#Okan Bayülgen
Explore tagged Tumblr posts
Text
"yıldız tozları serpiyor melekler yatağına... yastağında deniz, yorganında orman kokusu..."
#Mücevher#Cem Adrian#Çok güzel söylemişler#Yılmaz Erdoğan#Selda Bağcan#Okan Bayülgen#Mustafa Alabora#Demet Evgar#Mert Fırat#Cem Yılmaz#Selçuk Yöntem#Zülfü Livaneli#Rutkay Aziz#Demet Akbağ#Mazlum Kiper#Haluk Bilginer#Gülten Kaya#Tanrı Aslında Sever Hepsimizi#❤️
115 notes
·
View notes
Text
youtube
kalbim... kalbim... kalbim... kalbim... tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak istiyorum... uyumak istiyorum uyumak istiyorum uyumak istiyorum
1 note
·
View note
Text
93. İEF’e İnsansı Robot Sophia Damga Vurdu
30 Ağustos- 9 Eylül tarihlerinde ‘Teknoloji’ temasıyla düzenlenen 93. İzmir Enternasyonal Fuarı’na insansı robot Sophia damga vurdu. Dijital deneyim ve sergi alanında sanat eserlerini inceleyen Sophia’nın bir sokak kedisi ile temas kurması renkli görüntülere yol açtı. Teknoloji temasıyla düzenlenen 93. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın sürpriz konuğu, Hong Kong merkezli Hanson Robotics tarafından…
#93. İEF’e İnsansı Robot Sophia Damga Vurdu#Cemil Tugay#Ege#Emrah Safa Gürkan#İzmir#İzmir Enternasyonal Fuarı#Okan Bayülgen#Sophia
0 notes
Link
Prof. Dr. #NaciGörür, #OkanBayülgen'in moderatörlüğünü yaptığı oturumda #MarmaraDepremi'nin en az 7.2 büyüklüğünde gerçekleşeceğini belirterek, "Hiç değilse #EYT'liler kadar sesimiz çıksın" dedi... O önemli açıklama ile #detay #haber için tıklayın...
0 notes
Text
Z kuşağına tam bir gerizekalı kuşak diyen Okan Bayülgen den sonra birde bu ustanın söyledikleri trajikomik gerçekten 😂😅😂😅😂😅😁
15 notes
·
View notes
Text
Ayla Algan’ı kaybetmişiz. Aklıma yine bu şarkı ve yıldızlar geçidi olan klibi geldi. Fatih Erkoç ne güzel bir klip bırakmış bize. Okan Bayülgen ne de güzel fotoğraflamış. Bir çoğunun artık hayatta olmaması tam anlamıyla bir ''anı''.
7 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/067011f84b295c60079f7664a299e6f9/bbf90adb327f61fe-21/s540x810/ab825c6d384d3f88d1b61501db38ed4a269cca77.jpg)
Cep telefonumun son iki sayısı 17… Ev adresimiz 17/17… Tiyatromuzun adresi No:17… Bütün bunları neden mi anlatıyorum? Sayıların büyüsü ile ilgili…
Yıl 1984… Şaşkınbakkal’da şu anda Marks & Spencer olan bina, o zamanlar Atlantik Sineması. Hayatımın ilk MFÖ konseri. Daha sonra onlarca kez izleyeceğim o müthiş adamları ilk kez canlı izliyorum ve her şarkılarını ezbere biliyorum. Özkan Abi sahnede hep gülümsüyor.
17 yıl sonra… Yıl 2001… Sinan Çetin “Komser Şekspir” adında bir film çekmiş. Film sesli çekilmiş ama bazı sahnelerde seste sorunlar olmuş. Oyuncuların kendilerini seslendirmeleri gerekiyor. Seslendirme yönetmeni olarak beni çağırıyorlar. Kadir İnanır, Okan Bayülgen, Müjde Ar, Gazanfer Özcan, herkesin kaydını alıyorum, sıra Özkan Uğur’a geliyor. İki üç sahnesi var düzeltilecek. Ben kibarca “Sahneyi seyredelim, siz zaten ne yapacağınızı bilirsiniz diyorum” büyük bir hayranlıkla. “Yok kardeşim, ben bir şey bilmiyorum, sen bana ne yapacağımı söyle, şu kibarlığını da cebine sakla” diyor gülümseyerek. Ve çok keyifli bir kayıt geçiyor.
