#Senden uzakta olsada...!!
Explore tagged Tumblr posts
Text
#Sevdiğini görmek hoş değil#... Her gün...#Ama onun varlığını etrafınızda hissetmenin güzelliği#Senden uzakta olsada...!!#Gönüllerin hasretle kat ettiği mesafeler vardır#Ve ayaklar bundan habersiz...!!#Kalbiniz için neşe#ruhunuz için evrenin mutluluğu❣️🥀
0 notes
Text
Sözlüğü açık yakalayarak kaçan bir kaç anlamın ardında bıraktığı posa kelimelerden biriyim. Nere konsam sırıtırım.
Dingin dingin akan ırmağın üzerinde kendi halinde, suyun üzerinde durmak ve beslenmek için altına gizlenmiş dala muhtaç, bireysel formasyonunu duru güzelliğiyle tamamlanmış bir nilüfer yaprağı görüyorum sana her bakışımda.
Bakmak adil davranmıyor bana, hiçbir şey sıradan değil;
o yüzden mi sadece ?
Kaburgalarımın arasına sıkışmış bir balon var, özlemek garip alışkanlıkmış usta..
Akıl gördüğü her kareye eklemeler yapıyor kendi kendine, neye daha çok odaklandıysan onu ekliyor, sana sormuyor isteyip istemediğini.
Seste ses arıyor, insanda insan.
İnsanın aklı yok, aklın insanı varmış gibi sanki.
Tuhaf..
Bugün senden kalan bir şeylerin dönümü olsa gerek.
Hava civa gibi olsada ben daha ağır basıyor olmalıyım, ki hala yerdeyim.
Aslında tam uçulabilecek bir hava, hafifte rüzgar var.
Belki de denemek gerekli, çıkıp yüksek bir binanın çatısına, salıvermek kendini her şeyden daha hafif hissettiğin bir anda.
Sonrası..
Sonrası kolay..
Her hangi bir beklenti içinde olmadan insanları izlemek.
Parfümlerini bile geçip, terlerinin, üzerlerine sinen yumuşatıcıların, sigaranın, alkolün, zor uyanmalarının, mutluluklarının ya da bezginliklerinin kokusuna ulaşmak, onları duyumsamak ama onlara yağmurda bırakılmış bir şeymiş gibi yaklaşmak..
Çok şey farkettim, kendi cevaplarıma koşarak geçiyor zamanım. Ne olacağını umursamıyorum, ne yapacağımı umursamıyorum. Bezgin bir otomatiğe bağlı, asude bir oluşumun bir adım ötesiyim.
Yabancısıyım herkesin, bunu genelde zamansız ve yersiz gülmelerimden ya da susmalarımdan anlıyor çevremdeki insanlar. Çok uzun süredir televizyon, gazete gibi şeylerden uzakta yaşıyorum. Dünya da ne olduğuyla ilgilenmiyorum, sanırım olacak hiçbir şey içimdeki derin boşluğu, içimdeki kimsesizliği dolduramayacağına uzun zaman önce kendimi ikna ettim. Bir fark dışında, senin açtığın şu, şu an kapalı pencere. Senin renginle kaplı bir camı var, sen açıp, sen kapatabiliyorsun. Başka kimsenin o pencereye bir hükmü, o pencereyi kullanmaya ehliyeti yok. Camını kaplayan rengin de öyle koyu ki ardından devinen herhangi bir hareketi bile göstermiyor. Bana ihtiyacın yok, hiç kimseye ihtiyacın yok; bu noktada benzeşiyoruz.
İhtiyacın olan tek şey, sanırım inanmaktı. Bunu da denedin ve başaramadın, minnettarım en azından benimle denediğin için.
Eskiden olduğu gibi bundan sonra da neler olacağıyla ilgilenmiyorum. Hayatıma girip çıkan insanların benim için yapabilecekleri hiçbir şey yok, anlayamıyorlar ve bende uzun zamandır zaten anlatmak istemiyorum. Sana biraz bahsettim ama üzgünüm ki yeterince derinleştiremediğimdendir üstünkörü algılamana olanak sağladım. Birilerinin bana kendini anlat demesinden her zaman ödüm koptu. Ben içimde ülkeleştirdiğim düşlerimin kapısı önünde yabancı bir çift ayakkabı hiç istemedim, sana gelene dek. Sen ol istedim, sığana güvendim, kalbine inandım. Dipte ışık yoktur, ışığı dibe kendin götürmelisin, belki de senin amacında buydu. Bana ışığını bölmek, sana ulaşacak daha önce kullanılmamış bir yolu tarif etmekti. Telaşım yüzünden sanırım göremedim..
Hem nasıl telaş etmeyeyim, asırlardır aradığım tebessüm yüzünü yurt bellemiş..
Neden böyleyim diye sormayacağım artık, sızdırmamalıyım; rollerimi benimsemenin son perdesindeyim. Oynadığım sahnenin tepesinde parlayan projektör senden bana kalan yegane meta, velev ki avuçların..
"Bana bir şey olmayacak" gibi peşin bir yargının çekiciyle dövülüyor her an ruhum. Nasıl pişmanım anlatamam.
İnsan doğası gereği oluşulagelmiş şeylerden bihaber olduğunda etrafındaki herşeyi suçlayarak küçülür. Çok yaklaşmıştın bana, çok etrafındaydık birbirimizin ve kolayı seçtik ikimizde. Biz'i suçladık. Oysa hayatlarımızdaki en masum şeydi "biz", kendi adıma itiraf etmek durumundayım; ben kavrayamadım sanırım..
Minik yaratıklarız, aciz yaratıklarız, kibirli yaratıklarız. Herşeyi bildiğimizi sanan acınası, aptal canlılarız; ben öyleyim..
Bize biz olduğumuz için gelen insanların kırgıllığa açık olması o gelme yoluna kendini sokması için kendini yermesi gerekliliğidir. Neden döndün diye saçma sapan sorular sormamız, anlayamadığımız bu noktanın üzerine örten kibir, her zaman sadisttir. İnsanın bu yanı, el ayak çekildiğinde kontrolü ele alır. Bir sürü senaryo üretir zihin, kuşkular yükler en sıradan Merhaba'ya bile, paranoyaklaşır. Oysa huzurlu bir yaklaşım herşeyin özüdür. İnandığı için geldi, sevdiği için geldi, özlediği için geldi diyemediğimiz sürece bu bireysel metamorfozlar bizi terketmeyecek. "Gelişe" empati kurmak gibi insanın çok ihtiyacı olan bir şeyden velev ki herkes yoksun. O kadar kullanışlı bir olgu olmasına rağmen kimsenin bunu kullanmaması gerçekten hayret verici ve düşündürücü. Herkes birbirine benziyor diyebiliriz şu kadar basit bir çıkarımdan bile yola çıkarak. Sen, ben, herkes. Ruhlarımızdaki parmaklıklar yüzünden bile diyebilirim ki aynı cezaevinin mahkumlarıyız. Ranza arkadaşı olmak için gelene "altımızdaki" yatağı verdiğimiz sürece, onunla sıradan bir konuşma için bile yukarıdan baktığımız sürece, biz, bizi hep kaybedeceğiz..
