#Yumurtalık Kistleri belirtileri
Explore tagged Tumblr posts
sifatipmerkezi · 9 days ago
Text
Kadınlarda Apandisit Belirtileri
Apandisit, karın bölgesindeki apendiks adlı küçük bir organın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Apandisit genellikle şiddetli ağrı, bulantı, kusma ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterir. Apandisit, her yaştan insanda görülebilmesine rağmen, kadınlarda özel belirtiler ve semptomlarla daha dikkatle incelenmesi gereken bir durumdur. Kadınların apandisit belirtilerini doğru bir şekilde tanıması, hastalığın erken evrelerinde tedaviye başlanmasını sağlar. Bu hastalık, bazen kadınlarda üreme organlarından kaynaklanan rahatsızlıklarla karışabilir, bu nedenle doğru tanı konulması oldukça önemlidir.
Tumblr media
Kadınlarda apandisit belirtilerinin başında genellikle karın ağrısı gelir. Ancak, bu ağrı sağ alt karnın yanı sıra, kasık bölgesinde de hissedilebilir. Apandisit, bazen kadınlarda pelvik bölgede de ağrıya neden olabilir, bu yüzden başlangıçta bu durumun başka sağlık sorunlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak zordur. Örneğin, kadınlarda apandisit ile yumurtalık kistleri, endometriozis veya adet dönemiyle ilgili ağrılar kolayca karıştırılabilir. Bu yüzden, apandisit belirtilerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi için dikkatli bir muayene gereklidir.
Kadınlarda apandisit belirtileri genellikle mide bulantısı, iştah kaybı ve ateşle birlikte kendini gösterir. Bu belirtiler, apandisitin vücutta ilerlemesiyle daha şiddetli hale gelir. Apendiks iltihaplanması ilerledikçe, ağrı daha yoğun ve sabit hale gelir, bu da apandisit tanısını doğrulamaya yardımcı olabilir. Ayrıca, apandisit nedeniyle karın bölgesindeki ağrı, kadınlarda alt karın bölgesinde yoğunlaşabilir ve çoğu zaman pelvik bölgede hissedilir. Kadınların bu belirtilere dikkat etmeleri, apandisit ile ilgili olası sağlık risklerini erken fark etmelerini sağlayacaktır.
Apandisit Nedir?
Apandisit, apendiks adı verilen, kalın bağırsağa bağlı küçük bir organın iltihaplanmasıdır. Apendiks, sağ alt karın bölgesinde bulunan 5-10 cm uzunluğunda bir yapı olup, fonksiyonu tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak, apandisit, apendiksin iltihaplanması sonucu ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Apendiks iltihaplandığında, iltihap hızla yayılabilir ve patlama riski taşır, bu da peritonite yol açabilir ve hayatı tehdit edebilir. Erken teşhis ve tedavi, apandisit hastalığının komplikasyonlarının önlenmesine yardımcı olur.
Apandisit, çoğu zaman apendiksin tıkanması sonucu başlar. Tıkanma, dışkı, bakteri ya da yabancı cisimler nedeniyle gerçekleşebilir. Tıkanan apendiks, iltihaplanmaya başlar ve bu durum giderek daha fazla ağrıya, enfeksiyona ve karın bölgesinde şişmeye yol açar. İltihaplanma ilerledikçe, karın bölgesindeki ağrı şiddetini artırabilir.
Eğer tedavi edilmezse, apendiks patlayabilir ve bakterilerin karın boşluğuna yayılmasına neden olabilir. Bu durum ciddi komplikasyonlara, hatta ölüme yol açabilir. Bu nedenle, apandisit tedavisi genellikle cerrahi müdahale ile apendiksin alınmasıdır.
Apandisit, genellikle 10 ile 30 yaşları arasındaki kişilerde daha yaygın görülür, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Kadınlarda apandisit daha farklı belirtilerle kendini gösterebilir. Bu nedenle kadınların apandisit belirtilerini diğer sağlık sorunlarından ayırt etmeleri, zamanında tedavi edilmesini sağlayabilir. Erken tanı, apandisit patlamadan önce tedavi edilmesini sağlar ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur. Apandisit, hızla tedavi edilmezse ölümcül sonuçlar doğurabilir, bu yüzden hastaların dikkatli olmaları ve herhangi bir şüpheli durumda bir sağlık profesyoneline başvurmaları önemlidir.
Sağ Kasık Ağrısı Kadınlarda Apandisit Belirtileri
Kadınlarda apandisit genellikle sağ kasık bölgesinde şiddetli ağrılarla başlar. Bu ağrı, apendiksin iltihaplanmasıyla birlikte ortaya çıkar ve çoğunlukla sağ alt karın bölgesine yayılır. Ancak, kadınlarda kasık ağrısı, başka sağlık sorunlarıyla da karışabilir. Yumurtalık kistleri, gebelik, endometriozis gibi rahatsızlıklar, benzer ağrılara neden olabilir.
Bu nedenle, kasık ağrısının apandisit kaynaklı olup olmadığının doğru bir şekilde belirlenmesi önemlidir. Sağ kasık bölgesindeki ağrı, apandisit ile birlikte bulantı, kusma ve ateş gibi diğer semptomlarla birleştiğinde, apandisit teşhisi şüphe götürmez hale gelir.
Kadınlar, sağ kasık bölgesinde hissettikleri ağrıyı çoğu zaman diğer kadınsal sağlık sorunlarıyla karıştırabilirler. Ancak apandisit nedeniyle oluşan ağrı, genellikle sürekli ve şiddetlidir. Apendiksin iltihaplanması ilerledikçe, bu ağrı daha da artabilir.
Ayrıca, apandisit ağrısı genellikle karın bölgesinin sağ alt kısmına lokalize olur ve hareketle daha şiddetli hale gelebilir. Bu tür ağrılar, kadınların apandisit olma olasılığını göz önünde bulundurmalarını gerektirir. Eğer ağrı kesilmez ve diğer semptomlarla birleşirse, vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.
Kadınlarda apandisit kaynaklı sağ kasık ağrısı, bazen yalnızca karın bölgesinde değil, pelvik bölgede de hissedilebilir. Bu durum, apandisit ile ilgili tanıyı zorlaştırabilir. Apandisit, kadınlarda üreme organlarıyla da karışabilir, çünkü her iki durum da benzer şikayetlere yol açabilir. Ancak apandisit, genellikle sağ kasık bölgesinde odaklanırken, diğer kadınsal rahatsızlıklar farklı bölgelerde ağrılara neden olabilir. Bu nedenle, sağ kasık ağrısı ve diğer semptomlarla karşılaşıldığında, uzman bir doktor tarafından yapılacak muayene çok önemlidir.
Kadınlarda Apandisit Belirtileri Nelerdir
Kadınlarda apandisit belirtileri, genellikle karın ağrısı ve şişlik ile başlar. Apandisit, hastalığın erken evrelerinde hafif ağrıya neden olabilir, ancak bu ağrı zamanla şiddetlenir. Apandisit ağrısı genellikle karın bölgesinin sağ alt kısmında yoğunlaşır, ancak bazen karın bölgesinin diğer bölgelerinde de hissedilebilir. Kadınlarda apandisit belirtileri, bazen üreme organlarına bağlı hastalıklarla karışabilir, bu yüzden doğru bir tanı koymak zordur.
Apandisit belirtileri, genellikle mide bulantısı, kusma ve ateşle birlikte ortaya çıkar. Ayrıca, iştah kaybı, kabızlık ve ishal gibi sindirim sorunları da görülebilir. Kadınlarda apandisit belirtileri bazen klasik şekilde gelişmeyebilir. Örneğin, bazı kadınlarda apandisit, yalnızca kasık bölgesinde ağrı ile başlayabilir. Bunun yanı sıra, apandisit ilerledikçe ağrı şiddetlenir ve sürekli hale gelir. Apendiks iltihaplandıkça, ağrı daha belirgin hale gelir ve kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir. Apandisit belirtileri, kadınların adet dönemi veya diğer üreme organı rahatsızlıkları ile karışabileceği için, doğru bir tanı için mutlaka uzman bir doktordan yardım alınmalıdır. Aksi takdirde, apandisit tedavi edilmeden ilerleyebilir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Kadınlarda apandisit tedavisi, genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Apandisit erken dönemde tespit edilirse, cerrahi müdahale daha kolay yapılabilir ve iyileşme süreci daha hızlı olur. Apendiksin alınması işlemi, apandisit tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Tedavi edilmezse, apandisit karın boşluğuna yayılabilir ve daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden, kadınların apandisit belirtilerini dikkate alarak zamanında tedavi almaları çok önemlidir.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi’nin Hizmetleri
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, sağlık alanında kaliteli hizmetler sunmayı hedefleyen bir sağlık kuruluşudur. Özellikle apandisit gibi acil sağlık sorunlarına yönelik profesyonel bir yaklaşım sergileyen merkez, uzman hekim kadrosu ile hastaların sağlıklarını en iyi şekilde yönetmektedir. Şifa Tıp Merkezi, modern tıbbi ekipmanları ve güncel tedavi yöntemleriyle hastalarına güvenli ve etkili çözümler sunmaktadır. Apandisit gibi acil durumlarda hızlı müdahale önemlidir ve bu merkez, zaman kaybetmeden gerekli tıbbi müdahaleyi yapmaktadır.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, sadece apandisit gibi cerrahi müdahale gerektiren hastalıklar için değil, aynı zamanda genel sağlık taramaları ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. Merkez, hastaların ihtiyaçlarına göre geniş bir hizmet yelpazesi sunarak, sağlıklarını korumaya yönelik çeşitli tedavi ve takip hizmetlerini sağlar. Şifa Tıp Merkezi, hastaların rahat ve güvenli bir ortamda tedavi edilmesini sağlayarak, onların iyileşme süreçlerini hızlandırmaktadır.
Ayrıca, Pendik Şifa Tıp Merkezi, apandisit gibi acil sağlık sorunları dışında, birçok branşta da hizmet veren bir sağlık kuruluşudur. Kadın hastalıkları, üroloji, iç hastalıkları gibi pek çok farklı alanda uzmanlık hizmeti sunan merkez, hastalarına kapsamlı bir sağlık hizmeti sağlamaktadır. Hem acil durumlar hem de rutin sağlık kontrolleri için Pendik Şifa Tıp Merkezi güvenilir ve kaliteli bir tercih sunmaktadır.
