#Sağlıkta Şiddet
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bursa'da Ambulansa Saldırı: Sağlıkta Şiddetin Çirkin Yüzü
Sağlıkta Şiddetin Çirkin Yüzü: Bursa’da Bir Ambulansa Saldırı Bursa‘da kalp krizi geçiren bir hastayı hastaneye yetiştirmek için ambulansla yola çıkan sağlık ekipleri, ne yazık ki bir saldırıya maruz kaldı. Tekstilci S.Y. ve oğlu Melih Y., ambulansın önünü otomobilleriyle keserek, paramedik Muhammed Ali Karasulu’ya fiziksel şiddet uyguladı. Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş, bu olayın…
#Ambulans#Bursa#Gemlik#Güvenlik#hukuksuzluk#Kalp Krizi#kameralar#Paramedik#Sağlık Çalışanları#sağlıkta şiddet#Saldırı#şehir eşkıyaları
0 notes
Text
Cinsel Sağlık Nedir? Temel Prensipler
Merhabalar ben Doğukan Koçak, Sizlere bu yazımda Cinsel Sağlık Nedir? Temel Prensipler hakkında bilgiler vereceğim. Cinsel sağlık, bireylerin cinsel ilişki ve etkileşimlerde sağlıklı bir şekilde yer almalarını sağlayan bir durumdur. Hem fiziksel hem de psikolojik yönden sağlıklı cinsel yaşam, genel sağlık ve mutluluğu destekler. Gelin, "Cinsel Sağlık Nedir? Temel Prensipler" konusunu birlikte inceleyelim.
Cinsel Sağlık Nedir?
Cinsel Sağlık Nedir Üreme, cinsel zevk alma ve zevk verme gibi insan deneyimlerini içeren cinsellik, kişilerin özgür iradeleri doğrultusunda, karşılıklı rıza ve saygı çerçevesinde yaşadıkları bir alandır. Cinsel sağlık, bireylerin cinsel yaşamlarını zorlama olmadan, istenmeyen gebelik, güç kullanma, şiddet veya ayrımcılık olmaksızın sağlıklı ve mutlu bir şekilde sürdürebilmeleridir. Bu kavram, insanların değerleri, tutumları, davranışları, fiziksel görünüşleri, inançları, duyguları, kişilikleri ve yaşadıkları toplumlarla şekillenir. Cinsel sağlık, bireylerin birbirlerinden onay alarak, karşılıklı olarak birbirlerine baskı yapmadıkları, cinsel davranışlarının sorumluluğunu üstlendikleri, birbirlerini gebelikten ve hastalıktan korudukları, birbirlerinin kişisel sınırlarına saygı gösterdikleri ve sağlıklı bir iletişim içinde oldukları koşullarda gerçekleşir. Bu prensipler, sağlıklı cinsel yaşamın temelini oluşturur ve bireylerin cinsel ilişkilerinde güvenliği ve mutluluğu sağlamak için önemlidir. Cinsel sağlık, bireylerin yaşamlarının her evresinde etkili olan kültürel, ahlaki ve kişisel faktörlerden de etkilenir. Bu nedenle, cinsel sağlık kavramı, bireylerin kendi cinsel kimliklerini, tercihlerini ve yaşamlarını özgürce şekillendirebilmelerini destekleyen önemli bir insan hakkıdır.
Cinsel Sağlığı Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Cinsel sağlık, birçok faktörün etkileşimi ile şekillenir. Bunlar arasında fizyolojik, psikolojik, sosyal ve çevresel faktörler bulunur. Bu faktörler, bireylerin cinsel yaşamlarını doğrudan etkiler. Cinsel Sağlıkta Temel Prensipler - Cinsel Eğitim ve Bilgi: Sağlıklı cinsel yaşam için doğru bilgiye sahip olmak önemlidir. Cinsel eğitim, bireylerin cinsel sağlıklarını korumalarına ve geliştirmelerine yardımcı olur. - Cinsel Haklar ve İyi İlişkiler: Her bireyin cinsel hakları vardır ve sağlıklı ilişkilerde bunlar korunmalıdır. Saygı, güven ve rıza, sağlıklı cinsel ilişkilerin temelidir. - Cinsel Sağlık Hizmetleri: Cinsel sağlık hizmetleri, bireylerin cinsel sağlıklarını korumak ve tedavi etmek için önemlidir. Bu hizmetler, sağlık danışmanlığı, korunma yöntemleri ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisini içerebilir. - Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Önlenmesi: Kullanılan korunma yöntemleri ve düzenli sağlık kontrolleri, cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde kritik öneme sahiptir. - Psikolojik ve Duygusal İyi Oluş: Sağlıklı cinsel yaşam, bireylerin psikolojik ve duygusal iyilik hallerini destekler. İyi bir cinsel sağlık, genel yaşam kalitesini artırabilir. Cinsel Sağlığın Temel Öğeleri: - Cinsel fonksiyonları olumsuz yönde etkileyen hastalıkların ve enfeksiyonların bulunmaması - Kişinin cinselliğinin baskılanmasına, korku, utanç ve suçluluk duymasına neden olan inançlara ve baskılara maruz kalmaması - Cinsel davranışlarını ve isteklerini kontrol edebilme yeteneğine sahip olması
Cinsel Sağlığı Olumsuz Etkileyen Durumlar Nelerdir?
Cinsiyet ayrımcılığı yaşamın her döneminde, özellikle büyüme ve gelişme dönemlerinde karşılaşılan bir sorun olarak karşımıza çıkar. Gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde yeterli ve doğru cinsel sağlık bilgisine erişim eksikliği, kişilerin cinsel yaşamlarını sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürmelerini engelleyebilir. Hazır olmadan, sorumluluk almadan ve kararlı olmadan cinsel ilişkiye girme durumları, kişilerin sağlıklı cinsel ilişkiler yaşamalarını zorlaştırabilir. Korunmasız cinsel ilişkiler sonucunda cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) riski artar. Bu enfeksiyonlar arasında HIV/AIDS, hepatit B, bel soğukluğu, frengi ve klamidya bulunmaktadır. Bulaşmanın farkında olmamak veya tedavi olmamak da riskleri artırabilir. Çok genç ya da geç yaşta, hazır olmadan anne veya baba olma durumları, sağlıklı bir aile planlaması ve doğum süreci yönetimi için zorluklar yaratabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, gebelikten korunma, gebelik sonlandırma, doğum süreci ve doğum sonrası gibi durumlarda nitelikli sağlık hizmetlerinden yararlanamama da cinsel sağlık açısından önemli sorunlardır.
