#aşk ayazı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Belki de seninle beraber bir çok kitapları açıp okumamız gerek sevgimizi anlatmaya. Ya da en çok şiirlerde bulmamız gerekecek bakışlarını. Seni sevmek için gökyüzüne dokunup sana ayazı armağan etmek için başladım papatyaları sulamaya. Sen seversin papatyaları.. En çokta beni :) belki de bir tek beni , hep beni... sensiz geçen kaç bahar oldu saymadım saymakta istemiyorum aslında çünkü sensiz geçen hiç bir baharda papatyaları sulamadım. Sensiz geçecek kaç ayaz oldu bilmiyorum .. Şimdi sana içimden geçen hisleri anlatabilsem keşke. Ya da gülüşümde büyüttüğüm ekim gülüşünü gösterebilsem. Aklımda sen fikrimde sen... Her şey sen oldun . soluma dokunduğum her an sanki orada iki kalp atıyor gibi hissediyorum. Kalbimde bir kalp daha var..İyiki sevgilimm iyiki ... Adına Ekim gülüşü dediğim.
İçimde öylesine bir his var ki tutsam tutamam dokunsam dokunamam ama orada hep var... Sana bir çok his biriktiriyorum adını dahi bilmediğim binlerce his. Şimdi gökyüzüne dokunsam yüzün ellerimde çiçek açtıracakmış gibi ... Bana illegal hisler yaşatıyorsun ve ben buna aşk derken bile az görüyorum. Bu aşk değil Bu Sen... Şimdi uzatsam sana ellerimi Bir yıldız alır mıyım göz çeperlerinden ... Sıkıca kavrar mısın gülüşümü... Her günü bana özel kılan gözlerinin kaç reddesinde bitireyim satırları... Bu gün bir kalp doğdu yeryüzüne. Bense içimde her gün yeniden doğsun diye ayazlarda uyumuşluğum oldu... Her kalp bir gün doğar ama sen hep her an her saniye içimde doğuyorsun ... Bu yüzden sana bu gün iyiki doğdun demeyeceğim . Diğer gnlere haksızlık etmiş oluyorum.. Bu yüzden iyiki Sevgilimm İyiki ... Kalbinden öper... Gözlerinden gülüyorum ... Hayatımda kalbimde olduğun için teşekkür ediyorum... İyiki sevgilim iyiki...
8 notes
·
View notes
Text
Aşkın esaretine kan döküldü
Sevdim en son kalbim güzel gözlerine gömüldü Canımdan can taşıyor makberin bülbülü Ayazı yaza çevirdi, tembel tenim güze büründü Artık sormuyorum hüznü, yazı ve zamanı Gülümsetiyor, süslüyor aşk otağımı Sen cennetim, mevsimim, gözüm, nurum, canım, cananım
youtube
Kışın yorganısın bu sıcak yatağımın Ellerinden aşk akıyor, gözlerinden ben Siyaha beyazım oldun hatta asık yüzüme dem Boğulmaktan korkuyorum henüz yüzmeden Gözyaşın tüm cihana sel, aleme bedel Güne afitap gülümsemen, geceme ay
Sen yaradanın bana armağını, bu ömre pay Senki haftanın her günü sanki bozuk zemine ray Al gözümden baharı kadın, 12 ay'a da yay
Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor (Taladro&Sezen Aksu Ben Sende Tutuklu Kaldım Sözleri)
0 notes
Text
Zemheri'de aşk
Gözleri söndürür en büyük yangınları
Bakışları yakar büyük okyanusun soğuk sularını
Konuşması mest eder her faniyi
Faili bulunmamış bir cinayet gibiydi seni sevmek
Kaçırma benden, kömür karası, elmas parıltılı gözlerini
Canımı yakar sensiz gecelerin kasvetli karanlığı
Ankaranın ayazı yetmez benim yangınımı söndürmeye
Zemheride kalmış bedenimi ısıtır seni düşünmek
0 notes
Text
yine bir akşam yine ankara ayazı sanada aşk olsun be ankaram şu soğuk kış akşamında beni onsuz bıraktınya ^^
1 note
·
View note
Photo
