#Yokoluş
Explore tagged Tumblr posts
dilhunbiri · 1 year ago
Text
-Elbette seni inciteceğim , elbette sen de beni inciteceksin, elbette birbirimizi inciteceğiz, varoluşun koşulu da budur. Bahar olmak, kışı göze almaktır. Varolmak da yok olmayı göze almakdır...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
107 notes · View notes
startofthenight · 1 year ago
Text
Vücuduma batırılmış bir zehirli iğne gibisin gün geçtikçe bitiriyorsun beni ama yinede panzehirim sensin
1 note · View note
1havin · 5 months ago
Text
Kitap yazabilen insanlara öylesine hayranım ki....
Ben daha düşündüklerimi yazamıyorum....
6 notes · View notes
olmazartik · 2 years ago
Note
karar ver sen de artık varoluş mu yok oluş mu
onu bunu bilmem ben kemalciyim arkadaş
19 notes · View notes
edapostblog · 4 months ago
Text
Tumblr media
Kayıp adresten yazıyorum sana.
Sussam yalnızlık, konuşsam ayrılık.
Dönsem yıkılış,dönmesem yokoluş!
______Şimdi ben susuyorum, yalnızlığa talip..
Sende sus bana.
Sus ki, bir daha
"ÖLMEYEYİM"!
50 notes · View notes
femmelunee · 1 year ago
Text
Bu gün bir fotoğrafınızı gördüm bayım ,
Bir fotoğraf karesine içi nasıl eriyebilir insanın,
Sizi görmeden geçen zamanlarda yaşamıyormuşum , onu anladım.
Bir fotoğraf karesine ne kadar uzun bakılabilirse o kadar baktım,
Bir fotoğraf karesiyle nefes aldığımı hissettim.
Yokluğunuz esaretten beter.
Bir yokoluş destanı adeta,
Özlemişim bayım,
Çok özlemişim,
Her bir zerrenizi ,
İçim titredi adeta,
Ben buradayım,
Siz orada ,
Ve orada olmak için herşeyimi feda edebilecek iken ,
Bu umarsız bekleyişin bir sonu olmayacak mı?
Çaresizim,
Ne elimden ne de dilimden bir şey geliyor,
Ben çok yoruldum bayım,
Sizsizlik beni yaşlandırdı ,
Tüm heveslerimi aldı götürdü sizinle beraber,
Gözlerim artık boş bakıyor sokaklara ,
Hala sizi arıyor,
Ama siz yoksunuz ,
Gelmemeye gittiniz bayım,
Biliyorum, ama artık gelin...
80 notes · View notes
keemlenyekun · 9 months ago
Text
soğuk kapıda
plan yapmamak istiyorum. mutlu olmak istemiyorum. hayatımın düzene girip olumlu olmasını istemiyorum. ne zaman her şey güzel olmaya niyetlense bir terslik kapıma dayanıyor.
allaha hamdüsenalar olsun. rabbim derdimizi eksik bırakmıyor.
ben peygamber değilim derdim. cezaevinde sabaha kadar uyanık kalınan gecelerin sabahında arkadaşlar hz. yusuftan bahsederdi, peygamber efendimizden bahsederdi, ben bir gamlı baykuş olarak hep şunu derdim: ben peygamber değilim. değilim.
ama insanın kaderin kırılgan çizgisini yaşaması için peygamber olmaya ihtiyacı da yok. zira peygamberler bizatihi insan.
her şey düzene girdiğinde hep mutlu kalacağım diye umuyorum. 2016 haziranda hep mutlu kalırım diye düşünüyordum. çünkü benim babam 20 yıl evimize aynı saatte geldi. ailemde ölen olmadı. keskin ayrılıklar olmadı. daima düzenin mutluluk, mutluluğun da düzen getirdiğine inandım.
ve fakat payımıza babam gibi yaşamak düşmedi. 2016 yılındaki yokoluş öyle bir düzen kırıcıydı. her şey siliniverdi. yeniden doğabildik, 2 veya 3 sene sürdü.
yeniden doğuşun sıkıntısız olduğu görülmüş şey değil. ömrümüzden ömür aldı. ama aile desteği, sevdicek desteği derken atlattık.
dedim.
tam da bitti dedim. artık düzen ve mutluluk şurada kapımda işte dedim. oğlum uyuyor. sevdicek şurada. annem babam ablam yeğenlerim. daha ne isterim ki? muhteşem değil ama geçinecek kadar para kazanıyorum. ne olabilir?
