#Nötrofil
Explore tagged Tumblr posts
Text
Lökosit Nedir
Lökosit, vücudun bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynayan beyaz kan hücresidir. Bu hücreler, vücudu enfeksiyonlara, bakteri, virüs, mantar ve diğer zararlı organizmalara karşı korur. Lökositler, kemik iliğinde üretilir ve kan dolaşımında, lenf sistemi ve dokularda bulunur. Farklı tiplerde lökositler vardır, her biri spesifik bir savunma mekanizmasına sahiptir; örneğin, nötrofiller bakterilere saldırırken, lenfositler virüslere ve tümör hücrelerine karşı savaşır. Sağlıklı bir insanın bağışıklık sisteminin düzgün çalışabilmesi için yeterli sayıda ve etkinlikte lökosit bulunması gereklidir.
0 notes
Text
KAN TAHLİLİ DEĞERLERİNİN ANLAMLARI
🔊RBC, WBC ,HGB, ALT , AST , GGT, PLT , NEUT , EO , MCH , RDW , MCHC, MONO, BASO...vs..
🔊Yukardaki ve bir çok parametrenin kanda "yüksek ya da düşük" çıkması ne anlama gelir bunları yazacam. Tahlili ele alınca temel bilgi olur...
⭐️1️⃣ RBC : (alyuvarlar)
🔸️ Kandaki Kırmızı kan hucrelerimiz. Diger adı eritrosit..
🔸️Kemik iliginde uretilir ve içerisinde oksijen taşıyan HGB (hemoglobin) bulunur.
🔸️1 litre kanda;
erkekte 4.35 - 5.65 trilyon
Kadında 3.90 - 5.13 trilyon
RBC bulunur...(tahlillerde trilyon yazmaz,sadece rakamlar yazar)
🔸️Idrarda eritrosit (RBC) görünüyorsa,bir yerde kanana var demektir. Bobrekte kum/taş,tümör, idrar yolu enfeksiyonu ihtimali vardır.
🔊NEDEN YUKSELİR ;
📍Yetersiz oksijen alımında yükselir (sürekli maske takmak gibi)
➖️Çünkü; İçerisinde hemoglobin var ve oksijen taşıyacak.
➖️ Eğer oksijen alımını engelleyen bir durum varsa Kemik iligi bu açığı kapatmak icin fazladan RBC uretir.. Aslında amac hemoglobin sayisi artirmak..
📍Ağır egzersizde yukselir
➖️Aynı mantıkla Ağır egzersizde kaslar fazla çalışıp, fazla oksijene ihtiyac duyar ve kemik iliği fazladan RBC uretir
📍Uyku apnesi olanlarda yükselir...
➖️Yine ayni mantik..uyku apnesinde kişi uyurken solunumu bazen keser, yapmaz ve oksijen düşer, kemik iligi RBC'yi artirir
📍Fazla susuzluk,kalp,akciger hastalıklarında yukselir...Dikkat edrseniz hep temelde vucuda giden oksijen azalinca artiyor...dolayısı ile fazla sigara icenlerde de RBC yukselir...
🔊NEDEN DÜŞER;
📍Demir, B12,B9,B6 eksikliginde düşer...(BUNLARIN EKSİKLİGİ ANEMİ (kansızlık)nedenidir.
➖️Çünkü RBC uretilmesi için bu vitaminler gerekli.
➖️RBC içindeki oksijen taşıyan Hemoglobin (HGB) uretimi içinde demir gerekli...Demir eksikse hemoglobin olmadığı icin RBC de düşer...
📍kadınlarda adet doneminde, bagirsak sisteminde kanamada, AIDS hastalığında, bazı kanserker ve ilaclarda düşer..
⭐️2️⃣ WBC (akyuvarlar)
🔸️Kandaki beyaz kan hucrelerimiz...Diğer adı Lökosit.
🔸️1 mikrolitre kan icerisinde
4500 - 11.000 arasında bulunurlar...
🔸️WBC kendi arasında cesitlere ayrılır ve kan tetkikinde ayrı ayrı bakılır. Simdi onlara bakalim..
1️⃣ NEUT : (nötrofiller)
➖️BAKTERİLER ve MANTARLARA karşı savaşır...Demekki vucutta bakteri varsa NEU yukselir
➖️Çünkü savaş için sayısı/uretimi artırılır
2️⃣ LYM : (Lenfositler)
➖️VİRUSLER ile savaşır...
Demekki viral enfeksiyonlarda artar...Viruslere karşı antikor ,B ve T lenfositler bu gruptadir...
3️⃣ EO: (eozinofil)
➖️ parazitler ile savaşır...Ayrıca kanser hucrelerini işaretler, tanimlar...Yani parazit varsa EO çok yuksek seviyelere çıkar. Sürekli yuksek EO kanser taramasi açısından tetkik gerektirir...
4️⃣ BA : (bazofiller)
➖️Alerjik reaksiyonlarda gorev alır. Hapşırma, öksürük, burun akıntısı
gibi semptomlar oluşur
5️⃣ MONO : (monosit)
➖️Genel ozelligi Ölü ve hasarları hucreleri temizlemek
➖️Kemik iliginde uretilip kana gectikten 2 saat kadar sonra dokulara girer.