17 yıl sonra… Yıl 2018… MFÖ Bodrum Antik Tiyatro’da muhteşem bir konser veriyor. Tabii ki seyirciler arasındayız. Konser sonrası Aslı ile kulise gidiyoruz ve Mazhar Abi’yle sohbet ettikten sonra tam fotoğraf çekilirken bir perdenin arkasından bornozlar içinde Özkan Abi çıkıyor ve gülümseyerek bize bakıyor. Ama biz onu o terli haliyle rahatsız etmemek için fotoğraf karesinin içine davet etmiyoruz. Eve dönerken Aslı “Özkan Abi’ye ayıp mı oldu?” diye soruyor. “Ben de bilemedim” diyorum.
Bildiğim tek şey var, Özkan Abi ile 17 yılda bir hayatlarımız kesişiyor. Ve o muhteşem adam, her zamanki naifliği ile hep gülümsüyor.
Eminim şimdi de bulutların üzerinden bize gülümsüyordur ve fonda dinlediğiniz şarkıyı zihinlerimizde bize söyletiyordur.
Güle güle büyük usta! Seni hep sevgiyle ve hayranlıkla anacağız.
#özkanuğur @ozkanugur
8 notes
·
View notes
Text
Okan Bayülgen'in Sorgulaması: Neden Tiyatro Oyunları Durduruluyor, Maçlar İse Devam Ediyor?
Bolu Kartalkaya Yangını ve Sanat Dünyasındaki Etkileri Bolu Kartalkaya’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan yangın, ülkemizde derin bir üzüntü yarattı. Bu olay, sadece kayıplarımızla kalmayıp, birçok sosyal ve kültürel etkinliğin de iptal edilmesine yol açtı. Ünlü sanatçı Okan Bayülgen, bu acı olayın ardından tiyatro oyunları ve etkinlikler hakkında önemli açıklamalarda…
0 notes
Photo
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/5a2d041127b18dab714f2c873fb86800/4a9c2da2d4d2afc8-da/s540x810/f205ad2c5bcc7c0065361cc042f17bd8c61861cf.jpg)
Okan Bayülgen'e Fatih Altaylı'dan yanıt! Okan Bayülgen ve YouTube Gazetecilerine Eleştirisi Okan Bayülgen’in YouTube Gazetecilerine Eleştirisi Ünlü televizyoncu ve komedyen Okan Bayülgen, Saba Tümer’in sunduğu https://bursahabermedya.com/okan-bayulgene-fatih-altaylidan-yanit/ #BursaHaberleri #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
Text
Bursa Şehir Tiyatrosu kadrosunu güçlendiriyor
https://pazaryerigundem.com/haber/200364/bursa-sehir-tiyatrosu-kadrosunu-guclendiriyor/
Bursa Şehir Tiyatrosu kadrosunu güçlendiriyor
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/67318e6f33211c28dc6f4633c5c47d1e/ca4a1688a26da777-75/s540x810/bb93f263fc35efe9a53197f71e29d7aa80fceb4e.jpg)
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, yeni yetenekleri sahnelere kazandırmak ve kadrosunu güçlendirmek amacıyla yeni oyuncu seçmeleri düzenledi.
BURSA (İGFA) – Bursa’nın kültür ve sanat hayatına değer katan çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Şehir Tiyatroları’nda yeni bir dönemi başlatarak 17 ilçede oyunların sahnelenmesi için harekete geçti.
Genel Sanat Yönetmenliğini usta sanatçı Ali Düşenkalkar’ın üstlendiği Şehir Tiyatrosu, 17 kişilik oyuncu kadrosunu güçlendirme kararı aldı. Yeni yetenekleri sahnelere kazandırmayı ve kadrosunu 27 kişiye çıkartmayı hedefleyen Şehir Tiyatrosu’nun oyuncu seçmelerine, tiyatroya gönül verenler yoğun ilgi gösterdi.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/67318e6f33211c28dc6f4633c5c47d1e/ca4a1688a26da777-75/s540x810/bb93f263fc35efe9a53197f71e29d7aa80fceb4e.jpg)
8-9-10 Ocak tarihlerinde Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapılan seçmelere 501 kişi katıldı. Ön elemede dans, hareket, müzik, ritim, kulak, konuşma ve diksiyon gibi temel yetkinliklere dikkat edilirken, diğer bir aşamaya geçen adaylar usta sanatçılardan oluşan jürinin karşısına çıktı.