0 notes
manisadasunnet · 2 months ago
Text
Tumblr media
Yenidoğan döneminde görülen jinekolojik anomaliler arasında yumurtalık kisti nispeten sık rastlanan durumlardan biridir. Yumurtalık kistleri, yenidoğanlarda ultrason taramaları sırasında tesadüfen tespit edilebilen, genellikle zararsız yapılar olarak tanımlanır. Bu kistler genellikle gebelik sırasında anneden fetüse geçen hormonal değişiklikler nedeniyle oluşur. Ancak, bazı durumlarda daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilecek komplikasyonlar da ortaya çıkabilir. Yumurtalık kistlerinin anlaşılması, bu kistlerin doğası, nedenleri, tanı yöntemleri ve tedavi yaklaşımlarını içeren kapsamlı bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Yenidoğanda Yumurtalık Kisti (Neonatal Over Kisti 2) Yenidoğanda yumurtalık kisti, çoğunlukla asemptomatik olup, rutin ultrason kontrollerinde rastgele tespit edilir. Bu kistler, genellikle bir sorun teşkil etmeyen ve zamanla kendiliğinden kaybolan basit kistler olarak kabul edilir. Ancak, nadiren de olsa, kistlerin büyümesi veya torsiyon gibi komplikasyonların gelişmesi, acil müdahale gerektirebilir. Over Torsiyonu, yumurtalığın kendi etrafında dönmesi ve kan akışının kesilmesi durumudur; bu da doku ölümüne yol açabilir ve cerrahi müdahaleyi gerektirir. Bu tür kistlerin oluşumunda en önemli faktörlerden biri, fetüsün intrauterin dönemde maruz kaldığı hormonal değişimlerdir. Anne adayının vücudunda meydana gelen östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar, fetüsün yumurtalıklarında kist gelişimini tetikleyebilir. Bunun yanı sıra, fetal gelişim sırasında meydana gelen küçük anormallikler veya intrauterin stres faktörleri de bu duruma katkıda bulunabilir. Yenidoğanda yumurtalık kistinin görülme sıklığı göz önüne alındığında, bu tür bir anomaliye sahip bebeklerin izlenmesi ve olası komplikasyonların önlenmesi oldukça önemlidir. Yenidoğanlarda görülen bu kistlerin çoğu zaman zararsız olduğu ve ciddi bir tedavi gerektirmediği kabul edilse de, bazı vakalar ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu kistlerin boyutu, yapısı ve yerleşimi gibi faktörler, hangi vakaların yakından izlenmesi gerektiğini belirler. Ayrıca, kistin zamanla küçülme veya kaybolma eğiliminde olup olmadığı da izlenmelidir. Eğer kist hızlı bir şekilde büyüyorsa ya da komplikasyonlar gözlemleniyorsa, cerrahi müdahale gerekli olabilir. Bu makalede, yenidoğanlardaki yumurtalık kistinin nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi yaklaşımları ele alınacak, ayrıca uzun vadeli sonuçları hakkında bilgi verilecektir. Yenidoğanda Yumurtalık Kisti Nedenleri Yenidoğanda yumurtalık kisti nedenleri çok çeşitli olabilir ve birçok faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkabilir. Yenidoğanda görülen yumurtalık kistinin en yaygın nedeni hormonal dengesizliklerdir. Fetal gelişim sürecinde bu hormonların rolü ve diğer olası nedenler detaylı bir şekilde ele alınmalıdır: - Anneden Fetüse Geçen Hormonlar Gebelik sırasında anneden fetüse geçen hormonlar, özellikle östrojen, yenidoğanda yumurtalık kistinin gelişiminde başlıca nedenlerden biridir. Gebeliğin son trimesterinde anne adayının östrojen düzeyleri yükselir ve bu hormonlar plasenta yoluyla fetüse geçer. Bu hormonal artış, fetüsün yumurtalıklarında sıvı dolu keseciklerin (kistlerin) oluşmasına yol açabilir. Bu tür kistlere fizyolojik kistler denir ve genellikle zararsızdırlar. Östrojen seviyesi doğumdan sonra düştüğünde, bu kistlerin çoğu kendiliğinden küçülür ve kaybolur. Ancak bazı durumlarda, hormonal denge tamamen sağlanana kadar kist varlığını sürdürebilir. - Fetal Hipofiz ve Ovarian Aksının Aktifleşmesi Fetal dönemde hipofiz ve yumurtalık ekseninin (hipotalamik-hipofiz-yumurtalık aksı) aktifleşmesi de yenidoğanda yumurtalık kisti gelişiminde rol oynayabilir. Hipofiz bezinden salgılanan hormonlar, yumurtalıkların erken uyarılmasına ve bunun sonucunda kist oluşumuna neden olabilir. Bu süreçte, hormonal stimülasyonun yanlış regülasyonu yumurtalıkların aşırı şekilde uyarılmasına yol açar ve kistler gelişebilir. - Genetik ve Ailevi Yatkınlık Ailede benzer durumların geçmişte görülmesi, genetik yatkınlık olasılığını gündeme getirir. Bazı bebeklerde, özellikle de ailede hormonal düzensizlikler ya da jinekolojik sorunlar geçmişi olan annelerin çocuklarında yumurtalık kistlerine rastlanabilir. Bu durum, genetik faktörlerin bu tür kistlerin gelişiminde rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle, yumurtalık kisti olan bir bebekte aile geçmişi de dikkatlice değerlendirilmelidir. - İntrauterin (Rahim İçi) Stres ve Hipoksi Gebelik sırasında fetüsün stres altına girmesi veya oksijen yetersizliği (hipoksi) yaşaması da yumurtalık kistlerinin oluşumuna neden olabilir. İntrauterin stres, fetüsün hormonal dengesini bozabilir ve bu da yumurtalıkların anormal gelişmesine yol açabilir. Hipoksi, hücrelerin yeterli oksijen alamadığı durumlarda oluşur ve bu da yumurtalıkların sağlıklı gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Stresin ve hipoksinin hormon düzeylerini bozarak kist oluşumuna katkıda bulunduğu düşünülmektedir. - Fetal Gelişimdeki Anomaliler Fetüsün intrauterin dönemdeki gelişiminde meydana gelen anormallikler, yenidoğan yumurtalık kistinin gelişmesine katkıda bulunabilir. Özellikle, yumurtalıkların gelişimi sırasında meydana gelen yapısal anormallikler kist oluşumuna zemin hazırlayabilir. Ayrıca, bazı durumlarda fetal gelişim sırasında meydana gelen genetik mutasyonlar veya kromozomal anomaliler de yumurtalıkların anormal gelişmesine ve kist oluşumuna yol açabilir. - Polikistik Over Sendromu (PCOS) Polikistik over sendromu (PCOS), ergenlik veya yetişkinlik döneminde sıklıkla tanı konulan bir durum olmasına rağmen, bazı bebeklerde intrauterin dönemde PCOS benzeri özellikler gelişebilir. Bu durum, yumurtalıkların normalden fazla sayıda küçük kist geliştirmesine neden olabilir. PCOS’un bu tür bir etkisinin olması nadir bir durum olsa da, bazı genetik ve çevresel faktörlerin PCOS’un gelişimini destekleyebileceği düşünülmektedir. Yenidoğanda Yumurtalık Kisti Belirtileri ve Klinik Bulgular Yenidoğan döneminde yumurtalık kistleri genellikle anne karnında yapılan prenatal ultrasonografi sırasında tespit edilir. Ancak bazı durumlarda klinik belirtilerle de kendini gösterebilir. Bu bölümde, yenidoğanlarda yumurtalık kistinin belirtileri ve klinik bulguları detaylı olarak ele alınmaktadır. 1. Asemptomatik Seyir Çoğu yumurtalık kisti yenidoğanlarda asemptomatiktir. Bu kistler genellikle küçük, basit ve fonksiyonel yapıdadır. Aileler ve sağlık uzmanları, bu durumda genellikle herhangi bir belirti fark etmez. Ancak, düzenli takip yapılmadığında ilerleyen dönemlerde komplikasyon gelişme riski mevcuttur. 2. Karın Şişliği Yenidoğanlarda büyük boyutlara ulaşan yumurtalık kistleri, abdominal distansiyon (karın şişliği) gibi fiziksel belirtilere yol açabilir. Bu durum, özellikle büyük veya torsiyona uğrama riski taşıyan kistlerde daha sık gözlemlenir. 3. Karın Ağrısı ve Huzursuzluk Her ne kadar yenidoğanların ağrıyı ifade etme yetileri olmasa da, huzursuzluk, sık ağlama, ve beslenme problemleri karın ağrısının dolaylı belirtileri olabilir. Özellikle kistin torsiyona uğraması durumunda şiddetli karın ağrısı meydana gelir ve bu, acil müdahale gerektiren bir durumdur. 4. Palpabl (Elle Hissedilen) Kitle Yumurtalık kistleri belirli bir büyüklüğe ulaştığında, karın muayenesi sırasında palpabl bir kitle olarak fark edilebilir. Deneyimli bir sağlık uzmanı, kistin yumuşak ve hareketli yapısını elle değerlendirebilir. 5. Üriner ve Gastrointestinal Bulgular Büyük yumurtalık kistleri komşu organlara baskı yaparak üriner ve gastrointestinal sistemle ilgili belirtiler oluşturabilir: - İdrar yolu belirtileri: Sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma. - Bağırsak belirtileri: Kabızlık, bağırsak tıkanıklığı veya mekonyum pasajında gecikme. 6. Torsiyon Bulguları Yumurtalık kistinin torsiyona uğraması, ani başlayan şiddetli karın ağrısı, kusma, ve ciltte solukluk gibi belirgin semptomlara neden olabilir. Bu durum acil cerrahi müdahale gerektirir ve zamanında müdahale edilmediğinde yumurtalığın nekrozu ile sonuçlanabilir. 7. Prenatal Bulgular Yenidoğanlarda yumurtalık kistlerinin önemli bir kısmı, doğum öncesi dönemde yapılan ultrasonografi ile tespit edilir. Prenatal dönemde şu bulgular dikkati çekebilir: - Basit kistler: İnce duvarlı, anekoik ve homojen görünümlüdür. - Kompleks kistler: İntrakistik kanama, septasyon veya ekojenik yapılar içerir. 8. Cinsiyet ile İlgili Belirtiler Nadir de olsa, büyük kistlerin hormonal etkileri nedeniyle yenidoğanlarda dış genital bölgede hafif ödem veya şişlik görülebilir. Bu durum, genellikle östrojen hormonunun etkisinden kaynaklanır ve geçicidir. Klinik Değerlendirme ve Tanı Süreci Yukarıdaki belirtilerin bir veya birkaçını taşıyan yenidoğanların detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Klinik değerlendirme sürecinde aşağıdaki yöntemler kullanılır: - Fiziksel muayene: Palpabl kitle ve abdominal hassasiyetin değerlendirilmesi. - Görüntüleme yöntemleri: Ultrasonografi, kistin büyüklüğünü, yerleşimini ve yapısını değerlendirir. - Laboratuvar testleri: Hormonal düzeylerin ve tümör belirteçlerinin analizi, nadiren maligniteyi dışlamak için gerekli olabilir. Bu belirtilerin doğru değerlendirilmesi, erken tanı ve uygun tedavi stratejilerinin belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Yenidoğanda Yumurtalık Kisti Tanısı Yenidoğanda yumurtalık kisti tanısı, genellikle anne karnındaki fetüsün ultrasonografik incelemesi sırasında veya doğum sonrası yapılan değerlendirmelerde konur. Bu süreç, anne ve bebeğin sağlığına yönelik düzenli gebelik takiplerinin önemini vurgular. İşte yenidoğanlarda yumurtalık kisti tanısına ilişkin detaylı bilgiler: 1. Prenatal Tanı Prenatal dönemde yapılan ultrasonografik değerlendirme, yenidoğanda yumurtalık kisti tanısının en sık yöntemidir. Gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde pelvik bölgede kistik yapıların saptanması ile kist varlığı şüphesi doğar. - Ultrason Bulguları: - Basit Kistler: Homojen, anekoik (sıvı dolu) yapı gösterir ve genellikle ince bir duvar ile çevrilidir. Çapları genellikle 2-7 cm arasında değişir. - Kompleks Kistler: İçeriklerinde septasyonlar, hiperekoik alanlar (kanama veya katı komponent) bulunabilir ve torsiyon riski taşır. - Doppler Ultrasonografi: Kistin vaskülaritesini değerlendirmek için kullanılır. Özellikle torsiyon şüphesinde faydalıdır. 