➖️Dokulardaki adı MAKROFAJ...Her dokunun kendine ait MAKROFAJI var. yok edilmesi gerekeni içine alır ve yok eder
🔸️Inflamasyon varsa hasarlı hucre çoktur,monosit artar
🔶️🔶️ WBC YUKSELME NEDENLERI
📍Bakteriyel / viral enfeksiyon ve iltihaplanmalar
📍Ateş, yaralanma, yanık
📍Alerjik reaksiyon
📍Lupus hastalığı
📍Romatoid artrit
📍Tiroid hastalıkları
📍Lösemi
📍Kemik iliği tümörleri
🔶️🔶️WBC DÜŞÜKLÜĞÜ SEBEPLERİ
📍HIV/AIDS
📍Kemik iliği yetmezliği
📍Lenfoma (lösemide artar,lenfomada düşer)
📍B12, çinko ve bakır eksikliği
📍Dalak büyümesi
📍 karaciğer hastalıkları
📍Yoğun antibiyotik kullanımı
📍Kemoterapi
📍Fazla ve sık alkol kullanımı
📍Radyasyon tedavisi
📍ŞİDDETLİ enfeksiyon /inflamasyon
🔊WBC, Enfeksiyonda hem yükselir hem düşer ikisinede yazdın, neden ?
🩸Eğer enfeksiyon siddetli degilse, vucudu her yönü ile ele geciren bakteriyel,viral bir durum yoksa; savasmak için fazladan WBC (asker) üretir. AMAAA;
🩸ŞİDDETLİ enfeksiyon, bakteri,virus varsa ?
1 note
·
View note
Text
Enfeksiyon sonrası doku onarımı: bir iştah meselesi!
Nötrofiller, monositler ve makrofajlar, bulaşıcı bir ajana karşı ilk (doğal) bağışıklık yanıt veren bağışıklık hücrleri arasındadır. Bakterileri temizlemek için güçlü bir inflamatuar yanıt gerekli olmasına rağmen, enfeksiyondan sonra homeostaziyi yeniden sağlayan sonraki doku onarımı yanıtları daha az anlaşılmıştır. Olağanüstü fagositik yeteneklere ve anti-patojen savunmalara sahip olan…
View On WordPress
0 notes
Photo
Nötrofil Nedir Artışı ve Düşüş Sebepleri Nelerdir? Bir löksit akyuvar türüne verilen addır Nötrofil löksitler arasında en çok bulunan löksit çesitlerindendir. Bazofille ve Eosinofil nötrofilde granülosit tiplerden biridir.
#Nötrofil#Nötrofil Nedir#Nötrofil Nedir Artışı#Nötrofil Nedir Düşüşü#Nötrofil Yüzdesi#Tam Kan Nötrofil
0 notes
Photo
Nötrofil Nedir Artışı ve Düşüş Sebepleri Nelerdir? Bir löksit akyuvar türüne verilen addır Nötrofil löksitler arasında en çok bulunan löksit çesitlerindendir. Bazofille ve Eosinofil nötrofilde granülosit tiplerden biridir.
#Nötrofil#Nötrofil Nedir#Nötrofil Nedir Artışı#Nötrofil Nedir Düşüşü#Nötrofil Yüzdesi#Tam Kan Nötrofil
0 notes
Video
tumblr
Bir akyuvar hücresi olan Nötrofil, canlıya zararı dokunan kandaki Staphylococcus Aureus bakterisini yakalayıp etkisiz hale getiriyor/”yiyor”.
31 notes
·
View notes
Photo
💊Aspirin benzeri ilaçlar ağrıyı artırabilir #Araştırma 👩🏻🔬Yeni yapılan bir araştırmaya göre, ağrı kesici olarak aspirin ve ibuprofen almak hissedilen ağrıyı daha da kötüleştirebilir. 🌎Kanada ve İtalya’daki uzmanlar, belirli bazı ilaçların hastaları daha uzun süre acı içinde bırakabileceği konusunda uyardılar. 🔬Yeni elde edilen bulgular, dünya çapında milyonlarca kişi tarafından aspirin benzeri anti-inflamatuar ilaçlarla ağrının tedavi edilmesine yönelik geleneksel uygulamayı sorguluyor. 🌎Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden ve İtalya’daki Monza Hastanesi’nden araştırmacılar tarafından yapılan ve Science Translational Medicine dergisinde yayınlanan araştırmada, laboratuvar ortamında insan hücreleri ve fareler üzerinde yapılan testler temel alındı. 👩🏻🔬Uzmanlar, bel ağrısıyla mücadele eden 98 kişiden üç kez alınan kan örneklerini analiz etti. Ağrıları sonunda kaybolan hastaların kanlarında, hala olanlara kıyasla önemli ölçüde daha fazla nötrofil vardı. Bu, araştırmacılara, anti-inflamatuar ilaçlarla yaralı farelerdeki nötrofilleri bloke etmeyi test etme konusunda ilham verdi. Çoğu kontrol faresi iki ay içinde ağrı hissetmeyi bıraktı. Ancak, anti-inflamatuar ilaçları alan kemirgenler, ortalama olarak iki kat daha uzun süre ağrı yaşadılar ve bazıları kontrol grubuna göre 10 kat daha uzun süre acı çekti. 🧪Deneyi parasetamol gibi iltihabı hedeflemeyen ağrı kesicilerle tekrarlamak, aynı uzun süreli ağrı tepkisini üretmedi. Araştırmacılar, bu inflamasyonun yaralanmaları iyileştirmede ve ağrıyı çözmede rol oynadığını söyledi. 🔬Bulgular, ağrılarını tedavi etmek için anti-inflamatuar ilaçlar alanların iki ila 10 yıl sonra ağrı çekme olasılığının daha yüksek olduğunu gösteren 500.000 kişinin ayrı bir analiziyle desteklendi. 🇮🇹İtalya Monza Hastanesi’nden Dr. Massimo Allegri, bulguların sağlık görevlilerinin ağrılı yaralanmaları farklı şekilde tedavi etmesi gerektiği anlamına gelebileceğini savundu. ✒️Allegri, “Bulgularımız, akut ağrıyı tedavi etme şeklimizi yeniden gözden geçirmenin zamanının geldiğini gösteriyor. Neyse ki ağrı, iltihaplanmaya müdahale etmeyen başka yollarla da giderilebilir” dedi. (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/Cdxgmq-txb4/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
BAĞIŞIKLIĞIMI NASIL GÜÇLENDİRİRİRİM?
