#Savm 57; Tirmizî
Explore tagged Tumblr posts
Text
'Kim tam bir imanla ve ecrini Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş ve gelecek günahları mağfiret olunur.'
"Bir Ramazan sonrasında, bu hadisin serinliğini içimizde ne kadar hissettik? Günahlarımızdan mağfiret görmeyi kendimize, kendimizi böyle bir şeye uygun gördük mü? Ramazan değilse ne zaman, iyi bir muhasebe zamanıdır acaba?"
#(Buhârî#Îmân 28#Savm 6; Müslim#Sıyâm 203#Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd#Ramazan 1#Savm 57; Tirmizî#Savm 1#Cennet 4;#Nesâî#Sıyâm 39; İbni Mâce#İkâmet 173#Sıyâm 2#33)
61 notes
·
View notes
Text
Hadis, Kütüb-i Sitte
72 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e benim "Hayatta kaldığım müddetçe vallahi gündüzleri oruç tutacağım geceleri de namaz kılacağım" dediğim haber verilmiş. Beni çağırtarak: "Sen böyle böyle söylemişsin doğru mu?" dedi. "Annem babam sana feda olsun, evet böyle söyledim ey Allah'ın Resûlü" dedim. "İyi ama, dedi, sen buna güç yetiremezsin, bazan oruç tut, bazan ye; gece kalk, uyu da. Ayda üç gün tut (bu yeter), zira hayırlı işleri Allah on misliyle kabul ederek ücret veriyor. Bu üç gün, aynen yıl orucu yerine geçer" buyurdu. Ben: "Söylediğinizden daha fazlasına güç yetiririm" dedim. "Öyleyse, dedi, bir gün oruç tut, iki gün ye" Ben tekrar "Bundan başkasına da güç yetiririm" dedim. "Öyleyse, dedi, bir gün tut, bir gün ye. Bu Hz. Dâvud aleyhisselam'ın orucudur. Bu en kıymetli oruçtur -veya en efdal oruçtur.-" Ben yine: "Ben bundan daha fazlasına güç yetiririm" dedim. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bundan efdali yoktur" buyurdu. Buhârî, Savm 54, 55, 56, 57, 58,59, Teheccük 7, 19, Enbiya 37, Fedâilu'l-kur'ân 34, Nikâh 89, Edeb 84, İsti'zan 38; Müslim, Sıyâm 181-194, (1159); Ebu Dâvud, Sıyâm 53, (2425); Nesâî, Sıyâm 76, (4, 209-210); Tirmizî, Savm 57, (770). Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Bana haber verildiğine göre sen yıl orucu tutuyor, her gece de "Kur'ân'ı (hatmen) okuyormuşsun, doğru mu?" dedi. Ben: "Evet ey Allah'ın Resûlü, doğrudur, ancak bunda maksadım sadece hayırdır" dedim." Rivayette konuşma şöyle devam eder: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: "-Kur'ân'ı ayda bir kere oku" dedi. Ben: "-Daha fazlasına da güç getirebilirim" dedim. "-Öyleyse her gün günde bir kere oku" dedi. Ben tekrar: "-Bundan fazlasına da güç getirebilirim" dedim. "-Öyleyse, buyurdu, her yedi gecede bir kere oku, daha aşağı düşme" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana şunu da söyledi: "-Bilmezsin, belki uzun bir ömrün olur (yaşlılığında ahdi yerine getiremezsin)". Abdullah der ki: Ben nefsime şiddetli davrandıkça, (bundan vazgeçmem için) bana da şiddet gösterildi. İhtiyarladığım zaman, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in tanıdığı ruhsatı kabul etmiş olmayı temenni ettim." Bir başka rivayet de buna benzer, ancak şu ziyade var: "Bunu yaparsan gözün (uykusuzluktan) ferini kaybeder, nefsin de yorulur. Devamlı tutulan oruç, oruç sayılmaz." Rivayette: "Dâvud aleyhisselamın orucunu tut: O, bir gün tutar bir gün yerdi. Düşmanla karşılaşınca da gücü kuvveti yerinde olduğu için kaçmazdı" ziyadesi de var. Bir başka rivayette: "Allah'a en hoş gelen oruç, Hz. Dâvud (aleyhisselam)'un namazıdır. O, gecenin yarısını uyur, üçte birini kalkar, altıda birini uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün yerdi" buyrulmuştur.
