#acı paylaşımı
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 2 months ago
Text
Başkan Çelik, Yaralı Yücel Ailesini Hastanede Ziyaret Etti
Çelik’ten Yücel Ailesine Ziyaret Dün gece, merkez Çukurova ilçesi Karslılar Mahallesi’nde meydana gelen bir kavga sonucunda yaralanan Yücel, tedavi için Çukurova Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımda bulunuyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Çelik, hastaneye giderek Yücel’in sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Başkan Çelik, hastanede Yücel’in anne ve babası Emine ile Cenker Yücel ile bir…
0 notes
doriangray1789 · 7 months ago
Text
Biraz seks hakkında konuşalım mı?
Açıkçası bu konuda yazı yazma isteğimi, ABD-Türkiye voleybol müsabakasında bir kadının sevinç gösterdiği sırada göğüslerinin açılması sonucunda gelişen gündem tetikledi. Ana sayfalarımızda bu kadar yoğun bir şekilde paylaşımı yapılan bu videonun böylesine yüksek bir ilgiye mahzar olacak, kadının ınstagram adresini bulup yorum yağmuruna tutulmasını sağlayacak, hakkında rezil rüsva yorumlar yapılmasına neden olacak ne yaşandı? Basit bir dekolte kazası! Fakat biz bunu basit bir kaza olarak almadık değil mi? Elbette. Bu sorunlu gündemin oluşma sebebini, toplumun cinsel açlığında arayanlar bir hayli fazla! Bu hatalı bir yorum değil bence de. Lakin, yorumu anlamsız kılacak bir eksikliği barındırdığını düşünüyorum. O eksilik, bizim toplumumuzda kadının sekste paydaş değil unsur olması! O unsur, seks süresi boyunca tüm davranışlarını, taleplerini, pozisyonunu, yaklaşımını erkeğin zevk almasına odaklı belirleyecek. Ona ödev edilmiş olan budur! Bu kabul edilmiş ödev aslında tüm eylemi, bir çeşit ezberlenmiş cinsel penetrasyona çevirir. Bence Türkiye'de erkeği hasta eden, kadına yüklediği ödevdir! Çok kısaca bahsettiğim ruhsuz cinsellik beklentisine, toplumda kadını koyduğumuz noktaya, yatakta o noktayı bile aratır ödeve, dini argümanların erkekler için sundukları argümanlara dikkatlice bir bakın lütfen. Bu anlayıştan kaliteli bir seks anlayış ve yaşayışı çıkmayacağı gibi, kaliteli bir toplum da çıkmayacaktır. Keza çıkmıyor! Yozlaşma, sadece ekonomik sorunların sonrasında karşılaştığımız bir kavram olmanın çok öteside değerlendirilmeli. Salt zevk alma konsantrasyonu geliştirmiş, hoşnut edilmesi gereken biri olduğu inancına sıkıca sarılmış birinin, basit bir dekolte kazasının üzerinden geçme şansı yoktur! Bir ateş yakılacak, ortaya pişmek üzere zevk kazanı atılacak, ciddi bir kalabalık bu ateşin çevresinde dans ederek dönecek. Tek amaç o iksirden bir kaşık dahi olsa içebilmek. Ayrıca bahsetmeden de geçemeyeceğim; Taharruş diye toplu tecavüz anlamına gelen Arapça bir kavram var. Pek çok kez sonuna kadar izleyemediğim, toplu taciz videolarına aranızdan rastlamamış olan çok azdır. Peki bizim bugün karşılaştığımız nedir? Eyleme geçmemiş, dijital bir taciz! Mülteciler ve beraberlerinde getirdikleri sorunlar üzerine fikirlerimi, beni az çok tanıyanlar bilirler. Gelen mültecilerin tik-tok videolarını, her gördükleri kadını uygunsuz ve habersiz çekmeleri, Baça bazi dansları ve daha pek çok konuda eleştiri yağmuruna tuttuk. Tepki gösterdik. Peki şimdi bu video üzerinden yapılan, benzer bir zihinsel sapıklığın ürünü değil mi? Kendimizi gördüğümüz nokta, eleştirdiklerimizin çok ötesinde. Lakin gerçekler acıdır! Çok acı.. Sağlıcakla..
Tumblr media
4 notes · View notes
sensussinyor · 2 years ago
Text
Biri diyor ki sevgilinizle fotoğraf paylaşmayın bunca acı varken, öteki beğeniyor. Sonra biri diyor ki sevgilimle ilgili post atmak istiyorum ama kararsızım, aynı öteki sanki tam tersi görüşe kalp bırakmamış gibi paylaşımı destekliyor. Ya okumadan like atılıp geçiliyor ya da öteki-lerde bir kafa karışıklığı var.
Burada tek eleştirdiğim şey bu saçmalık olabilir, diğer meselede herkesin kendince bir kabulü vardır ancak şu Gollum kişilik bozukluğunu garipsiyorum. Kaç dakika sonra fikrin kökten değişmiş olabilir? Pragmatist bir mesele mi yaratıyor şu kıkırdak yapıyı, hangi vıttırıvızzık sebep ki bu.
24 notes · View notes
dakikamagazin · 1 month ago
Link
Genç şarkıcı Duygu Kiraz hayatını kaybetti
0 notes
yazilimuniversitesi · 3 months ago
Text
Ceylan Ertem, Şiddet Olaylarıyla Çalkalanan Ünlülerin İzinden Giderek İki Genç Kızın Katledilmesine Şok Tepki Verdi!
Ceylan Ertem, dün yaşanan iki genç kızın canice katledilmesi olayı sonrası sosyal medya üzerinden sert bir mesaj paylaştı. Kendisi, bu tür acı olayların ardında yatan toplumsal sorunlara dikkat çekmek adına ünlülerin geçmişte yaşadığı şiddet olaylarını hatırlatmayı tercih etti. Ünlülerin Ağır Yükü: Şiddet Olayları Ceylan Ertem’in bu paylaşımı, hemen birçok kişinin dikkatini çekti. “Hayatımızı…
0 notes
duyturkiye · 3 months ago
Text
0 notes
bilgehangood · 4 months ago
Text
Tumblr media
Buraya gelip AYYY öldüm bittim,mahvoldum,hayatım çekilmez oldu,Ben ölmek istiyorum,beni sevmiyor,beni aldattı,ailem çok ilgisiz,ruhum daraldı,içim kanıyor,VS,VS,VS.....SİZ gerçekten neyin PEŞİNDESİNİZ:Elinizde milyonluk aletler,cebinizde babanızın parası,Elinizi sıcak sudan soğuk suya sokmazsınız,Bir giydiğinizi bir daha giymezsiniz,KARA,KARA Düşünceler,YORGUNLUK sanki taş ocağında yada Tarlada çalışıyor,Sanki sevgilisi VARDA ayrılmış pozları,,İçinde sevgi beslemediği halde kedi resmi paylaşmalar,Argo cümleler,sırf evden uzaklaşmak için AİLeyi kötülemek,Dahası kendinizi kötülemek Neden?ŞÜKÜR yok,ŞÜKÜR,
Tumblr media
Ne kadar kızsanızda Bu paylaşımı gördüğünüzde Burun kıvırıp Geçsenizde,Hayatın acı ve TATLI Yanlarının olduğunu Yaşayıp Öğreneceksiniz.Önemli Olan HAYATIN Tatlı Yanlarını kendimize Düstur edinmek.
