#Sol ayağım
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Oysa sevmeyi ve sevilmeyi öyle çok istiyordum ki..."
Christy Brown - Sol Ayağım
#sol ayağım#christy brown#books#kitap alintilari#kitaplar#kitaplayasamak#kitaplığımdan#edebiyat#kitap#sevgi#sevilmek
132 notes
·
View notes
Text
Bu kitabın çok güzel olduğunu biliyorum ama okumak yeni nasip olacak🌾çok değer verdiğim biri tavsiye etmişti 🌸
98 notes
·
View notes
Text
"Fark etmek acıydı ama gerekliydi."
14 notes
·
View notes
Text
📜Hayatın tadı kaçmıştı, her şey gördüğümden ve hissettiğimden farklıydı.✨
~Christy Brown, Sol Ayağım
#dusleraleminde#post#postlarım#mypost#newpost#blog post#tumblr postları#alıntı#sözler#christy brown#sol ayağım#tumblrposts#tumblr
25 notes
·
View notes
Text
“Telveli fallara bakıyorum, köpürtmeden denizi. Sek. Sevdim kendimi eksiltmeyi. Tırnaklayıp derimi, baktım tadıma. Asi. Damgalı zanlınızım sizin. Çaldım tokmağı, öldünüz. Beynim dişlerinize emanet. Koptu ip. Ayağım. En çok sol. Harammış. Mış. Mı. M. Masallar masum. Ben eğreti, hırçın, aykırı zanlınızım sizin.”
tamamı için: grungepoetry.com/2023…
5 notes
·
View notes
Text
Qış günü idi.. fevral ayının ortaları.. axşam saat 11 idi texmini. Aeroport yolunda körpünün üstü ile maşın yavaş süretle gedirdi... bütün yol qar yığını idi. Dostum yol qarlı olduğu üçün özü meni aparmaq istemişdi...Dostumla maşında zarafat edib gülürdük...birden maşının arxasında sarsılma oldu ve bir anda maşın körpünün kenarındaki demirleri qırıb texminib 4.5 metirden aşağı aşdı. Arxadaki sarsılma ise yüksek süretle gelen maşının bizim maşını vurması idi... maşın dostumun terefine yan düşdü sonra bir defe çevrildi...gözümü aça bilmirdim başımın ağrısından.. sonra özüme gelib çıxmağa çalışdım maşından.. başımın sol terefinden meye axırdı. Qaranlığ olduğu üçün heç ne görmürdüm. Sonra Mustafanı çıxarmağa çalışdım maşından. Çox şükür ki ayağı ilişmemişdi. Ama sol terefine düşdüyü üçün berk ezilmişdi hetta özünden getmişdi... nebzi çox yavaş atırdı... qorxumdan Musatafnı qalan gücümle aldım çiynime sürümeye başladım... yolda ayağım ağrıdan dayanmadı yanı üste yere yıxıldım...O zaman ölçmemişdim ama sonradan bildim ki düz 4 kilometr çiynimde daşımışam Mustafanı... ayağa qalxa bilmedim... qollarım kesik kesik idi... qorxudan elacsız qalıb Mustafanı oyandırmağa çalışdım... nebzini yoxladım... inanmadım... defelerle arda arda yoxladım... atmırdı... nebzi danmışdı... deli kimi olmuşdum, ne etdiyimi bilmirdim... en son xatırladığım Mustafanın alnından defelerle öpüb gözünü açmağa çalışdığımdı... bizi vuran maşının çağırdığı Ambulans sayesinde xestexanaya getdik... qeribedi he.. men o qeder qorxmuşdum ki, telefonu bele unutmuşdum...
Qarlı yol.. yolun kenarında 15 yaşlı qız ve qollarında uşağlığdan birlikde böyüdüyü dostu... Ona hem qardaş hem dost hetta yeri geldiyinde ata bele olmağı bacaran 19 yaşlı Mustafa... "heyat bumeranqdır ne edersen onu sonunda qaytara insana " sözü çox doğrudur... Mustafa hardan bilerdiki qollarında böyütdüyü gözü kimi qoruduğu o qızın qollarında son nefesini verecek... Öz elleriyle Musatafanı mezara qoyub üstüne torpaq atacaq.....
Balaca qız bu gün 17 yaşını mezarın başında oturaraq qeyd edir... deyişen bir şey yoxdur... yene evden gece saat 2 de mezarlığa qaçan ve gözleri qan çanağı olmuş qız........