islam #ibadet #oruç #namaz #hadis #günlükhadis #buhari #muslim #peygamber #islam #hadisler #hadiskitabı #kütübisitte #nesai #tirmizi #ebudavud #ibnmace #muhammed #muhammet #sallallahualeyhivesellem
0 notes
Text
Rabbimiz Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Kim Rasul'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni, onların üzerine koruyucu göndermedik[Nisa, 4/80.
Ebu Hüreyre (r.a.)'rn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:
"Bana itaat eden, Allah'a itaat etmiştir. Bana isyan eden, Allah'a isyan etmiştir. [30]
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.), kendisine sımsıkı sarıldığınızda asla sapmayacağımız iki kaynak bırakmıştır: Kur'ân-ı Kerim ve O'nun Sünneti!
İmam Malik (rh.a.)'e şu rivayet edilmiş.
Rasulullah (s.a.s.):
"Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sımsıkı bağlandığınız müddetçe, asla doğru yoldan sapmayacaksınız. Bunlar:
Allah'ın Kitabı ve Nebisinin Sünneti'dir." buyurmuştur. [31]
Muvahhidlerin ve müttakîlerin önderi Rasulullah (s.a.s.), hayatta iken, iyi niyetle ve ibadet kastı ile hareket edip aşırı giderek Ölçüyü aşan Ashabına karşı nasıl davrandığı ve onların bu hareketini reddeden tavrı, sahih hadislerde beyan olunmuştur...
Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.) oruçta, birbirine eklemekten neh-yetmişti. Müslümanlardan bir kimse, Rasulullah'a hitaben:
Ya Rasulullah, sen, bir günün orucunu öbür günün orucuna ekliyorsun, dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.):
"Sizin hanginiz benim gibidir? Ben, Rabbim beni doyurur ve sular bir hâlde gecelerim" buyurdu.
Fakat sahabeler, bir günün orucunu, diğer günün orucuna eklemekten vazgeçmekten (yine) çekindiklerinde, Rasulullah (s.a.s.) oruçlarını bir gün, sonra bir gün daha (arka arkaya iki gün) birbirine ekletti. Sonra (üçüncü günü) hilâli gördüler.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), orucu birbirine eklemekten vazgeçmek istemeyenleri cezalandırma yapar gibi:
"Eğer hilâl geri kalsaydı, eklemeyi sizin için (bir i'ti-bar olsun diye) o kadar arttırırdım." buyurdu.[32]
Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.), Ramazan ayının sonunda (iftar vaktinde yemeyip içmeyerek) orucunu birbirine uladı (visal) Bunun üzerine bir takım insanlar da oruçlarını (arada bir şey yemeyerek) birbirine uladılar. Onların bu oruç ulamaları, Rasululîah (s.a.s.)'e ulaşınca:
"Eğer ay, benim için uzatılsaydı, bu derinlemesine (aşırı) gidenlerin, aşırılıklarını (derinleştirmelerini) terk edecekleri bir ulamayı muhakkak yapardım. Şüphesiz ben, sizin gibi değilim. Ben, Rabbim beni doyurur ve içirir hâlde bulunurum" buyurdu. [33]
İbn Mes'ud el-Bedrî el-Ensarî (r.a.) anlatıyor: Bir adam, Rasulullah (s.a.s.)'e geldi de:
Falan kimse, bize namaz kıldırırken o kadar uzatıyor ki, vallahi, sabah namazına gitmekten (adetâ) geri kalıyorum, dedi.
