#Utanmak(haya)
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Gerçek hayâ, Cenâb-ı Hakk’ın men ettiği günahları, kimsenin olmadığı yerde, «Cenâb-ı Hak işitir, görür, bilir…» diye îmân ederek terk etmektir."
Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri
73 notes
·
View notes
Quote
Çok konuşanın yanlışı çok olur. Yanlışı çok olanın hayâsı azalır. Hayâsı az olanın takvası az olur. Takvası az olanın kalbi ölür.
Hz. Ömer ra
142 notes
·
View notes
Text
Hz. Ali (radıyallahu anh) şöyle demiştir:
“İbâdet ve tâatları, Allah`tan utanan bir kimse ile oturmak suretiyle ihya ediniz.”
#hz ali radıyallahu anh#nasihatler#haya#utanmak#ibadetler ve taatlerinizi#ihya ediniz#Allah’tan (c.c)#utanan kimseler ile oturarak
49 notes
·
View notes
Text
Sevda hep vardı, ona bir lafımız yok.
Ama haya da vardı.
Utanmak denen bir güzellik vardı.
15 notes
·
View notes
Text
Sevda hep vardı azizim, ona bir lafımız yok. Ama haya vardı, utanmak denen bir güzellik vardı..🌼
11 notes
·
View notes
Photo
Sevda hep vardı! Ona bir lafımız yok. Ama edep ve haya da, vardı. Utanmak denen bir güzellikte vardı.
107 notes
·
View notes
Text
Allah’tan hakkıyla haya edin.
Ravi: İbnu Mes'ud (ra)
Resulullah (sav) "Allah'tan hakkıyla haya edin!" buyurdular. Biz: "Ey Allah'ın Resulü, elhamdülillah, biz Allah'tan haya ediyoruz" dedik. Ancak O, şu açıklamayı yaptı: "Söylemek istediğim bu (sizin anladığınız haya) değil. Allah'tan hakkıyla haya etmek, başı ve onun taşıdıklarını, batni ve onun ihtiva ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, ahireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla haya etmiş olur."
Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Tirmizi, Kıyamet 25, (2460)
Hadisin Açıklaması:
Bu hadiste, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allah'tan hakkıyla hayâ etmek" diye farklı bir mefhumdan söz etmektedir. Farklı diyoruz. Çünkü, halkın mutad hayâ anlayışını kabul etmeyerek, hakkıyla hayâyı yeni baştan târif ediyor. Buna göre, kişi dinleyip, görüp öğrendiğinden, yiyip içtiğine kadar her şeyin Allah'ın rızasına uygun olmasına dikkat etmelidir, gerçek hayâ budur. Zîra başın taşıdıklarından göz, kulak, lisan gibi maddî ve zâhirî; hâfıza, hayâl, tefekkür gibi ruhî ve görünmez duygu ve hasseler kastedilmektedir. Keza batnın ihtiva ettiklerinden murad da mide, ferc, kalb, el ve ayaklar gibi batın ve batna bağlı her şeydir. Bu uzuvların ilgili olduğu bütün fiiller buraya dahildir. Şu halde insan bütün organlarını helâlde kullanmadıkça hakikî hayâya eremez.
Beyzâvî der ki: "Allah'tan hakkıyla hayâ, sizin zannettiğiniz şey değildir. Bilakis o, kişinin nefsini bütün organlarıyla Allah'ın razı olmayacağı fiil ve sözlerden korumasıdır."
Süfyan İbnu Uyeyne de şöyle demiştir: Haya takvanın en hafif mertebesidir. Kul hayâ etmedikçe Allah’tan korkmaz. Ehl-i takvânın takvâya, hayâdan başka girdiği bir kapı var mıdır?"
Hadîsle ilgili olarak Tîbî de şunu söylemiştir: “Burada baş, her çeşit kötü ahlâkın kab ve zarfı kılınmış; ağız, göz, kulak ve bunlara bağlı olan diğer manevî duyguların hepsi kastedilmiş ve bunların kötülüklerden korunması emredilmiştir.
Münâvî, hadiste geçen "ölümü ve toprakta çürümeyi hatırla" ibaresiyle ilgili olarak şu açıklamayı kaydeder: "Kim kemiklerinin çürüyeceğini, azalarının dağılacağını derhatır eder, aklına getirirse; dünyevî, fani lezzetler nazarında kıymetini kaybeder ve âhireti kazanmada gerekli olan şeyler ehemmiyet kazanır, Allah'a saygı ve sevgi ile ibadet eder."