Geriye ona maşında dinledikleri son musiqi ve Musatafanın son zarafatı qaldı.......
" Görersen Asi men de evlenecem ama sen tek qalacan baş belası" ......
Mahnının son sözləri ise.....
"Aramızda qarlı dağlar...
Hasretin bağrımı dağlar...
Çaresizlik yolu bağlar...
Yokluğunda öldü gönlüm...."
Yazan... Yalnızlar_şehri🥀....
6 notes
·
View notes
Text
Daha önce pek fazla okumuyordum. Kitaplar evimizde pek sık görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.
Christy Brown, Sol Ayağım
6 notes
·
View notes
Text
#books and reading#kitap kesitleri#kitaplar#books#kitap tavsiyesi#edebiyat#yazar#kitap alintilari#keşfet#aşk
0 notes
Text
"Artık, daha çok kendi içimde yaşıyordum."
#Sol ayağım#Christy brown#books#kitap alintilari#kitaplar#kitaplayasamak#kitaplığımdan#edebiyat#kitap
46 notes
·
View notes
Text
Nemesis yayınevi baskılı Christy Brown'un Sol Ayağım kitabı olan var mı acaba🥹
1 note
·
View note
Note
Seni en çok etkileyen kitap nedir?
Ben çoğu kitaptan etkilenirim.Türüne göre değişebiliyor."Bir muhteşem güneş" bence çok etkileyiciydi. Sonra "çizgili pijamalı çocuk" o da etkileyiciydi. Oğuz Atay ve Hakan günday kitaplarını saymıyorum onlarla dilim çok bir. Serenad baya iyiydi. Sol ayağım etkileyici bir kitaptı. Vadide ki zambak yine öyle derindi. Martin Eden yine aynı derinlikteydi. Cemil Meriç bu ülke etkileyici. Bülbülü öldürmek ne bileyim kardeşimin hikayesi gibi gibi sayabileceğim çok şey var. Ayıramam birbirinden ama Oğuz Atay başkadır benim nezlimde. Bir de şiir de Ahmet mücahit bülbül ve Didem madağı bilirim.
0 notes
Text
Sabahın körü, aydının eşsiz benzersiz sıcağı, kafamda siyah kaskım üstümde tam takım ekipman, sol şeridi ortalamış ufak tefek işlerimi halletmeye giderken sapığın birinin kadın motorcu olmama istinaden beni sıkıştırması. Kabus burada da bitmedi sağ şeride geçtim biraz hızlanarak sonra ilerde yol tek şeride girdi. Yine beni sıkıştırmaya devam etti aracı tekmeledim. Bu esnada trafik sıkışınca sağa çekmek zorunda kaldım Araçlara yol verip devam ettim fakat, sapık adam takibe devam edip beni sıkıştırarak yanımdan hızla geçince dengemi kaybedip düştüm. Evet ayağım 450sr altında sıkışıp kaldı. İnsanlar koşarak yanıma geldi ama oldu bir kere motoru kaldırıp kontağı kapattı biri. Kafamın etrafında kadınlar korkma buradayız iyisin sesleri ambulans sireni. Kabus gibi bir günün ardından ayağımda kırık çıkık olmadan eve geldim. Daha fena kazalarım olmuştu fakat bu kadar baskı üzerimde hiç hissetmedim. Sapıklığınızın da bir sonu olsun artık.
0 notes
Text
sol ayağım ve diz kapağım pert. annem kremledi sargı beziyle sardık inş ağrısı gece boyu devam etmez amin
1 note
·
View note
Text
Artık iş kalmadı yarenler bizde
Tökezliyor olduk yazıda düzde
Şairdik,hatiptik,yazardık sözde
Ekmeği yemeğe ağızda diş yok
Dedik ya efendim bizlerde iş yok
Sağ yanım titriyor,sol yanım tutmaz
Nabzım tekler durur,muntazam atmaz
Ayağım bir türlü ileri gitmez
Ağzım her an kuru,gözümde yaş yok
Artık bundan böyle bizlerde iş yok
Bir secdeye varsam başım dolanır
Ne yesem ne içsem,miğdem bulanır
Bütün dertler birbirine bulanır
Yuvamız da bomboş uçacak kuş yok
Hayra yorulacak hayal yok,düş yok
Yakını uzağı seçemez oldum
Bir ufak hendeği geçemez oldum
Bir bardak soğuk su içemez oldum
Tatlılarda bile lezzet yok,tat yok
Benim bu halime takacak ad yok
İki adım atsam durmaz düşerim
Eski hallerime şimdi şaşarım
Allah’ım ben böyle nasıl yaşarım
Kendimi kollayacak gövdede baş yok
Bağrıma basacak evlat yok,eş yok
Yaşıtlarım birer birer ölüyor
Yeşil yaprak kara toprak oluyor
Azrail de baş ucumda soluyor
Üstüme dikmeye ağaç yok,taş yok
Arkamdan vermeye yemek yok,aş yok...
Alıntı
1 note
·
View note
Text
dolu dolu bir hafta geçirdim. önce güzel şeyleri atalım sepete, sonra kafaya taktıklarımı bi elekten geçirelim.
uzun zamandır beklediğim meselemin çözülmesi ve keyifli işlemlerle başladım haftaya. tebrikler, neşe, huzur, rahatlama… sonunda elde edebildiğim güzellikler -hele ki bu süreçte- beni çok mutlu etti.
bu hafta spora geri döndüm. kaslarımın çalışmasını, fiziksel olarak yorulmayı, terlemeyi, sporun bana hem fiziksel hem mental olarak iyi gelmesini özlemişim.
bu hafta çok güzel yemekler pişirdim. etler, zeytinyağlı sebzeler, salatalar, ev yapımı yoğurtlarım havada uçuştu… hepsi birbirinden lezizdi.
üç kez toplu taşına kullandım eve dönüşlerimde. bu da bu haftanın yeniliklerindendi. vapur, yürüyüş, marmaray, yürüyüş güzergahını haftada birkaç kez kullanabileceğimi fark ettim. Neoskola eğitimlerim, beş bin yıldır okuduğun ama bitmeyen -az kaldı bitiyor- Kumandanı Öldürmek kitabım pek güzel eşlikçilerim oldu bu yolculuklarda.
cumartesi evde dinlendikten sonra ağrıyan bacağıma rağmen (bu konuya geleceğim) sahilde yürüdüm uzun uzun. temiz hava, deniz, güneş harika hissettirdi. akşam da güzel bir film, şarap-pizza akşamı yaptık. pazar günümüz bazı halletmemiz gereken işler, ailemiz ile geçti. sevdiğimiz birine çok güzel bir teşekkür hediyesi aldık, kapanışı ise Antep’ten gelen leziz baklavalarla yaptık. pazartesiye çok uykulu başladım ve birazdan uyumayı planlıyorum^^
böyle yazınca aslında beni mutlu eden neler olduğunu da görüyorum ama zihnimiz nedense hep olumsuza, zihinde b��yütmeye, tatsız konulara odaklanıyor. bu hafta da hem somut olarak hem de zihnimi meşgul eden konular olmadı değil.
cuma sabahı yetişmeye çalışırken topuklu çizmelerim ve ben kendimizi yerde bulduk. sol ayağım burkulurken, sağ dizim baya kötü yaralandı. hala daha bandajlı geziyorum. hareket kabiliyetimi kısıtlayan ve tadımı kaçıran bu durum, cumartesi dışarı çıkıp rahat rahat gezmemi engellerken ve hemen herkes arkadaşları ve dostlarıyla vakit geçirirken bir anda gelen yalnızlık duygusu ve değersizlik hissi içime çöreklendi ve beni ne yazık ki hala terk etmedi. bu duygunun kaynağını, r. arkadaşlarıyla biraz fazla vakit geçirse gelen “terk ediliyorum” hissi ile kıyaslama arzumun kaynağını bilemiyorum. bazı duygularımı çözümleyemiyorum. çözümleyemedikçe o bir yumak gibi içimi yiyip duruyor. pazar günü ise r. ile katıldığımız bir buluşmada bazı hareketlerimden dolayı kendimi durmaksızın eleştirdim. kendime karşı bu kadar acımasız olmam beni üzüyor ama bunu nasıl durduracağımı da çok bilemiyorum gibi aynı zamanda. terapistimin seanslara yeniden başlamasıyla ben de sahalara geri dönüyor olacağım, sanırım en iyi gelen şey bu olacak.
kendime iyi baktığım, şefkatle yaklaştığım güzel bir hafta diliyorum kendime.
0 notes