Ben beklemeyi seçtim. Birşey değişmedi yani benim için. Bilincimin farkına vardığımdan beri rutin hayatımın kenarında, rutin hayatıma hiçbir beklentimi bulaştırmadan bekliyorum. Bu esnada bir sürü acılı senaryolarım oldu, kendime acımaktan sanırım artık vazgeçerek beklemeyi onurlandırmam gerekiyor. Tek başına beklemeyi güzel kılan tek olgu, beklemeyi onurlandırmaktır diye düşünüyorum. İnsan ömründe çok fazla, ikili ilişkilerde kafasında tasarladığı idole cuk oturan bir kahramanla tanışma fırsatı bulamıyor sonuçta.
Hiç kimse umurumda değil, bunu açık yüreklilikle ve net söylüyorum.
Gelip geçici herşey, aslolan mutlak yalnızlık eninde sonunda her bireyi içine alarak kapsayacak. Mesele, ufka dalarak baktığında gülümsemeni sağlayacak seçme anılar. Her insan bu tip anıların cumhuriyeti, en keskin anı başbakan, diğerleri bakan. İnsanın kendisi ise halk..
Bildiğim, değişimsiz tek gerçeğim seni seviyor olmamdır.
Diğer her şeyin değişimine koşulsuz ve sonsuz açığım, değişimler beni bu yüzden hiç şaşırtamaz.
Ben yolumu çizdim ve yürüyorum.
Yanıma gel
ya da gelme
bu böyle..
(Vanilya kokulu leylak bahçesinin miski amber gülüne )
1 note
·
View note
Text
İKİ KELİME
06/04/2024
Çok şey konuşuldu aslında. Çok fazla şey söylendi ama ben tüm bu konuşmanın içinde yalnızca iki kelimenin etkisindeyim hâlâ. Yıllardır duymaya ihtiyacım varmış gibi.
Son günlerde garip rüyalar gördüğümden çok erken saatlerde sürekli uykum bölünüp duruyordu. Yine öyle bir andaydık ve uyumak üzereydim. Üst üste gelen bildirim sesi uykumu kaçırınca kaşlarımı çatıp söve söve telefonu elime aldım. Sabahın köründe bu kadar önemli olan ne olabilirdi? Gözlerimi zar zor açıp bildirime baktım. Onsra mesaj atmıştı. O an tüm sinirim uçup gitti. Tebessüm edip mesajına yanıt verdim ve tekrar uyumayı denedim. Bu kez aramıştı. Her zaman konuşmadığımız için deli gibi uykum olsada açtım o telefonu.
Telefonu sabitleyip konuşmaya hazır olduğum zaman ilk sorusunu sordu: "İyi misin?" Geçiştirmek için iyi olduğumu söyledim. İnandı mı peki? Hayır. "İyi olduğuna emin misin?" dedi. Geçiştirmek için eminim dedim. Gerçeği söylesem ne değişirdi. Aynı şeyleri tekrar edip dururduk. "Peki hiç ağladın mı son zamanlarda?" dedi. Yine geçiştirmeyi düşündüğüm an "Doğru söyle ama." dedi. Pes ettim o an. Daha dün gece uyumadan önce ağladığımı itiraf ettim.
Tedavimin nasıl gittiğini sordu. Yavaş yavaş ilerlediğimi söyledim. Kilit bir noktaya adım adım gidiyorduk ve bu kilit nokta Onsrayla ilgiliydi. Yani ona ihtiyacım vardı. Tedaviye başlama sebebim bile oydu zaten. Gerçi siz her şeyi biliyorsunuz ama onun bilmediği çok şey var. Telefonda söylenebilecek şeyler aslında ama ben bunları bu şekilde ona söylemek istemiyorum. Siz anlıyorsunuz beni. Onunla buluştuğumda yüzüne karşı söylemem daha iyi olmaz mı?
Yakın bir zamanda aile ziyareti falanda düşünmüyor sanırım. Ziyaret için bile mi gelmezsin dediğimde bir şey demedi. Sadece 6-7 sene orada kalacağını söyledi. Bu durumun benim tedavim için etkisini az çok tahmin etmişsinizdir. Düz duvara tırmanmak gibi bir şey oldu bu. Yinede her şeye rağmen sadece bu 6-7 senenin sonunda gerçekleşeceğine ihtimal bile vermediğim ama Onsra'nın ısrarla beni görmeye kesin geleceğini söylemesi üzerine tedavime devam edeceğim. İşe yaradığını bu süre zarfında belkide göremeyeceğim ama yinede ona sarılabilmek için tedavimi yarıda bırakmaya niyetim yok.
Onsra tedavimin kilit noktasının ne olduğunu sordu. Tedavim için büyük rol oynayan ama benden çok uzakta olan biri olduğunu söyledim. Kim olduğunu sordu. Aslında söylemezdim ama zaten uyku sersemiydim ve bana o an ne sorarsa dürüstçe cevap vereceğim için direkt sorusunu cevapladım. "Sen." dedim. O an bodoslama cevap verişimin şokunu yaşarken onun tepkisine baktım. Oradayken elinden çok fazla bir şey gelmiyordu tabi. Birde yanlış anladı. "Sana her zaman yardım etmeye hazırım ama bu biraz zor. Orada değilim, eğer uzaktayken yardımcı olabileceğim bir şey varsa elimden geleni yaparım. Ayrıca şunu da söylemeliyim. Biz bir ilişki yaşayamayız. Bunun sebebi senden kaynaklı değil. Sana karşı kötü bir şeyim yok. Seni seviyorum, gerçekten seviyorum. Son yaşadıklarımdan sonra bakış açım değişti. O yüzden bir ilişki istemiyorum. Yani en azından şuanki yaşımda istemiyorum, ilerisi için net bir şey diyemem." dedi. Nerden buraya bağladığına dair en ufak bir fikrim yok.
Hemen araya girip bir cümlesi için hissettiklerimi yazmak istiyorum. "Seni seviyorum" Bu cümleyi benden hoşlandığı veya bana aşık olduğundan söylemediğini adım kadar iyi biliyorum. Şöyle durup düşündüğümde birbirimize açık açık sesli bir şekilde seni seviyorum demedik. "Sevdiğim birisin" tarzı cümleler kurardık sadece. O yüzden bu iki kelimeyi duyunca ilk tanıştığımız zamanki halimin içimde bir yerde elleriyle ağzını kapatıp bir köşeye çöküp sessizce ağladığını söyleyebilirim. O gözyaşlarını içime akıttı, ben kalbimdeki ağırlığın hafiflemesi için derin nefesler aldım. Şuan bunları yazarken ağlıyorum mesela. Bu iki kelimeyi ondan duymak öyle farklı hissettirdi ki kelimelerim bu hislerimi tarif etmek için yetersiz kalıyor. Birbirimize daha önce sesli ve net biçimde söylemediğimiz bu iki kelime ruhumu delip geçerek kalbime ok gibi saplandı. Beni soktuğu şu durumu görüyorsunuz değil mi? Sonra Pei niye böyle diyorlar.