ölümü fısıldayan hastalık. annemi bulmuş gibi gözüküyor. haftaya patoloji sonuçlarına göre o lanet kemoyu alacak. lanet şey. öyle duruyor.
ağlamıyorum. gözlerim yaşarıyor. sesim titriyor. ablam ağlıyor. ama ben ağlamıyorum. dişlerimi sıkıyorum.
ben liseden beri günlük tutarım. psikoloğum gibidir defterim benim. kendime çoğu defa mantıklı çözümler bulabildim bu defterde. cezaevinde de buldum. kendimi her sonuca hazırlamak için ikna ettim. her derdimde deftere koştum. ben mantıklı bulduğum herşeye ikna olurum. olurum anasını satayım. kendi kendimi ikna ederim. kötülüğe bile.
ama annemin gitme ihtimaline ikna edemiyorum. işte bu çok zor. ölüm hak olduğuna göre ikna etmem de gerekiyor. aksini iddia edebilir miyim?
hep şöyle hayal etmiştim: çocuklar büyür. sonra babannesi ananesi vefat eder. ben de yaşlanırım falan. ölüm zamanı seçen gerizekalı serco.
her oğulun annesiyle ilişkisi her çocuğun olduğu gibi daha farklı ve sıkı.
ancak annemin cezaevinde cam arkasında ağladığı anlar gözümün önüne geldikçe dayanamıyorum. tüm bu lanet hastalık galiba benden kaynaklı diyorum. kadıncağız her allahın haftası samsundan silivriye otobüsle gelip geri döndü. her hafta. gelme dememe rağmen geldi ve gitti. geldi ve gitti.
ah be defter. plan ve mutluluk yalan dünyada rastlanacak şey mi acaba?
hemen ikna etsene beni?
yüreğime su serp hadi.
olur geçer de.
ölümün soğuk kapısı açıldı bir kere.
inşallah pozitif kalıp pozitif düşüneyim. dişlerimi sıkmaya devam.
vesselam.
9 notes · View notes
etheromanie · 10 months ago
Text
"o, hep bildiğin, tanıdığın; ama hiç karşılaşmadığın- karşılaş(a)mayacağını sandığındır: şimdi, bütün 'bilgi' yönünden değişecek; artık bambaşka yataklardan akacak 'düşünce' ırmağın.
oysa, hep ona göre ayarlamıştın kendini ---ama, başka gezegenlerle, başka nehirlerle.
yepyeni bir gelecek haritası çizeceksin şimdi; 'bugüne dek yaşadıklarının ötesine geçen.'
ötelerde bir yerlerde yeni yerlere götüren, yeni yollar belirleyen bir harita: kendine doğru artık yokoluş olarak dokunmayan; varoluş yerlerini de ---yeniden--- belirleyen harita.
evrenin ve dünyan, ---gökyüzün ve yeryüzün--- de değişecek, artık, şimdi işte!"
15 notes · View notes
vallahisenbiliyorsun · 1 year ago
Text
toplu bir yokoluş gerekiyor
14 notes · View notes
vazgectimwagnerden · 2 years ago
Text
(vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım.)
.
sabah. 
metro vagonunda, şehrin sindirim sisteminde ilerliyoruz. yanımda bir kadın elindeki dergiyi okumaya çalışıyor. ama derginin boyutları metronun sıkışık koltuklarında okumaya elverişli değil. sayfalar katlanıyor, dönüyor ve kırılıyorlar. elbette dayanamıyor göz atıyorum, okuduğu makalenin başlığında şöyle diyor: “sinir sisteminizi sakinleştirmenin en doğal yolu: doğada yürüyüş”
(kadının küçük bir burnu ve gözlükleri var. hey.. diyorum.  bir doğa yürüyüşünde büyük dezavantajlar.)
sonra kendi kendime mırıldanıyorum: sanırım makalede önerilen doğa yürüyüşünde, sinir sisteminiz öyle çok sakinleşti ki... sizi takip eden kaplanı fark edemediniz.
ve o kaplan tarafından avlandınız.
bundan daha güzel bir yokoluş düşünemezdim, diyor. gerçekten sinir sistemim hiç bu kadar sakin olmamıştı. şimdi bu kaplanın midesinde mümkün olan en yüksek seviyede sakinleşmeye ve doğa ile bir olmaya devam edeceğim.
siz... diyorum. tuhaf bir mindfulness tarikatından mısınız. kıyamet öncesi topluca intihar edenler gibi... doğa yürüyüşlerinde kaplanlara yem olmak mı amacınız. 
(eğer öyleyse, biz sıradan ölümlüler gibi sabahın köründe metroda ne arıyorsunuz..)
.
e. online yazarlık dersleri alıyor. kursun ödevlerinden birinde onlara verilen bir cümleyi öncesinden ve sonrasından tamamlayacakları bir kısa öykü yazmaları gerekiyor. cümle şöyle diyor: 
“vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım”.
vay canına. çok kararlı bir kahraman diyorum. böylesini tamamlamak zor olacaktır.
nasıl kararlı? diyor.. vazgeçmiş... vazgeçmek en azından iki kere karar vermiş olmaktır diyorum. ben bu konuda çok deneyimliyim. bir kez karar verirsin. sonra o karardan vazgeçmeye karar verirsin. kararsızlıkla ilgisi yoktur, aksine muhteşem derecede bir kararlılık gerektirir. kararlılıkkare.
bu kelime oyununda hiç bir numara yok, ama ne dediğini anladım diyor.
sonra soruyor: sen bu cümleyi nasıl devam ettirirdin? vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım... uzanılan şeyin bir tabanca olduğunu düşünmeyecek kim var ki diyorum. elbette vazgeçmiş, ve sağ alt çekmecedeki tabancaya uzanıyor. bundan daha bariz bir devam düşünemiyorum.
gözlerini deviriyor...  ya sen? sen nasıl devam ettirdin diyorum: ilaçlar diyor..
ama intihar değil. yani, uyku için mesela.. ilaçlar gelmişti benim aklıma diyor. vazgeçiyor ve onu uyutacak uyku ilaçlarına uzanıyor... hiç heyecanlı değil diyorum. sınıfta bir başkası henüz imzalanmamış bir istifa mektubuna uzandığını düşünmüş . bir başkası ise  soygun sırasında polisi çağıracak olan gizli bir tuşa basmak için çekmeceye uzanıldığını... ikincisinde merak uyandırıcı bir şeyler var diyorum, ama istifa mektubu... yapma-
bunların hepsi çok anlamlı eylemler.. ama hiçbiri öyle büyük bir şeyden vazgeçmeyi gerektirmiyor. vazgeçmek gibi büyük bir eylemden sonra ancak bir tabancaya uzanılır. ama onun kime yönlendirileceğini bilemem.. bunu konuşmak için dersinize katılmam gerekiyor. hahaaa diyor. -asla olmaz! 
asla olmaz... bizler bir hikayeyi tamamlamak isteyenleriz. senin gibilere sınıfımızda yer yok.
.
akşam eve dönüş yolunda, metro vagonunda.. sabahki kadın yok.
ah diyorum.. bir kaplana yem oldu.
insanın kendi zihniyle bu derece barışmasının sonu budur işte. bir kaplana yem olmak.
akşam e.’ye telefon ediyorum. kendi öykümü değiştirdim diyorum. gözlüklü ve küçük burunlu bir kadın, çalılıklar içinde bir hışırtı duyuyor. bir kaplan olabilir mi? diyor.. hayır hayır, ofisin içinde neden bir çalılık hışırtısı ve bir kaplan bulunsun diyor, sadece rüzgardı diye düşünüyor. vazgeçiyor- ve sağ alt çekmecedeki tabancaya uzanmıyor. 
26 notes · View notes
doriangray1789 · 8 months ago
Text
“Çelişki yenileştiricidir.”
Georges Politzer (Kızıl Kafalı Filozof)
Felsefenin Temel İlkeleri
Bilmek anlamak içindir.Bilgi ise bir süreçtir, sonsuz bir süreç.Değişmenin kendisi dışında mutlak olan hiçbirşey yoktur. Bütün varoluş, yokoluş süreçleri biçimsel,fiziksel, kütleseldir ve zamana bağlıdır.Maddesel olarak yok olamaz. Yalnızca fenomenler(görüngü) maddesel olmadıkları için beyne yansıyan bir gerçekliktir o kadar. Diyalektik felsefe bize yalnız bilgi değil, bilginin bilgisini verir.Seni, bir sürü boş bilginin peşine koşturmaz, şeyler hakkında şaşmaz, en doğru bilgiye ulaşmanın ip uçlarını verir.Zaten diyalektik felsefe materyalist bilginin bir yöntemidir. Diyalektik yöntem,materyalizm, üretici güçler ve üretim ilişkileri emek sermaye çelişkisi ,Marksist ve materyalizm, kapitalizm, sosyalizm, sosyalizmden komünizme geçiş, devlet, ulus gibi kavramları inceleyerek bunları bir ders gibi en yalın hale getiren sağlam bir eser.
Bir kaç alıntı: “Gül, bahçıvanın sonsuzluğuna niçin inanır? Çünkü gül, bahçede, hiçbir zaman başka bir bahçıvan görmemiştir.” “Eğer koşullar insanı biçimlendiriyorsa, bu koşulları insanca biçimlendirmek gerekir.” “İnsanlık dışı bir rejime karşı savaşım verdikleri ölçüde insanlaşırlar.”