2. Doğum Sonrası Değerlendirme Doğum sonrasında yapılan fizik muayene ve ultrasonografik incelemeler tanının kesinleştirilmesine katkı sağlar. - Fizik Muayene: Genelde belirgin bir semptom vermese de karında kitle varlığı veya distansiyon şüphesi ile araştırma yapılabilir. - Postnatal Ultrasonografi: Prenatal dönemde saptanamayan küçük kistlerin varlığını doğrulamak veya kompleks kistlerin detaylı analizini yapmak için kullanılır. 3. Laboratuvar İncelemeleri Laboratuvar testleri genelde tanıyı destekleyici amaçla yapılır. - Hormon Düzeyleri: Maternal hormonların fetal dolaşıma geçişine bağlı geçici hiperöstrojenemi belirtileri araştırılabilir. - Tümör Belirteçleri: Nadiren malignite şüphesi varsa alfa-fetoprotein (AFP) veya insan koryonik gonadotropin (hCG) düzeyleri kontrol edilebilir. 4. Ayırıcı Tanı Yenidoğanlarda karın bölgesinde saptanan kistik yapılar sadece yumurtalık kisti olmayabilir. Ayırıcı tanı yaparken aşağıdaki durumlar dikkate alınır: - Mezenterik veya omental kistler - Hidrosalpinks - Renal kistler veya hidronefroz - Enterik duplikasyon kistleri 5. Komplikasyonların Değerlendirilmesi Torsiyon veya rüptür gibi komplikasyonlar tanı sırasında dikkate alınması gereken önemli durumlardır. Bunlar, kistin ultrasonografik yapısına ve semptomlara göre değerlendirilir: - Torsiyon: Ani karın ağrısı ve vasküler yapının Doppler incelemesi ile belirlenebilir. - Rüptür: Ultrasonografide serbest sıvı varlığı ve kistin küçülmesi ile şüphelenilir. Yenidoğanda yumurtalık kisti tanısı, detaylı bir ultrasonografik inceleme, klinik değerlendirme ve gerektiğinde ek laboratuvar incelemeler ile kesinleştirilir. Tanı süreci, aynı zamanda kistin izlenmesi veya müdahale gerekliliği konusunda önemli bilgiler sunar. Yenidoğanda Yumurtalık Kisti Tedavisi Yenidoğanda yumurtalık kisti tedavisi, kistin büyüklüğüne, yapısına, semptomlara ve komplikasyon riskine bağlı olarak değişir. Çoğu vakada, kistler zamanla kendiliğinden küçülür veya kaybolur; bu nedenle tedavi süreci genellikle izleme ve takip odaklıdır. Bununla birlikte, bazı vakalarda daha aktif müdahaleler gerekebilir. 1. İzleme ve Takip Çoğu yenidoğan yumurtalık kisti basit yapıdadır ve ciddi bir sağlık riski oluşturmaz. Bu tür kistlerde tedavi genellikle şu şekildedir: - Düzenli Ultrasonografi Takibi: Kistin boyutu, yapısı ve zaman içindeki değişimi, belirli aralıklarla yapılan ultrason muayeneleri ile izlenir. Çoğu durumda, kistlerin boyutu doğumdan sonraki ilk birkaç ayda küçülmeye başlar ve genellikle bir yaşına kadar tamamen kaybolur. - Büyüme Hızı: Eğer kistin büyüme hızı normal sınırlar içindeyse ve kist herhangi bir semptom veya komplikasyona yol açmıyorsa, cerrahi müdahale yerine sadece izleme yeterli olabilir. Ancak kist boyutunda hızlı bir artış gözlemlenirse daha fazla inceleme gerekebilir. Kendi Kendine Gerileme: Yenidoğanda yumurtalık kistinin büyük bir kısmı tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden kaybolur. Bu durum genellikle hormon seviyelerinin dengelenmesi ile bağlantılıdır. İzleme sürecinde doktorlar, kistin küçülüp küçülmediğini ve torsiyon gibi komplikasyonların gelişip gelişmediğini kontrol eder. 2. Cerrahi Müdahale Bazı durumlarda, özellikle de kist büyükse veya komplikasyon riski yüksekse, cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi tedavi genellikle aşağıdaki durumlarda uygulanır: - Kist Büyüklüğü: Eğer kist belirli bir büyüklüğün üzerine çıkarsa (örneğin 5 cm’den büyükse), torsiyon riski artar. Bu tür büyük kistlerde cerrahi müdahale düşünülmelidir. - Torsiyon: Kist torsiyon riski taşıyorsa, yani yumurtalık kendi etrafında dönme tehlikesi altındaysa, bu acil bir durumu temsil eder ve cerrahi müdahale gerektirebilir. Torsiyon, yumurtalığın kan akışını engelleyerek doku ölümüne yol açabilir, bu nedenle hızlı bir şekilde müdahale edilmelidir. - Kompleks Kistler: Kistin yapısı basit değilse, yani içinde katı bileşenler veya kanama varsa, cerrahi müdahale gerekebilir. Kompleks kistlerde kötü huylu (malign) tümör olasılığı da göz önünde bulundurulur ve bu durum cerrahi gerekliliği artırabilir. Cerrahi müdahaleler genellikle minimal invaziv yöntemlerle yapılır. Laparoskopi, yumurtalık kistinin çıkarılması için en yaygın kullanılan cerrahi yöntemdir. Laparoskopi, küçük kesilerle yapılır ve iyileşme süreci hızlıdır. Cerrahi sırasında, mümkün olduğunca yumurtalık dokusunun korunmasına özen gösterilir. Özellikle doğurganlık potansiyelinin korunması amacıyla, yumurtalık dokusuna zarar vermemek için hassas davranılır. - Laparotomi: Eğer kist çok büyükse veya torsiyon ciddi boyutlara ulaşmışsa, daha geniş bir cerrahi müdahale olan laparotomi gerekebilir. Bu yöntemde karın bölgesinde daha büyük bir kesi açılır ve kistin çıkarılması sağlanır. - Kist Aspirasyonu: Bazı durumlarda, kist sıvısının aspirasyonu (iğne ile boşaltılması) tercih edilebilir. Bu yöntem özellikle kistin büyümesinin durdurulması veya komplikasyon riskinin azaltılması için geçici bir çözüm olarak kullanılabilir. Ancak aspirasyon sonrası kistin tekrar dolma riski bulunduğu için bu yöntem genellikle kesin çözüm olarak görülmez. 3. İlaç Tedavisi Yenidoğanda yumurtalık kistinin tedavisinde ilaç tedavisi genellikle nadiren kullanılır. Ancak, bazı durumlarda hormonal tedavi düşünebilir. Hormonal dengesizliklerden kaynaklandığı düşünülen kistlerde, hormon seviyelerini dengelemeye yönelik ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu tür tedaviler yenidoğanlarda çok yaygın değildir ve daha çok ileri yaşlarda uygulanan bir yaklaşımdır. Tedavi Sonrası İzleme ve Uzun Dönem Takip Yenidoğanda yumurtalık kisti tanısı ve tedavisinden sonra izleme ve uzun dönem takip, hastalığın nüks riskini değerlendirmek, olası komplikasyonları erken dönemde tespit etmek ve yumurtalık fonksiyonlarının korunmasını sağlamak açısından son derece önemlidir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken noktalar ve izleme yöntemleri aşağıda detaylandırılmıştır: 1. İlk İzlem ve Tedavi Etkinliğinin Değerlendirilmesi Tedavi tamamlandıktan sonra ilk kontrol genellikle 1-3 ay içinde gerçekleştirilir. Bu süreçte şu adımlar izlenir: - Ultrasonografi: Yumurtalık yapısının yeniden değerlendirilmesi ve kist boyutunun azalmasının doğrulanması için tekrarlanır. Kistin tamamen gerilemiş olması beklenir. - Hormon Testleri: Gerekli durumlarda hormon düzeyleri ölçülerek endokrin fonksiyonlar izlenir. - Fizik Muayene: Yenidoğanın genel sağlık durumu, abdominal hassasiyet ve karın çevresi ölçümü yapılır. 2. Komplikasyonların İzlenmesi Yumurtalık kisti tedavisinde komplikasyonların erken tespiti hayati önem taşır. İzleme sürecinde aşağıdaki durumlar göz önünde bulundurulmalıdır: - Torsiyon veya rüptür: Kist torsiyonu geçirmiş hastalarda tekrarlama riski bulunduğundan, semptomlar (ani karın ağrısı, huzursuzluk) dikkatle değerlendirilir. - Kalıntı Kist Oluşumu: Tedavi sonrası kist gerilese dahi, benzer yapıların yeniden oluşma ihtimali izlenir. - Ovaryan Fonksiyon Kaybı: Cerrahi tedavi uygulanmışsa, uzun dönem over fonksiyonları takip edilmelidir. 3. Orta ve Uzun Dönem İzlem Tedaviden sonra, takiplerin sıklığı ve süresi aşağıdaki kriterlere göre belirlenir: - Altı Aylık Kontroller: İlk yıl boyunca ultrasonografi ile kist rekürrensinin değerlendirilmesi ve over yapılarının izlenmesi. - Yıllık İzlem: İlk yıldan sonra risk düşükse yıllık kontrol önerilir. Bu, yumurtalıkların genel sağlığını izlemek için yeterli olabilir. - Puberte Takibi: Yenidoğan döneminde kist öyküsü bulunan çocuklar, ergenlik dönemine girdiklerinde yeniden değerlendirilir. Hormonal düzensizlikler veya yumurtalık fonksiyonlarında azalma belirtileri açısından dikkatli olunmalıdır. 4. Aile Eğitimi Ailelere, olası semptomlar hakkında bilgi verilmesi ve dikkat edilmesi gereken durumların anlatılması önemlidir. Örneğin: - Ani karın ağrısı, şişlik veya huzursuzluk durumlarında hızlı şekilde sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiği belirtilmelidir. - Çocuğun büyüme ve gelişiminin düzenli olarak izlenmesi teşvik edilmelidir. 5. Psikososyal Destek Tedavi süreci ve takip sırasında aileler ve çocuk için psikososyal destek gerekebilir. Özellikle tekrarlayan kistler veya cerrahi müdahale gerektiren durumlarda, sürecin aile üzerinde yaratabileceği stres göz önünde bulundurulmalıdır. 6. Araştırmalar ve Genetik Faktörler Bazı durumlarda, genetik ve ailesel faktörlerin etkisi araştırılabilir. Özellikle tekrarlayan vakalarda genetik danışmanlık önerilebilir. Sonuç Yenidoğanda yumurtalık kisti genellikle zararsız olup, zamanla kaybolma eğilimindedir. Ancak bazı vakalarda, özellikle büyük kistler veya torsiyon gibi komplikasyonlar, acil müdahale gerektirebilir. Tanı ve tedavi sürecinde ultrason gibi görüntüleme yöntemleri önemli rol oynar. Kistlerin izlenmesi ve gerektiğinde cerrahi müdahale yapılması, yenidoğanın sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Uzun vadede, bu kistlerin çoğu herhangi bir sorun yaratmaz, ancak dikkatli takip gereklidir. Referanslar: - Fetüste yumurtalık kisti - Yenidoğanda Yumurtalık Kisti (Neonatal Over Kisti 2) - Spencer, R.P., "Ovarian cysts in the newborn: Clinical aspects and management," Pediatric Radiology, 2000. - Emans, S.J., Laufer, M.R., "Ovarian masses in neonates and infants," Journal of Pediatric Surgery, 2004. - Dolgin, S.E., "Neonatal ovarian cysts: Diagnosis and treatment options," Pediatric Endocrinology, 2003. - Osefo, N.J., "Fetal ovarian cysts: Pathophysiology and clinical considerations," Journal of Obstetrics and Gynecology, 2005. - Bergman, R.L., "The role of ultrasonography in diagnosing neonatal ovarian cysts," Ultrasound in Medicine & Biology, 2007. Read the full article
0 notes
kiloverdirirmi-blog · 6 years ago
Text
New Post has been published on Kiloverdirirmi.Com
New Post has been published on https://www.kiloverdirirmi.com/yumurtalik-kistleri/
Yumurtalık Kistleri
Yumurtalık Kistleri
Kadın hastalıkları arasında yer alan yumurtalık kistleri, her kadının yaşamının her alanında karşısına çıkabilen bir sağlık sorunudur. Over kistleri hep aynı nitelikte değillerdir. Halk arasında korkulan bir sağlık problemi olarak görülse de genellikle bulgu vermez ve tedavi gerektirmemektedir. Yumurtalık kistleri genellikle masum bir yapıya sahiptir.