Benim açımdan düşünürsek bende zaten bir ilişki için hazır hissetmiyorum ve aynı Onsra gibi -en azından şuan- bir ilişki istemiyorum. Başıma gelen tüm şeylerden sonra nasıl birine güvenebilirdim? Güvendiğim Onsra'ya bile kalbimi teslim edemeyecek kadar parçalanmış durumdaydım. "Ben sana bir ilişki yaşayalım demedim ki. Sadece vakit geçirmek bile yeterli olacak zaten. Seni normal arkadaşlarımı sevdiğim gibi sevmiyorum. Daha farklı bir şeyler olduğunu sende biliyorsun. Benim iyiye gitmem için bir ilişki yaşamamıza gerek yok." dedim.
Sonra içeri geçti. Klasik havadan sudan muhabbetlerimize döndük. Tahmin edin bana ne sordu. Bence hepinizin aklına gelir. Evet, ne zamandır tanıştığımızı sordu. 7 sene oldu sevgili okurlarım, 7 sene. Daha birkaç ay önce 6 senenin lafını yaparken şimdi 7 sene oluşunun şokunu yaşadı. Bunca zamandır iletişimimizin kopmayışına şaşırdı. Harbiden biz nasıl oldu da 7 sene iletişimi kesmeden konuşabildik. Tamam konuşmadığımız zamanlar oldu ama bu 7 senedir tanıştığımız gerçeğini değiştirmiyor. "Birinin sana 7 sene sonra görüşürüz dediğini düşünsene. Ne kadar büyük bir zaman." dedi. "Ayrıldığımız zaman sana çok sinirliydim. Tam o an biri gelip sen Onsrayla 7 sene sonra görüşmeye devam ediyor olacaksın dese saçmaladığını söylerdim. Vay be, baya uzun zaman olmuş." dedim. Gerçekten 7 sene önceki halimle şuan konuşma şansım olsa bu konu için bana götüyle gülüp saçmaladığımı söylerdi. "O zamanları özlüyor musun?" dedi. Onun o zamanları özlediğini biliyordum, itiraf etmişti ama ben o döneme ait bir özlem cümlesi hiç kurmamıştım. Onunla hissettiğim şeyler aynı mı değil mi merak etmişti sanırım. Tebessüm edip "Özlüyorum." dedim. "O zamana geri dönmek ister miydin?" dedi. Bu sorunun ardından tanıştığımız dönem zihnimde canlanmaya başladı. Aklıma yine zorla çekilmiş videosu gelmişti. Benim tatlı küçük sonsuzum.. "İsterdim. O zamanlar gerçekten güzeldi." dedim. Bunları duymak içini rahatlatmış mıdır bilmiyorum ama 7 yıl önceki hallerimizin tam yanımızda oturup bizi gülümseyerek izlediğinden eminim. Benim o iki çocuktan çaldığım anıların yerine belkide şuan çok daha güzel anılar koyup iyileştiriyorumdur onları. Hâlâ bu konuda suçluluk duygum var. Bu yüzden o iki çocuğun hissettiği şeyler önemli benim için. Umarım iyileştiriyorumdur onları.
Bir şarkı üzerinde çalıştığından bahsetmiştim size. Vokal kaydını tamamlamış. Kimseye atmadığını ama bana atmak istediğini söyledi. Sonra atmak yerine o an dinletmeyi tercih etti. Açıkçası şarkıdan çok bir şey anlayamadım. Telefon görüşmesi esnası dinlediğimden olsa gerek çok cızırtılı geliyordu sesler. Yinede ritmini anlayabilmiştim ve açıkçası bana hitap eden bir tarz değildi. "Yani çok bir şey anlayamadım ama anladığım kadarıyla tarzı pek bana hitap etmiyor. O yüzden şimdilik yorum yapmamayı tercih ediyorum." dedim. Sagopa Kajmer hayranlığımı tekrar hatırlayıp ondan şarkılar söylemeye başladı. Gülüp telefonu elime aldım ve sevdiğim tarzda müzik yapan yabancı bir sanatçının şarkısını aramaya başladım. "Yaptığım bu şarkıyı seviyorum, bana eski günleri hatırlatıyor." dedi. Eski günler... Tam buna uyan bir şarkısı vardı. Şarkı aramayı bırakıp direkt o şarkıyı gönderdim Onsra'ya. Sizinde dinlemeniz için link bırakacağım. Dinler mi dinlemez mi bilmiyorum. Dinlemek demişken ona yaptığım playlisti hâlâ dinledi mi dinlemedi mi bilmiyorum. Bana hiçbir şey söylemedi.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?" dedi birden. Benden kolay kolay bir şey istemediğinden garibime gitti ama onu onayladım. "Albümümün kapağını sen yapar mısın?" dedi. Ben? Ben ve albüm kapağı tasarlamak? "Yani aslında yaparım ama şuan elimde çizim tableti yok. Henüz alamadım. Yoksa benim için problem değil." dedim. Bir süre bunun hakkında konuştuk. "Benim burda tasarımcı arkadaşlarım var zaten. Tasarım yaptırmak çok sorun değil ama ben senin yapmanı istiyorum. İlk albümümün kapağını sen yap istiyorum. Yani benim için çok anlamlı olur. Tabi senin içinde çok anlamlı olacağını düşünüyorum." dedi. Bu düşüncesi beni mutlu etti. Hayal edin, severek blog yazılarını okuduğunuz Pei en sevdiğiniz kişilerden biriyle iş birliği yapıyor. Gizliliğe bu kadar önem vermesem o albümden onlarca alıp kenarda saklayacağınıza adım kadar eminim. Şarkılar size hitap etmemiş olsa bile "Bu bizim Peimizin tasarımı ve bu şarkıları onun sonsuzu söylüyor." diyeceğinize adım kadar eminim. O yüzden o tatlı kalplerinizi tek tek öpüyorum.
Şuanlık kapak tasarımı işi askıda diyebilirim. Yaptığım birkaç psikolojik çizimim hakkında konuştuk bir süre. Sonra şarjı bitmek üzere olduğundan telefonu kapattık.
0 notes
Text
Dostluk Sözleri
Kimsesiz zamanların yalnızlığında,aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde,küçük bir çocuk yüreğinin annesine olan sevgisi değerinde bir merhaba dostum nasılsın.
Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş.Biz dostlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız.
Gönüller birdir dünyalar ayrı olsa da. Arkadaşlıklar,sevgiler,aşklar yalan olsa da umrumda değil dünya yansada biz dostu unutmayız dost uzakta olsada.