Hastalıklara direnmek ve güçlü bağışıklık sistemi için ne yapılmalıdır?Bağışıklık hücrelerinizde mikroplara hemen saldıran nötrofil ve mikropların özelliklerini daha önceden bilerek saldıran lenfosit sayısı oranını (NLR oranı) 3 düzeyinde tutunuz. Bunun için aşağıdaki konulara özel önem veriniz. Renk ve cins olarak çok çeşitli temiz sebze, meyve, bakliyat, deniz ürünü ve probiyotik doğal gıda…
View On WordPress
0 notes
Text
Erken lökosit ve nötrofil yüksekliğinin serebral venöz trombozda prognostik önemi
Erken lökosit ve nötrofil yüksekliğinin serebral venöz trombozda prognostik önemi
AMAÇ: Serebral ven trombozunun (SVT) oluşması ve rekanalize olmasında venöz staz, genetik ve kazanılmış faktörler gibi birçok faktör yanı sıra inflamasyonun önemi de vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, inflamasyonun önemli göstergeleri olan total lökosit, nötrofil ve lenfosit sayıları ile nötrofil/lenfosit oranının SVT’de erken dönem değişikliklerini araştırdık. YÖNTEMLER: 2007 ile 2011 tarihleri…
View On WordPress
0 notes
Photo
Arı Sütünün Kanser Tedavisi Üzerine Etkileri? Yapılan araştırmalarda arı sütünün kanser hücrelerini arttırmak bir tarafa tümörleri küçülttüğü, bağışıklık sistemini arttırdığı, tedavi sürecinin insan yaşam kalitesine olumlu katkı yaptığı ve kanser tedavilerinde daha az ilaç kullanımını sağladığı sonuçları çıkartılmıştır. Klinik çalışmalarda ise, kemoterapi ve radyoterapi uygulanan lösemili çocuklarda arı sütünün canlı ağırlık artışıyla birlikte kandaki beyaz küre, nötrofil ve lenfositlerin artmasına neden olduğu saptanmıştır. Burada bir konunun önemine dikkat çekmek isterim. Arı sütü tamamlayıcı ve destekleyici tedavi kapsamındadır. Kanser gibi ciddi hastalıkları arı sütünün tedavi etmesini beklemek çok yanlış olur. Arı sütü, bu gibi hastalıklarda ancak mevcut tedaviye ilave olarak destek olmak için kullanılabilir. Yapılan tüm çalışmalarda da arı sütü, mevcut tedavilere destek olarak kullanılmıştır. Bir üretici olarak şunu özellikle belirtmek isterim ki kanser vb. rahatsızlıkları olan bir çok kişiyle veya yakınları ile arı ürünlerinin üreticisi olmamız sebebiyle tanışma ve konuşma şansımız oluyor. Kendinizin veya bir yakınınızın butarz bir rahatsızlık içinde bulunması gerçekten sabır gerektiren bir durum. Ve insan bu çaresizlik içinde derman olabilecek herşeyden medet umuyor. Ve maalesef bu çaresizlik birilerinin para kazanma aracı oluyor. Yitik şifanın peşinde paranızı boşa harcamayın. Nitelikli olmayan, taze olmayan, saf olmayan hiçbir arı ürünü size ve çevrenizdekilere fayda sağlamaz. Bu tarz ürünleri alırken veya tavsiye ederken ince eleyin sık dokuyun. Sağlık ve sevdiklerimiz en büyük hazinemiz. Arı sütünün kanser üzerine etkilerini kendiniz okumanız açısından araştırma makalelerinin kaynaklarına aşağıdan ulaşabilirsiniz. 👇Devamı Yorumlarda #kanser #kanserlemücadele #kanserlesavaş #antikanser #tamamlayıcıtıp #yardımcıtedavi #tümör #kemoterapi https://www.instagram.com/p/CWlPpNjoFxt/?utm_medium=tumblr
0 notes
Text
Lökosit nedir
Lökositler, vücudun bağışıklık sistemi için hayati öneme sahip beyaz kan hücreleridir. Bu hücreler, enfeksiyonlarla savaşarak vücudu hastalıklardan korur ve bağışıklık tepkisini düzenler. Lökositler, nötrofiller, lenfositler, monositler, eozinofiller ve bazofiller olmak üzere beş ana türe ayrılır. Her biri, vücudun savunma mekanizmasında farklı rollere sahiptir. Örneğin, nötrofiller bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı ilk savunma hattını oluştururken, lenfositler virüslerle mücadelede kritik rol oynar. Lökosit sayısının normalin üzerinde ya da altında olması, çeşitli sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve bu durumlarda tıbbi değerlendirme gereklidir.