0 notes
arguntc · 5 months ago
Text
Genco Erkal hayatını kaybetti
Usta tiyatrocu ve sinema oyuncusu Genco Erkal, 86 yaşında hayatını kaybetti. Usta sanatçı, bir süredir kan kanseri tedavisi görüyordu. Genco Erkal’dan acı haber geldi. Kan kanseriyle mücadele eden Erkal, 86 yaşında hayatını kaybetti. Usta sanatçının X hesabından bir veda paylaşımı yapıldı. Erkal’ın yakınları, konuya ilişkin henüz bir açıklamada bulunmadı. Genco Erkal’ın paylaşımı: “Hoşça kalın…
0 notes
ivankaradag · 6 months ago
Text
Belki bu paylaşımı kimse okuymayacak çünkü bir arkadaşım dışında kimse beni takip etmiyor burada. Son aralarda hissettiğim çok fazla üzücü olan şeyler var özellikle aileme dair. Annemin davranışları hiçbir zaman çok istikrarlı değildi tamam ama bu günlerde baya kötüleşti. Bunun sebebi olanı bilmiyorum ama benim karşıma söylenen şeyler ve kullanılan ifadeler beni çok kırıyor. Içimden acı çekip moralim bozuluyor. 23 yaşında bir erkek olarak etrafımdakı tüm erkeklerden daha garip bir hayatım var. Keşke ailem bana madi olan her şeyin yerine bana manevi destek sağlasaydılar.
0 notes
pazaryerigundem · 6 months ago
Text
Saadet Partisi Bursa'dan denize gireceklere uyarı!
https://pazaryerigundem.com/haber/179444/saadet-partisi-bursadan-denize-gireceklere-uyari/
Saadet Partisi Bursa'dan denize gireceklere uyarı!
Tumblr media
Saadet Partisi Bursa il Başkan Yardımcısı Zeki Çelik artan hava sıcaklarıyla denize gireceklerin dikkat etmesi gerekenler hakkında basın açıklaması yaparak yetkilileri uyardı.
BURSA (İGFA) – Artan hava sıcaklıkları nedeniyle serinlemek için uygun olmayan sularda yaşanan hayati tehlikeler ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi paylaşımı yapmak istediğini söyleyen Saadet Partisi il Başkan Yardımcısı Zeki Çelik, yaz aylarının gelmesi ile birlikte artan sıcaklardan bunalan vatandaşlarımız çözümü deniz, göl, akarsu ve sulama kanallarına girerek serinlemeye çalışmakta bulduğuna dikkati çekerek, vatandaşları uyardı.
Yazın gelmesiyle bazen denizden, bazen gölden ve bazen de sulama kanallarından gelen acı haberlerle yüreklerin dağlandığını belirten Çelik, “Bu nedenlerle hem Valilik’ten hem belediyelerden hem de vatandaşlarımızdan bazı beklentilerimiz vardır . Öncelikle yüzme alanları belirlenmeli, orada emniyet ve kurtarma tedbirleri üst seviyede alınmış olmalıdır. Yüzme alanı dışında olan yerlere vatandaşlarımız kesinlikle gitmemeli, kamu otoritesi de bu alanlara girişleri kesin olarak yasaklamalı ve denetlemelidir. Yüzme alanlarında da kıyıdan itibaren açılmaları engellemek için duba benzeri uyarı tedbirleri alınmalıdır” uyarısında bulundu.
RÜZGÂRLI HAVALARA DİKKAT
Rüzgârlı havalarda akıntıya kapılmamak için denize girilmemesi, cankurtaran ve sağlık ekibi bulunan sahil ve plajların tercih edilmesi, can yeleği veya simidi gibi malzemelerin bulundurulması, deniz kıyafeti kullanılması daha uygun olacağını söyleyen Çelik, denizde yüzerken de mutlaka yanımızda yüzmeyi iyi bilen kişilerin olmasına dikkat edilmesini isteyerek, yüzerken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
YÜZERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Herhangi bir olumsuz durumda asla paniğe kapılmadan sağduyulu bir şekilde hareket etmeliyiz.
Tok karnına suya girmemeliyiz.
Ani bir şekilde ve yüksekten suya atlamamalıyız.
Suya girmeden önce ısınma hareketleri yapmalıyız.
Su içerisinde tehlikeli şakalar yapmaktan kaçınmalıyız.
Su içerisinde uzun süre kalmamalıyız.
İyi bir yüzücü değilsek mutlaka can yeleği veya can simidi ile yüzmeliyiz.
  Öte yandan Saadet Partili Çelik, toplumun bilinçlendirilmesi için bilboardların artık “Gülümseyin Bursa’dasınız” sloganından kurtarılarak, asli görevi olan kamuoyunu uyarma ve bilgi verme portalı hâline getirilmesini talep etti.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
liveforsurvive · 6 months ago
Text
an ile ilgili durumlar
Sığamadıklarımızın ağırlığı çok yüksek. Herhangi bir aidiyet hissi bulunmamakta. Sığabildiğimiz bir yer, bizi barındırabilecek kapasitede bir alan olmamasından. Her şeyin kapsayıcılığı birçok bireyi barındırırken bazı ruhlar sadece bulundukları bedene ait. Fazlası yok, eksiği çok. Bu ruhların kapsayıcılığı o kadar yüksektir ama kapsanacak bir alana sahip olmazlar. Sıvılar bile bulundukları kabın şeklini alırken bu ruhlar, bedenler sadece kendilerine aittir ve herhangi bir şekli alamazlar. Onlar boşluklara aittirler. En yakınları sadece ve sadece boşluktur. Sınırsız olmalarından ötürü her şeyi kapsarken onları kapsayabilecek tek alan boşluktur. Bu boşluk onların her şeyidir. Yürüdükleri yolu temsilen bulunurlar. Karanlık bir yoldur orası. Kimsenin anlamak ve görmek istemeyeceğidir. Bu yetilere sahip olamayacak olmalarındandır. Onlar kendi sınırları dışına çıkamayan, ötesini geçmeye zorlamamış canlılardır. Haklılardır o sınırlarda, haklı olmak için bulunurlar daima. Boşluğa ait olanlar, yabancılardır onlar için. Anlamlandıramayanlardır. Doluyu boşaltırlar da boşu doldurma yetileri yoktur. Boşluk yalnızlıktır, görünmezdir. Işığı yayarlar ama karanlık olduklarını da çok iyi bilirler. Paylaşım alanları kesişim kümelerinden meydana gelir onlar için. Kesişebildikleri kadardır var oluşları. Kesişim ancak sınır sahiplerinin onları kabulü ile gerçekleşir. Onların kabulü bu sınırların olmadığından doğar. O yüzdendir, sınır sahiplerinin onları kabulü ile yalnızlıklarını bir nebze de olsa atlatırlar. Yokluk temel öğesidir onların. Varlık ancak dışsal faktörlere bağlıdır. Boşluğun paylaşımı zaman ve mekan faktörlerine bağlı değilken, küme sahipleri daima bu faktörlerin esiridir. Bu esirlik ancak ve ancak kümenin kendini dağıtmasıyla aşılabilir. Kümelerin sınırları ne kadar kalın çizgilerle var ise o kadar kapsayıcılığını azaltır. Bu yüzdendir boşluk hep bir yalnızlık içerir, bundan kaçışı olmadığını bilir. Onlar için yol birdir ve çoktur. Çizgilere sahip olmama durumudur. Olasılıkların sonsuz birer çarpışmasıdır, kabulüdür. Kabul edilemeyecek olan ancak sınıra sahip olma durumudur. Her şeyin olabileceği ve hiçbir şeyin olmayacağı bir haldir. Orada ancak ve ancak kendi oluşları vardır. Bu oluş beraberinde bolca acı, kırıklık ve parçalanma içerir. Bundan dolayıdır ki oluş hali ancak ve ancak kabuldür. Yürünecek hiçbir yol yoktur onlar için çünkü bir yandan her yolun yürünebileceği koca bir alandır. Yapayalnızlıktır.