Cinsellik ve Cinsel Sağlık
Cinsellik ve Cinsel Sağlık Cinsellik, insan yaşamının cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, erotizm, sevgi ve üremeyi kapsayan temel bir boyutudur. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre cinsellik; bireyin sadece bedensel değil, duygusal, ruhsal, zihinsel ve sosyokültürel bütünlüğünü sağlayan, kişilik gelişimini, iletişimi ve sevginin paylaşılmasını içeren sağlıklı bir durumdur. Bu durum, bireyin fiziksel, duygusal ve sosyal yönlerini olumlu yönde zenginleştirir ve artırır. Bireyin sağlıklı bir cinsellik yaşaması, biyolojik ve psikolojik faktörlerden etkilenir ve zihinsel olarak değerlendirilir. Sağlıklı bir cinsel döngü, daha önce yaşanmış deneyimlerin etkisinden ziyade, kendiliğinden gelişen bir döngü içerisinde gerçekleştiğinde olumlu ve motive edici olur. Basson’un cinsel yanıt döngüsü, bireyin cinsellik için istekli olması, cinsel uyaranlarla bu durumun tetiklenmesi, psikolojik ve biyolojik süreçlerin bu uyarıları etkilemesi ve cinselliğin spontan gelişmesi doğrultusunda oluşur. Spontan gelişen cinsel istek ve arzu, olumlu duygu durumu ve motivasyonla subjektif bir cinsel uyarılmaya yol açar. Bilinçli olarak cinsel uyaranlara odaklanmak ve bu uyaranlara olumlu yanıt vermek, cinsel olarak istekli ve arzulu olmaya neden olur. Bu süreçte olumsuz bir durum yaşanmazsa, orgazm olan ya da olmadan gerçekleşen bir cinsel doyum elde edilir. Cinsel sağlık ise, üreme ve cinsel fonksiyonları etkileyen hastalık ve sakatlıkların olmaması; cinsel tepkileri bastıran, kadın-erkek ilişkilerini olumsuz etkileyen korku, utanç, suçluluk ve yanlış inançların bulunmaması; sosyal ve kişisel ahlak ve haklarla uyumlu olarak üreme ve cinsel davranışlardan hoşnut olma kapasitesidir. Cinsel sağlık, yalnızca üreme ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla sınırlı bakım ve danışmanlık dışında, kişisel ilişkiler ve yaşamın güçlendirilmesi anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre cinsel sağlık; sadece hastalık, fonksiyon bozukluğu veya sakatlığın olmaması değil, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden cinsellikle ilgili iyilik hali olarak tanımlanır. Cinsel sağlık: - Sadece hastalık olmaması değil, genel bir iyilik halidir. - Şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, güven ve saygıyı içerir. - Belirli insan haklarının yerine getirilmesine bağlıdır. - Sadece üreme çağını değil, gençlik ve yaşlılık da dahil bireyin tüm yaşam sürecini kapsar. - Farklı cinsellik ve cinsel ifade biçimleri aracılığı ile ifade edilebilir. - Eleştirel toplumsal cinsiyet değerleri, rolleri, beklentileri ve güç dinamiklerinden etkilenir. Read the full article
0 notes
Text
Sağlıkçılar hak arayışında! İş bıraktılar... Ya yönetmeliği çekin, ya da..!
https://pazaryerigundem.com/haber/191908/saglikcilar-hak-arayisinda-is-biraktilar-ya-yonetmeligi-cekin-ya-da/
Sağlıkçılar hak arayışında! İş bıraktılar... Ya yönetmeliği çekin, ya da..!
Aile hekimleri, ebe ve hemşireleri 1 Kasım’da yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin geri çekilmesi talebiyle başlattığı iş bırakma eyleminin ilk gününde İzmir ve İstanbul’da yaptıkları basın açıklamalarıyla Sağlık Bakanlığı’na seslendi. “Halkın sağlık hakkını size yedirmeyeceğiz” diye seslenen sağlık çalışanları “Ya yönetmeliği çekin, ya da görevinizde affınızı isteyin” dedi.
İZMİR / İSTANBUL (İGFA) – Aile hekimleri, ebe ve hemşirelerinin üyesi bulunduğu Birlik ve Dayanışma Sendikası İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı açıklamada, bu yönetmeliğin Sağlık Bakanlığının iddia ettiği gibi Aile Hekimliğinin güçlendirilmesi ile ilgisi olmadığını, tersine Aile Hekimliğini sürdürmeyi güçleştirdiğini açıkladı.
Açıklamayı yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük ���Sayılara, formüllere, katsayılara, performansa bağlanmış bir sağlık hizmetinin nitelikli ve kaliteli olması mümkün değil. Nitelikli ve kaliteli olması ancak bilim temelli, eşit, ulaşılabilir ve ücretsiz bir sağlık hizmeti olması ile mümkündür. Nitelikli olması, hasta ile hekime gereken muayene süresini sağlamakla olur. Aşırı iş yükü ve performans dayatması yaparken 3-5 dk muayene süresi ile kaliteden bahsedilemez” dedi.
Eylemin yanı sıra yönetmelikle ilgili hukuki mücadeleyi de sürdüreceklerini anlatan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, “Çözüm bekleyen bunca sorun varken, Aile Sağlığı Merkezlerinin tıbbi ve fiziki donanımı sağlanmadan, çağdaş sağlık hizmetine uygun standartları oluşturmadan belirli hatta çoğunlukla belirsiz hedef ve koşulları istemek ve bunların sonucu olarak ücretlerde kesinti yapmak haksız ve hukuksuzdur. Aile hekimini, ebe ve hemşirelerini kendi iradesi ve kontrolünde olmayan konulardan sorumlu tutmak art niyettir. Bu yönetmeliğe karşı yapılan uyarı ve itirazlar dikkate alınmadı. Bu nedenle geri çekilmesi talebini 3 gün boyunca tekrarlıyoruz. İş bırakarak Anayasal hakkımızı kullanıyoruz. İdareye, görevlerinin, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle korunan bu hakkımızı engellemek değil, kolaylaştırmak ve desteklemek olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Cezalandırmak hukuka aykırıdır.” diye konuştu.