0 notes
Text
Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor
Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyorEnfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor İSTANBUL - 2020 datalarına nazaran alt teneffüs yolu enfeksiyonları ...Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor İSTANBUL - 2020 datalarına nazaran alt teneffüs yolu enfeksiyonları dünyanın ölümcül bulaşıcı hastalığı olarak görülüyor. Alt teneffüs yolu enfeksiyonları tüm dünyada ölümlerin dördüncü en sık nedeni olduğu belirtiliyor. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği mevzuyla alakalı farkındalığı arttırmak için online toplantı düzenledi. Toplantıda enfeksiyon kaynaklı ölümlerin dünya genelinde azaltılması için koronavirüs enfeksiyonu, hastane enfeksiyonu, HIV enfeksiyonu üzere değerli bilgiler paylaşıldı. EKMUD, ülkemizde enfeksiyon hastalıkları konusunda farkındalığı artırmak, koronavirüs ve alanları ile ilgili pek çok mevzuyu tartışıp, yenilikleri bilim insanlarıyla paylaşmak emeliyle 20-23 Mayıs'ta 9. Türkiye EKMUD Milletlerarası Bilimsel Platformu'nu düzenledi. Bilimsel platformda farklı 45 oturumda 192 alanında uzman doktor misyon aldı. Düzenlenen basın toplantısında enfeksiyon kaynaklı ölümlerin dünya genelinde azaltılması için koronavirüs enfeksiyonu, ömür uzunluğu bağışıklama ve aşılar, hastane enfeksiyonu, HIV enfeksiyonu, diyabetik ayak enfeksiyonu, sepsis enfeksiyonu ve invaziv mantar enfeksiyonları üzere bahisler hakkında değerli bilgiler paylaşıldı. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Lideri Prof. Dr. Canan Ağalar, "Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği 2006 yılında kurulmuş, bin 176 uzman üyesi, 476 araştırma vazifelisi, 169 ilgili kısım üyesi olan bir uzmanlık derneğidir. Koronavirüs pandemisi nedeniyle bir yılı aşkın müddettir eğitimleri online sürdürüyoruz. Bu devirde bizim takip ettiğimiz (HIV, Hepatit B, Hepatit C, Diyabetik yarası olan gibi) pek çok hasta kümesinin takiplerinde aksamalar oldu. Bu devirde eğitim alan araştırma vazifelileri koronavirüs dışı olayları yeteri kadar göremedi. Bu eksikleri online eğitimler ile tamamlamaya çalışıyoruz. 2020 yılından beri bu hedefle bir kongre, 2 akademi ve 67 online toplantı düzenledik. enfeksiyon hastalıkları idaresi başlıklı 5 farklı kurs düzenledik. Kongrede 45 oturumda 192 uzman doktorumuz misyon aldı" dedi. "Salgının tüm dünyada denetim altına alınabilmesi için aşı çok kıymetli bir öncelik" EKMUD Lider Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Şencan ise, "Koronavirüs hakkında toplumu bilgilendirecek, farkında olmayı artıracak, tartışılacak tarafları ortaya koymak üzere söylenecek her şey söylendi. Biz kongremizde ilgili alan uzmanlarının bilimsel kıymetlendirme ve tartışmalarının sonunda toplum ile paylaşılması faydalı olabilecek mevzuları paylaşmayı istiyoruz. Hastalığın denetimli seyredebilmesi için bulaşıcılığı azaltacak maske kullanımı, yakın temastan kaçınma ve genel hijyen kuralarına dikkat etmeliyiz. Salgının ülkemizde denetim altına alınabilmesi için koruyuculuk oranları farklılıklar içerse bile mevcut koronavirüs aşılarından hangisini bulursak aşımızı yaptırmalıyız. Salgının dünyada denetim altına alınabilmesi için varyantlara da tesirli olacak halde ve toplumun tüm bölümlerine uygulanabilecek tesirli aşı geliştirme çalışmalarının sürdürülmesi, aşıların tüm ülkelere ve tüm insanlara yaygın ulaşabilecek formda çalışılması gerekir. Bunun dışında farklı hastalıklarımızın da takibini eksik etmememiz gerekiyor" diye konuştu. "Doğumdan vefata kadar her insanın aşıya gereksinimi var" Prof. Dr. Meltem Taşbakan ve Sayman Uzm. Dr. Süha Şen, "Bağışıklama enfeksiyon hastalıklarından korunmada pak sudan sonra en tesirli yoludur. Doğumdan vefata kadar her insanın aşıya muhtaçlığı vardır. Lakin erişkinlerde bağışıklama oranları ne yazık ki çocuklar kadar kâfi değildir. Erişkinler birçok enfeksiyon hastalığına çocuklar kadar hassas olmamakla birlikte erişkin hastalıkları daha ölümcül seyredebilmektedir. Çocukluk periyodunda yapılan aşıların devamı olarak erişkinlerde aşılama sürdürülmelidir. Erişkin yaş kümesine mahsus aşılamalarla birçok hastalıklardan korunmak mümkündür. Bu nedenle maksadımız 'Yaşam Uzunluğu Bağışıklama Programı'nın uygulanmasıdır. Bu bağlamda ülkemizde 2016 yılında