#Tasavvufi Yorumlar
Explore tagged Tumblr posts
6ustu1ask · 4 years ago
Text
Zamanın hastalıklarından biriside şu;
Hiçbir İslami tasavvufi bilgisi olmadan Din hakkında Dini biliyormuş gibi yorumlar yapan cahil cühelâ olan sapkınlara inanan ve ona sorular sorup onun dediklerini uygulayan ahmakların yaşadığı beyin yoksulluğu hastalığı..
Allah şifa versin geçmiş olsun.!!
8 notes · View notes
rsahiner-blog · 5 years ago
Text
7. SINIF 5. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İTİKADİ YORUMLAR KONU DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ
7. SINIF 5. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İTİKADİ YORUMLAR KONU DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ

Yukarıdaki etkinlik açılmazsa lütfen aşağıdaki linki tıklayınız.
  https://h5p.org/node/854720
7. SINIF 5. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İTİKADİ YORUMLAR KONU DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ
7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ 5. ÜNİTE 7. SINIF 5. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İTİKADİ YORUMLAR KONU DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ yap. Bilgini test et. İslam Düşüncesinde İtikadi Yorumlar konusun…
View On WordPress
0 notes
kubaderler · 6 years ago
Text
buraya öylece gelişi güzel bu kuralları yazıp bırakmak istemedim. küçük bir girizgah yapayım: benim hayatımın her alanında diğer bazı yaklaşımlara ek olarak hint felsefesini de yanıma aldığımı buradan da bilenler var. temeli: öze yaklaşmak olan her felsefe, güzeldir. bu konulara dinsel yanaşmalarla anti üretimlerde bulunmamanızı ben gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. çünkü tasavvufi yaklaşımlar da bence aynı etkiye sahiptir ve farklı dinlerle yaşayan insanların da tasavvufa olan yakınlığını bizzat görmüş biri olarak farklı felsefelere yakın durmanın dini inanca bir sakatlık yarattığını düşünmemekteyim. ancak burada tasavvuf hakkında fikirler beyan etmeyi pek tercih etmiyorum. çünkü pek çok kişinin hassas karnı olan bir konu hakkında bıçak sırtı yorumlar yapmak hele ki bunu yazarak -doğru şekilde- iletmeye çalışmak korkunç şekilde zor. fakat karşılıklı konuşma anında sesli bir şekilde kendimi daha rahat izah etmenin kolaylığıyla her zaman tasavvuf konuşabilirim. o sebeple ‘sadece felsefe’ olarak baktığım ve sürekli tekrar ederek hayatıma entegre etmeye çalıştığım bu 4 kuraldan hiç bozmadan şöylece bahsetmek istedim:
kural 1: ”karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”
kural 2: “yaşanmış olan her neyse, sadece yaşanabilecek olandır. hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile
değiştiremeyiz. ‘şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
kural 3: ”içinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”
kural 4: “bitmiş olan bir şey bitmiştir. bu kadar basittir. hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”
2 notes · View notes
architectsarchive · 5 years ago
Text
Aşk Estetiği - Beşir Ayvazoğlu
İslam Sanatlarının Estetiği Üzerine Bir Deneme
Okumamın üzerinden bir aydan fazla süre geçti ama unutulmaması (en azından daha uzun süre hatırlayabilmek, mümkün değil mi?) için yorumlarımı yazmadan kitaplığa kaldırmak istemedim. 
Özellikle kitabın başlarında kavramlar/olaylar bahsedilmiş ama birbirlerine bağlanamamıştı, bir veri olarak sunulmuş da yorumlanmamış gibi. Bu kopukluk okunmasını biraz zorlaştırıyor. Yazarın yayın hayatının başlarında yazdığı bir kitap olduğu için (hatta ilk kitabı olabilir) anlaşılabilir bir toyluk olarak görülebilir. Zaten ön sözünde tam olarak bu açıdan yaklaşılmasa da yeni basımlar için içeriğin yeniden düzenlenmesi gerektiğinin farkındalığı belirtilmiş. İslam’daki estetik anlayışını kavramak i��in bir alan sağlaması ve arayışını sürdürmek isteyenler için okkalı anahtar kelimeler verilmesi açısından okunmaya değer bir kitap olarak tavsiye ederim sevgili Efil...