Okan Bayülgen, Devrim Yakut, Alican Yücesoy, Emrah Eren, Prof. Dr. Tülin Sağlam ve Songül Öden’den oluşan jüri, adil ve şeffaf bir şekilde tiyatro sahnesinde görev alacak yeni oyuncuları belirlemek için değerlendirmelerde bulundu.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ali Düşenkalkar, bir değişim ve dönüşümün içerisinde olduklarını söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda 17 oyuncunun bulunduğunu belirten Düşenkalkar, “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bizden oyunların 17 ilçede de yapılmasını istedi. Bizler de bu doğrultuda harekete geçtik. 17 ilçede seyircimizle buluşmak için çalışmalara başladık. Her Pazar kentin farklı noktalarına gidebilmemiz için yeni oyunculara ihtiyacımız vardı. O yüzden genç insanlar arıyoruz. Yeni bir tiyatro yapısını oluşturmak istiyoruz. 10 yeni oyuncu alacağız. 27 kişiyle birlikte yeni sezon oyunlarının hazırlıklarına başlamış olacağız. Büyümemiz gerekiyordu. Başkanımız Mustafa Bozbey de bu anlamda bize destek verdi” dedi.
Jüri üyeleri arasında bulunan tiyatro sanatçısı Emrah Eren, sahilden denizyıldızı ayıklar gibi yeni yüzler aradıklarını ifade etti.
Denizyıldızlarının kente hizmet edeceğini dile getiren Eren, buna aracı olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/240c5a3edf792197acf8fd16fd21c88f/ca4a1688a26da777-12/s540x810/96323a66b962ed91c4833e3110c0138355ad791d.webp)
0 notes
Text
Bursa Şehir Tiyatrosu, kadrosunu güçlendiriyor
13 OCAK 2024 BASIN BÜLTENİ Bursa Şehir Tiyatrosu, kadrosunu güçlendiriyor BURSA – Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, yeni yetenekleri sahnelere kazandırmak ve kadrosunu güçlendirmek amacıyla yeni oyuncu seçmeleri düzenledi. Okan Bayülgen, Devrim Yakut, Alican Yücesoy, Emrah Eren, Tülin Sağlam ve Songül Öden’den oluşan seçici kurul, tiyatro sanatına gönül veren yeni yüzleri dikkatle…
0 notes
Text
youtube
Tv izlediğim yıllarda Okan Bayülgen gece yarısı o dönemki kliplerle dalga geçtiği bir program yapardı. Klipleri yavaş yavaş oynata durdura beliren sahnelerle şarkı sözleriyle dalga geçer espri yapardı.
Sabah sabah beni eğlendirmek için mesaja eklenen bu klipte bende Okan duyguları uyandırdı.
Benim videoyu durdurma imkanım yok tabii.
Yine de bana komik şeyler hatırlattı.
Limuzine binip simit yiyorlar. Gerçi fakirler simiti bile bi tane alıyorlar ama yerlerken ellerinde ki parçaların bir simitin iki yarısı olmayıp iki ayrı simit olduğu belli oluyor. - Bakın bu kadar da dikkatliyim aslında -
"Olmasada gelirim avuçta elde Ve sen sadece bekle" dediğine göre bir uzak mesafe var aralarında. Ayrıca fakir elde avuçta bi şey yok yani belli oluyor.
---
Burda bir arkadaşla konuşurken ona demiştim. "İyi.. görüşürsek parkta simit yeriz" gibi bir söz ettim.
O da " simit mi yeriz?" diye garipseyerek sordu.
E ne olacak başka? Yedi yıldızlı otelin ünlü şefine rezervasyon yapacak değiliz ya.
Hey gidi lolita gençlik.
----
0:26 da hatun birden gülüyor. İçine bastırdığı gülümseme birden kahkahaya dönüşüyor. Klipte neye güldüğünü anlamam imkansız. Ben sözlerle falanda bir bağ kuramadım. Bu kahkahanın anlamı nedir belki hatunlar bilir.
Aynısı başıma askerde gelmişti. Orda da neye gülündüğünü anlamadım. Bana kalırsa hatunlar bir aptallığa bu şekilde gülüyorlar.
Önceden anlatmıştım ama bir özete daha...