0 notes
lordofthenurses · 3 months ago
Text
şu paylaşımı yapalı 5 yıl geçmiş hala kırıldığını görmedik bazıları için ilahi adalet geç de sağlanabilir, hala da belli olmaz kaderin ne getireceği diyip sabırla huzur bulacağım günü bekliyordum. Ama o ne yaşarsa yaşasın tatminlik duygum asla olmayacak sanırım... Olayları üniversiteden bir arkadaşıma anlattığımda şey demişti; ilahi adalet ne kadar gecikiyorsa çekeceği acıda o kadar büyük olacaktır belki bilemezsin diye. ne sabır ne bekleyiş ne acı çekmesi insan bir yerden sonra artık ne düşünceye ne olumlu ne de olumsuz bir hisse sahip oluyor... zamanla artık ona dönüşüyor huyu bulaşıyor ve sular gittikçe bulanıklaşıyor...
Evla leke fe evla
(Kırdığın yerden kırılacaksın)
Kıyâme-34
1 note · View note
6ustu1ask · 3 years ago
Text
Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
“Dikkatinizi çekti mi?” demeyeceğim zira tüm gerçekliğiyle gözler önünde duran bir hakikat var: Aile kurumunun çöküyor olması. Toplumun tüm kesimini pençesine alan bir aile canavarı var sanki. Şahıslar evlendikten sonra bu canavar birden büyüyor ve aileyi zehirli bir sarmaşık gibi sarıyor.
Öyle bir hale geldi ki toplum, mutlu aile gördüğümüzde şaşırıyoruz. Daha evlenmeden önce başlıyor mal paylaşımı. Kızlar meslek sahibi olurken “İlerde eşimden ayrılırsam bana yetecek bir işim olsun.” diye bakıyorlar olaya. Yahu hele bir evlen, ayrılması kolay zaten, o çocuk oyuncağı.
Geçmişte koca dayağı yiyip sesini çıkarmayan ninelerimiz vardı. Aileler bir şekilde ayakta duruyordu. Şimdi ilk fırsatta olayı mahkemeye taşıyan kadınlarımız var ancak boşanmaya rağmen sorunlar bitmiyor. Zira nafaka zulmü var, onuru incinen kocanın intikam arayışları var, boşanan kadının, çocukları kullanarak eski eşine karşı giriştiği maddi ve soğuk savaş var.
Ancak bütün bunların dışında bir gerçek var ki, kadınlarımız eşlerine zulmediyorlar. Devletin kadın politikaları kadınları iyice erkekleştirdi. Birçok ailede karı koca ev arkadaşı gibi yaşıyor. Sabah işbaşı yapılıyor. Akşam eve geliniyor. Evi temizlikçi temizliyor. Yemek dışardan geliyor. Tüm bunlara imkânı olmayan evlerde “Şu işi sen yap.” kavgası yaşanıyor. Kadın çalışmıyor olsa bile.
Geçen bir yerde sordular. “Kadın bebeğini emzirmek istemese eşi sütanne tutmalıymış, doğru mu?” Dedim ki: “Doğruysa da insan çocuğu için kim olduğunu bilmediği, helalle mi haramla mı beslendiğinden emin olmadığı birinin sütünü çocuğuna nasıl içirir ki?”
“Yemeği ben yapayım bulaşığı sen yıka! Çocuğun yemeğini ben yedireyim, altını sen değiştir.” Hayır, zaten evdesin yani. Bizim babalarımız akşam eve gelir, yemeğini yer, çayını içerdi. Televizyon seyrederken uyuyakalırdı. Karınlarında sanki sensor vardı, kumandayı alınca uyanırlardı. Babalarımız işe gittikleri gün evde iş yapmazlardı ama mutluyduk.
Annelerimiz baba evine gitmeye çekinirdi. Elle tutulur bir sorun olmazsa, aile büyükleri de kayıtsız kalırdı. “Bundan kavga mı çıkar?” lafını duymamak için sorunlar çoğunlukla aile içinde çözülüverirdi. Şimdi ise en ufak şeyde kadınlar ya ailelerine ya da arkadaşlarına gidiyor, eşlerini mahcup kendilerini de rezil ediyorlar.
Dünya üç gündür. Bu üç günde bizim yaşadığımız ise ‘bugün’dür. Erkekleşen kadınlar ve kadınlaşan erkekler olmaktan Allah’a sığınalım. Birbirimize anlayış gösterelim. Çocuklarımıza, çocukluklarına dair acı değil tatlı anılar bırakalım. Vesselam.
Tumblr media
2 notes · View notes
sahikaybettik · 5 years ago
Video
Elinizden geliyorsa kaydedin yorum yapın🙏 Yo ben bakıp geçecem diyorsanızda baş tacısınız onada eyvALLAH ❤ #beğen #yorumyap #kaydet ♥️ Daha fazlası için @sahikaybettik 💜 Paylaşımı Gördüğünüz Saati Yazın|🚬 |Bunu bir arkadaşına armağan et|🍷 |🌙 |sarjiniz % yüzde kac herkes yoruma yazsin bakalim|🍷☘ |❤ ❣🌺🌹🍁🍂☘ . #takipçikazan #keşfet #rap #osmaniye #relax #kesit #sözler  #guzel #video #whiskey #kaybettik #aşk #adana #turkiye #filmkesitleri #duygusal #acı  #dert #film #i̇stanbul #izmir  #efkar#agirsözler #damarsozler  #hayat #sahikaybettik  #love (Adana, Turkey) https://www.instagram.com/p/CBG-SsdDucL/?igshid=4b9nsk0zuqwu
3 notes · View notes
dakikamagazin · 1 year ago
Link
Özkan Uğur'un yeğeninden veda paylaşımı! Her kelimesi yürek sızlattı
0 notes
neslihankaralok · 5 years ago
Text
H.E.R. | Y.A.L.N.I.Z.