Genel yorumumu belirttikten sonra altını çizdiklerimi aktarmak isterim:
# Aşkın kısa tarihi bölümünden Eflatun’un aşk tanımı:  “Bu güzellik, doğumsuz, ölümsüz, artmaz eksilmez bir güzelliktir. Bir bakıma güzel, bir bakıma çirkin, bugün güzel, yarın çirkin, kiminin gözünde güzel, kiminin gözünde çirkin bir güzellik değildir. Bir güzellik ki, kendini bir yüzle, elle ayakla, bedene bağlı hiçbir şeyle göstermeyecek, ne bir söz olacak ne bir bilgi; bir canlıda, belli bir varlıkta bulunmayacak, ne canlıda ne yerde ne gökte, hiçbir yerde, kendi var, kendinden var, kendisi ile hep bir örnek. Bütün güzellikler ondan pay alır; kendisi onların parlayıp sönmesiyle ne artar ne eksilir ne de bir değişikliğe uğrar.” Literatüre “Platonik (Eflatuni) Aşk” adıyla geçen bu anlayış, geçici güzelliklere değil, güzellik idea’sına, salt güzelliğe duyulan aşkın ifadesidir. Ortaçağ’da Hristiyan ve Müslüman filozoflar, Eflatun’un birçok görüşü gibi , aşkla ilgili görüşlerini de kendi inançlarının ve dünya görüşlerinin süzgecinden geçirerek benimsemişlerdir.
# Gizli Hazine: Sahih olup olmadığı münakaşa konusu olmakla beraber, tasavvufi düşüncenin temel argümanlarından biri olan meşhur kutsi hadisin burada hatırlanması gerekir: “Ben bir gizli hazine idim; bilinmeyi sevdim, bilinmek için halkı yarattım.” Sufilerin elinde başlı başına bir estetik teorisine dönüşen bu hadis’e son derece zengin yorumlar getirilmiştir. Allah’ın bilinmeyi istemesi aşktır ve aşk özün özüdür. Aşkla kendini beğenen Allah, yokluk aynasında tecelli ve kendi güzelliğini temaşa eder. Aşkın işte bu ilk parıldayışı, onun isimlerinin ve sıfatlarının çokluğunu sağlamış, böylece alem yaratılmıştır... 
...İlahi aşktan kaynaklanan, fakat mahiyetleri itibariyle ondan farklı olan ruhani ve tabii aşkların çerçevesi ise, İbnü’l-Arabi tarafından şöyle çizilmektedir: Ruhani aşk, sevenle sevilenin aslında bir oluşunun idrakidir ki, doğrudan doğruya ilahi aşkla bütünleşmeyi sağlar. Mecnun’un Leyla’ya aşkının bu türden olduğunu söyleyen İbnü’l-Arabi, ruhani aşkı, ariflerin belirli bir aşk objesi tanımayan gerçek aşkı olarak tarif etmektedir. Kays’ın, yani Mecnun’un aşkı, “ruhani aşk makamındadır.” Görmez misin ki Leyla ona geldiği zaman, kendi hayalinde tuttuğu muhayyel ve Batıni Leyla sureti, Leyla’nın zahiri suretine mutabık olmamış ve Leyla’yı bu sureti bozan bir şey olarak görmüş ve ona, “Benden uzak dur, çünkü senin sevgin beni senden (maddi varlığından) daha çok meşgul etti” demişti.
#En Güzel Kıssa: Kur’an-ı Kerim’de, Yusuf kıssasından “kıssaların en güzeli (ahsenü’l kasas)” diye söz edilmektedir... 
... Leyla vü Mecnun ve benzeri aşk mesnevilerinde karşımıza çıkan kahramanların yerine, aynı zamanda klasik edebiyatımıza ve belki de bir medeniyete “temmet” çeken Hüsn ü Aşk’ta iki soyut kavram geçer: Hüsn (Güzellik) ve Aşk. Şeyh Galib’in, mesnevi geleneğinde çok hususi bir yere sahip olan bu benzersiz eserinde, tasavvufi “seyr ü süluk” anlatılmaktadır: Aşk, Hüsn’e tutulmuştur; onu kendisinden ayrı bir varlık zannettiği için Beni Muhabbet kabilesinin ulularından ister. Aşk’a şayet Kalp ülkesindeki kimyayı getiremezse Hüsn’e ulaşamayacağını söylerler. Aşk, lalası Gayret’le birlikte yollara düşer. Yolculuk sırasında çok büyük engellerle ve tehlikelerle karşılaşırlarsa da, hepsinden Sühan’ın (:) da yardımıyla kurtulmayı başarırlar... Aşk, sonunda hakikat sabahına erişir. Ve bir bakar ki seyre başladığı yerdedir; Aşk Hüsn’den, Hüsn de Aşk’tan başka bir şey değildir.
#Gerçekliğin Kavranışı: “Gönül gözü görmeyince hiç baş gözü görmeyiser”(Yunus Emre). ‘Gerçeklik’ kavramının sadece duyularla algılanabilir dünyayı ifade edecek şekilde sınırlandırılması, 13. yüzyıldan itibaren antikite’yle kurulan ve Rönesans döneminde zirvesine ulaşan ilişkinin bir sonucudur. Modern bilimlerin bugün de yegane gerçeklik olarak gördüğü “duyularla kavranan dünya”, İtalya’da Brunelleschi ve Ghiberti ile başlayan sanat ve mimari anlayışının da tek kaynağıdır... 
...Müslümanlık, bünyesinde taşıdığı derin müsamaha yoluyla büyük çatışma ihtimallerini daha baştan ortadan kaldırarak radikal çözüm arayışlarını metafiziğe yöneltmiştir. Başka bir ifadeyle, gözler, dış dünyaya değil, içe doğru açılmıştır.
# Tenevvü: Meseleyi estetik planında ele aldığımız zaman, güzel olanın mesela üç değil bir, kare ve üçgen gibi geometrik figürler değil, nokta olduğu söylenebilir. Nokta, bir’in farklı bir ifadesidir ve soyut bir mekan unsuru olarak karşımıza çıkar. Bir ve nokta, aynı zamanda eskilerin “bölünmez cüz”, yani atoma ve ana tekabül etmektedir. Kur’an- Kerim’in ilk harfi olan “ba”nın alındaki nokta, Seyyid Hüseyin Nasr’a göre, hat sanatının, İslam mimarisinin ve kökleri mukaddes kitabımızda bulunan fonetik ve plastik sanatların ilkesini verir. “Nokta asıl: Artmaz, eksilmez, yok olmaz.”(Y. Nuri Öztürk). Hz. Ali’ye izafe edilen “İlim noktadır.” sözü de, noktayla ilgili spekülasyonların kaynaklarından biridir. Nokta hareket ederek çizgiyi, çizgi yüzeyi, yüzey hacmi meydana getirir. Yani bütün varlığı tek ve soyut nokta’ya irca etmek mümkündür.
# Yıldız Sistemleri: Sultan Veled, Maarif adlı eserinde, baharın, çemende, yaylalarda, ağaçlarda, gül bahçelerinde, reyhan ve yasemen tarlalarında, goncalarda, renkli yapraklarda, olgun ve renkli meyvelerde seyredilmesini tavsiye eder. Bu manevi genişliğe ve huzura kavuşmanın, “Didar’a gark olma”nın yollarından biridir. Çünkü “O şah bazan gizli ve bazan açık olarak alemde göründü. O, baştan sona bu cihanın canıdır. Onun güzelliği ilkbahar, alem ise bir bağ gibidir. Onun cemalini ve lütfunu bağda temaşa et.”
Ademe eşyada esma görünür                                                                                  Cümle esmadan müsemma görünür                                                                        Bu Niyazi’den de Mevla görünür                                                                              Adem isen “semme vechullah’ı bul                                                                          Kande baksan ol güzel Allah’ı bul (Niyazi-i Mısri)
# Tezyinilik: Bu bölüm bütünüyle ara ara okunmalı. 
# Mimari ve Şehir: Siz her yere yüksek bir alamet bina edip boş şeyle mi uğraşırsınız? (Kur’an-ı Kerim). Elbette ki bu bölüm de  bütünüyle ara ara okunmalı
0 notes
ansiklomedia · 6 years ago
Text
İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar
İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar
• İslam düşüncesinde itikadi (inançla ilgili), fıkhi (ibadetle ilgili) ve siyasi yorumlar olduğu gibi ahlaki yorumlar da ortaya çıkmıştır. Ahlak üzerine yoğunlaşan bu yorumlara tasavvuf denir. Tasavvufi düşünce ile uğraşan kişilere “mutasavvıf” denir. Tasavvufi düşüncenin amacı, insan ruhunu temizlemek ve kötülüklerden uzak durarak kâmil (olgun) insan yetiştirmektir. Tasavvufi düşüncede…
View On WordPress
0 notes
testicoz · 8 years ago
Text
7.Sınıf Din Kültürü İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Testi Çöz
7.Sınıf Din Kültürü İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Testi Çöz
[mtouchquiz 3416]
View On WordPress
0 notes
pdfkitapokuindir-blog · 8 years ago
Text
Cemalnur Sargut - Kadın Ve Tasavvuf Pdf Kitap İndir
Cemalnur Sargut – Kadın Ve Tasavvuf Pdf Kitap İndirİslami gelenek Allah’ın Adem’e şöyle seslendiğini bildirir; “ben rahmetimi kulun Havva’nın şahsında senin için topladım” ve “Ey Adem, mümine bir kadından daha hayırlı bir rahmet olamaz”.
Tasavvufi bakış açısı bu sözleri şöyle yorumlar; Allah rahmetiyle insanın nefsini var etmiştir. Eğer o nefis, mutmain mertebesine ulaşıp mü’min olursa beşeri insan makamına yükseltip, Allah’ın ondaki tecellisiyle mükafatlandırır ki, bu da en hayırlı rahmettir. Dolayısıyla tasavvufta dişi nefsi, erkek aklı temsil eder. Ve nefis büyük mutasavvuf  Ken’an er  Rifai’nin buyurduğu gibi; şikayet edilmesi değil bilakis şükredilmesi gereken tekamül fırsatıdır.
Nihayet diyebiliriz ki “Ey Allah’ın Cemal’i olan kadın, sen ki Allah’ın Rahmet ve rahim tecellilerinin kaynağısın. Eğer yaradan erkek ve kadın kutuplarda görünüp kendinden kendine aşık olmasaydı, onu nasıl tanıyıp idrak edebilirkid?”
  Cemalnur Sargut - Kadın Ve Tasavvuf Pdf Kitap İndir
0 notes
ansiklomedia · 6 years ago
Text
İslamiyette Tasavvufi Düşüncenin Oluşumu
İslamiyette Tasavvufi Düşüncenin Oluşumu
Tasavvufi yorumlar; Ahlakı güzelleştirmek, içtenlikle Allah’a kulluk ederek dini yaşamak için ortaya çıkmış anlayışlar bütünüdür. Bir başka ifadeyle Tasavvuf, dinin ahlakla ilgili esaslarının ön plana çıkarılmasıdır.
Tasavvuf, Peygamberimizin ve sahabelerin yaşadığı hayatı örnek alarak, gösterişten uzak, samimi, sevgi ve saygıya dayalı bir hayat yaşamaktır.
Her kurumda olabileceği gibi…
View On WordPress
0 notes
dersvekitap-blog · 7 years ago
Text
12. Sınıf Din Kültürü 4. Ünite İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Sayfa 70 71 72 73 74 Cevapları
Yeni İçerik Eklenmiştir: https://www.dersvekitap.com/12-sinif-din-kulturu-4-unite-islam-dusuncesinde-tasavvufi-yorumlar-sayfa-70-71-72-73-74-cevaplari/
12. Sınıf Din Kültürü 4. Ünite İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Sayfa 70 71 72 73 74 Cevapları
0 notes
dersvekitap-blog · 7 years ago
Text
12. Sınıf Din Kültürü 4. Ünite İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Sayfa 54 Cevapları
Yeni İçerik Eklenmiştir: https://www.dersvekitap.com/12-sinif-din-kulturu-4-unite-islam-dusuncesinde-tasavvufi-yorumlar-sayfa-54-cevaplari/
12. Sınıf Din Kültürü 4. Ünite İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar Sayfa 54 Cevapları
0 notes