#bakir saç makyaj
Explore tagged Tumblr posts
nesrin-c · 6 years ago
Photo
Tumblr media
TÜM BUNLARA RAĞMEN ÖZGÜR OLMAYI SEÇEN TÜM KADINLARA GELSİN "Hanımefendi ol," dediler: Eteğin çok kısa. Kazağın göbeğini örtsün. Pantolonun çok dar. Oranı buranı çok gösterme. Baldırlarını gösterme. Göğüslerini gösterme. Karnını gösterme. Göğüs yarığını gösterme. İç camarışını gösterme. Omuzlarını gösterme. Bazı şeyleri hayale bırak. Mütevazi giyim. Baştan çıkarıcı olma. Erkekler kendilerini kontrol edemez. Erkeklerin ihtiyaçları var. Basit görünüyorsun. Rahatla. Biraz oranı buranı göster. Seksi görün. Çekici görün. Çok tahrik edici olma. Aranıyorsun. Siyah giyin. Yüksek topuklu giy. Yeterince süslenmemişsin. Eşofman altı giyinme. Kendini bırakmışsın. "Hanımefendi ol," dediler: Çok şişman olma. Çok zayıf olma. Çok geniş olma. Çok küçük olma. Biraz fazla ye. İncel. Çok yemeyi bırak. Çok hızlı yeme. Salata ısmarla. Karbonhidrattan kaçın. Tatlıyı es geç. Kilo vermen gerekiyor. O elbiseyi giymen gerekiyor. Diyete girmen gerekiyor. Ne yediğine dikkat et. Sap kerevizi ye. Sakız çiğne. Bol bol şu iç. O kot pantolana sığmalısın. Aman Allah'ım, iskelet gibi olmuşsun. Neden yemek yemiyorsun ki? Şişman görünüyorsun. Hasta gibisin. Bir hamgurger ye. Erkekler etli butlu kadınları tercih ederler. Ölçülerini küçült. Erkekler hafif vücutlu kadınları severler. Petit ol. Feminen ol. Küçük bedenli ol. Extra küçük bedenli ol. Hiçbir şey olma. Hiçbir şeyden daha az ol. "Hanımefendi ol," dediler: Vücut kıllarını aldır. Bacak kıllarını traş et. Koltuk altlarını aldır. Bikini bölgendeki kılları aldır. Yüzüne wax yaptır. Kol kaslarını sıkılaştır. Kaşlarına wax yaptır. Bıyıklarını yok et. Ona bleach yap. Şuna bleach yap. Cilt rengini açtır. Bronzlaş. Yaralarını ortadan kaldır. Strech çizgilerini ört. Karnını sıkılaştır. Dudaklarını büyüt. Kırışıklıklarına botox yaptır. Yüzünü kaldır. Göbeğini sakla. Baldırlarını incelt. Kollarını sıkılaştır. Göğüslerini dikleştir. Doğal görün. Kendin ol. Samimi ol. Güvenli ol. Çok zorluyorsun. Aşırıya kaçıyorsun. Erkekler güzel gözükmek için çok uğraşan kadınları sevmezler. "Hanımefendi ol," dediler: Makyaj yap. Makyaj bazı (primer) kullan. Cilt lekelerini sakla. Burnunun hatlarını belirginleştir. Elmacık kemiklerini iyice açığa çıkar. Dudaklarının sınırlarını çizgiyle iyice belirginleştir. Kaşlarını dolgunlaştır. Kirpiklerini uzat. Dudaklarını renklendir. Pudrala. Pembelik ver. Bronzlaştır ve belirginleştir. Saçların çok kısa. Saç uçların ayrışıyor. Saç diplerin belli. Saçını boya. Mavi renk olmaz, doğal gözükmüyor. Saçların beyazlıyor dikkat et. Yaşlı görünüyorsun. Genç görün. Hayat dolu görün. Yaşını gösterme. Yaşlanma. Kadınlar yaşlanmaz. Yaşlı kadınlar çirkin olurlar. Erkekler çirkin kadınları sevmezler. "Hanımefendi ol," dediler: Kendini koru. Saf ol. Bakire görün. Seks hakkında çok konuşma. Flört etme. Sıkıcı olma. Orospu olma. Onunla bununla yatma. Onurunu kaybetme. Çok fazla erkekle seks yapma. Kendini erkeklere kolayca teslim etme. Erkekler fahişeleri sevmez. Aşırı namuslu