Bu arada İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında da Sağlık Bakanlığı’na seslenildi ve “Halkın sağlık hakkını size yedirmeyeceğiz. Hesabını da bu halka vereceksiniz” denildi.
Açıklamayı Birlik ve Dayanışma Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Dr. Ahmet Tabduk Mehlepçi yaptı.
“Aile sağlığı Merkezi’nde çalışan hekim hemşirenin maaşını sigma formülüyle hesaplamayı yapmadan önce, yoğun bakımda ölen bebeklerin hesabını verin” diyen Dr. Mehlepçi, “Siz önce vatandaşa HPV aşısı yapacağız diye çıkıp basına beyanat verip kandırdığınız hastalarımıza hesap verin. Aşı karşıtlarına ses çıkarmayıp, göz yumup aşı yaptırmadığı için ölen çocukların hesabını verin. Yoksulluk sınırının yarısı kadar maaş verdiğiniz ebe hemşire arkadaşlarımız sizin yüzünüzden çocuklarının yüzlerine bakamıyorlar. Onların yutkunamamasının hesabını verin. Diyarbakır da boğmaca dan ölen çocukların hesabını verin. Sağlıkta şiddet yasasını çıkarmadığınız için, hastanelerde görevi başında öldürülen hekim arkadaşlarımız Ersin Arslan, Ekrem Karakaya, Fikret Hacıosman’ın hesabını verin. ASM içinde kafasına silah dayanarak hunharca öldürülen Ömür hemşirenin hesabını verin. Ağır mobbinglerden tükenmişliğe girip canına kıyan Melike Erdem’in hesabını verin. 36 saat çalıştırıp nöbet sonrası trafik kazasında hayatını kaybeden Dr. Rumeysa Şen’in hesabını verin” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Hekimler İş Bıraktı!
Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde hekimler, hastanedeki mali ve idari sorunlar nedeniyle bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Hekim Birliği Sendikası’nın yaptığı açıklamaya göre, hastanede aylardır hekimlerin ve sağlık profesyonellerinin ek ödemeleri (döner sermaye) ve fazla mesai ücretleri yatırılmamakta ya da ciddi gecikmeler yaşanmaktadır. Bu durum, Anayasa’nın 35. maddesinde koruma altında olan mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirildi. Hekimler ayrıca, sağlıkta artan şiddet olaylarına karşı yeterli önleyici tedbirlerin alınmadığını ve maaşların beş farklı kalemde hesaplanmaya devam etmesinden dolayı yaşanan adaletsizlikleri de protesto ediyor. Özellikle tek kalem maaş talebinin karşılanmaması, izin kullanıldığında maaşların yarısından fazlasının kesilmesi ve vergi oranlarının adaletsizliği, sağlık çalışanlarının maddi ve manevi haklarını zedelemeye devam ediyor. Hekim Birliği Sendikası, acil birimler dışında tüm hizmetlerde bir günlük iş bırakma eylemi kararı alındığını, taleplerin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli eylemlerin de planlandığını belirtti. Sendika, taleplerin karşılanmaması durumunda ilk etapta beş gün sürecek daha kapsamlı iş bırakma eylemlerinin düzenleneceğini de duyurdu. Read the full article
0 notes
Text
Sessiz Beyaz Çığlıklar: 2024 Türkiye’sinde Sağlıkta Şiddet, Doktor İntiharları ve Metalaşan Sağlığın Kışkırtılmış Talepleri
✍🏻 Dr. Müjdat Güven
https://www.gundemarsivi.com/sessiz-beyaz-cigliklar-mujdat-guven/
Bir Toplumun Kaybı: Sağlıkta Şiddet ve Doktor İntiharlarının Arka Planı;
2024 yılı, Türkiye’nin sağlık sistemi için acı dolu bir yıl olarak hafızalara kazınıyor. Sessiz çığlıklar, yoğun bakım ünitelerinin, acil servis koridorlarının, polikliniklerin derinliklerinde yankılandı. Sağlık çalışanları, doktorlar, hemşireler ve hastane personeli, sadece hayat kurtarmak için değil, kendi hayatlarını korumak için de mücadele etmek zorunda kaldı. Bu yıl, sağlıkta şiddetin soğuk yüzü daha belirgin hale gelirken, doktorların ve sağlık çalışanlarının ağırlaşan yükü, bizlere bu mesleğin ne kadar derin yaralar açtığını da bir kez daha hatırlattı.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları artarken, tükenmişlik sendromuna yenik düşen doktorların intiharları, yüreklerimizi dağladı. Bu acı dolu gerçekler, sadece sağlık sisteminin değil, aynı zamanda toplumsal değerlerimizin de ne kadar yozlaştığını gözler önüne seriyor. Sağlık hizmetlerinin metalaşması ve piyasalaşması, bu sorunların temelinde yatan en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Önlüğün Beyazında Karanlık Leke : Sağlıkta Şiddet
2024 şimdiye kadar Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında büyük bir artışın yaşandığı bir yıl oldu. Türkiye Sağlık-Sen’in verilerine göre, yılın ilk yarısında 500’den fazla sağlık çalışanı görevleri başında fiziksel veya sözlü şiddete maruz kaldı. Bu olaylar, sağlık çalışanlarının sadece hastalıklarla değil, aynı zamanda öfke, saldırganlık ve adaletsizlikle de mücadele etmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor.
Bir doktorun hasta yakını tarafından acil serviste darp edilmesi, bir hemşirenin hakaret ve tehditlere maruz kalması, bir sağlık personelinin görev başında bıçaklanması… Bu olaylar, sadece münferit vakalar değil; yıllardır allı pullu gösterilip ballandıra ballandıra anlatılan bir sistemin çöküşünü simgeliyor.
Sağlıkta şiddetin nedenleri, toplumsal, ekonomik ve sistemik birçok faktörden kaynaklanıyor. Öncelikle, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan zorluklar, uzun bekleme süreleri ve kışkırtılmış sağlık talepleri kaynaklı hastaların beklentilerinin karşılanamaması, sağlık çalışanlarına yönelik öfke patlamalarına yol açabiliyor. Bunun yanı sıra, sağlık çalışanlarının iş yükünün artması, personel yetersizliği ve çalışma koşullarının ağırlaşması, hizmet kalitesini düşürmekte ve bu durum hastalarla sağlık çalışanları arasındaki gerilimi artırmaktadır.