yayınlanan "Risk Kümesi Aşılamaları" genelgesi doğrultusunda çok sayıda 65 yaş üzerinde kişi ve risk kümesi aşılanmıştır. Amaç kitlenin tamamına ulaşabilmek için daima erişkin aşılamanın gündemde tutulmasının kıymetli olduğunu düşünmekteyiz" formunda konuştu. "Sağlık bakımı bağlantılı enfeksiyonlar dünya genelinde kıymetli bir sorun" Prof. Dr. Meltem Dilek Uzman, "Sağlık bakımı bağlı enfeksiyonlar sıhhat hizmeti sunumu sırasında gelişen enfeksiyonlar olup daha evvelce hastane enfeksiyonları olarak adlandırılmaktaydılar. Sıhhat bakımı alakalı enfeksiyonlar yalnızca ülkemizde değil tüm dünya genelinde değerli bir sorun olup, vefat nedenleri sıralamasında birinci on içerisinde bulunmaktadırlar. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ)'nün yaptığı bir araştırmada hastaneye yatan her 100 hastada hastane enfeksiyonu gelişme oranı gelir seviyesi yüksek ülkelerde 7 hasta, gelişmekte olan ülkelerde ise 10 hasta olduğunu bildirmiş olup, hastalık gelişen bu hastaların yüzde 10'nunda da vefat gözlendiğini belirtmişlerdir" tabirlerini kullandı. "Aşı ile HIV enfeksiyonun önlenmesi ile ilgili çalışmalar son süratle devam ediyor" EKMUD evvelki Lideri Prof. Dr. Hürrem Bodur ve Üyesi Prof. Dr. Behice Kurtaran HIV enfeksiyonu hakkında şunları söyledi: "HIV enfeksiyonu teşhis aldığı 1980'li yıllardaki öldürücü, tedavinin pek de faydalı olmadığı ve çağın vebası imajından, 2000'li yıllardan sonra kullanıma giren tesirli tedavilerle sıyrılmayı başarırken, tahminen de dünyanın en uzun süren ve en çok can kayıplarından birine neden olan pandemi olma durumunu, bilhassa de gelişmekte olan ve düşük gelir seviyesine sahip ülkelerde sürdürmektedir. Sahra altı Afrika dünya üzerindeki hadiselerin birçoklarına mesken sahipliği yapmaktadır. Batı ve Kuzey Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni hadise sayısı giderek azalırken, Doğu Avrupa ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu kimi ülkelerde olay sayısındaki artış devam etmektedir". "Diyabetin ayak komplikasyonu, dünyada her 30 saniyede bir ayak kaybına neden oluyor" EKMUD Lideri Prof. Dr. Canan Ağalar ve Genel Sekreteri Prof. Dr. İsmail Yaşar Avcı ise şunları söz etti: "Diyabetik ayak enfeksiyonları en önemli sıhhat sıkıntıları ortasında yer almaktadır. Dünyada 450 milyondan fazla diyabetli bulunmaktadır. Bunların yüzde 90'ından fazlası da Tip II diyabet olup obezitenin artışına paralel olarak artmaya devam etmektedir. Türkiye 7 milyondan fazla diyabet hastası ile Avrupa'da diyabetin en sık görüldüğü ülkedir. Ülkemizde 1 milyon üzerinde diyabetik ayak yarası ve 500 bin diyabetik ayak enfeksiyonu bulunmaktadır. Diyabetin ayak komplikasyonu, dünyada her 30 saniyede bir ayak kaybına neden olmaktadır. Ülkemizde de yılda 12 bin civarında ampütasyon yapılmaktadır. Diyabet komplikasyonları nedeniyle yıllık 5 milyar TL civarında bir maliyet Toplumsal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır". "Sepsis enfeksiyonu tüm dünyada önlenebilir ölümlerin bir numaralı nedenidir" Doç. Dr. Yasemin Çağ, "Enfeksiyonlar sepsis ismi verilen ölümcül bir tabloya neden olabilirler. Sepsis, bedenin bir enfeksiyona verdiği çok yansıdır. Bedeninizin rastgele bir bölgesindeki enfeksiyon bir zincirleme tepkisi tetiklediğinde sepsis meydana gelir ve vaktinde tedavi edilmezse süratle doku hasarına, organ yetmezliğine ve mevte yol açabilir. Dünya çapında her yıl en az 11 milyon kişi sepsis nedeniyle ölmektedir. Lakin insanların çok azı sepsis hakkında hakikaten bilgi sahibidir. Sepsis erken teşhis edilir ve tedavi edilirse sepsise bağlı ölümlerin yaklaşık yarısı önlenebilmektedir. Sepsis tüm dünyada önlenebilir ölümlerin bir numaralı nedenidir. Bilhassa 65 yaş üstü yetişkinler ve diyabet, akciğer hastalığı, kanser ve böbrek hastalığı üzere kronik tıbbi rahatsızlıkları olan yahut bağışıklık sistemi bozuk olan şahıslar sepsis açısından daha yüksek risk altındadır. Sepsisin en önemli bulguları; yüksek kalp suratı, tansiyon düşüklüğü, ateş, titreme yahut beden sıcaklığının çok düşük olması, şuur bozukluğu, nefes darlığıdır. Sizde yahut sevdiklerinizde bu sayılan belirti ve bulgulardan birkaçı mevcutsa acil tıbbi yardım için bir sıhhat kuruluşuna başvurmanız hayat kurtarıcı olabilir" halinde konuştu. "İnvaziv mantar tedavisinin çabucak başlanması hayat kurtarıcı