Ebu Mes'ud dedi ki:
Ben, Rasulullah'ı hiç bir konuda o günkü kadar öfkeli görmedim.
Bu şikayet üzerine Rasulullah (s.a.s.):
"Ey insanlar, içinizden bazı kimselerde cemaatı dinden nefret ettirme hasleti vardır.
Herhangi biriniz namaz kıldıracak olursa, hafif tutsun! Çünkü cemaatın içinde hasta olanı var, yaşlı olanı var, işgüç sahibi olanı vardır." buyurdu.[34]
Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.), mescide girdi. Girince mescidin iki direği arasında bir ip gerilmiş olduğunu gördü.
"Bu ip nedir?" diye sordu.
Sahibeler:
Bu, Zeyneb (bintu Cahş)'ın ipidir. Zeyneb (namazda ayakta durmaktan) yorulunca bu ipe tutunur, dediler.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.):
"Hayır (ibadette böyle güçlük olmaz)! Bu ipi çözünüz. Sizin biriniz zinde ve kuvvetli oldukça namazı (ayakta) kılsın. Yorulup gevşeyince de hemen otursun (ve oturarak tamamlasın)." buyurdu.[35]
Ümmü'l-mü'minin Aişe (r.anha) anlatıyor: Rasulullah (s.a.s.), Aişe'nin yanında bir kadın varken yanlarına girdi:
"Bu kadın kimdir?"
Aişe:
Falanca kadındır, dedi ve o kadının kıldığı namazları anlatmaya başladı.
Rasulullah (s.a.s.) ise:
"Bu sözü bırak! Daima elinizden gelecek şeyleri yapınız. Yoksa Allah'a yemin olsun ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz."buyurdu. [36]
Bu hadisin şerhinde şunlar denilmiştir:
Usanmak: Bıkmak manasınadır. Bu mânâ, Allah Te-âlâ hakkında muhaldir. Şu hâlde hadisi te'vil icâb eder.
Filhakika ulemânın muhakkıkları bu cümleyi te'vil etmiş ve:
Allah, size usanıp bıkan kimse muamelesi yapmaz. Binaenaleyh sizden sevab ve mükâfatını kesmez. Meğer ki siz, yapmakta olduğunuz hayırlı amellerden vazgeçmiş olasınız! demişlerdir.
Bazılarına göre bu cümlenin mânâsı:
Siz bıkarsanız, Allah bıkmaz, demektir.
İbn Kuteybe ile diğer bir takım ulemâ bu mânâya kaail olmuşlardır.[37]
Hayat örneğimiz ve önderimiz RasuluHah (s.a.s.), mü'min müslümanlara hayatlarının her hâlinde iyilik, güzellik ve hayır üzere olmalarını tavsiye edip, nasıl olmalarının gereğini de öğretmiştir... Merhamet olunmuş ümmetin
[38]birer ferdleri olan mü'min müslümanlar, gerek ferdî, gerek ailevî, gerekse toplumsal hayatlarında takib edecekleri yegâne önder Rasulullah (s.a.s.) olduğu için, her hâllerinde Rasulullah'ın hayatını öğrenip ona tabi olmaları gerekir... İtidalli olmanın, olmazsa olmaz şartı da budur!..
Ebu Hüreyre (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.), gülmekte ve konuşmakta olan bir topluluğun yanına varıp:
"Nefsim, kudret elinde olan (Allah)a yemin ederim ki, eğer benim bildiğimi siz bilseydiniz, az gülerdiniz ve
çok ağlardınız." buyurdu.
Sonra Rasulullah, döndü (gitti) de o cemaat ağladı. Sonra Allah (Azze ve Celle), Rasulullah'a vahyetti ki:
"Ya Muhammed, niçin kullarımı umutsuzluğa düşürürsün?"
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), geri dönüp şöyle buyurdu:
"Müjdeleyiniz, doğruyu söyleyiniz ve itidal üzere olunuz (büsbütün sevinmeyiniz, tamamen umutsuzluğa düşmeyiniz)[39]
Ümmü'l-mü'minin Aişe (r.a.)'dan.