Toplumsal şiddetin artışı da sağlıkta şiddeti besleyen önemli bir unsurdur. Türkiye’de son yıllarda artan ekonomik sıkıntılar, sosyal adaletsizlikler ve genel huzursuzluk hali, toplumun her kesiminde olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de şiddeti körüklemektedir. Toplumda şiddetin normalleşmesi, sağlık kurumlarında da bu tür davranışların daha sık görülmesine neden olmaktadır.
Sağlık Sisteminde Tükenmişlik: İnsanüstü Bir Çabanın Bedeli
2024; yine önceki yıllar gibi doktorların insanüstü çabalarının bir bedeli olduğunu da gözler önüne serdi. Uzun mesailer, bitmek bilmeyen nöbetler, artan hasta sayısı ve azalan personel… Bu zorlu koşullar altında çalışmak zorunda kalan doktorlar, sadece fiziken değil, ruhen de yıprandı. Tükenmişlik sendromu, artık sağlık çalışanları için bir meslek hastalığı haline gelmiş durumda.
Doktorların çalışma koşulları, bir yandan fiziksel yorgunluğu, diğer yandan ise duygusal bir çöküşü beraberinde getiriyor. Sürekli olarak ölümle burun buruna gelen, hastalarının yaşamları için savaşan doktorlar, bir yandan da sistemin dayattığı ağır yükü omuzlarında taşıyor. Bu durum, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini de tehdit eden büyük bir kriz.
Halk sağlığı açısından bakıldığında, bu durumun ne kadar yıkıcı olduğu daha net anlaşılabilir. Sağlık sisteminin temel taşı olan doktorlar ve sağlık personeli, işlerine odaklanmak yerine kendi güvenliklerini düşünmek zorunda kalıyorsa, bu durum toplumun genel sağlığını da tehlikeye atar. Bir sağlık sistemi, çalışanlarının güvenliği sağlanmadan, onlara gerekli destek sunulmadan nasıl işleyebilir?
Doktor İntiharları: Sessizliğin Çığlığı
Ve ne yazık ki, 2024 yılı, bu ağır yükün altında ezilen doktorların intiharlarıyla da anılacak. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) verilerine göre, 2024’ün ilk altı ayında en az 15 doktor intihar etti. Her biri birer trajedi olan bu intiharlar, sağlık sisteminin derin yaralarını, doktorların iç dünyalarındaki çöküşü ve toplumsal değerlerimizin erozyonunu ortaya koyuyor. Üstelik bu intiharlar mesleğin başında genç bir doktordan yılların duayeni profesörlere kadar uzanmakta. Her intihar, bir çığlık, duyulmak isteyen bir yardım çağrısıdır. Bu çığlıklar, sadece birer istatistik olarak kalmamalı. Her bir kayıp, bir hayatın sona ermesinden çok daha fazlasını temsil eder; bu, bir sağlık sisteminin başarısızlığının, bir toplumun mesela pandemide ilan ettiği ‘’kendi kahramanlarına’’ yeterince sahip çıkamamasının en acı göstergesidir. Bu çığlıkları duymamak, toplumsal vicdanımıza ağır bir yük, onarılmaz bir yara olarak geri dönecektir.
Doktor intiharlarının altında yatan temel nedenleri şöyle sınıflayabiliriz:
Tükenmişlik Sendromu: Sürekli baskı altında çalışmak, uzun mesailer ve hasta yoğunluğu doktorları tükenmişlik noktasına getirmektedir. Tükenmişlik sendromu, depresyon ve anksiyeteyi tetikleyen en önemli faktörlerden biridir.
Maddi Sorunlar ve Tatminsizlik: Her ne kadar doktorluk prestijli bir meslek olarak görülse de, birçok doktor maddi açıdan tatminsizlik yaşamaktadır. Özellikle genç doktorlar, uzun eğitim süreçleri sonrasında elde ettikleri gelirle geçim sıkıntısı çekmektedirler.
Mesleki Değer Kaybı ve Toplumdan Görülen Baskı: Sağlık çalışanlarının toplum gözündeki değerinin azalması, özellikle medya ve sosyal medyada sağlık çalışanlarına yönelik olumsuz söylemler, doktorları yalnızlaştırmakta ve psikolojik olarak yıpratmaktadır.
Doktor intiharları, onların sadece mesleki değil, insan olarak da ne kadar yalnız bırakıldıklarını gözler önüne seriyor. Tükenmişlik, umutsuzluk, çaresizlik ve mobbingler doktorları yaşamlarına son verme noktasına getiren en önemli etkenler arasında yer alıyor. Onlarca yıllık emeklerin ardından maddi-manevi sıkıntılar, yoğun iş yükü, toplumdan ve meslektaşlarından gördükleri baskılar, bu trajedilerin arkasındaki gerçeklerdir.
Sağlığın Metalaşması ve Kışkırtılmış Sağlık Talebi: Hasta Müşteriler
Bu acı gerçeklerin temelinde, sağlık hizmetlerinin metalaşması ve piyasalaşması yatıyor. Türkiye’de son yıllarda sağlık hizmetlerinin piyasa dinamiklerine tabi tutulması, sağlık çalışanlarının ve hastaların üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Hastaneler, kâr amacı güden işletmelere dönüştü; doktorlar ve hemşireler ise bu sistemin çarkları arasında ezilen işçilere.
Sağlık, bir kamu hizmeti olmaktan çıkıp alınır satılır bir meta haline geldiğinde, doktorlar ve hastalar bu piyasanın mağdurları oluyor. Sağlık çalışanlarının mesleki tatminleri azalırken, toplumun genel sağlığı da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Sağlığın metalaşması, insan hayatını parayla ölçen bir düzene dönüşmüş durumda. Bu süreçte özellikle dikkat çeken bir diğer olgu ise “kışkırtılmış sağlık talebi”dir. Kışkırtılmış sağlık talebi, hastaların gereksiz yere sağlık hizmetlerine yönlendirilmesi ya da tıbbi müdahalelerin gereğinden fazla uygulanması anlamına gelir. Bu durum, sağlık hizmetlerinin piyasa dinamiklerine uyum sağlamaya çalışırken, kâr odaklı yaklaşımın hastalar üzerinde oluşturduğu manipülasyonun bir sonucudur.