Dost deniz kenarındaki taşlara benzer.Önce tek tek toplarsın sonra birer birer denize atarsın ancak bazılarına kıyamazsın.İşte sen o kıyamadıklarımdansın.
Zaman gelir yollarına kar yağar,etrafını hüzün bulutları sararsa,ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğim kadar burdayım.
Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların.ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.
Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın.
Başkalarına kendinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin. Terk edenden alınacak en büyük intikam , ona kupkuru, sevgisiz gözlerle bakmaktır.
Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.UNUTULMADIN!
Gülerken herkes eşlik eder, ya ağlarken. Başarılara herkes ortak olur, ya yenilgilere. Öyle bir dost edin ki; kötü gün kapını çalınca kapıya seninle beraber baksın.
Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan
Hayata değer bir yaşam, sevmeye değer bir aşk, dostluğa değer bir arkadaşlıktan asla vazgeçme.Ne eksik ne fazlasını ara ve seni üzenle asla uğraşma !
Mutluluğun peşinden koşma mutluluk senin peşinden koşsun ve hayatta öyle mutlu ol ki gözlerinde akan bir damla yaş arayıp da bulamayanların sadakası olsun.
Belki diyorum; SEVGİ nin ne demek olduğunu biliyoruz ama GENÇLİĞİN ne demek olduğunu anladığımızda bu dünyadaki işimiz bitmiş olacak…
Eğer herkes dost sandığı kimselerin bir de kendi arkasından söylemiş olduklarını duysaydı, dünyada pek az dost kalırdı.
Dostlar ırmaklar gibidir; kiminin suyu az kiminin çok, kiminde ellerin ıslanır sadece kiminde ruhun yıkanır boydan boya…
Yardım etmek mi istiyorsun? O zaman dinle; yaşama sevinci getir bana çokça olsun çabuk tükenmeyenlerinden. İhtiyacım var bu ara unutmak üzereyim mutluluğu, unuttum sıcak bir çayın tadını, esen rüzgarın serinliğini, hadi durma öyle hatıralarımı canlandır, iyi olanları?
Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki de yoktur
Dost bazen minik bir kuş bazen var olmayan sevgili,kimi zaman saksıda bir çiçektir, ama asıl dost seni senden çok sevendir Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak…
Deniz derindir durulmaz dostluk ebedidir unutulmaz
Fani dünyanın baki padişahı değiliz. Biz parçalanmış gönül hırkalarını yamar dikeriz. Biz dostlarla ağlar dostlarla güleriz.
En koyu mavilikleri avucuna, en içten mutlulukları gözlerine, en derin sevgileri kalbine bırakıyoru.Hep Mutlu Ol..
En Koyu cehelet hakkında hiç bir şey bilmediğin bir şeyi redetmektir.
Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir. Kalb zenginliğinden mahrum olan kimse, ne kadar geniş servete sahib olursa olsun yine fakirdir. Tamamı ve hırsı sebebiyle de halk nazarında hakirdir. Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olsa herkesin nazarında muhteremdir.
Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin.
Sakın üzmesin seni karşılıksız sevgiler bağrına taş basarsın acılar bir gün diner giden gitsin aldırma yangınlarda söner sakın bakma arkana krallar önde gider
Gün gelir puslu bir dünya aydınlık bir yaşama gebe kalır yeterki umutların hiç bitmesin kalbin hangi mutluluk ve sevgi için çarpıyorsa yaşam sana onu versin.
Rüzgarın kemanını çaldığı,damlaların cama vurduğu bir pencerede yatağına uzanıpta keşke dediğin tüm güzellikler gerçek olsun.
Bin damla umut serpilsin yüreğine bin umut dolsun günlerine. Binbir hayalin gerçek olsun.
Ben dostun kokusunu uzak diyarlardan alırım ve onun gülüşünü nerde olsa tanırım. Ne mesafaler mesafedir dostunla ne de ayrılıklar hüzünlü
Baharın güneşi bahtına doğsun acılar kederler gönlünden uzak olsun. Tüm güzellikler ve mutluluklar senin olsun.
Yürek umutlara gebe olduğundan beri dostluklar ayrılıklara yenik düşmedi yüreğimiz dar ağacındayken bile ölüme koşup dostumuzu sevmeyi bildik.
Gün gelir buslu bir dünya aydınlık bir yaşama gebe kalır yeterki umutların hiç bitmesin kalbin hangi mutluluk ve sevgi için çarpıyorsa yaşam sana onu versin.
Ay yıldızlara mutluluk fısıldarken gökyüzü sevincini yeryüzüyle paylaşırken ben sana bir parça mutluluk yolluyorum içindeki umut çiçekleri hiç solmasın diye.
Acıların bir kum tanesi kadar küçük,mutlulkların nisan yağmuru kadar bol olsun.Hayatta bir kere ağlarsan oda mutluluk olsun.Dostum.
Hayal kur, ne hayal kurmak istersen… Gez, nereye gitmek istersen… Ol, ne olmak istersen…. Çünkü senin bir tane hayatın olacak ve sadece bir şansın var bütün bunları yapabilmek için
Koca bir çölde kum tanesi olmak yada okyanusta su damlası ama en güzeli milyonlarca insan arasında senin arkadaşın olmak.
Karanlık aydınlıktan, yalan gerçekten kaçar.güneş yanlız olsada etrafa ışık saçar.üzülme doğruların kaderidir yanlızlık,kargalar sürüyle,kartallar yanlız uçar…
Eğer gerçekten birini seversen, Onu özgür bırak! Sana ait olmak isterse bir gün mutlaka geri Gelecektir Gelmezse de boşa peşinden koşma Asla da senin O L M A Y A C A K T I R
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karsılaşırlar. aşk kendinden emin bir şekilde sorar: ben senden daha candan ve daha yakınım. sen niye varsın ki bu dünyada? arkadaşlık cevap verir: sen gittikten sonra arkanda bıraktığın gözyaşlarını silmek için…Dostluk ağlamaksa, yüreğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcak bir kucaksa ve dostluk için ateşe atılmaksa, dünya durana, can bedenden çıkana dek sevdiğimsin.
Kalbin hangi arzuların özlemi ile çarpıyorsa hayat rüzgarların seni ona kavuştursun
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstümüze yağar. ama rengarenk gökkuşağı da yağmurdan sonra çıkar…
RÜYA; biz uyurken kalbimizin tuttuğu bir dilektir.ARKADAŞ;uçmayı unuttuğumuzda bize kanatlarını açan bir melektir.HAYAL GÜCÜ; bizi bilmediğimiz yerlere uçuran bir rüzgardır,ve HAYAT; içinden ne çıkacağını bilmesek de açmamız gereken bir zarftır.açtığın zarflardan hep güzel şeyler çıkması dileğiyle…
Yalnızca bizim gibi insanlar,benim gibi yaşama delicesine aşık olanlar ve mücadelemize ve eskisinden çok daha iyi olan çalışmaya aşık olan insanlar- amacı doğru olarak olduğu gibi görünmeye başlayan ancak bizim gibi insanlar- bize kalmış tek bir şans bile olsa dostlarını terk etmezler.