Bir sabah yerden hafif, bir, bir buçuk metre yükseklikte ancak olan balkonumda bir sigara molası veriyorum. Alanımız düz olduğu için ben o yükseklikten çok uzakları bile net görebiliyorum. Çölde serap gibi bulanık bir görüntüden ibaret bir hatunun geldiğini gördüm. O bulanıklıkta bile anladım çok güzel bir hatun. Yakınlaştıkça baktım üsteğmen. Var bi kaç kadın üsteğmen ama onları güzel saymıyordum. Kadın bile saymıyordum. Bu güzel geldi. Endam, yürüyüş, yüz şekli, kızıla boyalı saçlar...kamuflaj bile ona yakıştığı kadar kimseye yakışmamıştır bu dünyada.
Başka bir asker olsa gelenin rütbesini farkedince orda, onun gözünün önünde durmaz. Ben de sigaramı bitirip içeri girebilirim. Gitmedim. Heykel gibi durdum hatunu izledim. Anladım ki arkamdaki karargah binasına gidecek, oraya gidecekse yanımdan geçecek. Yanımdam geçip gidene kadar bekledim.
Yol boyunca o da ıssızlıkta benden başka kimseyi görmüyor tabii. Aramızda bomboş düzlük var. Ne bir insan ne başka bir engel. Yürürken bir yandan düşünmüştür bu çavuş niye bekliyor diye. On onbeş dakika sürmüştür uzaktan yanıma gelmesi. Baktım gülümser bir hali var. İyi.
En kötü ihtimalle şu olabilirdi yanıma gelince: "Öküz gibi ne bakıyorsun çavuş, işin gücün yok mu senin" filan da diyebilir.
Bundan gocunmayacaktım. Komutan o, o diyebilir.
Kötü bir söz etmedi. Tam beni geçti.... aha işte klipteki o zaptedilemez kahkaha.
Moralim bozuldu ki... sövse bundan iyiydi.
" Yav bu niye güldü şimdi, ne anlama geliyor? Hem de kahakahayla güldü. "En sonunda yorumum " Salaksın oğlum sen salaksın" gülüşü. O gülüşle beni aşağıladı benle dalga geçti diye yorumladım.
Bunlar asker oğlum, her şeyi rütbe sayan alt rütbede asker. O senin rütbenden başka bir şeyi görmedi bile. Dalga geçtiği budur" diye düşündüm.
Hatun beklediğim gibi çıkmadı diye olayı kendi adıma kapattım. Artık ordan bin kere geçse onu bir dakika beklemezdim yani.
Bu olayın üstünden ne kadar süre geçti belirsiz. Üç gün mü on beş yirmi gün mü.. hatrımda değil.
Tam işin yoğun saatinde gündüz gözüne bir asker geldi. "Bölük komutanı seni çağırıyor çavuş" dedi.
O saatte o yoğunlukta çağrılmam hiç hayra alamet değil ama hayırdır inşallah diye gidiyorum.
Vurdum kapıyı açtım. Bölük komutanı olan benim üsteğmenle hatun üsteğmen yemek yiyorlar. İkisinin de gözleri masada sadece, ikisi de yüzüme bile bakmadılar ama bu zaten kendi bölük komutanım için standart. Adam beni binbaşıya bir sattı askerliğin başında. Sonrada o suçluluğu hep taşıdığından hiç bir olayda yüzüme bakacak yüzü kalmadı zaten.
Manzarayı görür görmez senaryoyu kurdum. Hatun gelmiş beni bölük komutanıma şikayet etmiş demek ki.
Bir suçta işlemedim ki!
O'na laf atmadım, yolunu kesmedim, rahatsız edecek bir saçmalık yapmadım. Kendi görev yerim olan balkonda durdum. Böyle suç mu olur?
Kimbilir nasıl anlattı durumu. " Sen ayakta uyu çavuşun bana asılıyor" mu dedi.. böyle bir durumu ne diye anlatmış olabilir. Hangi kelimelelerle?
Neyse sonunda bölük komutanı başladı anlatmaya.
"Falanca bölükte filanca asker şöyle şöyle şeyler yapmış.."
Anlatıyor anlatıyor da bana o kadar saçma geldi ki anlattıkları, senaryosunda ben yokum, benim askerim yok. Bana ne on bin askerin her birinin ne yaptığından.
Anlatırken araya girdim " Bu anlattığınız olayların benle ilgisini kuramadım komutanım" dedim.