''Yalnızlık.. insanın en derin çukuru..
Bir kez düştüğünde o çukura,
alır seni sıkı sıkı sarar kendine
tüm zaman boyunca karanlıkta bıraktığı o duyguyla..
Tarifinin sadece karanlık olduğu o duygu..
sana karışmış, senden bir parça olmuş o duygu..
Artık içinin bir köşesi hep karanlıkta.. Nereye gidersen git, onu hep hissettiğin,
yüreğinin en derinlerine oturmuş o duygu..
Yüreğin, onunla yoğrularak hayatı tadar artık..
renklerin arasına karışmış bir parça karanlık..
Seni bırakmak istemeyen o karanlık..
***
Tumblr media
Her.; yalnızlığın, ruhumuzdaki renkleri nasıl soldurduğunu gösteren bir çalışma. Bunu anlatırken de filmin her yerinde en sıcak renkleri, kırmızıları pembeleri kullanır güçlü bir tezatlık oluşturarak. Filmin renkleri kırmızı turuncu pembe arasında giden renkler üzerine kuruludur. Kırmızı; arzunun, iştahın, mutluluğun temsil ettiği renktir. Turuncu; yeniden doğuşu ve yeni başlangıçları temsil eder. Pembe ise çocuksuluğun, uyumun temsili rengidir. Film, bu duyguların ışığında başlar. İzlediğin sahneler rengarenktir, seninle oynar. Ama hissettiğin her sahne neredeyse hep gridir; kendi içini sorgulatırcasına. Jung'un personalarını anımsatır bize sanki bu durum; dışımızda rengarenk maskeler; çıkarız dışarı o günkü kısa oyunumuzu oynar, geri döneriz kendi çatımızın altına. Spike Jonze'nin yazdığı ve aynı zamanda yönettiği bu film, şu zamandaki bize çok şey söylemek ister; yalnızlığın ne kadar çok biçimde olduğunu..
Tumblr media
Filmin gerçekliği yapay zeka teknolojisinin mevcut kullanıldığı bir hayat üzerine kuruludur. Bu teknoloji gündelik hayatta oldukça yer edinen bir durumdur. Bu yapay teknolojiye rağmen, duygusallığa işaret eden mektup kavramı, ilerlemiş teknolojik hayatın içinde yerini bir biçimde korumuştur ve ana karakter Theodore, filmin ilk sahnesinde okuyarak canlandırdığı bir mektupla çıkar karşımıza. Oldukça romantik bir konuşma yapıyordur; kimle konuştuğunu merak ettirir hızlıca bize bu sahne. Ancak arkasından, bir mektubu seslendirdiğini devamında da o mektubu bir başkası adına kendisinin yazdığını ve sonunda da işinin bu türde mektuplar yazmak olduğunu öğrenerek küçük bir sarsıntı yaşarız. Oysa ki açılış sahnesinde umut dolu, rengarenk, duygu yüklü bir adamla karşılaşmışızdır. Bu adam birkaç saniye içerisinde mutluluk profili çizmişken; filmin gerçekliğine döndüğümüzde hayatının çok başka olduğunu görürüz. Mevcut hayata burada bir gönderme var gibi görünüyor. ''Personaların arkasında gerçekte kim var sizlerde?' Mektuplar gerçek halle aramızdaki maskeleri temsil ediyor gibi görünüyor.. Theodore, bu duygu yüklü mektupları yazarken, kendi içinde bulunduğu duyguları kendinden sıyırmış, olmasını arzuladığı duyguları koymuştur önüne, onları yazıp okuyordur. Sanki zamanda bir an varolmuş, hissetmiş olduğu duygulardır bunlar. Ev-iş arası bir hayatının olduğunu ve bu tek basamaklı denklemin içinde başka hiçbir unsurun olmadığını görüyoruz ilk sahnelerde. Evde oyun oynar, iş yerinde de sadece mektuplarına odaklanır.
Tumblr media
İşe giderken Amy ve eşiyle karşılaşır. Onlarla şakalaşır, onlara temas eder. İş çıkışında ofisteki arkadaşı Paul mektuplarını takdir eder Theodore'la iletişim kurmak ister, ancak onunla temasa pek izin vermez. Hayatla da arasına bir mesafe koymuş gibidir. Amy ve Paul arasında bir kıyas yaptırır bize burası. Amy, hayatında önemli bir parçadır bunu fark ederiz. O ilk sahnede mor bir palto giyiyordur Amy. Mor; güçlülüğü ve farklılığı temsil eden renktir. Theodore'un en iyi arkadaşı olduğunu düşündüren Amy, Theodore için güçlü ve farklı biridir. Amy, teoride yalnız bir karakter değildir; evlidir. Asansörde eşiyle arasında geçen diyalogda, eşinin onun yaptıklarına ve yapmak istediklerine saygı duymadığını görürüz küçük tartışmalarında. Amy de bu durumda ne kadar 'yalnız değildir', onu düşündürür bize. Theodore ise heyecanla Amy'nin anlattıklarını dinler ve önemser. Çünkü arkadaşlardır.. Birbirlerini bu kadar iyi anladıkları için hala arkadaşlardır..
Tumblr media
Ardından tek başınalığının vurgulandığı kalabalıklar içindeki yalnızlık sahneleriyle bir başına Theodore'u asansörde inerken ve sokaklarda yürürken görürüz. Günümüzdeki modern yalnızlık da buna benziyor biraz; kalabalıklar içinde yalnız hisseden birsürü insan.. Yalnız insanların yanyana gelip oluşturduğu bir kalabalık.. Değişen bir şeyler yalnızlığa sürüklüyor bu kalabalıkları. Bu akıntıya kendini bırakıp gidenler.. Theodore karakteri de bu kalabalıklar içinden birinin temsili. Akıntıya kendini bırakmış, bir şeylerin acısını çekiyor. Peki nedir bu kadar acı?.. Neden bu yalnızlıklar?..
Tumblr media
Devamındaki sahnelerde küçük fragmanlarla, Theodore'un biriyle mutlu olduğunu görüyoruz ancak bu kişinin hangi zaman diliminde ve şuandaki hayatının neresinde olduğu bir süre muamma.. Yönetmen, bu muammayı düşündürürken, o duygusal mektupları yazan adamın zamanın bir yerinde yoğun duygularla sarılı olduğunu, şuanda ise ne kadar yaralı olduğunu gösteriyor bize ve ardından kendisinin yakın zamanda yaşadığı o büyük yıkımı keşfediyoruz. Theodore geçmişte çok aşık olduğu bir kadınla evlidir; çok mutlu bir hayatları olduğunu, birbirlerini geliştirdiklerini hatta birlikte büyüdüklerini söyler ve hatırlar sık sık. Karakterin bu anıları, var olduğunu hissettiği o zamanları anlatır. Anıların dışında Theodore gerçekte ne kadar var olduğunu hissediyordur?.. Theodore gerçekte ne kadar vardır?..