Rasulullah(s.a.s.) şöyle buyurur:
"Amellerin Allah'a en sevgili olanı, az olsa bile devamlı yapılanıdır. [40]
Muvahhid mü'minler, az da olsa devamlı yapmaya çalıştıkları bütün amellerini, yalnızca Allah'ın rızasını kazanmak için yaparlar... Rasulullah (s.a.s.)'in kendilerine gösterdiği gibi ve yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için
işledikleri salih amellerinin Allah tarafından kabul edileceğine inanırlar.[41]
Muvahhid mü'minler, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, kendilerine miras olarak bırakılmaş iki kaynağa sımsıkı sarılıp ayrılmadıkları ve gerek akidelerinden, gerekse salih amellerinde taviz vermedikleri müddetçe, izzet üzere olmaya devam edecek, şerefli, huzurlu ve dengeli bir hayat yaşayacaklar...
Mü'min müslümanların bu dengeli hayatı yaşamaları için kendilerine gerekli bütün imkânlar verilmiştir... Rab-bimiz Allah'ın bize verdiği bu imkânları, Rasulullah (s.a.s.) örneğinde kullandığımız takdirde, bütün sıkıntılardan kurtulacak, huzurlu bir ortama kavuşacağız...
Şu iki hadislerinde dengeli hayatın şartlarını beyan buyurur Rasulullah (s.a.s.).
Ebu Hüreyre (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz, yaratılış, mal ve evlad hususunda kendisinden üstün kılınmış kimselere baktığı zaman (üzülmesin), hemen kendisinden aşağı (hâili) kimselere baksın. [42]
Ebu Hüreyre (r.a.)'dan. Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur: "Sizden daha aşağı olanlara bakın! Sizin fevkinizde olanlara bakmayın!
Bu, Allah'ın nimetini küçümsememenize daha layıktır.[43]
Rasulullah (s.a.s.)'in bu tavsiyelerini can-u gönülden dinleyip itaat eden hangi muvahhid mü'min, huzurlu ve mutlu bir hayat yaşamadı ki?.. Huzurlu ve mutlu bir hayat yaşamak, sağlıklı bir ömür geçirmek ve ahirette ebedî bir saadet isteyenler, Âlemlerin Rabbi Allah'a ve O'nun Rasu-lü (s.a.s.)'e katıksız iman edip itaat etmelidirler!..
[30] Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Cihad, B.108, Hds.164. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmare, B.8, Hds.32-33. Sünen-i Neseî, Kitabu'1-Biat, B.30, Hds.4178. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Cihad, B.151, Hds.2757. Sünen-İ İbn Mace, Mukaddime, B.l, Hds.3.
[31] İmam Malik, Muvatta', Kitabu'l-Kader, Hds.3. İmam Hafız el-Munzirî, A.g.e. C.l, Sh.99, Hds.6. Hakim, İbn Abbas (r.a)'dan. EI-Hafız Şihabu'd-Din Ahmed b. Ali İbnu Hacer el-Askalânî,
Terğib ve Terhib, çev. Abdulvehhab Öztürk, İst. 1982, Sh.27, Hds.16. İbn Hişam, İslâm Tarihi-Siret-i İbn Hişam Tercemesi, çev. Hasan Ege, İst. 1985,C.4,Sh.346.
[32] Sahih-i Buhârî, Kitabu's-Savm, B.48, Hds.73. Kitabu't-Temennî, B.9, Hds.17. Sahih-i Müslim, Kitabu's-Siyam, B.l 1, Hds.57.
[33] Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Temennî, B.9, Hds.16. Sahih-i Müslim, Kitabu's-Siyam, B.l 1, Hds.59-60.