Yumurtalık Kisti Nedir?
Yumurtalık kistleri, kist etrafı kist duvarı adı verilen, etrafındaki dokulardan farklı bir doku ile çevrili yapıya verilen isimdir. İçerisi sıvı dolu kitlelerdir. Vücutta bulunan hemen tüm dokularda kist meydana gelebilmektedir. Yumurtalık dışındaki dokularda meydana gelen kistler, daha çabuk ve kısa sürede belirti vermektedir.
Yumurtalık kistleri yapılarına göre tümölar veya fonksiyonel olmak üzere iki grupta incelenmektedir.
Yumurtalık Kistlerinin Oluşum Sebepleri
Hormonal düzensizlikler yumurtalık kistleri oluşum sebepleri arasında en sık neden olan etkendir. Kadınların her adet döneminde overler içerisinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları üç santimetreye kadar ulaşabilen folekül adı verilen kistler oluşmaktadır. Çatması sonucunda yumurta açığa çıkmaktadır.
Eğer bu dönemde kadın hamile kalmaz ise yumurtlama dönemi adı verilen bu dönemden yaklaşık 14 gün sonra adet görmektedir. Hormonal düzensizliklerde bu yumurtalar çatlamaz, sabit kalır veya büyümeye devam etmektedir.
Yumurtalık Kistleri Belirtileri
Over kisti adet gören kadınlarda görülmektedir. Adet dönemi başlamayan genç kızlarda veya menopoz döneminde olan kadınlarda görülmemektedir. Ailesinde rahim kanseri vakaları bulunan kadınlar veya yumurtalık kanseri vakaları bulunan kadınlar riskli grupta yer almaktadır.
Karın ağrısı, karında şişkinlik, adet düzensizliği, sindirim sisteminde bozukluk, idrar yolu şikayetleri gibi durumlarda yumurtalık kistlerinden şüphe edilmektedir.
Yumurtalık Kisti Çeşitleri
İnklüzyon kisti
sıklıkla rahim ameliyatı esnasında rastlanmakta ve fonksiyonel olmayan bir kisttir. Mikroskobik boyutta olan bu kist türü, ultrasonda fark edilmemekte ve hiçbir belirti vermemektedir. Follikül kisti, genç yaştaki kadınlarda sık görülen bir kisttir. Gelişen yumurta hücresinin çatlamaması veya büyümeye devam etmesi durumunda oluşan bir kist türüdür. Genellikle 3 cm boyutlarında olan bu kistler nadir olarak 4 cm büyüklüğünü aşmaktadır. Berrak sıvı içeren follikül kistleri, gergin bir yapıya sahiptir.
Korpus Luteum Kisti
korpus luteum her yumurtlama sonrasında oluşan bir yapıdır. Bu yapı aslında hamilelik durumunda düşük olmadan gebeliğin rahme yerleşmesini sağlayan bir göreve sahiptir. Bu doku içerisinde su birikmesi korpus luteum kisti oluşmaktadır. Hormon salgılamasına neden olduğu için adet gecikmesine yol açmaktadır. Kist içinde kanama oluşması kasıklarda ağrı hissettirmektedir. Bazen patlayarak karın içinde kanamaya yol açar ve bu durum dış gebelik ile karıştırılabilmektedir.
Teka Lutein kisti
çift taraflı görülen bu kist, 20 cm büyüklüğe kadar büyüyebilmektedir. Kısırlık tedavisi gören kişilerde görülen kist çeşidi, aşırı hormon salgılamasına bağlı olarak meydana gelmektedir. Tedavide yatak istirahatı ve doktor takibi gerekmektedir.
0 notes
guzelhbr-blog · 6 years ago
Text
Cadı mahkemeleri, nörolojik hastalık ve sosyal-politik faktörler Jules Montague BBC Future
1692-93 yılları Amerika'nın kuzey doğusundaki Salem kasabasında 'cadılık ve büyücülük' gerekçesiyle başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere çok sayıda insanın mahkemelerde yargılandığı ve ölüme mahkum edildiği yıllar oldu.
Bu olay tarihte 'Salem Cadı Mahkemeleri' olarak biliniyor.
9 yaşındaki Betty Parris ile 11 yaşındaki Abigail Williams bu avın ilk kurbanlarındandı. Bu iki kuzenin cadılık faaliyetine kanıt olarak sunulan şey ise tuhaf davranışlarıydı.
Kol ve bacakları, boyunları kontrolsüz bir şekilde kasılıyor, ağızları çarpılıyor, ilginç sesler çıkarıyor, eziyetli nöbetler geçiriyorlardı.
Doktor, rahip Samuel Parris'e kızına ve yeğenine büyü yapılmış olduğunu söylemişti. Kısa sürede Salem'de en az beş kızda daha benzer belirtiler görülmüş, yöre halkı büyücülük ve cadılıkla suçlanmaya başlanmıştı.
Tumblr media
Mahkemelerde 200'den fazla kişi bu suçlamalara maruz kalmış, çoğu kadın olmak üzere 20 kişi ölüme mahkum olmuştu. 10 Haziran 1692'de ilk kurban olarak Bridget Bishop asıldı. Pek çok kişi de hapiste ölmüş, Amerikan tarihinin en ölümcül cadı avı tarihe geçmişti.
Peki 300 yılı aşkın bir süre önce Betty ve Abigail'in de büyücülükle suçlandığı ve birçok kişinin ölümüne yol açan bu ilginç davranışlar neden kaynaklanıyordu?
Farklı teoriler
Bu rahatsızlıkların nedenine dair yaygın teorilerden biri, 1976'da Science dergisinde yer alan Linnda Caporael'in çavdar mantarı teorisiydi. Bu parazitin bulaştığı çavdardan yiyenlerde, 'çavdarmahmuzu hastalığı' olarak da bilinen belirtiler, halüsinasyonlar, kas spazmları ve nöbetler görülüyordu.
Kimileri ise şeytan elması veya boru çiçeği adıyla bilinen ve psikoaktif etkileri olan bitkiye bağlıyordu. Daha sonra ise çevredeki bir toksinin veya mikrobun yol açtığı bir uyku hastalığından ya da bağışıklık sistemi bozukluğundan söz edildi.
Ancak bunların tümü, o hastalıklara özgü temel belirtiler görülmediği için veya başka nedenlerle daha sonra elimine edildi.
Antikor nedenli beyin yangısı
Bugün ise Londradaki UCL Üniversitesi'nde nörolog Michael Zandi ile öğrencisi Johnny Tam'ın Nöroloji Dergisi'nde ortaya attığı başka bir teori gündemde: anti-NMDAR beyin yangısı, antikorlardan kaynaklı beyin iltihabı.
Bu hastalığın tipik belirtileri şunlar: Grip belirtileriyle başlar. Birkaç hafta içinde hastada tanrı veya şeytan takıntısı, paranoya ve uykusuzluk baş gösterir. Bir süre aynı kelimeleri sürekli tekrarlayıp durur, sonra sessizliğe bürünür. Sonraki aşama ise nöbetler, kontrolsüz uzuvlar, tekrarlanan tuhaf ağız ve dil hareketleridir. Nabızda artma veya azalma, tansiyonda yükselme ve düşme, hareketlerde anormallikler baş gösterir.
Bu hastalar yıllar boyunca histerik veya nevrotik damgası yemiş, akıl hastanelerine gönderilmişti. Oysa 2007'de yapılan araştırmalar bunun nörolojik bir rahatsızlık olduğunu ve NMDA reseptörlerine karşı tepki veren antikorlardan kaynaklandığını ortaya koydu.
Tumblr media
Bu reseptörler beyindeki sinir kavşaklarındaki sinyal geçişinin yanı sıra beynin değişme ve uyum becerisi, davranış, öğrenme ve hafızadan sorumludur. Anti-NMDAR beyin yangısı olan hastalarda antikorların saldırısı hastanın kendi bağışıklık sisteminin verdiği bir tepkidir ve genellikle bir enfeksiyon sonrasında ortaya çıkar.
Nedeni henüz kesinleşmiş olmasa da herpes gibi bir virüsün bunu tetiklemiş olabileceği belirtiliyor. Beyin yangısı olan bazı hastalarda kıl, diş, kemikten oluşan yumurtalık kistleri (teratoma) görüldüğünden bu belirtiler bu tümörlerden kaynaklanıyor da olabilir. Anestezide kullanılan ketamin fazla dozda alındığında da benzer belirtiler ortaya çıkar.
Bağışıklık sisteminin bastırılmasına dayalı tedavide beyin yangısı vakalarının yüzde 75'i tümüyle veya büyük ölçüde iyileşir. Yumurtalıktaki teratoma alındığında da tüm belirtiler ortadan kalkar.
Belirtiler benzer
Salem'deki olaylara yol açan şeyin bu olması ihtimalini inceleyen Zandi ile Tam, Betty ve Abigail'in rahatsızlıklarını incelediğinde büyük benzerliklerle karşılaştı.
İki kuzenin aynı anda antikor kaynaklı beyin yangısına yakalanması ihtimali sorgulandığında Zandi, bağışıklık sistemiyle ilgili hastalıkların kalıtsal olabileceğini söylüyor.
Peki diğer kızlardaki sorun neydi? "Diğer vakalarda sosyo-politik faktörler etkili olmuş olabilir; belki de epilepsi gibi başka hastalıklar büyü ve cadılık olarak adlandırılmıştır" diyor Zandi.
