#bilmediğim
Explore tagged Tumblr posts
hosgeldinhuzun · 2 months ago
Text
"Belli bir yaştan sonra insan hep bildiği muhitlerde dolaşmak istiyor."
82 notes · View notes
0303g · 2 months ago
Text
ömrümde hiç yaşamadığım bir his ortaya çıkmaya başladı ne zaman arabayla yolculuk yapsam araba hareket halindeyken içimden bir ses kapıyı aç aşağı atla diyo…… baya tüm yol boyunca bu dürtüyü bastırıyorum, benim psikoloji ya da ruh sağlığı iyice nanay galiba
9 notes · View notes
alisilmisindisinda · 4 months ago
Text
Aklıma şey geldi geçenlerde; millet bunu yurtdışında yapıyormuş farklı ülkeler arasında. Bir site varmış hatta, sen gidiyormuşsun x’in evinde kalıyormuşsun, o da gidip senin evinde kalıyormuş.
Böyle bir şey yapasım geldi Türkiye içi (vize sorunları fak) home office çalışan ya da işsiz güçsüz olup Antalya’ya gelmek isteyenler, ya da direkt yazlığımız, yaylada evimiz var boş duruyor git kal diyeceğiniz bir yer varsa dm me.
8 notes · View notes
confusedbigirl · 2 months ago
Text
Sizce sevgilim kalacak mı gidecek mi ?
3 notes · View notes
tartillo · 1 year ago
Text
O kadar zamandır evden çıkmıyorum ki çok gerildim
13 notes · View notes
queenasker · 4 months ago
Text
Omzuma başını yaslayıp veya omzuna başımı yaslayıp saatlerce seninle hiç konuşmadan gün batımını izleyebiliriz. İstersen bana içindekileri anlatabilirsin, konuşmam sadece dinlerim derdine ortak olurum ama ne sen varsın ne de ben. Bu hiçlikte yuvarlanıp gidiyorum:)
5 notes · View notes
belleepoque7 · 9 months ago
Text
sırtımızı patpatlamayan birileri olmadığı için yine iş başa düştü
3 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Şu gece gece çöken durgunluktan nefret ediyorum
12 notes · View notes
kimmkitsuragi · 1 year ago
Text
en baştan podcastia mı dinlesem yoksa zifiri karanlık mı 🤔🤔🤔
3 notes · View notes
mel-inoe · 1 year ago
Text
sülaledeki (çekirdek aile dahil) her mevzuda ikili oynuyorum. efendi efendi herkesin safında gözüküp karşı tarafın görüşünü güzelce açıklıyorum. herkes herkesle barışacak ama bana ne olur bilmiyorum. mevzularla içsel bir alakam yok, şahsıma gelen yargılar beni etkilemiyor ama buralardan gitmem gerekiyor.
2 notes · View notes
liliyaar · 2 years ago
Text
çok güzel olduğumu söyledi ☺️
4 notes · View notes
isiksuperisi · 20 days ago
Text
gizem, bir geyik başı gibi uzanıyor aramızda.
boynuzlarında senin karmaşan ve sana ait bilmediğim,
bilmek istemediğim onca şey.
buna benzer çözemediğim bir çok şey.
ormanda sarı yapraklar düşmeye başladığı zaman saçlarının arasından,
sarı bir yaprak fosili boynunun tam kenarında.
iki geyik ormanın kuytularında birbirine sarılmış yatıyor,
boynuzları birbirine geçmiş..
kırmızı bir yunusun havada sıçraması olurdu senin gülüşün,
ama gülmüyorsun.
beni boğmak mı istiyorsun?
benim zaten boğulduğumu fark etmiyor musun?
geyiğin boynunda kırmızı bir leke var.
melankolimin tozu alındığında, kanayan bir yürek çıkacak ortaya.
iki geyiğin birbirine geçtiği yerde orman ışığı kırılıyor.
“kalbin ilmini yap.” diyor bir ses.
aortanın kırmızılığı gibi geyiğin boynunda bir kırmızı leke..
geyiğin boynunu tuttuğum zaman elimde kalan pas lekesi
ya da böyle bir şey seni anlamaya çalışmak.
seni sevdiğim zaman kadife tüylü bir geyik ormanda su içiyor
ya da yeşil kadife tüylü bir su akıyor boynuzlarımızın arasından.
dünya tatsızlığı kristalleşirken kimyasal bir çözeltide,
hiçbir şeyi çözemezsin.
bileklerini de kesemezsin.
anti-maddeye kaçmak istersin sadece.
bazen ama bir insanla bir şey olur,
kısa süren bir şey.
iki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi.
bazı insanlarla yıllarca görüşsen de bir şey olmaz.
ormanda bir kuş hızla dönüyordu.
aşık olduğumuz zaman,
yürek denen ormanda bir kuş anormal bir hızla döner
ve kaçmamız gerektiğini söyler bize.
çünkü her şey çok fazladır.
kendi etrafında nefes kesici bir biçimde dönen bir kuş
kendini ve etrafındakileri yaralar.
tehlikedir onun adı.
bunun için aşkı hiç kimse, insanın kendi arkadaşları bile istemez.
kumrular sakindir bir tek.
ben kumru değilim,
sen de.
seninle biz hiç kavga etmeyelim
çünkü geyikler kavga ettiklerinde
boynuzları birbirine dolanır ve ölürlermiş.
gece saat 3:30.
senin için bir şeyler yazmak istiyorum
ama gözlerinin karşılaştığın insanlara
nasıl sevgiyle baktığından başka bir şey gelmiyor aklıma.
içimdeyken bana bakışın bir de.
kumru değiliz biz.
geyiklerin sonu da çok acıklı.
ne kalıyor geriye?
gece 10’a doğru aradın.
birkaç gün sonra dolunay olacağını,
rakı içeceğini ve denize deniz kızları için biraz rakı dökeceğini söyledin.
kıskandırmanın daha zarif bir yöntemi olamazdı.
ama beni daha fazla kıskandırma olur mu?
dayanamam ben buna, taş kesilir boynuzlarım,
içimdeki kuş ölür.
“can you hear me major tom?”
doğuya bakan yüzünle bak bana
ve kalbimin bir porselen gibi olduğunu hiç unutma.
çocuk gibi olduğumu söylemiştin zaten.
çocuk gibi yazdığımı biliyorum bu kitapta.
kırmızı mürekkeple boyanmış bir çocuk başı uyuyor kalbimde,
fosforlu gözleri açıklanamayan şeylerin merkezi gibi.
tıpkı bunun gibi açıklanamayan şeylerin merkezi olsun isterdim bu kitap,
hiç kumru olamamış bir çocuk izini bırakırken onun üstünde,
ararken bir kumru oluş halini.
hayır, saatleri, geyikleri anlatmıyor bu kitap.
bir kumru oluş halini anlatıyor
ya da bir kumru olamayış halini.
bazen bir şey görünür gibi oluyor,
bazen bir şey görünmüyor.
bazen bir şey değişecekmiş gibi oluyor,
bazen bir şey değişmiyor.
bazen beni hep sevecekmişsin gibi oluyor,
bazen hiç sevmemişsin gibi.
bazen bu kitap açıklanamayan şeyleri anlatıyormuş gibi oluyor,
bazen hep açıklanan şeyleri.
bazen bu kitap senin gibi oluyor,
bazen benim gibi.
yani sen beni kumru yapmaya çalışırken benim kumru olamayış halimi.
bazen bu kitap aşk gibi oluyor,
bazen anti-aşk gibi.
hayır, elbette saatleri, geyikleri anlatıyor bu kitap.
insan ilişkilerinden bahseden bir kitap başka neyi anlatabilir ki?
bizim uslanmaz ruhlarımız hiç kumrulaşabilir mi?
suskuyla yan yana oturan iki kumru.
iki sevgili yan yana oturarak uzun süre hiç konuşmadan
yani kumrulaşabilir mi?
hayır, elbette senin aradığın saatleri anlatmıyor bu kitap.
aramadığın onca saatin dehşetini anlatıyor ancak.
ve çocuk gibi olmadığım,
fazlasıyla realist olduğum için tek bir saate doğru ilerliyor:
geyiklerin kavga edip, boynuzlarını açamayarak öleceği saate.
yine de kumru masalını sürdürmeyi deneyecek bu kitap.
çünkü kumru olamaz dediğin anda
aşk da bitiyor kitap da!
daha kavga etmedik.
boynuzlarımız birbirine dolaştı ama sadece ormanda uykuda.
bak hala “major tom” çalıyor pikapta..
*lale müldür
0 notes
ikdlin · 2 months ago
Text
artık kaşlarımı kuaföre aldırmak istiyorum
1 note · View note
berhudar · 8 months ago
Text
IMMMHH EN SEVDİĞİM GÜNEŞLİ PAZAR AKTİVİTESİ!!!
0 notes
kalopcia · 10 months ago
Text
BUGÜN BUZ PATENİNE GİTTİK.
1 note · View note
billkill · 1 year ago
Text
.
0 notes