olabilir" Prof. Dr. Nurettin Erben ise, "İnvaziv mantar enfeksiyonları, bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde görülür. Bağışıklık sisteminin baskılandığı en ağır durum 'nötrofil' ismi verilen beyaz kan hücrelerinin kâfi olmadığında ortaya çıkar. Nötrofiller bedeninizin enfeksiyonlar ile savaşmasına yardımcı olur. Kimi kanser cinslerinde yahut kimi hastalıkların tedavisi, nötrofil sayısının yetersiz olmasına neden olabilir. Bağışık sistemi ayrıyeten, kemik iliği nakli yahut organ nakli olan şahıslarda de baskılanır. Bağışıklık sistemi zayıflamış şahıslarda hem mayalar hem de küfler, önemli invaziv mantar enfeksiyonlarına neden olur. Aspergillus, lösemi hastalarında en sık görülen küf kümesi mantardır ve kemoterapi alan lösemi hastalarının yaklaşık yüzde 10'unda görülmektedir. Sağlıklı bireylerde hastalık tablosu oluşturamayan Aspergillus, kanser hastalarında akciğerleri tutarak hastalık oluşturur" dedi.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Furkan Serttaş Read the full article
0 notes
Text
Tiroiditler
1)Hashimoto: Ağrısız, simetrik, diffüz. CTLA-2 ve PTPN-22 gen polimorfizmi, HLA-DR3 birlikteliği. Mikroskopisinde; Parankimi infiltre eden MNL ve germinal merkezleri belirgin lenfoid folliküller, Hurthle hücre metaplazisi(geniş, eozinofilik sit.), stromal fibrozis ve foliküler atrofi. B hücreli lenfoma riski artmıştır. İleri evrelerde fibrozis etkisiyle bez sertleşir ve küçülür.
2)Subakut(Granülomatöz): 30-50 yaş, Kadın. ÜSYE sonrası. Viral enf(Cox,kızamık, kabakulak,Adeno). Akut başlar. Ateş, boyunda şişlik, ağrı. Histoloji: granülomatöz inf, dev hücre.
3)Subakut Lenfositik: En sık orta yaş, postpartum. Ağrısız. Histoloji; lenfositik infiltrasyon ve plazma hücreleri.( Hurthle h metaplazisi, fibrozis nadir)
4)Reidel: Aşırı fibrozis. Tahta gibi sert, fikse. Retroperitoneal idiyopatik fibrozis ile birliktelik olabilir.
5)Akut: Bakteriyel ÜSYE sonrası. Staf, strep. Ağrılı ve şişkin bez. Nötrofil infiltrasyonu.
0 notes
Text
0 notes
Photo
<!-- p.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin-bottom:.0001pt; text-align:justify; text-indent:35.45pt; font-size:11.0pt; font-family:"Calibri","sans-serif"; margin-left:0cm; margin-right:0cm; margin-top:0cm} -->
Tahlil Sonuçları Kısaltmaları
Kan Tahlili Kısaltmaları
Hemogram: Tam kan sayımı anlamına gelmektedir. RBC: Kırmızı kan hücrelerinde bulunan eritrosit/alyuvar miktarıdır. Bunlar oksijen taşıyan hücrelerdir. HGB: Hemoglobin. Kanda bulunan toplam hemoglobin miktarını göstermektedir. Kanda varolan oksijenle birleşmiş alyuvarlardır. HCT: Hematokrit. Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarını gösterir. PLT: Platelets, yani trombosit sayısı. Pıhtılaşmayı sağlayan hücreleri gösterir. Demir eksikliği anemisi ve akut enfeksiyonlarında trombosit sayısına bakılır. MPV: Kanda bulunan trombositlerin ortalama büyüklüğünü gösterir. PDW: Kandaki trombositlerin dağılım genişliğini gösterir. MCV: Oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ortalama büyüklüğüdür. Tam kan sayımında önemli olan bir bulgudur. MCH: Kırmızı kan hücrelerindeki (yani eritrositlerdeki) toplam hemoglobin miktarını gösterir. MCHC: Eritrosit hemoglobin konsantrasyonunun yüzde olarak ifadesidir. RDW: Eritrositlerin dağılımı genişliğini gösterir. WBC: Beyaz kan hücrelerinin lökosit sayısı. Beyazküreler yanı akyuvarlarımızın sayısını belli eder. Vücudun savunmasında ve bağışıklığında görevlidir. CRP: C Reaktif Protein. Normalde insan vücudunda düşük değerlerde bulunan bir proteindir. PNL: Nötrofiller. Bakteryel enfeksiyonların arttığı durumlarda yükselir. NE%: Nötrofil yüzdesi. Bu hücrenin ana işlevi, vücuda zararlı olan yabancı materyalleri bulmak ve tahrip etmektir. LY%: Lenfosit yüzdesi. Bu hücreleri bağışıklık yanıtının humoral kısmını oluştururlar. Viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda düşer. MO%: Monosit yüzdesi. Bu hücreler fagositoz yapma yeteneğindedir ve lenfositlerle direkt veya indirekt yoldan bağışıklık sisteminin regulasyonunda önemli rol oynarlar. EO%: Eozinofil Yüzdesi. Yabancı maddeleri yok etme görevinde olan hücrelerin yüzdesini gösterir. Alerji ve parazitik hastalıklarda bakılır. BA%: Bazofil Yüzdesi. Bazofillerin de fagositoz yeteneği vardır ama asıl fonksiyonunu, çeşitli maddeler salgılayarak gösterir.
