#bitki morfolojisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Uludağ Soğanı
Uludağ Soğanı
#AlerjikReaksiyonlar, #AlternatifTıp, #Antioksidan, #BağışıklıkSistemi, #BitkiMorfolojisi, #BitkiYetiştirme, #Çay, #DoğalYayılım, #EndemikBitki, #EndemikBitkiler, #GelenekselKullanım, #KanTemizliği, #KanserKoruması, #Krem, #SağlıkFaydaları, #Şurup, #TıbbiBitkiler, #Türkiye, #UludağSoğanı https://is.gd/pr93F8 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/uludag-sogani/
Uludağ soğanı, Türkiye’nin en önemli endemik soğan türü bitkilerinden biridir. Uludağ, Kaz dağları ve Bolu’da doğal olarak yetişir. Ülkemizde 1300-2800 metrelerde yayılım gösterir. Yüksek dağlık bölgelerde yetişir ve yaz aylarında çiçek açar. Soğanı yenilebilir ve bazı kültürlerde tıbbi amaçlar için kullanılır. Kuzey Anadolu dağlarında yaygın olmakla beraber, ilk olarak Uludağ’dan toplandığı için bu ismi almıştır.
MORFOLOJİ
Uludağ Soğanı (Allium olympicum), çok yıllık bir bitkidir. Yaklaşık 20-30 cm uzunluğunda ve 3-5 cm genişliğindeki yumru kökleriyle toprak altında beslenir. Yaprakları 2-3 adet uzun, dar ve boğumlu olarak sıralanır. Çiçekleri, 50-60 cm uzunluğunda, dik bir sapın ucunda küçük beyaz çiçekler şeklinde oluşur. Her çiçek, 6 yapraklı bir çanak ve 6 dişi taşır. Bitkinin meyveleri küçük kapsüllerdir ve siyah renkli tohumları barındırır.
Yetiştiği Şehirler : Bolu, Bursa, Eskişehir, Giresun, Kastamonu, Kütahya, Ordu
Ayrıca, bitkinin kökleri de oldukça önemlidir ve yer altında bulunurlar. Bu yumru kökler, yuvarlak, düz veya hafifçe kıvrılmış şekilde olabilir. Köklerin dış yüzeyi sarımsı-kahverengi renkte ve kabuklu bir yapıdadır. Bitkinin genel morfolojisi, doğal ortamında üstün kalabilmesi için uyumlu bir yapıya sahiptir.
Uludağ Soğanı Özellikleri
30-50 cm boyunda, soğanlı bir bitkidir.
Soğanı beyaz renklidir.
Çiçekleri beyaz renklidir.
Mart-Nisan aylarında çiçek açar.
Soğuk iklimlerde yetişir.
Uludağ Soğanı Faydaları
Kanı Temizler: Uludağ soğanının içerdiği bileşenler, kanı temizlemeye yardımcı olabilir.
Kansere Karşı Koruyucu Etki: Bazı araştırmalar, Uludağ soğanının kansere karşı koruyucu etkileri olabileceğini göstermektedir.
Antioksidan: Uludağ soğanı antioksidanlar bakımından zengindir ve vücudu serbest radikallere karşı koruyabilir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Bitkinin tüketimi bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
Sindirim Sistemini Düzenler: Uludağ soğanı, sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olabilir.
Kalp Sağlığını Korur: Araştırmalar, bu bitkinin kalp sağlığını koruyabileceğini öne sürmektedir.
Uludağ Soğanı Geleneksel ve Kültürel Kullanımı
Türkiye’de geleneksel mutfaklarda ve alternatif tıp uygulamalarında kullanılır. Yemeklerde lezzet verici olarak kullanıldığı gibi, bazı kültürlerde tıbbi amaçlar için de değerlendirilir. Özellikle bitkinin soğanı, yemeklerin tatlandırılmasında kullanılırken, bitkinin diğer kısımları çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılabilir.
Uludağ soğanı soğanı, çay, şurup ve krem şeklinde kullanılabilir.
Çay, soğanın ince dilimlenip kaynar suda demlenmesi ile yapılır.
Şurup, soğanın ince dilimlenip şekerle kaynatılması ile yapılır.
Krem, soğanın ezilmesi ve krem haline getirilmesi ile yapılır.
