#büklüm büklüm
Explore tagged Tumblr posts
monaliza08 · 4 months ago
Text
"Hani büklüm büklüm boynunda."
10 notes · View notes
lllsormanedenlll · 2 years ago
Text
Tumblr media
"Ne söylesen ne beklesen
Yaradandan ya da kaderinden
Ele geçmez istediğin
Uğruna savaş vermediysen
Sanki seni boğar gibi
Sanki yeniden doğar gibi
Sanki zaman zaman ölür gibi
Acısını çilesini çekmediysen
Hani büklüm büklüm boynunda
Hani paramparça ruhunda
Hani soran gözlerle kapında
Bekleyen dargın anıların gibi..."
Sezen Aksu
4 notes · View notes
incekizlarhardrocksever · 2 months ago
Text
az önce böbrek iflasinin esiginden döndüm sakasiz
12 notes · View notes
ncdtgrsy · 1 month ago
Text
1 note · View note
hataysekshikayelerisblog · 1 year ago
Text
Cuckold Arkadaşımın Azgın Karısı! (Sezgin 28 Y., İstanbul)
Selamlar, adım Sezgin, 28 yaşında ve bekarım. Herşey çalıştığım iş yerine Erdal adında yeni evli birisinin işe başlamasıyla başladı. Erdal benden iki yaş büyük, karısı Gül ise benimle aynı yaştaydı. Erdal ile kısa sürede samimiyetimiz arttı, kafalarımız uyuyordu, ama Erdal'da garip bir huy vardı. Bana sürekli karısıyla olan yatak odası ilişkilerini anlatıyordu. "Kanka, benim karı çok azgın!" , "Eve girer girmez üzerime atladı!" , "Şu pozisyonda siktim!" , "Şöyle soktum!" , "Böyle inledi!" , "Kasıla kasıla orgazm oldu!" , "Doymak bilmiyor!" gibi sürekli karısıyla nasıl seks yaptığını anlatması ilk başlarda bana tuhaf gelse de, sonradan bunları anlatmasını bekler oldum.
Zamanla Erdal bu olayı iyice ilerletti, artık karısıyla seks yaparken fotoğraflar ve videolar çekip bana gösteriyordu. Karısına sakso çektirirken, onu altına iki büklüm almış sikerken, sexy iç çamaşırları giymişken veya çırıl çıplakken, bir erkeği delirtebilecek bir sürü fotoğraf ve videolar. Erdal'ın karısı Gül 28 yaşında, 1.70 boylarında, çok sexy, biraz zayıf, bembeyaz teni olan biri, ama özellikle tahrik edici sesi resmen insanın sikini kaldırmaya yetiyor...
Fotoğraflarda ve videolarda Erdal'ın sikinin küçük bir şey olduğunu gördükten sonra benim artık bütün odağım Gül olmuştu. Fırsat buldukça (güya) Erdal'la sohbet etmek ve birşeyler içmek için onlara gidiyordum. Resimlerinden ve videolarından o kaymak gibi amcığının her ayrıntısını bildiğim, sakso çekerken kocasının küçük sikini boylu boyunca kavrayışını, o narin dudakların hırsla emişini, orgazm olurkenki zevk çığlıklarını bildiğim, ama karşımda hanım hanımcık duran bu azgın kadının hep yakınında olmak istiyordum...
İki ay önce ev sahibim kiramı aşırı yükseltmişti ve ben kirası daha uygun başka bir kiralık ev arıyordum. Bir gün Erdal karşılarındaki dairenin boşaldığını, kirasının da uygun olduğunu, kaçırmamamı söyleyince hemen tuttum ve oraya taşındım. Artık hep birlikte yaşıyor gibi olmuştuk. Fırsat buldukça akşam yemeklerini beraber yiyor, içiyor, TV'den dizi, film izliyor, beraber bolca zaman geçiriyorduk. Tabii ben sürekli Gül'ü dikizliyor, adeta gözlerimle sikiyordum.
İlerleyen haftalarda birbirimize iyice kaynaşmış ve bunun neticesinde Gül ile iyice samimi olmuştum. Artık yanımda başörtüsü takmıyor, kısa ve açık şeyler giymekten çekinmiyordu. O bembeyaz güneş görmemiş teni canlı canlı gözlerimin önündeydi, bazen el şakası bahanesiyle dokunuyordum ve o tazeliği, pürüzsüzlüğü beni kendimden geçiriyordu.
Bir hafta sonu onlarda akşam yemeği yeyip, yemeğin üstüne de Erdal'ın açtığı Viskiden içtiğimiz birkaç duble ile gece yarısını etmiştik. TV'de film izlerken içim geçmiş ve kanepede uyuklamışım. Erdal'ın beni dürtmesiyle uyandım. Gül yoktu yanımızda. Erdal, "Kanka, birazdan Gül'ü sikeceğim. Yatak odasının kapısını aralık bırakayım, izlersin!" deyip pis pis sırıtıyordu. Gerçekten tuhaf bir insandı bu Erdal, benim birşey dememe fırsat vermeden karanlıkta süzüldü gitti yatak odasına.
Biraz sonra içerden belli belirsiz fısıltı ve şapurtu sesleri gelmeye başladı. Yavaşça yatak odasının önüne gittim. İçerisi gece lambasının loş kırmızı ışığıyla aydınlanıyordu, ama Gül'ün çıplak beyaz teni ay gibi parlıyordu. Yatağın önündelerdi, Gül ayakta duran Erdal'ın önüne diz çökmüş, benimkinin yarısı kadar büyüklükte olan sikini iştahla yalıyordu. Sikim bir anda kalkmıştı onu böyle görünce. Gül bir süre Erdal'ın sikini yalayıp emdikten sonra, Erdal Gül'ü ayağa kaldırıp dudaklarına yumuldu. Deli gibi şehvetli öpüşüyorlardı. Erdal Gül'ün dolgun dudaklarını öpüp emerken, elleriyle de götünü avuçluyordu. Onları böyle izlemek kafamı allak bullak etmiş, sikim kazık gibi olmuştu.
Erdal, ayağa kaldırdığı Gül'ün arkasına geçip çömeldi. Yüzünü Gül'ün götünün yanakları arasına soktuğunda, Gül çıldıracak gibi oldu ve "Ohhhhh!" diye inledi, sonra da yalvarırcasına, "Yala hadi beni! Hadi yala, ne olursun..." demeye başladı. Erdal Gül'ün götünün yanaklarını iki eliyle iyice ayırıp ağzını Gülü'n amına yapıştırmış, şapırtılı sesler çıkararak amını götünü yalıyordu. Gül ise gözleri kaymış, Erdal'ın götünün yanaklarına yaptığı destekle ayakta durabiliyordu...
Biraz daha yaladıktan sonra Erdal ayağa kalktı, yüzü Gül'ün zevk sıvılarıyla iyice ıslanmış, parlıyordu. Gül yatağa sırt üstü uzanırken, Erdal sinsi bir bakış attı kapıya, beni görünce sırıtarak göz kırptı. Deliydi bu Erdal ve beni de kendine uydurmuştu. Ben de pantolonumu indirip zonklayan sikimi serbest bıraktım ve tekrar içeriyi izlemeye başladım. Erdal, zevkten iyice ıslanmış olan Gül'ün amının girişine dayamıştı sikini. İyice kendinden geçmiş olan Gül iki eliyle Erdal'ı belinden asılarak içine istiyordu, ama Erdal sikini sürekli yukarı aşağı sürtüp Gül'ü delirttikçe delirtiyordu.
Gül, "Hadi aşkım sok içime, hadi yar beni!" deyince sonunda Erdal var gücüyle bastırdı. "Ohhhhh!" diye bir inleme koptu Gül'den. Erdal'ın sikini amında hissetmekten müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum saklandığım yerden. Gül Erdal'ın boynuna sarılıp dudaklarına hırsla yumuldu. Erdal belini oynatmaya, yavaşça pompalamaya başladı. Gül'ün zevkten gözleri kaymış, bacaklarını Erdal'ın beline dolamış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak amına girip çıkan sikin verdiği zevkle inliyordu. Erdal da, "Aşkım... Güzel amcıklım benim... Dar amcıklı orospum benim!" diyerek var gücüyle Gül'ün kaymak gibi amını sikiyordu.
Dakikalarca sürdü bu sahne. Hırsla, vahşice sikişiyorlardı. Gül bacaklarını Erdal'ın bacaklarına sarmıştı şimdi. Kocasının acımasız köklemelerine zevk çığlıkları ile karşılık veriyor, dudakları titriyor, iki eliyle Erdal'ın belini tutmuş, amına daha çok köklemesini istiyordu. "Ohhhh!" diye bir çığlık kopardı Gül, sonra da, "Dayanamıyorummm... Geliyorumm..." diye kıvrandı. Erdal da ona homurtularıyla eşlik ediyordu. Ve birden o videolarında defalarca izlediğim Gül'ün kasılması başladı. Amının o anda Erdal'ın sikini sağdığına emindim. Zaten Erdal da daha fazla dayanamadı ve var gücüyle son bir kez altında çırpınmakta olan Gül'ün amına kökleyip kasılmaya başladı. Erdal boşalmıştı.
Manzara mükemmeldi. Hayvanlar gibi sikişen bu çifti izlerken 31 çekerek deli gibi asılıyordum. Gül'ün o pürüzsüz amının kenarından dışarıya taşan zevk sıvıları ve kocasının dölleri kendimden geçmeme yetmişti. Hiç boşalmadığım kadar boşalıyordum avucuma. Döllerimi yerlere damlatmamaya özen göstererek banyoya gidip temizlendim. Geri geldiğimde içeriye bir bakış attım, çırıl çıplak ve sarmaş dolaş uykuya dalmışlardı. Ben de geri salona döndüm. Artık kafama koymuştum, bir yolunu bulup Gül'ü sikmem lazımdı...
Ertesi gün birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, Erdal Gül'e çaktırmadan benimle konuşmak istediğini söyledi. Benim eve geçip birer bira açtık ve anlatmaya başladı. Uzun zamandan beri Cuckold olayına ilgi duyduğunu ve bu olayın kendisini aşırı tahrik ettiğini söyledi. Şimdi anlaşılmıştı bu değişik davranışlarının sebebi. "Eee, benden ne istiyorsun?" dedim. Erdal, çok düşündüğünü, artık işi bir adım daha öteye taşıyıp karısını sikmemi istediğini söyledi. Zaten fırsat kollayan ben, ağzım kulaklarımda kabul ettim bu teklifi.
Ama ufak bir sıkıntı vardı, Erdal karısının bu konulardan haberi olmasını istemiyordu. Gül, benimle kocasını aldattığını sanmalıydı, en azından şimdilik. Erdal, elinden geldiğince beni Gül'e anlattığını, Gül'ün zaten beni çok sevdiğini söyledi. Erdal ile oturup iyi bir plan yaptık. Öncelikle Erdal yorgun ve keyifsiz olduğunu söyleyip Gül'e bir hafta hiç dokunmayacak, sonra da memlekete gidecekti...
Öyle de oldu. Bir hafta sonra Erdal memlekete diye benim eve geldi saklandı. Plamımıza göre ben de o gün akşam yemeklik malzemeleri alıp, Gül ile birlikte yemek için kapısını çaldım. Kapıyı açtı ve içeri davet etti. Üzerinde göğüslerini belli eden beyaz ince bir tişört vardı. Altında ise siyah renkte tayt vardı. Eli yüzü kıpkırmızıydı, sanki ateşi varmış gibi bir hali vardı. Onu biraz tanıyorsam ben kapıyı çaldığımda kesin masturbasyon yapıyordu. Erdal iki haftadır elini sürmemişti ve Gül kesin azgınlıktan duvara tırmanıyordu.
Birlikte mutfağa geçtik. Ona bu gün güzel bir yemek hazırlayacağımı söyledim. Yine o sik kaldıran şuh kahkahasını attı ve sonra dilini çıkarıp, "Mmmm, desene bu gün tıka basa doyacağım!" dedi. İçimden (Doyuracağım seni yavrum, hem karnını yemeğe, hem amını yarağa!) dedim. Yemekleri hazırlarken mutfakta bana yardım etti. Arada ona sürtünmeyi ve dokunmayı ihmal etmiyordum. Mutfak dardı ve mecburen sürekli birbirimize sürtünmemiz gerekiyordu. Bilerek her seferinde onu önümden geçmeye mecbur bırakıyor ve o güzel götüne önümü bastırıyordum. Gül hiç tepki vermiyor, aksine o geçişlerini elinden geldiğince yavaşlatıyordu. Gerçekten iyice kızışmıştı, benim birşey yapmama gerek kalmadan o üzerime atlayacaktı anlaşılan.
Yemeği masaya servis ederken gecenin biraz daha ısınması için getirdiğim Viskiyi de masaya koydum. Bunu yapmamı Erdal istemiş, içkinin onu daha da isterik bir orospuya çevirdiğini söylemişti. Erdal ile içerken bazen Gül bize eşlik ederdi zaten. Küçük yemek masasında çok yakın oturmuştuk, bacaklarımız birbirlerine değiyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Gül Viskinin verdiği gevşemeyle bacaklarımı okşamaya başlamıştı. Hiç konuşmuyor, sadece birbirimizi süzüyorduk. Kafamdan onun Erdal ile sikişirkenki sesleri ve orgazm kasılmaları geçiyordu. Ve bu gece o güzelliğin tadına bakma fırsatını bana bizzat kocası olacak pezevenk sunmuştu. Ama işi dayanabildiğim kadar uzatmak ve Gül'ü adeta kudurtmak istiyordum. Ne kadar kudurtursam o kadar ateşli sevişeceğini biliyordum.
Yemekten sonra yine elimden geldiğince götüne sürtünerek gelip geçtim. Artık Viski onu iyice gevşetmiş, bilerek gelip önümde oyalanır olmuştu. Götünün o sıcaklığını ince taytının üzerinden hissedebiliyordum, o da götünü iyice bana yaslayıp adeta sikimi içine davet ediyordu. Artık iş o kadar uzamaya başladı ki, nerdeyse boşalacaktım. Neyse ki mutfaktaki işimiz bitmişti, ama ikimizde de artık film koptu kopacaktı. Ben lavaboya giderken, Gül de terlediğini ve üzerini değiştirmesi gerektiğini söyleyip kendini yatak odasına zor atmıştı.