[34] Sahih-i Buhârî, Kitabu'1-Edeb, B.75, Hds.135. Sahih-i Müslim, Kitabu's-Salât, B.37, Hds.182-185. Sünen-i İbn Mace, Kitabu İkametu's-Salâ, B.48, Hds.984. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu's-Salât, B.124, Hds.794-795. Sünen-i Tirmizî, Kitabu's-Salât, B.175, Hds.236. Sünen-i Neseî, Kitabu '1-İmamet, B.35, Hds.823.
[35] Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Teheccüd, B.18, Hds.31. Sahih-i Müslim, Kitabu Salati'l-Müsafirin, B.31, Hds.219. Sünen-i İbn Mace Kitabu İkametu's-Salâ, B.184, Hds.1371. Sünen-i Neseî, Kitabu Kıyamu'1-Leyl, B.17, Hds.1643. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu Salatu't-Tatavvu, B.5, Hds.1312.
[36] Sahih-i Buhârî Kitabu'1-İman, B.32, Hds.36. Sahih-i Müslim, Kitabu Salati'l-Müsafirin, B.30, Hds.215. Sünen-i Ebu Davud, Kitabu Salati't-Tatavvu, B.27, Hds.1368. Sünen-i Neseî, Kitabu Kıyamu'1-Leyl, B.17, Hds.1642. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'z-Zühd, B.28, Hds.4240-4241. İmam Malik, Muvatîa', Kitabu Salati'1-Leyl, Hds.4. Ahmed ibn Hanbel, Kitabu'z-Zühd, çev. Mehmed Emin İhsanoğ-lu, İst. 1993, C.1, Sh.35, Hds.95.
[37] Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, C.4, Sh.331.
[38] Ebu Musa (r.a.)'ın rivayetiyle şöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.): "Benim ümmetim, merhamet olunmuş bir ümmettir. (Ümmet-i merhume)" Sünen~i Ebu Davud, Kitabu'l-Fiten, B.7, Hds.4278. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'z-Zühd, B.34, Hds.4292.
[39] İmam Buhârî, Edebü'l-Müfred, B.126, Hds.254.
[40] Sahih-i Buhârî, Kitabu'r-Rikak, B.18, Hds.51. Kitabu'1-İman. B.32, Hds.36. Sahih-i Müslim, Kitabu Salati'l-Müsafırin, B.30, Hds.215. Stinen-i Ebu Davud, Kitabu Salati't-Tatavvu, B.27, Hds.1368. Sünen-i Neseî, Kitabu Kiyamu'1-Leyl, B.17, Hds.1642. Sünen-i İbn Mace Kİtabu'z-Zühd, B.28, Hds.4240. Ahmed İbn Hanbel Kİtabu'z-Zühd, C.l, Sh.35, Hds.93.
[41] Bkz. İmam Suyutî, A.g.e. C.l, Sh.llO, Hds.171 (299). Dâre Kut-ni'nın Sünen'în den.
[42] Sahih-i Buhârî, Kitabu'r-Rikak, B.29, Hds.77. Sahih-i Müslim, Kitabu'z-Zühd ve'r-Rekaik, Hds.8.
[43] Sahİh-i Müslim, Kitabu'z-Zühd, Hds.9.Sünen-i Tirmizî, Kitabu Sıfatu'l-Kıyame, B.21, Hds.2632. Sünen-i İbn Mace, Kitabu'z-Zühd, B.9, Hds.4142. Ahmed ibn Hanbel, Kitabu'z-Zühd, C.l, Sh.36, Hds.98. Abdullah ibn Mübarek, Müsned, çev. Tevhid Ajans, İst. 1998, Sh.28, Hds.90.
0 notes
Photo
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurmuştur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır. ” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163) (Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammed) “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır. “ (Buhârî, Savm 5, Bed’ul-halk 11; Müslim, Sıyâm 1, 2, 4, 5) (Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammed) “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. ” (Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33) (Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammed) “Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar. “ (Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 3;) (Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammed) “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez. ” (Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 43; İbni Mâce, Sıyâm 1) (Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammed)
0 notes