Tumgik
#boşveremiyorum
gritilki · 15 days
Text
Artık düşmanımla tanıştım,
Bizzat kendimmişim.
16 notes · View notes
Herşeyi boşverebiliyorumda kalbimin sancısını boşveremiyorum
6 notes · View notes
1sairbisikletle · 1 year
Text
Meursault'la Konuşmalar 15
Tumblr media
İnternetteki köşene hoş geldin diyerek karşıladı Tumblr beni. Hoş buldum. Bugün 2 Mayıs Salı, bir şeylere başlama günü gurularına göre hiçbir özelliği olmayan bir gün. O zaman benim tumblr'a geri dönüş günüm. Belki devamı gelir belki gelmez bilmiyorum. Şu an iyi moddayım, yazasım da geldi o halde dönelim bakalım sahalara.
Fotoğraflar terapi sonrası şakır şakır yağmur yağarken sokak arasındaki çiçekçiden aldığım erengülleri gösteriyor. Niyetim pembe almaktı ama kalmamıştı, ben de bunlara razı oldum. Nasıl şenerdiler güneşi görünce, nasıl kat kat renk renk ton ton hayran bıraktılar beni belli değil.
Hayat son gelişime kıyasla pek günlük güneşlik sayılmaz ama geceleri uykum geliyor, bu iyi bir gelişme. Kendi kendine gelmiyor, dışarıdan müdahale gerekiyor ama olsun, geliyor sonuçta. Öyle gelmediği günler de oldu.
Şöyle bir sayma baktım da zamanında burada birlikte takıldığımız insanların çoğu çocuklarının günlüğünü tutuyor artık burada. Onlar için güzel benim için kabullenmesi biraz zor bir gerçek. Yine de alışmayı öğrendim böyle şeylere.
İki sene önce bu zamanlar hayatında ilk kez zayıf bir kız olan bir Erva vardı, bugün eski haline dönmüş bir Erva var. Bununla da yaşamayı öğrendim, dünyanın sonu değil ya ile çirkinliğin katmanlarına bakış arasında gidip geliyorum ama olsun. Bir kere veren yine verir diyorlar, belki bir gün.
Bu ara iyi giden nadir şeylerden bir diğeri kitap okumaya başlamam. Uzun bir süre hiçbir şeye heves bulamadığım için okumayı da bırakmıştım. Yılbaşından hemen önce nasılsa aniden bir istek geldi, okumaya döndüm. Şimdi keyif için, canım istedikçe okuyorum bir şeyler. Bazen -insaflı konuşursam bazen gerçekte çoğu zaman- bir görev bilinci yokluyor, hiç okumadım bu ara oluyorum sonra diyorum ki amaaan boşver. Boşveremiyorum ama olsun, demesini öğrendim ya yapmasını da öğrenirim bir gün.
Bugün aslında baya baya kötü başlayan ve öyle devam eden bir gündü ama şu an niyeyse pek relaxım. Bundan faydalanıp işin gücün başına döneyim çünkü hayatın gerçekleri.
Şimdilik bu kadar Meursault. Bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum. O zamana dek, au revoir.
Bir şarkı
youtube
5 notes · View notes
Text
Boşver! diyemiyorum. Artık boşveremiyorum sevgili! Her düşündüğünü, her istediğini yazamamak ne kötü şey. İçim dolu, dolu. Boşalamıyorum. Kalbimin kanıyla kalbim boğulacak gibi...🎶
6 notes · View notes
balamirkagann · 2 years
Text
Yirmi iki yaşındayım içime çöken içimi yakan mahveden bir ömür sürüyorum şimdi bilmiyorum nereye kadar gider bilmiyorum nereye kadar yaşarım tek bildiğim savaşmak vicdanımı Rabbime emanet ettim ama ne zaman bir uğraş içinde olmasam hep aynı yerden yakalanırım acıya bilmiyorum kaburgalarımdan hissediyorum bazen bu ağırlığı ve neydi beni yok eden bu kadar büyük bu kadar zahmetli olan yaşlanıyorum ve canlı renkleri sevmiyorum kabuğuma çekiliyorum işe gidiyorum eve geliyorum kitap kahve sigara uyanıyorum kahve sigara bilmiyorum herkes gibi olamadım boşveremiyorum şerefsizlik bana göre değil tutturamıyorum üstelik yalan beceremediğim için hemencecik yakalanıyorum neyse işte oydu buydu.