İdrar Tahlili Kısaltmaları
PRO: Protein. Genellikle hamilelerde görülür. Normalde sık rastlanmaz. GLU: Glikoz. Negatif çıkması beklenir. Kanda aşırı derecede glikoz artarsa idrarda da çıkması beklenir. Sg: Dansite (Yoğunluk). Referans aralığı 1.010 ile 1.020 arasındadır. pH: Referans aralığı 4.8–7.4 arasında olmalıdır. Ortalama pH 6 olarak kabul edilebilir. LEU: Lökosit. İdrarda lökoside rastlanması patolojik etki olduğunu gösterir. NIT: Nitrit. İdrarda nitrit bulunması nitrit üreten bakterilerin varlığını gösterir. KET: Keton. Genellikle aç kişilerde ortaya çıkar. Hasta ne kadar aç ise keton o kadar yüksektir. UBG: Ürobilinojen Değeri BIL: Bilirubin. Ölü kan hücrelerinin karaciğer ve safra kesesi aracılığıyla atılımını gösterir. Normalde idrarda bulunmaz. Sarılık gibi durumlarda ortaya çıkar. ERY: Eritrosit. İdrarda kan olduğunu gösterir.
Biyokimya Tahlili Kısaltmaları
CA: Kalsiyum. Endokrin ve metabolik bozuklukların değerlendirilmesinde kullanılır. PHOS: Fosfor. Fosfor metabolizmasının, asit-baz ve kalsiyum-fosfor dengesinin değerlendirilmesinde kullanılır. UREA: Üre. Böbrek fonksiyon testlerinden biridir. GLU: Glikoz. Kandaki şeker oranını gösterir ve şeker hastalığının teşhisinde 12-24 saat açken ölçülür. TP: Total Protein. Böbrek ve karaciğer hastalıklarının takibinde kullanılır. HB: Hemoglobin. Anemi, kan kaybı vb. durumların değerlendirilmesinde kullanılır. UA: Ürik Asit. Gut ve diğer pürin metabolizma bozukluklarının tanı ve takibinde kullanılır. Gut, böbrek yetmezliği, lösemi ve ağır egzersiz gibi durumlarda ürik asit düzeyi artar. BİL-D: Bilirubin. Karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. BİL-T: Bilirubin. Karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır.
SGOT-AST-SGPT-ALT-GGT: Kısaltmalar ile gösterilen bu testler karaciğer fonksiyon testleri anlamına gelir. Karaciğerin etkilendiği düşünülen hastalıklarda hekim tarafından istenilir. ALT: Alanin Aminotransferaz. Karaciğer fonksiyon testlerinden biridir. AST: Aspartat Aminotransferaz. Bütün vücut dokularında bulunmakla beraber, karaciğer, kalp ve iskelet kası en çok bulunduğu hücre içi olarak yer alan bir enzimdir. GGT: Karaciğer hastalıklarında ve özellikle alkole bağlı karaciğer hastalıklarında daha değerli bir enzimdir. ALP: Alkalen Fosfataz. Karaciğer, safra kesesi ve kemik dokusuna bağlı hastalıkların değerlendirilmesinde kullanılır. Vücutta neredeyse tüm dokularda vardır; fakat ne iş yaptıkları pek bilinmez.
LDH: Laktat Dehidrogenaz. Kalp ve karaciğer hastalıklarının tanısında kullanılır. HDL: Kandaki yağ oranını gösteren, yararlı kolesterol olarak bilinen değerdir. LDL: Koroner kalp hastalığı riskinin değerlendirilmesinde kullanılır. Kandaki yağ oranını gösteren, zararlı kolesterol olarak bilinen değerdir. TK: Toplam Kolesterol. Toplam kolesterolün değerini gösterir. VLDL-K: VLDL Kolesterol. Lipit metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır. CK-MB: Kreatin Kinaz. İskelet ve kalp kasında dejenerasyona yol açan durumların değerlendirilmesinde kullanılır. AMYL: Amilaz. Pankreas, tükürük bezleri ve bazı tümörlerden salgılanan fonksiyon testlerinden biridir. Alkol kullanımı miktarını artırırken pankreas yetmezliği amilaz düzeyini azaltır.
