#barış atagün
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yılbaşı yaklaşırken yine hatırlatmamı yapayım.
Noel 25 Aralık, Yılbaşı 31 Aralık. Yani Müslüman, yılbaşı kutlayabilir.
Mekke'nin fethi 31 Aralık değil 11 Ocak. Yılbaşına karşı bir şey uyduracağım diye kasmayın.
Türk kültüründe 21 Aralık'ta kutlanan bir Nardugan bayramı yok. Nardugan, Nevruz bayramının Çuvaş dilindeki karşılığıdır. Yani bildiğimiz Nevruz Bayramıdır.
Sadece Volga Tatarlarının 25 Aralık-6 Ocak tarihleri arasında kutladıği bir Nardugan bayramı vardır. O da Hristiyan Tatarların noelidir.
Ayaz Ata diye bir şey yok. Rusların "Ded Moroz" karakterinin kopyasıdır. Sovyetler yönetimindeki ülkelerin her biri başka isim vermiştir. Ayaz Ata da Kazakistan ve Kırgızistan'daki ismidir.
Her sene inatla bu yanlışları hatırlatacağım.
Barış Atagün
11 notes
·
View notes
Link
Bugün, şimdilerde "din düşmanı" "İngiliz uşağı" diyerek halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışılan Mustafa Kemal'in ezan sesinin sustuırulmasına engel olmak için yola çıktığı gündür.
Barış Atagün ____
Devamını okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
9 notes
·
View notes
Photo
Türkler tarih boyunca hangi dine inanırsa inansın büyük millet olmuştur. Alman iktisatçı Fritz Neumark'ın söylediği gibi '' Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."
Türklerin kılıç zoruyla İslam'a geçtiğini savunanların iddialarına kanıt olarak ileri sürdükleri tarihi olay Horasan Valisi Kuteybe bin Müslim'in Türk şehirlerini fethettikten sonra uyguladığı şiddettir.
Konunun ayrıntılarını anlatmadan önce bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Milletlerin din değiştirmesi öyle 1 günde, 1 yılda gerçekleşmez. Bu bir süreçtir.
Özellikle Türkler gibi binlerce yıl göçebe hayatı yaşadığı için Dünya'ya yayılmış bir milletin din değiştirmesini bir valinin küçük bir coğrafyadaki fetih hareketlerine bağlamak cahilliktir. Tarihi hiç bilmemektir. Çok zorlama bir yorumdur.
3 notes
·
View notes
Link
Türk futbolunda son dönemde en çok tartışılan konulardan biri Fenerbahçe'nin 1959 yılından önceki şampiyonluklarının tescil edilmesini istemesidir.
Türkiye'de konu futbol olunca en kültürlü, akıllı dediğimiz insanlar bile taraftar duygusuyla hareket ederek mantıklı yorum yapamıyor. Bunu yadırgıyor muyum? Hayır. Çünkü Futbolun doğasında taraf olmak vardır.
Taraftarların fanatik duygularla yorum yapması normal ama kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin sadece kendi taraftarına hoş gözükmek için gerçekleri bile bile çarpıtmasını kabul edemem. Çünkü bu tavır Futbolda şiddeti körüklüyor. İnsanlar yaratılan suni kaos yüzünden kavga ediyorlar.
Bu açıdan Futbol ve siyaseti birbirine çok benzetirim. İkisinin de özünde tribünlere oynamak ve şov yapmak vardır. Ancak tek fark şov yapmak futbolun bir parçasıyken siyasette ise halkı uyutmak için kullanılan bir araçtır.