Kendisi de kuramıyor ki... saçmasapan bir senaryoyla suçlanacağım. Hani dese ki " Ankara da bir asker bu sabah botunu boyamadan içtimaya çıkmış, bu yüzden sana üç gün hapis cezası verdim" tamam... aynı saçmalık düzeyinde bir şey anlatıyor.
Dinlemedim artık saçma hikayesini çünkü benle ilgisi yok. Gerçekten ne anlattı o anda bile dinlemedim ki buraya yazıyım.
Benim kafam net: Hatun gelmiş beni şikayet etmiş, bu da hatuna hava atmak için kafasından saçma bir senaryo yazmış bir suç icad edecek diye düşünüyorum. Hatunu izleyerek son cümleyi bekliyorum. Hatun yine gülümser bir halde bölük komutanın saçma hikayesini dinliyor. Gözlerini masaya dikmiş, biten yemeğin çatalıyla oynuyor.
Bölük komutanı saçma hikayesini bitirdi. Son cümlesinde "Senle sonra hesaplaşacağız" dedi.
Ve aynı anda hatundan bir kahkaha daha....
Hah... işte şimdi oldu.
Bu seferki kahkaha bana olamaz. O saçma senaryo onunda aklını dumura uğratmıştır.
" Oğlum sizin ikiniz de birbirinizden daha salaksınız lan" kahkahası. Bence bölük komutanı üsteğmen de anladı kahkahanın kendiyle dalga geçen içeriğini ama bozuntuya vermedi.
"emredersiniz komutanım" dedim çıktım odadan.
Odadan çıktığımda tabii kızgındım. Hatuna kızgınım. Güzelliğiyle eşdeğer de işler yapmadı diye kızgınım. Ortada hiçbir şey yokken şikayet etmesi, rütbesi ne olursa olsun erkekleri birbirine düşürmeye çalışması vs hep yanlış.
Biliyorumki hesaplaşma filan olmayacak. Hatun gelip şikayet edince bölük komutanı da aynı rütbede olduğu hatun karşısında gururunu kurtarmak için bu saçma şovu yapmıştır. İyi... anladıkta ... gereği neydi?
---
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demişler... benim ahım yavaş yavaş bile çıkmadı zalim güzelden. Belki bir ay bile geçmedi bu olayların üstünden istifa etmek zorunda kaldığının haberini aldım.
Albay kulağı delik adam. Anlattıklarımla dolaylı olarak ilgili nedenlerle hatuna demiş ki " Ya seni askeri mahkemeye veririm ki verirsem ceza alman kaçınılmaz yada istifa edeceksin"
O da doğal olarak istifa etmeyi seçmiş.
Önemsiz bir olay değil. Binlerce uykusuz nöbeti, bir sürü gergin geceyi, korkuyla beklediği sabahları, aç susuz hasta, kan ter içinde yaptığı eğitimleri vs... hepsini çöpe atmak anlamına gelir.
---
Bi şarkıdan nerelere geldim.. üstelik bu hikaye kimileri için ikinci üçüncü baskı.
Ama halihazırda en kötü askerlik anımı anlatmadım herhalde.
Bölük komutanını karşımda hep yere baktıran olay... bunu anlatmamışımdır. Çok yazdım ama hep taslaklarda bırakamyı seçtim. Belkide yazmışımdır bilmiyorum.
Yazılara etiket koymanın bir yararı belki bu şekilde eski yazdıklarıma ulaşmak olabilirdi. Onu da yapmadığımdan hatırlamak zor.
0 notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/5727ca8ae5b22041ff29f8db38314f62/286948b8d1db07cf-93/s640x960/bb872bae432a2bea5c7e1626a8ca437b1be5543e.jpg)
ortaokul üç, şu şarkıyı sevmiş, bu zamanlar için muhafaza etmişim, soner arıca’nın duru ve dingin sesi, okan bayülgenin mest edişi (sayın bayülgen yaş almanın hakkını veren, zaman ilerledikçe büyüyen ender bir adammış, severek izliyoruz, tiyatro oyununu da izlemek istiyoruz)…
incinmek, incitmek herkese dair, durumlar durulduğunda, şöyle şarkıların hakkını veren insanlarımız olsun istiyoruz, çok şey değil bence, ne dersin hayatcım cicim?
1 note
·
View note
Text
Mücevher,, huuuh başka kelime ile ifade edilemezdi (cem Adrian🖤
0 notes