Ben ondan önce lavabodan çıkıp mutfağa geçtim, ikimize birer kadeh daha Viski hazırlayıp salona geçtim. Artık son noktayı koymanın vakti gelmişti. Biraz sonra Gül de salona gelince dilimi yutacaktım, göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran minik bir gecelik giymişti. Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama anca kendi kocasının yanında yatak odasında giyilebilirdi. Başka bir yerde giyilecek bir giysi değildi. Gül'ün yüzünde de heyecan ve karışık duygular belirmişti. Şeffaf gecelik kumaşından minicik tanga külodunu görebiliyordum. Geceliğin boyu o tanga külodun hemen altında bitiyordu zaten, kısacıktı. Sütyen yoktu içinde. Meme uçlarının pembemsi koyuluğu ve kabarıklığı belli oluyordu.
Gülümseyerek, "Geceliğin çok sexy imiş!" dedim. O da, "Sen yabancı sayılmazsın, iyice sıcak bastı!" dedi. Gerçekten beni istiyordu, onu sikmemi istiyordu. İncecik şeffaf kısa geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı, uzun ve çıplak bacaklarını, güzel götünü zor kapatıyordu. Eline içkisini tutuşturdum. Hemen çaprazıma oturdu. Otururken özenle geceliğinin eteğinin sıyrılmasına dikkat etti. Bacak bacak üstüne atmıştı. Götünün bir yanağına kadar görünse de o beni delirten tazecik şeftalisini bacakları kapatmaktaydı.
Sohbet havadan sudandı, ama oda seks yüklüydü. Tıpkı hayvanların çiftleşmeden önce yaptığı gibi birbirimizi tava getirmeye çalışıyorduk. Bacağını diğer bacağından indirip sürekli hareket ettirmeye başlamıştı. Tangasından taşmış amı bir görünüp bir kayboluyordu. Onun gözleri de önümdeki kabarıklıktaydı. Birden kumandaya uzanıp, "Hadi film izleyelim!" diyerek TV'yi açtı, sonra da kalkıp salonun ışığını dimerden kısıp geldi, yanıma oturdu. O baştan çıkarıcı kokusu kendimi kaybetmeme sebep olmuştu. Bana dönüp, "Ne izleyelim?" dediğinde burunlarımız birbirine değecek kadar yakındı ve birden dudağına yapıştım...
Öyle iştahla öpüşüyordu ki nerdeyse dilimi kopartacaktı. Dudağına bir ısırık atıp kendimi kurtardım. Erdal'a söz vermiştim, karısını sikerken onun da izlemesini sağlayacaktım. Ama Gül, "Seni istiyorum!" deyip açtığı gömleğimden vücuduma öpücükler kondurup aşağılara iniyordu. Öyle azmış bir hali vardı ki, kendini kaybetmiş, zaman kaybetmeden pantolonum ve boxerimden de kurtulmuştu. "Offf, ne kadar büyük sikin!" diyerek 20 santime yakın sikimi eline almış, gözleri parlayarak inceliyor, sikimin başına küçük öpücükler konduruyordu.
Ayağa kalktım ve üzerimdekileri tamamen çıkardım. Çıplak vücudumu hayranlıkla izleyen Gül'ü de ellerinden tutup ayağa kaldırdım ve tekrar dudaklarına yumuldum. Onun üzerindeki gecelikten de kurtuldum. Sonra da ondan yatak odasına geçip jartiyer çorap giymesini istedim. İstemeye istemeye yatak odasının yolunu tuttu Gül. Ben de o arada benim evde beklemekte olan Erdal'a mesaj atıp gelebileceğini söyledim. Garip bir duyguydu, ben karısını sikecektim ve o bizi izleyecekti. Bu durum beni daha da tahrik ediyordu. Artık sikim zonklamaya başlamıştı ve yatak odasına gidip bir an evvel sikimin o sızısını geçirmek istiyordum.
Yatak odasının kapısına geldiğimde, Gül arkası kapıya dönük, siyah dantelli bir jartiyer giyiyordu, zevkli kadındı. Üzerindeki son bez parçası olan tangadan da kurtulmuştu. Gece lambasının loş ışığında kabarmış ve ıslaklıkla parlayan amı ve siyah jartiyerin vücuduyla oluşturduğu kontrast çok tahrik ediciydi. Onu jartiyerini giyene kadar izledim ve arkadan yaklaşıp o dolgun memelerini bir elimle mıncıklayıp boynuna öpücükler kondurmaya başladım. Elini arkaya atıp sikimi avuçladı ve "Mmhhhh!" diye inledi. Gül'ü yavaşça yatağa sırt üstü uzattım. O da beraberinde beni bacaklarının arasına çekmiş, hırsla boynuma sarılmıştı. Dudaklarıma, boynuma her yerime öpücükler konduruyor, elleri sabırsızca omuzlarımda, kollarımda, sırtımda, belimde dolaşıyordu.
Sikim taş gibi olmuş, hareket ettikçe Gül'ün ıslak amına sürtünüp duruyordu. Dudaklarımı öpmüyor, adeta yiyor, somururcasına emiyordu. Dillerimiz birbirini okşuyordu. Dudaklarımı kurtarıp, "Ağzına al yavrum!" diyerek üzerinden kalktım. Doğruldu ve hiç vakit kaybetmeden etli dudaklarını araladı. Kalın sikimi ağzına almaya çalışıyordu. E tabii, Erdal'ın minik boy sikine alışkın olduğundan, benim sikimi almakta zorlanıyordu. Kırmızı loş ışıkta Gül'ün açılıp kapanan o narin dudakları harika görünüyordu...
Birden kapı aralığından bizi izleyen Erdal'ı fark ettim. Benim yönüm kapıya dönüktü, Gül'ün ise sırtı. Erdal sırıtarak bizi izliyordu, küçük sikini çıkarmış bizi izleyerek sıvazlıyordu. Deliydi bu adam, bana karısını ikram etmişti. Birazdan onun taze karısının tadına bakacaktım, var gücümle sikmi onun o narin amına kökleyecek, altımda zevkten bayıltana kadar sikecektim ve bu imkanı bana kocası olacak pezevenk sağlamıştı. Bunu düşünmek bile beni delirtiyordu. Sikimi karısının ağzına kökledikçe duyulan boğuk sesler, nefessiz kalan karısının çırpınmaları, beni daha da kendimden geçiriyordu.
Gül'ün başını tutup sikimi ağzından çıkardım. Dakikalarca sikimi yalayan ıslak dudaklarına yumuldum. Vahşice öpüşmeye başladık. Tekrardan yatağa uzattım ve memelerini yalayıp aşağıya indim, o ıslanıp kabarmış şeftalisine yumuldum. Tadı, kokusu harikaydı, amını şapırtadarak yalıyor, o akan zevk sularını büyük bir iştahla yutuyordum. Gül kendinden geçmiş, saçlarımı çekiştirip duruyor, bir taraftan da kıvranıyor, "Ohhh, çok güzelll, harikaaa!" diye inliyordu. Beni gazladıkça daha bir iştahla yalıyordum, dilimi amının en dibine kadar sokup orda dolandırıyor ve geri çıkarıyordum. Arkadaşımın karısını resmen dilimle sikiyordum.
Biraz sonra o adım gibi bildiğim kasılmaları başladı, orgazm oluyordu. Zevk feryatları eşliğinde beni bacaklarıyla sıkıştırarak dakikalarca kasıldı. Neden sonra durulunca ayağa kalktım ve bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Gül başını kaldırmış sikime bakıyordu. Biraz önce yalaya yalaya zevk sularını akıttığım amcığına bu kez kol gibi kalın, kavisli sikimi dokundurdum. "Ohhhh!" diye bir inleme kopardı, müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum. Arkadaşımın karısı altımda onu sikmem için kıvranıyordu. "Hadiii!" diyerek bana ellerini uzatıp üzerine çekmeye çalışıyordu.
"Beni mi istiyorsun?" diye sordum. "Evet seni istiyorum!" dedi hırsla, ardından şehvet dolu bir sesle, "Sikini istiyorum... Beni sikmeni istiyorum!" diye ekledi. Bunları kocasının da dinlediğini bilmek beni çileden çıkartıyordu. "Hadi içime sok artık şunu... Sik artık beni... Dayanamıyorum!" diye feryat edip kıvranıyordu. Sikimi gövdesinden tutup o ıslak amcığına sürttüm biraz, klitorisine bastıra bastıra ileri geri yaptım. Jartiyerli dizlerinden tutup bacaklarını ikiye ayırdım. Şimdi amı tam anlamıyla önümde serili vaziyetteydi.
Yavaş yavaş yüklenmeye başladım çizgi gibi duran tazecik amına. O kadar dardı ki, girmekte zorlanıyordum. Olanca gücümle bastırınca nihayet sikimin başını sokabildim. Kalanını da sokacağımda, Gül, "Ahhh, acıyor, acıyor!" diye altımda ciyaklıyor, elleriyle de yüklenmemi engellemeye çalışıyordu. Biraz bekledikten sonra sikimin başıyla yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Rahatlaması için kilitorisini okşuyor, eğilip memesine ve dudağına şehvetli öpücükler konduruyordum. Sikim Gül'ün amında milim milim ilerliyordu. Zevkten gözleri kaymış, belimi tutan elleri kasılmış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak içine giren sikime dayanmaya çalışıyordu. Amcığı ateş gibiydi, daracıktı ve tazecikti.
Dayanacak gücüm kalmamıştı artık, bir hamlede kalanını kökleyiverdim amına. Kasıklarımız birleşince Gül bir çığlık kopardı, "Aaahhhh! Yandııımmm!" diye. "Ahhh! Yavaş... Yavaş sik ne olur... Yardın beni... İkiye ayrıldım sanki... İçim yanıyor... Amım yanıyor!" diye feryat ediyordu. Üzerine uzanıp iyice altıma aldım, yavaş yavaş gidip gelmeye devam ediyordum. Biraz sonra acının yerini zevk çığlıkları almaya başladı. "Ohhhh, devam et aşkım, sik beni, daha hızlı sik!" diye inliyordu.
Kocaman sikimi arkadaşımın karısına hırsla sokup çıkarıyordum. Gül bacaklarını açabildiği kadar ikiye ayırmış, ellerini belimin kaba etlerinde dolaşıtırıyor, kasılmış, sürekli inliyor, çığlıklar atıyordu. Kendinden iyice geçmiş, gözleri kaymıştı. Teni sıcaktan ve şehvetten kıpkırmızı olmuştu. Yine o defalarca videolardan izlediğim orgazmına ulaşmaya yaklaşmıştı ve bu sefer benim altımdaydı, içindeki benim sikimdi. Hırsla sikiyordum, kapıda bizi izlemekte olan kacasına kadın nasıl sikilirmiş göstermek istercesine, sikimi dibine kadar kökleyip çıkarıyordum...
Gül elektrik çarpmış gibi sarsılmaya başladı. Aslında kendimi kasmasam ben de onunla birlikte boşalabilirdim, ama elimden geldiğince ilk sikişimizi uzatmak istiyordum. Sikimi dibine kökleyip dudaklarına hırsla yumuldum. Gül orgazm olurken ker tarafı titriyordu. Dakikalarca sürdü titremesi.
Titremesi bitip kendine gelince ben de kendimi biraz toparlanmıştım. İçinden çıkıp yana devrildim ve "Hadi bakalım Gül hanım, sıra sizde!" dedim. Zevkten kaymış gözlerle tebessüm ederek kalkıp üstüme çıktı. O koca sikimin kafasını amının girişine hizalayıp yavaş yavaş alçalmaya başladı. İkimiz de yeni bir zevk dalgasının içine giriyorduk. Gözlerim kapıya ilişti yeniden. Erdal da çoktan boşalmıştı, inik sikiyle oynayarak karısını nasıl siktiğimi izliyordu. Göz göze gelince, eliyle 'Süper' işareti yapıp memnuniyetini belli etmeyi de ihmal etmedi...
Artık kasıklarım sızlamaya başlamıştı, ama dayanabildiğim kadar dayanıp Gül yeniden orgazm olurken birlikte gelmeye çabalıyordum. Gül kalın sikimin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini göğsüme dayamış vaziyette, yavaş hareketlerle götünü indirip kaldırıyordu. Amcığı sikimi öyle sıkı sarıyordu ki, delirtiyordu beni. Koca sikim bir görünüp bir kayboluyordu, her kaybolduğunda Gül'den bir inleme sesidir yükseliyordu. "Ohhh... Çok güzelll..." diye mırıldanıyordu arada, "Başını hissediyorum, yumurtalıklarıma dayandı, en derinlerimi okşuyor sikin..." diyordu...
Ben de, "Harikasın Gül! Aşkım! Çok güzel sikişiyorsun bebeğim!" deyip bu kez sımsıkı beline sarıldım, boynunu, memelerini hırsla öperken, üstten sabitlediğim Gül'e alttan hızlı hızlı köklüyordum şimdi. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu. Gözleri kaydı zevkten, inlemeleri sıklaştı, zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Orgazmın eşiğindeydi, iyice yükselmiş, gelmek üzereydi tekrar. Bir hamlede içinden çıkmadan altıma aldım onu, artık benim de dayanacak gücüm kalmamıştı, transa girmiştim, var gücümle pompalıyordum...
Kızarmış, ter ve zevk sıvılarımızla ıslanmış kasıklarımızdan çıkan ses ikimizin homurtusuna eşlik ediyordu. "Geliyorum!" dediğimde, "İçime gel, korunuyorum!" diye inledi. Son gücümle sikimi dibine kadar kökleyip hayvan gibi böğürerek boşalmaya başladım. İlk defa böyle iştahla boşalıyordum! Sanki taşaklarım birbiri ardınca kasılıp içindeki yükleri boşaltıyordu. Gül de titreyip kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Amı kasılıyor, içindeki sikimi adeta sağıyordu. "Ohhh, içimi yakıyor döllerin, hissediyorum, rahmime ulaşıyor döllerin, ohhhh!" diye mırıldanıyordu halen.
Sonra ikimiz de durulduk. Doğrulup, içinden halen çıkarmadığım ve yavaş yavaş sertliğini kaybeden sikimin olduğu amına baktım. Manzara müthişti. Sevgili arkadaşımın karısının sikilmekten kızarmış, açılmış, kaymak gibi amının etrafından süzülen zevk sıvıları ve benim döllerim. Çıkardığımda ölü bir yılanı andıran ve amıyla mükemmel bir tezatlık oluşturan koyu renk sikim!