Özellikle devlet hastanelerinde yaşanan personel yetersizliği, doktorları insanüstü bir çabayla çalışmak zorunda bırakıyor. Sağlık çalışanlarının birçoğu, hastalara yeterince zaman ayıramamanın, hızlı ve yüzeysel tedavilerle yetinmenin vicdan azabını yaşıyor. Bu durum, onların ruhsal sağlığını ciddi şekilde etkiliyor.
Kışkırtılmış sağlık talebi aynı zamanda, sağlık sisteminin finansal sürdürülebilirliğini de tehdit eden bir unsurdur. Gereksiz testler, tedaviler ve ilaç kullanımı, sağlık harcamalarının kontrolsüzce artmasına neden olurken, gerçekten ihtiyaç duyan hastaların hizmete erişimini de zorlaştırmaktadır. Bu durum, sadece bireylerin değil, toplumun genel sağlığını da olumsuz etkilemektedir.
Sonuç olarak, sağlık hizmetlerinin metalaşması ve kışkırtılmış sağlık talebi, insan hayatını değersizleştiren, toplumsal sağlığı tehdit eden ve sağlık çalışanlarının üzerindeki yükü artıran bir süreçtir. Bu sürecin durdurulması, sağlık sisteminin insan odaklı bir hale getirilmesi ve sağlık çalışanlarının iş yükünün hafifletilmesi gerekmektedir. Sağlık bir meta değil, insani bir haktır. Bu hakkı korumak, insan hayatını parayla ölçen bir düzen yerine, insan onurunu ve sağlığını merkeze alan bir sistem inşa etmekle mümkündür.
Çözüm: Piyasa ve Popülizmin Umutsuzluğuna Karşı Bilim, Etik ve Ahlakın Umudu
Bu sorunların çözümü, sadece bireysel çabalarla değil, toplumsal ve sistemik değişikliklerle mümkün olabilir. Sağlık sistemindeki bozulmayı, piyasa mantığı ve popülizmin yarattığı umutsuzluk yerine, bilim, etik ve ahlakın rehberliğinde yeniden inşa etmek zorundayız. Hastanelerdeki güvenlik önlemlerinin artırılması, şiddete karşı caydırıcı yasaların devreye sokulması, doktorların ve sağlık çalışanlarının tükenmişliğini önlemeye yönelik programların yaygınlaştırılması gerekiyor. Ancak en önemlisi, toplumun bu mesleğe ve bu mesleği icra eden insanlara olan bakış açısını değiştirmek zorundayız.
Sağlık çalışanları, bilimsel bilgi ve etik değerlerle hareket eden, insan hayatını her şeyin üstünde tutan profesyonellerdir ancak birer robot değildirler. Onlar, her gün hayat kurtarmak için kendi hayatlarını riske atan, fedakarlıkların en büyüğünü yapan insanlardır. Onlar da birilerinin oğlu/kızı anne-babası, onların da bir yaşamı, sevgilileri, sevinçleri ve acıları vardır. Unutulmamalı…
Sonuç olarak, 2024 yılı Türkiye’nin sağlık sisteminde bir dönüm noktası olabilir mi hâlâ? Evet. Ancak bu, piyasa ve popülizmin kısa vadeli çözümleri yerine, bilimsel, etik ve ahlaki değerlere dayalı bir sağlık sistemini inşa etmekle ve bunu yaparken doktorları, meslek örgütleri TTB’yi, sağlık çalışanlarını, sağlık emek örgütleri ve sendikalarını dikkate alarak ilerlemekle mümkündür. Sağlıkta şiddet ve doktor intiharları, bu ülkenin vicdanına kazınmış acı dolu hatıralardır. Bu hatıraları geleceğe taşımamak, sağlık sistemini daha adil, güvenli ve insan odaklı bir hale getirmek, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki, sağlık bir meta değil, insani bir haktır. Sağlık sistemini yeniden insan odaklı, bilimsel ve etik değerlere dayalı hale getirmek, bu ülkenin en büyük önceliklerinden biri olmalıdır. Her bir doktorun, hemşirenin ve sağlık çalışanının yaşamı, diğer tüm yurttaşlar gibi, toplumun vicdanına emanet edilmiştir. Onları korumak, hepimizin sorumluluğudur.
Ne diyor doktorlar ve diğer tüm sağlık çalışanları;
Yaşamak, yaşatmak istiyoruz!
Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz!
O zaman hala umut var. Yeter ki duyulsun bu çığlıklar, tutulsun bu uzanan eller.
Dr. Müjdat Güven
0 notes
Text
Aile Kurmak Evlilik için Püf Noktalar
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/aile-kurmak-evlilik-icin-puf-noktalar.html
Aile Kurmak Evlilik için Püf Noktalar
Aile Kurmak Evlilik için Püf Noktalar
Bilindiği üzere toplumun temel taşı çekirdek ailedir. Aile Kurmak Evlilik için Püf Noktalar. Anne baba ve dünyaya gelen çocuklardan oluşur. Eskiden akraba, aile büyükleri vasıtasıyla iki insanın kısa süreli birbirini tanıması ya da doğru dürüst tanıyamaması ile kalkıştıkları riskli bir işti. Geçmiş dönemlerin evlenme tekniği olan görücü usulünden bahsediyoruz. Tamamen kadere teslim olmak ne gelirse razı olmak söz hakkının, seçme hakkının olmayışı ve şansa dayalı bir müessese. Bu şekilde evlenip mutlu olan yok mu elbette çok fazladır.
Birlikte yaşamaya başladıktan sonra çok seven iyi birer yol arkadaşı olanlar var. İki tarafta birbirinin istek ve beklentilerini uyum içinde karşılaması evliliğe ayrı bir anlam kazandırıyor. Tabii madalyonun diğer yüzü katlanılmaz hayat arkadaşı iki taraflı sadakatsizlik şiddet anlayışsızlık tahammülsüzlük ile yürütülmeye çalışılan bir evlilik. Ve sonu muhtemelen boşanmayla biter. Artık insanlar severek evlenmeye çalışıyor peki evlenmek için sadece birini sevmek yeterli mi? Elbette hayır tek başına hayatta hiçbir şeyin bir anlamı yoktur. Temeli birini sevmektir ama iki tarafında nitelikli bazı özellikleri olmalıdır. Bunlardan en önemlisi evliliğe hazır olmaktır.