Öyleyse mutlak bilim yoktur. Her zaman daha öğrenilecek bir şey kalır. Şu halde, her bilim bir yandan bilgisizliği de içinde taşır. Ama, aynı şekilde, mutlak bilgisizlik de yoktur.
2 notes · View notes
gunahkarinci · 1 year ago
Text
"ötenaziyle gelen asıl doğal ölüm algılanamaz bir şekilde kademeli yokoluş ve varoluştan kaybolmalıdır. yaşlılıkta tutkular ve arzular, nesnelerine yönelik duyarlılıklarıyla birlikte yavaş yavaş kaybolularlar; hisler artık uyarılmaz: çünkü hayal gücü gittikçe zayıflar, imgeleri donuklaşır, izlenimler kalıcılıklarını yitirir, iz bırakmadan gelip geçer, günler gittikçe hızlanır, olaylar önemini yitirir. ihtiyarlamış insan titrek adımlarla dolaşır ya da bir gölgesi, bir hayaletidir. geriye ölümün yok edeceği başka ne kalmıştır? sonra günün birinde son kez uyuklar ve son rüyalarını görür. - bunlar Hamlet'in ünlü monoloğumda sorguladığı rüyalardır."
5 notes · View notes
sezeyazmak · 7 months ago
Text
Gözlerimden yokoluş doğuyor
Varlığın izi berrak bir suya düşüyor
Seyre talip olmayan gözlerim
Kapanıyor, kapanıyor
Ve sükunet ve derin
Dünya sağından soluna kaçıyor
0 notes
tlbvaaa · 7 months ago
Text
Bir çizik, bir mahvoluş. Bir çizik, bir yokoluş. Bir çizik, bir suskunluk. Ve son çizik, tek bir nefes.
0 notes
ponitenosmetipsos · 1 year ago
Text
Başlayan her şey bitmeye mecburdur.
Belki de bundan dolayı ilk aldığımız nefeste ağlarız.
Çünkü biteceğini bildiğimiz bir şeye başlamışızdır.
Heyhat bundan korkmamız gerekmez.
Aslında bir uçurumun ucundan atlayıp başlarız yaşamaya
Bizim isteğimiz olmasa bile bizi dünyaya getirenler atar bizi bu uçurumdan
Yeryüzüne ulaştığımızda yine ona varmış olacağız.
Tek önemli olan havadayken ne yaptığımız
Ne yaşadığımız nasıl yaşadığımız
Kısaca kısıtlı zamanızı neye harcadığımız önemli olan
Sonuçta varılacak hedef bellidir.
Hiçbir şey bize ait değildir zaman dışında
Zaman da bizim değildir
Bizim efendimizdir
Kimse ona karşı koyamaz
En sağlıklı en uzun yaşayan canlı bile yokolur
Her şey biter herkes ölür her yaşanan geçer
Zaman tek gerçek kavramdır
Bir o kadar da soyut bir kavramdır
Anlamak güç
Kimileri dolu dolu yaşar hayatı
Kimileri bekler kimleri vazgeçer.
Fakat düserken havada duramazsın
Yapılabilecek tek şey geriye bakmamak
Çünkü düşerken geri gidemezsin
O kısım artık geçti artık bir sonraki seviyedesin
Zemin daha yakın bir nefes sonrasında
Çünkü düşüşü engelleyemezsin
Atılan bir ok gibi geri gelmez
Bu bizim evrenimizin gerçekliğidir.
Ileri daima ileri
Önemli olan bunu anlamlı kılmak
Anlam ise size kalmış
Hayatta neyden keyif alıyorsan
Neyle gurur duyuyorsan
Neyle mutlu oluyorsan
Boş bir beyaz kağıdı doldurmak gibi
Ister yırtıp at ister dünyanın en güzel resmini çiz
Sonuçta fiziğe karşı koyamıyoruz
Entropi
Nasıl var olduysak
Bu karmaşa da bir gün yok olacağız
Belki bir sonraki nefesimizde
Belki yılllar sonra
Yokoluş kaçılmaz bir süreç
Kimse zamana hakim olamaz
Böyle bir gayeye gerek de yok zaten.
Hedefe varmadan son nefesinde
Yaşadım
Güzel yaşadım
Hakkını verdim bu hayatın diyebiliyorsan
Önemli olan budur
0 notes
theyrundown · 2 years ago
Text
defalarca kez kontrol ettim. tek bir mesajı görmek umuduyla. defalarca kez. acılar içinde kıvrandım günlerce. günlerce en karanlık zindanlara hapsettim ruhumu. elime ne geçti biliyor musunuz, koca bir hiçlik. koca bir kaybediş. koskocaman bir yokoluş.
1 note · View note