Kendine gelen Gül doğrulup dudaklarıma şehvetli bir öpücük kondurdu ve "Çok iyiydin aşkım, kocam beni hiç böyle sikemez!" dedi. Sonra hınzırca gülümseyip omuzlarımı okşayarak, "Kocam ikinci postayı da atamaz, eminim sen sabaha kadar rahat durmazsın!" dedi ve yeniden yatağa uzandı...
O gece uyku çökene kadar sikiştik. Bu böyle bir hafta devam etti. Erdal (güya) memleketten dönünce Gül ile yatakta başbaşa sabahlama olayımız bitse de, sevgili arkadaşımın karısını artık ortak kullanır olmuştuk. Daha doğrusu ben ondan çok kullanır olmuştum. Gül, kocasının bilmediğini sansa da herkes durumundan gayet memnundu. Erdal evin her yerine gizli kameralar kurmuş, benim Gül'ü sikişilerimi gizli gizli izlediği yetmiyormuş gibi bir de kaydedip izliyordu. Niye bize katılmadığını sorduğumdaysa, büyünün bozulmasını istemediğini, karısının o aldatma şehvetini sürekli yaşamasından haz aldığını söyledi. Garip bir adamdı Erdal, ama bu garipliği hiç tahmin edemeyeceğim kadar zevk almama yarıyordu...
Günler böyle geçerken yaz mevsimi geldi. Erdal ile ortak bir tatil planladık. Gül'e anlattığımızda o da çok sevindi. Tatil günü gelip çattığında herşey hazırdı, benim arabayla gidecektik. Erkenden eşyaları yükleyip tam yola koyulacakken, Erdal başka bir firmadan ek iş kabul ettiğini, kıramayacağı biri olduğunu söyledi. Bize, önden gidebileceğimizi, bir hafta sonra kendisinin de geleceğini söyledi. Yine Erdal'ın kafasında tilkiler dolaşıyordu, ama pek birşey demeden Gül ile yola çıktık.
Gül altına mini bir etek giymişti, üzerinde askılı tişört vardı. Yolda sütyenini ve tangasını çıkarttırdım, o güzel memlerini ve amını rahat okşayabilmek için. Güzel bir yolculuk oluyordu. Bir dinlenme tesisine girdiğimde sessizde olan telefonuma Erdal'dan uzun bir mesaj geldiğini fark ettim. Gül lavaboya gidince mesajı açıp okumaya başladım. Erdal, beni çok sevdiğini, onu hiç kırmadığım için kendince bir teşekkür etmek istediğini söylüyordu. Ben, bir hafta bize alan açmasını kastediyor sanmıştım, ama satırları okumaya devam ettikçe işin öyle olmadığını anladım.
Erdal, tatilin hemen öncesinde ezcacı arkadaşıyla anlaşmış ve Gül'ün kullanacağı doğum kontrol haplarının içeriğini gizlice vitaminle değiştirtmiş. Yani Erdal benden karısını hamile bırakmamı istiyordu. Deliydi bu adam. Aslında şimdiye kadar yaptıkları da pek akıl işi değildi, ama bu tamamen delilikti. Ne yapacaktım şimdi? Prezervatif kullansam veya dışarıya boşalsam Gül şüphelenebilirdi. Baba olma fikri garip geliyordu, hem de bir başkasının karısından. Ah Erdal ah, neler açıyordu başıma. Tabii işin şehvet dolu tarafı da beynimi gıcıklıyordu. İçimdeki, dişisini döllemek için yanıp tutuşan hayvanı dizginlemek imkansızdı. Ben bunları düşünürken Gül gelip dudağıma bir öpücük kondurdu. Resmen karı koca gibi takılıyorduk. Gül'e birşey belli etmedim, kaldığımız yerden yolumuza devam ettik...
Tatil yerindeki otele vardığımızda ikimiz de odalarımıza geçip duş alıp biraz yolun yorgunluğunu atmak için birkaç saat uyuduk. Kapımın çalmasıyla uyandım. Gelen Gül idi, "Hadi uykucu, yemek vakti, ben çok acıktım!" diyerek içeri daldı. Akşam olmuştu, ben de acıkmıştım. Gül yine o sexy elbiselerinden birini giymişti. Giysisinin beyaz ipekli kumaşı incecik ve son derece kaygandı. Eteği kısacıktı. Ensesinden dolanan incecik bir bandın tuttuğu çapraz kumaş parçaları memelerini örtüyor mu, yoksa büsbütün göze batar hale mi getiriyor, tartışılabilirdi. Sırtı tüm güzelliğiyle beline kadar açıktı. Yüksek topuklu dekolte ayakkabılarının ince bantları narin ayaklarını sarıyor, renksiz bir ojeyle boyanmış tırnakları nedeniyle büsbütün sexy hale gelen ayakları azdırıcı duruyordu. Kısacası, bir gören gözünü bir daha kolay kolay ayıramazdı.
Karşımda dikilen bu güzelliği izledikçe onu bir an evvel dölleme fikri beni delirtiyordu. Kararımı vermiştim, Erdal'ın bana sunduğu bu fırsatı sonuna kadar değerlendirecektim. Sikimden geldiğince o minik amcığını dölle dolduracaktım. Ama önce yemek için otelin restoranına indik. Gül güzelliği ve elbisesinin sexyliği ile bütün dikkatleri üzerinde topluyordu. Bu beni daha da gururlandırıyordu doğrusu. Yemeklerimizi yedik. Gül birkaç kadeh içki de içmek istedi, ama ben çaktırmadan alkolsüz içeceklere yönlendirdim, ne de olsa onu hamile bırakacaktım.
Yemeğimizi bitirip tam kalkacağımızda, bütün yemek boyunca Gül'ü dikizleyen, orta yaşlı, zengin görünümlü, yakışıklı bir adam masamıza geldi. Kendini tanıttı. Adı Kenan imiş. Otelin sahiplerinden olduğunu söyleyip, meşhur tatlılarını da denememizi istedi, ikramı olduğunu özellikle belirtti. Ben mırın kırın ederken Gül çoktan kabul etmişti. Tatlılar geldi ve yerken sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu adam Gül ile kahkahalar eşliğinde sohbet ediyor, ben ise dumur olmuş vaziyette tatlımı yiyordum. Gül de adamın içine düşmüştü resmen, o sik kaldırıcı ses tonuyla kahkahalar atıyor, adamın eline ve dizine dokunuyordu sürekli. Nihayet tatlılarımızı bitirdik. Kalkmamıza yakın Gül lavaboya gidince Kenan beyle başbaşa kaldık. Kenan bey, "Direkt konuya gireceğim, belli ki sizinkisi bir kaçamak, kadının parmağında yüzük var, senin yok. Odalarınız da ayrı tutulmuş. Sana bir teklifim var..." dedi.
İçimden (Çattık!) diye düşünürken, adam lafı dolandırmadı. Gül ile sevişmek istediğini söyleyip bana 25 bin dolar teklif edince gözlerimde dolar işareti belirdi. Gül'ün bu adam tarafından sikilmesi benim için önemli değildi, ama korunmuyor olması ve hamile kalacak olması biraz canımı sıkıyordu. Ama adam zaten yaşlı görünüyordu, belki bir posta anca atar diye kendimi avuttum. Biraz kem küm edip, bir şartla kabul edeceğimi söyledim, ben de onları gizlice izlemek istiyordum. Erdal bana da bulaştırmıştı bu pezevenklik işini. Adam gülerek kabul etti. Telefonunu çıkarıp hesap numaramı istedi. Anında hesabıma geçmişti 25 bin dolar.
Adamla her konuda anlaşmıştık. Biraz sonra Gül lavabodan çıkıp yanımıza geldiğinde, ben, "Biraz midem ağrıyor!" deyip odama çıkıp yatacağımı söyledim. Kenan ise Gül'ü asla bırakmayacağını, otelin gece kulübüne götürmeyi teklif etti. Israr etmesine gerek kalmadan kabul edilmişti bu teklifi. İyi eğlenceler dileyip odama çıktım, onları beklemeye başladım. Olacakları düşündükçe kalbim deli gibi çarpıyordu.
Yaklaşık iki saat sonra Gül'ün kapısının açılma sesini duydum. Hemen balkona gizlenip beklemeye başladım. Odalarımız ve balkonlarımız yan yana olduğundan benim balkondan bakınca Gül'ün odası görünüyordu ve adamla anlaşmamıza göre perdeyi kapatmayacaktı. Gül girdi önce içeri, ardından da Kenan. İkisi de çakır keyifti. Sadece gülüşüyor ve sürekli birbirlerine dokunuyorlardı. Kenan eğilip Gül'ün dudaklarına yapıştı, hırsla emiyordu. Gül de ona şehvetle karşılık veriyordu. Sikim zonklamaya başlamış, pantolonuma sığmıyordu. Odamda pontolonumu çıkarıp, boxerimle çıktım balkona. Zaten balkon karanlıktı ve odalarımız otelin arka tarafında olduğu için ormana bakıyordu, kimse göremezdi beni.
Tekrar içeriye baktığımda Gül eğilmiş adamın haşmetli yarağını iştahla yalıyordu. Canlı canlı porno izliyordum, hem de bu seferki Erdal'ınki gibi pipi de değildi. Adam gözlerini kapatmış anın zevkini çıkarıyor, elleriyle Gül'ün kafasını hırsla bastırıp çekiyor, resmen Gül'ün ağzını sikiyordu. Ben de onları izleyerek sikimi boxerden çıkarmış sıvazlıyordum. Biraz sonra adam Gül'ü ellerinden tutup kaldırdı ve soymaya başladı. Soyarken de sürekli vücudunun çeşitli yerlerine öpücükler konduruyordu. Gül de aynı şekilde adamı soymaya çalışıyordu.
Dikkatimi çeken ilk şey adamın bir hayli kıllı olmasıydı, ama Gül o kadar iştahla adamın her yerine öpücükler konduruyordu ki, hayret ediyordum. Adam Gül'ü tamamen soyduktan sonra biraz geriye çekilip kendi de tamamen soyundu. Adamın, tıpkı göğsü ve kolları gibi, kapkara kıllarla kaplı yarağı kocaman ve dimdikti. İki adımda Gül'ün yanına sokuluverdi. Yiyeşerek birlikte yatağa uzandılar. Sonra adam iki eliyle Gül'ün dizlerinin altından tutup bacaklarını kaldırdı ve karnına doğru bastırdı. O kocaman yarağın morarmış başı hiçbir yardıma gerek kalmadan Gül'ün amını buluverdi ve sert bir hareketle, bir seferde dibine kadar giriverdi.
Çığlığa benzer bir inleme kaçırdı ağzından Gül. Bütün vücudu kasıldı. Adamın kasıklarındaki kıllar Gül'ün amının dudaklarına, kıllı taşakları da götüne yapışmıştı. Eskiden olsa kolay kolay girmezdi diye düşündüm, Gül'ün amını sike sike ben bu hale getirmiştim, izlediğim yerden göğsüm kabarıyordu. Ahhh sevgili Gül'üm, klitorisinden başlayıp yukarı doğru çizgi gibi bir tüy bırakıyordu amının üzerinde, bunu beni çok tahrik ettiği için bırakmasını ben istemiştim. Erdal Gül'ün amını kaymak gibi seviyordu, ama yapacağı birşey yoktu. Gözüme amındaki o tüyler çarptı ve bu beni nedense daha da tahrik etti.
Amın içini alabildiğine dolduran yarak birden hareketlenip, girip çıkmaya başladığında, Gül'den daha da yüksek inleme sesleri ve zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Daha birkaç saat önce tanıştığı bir adam, onu altına almış hırsla sikiyordu. Daha karşılaştıkları andan itibaren, adam Gül'ü sikecek gibi bakmıştı. Sonunda sikiyordu işte. Hem de ne biçim sikiyordu. Çılgın bir şeydi bu. Adam Gül'ü öylesine ikiye katlamıştı ki, kımıldamasına bile imkan kalmamıştı. Gül, zevkten yarı kapanmış gözleriyle, içine bir sopa gibi girip çıkan kocaman yarağı seyrediyordu. Amının o narin dudakları yarağın çevresine sımsıkı yapışmıştı. Adam dibine kadar geçirip, ucuna kadar çıkardıkça, Gül'den de zevk çığlıkları yükselmeye devam ediyordu.
Ağzından kaçan boğuk iniltileri kontrol etmesine olanak yoktu. Artık neredeyse zevkten feryat eder hale gelmişti. "Ohhhh, çok güzel sikiyorsun!" diye söyleniyordu, "Ohhh, sikin çok güzelll..." derken birden vücudu sarsılmaya başladı. Götünün yanakları sağa sola çalkalanıyordu. Orgazm oluyordu Gül'üm. Hırsla sikildiği adamın altında sudan çıkmış balık gibi çırpınıyordu, ama adamın durmaya hiç niyeti yoktu. Olanca hırsıyla sikmeye devam ediyor, o koca yarrağı köküne kadar sokuyor, ucuna kadar çıkarıyor, yeniden sokuyordu...
Gül artık, "Hadi fışkırt içime! Hadi döllerini fışkırt içime! En dibime fışkırt, hadi boşal ne olursun!" diye yalvarmaya başladı. Bu sözler adamı daha da delirtti, şimdi daha da hırsla sikiyordu. Adamın ağzından derin bir homurtu çıktı önce. Sonra da dibine kadar geçirdi Gül'ün minik amına. Sevgili arkadaşımın karısı daha birkaç saat önce tanıştığımız bir adam tarafından dölleniyordu. O kapkara taşaklarını da sokacakmış gibi var gücüyle dibine kadar geçirmiş, döllerini rahmine bırakıyordu. Adamın boşalması Gül'ün bir kez daha orgazm olmasına neden olmuştu.
Artık ikisi de inliyor, titriyor, sarsılıyordu. Gül'ün o sikildikçe kızaran teni üstündeki hayvan gibi adamın böğürtüleri beni de daha fazla dayanamaz hale getirmişti. Müthiş bir şehvetle boşalmaya başladım. Döllerim sevgili arkadaşımın karısının gül gibi amı yerine balkona fışkırıyordu. Erdal'ı şimdi daha iyi anlıyordum, izlemenin zevki bir başkaymış...
O hafta Kenan ile paslaşarak Gül'ü siktik, amını dölledik. Tabii Gül'ün bu anlaşmadan hiç haberi olmadı. İkinci hafta Erdal'ın gelmesiyle Kenan yerine Erdal'la paslaşarak Gül'ü sikmeye ve amını döllemeye devam ettik. Tatilimiz bitip döndükten sonraki haftalarda Gül şaşkın vaziyette bana adetinin geciktiğini söyledi. Gül çok şaşırmıştı, ama sevgili arkadaşım sağolsun, ben öyle bir şaşkınlık yaşamadım.