Reklam ( Aile Kurmanın Püf Noktaları )
Yemek Yeme Sanatı
Kahve ve Çaya Dikkat
Belçika’da Gezilecek En Güzel 5 Yer
Avusturya’da Gezilecek En Güzel 5 Yer
Evlilik için beklentiler
Evliliğe karar verdiğinizde sizi manevi olarak doyuracak insanlar seçin. Karnınız zaten doyar. El ele verip üstesinden gelinemeyecek sorun yoktur. Sizi ne kadar önemser sizi dinler mi kararlarınıza saygı duyar mı boşluğa düştüğünü düşünüp farklı arayışlara girer mi bunları sormayın davranışlarından analiz edin. Birbirinizi ufak testlere tabi tutun.
Gelecek planlarında siz neredesiniz, ailenizi tanımak ya da tanıştırmak istiyor mu? Sosyal hayatınıza ne kadar saygılı size ait kuralları ihlal ediyor mu? Size ait özel şeyleri irdeleyip sizi sorguluyor mu? Saplantılı mı bağımlı mı alışkanlık mı sizinle ne için birlikte bunları daima düşünerek davranın. Ne kadar cömert olduğu size nasıl güven verdiği de çok önemlidir. Sorumluluk almaktan kaçan biri mi. Ne renk sevdiğinin neler yediğinin ne dinlediğinin ne önemi var, daha mantık gerektiren sorular varken.
Aile Kurmak için Püf Noktalar
Birlikte yolculuğa çıkın mümkünse kamp gibi etkinliklere katılın. Ne biliyor ne okuyup ne araştırıyor bunları sorgulayın. Güvenmediğiniz biriyle asla bir yola çıkmayın. Birinin sosyal medya hesaplarını kurcalayacak telefonuna bakacak kadar da küçülmeyin. Doğru kişi zaten hiç bir şey saklamayacaktır. Şüphe varsa o zaten bir ilişki değildir. Eğer birine iğne deliği kadar güveniniz yoksa yol yakınken dönün. İhtimal her zaman vardır. Kimine evlilik için imza atarken hastalıkta sağlıkta zenginlikte fakirlikte, gençlikte, yaşlılıkta şeklinde söz vermek bir yüktür taşıyamaz işte
Kimseyi değiştirmeye çalışarak zaman harcamayın. Kişi değiştiği zaman değişir dünyası. Siz değişin tahammülsüzlük sadakatsizlik saygısızlık yapmayın. Buna rağmen mutsuzsanız yolun neresinde olursanız olun dönün. Bol bol okuyun araştırın şiddetin fiziksel temas olmadığını bunun türleri olduğunu sözlü (karşılıklı olarak en sık yapılan)maddi psikolojik olarak sınıflara ayrıldığını unutmayın. Çalışıp ekonomik özgürlük edinin kendinize. Muhtaç olduğunuz için bir ilişki evlilik yürütmeyin.
Evlilikler ne yazık ki eskisi kadar kolay değil artık. Teknolojinin iyi yönlerinden faydalananlar olduğu kadar kötü kısımlarından nemalananlar da oldukça fazla. Bu yüzden insanlar bir kere durup düşünüyor. Biriyle hayatınızı birleştirmeden önce evlilik terapisi almakta fayda görüyorum. Bunu yapmaktan ya da önermekten çekinmeyin. Yapamıyorsanız bile en azından evlenir evlenmez çocuk sahibi olmayın, birbirinize zaman tanıyın hazır olun. Bugünler de en sık duyduğum şeylerden biri çocuklarım için katlanıyorum bahanesidir. Evet, bu gerçekten mantık dışı bir bahane acaba sizin geçimsizliğinize çocuğunuz katlanmak istiyor mudur bir düşünün. Siz iki kişi bir temel atıp bina inşa ediyorsunuz fakat bina yıkılıyor enkaz altında kalanlarsa hep çocuklar oluyor. Ve o çocuk ilerde sağlıklı iletişim, ilişki kuramıyor. Bu kısır döngü içinde debeleniyoruz işte.
0 notes
Link
İstanbul Tabip Odası sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yaparak, 10 dakikada 3-4 hastaya randevu verildiğini duyurdu.Yapılan paylaşımda şu ifadeler yer verildi: “MHRS ekranında hastaya randevu süresi 10 dakika olarak görülüyor. Aynı 10 dakikaya 3-4 hastaya randevu veriliyor. Doktor ekranı bu şekilde görülüyor. Uyarıyoruz; Bu uygulamanın sağlıkta şiddet ve malpraktis davalarında artış dışında sonuçları olacaktır.”https://twitter.com/istabip/status/1787729137513177387
0 notes
Text
Dr. Gökhan Kılınç: Beyaz Kod Sağlıkta Şiddeti Önlemekte Yeterli mi?
Toplumda yaygınlaşma eğilimi gösteren sağlıkta şiddet eylemleri, sağlık kurumlarını ve sağlık çalışanlarını ciddi biçimde etkilemektedir ve bu durum çalışan memnuniyetini azaltmakta ve sağlık çalışanlarında tükenmişliğe sebep olabilmektedir. Yirmi dört saat kesintisiz hizmet sunulan sağlık kurumlarında sağlık profesyonellerine yönelik şiddetin; ziyaretçiler, hastalar ve hasta yakınlarını içeren…
View On WordPress
#Dr. Gökhan Kılınç Beyaz Kod Sağlıkta Şiddeti Önlemekte Yeterli mi?#Sağlıkta beyaz kod gökhan kılınç yazdı#Uzm. Dr. Gökhan Kılınç Yüksek Sağlık Hukuku Derneği
0 notes
Text
Sağlık Bakanı Koca: Sağlıkta Şiddet Suçuna Tahammül Yok https://gundemsivas.com/saglik-bakani-koca-saglikta-siddet-sucuna-tahammul-yok/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
Video
tumblr
Doktorlara uzanan eller kırılsın! Yazıklar olsun! Tek amacı insana hizmet etmek olan sağlık çalışanına şiddet asla kabul edilemez! Yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum. Meslektaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Kocaeli Fatih Mahallesi'ndeki ASM'yi basan grup, 3 doktoru öldüresiye dövdüler. Körfez Fatih Mahallesinde hasta ve hasta yakını olduğu iddia edilen bir grup henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı Aile Sağlığı Merkezini bastı. Sağlık merkezinde bulunan 3 doktoru darp eden grup, çevreye de zarar verdi. Darp edilme esnasında hekimlerden birinin boğazı sıkıldığı için boğulma tehlikesi geçirerek bayıldığı öğrenilirken; olayın ardından Hekimlerden biri Körfez Devlet Hastanesi’nde diğer, iki Hekime ise ilk müdahale Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapıldı. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan ilk müdahaleden sonra iki hekim, tedavileri yapılmak üzere Kocaeli Şehir Hastanesi’ne sevk edilirken saldırgan 3 şahıs için arama çalışması başlatıldı. Konuya ilişkin 2 şahıs yakalanıp emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilirken 1 firari hala aranıyor. Yakalanan iki şahıs ise savcılıkta tutuklandı.