Tumblr media
Herhangi bir şeyin var olduğunu nasıl kanıtlayabiliriz?. Kuantum fiziği bize; gözlemci olduğu sürece madde vardır, biri izlemiyorken o şeyin var olduğunu bilemeyiz der. Bunu da aslında o esnada iki maddenin etkileşim halinde olmasıyla açıklar. Bir şeyin var olduğunu kanıtlamak için her zaman ikinci bir şeye ihtiyaç duyulduğunu söyler kuantum.. Belki bizler de varolduğumuzu ikinci bir kişinin/şeyin yanında hissediyoruzdur. Belki de yalnızlık o yüzden bu kadar kayıp yada yokluk hissettiriyordur. Varolduğumuzu hissettiğimiz zamanlar belki sadece mutluluğu, aslında mutluluğun getirdiği 'bütün olma', 'tam olma' halini hissettiğimiz zamanlardır. Belki ezelden beri sadece 'tam' olduğumuz yeri arıyoruzdur.. Bu yere doğru yaklaştıkça renkler çoğalıyor, uzaklaştıkça belki tüm renkler soluyordur.. kim bilir.. Yalnızlık belki sadece tamamlanamamışlığın getirdiği eksikliktir.. Bu eksiklik, tamamlanamamışlık hali söndürüyordur belki tüm renkleri.. Eksiklik hali çekiyor belki de bizi bir köşeye; hiçbir kimsenin olmadığı.. Belki orada da artık orayı tamamlayamayacağı için kimse yoktur. Belki de orayı tamamlayacak olan şey zamanda bir an varolmuş sonra da yok olmuştur; tıpkı Theodore'un yaşadığı gibi.. Theodore, bütünlüğü tam olma halini yaşadığı yerden kopmuştur bir sebepten. Diğeri olmadan, var olamadığını hissediyordur. Bu eksilme hali yalnızlığa sürüklemiştir onu. Yalnızlığı onu bir köşeye çekmiş, diğer her şeyden ayırmıştır. Artık yeniden tam olma halini arıyor mudur peki?..
Tumblr media
Theodore, yaptığı işle insanların bir parça mutlu olmasını sağlar. Ancak eve gittiğinde ne oluyordur?.. Maillerini kontrol eder, çoğu şeye sil komutunu verir. Amy'den de bir mail gelmiştir, eskiden Theodore'un böyle bir adam olmadığını, yine eskisi gibi olmasını ister. Vaftiz kızının doğum günü partisi olduğunu söyler. Eski hayatındaki bağlarını görürüz bir parça burada. O kadar ironiktir ki; yaşadığı ev yüksek bir binanın üst katlarında, hayatın akışının izlendiği bir konumdadır. Theodore eve her geldiğinde, onunla birlikte akan zamanı, hayatı, onun bu yaşantının nasıl dışında kaldığını izleriz. Dışarıda koca bir hayat akıyordur.. Peki biz gerçekte neresindeyiz bu hayatın?.. Herkesin içinde bir parça yalnız Theodore var.. Herkes kendi penceresinden dış dünyanın gözlemcileri olarak, her şeyin dışında kalıyor zaman zaman.. Bazen tekrar akışa dahil oluyor, bazen her zaman sadece 'dışında kalan' oluyor.. Her şeyin dışında kalan.. Bu neden böyle oluyor bilinmez.. Sadece hayat bazen oralara sürüklüyor; orada derin bir oyuk oluşuyor ve o oyuğun içinde kalakalıyor düşen.. Bazen o oyukta tek başına kalıp artık dışarı çıkmak da istenmiyor. Belki yeniden aynı şeyleri yaşamaktan çekiniliyor belki de sadece yorgun düşmekten.. Theodore da bu oyuklardan birine düşmüş.. Hayata bağlandığı, tutunduğu sabit nesnesi bir anda yok olmuş, bu yüzden de dünyası tamamen sarsılmış bir adam. Hikayesinin tamamını görüyoruz filmin devamında; eşi onu terk etmiş ve bir boşanma sürüncemesi içinde bırakmıştır. Theodore sürekli boşanma kararı üzerine düşünür ve her defasında o kağıtları imzalamayı reddeder kafasında. Onun zihninde eşi, etrafında çoğaldığı, büyüdüğü güvenli yeri. O yüzden eşini her hatırladığında birlikte büyüdüklerini ve geliştiklerini vurgular her defasında. Güvenli yerleri altüst olan bir durum yaşandığında, gelinen yer kayıplık oluyor sanırım. Theodore'un içine düştüğü oyuk bundan.. Bu boşluk hissi onu, uzun bir süre o oyukta tutuyor. Yeni bir yer arama arzusunda bile değil. Kayıplığı ve eksilmenin yasını yaşamaktadır kendini daha da yalnızlığa iterek. Aradığı, arayacağı her şeyin elinden kayıp giden o yerde olduğunu düşünüyordur çünkü. Peki başka bir yer de arzulanamaz mı? Yada geçmişte arzuladığımız hayatla şuanda arzuladığımız bizi bir bütün yaptığını hissettiğimiz şey, aynı şey midir her zaman? Hayat, sürekli bir devinim halindeyken, bir parçası olan bizler de devinim yapmıyor muyuz?.. Biz de dönüşmüyor muyuz zamanla yeni yerlere?.. Bunun ne kadar farkındayız yada; devinimin, dönüşümün yeryüzündeki her şeyde yaşandığının..
Tumblr media
Theodore ısrarla diğer parçası olmadan var olamadığını hissettirir bizi her sahnede. Diğer parçada bu kadar ısrar niye?.. Takılıp kalınan yer neresi gerçekte?. Tek başına 'kendi' olmaktan mı korkuyordur hayatın içinde?.. Yoksa yeteri kadar güçlü mü hissetmiyordur mücadele için?.. Yoksa kim olduğunu mu keşfedememiştir henüz?.. Birinin yanındayken mi bir parça biridir?.. Yada paylaşma duygusu o kadar mı ağır basıyordur da o paylaşımı yaşadığı yeri kaybettiğinde bu kadar eksildiğini hissediyor?.. Sürekli arkadaşlık paylaşımlarını vurguluyor çünkü. Her ilişkinin temelinde yatması gereken ana unsur.. Arkadaşlık..
İlişki modellerimize baktığımızda, aksayan yerlerin temelinde, eksik olan arkadaşlık ilişkisi gözlemleniyor çoğu zaman. Arkadaşlık ilişkisiyle kastedilen nedir burada?.. Güvenli, rahat kurulan bağlar mı?.. Bir ilişkiyi güçlü kılan ana bağlayıcılar nedir?.. Güven?.. Yanında rahat hissetme?..En temel arzuladığımız duygular nedir?.. Arkadaşlığı tarifleyen duygular değil mi?.. Theodore da sürekli bu arkadaşlık kavramı üzerine duruyor. Yanında çocukça, rahat davrandığı o sahneleri canlandırıyor anılarında. Bunun da temelinde 'özgür' hissettiği yerleri görmüyor muyuz?.. Aslında en derinlerde özgür hissetmeyi, birileriyle özgürleşmeyi, birilerinin yanında özgür olabilmeyi, bu özgürlüğü birileriyle paylaşmayı arzulamıyor muyuz?.. Kuantum teorisindeki gibi; iki şey birbiriyle etkileşime geçtiğinde, bir gözlenen ve bir gözlemci olduğunda, o durum gerçek olmuyor?.. Biri bakmıyorken hissettiğimiz de gerçek olmuyor mu?.. O yüzden mi her daim yanımızda bir ortak arzuluyoruz?..
Tumblr media
Theodore da kendine bir gözlemci arayan birilerini temsil ediyor.. Belki de hepimizi.. Düştüğü oyukta uzunca bir süre sorgulamaz kayıplığının dışında bir şeyi. Aynı evinin hayata yaptığı gibi, o da seyircidir hayata.. Uzaktan izliyordur tüm akışı, kendini bunun dışında bırakarak. Belki her şeyden ümidini kestiğinden.. Belki de artık güçlü kılan yerin elinden kaymasıyla gelen güçsüzlüğünden.. Kendini dahil etmez hayatın akışına, ancak ironik bir şekilde devam eder mektuplarıyla hayatın başkaları için aktığı yerlere küçük dokunuşlar yaparak. Yaşamayı arzuladığı duyguları burada yaşıyor gibidir. Yalnızlığına müdahele etmeden pek kaçınmaz. Ancak kendi içinde çözme eğilimindedir bunu yaparken de. Chat odalarında konuşma yapar; bu diyalogda da bir konuşmaya, konuşarak paylaşmaya olan arzusunu görürüz bir parça. Arzu duyduğu paylaşımın neye benzediğini fark eder ve telefon kapanır. Aradığı o telefonda değildir. İlerleyen sahnelerde yalnızlığı için farklı bir deneme yapar ve tesadüfi bir şekilde yapay zeka bir bilgisayar programıyla karşılaşır. Programı kullanmaya başlarken bir soru gelir ekrana; annenle kurduğun ilişkiyi nasıl tariflersin! Theodore ise daha onun kendisini pek önemsemediğini söylerken yazılım yapay zeka karakterini oluşturur; Samantha!
Tumblr media
Samantha, annesiyle alakanın sorunun cevabı üzerine biçim bulur karşısında. Bu soru bize Theodore'a sorduğumuz birçok 'neden' sorusunun cevabı.. Samantha sorulara cevap verir, ajandalarını düzenler ve zamanla bir bireye dönüşür Theodore'un gözünde. Theodore, evde oyalanacak bir şey bulmuştur kendine. Programın olanaklarıyla işlerini düzenler. Ancak Samantha onunla oldukça güçlü bir iletişim kurmaya çalışır, insana benzeyen yanlarını vurgular. Theodore'u bilgisayar gerçekliğini sorgulamaya iter bu çaba da. Artık sürekli bir şeyler konuşulmaya başlanmıştır aralarında. Theodore'un asistanı gibi başlayan program, arkadaşlığa dönüşmüştür. Theodore karşısındaki yerin gerçek olmayan bir yer olduğunun farkındadır. O esnada ihtiyaç duyduğu ''arkadaşlık'' paylaşımını yaşıyordur sadece. Canlı yada cansız pek önemli değildir; çünkü sadece konuşmaya, birinin de onu dinlemesine ihtiyacı vardır. Burada aslında onun ne kadar çok konuşmaya, anlatmaya ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Birinin onu dinlemesine, değer vermesine.. Bu oldukça basit bir ihtiyaç herkes için. İnsanlar, birilerinin onları dinlemelerini, anlattıklarına, onlara değer vermelerini arzuluyor hayatta da. Böyle yerler aranıyor, böyle yerlerle karşılaşılmadığı için kalabalıklar yalnızlardan oluşuyor sanırım. Kimsenin kimseyi gerçekten dinlemediği bir yerlerde bulduk kendimizi zamanın aktığı yerin üstünde..
Tumblr media
Önceleri sadece anlatır; anlattıkça hafiflediğini fark eder. Karşısındaki bu içini boşaltma yeri ona herhangi bir sorumluluk yüklemeyen, kendini oldukça özgür hissettiği bir yerdir. Bu duygunun verdiği sakinlikle paylaşımlarına devam eder ve Samantha'yla çok iyi arkadaş olur, ardından ona ilgi duymaya başlar. Samantha onu önemsiyor, anlattıklarına değer veriyordur çünkü. Theodore'un da ihtiyacı olan şey birinin onu anlaması ve paylaşmaktır zaten. O yüzden Samantha'nın bir yapay zeka olması önemli değildir onun için. Eskisine benzeyen bir yerin etrafında oluşu önemlidir Theodore için. Kaybettiği arzu nesnesine benziyordur Samantha'yla kurduğu ilişki. Bu esnada Amy'den Theodore'a ona Harvard'dan mezun bilgisayar mühendisi çok güzel bir kızla randevu ayarladığına dair bir mail gelir. Samantha'yla bu konu üzerine konuşur ve randevuya gitme kararı alır. Filmin tüm havasına sahip kırmızı ve pembe arasında gidip gelen renkler arasından ilk kez sarı çıkar. Bir şeyleri değiştirme niyetinin bir temsili olabilir bu. Sarı; ruhsal gelişimi, parlaklığı aynı zamanda da geçiciliği temsil eder. Buluşması sağlam bir ilişki arzusuyla gerçekleşmez, sadece yalnızlığına geçici bir çözüm bulmak içindir. Bunu kendisi de söyler. Sarı renk de temsilini yerine getirir.
Tumblr media
Film boyunca tekrar eden renkler harika görselliğiyle oldukça etkileyici. Renkler buraya kadar hep kırmızı, turuncu ve pembe arasında gidip gelmiştir Amy'nin mor paltosuyla birlikte. Theodore'un çocuksu, uyumlu kişiliğini koruduğunu ve arzularında hala aynı ısrarı gösterdiğini anlatıyor bize. Sarı ile de farklı bir şey denediğinin.. Ama istediğinin böyle bir şey olmadığını da görüyoruz. Karşısındaki kız hem çok zeki hem çok güzeldir. Ama o eski eşinde ısrarcıdır. Çünkü asıl istediği onunla kurduğu gibi bir bağdır. O bağın da sadece onda olduğunu zannediyordur. Genelde hepimiz aynı yanılgıya düşüyoruz. İstediğimiz, arzuladığımız duyguların tasvirini yapıyoruz farkında olmadan; karşımıza o esnada çıkan, etkilendiğimiz bir kabukta o tasvirleri arıyoruz; bu kabuk bu duyguları giyinebilir, buna layık, vb. gibi şeyler düşünüyoruz. Bunların hepsi bilinçdışı gerçekleşiyor muhtemelen. O kabuk bu tasvirlere o kadar uygun görünüyor ki, kabuğu kaybetme noktasında artık onları kim taşıyacak endişesinden, ondan başka yerlerin de olma ihtimalini göremiyoruz. O tasvirleri bir kez o kabuğun içine koymuşuzdur, oraya yakışmışlardır, sanki hep oraya aitlermiş gibi hissediyoruzdur sonrasında da. Halbuki hepsi başından beri bizim atfettiğimiz durumlardır, aslında hepsi sadece bizizdir.. Bunu da fark edemiyoruzdur. Israrcılığımız, vazgeçemeyişlerimiz sanki hep bundan.. O kabuk gittiğinde tüm bu duygulara ne olacak?..
Tumblr media
Samantha ise kendi özgün kişiliği, duyguları ve zekası olan biridir Theodore'un gözünde. Kendi varlılığının oldukça farkındadır Samantha.. Dünyaya meraklı gözlerle bakar, hep heyecan içindedir. Theodore, onun dünyayla fiziksel tek bağlantısıdır ve o da bu bağlantı görevini yerine getirmenin hazzını yaşamaktadır. Samantha'nın zayıf yanını güçlendireceği yeni bir görevi olmuştur artık Theodore'un.
Tumblr media
Zamanla aralarındaki bağ daha da yoğunlaşır ve bir aşk ilişkisine dönüşür. Theodore, Samantha ile farkında olmadan içindeki öteki boşlukları keşfeder, eşinin bile keşfedemediği. Aslında Samantha yoktur, o da farkındadır; ancak Samantha'yla, Theodore, nasıl biri olduğunu hayatta da nasıl bir yere ihtiyaç duyduğunu anlıyordur. Bu süreçte keşfeder işte Theodore kendini; neden eşi olmadan var olamadığını, aslında ne istediğini.. Belki kendi için; aynı anda hem gözlemci hem de onun nesnesi olabilmiştir.. Artık çevresini de izlemeye, anlamlandırmaya, onun bir parçası olmaya da çalışıyordur. Bu zamana kadar kendini yaptıklarını hiç sorgulamamıştır belki de. Artık her şeyi değerlendiriyordur. Catherine ile olan ilişkisinin aksaklıklarını yorumluyordur. Zamana yenik düştüklerinden bahseder burada da.. Zamanla dönüştükleri kişilerle birbirlerinden uzaklaştıklarının.. Yola birlikte çıkmışlardır; ancak hayat devinimini sürdürürken onlar da bu devinimi yapmışlar ve şuan oldukları kişilere dönüşmeye başlamışlardır. Bu, birlikte aynı dönüşümü yaşayacakları anlamına gelmiyor; hayatı nasıl algıladıklarıyla şekillenen bir dönüşüm oluyor. Hayatın içinde zaman akarken, karşılaştığımız her şey bizi farkında olmadan dönüştürüyor algılama biçimlerimizle. Herkesin durumları algılama biçimi farklı, bu da dönüşümleri birbirinden farklı hale getiriyor. Bazen yine ortak dil korunabiliyor bazen ise her şey birbirine oldukça yabancılaşıyor. Bu kontrol edemeyeceğimiz bir şey.. Zamanla, gördüklerimizle yaşadıklarımızla birer yabancıya da dönüşebiliyoruz birbirimize karşı. Bazense bu dönüşüm o kadar paralel oluyor ki, çoğalarak devam ediyoruz. Theodore ve Catherine için de tamamen yabancılaşma yönünde devam eden bir devinim süreci olduğunu görüyoruz. Artık birbirlerinin arzusunu beklentisini karşılamayan.. Amy ve eşi için de benzer durum geçerlidir; birbirlerinin beklentisine ve arzusuna cevap vermeyen, hatta bu durumların bile algılanmadığı bir ilişki. Böyle noktalar hayatın kırıldığı noktalardan biri sanırım. Burada kırılmalar yaparak yön değiştiriyor.. Bu kırılmayı geciktirmek yada bloke etmek çözüm değil sadece o bağlantı noktalarını daha da zorlamaktan başka bir işe yaramıyor gibi.. Sanırım bir şeylerin değişebilir olduğunun her zaman farkında olarak devam etmeliyiz biz de hayatın içinde akmaya..
Tumblr media
Bu esnada yapay zeka programını kullanan diğer insanları fark eder Theodore. Filmin kurgusu bize bunu çok olağan bir şeymiş gibi sunar. Birçok insan yapay zekasıyla çıkıyordur, sevgilidir. Hatta en yakın arkadaşı Amy de bir yapay zekayla birliktedir. Filmin gerçekliğinin bizler için kırıldığı yer de burası sanırım. Bir yapay zekaya ilgi duyunabileceği yadırganmıyordur, filmdeki hayatın akışının bir parçasıdır, gerçekliği de bunun üzerine kuruludur. Burada insanlar ve yapay zekalar olarak iki farklı grubu görmeye başlıyoruz. İnsanların artık birbirleriyle değil de, kendi oluşturdukları alternatiflerle, kendi tasarladıkları birileriyle iletişime geçme arzusunu görüyoruz. İnsanlar neden farklı bir grupla birlikte olma arzusu duyuyordur peki? Nedir bu yalnızlık?..
Artık hayata bakıldığında en çok görünen, en çok okunan şey yalnızlık.. Herkes bu kadar çok yalnızken, herkes bu kadar yalnız.. Enteresan bir ironi.. Hayatın dönüştüğü bu son yerde en çok hüküm süren şey yalnızlık.. Hayat, devinimini sürdürürken bir çukura düşmüş sanki. Orada çamura bulanmış, karanlık yapışmış her yerine. İçine sızan bu karanlık, her yerine, içindeki her şeye bulaşmış, öyle dönüşmeye başlamış o da. Şuan hayatın içindeki bu tariflenemeyen çukurlar, acılar hep bu sızıntıdan.. Bu sızıntı herkesi birbirinden uzaklaştırmış. Her yerde bir karanlık.. Bu karanlıkta kimse kimseyi göremiyor sanki.. O yüzden herkes yalnız kaldı.. Kimse kimseyi bulamadı karanlıkta.. Artık göremiyoruz.. Neyi aradığımızı, niçin aradığımızı.. göremiyoruz.. Bir şey arıyoruz içten bir yerlerden biliyoruz, ama bazı yerler öyle karanlık ki parçaları birleştiremiyoruz; neyi aradığımızı anlayamıyoruz..
Tumblr media
Artık farkında değil sanki kimse ne aradığının. Bir yere doğru gidiliyor ama neresi olduğuyla pek ilgilenilmiyor sanki. ''An'ı yaşa'' böyle bir şey olmasa gerek. An'ı yaşamak, içinde bulunulan zamanın farkına varıp özümsemek. Ama artık onun dönüştüğü şey, o zamanın üstünde akıp gitmek ne olduğuna bakmadan. Açılmayan bu kapıların ardında kaldı canlı olan, gerçek olan şeyler sanki. Kimse ne aradığına bakmadı, o kapılar açılmadı, herkes kapıların ardında mahkum kaldı; boşlukları gören yalnızlık böylelikle meydana çıktı.. Ne aranıldığının farkında olunmadığı için her şey muğlak, herkes muğlak.. Bir şey aranılıyor, ama ne olduğuna bakılmıyor. Her, bu sorunun cevabını veriyor sanki bize. Yapay zeka fikri burada doğuyor sanki. Birileri bir şeyler aradığını kabul edip daha güvenli bir form üzerinde bu arayışının egzersizlerini yapıyor. Yapay zeka gerçek değil, insanı kıramaz çünkü. Ama aranılan duygu açlıklarına bir biçimde cevap verebilir. Filmin bize anlattığı bu duygusal açlık çukurları sanki. Buraları nasıl doyurmak istedikleri.. nasıl bu arzuda oldukları. Kendi dillerinde bunu nasıl yapmak istedikleri.. Kırmızılar belki bu açlık.. Bu sebeple kendi tasarımları, insan türevine benzeyen yapay zekalara nasıl ihtiyaç duymaya başladıklarını görüyoruz. Bir yerlerde bir şeyler aksak, ciddi bir şekilde aksak. Theodore bu süreçte içindeki boşluğun formunu keşfediyor, neye ihtiyacı olduğu üzerine çalışıyor. Amy de hayattaki isteklerini gerçekleştirmeye çalışırken çektiği kısa filmi izledikleri sahneyi görürüz. Eşi yine Amy'yi eleştirir, Amy yine kırılır, Theodore yine arkadaşının arkasındadır. Farklı bir hayalkırıklığı biçimini görürüz. Burada bir ilişki mevcuttur. Kişilikler birbirinden farklı olduğu için anlaşılamama hali görünüyordur karşılıklı. Amy, eşinin onu desteklemediğinden anlamadığından bahseder Theodore'a. İlerleyen sahnelerde de yanyana diyaloglarını, samimi konuşmalarını ve birbirlerinin yanındaki rahatlıklarını görürüz. Samantha 'aranızda ilişki var mıydı?' sorusunu sorar bu yakınlığın üzerine Theodore'a. Bir dönem çıkmaya benzeyen yakınlaşmalarından bahseder o da. Bu esnalardaki sahnelerde Amy artık yeşil renk giyiniyordur. Yeşil; huzur ve güvenin temsili renktir. Bu sahneler bize Theodore'un Amy'nin yanında huzurlu ve güvende hissettiğine işaret ediyor gibi. Catherine'i yeşil renkli kıyafetler içinde görüyorduk geçmişi hatırladığı sahnelerde; artık Amy'yi görüyoruz. Amy'nin yanında huzurlu hissediyor gibidir artık Theodore. Birbirlerine her şeylerini anlattıklarını, paylaştıkları bir arkadaşlıktır bu. Devamında Amy, eşinin onu terk ettiğini söyler ve o da bir yapay zeka programıyla çıkmaya başlar. Hiç çekinmeden bunu da Theodore'la paylaşır. Ve kendi olmak istediğini, yapmak istediği şeylerin arkasında durmak istediğini anlatır, vurgular Theodore'a her defasında. Aslında bu kendi olma, kendi isteğini yapma arzusunun vurgulanışı Theodore'un bazı şeyleri keşfetmesine yardım eden şeylerden biridir. Birlikte oyun oynuyor, aynı şeylerden zevk alıp, sohbet ediyorlar, bir şeylerin daha farkındalığını yaşıyorlardır. Aslında beklenen arkadaş ilişkileri de buna benzer şeyler; birlikte aynı şeyleri paylaşmaktan keyif almak, konuşmak, açılmak, genişlemek, çoğalmak, farkında olmak..
Tumblr media
Farkındalığının güçlenmesiyle yeni bir şeyler yapma çabasını görmeye başlıyoruz artık Theodore'un. Paul ile reddettiği teması bu kez geri çevirmez birlikte dörtlü gezintilere çıkarlar partnerleriyle. Paul ve kız arkadaşı da yadırgamaz onun bir yapay zekayla çıkıyor oluşunu. Bu sahnelerde Paul ve kız arkadaşı da mavi renk giyinmişlerdir. Mavi; rahatlığı ve güvenilirliği temsil eder. Burada da artık Theodore'un güvenli bağlar kurabildiğini söyleyebiliriz. Artık hayata temas etmekten kaçınmıyordur. Zor kitaplar okumaya başlar Samantha'yla ortak dil oluşturabilmek için. Samantha oldukça zeki bir programdır, aynı anda birçok bilgiye sahiptir. Theodore da ortak noktaları çoğaltmak ister. Bu çabasında yine sarı gömleğini giyiyordur.
Tumblr media
Ancak program bir aksaklığa uğrar bu esnada ve oldukça güçlü bir kaybetme korkusu yaşadığını görürüz Theodore'un. Kaybetmekten ne kadar çok korktuğunu.. Ancak Samantha yapay zeka formunun herkesin arzusuna uygun cevap veren yanını keşfeder Theodore bu keşif döneminde ve kurduğu tüm bu yeni düzen sarsılır bir anda. Yeni bir hayal kırıklığı daha yaşıyordur. Güvendiği, sığındığı yerdir Samantha; ancak o da aldatıyordur onu bir biçimde. Şimdi başa dönmüştür her şey yeniden; güvendiği yerin sarsıntısına..
Ama bu kez farklıdır her şey. Farkındalıklarıyla birlikte o kayıplığın içindedir bu defa. Büyük bir sorguya oturtur kendisini. Neyi niçin istediğini hangi biçimde arzuladığını düşünür ve bir karar verir öyle kalkar o koltuktan. Catherine'e bir mektup yazar bu defa. İlk kez kendi için bir mektup yazdığını görürüz bu sahnede. Bu kez kendi duygularını saklamaz, kendini yazar, onunla vedalaşır ve Amy'nin kapısını çalar. Amy yine yeşil giyiyordur bu sahnede. Onu alır çatıya çıkarır ve hayatın nasıl aktığını gösterir. Sanırım burası birbirleri için ne ifade ettiklerinin farkında oldukları yer.. O akşam Theodore oturduğu masaya elinde ne varsa koyar, neye benzediklerini anlamlandırır ve içinden Amy'yi çıkarır.. Aslında hiçbir zaman yalnız değildi, bunu anlar.. Aslında hiçbir zaman yalnız değildik.. Sadece diğer pencerelerimiz kapalıydı, yanlış açıya bakıyorduk o kadar uzun süre boyunca. Bir zamanlar doğru olan açıydı belki de, ama her şey devinim ve dönüşüm halindeyken o açının aynı kalması da beklenemez..
Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes