#VeriGizliliği
Explore tagged Tumblr posts
Text
İlk Uluslararası Yapay Zeka Sözleşmesi
İlk Uluslararası Yapay Zeka Sözleşmesi
Avrupa Konseyi, 5 Eylül 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, dünyanın ilk uluslararası yapay zeka sözleşmesinin imzalandığını duyurdu. Sözleşmeye, Avrupa Birliği’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Andorra, Gürcistan, İzlanda, Norveç, Moldova, San Marino ve İsrail de imza attı. Antlaşma, en az üçü Avrupa Konseyi üyesi olmak üzere, beş ülkenin onaylamasının ardından, onay tarihini izleyen üç aylık sürenin bitiminden sonraki ayın ilk günü yürürlüğe girecek. Sözleşme, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyesi olmayan devletlerin de katılımına açıktır ve uluslararası iş birliğini teşvik etmektedir. Taraf devletler, yapay zekâ ile ilgili sorunların çözülmesi ve insan haklarının korunması amacıyla diğer devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmaya teşvik edilmektedir. Sözleşmenin temel amacı, yapay zekâ sistemlerinin yaşam döngüsü boyunca insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne uygun olmasını sağlamaktır. Bu bağlamda, her bir taraf devlet, kendi ulusal yasalarına uygun olarak gerekli yasal, idari veya diğer önlemleri almakla yükümlüdür. Ayrıca, bu önlemlerin yapay zekâ sistemlerinin yaratabileceği olası zararlara karşı derece derece ve farklılaştırılmış bir şekilde uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Alınması gereken önlemlerin arasında yapay zeka sistemlerinin demokratik kurumları ve süreçleri baltalamak için kullanılmamasını sağlamak da yer almaktadır. Sözleşme, yapay zeka sistemlerinin kullanımıyla ilgili temel ilkeleri belirlemekte ve taraf devletlere, bu teknolojilerin insan haklarını koruma, demokratik süreçlere zarar vermeme ve hukukun üstünlüğünü zedelememe yönünde tedbirler alma yükümlülüğü getirmektedir. Özellikle ayrımcılık, veri gizliliği, şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumluluk ve inovasyonun güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi gibi önemli ilkeler üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, her taraf devletin yapay zekâ sistemlerinin kullanımı sonucunda ortaya çıkabilecek insan hakları ihlalleri karşısında etkili yasal çareler sağlaması gerekmektedir. Eleştiriler ve Sonuç Sözleşmedeki ilke ve yükümlülükler, hem kamu makamlarını hem de onlar adına hareket eden özel sektör aktörlerini kapsamaktadır. Ancak, taraf devletler Sözleşme’nin 3. maddesi uyarınca özel aktörlere uygulanma şekli konusunda esneklik sahibidir. Sözleşme, taraf ülkelerin farklı hukuk sistemlerine uyum sağlayacak şekilde genel hatlarıyla kaleme alınmıştır. Bu durum, özel aktörlerin sözleşmeye tabi olduğu koşullarda ülkeler arasında tutarsızlıklara neden olabilir ve küresel çapta faaliyet gösteren şirketler için belirsizlik yaratabilir. Sözleşme, taraf devletlere raporlama yükümlülüğü getirirken, katı uygulama kriterleri öngörmemektedir. Bu da sözleşmenin etkinliği ve etki alanını sınırlayabilir. Sözleşme, taraf devletlerin insan hakları ihlallerine karşı çözüm yolları sunmasını ve bireylerin şikâyette bulunabilecekleri bir mekanizmanın var olmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak, para cezası gibi belirli yaptırımlar önerilmemiştir ve her bir ülkenin ulusal yasaları uyarınca geliştirilecek çözüm yolları, yargı bölgeleri arasında önemli farklılıklar gösterebilir. Adnan ŞAHAN’ın “Open AI Hacklendi mi?” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz. Yapay zeka alanındaki “Deep Fake ve Adli Bilişim” isimli yazıyı okumak için bağlantıya tıklayınız. Yazar: Adnan Şahan Read the full article
0 notes
Text
ChatGPT Buluşunun Önemi ve Gelecekteki Gelişim Potansiyeli
Yine, yeni, yeniden ;
Bugün sizlere, yapay zeka alanındaki önemli buluşlardan biri olan ChatGPT hakkında konuşmak istiyorum. ChatGPT, GPT-3.5 mimarisiyle geliştirilen büyük bir dil modelidir ve ben, bu model üzerinden sizinle iletişim kuruyorum.
ChatGPT'nin Önemi: ChatGPT'nin hayatımızdaki önemi oldukça büyüktür. Bu yapay zeka modeli, doğal dil işleme konusundaki başarılarıyla insan-makine etkileşimini önemli ölçüde geliştiriyor. Artık yazılı ve sözlü iletişim kurarken, bilgiye hızlı ve etkili bir şekilde erişebiliyoruz. Çeşitli soruları sormak, metin tabanlı problemleri çözmek ve hatta eğitim ve sağlık gibi alanlarda destek almak mümkün hale geldi.
Gelecekteki Gelişim Potansiyeli: ChatGPT gibi büyük dil modelleri, gelecekte birçok alanda etkileyici gelişmelere yol açabilir. Şu anda bile yapay zeka teknolojileri, tıp ve sağlık alanında hastalıkların erken teşhisinde ve tedavisinde büyük bir rol oynayarak insanların hayatını kurtarmaya yardımcı oluyor. İleride, daha gelişmiş dil modelleri sayesinde tıp bilimindeki sınırlamalar azalabilir ve daha kişiselleştirilmiş tedaviler sunulabilir.
Eğitimde, yapay zeka tabanlı öğrenme araçları öğrencilere daha etkileşimli ve uygun hızda öğrenme imkanı sunabilir. Bireysel öğrenme ihtiyaçlarına göre adapte olabilen sistemler, öğrencilerin potansiyellerini tam anlamıyla geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Ekonomi ve iş dünyasında, yapay zekanın otomasyonu, verimliliği artırarak işgücü kaynaklarını daha stratejik alanlara yönlendirmeyi sağlayabilir. Böylece, daha yaratıcı ve inovatif projelere odaklanabiliriz.
Sanat ve kültür alanında da ChatGPT gibi yapay zekalar, yaratıcı süreçleri destekleyebilir ve sanatçılara yeni ilham kaynakları sunabilir. Müzik, resim, yazı gibi alanlarda yapılan eserlerde daha da büyüleyici deneyimler yaşamamıza yardımcı olabilir.
Ancak, tüm bu gelişmelerin yanında etik ve toplumsal sorumlulukları göz ardı etmemeliyiz. Yapay zekanın kullanımı ve gelişimi sürecinde, veri gizliliği, adil kullanım ve insan hakları gibi önemli konuların üzerinde titizlikle durmalıyız.
Sonuç olarak, ChatGPT gibi yapay zeka buluşları, hayatımızda büyük bir dönüşüm yaratıyor ve gelecekte daha da önemli rol oynaması bekleniyor. Bu teknolojilerin etik değerlere bağlı olarak geliştirilmesi ve kullanılması, toplumumuzun daha iyi bir geleceğe doğru ilerlemesine yardımcı olacaktır.
Sevgilerimle, CICEK
#ChatGPT#YapayZeka#DilModeli#DoğalDilİşleme#Yazılıİletişim#GelecekteTeknoloji#EğitimdeYapayZeka#SağlıktaYapayZeka#SanattaYapayZeka#Yaratıcılık#EtikYapayZeka#ToplumsalSorumluluk#Buluşlar#TeknolojikGelişmeler#GelecekVizyonu#VeriGizliliği#İnsanHakları#Inovasyon#Yenilikçilik
0 notes
Text
İnternette Nasıl Anonim Olurum ?
Anonim Nedir ? Anonim, sıfat olarak adı sanı bilinmeyen anlamına gelir. Özellikle 'Siber Güvenlik' alanında çalışmalar yürüten kişiler gizlilik konusunda hassaslardır. Çünkü internet üzerinden yaptığımız her işlem web sunucuları, işletim sistemleri v.b. birimlerde 'log' kayıtları tutulmaktadır. Bu yüzden anonim olmak aslında işimizin bir parçası haline gelmiştir. Aslına bakarsanız günümüz teknolojilerini düşününce çoğu sıradan kişilerinde artık anonim olarak internet üzerinden gezinme fikri ve algısı yavaş yavaş oluşmuştur. Peki gerçekten anonim olabilir miyiz ? Olabilirsek nasıl olabiliriz ? İnternette Anonim Nasıl Olabiliriz ? Şimdi sizlere hem ücretsiz hem de çok işinizi görebilecek bir yöntemden bahsedeceğim. Herkesin bir şekilde kulaktan dolmada olsa bildiği 'Tor Browser'; Gizliliği korumak amacıyla kullanılan ve çoklu şifreleme katmanlarına atıf yapan “The Onion Router”ın kısaltması olarak Dark ve Deep Web' adreslerine de erişimini sağlayan yazılım ve yardımcı programdır. Tor Browser aşağıdaki şekilde de görüldüğü gibi gitmek istediğiniz adrese üç(3) farklı katmandan geçerek gizliliğinizi sağlar. Bu anlatımımdan yola çıkarak tor kullanmak %100 anonimlik ve %100 diğer tarayıcılara göre kullanışlıdır demek yanlış olur. Anlattığım bu ufak detaylar aslında 'Tor Ağı'nın nerde kullanılıyor ve nasıl çalışıyor sorularına özet bir açıklama yapmaktı. Read the full article
0 notes
Photo
Verilerinizi ücretsiz vermeyin! Kazanç elde edin!
Wibson, bireylere doğrulanmış özel bilgileri güvenilir bir ortamda güvenli ve anonim olarak satma yolu sunan blok zinciri tabanlı, merkezi olmayan bir veri pazarıdır.
Şimdi sitelerini ziyaret edin ve verilerilerinizden kazanmaya başlayın!
Resmi Web Sitesi: http://wibson.org
Twitter: https://twitter.com/WibsonOrg
Facebook: https://www.facebook.com/WibsonOrg
Reddit: https://www.reddit.com/r/wibson/
#Wibson #Blockchain #verilerinisahiplen #VerilerinİçinÖdemeAl
#Ethereum #Kriptopara #topluödeme #WibsonV2
0 notes
Text
Veri Gizliliğinde En Önemli Kural Etik Değerler
İstanbul Bilgi Üniversitesi, uluslararası ve multidisipliner bir platform yaratmak amacıyla “2. İstanbul Gizlilik Sempozyumu”nu düzenledi. Farklı disiplinlerden uluslararası konuşmacıların bir araya geldiği sempozyumda hukuk, etik ve teknoloji kavramları ele alındı. Etkinlikte vatandaşların gözetim altında tutulmasının haysiyet hakkına aykırı olduğu ve veri gizliliğinde en önemli kuralın etik değerler olduğu vurgulandı İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen “İstanbul Gizlilik Sempozyumu”nun teması hukuk, etik ve teknoloji olarak belirlendi. Yirmiden fazla uluslararası konuşmacının yer aldığı etkinliğin açılış konuşmasını BİLGİ Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi ve Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü Direktörü Mehmet Bedii Kaya yaptı. Geçen yıl düzenlenen ilk sempozyumda hukuk, teknoloji ve etik arasındaki ilişkiyi aramak için ilk adımı attıklarını söyleyen Dr. Kaya, “Veri gizliliğine mahremiyetin temelini oluşturan, insani değerler perspektifinden yaklaşmak gerekir. Mahremiyet, etik ve hukukla da ilintilidir” dedi. “Kişisel veriler aracılığıyla yönlendirme yapmak mümkün” Etkinlikte söz alan Edinburgh Üniversitesi Bilişim Hukuku Kıdemli Öğretim Üyesi Judith Rauhofer de kişisel verilerin kontrolünün kişinin kendi elinde olması gerektiğini ama gerçeğin bunun tam tersi olduğunu belirtti. Rauhofer, “Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nde (GDPR) verinin kişiden çıktıktan sonra kontrol edilebilmesi için, düzeltme hakkı, sildirme hakkı, hatalı datanın kullanımını sınırlama hakkı ve veri taşıma hakkı tanımlanmıştır” dedi. Devletlerin vatandaşları gözetim altında tuttuğuna da değinen Rauhofer, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’nin haysiyet hakkına aykırı olduğunu vurguladı. Rauhofer konuşmasını “Kişisel reklamlar ortaya çıktığında algılayamadık ama olayın iç yüzü Cambridge Analytica ile ortaya çıktı. İnsanları kişisel verileri aracılığıyla sadece bir ürünü almaya değil, birçok konuya yönlendirmek mümkün” sözleriyle tamamladı. “Dengeleyici unsur etiktir” Veri tedariki ve veri ekonomisi arasındaki dengeye dikkat çeken BİLGİ Bilişim ve Teknoloji Hukuku Yüksek Lisans Program Direktörü Doç. Dr. Leyla Keser Berber, “Hukuk için, veri ekonomisinin mahremiyetini ve güvenliğini dengelemek için en önemli araç etiktir. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir teknoloji ve insan haklarına odaklandığını görüyoruz. Bizler artık Blockchain, IOT, makine öğrenimi gibi algoritmik karar verme sistemlerinin çağındayız. Dengeyi kurmak için Giovanni Buttarelli’nin Privacy 2030 Manifestosu’nu dikkate almalıyız almalıyız” dedi. “Mülteciler veri çağında savunmasız” Etkinliğin uluslararası konuşmacılarından Localization Lab’ten Dragana Kaurin ise kişisel verilerin korunmasına farklı bir açıdan yaklaşacak bilgi çağında mülteciler üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Mültecilerin kendi elektronik verileri üzerinde sahip olma ve kontrol etme, bağımsız olarak erişilebilen bir veri yaratma ve bilgi alma gibi haklarının güvence altında olmadığını belirten Dragana Kaurin şu ifadeleri kullandı; “Mülteciler veri çağında en savunmasız olan kitlelerden biri. Mültecileri fiziksel ve dijital olarak bir bilgi olmadan gezinmeye zorlayan, rızası olmadan veri toplayan Avrupa Sınır Gözetleme Sistemi gibi programlar var. Mültecilerin tüm verilerine göz ve parmak izi, bilgilerine toplanıyor. Tüm bunlar veri ihlali olarak öne çıkıyor.” “Liberal fikir birliği şart” Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin 22.maddesine dikkat çeken Tilburg Üniversitesi’nden Emre Bayamlıoğlu; “Maddede bahsedilen kararların sadece otomatik olması gerektiğine dair bir ifade var. Herhangi bir insan müdahalesine yer bırakılmıyor. Bizler yasal yetkilerden bahsederken sözleşmeleri göz ardı ediyoruz. Aslında temel disiplinlerde çözüm bulmaya çalışıyoruz. Elbette adalet veya eşitliğin bir tanımını yapabiliriz ama unutmayın, bu ancak liberal fikir birliğine vardığımız takdirde mümkün olur. Verilerin hukuki güvencesini bu şekilde sağlayabiliriz” dedi. “Yeni bir düzenleyiciye ihtiyaç var” Sempozyumda söz alan Google’dan Pelin Kuzey, sosyal faydadan sorumlu inovasyon ve yapay zekâ konseptinden bahsetti. Dünyanın yarısının çevrimiçi olduğunu belirten Kuzey, “Popülasyonun en az yüzde ellisinin sosyal ağlardan en iyi şekilde nasıl yararlanacağını ve güvenli bir şekilde nasıl bir arada yaşayacağımızı görmek için yeni bir düzenleyiciye ihtiyacımız var. Google’ın temel ilkeleri, sosyal açıdan faydalı olmak, haksız önyargı oluşturmaktan kaçınmak, güvenlik için mutlaka testler yapmak ve insanlara karşı saygılı olmaktır. Gizlilik tasarım ilkeleriyle, bilimsel mükemmelleştirme için tasarım ilkesi olarak gizlilik kullanılmalı” dedi. Read the full article
0 notes
Photo
Wibson, veri aracılık hizmetleri için lider isimdir. Ne yapacağınız ve verilerinizi ödün vermeksizin kime satacağınıza karar verebilirsiniz.
İlginizi çekti mi? Web sitelerine göz atın veya en son güncellemeleri resmi sosyal medya sayfalarından takip edin:
Resmi Web Sitesi: https://wibson.org
Facebook: https://www.facebook.com/WibsonOrg
Telegram: @wibsoncommunity
Twitter: https://twitter.com/WibsonOrg
Instagram: https://www.instagram.com/wibson_org
0 notes
Photo
Planla, Tasarla, Uygula, İlham Ver: Wibson için 4 basit ama önemli adım.
Wibson'un en son güncellemesine göz atın! 👉👉 http://bit.ly/2xNVrjB
0 notes