geçinme. Çok ciddi olma. Biraz hayatın tadını çıkar. Daha çok gülümse. Erkekleri eğlendir. Deneyimli görün. Seksi ol. Masum ol. Vajinanı kullan. Hoş ol. Diğer kadınlar gibi olma. "Hanımefendi ol," dediler: Yüksek sesle konuşma. Çok konuşma. Göze batma. Şöyle otur. Böyle kalk. Göz korkutucu olma. Bu kadar zavalli olma. Cadaloz olma. Patronluk taslama. Kendine güvenli davranma. Tepki verme. O kadar da duygusal olma. Bağırma. Küfür etme. Pasif ol. Boyun eğ. Acıya dayanıklı ol. Sabirli ol. Boyun eg. Sevimli ol. Şikayet etme. Onun için hayati kolaylaştır. Egosunu okşa. Onu mutlu et. Sana aşık olmasını sağla. Erkekler sahip olamayacakları şeyleri isterler. Bırak arkandan koşsun. Seni kazanmak için çabalamasını sağla. Onun elbiselerini katla. Yemeğini pişir. Onu mutlu et. Bunlar kadınların görevleri. Birgün iyi bir eş olacaksın. Onun soyadını al. Kızlık soyismini orta ismin mi yaptın? Salak feminist seni. Ona çocuklar ver. Onun çocuklarını istemiyor musun? Birgün isteyeceksin. Düşüncelerin değişecek. "Hanımefendi ol," dediler: Tecavüze uğrama. Kendini koru. Çok içme. Yalnız yürüme. Geç saatlerde dışarı çıkma. Öyle giyinme. Bedenini belli eden kıyafetlerden kaçın . Sarhoş olma. İçkini masada bırakirsan ilac koyarlar. Daima yanında bir arkadaşın olsun. İyi ışıklandırılmış yollarda yürü. Güvenli sokaklardan ayrılma. Dışarı çıkınca, birisine mutlaka nereye gittiğini ve kimlerle gittiğini şöyle. Yanında biber spreyi taşı. Çantanda bir tecavüz düdüğü taşı. Kendini koruman gerekirsen, anahtarlarını silah gibi kullan. Kendini koruma dersleri al. Arabanın bagajını kontrol et. Evinin kapısını sımsıkı kilitlediğinden emin ol. Dışarı tek başına çıkma. Yabancılarla göz kontağı kurma. Göz kırpma. Kuyruk sallama. Dikkat çekme. Geç saatlerde çalışma. Belden aşağı şakalar yapma. Yabancılara gülümseme. Gece dışarı çıkma. Kimseye güvenme. "Evet" deme. "Hayır" deme. Sadece "bir hanımefendi" ol. Robin Clark ve Ellen Henry Çeviren: Celal Aydemir
65 notes · View notes
kadinsiblog-blog · 7 years ago
Text
Saç Rengine Göre Makyaj Nasıl Yapılır?
Yeni yazımız: http://www.kadinsi.net/sac-rengine-gore-makyaj-nasil-yapilir/
Saç Rengine Göre Makyaj Nasıl Yapılır?
Nasıl ki kıyafetimize göre makyaj yapıyorsak saç rengimize göre makyaj yapmakta o kadar önemlidir Saç renginize göre makyaj yaparak çok daha doğal ve sade görünebilirsiniz. Saçlarımız bizim karakterimizin ve yüzümüzün çerçevesi gibidir. Makyajda genellikle alıştığımız renklerden vazgeçemeyiz ama saç rengimizi değiştirdiğimizde hangi makyajı yapsak diye düşünürüz. Ama unutmayın ki saçımıza uygun makyaj yaparak sadece yüzünüzü değil kusursuz saçlarınızı da ön plana koyacaksınız. Gelin şimdi saç rengine göre nasıl makyaj yapmalıyız onu konuşalım.
Kahverengi saçlara sahipseniz; göz makyajınızda kahve, bej ve bronz renkler sizi oldukça güzel gösterecek. Dudaklarda natürel renkler toprak tonları veya nut renkleri tercih edebilirsiniz. Fondötende ise hafif kahvemsi tonları kullanabilirsiniz. Son olarak allık seçiminde ise bronz ve şeftali tonları size çok yakışacak.