Tîbî hadisin sonunda geçen: "Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla hayâ etmiş olur" cümlesiyle ilgili olarak der ki: "Bu sözle, bütün geçmiş kaydedilenlere işaret edilmektedir. Kim bunlardan birini ihmâl ederse hayâ duyma sorumluluğundan kurtulamaz. Bundan şu husus ortaya çıkmıştır: İnsanın cibilleti ve baştan ayağa dahili ve hâricî uzuvlarıyla hilkati, kusur madeni ve rüsvaylık mahallidir, bunu yegâne bilen de Allah Teâlâ'dır. Öyle ise, hakikî hayâ, O'ndan utanmak ve yapıldığı takdirde ayıplanılacak şeylerden kaçınmakla hâsıl olur. Bunun da aslı, esâsı, İslâm'a göre değeri olmayan şeyleri yani mâlayâniyâtı terketmek, mânası, değeri, sevabı olan şeylerle meşgul olmaktır. Kim bu söyleneni yerine getirirse Allah ona gerçek hayâyı müyesser kılar.
Hayânın pekçok mertebesi vardır. En üst mertebesi: Zâhiren ve bâtınen, içiyle dışıyla kişinin Allah'tan hayâ etmesidir. İşte bu, kişiye müşâhede makamı kazandıracak olan murâkabe makamıdır.
el-Mecmû'da Şeyh Ebu Hâmid'den şu kaydedilmiştir: "Hasta veya sağlam herkes bu hadisi, dilinde pelesenk olacak şekilde çokca zikretmesi lazımdır ve bilhassa hastalar!"
1 note
·
View note
Text
"Hayâsı zâil olan şahsın kalbi ölür."
Hz. Ömer (radıyallâhu anh)
139 notes
·
View notes
Text
İnsanlardan utandığın için kapını kapadın, perdeni çektin. Allah’tan ne zaman utanacaksın?
Fudayl Bin İyaz r.a
51 notes
·
View notes
Photo
Tabiinden Zeyd bin Vehb (r.a.) şöyle anlattı; Seriyyeye çıktığımız birgün, ormanlık bir yerde başını örtmüş halde uyuyan bir adama rastladık. Bu haline hayret ettiğimiz için onu uyandırarak; "Korkulacak bir yerde bulunduğun halde korkmadan nasıl uyuyabiliyorsun?" diye sorduk. Başında ki örtüyü kaldırıp bize şöyle dedi; "Rabbimin beni, kendisinden başka birinden korkar halde görmesinden haya ederim." #selametle #tabiin #tebeitabiin #zeyd #anlat #seriyye #cihad #jihad #jihadfisabilillah #jihadfiisabilillah #jihadi #birgün #uyku #korku #korkma #kork #örtü #rabbim #rabbimin #haya #utanç #allah #allahkorkusu #utanmak #islamic #islami #islamicart https://www.instagram.com/p/Bzv6ox6HgzZ/?igshid=fi3n0kfwx9f8
#selametle#tabiin#tebeitabiin#zeyd#anlat#seriyye#cihad#jihad#jihadfisabilillah#jihadfiisabilillah#jihadi#birgün#uyku#korku#korkma#kork#örtü#rabbim#rabbimin#haya#utanç#allah#allahkorkusu#utanmak#islamic#islami#islamicart
0 notes
Text
“Haya(utanma) ve gereğinden az konuşmak imanın iki bölümüdür. Müstehcen konuşmak ve lüzumundan fazla konuşmak münafıklıktan iki bölümdür.” Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem
“Haya(utanma) ve gereğinden az konuşmak imanın iki bölümüdür. Müstehcen konuşmak ve lüzumundan fazla konuşmak münafıklıktan iki bölümdür.” Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem
2027. Hadis– Ebû Umâme’den radıyallahu anh rivâyetle (Müsned: 21280)
Kaynak : Sünen-i Tirmizi Ebu İsa(Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun)
Ya Rabbi! Peygamber Efendimiz’e ve onun mübarek nesline, ehl-i beytine ve ashabına, salat ve selam eyle, nihayetsiz rahmet ve bereketine mazhar eyle.