Bu bir ankara ayazı hikayesi değildir. Öyle başladı hikaye çünkü. Sen bir burç yorumladın; Ben gözlerinden bir kahve içtim. Dili mi varki kadıköyün, iki deliyi anlatsın. 3 sene devirdik, nice 23 senlere seninle birlikte. Hani demiştin yaa, o mahmur beste çalmazken, Bana ruh eşi değil, kafa dengi eş lazım diye Şimdi bir yastıkta seninle nice 2023 senelere... 🌸🌼💮❤️❤️ Sen sadece can olmadın bana ikizim, herşeyim ve Hayat Pınarım oldun 😘 § #landscape #followme #altinkare #ig_mood #naturel #ig_yasam #fotografdukkanim #fotografheryerde #fotografhanem #butikgezi #hayatakarken #fotografhikayesi��#objektifimden #anadolugram #all_shots #kadrajimdan #gununkaresi #nikon #turkobjektif #ankarafashion #ig_fotosentez #instalike #nikon_turkiye #aniyakala #ig_turkey #ig_today #exploreizmir #ig_fotografduragi #anlatistanbul (Aşk Love) https://www.instagram.com/p/Cm1iX4Soggr/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#landscape#followme#altinkare#ig_mood#naturel#ig_yasam#fotografdukkanim#fotografheryerde#fotografhanem#butikgezi#hayatakarken#fotografhikayesi#objektifimden#anadolugram#all_shots#kadrajimdan#gununkaresi#nikon#turkobjektif#ankarafashion#ig_fotosentez#instalike#nikon_turkiye#aniyakala#ig_turkey#ig_today#exploreizmir#ig_fotografduragi#anlatistanbul
0 notes
Text
Balkon serinliğinde üşürken anlıyorsun onun bir başkasını ısıttığını. Sana kış ayazını bırakıp yandığını, o bir başkasına giderken hissediyorsun.
2 notes
·
View notes
Text
6-
Bir kış günü sabahın beşinde birden yataktan fırlamış, kendimi sokakta bulmuştum.
Neden olduğunu bilmediğim bir his vardı içimde. Sabahın ve kış gecesinin iliklere kadar işleyen soğuğuna aldırmadan yürümeye başlamıştım sokaklarda. İçimdeki yangın o derecedeydi ki, ne soğuğu hissediyordum ne de yüzümü kesen ayazı.
Sokak lambalarının kesif karanlığı yırtarcasına verdiği loş ışık olmasa kendimi odamda zannedecektim. Ancak yürürken üstümden geçen o ışıklar bana odamdaymışım gibi, orada geçen günleri, mevsimleri hatırlatıyor, yabancılık ve korku hissetmememe neden oluyordu.
Kaldırım taşlarına düşmüş olan kırağılar, artık seyrekleşmiş saçlarıma düşen kırağı gibi hafifçe parlıyordu. Kaç saat yürüdüğümü bilmiyordum. Ama güneşin tepeye doğru çıkmasından az çok tahmin edebiliyordum. Etrafıma baktığımda ise, yüzündeki maskelerle birbirlerine iyi dileklerde bulunan insanları, birbirlerine gerçekten yardımcı olabilecekmiş gibi birbirlerine dertlerini anlatanları, gülenleri, kahkaha atanları, birbirlerini alkışlayan, sevgilerini sunan, ufak ufak flört eden, hatta birbirlerinin maskelerine aşık olan insanları gördüm.
Birden dizlerimin üstüne yıkılıverdim.
İnsanoğlunun dünyaya geldiği günden buyana, bu kadar yozlaşmış bir toplum daha meydana çıkmamıştır diye mırıldandım kendi kendime. İçimdeki çığlık, gözlerimdeki umutsuz bakışlarla yere doğru çevrildi. Yerdeki çamuru ellerimle yumruk yapıp kaldırdım havaya doğru ve sessiz bir çığlık kopardım tüm zamana karşı;
-Neden…. Neden bu zamanda dünyaya geldim ben!!!!
Kış gününün avantajıyla üstlerine kat kat elbise giyen insanlar, yüzlerindeki maskeyle aslında çırılçıplak ruhlarını sokağa çıkarmış, arz-I endam ettiklerinden, bu reklamın karşılığında ise sömürebilecekleri bir kaç ruh bulmayı umduklarının farkına varmıştım. Yerden hafifçe doğruldum. Elimdeki çamurdan, zamanında yere düşerek kaybolmuş bir kaç kelime kalmıştı. Bir kaç harften oluşan bir kaç kelime.