Konu Futbol olduğu için tekrardan konuya dönelim ve Türkiye'de Futbolun tarihine bakalım…
Barış Atagün ___
Tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note
·
View note
Link
0 notes
Text
2 notes
·
View notes
Photo
2017’nin en iyi 10 oyunu
1. İstila/ B Planı Mülteciler, yabancı düşmanlığı, gündelik ırkçılık ve tüm bu mevzularda virüs gibi yayılan kolektif cehaletimiz üzerine bir oyun. Yarı İsveçli yarı Tunuslu Jonas Hassen Khemiri’nin yazdığı ‘İstila’, yerkürenin ‘kimlik’ konusundaki kafa karışıklığını, taze bir dille kurguluyor. Sami Berat Marçalı’nın dinamik rejisi ve Barış Gönenen, Hakan Kurtaş, Efe Tunçer, Seda Türkmen’in iddialı performansları oyunu alıp sürüklüyor.
2. Godot’yu Beklerken/ Studio Oyuncuları Usta yönetmen Şahika Tekand’ın gözünden, Beckett’ın kült metnine özgün bir yorum. Tekand’ın çarpıcı ışık ve ses tercihleri; Yiğit Sertdemir, Onur Berk Arslanoğlu, Cem Bender, Sedat Kalkavan, Nazlı Deniz Korkmaz, Nilgün Kurtar ve Mehmet Okuroğlu’nun oyunculuklarıyla bütünleşerek, bir klasiği performatif sahneleme yöntemiyle sergiliyor.
3. Yen/ Craft Tiyatro Anna Jordan imzalı hayli sert bu oyun, Çağ Çalışkur’un başarılı rejisi ve Bora Akkaş, Berker Güven, İdil Sivritepe, Neslihan Yeldan’dan oluşan çok dinamik bir sahne üstü ekibin yorumuyla dramatik, çarpıcı ve duygusal bir ‘başka türlü aile öyküsü’ olarak karşımıza çıkıyor. İçinden özlem, şefkat, kardeşlik, aşk, öfke duyguları geçen etkileyici bir oyun...
4. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin/ BAM Kadınların ‘içini görme’ konusunda en mahir tiyatro kalemlerinden birinin, Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği, ‘kız-anne-anneanne’ bağı ve hikâyeleriyle bize müthiş bir ‘kadınlık’ ve İstanbul öyküsü aktaran, hüzünle komedi arasında beceriyle giden bir oyun. “Hep içinden konuşan kadınlar”ı, bu kez duymak için eşsiz bir fırsat...
5. Şatonun Altında/ Fiziksel Tiyatro Araştırmaları Shakespeare’in asla bitmeyeceğinin ispatı gibi bir oyun... Clown, fiziksel tiyatro anlatıcılığı, buffon gibi teatral imkânları kullanarak, ‘Macbeth’e farklı bir bakış açısı getiren ‘Şatonun Altında’ Güray Dinçol’un yönetiminde, Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal’ın hayli etkileyici performanslarıyla sergileniyor.
6. Joko’nun Doğum Günü/ Yolcu Tiyatro Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Roland Topor’un oyunu, sistemin insanı kontrol altına alma hırsını, ezen-ezilen ilişkisi üzerinden absürd bir anlatımla ele alıyor. Ersin Umut Güler’in rejisi ve Tolga İskit, Ayşe Tunaboylu, Cenk Dost Verdi, Yasemin Ertorun, Burak Üzen, Serdar Bordanacı, Sercan Dede ve Sıla Kılıç’tan oluşan ekibin iyi performanslarıyla...
7. Nefesinizi Nasıl Tutarsınız? - DOT Modern insanın hallerini elini korkak alıştırmadan eleştiren İngiliz kalemlerden Zinnie Harris’ten, ‘mülteci kriz’ini Avrupalılar aleyhine tersine çeviren distopik bir öykü. Murat Daltaban’ın yönetiminde Köksal Engür, Gizem Güçlü, Esra Ruşan, Murat Daltaban, Esin Alpogan, İdil Arkut, Mehmetcan Mincinozlu ve Rami Çakır’ın başarılı oyunculuklarıyla akılda kalıcı bir oyun...
8. Hedwig ve Angry Inch/ Kazan Dairesi Müzikallerin çiçeği burnunda ekibi Kazan Dairesi, trans bir glam rock şarkıcısının hikâyesini anlatan, Barış Arman yönetimindeki Broadway müzikali ‘Hedwig ve Angry Inch’ ile en çok konuşulan işlerden birine imza attı. Eseri hem Türkçeleştiren hem de başrol olarak sahneye çıkan Yılmaz Sütçü’nün performansı ve kendini ispatlamış metni ile sezonun en cesur işlerinden...
9. He-Go/ Altıdan Sonra Tiyatro Altıdan Sonra Tiyatro’nun Halil Babür imzalı oyunu, popüler oyuncu Çetin ve kenar mahalle delikanlısı Ersin’i başarılı bir hikâyeyle aynı odada buluşturarak onları zıt kutuplardan 40 yıllık dosta evirirken birçok konuya ince ince dokunduruyor. Yiğit Sertdemir’in yönettiği ‘He-Go’, Halil Babür’ün zekice kotarılmış metni kadar Babür’ün, Ayşegül Uraz’ın ve Alican Yücesoy’un oyunculuğuyla da öne çıkıyor.
10. Gayri Resmi Hurrem/ Ankara Devlet Tiyatrosu Özen Yula’nın yazıp yönettiği; debdebeli bir devrin, görkemli bir sarayın, altın varaklı bir kafesin içine hapsedilmiş iki kadından dinlediğimiz büyüleyici bir masal. Hurrem Sultan’da İpek Atagün Gezener, cariyede Gülin Ersoy, bütün bu masalı -ve masal içinde masalları- müthiş bir şekilde buluşturuyor seyirciyle...
TİYATRO JÜRİSİ Asu Maro (Milliyet), Ayşegül Yüksel (Cumhuriyet), Bahar Çuhadar (Hürriyet), Erdoğan Mitrani (Şalom), Gülin Dede Tekin (Açık Radyo, Time Out), Hami Çağdaş (Hürriyet Gösteri), Leman Yılmaz (İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü), Merih Tangün (Afife Ödülleri Jüri Başkanı), Ragıp Ertuğrul (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı), Zeynep Aksoy (T24).Ekim 2016-Ekim 2017 tarihleri arasına denk gelen tiyatro sezonunda prömiyer yapan oyunlar değerlendirmeye alınmıştır.
0 notes
Photo
ÖZEL BÜRO TUMBLR BLOG /// Barış Atagün Yazdı : “Madımak’ı Anmak Sizin Dilinizi Yakar” http://dlvr.it/PS4ZYr
0 notes
Text
57 Yıl Kitabı pdf indir pdf indir
57 Yıl Ahmet Özgür Türen’in editörlüğü ile çıkan bu kitapta birbirinden değerli tarihçiler yer almakta. ( Ali Güler, Barış Atagün, Emre Atan, Ferdi Çakmak, Hakkı Uyar, İrem Özsel Çavdar, İsmail Pehlivan, Kemal Arı, Kaan Karaduman, Orhan Çekiç, Salim Cöhce, Sevgi Bayat) M. Kemal Atatürk’ü en geniş şekilde ele alan eserlerden biri. 1881-1938 yılları arasında dünyaya damga vurmuş bir 57 yıl. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının iftiralarının tarihe gömüldüğü bu eserde; Atatürk’ün doğum tarihi, kökeni, ailesi, milliyetçilik anlayışı, icraatları, dinle tarihle ve müzikle olan ilişkisi, ölümü, cenazesi ve vasiyeti gibi günümüzde tartışılmaya açılmak istenen önemli konulara cevaplar getirilmiştir.
57 Yıl Kitabı pdf indir pdf indir oku
#57 Yıl kitabı pdf indir#57 Yıl pdf oku#57 Yıl ücretsiz indir#57 Yıl ücretsiz pdf indir#Biyografi-Otobiyografi
0 notes
Text
Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesinin nedenleri
1- Son günlerde Memleket partisindeki artan istifalar. Adaylıktan çekilmezse partinin dağılacağı tehlikesinden korktu.
2- Son 1 haftadır ''ilk turda bitirelim'' kampanyasıyla aday olmasına rağmen seçimin ilk turda biteceğini gördü. Etkisiz eleman durumuna düşmek istemedi.
3- Sıfırlanan itibarını zirveye çıkarıp zaferden rol çalmak istedi. Şimdi 40 yıl ''Ben adaylıktan çekilmesem kazanamayacaktınız'' diyerek kafamızı şişirecek.
Barış Atagün
0 notes
Link
BARIŞ ATAGÜN
Tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
2 notes
·
View notes
Link
Sözde Ermeni soykırımını gündeme getirmemekte bizi şükrettirecek ne vardır?
Neyden çekiniyoruz ki bu konu konuşulmadı diye ''Hamdolsun'' diyebiliyoruz? Hani hesap soracaktık?
İnsan haklı olduğu konuda konuşmadığı için ''Hamdolsun'' der mi?
1915 olayları konusunda Türk milletinin alnı açık, başı diktir. Türk milleti tarih boyunca Ermeniler dâhil hiçbir millete soykırım yapmamıştır. Bu konuda kimseye verilecek bir hesabımız ve konuşmadık diye şükredecek halimiz yoktur.
Barış Atagün ___ Makalenin tümünü okumak içiçn lütfen bağlantıyı tıklayın.
4 notes
·
View notes
Link
Diyanet İşleri Başkanının Atatürk'e lanet okumasını sessiz sessiz dinlediler. Sonra da ''Atatürk'ümüze nasıl lanet okursun'' diyerek yalandan tepki verdiler.
Bunu baştan düşüneceksiniz. Siyasal İslamcı bir iktidarın Ayasofya'yı hangi amaçla açacağını, nasıl siyasi malzeme olarak kullanacağını tahmin etmek için üstün zekâlı olmaya gerek yok.
Açılışında Atatürk'e lanet okudular. 1 yıl sonra fetih kutlamalarında kâfir ve zalim dediler.Bakalım seneye ne diyecekler?
Bu iğrenç tablo artık her sene yaşanacak.Her sene eline mikrofonu alan bir imam müsveddesi isim vermeden Atatürk'ü hedef alıp ''Ayasofya'yı müze yapanlar kâfirdir, zalimdir'' diyecek.
Barış Atagün ___ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
2 notes
·
View notes
Link
Yok efendim. Kudüs'e Türk askeri gitsin diyenler önden kendileri gitsinler. Öyle oturduğunuz yerden ''Allah bize de şehitlik nasip etsin''demekle olmuyor.
Allah kimseye oturduğu yerden şehitlik nasip etmez. Şehitlikten nasiplenmek için savaşmak gerekir.Savaşmak istiyorsanız buyurun savaş orada. Hemen gidin de Allah size şehitlik nasip etsin.
Ancak hiçbiriniz gidemezsiniz. Çoğunuz askerlikten kaçmak için bedelli askerlik yapan insanlarsınız. Askerliği geç herhangi bir sokak kavgasında yumruk atmayı bile bilmeyen korkaklarsınız. Savaş çığırtkanlığı yapmak sizin neyinize?
Barış Atagün _____ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
2 notes
·
View notes
Link
Çünkü Müsilaj sadece balıkların ve deniz diplerindeki hareketsiz canlıların sağlığını tehdit etmiyor. Ülke ekonomisini, özellikle de balıkçılığı tehdit ediyor. 2007 yılındaki müsilajda balıkçılığın ekonomik zararı %61,27
Bugünkü müsilajın boyutunun 2007 yılındakinden fazla olduğunu düşünürsek balıkçılığın yaşayacağı zarar çok daha fazla olacak.
Barış Atagün ___ Makalenin tümünü okumak içiçn lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note
·
View note