Nihayetinde Erdal'ın arzusu gerçekleşmiş, Gül hamile kalmıştı. Ama kimden? Asıl şaşkınlığı ise ikiz olduğunu öğrenince hepimiz yaşadık :)
(Sezgin)
408 notes · View notes
atilaymbne · 8 months ago
Text
Hani, büklüm büklüm boynunda
170 notes · View notes
uzerindesurtuneceginsertlik · 11 months ago
Text
İş ortağım
Her şey çalıştığım iş yerinde Erdal adında yeni evli bir arkadaşın işe girmesiyle başladı. Erdal benden iki yaş büyüktü. Ara sıra işyerine gelen karısıyla da tanıştırdı beni… 
Gül benimle aynı yaştaydı. Güzel, seksi, yuvarlacık hatlarıyla, uzun bacaklarına güvenerek giydiği mini etekleriyle harika bir kadındı. Gerek Gül, gerek Erdal ile kısa sürede samimiyetimiz arttı, kafalarımız uyuyordu. Her konuda rahatça konuşabiliyorduk, zevklerimiz hemen hemen aynıydı.
Aramızdaki ilişki koyulaşıp ilerledikçe, kanka konumuna yükselen arkadaşlığımız derinleştikçe Erdal'ın garip bir huyu olduğunu öğrendim zamanla... İş yerindeki kadınlarla ilgili geyik muhabbetleri yaparken listeye karısını da ilave etmeye başladı. Bana sürekli karısıyla olan yatak odası ilişkilerini anlatıyordu. 
"Kanka, benim karı çok azgın!" dedi bir gün… 
"Eve girer girmez üstüme atladı!" diyordu benden hiç çekinmeden… Zamanla daha çok ayrıntı vermeye başladı,
"Şu pozisyonda siktim!" , "Şöyle soktum!" , "Böyle inledi!" , "Kasıla kasıla orgazm oldu!" gibi sözlerini sık sık duyar oldum.
"Karım doymak bilmiyor kanka..! Yatakta çok yoruyor beni…" gibi sürekli karısıyla nasıl seks yaptığını anlatması ilk başlarda bana tuhaf gelse de, sonradan bunları anlatmasını bekler oldum. Sonunda bir sohbet sırasında,
"Kanka, bak sana ne göstericem. Ama ölümü gör, aramızda kalacak." diyerek telefonunu uzattı bana… 
Merakla alıp baktım, çırılçıplak bir kadın, yatakta poz vermiş, yüzü görünmüyor. Vücut yapısından bir şeyler tahmin ediyordum ama yine de buna cesaret edeceğini zannetmemiştim.
“Nasıl? Güzel değil mi?” diye sordu. Resmi büyütüp büyütüp bakıyordum kadının her yerini iyice inceledim. İri memeler, tertemiz kaymak gibi amı, her şeyi meydandaydı. 
“Of, kanka… Harika bir kadın… Tam sikilecek pozisyonda poz vermiş. Her yeri mükemmel, taş gibi… Ne amcık vardır bunda…” dedim sonunda… Sertleşen sikimi pantolonumun üstünden oğuşturarak zaptetmeye çalışıyordum bir yandan… Gözleri parladı, 
“Kanka, karımın resmi bu… Gül…” dedi heyecanla… Tahmin ettiğim şey gerçekti, karısının çırılçıplak, amı götü meydanda resimlerini gösteriyordu bana… Yine de gözlerime inanamadım. Tekrar tekrar baktım resme… Evet, oydu, karısıydı.
“Gerçekten mi? Erdal, sen baya ilerlettin işi kanka… Gerçekten, Gül mü bu?”
“Evet kanka… Karımın resimleri… Sen doymadın galiba bakmaya… Hem de inanmadın sanki bana… Dur, başka resimler de var. Onları da göstereyim sana…” 
Gösterdi. Diğer resimlerde yüzü de görünüyordu. Her şeyiyle mükemmel bir seks abidesiydi karısı… İçim gitti. Telefonu geriye verdim. 
“İyisin valla Erdal… Ne güzel, sana çırılçıplak poz veren bir karın var. Peki neden bana gösterdin bu resimleri? Bekar adamım, senin yüzünden evde kaç posta otuzbir çektireceksin bana…” 
“Hoşuma gidiyor kanka, elimde değil. Zevk alıyorum. Ne yapayım, ben böyleyim işte… Cuckold olayı acayip tahrik ediyor beni… İstersen sana da atayım Gül'ün resimlerinden… Karımın çıplaklığına, amcığına götüne bakıp otuzbir çekersin. Ne diyorsun buna?” 
“İnanamıyorum kanka…” diyebildim. “Demek karının amını görmemden zevk alıyorsun ha? Peki… Madem istiyorsun, akşam karının resimlerine bakıp bakıp asılırım artık… Yarın söylerim sana, karını hayal ederek kaç posta attığımı…” 
“Off… Karımın amına bakıp otuzbir çekeceksin kanka… Gül'ümü siktiğini hayal edeceksin, sikini okşarken boşalacaksın, döllerin fışkıracak karım için… İnan şu anda benimki taş gibi oldu. Söylemesi bile sertleşmeme yetiyor inan...”
Zamanla Erdal bu olayı iyice ilerletti. Artık karısıyla seks yaparken fotoğraflar ve videolar çekip bana gösteriyordu. Karısına sakso çektirirken... Gül'ü altına almış, iki büklüm yapmış vaziyette sikerken... Seksi iç çamaşırları giymiş veya çırılçıplakken… 
Bir erkeği tahrik edip sikini kaldırabilecek, şehvetten delirtebilecek bir sürü fotoğraf ve videolar... 
“Nasıl poz veriyor sana böyle?” dedim bir gün, öyle pozisyonlarda çekmiş ki kendilerini… Uzaktan, yakın plan amına girerken, götünü sikerken… “Çoğu kadın bacaklarını bile göstermez, senin Gül hiç çekinmiyor bakıyorum.” 
“Sana söylüyorum, inanmıyorsun kanka… Benim karım azgın diyorum. Hoşuna gidiyor böyle pozlar vermek, o da teşhircilikten, çırılçıplak poz vermekten zevk alıyor. Gündüz ben evde yokken sikiş resimlerimize bakıp kendini okşuyormuş.”
Erdal'ın karısı Gül dediğim gibi genç, güzel, taş gibi, çok seksi, biraz zayıf, bembeyaz teni olan biri, ama özellikle tahrik edici olan sesiydi. Konuşmasını duymak bile resmen insanın sikini kaldırmaya yetiyordu. 
Fotoğraflara ve videolara bakarken, karısıyla çırılçıplak sikişen Erdal'ın sikinin küçük bir şey olduğunu görmüştüm. Artık benim bütün odağım Gül olmuştu. Fırsat buldukça Erdal'la sohbet etmek ve bir şeyler içmek için bahane uyduruyor, sık sık onlara gidiyordum. 
Resimlerinden ve videolarından o kaymak gibi amcığının her ayrıntısını bildiğim, sakso çekerken kocasının küçük sikini boylu boyunca kavrayışını, o narin dudakların hırsla emişini, orgazm olurken attığı zevk çığlıklarını bildiğim kadına hasta oluyordum. Karşımda hanım hanımcık oturan bu azgın kadının hep yakınında olmak istiyordum... 
Erdal da anlıyordu elbette… Evlerinden neden çıkmadığımı, sık sık neden bir bahane uydurup onlara damladığımı gavur gibi biliyordu. Pek şikayetçi de sayılmazdı, hatta kendisi çağırıyordu evlerine… 
Karısı karşımda otururken açılan eteğinden sergilediği güzel bacaklarına bakarken dalıyordum bazen… Başımı çevirdiğimde kocasının gülerek beni izlediğini görüyordum. Gül içeriye gittiğinde bana dönüyor,
“Karımın çıplak resimlerine bakmak kesmedi galiba kanka… Gözünü ayıramadın bacaklarından… Bir şey görebildin mi bari, külodunu gösterdi mi sana?” diyerek kahkahayı basıyordu pezevenk… Gülmesini duyan karısı yanımıza gelirken cümlenin sonunu yakalıyordu,
“Neye gülüyorsunuz bakayım siz? Kim külodunu göstermiş?” 
“Aşkım, bu benim abaza kankam var ya… Bugün muhasebedeki mini etekli kızın külodunu görücem diye deli oldu da… Ona gülüyorduk.” diye geçiştirdi… 
“Aman ne meraklısınız bacak görmeye… Ondaki bacak bende de var aşkım…” diyerek mini eteğini biraz daha yukarı çekip bacaklarını gösterdi bize… İkisi de birbirinden çılgındı bu karı kocanın…
İki ay önce ev sahibim kiramı aşırı yükseltmişti ve ben kirası daha uygun başka bir kiralık ev arıyordum. Bir gün Erdal karşılarındaki dairenin boşaldığını, kirasının da uygun olduğunu, kaçırmamamı söyleyince hemen tuttum ve oraya taşındım. 
Artık karşılıklı dairelerde, hep birlikte yaşıyor gibi olmuştuk. Fırsat buldukça akşam yemeklerini beraber yiyor, içiyor, televizyondan dizi, film izliyor, beraber bolca zaman geçiriyorduk. Tabii ben sürekli Gül'ü dikizliyor, adeta gözlerimle sikiyordum. 
İlerleyen haftalarda birbirimize iyice kaynaşmış ve bunun neticesinde Gül ile iyice samimi olmuştum. Artık yanımda iyice rahatlamıştı. Kısa ve açık şeyler giymeyi seviyordu zaten, artık benden hiç çekinmiyordu. Erdal ara sıra takılıyordu karısına,
“Aşkım, biraz daha kısa giy istersen, kankam iyi göremiyor bacaklarını…” diyerek gülüyordu. Benim yüzüm kızarırken karısı aldırmıyor,
“Ne diyorsun sen aşkım?” diyerek gülüyordu.
“Ne bu kızım, bu kadar mini etek giymişsin. Üstün başka alem, memelerin yarısı meydanda… Çocuğun canı çekecek seni göre göre… Bekar adama otuzbir mi çektireceksin akşam akşam…” Karı koca kahkahayı patlatıyor, ben de biraz utanmış, biraz şaşkın vaziyette gülmeye, onlara katılmaya çalışıyordum.
O bembeyaz güneş görmemiş teni canlı canlı gözlerimin önündeydi. Bazen el şakası bahanesiyle dokunuyordum ve teninin o tazeliği, pürüzsüzlüğü beni kendimden geçiriyordu. 
Bir hafta sonu onlarda akşam yemeği yedik. Yemeğin üstüne de Erdal'ın açtığı viskiden içtiğimiz birkaç duble ile gece yarısını etmiştik. Televizyonda film izlerken içim geçmiş ve kanepede uyuklamışım. Erdal'ın beni dürtmesiyle uyandım, gözlerimi açıp bakındım. Gül yoktu yanımızda... Erdal, 
“Kanka, miskin miskin uyuma, biraz hareket edelim.” Uykum açılmıştı bile, bu deli herif ne planlıyordu acaba? Doğrulup merakla yüzüne baktım, 
“Gül yine azdı, ille de sik beni diye tutturdu. Ben birazdan karımı sikicem. Yatak odasında beni bekliyor. Kapıyı aralık bırakayım, istersen sen de gizlice bizi sikişirken izlersin!” dedi. 
Bir yandan da pis pis sırıtıyordu. Gerçekten tuhaf bir insandı bu Erdal... Benim bir şey dememe fırsat vermeden karanlıkta süzüldü gitti yatak odasına... Böyle bir şey yapmasını beklemem lazımdı aslında… Karısıyla sikişirken videolarını çeken, benimle paylaşan kocadan her şey beklenirdi. 
Biraz sonra içerden belli belirsiz fısıltı ve şapırtı sesleri gelmeye başladı. Yavaşça yatak odasının önüne gittim. İçerisi gece lambasının loş kırmızı ışığıyla aydınlanıyordu, ama Gül'ün çıplak beyaz teni ay gibi parlıyordu. 
Yatağın önündeydi karı koca... Gül ayakta duran Erdal'ın önüne diz çökmüş, benimkinin yarısı kadar büyüklükte olan sikini iştahla yalıyordu. Sikim bir anda kalkmıştı onu öyle görünce... 
Gül bir süre Erdal'ın sikini yalayıp emdi. Sonunda Erdal karısını ayağa kaldırıp dudaklarına yumuldu. Deli gibi, hırsla, şehvetle öpüşüyorlardı. Erdal Gül'ün dolgun dudaklarını öpüp emerken, elleriyle de götünü avuçluyordu. Onları böyle izlemek kafamı allak bullak etmiş, sikim kazık gibi olmuştu. 
Erdal, ayağa kaldırdığı Gül'ün arkasına geçip çömeldi. Yüzünü Gül'ün götünün yanakları arasına soktuğunda, Gül çıldıracak gibi oldu ve 
“Ohhhhh!” diye inledi, sonra da yalvarırcasına, “Yala hadi beni! Hadi yala, ne olursun...” demeye başladı. 
Erdal Gül'ün götünün yanaklarını iki eliyle iyice ayırıp ağzını amına yapıştırmış, şapırtılı sesler çıkararak amını götünü yalıyordu. Gül ise gözleri kaymış, Erdal'ın götünün yanaklarına yaptığı destekle ayakta durabiliyordu. 
Biraz daha yaladıktan sonra Erdal ayağa kalktı, yüzü Gül'ün zevk sıvılarıyla iyice ıslanmış, parlıyordu. Gül yatağa sırt üstü uzanırken, Erdal sinsi bir bakış attı kapıya, beni görünce sırıtarak göz kırptı. 
Gerçekten deliydi bu Erdal ve beni de kendine uydurmuştu. Ben de pantolonumu indirip zonklayan sikimi serbest bıraktım ve tekrar içeriyi izlemeye başladım. 
Erdal, zevkten iyice ıslanmış olan Gül'ün amının girişine dayamıştı sikini. İyice kendinden geçmiş olan Gül iki eliyle Erdal'ı belinden asılarak içine istiyordu, ama Erdal sikini sürekli yukarı aşağı sürtüp Gül'ü delirttikçe delirtiyordu. 
“Hadi aşkım sok içime sikini, hadi yar beni!” deyince sonunda Erdal var gücüyle bastırdı. 