View On WordPress
#Ahlak#Ashab-ı Kiram (Allah’ın selamı#rahmeti ve bereketi onların üzerine olsun)#Çekinmek#Öğrenme#Doğru bilinen yanlışlar#Ebu İsa (Allah&039;ın selamı rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun)#Farkındalık#Güzel ve kötü söz#Kişisel gelişim#Konuşma#Münafık#Müstehcen#Sahabe-i Kiram(Allah&039;ın selamı rahmeti ve bereketi hepsinin üzerine olsun)#Söz söyleme sanatı#Sözler#Sünen-i Tirmizi#Sohbet#Utanmak(haya)#İman#İnsan ilişkileri#İnsanı tanıma#İslam Ahlakı
0 notes
Text
Utanmak – Utanmak Nedir – Utanmak Ne Demek
Utanmak kelimesi günlük hayatta sıkça kullandığımız ve karşılığı olan duyguyu fazlasıyla yaşadığımız bir kelimedir. Peki utanmak sözcüğünün kelime anlamı nedir, utanmak hakkaten ne anlama gelir ve utanma kelimesinin kökleri hangi dilden dilimize geçmiştir yada utanmanın geçmişi nereye dayanır. Utanmak hakkında tüm bu soruların cevapları ve utanmak hakkında bilmenizde fayda olan öteki herşey için aşağıdaki makaleyi dikkatlice okuyun. Hades Yunan mitoloisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Yeraltının tüm hazinesi onundur, korkulu bir tanrıdır fakat fena bir tanrı değildir. Hades her ne kadar birçok zenginliğe haiz olsa da ortalıkta pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder. Zira sahibi olduğu yeraltı ülkesi o denli çirkin bir ülkedir ki, efendisi devamlı saklanır. Bir keresinde Poseidon, Hades’i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades’in çirkin yeraltı ülkesi ortaya çıkar. Azca utanıp sinirlenmemiştir Hades. Ondan sonra yetmiş bin kişilik ölüler ordusu ile Atlantis Denizi’ni kurutur. Yunan tanrısı Hades’in de kuvvetli bir Tanrı olmasına karşın, “utanç” duygusunu ne kadar ağır yaşamış olduğu anlatılıyor bu mitolojik öyküde. Vikipedi’ de utanç; “İçinde bulunulan durumdan kurtulmak isteme durumu.” olarak tanım edilmekte. “Utanma” nın; “sıkılmak”, “çekinmek”, “mahçup olmak” kelimeleri ile de ilişkisi vardır ya da benzer durumlar için kullanılır. Anadolu’ da; “ar ve haya” duygusu olarak ifade edildiğini biliyoruz utanmanın. Utanma duygusu; çocukluk döneminde çocuğun onay almak, görülmek yada farkedilmek istediği durumlara anne babaları ve bakıcıları tarafınca uygun tepkiler verilmediğinde gelişir. Başka bir durumda ise, anne-babanın çocuğunun davranışını onaylamadıklarında, başkaları yanında yada değil, çocuğun kaldıramayacağı şekilde kırılma yaratmaları sonucu erişkin dönemde sorun yaratacak düzeyde “utanç” duygusu gelişir. Utanmak, kişide gerginlik ve kaygı yaratttığından; yüz kızarması, göz kaçırma ve terleme benzer biçimde emareler oluşur. Utanma duygusu gerilim yarattığından şahıs, bir an ilkin o durumdan kurtulmak ister. Çocukluğumuzdan bu yana eğer ayıp ve yasaklar oldukça katı ise, “utanma” duygusunun ayarı da bozuk olacaktır. Çocuğa ve ergene sıhhatli bir halde verilen terbiye, kıymet ve vicdan ile ilgili eğitim, kişinin kendi sınırlarının bilincinde olmasını, saygınlığını müdafaasını ve başkalarına saygı göstermeyi de bilmesini sağlar. Utanmadan söz açınca, “edep” terimine değinmeden olmaz. “Edep Ya Hu” Osmanlı döneminde Dergah kapılarında yazan bir sözdü. Simgesel olarak “Eline, beline ve diline haiz ol.” anlamına geldiği belirtiliyor. Tasavvufda ve Sufilikde oldukça ehemmiyet verilen bir kavram olan “edep”; “incelik, görgü, nezaket, zerafet, terbiye, terbiye” anlamı