TG: Trigliserid. Yağ asidi veya gliserolün birleşmesiyle oluşan doğal yağlardır. Kolesterolden tehlikelidir. FE: Demir. Her türlü anemi, demir eksikliği ve demir zehirlenmesinin değerlendirilmesinde kullanılır. Demir eksikliği anemisi gibi durumlarda demir düzeyi azalır. Sodyum: Elektrolit ve su dengesinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Potasyum: Elektrolit ve asit-baz dengesinin değerlendirilmesi ile böbrek fonksiyonlarının takibinde kullanılır. Klorür: Elektrolit dengesi ve asit-baz ile su metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır. Magnezyum: Mg metabolizması ve elektrolit dengesinin değerlendirilmesi ile gebelikte hipertansiyon tedavisi uygulanan hastaların takibinde kullanılır. Kreatinin: Böbreğin çalışması hakkında bize bilgi verir. Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. Kreatinin Klerensi: Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ve böbrek hastalıklarının takibinde kullanılır. Burada ise böbrek hastalıkları ve şok kreatinin klerensi düzeyini azaltır.
AKŞ: Açlık Kan Şekeri. Karbonhidrat metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır. TKŞ: Tokluk Kan Şekeri. Genelde yemeğin 2. saatinde bakılır. OGTT ve OGL: Şeker yüklemeleri Asit Fosfataz: Esas olarak prostat, karaciğer, kemik ve bazı kan hücrelerinde bulunmaktadır. Albumin: Karaciğerde sentezlenen bir protein sentezidir. Kan onkotik basıncı hakkında bilgi verir. Lipaz: Pankreas fonksiyon testlerindendir. DBK: Demir Bağlama Kapasitesi. Serum demir düzeyinin değerlendirilmesinde kullanılır. Transferrin: Plazmada demir transportunu sağlayan major proteindir. Demir eksikliği anemisi, gebelik ve östrojen kullanımında transferin düzeyi artar.
Hepatit Tahlili Kısaltmaları
HBsAg: Akut veya kronik HBV (Hepatit B Virüsü) enfeksiyonlarının tanısında kullanılır. Anti-HBs: HBV’ye karşı immünitenin tespitinde kullanılır. Anti-HAV IgM: Akut HAV enfeksiyonunun tanısında kullanılır. Anti-HAV Total: Hepatit A’ya karşı immünitenin olup olmadığının değerlendirilmesinde kullanılır. HBeAg: HBV enfeksiyonunun takibinde kullanılır. Enfeksiyonun erken evrelerinde, HBsAg’den sonra ortaya çıkar. Anti-HBe: HBV enfeksiyonunun takibinde kullanılır. HBeAg ortadan kaybolduktan sonra görülür. Anti-HIV: HIV, Aids tanısında kullanılır. Anti-HCV: HCV enfeksiyonunun tanısında kullanılır. Genelde HCV enfeksiyonunun geç evresinde kanda bulunur.
Hormon Tahlili Kısaltmaları
FERR: Ferritin. Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık anemisi, talasemi, hemakromatozis ve demir yükleme tedavisinin takibinde kullanılır. B12: Vitamin B12. Hematopoezis ve normal nöronal fonksiyonlar için gereklidir. FOL: Folik Asit. Folat eksikliğinin tanı ve tedavisi takibi ile megaloblastik ve makrositik anemilerin değerlendirilmesinde kullanılır. T3-T4-FT3-FT4: Total T3, Total T4, Serbest T3, Serbest T4. Troid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. TSH: Tiroid Uyarıcı Hormon. Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ve tedavi takibinde kullanılır. Tek başına yeterli değildir, ek yöntemler gerekir. E2: Estradiol. Vücuttaki en potent endojen östrojendir. ß-HCG: Beta HCG. Gebeliğin teşhisi, ektopik gebelik şüphesinin değerlendirilmesi ve in vitro fertilizasyon hastalarının takibinde kullanılır. AFP: Alfa-Fetoprotein. Hepatoselüler ve germ hücreli kötü huylu tümörlerde kullanılan bir tümör belirleyicisidir. CEA: Kolon, rektum, akciğer, meme, karaciğer, pankreas, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA düzeyi artar. CA 125: Özellikle over malignitelerinin (yumurtalık kanseri) takibinde kullanılan bir tümör markeri yani bir tümör belirleyicisidir. CA 15–3: Meme kanserinin tanı ve tedavi takibinde kullanılır. CA 19–9: Tüm gastrointestinal sistem kanserleri ve diğer adenokarsinomlarda CA 19–9 düzeyi artar. PSA: Prostat-Spesifik Antijen. Prostat hastalıklarının tanı ve takibinde kullanılır. Free PSA: Serbest PSA. Prostat hastalıklarının tanı ve takibinde kullanılır.
Kaynak: https://www.cokbilgi.com
0 notes
Text
Nötropeni Nedir? Nedenleri ve Tedavisi
Nötropeni, enfeksiyonlara karşı temel bir savunma hattı oluşturan, bir tür beyaz kan hücresi olan nötrofillerde belirgin bir azalma ile karakterizedir. Bu durumun ana komplikasyonu yüksek enfeksiyon riskidir.
Nötrofiller kemik iliğinde yapılır. Vücudun her tarafına geniş çapta hareket eden ve diğer hücrelerin yapamadığı dokulara girebilen kısa ömürlü hücrelerdir.
En sık karşılaşılan durum, kanser hastalarının kemoterapi nedeniyle nötropeni geliştirmesidir. İlgili ilaçlar, öldürmek üzere tasarlandıkları kanser hücrelerinin yanı sıra nötrofilleri de yok eder.
https://www.diyetz.com/notropeni-nedir-tedavisi/
0 notes