“Ohhhhh!” diye bir inleme koptu Gül'den. Erdal'ın sikini amında hissetmekten müthiş bir zevk aldığ��nı görebiliyordum saklandığım yerden. Gül Erdal'ın boynuna sarılıp dudaklarına hırsla yumuldu. 
Erdal belini oynatmaya, yavaşça pompalamaya başladı. Gül'ün zevkten gözleri kaymış, bacaklarını Erdal'ın beline dolamış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak amına girip çıkan sikin verdiği zevkle inliyordu. Erdal da, 
“Aşkım... Güzel amcıklım benim... Dar amcıklı orospum benim!” diyerek var gücüyle Gül'ün kaymak gibi amını sikiyordu.
Elimi tükürükleyip kayganlaşan parmaklarımla sikimi sıvazlamaya başladım. Manyak herif, benim onları izlediğimi bilerek, beni delirtmek, daha çok tahrik etmek için konuşuyordu böyle, emindim buna…
Dakikalarca sürdü bu sahne... Hırsla, vahşice sikişiyorlardı. Gül bacaklarını Erdal'ın bacaklarına sarmıştı şimdi. Kocasının acımasız köklemelerine zevk çığlıkları ile karşılık veriyor, dudakları titriyor, iki eliyle Erdal'ın belini tutmuş, amına daha çok köklemesini istiyordu. 
“Ohhhh!” diye bir çığlık kopardı Gül, sonra da, “Dayanamıyorum... Geliyorumm kocacım..." diye kıvrandı. Erdal da ona homurtularıyla eşlik ediyordu. 
Ve birden o videolarında defalarca izlediğim Gül'ün kasılması başladı. Amının o anda Erdal'ın sikini sağdığına emindim. Zaten Erdal da daha fazla dayanamadı ve var gücüyle son bir kez altında çırpınmakta olan Gül'ün amına kökleyip kasılmaya başladı. Erdal da boşalmıştı. 
Manzara mükemmeldi. Hayvanlar gibi sikişen bu çifti izlerken otuzbir çekerek deli gibi asılıyordum. Gül'ün o pürüzsüz amının kenarından dışarıya taşan zevk sıvıları ve kocasının dölleri kendimden geçmeme yetmişti. Hiç boşalmadığım kadar boşalıyordum avucuma. 
Döllerimi yerlere damlatmamaya özen göstererek banyoya gidip temizlendim. Geri geldiğimde içeriye bir bakış attım, çırılçıplak ve sarmaş dolaş uykuya dalmışlardı. Bir süre yatakta yatan şehvetli ve isterik kadının çıplak, bembeyaz tenli bedenine baktım. 
Daha az önce boşalmama rağmen sikim taş gibi olmuştu. Ama yapacak bir şeyim yoktu. İçeri dalıp Gül'ü pezevenk kocasının yanında sikmeyi düşündüm bir an, ama sonra vaz geçtim. 
Ne tepki vereceğini bilemezdim. Kocasıyla aynı şeyleri düşünmüyor olabilirdi Gül…Ben de geri salona döndüm. Artık kafama koymuştum, bir yolunu bulup Gül'ü sikmem lazımdı... 
Ertesi gün birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, Erdal Gül'e çaktırmadan benimle konuşmak istediğini söyledi. Benim eve geçip birer bira açtık ve anlatmaya başladı. 
“Biliyorsun, daha önce sana söylemiştim. Uzun zamandan beri Cuckold olayına ilgi duyuyorum. Bu olay beni aşırı derecede tahrik ediyor kanka… Adeta deliriyorum.” 
“Biliyorum sapık herif… Dün gece de harikaydınız, çok güzel siktin karını… Siz yatakta, ben de kapının önünde boşaldım.” diyerek güldüm. 
“Her zamanki halimiz arkadaşım. İnan hep böyle bu kadın… Delirtiyor beni sikişirken… Hele dün gece senin bizi sevişirken izlediğini, otuzbir çektiğini bilmek de zevkimi ikiye katladı.” 
“Eee, kanka? Şimdi benden ne istiyorsun? Bu kadar önemli olan ne?” dedim. Yüzüme baktı Erdal... Söylesem mi söylemesem mi diyordu, çok belliydi. Sonunda, 
“Kanka, bunu çok düşündüm inan… Artık bu cuckold işini bir adım daha öteye taşımak istiyorum.”
“Nasıl yani?” Derin bir soluk alıp derdini döküverdi bir anda,
“Nasıl var mı işte kanka… Ben… Ben senin karımı sikmeni istiyorum… Ama ben de izleyeceğim siz sevişirken… Gizlice… Sen karımı sikerken ben bir şekilde röntgenleyeceğim sizi…” 
Doğrusu hiç şaşırmadım buna… Zaten karısını sikmek için fırsat kollamaya başlamıştım. Bir punduna getirip sikmeliydim o seksi kadını… Şimdi bunu bizzat kocasından teklif olarak duyunca ağzım kulaklarımda kabul ettim elbette… 
“Ama ufak bir sıkıntı var kanka... Karımın bu konulardan haberi olmasını istemiyorum. Gül, seninle sevişirken kocasını aldattığını, beni boynuzladığını sanmalı... En azından şimdilik... Belki böylesi onun için daha da zevkli olur aslında… Adrenalin patlaması yaşar.” 
“Peki, karın kabul edecek mi bunu?”
“Ben elimden geldiğince seni Gül'e anlattım, her fırsatta methettim. Gül de zaten seni çok seviyor, beğeniyor seni...” 
“Vay anasını kanka… Desene işimiz pek zor değil öyleyse…”
Erdal ile oturup iyi bir plan yaptık. Öncelikle Erdal yorgun, hasta ve keyifsiz olduğunu söyleyip Gül'e bir hafta hiç dokunmayacaktı. Her gün, her gece sikişmeye alışmış karısını duvara tırmanır hale getirip, sonra da öylece bırakacak, memlekete gidecekti. 
Öyle de oldu. Bir hafta sonra Erdal memlekete gidiyorum diyerek benim eve geldi saklandı. Planımıza göre ben de o gün akşam yemeklik malzemeleri alıp, Gül ile birlikte yemek için kapısını çaldım. 
Gül kapıyı açtı ve beni içeri davet etti. Üzerinde göğüslerini belli eden beyaz ince bir tişört vardı. Altında ise siyah renkte tayt vardı. Eli yüzü kıpkırmızıydı, sanki ateşi varmış gibiydi. 
Onu biraz tanıyorsam, amını parmakladığı resimlerini, kocasıyla sikiştiği videolarını gördüğüm, kocasının altında sikişirken canlı izlediğim kadın, ben kapıyı çaldığımda kesin mastürbasyon yapıyordu. 
Erdal bir haftadır karısına elini sürmemişti ve kalıbımı basarım, Gül kesin azgınlıktan delirmek üzereydi. 
Birlikte mutfağa geçtik. Ona güzel bir yemek hazırlayacağımı söyledim. Yine o sik kaldıran şuh kahkahasını attı ve sonra dilini çıkarıp dudaklarını yalarken, 
“Mmmm, desene bu gün tıka basa doyacağım!” dedi. 
Pembe dilinin etli dudaklarını yaladığını görünce içim eridi birden… İçimden (Doyuracağım seni yavrum... Hem karnını yemeğe, hem amını yarağa doyurucam!) dedim. 
Yemekleri hazırlarken mutfakta bana yardım etti. Arada ona sürtünmeyi ve dokunmayı ihmal etmiyordum. 
Mutfak dardı ve mecburen sürekli birbirimize sürtünmemiz gerekiyordu. Bilerek her seferinde onu önümden geçmeye mecbur bırakıyor ve o güzel götüne önümü bastırıyordum. 
Gül hiç tepki vermiyor, aksine o geçişlerini elinden geldiğince yavaşlatıyordu. Gerçekten iyice kızışmıştı, benim birşey yapmama gerek kalmadan o üzerime atlayacaktı anlaşılan… 
Yemeği masaya servis ederken gecenin biraz daha ısınması için getirdiğim viskiyi de masaya koydum. Bunu yapmamı Erdal istemiş, içkinin onu daha da isterik bir orospuya çevirdiğini söylemişti. Erdal ile içerken bazen Gül bize eşlik ederdi zaten. 
Küçük yemek masasında çok yakın oturmuştuk, bacaklarımız birbirlerine değiyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Gül viskinin verdiği gevşemeyle bacaklarımı okşamaya başlamıştı. Hiç konuşmuyor, sadece birbirimizi süzüyorduk. 
Aklımdan onun Erdal ile sikişirken çıkardığı inleme sesleri ve orgazm kasılmaları geçiyordu. Ve bu gece o güzelliğin tadına bakma fırsatını bana bizzat kocası olacak pezevenk sunmuştu. 
Ama işi dayanabildiğim kadar uzatmak ve Gül'ü adeta kudurtmak istiyordum. Ne kadar azdırırsam o kadar ateşli sevişeceğini biliyordum. 
Yemekten sonra yine elimden geldiğince götüne sürtünerek gelip geçtim. Artık viski onu iyice gevşetmiş, bilerek gelip önümde oyalanır olmuştu. Götünün o sıcaklığını ince taytının üzerinden hissedebiliyordum. O da götünü iyice bana yaslayıp adeta sikimi içine davet ediyordu. 
Artık iş o kadar uzamaya başladı ki, nerdeyse boşalacaktım. Neyse ki mutfaktaki işimiz bitmişti, ama ikimizde de artık film koptu kopacaktı. Ben lavaboya giderken, Gül de terlediğini ve üzerini değiştirmesi gerektiğini söyleyip kendini yatak odasına zor atmıştı. 
Ben ondan önce lavabodan çıkıp mutfağa geçtim, ikimize birer kadeh daha viski hazırlayıp salona geçtim. Artık son noktayı koymanın vakti gelmişti. Biraz sonra Gül de salona gelince dilimi yutacaktım. 
Göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran minik bir gecelik giymişti. Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama ancak kendi kocasının yanında, yatak odasında giyilebilirdi. Başka bir yerde, yabancı bir erkeğin yanında giyilecek bir giysi değildi. 
Gül'ün yüzünde de heyecan ve karışık duygular belirmişti. Şeffaf gecelik kumaşından minicik tanga külodunu görebiliyordum. Geceliğin boyu o tanga külodun hemen altında bitiyordu zaten, kısacıktı. 
Sütyen yoktu içinde. Meme uçlarının pembemsi koyuluğu ve kabarıklığı belli oluyordu. Gözlerimi ince geceliğin altında sergilenen hazinelerine diktim. Gülümseyerek, 
“Gül… Geceliğin çok seksiymiş!” dedim. 
“Sen yabancı sayılmazsın canım... İyice sıcak bastı!” dedi. 
Gerçekten beni istiyordu, onu sikmemi istiyordu. İncecik şeffaf kısa geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı, uzun ve çıplak bacaklarını, güzel götünü zor kapatıyordu. 
Eline içkisini tutuşturdum. Hemen çaprazıma oturdu. Otururken özenle geceliğinin eteğinin sıyrılmasına dikkat etti. Bacak bacak üstüne atmıştı. Götünün bir yanağına kadar görünse de o beni delirten tazecik şeftalisini bacakları kapatmaktaydı. 
Sohbet havadan sudandı, ama odanın havası seks yüklüydü. Tıpkı hayvanların çiftleşmeden önce yaptığı gibi birbirimizi tava getirmeye çalışıyorduk. 
Bacak bacak üstüne atmışken vazgeçti, bacağını indirip sürekli hareket ettirmeye başladı. Tangasından taşmış amı bir görünüp bir kayboluyordu. Onun gözleri de önümdeki kabarıklıktaydı. Birden kumandaya uzanıp, 
“Hadi film izleyelim!” diyerek televizyonu açtı, sonra da kalkıp salonun ışığını dimerden kısıp geldi, yanıma oturdu. O baştan çıkarıcı kokusu kendimi kaybetmeme sebep olmuştu. Bana dönüp, 
“Ne izleyelim?” dediğinde burunlarımız birbirine değecek kadar yakındı ve birden dudağına yapıştım. 
Öyle iştahla öpüşüyordu ki nerdeyse dilimi kopartacaktı. Dudağına bir ısırık atıp kendimi kurtardım. Erdal'a söz vermiştim, karısını sikerken onun da izlemesini sağlayacaktım. Ama Gül, 
“Seni istiyorum!” dedi. Uzun parmaklarıyla düğmelerini açtığı gömleğimden vücuduma öpücükler kondurup aşağılara iniyordu. Öyle azmış bir hali vardı ki, kendini kaybetmiş gibiydi. Fazla zaman kaybetmeden pantolonum ve boxerimden de kurtulmuştu. 
“Offf, ne kadar büyük sikin! Erdal'ın siki bunun yarısı kadar…” diyerek yirmi santimlik sikimi eline almış, gözleri parlayarak inceliyor, sikimin başına küçük öpücükler konduruyordu. 
Ayağa kalktım ve üzerimdekileri tamamen çıkardım. Çıplak vücudumu hayranlıkla izleyen Gül'ü de ellerinden tutup ayağa kaldırdım ve tekrar dudaklarına yumuldum. Öpüşürken üzerindeki gecelikten de kurtuldum. Sonra da ondan yatak odasına geçip jartiyer çorap giymesini istedim. 
İstemeye istemeye yatak odasının yolunu tuttu Gül. Ben de o arada benim evde beklemekte olan Erdal'a mesaj atıp gelebileceğini yazdım. 
“Gelebilirsin kanka… Senin azgın karını sikmek üzereyim. Yatak odasına gönderdim. Benim için jartiyer giyecek orospu karın… Biraz sonra yarağı karıcığının kızışmış amcığına geçiricem. Kaçırma istersen, çabuk gel…”
Garip bir duyguydu. Ben arkadaşımın karısını sikecektim ve o gizlice bizi izleyecekti. Bana karısını siktiği videoları izletirken duyduğu heyecanın aynısını yaşıyordum şu anda… Tek farkı Erdal bizi canlı izleyecekti. 
Bu durum beni daha da tahrik ediyordu. Artık sikim zonklamaya başlamıştı ve yatak odasına gidip bir an evvel sikimin sızısını geçirmek istiyordum.
Yatak odasının kapısına geldiğimde, Gül arkası kapıya dönük, siyah dantelli bir jartiyer giyiyordu. Doğrusu çok zevkli kadındı. Üzerindeki son bez parçası olan tangadan da kurtulmuştu. Gece lambasının loş ışığında kabarmış ve ıslaklıkla parlayan amı ve siyah jartiyerin vücuduyla oluşturduğu kontrast çok tahrik ediciydi. 