Hayat; yaşamayı, Mutluluk; gülümsemeyi, sevgi; Haketmeyi, vefa; hatırlamayı, dostluk;paylaşmayı bilen için vardır.
İçinde öyle bir umut taşı ki onu senden kimse almasın. Gözlerin hep gülsün, mutluluğu sende arasınlar, ama onu öyle bir yere saklaki gerçekten isteyen bulsun..
O masum yüzünde acı ve hüzün hiç olmasın gözlerinde mutluluğun en parlak yıldızı parlasın dost eli elini hiç bırakmasın ne olur.
Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsada dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz!
Sevmekten korkmadığımız, söylemekten utanmadığımız saygının değerli, düşüncenin önemli, umudun sonsuz olduğu yarınlarda, mutlulukla geçireceğiniz bir ömür dileğiyle..
8 notes
·
View notes
Text
İnşaat ïşçîsi
İnşaat günümüz bu devirde para kazamanin yollarindan bir tanesi içinde büyük paralarin döndüğü gelen paralarin sayamacak kadar fazla bir ortam diyelim her neyse fakat ehr tatli hikayede olduğu gibi bu hikayedede aci bir gerçek vardir..
Hayatinin sonuna kadar ezilmeye mahkum ama bunun farkina bile varmayan varlik insan evladi İnşaat işçisi bir inşaat işçisinin hayati hep gurbette geçer belli bir evleri yoktur ailesi yoktur geride biraktiklari vardir..
Onlar Özlem nedir bilmezler yada bilmemezlikten gelir elin memleketinde bir başina ve başinda bir adam var işin sahibi ve sana bakip hadi hadiii der çünkü senden günde ortalama iki insanin yaptiği yapmani ister . İnşaat işçisi buna yapar. Mecburdur buna çünkü her ne kadar uzakta olsada onu bekleyen bir ailesi olduğunu bilir . İnşaat işçileri konteynerlarda yatar mesela 4 kişilik bir konteynerda 6 kişi kalir inşaat işçisinin yemekleri taşeron firmaya aittir ve bu firmalar her zaman ucuza kaçarlar bu sebepten dolayi yemeklerin %90 i yenilmez yemekler genelde sayi ile gelir buda onsan başına bir kepçe demek haftalarca hep ayni yemek gelir gelen yemeklerde çoğu zaman kil,taş , bozulmuş,dünden kalma ve ayran vb,ıçeceklerde tarihi geçmişte bulabilme ihtimaliniz yüksek tir
Sgk maalesef hala da en büyük sikintilardan biriside sgkdir halen günümüz de bile çoğu inşaat işçisinin sgk si yapilmamiştir yapmazlarda kimi şirketler ise ayda 10 -15 prim yatirir
Maaş
Mââşlar her ayin 5ine söz verirler fakat bu 5 25 olana kadar sana para yatirmazlar yani çoğu zaman bu ayin parasini 2-3 ay sonra alirsin
Kisacasi arkdaşlar siz bir işaat işçisi iseniz her zaman ezilmeye mahkum kalirsiniz hayatiniz hep bir hadi hadi den ibarettir hep özlersiniz fakat belli etmemeye çalışırsınız..
Elleriniz hep nasirlidir ayaklarinizda her zaman mantar bulunur
İnşaat işçisi
#inşaat #işçisi
Zakobane
0 notes
Text
Yolda ağzıma takılan şarkıları bağıra bağıra söylerdim çok zıt karakterlerdik ama birbirimizi ekiyorduk işte . Ya da ben kendi kendime saçma şeyler düşünüp güldüğümde sen her seferinde ;
Ne oldu ? diye sorar.
Hiiiçç . dediğim de kızmakla gülmek arası bir ifadeye bürünürdü yüzün . En çok hoşuma giden halindi . Yüzünün her bir kıvrımını , mimiklerini , gülünce gözlerinin kısılmasını , benlerinin sayısını , hepsini izledim .Başkalarıyla değil de seninle alakasız şeyler konuşmayı konuların bir öneminin olmayışını , akşam olup yastığa kafamı koyduğumda uzakta da olsan dokunmadan sevmenin mümkün olduğu senden öğrendim . Evet gerçektende uzaktan yani mesafeli ilişkiler zor yürüyordu sana bunu söylediğimde ;
Mesafelerin canı cehenneme sen benim kalbimdesin aşkım böyle şeyler söyleme , sen gözlerini kapa elini kalbine koy , alnını öpüp sana sarıldığımı hisset ben hep yanındayım . dedi ve o günden sonra onu özlediğim de bunu düşündüm yanımda hissettim .
Eveet 19 agustos doğum günüm tabiki sevdiğim adam yanıma geldi otobüse bindi ve 4-4 bucuk saat yol geldi . Tabi ben üzerinden 1.5 sene geçince öğreniyorum dogurusunu o gün gelicekti ablası evde yoktu , arkadaşımda kalıcam demişti gitmişti de tabi ben öyle biliorum sırf telaşlanmıyım diye doğru söylememiş sabaha kadar sahil kenarında çalıştı büfenin şezlonglarında yatmış . Bunları o gün bilseydim gelmesini istemezdim ama kötü de olmadı .Neyse geldi ve ben kavuştum hasretini geçtiğim adama istanbulda gezebileceğimiz kısıtlı zamanda her yere götürmeye çalıştım tabi kii ilk başta galata kulesine çıkarttım . Bir rivayete göre “ Galata Kulesine sevdiğin kişiyle çıkarsan ileride evlenirmişsin “ derler , çıkardım . Ama yükselik korkusu olduğunu bilmeden bir sürü fotoğraf çektim anılarımızdı bu fotoğraflar ileride bakıp ne güzel günler geçirmişiz deyip hem gülümseyip hem de üzüleceğimiz fotoğraflar ..
Aa ayrıntı atladım otogarda buluştuğumuzda bana aldığı hediyeyi biliyordum ve o gün benim şansıma sandaletim koptu şaşırdım mı hayır bu ben olunca pek şaşıramıyorsun . O hemen telaşlandı ne yapıcaz diyerekten .
-Çıkar hediyemi onu giyicem , dedim rezilliğe gel kendi hediyemi kendim istedim . Ama mükemmel bir gündü benim için . Galataya çıktık , Üsküdar, Eminönü , hatta 3D gözlüklerimizle uçtuk Fly Ride de girdik .Üzerine akşam akrabalarının düğününe gittik hala durur videoları karşıklı göbek attık , o bana oynadı ben ona düşman çatlatır gibi herkesin gözü üzerimizdeydi . O günden sonra ondan ayrılıp gitmek çok kötü hissettirmişti öptüm öptüm durdum ve ayrıldım yanından . 3 ay tatilde bir defa o geldi iki defada edirne de görüştük .