Eğer kızıl saçlı iseniz; gözler de siyah ve yeşil tonlarında makyaj sizi oldukça güzel gösterecektir. Fondöten seçerken cildinizden bir iki ton açık renkleri tercih edebilirsiniz. Ruj seçiminde ise kırmızı ve pudra tonlar sizi açabilir. Allık seçerken ise pembe tonları tercih edebilirsiniz.
Sarı saçlarda ise; göz makyajında pembe tonlarda farlar size çok yakışacaktır bununla birlikte mavi ve lacivert göz kalemleriyle makyajınıza canlılık verebilirsiniz. Ruj seçiminde yine açık pembeler, fuşyalar ve kırmızı tonlar size oldukça yakışacak. Fondötende cildinize uygun açık tonlar tercih edebilirsiniz. Allık seçimi yaparken de şeftali, pembe ve bronz tonları tercih edebilirsiniz. Siyah saçlarda; Göz makyajınızda griler ve siyahlar size çok yakışacak. Fondöten seçiminizi ten renginizden bir iki ton açık renkleri kullanmak saç renginizi daha ön plana çıkaracaktır. Ruj olarak kırmızı tonları tercih edebilirsiniz. Allık seçimine gelince; elmacık kemiklerini belirginleştirecek doğal kiremit tonları size oldukça yakışacaktır. Daima güzel kalın, hoşça kalın.
ETİKETLER:bakir saç makyajsaç rengine göre makyajsarı saç makyajsiyah saç makyaj
0 notes
etpoetica · 7 years ago
Text
ALBUR, dünyanın içi boş küresinin merkezindeki yeraltı dünyası PLUTO’nun en büyük devletidir. Pluto’daki her şey gibi Albur’daki şeyler de yüzeydeki eşdeğerlerinden çok daha küçüktür. Besbelli azaltılmış olan büyüklüğüne rağmen -sadece yüz yirmi fersah uzunlukta ve yetmiş beş fersah genişliktedir- ülkede dört yüz şehir vardır, nüfusu da kırk beş milyondur. Albur halkı yaklaşık iki ayak boyundadır, beyaz tenlidir ve bu minyatür dünyanın en gelişmişleri arasındadır. Tarımları ileridir, bronz ve silah kullanımına sık rastlanır.
Ziyaretçiler Albur’daki bütün şehirlerin aynı düzene göre inşa edilmiş olduğunu görecekler. Başşehir Orasulla, büyüklüğüyle taşra merkezlerinden ayrılır. Orasulla’nın surları vardır ve dairevi bir zemin planında inşa edilmiştir. Çevresi bir fersah, nüfusu bir milyondur. Ülkenin dinsel yaşantısının merkezi olan büyük bir piramidin de bulunduğu ana meydandan dışarı doğru sokaklar uzanır. Orasulla bunca büyük olduğu için -Albur standartlarına göre- her birinin kendi meydanı ve piramidi olan altbölgelere bölünmüştür. Hepsi dört katlı olan evler sarıya boyanmıştır, yeşil kapıları vardır.
Albur, krala ulusun temsilcisi ve toplanma noktası gözüyle bakılan, babadan oğula geçen bir monarşidir. Toplum, her biri giysilerinin rengiyle ayırt edilen bir tabakalar hiyerarşisi üzerine kurulmuştur. Kral kırmızı giyer, ülkede bunu yapan tek kişi de odur; bakanlar, rahipler ve hâkimler mavi giyer, işlevlerini ya da rütbelerini gösteren renkli kemerler takarlar; şairler ve yazarlar beyaz giyer. Bu tabakalar, Albur aristokrasisini oluşturur – birinci grup bu hakka doğuştan sahiptir. Ülkeye yaptıkları hizmetler için Yeşil Taç ’la ödüllendirilmişlerse, şairler, bilim adamları ve yazarlara asalet payesi verilebilir; ama payeleri babadan oğula geçmez, işçiler ve tacirler sırasıyla koyu ve açık yeşil giyer; doktorlar, madenciler, aşçılar ve mezarcılar siyah; zanaatkârlar ise gri. Hiyerarşinin en aşağı tabakasında olan uşaklar da sarı giyer. Bakanların, rahiplerin ve hâkimlerin eşlerinin giysileri pembe, asalet payesi verilmiş şairlerle yazarların eşlerininki beyazdır. Diğer tabakalara üye olanların eşleri ise, kocalarıyla aynı renk giysi giyer, ama daha açık renkte. Kraliçe beyaz giyip kırmızı bir kemer takar.