Yan Etkileri
Uludağ soğanının bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini unutmamak önemlidir. Yan etkilerinden kaçınmak için dikkatli kullanılması gerekir. Bu nedenle, herhangi bir bitkisel ürünü kullanmadan önce bir sağlık profesyoneliyle görüşmek önemlidir. Çeşitli faydalara sahip bir bitki olsa da, herhangi bir tedavi planına başlamadan önce bir uzmandan tavsiye alınmalıdır. Bu nedenle, kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilir. Uludağ soğanı, çeşitli faydaları olan bir bitkidir.
#alerjik reaksiyonlar#alternatif tıp#antioksidan#Bağışıklık sistemi#bitki morfolojisi#bitki yetiştirme#Çay#doğal yayılım#endemik bitki#Endemik bitkiler#geleneksel kullanım#kan temizliği#kanser koruması#krem#Sağlık faydaları#Şurup#Tıbbi bitkiler#türkiye#Uludağ soğanı
0 notes
Text
Temel Biyoloji 2021 Final Deneme Sınavı -1
Temel Biyoloji 2021 Final Deneme Sınavı -1
Temel Biyoloji 2021 Vize Deneme Sınavı -1 Temel Biyoloji 2021 Vize Deneme Sınavı -1 Bitkilerin iç yapısını ayrıntılı bir şekilde inceleyen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? a) Bitki Sistematiği b) Bitki Fizyolojisi c) Ekoloji d) Bitki Morfolojisi e) Bitki Anatomisi Cevap : e) Bitki Anatomisi Bitkilerin kök, gövde ve yan dallarının ucunda bulunup büyümeyi sağlayan yapılar hangisidir? a)…
View On WordPress
0 notes
Text
Delta Oluşumu ve Gelişimi Hakkında Bilgiler
Bir deltanın oluşumu ve gelişiminin bağlı olduğu parametreler
Kıyı morfolojisi, kıyı çizgisinin durumu ve şelfin eğimi,
Gel-git periyodu
Dalgaların ve akıntıların kuvveti ve yönü,
Denizin derinliği (Deltaların çoğu sığ sularda gelişmiştir),
Tortulaşma ve deniz yüzeyindeki yükselme oranları gibi faktörler tarafından kontrol edilmektedir.
Delta nedir?
Düşük alana sahip, düz arazi ve üçgen, şeklinde olup denize girmeden önce birkaç kol ile dışarı doğru nehiri böler ve yayılır.
Delta nasıl oluşur?
Delta nasıl oluşur?
Deltalar olarak biçimlenecek o sulak olan nehirler kendini boşaltarak suyu başka bölgeye ve tortu su oluşturan bir okyanus gibi, göl veya başka bir nehire yönlendirdiği süreçler bütünüdür. Çok nadir de olsa deltalar karaya da suyu boşalabilir. Bir nehir ağzına yaklaştıkça veya sona erdiğinde daha yavaş hareket eder.
Deltanın oluşma süresi
Bir delta Mississippi Nehri büyüklüğünde olacaksa birkaç bin yıl kadar süreye ihtiyaç vardır. Bu oluşum süreci nedeniyle delta jeolojik zamanda kontrol edilir. Bir delta, nehrin birçok ağzı veya çıkışı ile denize girdiği veya denize aktığı yer olarak bilinir.
Deltaların zamanla değişimi
Deltaların zamanla değişimi
Zaman içerisinde, şekli delta olan bölge değişime uğrayarak okyanus dalgalarının batırılması ve habitatları küçülen uzak kıyı şeridi de oyma gibi önemli ölçüde değişime maruz kalır. Su baskınını körfezde tutmak için mühendisler nehir boyunca barajlar ve setler inşa eder.
Doğal kuvvetlerin delta değişiminde rolü
Bir nehir denize veya bir göle aktığında bir delta oluşur. Nehir gibi alanların taşıyan bölgelerin geçirdikleri kısmi ayrışma ve erozyon doğal kuvvetlerin değişmesinde rolü bulunur. Bunların basit ürünleri nehre düşen veya nehir duvarlarından kazınan kayalar, toprak ve kumlardır.
En çok karşılaşılan delta tipleri
Üç ana delta türü vardır. Bunlar; kavisli, kuş ayağı ve sivri uçlu delta tipleridir. Kavisli delta tipi, yelpaze şeklindeki deltalardır. Bölgenin daha geniş kısmı suya bakmaktadır. Bu tip deltada nispeten iri çökeltiler oluşur.
Dünyanın en büyük deltası nedir?
Ganj Deltası
Bangladeş’in güney Asya bölgesinde ve Hindistan’da dünyanın en büyük deltası olan Ganj Deltası dünyanın en büyük deltasıdır. Bengal Körfezi boyunca yaklaşık 350 km genişliğindeki delta ovası Ganj, Brahmaputra ve Meghna nehirlerinin birleşmesiyle oluşur.
Neden bütün nehirler Delta oluşturmaz?
Tortu olarak gel-git akıntıları, çok güçlü olamaz. Şayet olursa suyun hızlı olmasıyla deltayı oluşturacak proseslerin nehir yataklarında yıkılmasına sebep olur. Çünkü bunun için nehir gerekir ve nehir içindeki tabakalara yeterli çökeltiyi taşımasıyla deltaları zamanla oluşturur. Tabi bu durum alüvyon nehir deltasını oluşturmak için gerekli proseslerdir.
Deltaların insan ve doğa için önemi
Deltaların insan faaliyetleri, balıklar ve vahşi yaşam için en büyük önemi, karakteristik yüksek verimli topraklarında ve yoğun, çeşitli bitki örtüsünde yatmaktadır. Deltalar bu nehirlerin en alt kısmı olarak bulunmaktadır. Bir nehrin akışının yavaşladığı ve tortu bakımından zengin kuru alanlar ve biyoçeşitli sulak alanlar oluşturmak için yayıldığı yer elbette ki, bu deltalardır.
Delta ovaları nerede bulunur?
Delta ovaları nerede bulunur?
Deltalar büyük ölçekli tarımı destekleyebilir ve en büyük antik uygarlıklardan bazılarını sürdürmüştür. Mısır’daki Nil deltası, Çin’deki Yangtze deltası ve Hindistan ve Bangladeş’teki Ganj Brahmaputra deltası birkaç örnektir.
Delta neden üçgen şeklindedir?
Çoğu deltalar kabaca üçgen şeklindedir. Çünkü nehirler durgun bir su kütlesine ulaştıklarında yavaşlar ve genişler. Delta çökeltilerinin ortasında daha küçük akarsulara ayrılırlar.
En ünlü deltalar hangisidir?
Akdeniz’deki Nil deltası, Meksika Körfezi’ndeki Mississippi deltası, Bohai Denizi’ndeki Sarı Nehir deltası ve Bengal Körfezi’ndeki Ganj Brahmaputra deltası en ünlüler arasında yer alıyor.
Delta Oluşumu ve Gelişimi Hakkında Bilgiler
0 notes
Text
Huş Ağacı Nedir? – Özellikleri Nelerdir?
Gümüş huş ağacı olarak da adlandırılan huş ağacı farklı türlere sahiptir ve ana 2 türü olduüu bilinmektedir. Neredeyse tüm Avrupa’ya ve Küçük Asya’da görmenin mümkün olduğu bu ağaç türü bazı alanlarda çok daha fazla kullanılmaktadır. Tüylü huş ağacı aynı zamanda Avrupa’nın çoğunda ve Kuzey Asya’da görülür ve İzlanda’da da aktif olarak görülmektedir. 2 ana tür olarak farklılık göstermektedir.
Her iki huş türü de İskoçya’da oldukça fazla yaygın görülür, gümüş huş esas olarak iyi drene edilmiş, kuru topraklarda ve daha ıslak yerleri tercih eden tüylü huş ağacına oranla daha fazla görülmektedir. En azından İskoçya’da gümüş huş ağacı olarak adlandırılan tür çok daha fazla görülmektedir.
Huş ağacı, çam (Pinus sylvestris) ve meşe ormanları (Quercus spp.) ve benzer birçok farklı ormanda boy göstermektedir. Ağaçların sayı bakımından daha fazla olduğu ormanlar bulunmakta olup, özellikle de bazı ormanlarda daha fazla olmasının sebebi ise insanların daha fazla sayıda ağaç dikmesinden ve aynı tür fidanlar dikmesinden kaynaklanmaktadır.
Huş Ağacı Nedir?
Huş ağacı Betulaceae familyasına ait yaprak dökenler grubuna dahil olan bir ağaçtır. Dünyada ılıman iklimde yetişen yaklaşık 60 farklı huş ağacı türü olduğu bilinmektedir ve bu türlerin farklı bölgelerde yaşadıkları, bazı bölgelerde farklı türden olan huş ağaçlarının yaşamadıkları bilinmektedir.
Huş ağacı, kaliteli bir görünüm ve daha uzun ömürlü olması için iyi bir güneş, nem ve iyi bir toprak ihtiyacına sahiptir. Eğer bu 3 etken yok ise huş ağacından verim alınması da pek mümkün olmayacaktır. Çok soğuk olan İskandinav ülkelerinde yetişebilecek ağaç türlerinden bir tanesi olmadığı bilinmektedir ve bu yönüyle özellikle de daha çok ılıman bölgelerde yetiştirilmektedir.
Genellikle göl ve nehirlerin yakınında yetiştiği bilinen huş ağacının daha çok Avrupa ülkeleri ve Asya’da yetişmesine rağmen Türkiye’de de bilinen türleri yetişmektedir. Türkiye ılıman bir iklime sahip olmasından dolayı özellikle bazı illerde huş ağacının daha kolay bir şekilde ve daha başarılı olarak yetiştirilebilecek olduğu belirtilir.
Huş, öncü tür olarak bilinir, çünkü tahrip edilmiş olan doğal ortamlarda kısa süre içerisinde eğer yeterli gereksinim var ise yetişebilir. Özellikle Japonya gibi ülkelerde ormanların tahrip edilen bölgelerinde kısa süre içerisinde huş ağacının yetişebilecek olduğu bilinir. Bu bitki esas olarak süs morfolojisi ve yüksek kaliteli ahşabı nedeniyle yetiştirilmektedir ve endüstriyel olarak çok sayıda mobilya firması tarafından aktif olarak kullanılmakta ve bu üründen üretilen mobilyaların çok ama çok daha kaliteli ve daha uzun ömürlü oldukları bilinmektedir.
60 huş türünden 11’i esas olarak habitat tahribatı ve çeşitli mantar hastalıkları nedeniyle ‘tehlike altında olan ağaç türleri’ arasında yer almaktadır.
Huş Ağacı Fiziksel Görünümü
Her iki huş ağacı türü de son derece hızlı büyür ve kısa süre içerisinde bu büyümenin etkileri görülebilir. Ortalama olarak gümüş huş ağacı 30 metreye kadar bir yüksekliğe ulaşabilirken, tüylü huş ağacı nadiren 21 metreyi aşabilmektedir. Öncü türler olarak, kısa ömürlüdürler, tipik ömürleri 60 ila 90 yıl arasında sınırlıdır, ancak bitki ve ağaç uzmanları bazı huş ağaçlarının bölgenin yapısı ve diğer doğal sebepler dolayısı ile 150 yıla kadar yaşayabildiklerini belirtmektedirler. Bunun sebebi olarak ağacın türü, bakımı ve diğer sebepler gerekçe gösterilirken, özellikle doğal çevreye uyumun bu yönden çok önemli olduğu belirtilmiştir. Ağaçlar incedir, gövdeleri normalde 40 cm’yi geçemeyecek kadar genişliktedir. İnce ama uzun bir yapıya sahip olan huş ağacı özellikle de dar alanlarda dikilebilecek ağaçlardandır.
Görece daha az yaşa yıldır aktif olan huş ağaçlarında kabuk kırmızımsı kahverengi rengindedi,r, ancak olgunlaştıkça bu durum tam tersi olarak kül grisi gibi beyaz renge dönüşür ve buradan ağacın yaşlı olup olmadığını anlamak çok daha kolay olabilmektedir.
Huş ağaçları özellikle çok uzun yaşamadıklarından yaşlarını tahmin etmek daha kolaydır. Özellikle 100 yaşın çok daha fazla üzerinde olan 130-150 yaşında olan huş ağaçlarının fiziksel görüntüsünden kaç yaşında olduklarını anlamak mümkün olabilmektedir. Doğabilimciler, özellikle de bu ağaçların çok sayıda faydasının olduğunu, geçmişte daha fazla sayıda olduğu düşünülen bu ağaçların fiziksel görünümlerinin yıllar öncesine göre az da olsa değişim göstermiş olabilecek olduğuna inanmaktadırlar.
Huş ağacı birçok ağaç gibi yaprak döker ve bahar aylarında yeniden tomurcuklanır ve yeniden renkli bir görünüme sahip olur. Yağmur yağdığı zaman yaprakların rengi daha farklı görünüme bürünür ve kısa süre içerisinde bu renk değişimi yeniden bozulur.
Yeni yapraklar Nisan ayında ortaya çıkar ve ilk önce parlak yeşil renge sahiptir, rengi bir veya iki hafta sonra daha koyu bir yeşile dönmeye başlar ve bu yeşil renk değişimi gözle görülebilecek kadar belirgin olmaktadır.
Renk Sonbaharda sarı veya kahverengiye dönmeye başlar ve don soğuklardan sonra huş ağacının renkleri daha koyu hale bürünmeye başlar.
Gümüş huş ağacı yaprakları genellikle donuk veya kahverengimsi olan tüylü huş ağacından daha parlak bir sarıya dönüşme eğilimine sahiptir.
Yapraklar Ekim ayının sonunda veya Kasım ayı başlarında dökülmeye başlar, ancak bu daha erken olabilir ve İlkbaharda yeniden yapraklar açmaya başlar ve renk döngüsü yine her sene tekrar eder. Bu renk değişimi bazı bölgelerde daha erken veya daha geç olabilmektedir.
İki tür, yaprakları ile ayırt edilebilir, tüylü huş ağacınınkiler gümüş huş ağacından daha yuvarlaktır ve gümüş huş ağacı yapraklarındaki çift dişli görünüm sırasının aksine yaprak kenarında tek bir diş görüntüsü vardır. Bu diş ifadesi aslında keskin yapıyı ifade eder, bunu hemen anlamak mümkündür ve ağaçlar ile ilgili en ufak bir bilgisi olmayan bir insan bile hangi tür olduğunu rahatlıkla anlayabilir. 1 keskin görünüm veya 2 keskin görünüm arasındaki farkı anlamak son derece kolay olmaktadır.
Ayrıca, gümüş huş ağacında küçük beyaz lekelere sahip olan dallarıyla da bilinir, tüylü huş ağacındakiler küçük tüylerle kaplı olabilir ve bu 2 tür arasındaki soru işaretlerini gidermede son derece etkili bir fiziksel görünümdür.
Tüylü huş ağacı daha dik yapraklara sahiptir ve bu yönüyle kendisini belli eder. Gümüş huş ağacı ise tam tersi daha normal görünüme sahiptir.
Huş Ağacı Hakkında İlginç Bilgiler
Huş ağacı ortalama olarak 30 metre, bazen biraz daha uzun boyutlara ulaşabilen bir ağaç türüdür.
Huş ağacının 2 farklı türde yaprakları vardır ve 1 dişli ya da 2 dişli görünümdedir.
Huş ağacı daha çok ılıman olan iklimlerde yetişmektedir.
Yaprakları yaşına oranla daha farklı koyun renkte ve açık renkte olabilir. Bu ağacın yaşının belirlenmesinde etkili bir fiziksel görünümdür.
Huş ağacının yol kenarlarına dikilmesi veya benzer otoyol kenarlarında yetişmesinin doğru olmadığı bilinmektedir. Bunun sebebi olarak kökünün çok daha fazla yayılgan olması ve otoyol gibi yerlerde altyapıya zarar vererek kazalara bile sebep olabilecek olmasıdır.
Tomurcukların en belirgin olduğu türler daha çok iyi yetişmiş olan türlerdir. Bir huş ağacı ne kadar iyi yetiştiyse o kadar daha iyi görünüme sahiptir.
Huş ağacı, her yıl yaklaşık 1 milyon tohum bırakabilen “samara” adı verilen meyve üretir.
Huş ağacı tohumları ve kabuğu, tavşan, geyik, bazı sürüngenler ve kuşlar ile uçan diğer türler için ve orman hayvanları için besin kaynağı oluşturmaktadır.
Huş ağacının ahşabı mobilya, oyuncak, basketbol sahası, kapı ve kano imalatında kullanılır. Kağıt Ağaç Huş ağacı kağıt üretiminde kullanılır.
Huş ağacının odunu son derece yanıcıdır. Islakken bile yanabilecek kalitede olan bu odun dolayısı ile daha çok mobilya yapımında aktif olarak kullanılmaktadır. Huş ağacının odunundan yapılan ürünler özellikle Asya bölgesi ülkelerinde çok daha fazla yüksek fiyatlara satılmakta olup, çok fazla tercih edildiği bilinmektedir.
Asya’da bazı satıcıların mobilya ürünlerinde sadece huş ağacı odunu kullandıkları ve mağaza adlarının huş ağacının ifadesi veya görseli ile oluşturulduğu bilinmektedir. Bu mağazaların özellikle Asya bölgesinde olmasının sebebi olarak ağacın bu bölgelerde yaygın olması gerekçe gösterilmektedir.
Huş ağacının farklı bölgelerinden elde edilecek olan doğal maddeler sabun, şampuan ve diğer kozmetik ürünlerin yapımında da aktif olarak kullanılmıştır. Daha çok kozmetik olarak sabun ve şampuan gibi ürünlerde kullanıldığı bilinir.
Kabuk, ilaç endüstrisinde kullanılan betulin ve betulinic asit gibi maddeleri içerdiğinden ötürü özellikle sağlık sektöründe de bu ağacın öneminin son derece büyük olduğu bilinir. İlaç dünyasının bazı bölgelerde bu ağacı ilaç üretimi için yetiştirttiği ve bunun için her yıl milyonlarca dolar değerinde ödemeler yaptığı biliniyor. Kabuk kısmında yer alan maddelerin doğal olması ve bunun direkt olarak insan sağlığı için mide ağrısı gibi durumlarda doğal bir ağrı kesici olarak kullanılabildiği biliniyor. Ayrıca, ıslatılmış kabuk kısmının kırık kol için sallanmayı ve hareket etmeyi önleyebilecek sertlik ve kalitede olduğu biliniyor.
Huş ağacının poleni, kuzey yarım küredeki saman nezlesi vakalarının %15 – 20’sinden sorumludur.
Huş ağacı yaprakları Finlandiya’da çay yapma sırasında fabrikada aktif olarak kullanılmaktadır. Bazı insanlar bu ülkede ağaç kabuklarını çay bardaklarının yanında da aktif olarak kullanmakta, hatta süs olarak Finlandiya’da huş ağacı kabuklarından yapılan doğal ürünler bulunmaktadır.
Huş şurubu olarak da adlandırılan bir şurup türü özellikle alkol yapımında tatlandırıcı olarak da aktif olarak Kuzey Avrupa, Rusya ve Çin’de kullanılmaktadır. Bu ülkelerde kullanılan bu şurup aynı zamanda alkollü içkilere de katılmakta ve bu sayede doğal olarak tadı değiştirilebilmektedir.
Bazı huş ağacı türlerinin 200 yıla kadar yaşadığı daha önce ifade edilmiş gerçek bilgilerdir.
The post Huş Ağacı Nedir? – Özellikleri Nelerdir? appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/hus-agaci-nedir/
0 notes
Text
Botanik Bilimi Nedir ? | Botaniğin Tarihçesi ve Öncüleri
Botanik Bilimi Nedir ? | Botaniğin Tarihçesi ve Öncüleri
Botanik Bilimi Nedir ?
Botanik, bitkiler üzerinde araştırmalarda bulunan bilim dalıdır. Bir diğer deyişle bitki bilimdir. Botanik bilimi, tüm canlı varlıkları inceleyen biyolojinin bir dalıdır. Çok geniş bir alana yayılan botanik bilimi kendi içerisinde alt dallara ayrılmaktadır.
Bitki Morfolojisi ve Anatomisi
Her iki bilim dalı da bitkilerin yapısını inceler. Morfoloji bitkilerin dış biçimini,…
View On WordPress
0 notes
Text
<a href=http://www.biyolojisozluk.com/bitki-morfolojisi-divergens/>Bitki Morfolojisi - Divergens</a> - Merhaba arkadaşlar , Öncelikle bu bitki işinde hiç iyi değilimdir baştan söyleyeyim. “Aaaa bunu nasıl bilemezsin!” gibi tepki vermeyiniz Merakım şu; Habu aşağıda gördüğünüz bitki divergensi açısını nasıl ayarlıyor. Nasıl hesaplıyor alttaki yaprak ile...
Bitki Morfolojisi - Divergens Merhaba arkadaşlar , Öncelikle bu bitki işinde hiç iyi değilimdir baştan söyleyeyim. “Aaaa bunu nasıl bilemezsin!” gibi tepki vermeyiniz Merakım şu; Habu aşağıda gördüğünüz bitki divergensi açısını nasıl ayarlıyor. Nasıl hesaplıyor alttaki yaprak ile... Paradox Kaynak: http://www.biyolojisozluk.com/bitki-morfolojisi-divergens/
0 notes