1 note · View note
fairrytopiia · 1 month
Note
Ben biraz takıntılıyım boşveremiyorum ya
ben sinirli biryimdir
0 notes
fersude · 7 years
Text
beni bu mükemmeliyetçi damarım bitiriyor😣
10 notes · View notes
livianadelaluna · 2 years
Text
Birşeyleri boşveremiyorum
İnsanları kıramıyorum
Ve günün sonunda hep ben kaybediyorum..
10 notes · View notes
nazlimsiblog · 2 years
Text
Artık boşveremiyorum
18 notes · View notes
efsunkara · 2 years
Text
Boşveremiyorum
4 notes · View notes
betelgeus · 4 years
Text
bazı şeyleri kafamda o kadar büyütüyorum ki bana zarar verdiğini bildiğim halde boşveremiyorum
20 notes · View notes
semantin · 4 years
Text
Deli gibi uykum var. Gözümü kapatıyorum. Yüzün beliriyor. O olabildiğince iştenliğinle gülümsüyorsun bana. Şu günler geçsin, bi arayıp konuşayım diyorum. Olayların aslını sorayım. Üzülme, takılma diyeyim. Sonra acı gerçek aklıma geliyor. Kalıyorum. Dua ediyorum. Ağlıyorum. Giderek yaşanmaz bir dünyaya uyanıyoruz her sabah. Saman alevi gibi bir kaç güzel habere, gönlümüzü titreten bir kaç türküye ve kitaplara sarılmaktan başka bir şey kalmadı elimizde. Yine de ve her türlü kokuşmuşluğa, bozulmaya, çürümeye direnecek olan sevgidir. Eminim şu olanları anlatsam, boşver, sevmekten vazgeçme diyeceksindir. Boşveremiyorum ama sevmekten vazgeçmeyeceğim. Sözüm söz.
01.40
13 notes · View notes
bosgezeninbosgulugu · 4 years
Text
asla boşveremiyorum öyle bi özelligim yok yani
24 notes · View notes
belkidebirharfimben · 4 years
Text
Düşünüyorum o halde birşeyler yarım
Sana da öyle gelmiyor mu arkadaşım: Yarım bırakılmış cümleler gibidir hayatımız. Tamam değil sanki. Bir sancı gibi hissedilir yoksunluğumuz. Boşluğunu kalem dolduruyor. Amel dolduruyor. Gaflet dolduruyor. İmtihan da sanki bu boşluktan doğuyor. Yani ‘tamam olmaya çalışmak’ aslında şu yaşamak. 
Hep bir yanımız eksik. Hep bir yanımız arayışta. Hep bir yanımız tamamlanışta. 'Tamam' diye birşey yok belki de şu dünyada. Haberi var da kendisi yok yani. Varlığı sezdirilmiş, kendisi sevdirilmiş, ama vücudu elde edilmemiş. Hani eskiden sorular olurdu şöyle: "(...) cümlesinde (...) yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?" İşte öyle boş bırakılmış yerleri var hayatımızın. Yarım bırakılmış gibiyiz içimizde bir yerde. Bu yüreğin yarısı nerede? Neden herşeyden sonra bir ‘sonra’ var?
Her insan kalbinde bir karadelikle yaratılmıştır arkadaşım. "Ve kalpler ancak Allah'ın zikriyle mutmain olur." Oraları da doldurmak bizim işimiz. Bunu ya fiille yapacağız yahut hakkında düşünerek. Derinleşerek. Yahut da pişman olarak. Veyahut şükrederek. Anlamlandıkça boşluklar dolacak. Yarımlıklar azalacak. Düşünüyorum o halde birşeyler yarım. Pişmanlıksa şükrün kardeşidir. Karavanasıdır. Abisini ıskalarsan kardeşine muhtaç olursun. Cennet birinin ülkesidir, cehennem diğerinin.
Eylemeyi seçenlerin hızını yetişemem. Denedim sahiden. Daha gençken. Daha hiçbir ölüm yamacıma isabet etmemişken. Babamı gömmemişken henüz. Denedim. Elimden gelmiyor. Durgun yaratılmışım. Yeterince çabuk olamıyorum. Güzel cevaplar aklıma hep geç geliyor. Yeterince sıkı tutamıyorum. Yeterince isteyemiyorum. Yeterince boşveremiyorum boşlukları. Sarhoş olamıyorum. Hırsım 'yeterince' olmuyor. Öfkem 'yeterince' boğmuyor. Âşık da olamıyorum kusurlara körleşip. Dünyada körleşemiyorum. Dünyaya da körleşemiyorum. Biraz gaza gelip hızlanayım desem en evvel ben korkarım. Bir ilaç kutusunu açtığımda önce yanetkilerine bakarım. Şoförlüğüm olmadığı halde şoförlerden fazla heyecanlanırım ön koltukta. Sınırlarımın müptelasıyım anlayacağınız. Onları aşmadığım belirginken rahatlarım. Sınırlarım güvenliğimdir benim.
Çılgınlık istidadım yok. Arabada fren, trende imdat kolu, insanda vicdan, cümlede 'acaba' gibiyim. O zaman benim işim bu boşlukları kalemimle doldurmak. Durmak benim işim. ‘Acaba’ demek. Aşağıda bir sürü kelime var zaten beni bekleyen. Mazi kelimeler torbası. Mazi olaylar hazinesi. Mazi yaralarımın haritası. Elimi uzatıp bir tane çekmem yeterli. Tombala! İşte bir boşluk daha doldu sayemde. Sadece zamanı doldurmakla kalmadım, bugünü anlamlandırmış da oldum böylece. Varoluşum manaya dönüştü. Bugün, yarın, dün birbirinin şerhi. Kitap içinde bu göndermeler doğal. Fakat bir kitap yalnız kendi içinde atıflarla yürümez ki! Delili kendisi olanın davası nedir?
İlla bir gayba ihtiyacımız olacak. Gayba, yani kitabın dışından bir atfa, doğru için gereken ikinci noktaya. Vahiy ve sünnet bize bu zenginliği sağlıyor. Kendi kitabında/kendiliğinde boğulmuşlara sunulan bambaşka bir kitap. Öte kardeşlik. Öte düş. Öte destek. Öte vücud. Kalıplarına sığmayan, sokamadığın, keşfe çıktığın. Sınırlarından sıkılmışlara bir sınırsızlık ümidi. Bir rüya uykuna kıyasla. Bir uyanış uyanıklığına misalle. Bu âlemden değil. Sende olmayanı ondan alarak 'sana dair olanı' zenginleştirebilirsin. Oradan aldığın manaları boşluklarına serpiştererek yeni bir kitap olabilirsin. Kendi kendine kalmak zorunda değilsin arkadaşım. Duvarları senden zindanı aşabilirsin.
Değişebilirsin. En güzeli bu. Değişebilirsin! Vahyin verdiği ümit 'Bundan ibaret olmadığındır' önce. Ki bu bile yetmez mi kıymetini bilmeye? İbaret olmamak, gayba iman etmek, ötenin ve ötekinin varlığı, beka ümidi. Ümitlerin nihayeti-bidayeti, annesi ve çocuğu, öncesi-sonrası, sonsuzluk ihtimali. Hepsi lazım bize. İnsanız çünkü insan. Yani bu dünyadan olmayan. Dünyaya düşmüş ilk uzaylı. Cennetli. Bu dünyadan ibaret olmamalıyız. Boşluklarımızı ancak bu 'aşkınlık' teselli ve tedavi eder işte.
Ah, arkadaşım, sana yeterli cevapları sunamadım. Yarımdan hangi tamlığı beklersin ki! Fakat şöyle birşey yapabilirim. Sana mürşidimin bana ‘yarımlığımın şifasını’ öğrettiği o yeri aktarabilirim. Hissen varsa dinle. Dinleneceğin varsa hisselen:
"İhtiyarın cüz'î ise, kendi Mâlikinin irade-i külliyesine işini bırak. İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlakın kudretine itimat et. Hayatın az ise, hayat-ı bâkiyeyi düşün. Ömrün kısa ise, ebedî bir ömrün var, merak etme. Fikrin sönük ise, Kur'ân'ın güneşi altına gir, imanın nuruyla bak ki, yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur'ân birer yıldız misillü sana ışık verir. Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor. Hem hadsiz arzuların, makàsıdın varsa, onları düşünüp muztarip olma. Onlar bu dünyaya sığışmaz. Onların yerleri başka diyardır ve onları veren de başkadır."
7 notes · View notes
mysphile · 4 years
Text
boşveremiyorum
6 notes · View notes
anlatbanaguzelim · 4 years
Text
Hani insanlar boşvermişlikle her şeyi kafaya takmak arasında mekik dokurlar ya işte ben de her şeyi boşveriyorum sen hariç seni bir türlü boşveremiyorum
7 notes · View notes