Bu olay da sağlık sisteminin sorunlarını bir kez daha gündeme getirirken, sağlık çalışanlarının güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açtı. Daha fazla vakit kaybetmeden sağlık çalışanı katliamına ve sağlıkta şiddete engel olunmalıdır.
Hekim ve sağlık çalışanlarının görevlerini yaparken konsantrasyonlarını bozacak, başta ekonomik nedenler olmak üzere, yetersiz sosyal-kurumsal faktörlerin iyileştirilmesi aciliyet arz etmektedir.
TBMM, şifa veren ele vefa göstermeyenler için acilen sağlıkta şiddet yasasını revize etmeli ve yeni ilave etkin önlemler hızla uygulamaya konulmalıdır. #SağlıktaŞiddeteHayır
https://youtu.be/AEIOrMf4G5g?si=jmJweMCiu0XMVuEE
0 notes
Link
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Sağlıkta şiddet olaylarına karşı başlatılacak ‘Gri Kod’ Uygulamasına ilişkin şu bilgileri paylaştı. KAYNAK: SAĞLIK BAKANLIĞI ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
Text
Aile Hekimliği çalışanları yönetmelik taslağının geri çekilmesi için Ankara’da miting düzenledi
https://pazaryerigundem.com/haber/189116/aile-hekimligi-calisanlari-yonetmelik-taslaginin-geri-cekilmesi-icin-ankarada-miting-duzenledi/
Aile Hekimliği çalışanları yönetmelik taslağının geri çekilmesi için Ankara’da miting düzenledi
Aile hekimliği çalışanları Yönetmelik taslağının geri çekilmesi için Ankara’da miting düzenledi. Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük emeği sömürmek ve ücretleri kırpmayı hedefleyen taslak geri çekilmediği takdirde emekten gelen gücü kullanmaktan çekinmeyeceklerini açıkladı.
ANKARA (İGFA) – Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmelik taslağına ilişkin miting düzenleyen 30’a yakın meslek örgütü 19 Ekim 2024 tarihinde Ankara Anıtpark’ta bir araya geldi. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanlarının yanı sıra; Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu,İyi Parti Ankara Milletvekili Dr. Eşref Fakıbaba, Deva Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Dr. İrfan Karatutlu ve CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de katıldı. Mitingde konuşan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, yönetmelik taslağının amacının, aile hekimlerinin ve aile hekimliği ebe ve hemşirelerinin meslek onuruyla oynamak, emeği sömürmek ve ücretleri formüller sayesinde kırpmak olduğunu söyledi. Dr. Derya Mengücük “Yıllardır duyan gören bakan yok diyoruz. Bu taslakta görüyoruz ki mantık ve vicdan da yok. Bilimden, koruyucu sağlık ve toplum sağlığından eser yok. Hak ve hukuk zaten baştan sona yok. Yönetmelik taslağının amacı çok açık. Güvencesini onurumuzla oynamak, emeğimizi sömürmek, zaten karşılığı olmayan ücretlerimizi formüllerle kırpmak ve iş güvencesini yok etmek. Tüm bunlara karşı cevabımızı bugün hep birlikte veriyoruz” diye konuştu.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme yönetmelik taslağının çalışanları haksız, hukuksuz kesintilerle karşı karşıya bıraktığını, mesleki onurlarıyla oynadığını dile getiren Dr. Derya Mengücük, “Bizim emeğimiz, mesleki itibarımız ve değerimiz formüllere sığmaz. Biz işimizi yapmaya çalışırken bu anlamsız formülleri, hesapları, yıldızları, puanları kabul etmiyoruz” dedi.
TOPLUM SAĞLIĞINI DA TEHDİT EDİYOR
Söz konusu taslağın aynı zamanda toplum sağlığını da tehdit ettiğini ifade eden Dr. Derya Mengücük “Sağlık ve nitelikli sağlık hizmetinin, toplum sağlığının tehlikeye atılmasına razı olmayacağız. Güvenli, insanca, güvenceli, adil ve hakkaniyetli çalışma koşulları için mücadele etmekten, “sağlıkta şiddet sona ersin “demekten vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Sağlık Bakanına, yetkililere, bürokratlara buradan seslenen Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, “Bilime, tıbba aykırı, haksız ve hukuksuz taslağınızı geri çekin! Hakkımızı da mesleğimizin onurunu da sonuna kadar savunacağız! Birlik ve dayanışmayla karşı durmaya devam edeceğiz. Yönetmeliği kabul etmeyeceğiz. Taslak geri çekilmediği takdirde, emeğimizden gelen gücümüzü kullanmaktan çekinmeyeceğiz” uyarısında bulundu.
Mitingde Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir’in konuşması da dikkat çekti.
“Bizi puanlamaya çalışan Bakanlığı biz puanlıyoruz”
Dr. Ahmet Kandemir, mitingdeki konuşmasında, Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerini puanlamaya çalışmasına tepki göstererek, Bakanlık yöneticilerini puanladı:
Sağlık Bakanlığına Düşük Notlar:
Sağlıkta şiddete çözüm üretmek: 0Güvenli çalışma ortamı yaratmak: 0Angarya ve gereksiz iş yükünü önlemek: 0Aile hekimliğinin motivasyonunu artırmak: 0Özlük ve mali haklarımızı korumak: 0
Bakanlığın Tam Not Aldığı Konular:
Aile hekimliği cezalarını artırmak: 100Sözleşme feshini kolaylaştırmak: 100Şiddeti artıracak düzenlemeler yapmak: 100Çalışma barışını bozmak: 100Mesleki itibarı zedelemek: 100İsyan ettirip mitinglere zorlamak: 100
Dr. Kandemir, Sağlık Bakanlığı’na seslenerek, görevlerinin sağlık çalışanlarının işini kolaylaştırmak olduğunu hatırlattı ve şunları ekledi: “O koltuklarda bizlerle birlikte vatandaşa hizmet etmek için varsınız. Asıl hizmeti veren biziz, bunu unutmayın! Hala geç değil, gelin aile hekimliğini hak ettiği yere getirelim.”