içeriyor. “Adab-ı muaşeret” adı altında insan ilişkilerinde, topluluk önünde, işinde ve yönetimde uygun davranış gösterme kuralları olarak, İslam kültürü etkisiyle Osmanlı döneminde yazılmış birçok yaratı var. Anadolu’ da edep kültürü, tasavvufun da etkisiyle yuzyıllar boyu süregelmiştir. Edep kültürünü almış şahıs özünden uzaklaşmadan, kendine yabancılaşmadan insan ilişkilerinde ölçüyü, saygıyı, anlayışı ve ötekinin kişisel alanını gözeterek varolur. Söz söyleyeni dinlemeyi, ikide bir sözünü kesmemeyi, kendi konuştuğunu kendisi dinlememeyi, toplu mekanlarda yalnız kendisi varmış benzer biçimde yüksek desibelden konuşmamayı, kelimeleri eğip büğüp insanlara uygunsuz şekilde hitap etmemeyi, iyi mi oturup iyi mi kalkılacağını, ağzından çıkanı kulağı duymayı, verdiği sözü tutmayı, yemeğin sonunda hesap ödememek için kaytarmamayı, insanların haklarını ihlal etmemeyi bilir. Edepli şahıs, “İnsanlık ayıbı” olacak durumlara kayıtsız kalmaz, insanlığından utanır. Sertlik gören hanıma yada çocuğa, eziyet edilen hayvana muamaleden utanır. Komşusunun açlığından, okula gidemeyenin çaresizliğinden utanır. Politikacısının yerine gelmeyecek vaadinden, kendi coğrafyasındaki zulümden, komşu ülkedeki dökülen kandan utanır. Utanç duygusunun lüzumlu ve yararlı olduğu durumlar vardır; bu şekilde durumlarda şahıs rahatsız edici konumundan vazgeçer, davranışını durdurur. Gerektiğinde olumluluğa giden yolda, kişisel katkıda bulunur. Kimse kendisine “Arsızın yüzüne tükürdük, nisan yağmuru dedi.” dedirtmesin… Daha da beteri “Ar damarın çatlamış.” olurdu fakat bu sözleri duyup, asla hastalık duymadan, karşılayıp gülenleri gördüm, görmüşünüzdür… Bir zamanlar gırgır dergisinde gösterilen Oğuz Aral imzalı, “Utanmaz adam” ı hatırlarsınız; her türlü alavere, dalavere ve üçkağıdı olan “Onur” karakteri okurken eğlenceliydi, fakat yaşarken keyifli değiller, ne dersiniz?
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN Read the full article
0 notes
Link
«Takva örtüsü ise daha hayırlıdır. Allah’ın bu âyetleri öğüt almanız içindir.» Abdurrahman Îbnî-Eslem «Allah’tan korktuğu için ayıplarını örttüğünü, takvâ örtüsünün de bu olduğunu» söylerdi. Ayıp yerlerin örtülmesinde kullanılan ve ziyneti sağlayan libas ın meşruiyetiyle, takva arasında bağlantı vardır. Bunun ikisi de libastır. Biri kalbin ayıplarını kapatır ve onu güzelleştirir, öteki bedenin ayıblarını kapatarak bedeni güzelleştirir. Bunlar biribirinin tamamlayıcısıdırlar. Çünkü Allah’tan korkmak ve O’ndan utanmak, bedendeki açıklığın çirkinliğini idrâk ettirecek şuurun doğmasına ve utanç duygusunun meydana gelmesine vesile olur. Allah’tan korkmayan kişi için çıplaklığın önemi olmadığı gibi çıplaklığa teşvik etmekte de engel görmez. Herkesin, Allah korkusundan uzaklaşmasını, hayasızlaşmasını, ayıb yerlerini açmasını işteyebilir. Hakikatta vücudun örtülmesi (tesettür) haya duygusunun İfadesidir... Yoksa —Siyon protokollarında yer alan prensiplerin ihtiva ettiği çirkin yahudi plânları uyarınca insanların insanlığını berhava etmek için inanç ve haya noktalarına musallat olmuş borasancıların dediği gibi— îctimaî bir alışkanlık ve gelenekten ibaret değildir. Allah insanı bu duyguyl
0 notes
Photo
Sevda hep vardı, ona bir lafımız yok. Ama haya da vardı. Utanmak denen bir güzellik vardı.
