#bilişsel akademi
Explore tagged Tumblr posts
Text
İyi Bir Okur Nasıl Olmalı: Okuma Bozuklukları ve Çözümleri
0 notes
Text
Kitabın Adı: Hakikat Sonrası Çağ Yazar: Ralph KEYES
“Bir toplulukta efsaneler ve mitler bağlılığa katkıda bulunur. Topluluk bağlarının yokluğunda, bunun tam tersi bir etkisi olabilir: Yalan söylemenin kolaylaştırıldığı ve güvenin değer kaybettiği bir bağlama katkıda bulunur, çünkü kimse neyin efsane neyin gerçek olduğundan emin olamaz.” Hakikatin karşısında “yalan” hiç bu kadar görünür olmamıştı. 2004 yılında yazılan Hakikat Sonrası Çağ isimli Ralph Keyes kitabı bize modern toplumun yalan ve yalancılara nasıl baktığını, yaşadığımız çağda yalanın nasıl değerli görüldüğünü, pragmatist ve postmodernist bakış açıları ile siyaset, akademi, hukuk, psikoloji alanlarında hakikatin nasıl ikinci planda kaldığını anlatıyor. “Bu kitap tüm yalan ve yalancılara karşı bir isyan çığlığı değil. Daha ziyade, gündelik yalanlar, bu yalanların birbirimizle olan ilişkileri ve toplumun genelini nasıl etkilediğine dair bir kaygı ifadesi” Keyes’in kaygıları 19 yıl sonra hangi aşamada? Bunu anlayabilmek için kitabı okumak hatta notlar alıp sosyolojik bakış açısıyla tartışmak gerekir. Günümüzde Keyes’in kaygılarına ne ölçüde katılabileceğimiz tartışmalı olsa da “post-truth” bir çağda yaşadığımız bir gerçekliktir. Bunu en net Amerikan Başkanı Donald Trump’ın “En İyi Yalan Haber Ödülleri”ni anons ederken görebiliriz. Artık yalanlar daha nazikçe söyleniyor. Keyes buna gerçeği örtmek için uydurulmuş muğlak ifadeler diyor. Bunlardan bazıları” Zenginleştirilmiş gerçek, neo gerçek, yumuşak gerçek suni gerçek” gibi ifadelerdir. Modern toplumda bir yalanı söylemek sanki hakikati örtmek değil de yalanı iyi söyleyebilmek hakikatle eşdeğer bir gerçeklikmiş gibi algılanıyor. Keyes yalanın ne şekilde mazur görüldüğünü kitap boyunca vurguluyor. Özellikle iş başvurularında yalan söyleyen kişilere getirilen yorumlar bir zaman sonra şöyle olmaya başlıyor. “İş başvurusunda yalan mı söyledi? Bırakın yapsınlar... Bu onun işi ne kadar çok istediğini gösterir.” “Yalan söyleme ihtiyacı daha fazla sözcük gerektirdi ve bilişsel güçleri genişletti. Yalanlar yumurtlayıp sonra da bunları yutturmak, Homo sapiens beyninin yeni sinapslar geliştirmesini sağladı.” İkinci bölümde Keyes “Yalan Söylemenin Kısa Tarihi” adı altında bizlere yalan söylemenin nasıl bir evrim geçirdiğini anlatıyor. Ayrıca “truth” kelimesini de irdeleyen Keyes kelimenin sadakat, bağlılık ve güvenilirlik gibi anlamlarda da kullanıldığından bahsediyor. Buruda dikkatimizi çekmek istediği nokta, topluluk bağlarını işaret eden bir kelimede olması. Yani “birlikteliğimiz neye bağlı?” dersek, bunun cevabı: bir toplulukta birbirimize olan güvenimize ve birbirimize olan sadakatimize bağlıdır.
2 notes
·
View notes
Text
BUSİAD'da ChatGPT'ye felsefik bakış
https://pazaryerigundem.com/haber/191813/busiadda-chatgptye-felsefik-bakis/
BUSİAD'da ChatGPT'ye felsefik bakış
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Felsefe Kulübü’nün paydaşlığıyla düzenlenen Açık Kapı Toplantıları/Felsefe Söyleşileri 2024-2025 dönemi, “Homeros’tan ChatGPT’ye Bilişsel Ufkumuz” başlıklı söyleşiyle başladı.
BURSA (İGFA) – Moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hızalan’ın üstlendiği söyleşide İstanbul İletişim Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, yapay zeka dönemini, hiper sözlü kültür dönemi olarak tanımladı.
Sözlü kültürden yazılı kültüre geçişte yaşanan bilişsel dönüşümdeki gibi bir dönüşümün eşiğinde olunduğunu kaydeden Prof. Dr. Nalçaoğlu, ChatGPT’nin akademi dünyasında büyük bir paniğe neden olduğunu da kaydetti. Nalçaoğlu, ödevlerini ChatGPT’ye yaptıran öğrencilere, “Kötü yazıyor zaten. Sadece yardımcı olarak kullanın” dedi.
Prof. Dr. Nalçaoğlu, yapay zekanın insan iradesinin erozyonuna neden olduğunu belirterek, “Yapay zeka, otorite içeren, üniversite ve kurumların erimesi, erişim kolaylığı yüzeysellik ve geçicilik getiriyor. Bilgilerin doğru olup olmaması da önemli değil. Gerçek olanla sahte olanın fark edilmemesi demek” diye konuştu.
Yapay zekanın henüz bilinçli olmadığını ya da düşünemediğini de kaydeden Prof. Dr. Nalçaoğlu, “Kafa karışıklığı ve kararsızlık toplumuna doğru gidiyoruz.Ben bu döneme hiper sözlü kültür dönemi diyorum. Sözlü kültürün geçicilik, uçuculuk özelliklerini barındırıyor ama bir farkla hatırlamayı ortadan kaldırıyor. Yeni kültürde, buna okumama kültürü de diyorum, hatırlama özelliği de ortadan kalkıyor.” dedi.
Prof. Dr. Nalçaoğlu ve Prof. Dr. Hızalan’a söyleşi sonunda, “ÇEK Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına adlarına yapılan bağışın sertifikası, BUSİAD Başkan Yardımcıları Veda Girgin Eroğlu ve Tuncer Hatunoğlu tarafından takdim edildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Yüz Yogası Eğitimleri Hakkında
Oyun Terapisi eğitimi, çocuklar ve yetişkinler için etkili bir tedavi ve gelişim yöntemidir. Oyunların terapötik özelliklerinden yararlanarak bireylerin duygusal, sosyal ve bilişsel becerilerini geliştirmeyi hedefler. Oyun Terapisi eğitimi, katılımcılara oyunları nasıl terapistik amaçlarla kullanacaklarını öğretir ve terapi süreçlerinde nasıl rehberlik edeceklerini anlatır.
Masal Terapisi eğitimi, masalların iyileştirici etkisini kullanarak kişinin iç dünyasına erişmeyi hedefler. Masallar, semboller ve metaforlar aracılığıyla bireylerin duygusal zorluklarını anlamalarına yardımcı olabilir. Masal Terapisi eğitimi, katılımcılara masalları nasıl doğru bir şekilde seçip aktaracaklarını öğretir ve bireylerin kendi hikayelerini keşfetmelerine yardımcı olacak teknikler sunar.
Yüz Yogası eğitimi, yüz kaslarını ve ifadelerini kullanarak beden-mind ilişkisini güçlendirmeyi hedefler. Bu eğitim, yüz yogası egzersizleri ve mindfulness tekniklerini bir araya getirerek katılımcılara stresi azaltma, duygusal dengeyi sağlama ve kendine güveni artırma konularında yardımcı olur. Yüz Yogası eğitimi, katılımcılara yüz kaslarını nasıl çalıştıracaklarını ve ifadelerini nasıl farkındalıkla kullanacaklarını öğretir.
Bu terapi eğitimleri, En Akademi tarafından sunulan ve bireylere farklı terapi yöntemlerini öğrenme fırsatı sunan kurslar arasında yer almaktadır. Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Yüz Yogası eğitimleri, insanların zihinsel ve fiziksel sağlıklarını destekleyerek daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmelerine yardımcı olabilir.
0 notes
Text
Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Yüz Yogası Eğitimi
Oyun terapisi, psikoterapi sürecinde çocuklar ve yetişkinler için etkili bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu yöntem, oyunun doğal gücünü kullanarak duygusal iyilik halini teşvik eder ve bireyin kendini ifade etmesine yardımcı olur. Oyun terapisi eğitimi, profesyonellerin bu alanda uzmanlaşmalarına olanak sağlar. Eğitim katılımcıları, oyunun terapötik unsurlarını anlamayı, oyun terapisi tekniklerini öğrenmeyi ve çeşitli zorluklara sahip bireylerle çalışma becerilerini geliştirmeyi öğrenirler. Oyun terapisi eğitimi, bireylerin duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimlerini desteklemekte önemli bir rol oynayan bir eğitim programıdır.
Masal terapisi, masalların hikayelerinin terapötik amaçlarla kullanıldığı bir yöntemdir. Masallar, sembolik anlatım ve metaforik dil kullanarak bireylerin iç dünyasına ulaşmalarını sağlar. Masal terapisi eğitimi, terapistlere bu güçlü aracı etkili bir şekilde kullanma becerisi kazandırır. Eğitim sürecinde katılımcılar, masal anlatma tekniklerini öğrenirken aynı zamanda bireylerin duygusal iyilik hallerini artırmaya yönelik stratejileri geliştirirler. Masal terapisi, stresle başa çıkma, benlik saygısı, ilişki sorunları gibi birçok konuda destekleyici bir terapi yaklaşımıdır.
Yüz yogası, yüz kaslarının egzersizleri ve nefes çalışmalarını içeren bir egzersiz rutinidir. Yüz yogası eğitimi, katılımcılara yüz kaslarını güçlendirme, germe ve rahatlatma tekniklerini sunar. Bu egzersizler, yüzdeki gerginliği azaltır, genç görünümü destekler ve stresin etkilerini hafifletir. Yüz yogası eğitimi, kişilere farkındalık, rahatlama ve pozitif bir beden imajı kazandırma konularında yardımcı olur. Katılımcılar, yüz yogası pratiklerini öğrenirken aynı zamanda kendileriyle daha derin bir bağlantı kurmayı da deneyimlerler.
Bu üç eğitim programı, En Akademi tarafından sunulan kişisel gelişim programları arasında yer almaktadır. Oyun terapisi, masal terapisi ve yüz yogası eğitimleri, bireylerin duygusal, zihinsel ve fiziksel iyilik hallerini destekleyerek daha dengeli bir yaşam tarzı elde etmelerine yardımcı olur. Bu eğitimler, profesyonellerin yetkinliklerini artırmak ve danışanlarına daha etkili destek sunmak için önemli birer kaynaktır. En Akademi'nin sağladığı bu eğitim programları, kişisel gelişim alanında yeni ufuklar açmayı hedefleyen herkes için değerli bir fırsattır.
0 notes
Text
Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Nefes Koçluğu Eğitimi
En Akademi tarafından sunulan Oyun Terapisi Eğitimi, Masal Terapisi Eğitimi ve Nefes Koçluğu Eğitimi gibi eğitimler, psikolojik iyilik halini desteklemek ve kişisel gelişimi teşvik etmek amacıyla önemli bir rol oynamaktadır.
Oyun Terapisi Eğitimi, oyuncaklar, oyunlar ve yaratıcı faaliyetler aracılığıyla terapi sürecinde çocukların duygusal, sosyal ve bilişsel becerilerini geliştirmeyi hedefler. Bu eğitim, psikoterapiye erişimin sınırlı olduğu durumlarda bile çocukların duygusal ifade, problem çözme ve iletişim becerilerini güçlendirmelerine yardımcı olur. Oyun terapisi aynı zamanda yetişkinlerin stresle başa çıkma, ilişki problemleri ve travmatik deneyimlerle baş etme konularında da faydalıdır.
Masal Terapisi Eğitimi, masalların sembolik anlatıları kullanarak bireylerin iç dünyalarına ulaşmalarını sağlar. Masallar, derin anlamlar ve öğretiler içerir ve bu eğitim sayesinde terapistler, masalları terapi sürecinde etkili bir şekilde kullanmayı öğrenirler. Masal terapisi, kişinin kendi içsel kaynaklarını keşfetmesine yardımcı olurken duygusal iyilik halini destekler ve yaşanan zorlukları aşmada yeni bakış açıları sunar.
Nefes Koçluğu Eğitimi, doğru nefes alma tekniklerini öğreterek stresi azaltmaya ve zihni sakinleştirmeye odaklanır. Nefes koçları, bireylere rahatlama, zihinsel odaklanma ve duygusal denge sağlama becerilerini kazandırır. Bu eğitim, modern yaşamın getirdiği yoğun tempoya karşı bir mola sunarak bireyleri daha fazla farkındalık ve iç huzura yönlendirir.
En Akademi, Oyun Terapisi Eğitimi, Masal Terapisi Eğitimi ve Nefes Koçluğu Eğitimi gibi değerli eğitimlerle, ruh sağlığına önem veren bireylere ve profesyonellere rehberlik etmektedir. Bu eğitimler, insanların duygusal iyilik halini artırmak, yaşam kalitesini yükseltmek ve kişisel gelişimi desteklemek için güçlü araçlar sunmaktadır.
0 notes
Link
1 note
·
View note
Text
Masal terapisi time akademi
Eğitimlerimiz arasında yer alan masal terapisi eğitimi, yetişkinlerin ve çocukların kendilerini, duygularını ve ihtiyaçlarını masal aracılığı ile ifade etme yöntemidir. Bu eğitim ile birlikte çocuklar ve bireyler kendi sorunlarını daha kolay aşmakta, dana net olarak kendilerini ifade edebilmektedir.
Özellikle de masal terapisi eğitimi almış bir ebeveyn tarafından yetiştirilen bir çocuk her ortamda ve hayatı boyunca farkını ortaya koymayı başaracaktır. Özgüven geliştiricisi bir yöntem olan bu eğitim, bilişsel ve davranışsal hareketlerin daha net ve kolay algılanmasını sağlar. Çocuğun nasıl konuştuğu, ne anlatmak istediği, anlattıklarının ardında kalmış duygularını masal terapisi eğitimi aldıktan sonra çok rahat bir şekilde anlayabilirsiniz.
0 notes
Text
Demans hastalığında erken tanı önemli
Alman Alzheimer Akademi Başkanı Mefküre Ülker, yaşlanmayla beraber beynin bilişsel fonksiyonlarında yavaşlama görülebileceğini, bu sebeple unutkanlık ve konsantrasyon eksikliği yaşamanın normal olduğunu, ancak bu doğal sürecin ardına gizlenmiş demans hastalığına da dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Ülker: ''Demans hastalığında erken tanı, teşhisi kabul etmek ve profesyonel yardım almak çok önemli.'' diyerek erken tanının yanı sıra hastalık teşhisini kabul edip profesyonel yardım almanın büyük önem taşıdığını ifade etti.
Yaşlılık semptomları deyip geçmeyin Günlük yaşamda isimleri, randevuları ya da olayları unutmanın normal olduğuna, ancak yaşın ilerlemesiyle beraber bu durumun sık sık tekrarlanması halinde demans şüphesinin oluşabileceğine vurgu yapan Ülker, '' Son zamanlarda meydana gelmiş olayları unutmak, eşyaların yerlerinin karıştırılması, tanıdık ortamlarda oryantasyon bozukluğu, dilin yoksullaşması, günlük aktiviteleri yapmada zorluklar ve davranış değişikliği bir arada görülürse demans belirtisi olarak kabul edilir. Bu belirtileri taşıyan kişilerin muhakkak nöroloji doktoruna görünmesi gerekir'' dedi. Aynı zamanda Türk Alzheimer Derneği Başkanı da olan Ülker, güvenilir bir tıbbi tanı ile demans belirtilerinin nedenlerine açıklık getirilebileceğini, kişinin birincil demans ya da demansa benzer diğer hastalıklara ait semptomlar yani diğer bir deyişle ikincil demans olup olmadığı konusunda bilgi alınabileceğini söyledi. Erken tanıda ise hastalığa ve buna bağlı bozukluklara uyum sağlama sürecinin daha kolay olacağına vurgu yapan Ülker, erken tanıyla sosyal hizmetlere ve yasal haklara zamanında erişim sağlanacağını, bunun da hastaya ve hasta yakınlarına yardımcı olacağına dikkat çekti.
Teşhisi kabul edin ve yardım alın Demans hastalığında hastalığı kabul edip, hastalık hakkında mümkün olduğunca çabuk bilgi edinmenin uyum sürecini hızlandıracağını söyleyen Ülker ''Demans hastalarının bakımı çoğunlukla birinci derece aile fertleri tarafından üstlenilir. Demans hastalarının bakımı oldukça zor ve kompleks bir durumdur. Bu yüzden hasta yakını, hastalığın ilk teşhisinden itibaren profesyonel danışmanlık ve bakım hizmetlerinden yararlanmalıdır. Hasta yakınları genellikle bu sorumluluğu tek başlarına taşıyabileceklerini düşünürler, ancak ilerleyen dönemlerde tükenmişlik sendromu gibi hastalıklarla karşılaşabilirler. Bu nedenle hasta yakını gündüz bakım merkezleri, mobil bakım ve destek, 24 saatlik kısa süreli bakım gibi profesyonel hizmetlerden yararlanmalı ve kendine kişisel özgürlük alanı yaratıp, zaman ayırmalıdır'' diye konuştu.
Demansın arkasında ne var Demans hastalığının davranışı, düşünceyi ve günlük faaliyetleri yerine getirme yetisini olumsuz yönde etkileyen beyin bozukluklarının neden olduğu bir belirtiler bütünü olduğunu söyleyen Ülker, hastalık hakkında bilgi verdi. Ülker ''Azalan zihin becerilerinin bir sonucu olarak günlük faaliyetlerin kısıtlanmasına sebep olan demans, hafıza, dil becerileri, muhakeme ve dikkat becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Demans hastalığının en yaygın türü olan Alzheimer demans, yaklaşık olarak hastaların yüzde 70'ini oluşturur. Birkaç proteinin anormal davranışlarının sonucu oluşan hastalıkta bu proteinler, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyip bazı bölgeleri devre dışı bırakır. Bunlar hafızayla ve koordinasyonla yakından ilişkili olan beyin birimleridir'' dedi.
Yaşam süresi uzadıkça demans riski de artıyor Yaşam süresinin gün geçtikçe arttığına vurgu yapan Ülker, 1960'larda 52 olan yaşam süresinin 2018 verilerine göre 78,3'e yükseldiğini söyledi. Bu verilere göre günümüz insanlarının 26 yıl daha uzun yaşadığını ifade eden Ülker ''Yaşam süresinin uzaması memnuniyet verici, ancak bu durum demans hastalığı oranının artmasını da beraberinde getiriyor. Yaşla beraber bunamaya yakalanma olasılığı artıyor. 70-75 yaş grubundaki kişilerin demans hastalığına yakalanma olasılığı yüzde 3,5 iken 80-84 yaş grubunda yüzde 15,7'yi bulmaktadır. 90 yaş üstündeki kişilerde ise neredeyse iki kişiden biri bu hastalıktan mustariptir'' diye konuştu. Read the full article
0 notes
Photo
Adana Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi. #adana #eğitim #bdt #bilişseldavranışçıterapi #kariyerpolikliniği #kariyerakademiadana (ADANA KARİYER AKADEMİ YAŞAM BOYU EĞİTİM MERKEZİ) https://www.instagram.com/p/B6qRSUqH2pG/?igshid=1tb52sodzkvqe
0 notes
Video
youtube
Bilişsel Akademi | Kişisel Gelişim ve Eğitim Videoları Serileri Geliyor
0 notes
Text
Uzman Klinik Psikolog Mert PIRILDAR
T.C. Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünü ”onur derecesi” alarak bitirmiştir. Psikoloji Lisans eğitimi sırasında, zorunlu stajını Haydarpaşa Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tamamlamıştır. GATA’da; Çocuk Sağlığı, Nöroloji / Nöropsikoloji ve Psikiyatri Kliniği olmak üzere farklı birimlerde uygulamalar yapmıştır. Maltepe Üniversitesi Hastanesinde, Nöropsikolojik Testlerin uygulanması üzerine gözlemlerde bulunmuştur. Çocuk ve gençlerle görüşme ve müdahale tekniklerini geliştirmek amacıyla çeşitli okullarda uygulamalara katılmıştır. Prof. Dr. Mehmet ÇAKICI’dan ileri klinik değerlendirme, yetişkin psikopatolojisi ve psikoterapisi eğitimlerini, Prof. Dr. Ebru ÇAKICI’dan psikodinamik yönelimli psikoterapi teknikleri eğitimlerini almıştır. Psikodinamik ekoller üzerine kendini geliştirmekte ve seanslarında psikodinamik-psikanalitik yaklaşımlar kullanmaktadır.
Lisans eğitimi sonrasında Marmara Üniversitesi Pedagoji eğitimini tamamlamış olup, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans uzmanlık çalışmalarına devam etmektedir. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Uzmanlık Stajını Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde gerçekleştirmiştir.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Sakarya ekibinde yer almakta ve Sosyal Uyum Projesi koordinatörlüğünde psikoterapi ve psiko-sosyal yardım çalışmalarında bulunmaktadır. Puzzle Psikoloji Merkezlerinde ise Nöropsikoloji alanında dikkat, konsantrasyon, bellek ve işlem hızı gibi bilişsel özellikler üzerine çalışmalar yapmakta ve nöropsikolojik bilişsel gelişim programları uygulamaktadır.
Tecrübeler: Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Puzzle Psikoloji Sakarya Danışmanlık Merkezi Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi Haydarpaşa Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Maltepe Üniversitesi Hastanesi Mevlana Anadolu Lisesi
SERTİFİKA VE EĞİTİMLER: The UN Refugee Agency Certificate Sosyal Hizmet Merkezleri Güçlendirme Programı Eğitimi Marmara Üniversitesi Pedagoji Eğitimi GETAP (Gelişim Takip Programı Uygulayıcı ve Yetki Belgesi) Aile Sistemleri Eğitimi Kısa Süreli Psikodinamik Yaklaşım Eğitimi Öğrenme Güçlüğü Katılım Sertifikası Uyum Güçlüğü Gösteren Çocuklar Katılım Sertifikası Anne ve Çocuk Sağlığı Katılım Sertifikası Çocuk Ruh Sağlığı Katılım Sertifikası Çocuklarla İletişim Teknikleri Katılım Sertifikası Stres Yönetimi Sertifikası Motivasyon Koçluğu Sertifikası (Akademi Dünya ) Problemlerle Baş Etme Sertifikası (Akademi Dünya) Kişilik Analizi Sertifikası (Global Enstitü) EFT Tekniği Katılım Sertifikası (Global Enstitü) İşaret Dili Eğitimi (İstanbul İşletme Enstitüsü) Etkili Sunum Teknikleri Eğitimi (İstanbul İşletme Enstitüsü)
Randevu: 0264 282 37 73 Psikolojik Danışmanlık İçin : 0555 030 37 73
source https://saglik.kocaali.com/uzman-klinik-psikolog-mert-pirildar/
0 notes
Link
0 notes
Text
Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz Kitabı pdf indir pdf indir
Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz “Türkiye’de uzun zamandır etnik temele dayalı bir Kürtçülük ve bunun sebep olduğu bölücü Kürt terör örgütü mevcuttur. Bu örgüt genel olarak; Türk Devleti’nin, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Kürtleri inkâr ve imha siyaseti yürüttüğünü, soykırım uyguladığını, Kürtlerin en temel insanî, demokratik siyasi ve kültürel haklarını vermediğini iddia etmektedir. Bölücüler, özerklik, federasyon gibi süreç¬lerle tedricen bir bağımsızlık talepleri olduğunu iç ve dış platformlarda her zaman dile getirmişlerdir. Şiddet ve terörün eylem ve düşünce bazında her zaman diyalektik bir karakteri vardır. Silahlı gücün yanında entelektüel bir beyin takımı da bu grupları tamamlar. Türkiye’de, terörü meşru bir çerçeveye oturtan, amaçlarına ideolojik destek üreten, bu eksende görüşler geliştiren ve bunun için çalışan akademi, basın ve ekonomi çevrelerinden etkin bir aydın grubu, işlevsel bir varlık göstermektedir. Bu yaklaşım sahipleri, zihniyet kalıpları bakımından genel olarak şiddet ve terör geleneğini güçlü bir damar olarak bünyesinde bulunduran Marksist-Sosyalist bir bilişsel ve ideolojik evrenden gelmektedirler. Türk kimliği ile sorunlu olan veya Türk kimliğine mesafeli bir duruş ser¬gileyen kozmopolit İslamcılar da bu eksende değerlendirilmelidir..
Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz Kitabı pdf indir pdf indir oku
#Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz kitabı pdf indir#Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz pdf oku#Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz ücretsiz indir#Nominalist Aydınların Soykütüğü -2 & Türk Kimliği Eksenli Bir Analiz ücretsiz pdf indir#Etnik Sorunlar
0 notes
Text
Algı Özel Eğitim Kurumları tarafından gerçekleştirilen sektör sohbetlerinin bu ay ki konuğu Boylam Psikiyatri Enstitüsü’nden Doç Dr. Didem Behice ÖZTOP oldu.
“Bağlanma Kuramı ve Bağlanma Bozuklukları” konusunda gerçekleşen buluşmada Algı Özel Eğitim Merkezi ve Algı ABA Terapi Merkezi eğitmenleri tam kadro katıldı.
Seminerde Bağlanma kuramının tarihçesi, Bebeklikte bağlanma gelişimi, Bağlanma ve Psikopatoloji, Güvensiz Bağlanma, Bağlanma ve İlişkili Bozukluklar, İlişkiye Özgü Bağlanma Bozuklukları, Tepkisel Bağlanma Bozuklukları konularında önemli bilgiler yer aldı.
Ayrıca Otizm şüphesi olup öyküsünde ihmal olan çocukların; Beslenme yetersizlikleri, kısa boy ve büyüme gelişme problemleri, ciddi ihmale maruz kalan ve tepkisel bağlanma bozukluğu olan çocuklarda stereotipiler konuşuldu.
Doç. Dr. Didem Behice ÖZTOP Kimdir?
1972 Diyarbakır doğumludur. İlkokulu Mehmetçik İlkokulu, orta ve lise öğrenimini Diyarbakır Anadolu Lisesi’nde tamamlamıştır. 1990-1996 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekimlik eğitimini tamamlamıştır. 1998-2003 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Asistanlık eğitimi sürecinde alanın önemli hocalarından aile terapisi ve bebek ruh sağlığı alanında teorik ve uygulamalı eğitimler almıştır.
2004 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD’nı kurmuştur. 2012 yılında doçent unvanını almıştır. 2004-2015 yılları arasında bu fakültede çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları ana bilim dalı başkanlığı yapmıştır. Bu süreçte yetiştirdiği uzmanlar Türkiye’nin farklı şehirlerinde Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalının kurulmasını ve gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca aynı üniversitede 2009 yılında Erciyes Üniversitesi Çocuk İhmal ve İstismarını engelleme, uygulama ve araştırma merkezinin kuruculuğunda ve aktif çalışmalarında yer almıştır. Haziran 2015- Mart 2016 arasında İstanbul’da Yedikule Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi ve Us Psikiyatri Enstitüsü’nde çalışmıştır.
Hali hazırda Özel Boylam Psikiyatri Enstitüsü mesleğine devam etmekte, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bağımlılık Psikolojisi Tezli Yüksek Lisans Programında yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Akademik ilgi alanları, gelişimsel bozukluklar, otistik spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü, çocuk istismarı, bilişsel davranışçı terapiler, aile terapisi, bebek ruh sağlığıdır. İlgi alanları çerçevesinde, pek çok ulusal ve uluslarası eğitim-sertifika programlarına katılmıştır. Bunlar arasında; Aile Terapisi Eğitimi, Bilişsel Davranışçı Terapiler Teorik eğitimi, Çocuk ve ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapiler Teorik ve uygulamalı eğitimi yer almaktadır. Şu ana kadar 40’a yakın ulusal ve uluslar arası bilimsel yayın yapmış, kitap bölümleri yazmış, ulusal ve uluslarası dergilerde hakemlik görevini sürdürmektedir.
İyi derecede İngilizce bilmektedir. Özel ilgi alanı olan sinema ve tango için de çeşitli eğitimlere ve kurslara katılmaya devam etmektedir.
Algı Akademi Sektör Sohbetlerinin Konuğu Doç. Dr. Didem Behice ÖZTOP Oldu Algı Özel Eğitim Kurumları tarafından gerçekleştirilen sektör sohbetlerinin bu ay ki konuğu Boylam Psikiyatri Enstitüsü’nden Doç Dr.
0 notes
Link
0 notes