Püriten etki
Psikolog Nicholas Spanos "17. yüzyıl Püritenlerinin (bağnaz Protestanlar) paylaştığı dünya görüşüne uygun diğer sosyal-politik faktörlere" vurgu yapıyor. Bu kız çocukları ve kadınlar belki bilerek belki de bilmeden 'şeytanca' veya alışılmışın dışında davranışlar sergilediğinde, bağnaz Protestanlar belli tepkiler vermeyi öğrenip meşrulaştırma yolu tutmuş olabilir.
Böylece, cadılıkla suçlanan biri yaklaştığında etrafındakiler nöbet geçiriyor gibi tepki vermiş olabilir. Mahkemede cadılıkla suçlanan kişi dudağını ısırdığında veya elini kımıldattığında, izleyenler kendilerinde ısırılma veya çimdik atılma hissi duyduklarını iddia ediyordu.
Diğer vakalarda sosyal-politik ve dini nedenler etkili olsa da kızlardan birinde bile anti-NMDAR beyin yangısı ihtimali oldukça ilginç bulunuyor. Bunu belki başka teoriler de izleyecektir.
Mayıs 1692'de çıkarılan bir erteleme ile Salem'de cadılıkla suçlanan 150 kadar kadın salıverildi. Bunlardan biri 1706'da kiliseye mektup yazarak af dilemiş, Betty Parris daha sonra evlenip bir aile kurmuş, Abigail Williams'ın başına gelenler ise karanlıkta kalmıştı.
13 notes · View notes
hamilelikte · 2 years ago
Text
Rahim ağzı kanseri en yaygın jinekolojik hastalıklardan biridir. Uzmanlar, ortalama olarak her 100 kadından ikisinde rahim ağzı kanseri belirtilerinin tespit edildiğini bildirmektedir. Rahim ağzı kanseri, tedavi edilmediği takdirde yaşamı en çok tehdit eden kanserlerden biridir. Erken teşhis bu hastalığın en büyük avantajıdır. Kanserin erken teşhisi, erken tedavi için çok önemlidir. Jinekoloji kadın üreme sistemi ile ilgilenir. Jinekolojik kanser, kadınlarda görülen kanserleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve yumurtalık kistleri vakaları jinekolojik kanserler olarak tanımlanmaktadır. Jinekolojik Kanserin Belirtileri Nelerdir? Rahim ağzı kanseri belirtileri vücudun durumuna ve hastalığın evresine bağlı olarak değişir. Rahim ağzı kanserinin belirtileri uzun süre fark edilmeyebilir. Kadın üreme organlarının hastalıkları genellikle hastaların semptomlarının farkında olmalarını ve doktora başvurmalarını sağlar. Bu nedenle, rahim ve vajina gibi kadın üreme organları hastaların kendileri tarafından tanımlanmalıdır. Menstrüasyon, menstrüasyon sırasındaki vücut değişiklikleri ve vajinal akıntının gözlemlenmesi önemlidir. Düzenli doktor ziyaretleri, Pap testleri ve HPV aşısı, rahim ağzı kanserinden ve diğer çeşitli hastalıklardan korunmanın en etkili yollarıdır. Genel olarak, olası kanser belirtileri aşağıdaki durumları içerir: Kasıkta ağrı ve akıntı Menopoz döneminde kanama Düzensiz adet dönemleri Adet kanaması dışında kanama Cinsel ilişki sırasında ve sonrasında ağrı Karında şişlik, kitle oluşumu Vajinada morarma, kaşıntı Yeme alışkanlıklarında değişiklikler Bu belirtilerden bir veya daha fazlasını yaşarsanız, tıbbi yardım almanızı öneririz. Bu sayede kendinizi olası kanser türlerine karşı koruyabilir ve ölümcül sonuçları erken bir aşamada önleme şansınızı artırabilirsiniz. Jinekolojik Muayenede Nelere Dikkat Etmelisiniz? Rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve olası yumurtalık kistleri jinekolojik muayene sırasında tespit edilebilecek hastalıklardan bazılarıdır. Uzmanlara göre erken teşhis, kanser hücrelerinin erken bir aşamada tedavi edilmesini sağlar. Bu amaçla altı ayda bir yapılan jinekolojik muayeneler çok etkilidir. Son yıllarda rahim ağzı ve yumurtalık kanseri gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların erken teşhisle üstesinden gelinebiliyor. Bu nedenle düzenli kontroller şarttır. Ancak bunun önemi sürekli vurgulanmasına rağmen, durum genellikle göz ardı edilmektedir. Jinekolojik Kanserlerin Farklı Türleri Nelerdir? Jinekolojik Kanserlerin Farklı Türleri Jinekolojik onkoloji, kadın üreme organlarında meydana gelen kanser türlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Jinekolojik kanser kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Bunlar. Rahim kanseri Rahim ağzı kanseri Yumurtalık kanseri Vulva kanseri Üreme sistemi kanseri Jinekolojik Kanserler Nasıl Önlenebilir? Jinekolojik kanserler, belirtiler ortaya çıkmadan önce önlenebilir ve erken teşhis için olanaklar vardır. Erken teşhis edilirse kanser hücrelerinin büyümesi engellenebilir. Özellikle erken evrede ise hastalığın tedavi edilebilme şansı daha yüksektir. Jinekolojik kanseri önlemenin yolları şunları içerir: Düzenli check-up yaptırmak. Standart yılda iki kezdir, ancak her altı ayda bir kontrol edilmesi önerilir. Aşıları takip etmek (özellikle HPV aşısı) Sigaradan kaçınmak. Cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıklara karşı koruma Sağlıklı beslenme düzeni sağlayın Aşırı kilo alımından kaçının Tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserden korunmanın temel yolu da sağlıklı ve düzenli bir yaşam sürmektir.
0 notes
onkolojik · 4 years ago
Text
Yumurtalık Kisti Nedir? Belirtileri, Tedavisi ve Nedenleri
Yumurtalık Kisti Nedir? Belirtileri, Tedavisi ve Nedenleri
Tumblr media
Kadınlarda gözlemlenen yumurtalık kistleri iyi ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yumurtalık kistlerinin çeşitleri, kanser riski ve tedavi tercihleri adölesan dönem, üreme çağı ve menopoz döneminde rastlanmasına bağlı olarak değişken olabilmektedir. Yaş farkı ayırt etmeden en fazla rastlanan kadın problemleri arasında yer alan yumurtalık kistleri üreme sağlığını da olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Jinekolojik Onkoloji Uzmanları, […] yazının devamını incelemek ve diğer fotoğraflar için https://www.onkolojik.net/yumurtalik-kisti-nedir-belirtileri-tedavisi-ve-nedenleri/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
lfmcn · 5 years ago
Text
İç Kanama belirtileri nelerdir?
İç kanama; Tıpt internet kanama olarak isimlendirilen, yaşanması durumunda vücudun iç kısmına, organlarda veya dokuda oluşabilen aynı zamanda gözle görülemeyen kanama şeklidir. Normal kanamalar gözle görülebildiği ve hemen fark edilebildiği için müdahale de hızlı yapılabilmektedir. Ancak iç kanama vücut kısımlarında detaylı bir inceleme olmadan özellikle de iç kanamanın oluştuğu ilk dönemde belirtilerinde belirgin bir şekilde oluşmamasından dolayı kolay fark edilemez. Ve vücutta bazı hayati kısımlar üzerinde önemli derecelerde etkileri mevcuttur. Öyle ki, bazı durumlarda hayati tehlikeler oluşturabilecek bir kanamadır. Tüm bu sebeplerle iç kanamayı acil tıbbi müdahalenin gereklilikten öte zorunluluk halini aldığı önemli bir komplikasyon olarak nitelendirebiliriz.
Tumblr media
İç kanamanın belirtilerine geçmeden önce sebeplerinden bahsedelim. İç kanamaya en sık sebep olan durumlar; hızlı bir suretle bir yere çarpma, trafik kazaları ve yüksekten düşme yaralanmaları ya da travmalardır. Bunların yanında kaser, yüksek tansiyon, mide rahatsızlıkları, dış gebelik, karaciğer sirozu, yumurtalık kistleri, düşükler, kolon popileri, damar bozuklukları, dvertikül, hemofili, otoimmün trombositopeni, kanama bozuklukları gibi rahatsızlık geçiren kişilerde de bir komplikasyon olarak iç kanamalar meydana gelebilir. İç kanama belirtilerine geldiğimizde ise öncelikle kanamanın miktarına ve sonrasında da komplikasyonun oluştuğu bölgeye göre belirtilerin değişiklik gösterdiğini söyleyebiliriz. İç kanamanın oluştuğu bölgeye göre iç kanamanın belirtilerinden bahsedelim. İntrakrayinel kanama belirtileri; beyin kanaması olarak da adlandırabileceğimiz bu bölgedeki iç kanamada kişinin bilişsel veya zihinsel işlevleri etkilenebilir. En belirgin sebepleri anevrizma patlaması, beyin tümörleri, kafa travmaları ve yüksek tansiyondur. İntakraniyel kanama belirtileri; bulantı ve kusmalar, şiddetli ve ani baş ağrıları,nöbetler, denge ve bilinç kaybı, kol ve bacaklarda güçsüzlük, görme kaybı, konuşma bozukluklarıdır.