Merakla aldım ve temizlemeye başladım üstüme silerek, üstündeki çamuru ve yılların birikintilerini. Patlattıktan daha bir güzelleşen, parlattıktan daha bir anlam kazanan kelimeler.
- Bunları kim atmış olabilir ki? diye içimden geçirirken, divane görünümlü yalnız birinin sokağın sonundan yavaşça kaybolduğunu gördüm.
- Bu olmalı… diye düşündüm.
Yoksa yüz��nde maskelerle dolaşan insanların bırakın kelimelere, ruhlara, hislere ve aşk gibi kutsalları bile kendi amaçları doğrultusunda kullandıklarını görüyor, o değerlerin çığlık çığlığa intihar ettiklerine şahit oluyordum.
Sokakta sessizce yürümeye ve insanların maskelerinin altındaki gerçek yüzlerini gözlemlemeye başladım.
29 notes
·
View notes
Text
AŞK BİZE KÜSTÜ / YILMAZ ODABAŞI
Biz bu kentlere sığdık da,
Bu kentler bize sığmadı Asiya!
Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında;
Arttıkça yalnız, sustukça silik...
Ay ışığı gölgeleri büyüttü,
Son kuşlar da vuruldular dağlarda.
Yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin;
Çağın vebalı gövdesinde
Bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık.
Kaldık...
Kırık bardaklar gibi,
İçilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi...
Düşler artık ölü çocuklar 👶doğuruyorsa,
Sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda
Ve daha eskimemiş tüfeklerle
Ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp,
Bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda,
Bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın;
Ömrünü yetim bir bebek gibi bırakmanın
Bulvarlara,
Bozgunlara
Ve yanlış yalan aşklara…
Bir bedeli,
Bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...
Biz bu kentlere sığdık aslında,
Bu kentler bize sığmadı Asiya,
Ah, son kuşlar da vuruldular dağlarda!
Ay ışığı gölgeleri büyüttü.
Mutluluk oyununa geç kalan ölü kuşlarla geldim.
Geldim... Kırık bardaklar gibi,
İçilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi…
Ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
Sefalet seferlerinin ayazı;
Belki yalnız geçireceğiz artık kim bilir,
Batan gemiler gibi yiten aşklardan geride,
Kalan her kışı, güzü ve yazı.
Ay ışığı gölgeleri büyüttü.
Ayrılıklar eskidi, biz eskidik,
Aşk bize küstü Asiya...
Belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında,
Sen şarkılarını sesine yasla
Ve bırak beni de usulca
Apansız bir yalnızlığa!
Ay ışığı gölgeleri büyüttü,
Büyüdü ölüm
Ve biz küçüldük Asiya…
9 notes
·
View notes
Text
Seviyorum merkezzz,
Herseyini ayrı seviyorum , kaşını ayrı, bakışını ayrı, ellerini ayrı, kokusunu ayrı seviyorum.. Hergün biraz daha fazla seviyorum . Eksilmiyor her zerresi ile artarak seviyorum.. 1 3 5 yıl değil ömrümün sonuna kadar sevecegim seni adam.. Çünkü ben sende sevgiyi gördüm, aşkı gördüm, emeği sende gördüm. Sen sevdikce ben çoğaldım. Ruhum sevmelerin kadını oldu.. Gozlerine bakınca kaybolmayi seviyorum.. Ben sen oldum, severken yok oldum.. Güldüm ağladım ama hep sevdim eksilmiyor. Yaşamanın tadını sende fark ettim. Dünyanın bütün renklerini sende gördüm. Güneşi, ayazı, baharı, sonbaharı ayrı sevdim seninle.. Çünkü hep sen vardın yanımda hep sen olacaksın benimle.. Sevginin tarifi yokken yazmaya kalkmakta deli cesareti ama ben seninle deliliği bile çok seviyorumm.. Gülüşünde kaybolduğum adamım.. Saç tellerine kadar seviyorum anlasana.. Aynı yastıkta yılları eskitmeyi seviyorum seninle. . Geçtiğimiz yolları bıkmadan usanmadan tekrar tekrar geçmeyi seviyorum. Çünkü hep sen varsın benimle.. Ellerimi tuttuğun sürece seni sevmekten geçmeyeceğim.. Seni sevmek paha biçilemez bir aşk.. Seni sevmek bütün karanlık yollardan geçip gündüze kavuşmak gibi çünkü.. Ben sen oldum ben biz oldum çocuktum aşık oldum, eş oldum, bir kalbe can oldum..
Abartmıyorum Allah'ım onu çok seviyorum.. Çünkü onu benim kalbime ısındıran, koyan sevdiren hep sen olduğun için daha çok seviyorum.. Allah'ım beni bu sevgiye layık gördüğün içinde teşekkür ederim..
Teşekkür ederim sanada sevgilim beni bu kadar çok sevip kıymetli hissettirdiğin için.
Seni seni çok seviyorum bee
02.45 7OcakCuma2022
2 notes
·
View notes
Text
Aramızdaki bu can alıcı şeye aşk demek büyük haksızlık olur!
Tren kazası bizimkisi..
Ne öldürdüğü belli ne de yaşattığı!
Gece ayazı vurmuş kanlı rayların üzerine, bir avuç kalbini yaksan da artık nafile.
Kalbim bu saatten sonra sana, buzdan şelale!
203 notes
·
View notes
Audio
Aşkın esaretine kan döküldü Sevdim en son kalbim güzel gözlerine gömüldü Canımdan can taşıyor makberin bülbülü Ayazı yaza çevirdi, tembel tenim güze büründü Artık sormuyorum hüznü, yazı ve zamanı Gülümsetiyor, süslüyor aşk otağımı Sen cennetim, mevsimim, gözüm, nurum, canım, cananım Kışın yorganısın bu sıcak yatağımın Ellerinden aşk akıyor, gözlerinden ben Siyaha beyazım oldun hatta asık yüzüme dem Boğulmaktan korkuyorum henüz yüzmeden Gözyaşın tüm cihana sel, aleme bedel Güne afitap gülümsemen, geceme ay Sen yaradanın bana armağını, bu ömre pay Senki haftanın her günü sanki bozuk zemine ray Al gözümden baharı kadın, 12 ay'a da yay
Ellerinden baharı buldum Bir yudum sudur hayat, ben de yaşam kuyumu buldum Sen ki nefes, ben oksijenimi buldum Ben bir kurak…
Buradasın hissediyorum Şeytan önüme geçip pisledi yolu Merak etme temizletiyorum Sana bu parçayı bir kaç yüz metreden dinletiyorum Cennet kokuyor odamın içi Sen olmasan ben hala hiçim Adettendir gel de gör şu haykırışlarımı (Seni kimlarmiyor hangi kodumun p çi?)Sen gelince bahar geldi Elbet düzeliriz sen önce zaman ver bi Kendi başıma düşmanım ben bu büyük harbi Şikayetçi olmadığım o kahpe zaman verdi Ah elime bir geçersen severim Sen varsan bağlı hayat kemerim Başımın tacı, bu dünya kadar ederin Ben başaran talebeyim ve sen ilkokul temelim Ben kusursuz olamadım çünkü sendin zaafım Sen imanı güçlü kadın, ben çevrende tavafım Yetmiyor güneş önüme dikil ve gitme erken İzlerim seni akrep yelkovanla dans ederken Yük olsam da hafifim binerim Gelirim kanlı dahi olsa ellerim Bir buse feda et der gibi bakıyor gamzelerin Beraber saçlarımızın beyazlığını dilerim
Ellerinden baharı buldum Bir yudum sudur hayat, ben de yaşam kuyumu buldum Sen ki nefes, ben oksijenimi buldum Ben bir kurak araziydim evvel ve kar demetimi buldum
Ellerinden baharı buldum Bir yudum sudur hayat, ben de yaşam kuyumu buldum Sen ki nefes, ben oksijenimi buldum Ben bir kurak araziydim evvel ve kar demetimi buldum
4 notes
·
View notes
Photo
.... Kasım/daki AŞK/ı ..! Veya ; Aşk/taki Kasım/ı bilmem ben..! Ama hava çok güzel her şeye inat.. Benim gibi ... Azize'm Sen ne bir kuruyan çınar yaprağı, Nede bir güz gül'üsün. Bende ne gece düşen bir çiğ, nede sam yeliyim. Kasım 1 Olsa ne olur bitanem. Biz seninle her mevsimi, bahara çeviririz. Bizi ne zemheri ayazı, nede kar, buz yolumuzdan alıkoyar. Daha da güzel günler göreceğiz... Yalan değil, göreceğiz... Kasım da aşk başkadır sevdam. Ama Şubat'ta bizim aşkımız yazılı. Az kaldı sevdam, çok az... 1 Kasım 2018 . #ayyuzlum #azize #aykiriduygular #kasim #subat (Kirsehir) https://www.instagram.com/p/CHDzwS9FJSYO7kQ2HWdAi8irEoYE3fWDmJLrdI0/?igshid=w3lsfahbec30
3 notes
·
View notes
Text
youtube
Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta
Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında
Arttıkça yalnız
Sustukça silik
Ay ışığı gölgeleri büyüttü
Son kuşlar da vuruldular dağlarda
Yakamozları söndü sahillerin
Işıkları evlerin
Kaldık kırık bardaklar gibi
İçilmiş sular gibi
Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta
Ah usta
Bir bedeli vardır bu kuşatmaların
İlk yazları kurşunlatmaların
Bir bedeli vardır elbet
Cennetini çaldırmanın
Kaldık kırık bardaklar gibi
İçilmiş sular gibi
Biz bu kentlere sığdık da
Bu kentler bize sığmadı usta
Ah usta
Ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun
Sefalet seferlerinin ayazı
Belki de yalnız geçireceğiz artık kim bilir
Batan gemiler gibi yiten aşklardan geride
Kalan her kışı, güzü ve yazı
Ay ışığı gölgeleri büyüttü
Ayrılıklar eskidi, biz eskidik
Aşk bize küstü usta
32 notes
·
View notes
Text
Kaldırım çizgilerine basmamaya çalışıyorum yürürken, sanki bassam kalpleri kırılacak, sanki bassam canları acıyacakmış gibi etrafımdan kendimi soyutlamış yürüyorum
O hissiyat ve dalgınlığımı yüzü kırışmış, hayatın sillesini yemiş, üç günlük ömrüm var ama yaşamak için mücadele veriyorum evladım diyen bakışlara sahip, elleri titreyen bir dayı bozuyor.
"Bir yara bandı alır mısın?" kalıyorum bu soru karşısında...
Hangi yarama bant lazımdı bilemedim ya da bantlamam gerekiyor muydu bir yaramı
Ama dayının yaralarına çok bant lazımdı şu kalan üç günlük ömründe acısız yaşamak için
Aldım, cebime attım bandı, sonrasında bir yerlere atacağım kesin olan, ve belkide hiç bir yaraya bant olamayacak bir köşede çürüyecek
Sonrasında bir hüzün, yaşlılık mı zordu ölüm mü?
Artık kaldırım çizgilerini boş vermişim, kendi iç hesaplaşmama düşerek
Bir kafeye geçiyorum, iki sandalyesi olan bir masaya oturuyorum, birinde ben diğerine onu oturtuyorum, kim olduğunu sorarsanız ben de bilmiyorum, belki çocukluğum, belki hayallerim, geleceğim, yaşlılığım belkide sevdiğim.
Sonra iki çay söylemeye kalkışıyorum ama vazgeçiyorum galiba beni deli zannetmelerinden çekiniyorum, evet tek başına oturup iki çay isteyen birini sanırım herkes deli zannedebilir, eee ne de olsa toplum buna alışık değil, düşün��yorum da hayatımızın çoğunu topluma göre şekillendiriyoruz. Her ne kadar buna bazen "hayır istediğim gibi yaşarım" diyebiliyorsak ta yine de bu çemberden çok ta kurtulamıyoruz.
Bir çay isteyip tütün cüzdanımı çıkarıyorum tütün sararken aynı zamanda etrafımı gözlemliyorum, bazen birine kitleniyor gözlerim, bir annenin davetli olduğu düğünde oğluna kız bakması gibi ben de tüm hallerini takip edip süzüyorum göz hapsine aldığım kişiyi, bu bir kadın oluyor bir adam ya da bir çocuk çayım masaya geldi tütün sarmayı bitirdim. Yaktım tütünü, dumanını üflerken takip ediyorum.
Galiba bu tütünü bırakmam gerekecek diye düşünüyorum bir an, sonra "aman sende yalnızlığına kim eşlik edecek peki" diye söyleniyorum fakat bunu sesli düşünmüş olmalıyım ki az ötede oturan iki arkadaş bana dönüp baktı, hiç bozuntuya vermeden gülümsedim
Al işte buna bile baktılar birde çay olsaydı daha deli düşünürlerdi diyorum kendime, ama kime ne deli olmak ya da akıllı olmak çok mu önemli veya bunların kriterini kim belirliyor.
Çayımı yudumluyorum karşıma oturttuğum kimse konuşmuyor ben de zorlamıyorum onu canı isterse konuşur. Yolda koşuşturan insanlara bakıyorum akşam üstü tabi kimisi işe kimisi yuvasına kadınına çocuğuna gidiyor. Ama neden kimse mutlu değil hayat mı mutluluk vermemiş onlara, yoksa onlar mı mutluluğu bulamamışlar? Halbuki insan mutlu olur evine sevdiğine gidince belkide bir sevdikleri yok bu hayatta, sadece yaşıyorlardır
"Sen ne dersin? " diye soruyorum karşımdakine
Önce bir duraksıyor gözleri dalıyor uzaklara sonra
"omzunu silkeleyerek bilmem belkide sevgiyi aşkı bulmak istemiyorlardır" dedi hafif gülümseyerek. Evet cevabını şimdi verebilirim karşımda oturan kişi sevdiğim, sevgim
+"Peki neden sevgiyi aşkı bulmak istemiyorlar? "diye soruyorum
-" Çünkü sevgi ve aşk zordur herkes kaldıramaz acıyı çekmek istemez"diyor
+Neden ben bu acıyı severek yaşıyorum her ne kadar zor olsada
+Sen bulmak istiyor musun?
- Galiba ben de korkuyorum...
Korkularımız ile beraber yaşamak zor elbette bunları aşmak gerekir diyorum yine sessizliğe gömülüyor
Sanırım kalkma zamanı geldi hem tütün ve çayım da bitti sevgimi de alıyorum sandalyeden kalbimin cebine koyarak
Dişarda bir kar ayazı var ama kar yok dalıyorum iç dünyama evrime doğru yol alarak...
Düşünüyorum da bileklerimdeki morluk acılarımı yok edemedi kırmızıyı denemeli yine.
3 notes
·
View notes
Text
Baksana omuzlarımın sırrında
Güzler de geçti
İki gözüm
Yazlar da
Sadece adımlarımın ayazı geçmedi...
Dünün ıslığı da duyulmuyor artık
İnatçı da değil mürekkebim
Eskisi kadar
Nicedir yazmasa da oluyor
Yakalandığı "çok sevmiştimleri"
Aksıyor mu ömrünün ayakları
Benim de iki g��zün benim de
Kır aynalarından aksimi
Kaldır takvimlerin ağrısını yüreğinden
Aşk kavuşmak değil ki
Yasemin Canan
10 notes
·
View notes
Text
Ne erken bir saat sabahtan emin olmak için
Henüz düş görmeden
Yarını kim bilebilir ki
Yaşayanlar içinden
Aklım kırık
Gözlerim geceyi seçmiyor
Duvarlarında geziyorum bu dünyanın
Ardından tıkırtılar geliyor
Sabah olmuyor artık
Güneşi çıkar cebinden avucuma koy
Beklemeden kavuşmanın şaşkınlığını
Bir aşk ayazı inerken kalbinin yamacından
İnce bir patika gibi sız derinlere
Bu dağ senin olmalı ama
Aklım kırık
Gözlerim iyi seçmiyor
Ellerini koy ortaya
Ateşin etrafında tanısın parmaklarım avuç içlerini
Güneşi koy avucuma
Henüz sabah olmuyor.
1 note
·
View note