#alkali yaşam
Explore tagged Tumblr posts
akvaryumturkiye · 10 months ago
Text
Tumblr media
Çöpçü Balığı Çöpçü balığı derelerde, nehir kıyılarında ve küçük su birikintilerinde yaşayan bir türdür. Zararsız bu canlının, 3 santimetreden 12 santimetreye kadar farklı boylarda olan türleri bulunmaktadır. Güney Amerika’ya özgü tür, suyun dip kısmında büyük sürüler halinde yaşar. Doğal ortamlarında birkaç farklı türden oluşan binlerce çöpçü balığı kolonisini bir arada görmek mümkün. Bu türü beslemek istiyorsanız, en az 3 tane almanız tavsiye edilir. Doğal ortamında larva, kurtçuk, bitki ve böcek türleriyle beslenir. Akvaryum ortamında diğer türlere kolayca uyum sağlayabilir. Yaşam ömrü, iyi şartlar sağlandığında 20 senedir. Yumuşak, nötr, kısmi asidik ve kısmi alkali sularda yaşamını sürdürebilir. Kedi balıkları türünden olup, diğer türlerine …
0 notes
netseocu · 1 year ago
Text
Arı Otu Tohumu: Sağlığınız ve Bahçeniz İçin Doğal Bir Hazine
Bahçecilik ve bitkilerle ilgilenmek, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve doğal ürünleri tercih edenler için özellikle önemlidir. Arı otu tohumu, bu ihtiyaçları bir araya getiren eşsiz bir bitki çeşidi olarak öne çıkar. Bu makalede, arı otu tohumunun ne olduğunu, nasıl yetiştirileceğini ve sağlık ile bahçe için sunduğu avantajları keşfedeceksiniz.
Arı Otu Tohumu Nedir?
Arı otu (Echium vulgare), mavi veya mor çiçekleri olan göz alıcı bir bitkidir. Bu bitkinin tohumları, genellikle arı otu tohumu olarak adlandırılır ve sağlık açısından birçok fayda sunar. Ayrıca, arı otu çiçekleri arılar için çekici olduğundan, arı otu bahçelerde arıları cezbetmek için de kullanılır.
Arı Otu Tohumu Yetiştirme
Arı otu tohumu yetiştirmek oldukça kolaydır. İşte adım adım nasıl yapılacağı:
1. Tohum Seçimi: Yüksek kaliteli arı otu tohumları seçin. Tohumları doğrudan bahçenize veya saksılara ekme seçeneğiniz vardır.
2. Toprak Hazırlığı: İyi drene olan ve hafif alkali topraklar, arı otu için idealdir. Toprağı gevşek tutmak için organik madde ekleyin.
3. Tohum Ekimi: Tohumları yüzeye serpin ve hafifçe bastırarak toprağa yerleştirin. Tohumları sulayın.
4. Sulama ve Bakım: Arı otu bitkisi düzenli sulama ve güneş ışığına ihtiyaç duyar. Toprağı nemli tutun ve bitkinin güneş almasını sağlayın.
5. Çiçeklenme ve Hasat: Arı otu bitkisi çiçeklendiğinde, arılar için bir cazibe merkezi haline gelir. Çiçeklerini hasat etmek veya bahçenizin güzelliklerini gözlemlemek için sabırsızlanacaksınız.
Sağlık Faydaları
Arı otu tohumu, sağlık açısından çeşitli faydalar sunar. İşte bazıları:
1. Omega-3 Yağ Asitleri: Arı otu tohumları omega-3 yağ asitleri açısından zengindir, bu da kalp sağlığı için faydalıdır.
2. Anti-enflamatuar Özellikler: Arı otu, iltihapları azaltmaya yardımcı olan anti-enflamatuar bileşenler içerir.
3. Cilt Sağlığı: Arı otu yağı cilt sağlığını destekler ve tahrişi azaltabilir.
4. Bağışıklık Sistemi: İçerdiği antioksidanlar ve vitaminler, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir.
Sonuç: Arı Otu Tohumu ile Doğal ve Sağlıklı Yaşam
Arı otu tohumu, sağlık açısından birçok fayda sunan ve bahçenizi güzelleştiren bir bitki çeşididir. Kendi arı otu bitkinizi yetiştirmek, hem sağlık hem de bahçe keyfi için harika bir yol olabilir. Arı otu tohumunu denemek, doğal yaşam tarzını benimseyenler için mükemmel bir seçenektir.
0 notes
buzsuaritma · 2 years ago
Text
Ev İçin En İyi Su Arıtma Sistemini Keşfedin" 🌊💧
https://www.buzsu.com.tr/en-iyi-su-aritma-cihazi-hangisi/
Siz ve aileniz için temiz, güvenli ve lezzetli su sağlayan, eviniz için en üst düzey su arıtma sistemiyle tanışın.
Çok Aşamalı Filtreleme İşlemi"🚰🔬Son teknoloji sistemimiz, musluk suyunuzdaki kirleri ve kirleticileri gidermek için tortu, aktif karbon ve ters ozmoz filtreleri dahil olmak üzere çok aşamalı bir filtreleme işlemi kullanır.
"Üstün Arıtma için Ters Osmoz" 💦💯 Su arıtmanın en etkili yöntemi olarak kabul edilen ters ozmoz filtresi, kurşun, klor ve bakteriler dahil olmak üzere kirleticilerin %99'a varan oranlarda ortadan kaldırır.
“En İyi Sağlık İçin Alkali Su" 🧪🥛 Sistemimizde ayrıca suyun pH seviyesini yükselten ve mineral açısından zengin, antioksidan suyun faydalarını sağlayan bir alkalin filtre bulunur.
“Kolay Kurulum ve Bakım" 🔧🛠️ İçerik: Ev tipi su arıtma sistemimiz, kolay kurulum ve düşük bakım için tasarlanmıştır ve her zaman temiz suya sorunsuz erişim sağlar.
“Çevre Dostu ve Uygun Maliyetli" 🌱💰Çevre dostu, uygun maliyetli su arıtma çözümümüzle şişelenmiş sudan tasarruf edin ve plastik atıklarınızı azaltın.
“Daha Fazla Rahatlık için Akıllı Teknoloji" 📱🧠 İçerik: Sistemin akıllı Musluk teknolojisi ile su kalitesini ve filtre ömrünü izleyerek filtre değiştirme veya bakım zamanı geldiğinde size uyarılar gönderir.
"Sağlığınıza ve Zindeliğinize Yatırım Yapın" 🏠🌟
Bugün piyasadaki en iyi ev tipi su arıtma sistemine yatırım yaparak evinizde saf, temiz suyun faydalarını deneyimleyin.
✨Eviniz için en üst düzey su arıtma sistemini keşfedin 🏠💧 Çok aşamalı filtreleme işlemimiz siz ve aileniz için temiz, güvenli ve tadı harika su sağlar! 🥤🌱 Daha sağlıklı bir yaşam tarzına dalın ve daha fazlasını öğrenmek için en yeni sistemlerimize göz atın! 🌊🔬 www.buzsu.com.tr 👈#suarıtıcı #EvArıtıcıSistem #TemizSu #Çevredostu #SağlıklıYaşam #alkali #doğal #teknoloji #suaritma #suarıtma #suarıtmacihazı #reverseosmosis #water #best #eniyilerikeşfet #buzsucode #codesuarıtma
Tumblr media Tumblr media
0 notes
onnumarafan · 4 years ago
Text
ALKALİ BESLENME
Alkali beslenme nedir, alkali beslenme kısaca faydaları nedir, Alkali gıdalar nelerdir, Alkali beslenme Faydaları, alkali beslenme nedir kısaca, alkali su, Alkali beslenme nasıl olmalıdır, Vücut alkali hale nasıl getirilir, alkali beslenmek, alkali nedir, alkali gıda, alkali yaşam, alkali faydaları, ph dengesi, Mideyi bazik yapan yiyecekler, Asidik ve bazik yiyecekler, Mide bazik yiyecekler,…
youtube
View On WordPress
0 notes
suaritmacihazitestleri · 3 years ago
Text
Su Arıtma Cihazlarında Alkali Filtre Var Mıdır?
İnsan vücudunun pH seviyesinin dengelenmesine alkali sular yardımcı olmaktadır. Bu suları marketlerden alınabilmekte ya da evlerde rahatlıkla hazırlanabilmektedir. Bunların dışında bu suları kullanmanın bir başka yolu daha bulunmaktadır. Çoğu evde kullanılan su artıma cihazlarına takılacak olan alkali filtre yardımıyla alkali su elde edilebilmektedir. Bu filtre ters ozmos kullanan bir teknolojik sistemdir. Bu yöntem sayesinde temizlenen suların aynı zamanda pH seviyesi artırılmakta ve suları alkali hale getirmektedir. Bu filtre birçok sisteme eklenebilmektedir. Bazı su artıma cihazlarının kendisinde bulunan bu filtre, olmayan su arıtma cihazlarına da kolaylıkla eklenebilmektedir.
Alkali Filtre ve Sağladığı Yararlar
Alkali filtre, suyu alkali hale getirerek insanları hem büyük bir zahmet kurtarmakta hem de insan sağlığı için son derece önemli olan alkali suyu üretmektedir. Gün içinde asit seviyesi artan vücudun tekrar dengeye gelmesine alkali su yardımcı olmaktadır. Bu ve bunun gibi birçok olumsuzlukları gideren bu su, alkali filtre sayesinde her an yanı başınızda olmaktadır. Bazı uzmanlar, gün içinde kullanılan bütün suların alkali olması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca içme suyu dışında yemeklerde ya da içecek hazırlamak için kullanılan suyun da alkali olması gerektiğini belirtmektedir. Bu konuya önem gösteren kişilerin ileride daha sağlıklı bir yaşam süreceklerini de iddia etmektedir.
Alkali Filtre İnsanlara Nasıl Kolaylık Sağlamaktadır?
Alkali filtre, teknolojinin insanlara hediye ettiği bir üründür. Bu filtre özellikle son dönemde insanlar tarafından daha fazla araştırılmaya ve kullanılmaya başlanmıştır. Evde çeşitli yöntemlerle alkali su hazırlamak yerine musluğu açarak su arıtma cihazının içinde bulunan bu filtre yardımıyla bu suyu elde etmeyi tercih etmektedir. Bu filtre, alkali su konusunda insanlara büyük kolaylık sağlamaktadır.
1 note · View note
rosuaritma · 4 years ago
Text
Alkali Diyeti Nedir?
Alkali Diyeti Nedir?
Alkali diyeti nedir? Sorusuna cevap verebilmek için besinlerin ph derecesi hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Besinler, alkali besinler ya da asidik besinler olarak iki guruba ayrılıyor. Bir besinin asidik mi alkali mi olduğu ph derecesine bakılarak anlaşılabiliyor. Derecelendirmelere göre, ph derecesi 0-6 arsasında olan besinler asidik 8-14 arası olanlar ise alkali besinler olarak sınıflandırılıyor. Alkali diyeti uygulamak isteyen besinlerin üzerinde yazan ph derecesine bakarak ayarlama yapabilirler. Tüketilen besinlerin büyük bölümünü alkali besinler oluşturuyorsa sağlık sorunları yaşama riski asgari düzeye inmiş oluyor. Asidik besinler sağlıklı bir yaşam sürmenin önündeki önemli etkenlerdendir.
Tumblr media
Alkali Diyeti Nedir? Nasıl Uygulanır?
Alkali diyeti nedir? Sorusuna kısaca verilen cevaptan sonra nasıl uygulanacağı konusuna bakılabilir. Vücutta bulunan fazla yağlardan kurtulmak için tercih edilebilecek bu yöntem, alkali besinler hazırlanarak ya da hazırlanmış alkali besinler tüketilerek uygulanıyor. Tüketilen besinlerin çoğunluğunun alkali besinler olası her zaman için daha sağlıklı olacaktır. Zayıflamak için tercih edilebilecek olan ve alkali besinlerin tüketilmesi esasına dayanan alkali diyeti 3- 4 hafta sürüyor. Diyet uygulayanlar, bir yandan fazla kilolardan kurtuluyor diğer yandan da vücudun sağlık açısından düzene girmesini sağlamış oluyor. İnsan vücudunun az da olsa asidik besinlere ihtiyacı olduğu gerçeğini de akıldan çıkarmamak gerekiyor. Uygulanacak diyette yüzde 20 civarında asidik besinlerin olması sağlık açısından yeterli olacaktır.
Besinler Ve Alkali Diyeti Nedir?
Alkali diyeti nedir? Ve uygularken dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da gün içerisinde uygulanacak olan diyet listesinin saat 19.00 da tamamlanmasıdır. Bu saatten sonra bir şey tüketmemeye özen gösterilmelidir. Yiyecekler yavaş yavaş tüketilmeli ve uzun süre çiğnenmelidir. Özellikle hazırlanan alkali suyun tüketilmesine özen gösterilmelidir. Alkali besinler listesinde bulunan sebzelerin çiğ ya da haşlayarak tüketilmesi gerekiyor. Kahvaltıda sarı veya yeşil renkli sebzelere ağırlık verilmeli bezelye, fındık, taze fasulye gibi besinlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.
1 note · View note
suaritmatavsiye · 4 years ago
Text
Hangi PH Düzeyindeki Sular Tercih Edilmeli?
Suyun bağırsak fonksiyonlarını düzene sokma özelliği ile sindirim sistemini rahatlattığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Berrin Yiğit, beslenmenin temel taşı olan suyun, doğru kaynaktan ve yeterli miktarda alındığında yenileyici ve arındırıcı etkisiyle cildi de beslediğini belirtiyor. Bu anlamda özellikle pH değeri 7.4’ün üzerinde olan alkali suların tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Hazımsızlık, şişkinlik ve kabızlık toplumumuzda sıklıkla görülen, kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve endişeye neden olan sağlık problemlerinin başında geliyor. Su, vücudu temizleyip güçlendirirken aynı zamanda sindirim sisteminin de rahatlamasını sağlıyor. Bağırsaklarımızın hızlı ya da yavaş çalışmasının önüne geçmek, sağlıklı bir şekilde fonksiyonlarını devam ettirmesini sağlamak için düzenli su alımına dikkat etmeliyiz.
Vücudumuzun yüzde 60’ını oluşturan su, hayatımızın temel kaynağı. Bu sebeple sağlıklı bir yaşam ve güzel bir cilt için öncelikle suyu gerektiği ölçüde tüketmeli ve bu konuda özenli seçimler yapmalıyız. %100 doğal kaynak sularından ihtiyacımıza yönelik seçimlerde bulunmalı, özellikle pH değeri 7.4’ün üzerinde olan alkali suları tercih etmeliyiz. Su başlı başına şifadır fakat bazı ilavelerle daha da faydalı hale getirilebilir. Cilt sağlığını ve elastikiyetini destekleyen Tip 1 ve Tip 3 kolajen içeriği sayesinde sarkma ve kırışıkların önlenmesine yardımcı olan fonksiyonel içecekler, bu anlamda bize ekstra fayda sağlar. su arıtma cihazı pH değeri kaç olmalı
1 note · View note
sifabul · 6 years ago
Photo
Tumblr media
ALKALİ SU NEDİR? FAYDALARI NELERDİR? #şifabul ALKALİ SU: Suyun PH değeri 7’nin altında ise su asidik, 7 seviyesinde ise nötr, 7’nin üzerinde ise alkali sudur. ideal değer saf suyun pH değeri olan 8 veya 9 pH. Asidik olan şeylerin insan sağlığı için zararlı olduğunun bilinmesi sebebiyle alkali suyun önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Sağlığını korumak isteyen ve içtiği suya özen gösteren kişilerin alkali su kullanması oldukça önemlidir. KARBONATLA ALKALİ SU YAPMA: Bir buçuk litre suyun içerisine bir silme tatlı kaşığı karbonat koyarak alkali su elde edebilirsiniz. FAYDALARI: 1- Vücutta biriken toksinlerin atılması 2- Hücresel hasarın en aza indirilmesi 3- Kansere karşı büyük koruyucu 4- Bağışıklı sisteminin güçlenmesi 5- Bağırsakların temizlenmesi 6- Grip gibi viral hastalıklara direnç 7- Cilde esneklik kazandırması 8- Zayıflamaya yardımcı 9- Daha enerjik hissetme 10- Daha net düşünebilme ve güçlü konsantrasyon 11- Baş ağrılarında ciddi azalma
0 notes
priitikana · 6 years ago
Text
Yoga ve Beslenme / Melda Nacar
YOGA VE BESLENME
DERLEYEN: MELDA NAÇAR
SUNUŞ
Medeniyet geliştikçe maalesef dünyamız da kirlendi. Modern hayat bize GDO’lu sebzeler, hazır yiyecekler ile dolu marketler, yarım metre kare alanda yaşayıp şişirilmiş hayvanlar, klorlu içme suyu, florürlü diş macunları ve bol bol ilaç verdi. Havamız, suyumuz, besinlerimiz kirlenirken bedenlerimiz de kirlendi. Bu çevresel faktörler, yanlış beslenme ve yaşam şeklimizde bedenlerde toksinlerin artmasına ve aşırı asidik olmasına yol açtı. Bu da sağlığımızı olumsuz etkiledi. Gezegenimizde çevre kirliliği hususunda radikal kararlar alınmadığı sürece bireysel olarak sadece kendi bedenimizi arındırarak, sağlığımızı korumak konusunda bilinçlenerek çaba harcayabiliriz. Yoga, fiziksel bedenin geliştirilmesi ve arındırılması ile başlar; elimizdeki bu kadim bilgilerin ışığında beslenmemize de özen göstererek beden, zihin ve ruh bütünlüğünü, sağlığını sağlayabiliriz. Bu atölye çalışmamızda kısaca sindirim sistemimiz, duyarlı besinler, alkali vücut, vejetaryen beslenme gibi konuları ele alacağız. Tüm yaşamımız boyunca bedenimizle, diğer canlılarla uyum içinde olduğumuz zaman sağlık, huzur ve dünyaya sevgi gelecektir.
Tumblr media
Fotoğraf:https://www.samyakyoga.org/yogic-food-during-yoga-teacher-training/
1) Sindirim Sistemi Nedir?
Aldığımız gıdaların vücut hücrelerini beslemesi, lenf ve kan dolaşım sistemine karışması için en küçük parçalara ayrılması işlemine sindirim denir. Bu olayı gerçekleştiren sisteme de sindirim sistemi adı verilir. Sindirim sistemi besinlerdeki yağ, su, protein, karbonhidrat gibi molekülleri ayrıştırır. Sindirim ilk önce ağızda başlar tükürük salgısı ile. Yutak sayesinde yemek borusundan mideye ulaşır. Mide hem kasılıp gevşeyerek mekanik sindirim yapar hem de salgıladığı özsu ile besinleri kimyasal olarak parçalayarak sindirimi gerçekleştirir. Daha sonra ince bağırsağa geçen besinlerin burada karbonhidrat, yağlar ve proteinleri iyice sindirerek kana karışması sağlanır. Kalan posa kalın bağırsağa ulaşır burada su ve mineraller emilir. Son kalan posa vücut tarafından artık kullanılmayan kısım anüsten dışarı atılır. Burada tabi ki sindirime destek olan karaciğer ve pankreas da çok önemlidir. Pankreasın sindirim enzimleri dışındaki diğer görevlerinden en önemlisi; kan şekerinin hücreler tarafından alınmasını sağlayan insülin hormonunu üretmektir. Karaciğer ise salgıladığı safra ile yağların emilebilmesini sağlar. Ayrıca karaciğerin diğer görevleri;
-          Yağların kanda taşınmasını sağlayan lipoproteinleri üretir
-          Kanın pıhtılaşmasını sağlar
-          Hücre duvarlarının ve pek çok hormonun yapısında bulunan kolesterolü üretir
-          Kanın, kan damarları içerisinde kalmasını sağlayan albumin adındaki proteini üretir
-          Ayrıca birçok ilacın parçalanması ve vücuttan atılmasını sağlar.
 2)Alkali Vücut – Asitlenme
İnsan bedeni milyarlarca hücrenin bir araya gelmesinden oluşmuş benzersiz bir organizmadır. Bu organizmanın sağlıklı kalması hücrelerimizin alkalik olmasına bağlıdır. Beslenme şeklimiz vücut alkalisini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Hücre içindeki asit artıkların arındırılması gerekmektedir. Vücutta asitlenme başladıysa sağlık sirenleri de çalmaya başlamıştır.
Hastalıklardaki ortak nokta, vücudun toksikasyonu yani asitlenmesidir. Asitler alkali ile yok olur kısaca alkali olmak için alkali – duyarlı besinlerle beslenmemiz gerekli.
Vücuttaki asitlenme nasıl meydana geliyor?
Bedenimizdeki hücrelerin enerjiye ihtiyaçları vardır. Bu enerji oksijenden ve yiyeceklerden gelir. Hücrede bir tür yanma işlemi ile enerji oluşur. Bu yanmanın sonunda ortaya kül artık çıkar bunlar asit artıklardır. Temizlenmezler ise beden asitlenmeye başlar.
Peki, vücuda fazla asit girerse bunu dengelemek için vücut ne yapar? Vücut kanın asitli olmasına asla izin vermez. Ya böbrekler bu dengeyi sağlamak için çok çalışır ya da böbreklerin yetişemediği noktada fazla asit yağ hücrelerinde saklanır. Vücut arıtamadığı asidi ( ter-idrar-nefes );
-          Yağ hücresi olarak depolar bu da şişmanlayan ve yağlanan bir beden oluşturur.
-          Kolestrol olarak saklanabilir, damarları tıkayabilir.
-          Ürik asit olarak eklemlerde birikebilir.
-          Böbrek taşı olarak böbreklere yerleşebilir.
 1 Bardak kolanın vücuttan arındırılması için, içilen 32 bardak su boşa gitmiş olur.
Aslında bedenimiz kendisine zararlı olan toksinleri böbrekler, karaciğer, bağırsaklar, solunum yolu ve ter ile atarak temizler. Fakat artan toksinler, bedenin aşırı asitlenmesi sebebi ile vücudumuz artık kendi kendini temizleyemez duruma gelmiştir.
 PH Skalası
Ph, sıvıdaki hidrojen ve iyon miktarını gösterir. Her sıvının bir Ph değeri vardır, asit veya alkali derecesi ölçülebilir. Alkali sıvılarda Ph 7-14 arasındadır. Rakam büyüdükçe alkalidir, 7’nin altına düştükçe asidiktir. 7 ise nötrdür.
 Vücudumuzdaki tüm sıvıların Ph değerleri vardır. Kanın ideal Ph’ı 7.35 -7.45 arasındadır. Kanın Ph’ı vücut tarafından pek değişmez, esas değişken olan idrar, ter ve tükürük sıvılarıdır. Vücut hayati önemi olan kanın Ph’ını sabit tutmak için diğer sıvıların asit oranını arttırır.
Vücudumuzda hormonların çalışması, hücrelerin enerji ihtiyacı, besinlerin sindirimi, saçların tırnakların uzaması gibi tüm metabolik olaylar için her dakika, her saniye vücut asit atıklar üretir. Duyarlı besinler ile beslenerek, aldığımız nefes, içtiğimiz su ile de atıkları atabiliriz. Bu sebeple alkali beslenme ve suyumuzu alkalik içmek burada çok önem taşımaktadır, bedenin bu doğal döngüsünü fazla yormayacak duyarlı gıdalar alınmalıdır.
Bedenin Asitlenmesi Sonucu Oluşan Hastalıklar:
-          Kanser: Bedende yüksek asitlenme sonucunda oksijen azalır. Hücreler de besin ve oksijen ile yaşayabildiği için hücrelerde bozulma başlar. Ölen hücreler önemli değildir. Yerine yenisi üretilebilir fakat bazı hücreler ölmek yerine adaptasyona uğrar. Bu değişen, oksijensiz hücreler çoğalarak kanser hücresini oluşturur. Maalesef bu hücrenin hasar görmesine yol çan kendimiziz, o hücre sadece diğerlerinden daha akıllıdır hepsi bu.
Kanser hücreleri yüksek asit, düşük oksijene bayılır.
 -          Kolesterol: Eğer kanımız asitlenmeye başlarsa PH bölümünde gördüğümüz gibi beden buna hemen önlem almaya ve kanın asitlenmesini engellemeye başlar. Fazla asit kan damarlarındaki çepere zarar verir. Bu yüzden karaciğer hemen kolesterol üretir (vücut için gerekli olandan fazlasını), ve zarar gören damarlara yama yapmak için de yanına kalsiyumu alır. Bu sefer kalsiyum da damarlarda plak yaparak tıkanmalara sebep olur. Sonuç olarak tansiyon, damar tıkanıklığı gibi hastalıklar ortaya çıkar.
 -          Osteoporoz: Vücutta fazla asitlenme olunca bunları yok etmek için beden kalsiyum mineralini çok kullanır. Kalsiyum ve magnezyum en çok kemiklerde bulunduğu için, zaman içinde kemikler sünger gibi olur. Bize süt ve süt ürünlerinin iyi bir kalsiyum kaynağı olduğu öğretildi. Gelişmiş ülkelerde bu tüketimin artmasına rağmen osteoporoz da artmıştır. Çünkü süt asitlenmeyi arttırdığı için vücut o asidi eritmek için kemikteki kalsiyumu kullanır.
 -          Diş Çürümeleri: Tükürükteki asitlenme diş çürümelerini arttırır. Özellikle çok şeker tüketilmesi hızlı çürümeye yol açar.
 -          Eklemler ve Cilt Esnekliği Kaybı: Asitlenme sebebi ile ciltte hızlı yaşlanma olur.
 -          Enfeksiyonlar: Oksijensiz, asidik ortam sebebi ile vücutta mantar ve bakteri enfeksiyonu artar.
 -          Uykusuzluk, Depresyon, Hafıza Kaybı
 -          Böbrek Taşı: Yüksek asit idrar yolu enfeksiyonu ve böbrek taşına sebep olur.
 -          Sindirim sorunları, kanıksanmış kronik ağrılar vb.
 Peki, besinler fizik bedenimizi ve psikolojimizi nasıl etkiliyor?
LENFATİK SİSTEM:
Lenfatik sistem dolaşım sistemimizin bir parçasıdır, hücreler arası sıvı taşır ve bedeni bir ağ gibi kaplar, inanılmaz derecede kompleks bir yapısı vardır. Aldığımız besinler ile sindirimdeki ilk süreç tamamlanınca kalan maddeler lenf sistemine gider. Vücudumuzdaki toksinleri, hücrelerdeki atık maddeleri, ölen hücreleri, fazla proteinleri, yabancı maddeleri, zararlı bakterileri hep lenf sistemi tarafından arındırılır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Beyin, kemik iliği, timus, dalak ve lenf bezleri lenf sisteminin direk çalıştığı organlardır. Lenf sisteminin tıkanma sebepleri;
-          Hareketsiz yaşam
-          Yeterli oksijen alamamak
-          Hayvansal gıdalar, kaba, durağan gıdalar (aşırı asidik ortamlı beden)
-          Yapay tatlandırıcılar
-          Şeker
-          İşlenmiş tuz
-          Hazır gıdalar
Salgı bezleri salgıladıkları hormonlar ile psikolojik yapımızı, duygularımızı direk etkiler. Lenf sistemi salgı bezlerini beslemede büyük önem taşır. Lenf sistemi sağlıklı olmaz ise öncelikle psikolojimiz doğrudan etkilenir, fiziksel bedende de çeşitli rahatsızlıklar meydana çıkar. Lenf üretiminde gerekli ana maddelerden biri klorofildir. Klorofil lenfin oluşumunda büyük önem taşır. Bu nedenle yeşil yapraklı sebzelerden bol miktarda tüketmek gereklidir. Vejeteryan beslenenlerde beyne taşınan lenfin kalitesi, et ile beslenenlere göre çok farklıdır. Ağırlıklı hayvansal gıda tüketenlerde lenf yetersiz kalır.
3) Yoga Ve Beslenme
Yoga beden, zihin, ruh bütünlüğüdür. Bedenimiz bizi Brahmana götürecek araçtır. Yoga bilimi; bedenimizi nefes, asanalar ve beslenme ile geliştirip sağlığını korumada bize yol gösterir. Hatha yogaya göre beden saflaşmadıkça zihin de saflaşmaz.
Ne yersek o’yuz. Aldığımız besinler fizik bedenimizi etkilediği gibi düşünce biçimimizi de etkiler. Binlerce yıl önce yogiler evrenin sadece titreşimden oluştuğunun bilincindeydiler oysa modern çağda bunu kısa zaman önce Einstein söylemiştir. Besinlerin de titreşimleri frekansları vardır. Bu titreşimler o besini yiyen kişinin bedenini, zihnini doğrudan etkiler. Duyarlı, durağan ve değişken besinler vardır.
Duyarlı Enerji (Satvik)İçeren Besinler: Duyarlı kuvvet, duyarlı enerji bedenimizde etkin olduğu zaman zihnimiz sakinleşir, zihnimiz açılır, kendimizi huzurlu, gevşemiş ve zinde hissederiz. Sevgi, barış, saflık, mutluluk sadece duyarlı enerji ile yükselir. Duyarlı beslenme bilincin yüksek katmanlarına yöneltir. Kısaca duyarlı ürünlerden oluşan beslenme, duyarlı bir beden oluşturur. Duyarlı besinler; tüm meyve ve sebzeler, tüm baklagiller ve tahıllardır.
Değişken Enerji (Rajasik) İçeren Besinler: Değişken enerji bedenimizde baskın olduğu zaman uyarılmış, gergin, sakinleşemeyen, gevşeyemeyen bir durum oluşur. Değişken besinler bedeni, zihni uyarır. Bazı değişken besinler beden için faydalı olup zihin için faydalı olmayabilir. Bu besinlerden mümkün olduğunca az alınmalıdır. Değişken besinler; çay, kahve, kakao, keskin baharatlar, sarımsak, soğan.
Durağan Enerji (Tamasik) İçeren Besinler: Bu frekans kabalığın, sabitliğin, ölümün durağanlığıdır. Durağan enerji bedende baskın olduğunda asitlenme, zihinde uyku ve uyuşukluk hali, isteksizlik, enerji düşüklüğü görülür. Durağan besinler hem zihin hem bedende asitlenmeyi arttırdığı için zararlıdır. Durağan besinler; alkol, et, tavuk, balık, yumurta, mantar.
GUNA
Patanjali; Guna’lara büyük önem verilmesi gerektiğinden bahseder.  4. Bölüm 33. Sutrada şöyle ifade eder; “ Kurtuluşa ulaşıldığı zaman Guna’lar amaçlarını yerine getirmiştir.”
Patanjali, tüm nesneler Guna’lardan oluşmuştur der. Guna’lar görülebilir, elle tutulabilir. Gıdalarımızda, duygularımızda Guna’lar mevcuttur.
Öncelikle Guna’nın kelime anlamı hal demektir, bu maddi enerjinin 3 hali yani 3 Guna  mevcuttur;
1-      Sattva: İdeal, dingin, saf olan her şeyi temsil eder. İlham, karşılıksız sevgi, erdemlik, sessiz neşe, derin bir sakinliktir. Kişi sattvada kalbiyle bağlantıdadır, yaratıcı ve huzurlu bir zihne sahiptir.
2-      Rajas: Hareket ve şiddettedir. Öfke patlamaları, ihtiras hali, şiddetli arzular, huzursuzluk, tatminsizliktir. Aynı zamanda yapıcı faaliyetlerimize enerji veren şevk veren fiziksel cesarettir. Kişi Rajas da değişkendir, eleştirel yaklaşımı vardır, inatçı ve kavgacı bile olabilir.
3-      Tamas: Tek başınalık, direnç, atalettir. Hayatımızda Rajas ve Sattva olmadığı zaman içine girdiğimiz zihinsel bataklıktır. Tembellik, aptallık, karamsarlık, çaresizlik, umutsuzluktur. Kişi tamasda çok karamsardır ve depresif olabilir, yeniliklere kapalıdır.
Bu üç Guna birbiri ile her zaman etkileşim halindedir. Bir insanın yapması gerektiği tek şey bu 3 Guna’ya hakim olmaktır onları dengede tutmaktır. Öfke hissettiğimiz zaman onu fark etmek ve her şeye sevgi ile, sükunet ile yaklaşabilmeyi öğrenmektir Sattva hali. Kişinin kendisini gözlemleyebilmesi gerekmektedir. Yoga ile sürekli Sattva halinde kalınmak hedeflenir. Günün farklı zaman dilimleri bu 3 Guna’nın etkisi altındadır. Sabah saatleri Sattva, öğlen saatleri Rajas, akşam saatleri Tamastır. Spritüel anlamda ilerlemek istiyorsak sattvik alan içine girebilmek için, tamasik tüm duygu, düşünce, beslenme vb. alışkanlıkların bırakılması gereklidir.
Yediğimiz gıdalar dengeleyici olanlar sattvik besin, uyarıcı olanlar rajasik, çürüyen gıdalar tamasik gıdadır.
Sattvik Besin: Yediğimiz gıdaların beden üzerindeki etkisi büyüktür. Yogada zihni kontrol etmek nihai amaç olduğundan sattvik beslenmeye önem gösterilir. Vegan beslenme türü sattviktir ve yogik yaşam tarzı için gereklidir.
Rajasik Besin: Çok baharatlı besinler, yumurta, acı, alkol, şeker rajasik besinlerdir. Soğan ve sarımsak rajasik besindir, az miktarı fizik bedene iyi gelir fakat zihin için uygun bir besin değildir.
Tamasik Besin: Et ve tüm hayvansal gıdalar, kızartılmış gıdalar. Bu tür bir beslenme bedeni hastalıklardan kolay etkilenir hale getirirken zihinsel olarak da tembelliğe iter. Bu tür beslenme yüksek düşünce ve anlama yeteneğinden zihni uzaklaştırır.
Sadece beslenme olarak bakmayalım Guna’lara. Hızlı yemek yemek de, yediğiniz her ne olursa tamasik beslenme olur. Yukarıda gördüğümüz gibi sindirim, insan bedeninde ilk ağızda başlar. Salgılanan tükürük ile karbonhidratlar ilk ağızda ayrışmaya başlar. Hızlı yutulan gıda etoburlarda vardır ve onların sindirimi midede başlar.
 Duyarlı enerji içeren besinler = Satvik Besin = Alkali Besin
Değişken Enerji İçeren Besinler = Rajasik Besin = Orta Alkali Besin
Durağan Enerji İçeren Besinler = Tamasik Besin = Asitli Besin
 Doğadan doğan değerler olan Sattva, Rajas ve Tamas; ölümsüz ruhu bedene bağlar.
                                                                                                                    (Bhagavad Gita XIV.5)
 AHİMSA VE VEGANLIK
Yoga deyince akla hemen asanalar gelir. Veganlık ile yoganın ya da asanaların ne ilgisi var denilebilir. Yoga birleştirmektir, bireysel öz ile kozmik özün birleşmesidir, onunla bağ kurmaktır, ilişki demektir. İlişki karşılıklıdır, peki hayvan kardeşlerimizi yerken bu ilişki nasıl kurulacak; sorgulamalıyız.
İyengar, yoganın ahlaki, bedensel, zihinsel ve manevi tutumunun benimsenmesi ile gerçekleşebileceğini söyler. Bu yüzden yoganın basamakları vardır. Yoganın derinliklerini anlamadan hakikate ulaşmak mümkün değildir. Patanjali, kadim yazılarında sekiz adımlık özgürleşme yolu sunuyor. Bu atölyede değineceğimiz tek adım Yama’dır ve beş maddeden oluşur;
YAMA: Beş sosyal bölümden oluşur. Kişinin dış dünya ile ilişkisini anlatır, düzenler.
a) AHİMSA: Zarar vermemek. Kasıtlı olarak kendisine, başkalarına ve diğer canlılara; söz, düşünce ya da eylem ile zarar vermemektir.
b) SATYA: Doğruyu söylemektir. Sözcüklerin bile iyilik amaçlı kullanılmasıdır.
C) ASTEYA: Çalmamaktır. Hem fiziksel hem de fikirsel anlamda çalmamaktır.
d) APARİGRAHA: Lüzumsuz lükse kapılmamaktır. Yaşam için gerekli olana sahip olduktan sonra fazlası zihinsel durağanlığa sebep olur.
e) BRAHMACARYA: Nefsi, şehveti kontrol etmektir. Her yaratılmış şey karşısında yaratanı hatırlamaktır.
Sharon Gannon; Patanjali’nin henüz birinci basamağı olan Yama’nın tam manası ile hala kavranamadığını savunmakta. Yama kişinin dış dünya ile olan ilişkisidir. İlki, Ahimsa yani şiddetsizliktir. Bu dünya da şiddet azalırsa acılar da azalacaktır. Patanjali’nin Ahimsa ilkesini yogiler olarak ne kadarını içselleştirebildik düşünmek gerekir. Milyarlarca hayvan sırf insanlar beslensin diye korkunç şekilde yaşatılmakta ve korkunç şekilde öldürülmekte. Ya da inekler süt alabilmek için yavrularından ayrılmakta. Ayrıca et, balık, tavuk ve süt ürünlerinin tüketimi eko sistem bakımından da doğada yıkıcı etkileri büyüktür. Hem başka canlıların ve duyguları, hisleri olan canlıların yaşam hakkını elinden alıp hem de kendi gezenimizi kirleten bir tür olduğumuzu düşünüyorum. Dünya gezegenine yapışmış, gezegenin tüm dengesini bozmuş, doğaya uyum sağlayamamış bir tür insanlık; bana kalırsa. Sadece asana yaparak, sadece bedenimize iyi bakarak, sadece kendi türümüze iyi davranarak karmadan kurtulamayız. Merhametimizi hayvanları da kapsayacak şekilde genişletirsek karmamızı temizleyebiliriz.
Birçok din ve ruhsal öğretiler yaşayan tüm canlıların kutsallığından bahseder ve vejeteryan beslenmeyi önerir. Gerçek insan; hayvanları kendisine köle ve yiyecek olarak görmez.
Dünya global bir krizin içinde. Bu krizi biz yarattık ve birçoğumuz ne yapılabilir konusunu düşünmekteyiz. Bütün kadim bilgilerin son yıllarda ortaya çıkması tesadüf değil diye düşünüyorum. Eski şaman gelenekleri şimdi atölyelerde öğretiliyor, Sümerlerin kadim tarihi ortaya seriliyor, yoga gizli öğreti olmaktan çıkıyor insanlığa sunuluyor. Nedeni dünyamızın gerçekten şifalanmaya ihtiyacı olmasıdır. Eğer dünyamızda yanlış gittiğini düşündüğümüz şeyler varsa önce kendimizi değiştirmekle başlamalıyız.
Patanjali'nin Yama ilkesine (5 madde) Sharon Gannon’un vegan gözü ile bakarsak;
1-      Ahimsa: Zarar vermeme: Tabağımıza koyduğumuz hayvana zarar verdik mi?
2-      Satya: Doğruluk: Tabağımıza koyduğumuz hayvanı kandırdık mı? Deney hayvanları üzerinde yapılan gereksiz çalışmalar ile onları kandırdık mı?
3-      Astaya: Çalmamak: İçtiğimiz sütü ineğin bebeğinden çalıyor muyuz? Isınmak için ya da moda için bir hayvanın kürkünü çalıyor muyuz?
4-      Brahmacharya: Kendini kontrol etme: Hayvanları cinsel olarak istismar ediyor muyuz? Endüstriyel çiftliklerde yapay döllenerek sürekli hamile bırakılan hayvanlara zorla tecavüz edilmiş olunmuyor mu?
5-      Aparigraha: Açgözlü olmamak: Açgözlülük, aşırı tüketim yüzünden hayvanları güçsüzleştiriyor muyuz? Aşırı tüketim yüzünden endüstriyel hayvancılık gelişti mi?
“Dünya her insanı doyurabilir ama her insanın açgözlülüğünü doyuramaz.” (Mahatma Gandi)
Vegan beslenmenin faydalarına şimdide bilimsel olarak kısaca bakalım. Güzin Yasemin Tuncayson’un doktora tezine göre vegan ve vejetaryen beslenen bireylerin sağlığı et yiyen bireylere göre daha iyi durumda. Bu bireylerin kan kolesterol düzeyleri daha düşük, kalp-damar hastalıkları, obezite, şeker hastalığı, damar sertliği, hipertansiyon gibi hastalıklar neredeyse hiç görülmemekte. Karaciğer ve safra kesesi rahattır. Vegan beslenme kandaki asit oranını düşürür ve hastalıklardan uzak sağlıklı hücreler üretir. Ayrıca veganlar; kuru baklagiller, ceviz, meyve, sebze ve tahıl çok tükettiği için kansere yakalanma olasılıkları çok azdır. Vegan beslenme seçildiğinde beden için gerekli vitamin, protein ve minerallerin bilinçli alınması bir planlama yapılması gereklidir. Besinler bilinçli olarak tüketildiğinde bütün yaş grupları rahatlıkla veganlığı hayatına geçirebilir.
Asanalar herkes için olabilir ama yoga herkes için değildir, özgürleşmek isteyenler için bir yoldur yoga. Birçok insan esir olduğunun farkında bile değildir bu yüzden başka canlıların özgürlüğü ve yaşam hakkı konusunda fikir sahibi olamayabilirler. Et yiyen insanlar kötü, vegan insanlar iyidir gibi bir sonuç da tamamen yanlıştır. Birçok insan geçmiş karmaları yüzünden kısıtlanmış bir haldedir. Dünyada hissettiğimiz acıların nedeni başka insanlara ve canlılara çektirdiğimiz acılar ve esarettir. Doğaya saygılı olduğumuzda, hayvanları esir almayı bıraktığımızda esas kendi karmamızı kendi esaretimizi özgürleştirmiş olacağız.
Et Yemenin Zararları;
-          Zehirlenme; kesim evinde diğer hayvanların ümitsizce öldürüldüğünü gören, duyan hayvanlar yüksek düzeyde adrenalin hormonu salgılar. Bu et besin olarak alındığında bedeni direk zehirlediği gibi, hormonlar aracılığı ile tamasik duygulara da sebep verir.
-          Kanser; et yiyenler kansere daha fazla yakalanır. Et kesildikten hemen sonra çürüme başlar, fakat et endüstrisi nitrat gibi pek çok koruyucu kullanarak çürümeyi engeller, bu kimyasallarda bedenimizde kansere yol açar.
-��         Kimyasallar; et endüstrisi eti sütü ve yumurtası için beslenen hayvanların hızlı gelişmelerini sağlamak için hormonlar, antibiyotikler enjekte edilmektedir. Bu kimyasallar hayvanlar için olduğu gibi insanlar içinde kanserojen yapıcı işlemlerdir.
-          Hayvan hastalıkları; bu yoğun kimyasallar sebebi ile pek çok besi hayvanı maalesef hastalıklıdır. Kesimhanede hayvanın hastalıklı, tümörlü tarafı kesilerek sucuk-sosis yapımında kullanılır ya da balık yemi olarak kullanılır.
-          Kalp Hastalıkları; ABD., Kanada ve Avrupa gibi et tüketiminin fazla olduğu ülkelerde kalp rahatsızlıkları da yüksektir.
-          Kokuşma; et insan sindirim sisteminden çok yavaş geçer. Etin insan vücudunu tamamen terk etmesi 5 gün sürer. Vegan besinle 1 ya da ½ gün sürer. Sonuçta et ile beslenme tüm vücutta asitlenmeye, zehirlenmeye yol açar ve birçok insan kronik kabızlık çeker.
-          Ürik Asit; 450 gr ette 14 gram ürik asit mevcuttur. Böbrekler bunu temizlemek için kapasitesinden 3 kat daha fazla çalışır. İnsan gençliğinde bu yükü kaldırabilir fakat ileri yaşlarda böbrek hastalığı, gut, artirit ortaya çıkar.
4-      BESİNLER
 SATVİK  BESİNLER             (ALKALİ)
RAJASİK  BESİNLER          (ORTA ALKALİ)
TAMASİK  BESİNLER         (ASİTLİ)
Proteinler
Pek çok insanda vejeteryan beslenirsem yeterince protein alabilecek miyim kuşkusu oluşur. Ancak et yersek proteini tam olarak alırız şeklinde şartlandırılmışız. Oysa fazla protein bedende karbonhidratlara çevrilir ve yağ olarak depolanır. Bu yüzden Amerikalılarda % 50’sinin kilo fazlası ve tansiyon ile kalp hastalığı vardır.
100 gr besin       Protein ( gr )
Soya                                    41.8
Yer Fıstığı                            31.4
Bakliyat                                24.7
Biftek                                    20.3
Tavuk                                   18.6
Kuzu                                    16.8
 Besinlerdeki proteini tam alabilmek için aşağıdaki bileşimleri uygulamamız gerekli;
Bakliyat ile; Pirinç ya da bulgur pilavı ya da kuruyemiş ve mısır tüketilmeli.
Sebzeler ile; Pirinç pilavı ya da başka bir tahıl tüketilmeli.
Soya Fasulyesi ile; Buğday, mısır tüketilmeli.
Süt ile: ( mutlu hayvanın sütü ) Bakliyat, pirinç pilavı, buğday, patates tüketilmeli.
UYGULAMALAR
ORUÇ
Bütün sindirim sitemi zehirli atıklar ile dolu iken onların arındırılması en kolay ve kesin yöntemi oruçtur. Aracınızın motor filtresini temizleyerek uzun ömürlü ve sağlıklı çalışmasını sağlıyorsanız aynı işlem beden içinde gereklidir. Oruç; sürekli besin akışını durdurup bedene kendisini temizleme fırsatı verir. Oruç tutmanın faydaları;
-          Tüm sistemin (kalp, mide, bağırsak, ciğer, böbrek, karaciğer vb.) dinlenmesini ve güç kazanmasını sağlar.
-          Zihni temizler, hafızayı kuvvetlendirir.
-          Hormonların dengeli salgı yapmasında yardımcı olur.
-          Hücreler gençleşir, yaşlanma süreci yavaşlar.
-          Bedendeki toksinlerin atılımını sağlar.
-          Derideki gözeneklerin aşırı yağlı ve toksin artıkları temizleyerek parlak görünmesini sağlar.
-          İçsel enerjiyi koruduğu için daha derin meditasyon sağlar.
-          Sigara ve alkol alışkanlığını yenmeye yardımcı olur.
                                Oruç Doğanın Sakinleştiricisidir.
Oruç ile içsel enerji yükselir, bu enerjiyi boşa harcamamak ve bilinici daha yüksek tabakalara taşımak için meditasyon yapılmalıdır. Hindistan’da oruç tutmanın karşılığı Upavasa’dır, “ Yüce bilincin yanında kalma” anlamındadır. Yogiler çok eski zamanlardan beri hem fiziksel beden hem de zihinsel güçler için uzun oruçlar tutmuşlardır. Oruç saf ve temiz kanın beyne ulaşması ile kişinin ruhsal aşamalarına yardımcı olur.
Nasıl Oruç Tutmalıyız?
Günümüzün yaşam şartları çok farklı. Bu sebeple bedeni ve zihni zorlamayan kısa oruçlar (12 saat) tutulması tavsiye edilir. 1 günlük oruç (iki gün doğumu arasında) ayda 2 veya 4 şekilde uygulanabilir. Oruç boyunca su dahil hiçbir gıda tüketilmeyecektir. Oruç tutarken bol oksijen almak hafif yürüyüş yapmak bedendeki toksinlerin daha hızlı atılımını sağlar. İlk zamanlarda güçsüzlük hissedilebilir fakat beden alışıp atıklar atılmaya başlandığında bedenin enerjisi yükselecek daha sonraki oruçlar kolaylaşacaktır. Oruç tutmak için en uygun zaman yeni ay ve dolunaydan 3 gün öncesidir. Ayın çekim kuvveti, %70’i sudan oluşan insan bedenini de etkiler.
Orucu bozarken aşırı yemek yememeliyiz, yavaş ve hafif besinler ile başlamalıyız. Önce 1 bardak ılık suya yarım limon suyu ile bozulması tavsiye edilir. Bu alkalik içecek son kalan atıkların temizlenmesinde yararlı olacaktır. 10 dakika kadar sonra 1 muz ve yarım saat sonrada hafif kahvaltı yapılabilir. Gün boyu az ve hafif lifli sebzeler alınmalıdır.
ALKALİ SU
Alkali su içmek sağlık için yapılacak en basit çözümdür. 1 lt. suya 1 çay kaşığı karbonat eklemek suyun PH seviyesini 8 ve üzerine taşır. Bu alkali suyu her gün içmek bedendeki asitlenmenin azaltılmasına yardımcı olur, yağ hücresinde ki fazla şekerin atılımını kolaylaştırır, bağışıklık sistemini güçlendirir, kilo vermeyi kolaylaştırır.
Alkali Suyu İçerken Dikkat Edilecek Hususlar;
-          Suyu 1-2 saatte bir içmek, gün içinde yayarak içilmesi tavsiye edilir.
-          Her gün 1 çay kaşığı karbonat içilmelidir.
-          Su, yemekler ile içilmemelidir. Su mide asidini azalttığı için sindirimi engeller. Yemeklerden yarım saat önce içilirse açlığı azaltır. Yemekten 2 saat sonra su içilmelidir.
-          Suyu oda sıcaklığında içmek tavsiye edilir.
-          Sabah kalkınca ilk iş limonlu ve karbonatlı su içmek çok faydalıdır.
KABIZLIK
Kabızlık bağırsakların zehirli atıklar ile tıkanmasıdır ve birçok hastalığın temel nedenidir. Asla kabız olmayınız. Sürekli kabız olmak bağırsağın iç duvarında kalınlaşma yaratır, bu sertleşmiş iç duvar hastalıklara sebep olmak ile birlikte besinlerin doğru emilmesini de engeller. Müshillerin sık kullanılması bağırsak yapısını daha da zorlar, bu sebeple doğal yöntemlerin tercih edilmesi tavsiye edilir.
Öneri;
Sabah aç karnına 1 bardak ılık tuzlu (doğal tuz ) su içilir 5 dakika aşağıdaki pozlar yapılır, sonra 1 bardak daha ılık tuzlu su içilir ve 10 dakika daha bu pozlar yapılır. Sabah bu işlemler bağırsak meridyeninin çalışma saati olan 05.00 ile 07.00 arası yapılması önerilir.
Not: Kalp ve yüksek tansiyon hastalarına tuz kullanılmamalıdır.
Pozlar;
                  KATI CHAKRASANA
                  (Bel  Büküm pozu)
 Katı : Bel - Chakra: Tekerlek , dönüş - Asana: Poz yani  belin rotasyonu demektir.
 1-Tadasana da ayaklar kalça genişliğinde açılır
2- Omurga dik, dizler rahat
3- Kollar avuç içleri birbirine bakacak şekilde omuz hizasında kaldırılır
4- Nefes alın ve verirken sağ tarafa doğru belden arkaya doğru dönün, sağ kol geriye açılırken sol kol sağ omuz başına değecek dirsek açık
5-Baş sağ kolu takip edecek ve geriye bakın
6-Bu pozisyonda 4-5 nefes alarak merkeze başlangıç pozisyonuna gelin ve diğer yön ile tekrar edin.
               ARDHA KATİ CHAKRASANA
                (Yarım Bel Büküm Pozu )
 1-      Tadasana duruşunda ayaklar bir araya getirilir,               omurga dik, dizler rahat
2-      Nefes alırken sağ el dikey olarak yükseltilmeli ve           uzatılmalı
3-      Nefes verirken vücut belden sola doğru bükülmeli
4-      Sol el aşağıda serbest
5-      Bu pozda 4-5 nefes alıp vererek kalın sonra       merkeze gelerek sağ kol nazikçe indirilir
6-      Diğer kol ve yön aynı şekilde tekrar edilir.
                UTTANASANA
               (Ayakta Bacaklara Kapanma Pozu )
 1-      Tadasana duruşuna girin
2-      Nefes alırken kollar yukarı uzar ve nefes             verirken kalçadan öne bükülmeye başlanır,       bedenin izin verdiği son noktaya kadar gidin
3-      Kollar önde serbest ve rahat, omuzlar ve boyun              rahatça öne doğru düşmeli
4-      Bu pozda 4-5 nefes alıp verin
5-      Nefes verirken sırtınızı kambur yapmadan düz                 bir şekilde kalkın.
Asanalardan sonra karın bölgesine masaj uygulanır. Sırt üstü uzanarak ya da ayakta yapılabilinir. Avuç içlerini göbek deliğinin üzerine koyarak gevşeyin. Daha sonra merkezden başlayarak saat yönünde friksiyon uygulayın. Önce küçük daireler çizin ve direyi gittikçe genişletin, içinizden 1 den 18’e kadar saymanız süre için yeterlidir. Bu birinci evre bittiğinde el avuçları göğsün altında kalacak ve bu sefer dıştan içe doğru, saat yönünün tersine daire çizerek başlangıç noktası göbek deliğine geri gelinir, hareket bitirilir. 2-3 dakika yapılması tavsiye edilir. Kuvvetli bası uygulamayın hafifçe baskı uygulanması yeterlidir. Bu masajı vaktiniz olduğunca günün farklı saatlerinde de uygulayabilirsiniz. Vücut büyük bir enerji alanı ile doludur, bu bölgede yapılan çalışmanın
1.Bölümü ( saat yönü ) ile iç organları toksinlerden temizlemiş olursunuz, bağırsakların çalışmasını ve sindirimi hızlandırırsınız. Ayrıca her gün düzenli yapılırsa karın bölgesinde ki yağlanmada giderilir.
2.Bölümde ( saat yönü tersine) ise ince bağırsak dengelenir. İnce bağırsak aşırı çalışıyorsa besinlerdeki tüm sıvıyı alarak kalın bağırsak da aşırı katı atık bırakır, kabızlığın bir sebebi de budur. Bu çalışma ile ince bağırsağı sağım faaliyeti uyarılır ve emilim dengeye gelir.
 YOGA ÖĞRENCİSİNİN İZLEMESİ GEREKEN YOLLAR
Yoga bir metottur ve bu metot da yaşam tarzını değiştirmek, bu tarzı ruhsal öğreti içinde eritmektir. Yoga öğrencisi içe ve dışa dönük yaklaşımları aynı anda yaşar. İçsel olarak prana hayat enerjisi, çakralar, zihinsel (Vritti ) eğilimler yaşar. Dışsal olarak aldığımız besinler, soluduğumuz hava, içtiğimiz su, gün ışığı, uyku düzeni, doğru yaşam şekli ile korunur.
Yoga; bireysel bilinci yükseltirken bizim de fiziksel, zihinsel ve ruhsal alanlar arasında bağ ve paralellik kurmamız gereklidir. Varlığımızın tüm katmanları uyum içinde olduğunda sağlık ve sonsuz mutluluğa ulaşabiliriz. Satvik beslenmeyi ve orucu düzenli olarak deneyin ve bedeninizde, zihninizde, ruhunuzda ki değişimi kendiniz deneyimleyin.
-          Sabah erken kalkın dil temizliği ve Neti burun temizliği yapılır. Ardından ılık, alkali, limonlu 1 bardak su ile güne başlanır.
-          Mutlaka banyo yapın, yapamıyorsanız yarım banyo alın.
-          Meditasyon ve yoga pratiklerinizi (Pranayama –Asana ) yapın. Doğru nefes alış veriş ile sabah yürüyüşü de yapılabilinir.
-          Hafif bir kahvaltı yapın.
-          Günde takriben 3-4 Lt. su için ( bunun 1 Lt.’si karbonatlı olabilir ).
-          Öğlen ve akşamları satvik besinler tüketin. Et ve hayvansal ürünler yemekten vazgeçilemiyorsa mutlaka tüketim miktarını azaltın.
-          Akşam yemeğini erken yiyin. Öğünler arası en az 4 saat ara olmalı.
-          Çalışma hayatınız bedenen değilse akşam da mutlaka yoga pratikleri yapın.
-          Erken yatıp kalkın. Bu bedeni sağlıklı tutar, zihni zeki yapar.
-          Ayda en az iki sefer oruç tutun.
 Sonuç;
En uzun yolculuklar bile aslında tek bir adımla başlar. Sağlığımız için vücudu arındırmak adına birkaç öneri dışında asıl olan hayvansal gıdaların tamamen çıkarılmasıdır. Hayvansal proteinler bağırsak duvarında yarattığı yapışkan, artık toksik yağlar kanserin oluşumu için ideal bir ortamdır. Dış çevremizde maalesef kirlilik artarken, içsel kirlenmeyi de kendimiz önleyebiliriz. Yanı başımızda duran güçlü bir yol arkadaşımız yogayı içselleştirdikçe beden, zihin, ruh bütünlüğünü yaşayacağımıza inanıyorum, yeter ki bu yolda korkmadan cesaretle adımları atabilelim.
NOT :
Bu atölye çalışmasında verilen fikirler, bilgiler modern tıp değildir.  Bu atölye de verilen tavsiyeleri doğru kabul edip uygulamaya başlamadan önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ederim.
 Kaynakça
Dada Acharya Hiranmayananda Avadhuta – Meditasyon ve Vejeteryan Beslenme
Dada Acharya Hiranmayananda Avadhuta – Yoga Sağlığın Yolu
Dr.Ayşegül Çoruhlu – Alkali Diyet
Dr.Stephen T.Chang – Tedaviye Yönelik Taocu Rejim
Dr.Vedaçarya David Frawley – Yoga ve Ayurveda
Güzin Yasemin Tunçayson –Biyoetik Çerçevesinde Vegan ve Vejetaryenlik (T.C. Ankara Üni., Sosyal                Bilimler Enstitüsü, Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim dalı, Doktora Tezi)
Patanjali nin Yoga Sutraları - Swami Prabhavananda – Christopher İsherwood
Prof.Dr. Hülya Uzunismail – Artık Hastalığımla Baş Edebiliyorum, Kocatepe Tıp Dergisi Kocatepe              Medical Journal 2014;15(3): 365-70 (Sindirim)
Sharon Gannon – Yoga ve Vejetaryenlik (Paloma Yayınevi)
 Yrd.Dç.Dr. Aslı Sade Memişoğlu –Hayvanlarda Sindirim Sistemi (kisi.dev.edu.tr/asli.memisoglu )
 https://tvd.org.tr/2015/10/karsilastirmali-anatomi/
1 note · View note
dakikamagazin · 3 years ago
Link
Alkali su içmenin faydaları ve zayıflatıcı etkileri
0 notes
buzsuaritma · 3 years ago
Photo
Tumblr media
Sert Su Nedir ve Zararları Nelerdir, Sert Su Özellikleri Nelerdir? Sert su içilebilir mi? Hangi aşamalardan sonra kullanılması uygundur? Daha fazlası için tıkla. https://www.buzsu.com.tr/sert-su-nedir/ #sertsu #kireç #kireçlisu #alkali #yaşam #sağlık #kireçönleyici #manyetikkireçönleyici #buzsu #ultramag https://www.instagram.com/buzsuaritma/p/CYj1-eTLRjv/?utm_medium=tumblr
0 notes
igdem · 3 years ago
Text
🍋🍐🍋
*Meyveyi aç karnına yemek*
Bu gözlerinizi açacak! Sonuna kadar okuyun ve ardından listenizdeki herkese gönderin. Az önce yaptım !
Dr Stephen Mak, ölümcül kanser hastalarını bir şekilde tedavi ediyor ve birçok hasta iyileşiyor.
Hastalarının hastalıklarını temizlemek için güneş enerjisini kullanmadan önce, hastalıklara karşı vücuttaki doğal şifaya inanır. Aşağıdaki makalesine bakın.
Kanseri iyileştirme stratejilerinden biridir. Son zamanlarda kanseri tedavi etmedeki başarı oranım yaklaşık %80'dir.
Kanser hastaları ölmemeli. Kanserin tedavisi zaten bulundu, *meyve yeme şeklimizde.*
İnanıp inanmama meselesi.
Geleneksel tedaviler altında ölen yüzlerce kanser hastası için üzgünüm.
*MEYVE YEMEK*
Hepimiz meyve yemenin sadece meyve almak, kesmek ve ağzımıza atmak olduğunu düşünürüz.
Düşündüğün kadar kolay değil. Meyveleri nasıl ve *ne zaman* yiyeceğinizi bilmek önemlidir.
Meyve yemenin doğru yolu nedir?
*YEMEKLERDEN SONRA MEYVE YEMEMEK DEMEKTİR!*
*MEYVELER MİDE BOŞ İKEN YENİLMELİDİR*
Meyveleri aç karnına yerseniz, sisteminizi detoksifiye etmede önemli bir rol oynayacak, size kilo verme ve diğer yaşam aktiviteleri için büyük miktarda enerji sağlayacaktır.
MEYVE EN ÖNEMLİ GIDADIR.
Diyelim ki iki dilim ekmek ve ardından bir dilim meyve yiyorsunuz.
Meyve dilimi doğrudan mideden bağırsaklara gitmeye hazırdır, ancak meyveden önce alınan ekmek nedeniyle bunu yapması engellenir.
Bu arada bütün öğün ekmek ve meyve çürür, fermente olur ve asitleşir.
Meyvenin midedeki yiyeceklerle ve sindirim sıvılarıyla temas ettiği anda tüm yiyecek kütlesi bozulmaya başlar.
Bu yüzden lütfen meyvelerinizi *aç karnına* veya yemeklerden önce yiyin!
İnsanların şikayet ettiğini duydunuz:
Ne zaman karpuz yesem geğiriyorum, muz yediğimde tuvalete koşuyor gibi hissediyorum vs..
Meyveyi aç karnına yerseniz, aslında tüm bunlar ortaya çıkmayacak.
Meyve, diğer yiyeceklerin çürümesiyle karışır ve gaz üretir ve dolayısıyla şişkinlik yaparsınız!
Ağarmış saçlar, kellik, sinir patlamaları ve göz altı morlukları tüm bunlar aç karnına meyve yerseniz *olmaz.*
Bu konuda araştırma yapan Dr. Herbert Shelton'a göre portakal ve limon gibi bazı meyveler asidik diye bir şey yoktur çünkü tüm meyveler vücudumuzda alkali hale gelir.
Meyve yemenin doğru yolunda ustalaştıysanız, *Güzelliğin, uzun ömürlülüğün, sağlığın, enerjinin, mutluluğun ve normal kilonun SIRRI* sizdedir.
Meyve suyu içmeniz gerektiğinde *sadece taze meyve suyu için,* kutulardan, paketlerden veya şişelerden DEĞİL.
Isıtılmış meyve suyu içmeyin.
Pişmiş meyve yemeyin çünkü besinlerini hiç almıyorsunuz.
Sadece onun tadına varırsın. tüm vitaminleri yok eder.
Ancak bütün bir meyveyi yemek, suyunu içmekten daha iyidir.
Taze meyve suyunu içmeniz gerekiyorsa, ağız dolusu yavaş yavaş içiniz çünkü yutmadan önce tükürüğünüzle karışmasını sağlamalısınız.
Vücudunuzu temizlemek veya detoksifiye etmek için 3 günlük meyve orucuna devam edebilirsiniz.
3 gün boyunca sadece meyve yiyin ve taze meyve suyu için.
Ve arkadaşların sana ne kadar ışıltılı göründüğünü söylediğinde şaşıracaksın!
*Kivi meyvesi:*
Küçük ama güçlü.
Bu iyi bir potasyum, magnezyum, E vitamini ve lif kaynağıdır. C vitamini içeriği portakalın iki katıdır.
*ELMA:*
Elma yiyen insan doktor yüzü görmez?
Bir elmanın C vitamini içeriği düşük olmasına rağmen, C vitamininin aktivitesini artıran antioksidanlar ve flavonoidler içerir, böylece kolon kanseri, kalp krizi ve felç riskini azaltmaya yardımcı olur.
*ÇİLEK:*
Koruyucu Meyve.
Çilek, ana meyveler arasında en yüksek toplam antioksidan güce sahiptir ve vücudu kansere neden olan, kan damarı tıkanması ve serbest radikallerden korur.
*TURUNÇ*😗
En tatlı ilaç.
Günde 2-4 portakal almak soğuk algınlığını önlemeye, kolesterolü düşürmeye, böbrek taşlarını önlemeye ve çözmeye yardımcı olabilir ve ayrıca kolon kanseri riskini azaltabilir.
*KARPUZ:*
En havalı susuzluk giderici. %92'si sudan oluşur ve aynı zamanda bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye yardımcı olan dev dozda glutasyon ile doludur.
Aynı zamanda *kanserle savaşan oksidan olan likopenin önemli bir kaynağıdır.*
Karpuzda bulunan diğer besinler C vitamini ve Potasyumdur.
*GUAVA & PAPAYA:*
Yüksek C vitamini içeriği en iyi olanıdır.
Guava ayrıca kabızlığı önlemeye yardımcı olan lif açısından da zengindir.
Papaya karoten açısından zengindir; bu gözlerin için iyidir.
*Yemekten sonra SOĞUK su veya içecekler içmek KANSER'e davetiye çıkarmak demektir. Böbrekler hasar görür.*
Soğuk su veya soğuk içecekler içmeyi sevenler için bu yazımız tam size göre.
Yemekten sonra bir bardak soğuk su veya soğuk içecek içmek güzel zannedilir.
*Ancak, soğuk su veya içecekler az önce yediğiniz yağlı şeyleri katılaştıracaktır.*
Sindirimi yavaşlatır.
*Bu parçalanmış yiyecekler asitle reaksiyona girdiğinde, katı gıdadan daha hızlı parçalanacak ve bağırsak tarafından emilecektir.*
*Çok yakında bu durum YAĞLARa dönüşecek ve KANSER'e yol açacaktır !*
*Yemekten sonra ılık su içmek en iyisidir.*
0 notes
arguntc · 3 years ago
Text
Alkali Diyet Nedir? Alkali Beslenme Listesi, Alkali Diyet Nasıl Yapılır?
Alkali Diyet Nedir? Alkali Beslenme Listesi, Alkali Diyet Nasıl Yapılır?
Sağlıklı bir yaşam sürebilmemizin en önemli kurallarından ve belirleyicilerinden biri olan alkali beslenme; son dönemlerde önemi giderek daha da artan ve anlaşılan bir diyet şekli olarak, asit oranı yüksek olan besinlerin sınırlı bir şekilde tüketilmesini ifade ediyor. Yalnızca beden değil ruh sağlığımız açısından da elzem olan alkali beslenme; vücudumuzdaki Ph miktarının dengelenmesini…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
suaritmacihazitestleri · 3 years ago
Text
Alkali Su İle Sağlıklı Yaşam GalipArduc.com
Su dünya üzerinde bulunan bütün canlılar için çok büyük öneme sahiptir. İnsan vücudunun yaklaşık %73’ü sudur. Bu oran gerçekten çok yüksektir. Bu oran aslında suyun insan vücudu için ne kadar önemli olduğunu da hatırlatmaktadır. Su insan için çok önemlidir fakat her su için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Son dönemde doğada yaşanan kirlenme sebebiyle kaliteli sulara ulaşma imkânı gün geçtikçe azalmaktadır. Evlere verilen şebeke sularına, suyu temizlemek için birçok kimyasal verilmekte ve suyun kalitesi düşmektedir. Bu sular insan sağlığı için önemli katkı yapmamaktadır. Alkali su ile sağlıklı yaşam sürmek daha bilinen bir gerçek olarak önümüze çıkmaktadır.
Alkali Su İle Sağlıklı Yaşam ve Alkali Suyun Faydaları
Alkali su ile sağlıklı yaşam, son dönemde ortaya çıkan bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıkan bir gerçektir. Alkali suyun insan sağlığı için birçok faydası bulunmaktadır. Onlardan bazıları şu şekildedir:
Alkali su, bağışıklık sistemini destekleyici özelliğe sahiptir.
Vücudun asit-baz dengesini sağladığı için antioksidan etki göstermektedir.
Yapısı gereği hücrelerin daha sağlıklı olmasına katkı sunmaktadır.
Erken yaşlanmaya ve birçok hastalığa neden olduğu belirtilen serbest radikallerin vücuttan temizlenmesinde etkilidir.
Vücutta biriken ve asit seviyesini artıran toksinlerin atılmasını sağlayarak vücudun tekrar pH dengesini kazanmasına yardımcı olmaktadır.
Alkalin suyun daha fazla oksijene sahip olduğu ve bundan dolayı insan sağlığı için faydalı olduğu belirtilmektedir.
Alkali iyonize su, vücudun dengesini sağlamasının yanında yenilenme süresine de olumlu etki yapmakta ve böylece daha zinde bir vücuda sahip olunmaktadır.
Alkali Su İle Sağlıklı Yaşam ve Kilo Verme
Alkali su ile sağlıklı yaşam süren insanların daha kolay kilo verebildiğine yönelik iddialar bulunmaktadır. Vücut içinde biriken bazı maddelerin atılmasını sağlayarak, daha hızlı yağ yakımı sağladığı belirtilmektedir.
1 note · View note
miatosuaritma · 4 years ago
Text
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
New Post has been published on https://www.miato.com.tr/susuzluk/
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
Su, gezegenimizin canlı oluşumu ve ekosistemi için zamanın başından beri en belirleyici element olmuştur. Bu bağlamda dünyanın damarlarından akan sudur demek, inanın ki abartı olmayacaktır. Coğrafi şekillerin oluşumundan tutun da iklimlere kadar dünyamızın her zerresinde suyun etkisi bulunmaktadır.
Canlılar da hayatta kalmak için yeteri kadar su içmeye mecburdurlar. Bunun sebebi ise tıpkı dünya gibi bizlerin de sudan oluşuyor olması. Bu size ilk duyuşta komik gelebilir. Ancak uzmanlar vücudumuzdaki suyun 2/3’ünün hücrelerimizin içinde bulunduğunu söylüyor. Bununla da kalmayıp damarlarımızda, vücut boşluklarının içinde, sindirim sistemimizde ve dokular arasında da su bulunuyor. Bu bilgiler ışığında suyun bizim için taşıdığı değer net olarak anlaşılıyor.
İnsan vücudu belirli bir süre dehidrasyon yaşadığında susuzluk hissi ve devamında susuzluk belirtileri oluşur. Vücutta susuzluk belirtileri farklılık gösterebilir.
Susuzluk kaynaklı sorunları yazımızın devamında anlatacağız ama gelin bu susuzluk konusundan önce su hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinelim.
Su Kalitesi Önemlidir
Her su içilebilir su değildir. Su kirliliği, kimyasal, fiziksel ve bakteri kaynaklı gibi çeşitli faktörlerle oluşur. Bu faktörler suyu insan sağlığına zararlı hale getirir. Öte yandan zararlı su deyince akla yalnızca atık su gelmesi yanlış olur. Bunun sebebi ise damacana su, şişelenmiş su ve musluk suyunun da sağlığa zararlı olabileceğidir.
Kısaca bahsetmek gerekirse damacana su üretiminde kullanılan Bisphenol-A dır (BPA) bileşiğinin, özellikle yüksek sıcaklıklarda bakteri ürettiği ve kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Pet şişelerdeki sular ise kısa sürede tüketilmezse bakteri oluşumuna sebep olur. Ayrıca damacananın hammaddesi olan BPA pet şişelerde de bulunuyor. Bu madde diyabet hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. En önemli artısı hafifliği olmakla beraber, pet şişe zararları gerçekten taşıma kolaylığına değiyor mu diye düşündürüyor.
Musluk suyuna gelecek olursak, su borularının kirliliği ve eskiliği başlı başına suyun içme suyu özelliğini kaybetmesine sebep oluyor.
Peki en sağlıklı su hangisi? Tüm bu saydıklarımız göz önünde bulundurursak, geriye su arıtma cihazı seçeneği kalıyor. Su arıtma cihazları musluğunuzdan akan sudaki zararlı maddeleri ve bileşenleri filtreleme yöntemiyle arıtarak kaliteli su sunuyor. MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ise sıradan su arıtma cihazlarına kıyasla daha etkili filtreleme ve ters osmoz sistemi ile en ideal su tanımını karşılamakta.
Neden Su içmeliyiz?
Günlük koşuşturma arasında kimi zaman yeteri kadar su içmeyi ihmal ettiğimiz oluyordur. Hatta bazen başka gıdalar veya içeceklerle su ihtiyacımızı kapatmaya çalışıyoruz. Ancak insan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu düşünürsek vücudumuzu susuz bırakmanın ne kadar sağlıksız olduğunu anlayabiliriz. Gün içerisinde vücudumuz pek çok şekilde su kaybeder. Bunların arasında başlıca idrar ve ter vardır. Vücudun sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için kaybedilen suyu alması gerekir. Yeteri kadar su tükettiğimizde daha sağlıklı ve zinde olduğumuzu hissederiz.
Nasıl mı? Hergün en az 2 litre su içmenin faydaları saymakla bitmez.
Su içmek kilo vermeye ve kiloyu dengede tutmaya yardımcı olur.
Su tüketmek baş ağrılarının hafiflemesini sağlar.
Su içmek vücudumuzu toksinlerden arındırır.
Zihinsel performansı destekler
Su içmek ağız kokusunu önler.
Suyun faydalarını bilmenize rağmen “Ben o kadar su içemem. Tadı bir süre sonra bayıyor” diyorsanız, çeşit çeşit lezzetli ve sağlıklı detoks suyu hazırlayarak hem yağlarınızdan kurtulabilir, hem toksinlerinizden arınabilir, hem de su ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bizden söylemesi!
Yetişkin Bir Bireyin Günlük Su İhtiyacı Ne Kadar?
Düşünülenin aksine meşrubatlar ve şekerli içecekler günlük su ihtiyacı karşılanmasında etkili olmayacağı gibi şeker ve kafein alımına yol açacağından vücuttaki su miktarını da azaltır. Dolayısıyla bu tarz içeceklerle susuzluğumuzu geçiştirmektense yanımızda ve hatta gözümüzün önünde bir bardak su bulundurmalıyız.
Günde kaç litre su içmeliyiz? sorusuna gelecek olursak su ihtiyacı mevsime, yaşam koşullarına ve günlük aktivitelere göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda kiloya göre su ihtiyacı da değişir. Ancak uzmanlar yetişkin bir bireyin günde en az 2 litre su içmesi gerektiğini öne sürüyor. Peki neden günde en az 2 litre su içmeliyiz? Organlarımızın düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı sürdürebilmesi için vücudumuzun gün boyunca farklı yollarla attığı suyu geri alması gerekmektedir. Eğer yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Susuzluk Kaynaklı Sorunlar
Dehidrasyon, yani vücutta su kaybı susuzluk belirtileriyle baş gösterir. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Susuzluk vücudumuzda birçok sağlık sorununa sebep olur. Bu sorunları düşününce aklımıza ilk olarak, susuzluk baş ağrısı yapar mı, susuzluk böbrek ağrısı yapar mı gibi sorular gelir. Fakat susuzluk bu problemlere ve çok daha fazlasına yol açabilir.
Nedir bu aşırı susuzluk kaynaklı sorunlar?
1. Yorgunluk
Uzun süre susuz kaldığımızda organlarımız fonksiyonlarını gerektiği şekilde yerine getiremeyeceği için şiddetli bir yorgunluk hissederiz. Vücudumuzun sudan oluştuğunu belirtmiştik. Vücuttaki bu suyun yüzde 2’sini kaybettiğimizde yorgunluk hissi baş gösterir.
2. Erken Yaşlanma
Vücudumuzu kaplayan deri de suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla dehidrasyon erken yaşlanmaya ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir.
3. Aşırı Kilo ve Obezite
Aldığımız gıdaları yakmamıza yardımcı olan önemli maddelerden biri de sudur. Susuzluk toksinleri atmamıza ve yağ yakımına engel teşkil ettiği için bir anlamda aşırı kilo ve obeziteye sebep olabilir.
4. Böbrek Hastalıkları
Susuzluk böbrek ağrısı yapar mı? Böbreklerin susuz kalması sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Böbreklerimiz vücudumuza aldığımız suyu filtreleme görevi ile fazla ve atık suyu idrar yoluyla dışarı atmamızı sağlar. Aşırı susuzluk başta böbrek ağrısı olmak üzere, böbrek hastalıklarına da sebebiyet verebilir.
5. Baş Ağrısı ve Konsantrasyon Bozukluğu
Susuzluk baş ağrısı yapar mı? Beynimizin de büyük bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle susuzluk beyinde geçici olarak büzülme veya küçülme yaşatır. Bu büzülme sonucunda beyin kafatasından uzaklaştığı için başımız ağrımaya başlar. Beynimiz bu süreçte düzgün bir şekilde çalışamayacağı için de konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkar. Ancak sıvı kaybını geçirdiğimizde beyin tekrar normale döner ve su miktarı dengelenir.
6. Ağız Kuruluğu
Ağız kuruluğu neden olur? Susuzluk belirtilerinden biri olan ağız kuruluğu, sürekli su içme ihtiyacı, gözlerde kaşıntı ve kuruluk gibi sorunları da beraberinde getirir. Böbreklerin yeterli su alamaması, tükürük bezi iltihaplanması gibi sebepleri de olabilecek ağız kuruluğu ciddiye alınması gereken bir problemdir.
7. Unutkanlık
Yetersiz miktarda su tüketmek geçici unutkanlık sebebi olabilir. Beynimizin %78-80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek bu susuzluk kaynaklı sağlık problemi hiç de şaşırtıcı gelmeyecektir.
8. Kabızlık
Gün boyu midemiz ve bağırsaklarımız tükettiğimiz sıvı gıdalar sayesinde salgı üretir ve bu sayede kusursuz çalışırlar. Ancak az su tüketmek bağırsakların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmesine engel olur ve dolayısıyla kabızlık durumu ile karşılaşılabilir.
 9.Sindirim Sistemi Bozuklukları
Vücuda alınan su ve alkali minerallerin  miktarı yetersiz olduğunda ülser ve reflü gibi ciddi sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir.
10. İdrar Yolu Enfeksiyonu
Vücudumuzda belirli oranda mikroplar bulunur. Ancak bol sıvı alımı ile sık sık idrar yapıldığında bu mikroplar idrar yoluna yerleşemez ve vücuttan atılırlar. Susuzluk ise az idrar yapımına ve dolayısıyla mikropların oraya yerleşerek idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlamasına sebep olur.
11. Saçta Kepeklenme ve Dökülme
Saçlarınız kepekleniyor mu? Bunun sebebi susuzluk olabilir. Az su tüketimi, saç derisinin kurumasına ve sonucunda da kepeklenmeye yol açabilir.
12. Cilt Hastalıkları
Suyun yararları arasında vücudumuzdaki toksinleri terleme ve idrar yoluyla dışarı atma da vardır. Ancak susuzluk vücuttan toksin atılmasının önüne geçer ve cilt hastalıklarına davetiye çıkarır.
 13. Sinir
Huysuzluğunuzun sebebi susuzluk olabilir. Yapılan araştırmalar dehidrasyonun ruh halini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yeteri kadar su içmeyi ve gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı susuzluk sorunları gibi kalitesiz su da sağlık problemlerine yol açar. Vücudumuz bizim tek yaşam kökümüz ve yediği yok. Bunun yüzden yaşam köklerimizi sağlıkla korumak için içtiğimiz su miktarı ve kalitesine özen göstermeliyiz.
Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için bol ve iyi su içmelisiniz. MIATO olarak cam tanklı akıllı su arıtma cihazımız ile sağlığınızı en az sizin kadar önemsiyor ve içme suyunuzun en sağlıklı su olması için size sıradan su arıtma cihazlarından daha gelişmiş ve sağlıklı bir çözüm sunuyoruz.
0 notes
zayflamagentr · 4 years ago
Link
Şeyda Coşkun  Diyeti
diyeti, birçok ünlünün kısa sürede sonuç aldığı ve büyük kilolar verdiği bir listedir. Sizde bu listeyi 6 gün uygulayarak kendinizdeki değişimi görebilirsiniz. Şeyda Coşkun diyeti birçok kişinin diyeti birebir uygulayarak kısa sürede, sağlıklı bir şekilde kilo verdikleri bir diyettir. Bundan dolayı fazla kilolarınız varsa bu diyeti uygulayarak sağlıklı ve hızlı bir şekilde kilo verme yolculuğunuza başlayabilirsiniz.Şeyda Coşkun Diyeti Nedir?Kısa bir sürede zayıflayan ünlülere bakarak Şeyda Coşkun diyeti nedir diye merak edebilirsiniz. Şeyda Coşkun diyeti her şeyden önce hızlı kilo vermeyi amaçlayan bir diyettir. Şeyda Coşkun diyetle birlikte sporu da önermekte bununla beraber listede daha çok metabolizma hızlandırıcı besinler bulundurmaya özen gösteriyor. Genel olarak 6 gün süren diyet listesi, detoks özelliği göstererek vücuttan ödem atmaya yardımcı oluyor.Şeyda Coşkun diyetinin maksimum düzeyde fayda sağlamasını istiyorsanız, her gün mutlaka ortalama 1 saat yürüyüş yapmalı, 2 kupa yeşil çay içmeli ve uyumadan önce de melisa çayı ya da papatya çayı içmelisiniz.Şeyda Coşkun Diyeti Nasıl Uygulanır?Her şeyden önce Şeyda Coşkun diyetinden fayda sağlamak istiyorsanız, diyet listesini belirlenen saatlerde mutlaka birebir uygulamalısınız. Peki, Şeyda Coşkun diyeti nasıl uygulanır?Şeyda Coşkun diyeti uygularken liste dışına çıkmamak, tatlı kaçamaklar yapmamak son derece önemlidir. Diyet uygularken kan gruplarına da bakılmaktadır. Kan gruplarına göre besinler öneren Coşkun bunun oldukça yararlı olduğunu dile getirmektedir.Şeyda Coşkun diyeti uygularken haftanın en az beş gün en az bir saat yürüyüş yapmanızda şart. Bununla birlikte farklı bir spor yapmak istiyorsanız, biraz kilo verdikten sonra dilediğiniz spora başlayabilirsiniz. Aynı zamanda her sabah aç karınla tartılmakta bu işin sırrı.Şeyda Coşkun Diyetinin ZararlarıŞeyda Coşkun diyeti herkesin bildiği gibi hızlı kilo verdiren diyetlerden oluşmaktadır. Fakat hızlı kilo vermek birçok kişinin tercih ettiği bir yol olsa da zararları vardır. Dolayısıyla Şeyda Coşkun diyetinin zararları da bulunmaktadır.Hızlı kilo vermek bilindiği üzere sonrasında tekrar hızlı kilo almaya neden olabilir. Bundan dolayı amaç hızlı kilo vermek değil sağlıklı bir şekilde kilo vermek olmalıdır. Hızlı kilo veren kişiler bir süre sonra tekrar eski kilolarına dönmemek için hayatlarında bazı şeyleri değiştirmek gerekir. Örneğin, düzenli olarak spor yapılmalı, şeker tüketimi, karbonhidrat tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bununla birlikte metabolizma hızlandırıcı besinler tüketilmeye dikkat edilmelidir.Hızlı kilo vermek özellikle kadınların bacak ve karın bölgelerinde hatta göğüs bölgelerinde çatlaklara neden olabilir. Bundan dolayı mutlaka kontrollü bir şekilde kilo vermeli, spor yapmayı ihmal etmemelisiniz.Şeyda Coşkun Diyeti YorumlarıŞeyda Coşkun genellikle ünlülere yaşam koçluğu yapan ve zayıflatan bir kişidir. Son zamanlarda diyet listelerine erişmek kolaylaşmıştır. Şeyda Coşkun diyeti yorumlarına bakacak olursak, birçok olumlu yorum kadar olumsuz yorumlar olduğunu da görmekteyiz.Hadise, Gülşen, Hülya Avşar gibi pek çok ünlü isme yaşam koçluğu yapan ve zayıflatan Şeyda Coşkun, son zamanlarda sunucu Özge Uzun’a verdirdiği kilolar ile gündemde. Sunucuya 2 ayda tam yirmi kilo verdiren Coşkun diyeti ile ilgili yorumlarda bu sayede arttı. Bundan dolayı ünlü yaşam koçu ile ilgili olumlu yorumların fazlalığını görebiliriz. Özellikle ünlü isimler gördüğümüz kadarıyla Şeyda Coşkun ile kilo vermekten gayet memnun. Özellikle Özge Uzun şimdiye kadar en fazla 10 kilo verebildiğini hayatında ilk defa bu kadar fazla kilo verebildiğini söylüyor.Şeyda Coşkun Diyetinde Dikkat Edilmesi GerekenlerŞeyda Coşkun diyetinde her şeyden önce diyet listesine sadık kalmaya, kaçamaklar yapmamaya özen gösterilmelidir. Öncelikle lokmalarınızı küçültmek ve yavaş yavaş çiğnemek her diyette olduğu gibi bu diyette de önemlidir.Coşkun, yemek yerken yalnızca yemek yenmesini, tv izlenmemesi, kitap ya da gazete okunmamasını önermektedir. Özellikle porsiyonlar mutlaka küçültülmelidir. Akşam yemeklerinden sonra meyve dahil atıştırmalık yapmaktan uzak durmalı, uyuyana kadar başka bir şey yememelisiniz.Bol su içmeyi bir yaşam stili haline getirmeli, kilonuzla orantılı olarak her gün en az 2 litre su tüketmelisiniz.Kendi evinizde ve özellikle davetlerde tatlı, şeker ve börek, poğaça gibi yiyecekler tüketmekten kaçınmalısınız. Salata tüketirken içerisine ekstra kalori girecek soslardan uzak durmalısınız. Alkol ve asitli içecekleri hayatınızdan mutlaka çıkarmalısınız. Şeyda uzun diyetinde dikkat edilmesi gerekenlere dikkat ederek sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsiniz.Şeyda Coşkun Diyet ListesiŞeyda Coşkuna ait birçok diyet listesi bulunmaktadır. Bunlardan kendinize en uygun olanı seçebilirsiniz. fakat en çok tercih edilen listelerin başında 6 gün diyeti vardır.  Şeyda Coşkun 6 gün diyet listesi şu şekildedir;1. Gün Diyet ListesiSabah kahvaltısı,3 kaşık kara buğdayı haşlayın ve üzerine bir orta boy soyulmuş elmayı dilimleyerek ekleyin. Bir çay kaşığı tarçın ile kahvaltıda tüketebilirsiniz.Öğle; Sabah kahvaltısında tükettiğinizin aynısını öğlende tüketebilirsiniz.Ara Öğün; yağ yakıcı çay ve bir adet orta boy ya da iki adet küçük boy salatalıkAkşam; Sabah kahvaltısında ve öğle yemeğinde tüketilen karabuğday ve elma karışımının aynısı uygulanır.2. Gün Diyet ListesiSabah kahvaltısı; Bir adet yumurtanın yalnızca beyazı ile yapılan omletÖğle; Izgarada balık. (Yanında herhangi bir içecek, yeşillik, salata, ekmek bulunmayacaktır.)Ara Öğün; metabolizma hızlandırıcı çay ve 3 dilim hindi fümeAkşam; Izgarada hindi göğsü.Ara öğün; 2 yemek kaşığı light yoğurt (Talebe göre keten tohumu eklenebilir.)3. Gün Diyet ListesiSabah kahvaltısı; zencefil ve limonlu su ve yanında detoks içeceği (İçerisinde salatalık, elma, maydanoz, kabuksuz limon ve zencefil bulunmaktadır.)Ara öğün; Alkali suÖğle; Detoks Çorbası (Soğan, enginar, dereotu, kabak ve pancarı haşlayıp blendırdan geçirdikten sonra su ile karıştırın çorba kıvamına getirip bir kase tüketin)Ara öğün; yeşil çay ve yarım greyfurt ve bir muzu blendırdan geçirip tüketinAkşam; arınma çorbası (Çorba içerisinde kuşkonmaz, maydanoz, brokoli ve ıspanağı blendırdan geçirip çorba kıvamına getirin)Ara öğün; zencefil çayı4. Gün Diyet ListesiSabah; lorlu domates çorbasıAra öğün; yeşil çayÖğle; bir porsiyon adana dürümAra öğün; fırında ayvaAkşam; bol yeşillikli salata, bir porsiyon zeytinyağlı bamyaAra öğün; 3 yemek kaşığı çörek otlu lor peyniri5. Gün Diyet ListesiSabah kahvaltısı; bir porsiyon meyve salatasıÖğle; bir porsiyon kabak salatasıAkşam; köz patlıcan (1 patlıcan, 3 brokoli, bir yaprak marul, bir kırmızı biber, bir yeşil biber, maydanoz, limon, tuz, karabiber)6. Gün Diyet ListesiSabah kahvaltısı; bir porsiyon yağsız menemenAra öğün; sade Türk kahvesiÖğle; mercimekli pazı dolmasıAra öğün; 8 adet erik, pembe limonata (Civan perçemi, mısır püskülü ve zencefili kaynak suda 2 dakika kaynatın. Altını kapattıktan sonra yaklaşık olarak 20 dakika bekletin. Daha sonra suyunu süzün ve karışıma çilek ve limon suyu ekleyerek blenderden geçirin).Şeyda Coşkun diyet listesi uygularken, mutlaka öğünlerin içeriğine dikkat edilmeli ve birebir uygulanmaya çalışılmalıdır. Böylece kısa bir sürede diyetten maksimum oranda sonuç elde etmeniz mümkün olacaktır.Şeyda Coşkun Kimdir?Şeyda Coşkun Diyeti
0 notes