TÜRKİYE CUMHURİYETİ SAĞLIK BAKANLIĞI DENEME TAHTASI DEĞİLDİR!
AHESEN olarak, masa başında hazırlanan taslakların sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini vurgulayan Dr. Kandemir, uyarılarını şöyle dile getirdi: Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, kimsenin deneme tahtası değildir. Aile hekimliği, yıllardır düzgün kanunlarla yönetilemeyen bir alan, kimsenin deneme tahtası değildir. Şiddetten koruyamadığınız, angaryalarla boğduğunuz aile hekimleri, kimsenin kölesi değildir.
TALEBİMİZ BASİT VE NET: “GÜVENLİK VE ONURLU ÇALIŞMA ŞARTLARI”
AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, mitingdeki mesajını şu sözlerle netleştirdi: “Biz sırça köşkler istemiyoruz. En temel hakkımız olan can güvenliğimizi ve mesleğimize yaraşır çalışma şartları istiyoruz. Hasta memnuniyetini istiyorsanız önce bunu yapın! Bu kadarını da yapamıyorsanız, taslaklarınızı da alın, o koltukları da boşaltın.”
Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanları, taleplerine karşılık bulamadıkça eylemlerin artarak devam edeceğini belirtti. Dr. Kandemir, bu sürecin sorumlusunun sağlık çalışanları değil, mevcut düzenlemeleri yapanlar olduğunu vurguladı.
Dr. Ahmet Kandemir, son olarak verdiği mesajla meslektaşlarını cesaretlendirdi: “AHESEN olarak hep yanınızdayız. Çekinmeyin, korkmayın, yalnız değilsiniz. YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!”
Dr. Kandemir; “bu mitingin, sağlık çalışanları olarak bakanlığın hazırladığı yönetmelik taslağını geri çekmesi, sorunların dile getirilerek, çözüm üretilmesi için önemli bir adım olduğunu, bu güçlü adımın karşılık bulmaması halinde eylemlerin artarak ve kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Başkan Timur Gökten Önemli Açıklama
Kamu Birliği Konfederasyonu ve Genç Sağlık Sendikası Elazığ İl Başkanı Timur Gök, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak, bu saldırılara karışan kullanıcıya "Yasaklı Hasta" ilanını çalıştırarak bazı sağlık hizmetlerinden mahrum bırakmayı talep etti. Başkan Gök, yapılan bilimsel araştırmaların, sağlık çalışanlarının ,3'ünün kariyerleri boyunca en az bir kez şiddete maruz kaldığınızı ortaya koyduğunu belirtti. Ayrıca bu kurallara göre, çalışanların ,4'ünün fiziksel, ,2'sinin sözlü, 'inin mobbing, %1,6'sının ise cinsel tacizle karşı karşıya olduğu Gök, sağlıkta yaşanan olayların sadece cezalarla önlennidiğini belirterek, sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarda bulunan kişilerin sosyal haklarının kısıtlanmasını önerdi. Özellikle bu kişinin bazı sağlık hizmetlerine erişiminin sınırlandırılması talebiyle, acil servis hizmetlerinin kamu hastanelerindeki diğer poliklinik ve servislerden yararlanmalarının belirli bir süre için engellenmesi ile hizmet verdi. Ayrıca şiddete karışanların ilaçlarını sosyal güvenlik kapsamı dışında, geçerli olara Bu tür çaydırıcı adımların atılmasının sağlıkta korumanın önlenmesi için kritik derecede dikkat edilmesi Gök, bürokrasinin hantallığının aşılması ve etkili önlemlerin hızlı bir şekilde hayata dönüştürülmesi gerektiğini belirtti. Read the full article
0 notes
Text
Sağlıkta Şiddet Durmak Bilmiyor... Çekiçle Sağlık Ekiplerine Saldırıp, Ambulansın Camını Kırdı https://saglikagi.com/cekicle-saglik-ekiplerine-saldirip-ambulansin-camini-kirdi/?feed_id=73346
0 notes
Link
İngiltere'de, Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in (EG.5.1) ülke genelinde yayıldığı haberlerinden sonra gözler Türkiye'ye çevrildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de bu ve benzeri varyantların görülmediğini açıkladı. "Bu görülen varyantlar sakın bizi endişelendirmesin ve kapandığımız dönemlere geçme gibi bir durum söz konusu değil." ifadelerini kullanan Koca, "Hala Covid görülüyor. Bu dönemde giderek mutasyonlarla, etkinliği daha da azalan bir varyant dönemi görüyoruz." dedi.KIZAMIK VAKALARI Kızamık vakalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Koca, "Kızamıkla ilgili göçle vakaların arttığını biliyoruz. Korunmanın en etkili yolu aşı. Aşı ile ilgili bilim kurulunun güncellediği şekilde çocuklarımıza aşıların ihmal edilmemesi önemli." ifadelerini kullandı. Kızamık vakaları 2-3 ay öncesine göre giderek azaldığını dile getiren Bakan Koca, "Ağırlıklı görülen il yüzde 80 ile İstanbul, sonra Ankara, Gaziantep, Kocaeli ve Diyarbakır." dedi.SAĞLIKTA ŞİDDET Son dönemde artan sağlıkta şiddet olayları için "Güvenlik tedbirleri konusunda İçişleri Bakanlığı ile çalışıyoruz." açıklamasında bulunan Bakan Koca, "Güvenlik görevlisi sayısının artmasını amaçlıyoruz. Potansiyel şiddet durumu söz konusu ise, şiddet eyleminde bulunan kişi ise bunu sistemden gösteriyor olacağız." diye konuştu. ÇANAKKALE YANGINLARI Bakan Koca, Çanakkale merkeze bağlı Damyeri mevkiinde dün öğle saatlerinde başlayıp hızla yayılan yangından şu ana kadar 95 kişinin etkilendiğini, durumu ciddi olan kimsenin bulunmadığını açıkladı. Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'ndeki 21 hastanın Erzin ve Lapseki'deki devlet hastanelerine nakledildiği bilgisini veren Koca, şu an 75 ambulans ve 4 UMKE ekibinin bölgede hazır beklediğini söyledi.
0 notes
Text
0 notes