Tumblr media
Karın içi kanama; gastrointestinal kanama olarak da bilinen bu iç kanama karın içinde peritonda biriken ve kan kaybı oluşma sebebiyle şiddetli ağrılar en belirgin belirtisi olarak ortaya çıkar. Karın içi iç kanamada; zayıflık, nefes darlığı, baş dönmesi, kan basıncında düşüş, karında sertlik, kırmızı veya kahverengi kusma, siyah veya katran rengi dışkı, karın çevresinde morarama da betliler olarak görülmektedir. Kas ve eklem  iç kanama; bu bölgelerde meydana gelen iç kanama ciddi ağrılar olarak belirtiler meydana getirir. İç kanamanın meydana geldiği kas ve eklem bölgesinde his kaybı ve hareket güçlüğü de en belirgin belirtileri arasındadır. Üriner sistem İç kanama; idrar yolunda kanama olarak da bilinir. Mesane, böbrek gibi idrara yolu bölgesinde meydana gelir. En belirgin belirtisi ise tıp literatüründe hematüri olarak bilinen idrarda kandır. İleri seviyesinde şokta oluşabilir. Genel itibariyle diğer iç kanama belirtileri; zayıf nabız, tende solukluk, soğuk ve nemli cilt, ağız, burun ve kulak kanamaları, kanlı tükürük ve kanlı öksürük, şok gibi durumlardır. İç kanamanın tanı ve tedavi süreci hayati bir önem taşır. Belirtiler ve detaylı incelemeler doğrultusunda doğru ve acil müdahalede bulunulması hayat kurtarır. Bu konuda bilgi sahibi olarak bilinçli hareket etmek gerekmektedir. Read the full article
0 notes
yoogbe-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
"Kist Ağrısı Nasıl Geçer?" https://yoogbe.com/kadin-sagligi/kist-agrisi-nasil-gecer-2/
0 notes
alanyasondakika · 7 years ago
Text
Adet Düzensizliği Nedir, Nedenleri Nelerdir? - VEGA SAĞLIK | Scitec Türkiye Distribitörü
Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/adet-duzensizligi-nedir-nedenleri-nelerdir-vega-saglik-scitec-turkiye-distribitoru/
Adet Düzensizliği Nedir, Nedenleri Nelerdir? - VEGA SAĞLIK | Scitec Türkiye Distribitörü
Adet düzensizliği nedenleri nelerdir? Adet düzensizliği, kadınların her ay yaşadığı adet kanamasının normal adet döngüsünün dışına çıkarak, düzensiz şekilde yaşanmasıdır. Normal düzen olarak kabul edilen bir adet döngüsünde, iki adet kanamasının arası 21-35 gün olarak her kadında farklılık gösterebilir. Bir adet kanaması normal şartlar altında 3-8 günlük süreler arasında tamamlanır. Bu süreç normal olarak değerlendirilir. Normal şartlar altında ergenliğe giriş yapan her genç kızda yaşanan ilk adet kanamasını takip eden 2 yıl süresince, adet kanamalarında düzensizlik yaşanması tıbbi anlamda normal olarak kabul edilir. Adet düzensizliği yaşanması ve hatta hiç adet görememe durumları olması da mümkündür. Kısaca genç kızlarda ergenlik döneminde ve ileri yaş kadınlarda menopoza yakın dönemlerde adet düzensizliği çok sık gözlemlenen bir durumdur. Adet düzensizliği aynı zamanda aşırı kilolu olmak ya da aşırı zayıflık durumlarında da yaşanabilir. Çünkü kadınlarda bu vücut tiplerinde hormonal dengesizlikler yaşanması muhtemeldir ve bu durum da adet düzensizliği yaşanmasına neden olur. Adet düzensizliği belirtileri nelerdir? Adet düzensizliği belirtileri her kadının farklı bir biyolojik yapıya sahip olması nedeniyle kesinlikle farklılık gösterir. Adet kanaması yaşanması sırasında her kadının hissettiği adet belirtileri farklı olabilir. Bu durum her kadının bünyesine ve mevcut vücut yapısına göre değişir. Kısa aralıklarla adet olma, adet sırasında az kanama olması, hiç adet görmeme, adet döngüsü ortasında tekrar bir kanama olması, adet kanamasının çok miktarda ya da az miktarda olması, adet kanaması süresinin uzun ya da çok kısa olması olarak sayılabilir. Adet düzensizliği tedavisi nasıl yapılır? Adet düzensizliği tedavisi, konusunda uzman bir jinekolog doktor tarafından sağlanır. Adet düzensizliği her kadın için önemli bir tıbbi konudur ve altında yatan nedenin erken şekilde tespit edilmesi gerekir. Hastanın geçmişi ve yapılan tahlil sonuçlarına göre kesinlikle bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Kulaktan dolma bilgilerle kendi başımıza tedavi yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Ergenlik ve menopoz dönemlerindeki adet düzensizliği nedeni, bir rahatsızlıktan ya da tıbbi bir durumdan kaynaklanmıyorsa, hafif ağrı kesicilerle hasta rahatlatılır. Ancak düzensiz aralıklarla lekelenme tarzında ya da yoğun şekilde kanama olursa, mutlaka daha detaylı tetkik yapılmalıdır. Özellikle menopoz öncesi ve sonrasındaki dönemlerde bu tip kanamalar için tıbbi bir sonuç elde edilmesi önemlidir. Bunlar farklı bir sorunun habercisi olabilir. Adet düzensizliği tedavisini belirlemek için önce kan tahlili yapılarak, vücutta bulunan tüm hormon değerlerine bakılır. Yapılan kan tahlili sonuçlarında hormonal dengesizlik varsa; hastanın yaşına v durumuna uygun doğum kontrol hapları alması önerilir, hasta bu şekilde düzenli olarak da takip edilir. Eğer bu hormon tahlillerinden olumsuz bir sonuç çıkmazsa, başka araştırmalara geçilmelidir. Adet düzensizliği tedavisi için kan tahlili sonrasında istenecek tetkik ultrason görüntülemedir. Ultrason ile miyom, kanser ya da yumurtalık kisti gibi tıbbi sorunlar araştırılır. Özellikle menopoz döneminde fazla kanama büyük risk yaratabilir. Bu aşamada histeroskopi ya da laparoskopi ile detaylı inceleme yapılır. Adet düzensizliği hamile kalmayı engeller mi? Adet düzensizliği nedenlerinin kesinlikle bir doktor tarafından detaylı olarak araştırılması ve çıkan sonuçlara göre uygun ve düzenli takiple yapılacak bir tedavi gerekir. Bu nedenlerden bazıları istenildiği zamanda hamile kalmaya engel yaratabilir. Özellikle yaşanabilecek durumlar arasında hormonal tabloda bozukluk, rahim duvarında yapışıklık, rahimin yapı bozukluğu, rahimde miyom oluşumu, yumurtalıklarda yumurtalık kistleri gibi adet düzensizliğine neden olan rahatsızlıklar aynı zamanda hamile kalmayı da engeller. Tüm bu nedenler ortadan kalkmadan hamilelik düşünülmemelidir. Kaynak: http://www.centrumtupbebek.com/
kaynak: Adet Düzensizliği Nedir, Nedenleri Nelerdir? – VEGA SAĞLIK | Scitec Türkiye Distribitörü
Fitness, erkek kılavuzu, kadın, egzersiz, kilo kaybı, sağlık, beslenme, kas ve vücut geliştirme, sağlıklı erkeklerin yaşam bloğu Vegasaglik.com.tr
Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/adet-duzensizligi-nedir-nedenleri-nelerdir-vega-saglik-scitec-turkiye-distribitoru/
0 notes
asd321fr45-blog · 8 years ago
Text
Yumurtalık Kisti Hamileliğe Engel Midir?
Kadınların hayatları boyunca en az bir kere karşılaştıkları durumlardan biri olan yumurtalık kisti, beraberinde kist ile hamile kalabilir miyim? sorusunu getiriyor.  Aşağıdaki makalemizde bu konu ile ilgili bütün bilgileri rahatlıkla bulacaksınız.
Yumurtalık Kisti nedir? Nasıl saptanır?
Kadınlar her ay düzenli şekilde adet görürler. Bu adet dönemlerinde  3 veya 4 santime kadar büyüye bilen  folikül kistler meydana oluşur. Bu kistler zamanı dolduğunda çatlar ve yumurtlama denilen olay gerçekleşir. Eğer bu yumurtlama sırasında yumurta sperm ile karşılaşırsa döllenme yani gebelik oluşmuş olur. Fakat yumurta sperm ile karşılaşmaz ise yaklaşık yumurtlamadan 14 gün sonra adet denilen olgu oluşmuş olur.
Nadiren de olsa bazı zamanlar  bu folikül çatlamaz ve kendiliğinden büyümeye ve gelişmeye devam eder. Bu şekilde olduğunda  folikül kistleri oluşur. Bu kistler genellikle 
 radyolojik yöntemle veya ultrason cihazları ile tespit edilir ve tedavi süreci başlar. Yumurtalık kistlerinin bir çoğu belirti  verirken, birçoğu ise gizli ilerler ve hiçbir belirti vermezler.  Çoğu yumurtalık kisti   tedavi dahi gerektirmezler. Fakat diğer tür kistlerin de  zamanında tespit edilerek  tedavi yapılması  gerekir.  Yumurtalık kistlerinin en sık nedeni ise  hormonal bozukluklar sonucunda  oluşmaktadır.
Yumurtalık Kistlerinin Belirtileri nelerdir?
Yumurtalık kistlerinin çoğunluğu şikayete sebep  olmazlar ve  jinekolojik muayene sırasında  görülür. Kadınlar arasında nadiren  görülen   belirtiler şunlardır;  adet düzensizliği, adet olamama, karın bölgesinde  şişlik ve rahatsızlık, kasıklarda şişkinlik  ve bazen ağrı, kasklarda batma hissi, göğüslerde ağrı ve  dolgunluk ve ilişki sürecinin ağrı şekilde olmasıdır. .
Yumurtalık Kisti Tedavisi nasıl yapılır?
Bu kistlerin bir kısmı , ilaç  ameliyat gibi durumlar gerektirmeden kısa sürede kendiliğinden  kaybolur. Eğer kistler kaybolmaz ve hatta ilerlemeye devam ederse bu durumda   doğum kontrol hapları ile tedavi süreci başlar.
 Ameliyat ise kistlerin boyutuna göre yani  8-10 cm boyutuna gelmiş ve hatta daha büyük ise  yapılır. Ayrıca menopoz döneminde ve çocukluk döneminde kötü huylu olarak nitelendirilen kist türünden ise yine  ameliyat seçeneği tercih edilir.
Yumurtalık Kisti Hamileliğe Engel Midir?
Çoğu zaman zararsız olan yumurtalık kistleri hamile olmadan önce belirti ile ortaya çıkarsa  hamileliğe  olumsuz etki bırakır. Çünkü yumurtalık kisti olan kadınlarda tedavi edilmeden  gebe kalma ihtimali yoktur.  Yumurtalık kistini tedavi ettirmeden hamile kalmak çok zor bir durum. Bu yüzden sizlerde geç kalmadan tedavi olunuz. 
Yumurtalık kisti bazen kadınlarda gebelik sürecinde oluşurlar. Bu yüzden bu süreçte oluşan kistler genelde gebeliğin 20. haftasında kendiliğinden yok olurlar.  20. Haftaya kadar gelinmiş ve hala kaybolmamış kistler için genelde doğum anında sezaryen tercih edilir ve yumurtalıktaki  kist ameliyat ile oradan  alınır.
İbrahim Saraçoğlu Kist İçin Soğan Kürü
malzemeler
Tumblr media
1 adet orta boy beyaz soğan 
2 su bardağı klorsuz içme suyu
Hazırlanışı
Klorsuz suyu kaynatın.
Soğanın kabuklarını soyun ve dörde bölüp kaynayan suyun içine atınç
yaklaşık 4 veya 5 dakika sonra altını kapatın ve ılıtın.
Sabah ve akşam aç karnına bu sudan bir bardak için.
15 gün kullanıp ara verin.
Not: Soğan suyunu her zaman taze olarak tüketin.
0 notes
anvbe44-blog · 15 years ago
Text
Hamile iken 10 tehlike işareti
Hamilelikte istenmeyen durumların birçoğu olay ortaya çıkmadan önce uyarı sinyalleri verir.
İşte tehlike işaretleri.
Hamilelikte istenmeyen durumların birçoğu olay ortaya çıkmadan önce uyarı sinyalleri verir. Bu belirtileri iyi bilmek hayat kurtarabilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu 'tehlike işaretlerini' anlattı.
1. Kanama:
Düşük tehlikesi, ablasyo (bebek henüz doğmadan plasentada ayrılma sürecinin başlaması), hormonal kanamalar, implantasyon kanaması (döllenen yumurtanın rahimduvarına yerleşmesiyle oluşan bir kanama).
2. Pelvik ağrı ya da karın ağrısı:
Düşük tehlikesi, dış gebelik, ablasyo, yumurtalık kistleri, erken hamilelikte rahmin büyümesine bağlı gerilme ağrısı.
3. Geçmeyen sırt ağrısı:
Düşük, erken doğum tehdidi, idrar yolu enfeksiyonları, hamilelikte görülen normal ağrılar.
4. Sıvı gelmesi:
Erken doğum tehdidi, zarların erken açılması, düşük, idrar kaçırma.
5. Sağ üst karın bölgesinde şiddetli ağrı:
Hellp Sendromu (Hamileliğin anne hayatını da tehlikeye atabilen en önemli komplikasyonlarından birisi hamileliğe bağlı hipertansiyondur. Kısaca PIH olarak adlandırılan bu durumun en ileri formu ise Hellp Sendromu'dur).
6. Ellerde ve yüzde aşırı ve ani şişme:
Hamileliğe bağlı hipertansiyon, normal şişlikler.
7. Şiddetli baş ağrısı:
Hamileliğe bağlı hipertansiyon,migren, sinüzit, diğer baş ağrısı sebepleri.
8. Görme bozuklukları:
Hamileliğe bağlı hipertansiyon. Hipertansiyon yoksa diğer nedenler araştırılmalıdır.
9. Rahimde kasılma ve sertleşme:
Erken doğum, mide problemleri.
10. Fetal hareketlerin olmaması:
Bebeğin sıkıntıda olması, fetal ölüm, bebeğin uyku hali, plasentanın ön tarafta yerleşmiş olması.
PANİK YAPMAYIN
Dr. Alper Mumcu "Sürekli bebeğiniz için endişelenip panik yapmayın. Çünkü rahat bir hamilelik geçirmenin en önemli şartı stresten uzak durmak" diyor.
Uzman Dr. Alper Mumcu
Kaynak:MOTHER & BABY 
Resim:Haberturk.com
0 notes
kocaalihaber · 5 years ago
Text
Yumurtalık (Over) Kistleri
Overler (yumurtalıklar), kadınlarda uterusun(rahim) iki yanında ve karın içerisinde yer alan, oval görünümde iki adet organdır. Üreme çağı boyunca kadınlarda her ay yumurta gelişimi ve hormon üretiminden sorumludurlar. Bu organların yanında ya da üzerinde genelde içi sıvı dolu keseler şeklinde oluşan yapılara over(yumurtalık) kisti denir.
Kadınların çoğunda üreme çağı boyunca over kistleri görülebilir. Bu kistlerin çoğu küçük, zararsızdır ve hiçbir belirtiye yol açmadan kendiliğinden yok olurlar.
Over kistlerinin çeşitleri nelerdir? En sık görülen over kistleri, Fonksiyonel Over Kistleridir. Bunlar, Folikül kistleri ve Corpus Luteum kistleridir.
Fonksiyonel Over Kistleri
1)Follikül Kistleri: Her ay yumurtalıklardan bir tanesinde, Follikül denilen, içerisinde yumurta bulunan kist benzeri bir yapı büyümeye başlar. Bu yapı aynı zamanda Östrojen ve Progesteron denilen hormonları üretir. Ayın ortasında follikülün zarı parçalanarak yumurta atılır. Yumurtlama (ovulasyon) denilen bu olaydan sonra yumurta tüpler yoluyla yakalanır ve rahim içerisine doğru taşınmaya başlanır. Bu esnada sperm ile karşılaşırsa döllenir ve gebelik başlar. Sperm ile karşılaşmayan yumurta ise rahim içerisine taşınarak canlılığını yitirir ve adet kanaması ile atılır.
Ayın ortasındaki dönemde follikül zarı parçalanmazsa yumurtlama olmaz ve follikül büyümeye devam eder. Bu oluşan kist, Follikül kistidir.
2)Corpus Luteum Kistleri: Normalde follikül zarı parçalanarak yumurtlama olayı gerçekleştikten sonra, follikül küçülmeye başlar. Eğer follikül tekrar büyür ve sıvı ile dolmaya devam ederse oluşan kist Corpus Luteum kistidir.
Yumurtlama tedavisi için kullanılan Klomifen sitrat içeren ilaçlar, Corpus Luteum kistleri oluşumuna neden olabilirler. Bu kistlerin oluşumu gebeliğin oluşumunu engellemediği gibi, zarar da vermez.
Diğer Kistler:
1)Dermoid Kist: Bu kistlerin içerisinde, saç, kemik, yağ dokusu gibi değişik dokular bulunabilir.
2)Kistadenom: Bu kistler yumurtalıkların dış yüzünü döşeyen hücrelerden oluşurlar. Bu kistlerin içinde su gibi veya daha koyu jel kıvamında sıvı doludur.
3)Endometrioma: Rahim içerisini döşeyen endometrium denilen doku, yumurtalıklar üzerinde yerleşerek kistik bir yapı oluşturur. Bu kistlerin içinde koyu kahverenkli ve yoğun kıvamlı, erimiş çikolata benzeri bir sıvı bulunduğundan bu kistlere Çikolata Kisti de denilmektedir.
4)Polikistik Over: Yumurta olgun hale gelip follikülden atılamadığında, biraz küçülerek yumurtalık yüzeyinin hemen altında yerleşerek varlığını devam ettirir. Birçok küçük kist yan yana ’inci dizisi gibi’ yumurtalık yüzeyinin altında sıralanır.
Over kistlerinin belirtileri nelerdir?
Op. Dr. İnci Karalar
Adet düzensizliği
Karın alt bölgesinde devamlı veya aralıklı olarak bel ve bacak üst bölgesine yayılabilen ağrı
Adet dönemi başlamadan veya bitmeden hemen önce karın alt bölgesinde ağrı
Cinsel birliktelik esnasında ağrı
Bağırsak hareketlerinde ağrı ve barsaklarda baskı hissi
İdrar yaparken baskı hissi ve idrarın tam boşaltılamaması
Bulantı ve kusma
Memelerde hassasiyet
Fonksiyonel over kistleri, genellikle zararsızdır, nadiren ağrıya neden olurlar ve sıklıkla kendiliğinden yok olurlar.
Dermoid kistler ve kistadenomlar, büyük boyutlara erişerek ağrıya ve yumurtalığın kendi etrafında dönerek ağrılı bir tablo olan ‘Over Torsiyonu’na neden olabilirler.
Endometriomalar, adet dönemleri ve cinsel birliktelik esnasında ağrılara neden olabilirler.
Polikistik Overler, adet düzensizliği, kıllanma artışı, akneler, obesite ve gebe kalamama şikayetleri ile birlikte olduğunda Polikistik Over Sendromu adında bir klinik tabloyu oluştururlr.
Over kistleri nasıl teşhis edilir? Jinekolojik muayene: Genellikle rutin jinekolojik muayenelerde over kistleri teşhis edilebilir. Over kistleri teşhis edildikten sonra yapılacak testler tanıyı güçlendirirken tedavi konusunda da plan yapmılmasına yardım ederler.
Ultrasonografi ve Doppler: Bu yöntem ile kistin şekli, büyüklüğü, bulunduğu yer ve kistin içeriği ( sıvı veya katı) hakkında bilgi sahibi olunabilir. Doppler testi de kistlerin kan akımını ölçerek selim veya habis olduğu hakkında karar verilmesine yardım eder.
Bilgisayarlı tomografi ve MR: Ultrasonografi ile tam karar verilemediğinde ileri tetkik için bu yöntemler uygulanabilir.
Gebelik testi: Bu test ile gebelik olup olmadığı anlaşılır.
Hormon testleri: Hormon değişiklikleri belirtileri varsa, hormon testleri de yapılmalıdır.
Tümör markerleri: 35 yaşın üzerinde, kendiliğinden geçmeyen, kısmen veya tamamen katı içerikli ve over kanser riski yüksek olan hastalarda kan testi ile tümör markerleri bakılır. CA-125 en sıklıkla araştırılan markerdir. CA-125 değerinin myomlar, enfeksiyonlar, endometrioma gibi selim durumlarda da yükselebildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle şüpheli klinik durumlarda Doppler USG, MR gibi ileri tetkiklerle birlikte değerlendirilmelidir.
Over kistleri hangi acil durumlara neden olabilirler? Over torsiyonu: Büyük boyutlara ulaşmış kistler, overin kendi etrafında dönerek kan akımının bozulmasına ve çok ağrılı bir tabloya neden olabilirler. Acil ameliyat edilmezse, overin kan akımı durduğu için dokular hasara uğrayabilir veye ölebilir. Böyle bir durumda over dokusu çıkartılmak zorunda kalınabilir.
Kist ruptürü(patlaması): Çok nadir görülen bu durum, karın içi kanama ile çok şiddetli karın ağrısına, tansiyon düşmesi, çarpıntı, terleme, bayılma hissine neden olabilir. Acil ameliyat edilerek, hayati tehdit önlenir.
Over kistleri nasıl tedavi edilir? Over kistlerinin tedavisi, hastanın yaşına, klinik şikayetlerine, kistin büyüklüğüne ve yapısına göre değişir.
Klinik takip: Hasta doğurganlık çağında, şikayeti yok, kist sıvı dolu ve 5 cm çapın altında ise 1 ile 3 ay arasında takip edilebilir. Genellikle bu kistler kendiliğinden kaybolacaktır.
Doğum kontrol hapları: Eğer fonksiyonel kistler takip ile geçmemiş ise doğum kontrol hapları ile yumurtlama bir süre baskılanarak tedavi edilebilir.
Cerrahi tedavi: Hasta menopozda ise over kanseri riski olduğundan operasyon seçeneği düşünülmelidir
Yine birkaç ay izlendiği halde kaybolmayan, giderek büyüyen, ultrasonografide şüpheli görünüm veren ve ağrılara neden olan kistler için cerrahi tedavi önerilir.
Cerrahi tedavide iki seçenek vardır.
1) Laparaskopi: Kist 5 cm ve daha küçük ve selim görünümlü ise laparaskopi ile ameliyat edilebilir.Genel anestezi altında, göbek altına ve kasık bölgelerine yapılan 1-2 cm kesilerle karın içerisine yerleştirilen kamera ve aletlerle yapılır.
2) Laparatomi: Kist büyük ve kanser olma olasılığı mevcut ise laparatomi tercih edilir. Genel anestezi altında daha geniş kesi ile karın açılarak ameliyat yapılır. Kanser şüphesi olan kistlerde, ameliyat esnasında acil patalojik değerlendirme (frozen section) ile ameliyatın nasıl yapılacağına karar verilir.
Selim kistlerde eğer mümkünse yalnızca kist çıkartılmaya çalışılır. Bazen kist yumurtalığın tamamını kaplamış ise yumurtalık da kist ile birlikte çıkartılabilir. Eğer bir yumurtalık çıkartılırsa, diğer over onun da görevini üstlenerek aynı hormon salınımına devam eder. Böylece normal menopoz zamanına kadar normal adet düzeni ve doğurganlık devam etmiş olur.. 
source https://saglik.kocaali.com/yumurtalik-over-kistleri-2/
0 notes
kredikaynaklari · 6 years ago
Text
Kist Ağrısı Nasıl Geçer?
Kist ağrısını ne geçirir ve bu ağrıdan kurtulmak için evde ne gibi doğal çözüm yöntemleri uygulanabilir tüm bu soruların yanıtlarına sizler için sayfamızda yer verdik. Yumurtalık kistlerinin meydana getirdiği ağrılardan kurtulmanın yolları, makalemizin devamında anlatıldı. (adsbygoogle=window.adsbygoogle||[]).push({}); Kadınların yumurtalıklarında husule gelen içi sıvı dolu oluşumlara kist adı verilmektedir. Bazen kist tek yumurtalıkta bazen de iki yumurtalıkta birden oluşabilmektedir. Küçük kistler zararsızdır ve kendi kendilerine zaman içinde geçerler ancak büyüdükleri zaman ciddi sorunlara yol açarlar. Kistlerin belirtileri arasında yer alan ağrı şikayetinden kurtulmak için ise, evde bitkisel tedavi yöntemlerine başvurulabilir.Yumurtalık kistlerinde büyümenin söz konusu olması, üreme organlarını etkiler. Hem kadın gebe kalamaz hem de üreme organlarının yer değiştirmesine bile yol açabilecek risk yaratır. Tehlikeli boyuta gelmeden evvel yumurtalık kistleri tedavisi yapılmalıdır. Ağrıya yol açan kistler, zaman zaman ciddi ağrı şikayetleri ile kadınları canından bezdirir. İşte, yumurtalık kisti ağrısı nasıl geçer sorusunun yanıtı:Kist Ağrısına Ne İyi Gelir?* Yumurtalık kistlerinin neden olduğu ağrıların geçmesi için gergin kasların gevşetilmesi gerekir. Sıcak su torbası bu anlamda çok işe yarar. Ağrının olduğu bölgeye 20 dakika boyunca sıcak su torbası koyun.* Sıcak bir duş almakta kist ağrısına iyi gelir.* Ağrı kesici ilaçlarda, kist ağrılarını geçirmeye etkili çözüm yollarından biridir.* Bitkisel yöntemlerle kist ağrısını geçirmek için ise; papatya, nane, ahududu ve böğürtlen gibi bitkisel çaylar demleyin. Üstelik bu bitki çayları gergin kasları gevşetecek, sıkıntılı ruh halinizi de yatıştıracaktır.* Bol bol su için.* Stresten uzak durun.* Nefes egzersizleri yapın. Özellikle uzun yürüyüşler kist ağrısına iyi gelecektir.First Lady 7 April 2015 - 20:09:07Yorum Yok0 beğeni
0 notes
turkonus · 6 years ago
Text
Kadınların Korkulu Rüyası Yumurtalık Kistleri
Yumurtalık kisti oldukça yaygın ve her kadında görülebilmektedir. Anlaşılması da belirti göstermediği müddetçe zordur. Yumurtalıklar kadın üreme sistemin bir parçasıdır ve yumurta üretme görevini üstlenmektedir. Yumurtalıkların yumurta üretirken meydana getirdiği enzimler kist oluşmasına sebep olmaktadır. Kistler zararlı ve zararsız olabilmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde kistler rahatlıkla ultrasonda görünebilmektedir. İyi huylu kistler yumurtalıkta beş santimetrenin altında bulunan kistlerdir. Kansere dönüşmemesi ve zehirlememesi rahatsızlık vermesine engel değildir. Bazı iyi huylu kistler hormon bozuklukları ve ağrıyada sebep olabilmektedir. Farklı Belirtilerle  Gösterir Yumurtalık kisti çoğu zaman belirti göstermemekle beraber büyüdükçe bazı sinyallerle ortaya çıkmaktadır. Yumurtalık kisti belirtileri başlıca sıralanacak olursa: karında şişlik, adet görememe veya
Yazı Kadınların Korkulu Rüyası Yumurtalık Kistleri ailk burada görüldü Bilgi Deposu. Yazının kaynağı bu sitedir.
from WordPress http://bit.ly/2WviISv via IFTTT
0 notes
cehrecom · 7 years ago
Text
Kadınlarda Yumurtalık Kisti
https://www.cehre.com/kadinlarda-yumurtalik-kisti/
Kadınlarda Yumurtalık Kisti
Kadınlarda meydana gelen yumurtalık kisti, son zamanlarda oldukça şikayet haline gelmiştir. Yumurtalık kisti ciddi problemlere yol açabilir. Bu sebeple erken teşhis koymak ve doktora başvurmak hastalığın ilerlememesi adına önemlidir. Kadınlarda yumurtalık kisti çoğu küçüktür. Bu nedenle de çok fazla belirtilerini göstermez. Ancak kist büyükse bir takım belirtileri gösterir. Yumurtalık kisti küçük olması halinde kendiliğinden geçme durumları da vardır. Fakat büyükse kendiliğinden geçmez. Doktor kontrolünde tedavi ettirilmelidir. Kadınlarda meydana gelen yumurtalık kisti ilk belirtileri arasında burkulma, kanamalar ve karın bölgesinde ağrı gibi belirtilerini gösterir. Hatta ilişki sırasında ciddi ağrılara yol açabilir. Yumurtalık kistleri iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. En sık karşılaşılan kistlerden biri iyi huylu olanlardır.
Yumurtalık Kistinin Belirtileri Nelerdir?
Kadınlarda meydana gelen yumurtalık kist problemlerinin ilk belirgin belirtisi adet düzensizliğidir. En sık görülen belirtilerin başında gelmektedir. Karın bölgesinde şişlikler, sancı tutması ve karın bölgesinde tutulmalarda belirtileri arasındadır. Bunlara ek olarak; yumurtalık kistinin en belirgin belirtilerin arasında sindirim sistemi bozuklukları gelmektedir. Mide bulantıları, kabızlık problemleri, sık sık idrara çıkma ve ağrılı dışkılama gibi problemler yumurtalık kisti belirtileri arasındadır. Bazı yumurtalık kistleri kansere dönüşme olasılığı vardır. Yumurtalık kanseri yaş büyüdükçe oda artmaya başlar. Bu nedenle doktora başvurmanız ve kontrollerin yapılması oldukça önemlidir.
Tedavi Nasıl Edilir?
Yumurtalık kisti kendiniz muayene etmeniz mümkün değildir. Doktora başvurulmalı ve doktor kontrolünde tedavi olmanız gerekir. Doktorlar genel olarak kadın doğum hapları ile tedavi etmektedir. Ancak kendi kendinize almamalısınız. Doktor kontrolünde ilaçlar tüketmeli ve bilinçli kullanmalısınız. Doktorunuz kisti almak için ameliyat işlemlerini de tavsiye edebilir. Doktorlar tıp tedavilerinde sizlere en uygun olanına karar verecektir.
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
��Çikolata kisti’ adını, görüntüsünün sıcak çikolatayı andırmasından alıyor. Ancak isminin aksine kimi zaman çok şiddetli sancılarla kişinin hayatını zehir edebiliyor. Kimi zaman da hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Hastalığın kapısını çaldığı kadınlar, şikayetlerine bakarak iç hastalıklarından fizik tedaviye dek bir çok bölüme başvurabildiğinden zaman kaybına da çok müsait bir hastalık. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre çikolata kistine doğru teşhisin konulması ortalama 6 yılı bulabiliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Zorlu, çikolata kistini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. “Bir topluiğne ucu kadar olup şiddetli sancılardan göz açtırmadığı da oluyor, bir limon büyüklüğünde olup tek bir belirti vermeden sinsice ilerleyebildiği de!” Hastalığın adı endometriozis ve kist formu endometrioma; halk arasında çikolata kisti olarak biliniyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Zorlu çikolata kistine dönüşebilen endometriozis hastalığını “Bir cilt bozukluğu olan sivilce gibi değişikliklerin, karın içini saran zarda olmasıdır. Küçük küçük sivilce görünümünde olabildiği gibi çıban gibi kocaman da olabiliyor. Bu kistlerin içinden sanki çikolata çeşmesi gibi bir madde boşalıyor” sözleriyle açıklarken, bel ve kasık ağrısı görünümlü ağrılara yol açabildiğini, ancak kimilerinde de hiçbir şikayete yol açmadan sinsice ilerleyebildiğini söylüyor. ‘Karnımın içinde şişkinlik, gaz var’ Çikolata kisti olan kadınlar “Karnımın içinde bir şey var”, “Karnımda şişkinlik hissediyorum”, “Karnımın içerisinde gaz var” gibi şikayetlerinden ve şiddetli karın ağrılarından yola çıkarak doğru adresi bulana kadar yani bir kadın hastalıkları hekimine başvurana kadar, başka bölümlere gidebiliyor. Çoğunlukla İç hastalıklarına, gastroenteroloğa hatta fizik tedaviye yöneliniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma, ultrasonda da kimi zaman görülmeyebilen çikolata kistine teşhis konulmasının ortalama 6 yılı bulabildiğini ortaya koyuyor. Prof. Dr. Gürkan Zorlu “Küçük olan yumurtalık hadiseleri en iyi teknolojik görüntüleme cihazlarıyla bile bazen görülemediği ve/veya yorumlanamadığı için bu şikayetler devamlı çeşitli branşlarda araştırılır ve bulunan ufak tefek şeylerle de bir süre oyalanmalar karşımıza çıkabilir. Ama eğer çikolata kisti formuna geçiş olur ise bizim tanımızı hızlandırır” diyor. Ağrılı cinsel ilişkiye dikkat! Çikolata kisti bazı kadınlarda bağırsak alışkanlıklarının değişmesine neden olabilirken, bazılarında ağrılı cinsel yaşama yol açabiliyor. Ancak çoğu kadın cinsel ilişki sırasında oluşan ağrının bir hastalıktan kaynaklanabileceğini bilmediğinden bu şikayetlerini uzmana açmaktan kaçınıyor. Oysa bu durum da hastalığın önemli belirtileri arasında yer alıyor. Hastalık kimi zaman da ‘çocuğum olmuyor’ şikayetiyle uzmana danışıldığında ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Gürkan Zorlu, modern tıpla çikolata kistine yaklaşımlarının değişmeye başladığını belirterek “Eskiden ‘bu daha küçücük, ameliyat etmeyelim’ dediğimiz çikolata kistlerini hastanın şikayetlerini de dikkate alarak ameliyat etmek durumunda kalabiliyoruz. Ama 25 yaşındaki bir hasta ile 40 yaşındaki bir hastanın tedavisi farklı olacaktır” derken, ilaç tedavisi yerine cerrahi operasyon gereken hastalarda laparoskopik yani kapalı ameliyat uyguladıklarını, bunun hastaya pek çok avantaj sağladığını söylüyor. Kapalı cerrahi tedavide altın standart Tedavide kapalı cerrahi altın standart olarak karşımıza çıkarken Prof. Dr. Gürkan Zorlu “Tedavi genelde hastanın çocuğu olup olmamasına, hastalığının evresine ve en belirgin bulgunun ne olduğuna bağlı olarak planlanır. Endometriomalar yani çikolata kistleri cerrahi gerektirirken, bugüne dek yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu hastalık tıbbi tedavilere cevap veriyor gibi görünse de yeniden çıkabiliyor. Ancak iyi bir cerrahi sonrası hastalık tekrarı az görülüyor ve kapalı cerrahi sayesinde de hastalar çabuk iyileşip işlerine bile birkaç gün içinde dönebildiği gibi, estetik olarak da avantaj sağlıyor” diyor. Çikolata kisti tedavi edilmediğinde daha ciddi sorunlara yol açabilirken, nadiren de olsa kötü huylu tümöre de dönüşebiliyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes