin diye bana bağırmaya başladı sen ne hadle o adamı getirirsin bilmem ne car car carlıyor. neye uğradığımı şaşırdım. o sırada onunla takılan çocuklardan biri indi dedim esrayı yalnız mı bıraktınız? esra çok mu sıkıldı esranın takıldığı 7-10 kişilik bir grup vardı pnlar önce indiler herkese tek tek sordum esrayı yalnız mı bıraktınız esra çok mu sıkıldı? herkes esranın çok eğlendiğini kimsenin onu yalnız bırakmadığını söylüyodu. o sırada letrollü gönderdim batuyla esra indi esra hala bana bağırıyor. ve şu atkımı üstüne o herifin kokusu sinmiştim elin adamıyla çıktın gittin beni yalnız bıraktın diye. orda kayışlar koptu bende. amımın bekçisi misinden girdim nerelere gittim tam bilmiyorum ama esra herkesle kavgalı olmanın bir sebebi var diye çıktım. baya ağır laflar ettim yani. sokakta bağrış çağrış oluyo tabi bunlar. batu ve hasan bizi ayırmaya çalışıyo biri beni biri onu uzaklaştırdı. onlar bizi odaya bırakırken beni bırakmayın öldürür beni bu falan da demişim. ama gerçekten korkuyordum yani çünkü esranın zaten sorunlu birisi olduğunu biliyor herkes. sevmediği insanların ciddi ciddi ölmesini, tartıştığı insanlara kamyon çarpmasını isteyen ve bunu şaka değil gerçekten isteyen biri olduğunu biliyorum.
tabi ben ağır laflarla gidince koptu her şey odada tartışmaya devam ettik bana git akıl hastanesine yat o zaman falan dedi. çünkü ben her söylediğim lafı karşı tarafın söylediği her şeyi hatırlamıyorum aklımda tutamıyorum ağzımdan ne çıktığını sürekli ölçemiyorum demiştim. neyse ağlamaya başladım ben baya kalk dışarı çıkalım dedi mal gibi çıktım sabah 6-7ye kadar sahile yakın bi kafede oturduk. burada tartışılacak bir şey yok çatışma yok ettiğin laflardan tanıdım seni falan dedi. aşırı sorumsuz olduğumu söyledi her konuda vs vs
neyse sonraki günler bi şey olmamış gibi gezdik ikimizin de pek umrunda değil sanırım. benim değil yani. şurda birkaç aya mezun olup gidecek o da öyle düşünüyordur.
böyle değişik tuhaf 4-5 gündü. 
birgün istanbula tekrar gideceğim bu sefer istediğim gibi gezeceğim. ha bir de vapurla karşıya geçmeyi çok sevdim. hep belime sarılan biri olmasını hayal ettim ve hep gülümsedim
0 notes
yarisgaraji · 8 years ago
Text
Issız bir sonbahar akşamıydı, şöminenin başında ılık sütümü yudumlarken çığıl çığıl bağıran telefonumun sesi ile irkildim. Telefonuma baktım ve arayanın Türkiye’nin en aktif Drift takımı olan Driftheraphy‘nin kurucularından süper Driftchisi Abbas Çimen olduğunu gördüm. Her zaman yaptığım gibi telefonu sessize aldım ve kenara koydum.
Ilık süt ile bulduğum kafaya geri dönmeye çalışırken telefonuma gelen wassappppp mesajı ile bir kez daha irkildim. Mesaj en sevdiğim kankam kötü Kenan Büyükbahçeci‘den idi, mesajda arabanı hazırla Uşak da drifte gidecez diyordu. Sütümden bir yudum daha aldım ve oturmaktan götümün izinin çıktığı koltuktan kalktım.
Arabanın durumu sıkıntılı idi ve yapılacak bir dünya iş vardı. Hemen bir liste yaptım ve ise koyuldum, listem; body kit, arabaya yeni renk boya, jant boyaları, baskı balata, ön yürüyen, açı kiti, arka akisler, ayar ve test idi. Her ne kadar söylenen tarihe 1 ay dahi olsa içimden bir ses babayı yetişirsin diyordu.
Kendi dizaynımız olan geniş Drift body kitinden bir kopya daha yapıp kendi aracıma göre hazırlama işine gömüldüm. Fiber çamurluk ağızları yapıldı ve benim isteğime göre kesilip biçildi.
Tabi bu arada LK ön panjurumu gasp etti bunu da söylemeden geçmeyim yok benimki evde depoda yok foto çekimi var yok öle yok böle. Hatta bu yazıyı yazdığım dönemde halen onda olduğunu söyleyeyim, sanırım ben nasıl onun jantlarını ödün çaldıysam oda benden panjurumu ödün çaldı.
Body kit için uğraşırken sol arka çamurluk iç sacı ile ağzının birleşmediğini gördük. Garajı karşındaki Tuna Eksoz Hüseyin ustamızın dükkânına daldım ve ne istediğimi anlattım ve güzel bir sonuç elde ettiğimize inanıyorum.
Jantların boyasını en sona bıraktım dedim yolda bile boyarım onları. Tabi nasıl gidip geleceğimiz de vardı neyse hayırlısı. Arabamı uzun zamandır gri renk yapmak istiyordum. RS Kemal Genç‘in paylaştığı fotoğraftaki işe yaramaz Ford Focus’un rengi çok hoşuma gitti ve soluğu ailemizin boyacısı Enkay Boya Emre‘nin yanında aldım. Elimizdeki face fotosundan yola çıkarak bir renk karıştırmaya başladık. Hoşuma giden rengi bulana kadar baya uğraştık, biraz koyu az açık biraz daha mavi az sarı derken oldu sanırım.
Hemen garaja geçip sabahın 03.30 una kadar arabayı zımparalayıp altındaki kırmızıyı soldurdum.
Kadir Örs ustamız bizim yoğun çabamızı görmüş olacak ki akşama kadar arabamı komple boyatmış! Ufak tefek boya akması ve bagaj içinin boyanmaması haricinde bir sıkıntı yoktu.
Sabah 07.30 işyerimdeydim ve gece yine garajdayız bu sefer çamurluklara ve tamponlar macun astar zımpara onlarla uğraşıyorum tabi her zamanki gibi sanayide elektrikler yok. Is bitecek ya fener eşliğinde bir gün geçirdik ama yaptık, sanırım…
Tam bugünlerde Murat Yolcu kardeşimin hediyesi ile mutluluktan 4 köşe oldum. Artık trailerim – römorkum vardı. Devasa boyuttaki römork ile güzel bir macera bizi bekliyordu. Herkesin önünde bir kez daha söyleyeyim hediyen için teşekkürler Murat Yolcu.
Römorku yeni proje aracımız Nevarla ile çekecektik ve buda onun için güzel bir test olacaktı. Artık organizasyon için heyecanlanmaya bile başlamıştım sanırım ilk defa sıkıntısız bir organizasyon geçireceğime inanıyorum. 🙂
Ön yürüyen başımın belalarından birisi sürekli direksiyon kutusu patlatıyorum ancak banka hesabımdaki basamak hanesi birde ön yürüyene yetmeyecekti. Bundan dolayı kafamızdaki açı kitini yapıp kutumun patlak bir şekilde kalmasına karar verdim. Kendi dizaynımız açı kitini taktik ve yuh daha neler dedik. Biz bu işi bu kadar iyi mi yapıyoruz inanamıyorum süper miyiz neyiz.
Ön yürüyen işi de bitti tabi halen sabah iş akşam gece yarısına kadar garaj durumu devam ediyor ufak tefek hallediyorum. Yarış koltuğu kemeri tak, Murat Özkan‘ı kandır ona elektrik tesisatını düzelttir. Her gün en az 1 şey yapıyorum ancak nasıl bir iş ise 1 siliyorum 2 ekleniyor listeye kafayı yemek üzereyim.
Yine bir gece garajda yardırıyorum telefonumun sesi ile yine irkildim, bir baktım tekrar Drift King Abbas Çimen arıyor hemen sessize alıp telefonu kenara bıraktım. 2dk geçmeden wassappppp mesajı ile bir soru; otel için soruyorlar kim kim gelecen. Bi an dedim hassuru (Japonca hasiktir ben bunu hiç düşünmemiştim amk ne pok yicez demek). Ustamız kötü Tofaşlara (Palio) tırmanma yarısında servis veriyor ve bizim organizasyonla aynı gün o gelemez, LK olmaz o çok horlar diye düşünüyorum. Hali ile araba yıkayacak lastik değiştirecek beni motive edecek birini bulmalıyım. Abbas kardeşime mesaj attım dedim benim 6 odaya ihtiyacım yok kral süitini bana ayırın yeter, anında cevap geldi 2 kişilik odan hazır ne yapıyorsan yap. Arabam şekil önümden çekil!!!
Hani her şey hazır ama bizde baskı yok balata yok yola gidecez römorka arabayı nasıl bağlayacağız yok. Her şey sıkıntı ben nasıl gideceğim derdindeyim onlar kiminle geleceksin…
Sabah kalktım gece 03.00 de eve gelmişim hanım yüzüme bakmıyor “kaç gündür o teneke ile uğraşıyorsun yüzünü bile göremiyorum bu nasıl iş yorgunsun bir günde evde kal” vs diye dırdıra başladı (hanımın bu aralıksız nefes almadan söylediği cümle 16 dakika 44 saniye sürdü siz düşünün).
Birden kafamda bir şimşek çaktı ve dedim “hayatım ama beraber gideceğiz ben seni de götüreceğim, sende gezmiş olursun, hem de benim ne için bu kadar yırtındığımı görürsün” dedim ince çocuksu ve cici bir sesle. Hanımdan anında cevap “o zaman ben kalkıp sana şöyle güzel bir kahvaltı hazırlayım sen işe gittiğinde de Uşak’ta ne varmış onlara bakayım” dedi. Hatunun gözünün içi gülüyor, kölenin haberi yok başına geleceklerden MUAHHAHAHAHAHAHA, çalış köleee! Bir taşla o kadar çok kuş vurdum ki sayısını ben bile bilemiyorum, hanımla ara düzelt tamam, araba temizliği tamam, yol arkadaşı tamam, benim götümü toplayacak kişi tamam, yolda orada burada yemek işi tamam, şey tamam, beni kırmadan her isteğimi yapacak kişi de tamam bu iş oldu.
Arabanın işleri tam olsa bile lastik olmadan bu işi yapamayacağımız kesin. Lastik fiyatları tavan yapmış çıkma lastik desen neredeyse aynı fiyat olmuş. Sıkıntılı bir durum, pistte lastik sökme takma makinası olduğunu duyunca biran sevindim. Ancak ödünç jant bile bulamadım, senelerdir lastik aldığımız (hani driftchiyiz ya normal insanın 10 katından daha fazla lastik alıyoruz) esnaflardan bile ödünç jant bulamadım. Açtım malum ikinci el sitesini çıkma jant bakayım dedim en azından 1 set jant alırsam yanımda götüreceğim 10 adet lastiği söker takar kullanırım dedim. Birden yeni dükkan açmış Tacettin Talha Topal kardeşlerimin ilanlarını gördüm. Adamlar 4 adet sıfır lastik fiyatına 4 jant + lastik veriyor hem de oem BMW jantı, ok çıkma lastik ama yine de bana süper geldi, hem lastik hem jant işimi çözüyordu. Hemen irtibata geçtim durumu anlattım yardımcı oluruz dediler ve dükkânlarını basmaya gittim. ///SMG Jant Lastik de bolca sohbet muhabbet pazarlık sonucu 2 set (4 adet) 17″ ve 2 set 16″ jant + lastik aldım. Bu kardeşlerim 4 adet de lastik hediye ettiler. Bugüne kadar yanlarken yanımıza oturan kendilerinden sayısız lastik aldığımız Şaşmaz esnaflarının bizlere yapmadıklarını yaptılar. Herkesin huzurunda Tacettin kardeşim sizlere çok teşekkür ederim, sizlere helal olsun. Bu kardeşlerime ulaşmadan jant lastik almayın! İletişim bilgileri aşağıda yazılı!
Jantları garaja getirdim birde instagrama foto çaktım 7dk sonra telefonumun seksi sesi ile tekrar irkildim. Yunus Aydoğan kardeşim telefondaydı, dedi kapıdayım gel şu jant lastikleri al. Kardeşim kendisi için aldığı jant lastiği getirmiş ben oralarda kullanayım diye. Helal be sana! Toplam jant sayım oldu 22, lastik sayım 26 🙂 Sanırım jant lastik işi de çözüldü.
Drifte bu kadar hazırlanırken drifte beraber gittiğimiz pampalarımıza takılmadan olmaz koştum gittim Ufuk abimin yanına Jest Reklama. Abbas ve Kenan’ın logolarını aldım ve onlara ufak dokunuşlar ile kendi aracıma uygun hale getirdim. Çok da seksi oldu diyebilirim.
Tabi halen arabada baskı balata yok hiç marş basmadık ve yaptığımız açı kitini henüz test edemedik ama daha koç gibi 4 gün var. Sabah işe gittim ve öğlen olmadan Selim Çağan kardeşimden bir foto geldi. Arabam lift de ve şanzıman yerde. Dedim ahanda ustam işe el attı ve part-time kölemiz Selim ile benim baskıyı yapıyorlar sevindim.
1 saat geçmeden baskı balatanın fotosu geldi dedim “noliii la” hani daha önceden de bronz yaptırdık bir iki defa baskı balata yaptırdım hani bu iş bu sürede olmaz. Bir an içimi bir korku aldı ama dedim ustam halleder.
Ardından bir foto daha sağ arka süspansiyonun poryo ya bağlandığı yer kopmuş, ah o çukur yok mu o çukur hepimizin arabasını katletti, ustam el attı ve işi halletti.
İşime konsantre oldum ama aklım baskıda kaldı. Hani kopuk süspansiyonla yürürüz de baskı? İşte akşam çok geç saate kaldım garaja gidemedim ama bir gün sonra garajdayım hemen anahtarımı aldım marşa bastım ve şanzımandan bugüne kadar duymadığım bir ses. Dedim tutsikiyançek (Japonca işte şimdi fucka bastın demek). Ya bilye ötüyor ya bir şey bir şeye sürtüyor bi gariplik var. Hemen baskıyı yapan ibneye (ay pardon kendini usta sanan yaratığa) gittim dedim “bu ne amk”, dedi “debriyaja çok basıyon pedal ayarı lazım”, dedim hadi lan ama gittim hemen bir vida ile debriyajın çok basılabilme olasılığını ortadan kaldırdım. Ses bir miktar kesildi ama arkadaş bu olmamış belli.
İçime sinmedi ama sineye çektim dedim en azından cumartesi pazarı geçirirse iyi. Tabi yapıldı edildi diye rahat rahat konuşuyorum bunların hiçbiri beleş değil cash parayı basıyorum dolarlar havada uçuşuyor bildiğiniz gibi değil sanırsınız arap düğünündeki dansözüm, ocağımdaki incir ağacı köklerini iyicene sarıyor.
Bir gün sonra yola çıkıyoruz ve daha arabayı test etmedim. Hemen bir yağ, yağ filtresi su değişimi yaptık ve akşam ufakta olsa bizim sokakta bir teste çıktım. İlk turlarda sıkıntı yok açıdan dolayı arabanın kullanımı aşırı rahatlamış durumda artık bende spin atamayanlar grubundanım (sanıyorum). Direksiyon ufak ufak takılıyor ama onu da kafama takmıyorum nede olsa pistte hallederim biraz sürüş tekniğimi değiştirir ona adapte olurum diye düşünüyorum.
Geceden arabayı römorka bindirdim, yeni jant lastiğimi hazırladım, yakıt aldım ve azda olsa uyumak için eve gittim.
Artık sabaha karşı yola çıkacağız heyecanlıyım nede olsa ilk defa proje aracımız Nevarla ile uzun yola çıkacağım, hayatımda ilk defa römork üstünde araba çekeceğim, ilk defa Uşak’a gideceğim… İyi ki eşimi benimle gelmesi için kandırdım bu yol çok keyifli olacak gibi gözüküyor, şu güzelliğe bak.
2017 Uşak Drift Festivalinde neler yaşadığımız bir sonraki yazıda takipte kalın anacım….
Bu aracın hazırlanmasında emeği olan abilerim kardeşlerim ablalarım sizleri burada tekrar ifşa etmek istiyorum hepinize çok çok teşekkür ederim, hakkınızı ödeyemem.
Öncelikle eşime, hanım iyi ki varsın, iyi ki beni çekiyorsun!
Murat Özkan birader senin gibi desteğim varken benim sırtım yere gelmez.
Kadir Örs sensiz bunların hiçbiri olmazdı zaten sen kendini bilyon.
Murat Yolcu yeni römorkum ile her yere gideceğim teşekkürler kankacım.
Selim Çağan arada sırada çıkıyon güzel işler yapıyon üptüm seni brocan.
Yunus Aydoğan istemeden kendi elinden gelebilecek işi yapan adamlara bayılırım! Adam zorla yardım ediyor. Helal sana kardeşim.
///SMG Jant Lastik sizden aldığım jant lastik ile çok yol kat edeceğime şüphem yok. Teşekkürler Tacettin Talha Topal! Link ///SMG Jant Lastik: Ahmet Şefik Kolaylı Caddesi 60/A Esentepe/Keçiören Angara 0546 594 80 23
Enkay Boya Emre kardeşim bu güzel boya karışımı için sana özellikle teşekkür ederim. Enkay Boya: Şaşmaz Oto Sanayi Sitesi 2551. Cadde 2571. Sokak No:33 Angara 0312 278 53 73
Tan & Ufuk Uydaş abilerim ve tabiki Jest Reklam firmaları; Stickerlarim sayesinde herkesi şok ettim, manevi desteğiniz ve yol göstermeleriniz sayesinde kendimi geliştirdim iyi ki varsınız.
2017 Uşak Drift Festivaline Hazırlık Çabası Issız bir sonbahar akşamıydı, şöminenin başında ılık sütümü yudumlarken çığıl çığıl bağıran telefonumun sesi ile irkildim. Telefonuma baktım ve arayanın Türkiye'nin en aktif Drift takımı olan…
0 notes