Hediye aldım sevdiceğime motor evet bir motor aşığıdır kendisi” Honda CBR 125” tabiki oyuncak motor ama bulmaya çalışırken canım çıkmıştı sibiar degilde honda cbr 125 istiyorum deyip duruyordum her girdiğim yere insan bi garip bakıyorlardı ama gram umrumda değildi , o sevinsin yeterdi . Buldum sonunda verdim hediyesini oturdu başına hem parçaları birletirdi hem de mutlu oldu yüzünden anlayabiliyordum bunu iste bu yeterdi . Oda bana saat almış ama tabikide buna sevinemedim ; çünkü saatleri lise 2 ya da 3 e giderken öğrenmiştim ama tamamen değil geçeler var kalalar yoktu . Taktım saati ve 1 ay boyunca bana her aklına geldıgınde saati sorup durdu bazen soruyor diye boğazına yapışasım geliyodu ama azimle öğretti bana . kattı çok şey oldu sayesinde şekeri bıraktım ama en iğrenci alışana kadar türk kahvesiydi berbatti kesinlikle ama ona bile alıştım ya da şöyle diyebiliriz sevdiğim istiyor diye kendimden ya da mutsuz etmemek için vazgeçtim bazı şeylerden küçük de olsa .
Şansımız yoktu 15 temmuzda darbe girişiminin olduğu gün çok güzel kardeşim ben ve o eğlenceli bir o kadar da bunaltıvı havada gezdik dolaştık . Akşam hadi bira alalım öyle gidelim eve dedik . Aldık ikişer tane bünye zaten dayanıklı olmadığı için ona veririm dedim içemezsem , yolda bir telefon geldi darbe oluyormuş diye eve nasıl gitti ne yaptık hatırlamıyorum ama herkes dışarlara çıkıp yiyecek içecek almak için koşturuyorlardı . Ee bizde de dolaplar boş dışarıdan yiyorduk . Oda çıktı markete gitti hiç unutmam dört tane makarnaya 20 tl vermişti birde elinde su şişeleriyle geldiğinde hala gülerim ;
-Aşkım yolda gelirken çok korktum ,
-Ne oldu bir şey mi oldu söylesene ?
-Son su şişelerini ben aldım elimden kapacaklar diye çok korktum, dedi güler misin? Ağlar mısın ? bilemedim başladım ağlamaya ee insan korkuyor tabi o eve gelmeyince kardeşimin elleri titremeye başladı gelsin abi artık diye , tek güvencemiz o ve oda bizim tek sığınağımız o olduğunu hissettiği için güçlü kalmaya çalışıyordu . Sonra tabiki içtik ve uyumaya gittik tabiki uyu tutmadı bende hem kendi hem de onun telefonunu aldım . Ya kızlar hisseder birseyler olduğunda tabiki olmuştu . Telefonunu karıştırmam etik bir davranış olmasada baktım bir arkadasıyla konuşmuş hatırlamıyorum ismini , bir kızın fotoğrafları ve mesajlarda ;
-Oglum cok güzelmiş , her türlü gider , 90-60-90 vs. mesajlarda , sevdiğim adam başka bir kız için makara olsada nasıl konuşuyor . Makarası bile olamazdı . İlk kez sus dedim kendime ve sustum da iğrenç bir akşam geçirmişiz bide bu gelmesin üzerine diye sustum iyi veya kötü yaptım .
Sabah kalktık ve ailesinin yanına gittik mecburi bir tanışma oldu ablasında kaldık ve gerçekten bir ablaydı hem bir ablam olsun istemişimdir dertleşebileceğim ve beni anlayabilecek bir abla ve oldu da öz olmasa da benimle dertleştı .
Kendi kardeşi de olsa açıkça ifade etti ;
-Bak ablacım bende üniversite de bir çocuğu köpek gibi seviyordum ama gelinen nokta şimdi çocuğumun babası .. abın hayatın ne getireceği belli olmaz o yüzden sana bunu abla tavsiyesi olaraktan söylüyorum kardeşimle de beraber olsan ilerde ne olacağı belli olmaz . dedi o zamanlar niye böyle konuştu benimle böyle diyerekten düşünmüştüm ama şimdi daha iyi anlıyorum .
-Sagol ablacım ..
Dünyalar güzeli cimcime tam bir sabah şekeri ah bi konuşsa yandık valla . Onun annesi 2. Annem kızım diye sevmesini seviyorum . İlk başlarda garipsiyordum herkes çok yakın nezaketten dolayı düşünüyordum ama herkes içten davranıyordu bana karsı bunun verdiği güvenle daha rahat oldum .
3 aylık tatil bitti çok şükür okullar açıldık . kafede çalısmaya başladım tekrardan yemekleri yemekhanede degilde ocağın orda yemeye başladık , sevgilimle karşılıklı patates yemeği – salata- salçalı makarna yedik (salçalı makarna sevmem ) .Akşam çıkışta el ele tutuşup müdür bizi eve bırakıyordu . Bi gün evine gelmemden rahatsız olucaksın artık gelmeyim dediğim de ;
-Evimiz , diye kısa ve net cevaplamıştı .
En çok hayvanlaştığım yer “Hüseyinin Yeri” bir oturuşta bir tam köfte-sucuk yiyordum sonra tabi neden kilo alıyorum ben ? diyordum ama çok lezzetliydi be . Sonrasında kokusundan rahatsız olunca gitmemeye başladık istiyorum diyede zorlayamazdım ama bi daha gidersem yine gömerim kesin .
Aa yine bir ayrıntı atlıyordum . En kötü huyum bir şeyi bir yerde sevdiysem bir daha orası hariç başka yerde yemem . Mideyi de öyle orada yediğim tat muhteşem ötesiydi başka yerde yiyememedim , yedim ama aynı hazzı vermedi .
0 notes
Text
Aşk sözleri 3
New Post has been published on https://arkadasca.org/ask-sozleri-3.html
Aşk sözleri 3
Sözlerimi Aşık Olamayan Anlamaz içimdeki Derdi Aşkın Çilesini Ağlamayan Kalp Anlamaz, Seni Sevdim Delice içimdeki Ben Senin için Ağlıyor Her Gece Kalbim Adına Hasret kaldı Seviyorum Seni Aşkım yarım Kaldı, Adın kalbimde Yazılı Sensizlik Aldı Güzel Anılarımı Ama Yinede Seviyorum Seni
Yaşamayı özlemişim gülüm Sen bana Bir güldün ya ben o An yeniden Doğdum Sanki Gülüm Sen Benim Solmayan Gülümsün Seni Seviyorum GülümMmMM…
Arkaya Bakıp Giden Zamana Gülüyorum hep Anıları Seninle Yaşamak istiyorum Sadece Sen Ol yanımda Hayat ozaman Çekilir Ozaman ben Olurum hayatta Seviyorum Seni
Belki Bugün Belki yarın ümidiyle Bekledim Seni Ve Sen geldin Şimdi Kalbim Atıyor Seninle Şimdi Yüzüm Gülüyor Seninle bebeğim
Seni ne Kadar Çok Sevdiğimi Anlatsamda Kelimeler yetersiz Kalır Her güzelliğin Sonunda, Seni ANlatamaz Hiç Bir güzellik Seni Anlatamaz Kalbime ve Ben seni yaşıyorum hayalinle Seviyorum Seni Biriciğim
Seni Severlen Ağlamayı Sevdim Senin Yanında Gülmeyi Sevdim Seninleyken Ben Seni özledim Seni Seviyorum Derken Titreyen Yüreğimi o haLimi Sevdim bebeğim Seni Çok Seviyorum
O Kadar uzakta Değilsin Bana Sadece Ellerimiz Uzak Kaldı Gurbetin ortasında, Sen Ne Olursa OLsun Benimsin benim Gelinimsin bebeğim Seviyorum Seni helalim
mesafeler Olsada aramızda Bu kalp Atmaz Senden Başkasına Sakın Korkma bebeğim ben Senin için Bu Dünyada varım Beyaz meleğim Seviyorum Seni
Seni Unutamam Asla Unutmak için Zaman geçsede Silemez Seni hayatımdan Asla! ben Sana Sevdalıyım Sana Yangın Seni Seviyorum Başka Dünyada Yaşamak Anlamsız gelir Sensiz bana…
Hayat Bir Yarış benim için Zorlu ve Acımasız, Seninleyken Unutuyorum Butün hayat telaşını Seninle buluyorum kendimi huzurlu ve rahat Seninle Bir bütün Olduğumu Anlıyorum Kimsenin bozamayacağı bir bütünüz Aşkım Seni Seviyorum
0 notes
Text
Arkadaşlık Sözleri, Dostluk Mesajları
Sayfa İçeriği: Arkadaşlık Sözleri, Arkadaşlık Mesajları, Arkadaşlık Sözleri Kısa, Anlamlı Arkadaşlık Sözleri, Dostluk Sözleri, Dostluk Mesajları, En Güzel Dostluk Sözleri, Dostluk Sözleri Facebook, Arkadaşlık Sözleri Twitter, Anlamlı En Güzel Arkadaşlık Sözleri Dostluk insanın her daim iyi günde, kötü günde yanında olması gereken birisi. Uzaktaki dostunuzun, arkadaşınızın kalbini ısıtacak bir söz paylaşmak istiyormusunuz? Arkadaşlık sözleri, arkadaşlık mesajları, yeni arkadaşlık sözleri, dostluk sözleri, dostluk mesajları, kısa arkadaşlık sözleri, etkileyici arkadaşlık sözleri, en anlamlı arkadaşlık sözleri, facebook arkadaşlık sözleri, twitter arkadaşlık mesajları bulunmaktadır. İşte en güzel arkadaşlık, dostluk sözleri... ARKADAŞLIK, DOSTLUK SÖZLERİ Zaman gelir yollarına kar yağar, etrafını hüzün bulutları sararsa, ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğim kadar burdayım. Koca bir çölde kum tanesi olmak yada okyanusta su damlası ama en güzeli milyonlarca insan arasında senin arkadaşın olmak. Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların.ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık. Dostluk ağlamaksa, yüreğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcak bir kucaksa ve dostluk için ateşe atılmaksa, dünya durana, can bedenden çıkana dek sevdiğimsin. Kimsesiz zamanların yalnızlığında, aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde, küçük bir çocuk yüreğinin annesine olan sevgisi değerinde bir merhaba dostum nasılsın. Belki diyorum; Sevginin ne demek olduğunu biliyoruz ama gençliğin ne demek olduğunu anladığımızda bu dünyadaki işimiz bitmiş olacak. Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın. Kimsesiz zamanların yalnızlığında,aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde,küçük bir çocuk yüreğinin annesine olan sevgisi değerinde bir merhaba dostum nasılsın. Başkalarına kendinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin. Terk edenden alınacak en büyük intikam, ona kupkuru, sevgisiz gözlerle bakmaktır. Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş. Biz dostlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız. Gülerken herkes eşlik eder, ya ağlarken. Başarılara herkes ortak olur, ya yenilgilere... Öyle bir dost edin ki; kötü gün kapını çalınca kapıya seninle beraber baksın. Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan... Hayata değer bir yaşam, sevmeye değer bir aşk, dostluğa değer bir arkadaşlıktan asla vazgeçme.Ne eksik ne fazlasını ara ve seni üzenle asla uğraşma. Mutluluğun peşinden koşma mutluluk senin peşinden koşsun ve hayatta öyle mutlu ol ki gözlerinde akan bir damla yaş arayıp da bulamayanların sadakası olsun. Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların... Ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık. Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın. Başkalarına kendinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin. Terk edenden alınacak en büyük intikam, ona kupkuru, sevgisiz gözlerle bakmaktır. Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir. Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş. Biz dostlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız. Gönüller birdir dünyalar ayrı olsa da... Arkadaşlıklar, sevgiler, aşklar yalan olsa da umrumda değil dünya yansada biz dostu unutmayız dost uzakta olsada. Dost deniz kenarındaki taşlara benzer. Önce tek tek toplarsın sonra birer birer denize atarsın ancak bazılarına kıyamazsın. İşte sen o kıyamadıklarımdansın. Zaman gelir yollarına kar yağar,etrafını hüzün bulutları sararsa,ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğim kadar burdayım. Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın. Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Sakın üzmesin seni karşılıksız sevgiler bağrına taş basarsın acılar bir gün diner giden gitsin aldırma yangınlarda söner sakın bakma arkana krallar önde gider. Gün gelir puslu bir dünya aydınlık bir yaşama gebe kalır yeterki umutların hiç bitmesin kalbin hangi mutluluk ve sevgi için çarpıyorsa yaşam sana onu versin. Rüzgarın kemanını çaldığı, damlaların cama vurduğu bir pencerede yatağına uzanıpta keşke dediğin tüm güzellikler gerçek olsun. Kimsesiz zamanların yalnızlığında, aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde, küçük bir çocuk yüreğinin annesine olan sevgisi değerinde bir merhaba dostum. Dost bazen minik bir kuş bazen var olmayan sevgili,kimi zaman saksıda bir çiçektir, ama asıl dost seni senden çok sevendir Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak… Fani dünyanın baki padişahı değiliz. Biz parçalanmış gönül hırkalarını yamar dikeriz. Biz dostlarla ağlar dostlarla güleriz. En koyu mavilikleri avucuna, en içten mutlulukları gözlerine, en derin sevgileri kalbine bırakıyorum. En koyu cehalet hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir. Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir. Kalp zenginliğinden mahrum olan kimse, ne kadar geniş servete sahib olursa olsun yine fakirdir. Tamamı ve hırsı sebebiyle de halk nazarında hakirdir. Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olsa herkesin nazarında muhteremdir. Dostluk ağlamaksa, yüreğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcak bir kucaksa ve dostluk için ateşe atılmaksa, dünya durana, can bedenden çıkana dek sevdiğimsin. Eğer herkes dost sandığı kimselerin bir de kendi arkasından söylemiş olduklarını duysaydı, dünyada pek az dost kalırdı. Dostlar ırmaklar gibidir; kiminin suyu az kiminin çok, kiminde ellerin ıslanır sadece kiminde ruhun yıkanır boydan boya... Yardım etmek mi istiyorsun? O zaman dinle; yaşama sevinci getir bana çokça olsun çabuk tükenmeyenlerinden. İhtiyacım var bu ara unutmak üzereyim mutluluğu, unuttum sıcak bir çayın tadını, esen rüzgarın serinliğini, hadi durma öyle hatıralarımı canlandır, iyi olanları? Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki de yoktur. Hayal kur, ne hayal kurmak istersen... Gez, nereye gitmek istersen... Ol, ne olmak istersen... Çünkü senin bir tane hayatın olacak ve sadece bir şansın var bütün bunları yapabilmek için... Koca bir çölde kum tanesi olmak yada okyanusta su damlası ama en güzeli milyonlarca insan arasında senin arkadaşın olmak. Karanlık aydınlıktan, yalan gerçekten kaçar. Güneş yanlız olsada etrafa ışık saçar. Üzülme doğruların kaderidir yanlızlık, kargalar sürüyle, kartallar yanlız uçar. Eğer gerçekten birini seversen, Onu özgür bırak! Sana ait olmak isterse bir gün mutlaka geri gelecektir gelmezse de boşa peşinden koşma asla da senin olmayacaktır. Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karsılaşırlar. Aşk kendinden emin bir şekilde sorar: ben senden daha candan ve daha yakınım. sen niye varsın ki bu dünyada? arkadaşlık cevap verir: ''sen gittikten sonra arkanda bıraktığın gözyaşlarını silmek için...'' Baharın güneşi bahtına doğsun acılar kederler gönlünden uzak olsun. Tüm güzellikler ve mutluluklar senin olsun. Yürek umutlara gebe olduğundan beri dostluklar ayrılıklara yenik düşmedi yüreğimiz dar ağacındayken bile ölüme koşup dostumuzu sevmeyi bildik. Gün gelir puslu bir dünya aydınlık bir yaşama gebe kalır. Yeter ki umutların hiç bitmesin kalbin hangi mutluluk ve sevgi için çarpıyorsa yaşam sana onu versin. Ay yıldızlara mutluluk fısıldarken gökyüzü sevincini yeryüzüyle paylaşırken ben sana bir parça mutluluk yolluyorum içindeki umut çiçekleri hiç solmasın diye... Acıların bir kum tanesi kadar küçük, mutlulkların nisan yağmuru kadar bol olsun. Hayatta bir kere ağlarsan oda mutluluk olsun. Dostum... O masum yüzünde acı ve hüzün hiç olmasın gözlerinde mutluluğun en parlak yıldızı parlasın dost eli elini hiç bırakmasın ne olur. Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsada dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz. Sevmekten korkmadığımız, söylemekten utanmadığımız saygının değerli, düşüncenin önemli, umudun sonsuz olduğu yarınlarda, mutlulukla geçireceğiniz bir ömür dileğiyle... Kalbin hangi arzuların özlemi ile çarpıyorsa hayat rüzgarların seni ona kavuştursun. Bin damla umut serpilsin yüreğine bin umut dolsun günlerine. Binbir hayalin gerçek olsun. Ben dostun kokusunu uzak diyarlardan alırım ve onun gülüşünü nerde olsa tanırım. Ne mesafaler mesafedir dostunla ne de ayrılıklar hüzünlü... Sakın sevme arkadaş yaşayamazsın, öyle ağır ki sevgi taşıyamazsın. Tek aşk sevgi değildir. Dostluk ve arkadaşlıktır. Dostluk güvendir arkadaşlık sevendir senin gibi dost olmazsa hayat cehennemdir. Sevgi vardır acı yoktur yardım vardır arkadaşlık yoktur. Dostluk dediğin bir karanbolde geçen bir kardeşliktir. Kalpte yara gözde yaş hayat budur arkadaş... Sizin pαrαylα kurulcαk ortαmınız, bizim uğrunα ölüncek dostlαrımız vαr. Hayat; yaşamayı, mutluluk; gülümsemeyi, sevgi; Haketmeyi, vefa; hatırlamayı, dostluk; paylaşmayı bilen için vardır. İçinde öyle bir umut taşı ki onu senden kimse almasın. Gözlerin hep gülsün, mutluluğu sende arasınlar, ama onu öyle bir yere saklaki gerçekten isteyen bulsun. Gölgelerin ardında gitme gölgeler senin ardından gelsin arkadaş. Gül güzel ama dikeni olmasa arkadaşlık güzel ama ayrılık olmasa... Arkadaşın çok olur ama zor gününde yok olur. Deniz derindir durulmaz dostluk ebedidir unutulmaz. İyi bir dost bin akrabaya bedeldir. Arkadaşın çoktur ama bazen en mutlu günde bile yanında olmazlar. Arkadaşın çok olur zor günde, yok olur sana bir akıl aklın varsa tek takıl. Dost dediğin iki yüzlü değil, insana bir arkadaştır. Para olmasaydı dost dostu arkasından vurmazdı. Arkadaş bir kardeşten ötedir. En güzel günler onunla bitmektedir. Gerçek bir dosta sahipsen dünyanın geri kalanınıa ihtiyacın yoktur. Ölümüne kadar arkadaşlığı bırak biz ölümüne kardeşiz. En iyi arkadaşinla kavga edersin ama onu yine seversin. Hayatta en çok güvendiğin kişi bile seni bir gün hayal kırıklığına uğratabilir. Benim dostum ölüme gidiyorum dediğimde niye diyen değil ne zaman gidiyoruz diyendir. Aşk seni acılar içinde bırakan dost ise o acıları silen kişidir. Arkadaş kardeş olsun, kötülük uydurma olsun. Yapmasaydın kalleşlik hala kardeştik... Hayatta anladım ki yalan söyleyen çok olmuş bu dünyada arkadaş... Biz arkadaşlarımızı çiçek gibi cebimizde değil kurşun yarası gibi kalbimizde saklarız. Öyle bir ağaca yaslan ki hiç yıkılmasın öyle bir arkadaş seç ki seni hiç unutmasın. En nihayetinde, düşmanlarımızın sözlerini değil, arkadaşlarımızın sessizliğini hatırlayacağız. Dost kara günde belli olur. Size verilen bir yolun ucunda sizinle samimi olan mutlaka biri vardır. Deniz derindir ama bizim dostluğumuz kadar değil... Arkadaşın en iyisi en az meşgul edendir. Hayat arkadaşlara küsecek kadar uzun değil... Sizler de sitemize katkıda bulunmak istiyorsanız; yorum bölümünü kullanarak yeni güzel sözler ekleyebilirsiniz.
0 notes