18 notes
·
View notes
Text
Edep Sözleri, Edep ve Haya İle İlgili Sözler
Sayfa İçeriği: Edep ve Haya İle İlgili Güzel Sözler, Edep ve Haya İle İlgili Dini İslami Sözler, Edep ve Haya İle İlgili Anlamlı ve Özlü Sözler, Edep ve Haya İle İlgili Mevlana Sözleri, Edep ve Haya İle İlgili Söylenmiş Sözler, Edep ve Haya İle İlgili Düşündürücü Sözler, Edep ve Haya İle İlgili Ünlü Felsefi Sözler
En güzel edep, güzel ahlaktır. Hz.Ali (r.a) İnsanla hayvan arasındaki fark edeptir. Mevlana Bozuk olunca maya, ne ar tanır ne de haya. Mevlana Bizi edepsizler değil edebimiz susturur! Mevlana Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız.. Edep bilenler başkadır, Canı ruhu yanmış aşıklar başka. Mevlana Edep sahibi yediği tokadın sahibini aramaz, sebebini arar. Mevlana Güzeli güzel eden edeptir edep güzeli sevmeye sebeptir. Mevlana Sükût, incelik, edep ve zarafet insanı her gittiği yerde sultan yapar. Mevlana Utanmak,insanlara Allah tarafından bahşedilmiş bir lütuftur. Osman Ünver Utanç yoksullarda,pervasızlık zenginler de bulunur. Hesiodod Bir insanı suçundan ötürü utandırmak,kanını dökmekten iyidir. Terence Edep aklın suretidir. Hz.Ali (r.a) İnsan ne kadar daha fazla şeyden utanırsa,o kadar şeref ve onur sahibi olur. Bernard Shaw Bir kimse yaptığı yanlışlıktan dolayı utanmadı mı,bir daha utanacak sebep bulamaz. Mencius Erkeğin tesettürü göz kapaklarıdır. Hz. Ali (r.a) Korku nedir, utanma nedir bilen bir adam için daima bir kurtuluş yolu vardır. Sophokles Edep duygusu insanlara daha doğumda eşitsiz bahşedilmiştir. F.Scott Fitzgerald İnsanın ilim ve edebi,en büyük varlığıdır.Eskimez,çürümez,kaybolmaz. Mevlana Edebim el vermez edepsizlik yapana susmak en güzel cevaptır edebi elden gidene. Yunus Emre Bir insanda yok ise edep, neylesin medrese mektep… Okusa alim olsa ,yine merkep ,yine merkep Necip Fazıl Kısakürek Hava kirliliğinden değil, haya kirliliğinden nefes alamıyoruz. Necip Fazıl Kısakürek Utancı giden kimsenin kalbi ölür. Hz.Ömer (r.a) Her şeyin bir hizmet edicisi vardır.Dinin hizmet edicisi de edeptir. Abdullah Nibbaci Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz. Hz. Ali (r.a) Edep döküntüleri,altın döküntülerinden daha hayırlıdır. Hz.Osman (r.a) Kanunların yasaklamadığını,ar ve utanma kontrol eder. Seneca Giyimde edep ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için bir kalkandır, unutmayın. Halil Cibran Edep, aklın tercümanıdır.İnsan edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli,şerefi kadar kıymetlidir. Şems-i Tebrizi Her şey çok olunca ucuzlar; Edep bunun aksinedir, o çoğaldıkça değeri artar. Şems-i Tebrizi Ey Gönül!.. Sen sen ol, kimsenin gönlünü yıkma. Dikenin ucuna çık da, edep çizgisinden çıkma!.. Mevlana Utanma insanın ruhunda asıldır.İnsanı insan olarak muhafaza eden de budur. Nasr-ı Hüsrev Dünya gecesinin aydınlatacak şemaların en güzeli ve parlağı:Edeptir. Mevlana Edebden yoksun olan bir insan, bir toplum için zararlı mikroplardan daha tehlikelidir. Hasan Vehbi Yeter Kendinden utanmayı bilseydi kişioğlu, gizli kalmış değil, fakat herkesin içinde açıkça işlenmiş nice suç işlenmemiş olurdu. La Bruyere Edep, dinin gerçeklerini bilmedeki ince anlayış, dünyanın geçici ve aldatıcı zevklerine aldanmadan Allah’ ı hatırlatan bilgiler edinmek için yapılan eğitimdir. Hasan Basri
0 notes
Photo
Sual: Bir kimsenin, yaptığı ibadetleri başkalarına göstermekten veya onların duymasından haya etmesi, utanması doğru bir şey midir? Cevap: İbadetlerini başkalarına göstermekten haya etmek, utanmak caiz değildir. Haya, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir. Bunun için, vaaz vermekten, ilmihal kitabı yazmaktan, satmaktan, imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur��ân-ı kerim okumaktan haya etmek caiz değildir. (Haya imandandır) hadis-i şerifindeki haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Müminin, önce Allahü teâlâdan haya etmesi lazımdır. Bunun için, ibadetlerini ihlas ile yapmalıdır. #dimimizislamcom www.dinimizislam.com (Sultangazi/istanbul)
0 notes