Kral en yüksek otoritedir, Albur’un özgür tabakalarının seçtiği on iki bakandan oluşan bir konsey ona danışmanlık yapar. Kral’ın bütün hayatı, halkı ile ülkesinin yönetimi ve refahına adanmıştır. Hükümetin bütün eylemlerinden o sorumlu tutulur ve o ya da hükümet, ulusun iradesine ya da geleneklerine karşı bir tavır içinde görünürse, görevden alınabilir.
Kral Brontes’in çıkarttığı bir yasanın şartlarına göre, saltanat süren bir hükümdara hiçbir övgü yöneltilemez, hayattayken ona hiçbir anıt ya da heykel dikilemez. Ülkenin madeni paralarında bir önceki kralın resmi bulunur – eğer erdem sahibi bir kişiyse. Aynı şey Albur’da çıkarılan bütün madalyalar için de geçerlidir.
Hükümet politikasına karşı çıkanlara asla zulmedilmez. Eğer fikirleri yararlı ya da değerli görünüyorsa, bunlar tartışılır, bazen de kabul edilir. Kabul edilen projelerin sahiplerine devlet maaşı bağlanır, Yeşil Taç verilir ve asiller arasına kabul edilirler. Yararlı olmayan fikirler ve projelerse, sadece gözardı edilir.
Erkekler de, kadınlar da, antik Yunanlılarınkine benzer giysiler giyerler. Giysilerin sadeliği büyük ölçüde, Kral Brontes’in çıkarttığı yasaların bir sonucudur. Bu yasalara göre, ancak yaşlı ve çirkin kadınlar makyaj yapabilir, süslü saç modellerine sahip olabilir ya da mücevher takabilir. Bunun bir sonucu olarak, diğer kadınların hepsi kendilerini genç ve güzel hisseder ve doğal cazibelerini suni olarak pekiştirme göreneği, neredeyse tamamen yok olmuştur.
Başşehre gelen tüm ziyaretçiler yerel giysileri giymek ve kabul görmüş ahlaki göreneklere uymak mecburiyetindedir. Et ve balık yeme yasağını da kabul etmelidirler, bu yasak aslında Pluto’nun tanrısına saygıdan konmuştur. Yiyecekler yabancı damağa yavan gelir, ama besleyicidir. Yerel şarap (alkolü görece düşük olsa da) lezizdir ve yıllanmıştır. Normalde yemek altı saatte bir yenir.
Ziyaretçiler şunu bilmelidir ki, Albur’da yasalar katı bir biçimde uygulanır. Bu yasalara göre bir katil, kurbanının cesediyle tam dokuz gün bir yere kapatılarak cezalandırılır. Sonra adı bütün yurttaşlık kayıtlarından çıkarılır ve ömür boyu madenlerde çalışmaya gönderilmeden önce alnı damgalanır. Diğer suçluların çoğu da, madenlerde çeşitli sürelerde çalışmayla cezalandırılabilir. Örneğin, et yiyenler beş yıllığına madenlere gönderilir. Yasaya karşı gelen ziyaretçiler genellikle sınırdışı edilir.
Albur’da yaşayan hayvan türlerinden biri, araba çeken ve askerlerin binek olarak kullandığı, buzağıdan biraz daha küçük fillerdir. Ülkenin en büyük hayvanları ise, boyları altı ayağa kadar erişen lossine adlı kertenkelelerdir. Lossine, insanları seviyor gibi görünür ve genellikle zengin çiftçiler tarafından bekçi köpeği olarak kullanılır. Ülkenin tek yanardağının çevresindeki yasak bölgeye giren insanları korumada da kullanılırlar. Yanardağ birkaç yıldır püskürmediği halde, civarında inşaat yapmak ya da daha yüksek yamaçlara çıkmak yasaktır. Yasak bölgede tutulan lossine’ler hendeğin ötesine geçenleri, kayış gibi sert derili sırtlarında emniyete taşımak üzere eğitilmiştir.
Ziyaretçilere, çok sayıdaki Albur cenaze törenlerinden birine katılmaları tavsiye olunur. Erdemli ölülerin vücutları yakılır ve külleri tapınakta bulunan bronz kürelerde saklanır. Suçlular yakılmaz, gömülürler. Bedenlerinin toprakta çürümesi, onlar için uygun bir ceza sayılır.
Albur’da evlilik kişisel bir seçim meselesidir. Evlenmek isteyen gençler, anneleriyle babalarını törenden sekiz gün önce haberdar etmek zorundadır, ama annelerle babalar evliliği ancak, önerilen eş bir suç işlemişse ya da yüz kızartıcı bir şöhreti varsa önleyebilirler. Otuz yaşını aşmış bekârlar pek çok yurttaşlık hakkı ve siyasi haktan yoksun bırakılır; bakir ölenler ise yakılmaz, gömülür.
Albur’da yoksulların çocuklarına yalnızca okuma öğretilir; daha ileri eğitimin sorumluluğu, anneleriyle babalarına düşer. Zenginlerin çocukları, on sekiz yaşına gelene kadar okula gider. Her iki cinse de aynı eğitim verilir. On iki yaşına kadar eğitimleri, dans, spor ve kendini savunma temelleri yoluyla fiziksel gelişme üzerinde yoğunlaşır. Çocuklar aynı zamanda ev becerilerini ve gelecekteki mesleklerinin temellerini öğrenmeye başlarlar. On iki yaşında ise resim, yazı ve ölü diller çalışmaya başlarlar. Söz konusu ölü diller arasında, modern Albur dilinin çıkıp geliştiği Nate de vardır. Kimi âlimler Nate’yi hâlâ sohbette ve resmi konuşmalarda kullanırlar, ama bu dil asla yazılmaz. Çocuklar din, ahlak felsefesi, tarih ve eğitim çalışmaya ancak on beş yaşında başlar.
Ulusun kültürel ve sanatsal yaşantısının merkezi, Orasulla Akademisi’dir. Akademi’nin sadece on iki daimi üyesi vardır, bunlar ülkenin dilini çalışıp, bütün dilsel yenilikleri incelemeye tayin edilmişlerdir. Yeni sözcükler, ancak onların rızasıyla resmen tanınır. Bütün şiirler, romanlar ve diğer edebi ürünler, Akademi üyeleri tarafından okunur. Üyeler, bulabilecekleri her dilbilgisi ya da sözcük hatasını düzeltir ve herhangi bir şekilde ahlak dışı bulunan eserleri sansür eder. Yılın olaylarının kayıtları, her biri olgulara ilişkin kendi raporunu yazan elli tarihçiden oluşan bir topluluk tarafından tutulur. Bu metinler isimsiz olarak Senato’ya teslim edilir, orada hepsi okunur; ancak en doğru olan iki kayıt basılıp halka açık kütüphanelere gönderilir; geri kalanı törensiz bir şekilde yakılır.
Başşehrin çarpıcı müzesi, bir meydanı çevreleyen dört binadan oluşur. Birincisinde heykeller vardır, ikincisi, 120 tarımsal sahnelik güzel bir diziyi de içeren ulusal resim koleksiyonunu barındırır. Üçüncü bina, tarihi sergilere ayrılmıştır, burada bir madalya koleksiyonu da yer alır. Dördüncüsü, hem son icatları sergiler, hem de geçmişte kullanılan kostümleri ve silahları sunar. Orta meydandaki bahçe, eskinin erdemli kralları ve büyük adamlarının heykelleriyle bezelidir. Her kahramanın hayatının kısa bir özeti kaideye yazılmıştır. Bütün yazılar çağdaş dildedir ki, mümkün olduğu kadar çok sayıda insan okusun ve bunlardan bir şeyler öğrensin.
Albur, 1806 yılında, Kuzey Buz Denizi’nde gemileri batan İngiliz ve Fransız denizciler sonunda DEMİR DAĞLAR’daki kuzey kutup girişinden geçerek Pluto’nun yolunu buldukları zaman keşfedilmişti. Burada iyi karşılandılar ama daha sonra, et yemiş oldukları keşfedilince, ülkeyi terk etmeleri söylendi. Gitmeden önce BANUA İMPARATORLUĞU’nu ziyaret ettiler, Pluto’nun çeşitli ülkelerinde seyahat ettiler ve sonunda, güney kutup girişinden, yerkürenin yüzeyine döndüler.
(Anonim, Voyage au centre de la terre, ou aventures de quelques naufragés dans de pas inconnus. Traduit de l’anglais de Sir Hormidas Peath, Paris, 1821)
Albur, Hayâli Yerler ALBUR, dünyanın içi boş küresinin merkezindeki yeraltı dünyası PLUTO’nun en büyük devletidir. Pluto’daki her şey gibi Albur’daki şeyler de yüzeydeki eşdeğerlerinden çok daha küçüktür.
0 notes