Onu jartiyerini giyene kadar izledim ve arkadan yaklaşıp o dolgun memelerini bir elimle mıncıklayıp boynuna öpücükler kondurmaya başladım. Elini arkaya atıp sikimi avuçladı ve 
“Mmhhhh!” diye inledi. “Epey kalınmış senin şeyin…” diyerek inledi. 
“Kalındır benim yarak… Sen bir de amcığına soktuğumda gör onu…” diye yanıtladım kulak memesini emerken… 
“Terbiyesiz…” diyerek kikirdedi. “Amıma sokacakmış yarağını…” Kulak memesini emmemden huylanmış, dudaklarımdan, dilimden kaçırmaya çalışıyordu bir yandan da…
Gül'ü yavaşça yatağa sırt üstü uzattım. O da beraberinde beni bacaklarının arasına çekmiş, hırsla boynuma sarılmıştı. Dudaklarıma, boynuma her yerime öpücükler konduruyor, elleri sabırsızca omuzlarımda, kollarımda, sırtımda, belimde dolaşıyordu.
Sikim taş gibi olmuş, hareket ettikçe Gül'ün ıslak amına sürtünüp duruyordu. Dudaklarımı öpmüyor, adeta yiyor, somururcasına emiyordu. Dillerimiz birbirini okşuyordu. Dudaklarımı kurtarıp, 
“Ağzına al yavrum!” diyerek üzerinden kalktım. Doğruldu ve hiç vakit kaybetmeden etli dudaklarını araladı. 
Kalın sikimi ağzına almaya çalışıyordu. E tabii, Erdal'ın minik boy sikine alışkın olduğundan, benim sikimi almakta zorlanıyordu. Kırmızı loş ışıkta Gül'ün açılıp kapanan o narin dudakları harika görünüyordu. 
Birden kapı aralığından bizi izleyen Erdal'ı fark ettim. Benim yönüm kapıya dönüktü, Gül'ün ise sırtı... Erdal sırıtarak, heyecan içinde, gözlerini fal taşı gibi açmış, bizi izliyordu. En küçük bir ayrıntıyı kaçırmak istemiyor gibiydi. Küçük sikini çıkarmış bizi izleyerek sıvazlıyordu. 
Deliydi bu adam... Ben karısını sikmek için fırsat kollamaya başlamışken, o bana karısını kendi elleriyle ikram etmişti. Birazdan onun tazecik, körpe karısının tadına bakacaktım. Var gücümle sikimi onun o narin amına kökleyecek, altımda zevkten bayıltana kadar sikecektim. 
Ve bu imkanı bana kocası olacak pezevenk sağlamıştı. Bunu düş��nmek bile beni delirtiyordu. Sikimi karısının ağzına kökledikçe duyulan boğuk sesler, nefessiz kalan karısının çırpınmaları, beni daha da kendimden geçiriyordu.
Gül'ün başını tutup sikimi ağzından çıkardım. Dakikalarca sikimi yalayan ıslak dudaklarına yumuldum. Vahşice öpüşmeye başladık. Tekrardan yatağa uzattım ve memelerini yalayıp aşağıya indim, o ıslanıp kabarmış şeftalisine yumuldum. 
Amcığının tadı, kokusu harikaydı. Amını şapırdatarak yalıyor, akan zevk sularını büyük bir iştahla yutuyordum. Gül kendinden geçmiş, saçlarımı çekiştirip duruyor, bir taraftan da kıvranıyor, 
“Ohhh, çok güzelll, harikaaa!” diye inliyordu. Beni gazladıkça daha bir iştahla yalıyordum. Dilimi amının en dibine kadar sokup orda dolandırıyor ve geri çıkarıyordum. Arkadaşımın karısını resmen dilimle sikiyordum. Biraz sonra o adım gibi bildiğim, artık tanıdığım kasılmaları başladı, orgazm oluyordu. Zevk feryatları eşliğinde beni bacaklarıyla sıkıştırarak dakikalarca kasıldı. 
Neden sonra durulunca ayağa kalktım ve bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Gül başını kaldırmış sikime bakıyordu. Biraz önce yalaya yalaya zevk sularını akıttığım amcığına bu kez kol gibi kalın, kavisli sikimi dokundurdum. "
“Ohhhh!” diye bir inleme kopardı, müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum. Arkadaşımın karısı altımda onu sikmem için kıvranıyordu. “Hadiii!” diyerek bana ellerini uzatıp üzerine çekmeye çalışıyordu. “Beni mi istiyorsun?” diye sordum. 
“Evet seni istiyorum!” dedi hırsla, ardından şehvet dolu bir sesle, 
“Sikini istiyorum... Beni sikmeni istiyorum!” diye ekledi. Bunları kocasının da dinlediğini bilmek beni çileden çıkartıyordu. 
“Hadi içime sok artık şunu... Sik artık beni... Dayanamıyorum!” diye feryat edip altımda kıvranıyordu azgın kadın... 
Sikimi gövdesinden tutup o ıslak amcığına sürttüm biraz, klitorisine bastıra bastıra ileri geri yaptım. Jartiyerli dizlerinden tutup bacaklarını ikiye ayırdım. Şimdi amı tam anlamıyla önümde serili vaziyetteydi. Yavaş yavaş yüklenmeye başladım çizgi gibi duran tazecik amına... O kadar dardı ki, girmekte zorlanıyordum. Olanca gücümle bastırınca nihayet sikimin başını sokabildim. Kalanını da sokacaktım. Gül, 
“Ahhh, acıyor, acıyor!” diye altımda ciyaklıyor, elleriyle de yüklenmemi engellemeye çalışıyordu. 
Biraz bekledikten sonra sikimin başıyla yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Rahatlaması için kilitorisini okşuyor, eğilip memesine ve dudağına şehvetli öpücükler konduruyordum. 
Sikim Gül'ün amında milim milim ilerliyordu. Zevkten gözleri kaymış, belimi tutan elleri kasılmış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak içine giren sikime dayanmaya çalışıyordu. Amcığı ateş gibiydi, daracıktı ve tazecikti. Dayanacak gücüm kalmamıştı artık, bir hamlede kalanını kökleyiverdim amına. Kasıklarımız birleşince Gül bir çığlık kopardı, 
“Aaahhhh! Yandııımmm!” diye yankılandı sesi... “Ahhh! Yavaş... Yavaş sik ne olur... Yardın beni... İkiye ayrıldım sanki... İçim yanıyor... Amım yanıyor!” diye feryat ediyordu. 
Üzerine uzanıp iyice altıma aldım, yavaş yavaş gidip gelmeye devam ediyordum. Biraz sonra acının yerini zevk çığlıkları almaya başladı. 
“Ohhhh, devam et aşkım, sik beni, daha hızlı sik!” diye inliyordu. Kocaman sikimi arkadaşımın karısına hırsla sokup çıkarıyordum. Gül bacaklarını açabildiği kadar ikiye ayırmıştı. Ellerini belimde, kaba etlerimde dolaştırıyor, kasılmış bir vaziyette, sürekli inliyor, çığlıklar atıyordu. 
Kendinden iyice geçmiş, gözleri kaymıştı. Teni sıcaktan ve şehvetten kıpkırmızı olmuştu. Yine o defalarca videolardan izlediğim orgazmına ulaşmaya yaklaşmıştı. Bu kez şahane kadın benim altımdaydı. İçindeki benim sikimdi. 
Hırsla sikiyordum, kapıda bizi izlemekte olan kocasına kadın nasıl sikilirmiş göstermek istercesine, sikimi dibine kadar kökleyip çıkarıyordum.  Gül elektrik çarpmış gibi sarsılmaya başladı. Aslında kendimi kasmasam ben de onunla birlikte boşalabilirdim, ama elimden geldiğince ilk sikişimizi uzatmak istiyordum. 
Sikimi dibine kökleyip dudaklarına hırsla yumuldum. Gül orgazm olurken ker tarafı titriyordu. Dakikalarca sürdü titremesi. Titremesi bitip kendine gelince ben de kendimi biraz toparlanmıştım. İçinden çıkıp yana devrildim ve 
“Hadi bakalım Gül hanım, sıra sizde!” dedim. 
“Zevkle beyefendi…” dedi ve şehvetten kaymış gözlerle tebessüm ederek kalkıp üstüme çıktı. 
O koca sikimin kafasını amının girişine hizalayıp yavaş yavaş alçalmaya başladı. İkimiz de yeni bir zevk dalgasının içine giriyorduk. 
Gözlerim kapıya ilişti yeniden. Erdal da çoktan boşalmıştı, inik sikiyle oynayarak karısını nasıl siktiğimi izliyordu. Göz göze gelince, eliyle 'Süper' işareti yapıp memnuniyetini belli etmeyi de ihmal etmedi. 
Artık kasıklarım sızlamaya başlamıştı, ama dayanabildiğim kadar dayanıp Gül yeniden orgazm olurken birlikte gelmeye çabalıyordum. Gül kalın sikimin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini göğsüme dayamış vaziyette, yavaş hareketlerle götünü indirip kaldırıyordu. 
Amcığı sikimi öyle sıkı sarıyordu ki, delirtiyordu beni. Koca sikim bir görünüp bir kayboluyordu, her kaybolduğunda Gül'den bir inleme sesidir yükseliyordu. 
“Ohhh... Çok güzelll...” diye mırıldanıyordu arada, “Başını hissediyorum, yumurtalıklarıma dayandı, en derinlerimi okşuyor sikin...” diyordu... “Harikasın Gül! Aşkım! Çok güzel sikişiyorsun bebeğim!” deyip bu kez sımsıkı beline sarıldım, boynunu, memelerini hırsla öperken, üstten sabitlediğim Gül'e alttan hızlı hızlı köklüyordum şimdi. 
Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu. Gözleri kaydı zevkten, inlemeleri sıklaştı, zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Orgazmın eşiğindeydi, iyice yükselmiş, gelmek üzereydi tekrar... 
Bir hamlede içinden çıkmadan altıma aldım onu, artık benim de dayanacak gücüm kalmamıştı, transa girmiştim, var gücümle pompalıyordum... Kızarmış, ter ve zevk sıvılarımızla ıslanmış kasıklarımızdan çıkan ses ikimizin homurtusuna eşlik ediyordu. 
“Geliyorum!” dediğimde, 
“İçime gel, korunuyorum!” diye inledi. 
Son gücümle sikimi dibine kadar kökleyip hayvan gibi böğürerek boşalmaya başladım. İlk defa böyle iştahla boşalıyordum! Sanki taşaklarım birbiri ardınca kasılıp içindeki yükleri boşaltıyordu. 
Gül de titreyip kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Amı kasılıyor, içindeki sikimi adeta sağıyordu. 
“Ohhh, içimi yakıyor döllerin, hissediyorum, rahmime ulaşıyor döllerin, ohhhh!” diye mırıldanıyordu sürekli… Sonra ikimiz de durulduk. Doğrulup, içinden halen çıkarmadığım ve yavaş yavaş sertliğini kaybeden sikimin olduğu amına baktım. Manzara müthişti. 
Sevgili arkadaşımın karısının sikilmekten kızarmış, açılmış, kaymak gibi amının etrafından süzülen zevk sıvıları ve benim döllerim... Çıkardığımda ölü bir yılanı andıran ve amıyla mükemmel bir tezatlık oluşturan koyu renk sikim! Kendine gelen Gül doğrulup dudaklarıma şehvetli bir öpücük kondurdu ve 
“Çok iyiydin aşkım, kocam beni hiç böyle sikemiyor inan..!” dedi. Sonra hınzırca gülümseyip omuzlarımı okşayarak, “Kocam ikinci postayı da atamaz, eminim sen sabaha kadar rahat durmazsın!” dedi ve yeniden yatağa uzandı... O gece uyku çökene kadar sikiştik. Bu böyle bir hafta devam etti. Erdal güya memleketten dönünce Gül ile yatakta baş başa sabahlama olayımız bitti doğal olarak... 
Ama yine de, sevgili arkadaşımın karısını artık ortak kullanır olmuştuk. Daha doğrusu, ben ondan çok kullanır olmuştum. Çünkü adamın en büyük zevki karısının başka bir erkekle sikişmesini izlemekti. En çok bundan zevk alıyordu. 
Gül, kocasının bilmediğini sansa da herkes durumundan gayet memnundu. 
Erdal evin her yerine gizli kameralar kurmuş, benim Gül'ü sikmelerimi gizli gizli izlediği yetmiyormuş gibi bir de kaydedip tekrar tekrar izliyordu. 
Hatta işi daha da ileriye götürmüştük. Gül'ün olmadığı zamanlarda iki ortak, benim evde oturuyorduk. Rakıyı açıp yudumlarken karısını siktiğim videoları ikimiz beraber büyük ekran televizyonda heyecanla izliyorduk. 
“Of kanka… Şurda ne biçim geçirdin Gül'e yaa… Nasıl da zevkle bağırıyor karım… Muhteşemsin kanka…” diye yorumlar yapıyordu sertleşmiş sikini okşarken… 
“Senin sikin ufak ya Erdal... Karın kalın yarağı yedikçe bağırıyor işte... Korkarım Gül zevkten geberecek bir gün altımda…” diyerek kahkahayı basıyordum ben de… 
Neden bize katılmadığını sorduğumdaysa, büyünün bozulmasını istemediğini söyledi. Azgın karısının o kocasını aldatma heyecanını, şehvetini sürekli yaşamasından haz aldığını söyledi. 
Garip bir adamdı Erdal, ama bu garipliği hiç tahmin edemeyeceğim kadar zevk almama yarıyordu...
164 notes · View notes
kisa-hikayeler2 · 4 months ago
Text
Kocam beni iyiki aldatmış
Kocam beni iş yerinden bir kadin ile aldattı, bunu ogrendigimde deliye dönmüştüm bosanma asamasina geldik ama sineye cekip cekildim kenara , fakat bu durumu sindiremiyordum , bu olayin ustunden 1 yıl kadar geçmişti, ben cocuklarla birlikte memlekete gittim , giderken kocamin bu boslukta beni tekrar aldatacagi suphesi hep vardi içimde, sirf o kötü duyguyu bastirmak için, ben ondan uzaktaysam , oda benden uzakta , ben niye dusunuyorum o düşünsün karim beni aldatır mı diye dusunceleri ile sakinlesiyordum , ama benim onu aldatacagim onun aklina gelmezdi çünkü ben ona göre sex sevmeyen sadece cocuklarina bakan bir anne modeliydim , oysa sex i çok arzulayan fakat kocam tarafindan tatmin olamadigim için soguk duran biriydim , memlekette cocuklugumda bana aşık olan biri vardi aslinda bende ona pek boş degildim ama olmamisti onunla , oda 10 yildir evli simdiye kadar çok kez memlekete gittim karsilastik sadece kisa merhabalarla gecistirmistik ama bu sefer kur yapip onun koynuna girmek istiyordum , kocamdan intikamimi almaliydim, 2 gün köyde denk geldik fakat sohbete musait ortam yoktu , 5 gün musait bi yerde denk geldik ve naber nasilsin gibi ben sohbete girdim , ayak ustu biraz konustuk numarami verdim oda bana verdi musait oldugunda ararmisin seninle birsey konusmak istiyorum dedim uzaklastim, hemen peşime aradi , şimdi eve geciyorum olmaz sonra konusalim dedim , gece mesaj atayim mi dedi , olur dedim ,ama ben yazmadan sen yazma olur mu, hanim gorurse yanlis anlayabilir dedi, tamam dedim kapattik telefonu , gece 3 gibi mesaj atti , bende ona , hala aklimdasin biliyormusun dedim , bu mesajimi gorunce , ben seni yillardir unutamiyorum hep hayallerimdesin dedi, nekadar dogru bilemem ama benim amacim konuya girmek ve koyde oldugum 1-2 aylik surede firsat buldukca onunla yatmakti, ben yarin hanimla yaylaya cikacaktim sen bana eslik etmek istersen rahat rahat konusalim dersen , hanima sen gelme fazla birsey yok dinlen ben gider hallederim isleri derim , sen şu koy cikisindaki yukardaki rampanin orda beklesem yeter ben ordan alirim seni dedi , tamam dedim ertesi gun gunduz mesajlastik haberlestik beni ordan aldi , yayla evinde bas basaydik etrafta kimse yok , sanki ilk defa sevisiyor gibiydim , sanki daha once hiç orgazm olmamisim gibi , inlete inlete sikiyordu beni , arkadanda istedi , sana herşey serbest dedim , kocam bile bikere girmeye calismisti ben çok bagirinca birakmisti , bagirsamda birakma arkadan gir içime boşal dedim , öyle mutlu olmustu ki ,ilk başlarda çok canim yandi ama sonradan alisti deligim bagirsamda kenetledi beni kokledi gotume , içime attirdi , amli gotlu sikilmistim mutluluktan uçuyordum ama kocama olan kinim gecmemisti , şimdi sessiz ol ve usulca yanimda dur okşa memelerimi hafiften dedim , o esnada kocami aradim ,3-5 dakika telefonda onunla konustum , bi yaramazlik yapmiyorsun dimi diye sorguladim iki büklüm olup oflayip pufladi tamam tamam güveniyorum sana hadi kolay gelsin diyip telefonu kapattim , eski aşkım bu konusmayi duyunca tekrar kazik gibi oldu , kocanin yanindada sikim mi seni dedi , sik nerde istersen sik dedim , daha bekarkenden hayalimde sen vardin hep ama evlenince kocama sadik kalmak için dusunmedim kimseyi taki o beni aldatana kadar dedim , ve o gunden beri kocamla yatarken bile seni hayal ediyorum dedim , iyice kudurmustu tekrar tekrar sikiyordu beni , yayla maceramiz çok güzel gecmisti , sonrasinda firsat buldugumuzda, samanlikta ormanda arabada , 2 ay boyunca sevistik , ben geri dondugumde irtibati kopartmadik 3-4 ay da bir gelmeye calisiyor ve beni burda beceriyor , tabi bu esnada ben bu tadi alinca buradn biri ile daha tanistim , tesekkur ederim kocacigim beni aldattigin icin, yillardir tadamadigim yarrak zevklerini artik doyasiya tadiyorum , simdiye kadar boşuna kasmisim kendimi , artik daha mutluyum ,
66 notes · View notes
kamtarir · 8 months ago
Text
Ben beni benden daha iyi bilenin benim ne halde olduğumu bildiğine emin olduktan sonra en kralının bile istediği gibi anlamasına müsade ederim yani böylelikle insanların beni yanlış anlamasın diye iki büklüm olduğum devri bitirdim
65 notes · View notes
yasamsallik · 19 hours ago
Text
Bakıyorum da sürekli cenneti arıyorsunuz;
Tekkede,
Manastırda,
Camide, kilisede...
Tek korkunuz
Cehenneme gitmek...
Korkma!
Dürüst ol!
Ekme bu tohumu yüreğine,
Varsa sana yetecek kadar yiyeceğin,
bir de başını sokacak evin,
İnsanoğluna kulluk etmiyorsan,
Eğilmiyorsan iki büklüm karşısında,
Sevin be kardeşim,
Zaten Cennettesin...
Ömer HAYYAM
24 notes · View notes
bilmece · 10 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Tombala oynandı (onda da kaybettim) sonra bütün kızlar 12şer üzümümüzü saydık, masanın altına girdik, gençlerden biri çan sesi açtı her çan sesinde bir tane yiyecekmişiz ayy gülmekten yiyemiyorum, ben daha birini çiğneyemeden bir sonraki çan çalıyor, masanın altında iki büklüm olmaktan zaten midem ağzımda çok saçmaydı ve çok eğlendim. Velhasıl hayat beraber saçmalayabildiğin insanlarla güzel be!
Hoşgeldin 2025! Umarım arkandan güzel şeyler söyleriz.
44 notes · View notes
mavitizim · 10 months ago
Text
Ben o geceden sağ çıkmakla kalmadım. Ben o gece eve tek basıma döndüm. Evet canım çok yandı, bazen yürüyemiyeceğim kadar çok. Ve düştüm iki büklüm oldum. Patlayan dudağımdaki kanı kolumla sildim, ayağa kalktım bağırmak istedim birii bulsun diye. Sürünerek geldim eve. Ben o gece tek parça çıkmadim paramparça olarak çıktım, ama çıktım işte. Bak izleri hala duruyor bak koluma, sırtıma. Bacaklarımda da var. Bak dudağıma,kaşıma. İşte görüyor musun sarılı bileğimi? Ama ben o geceden tek basıma çıktım
İki ölüm oldu o gece, ama eve tek döndüm
... .
Mavitizim
73 notes · View notes
Text
Balkonda sigara içerken Memati'den büklüm büklüm dinleme saatleri
15 notes · View notes
ay-simay · 3 months ago
Text
Tumblr media
İki büklüm oldum acıdan
Gene gülümsedim...
- Elif Şafak
...
Güzel sabahlar... 🦋☕
45 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 6 months ago
Text
Teyze Kızının Eltisi! (5) (Murat 45 Y., Aydın)
Dilek ile birşeyler atıştırdık. Birer neskafe yaptım. "Arkadaşın nerede?" dedi. "Almanya'da, 15 günlüğüne gitti!" dedim. Lavaboyu sordu, gösterdim. Döndüğünde, "Arkadaşın bayan herhalde, heryer kozmetik, kadın ayakkabıları, kıyafetleri, birkaç tane erkek kıyafeti var?" dedi. (Onlar da benimdi). "Yok, ama biriyle birlikte yaşıyor, Almanya'daki ailesiyle tanıştırmaya götürdü kız arkadaşını!" dedim. Bir de Meleği anlatıp kadını temelli şok etmek istemedim.
Düğünden itibaren Hale ile Face olayını, sonra ilk buluşmayı anlattım. Önce, "Facede neden yazdın?" dedi. Durumumu anlattım, "Karımla yatak odamız pek iyi değil!" dedim. "Bilmiyordum!" dedi. Sonra, "Buluşmayı nasıl, yani konuşmaya başladığınızın 3. günü mü buluştunuz?" dedi. "Evet!" dedim. "Seviştiniz mi?" dedi yutkunup. "Evet, ama birleşme olmadı!" dedim. Neden bu detaylara giriyorsak diye düşündüm. Ama sanki kaçırdığı herşeyi öğrenip, kendini biraz olsun hafifletmek ister gibi soruyordu. "Ayrıntılı anlat, bu benim tanıdığım Hale değil!" dedi.
Diğer çifte kadar, hatta çobana kadar hepsini ayrıntılı anlattım. Kelime seçimime dikkat ederek. O arada yazışmalar ve telefon konuşmaları da dahil. "Hatta, çok zaman sen karşısında otururken, hatta hep beraber rakı içtiğiniz Cumartesi akşamlarında, ya da Ayhan yatakta uyurken yataktan bile yazardı!" dedim. "Ne gibi şeyler yazardı?" dedi. Hatırladığım bir mesajını anlattım, "Çok üzülüyorum, teyze kızın ikinci kadehte abim aklına geldi yine sanırım, ağlamaya başladı diye yazmıştı!" dedim.
Dilek dişlerini gıcırdattı. "Madem o kadar istedin, neden sikmedin ilk buluşmada?" dedi. İlk ağzını bozan oydu, bana ne! "Bilmiyorum, ama orda arabada iki büklüm sikmek istemedim!" dedim. "Tamam anladım, anlat, sonra?" dedi. Günlük evi anlattım, ordaki sikişmelerimizi, hatta perde meselesini de anlattım. Dilek, "Son yıllarda, giderek artan bir kendini beğendirme çabası vardı. Gittiğimiz yerlerde oturup kalkışına hiç dikkat etmezdi, ben öyle düşünürdüm, kızar söylenirdim. Demek ki dikkat etmemek değil, göstermekten hoşlanıyormuş!" dedi. "Evet, teşhirciliği seviyordu! Ayrıca, birkaç yıl önce götten almayı çok sevdiğini anlatmışsın ballandıra ballandıra, o da Ayhan'a zorlaya zorlaya götten yaptırmış, amından daha çok hötten almayı seviyordu. Bu da bizi bu günlere getirdi!" dedim. Dilek kıpkırmızı olmuştu. "Utanmadan onu da mı anlattı?" dedi.
Sanırım bir öğleden sonra bizim evde TV izlerken, TV'de sirk gibi bir şey vardı ve trapezci kadınlar dansöz kıyafetine benzer giyinmişler, atlıyor, zıplıyorlardı. "Ufff, göğüslere bak!" demiştim. Kamışa yeni yeni su gelmiş, her gün 31 çeker haldeydim. Dilek kıkırdayıp, "Benim göğüslerim daha güzel!" demiş, olay da orada başlamıştı. "Görmedim, dokunsam ya, bakayım?" diye çocukça başlayan süreç, önce kazak üstünden dokunma, sonra fanila üzerinden, en son da çıplak göğüsleri avuçlama ile devam etmiş, sonraki günlerde ya bizde ya onlarda yalnız kalmaya çabalayarak (dersimiz var deyip evde kalır annelerimiz pazara veya gezmeğe gittiğinde sevişmeye başlardık, sevişmek denirse tabii) benim onu parmaklamalarım, onun da bana 31 çektirerek boşaltmasıyla sürer olmuştu. Hatta bir seferinde amına sokmaya çalışmıştım, ama becerememiş, sürtünme ile yetinmiştik. O zamanlar kadının orgazm olmasının ne demek olduğunu bilmiyorduk, ama Dilek her seferinde, "İçim bir hoş oldu!" derdi. Dilek okumadı, ben de okuldan sevgili yaptım, zaten onu da o yıl görücü usulu evlendirdiler. Hatta gerdek gecelerinde ya bozduysam diye çok korkmuştum.
O an götten sikişmeyi sevdiğini bildiğimi söyledikten sonraki suskunlukta bunlar aklıma geldi. Zaten anlattıklarım, bir de üzerine o anları hatırlamak, bir de öğlen okuduğum whatsap yazışmaları yarağımı kaldırmaya yetti. Melek 10 gündür yoktu, anlayacağınız azdım bir anda. Dilek te düşünceliydi, ama yanakları kızarmıştı. Biraz hazmetsin anlattıklarımı diye kalkıp çay demledim. Tuvalette ve mutfakta oyalanıp yarağımın inmesini bekledim, ama tam olarak inmedi. Birer fincan çay götürdüm. Elleri titriyordu. Sinirdendir diye düşündüm.
"Benim götten sevmemin bugünlere getirdiğini söyledin, o ne demekti?" dedi. "Eltin sikişmeyi seviyordu neresinden olursa, ama benle başladıktan sonra ilk gün, sonra evde perde açma olayı,ondan hariç daha bir sürü olay oldu, hepsi giderek birilerinin bizi seyretmesi fikrini, sonra da iki taraflı sikilmesi fikrini doğurdu, konuşmalar fantaziler o yöne kaydı. Birbirimize internetten bulduğumuz amatör grup sikiş videolarını, eş değiştirme ve Swinger hikayelerini yollar, sonra da yorum yapardık, bu çok güzeldi, bu fenaydı, bak aşkım yine suyumu akıttın diye yazardı foto yollayıp, anlayacağın grup sikişi için yanıp tutuşuyordu." dedim.
O an farkettim ki, sikiş vs. diye bastıra bastıra anlatmam teyze kızına fena zevk veriyordu. Dilek çaydan bir yudum daha almak için uzandı, ama elleri çok fena titriyordu, vazgeçti. Sonra yutkunup, "Ben bir su içeyim!" diye mutfağa gitti. Sonra geldi çantasını alıp tuvalete gitti. Anlamadım çantasını niye aldı ki dedim kendimce. Geldiğinde biraz daha sakindi, ama yine de kafayı kaldırmadan bir sigara yakıp, titreyen elleriyle, "Yaptınız mı?" dedi. anlamamazlıktan gelip, "Neyi?" dedim. "Grup sikişmesini be işte!" dedi utangaç bir gülümseme ile. O an teyze kızı değil de, o okulda oynaştığım kız oturuyordu sanki karşımda. Açık mavi bir kot pantolon (hani şu biraz yıpranmışlar var ya onlardan), açık mavi bir tişört, sapsarı omuzlarında saçlar, yemyeşil gözler. Gerçi ben de öyleydim, bu muhacir annanemizden geçen genetik özelliğimizdi, yaşlanmayan bir sülalemiz vardı.
O an kalkıp saldırasım geldi. Dalmışım sanırım, "Eeee?" diyen sesi ile kendime geldim. "Ne eeesi?" dedim. "Şu grup sikişini yaptınız mı?" dedi. Ona ne kadar anlatsam diye düşündüm ve "Gerçek anlamda yapmadık ama!" dedim. "Nasıl yaptınız ya?" dedi. "O dosyada yazan seks oyuncağı var ya, onunla yaptık!" dedim. "Vibratörle mi?" dedi. Vibratör ve az önce Swinger dediğimde o ne dememişti, teyze kızına bak sen! "Yani yazlıktaydın o zaman?" dedi. "Evet, olaydan 3 gün önce ilk ve son kez yazlıktaydım!" dedim.
Bu arada terlediğini farkettim. Sürekli tişörtünün yakasını çekiştiriyor, koltukta kıpırdanıyordu. Saat 18:00 olmuştu. İçeri gittim, Meleğin en sevdiği şortlarından (ben de bayılırım) biraz kalçaları açıkta bırakan, bir de askılı bir tişört çıkardım, yatağa bırakıp, odaya yanına döndüm. Mutfaktan su içip yüzünü yıkamıştı. "Bak, bu saatten sonra Aydın'a dönemezsin, bu gece kal burda, zaten anlatacaklarım da bitmedi!" dedim. "Yanımda bir şey getirmedim, ayrıca Arda (oğlu) var, gerçi Arda ablasında zaten ama!" dedi. "Ben sana birşeyler çıkardım arkadaşımın nişanlısını kıyafetlerinden, git içerde değiş üzerini. Ne yersin, ne söyleyeyim?" dedim. "Ne söylersen söyle!" dedi. "İstersen dışarı da çıkabiliriz?" dedim. "Yok yok, bu halde istemem!" dedi. Dilek üzerini değişmeye gidince karımı aradım, "Yeni aldığım işte sorun çıktı, Aliağaya gidiyorum, eğer biterse gelirim, bitmezse sabah!" diye söyledim.
Dilek de fizik olarak Melek'ten aşağı kalır değildi, odaya geldi, "Bula bula bunları mı buldun, heryerim açıkta!" dedi. Ellerimi yana açıp, "Elimden gelen bu!" dedim. Sonra da, "Sen biraz dinlen, ben geliyorum!" dedim. Melek ile çok kullandığımız mezeciyi aradım. Birkaç birşey söyledim. Balık pişiricisinden de balık ısmarladım. Rakı bira vardı zaten dolapta. Duş alıp, üzerimi değiştirdim, şortumla tişörtümü giydim. Yanına geldiğimde, "İlginç, bu evde oturanlar da tam bizim fiziğimizdeymiş. Sen de kalacaksın değil mi? Elalemin evinde tek başıma kalamam!" dedi. "Kalacağım!" dedim.
O ara ardı ardına siparişler geldi. Masayı kurdum, "Hadi gel!" dedim. Rakıyı aldım, 4 de bardak. "O ne, rakı mı içeceğiz?" dedi. "Balık var, rakısız yiyemem, ama ben içmem dersen..." dedim. "Az ama, bir kadeh!" dedi. Ona tek, kendime duble yaptım. "Peki, bu Mustafa nerden çıktı?" dedi. "O sadece fantazi olarak başladı..." dedim, o tül perde arkasında yazlıktaki ilk sikişme anından Mustafa'nın geçişlerine, olayın başlangıcına, hediye aldığım vibratörle, sikişin detaylarına kadar, hatta biraz daha detaylı, aynı anda yaşar gibi anlatıyordum.
Dilek birinci kadehi bitirip bardağı uzatmıştı bile. Bir tık daha sert koydum ikinci kadehi. "Sonra?" dedi. Ekmek almaktan dönen Mustafa ile cilveleşmelerini, sonra da çamaşır asışını anlattım. "Eltim beklediğimden daha iyi orospu olmuş!" dedi, ama bunu kızmak yerine sanki takdirle söylemişti.
Bir saatin sonunda yemek faslı bitip koltuklara geçmiştik. Ben ikinci kadeh rakıma devam ederken, o bitirmişti. Rakıyı uzattım, istemedi. "Peki Mustafa ile başka bir şey oldu mu?" dedi. "Dur, ben bira ile devam edeceğim, içer misin, Almanya'dan geliyor özel bira!" dedim. "Tadına bakayım bari!" dedi. Hale'nin telefon açık Mustafa'ya yemek götürüşünü, sonra yarım saatten fazla kalışını, telefonda duyduklarımı anlattım. "O akşam kaldın mı?" diye sordu. "Kaldım!" dedim. "Yani o mesajları senin yanından mı attı Mustafa'ya?" dedi. "Evet!" dedim. "Peki ama, sabahtan akşama kadar kaç kez amdan götten sikmişsin, anlattığın kadar sikilsem ben yerimden kalkamam, bu başka erkeğe gel sik yazıyormuş daha!" dediğinde ikimiz de gülüyorduk kahkahayla.
Alkol gözünü seveyim, neler yapıyorsun teyze kızına! "Yok be, eminim sen de dayanırsın o kadar!" dedim. "Ya dayanırım da, bu aç gözlülük ne, millet birini bulamaz, eltim vibratörle beraber aynı gün üç tane bulmuş!" dedi bira şişesinin boşaldığını sallayıp göstererek. Yeni biraları getirdiğimde koltukta ayaklarını toplayıp götünü yan devirmiş oturuyordu. Birayı verirken götü ortada, göğüsleri de çatalına kadar görünüyordu. Az sonra teyze kızını sikecektim onca yıl aradan sonra!
O ana dek Melek kısmını anlatmamıştım. Dilek daha da azsın diye, "Başka birşey daha oldu!" dedim. "Daha ne olacak, eşeğin sikini de aldı deme!" dedi kahkahayla. İlk perde arkası sikiş dahil Melek olayını anlatmaya başladım. Dilek artık yerinde duramıyordu, sürekli kıpırdıyor, bacaklarını sıkıyor, uzatıyor, topluyor koltuğun arka kısmına amını götünü dayıyor, çekiyordu. Benim şortun önü zaten dikilitaş! Dileğin dudaklarından beklediğim sözler döküldü ve "İçim bir hoş oldu!" dedi. "Boşaldın mı kız?" dedim. "Utandırmasan olmaz, o zaman da böyle yapardın!" dedi gülerek.
Yanına gittim, kaldırıp dudaklarına yapıştım. Deli gibi öpüşüyorduk. Yaklaşık 10 saattir seks konuşuyorduk ve ikimiz de kudurmuştuk. "Eltim gibi orospun mu yapacaksın beni de?" dedi. "Evet ama seni vuracak kocan olmadığı için ömür boyu orospum olacaksın!" dedim. "Eskiden yaptığın gibi sikip bırakmazsın değil mi?" dedi. "Bundan sonra hiç!" dedim. Üstümdekileri yırtarak çıkardı. Ben de onunkileri yırtmak istedim, ama Melek.
Dudaklarımdan boynuma ordan göbeğime, ordan da saatlerdir kazık gibi duran yarağıma indi. "Tadını hep merak ettim, o zamanlar sadece elimle boşaltırdım, evlendikten sonra öğrendim, oral seks hep de aklımda kaldı!" dedi. Yalıyor, öpüyor, somuruyor, eliyle çekiştiriyordu. "Dur, boşalacağım, yeter!" deyip, tuttum yatağa götürdüm. Dudaklarını dudaklarıma hapsettim, parmaklarımı amında dolaştırmaya başladım. "O günlerdeki gibi ha?" dedi. "Evet, ama ben de yalamayı bilmezdim, hep merak ettim sularını!" deyip amını dillemeye başladım. Başımı sımsıkı tutmuş amına bastırırken, dilimle sikiyor, onca yıl sonra o muhteşem amcığın tadını zihnime kazıyordum. Halen ilk parmakladığım günkü kadar güzeldi...
Yaladım, yaladım, yaladım, dilimin ucunda defalarca boşalmasını sularını içerek seyrederek, o titremelerini dilimde dudaklarımda hissederek yaladım. "Gel!" dedi, başımdan tutup, "Bana hep beklediğim gerdek gecemizi yaşat!" dedi. Yarağım içine girdiğinde, "Kaç yıllık hasret bu biliyor musun? Ama lütfen... tadını çıkarmama izin ver!" dedi kulağıma. İçine girdiğimde yavaş hareketlerle kalçalarını oynatıyor, amını sıkıp bırakarak yarağımı sağıyordu. En az yirmi dakika bu şekilde yavaş hareketlerle sikişip öpüştükten sonra, ikimiz de nefes nefese boşaldık. Göğsüme dayadığı o güzel saçlarını kokluyordum, elim vücudunda, o da göğüs kıllarımla oynuyordu.
"Bilmediğin şeyler anlatmalıyım sana..." dedi. "Anlat birtanem!" dedim. Birtanem lafım biter bitmez dudaklarımdaydı dudakları. "Ben sana aşıktım ve hep aşık kaldım. O oynaştığımız günlerde sen azgın, bense aşık olduğum için oynaşırdım, anlamadın bile, o sirk kadınlarının göğüslerine bakıp iç geçirdiğinde kıskançlıktan çatladım. Sonra liseye gidip o kızı bulduğunda anladım ki aşkımın farkında bile değilsin. Sırf o yüzden ilk isteyen adamla evlendim, hem de 10 yaş büyük biriyle. Ha kötü değildi kocam, ama hep sen vardın aklımda fikrimde... Seni görür, eve gelir ağlardım gizli gizli... Sonra liseyi bitirip beni bırakıp İzmir'e geldin... Haftalarca ağladım, artık göremeyeceğim diye... Bayramlarda ya da geldiğin zamanlarda, ilk önce teyzemlere gidelim derdim kocama, kendi annemden önce teyzemlere gidelim dememe anlam veremezdi kocam... Amcığıma ilk sen dokunmuştun, o yüzden orası senindi, sırf kocam oraya soktuğunda sen olmalıydın hayalim var diye götümden sikilmeyi çok sevdiğimi söyleyip amıma dokunmamasını sağlıyordum... Sonra 2 yıl önce o ölünce yüzlerce kez telefonu elime alıp aramak istedim seni, bazen aradım da biliyorsun, ama bişey diyemedim... Facede fotolarına bakıp uyudum her gece... Aylardır o dava dosyasında telefon listesinde adını gördüğümden beri ise küstüm sana, neden eltim de ben değil diye... Onlarca kavga verdim kendimle, bugün buraya geldim, ya itiraf edecek ya da senden dinlediklerime göre karar verip onca yıldır sökemediğim kalbimi söküp atacaktım..." dedi.
Duyduklarım inanılmazdı. Evet, onu hep çok beğenmiştim, ama aşk mıydı bilmiyordum. "Ben kimseye aşık olmadım, nasıl bir duygu bilmiyorum, ama sana her zaman ilgim vardı. 2 yıldır ben de aramak istedim binlerce kez, ama dul kadındın ve çevren hep doluydu, eltin, kızın, damadın, görümcen, ne diyeceğimi bilemedim. Hale'ye belki o yüzden yaklaştım, senden haber almak için, bilmiyorum sanırım bilinçaltım öyle hükmetti..." dedim.
Elimi yine amına attım. "İstiyor musun?" dedi gözleri gözlerimde. "Bunca yıllık hasret söner mi sanıyorsun?" dedim. "Seni seviyorum!" dedi ilk kez ve "Bunca yıldır bunu söylemeyi hayal ettim!" diye ekledi. "Ben de bunu duymayı hayal ettim, ben de seni seviyorum!" dedim. O gece ve ertesi gün öğlene dek dinlene dinlene seviştik.
Arabamla Aydın'a götürdüm. Yolda planımızı yaptık. Bu ev bana ölümü hatırlatıyor deyip mirası görümcesine teklif edecekti. Kızı ve damadı zaten İzmir'e yerleşmek istiyorlarmış. "Ben de gelir burdan bir ev alırım hem kendime hem kıza, millete de Arda'nın daha iyi eğitim alması için derim!" dedi.
İki gün önce teklifi yapmış, sonucu bekliyoruz.
103 notes · View notes
edapostblog · 9 months ago
Text
Tumblr media
DÜNYADA HİÇBİR GENÇ YUSUF KADAR İFFETLİ, ZÜLEYHA KADAR AŞIK OLMADI.
ZÜLEYHA YUSUF'A DEDİ Kİ, NE KADAR GÜZEL BİR YÜZÜN VAR.
YUSUF DEDİ Kİ, KABİRDE KURTLAR YİYECEK!
ZÜLEYHA AŞIKTI YUSUF'A ODASINA ÇAĞIRDI YATAĞI GÖSTERDİ ONUNLA BİRLİKTE OLMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ YUSUF KAÇTI ZÜLEYHA ARKADAN ETEĞİNİ YAKALADI YUSUF'UN ETEĞİ YIRTILDI.
REDDEDİLİŞİNİ GURURUNA YEDİREMEYEN ZÜLEYHA, ŞİKAYET ETTİ KOCASINA BANA SALDIRDI DEDİ, KADIYA GİDİLDİ.
KADI DEDİ Kİ, ETEK ÖNDEN YIRTILMIŞSA SUÇLU YUSUF'DUR, ETEK ARKADAN MI YIRTILMIŞ SA SUÇSUZDUR!
ZÜLEYHA YAŞLANMIŞTI AMA AŞKI KALBİNDE HALA İLK GÜNKÜ YANIYORDU ALEV ALEV.
ARALARINDA ÇOK YAŞ FARKI VARDI.
ARADAN ÇOK UZUN YILLAR GEÇTİ YUSUF SAVAŞTAN DÖNÜYORDU HALK ONU COŞKUYLA KARŞILAMAK İÇİN YOLLARI DOLDURMUŞTU, ZÜLEYHADA O KALABALIĞIN ARASINDAYDI, GÖRMEYEN GÖZLERİYLE YUSUF'U GÖRMEYE ÇALIŞIYOR İKİ BÜKLÜM BELİ İLE AYAKTA ZOR DURUYORDU.
KALABALIĞIN ARASINDA YUSUF ONU GÖRDÜ GÖZLERİNE İNANAMADI, YÜREĞİ ACIDI.
O SIRADA CENABI ALLAH DEDİ Kİ, YA CEBRAİL, GİT KANADINLA ZÜLEYHA'NIN YÜZÜNÜ SIVAZLA ONU ESKİ HALİNE GETİR GÜZELLİĞİNE KAVUŞTUR.
ZÜLEYHA ESKİ HALİNE DÖNDÜ YUSUF'LA EVLENDİLER İKİ ÇOCUKLARI OLDU BİR KIZ BİR OĞLAN ZÜLEYHA MURADINA ERMİŞTİ.
(ŞİMDİ DEMEK Kİ AŞKIN YAŞI YOKTUR GÖNÜL HER YAŞTA AŞIK OLABİLİR)
53 notes · View notes